101 .Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi No:35 (Ekim 2006) TÜRK YE’DE KAMU BORÇLARININ KAYNAKLARI, YAPISI VE N TEL KLER N N DE ERLEND R LMES (1990 – 2004 DÖNEM ANAL Z ) Duran BÜLBÜL* Haydar Lütfü EJDER** Özgür AHAN*** Özet Türkiye’nin artan kamu finansman gereksinimi borçlanmayla kar ılanmaya çalı ılmaktadır. Bu durum, iç ve dı borç stokunu giderek artırmaktadır. Özellikle de iç borç stoku çok artmı tır. 1989 yılında alınan finansal liberalizasyon kararı sonrasında, Türkiye ekonomisi kırılgan bir hal almı tır. Dolayısıyla, Türkiye krizlere sürekli gebe bir konuma gelmi tir. Çalı mada, Türkiye’de kamu borçlanmasının kaynakları, yapısı ve nitelikleri belirtilerek, Türkiye ekonomisinde yarattı ı etkilerin incelenmesi amaçlanmı tır. Anahtar Kelimeler: ç Borçlanma, Dı Borçlanma, Finansal Liberalizasyon, Ekonomik Kriz, Kamu Kesimi Borçlanma Gereksinimi. Abstract Turkey’s increasing public financing requirements have been tried to be met by loan. So, This case has increased domestic and foreign debts step by step. Especially domestic debt has become increased After the decision of financing liberalization in 1989, Turkish economy has become fragile. So that Turkey has become a country that always comes face to face to economic cryses. In this study, the structure, sources and composition of loans in Turkey has been determined and analyses by taking in to consideration of economical effects. Key Words: Domestic Debts, Foreign Debts, Financial Liberilaziation, Economic Crisis, Public Sector Barrowing Requirement. * Yrd. Doç. Dr., Gazi Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü Ara tırma Görevlisi, Gazi Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü *** Ara tırma Görevlisi, Gazi Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü ** 102 GR Ülkelerin geli mesiyle birlikte ihtiyaçlar giderek artmı ve bu durum kamu harcamalarında yükseli e neden olmu tur. Devletin, toplumun giderek artan sosyal ve ekonomik öneme sahip ihtiyaçlarını yerine getirebilmesi için, kamu geliri elde etmesi gerekmektedir. Kamu gelirlerinin yeterli olmadı ı durumlarda ise devlet, ola anüstü kamu geliri olarak adlandırılan, fakat günümüzde ola an kamu gelirleri arasında sayabilece imiz borçlanmaya ba vurabilmektedir. Günümüzde, gerek geli mi gerekse geli mekte olan ülkeler olsun, devlet borçlanmasının büyük bir önemi olmakla birlikte, ülkelerin sosyo – ekonomik hedeflere ula abilmesi, uluslararası iktisadi ve mali ili kilerdeki geli me ve devletin fonksiyonlarındaki artı , borçlanmayı sürekli ba vurulabilir bir finansman kayna ı haline dönü türmü tür1. Borçlanma sadece mali amaçla de il, aynı zamanda ekonomik ve sosyal amaçlarla da ba vurulan bir gelir kayna ı haline gelmi tir. Ba ka bir ifadeyle borçlanma, bütçe açıklarının giderilmesi, devlet giderlerinin finansmanının sa lanması amaçlarının dı ında, maliye politikası aracı olarak maliye politikasının amaçları olan, iktisadi kalkınma ve büyümenin ve iktisadi istikrarın sa lanması için de ba vurulan bir kaynak haline gelmi tir. Borçlanma, özellikle fonksiyonel maliye anlayı ının giderek geli mesiyle birlikte, maliye teorisi içinde önemli bir yere sahip olmu tur. Ayrıca borçlanma, borç yönetimi açısından ülkeler için ekonomik, mali ve sosyal sonuçlar meydana getirmektedir. Bu sonuçların incelenmesi ve de erlendirilmesi, borçlanma yönetiminin etkinli i konusunda fikir verebilmektedir. Bu çalı mada da, maliye teorisi içinde bu kadar öneme sahip borçlanmanın, ülkemiz açısından de erlendirilmesi yapılmak suretiyle, devlet borçlarının kaynakları, yapısı ve nitelikleri ortaya konmaya çalı ılacaktır. I. DEVLET BORÇLARININ ALICILARINA VE BORÇLULARA GÖRE DA ILIMI A. Devlet Borçlarının Kaynakları Devlet borçlarının iç ve dı devlet borçları itibariyle, alıcılara (kaynaklara) ve borçlulara göre da ılımının yapılması ve de erlendirilmesi mümkündür. Ülkemizde iç borçların kaynakları, bireyler ve özel kurulu lar, ticari bankalar, merkez bankası ve sosyal güvenlik kurulu ları ile di er ekonomik kurulu lar olarak sıralanabilir. Dı borç kaynakları ise, devletten devlete yardımlar, çok taraflı fon transferleri, uluslararası banka kredileri ve uluslararası sermaye piyasalarından borçlanma olarak belirtilebilir. 1. ç Borç Kaynakları 1 Abdurrahman AKDO AN, Kamu Maliyesi, 7. B., Gazi Kitabevi, Ankara, 1999, s. 399. 103 ç borç kaynakları bireyler ve özel kurumlar, ticari bankalar, merkez bankası ve sosyal güvenlik kurulu ları ile di er ekonomik kurulu lardan olu maktadır. A a ıda tablo – 1’de iç borcun borç kaynaklarına göre, di er bir ifade ile alıcılara göre da ılımı verilmektedir. Tablo 1. ç Borç Stokunun Alıcılara Göre Da ılımı (1990 – 2004) 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Ort. Bankalar Resmi Kurumlar Özel Sektör Bireyler Trilyon TL % Trilyon TL % Trilyon TL % Trilyon TL 17,963 85,9 2,700 12,9 0,238 1,1 0,000 42,470 92,8 1,451 3,2 1,867 4,1 0,000 118,341 79,1 20,929 14,0 5,943 4,0 4,477 256,918 77,8 20,021 6,1 8,885 2,7 44,210 601,453 71,5 82,544 9,8 22,446 2,7 134,957 1.359,560 81,6 147,387 8,8 59,168 3,6 99,388 458,464 9,9 132,032 2,9 132,697 3.902,227 84,4 5.599,994 89,5 450,095 7,2 205,819 3,3 4,054 12.377,480 86,8 1.142,759 8,0 554,368 3,9 179,717 22.945,201 85,3 3.013,707 11,2 566,201 2,1 361,297 24.636,819 75,9 6.593,039 20,3 1.238,450 3,8 0,238 156.110,743 74,5 46.403,177 22,1 3.076,244 1,5 4.023,071 99.992,548 79,8 18.701,926 14,9 5.387,695 4,3 1.220,956 119.459,031 75,5 34.479,250 21,8 4.211,654 2,7 88,447 140.301,000 85,8 18.084,000 11,1 5.180,000 3,2 31,000 82,5 11,8 3,1 - % 0,00 0,00 2,99 13,40 16,04 5,97 2,87 0,10 1,30 1,30 0,00 1,90 0,97 0,06 0,00 2,6 Toplam 20,901 45,787 149,689 330,033 841,400 1.665,503 4.625,421 6.259,961 14.254,323 26.886,405 32.468,545 209.613,235 125.303,125 158.238,383 163.596,000 - Kaynak: Hazine Müste arlı ı ve DPT verilerine dayanılarak tarafımızdan derlenmi tir. a. Bireyler ve Özel Kurulu lar Bireyler elde ettikleri gelirlerinin bir kısmını tasarruf ederek ve tasarruflarını belirli bir faiz geliri kar ılı ı devletin ihraç etmi oldu u borç senetlerinde de erlendirerek, devlete borç vermektedirler2. Tablo – 1’ de görüldü ü gibi devletin bono ve tahvil ihracının alıcılara göre da ılımında, özel sektör kurulu larının ve tasarruf sahibi bireylerin, devlete borç verenler içindeki payı son derece dü ük kalmakta ve sadece tahvil ve bono alıcıları açısından yakla ıldı ında bireylerin ve özel kurulu ların devlete aktardı ı kaynaklar önemsiz boyutta gözükmektedir3. Tabloya göre, bankalar büyük bir oranda tahvil ve bono alıcısı durumunda gözükmektedirler. Ancak, bankalar aldıkları bono ve tahvilleri, repo piyasasında de erlendirmek suretiyle tasarruf sahiplerine ve özel kurulu lara satabilmektedirler. Dolayısıyla birincil piyasada bono alıcısı konumunda olmayan tasarruf sahipleri ve özel kurulu lar, ikincil piyasada bankalar aracılı ıyla bono almakta ve böylece, devlete borç veren kesim içerisindeki payını artırabilmektedir. Örne in, MKB repo ve ters repo pazarının i lem hacmi 2003 Aralık ayında 121,3 Katrilyon TL, 2004 Aralık ayında 154,5 Katrilyon TL ve 2005 Temmuz 156, 5 Katrilyon TL olarak gerçekle mesi yukarıdaki yorumu do rulamaktadır. 2 Metin ERDEM, Devlet Borçları, Ezgi Kitabevi Yayınları, Bursa, 1996, s. 43. Nuray ALTU , “Türkiye’de ç Borçların Yapısında 1970 – 1992 Yılları Arasında Meydana Gelen De i meler Üzerine Bazı Gözlemler”, Maliye Ara tırma Merkezi Konferansları, Cumhuriyet’ in Yetmi inci Yılı Özel Sayısı, 36. Seri, Yıl 1994, stanbul Üniversitesi, ktisat Fakültesi Ara tırma Merkezi Yayın No. 3891/551-78, stanbul, 1994, s. 119-120. 3 104 b. Ticari Bankalar Bankalar, genel olarak önemli miktarda atıl fona sahip kurumlar oldukları için, devlet tahvil ve bonolarının en büyük alıcısı konumunda olmaktadırlar4. Ülkemizde de bu durum halen geçerlili ini korumaktadır. 1990 – 2004 dönem ortalamasına bakıldı ında, bankaların iç borç stokunun %80’den fazlasına sahip oldukları görülmektedir. Bu tespitten hareketle, ülkemizde bankaların devletin fon ihtiyacını kar ılayan kurumlar oldu unu belirtmek mümkün olmaktadır. Ancak, bankaların, Devlet ç Borçlanma Senetleri (D BS)’ni ikincil piyasalarda özel kurulu lara ve tasarruf sahiplerine aktardıkları da belirtilmelidir. c. Merkez Bankası Devlet borçlanmalarında Merkez Bankalarının ayrı bir rolü olmakla birlikte, kısa vadeli tahvillerin satın alınması yönünden Merkez Bankasının di er bankalardan ayrı bir durumu yoktur5. Ancak, Hazine ve Merkez Bankasının yasal ili kisi çerçevesinde, Merkez Bankası Hazine’ ye kısa vadeli avans açmak ve kamu giri imlerine kredi vermek yoluyla kendi elindeki satın alma gücünü kamu kesimine yılında yapılan yasal aktararak finansman kolaylı ı sa lamaktadır6. 1994 düzenlemeler ile Hazine’nin Merkez Bankasın’dan avans alabilmesi yıllar itibari ile daraltılmı (avans kullanım miktarının genel bütçe gider toplamının 1994 ve 1995 yılları için %12, 1996 için %10, 1997 için %6, 1998 ve sonraki yıllar için %3’ü a amayaca ı) ve 2001 yılında yapılan yasal düzenlemeler ile de avans kullanım imkanı kaldırılmı tır. Nitekim 1990 yılında toplam borç stokunun %1,1’i avans kullanımından kaynaklanmakta iken, aynı oran 1991 yılında %16,4, 1993 yılında %10,5 olarak gerçekle mi tir. Ancak yapılan yasal düzenlemeler ile söz konusu oranlar 1994 yılında %5’e ve 1996 yılında 3,5’e gerilemi ve 1998 yılında avans kullanımına ba lı tüm borç stoku ödenmi ve sıfırlanmı tır. Merkez bankasının özerk olması gerekti i ve merkez bankasının sadece fiyat istikrarını sa laması gerekti i dü üncesinden hareketle, avans kaldırılmı tır. Bu durum iç borç stokunda dü ü sa lasa da, para politikasını pasifize etmi ve devletin senjoraj hakkına kısıtlama getirmi tir. d. Sosyal Güvenlik Kurumları ve Di er Ekonomik Kurulu lar Devlet iç borçlanmasını, kendi ülkesinde bulunan ve zaman zaman ellerinde büyük fonlar bulunduran sosyal güvenlik kurumlarından da yapabilmektedir7. Ayrıca, ülkemizde 223 sayılı kanun gere ince Kamu ktisadi Te ebbüsleri karları 4 Macit NCE, Devlet Borçları ve Türkiye, 6. B., Gazi Kitabevi, Ankara, 2001, s. 82. NCE, a.g.e., s. 83. 6 ALTU , a.g.m., s. 120. 7 Sait AÇBA: Devlet Borçlanması, 1. B., Adım Yayıncılık, Ankara, 1991, s. 150. 5 105 üzerinden yedek akçe ayırmaktadırlar8. Ayrılan yedek akçeler, devlet tahvili ve hazine bonosu gibi menkul de erlere yatırılarak, devlet borçlanmasında kullanılmaktadır9. Devlet borçlanmasında kamu sektörünün toplam içindeki payının bankalardan sonra göreceli olarak yüksek olmasının nedeni, özellikle sosyal güvenlik kurumlarının biriken fonlarının, devletin borçlanmasına destek olması amacıyla kullanılmasıdır. Tablo – 1’ de iç borçlanmanın alıcılara göre da ılımında, sosyal güvenlik kurumları ve devletin di er ekonomik kurulu ları, kamu sektörü satırında de erlendirilmektedir. Devlete önemli oranda borç kayna ı sa layan bankaların, 2000 ve 2001 yılında ya anan krizlerin ardından mali yapılarında sıkıntı ya anmı tır. Devalüasyonun sonucu olarak faiz – kur arbitrajının karlı olmaktan çıkması nedeniyle, bankaların toplam borç stoku içindeki payı azalmı ve kamu sektörünün payı artmı tır. Ancak, son dönemde hem bankacılık sektörünün krizin etkilerinden kurtulması hem de yerli paranın a ırı de erlenmesi sonucu yeniden olu an faiz – kur arbitrajındaki yüksek kar imkânları, yeniden bankaların toplam borç stoku içindeki paylarını artırmı ve kamu sektörünün payı dü ü e ilimine girmi tir. 2. Dı Borç Kaynakları Dı borçlanma kaynakları genel olarak, uluslar arası kurulu lar, yabancı hükümetler ve bu hükümetlere ba lı kurulu lar ile özel alacaklılar (ticari bankalar, uluslar arası sermaye piyasaları vb.) olarak sıralanabilir. Tablo 2. Dı Borç Stokunun Alıcılara Göre Da ılımı (1990 – 2005) (%) Yıllar Uluslararası Kurulu lar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1996* 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005** 19,5 19,9 16,5 12,9 14,0 12,4 10,2 11,1 9,6 8,3 7,6 9,6 19,4 23,6 22,8 19,9 19,0 Orta - Uzun Vade Özel Alacaklılar*** kili Tahvil Anla malar Toplam hraçları 26,5 12,0 34,6 28,9 13,2 33,1 27,0 16,8 33,7 27,0 18,7 32,7 31,5 21,0 37,2 29,4 19,4 36,8 29,2 18,5 34,9 12,3 16,4 54,8 10,7 15,0 58,7 10,1 13,7 60,1 8,9 15,4 61,3 7,3 17,6 59,1 7,6 17,7 58,6 7,2 17,8 56,6 6,5 18,5 54,9 5,4 18,4 55,0 5,2 19,3 55,7 Kısa Vade Ticari Özel Banka Kesim Kredileri Kredileri 7,8 11,5 8,2 9,8 11,7 11,1 14,1 13,4 4,4 12,8 5,8 15,6 6,3 19,4 6,2 15,6 9,7 11,3 10,3 11,2 11,2 11,1 14,6 9,3 6,8 7,6 4,0 8,6 5,7 10,1 7,4 12,3 7,9 12,2 Kaynak: Hazine Müste arlı ı ve DPT’nin verilerine dayanılarak tarafımızdan derlenmi tir. 8 9 ERDEM, a.g.e., s. 44. ERDEM, a.g.e., s. 44. 106 * 1998 yılında Hazine Müste arlı ı veri setini yeniden düzenlemi tir. Bu nedenle 1996 yılından sonraki hesaplamalar yeni veri setine göre oldu undan, 1996 yılında iki farklı veri mevcut bulunmaktadır. ** 2005 verileri ilk üç aylık gerçekle meler olarak verilmektedir. *** Toplam özel alacaklar içerisine; tahvil ihraçları, ticari banka kredileri ve di er özel alacaklar dâhildir. a. Uluslararası Kurulu lar Uluslararası kurulu lar, IMF, Dünya Bankası vb. kurulu ları kapsamaktadır. Türkiye’nin özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, bir ba ka deyi le, sürdürülemez dı açık verdi i dönemlerde IMF ve Dünya Bankasından kredi aldı ı bilinmektedir. Nitekim, 1989 yılındaki 32 Sayılı Karar olarak bilinen finansal liberizasyon sürecini desteklemek için, Türkiye’ye IMF ve Dünya Bankası tarafından 1990’lı yılların ba larında önemli oranda kredi imkânı sa lanmı tır. Bu durum tablo – 2’deki verilere bakıldı ında da rahatlıkla fark edilmektedir. Ayrıca, 2001 yılında ya anan mali krizin ardından, kamu bankaları ile TMSF’ye (Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu) devredilen bankaların kurtarılması ve bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılabilmesi için, kamu bankalarına 23 milyar $, TMSF’ye devredilen bankalara 18 milyar $ aktarılmı tır10. Aktarılan bu fonların önemli bir kısmı, IMF tarafından sa lanan kredilerden kar ılanmı tır. b. kili Anla malar Dı borç kaynaklarının en önemlilerinden biri, geli mi ülkelerden az geli mi veya geli mekte olan ülkelere hükümet kurulu ları tarafından verilen kredilerdir11. Ülkemizde de dı borçlanma kaynakları arasında, geli mi ülkelerin hükümetleri tarafından verilen borçlar yer almaktadır. Tablo – 2’deki veriler incelendi inde, ülkemizin hükümet kurulu larından12 aldı ı dı borç miktarının 1990’lı yılların ikinci yarısından sonra dü meye ba ladı ı görülmektedir. Bunun ana nedeni, söz konusu dönemden itibaren dı kredi ihtiyacının önemli bir kısmının, IMF ve Dünya Bankasından sa lanmasıdır. c. Özel Alacaklılar Özel alacaklıları; ticari banka kredileri, bankacılık dı ı finansman kurulu larından yapılan borçlanma, parasal olmayan kurulu lardan yapılan borçlanma ve uluslararası piyasalarda borçlandırıcı senet olan tahvil satmak suretiyle yapılan borçlanmalar olarak belirtmek mümkündür. Ülkemizde de, uluslararası piyasalardan yapılan borçlanma, toplam dı borç stoku içinde önemli bir paya sahiptir. Nitekim tablo – 2’ de görüldü ü gibi, ticari bankalardan borçlanmanın, bankacılık dı ı finansman kurulu larından borçlanmanın, parasal olmayan 10 Sinan SÖNMEZ, “Türk ktisat Politikalarındaki Çıpa: Dı Borçlanma”, ktisadi Kalkınma Kriz ve stikrar ( ktisat Üzerine Yazılar – II), Derleyenler: Ahmet Ha im KÖSE, Fikret ENSES, Erinç YELDAN, leti im Yayınları, stanbul, 2004, s. 357. 11 AÇBA, a.g.e., s. 64. 12 Hükümet kurulu ları, merkez bankaları, merkezi hükümetler, resmi finansman kurulu ları ve resmi yatırım ve kalkınma bankaları olarak belirtilebilmektedir. 107 kurulu lardan borçlanmanın ve tahvil satmak suretiyle yapılan borçlanmanın, toplam dı borç stoku içindeki payı 1990 yılında %54 iken, 2005 yılının ilk üç aylık gerçekle mesi itibariyle bu oran %75’e yükselmi tir. Bu artı taki en önemli neden, Türkiye’nin özellikle 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren, uluslararası sermaye piyasalarında satı a çıkarılan tahvillerin artı ıdır. Özellikle yerel yönetimlerin uluslararası sermaye piyasalarında tahvil satı ına çıkararak, çe itli projelerinin finansmanını sa lamaya çalı ması, tahvil ihracında ve dolayısıyla orta ve uzun vadeli borç stokunun artmasında etkili olmu tur. Tablo – 2 de görüldü ü gibi, toplam dı borç stoku içinde tahvillerin payı 1990 yılı itibariyle %12 iken, 2005 yılının ilk çeyre i itibariyle %19 olmu tur. Toplam borç stoku içinde, tahvilin payının giderek artmasının di er bir nedeni de, dünyada uluslararası sermaye piyasalarının giderek geli iyor ve ülkelerin bu piyasalardan borçlanma imkânlarının artıyor olmasıdır. Ayrıca, Türkiye’deki ticari bankalar ile di er finans kurulu larının ve yerel yönetimlerin, söz konusu dönemde uluslararası ticari banka, sermaye piyasaları ve di er bankacılık dı ı finansman kurulu larından, sendikasyon ve proje kredileri almaları da, özel alacaklıların toplam borç stoku içindeki payını artıran bir di er önemli neden olarak belirtilebilir. B. Devlet Borçlarının Borçlulara Göre Da ılımı Devlet borçlarının borçlulara göre da ılımında, iç borç ve dı borç stoku açısından bir de erlendirme yapılabilmesi, iç borçlarda borçlanmanın tamamıyla Hazine tarafından yapılması nedeniyle, sadece dı borç stokunun borçlulara göre da ılımının incelenmesini mümkün kılmaktadır. Tablo 3. Dı Borç Stokunun Borçlulara Göre Da ılımı (Orta – Uzun Vade) % (1990 – 2005) Konsolide Bütçe 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1996* 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005** Ort. Toplam Stok ç. Payı Orta-Uzun Vade ç. Payı 48,2 49,8 46,4 42,1 46,4 42,4 37,9 40,5 37,3 33,6 33,6 33,3 34,1 43,6 43,6 42,4 42,9 41,1 59,8 60,8 60,1 58,0 56,0 54,0 51,0 51,7 47,2 42,8 43,2 43,8 39,9 49,9 51,8 52,8 53,7 51,6 Orta-Uzun Vade Di er Kamu Sektörü OrtaToplam Uzun Stok ç. Vade ç. Payı Payı 28,7 35,6 27,7 33,8 25,1 32,5 21,6 29,7 27,0 32,7 25,7 32,8 23,3 31,4 24,4 31,1 21,7 27,5 20,3 25,9 17,6 22,6 18,2 23,9 27,3 31,9 20,9 23,9 19,1 22,7 14,5 18,0 13,1 16,4 22,1 27,8 Özel Sektör OrtaToplam Uzun Stok ç. Vade ç. Payı Payı 3,7 4,5 4,5 5,4 5,7 7,4 8,9 12,2 9,4 11,3 10,4 13,2 13,1 17,6 13,4 17,1 20,0 25,3 24,6 31,3 26,6 34,2 24,6 32,3 24,2 28,3 22,8 26,1 21,5 25,5 23,4 29,2 23,8 29,9 16,5 20,6 OrtaUzun Vade/ Toplam Stok 80,6 81,9 77,2 72,5 82,8 78,6 74,3 78,2 79,0 78,4 77,7 76,1 85,6 87,4 84,2 80,3 79,8 79,7 108 Kaynak: Hazine DPT’nin verilerine dayanılarak tarafımızdan derlenmi tir. * 1998 yılında Hazine veri setini yeniden düzenlemi tir. Bu nedenle 1996 yılından sonraki hesaplamalar yeni veri setine göre oldu undan, 1996 yılında iki farklı veri mevcut bulunmaktadır. ** 2005 verileri ilk üç aylık gerçekle meler itibariyle verilmektedir. Tablo 4. Dı Borç Stokunun Borçlulara Göre Da ılımı (Kısa Vade) % (1990 – 2005) 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1996* 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005** Ort. Merkez Ban. Kısa Top. Stok Vade ç. ç. Payı Payı 1,7 9,0 1,1 6,1 1,0 4,5 1,0 3,6 1,3 7,3 1,4 6,3 1,2 4,8 1,2 5,7 1,1 5,0 0,9 4,4 0,7 3,0 0,6 2,3 0,7 4,6 1,3 10,1 2,0 12,4 2,0 10,3 1,9 9,6 1,2 6,4 Kısa Vade Ticari Ban. Kısa Top. Stok Vade ç. ç. Payı Payı 11,0 56,6 10,3 57,2 12,9 56,5 16,5 60,0 7,1 41,4 9,1 42,4 10,7 41,5 10,6 48,5 10,1 48,1 11,6 53,7 12,8 57,5 14,3 59,7 7,0 48,8 4,9 38,6 6,7 42,1 8,5 43,1 8,8 43,4 10,2 49,4 Di er Sek. Kısa Top. Stok Vade ç. ç. Payı Payı 6,7 34,4 6,6 36,7 8,9 38,9 10,0 36,4 8,8 51,3 11,0 51,3 13,8 53,7 10,0 45,8 9,8 46,6 9,0 41,9 8,8 39,5 8,2 34,4 6,7 46,7 6,5 51,3 7,2 45,5 9,2 46,6 9,5 46,9 8,9 44,0 Kısa Vade / Toplam Stok (%) 19,4 18,1 22,8 27,5 17,2 21,4 25,7 21,8 21,0 21,6 22,3 23,9 14,4 12,6 15,8 19,7 20,2 20,3 Kaynak: Hazine Müste arlı ı ve DPT’nin verilerine dayanılarak tarafımızdan derlenmi tir. * 1998 yılında Hazine veri setini yeniden düzenlemi tir. Bu nedenle 1996 yılından sonraki hesaplamalar yeni veri setine göre oldu undan, 1996 yılında iki farklı veri mevcut bulunmaktadır. ** 2005 verileri ilk üç aylık gerçekle meler itibariyle verilmektedir. 1. Kamu Sektörü Türkiye’de özellikle 1980 sonrasında artan kamu açıklarının kapanması için sürekli olarak kısa vadeli iç borçlanmaya ba vurulmu tur. ç borçlanmanın giderek ciddi boyutlara ula ması, 1989 sonrasında finansal serbestle meyle birlikte, gerek kısa vadeli, gerekse uzun vadeli dı borçlanma ihtiyacını beraberinde getirmi tir. 109 Dolayısıyla, kamu açıkları dı borçlanmanın temel nedenini olu turmu tur. Nitekim konsolide bütçe borçlarının toplam dı borç stokunun söz konusu dönem için ortalama olarak yakla ık %41 oldu u görülmektedir. Toplam kamu sektörü açısından hesaba yerel yönetimler, fonlar, üniversiteler ve K T’leri de içine alan di er kamu sektörü ile Merkez Bankası’ da dâhil edilmelidir. Bu durumda, söz konusu dönemde dı borç stokunun ortalama olarak %63,6’sının kamuya ait oldu u anla ılmaktadır. Kamu sektörü borçlanması içerisine, kamu bankalarının aldı ı borçlar da katıldı ında oranın daha da artaca ı görülmektedir. 2. Özel Sektör Dı borç stoku, kamu sektörünün payının yanı sıra, özel sektörün aldı ı dı borçların payını da içermektedir. Özel sektör gerek yatırım amaçlı gerekse de spekülatif amaçlı olarak dı borç talebinde bulunabilmektedir13. ncelenen dönem itibariyle dı borç stokunun sürekli artmaktadır. 1989 yılında sermaye hareketlerinin serbest bırakılmasıyla, kur – faiz arbitrajından yararlanmak isteyen bankaların neden oldu u kısa vadeli borçlanmanın giderek arttı ı gözlenmektedir. Ülkemizde, sıcak para olarak adlandırılan kısa vadeli spekülatif sermayenin, ülkeye giri inin sa lanması amacıyla, dü ük kur, reel faiz temelinde iktisat politikası anlayı ı halen hakimdir. Bu yapının sürdürülmesi, bankalar aracılı ıyla ülkenin dı borç stokunu kısa vadeli olarak artırmı tır. II. DEVLET BORÇLARININ VADE VE FA Z YAPISI A. Devlet Borçlarının Vadeleri Açısından Da ılımı 1. ç Borçların Vade Yapısı Vadeleri itibariyle borçlar bir ayrıma tabi tutuldu unda çe itli yakla ımlar ortaya konmaktadır. Bir yakla ıma göre, vadeleri 2 yıla kadar olanlar kısa, 2 – 10 yıl arasında olanlar orta ve 10 yıldan fazla olanlar uzun vadeli borçlar olarak belirtilmektedir14. Di er bir yakla ıma göre ise, vadeleri 1 yıl ve daha az olanlar kısa, 5 yıldan az, fakat 1 yıldan çok olanlar orta ve 5 yıldan fazla olanlar ise uzun vadeli borçlar olarak ortaya konmaktadır15. Vadeleri itibariyle borçlanmalar, daha çok ikinci yakla ıma göre de erlendirilmektedir. Devlet borçlarının vadeleri itibariyle, genellikle IMF ve Dünya Bankası tarafından da ikinci yakla ımın benimsendi i belirtilebilir16. Türkiye’de de ikinci yöntemin uygulandı ı ifade edilebilir. Kısa vadeli iç borçlar ya da dalgalı borçlar, hazine bonosu, devlet tahvili, hazine kefaletini gerektiren bono ve tahviller, müteahhit bonoları, merkez 13 Yakup KEPENEK – Nurhan YENTÜRK, Türkiye Ekonomisi, 10. B., Remzi Kitabevi, Ankara, 2000, s. 261. 14 Memduh YA A, Devlet Borçları, 3. B., Sermet Matbaası, stanbul, 1980, s. 26. 15 NCE, a.g.e., s.35 – 36. 16 World Bank, Worl Development Indicators – 2004, Development Data Center, Washington, March – 2004, s. 245. 110 bankasının hazineye açtı ı kısa vadeli avans ve emanetler olarak belirtilebilir17. Tablo – 4’de görüldü ü gibi, kısa vadeli iç borçlanmanın 1994 krizi öncesinde reel faizlerdeki artı a ba lı olarak sürekli arttı ı ve 1994 yılında incelenen dönem açısından en yüksek de ere ula tı ı görülmektedir. 1995 yılı ve takip eden yıllarda, izlenen sıkı para ve maliye politikalarının etkisiyle, uzun vadeli borçlanmanın stok içerisindeki payı artsa da, 2001 yılında ya anan kriz ile borç stoku içerisinde kısa vadeli ve özellikle de nakit dı ı borçlanmanın yükseldi i gözlemlenmektedir. zleyen yıllarda, ekonomide ya anan hızlı büyüme, enflasyondaki dü ü ve di er ekonomik geli melerin yarattı ı olumlu hava ile birlikte, borç stoku uzun vadeye yayılmı tır. Uzun vadeli iç devlet borçları, hazinece ihraç edilen istikrazlar, çe itli kanunlarla tahkime tabi tutularak hazine tarafından üstlenilen kamu kurulu larının borçları ile Merkez Bankasının altın ve dövizlerinin yılsonunda de erlenmesinden do an kur farklarından olu maktadır18. 17 Ekrem DÖNEK, “Türkiye’de ç Borçlanma Araçlarının Yapısal Analizi”, ktisat, letme ve Finans Dergisi, Temmuz 2000, s. 55. 18 Aytaç EKER – Mustafa SAKAL, “Türkiye’de ç Borçlar ve Geli imi”, Gazi Üniversitesi . .B.F Maliye Bölümü V. Türkiye Maliye E itimi Sempozyumu, 22 – 24 Mayıs 1989, Didim – Aydın, s. 30. 1990 86,7 67,2 3,0 10,2 0,0 27,9 18,2 4,1 4,0 19,5 5,5 8,0 6,0 13,3 236 1991 83,1 47,8 3,0 16,2 0,0 12,0 11,1 2,2 3,7 35,3 11,6 14,4 8,4 16,9 211 1992 66,6 33,8 2,0 22,3 0,0 2,6 3,8 0,5 2,7 32,8 20,1 6,0 4,1 33,4 211 1993 55,5 30,2 1,0 24,7 0,0 0,8 0,9 0,2 2,0 25,3 0,3 9,8 7,2 44,5 257 1994 63,7 7,7 1,0 2,9 0,0 0,0 0,2 0,0 2,9 56,0 31,6 14,3 1,7 35,1 119 1995 64,1 19,3 1,0 17,1 0,1 0,6 0,1 0,0 0,0 44,8 6,1 0,0 8,7 35,9 206 Kaynak: Hazine Müste arlı ı ve DPT verilerine dayanılarak derlenmi tir. Nakden Satılan Tahvil Hesaben 1 Yıl Kırık Vade (1 Yıl-2 Yıl) 2 Yıl Kırık Vade (2 Yıl-3 Yıl) 3 Yıl 4 Yıl 5 Yıl 6 Yıl Bono 1-3 Ay Kırık Vade (3 Ay-6 Ay) 6 Ay Kırık Vade (6 Ay-9 Ay) 9 Ay Kırık Vade (9 Ay-1 Yıl) Nakit Dı ı Ortalama Vade (Gün) Tablo 5. ç Borç Stokunun Vade Yapısı (1990 – 2004) 1996 70,3 22,7 1,0 9,0 4,9 0,3 7,6 0,0 0,0 47,6 0,5 7,5 3,8 29,7 195 1997 78,1 38,1 1,0 5,0 12,6 16,4 0,0 3,1 0,0 0,0 39,9 0,0 13,0 4,0 8,0 2,9 12,0 21,9 349 1998 81,9 32,9 1,1 21,1 0,8 8,6 0,0 1,3 0,0 0,0 49,0 0,0 5,2 14,1 9,6 14,7 5,4 18,1 233 1999 88,1 74,0 0,0 2,6 46,3 8,5 5,9 0,0 0,0 14,1 3,2 5,8 5,1 11,9 479 2000 80,8 75,2 0,0 2,5 50,8 11,4 6,7 3,7 0,0 0,0 5,6 2,2 0,4 3,1 19,2 410 2001 47,4 32,9 0,0 6,5 3,0 4,6 0,7 4,1 10,7 3,3 14,5 2,4 4,8 0,9 5,4 0,0 0,9 52,6 148 2002 59,6 34,9 0,0 3,4 9,5 9,8 0,0 2,4 6,5 3,4 24,7 2,6 5,6 0,0 7,0 0,5 9,0 40,4 252 2003 67,1 54,4 0,0 0,1 29,9 8,2 0,0 9,2 4,4 2,5 12,7 2,3 1,2 0,8 2,1 0,0 6,4 32,9 299 2004 73,8 60,3 0,0 2,4 36,2 7,7 0,0 8,2 2,0 2,5 0,3 13,5 2,5 0,0 0,0 5,5 0,0 5,5 26,2 372 111 112 2. Dı Borçların Vade Yapısı Dı borç stoku, vade yapısı ba lı ı altında uzun ve kısa vade borçlar olarak incelenebilir. Tablo – 3 ve 4’e bakılarak, dı borç stokunun vade yapısına ili kin analizleri daha rahat yapabilir. Kısa Vadeli Dı Borçlar: Kısa vadeli dı borçlar, ticari banka kredileri ve özel kesim kredilerinden olu maktadır. Buna göre tablo – 4 de görüldü ü gibi, toplam dı borç stoku içinde kısa vadeli dı borçların payı, incelenen dönem itibariyle %20‘dir. Tabloda kısa vadeli borçlanma açısından dikkat çeken, 1994 ve 2001 ekonomik krizleri öncesinde, di er bir ifade ile TL’nin a ırı de erlendi i dönemlerde, kısa vadeli borçlanmanın arttı ıdır19. Gerçekte de, bu dönemlerde TL’nin de erlenmesine ve ya anan ekonomik krizlere de, özellikle özel bankaların sendikasyon kredisi eklinde ülkeye getirdikleri yabancı fonlar neden olmu tur. Nitekim tabloda da, bu durum rahatlıkla görülmektedir. Uzun Vadeli Dı Borçlar: Uzun vadeli dı borçlar, hükümet kurulu larından, uluslararası kurulu lardan, bankacılık sisteminden, bankacılık dı ı finansman kurulu larından, parasal olmayan kurulu lardan ve tahvil ihraç ederek yapılan borçlanmalardan olu maktadır. Tablo – 3’de görüldü ü gibi, incelenen dönem itibariyle orta ve uzun vadeli dı borçlanma ortalama olarak %80’dir. Tabloda dikkat çeken unsur, orta ve uzun vadeli dı borçlanmanın özellikle kriz dönemlerde arttı ıdır. Bunun en önemli nedeni, kriz dönemlerinde ya anan devalüasyon nedeni ile kısa vadeli dı borç imkanlarının daralması ve bu dönemlerde uluslararası kurulu lardan, özellikle de IMF’den, alınan kredilerin uzun vadeli olu u etkilidir. B. Devlet Borçlarının Faiz Yapısı Devlet borçlarının faiz yapısını, iç ve dı borçların reel ve nominal faiz oranlarının ortaya konması ve de erlendirilmesi olarak belirtmek mümkündür. 1. ç Borçların Faiz Yapısı Türkiye’de iç borç faiz yapısı genel itibariyle, hazine bonosu ve devlet tahvillerinin nominal ve reel faiz oranları olarak belirtilebilir. Bu açıdan de erlendirildi inde, ülkemizde iç borçlanma faiz yapısı son derece olumsuz özellikler sergilemektedir. Özellikle 1980 sonrasında, Ricardocu Denklik Teoremi20 anlayı ı çerçevesinde, vergi almak yerine borçlanmanın tercih edilmesi, ülkemizde iç borçlanmanın bir sarmal haline gelmesine 19 1990 – 2005 arası dönemde, hem TÜFE, hem de ÜFE bazında reel kurlara bakıldı ında, kurların en yüksek endeks de erlerinin 1993 Aralık ve 2001 Ocak aylarında gerçekle ti i görülmektedir. 20 Daha fazla bilgi için bkz., Eser KARAKA , “Ricardocu Denklik Teoremi Üzerine”, Gazi Üniversitesi . .B.F Maliye Bölümü V. Türkiye Maliye E itimi Sempozyumu, 22 – 24 Mayıs 1989, Didim – Aydın, s. 10. 113 neden olmu tur. 2000 yılına kadar reel faiz oranlarının a ırı yüksek seviyelerde olması, reel ekonomiye de olumsuz etkide bulunmu tur. Tablo 6. ç Borçlanma ve Reel Faiz (1990 – 2005) Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 ç Borçlanma Ort. Bile ik Faiz Oranı (%) 54,0 80,5 87,7 87,6 164,4 121,9 135,2 127,2 122,5 109,5 38,0 96,2 63,8 45,0 24,7 Enflasyon Oranı (TEFE 12 Aylık Ort.) (%) 48,6 59,2 61,4 60,3 149,6 65,6 84,9 91,0 54,3 62,9 32,7 88,6 30,8 13,9 13,8 Reel Faiz (%) (Ort. Bil. Faiz) Fisher Denklemine TEFE Göre* 5,4 3,6 21,3 13,4 26,3 16,3 27,3 17,1 14,8 5,9 56,3 34,0 50,3 27,2 36,2 19,0 68,2 44,2 46,6 28,6 5,3 4,0 7,6 4,0 33,0 25,2 31,1 27,3 10,9 9,5 Kaynak: smail Engin, “Kamu Borçlanmasında Tehlikeli Tırmanı ”, s.132. ve Hazine Müste arlı ı ve DPT verilerine Dayanılarak derlenmi tir. * Fisher’e göre reel faiz hesabı = (1+ Yıllık Ort. Bil. Faiz) (1+ 12 Aylık Ort. Enflasyon) —1 Tablo – 6 da görüldü ü gibi, 1995 – 1999 yılları arasında özellikle hazine bonosu çok yüksek reel faiz oranlarıyla arz edilmi tir. Bu durum, kamusal finansmanın sa lanması için çok yüksek reel faiz ödenmesi gerekti inin ve kamunun bu yüksek faiz oranlarıyla piyasadan çok büyük miktarda fon çekti inin ve sonuç olarak reel ekonominin son derece olumsuz etkilendi i bir yapının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Konsolide bütçeler içinde, vergi gelirlerinin büyük bir kısmına denk gelen faiz ödemelerinin yapıldı ı ve Türkiye’nin ilk 500 büyük firmasının faaliyet dı ı karlarının toplam karları içindeki payının % 200’ün üzerinde oldu u dikkate alındı ında, reel ekonominin ve kamu maliyesinin bu yapıdan ne kadar olumsuz etkilendi i somut olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yüksek reel faiz oranları, devletin borçlanma imkanlarının da daraldı ının önemli bir göstergesidir. 2000 ve 2001 yılı için bir de erlendirme yapıldı ında ise, reel faiz oranlarının dü tü ü görülmekle birlikte, 2000 yılında uygulamaya konulan sabit kur politikasına dayalı sıkı para ve maliye politikası, dü en faizler ve aynı yılın Kasım ayında ya anan kriz nedeniyle, Hazine’nin Kasım ve Aralık ayı ihalelerini iptal etmesi etkili olmu tur. 2001 yılındaki reel faiz dü ü ü ise ubat ayında ya anan mali krizin ardından, IMF kanallı gelen dı deste in de etkisi ile iç borçlanmanın fazla tercih edilmemesi de etkili * 100 114 olmu tur. 2002 yılında reel faizler tabloda görüldü ü gibi tekrar yükselmeye ba lamı tır. Bunun nedeni, iç borçlanmaya kriz sonrası yeniden ba vurulmaya ba lanması olarak belirtilebilmektedir. Genel olarak bakıldı ında, incelenen dönem itibariyle reel faizler çok yüksektir. Bunun ana nedeni, 1980’lerin sonuna do ru enflasyon baskısının kırılamaması, vergi gelirlerinin yetersizli i, iç borç faiz ödemelerinin yarattı ı finansal baskı, ekonominin büyümeyi finanse etmedeki yetersizli inin gibi nedenlerden dolayı, finansal liberizasyon kapsamında 1989 yılında Türk ekonomisinin dı a açılım sürecini tamamlayan 32 Sayılı Karar ile sermaye hareketlerinin serbest bırakılmasıdır21. Bu sıkıntıların ya andı ı bir dönemde yabancı sermayeyi ülkeye çekebilmenin yolu, uygun faiz – kur ortamının yaratılmasıdır. Bu durum, mal hareketleri ile sermaye hareketlerini birbirinden kopartarak, maliye ve para politikalarının etkinsizle mesine ve reel faizlerin artmasına neden olmu tur22. 2. Dı Borçların Faiz Yapısı Dı borç stoku, ülkemizde iç borç stokunun ve faiz oranlarının giderek artması ve iç borçlanma imkânlarının daralması nedeniyle, son dönemde artı e ilimi içine girmi tir. Dı borç faiz oranları konusunda detaylı bir veri olmamakla beraber, iç borç nominal ve reel faiz oranları kadar yüksek oldu unu belirtmek mümkün de ildir. lerleyen bölümde, dı borç servisi ba lı ında, dı borçlar için ödenen faiz miktarları hakkında açıklamalar yapılmaya çalı ılacaktır. IV. DEVLET BORÇLARINA L K N GÖSTERGELER VE RASYOLAR A. Devlet Borç Stoku ve Da ılımı Devlet borç stokunu iç ve dı borç stoku olarak belirtilebilir, iç ve dı borç stoku, borçlanma politikasının yorumlanması açısından, ekonomik göstergelerle ili kilendirilmelidir. Ayrıca, borçlanmanın maliyeti olan faiz unsuru, borçlanmanın yarataca ı ekonomik ve sosyal etkilerin de erlendirilmesi açısından incelenmelidir. 1. ç Borçlanmaya li kin Gösterge ve Rasyolar ç borçlanmanın ekonomik, mali ve sosyal etkilerinin daha iyi anla ılabilmesi ve iç borçlanmaya ili kin analizlerin daha derin yapılabilmesi için, yukarıda daha önce de indi imiz verilerden farklı olarak, iç borç stokunun GSMH’ya oranı, iç borç ve vergi gelirleri, borç faiz ödemelerinin bütçe içerisindeki payı vb. verileri de dikkate alınmalı ve analizler bu yönde geni letmelidir. Tablo – 7’de söz konusu veriler toplu olarak verilmektedir. 21 22 SÖNMEZ, “Türk ktisat Politikalarındaki Çıpa: Dı Borçlanma”, s. 336 - 337. SÖNMEZ, “Türk ktisat Politikalarındaki Çıpa: Dı Borçlanma”, s. 337 – 338. 115 Tablo 7. ç Borç Stokuna li kin Gösterge ve Rasyolar (1990 – 2005) Yıllar ç Borç Stoku (Milyar TL) ç Borç Stoku/ GSMH (%) ç Borç Stoku Reel (TEFE 1981:100) 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005* 57.201 97.668 194.257 357.367 799.329 1.361.026 3.149.004 6.283.446 11.612.906 22.920.166 36.420.620 122.157.260 149.869.691 194.386.700 224.482.922 234.799.000 14,4 15,4 17,6 17,9 20,6 17,3 21,0 21,4 21,7 29,3 29,0 69,2 54,8 54,5 52,3 - 100 108 130 145 149 135 175 193 210 271 285 576 467 489 504 - ç Borç ç Borç Vergi Gel. Faiz Faiz Öde. / ç Borç Ödemeleri / Genel / ç Borç Faiz Öde. Bütçe Gid. (%) Servisi (%) (%) 46,4 14,1 21,2 35,5 12,8 21,5 29,7 13,6 21,6 33,5 18,9 35,0 32,9 25,8 39,7 30,4 27,6 43,9 32,3 33,6 59,2 43,7 24,6 41,7 43,2 36,1 61,0 41,2 35,0 66,4 53,3 40,2 70,9 41,0 46,5 94,4 37,4 40,5 78,5 33,2 37,5 62,5 27,3 35,5 55,6 - ç Borç Stoku / M2Y (%) 61,3 58,1 66,1 75,5 66,9 56,4 58,6 58,9 57,5 57,1 65,0 114,6 112,1 129,7 121,1 119,2 Kaynak: Hazine, DPT ve Maliye Bakanlı ı verilerine dayanılarak tarafımızdan derlenmi tir. * 2005 verileri ilk yedi aylık dönem itibariyle verilmektedir. a. ç Borç Stoku Ülkemizde iç borç stokunun, incelenilen dönem itibariyle artı e ilimi içinde oldu u görülmektedir. ncelenilen dönem itibariyle artı a bakıldı ında, bu artı ın ülkemizin ekonomik, mali ve sosyal dengelerini olumlu etkilemedi i gözlenmektedir. ç borç stokunun 1990 yılı ile 2004 yılları arasında cari fiyatlarla yakla ık olarak 4104 kat artı göstermesi, kamusal mali dengeleri de ciddi biçimde bozmu tur. Bu artı reel anlamda 5 kata denk gelmektedir. ç borç stokunun büyük boyutlarda artması, kamusal mali dengelerin bozulması, konsolide bütçeler içinde kendini göstermektedir. 116 Son yıllarda konsolide bütçeler içindeki iç borç faiz harcamalarının boyutu, bütçedeki toplam harcamaların % 40 – 45’i civarında olmaktadır. Bu durum, bütçe esnekli ini ortadan kaldırarak, ekonomik ve sosyal öneme sahip kamu harcamalarının giderek azalmasına neden olmaktadır. Ayrıca, iç borç reel faizlerinin yüksek ve vadelerinin kısa olması, ilerideki ba lıklarda incelenece i gibi kamu finansmanını önemli sorunlarla kar ı kar ıya bırakmaktadır. b. ç Borç Stokunun GSMH’ ye Oranı ç borç stokunun nominal olarak artmasının yanı sıra, GSMH’ye oranlamak suretiyle, reel artı ı konusunda da de erlendirme yapılabilmektedir. Tablo – 7’ de görüldü ü gibi, iç borç stoku 2000 yılı itibariyle GSMH’ye oranı % 29’a ula mı tır. Bu oran GSMH’nin yakla ık üçte birine denk gelmektedir. 2001 yılında ya anan mali krizin etkileri özellikle iç borç stokundaki sıçramadan rahatlıkla anla ılmaktadır. Nitekim, 2001 yılı incelenen dönem itibari ile iç borç stokunun en yüksek oldu u yıldır. Takip eden yıllarda ülkenin yeniden büyümeye geçmesi, IMF’den sa lanan dı krediler nedeni ile iç borçlanmaya daha az ba vurulması ve üç yıl üst üste sa lanan faiz dı ı fazlanın etkisiyle iç borç stokunda gerileme ya anmı tır. Ancak, bu gün gelinen durum itibariyle, iç borç stokunun yüksek oldu u ve ülkemizde borçlanmanın sarmal haline geldi i ve sürdürülemez bir hal aldı ı görülmektedir. Ayrıca, çalı manın ilerleyen bölümlerinde de belirtilece i gibi, borç stokunun yanı sıra borçlanma için katlanılan faiz maliyetinin konsolide bütçe içindeki payının, vergi gelirlerinin önemli bir payına denk gelmesi, iç borçlanmanın sorun haline geldi inin göstergesidir23. Borç stokunun yüksek düzeyde olmasının ekonomik, mali ve sosyal dengelere olumsuz etkileri olmaktadır. Konsolide bütçe içinde giderek artan faiz yükünün ortadan kaldırılması için birincil fazla olu turulma çabası, ekonomik ve sosyal öneme sahip kamu harcamalarının giderek küçülmesini beraberinde getirmektedir. Ayrıca, iç borçlanmanın faizini ödemek için yapılan borçlanma da iç borç stokunu giderek daha fazla artırmaktadır. 1980 yılında iç borç stokunun GSMH’ye oranı, kamu açıklarına ra men %18 idi. Ancak, 1980 sonrası dönem izlenilen neo - liberal iktisat politikalarının, kamunun yatırım ve tüketim harcamalarını, yapısal uyum ve finansal liberizasyon do rultusunda sürekli olarak kısıtlamalarına ra men, vergi gelirlerindeki azalı ve artan kamu harcamaları, kamu açıklarının sürekli olarak iç borç stokunu beslemesine neden olmu tur. ç borç stoku son dönem itibari ile yakla ık olarak GSMH’nin %53’ne ula mı tır. Bu durum, 1980 öncesi dönemde anti – konjonktürel bir araç olarak kullanılan iç borçlanmanın, 1980 sonrası dönemde ve özellikle yapısal uyum ve finansal liberizasyon sürecinin tamamlanmasının hemen ardından, di er bir 23 smail ENG N, “Kamu Borçlanmasında Tehlikeli Tırmanı ”, Türk – Yıllı ı, Ara tırma Merkezi 1997’den 1999’a De i imin Dinamikleri, C. 1, Türk – Yayınları, Kasım, 1999, s. 130. 117 ifadeyle 1980’li yılların ortasından ba layarak, do rudan finansman aracı olarak kullanılmaya ba lanmasının hem nedeni hem de sonucudur 24. Ülkemizde borç stokunun azalması için birincil fazla olarak belirtilen faiz dı ı fazla verme anlayı ının, IMF endeksli olarak da yaygınla tı ı görülmektedir. Faiz ödemeleri ve faiz dı ı verme çabaları da, e anlı olarak ekonomik ve sosyal a ırlı a sahip kamu harcamalarını giderek azaltmaktadır. c. ç Borç Servisi ç borç servisi, iç borç anapara ve faiz ödemelerinden olu maktadır. Buna göre tablo – 7’de görüldü ü gibi iç borç ödemelerinde, ana para ödemelerinin 2000 yılında iç borç servisi içindeki payı % 50 civarındayken, 2004 yılında son dönemde reel faizlerdeki gerilemeye ba lı olarak iç borç servisi içindeki, iç borç faiz ödemelerinin oranı %27’ye dü mü tür. Ancak, iç borç faiz ödemeleri 1990 yılında toplam bütçe giderlerinin %14’ünü alırken, 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren, ortalama olarak yakla ık %40’lara kadar yükseldi i gözlemlenmektedir. Bu durum, bütçenin iktisadi ve sosyal fonksiyonlarını yok etmekte ve bütçeyi sadece gelir ve gider dengesini gösteren mali plan haline sokmaktadır. Di er taraftan sadece iç borç faiz ödemeleri, 1990 yılında, toplam vergi gelirlerinin %21’ni alırken, yine 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren artmı ve vergi gelirlerinin ortalama olarak yakla ık % 63’ü sadece faiz ödemelerine gitmi tir. Bu durum, 2001 yılında daha da a ırla arak %94,4 olarak gerçekle mi tir. Kamu gelirleri içinde % 80 – 85 gibi bir paya sahip olan vergi gelirlerinin önemli bir kısmının, sadece iç borç faiz harcamalarına gitmesi, kamu gelirlerinin di er kamu giderlerini kar ılayamamasına ve kamu açıklarının sürekli olarak artmasına neden olmaktadır. Artan kamu açıkları ise do rudan iç ve dı finansman ile kar ılanmakta, bu da iç ve dı borç stokunu sürekli bir biçimde artırmaktadır. Dolayısıyla, iç borç servisi açısından de erlendirme yapıldı ında iç borç faiz yükü, hem iç borçlanmayı hem de dı borçlanmayı a ırla tıran önemli bir unsurdur. d. ç Borç Stokunun Toplam Mali Varlıklara Oranı ç borç stokunun toplam mali varlıklara oranını hesaplamak için, tüm mali varlıkların hesaplanması gerekmektedir. Ancak, iç borç stokunun 24 Nazif EKZEN, “Cumhuriyet’in Orta Ça ı: Kamu Ekonomisinde Finansman Politikası Aracı Olarak ç Borçlanma (1984 – 1999), ktisadi Kalkınma Kriz ve stikrar ( ktisat Üzerine Yazılar – II), Derleyenler: Ahmet Ha im KÖSE, Fikret ENSES, Erinç YELDAN, leti im Yayınları, stanbul, 2004, s. 633 – 634. 118 M2Y’e25 bölünmesi toplam mali varlıklar içinde borç stokunun payı konusunda fikir olu turabilecektir26. Tablo – 7 de görüldü ü gibi, iç borç stokunun M2Y para arzına oranının 1990 – 2000 yılı ortalaması % 60 civarındadır. Ancak mali krizin ya andı ı 2001 yılından sonra söz konusu oran 2001 – 2005 arası dönemde %115 – 130 olarak gerçekle mi tir. Bu oran, kamu kesiminin gerek menkul kıymet ihracının, gerekse kamu bankaları ile mali sistemden çekti i fonların oranını göstermektedir27. Dolayısıyla kamu kesiminin, toplam mali varlıkların önemli bir payını piyasadan çekmek suretiyle kamunun finansmanında kullanması, reel sektörün piyasadaki atıl fonları kullanarak yatırım yapmasını engelleyebilmektedir. Rakamlardan da anla ılaca ı gibi, kamunun ekonomiden önemli miktarda fonu çekti i anla ılmaktadır. Bu durumun somut örneklerinden biri de, SO tarafından yapılan bir ara tırmada, ilk 500 büyük sanayi kurulu unun karlarının büyük bir bölümünün faaliyet dı ı karlardan olu tu udur. Ba ka bir ifadeyle, bu sanayi kurulu ları, e er ellerindeki fonları kamunun finansmanı için Hazine’ ye borç olarak vermeseler ve faiz geliri elde etmeseler, normal faaliyetlerinden dolayı az bir kar elde edecekler veya zarar edeceklerdir. 2. Dı Borçlanmaya li kin Gösterge ve Rasyolar Bir ülkenin dı borç ödeyebilme kapasitesi, çok ya da borçlu kabul edilmesi vb. bir çok unsur, o ülkenin kredibilitesini göstermektedir. Di er bir ifade ile uluslararası alanda finansal sa lamlı ını ve kredi alabilme ve yabancı sermaye çekebilme potansiyelini göstermektedir. Tablo – 6’da uluslararası alanda da, bu anlamda dikkate alınan dı borç gösterge ve rasyoları verilmektedir. a. Dı Borç Stoku Ülkemizde, kamu finansman krizinin derinle mesi ve bütçe açıklarının sürekli hale gelmesi, iç ve dı borç stokunu giderek artırmı tır. Özellikle 1989 yılında yürürlü e giren Finansal Serbestle me Kararı’yla birlikte, kısa vadeli borçlanmalardaki artı iyice hızlanmı tır. ç borçlanmanın giderek artması ve bir sarmal haline gelmesi, ülkemizde 1980 sonrası uygulanan istikrar programlarının, dı borçlanma stratejisine dayalı modeller çerçevesinde olu turulmasına sebep oldu u ve bu durumun da dı borçlanmayı artırdı ı gözlenmektedir28. 25 M2Y = M1 ( Ufak Para + Banknot ) + Bankaların Hesaplarındaki Nakit Para + Ticari Mevduat + Döviz Tevdiat Hesabı. 26 Toplam mevduat içinde döviz tevdiat hesaplarının payının % 50’nin üzerinde olması nedeniyle iç borç stokunun M2Y’e oranlanması, toplam mali varlıklar içinde iç borç stokunun payına ula mada anlamlı bir gösterge olacaktır. 27 smail ENG N, Türkiye’de 1980 – 1998 Dönemi Devlet ç Borçlanmasının Özel Sektör Yatırımları Üzerine Etkileri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı Yayınlanmamı Master Tezi, Ankara, 1999, s. 81 28 Sinan SÖNMEZ, Dünya Ekonomisinde Dönü üm, Sömürgecilikten Küreselle meye, 1. B., mge Kitabevi, Ankara, 1998, s. 495. 119 Bir ülkede yatırım – tasarruf açı ı cari i lemler açı ına e it olur ve yabancı sermaye akımıyla giren dı tasarruf, cari açı ı dolayısıyla, ülkenin yatırım – tasarruf açı ını kapatır. Bu durum, bir milli gelir muhasebesi e itli inden ba ka bir ey de ildir. Ülkenin dı tasarruf açı ının, dı tasarruf ile kapatılması, dı borç ve dı yükümlülüklerin artmasına neden olmaktadır. Nitekim, Türkiye’de bu durum özellikle 1980 sonrası izlenen liberalle me politikalarının yarattı ı ortam gere i gerçekle mi tir. Liberalle me politikaları neticesinde, artan kurun dı borç servisinden kaynaklanan yükü TL olarak artırması, liberalle me politikalarının neden oldu u yüksek reel faizlerin getirdi i a ırı yük ve yine liberalle me politikaları neticesinde vergi gelirlerinin azaltılmaya çalı ılması neticesinde, kamu tasarrufunun azalması, hatta negatife yönelmesi ve kamu tasarruf açı ının özel kesim tasarruf fazlasından kar ılanamadı ı noktada dı tasarrufa yönelinmesi, sürekli olarak dı borç yükünü artırmı tır29. Türkiye’de 1990 – 2004 yılları arasında dı borç stoku 112,8 milyar $ artmı tır. Ancak daha öncede belirtti imiz gibi bir ülkenin dı borcunu artıran unsur, tasarruf - yatırım açı ından kaynaklanan cari açıktır. Bununla birlikte Türkiye’de durum biraz farklıdır. Öyle ki, 1990 – 2004 yılında cari i lemler açı ı toplamda 45,5 milyar $’dır. Bu durumda, dı borç stokundaki artı ın kayna ı tek ba ına cari i lemler açı ı de ildir. Dı borç stokunu artıran di er nedenleri, 1990 – 2004 döneminde dı borç servisinin ortalama olarak %34’nün sadece faiz ödemelerine gitmesi, alınan dı kaynaklarının önemli bir bölümünün rezerv artı ında kullanılması ve ülkeye giren kısa vadeli sermayenin sa ladı ı ola anüstü kazançla birlikte ülkeden ayrılırken, dı arıdan sa lanan kayna ı da beraberinde götürmesi sonucu yeniden dı kayna a ihtiyaç duyulması eklinde belirtmek mümkündür30. Tablo – 8. Dı Borç Stoku ve Servisi le lgili Rasyolar (1990 – 2004) Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 29 Dı Borç Stoku (Milyon $) 49.035 50.489 55.592 67.356 65.601 73.278 79.767 84.216 96.388 102.987 118.568 113.658 Dı Borç Stoku / GSMH Dı Borç Stoku / hracat Dı Borç Servisi / hracat 32,2 33,2 34,6 37,1 50,1 42,6 43,2 43,4 46,8 54,9 58,9 78,8 378,4 371,4 377,8 438,9 362,3 338,7 343,5 320,7 357,3 387,3 426,9 362,7 -56,3 -55,6 -59,3 -53,6 -55,2 -55,0 -49,2 -47,3 -61,2 -68,9 -79,0 -78,6 Uluslararası Faiz Rezervler/Dı Sevisi/ hracat Borç Stoku -25,2 -25,3 -23,4 -23,3 -21,7 -19,9 -18,1 -17,5 -17,9 -20,5 -22,7 -22,8 15,1 12,7 13,7 11,4 13,0 19,6 22,1 26,4 21,5 23,8 19,5 17,4 Tülay ARIN: “Türkiye’de Mali Küreselle me ve Mali Birikim le Reel Birikimin Birbirinden Kopması”, Küresel Düzen: Birikim, Devlet ve Sınıflar ( ktisat Üzerine Yazılar – I), Derleyenler: Ahmet Ha im KÖSE, Fikret ENSES, Erinç YELDAN, leti im Yayınları, stanbul, 2004, s. 598 - 600. 30 Korkut BORATAV, Yeni Dünya Düzeni Nereye?, mge Kitabevi, Ankara, 2004, s. 287. 120 2002 2003 2004 130.219 145.367 161.801 71,6 60,9 53,7 361,1 307,6 256,3 -79,4 -58,8 -48,3 -17,7 -14,8 -11,3 21,6 24,2 23,3 Kaynak: Hazine Müste arlı ı ve DPT verilerine dayanılarak tarafımızdan derlenmi tir. b. Dı Borç Stokunun GSMH’ye Oranı Bir ülkenin dı borç stokuna ili kin en temel verilerden birisi, dı borç stokunun GSMH’ye oranıdır. Dünya Bankası ve IMF’e göre bu oranın bir ülkede %30 – 50 arasında olması, ülkenin orta derece borçlu, %50’nin üzerinde olması ise, ülkenin a ırı borçlu oldu unun göstergesidir31. Tablo – 8’de görüldü ü gibi, dı borç stokunun GSMH’ deki payı artmı tır. Dı Borç Stoku/GSMH açısından de erlendirildi inde; Türkiye 1980 – 1998 arası dönemde orta derece borçlu bir ülke görünümünde iken, 1998 sonrası dönemde ise uluslararası kriterlere göre a ırı borçlu bir ülke statüsüne girdi i görülmektedir. Toplam dı borç stokunun GSMH’ ye oranının % 50’nin üzerinde olması, ülkenin a ırı borçlu bir ülke oldu unu göstermektedir32. A ırı borçlu ülke olarak adlandırılan bazı ülkeler, uluslararası mali piyasalarda borçlanabilme performansları nedeniyle, borç krizi içine girmemi lerdir33. Ancak, dı borçları ödeme sorunuyla kar ıla ma durumunda tekrar borçlanma kısa vadeli ve yüksek faizli olabilmektedir. Ülkemiz açısından da böyle bir yapının ortaya çıktı ını belirtmek mümkün olabilmektedir. Ülkemizde, dı borç stokunun son yıllarda artı göstermesinin önemli nedenlerinden biri de, özel sektörün, özellikle bankaların kamunun fon ihtiyacı ve uygulanan istikrar programlarının da etkisiyle, kısa vadeli yabancı fonların yurt içinde önemli getiri elde etmesine olanak sa laması olmaktadır. c. Dı Borç Stokunun, Dı Borç Servisine, Dı Ödemelerine ve hracata Oranı Borç Faiz Üç rasyo da bir ülkenin dı borç ödeme kapasitesi ile ilgili olarak bilgi vermektedir. Bu üç rasyonun uluslararası alanda geçerli olan alt ve üst sınırları u ekildedir; Dı Borç Stoku/ hracat: Bu rasyonun %165 - 275 olması halinde ülke orta derece borçlu, %275’in üzerinde olması halinde ülke a ırı borçlu kabul edilmektedir34. Bu oran, bir ülkenin borçluluk durumu, borç ödeme kapasitesi ve ihracat gelirlerinin toplam borç stoku üzerindeki uzun vadeli etkileri hakkında bilgi verebilecek ölçüt 31 BAL: a.g.e., s. 99. Tülay EVG N, Dünden Bugüne Dı Borçlarımız, T.C. Hazine Müste arlı ı, Ekonomik Ara tırmalar Genel Müdürlü ü, Ara tırma ve nceleme Dizisi No. 26, Ankara, 2000, s.15. 33 EVG N, a.g.e., s. 15. 34 NCE, a.g.e., s. 171. 32 121 olarak kullanılabilmektedir35. Dı Borç Stoku/ hracat açısından de erlendirildi inde; Türkiye’nin sadece son iki yılında, orta derece borçlu ülke oldu u, di er yıllarda ise a ırı borçlu ülke konumunda oldu u görülmektedir. Ancak, son iki yılda ihracat gelirlerindeki artı ın yanı sıra, ithalat giderlerinin de artmı olması, son iki yıldaki geli menin yanıltıcı oldu unu göstermektedir. Dı Borç Servisi/ hracat: Dı borç servisi, dı borç ana para ve faiz ödemelerinden olu maktadır. Bu rasyo, ülkenin dı borç ödeme gücünü göstermektedir. Rasyonun %18 – 30 arasında olması, ülkenin orta derece borçlu, %30’u a ması ise a ırı borçlu oldu unu göstermektedir36. Dı Borç Servisi/ hracat açısından de erlendirildi inde; Türkiye’nin incelenen dönem itibariyle, uluslararası kriterlere göre a ırı borçlu ülkeler statüsünde oldu u görülmektedir. Faiz Ödemeleri/ hracat: Bu rasyo, ülkenin ihracat gelirlerinin ne kadarının ülkenin dı borç faiz ödemelerini kar ıladı ını göstermektedir. Rasyonun % 12 – 20 arasında olması orta derecede dı borçlulu u, %20’den fazla olması ise a ırı derecede borçlulu u Faiz Ödemeleri/ hracat açısından göstermektedir37. de erlendirildi inde; Türkiye’nin söz konusu dönemde, a ırı borçlu ülkeler statüsünde oldu u, ancak 1995 ve takip eden yıllarda (1999, 2000, ve 2001 hariç) orta derce borçlu ülkeler statüsüne girdi i görülmektedir. Bu rasyodaki iyi geli melerin en önemli nedeni, Türkiye’nin son yıllarda IMF ve Dünya Bankası’ndan sa lanmı oldu u dü ük faizli ve uzun vadeli borçlanmadır. IMF ve Dünya Bankasından alınan bu deste in artması sonucu, uluslararası piyasalardan da dü ük faizli uzun vadeli borçlanma kolayla mı tır. d. Uluslararası Rezervlerin Dı Borç Stokuna Oranı Uluslararası rezervler, para otoritesinin elinde bulunan uluslararası standarttaki altın, konvertibl döviz, uluslararası ödemelerde kabul gören kısa süreli özel ve resmi alacak senetleri, bonolar ve tahviller ile IMF nezrindeki özel çeki hakları ve di er çeki kolaylıkları olarak belirtilebilir38. Uluslararası rezervlerin dı borç stokuna oranı, borç geri ödeme gücünün bir göstergesidir. Çünkü uluslararası rezerv, ülkedeki dı borç ödeme vasıtalarının toplamını vermektedir39. Rasyo ile ilgili olarak uluslararası referans bir kriter olmamakla birlikte, oranın yükselmesi olumlu bir gösterge olarak yorumlanmaktadır. Türkiye’nin 1989 sonrası dönemde iyi bir performans gösterdi i görülmektedir. Ancak, bunun en önemli nedeni ABD’nin IMF kanalını kullanarak, geli mekte olan ülkelere finansal kırılganlılarını gerekçe gösterip uluslararası rezervlerini artırmaları ve ABD $ olarak tutmaları yönünde baskı yapması ve böylece doların 35 EVG N, a.g.e., s. 67. NCE, a.g.e., s. 171. 37 BAL, a.g.e., s. 101. 38 EVG N, a.g.e., s. 70. 39 BAL: a.g.e., s. 102. 36 122 talebini ve canlılı ı sürekli kılma niyetinin Türkiye’ye yansıması olarak belirtilebilir40. Yukarıda belirtilen rasyolar, genel olarak bir ülkenin borçluluk derecesini ve dı borç ödeyebilme kapasitesini göstermektedir. Ülkemizde dı borç stokunun sürekli artması ve ihracat gelirlerinin yeterince hızlı artmaması, incelenilen dönem içerisinde, Türkiye’nin a ırı borçlu bir ülke oldu unu ve borç ödeyebilme kapasitesinin özellikle 2000 yılından ba layarak hızla dü tü ünü göstermektedir. Rasyolardan, uluslararası rezervlerin artı e iliminde oldu u görülmektedir. Ancak, uluslararası rezervlerin dı borç ile beslendi i de hatırlanmalıdır. SONUÇ Kamu açıklarını gidermek amacıyla kullanılan borçlanma, giderek maliye politikasının amaçlarını da gerçekle tirmek amacıyla kullanılan bir maliye politikası aracı haline gelmi tir. Borçların miktarında, vade yapısında, kaynaklarında ve faiz oranlarında de i iklikler yapılması suretiyle, maliye politikasının amaçlarına ula mak için borç yönetimi politikası olu turulmaktadır. Dolayısıyla borçlanma sadece bütçe açıklarını gidermek için de il, ekonomik ve sosyal amaçlar için de kullanılan bir maliye politikası aracıdır. Ancak ülkemizde borçlanmaya, daha çok kamusal finansmanın sa laması ve daha önce alınmı borçların anapara ve faizlerinin ödenmesi için ba vurulmaktadır. Özellikle iç borçlanma, bu yapısı itibariyle olumsuz boyutlara varmı tır. Faiz ödemeleri, anapara ödemeleri tutarına ula mı tır. Türkiye’de borçların alacaklılara ve borçlulara göre kaynakları, stoku, faiz yapısı, vade yapısı ve servisi incelendi inde, borç yönetimi politikası ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde iç ve dı borç stoku, GSMH’nın tamamına denk gelmektedir. Ayrıca bir takım makro ekonomik göstergelerle iç ve dı borçlar ili kilendirildi inde, olumsuz tablolar ortaya çıkmaktadır. Olumsuzlukların en önemlisi, Türkiye’nin borçlanma ve borç ödeme kapasitesinin giderek azalmasıdır. Konsolide bütçeler içinde faiz yükü, vergi gelirlerinin büyük bir kısmına denk gelmektedir. ç borçlanmanın dı ında, dı borçlanmada da hızlı bir tırmanı göze çırpmaktadır. Dı borçlanmada, uygulanan ekonomik istikrar politikaları nedeniyle kısa vadeli borçların a ırlı ının arttı ı görülmektedir. Sonuç olarak, Türkiye’nin mevcut durum itibari ile borç yükünün geldi i nokta ortadadır. Bu borç yükü, iktisadi, sosyal ve siyasal hiçbir gerekçe ile açıklanamayaca ı gibi, daha büyük iktisadi ve sosyal krizlerin habercisi ve nedenidir. Geçmi yıllarda bu borç yükünü azaltabilmek adına vergi artı ları (özellikle dolaylı vergiler), borç ertelemesi, para basma gibi çe itli yöntemlere ba vurulmu 41, ancak her seferinde Türkiye’nin sadece iktisadi de il, sosyal açıdan da durumunu daha da kötüye götüren sonuçlara ula ılmı tır. Türkiye’nin yapması gereken geçici çözümlerle bir krizi atlatarak bir sonrakini beklemek de il, iktisadi ve mali politikalarda radikal bir de i ime giderek ve ekonomimizi tasarruf açı ını kapamaya çalı an bir 40 Devlet Planlama Te kilatı: Borçlanma, ç Ve Dı Borç Yönetimi Özel htisas Komisyon Raporu, Yayın No: DPT: 2595 – Ö K: 607, Ankara, 2001, s. 51- 52. 41 ARIN: a.g.e., s. 608. 123 yapıdan, tasarruf fazlası veren ve bunu yatırıma, üretkenli e yönlendiren bir yapıya kavu turmak olmalıdır. KAYNAKLAR • AÇBA, Sait: Devlet Borçlanması, 1. B., Adım Yayıncılık, Ankara, 1991. • AKDO AN, Abdurrahman: Kamu Maliyesi, 7. B., Gazi Kitabevi, Ankara, 1999. • ALTU , Nuray: “Türkiye’de ç Borçların Yapısında 1970 – 1992 Yılları Arasında Meydana Gelen De i meler Üzerine Bazı Gözlemler”, Maliye Ara tırma Merkezi Konferansları, Cumhuriyet’ in Yetmi inci Yılı Özel Sayısı, 36. Seri, Yıl 1994, stanbul Üniversitesi, ktisat Fakültesi Ara tırma Merkezi Yayın No. 3891/551-78, stanbul, 1994. • ARIN, Tülay: “Türkiye’de Mali Küreselle me ve Mali Birikim le Reel Birikimin Birbirinden Kopması”, Küresel Düzen: Birikim, Devlet ve Sınıflar ( ktisat Üzerine Yazılar – I), Derleyenler: Ahmet Ha im KÖSE, Fikret ENSES, Erinç YELDAN, leti im Yayınları, stanbul, 2004. • BORATAV, Korkut: Yeni Dünya Düzeni Nereye?, mge Kitabevi, Ankara, 2004. • Devlet Planlama Te kilatı: Borçlanma, ç Ve Dı Borç Yönetimi Özel htisas Komisyon Raporu, Yayın No: DPT: 2595 – Ö K: 607, Ankara, 2001. • DÖNEK, Ekrem: “Türkiye’de ç Borçlanma Araçlarının Yapısal Analizi”, ktisat, letme ve Finans Dergisi, Temmuz 2000. • EKER, Aytaç – SAKAL, Mustafa: “Türkiye’de ç Borçlar ve Geli imi”, Gazi Üniversitesi . .B.F Maliye Bölümü V. Türkiye Maliye E itimi Sempozyumu, 22 – 24 Mayıs 1989, Didim – Aydın. • EKZEN, Nazif: “Cumhuriyet’in Ortaca ı: Kamu Ekonominde Finansman Politikası Aracı Olarak ç Borçlanma (1984 – 1999), ktisadi Kalkınma Kriz ve stikrar ( ktisat Üzerine Yazılar – II), Derleyenler: Ahmet Ha im KÖSE, Fikret ENSES, Erinç YELDAN, leti im Yayınları, stanbul, 2004. • ENG N, smail: “Kamu Borçlanmasında Tehlikeli Tırmanı ”, Türk – Yıllı ı, 1997’den 1999’a De i imin Dinamikleri, C. 1, Türk – Ara tırma Merkezi Yayınları, Kasım, 1999. • ENG N, smail: Türkiye’de 1980 – 1998 Dönemi Devlet ç Borçlanmasının Özel Sektör Yatırımları Üzerine Etkileri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı Yayınlanmamı Master Tezi, Ankara, 1999. • ERDEM, Metin: Devlet Borçları, Ezgi Kitabevi Yayınları, Bursa, 1996. • EVG N, Tülay: Dünden Bugüne Dı Borçlarımız, T.C. Hazine Müste arlı ı, Ekonomik Ara tırmalar Genel Müdürlü ü, Ara tırma ve nceleme Dizisi No. 26, Ankara, 2000. • NCE, Macit: Devlet Borçları ve Türkiye, 6. B., Gazi Kitabevi, Ankara, 2001. • KARAKA , Eser: “Ricardocu Denklik Teoremi Üzerine”, Gazi Üniversitesi . .B.F Maliye Bölümü V. Türkiye Maliye E itimi Sempozyumu, 22 – 24 Mayıs 1989, Didim – Aydın. 124 • KEPENEK, Yakup – YENTÜRK, Nurhan: Türkiye Ekonomisi, 10. B., Remzi Kitabevi, Ankara, 2000. • SÖNMEZ, Sinan: “Türk ktisat Politikalarındaki Çıpa: Dı Borçlanma”, ktisadi Kalkınma Kriz ve stikrar ( ktisat Üzerine Yazılar – II), Derleyenler: Ahmet Ha im KÖSE, Fikret ENSES, Erinç YELDAN, leti im Yayınları, stanbul, 2004. • SÖNMEZ, Sinan: Dünya Ekonomisinde Dönü üm, Sömürgecilikten Küreselle meye, 1. B., mge Kitabevi, Ankara, 1998. • WORLD BANK, Worl Development Indicators – 2004, Development Data Center, Washington, March – 2004. • YA A, Memduh: Devlet Borçları, 3. B., Sermet Matbaası, stanbul, 1980.