AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler

advertisement
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İçindekiler
TÜRKİYE GÜNDEMİ .................................................................................................................................. 3
Türkiye BMGK'ya giremedi .................................................................................................................. 3
Başbakan Ahmet Davutoğlu: Bedelli yok............................................................................................. 3
Davutoğlu: Mazlumlara kapılarımızı açmaya devam edeceğiz............................................................ 3
Polis otobüsü devrildi: 23 yaralı .......................................................................................................... 4
Başbakanlık Müsteşarlığına atama yapıldı .......................................................................................... 4
HSYK seçimlerinin gösterdiği gerçek – Mahmut ÖVÜR, Sabah ........................................................... 4
Zorluk yasası... – Ali BAYRAMOĞLU, Yeni Şafak .................................................................................. 5
AFRİKA GÜNDEMİ .................................................................................................................................... 7
Üç ülke Batı Afrika'dan gelenleri kabul etmeyecek ............................................................................. 7
Sudan'da muhalefet seçimi boykot edecek......................................................................................... 7
“Tunus’ta insan hakları sadece slogandan ibaret” .............................................................................. 7
AMERİKA – İNGİLETERE GÜNDEMİ .......................................................................................................... 8
Türkiye BM'deki Oylamada Kaybetti ................................................................................................... 8
ABD: ‘PYD’yle Doğrudan Görüşme Yapıldı’.......................................................................................... 8
İslam Devleti İle Savaş Abd-Türkiye Bağlarında Kapanması Zor Yaralar Açabilir................................. 9
IŞİD Kobani'den 'neredeyse tamamen çıkarıldı' .................................................................................. 9
Erdoğan ateş hattında ....................................................................................................................... 10
Türkiye ve IŞİD'in düşmanları ortak" ................................................................................................. 10
ABD, PKK ile işbirliğini artırabilir ........................................................................................................ 11
AVRUPA GÜNDEMİ ................................................................................................................................ 11
Almanya’da ulaşıma grev darbesi...................................................................................................... 11
Asya-Avrupa Zirvesi Ukrayna krizinin gölgesinde başladı.................................................................. 12
‘Yardım koridoru açılsın’ .................................................................................................................... 12
İşte fark bu......................................................................................................................................... 12
‘Daha fazla temas kurmak gerekiyor’ ................................................................................................ 13
Steinmeier: PKK'ya silah yardımı yok ................................................................................................ 13
Türkiye, AB sürecinde kamuoyunda 'zihinsel dönüşüm' için harekete geçti .................................... 13
Almanya Uyum Bakanı Özoğuz'dan 'ayrımcılık' açıklaması ............................................................... 14
1
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Alman Dışişleri Bakanı twitterde soruları cevapladı .......................................................................... 14
Fransız-Alman ortaklığı güçleniyor .................................................................................................... 14
İnsanları İd Canavarından Kurtarmak Zorundayız – Bild - Paul Ronzheimer ..................................... 15
Marcus: "Türkiye Silah Vermelidir" - Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung - Michael Martens. 16
Kobani ve Türkiye... Koenigs: BM Misyonu Olmazsa Alman Ordusu Da Rol Almaz –
Deutschlandradio - Sandra Schulz ..................................................................................................... 20
ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ ..................................................................................................................... 22
Tartışmalı tapınağa adak ................................................................................................................... 22
Polis Hong Kong'da göstericilerin kurduğu barikatları kaldırdı ......................................................... 22
DJ Japonya Maliye Bakanı Aso, hisselerdeki sert düşüşün Abenomi’den kaynaklanmadığını savundu
........................................................................................................................................................... 22
Hong Kong'da yine göstericilerin barikatları kaldırıldı....................................................................... 23
Nepal'de çığdan ölenlerin sayısı 30'a yükseldi .................................................................................. 23
Türkmenistan'da 'dolar' krizi ............................................................................................................. 23
Azeri muhalife hapis cezası ............................................................................................................... 24
Dağlık Karabağ işgalinde dört bin kayıp ............................................................................................ 24
Rusya ve Ukrayna Devlet Başkanlarının katıldığı çalışma kahvaltısı Milano’da başladı .................... 25
ORTADOĞU GÜNDEMİ .......................................................................................................................... 25
Kobani'deki IŞİD hedefleri bombalandı ............................................................................................. 25
"Güvenli bölge"nin çerçevesi netleşiyor............................................................................................ 25
IŞİD Kobani'de kapıya yükleniyor ...................................................................................................... 26
İran'dan Pakistan'a 'sınıra müdahale' uyarısı .................................................................................... 26
İsrail: Suriyeli muhaliflere yardım ettik ............................................................................................. 26
2
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
TÜRKİYE GÜNDEMİ
Türkiye BMGK'ya giremedi
AA
BM Güvenlik Konseyi 2015-2016 geçici üyeliği seçiminde Batı Avrupa ve Diğerleri grubundan
Yeni Zelanda'nın ardından üçüncü turda 132 oy alan İspanya Konsey'e seçildi. BM Genel
Kurulu'ndaki oylamada, yıl sonunda görev süreleri dolacak olan Arjantin, Ruanda, Güney
Kore, Avustralya ve Lüksemburg'un yerine, bu ülkelerin grubunda yer alan beş yeni üye için
seçim yapıldı.
Seçimlerin ilk turunda Afrika grubundan 190 oyla Angola, Latin Amerika ve Karayipler
grubundan 181 oyla Venezuela ve Asya-Pasifik grubundan 187 oyla Malezya ve Batı
Avrupa ve Diğerleri grubunda ise Yeni Zelanda 145 oy alarak Konsey'e seçildiler. 121 oy alan
İspanya ve 109 oy alan Türkiye ise oyların üçte iki çoğunluğunu alamadıkları için ikinci tura
kaldı. İkinci turdaki seçimlerde de İspanya 120, Türkiye 73 oy alınca seçimlerde üçüncü tura
geçilmek zorunda kalındı.
Bu tur sonunda ise İspanya 132 ülkenin desteğini alarak BMGK'ya seçilen beşinci ülke oldu.
Türkiye ise son turda 60 oy alabildi. Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nde 1951-1952, 19541955, 2009-2010 yıllarında geçici üyelik görevinde bulunmuş, 1961 yılında ise iki yıllık
dönemi Polonya ile paylaşarak bir yıl BMGK'da yer almıştı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu: Bedelli yok
Hürriyet
Böyle bir konjonktürde bedelli askerliğin mümkün olmadığını belirten Davutoğlu, “Fakir
çocuğunun askerlik yapması, zengin çocuğun bedel ödeyerek askerlik yapmaması olmaz”
dedi. Davutoğlu, yeni hazırlanan güvenlik düzenlemelerini savunarak, “Geri adım atmıyoruz.
Bazı acil durumlarda savcıdan izin alma konusu sıkıntı yaratıyor. Eğer bu olmasaydı, Bingöl’de
olay yaşanmayacaktı” diye konuştu.
Davutoğlu: Mazlumlara kapılarımızı açmaya devam edeceğiz
AA
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2012'de Gazze'yi ziyareti sırasında bir Filistinlinin kendisine
"Arakanlıları yalnız bırakmayın" dediğini belirterek, "Düşünün öyle bir Gazzeli ki tepesinden
bombalar yağıyor, içeride en yakınını şehit vermiş insanlar, ölüm tehdidi altındalar ama
gönüllerinden Arakan'ı eksik etmiyorlar. Onlara o direniş gücünü veren şey, savundukları
Gazze'nin aynı zamanda Arakan olduğunu hissetmeleridir. Savundukları Gazze'nin aynı
3
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
zamanda Şam, Bağdat, Somali olduğunu hissetmeleridir. Onlar Gazze'yi savunmuyorlar, onlar
tarihe, mekana ve zamana sinmiş olan bir imanı savunuyorlar, muhabbeti, aşkı savunuyorlar"
dedi.
Polis otobüsü devrildi: 23 yaralı
DHA
Konya'dan Isparta'ya giden 42 A 38181 plakalı Çevik Kuvvet polislerini taşıyan otobüs, saat
05.00 sıralarında Çay- Dinar karayolunun 8'inci kilometresinde sürücünün direksiyon
kontrolünü yitirmesi sonucu yoldan çıkarak devrildi. İçerisinde 23 polis memurunun
bulunduğu otobüs ters dönerek tavanı çöktü.
Başbakanlık Müsteşarlığına atama yapıldı
Dünya Bülteni
Başbakanlık Müsteşarlığına, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Kemal Madenoğlu atandı.
Madenoğlu'nun atamasıyla ilgili karar, Resmi Gazete'de yayımlandı.
HSYK seçimlerinin gösterdiği gerçek – Mahmut ÖVÜR, Sabah
HSYK seçimleri bir dönüm noktasıydı ve o dönüm noktasını Türkiye ve çoğulculuk kazandı. Bu
siyasete de örnek olacak"Yeni Türkiye"ye gidişin ilk önemli adımı. Böylece yargı mensupları,
HSYK seçimlerini normalleştirerek ülkeye nefes aldıran bir çıkışa öncülük etti. Ancak iş burada
bitmiyor.
Sonuç ilk adım için başarılı olsa da yargıdaki tablo kaygı yaratıyor. Seçim sonuçlarına bakın,
Yargıda Birlik Platformu'nun en yüksek oyu 5800...
İkinci sırada, Paralel Yapı geliyor.
Aldıkları oy ortalama 4500 civarında. YARSAV ve Yargıçlar Sendikası'nın ortalaması ise daha
aşağılarda. Geleceği öngöremeyen ve zikzaklar çizen YARSAV bir anlamda yargının CHP'si
pozisyonunda.
Ortaya çıkan tablo, "Paralel Yapı"nın yenilmesine rağmen yargı içinde ciddi bir güç olduğunu
gösteriyor. Bu da yargının geleceği adına "korku" yaratıyor. Çünkü ortada vicdanıyla hareket
etmediğini, tek merkezden gelen emirlerle karar verdiğini, siyaseti dizayn etmek için her şeyi
yaptığını ve dinleme kararlarıyla topluma kâbus yaşattığını bildiğimiz bir yargı gücü var. O
gücün neler yapabileceğini aylar önce Hanefi Avcıanlatmıştı:
4
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
"Kamu kurumunda çalışan her kişi kendi elde ettiği bilgileri, cemaate aktarıyor. Bu yukarıda
birleştiriliyor. Büyük bir havuz oluşturuyorlar. Sonra kime dava açılacak, kim tutuklanacak
yukarıda karar veriyorlar. Önce olayı kendileri yakın medya üzerinden sızdırıyorlar. Sonra
polis savcının işini yapıyor. Tespit tutanağı fezlekeye geçiyor. Fezleke iddianame oluyor.
Savcılar şikâyet dilekçilerini dikkate almıyor. Tanık üretiliyor. Bu adamların çalışma biçiminin
gösterilmesi lazım."
Böyle bir gücün var olduğu bir yargı sisteminin, tarafsız ve bağımsız olma ihtimali var mı?
Yeni HSYK'nın işi hiç kolay değil. Eski Anayasa Raportörü Osman Can, "HSYK normalleşirken,
yargıda normalleşmenin sadece HSYK seçimiyle sınırlı olmadığını unutmayalım" diyor ve
HSYK'nın yapması gereken şu önerileri sıralıyor:
1. Son dört yılda paralel yapının yol açtığı hasarlara dair bir bilanço çalışması,
2. Eski HSYK tarafından bloke edilen yasal prosedürlerin hızla işletilmesi. Ancak örgütlü
hareket eden veya sevk ve idareyle sorumlu olanlar ile diğerlerini birbirinden ayırmak
gerekir. Paralel yapı geçtiğimiz on yıl içinde siyasete de yaslanarak bir çekim merkezine
dönüştü ve pek çok yargı mensubu bu sayede o yapıyla birlikte hareket etmek zorunda
kaldı. Siyasetin hatalarının faturasını bu yargıçlara çıkarmak da çok isabetli olmaz. HSYK için
meşruiyet ve adalet en yüce iki değer olmak zorunda.
3. Son on yılda mesleğe alımların incelenmesi. Özellikle 2011 sonrasında Yargıtay ve
Danıştay'a yapılan ve CHP liderinin 160 militan olarak nitelendirdiği atamaların hukukiliğinin
incelenmesi zorunludur.
HSYK, bu önerilerin ne kadarını hayata geçirir göreceğiz ama asıl önemli görev siyasete
düşüyor. Siyaset, HSYK gibi kurumları mutlaka yeniden düzenlenmeli ama tüm toplumun
beklentilerini güvenceye alacak yeni anayasa hazırlamayı da öne çekmeli.
Zorluk yasası... – Ali BAYRAMOĞLU, Yeni Şafak
Karşımızda yeni bir fatura var.
Kobane olaylarının ardından polisin yetkilerini genişleten tasarı yasalaşmak üzere. Yeni
düzenlemelerle ne yazık ki, bir süre yasalarda birey lehine değişiklikler ve demokratik
iyileştirmeler geri alınacak.
Bunlara göre şüphelilerin ev ve işyerlerinde arama yapabilmek için 'somut delile dayalı
kuvvetli şüphe' yerine 'makul şüphe' yeterli sayılacak. Anayasal düzene karşı suçlarda 'somut
delile dayalı olma şartı aranmadan dinleme, teknik takip' yanında 'gizli soruşturmacı' da
görevlendirilebilecek.
5
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Gerekçeleri ne olursa olsun güvenlik amaçlı bu adımların bireyin özgürlük alanını daralttığına,
devlete aşırı bir müdahale imkanı verdiğine, kanıt yerine kuşku, suç yerine tehlike gibi
kavramları devreye sokarak demokrasiyi zedelediğine şüphe yoktur.
Bu Türkiye için de böyledir, 11 Eylül 2001 sonrası düzenlemelerin işaret ettiği gibi ABD ve
İngiltere için de... Hiç bir örnek diğerini doğrulamaz. Ve elde edilen sonuçlar da her yerde
kuşkuludur ve istenilenin tersi istikamettedir. 11 Eylül sonrası güvenlikçi dalganın Batı'da
yarattığı İslamofobik dalga, bunun İslam dünyasında yarattığı ters siyasallaşma bu duruma
sadece bir örnektir.
Her asayiş hamlesi siyasi iklimi şekillendirdiği oranda, bir kaç yangını söndürmek yanında
sistematik hukuk ihlallerine, özgürlük üzerinde devlet tahakkümüne ve bunun kalıcı
sonuçlarına zemin hazırlar. Mesele sadece yangın da değildir. Güvenlik-özgürlük dengesinde
şakülün iyice kayması, sorunların çözümünde ve toplumun yol alışında siyasal araçların
azalması ve hareket alanının daralması, pek çok deneyimin kanıtladığı, açık ve kalıcı
sonuçlardır. Kaldı ki cemaat meselesinde olduğu gibi bu ülke kaç kez yaşayarak sınamıştır,
yetki dozundaki ölçüsüzlüğün yetki gaspına ve keyfiliğe yol açtığını...
Peki çıkacak bu yasalar?
Görünür iki neden var.
İlki paralel yapıyla mücadele, ikincisi şiddet olayları karşısında devleti tahkim etme.
Paralel yapının Türk demokrasisinin önündeki en önemli sorunlardan birisi olduğuna şüphe
yok. Bu konudaki uyarılarımızı 2010'dan bu yana durmaksızın yapıyoruz. Bu yapının 17-25
Aralık tipi darbe girişimlerine karşı HSYK Yasası gibi hukuk devleti ve güçler ayrılığının
sınırlarını zorlayan olağanüstü tedbirleri sineye çekiyoruz. Sineye çekerken bu otoriterleşme
baskısının sorunlu olduğunu söylüyor, cemaate karşı demokratik bir eylem planı
oluşturmanın gereğini ifade ediyoruz.
Bugün sıkıntı politikaların ters istikamette gitmesidir. Olağanüstü tedbirleri olağan ve daimi
hale getirilecek adımların atılmasıdır. Bir süre önce, özellikle siyasi iktidarın canını yakan ve
görerek sınırladığı teknik dinleme imkanlarının, bu kez iktidar tarafından kullanılması hukuk
düzenini keyfiliğe taşır, otoriterleşme baskısının bedeli ağır olur.
Temizlik temiz ve hukuki olmalıdır. Bunu Balyoz davalarıyla ilgili söyledik, şimdi kürsüde bir
taraf yer değiştirdi yine söylüyoruz.
Düzenlemelerin ikinci boyutunun, Kürt meselesiyle, sokak hareketleriyle ilgili olduğu ortada.
Kobane olaylarının, sokak gösterilerinin Türk siyasal sistemine bu denli yasaklayıcı girdiler
katması başlı başına ciddi bir sorundur. Getirilen hükümlerin arkasındaki zihniyet, toplumsal
olaylar karşısında asayiş araçlarını öne alan bir zihniyettir. Ve bunlar, kanun koyucunun amacı
6
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ne olursa olsun, sıcak olaylarda devreye girmek yanında, Kürt siyasi alanını sistematik olarak
daraltma işlevini görecek, denetleme politikalarına zemin hazırlayacaklardır.
Ancak bugün Kürt sorunuyla ilgili esas olan alan daraltmak değil o alanı düzenlemektir, yani
siyasettir.
Güvenlik güçleriyle halk karşı karşıya gelirse bu tedbirlerin hiç bir işlevinin olmayacağını
hükümet bilmez mi?
AFRİKA GÜNDEMİ
Üç ülke Batı Afrika'dan gelenleri kabul etmeyecek
Dünya Bülteni
Jamaika, Guyana ve Trinidad&Tobago, Ebola virüsünün etkili olduğu Batı Afrika ülkelerinden
gelenleri, ülkelerine almayacaklarını açıkladı. Jamaika'da yetkililer, Gine, Liberya ve Sierra
Leone'dan gelecek kişilerin ülke topraklarına girişlerini yasakladıklarını bildirdi. Karar, ABD'li
bir çiftin Sangster Uluslararası Havaalanı'nda karantina altına alınmasının ardından geldi.
Çiftin, iki hafta önce Liberya'da bulunduğu belirtiliyor.
Sudan'da muhalefet seçimi boykot edecek
Dünya Bülteni
Sudan'ın en büyük muhalefet partilerinden Popüler Kongre Partisi (PKP) önümüzdeki yıl
Nisan ayında yapılması planlanan genel seçimleri boykot etme kararı aldı. Parti boykot
kararına gerekçe olarak demokrasi eksikliğini gösterdi.
Sudan'da muhalif lider Hasan el Turabi'nin başında bulunduğu PKP, Sudan'ın etkili birkaç
muhalif partisinden biri olarak biliniyor. PKP lideri Turabi, Sudan Devlet Başkanı Ömer el
Beşir'in istifa edeceğini açıklamasına rağmen yine de seçimleri yönlendirmeye çalıştığını
belirtiyor.
“Tunus’ta insan hakları sadece slogandan ibaret”
Euronews
Sosyal medya takipçimiz: “Tunus’ta yapılacak seçimlere günler kala insan hakları konusu
adayların ne kadar gündeminde?”
Tunus ve Cezayir İnsan Hakları İzleme Ofisi Başkanı Amna Guellali: “Tunus’ta genel seçimler
26 Ekim’de yapılacak ve cumhurbaşkanlığı seçimleri de 23 Kasım’da düzenlenecek, yani çok
yakında. Adayların ve partilerin söylemlerinde ve bildirilerinde insan hakları konusuna
7
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
yeterince yer verilmediğini söyleyebilirim. Ancak öncelikle Tunus’ta insan hakları konusunda
şu ana kadar yapılanlara bir göz atalım. Bin Ali rejiminin devrilmesinden yaklaşık 4 yıl sonra
birçok karışık sonuç elde ettiğimiz söylenebilir. Ocak 2014’te yeni anayasanın kabul edilmesi
Tunus için çok olumlu bir adım oldu çünkü bu anayasa oldukça önemli bir dizi hak ve
özgürlükleri içeriyor. Basın ve ifade özgürlüğü açısından da birçok değişiklik yapıldı. Diğer
alanlarda ise çok küçük sonuçlar elde ettik ya da hiç sonuç alamadık. Örneğin Bin Ali rejiminin
devrilmesinden bu yana işkence ve suistimaller sorunu kökünden halledilmedi. Çünkü
güvenlik güçlerine yönelik kapsamlı bir reform yapılmadı. Ayrıca Tunus’taki adli makamlar
hala vatandaşlarının haklarını ve özgürlüklerini garanti altına almıyor. Daha önce Bin Ali
rejiminde hakim olan cezasızlık sistemi hala işliyor. Kadınlara yönelik şiddet de Tunus’ta
oldukça endişe verici bir sorun. Hükümet bu soruna bir çözüm bulmayı henüz başaramadı.
Şimdiye kadar adaylar ve partiler seçim kampanyalarında çoğunlukla ‘sosyal adalet’, ‘herkes
için kalkınma’ ya da ‘yoksullukla mücadele edelim’ gibi sloganlar kullandı. Ancak bu sorunları
çözmek ve vatandaşların haklarını güvence altına almak için küresel bir vizyon önerisinde
bulunmadılar. Yani şu ana kadar sadece sloganlar vardı.”
AMERİKA – İNGİLETERE GÜNDEMİ
Türkiye BM'deki Oylamada Kaybetti
Amerika’nın Sesi
BM Güvenlik Konseyinin iki yeni daimi üyeliği için yapılan oylamada Türkiye, Yeni Zelanda ve
İspanya'dan daha az oy aldı ve Konseye seçilemedi. New York’ta kapalı yolla yapılan
oylamada Türkiye, grubundaki ilk turda yeterli oyu alamadı. İlk turda Yeni Zelanda’nın
seçilmesinden sonra Türkiye ikinci turda İspanya ile yarıştı; ancak her iki ülke de gerekli oyu
sağlayamadı. Bunun üzerine üçüncü tura gidildi ve bu oylamada 132 oy alan İspanya geçici
üyeliğe seçildi. Türkiye üçüncü turda 60 oyda kaldı.
ABD: ‘PYD’yle Doğrudan Görüşme Yapıldı’
Amerika’nın Sesi
Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tuğamiral John Kirby’yle Dışişleri Bakanlığı’nda ortak basın
brifingi düzenleyen Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, şimdiye kadar PYD’yle
görüşmelerinin aracılarla yapıldığını, ancak son görüşmenin doğrudan olduğunu bildirdi.
Psaki, görüşmenin kiminle yapıldığını söylemedi, sadece bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin
görüşmeyi “Irak ve Suriye dışında yaptığını” söylemekle yetindi. Görüşmeye askeri yetkililerin
katılmadığını kaydeden Psaki, “Türkiye’yle eşgüdümlü yapılıp yapılmadığı” sorusuna,
“Türkiye’yle düzenli görüşmelerimiz var. Ayrıntısına giremem” yanıtını verdi. Dışişleri
8
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Bakanlığı Sözcüsü Psaki, bir gazetecinin Kobani’de IŞİD’le mücadele ettikleri için ABD’nin
PKK’yı terör örgütleri listesinden çıkarıp çıkarmayacağı sorusuna, “PKK ve PYD üyeleri
arasındaki bağın farkındayız. PKK konusunda uzun süredir kaygılarımız aynı. Örgütü terör
örgütleri listesinde tutma konusundaki tutumumuz değişmedi” yanıtını verdi.
İslam Devleti İle Savaş Abd-Türkiye Bağlarında Kapanması Zor Yaralar Açabilir
World Politics Review
ABD tam da Türkiye’yi sözde İslam Devleti (İD) ile savaşa -özellikle de Kobani için süren
mücadeleye- yardıma ikna ettiğini düşünürken Ankara umutları suya düşüren bir açıklamada
bulundu. Yetkililer Türk savaş uçaklarının bombalı saldırı gerçekleştirdiklerini ancak İD’yi değil
Türkiye’deki Kürt gerillaları vurduklarını söylediler. Türkiye’nin güneydoğusundaki Kürt
isyancılara yönelik bu saldırı Kobani’deki dengeleri değiştirecek bir adım değil ancak
zamanlaması uluslararası baskılara karşı bir meydan okuma niteliğinde. İD’yi “geriletmek
ve yok etmek” için ABD öncülüğündeki çabalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
yönetimindeki Türkiye ile NATO’daki müttefiklerini özellikle ABD'yi ayıran gediği açıkça su
yüzüne çıkardı. Bu anlaşmazlık Ankara ve Washington arasındaki stratejik ilişkiye kalıcı
yaralar bırakacak gibi görünüyor. İD karşıtı koalisyona katılan ülkelerin genelkurmay
başkanları ile yaptığı toplantının ardından Başkan Barack Obama, “Dikkatlerimizi bölgedeki
tüm ülkelerin bu kanseri söküp atma konusundaki işbirliğine ne şekilde katıldıklarına
çevirmek zorunda olacağız.” dedi.
IŞİD Kobani'den 'neredeyse tamamen çıkarıldı'
BBC Türkçe
BBC'ye bilgi veren Kobani'deki Kürt güçleri IŞİD'in Kobani'nin büyük bölümünden çekildiğini,
sadece şehrin doğusundaki iki bölgenin hala radikal İslamcı militanların elinde olduğunu
söyledi.YPG'nin kadın militanlardan oluşan kolu YPJ liderlerinden Baharin Kendal, IŞİD'in
kontrolündeki son iki bölgede çatışmaların sürdüğünü ifade etti.Kendal, yakında IŞİD
kuşatmasını kırmayı ümit ettiklerini de belirtti.Kobani'ye silah, sağlık malzemesi ve yeni
militan girişinin olduğunu ifade eden Kendal, lojistik desteğin hangi kanallarla Kobani'ye
girdiği hakkında ise yorum yapmadı.Kobani'deki gelişmeleri Mürşitpınar'da takip eden BBC
muhabiri Kasra Naji, savaşı sınırda izleyen Kürtler arasında iyimserliğin arttığını ifade etse de
"Yine de Kobani'den yoğun çatışma sesleri gelmeye devam ediyor. Özellikle şehrin kuzeyinde
ve doğusunda ağır silahlar kullanılıyor" diyor.
9
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Erdoğan ateş hattında
Fincancial Times
İngiltere'nin saygın gazetelerinden Fincancial Times, Türkiye'nin İslamcı militanlar, Kobani
nedeniyle içerdeki huzursuzluk ve ABD'nin IŞİD'e karşı savaşta daha büyük rol oynaması için
yaptığı baskılar nedeniyle zor günler geçirdiğine dikkat çekerek, "Erdoğan bu baskıya karşı
koyabilecek mi?" diye sordu. Gazete, Diyarbakır'da Erdoğan'ın Kobani'deki savaşla ilgili
tutumuna karşı duyulan öfkenin geride bıraktığı yaraların hala görülebildiğini belirterek,
Diyarbakır Belediye Başkanı Gülten Kışanak'ın, "Öfke ve nefret büyüyor. Kobani tepkisi
devam ediyor" şeklindeki sözlerine yer verdi.
Financial Times, şiddet eylemlerinin Erdoğan'ın Suriye savaşı ile ilgili duruşunun
sonuçlarından sadece bir kısmı olduğu yorumunda bulunarak, "ABD hava saldırılarının devam
ettiği bir sırada sadece yüzlerce metre uzaktaki Türk tankları herşeyi gören bir noktada
beklerken, IŞİD'in Kobani'ye saldırıları devam ediyor ve Türkiye'nin müttefikleri Ankara'nın
cihadçılara karşı savaştaki kararlılığını sorguluyor" şeklinde yazdı.
Bu "anlaşmazlığın" tam da Erdoğan'ın otoritarizmi ve Türkiye'nin Batı'dan uzaklaşığı
yolundaki iddialar nedeniyle eleştiri oklarına hedef olduğu bir sırada meyadana geldiğini ve
böylece Türkiye'nin uluslararası saygınlığına daha fazla gölge düşürdüğü görüşüne yer veren
gazete, "Bu, komşu ülkedeki savaşın halkta bıkkınlık yaratması, bölgedeki Kürtlerle iyi
gitmeyen ilişkiler ve Erdoğan'ın kendi ajandası da dahil olmak üzere bir dizi faktörden
kaynaklanıyor" diye yazdı.
Türkiye ve IŞİD'in düşmanları ortak"
Daily Telegraph
İngiliz Daily Telegraph gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kobani'ye yönelik
politikasını sert bir dille eleştirdi. Gazetede yer alan makalede, "Türkiye ve IŞİD'in düşmanları
ortak; işte bu yüzden Erdoğan harekete geçmeyecek" yorumuna yer verildi.Gazetenin dış
haberler editörü David Blair, kaleme aldığı yazısında Suriye'nin Türkiye sınırındaki Kürt
yerleşim yeri Kobani'nin IŞİD tarafından kuşatma altında olduğunu hatırlatarak, Recep Tayyip
Erdoğan'ın gözünde Kürt gerillalarla Suriye lideri Esad'ın IŞİD'e göre daha kötü bir şöhrete
sahip olduğunu savundu.Makalede şu ifadelere yer verildi:
"Eğer tehlike kentten kalkarsa Türkiye hiçbir övgüyü hak etmeyecek. Bugüne kadar
Türkiye'nin IŞİD'e karşı tavrı en iyi haliyle belirsiz oldu. Otoriter Başbakan Tayyip Erdoğan,
cumhurbaşkanı oldu; hatta Amerika'nın asıl amacının Suriye'deki petrolü çalmak olduğunu
söyleyen garip bir iddiada bulundu. Bu arada IŞİD'e karşı direnç gösteren Kobani halkı için
Türkiye parmağını kıpırdatmayı reddederken, bu kentten binlerce insan Türkiye'ye sığındı ve
kendilerini çevik kuvvet tarafından atılan göz yaşartıcı gazının içinde buldular."
10
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Gerçek şu ki; Erdoğan üç farklı düşman ile yüzleşiyor: Kendi ülkesinde ve Suriye'deki Kürt
isyancılar, IŞİD ve Şam'daki Esad yönetimi. Şu anda Kürt gerillalar ve Esad, IŞİD'e göre
Erdoğan'ın gözünde açıkça daha kötü şöhrete sahipler. Türkiye ve IŞİD ortak düşmanlara
sahip. Bundan dolayı IŞİD karşıtı kampanya dışında kalmak ve aşırıcıların Kürtlerle ve belki
Esad ile boy ölçüşmelerini izlemek Türkiye için daha mantıklı."
ABD, PKK ile işbirliğini artırabilir
Economist
Haftalık İngiliz dergisi Economist bugünkü sayısında, "Türkiye ve Kürtler" başlığı altında, Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin PKK mevzilerine yapılan son hava saldırılarını özetliyor ve "çözüm süreci
artık bitti mi" diye soruyor... Yazı özetle şöyle:
Barış sürecinin kaderi Suriye'deki Kobani kentiyle bağlantılıdır.
İstanbul Şehir Üniversitesi'nden siyaset bilimci Mesut Yeğen, PKK'ya karşı hava saldırılarını
'gövde gösterisi' olarak görüyor ve çözüm sürecinin kör topal süreceğini düşünüyor."Ama
Kobani düşerse, kurtarılamaz" diye de ekliyor.Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır
milletvekili Altan Tan da "Yol haritası yeni bir şey içermiyor. PKK'nın silahsızlandırılmasını
istiyor. Bu, mevcut koşullar altında mümkün değildir" diyor.Tan'ın koşullardan kasdı Suriye ve
Irak'ta IŞİD karşıtı savaş.IŞİD'e karşı PKK'nın direnişi ve laik olması, Kürt isyancıları Amerika
için IŞİD'e karşı potansiyel müttefik haline getirdi.PKK'nın aksine herhangi bir terörist
listesinde olmayan PYD'ye yönelik Amerikan desteği de gelecekteki işbirliğinin göstergesi
olabilir.Türkiye de bundan korkuyor.Çözüm süreci çamura saplanıp, PKK'nın bölgesel nüfuzu
arttıkça, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çizgi değiştiriyor.
Sınırında kargaşa ve AKP'nin seçim performansının zayıflaması halinde yolsuzluk suçlamasıyla
olası kovuşturma korkusu nedeniyle, Erdoğan artık Türkiye'nin milliyetçileri arasında yeni
dostlar arıyor.Türkiye Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in şahin açıklamaları rastlantı
olmasa gerek.
AVRUPA GÜNDEMİ
Almanya’da ulaşıma grev darbesi
Euronews
Alman havayolu şirketleri Lufthansa ve Germanwings çalışanlarının grevi en az 100 uçuşun
iptal edilmesine yol açtı. Sendikaların greve neden olan erken emeklilik tartışmalarında
uzlaşmaya varamadığı kaydedildi. Öte yandan Almanya’da demiryolları çalışanları da greve
gitti. Grevden dolayı çok sayıda tren seferi iptal edildi.
11
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Asya-Avrupa Zirvesi Ukrayna krizinin gölgesinde başladı
Euronews
İtalya’nın ev sahipliğinde düzenlenen 10. Asya- Avrupa Zirvesi (A S EM) Milano kentinde
başladı.
Zirveye katılan liderler İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano tarafından karşılandı.
Avrupa ve Asya arasında ticari ilişkilerin geliştirilmesini amaçlayan forum bu yıl Ukrayna
krizinin gölgesinde başladı. “Sürdürülebilir büyüme ve güvenlik sorunları için ortak
sorumluluk” teması ile başlayan forumda gözler Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin ve
Ukraynalı mevkidaşı petro Poroşenko’nun üzerinde olacak.
‘Yardım koridoru açılsın’
DW
Sol Parti Uluslararası İlişkiler Sözcüsü Sevim Dağdelen Kobani için acilen bir yardım koridoru
açılması gerektiğini söyledi.
Dağdelen “Federal hükümet kuşatma altındaki Kobani'ye bir yardım koridoru açılması için
Türkiye'ye baskı yapmalıdır” dedi.
Alman-Türk Parlamenterler Grubu Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Sevim Dağdelen'in
yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Suriye'nin kuzeyinde kuşatılmış diğer iki Kürt
bölgesinden ve Irak'ın kuzeyinden yardım gönderilebilmesi için bir koridor açılmalıdır.
Türkiye'nin mevcut blokaj tutumu nedeniyle Kobani'yi savunanlar su ve yiyecek gibi temel
malzemelerden yoksun durumdadır. Federal hükümet buna seyirci kalamaz. Federal
hükümetten Türkiye ile askeri ilişkileri keserek ve Patriot füzelerini derhal çekerek Erdoğan
rejiminin insana düşman politikasını kabul etmediğini gösteren açık bir işaret vermesi
istenmektedir.”
İşte fark bu
Sabah Avrupa
Almanya’da önceki gün ülkeye gelen mülteci sayısı açıklandı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra
görülen en yüksek sayıya ulaşıldığı belirtildi. Şuanda 94 bin 200 olan rakamın yılsonuna kadar
230 bine ulaşacağı öngörüldü. Bu sayı ülkede endişeye yol açtı. Almanya’da ilticacıların
kalacağı yerler konusunda da arayış sürerken, Türkiye, Suriye ve Irak’tan 2 milyon kişiyi
sığınmacı olarak kabul etti.
“VATANDAŞIMIZ KIYMETLİ”
12
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
EKONOMI Bakanı Nihat Zeybekci, Almanya’dan yükselen Türkiye’nin Kobani’ye müdahale
etmesi gerektiği sesine “Kobani’de bir tek sivil kalmadı, hepsi Türkiye’de. Kobani’den 200 bin
kişi Türkiye’ye geldi” şeklinde yanıt verdi. Bakan, Türkiye’nin Kobani’ye girmesi halinde ikinci
adımın ne olacağının söylenmediğini belirtti ve “Almanya için vatandaşının hayatı hayatıson
derece
kıymetliyse, Türkiye için de kıymetli” dedi.
‘Daha fazla temas kurmak gerekiyor’
Sabah Avrupa
Almanya’da iki gün temaslarda bulunan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzekereci Volkan
Bozkır, “Benim burada edindiğim intiba, buralarda daha fazla temas kurmak, daha fazla
Avrupalıyı, Almanı, Avrupa Birliği üyelerini Türkiye’ye getirmek ve karşılıklı konuşarak
mesajlarımızı tartışarak belli noktalara varmayı sağlamaktan geçiyor” dedi. Bakan Bozkır,
Başkent Berlin’de Federal Meclis’te Alman Meclisi Başkan Yardımcısı Claudia Roth ile
görüştükten sonra açıklama yaptı. Almanya temaslarını tamamladığını ifade eden Bozkır, iki
gün boyunca çok önemli görüşmeler gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye-Almanya ve
Türkiye-AB iliskilerindeki Almanya’nın katkısında karşılıklı önemli anlayış sağladıklarını
sandığını ifade etti.
Steinmeier: PKK'ya silah yardımı yok
Euractive
Almanya Başbakanı Angela Merkel liderliğindeki Hıristiyan Demokratların (CDU)
parlamentodaki sözcüsü Volker Kauder, PKK da dahil IŞİD'e karşı mücadele veren gruplara
silah gönderilebileceğini söylemiş, ancak bunun 'Türkiye'ye rağmen değil, ancak Türkiye ile
birlikte yapılabileceğini' söylemişti. Twitter üzerinden yayınlanan bir söyleşisinde konuyu
değerlendiren Steinmeier, 'PKK Türkiye'yi şiddetle tehdit ettiği sürece böyle bir şey söz
konusu olamaz' dedi.
Türkiye, AB sürecinde kamuoyunda 'zihinsel dönüşüm' için harekete geçti
Euractive
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Türkiye'nin yeni 'Avrupa Birliği İletişim
Stratejisi'ni Brüksel'de düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Geçtiğimiz üç yıl içinde hem
Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye bakışta, hem de Türkiye'den Avrupa Birliği'ne bakışta 'hasar
almış bir resim' ortaya çıktığını belirten Bozkır, bu bakışı onarmaya çalışacaklarını söyledi.
13
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Almanya Uyum Bakanı Özoğuz'dan 'ayrımcılık' açıklaması
Trt Türk
Özoğuz, Stiftung Bildung Eğitim Vakfı tarafından Beuth Yüksekokulu’nda düzenlenen
toplantıda, ülkede doğan her üç çocuğun göçmen kökenli olduğuna işaret ederek, ‘’Biz bir
göç toplumuyuz. Bizim toplum üzün süre göçün ne olduğunu anlamadı’’ dedi.
Uzun bir zaman öğrencilerin değişik derecelere göre okullarda ayrıştırıldığını hatırlatan
Özoğuz, bu eğitim sisteminin revize edildiğini kaydetti. Ailenin eğitim sisteminin yapısını
bilmediğini, bu boşluğun kapatılması gerektiğini vurgulayan Özoğuz, bunun da Stiftung Bildun
Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen ‘’KomMent’’ gibi değişik rehberlik projeleriyle yapıldığını
kaydetti. Özoğuz, çocukların başarılı olması için olumlu örnek insanlara her alanda ihtiyaç
duyulduğunu ifade ederek, birçok göçmen futbolcunun yer aldığı Alman Milli Takımı’nın bir
örnek olduğunu belirtti.
Alman Dışişleri Bakanı twitterde soruları cevapladı
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, #FragSteinmeier lakabını kullanarak
internet sosyal ağı twitter'de kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı. Twitter'de
yayınlanan resimde Alman Bakan, bilgisayar başında küçük bir ofiste soruları
cevaplandırmaya hazırlanmış olarak görülüyordu.
İlk soru Federal Parlamento Yeşiller Partisi milletvekillerinden Volker Beck tarafından
yöneltildi. Beck, Hristiyan Demokratlar Birliği CDU/CSU Fraksiyon Başkanı Kauder'in PKK'ya
silah gönderilebilir yönündeki açıklaması hakkında bir soru yönelterek, bu durumda PKK'nın
terör listesinde yeralmasının doğru olup olmadığını sordu. Steinmeier, Beck'e verdiği cevapta
PKK'nın Türkiye'yi şiddetle tehdit etmeye devam ettiği sürece bu sorunun sorulamayacağını
belirtti.
Fransız-Alman ortaklığı güçleniyor
Deutsche Welle
Fransa Maliye Bakanı Michel Sapin, Lüksemburg'da düzenlenen AB Maliye Bakanları
Toplantısı'ndan sonra yaptığı açıklamada, Almanya ile birlikte konjonktürel canlanmanın
önünü açacak ortak yatırım alanları oluşturacaklarını belirtti. Alman mevkidaşı Wolfgang
Schaeuble ile görüş birliğinde olduklarını ifade eden Fransız Bakan, izleyecekleri yolla ilgili
şunları söyledi: "Biz eski yöntemlerle değil, yeni yöntemlerle Almanya ve Fransa'nın atılımlar
yapabilmesi için hızlı ve pratik şekilde müdahele edebilmelerini istiyoruz."
14
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İnsanları İd Canavarından Kurtarmak Zorundayız – Bild - Paul Ronzheimer
Kobani Uğruna Şavaş: İslam Devleti (İD) Teröristleri İle Kürt Savaşçılar Haftalardır NATO
Ülkesi Türkiye Sınırında Çatışıyor. İD’yi Türk Sınırından Uzak Tutanlar Öncelikle Kürtler Ama
Güçleri Daha Ne Kadar Yetecek? Bild Bu Soruyu Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’ye Sordu
PAUL RONZHEİMER: Sayın Barzani Kobani’nin İD’ye karşı savunulabileceğini hâlen ümit
ediyor musunuz?
MESUD BARZANİ: Uluslararası toplumdan tıpkı Erbil’de olduğu gibi destek talebinde
bulundum ve hâlen her gün hava saldırıları düzenleniyor. Ama Kobani’yi savunan insanların
daha fazla yardıma ihtiyacı var! Uluslararası toplum İD’nin yakında Kobani’yi tamamen
kontrol etmemesi için desteğini azami seviyeye çıkarmalıdır.
PAUL RONZHEİMER: Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan Kobani’ye müdahale etmek istemiyor.
Türkiye nasıl bir rol oynuyor?
BARZANİ: Türkiye önemli bir ülke ve ABD’yle birlikte Kobani’yi kurtarmak için daha
fazlasını yapabilir.
İD’nin sadece Kürt halkı için bir tehdit olmadığını düşünüyorum. İD aynı zamanda bölgesel
ve uluslararası güvenlik için de bir tehdit teşkil ediyor. İD’in mali akışını yok etmek ve yabancı
cihatçıların Suriye ve Irak’a gelişlerini engellemek için daha iyi bir koordinasyona ihtiyaç var.
İD ile mücadele diğer jeopolitik çıkarlarla karıştırılmamalıdır.
RONZHEİMER: Batı İD ile mücadeleyi kazanmak için kara birlikleriyle mi saldırmalıdır?
BARZANİ: Kürdistan’da kara birliklerinin gerekli olduğunu düşünmüyorum. Bu savaşta,
silah ve gerekli eğitimi almaları halinde, sadece peşmergelerimizle savaşabiliriz. Suriye’de
durum çok karışık. Suriye’de İD’e karşı kazanmak ve İD’nin yok edilmesi için, bölgesel güçlerin
net bir stratejiye ve karşılıklı anlaşmalarına ihtiyaç var. Her hâlükârda ihtiyacımız olan şey ileri
teknolojik silahlardır. Tanka, topçulara, zırhlı personel taşıyıcılara ve tank delici roketlere
ihtiyacımız var. İD’ye karşı savaşan koalisyon şimdi bizi desteklemek zorunda.
RONZHEİMER: Batı size nasıl yardım edebilir?
BARZANİ: Almanya’dan şimdiye kadar yapılan yardımlar için müteşekkiriz. Almanya’nın bu
yolu devam ettireceğini ve peşmergeye silahlı eğitim vermeye ve daha fazla silah yardımında
bulunmaya devam edeceğini ümit ediyoruz. İD’yi zayıflatmak ve mağlup etmek için bu
silahlara acilen ihtiyacımız var.
Çünkü insanlar daha fazla vahşet planlayan ve kan dökmek isteyen İD canavarlarından
kurtarılmalıdır.
15
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Marcus: "Türkiye Silah Vermelidir" - Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung - Michael
Martens
Suriye'de Kürtler "İslam Devletine” Karşı Mücadele Veriyor. Kürtler, PKK ile Yakın İlişki İçinde.
Amerikalı Kürt Uzmanı Aliza Marcus, Buna Rağmen Türkiye'nin ve Batı'nın Yardım Etmesi
Gerektiğini Söylüyor-MICHAEL MARTENS: Bayan Marcus, Suriyeli Kürtler haftalardır "İslam Devleti" (İD)
teröristlerine karşı Kobani'yi savunuyor. Ama şehrin düşmesi an meselesi. Bundan sonra ne
olacak?
ALIZA MARCUS: Kobani düşerse, İD muazzam bir psikolojik zafer kazanmış olacak, çünkü
bunu ABD'ye, Batı'ya ve resmî söyleme göre Türkiye'ye karşı da başarmış olacak. Buna bağlı
olarak Batı için yenilgi de ağır olacak. Kobani herkes için bir sembol haline geldi.
MARTENS: Kobani'nin düşmesini engellemek için yapılabilecek neler var?
MARCUS: Türkiye, Kobani'ye silah göndermenin bir yolunu bulmalı. Türkiye bunu resmî
olarak yapamaz ama başka yollar da var. Kobani savunucularına silah yardımı için Batı'nın
koordineli bir çabası gerekecektir.
MARTENS: Kobani'de savaşan Suriyeli Kürtler, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile sıkı ilişki
içinde. PKK ise Türkiye, ABD ve AB'de terör örgütü olarak kabul ediliyor. Bu kabulde haklılık
payı var mı?
MARCUS: Şu dönemde bu soruya verilecek cevap, bir karara varmak bağlamında önem
taşımıyor. PKK terör örgütü olarak kabul edilir veya edilmez. Asıl soru, PKK bugün Orta
Doğu'da bir çözümün parçası mıdır, değil midir?
MARTENS: Peki, öyle midir?
MARCUS: Evet. Bir defa, hâlihazırda reddedilse de kabul de görse PKK görmezden
gelinemeyecek bir faktördür. İkinci olarak PKK, Batı'nın çıkarlarına aykırı değildir, aksine
prensipte Orta Doğu'da bizimle ortak amaçlar için mücadele veriyor.
MARTENS: Suriye'deki Kürtlere Washington'da nasıl bakılıyor? Onlar hakkında ABD'nin
bilgisi var mı?
MARCUS: Daha ziyade bizim lehimize mücadele veren Kürtleri doğal müttefik olarak
görmeye hazır olan kimse yok maalesef. PKK'nın terör örgütleri listesinden çıkarılması
çağrıları yapan birtakım etkili insanlar var, ancak bunlar henüz küçük bir grup. Ama Suriyeli
Kürtlere verilecek destek PKK'nın terör örgütleri listesinden çıkarılmasına bağlanacak olursa,
bu hiçbir şey olmayacağı anlamına gelecektir. Yani Türkiye, PKK'nın listeden çıkarılmasına
hiçbir zaman onay vermeyecek ve ABD de Türkiye'nin onayı olmadan böyle bir adımı
atmayacaktır. Oysa PKK ile Suriyeli Kürtler arasında yeterince mesafe var. Onların her birinin
kendilerine ait yönetim yapıları bulunuyor. İşte bu mesafe, Batı'nın PKK'ya karşı taahhütlere
16
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
girildiği yönündeki suçlamalarla karşılaşabileceğinin de farkında olarak Suriyeli Kürtlerle
diyalog kurmasının yolunu açıyor.
MARTENS: Hakikaten, Türkiye'deki PKK ve Suriye'deki Kürtler arasındaki sıkı bağlar nasıl
kuruldu?
MARCUS: Abdullah Öcalan'ın Suriye'de bulunduğu 1980'li ve 90'lı yıllarda PKK'nın orada
güçlü şekilde organize olmuştu. Suriye'nin kuzeyindeki Kürt bölgelerinde PKK çok aktifti.
MARTENS: Mevcut Suriye diktatörünün babası Hafız Esad bunlara bu kadar kolayca göz
mü yumdu?
MARCUS: Esad bunu çok akıllıca yaptı. Hafız Esad, desteklediği Suriye'deki Kürtleri, onların
Suriye'deki konumlarına konsantre olmalarını engellemek için PKK'ya itti. Şam rejimi, Suriyeli
Kürtlerin PKK'ya katılmalarına göz yumdu. Anlaşma, Öcalan'ın Kürtlerin Suriye'deki
konumlarını gündeme getirmemesi şeklindeydi; zaten bunu hiçbir zaman yapmadı. Esad'ın
meselesi, Suriye'deki Kürtlerin siyasal enerjilerini Türkiye'ye yönlendirmekti. Bu pek çok
Suriyeli Kürt'ten kabul gördü, çünkü onların zaten Türkiye'deki Kürtlerle sıkı bağları vardı.
Suriye, 1999'dan sonra Kürtlere ve örgütlerine sert tavır aldı. PKK ile ilişkisi olan her şey yerle
bir edildi. Fakat Irak Savaşı sıralarında 2003'ten sonra, bunlar Beşar Esad'ın karşısına net bir
muhalefet olarak çıktı. PKK içinde tecrübe kazanan yahut ondan etkilenen Suriyeli Kürtler,
bugün Kobani ve Suriye'deki diğer Kürt bölgelerinde belirleyici olan "Demokratik Birlik
Partisinin" kuruluşunda önemli rol oynadı.
MARTENS: Bazıları Suriye'deki Kürt bölgelerini Orta Doğu'da çok etnikli demokratik bir
yönetim modeli olarak tanımlıyor. Durum biraz fazla mı abartılıyor?
MARCUS: Bölgede çıta çok yüksek değil. Ama Amerika ve Avrupa, Suriye'deki Kürt
kantonlarının demokrasi yönündeki gelişimlerine çoğulcu partiler sistemiyle yardım edebilir.
Ancak Kürtlerden bunu isteyeceksek, onlarla konuşmamız lazım. PKK lideri Öcalan,
Kobani'nin düşmesinin Türkiye'de Kürtlerle Türkler arasında devam eden barış sürecine ciddi
bir darbe vuracağı uyarısında bulunmuştu. Korkarım ki bu gerçekleşecek. Kürtler
boğazlanırken onlara yardım etmezsek bizi niye dinlesinler ki? Böyle bir durumda gelecekte
Batı'ya güvenmek Kürtlere zor gelecektir.
MARTENS: Kürtlerin başka hangi dostları var ki?
MARCUS: Bu yerinde bir itiraz. Kürtlerin fazla bir seçeneği yok. Bu yüzden, Kobani
düştükten sonra bile Türkiye'deki barış süreci belki de kesin olarak başarısızlığa
uğramayacaktır. Ama kestirilebilir bir süre boyunca Kürtler ve Türkler arasında bir
güvensizlik, hatta belki şiddet de yaşanacaktır.
MARTENS: "İnsan Hakları İzleme Örgütü" (HRW), Suriye'deki Kürt bölgeler hakkında, en
azından Orta Doğu'daki diğer egemenlik alanlarıyla karşılaştırıldığında kulağa çok olumlu
gelen bir rapor yayımladı.
17
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
MARCUS: İnsan hakları konusunda bölgedeki durum Suriye'nin Kürt bölgelerindeki gibi
olsa bir başarıdan söz edebilirdik. Bu rapor ayrıca Kürtlerin Batı tarafından kabul görme
çabaları için güzel bir örnektir. Suriyeli Kürtler, raporda bildirilen eksikliklere itiraz etmedi ve
bunlara çare bulacaklarına dair söz verdiler. Temel eleştiri noktalarından biri küçük yaştaki
savaşçıların savaşa sürülmesiydi; Kürtler buna son vereceklerini bildirdi. PKK da kendisine
katılmak isteyen küçük yaştaki insanları artık savaşa sokmuyor.
MARTENS: Bir yanda Kürt kadınları, Güneydoğu Anadolu'da haklardan mahrum: Küçük
yaştaki kızlar kuzenleriyle evlendiriliyor, hiçbir şey yapmalarına izin verilmiyor, her işi onlar
yapıyorlar. Öte yandan PKK içinde ve Suriyeli Kürtler arasında siyasal görevlerin dağılımı
konusunda kesin bir eşitlik var. Kadın parti liderleri, belediye başkanları, gerilla komutanları
bulunuyor. Bunlar birbiriyle nasıl bağdaşıyor?
MARCUS: Gelenekler, aile, din ve kültür, kadınların kendi seçtikleri bir hayat sürmelerini
zorlaştırıyor. PKK'nın Kürtler nezdinde gördüğü saygı, bütün bunların Kürt bölgelerinde yavaş
yavaş değişmesinde önemli bir rol oynuyor. Bir Kürt kızı bir PKK gazetesi için çalışacağını
söylediğinde, kızın ailesi hayır deyip geçemiyor. Çünkü bu şekilde sadece kızlarına değil, Kürt
milliyetçiliğine de hayır demiş olacaklarını biliyorlar. Bu kadınların ve kızların işine yarıyor.
"Bunu veya şunu yapmama izin vermezseniz, PKK'ya katılırım." diyor. PKK, prensip olarak
insanlara şöyle söylüyor: "Bunlara kendi aileniz içinde izin vermiyor olabilirsiniz, ama bizim
resmî politikamızı kabul etmeye mecbursunuz. Kadınların kamusal görevler üstlenebileceğini
kabul edeceksiniz ve bu tür görevleri üstlenen kadınlara saygı göstereceksiniz." Bu önemli bir
mesajdır ve PKK'ya katılmak pek çok Kürt kızı için o ümitsiz durumlarından kurtulmanın bir
yoludur. Bu politikanın etkili olmadığı yerlerde durum daha da kötü. Güneydoğu şehri
Batman'da 2002-2003'te genç Kürt kızları arasında bir intihar dalgası yaşandı. Bu dönem,
Öcalan'ın tutukluluğunun ilk yıllarıydı. Yani PKK'nın prensipte aktif olmadığı ve savaşçı
toplamayı bıraktığı bir dönemdi. Dolayısıyla genç Kürt kızları için bu çıkış yolu kapanmıştı.
İntihar dalgasının nedeni anlaşılamadı ve PKK bağlantısı, çok sayıdaki açıklama çabasından
sadece biriydi. Kesin olan ise PKK'nın Kürt kızları için bir seçenek olmaktan çıktığı yıllarda,
bölgede Kürt kızları arasında hiç olmadığı kadar intihar vakasının olduğudur.
MARTENS: Kürt kadınları, özel hayatlarında evden çıkamadıkları hâlde, siyasi meselelerde
üç gece eve uğramadıklarını, yine de kimsenin kendilerine bir şey söylemeye cesaret
edemediğini söylüyor.
MARCUS: PKK'nın bu politikası insanları düşünmeye zorladı. Öte yandan PKK Kürtlerin
geleneklerini de dikkate aldı. Mesela kadın savaşçılarına evlenmeyi yasakladı. Kürt aileler,
kızlarını dağa göndermek ve sonradan onların dağda evlendiğini görmek istemiyordu. Onlar,
kızlarının bakire kalmasını ve aile izni olmadan evlenmemesini istiyorlardı.
MARTENS: PKK içinde, Batı tarafından bir partner olarak kabul edilmeye dair bir arzu
yahut ilgi var mı?
18
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
MARCUS: PKK, Batı tarafından muhatap alınmayı çok istiyor. Bunun aksi kesinlikle söz
konusu olamaz. Eylülde yine iki haftalığına Türkiye'nin güneydoğusundaydım. Orada Kürt
nüfus arasındaki Amerikan yanlısı hava şaşırtıcı seviyede. Amerikalı oluşumu bir avantaj
saydığım ender bölgelerden biri de orası oldu. Batı orada, onun çıkarları ve ihtiyaçları
konusunda büyük hassasiyet gösterecek bir müttefikle ortaklık kurma fırsatını kaçırıyor.
MARTENS: Memnuniyetle karşılanmak isteyen Amerikalılara tavsiye edilebilecek başka bir
yer daha var: Kosova. Orada 1999'da Yugoslavya'ya karşı savaşta Arnavut çeteciler NATO'nun
kara birliklerini oluşturuyordu. Bu, "İD"ye karşı yürütülecek savaş için bir model olabilir mi?
MARCUS: Elbette ki NATO, Kürtlerle birlikte çalışabilir. Kürtler bu ortaklığın arayışı içinde.
Suriyeli Kürtler İD’ye ve diğer İslamcı gruplara karşı mücadele ediyor; savaşçıları her gün
canlarını ortaya koyuyorlar. Suriyeli Kürt lider Salih Müslim'in oğlu kısa süre önce hayatını
kaybetti. Müslim'le geçenlerde Londra'da görüştüm. Müslim orada Chatham House'da bir
konuşma yaptı; sürekli olarak çıkarları aynı olduğu için Kürtlerin Batı'nın potansiyel bir
müttefiki olduğunu vurguladı. Suriyeli Kürtlerin de Batı gibi Esad'ın iktidardan
uzaklaştırılmasına ve demokratik bir Suriye'ye ilgi duyduklarını teyit etti. Suriyeli Kürtlerin
İslamcı teröre karşı verdikleri mücadelenin niçin görmezden gelindiğini anlamadıklarını dile
getiren Müslim'in Batı'ya çağrısı, "Biz her şeye açığız, bırakın konuşalım." şeklindeydi.
MARTENS: Bazı Kürtler, Kobani düştüğü takdirde PKK ile Türkiye arasındaki ateşkesin son
bulacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Peki, PKK terörizme öyle kolayca dönebilir mi?
Kürtler arasında buna destek bulabilir mi?
MARCUS: Türkiye'nin güneydoğusunda genç, militan bir nesil yetişti. Bunlar gerekirse
PKK'nın komuta yetkisi dışında hareket ediyor, kendi başlarına sokaklara barikat kuruyor,
gelip geçenlerin üstünü başını arıyor, dükkânları tahrip ediyor. Geçtiğimiz günlerde
Türkiye'deki çatışmalarda 30'u aşkın insan hayatını kaybetti. Orada da görüldü ki bu genç
insanları kontrol etmek o kadar da kolay değil.
MARTENS: Yani PKK'dan daha radikal bir genç Kürt nesli var, öyle mi?
MARCUS: Evet, son seyahatimde pek çok PKK mensubu da bu konuyu teyit etti. PKK belki
bu insanları zapt edebilir, ama bunun için o denli büyük bir siyasal sermayeyi ortaya koyması
gerekir ki zaten bunu sadece bir defa yapabilir.
MARTENS: Suriyeli Kürtler, Ankara'nın Suriye'deki İslamcıları desteklediğini iddia ediyor.
Bu doğru mu?
MARCUS: Bu iddiaları Kürtlerden hep duyuyorum. Ama İslamcıların Türkiye tarafından
aktif şekilde desteklendiğine dair bir kanıt görmedim. Herhalde bir devlet politikası olarak
desteklemiyorlardır. Türkiye sadece sınırlarını görmezden gelmekte kararlı.
MARTENS: Peki bu İslamcıların dolaylı olarak desteklenmesi değil mi?
19
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
MARCUS: Evet, ama dışarıdan iddia edildiği seviyede değil. Türkiye silah vermiyor; yaptığı
sadece sınırlarında olup biteni görmezden gelmek. Bu doğru bir politika değil, en başta
ülkenin güvenliğini zayıflatır. Ama Ankara'nın durumdan sorumlu tutulabileceğini
düşünmüyorum. Öyle ya da böyle, İslamcılar Suriye'de avantajlı konumdalar. Suriyeli
Kürtlerin silah donanımı iyi değil. Kobani'deki savaşçılara ikmal malzemesi zorlukla
ulaştırılıyor. İşte bunun için Türkiye kesinlikle eleştirilebilir: Türkiye, Kobani'deki Suriyeli
Kürtlere yönelik her türlü organize desteği geri çeviriyor.
Kobani ve Türkiye... Koenigs: BM Misyonu Olmazsa Alman Ordusu Da Rol Almaz –
Deutschlandradio - Sandra Schulz
Yeşiller Partisi Meclis Grup Başkanı Katrin Göring-Eckardt, BM misyonu kapsamında Alman
Ordusunun İslam Devletine (İD) ile Savaşta Müdahalede Bulunmasını Önerdi. Yeşiller
Partisinin İnsan Hakları Politikaları Sözcüsü Tom Koenigs, -Deutschlandradioya (DLF)
Belirttiğine Göre- BM Misyonu Olmaksızın Şimdiki Ortamda Alman Ordusu İçin Hiçbir Rol
Görmüyor, Daha Ziyade Türkiye ile Daha Açık Bir Şekilde Diplomatik Olarak Yakınlaşılması
Gerektiğine İnanıyor---Tom Koenigs ile Röportaj-SANDRA SCHULZ: Kara birliklerinin Suriye’ye gönderilmesi, Washigton’un da Paris’in de
Londra’nın da yahut Berlin’in de vatandaşlarına -potansiyel seçmenlerine- kolaylıkla
açıklayabileceği bir durum değil. Bunun nedeni ise bir ülkeye asker gönderildiğinde aynı
zamanda oradan çıkış hususunda da bir planın olması gerekir. Fakat dün gelen bir habere
göre Kobani’de İD’ye yapılan hava saldırısı ilk defa açıkça etkisini gösterdi. Yeşiller Partisinin
İnsan Hakları Politikaları Sözcüsü Tom Koenigs konuğumuz. Günaydın.
KOENIGS: Günaydın, Sayın Schulz.
SCHULZ: Meclis Grup Başkanı’nız Katrin Göring-Eckardt, Federal Alman ordusuna bağlı
kara birliklerinin BM misyonu kapsamında İD’ye karşı operasyon düzenlemesi şeklinde bir
fikri gündeme getirdi. Tabii ki söz konusu durum, 1999 yılında Joschka Fischer’in Kosova
misyonunun görüşüldüğü Parti oturumunda boyalı protestoya uğramasıyla aynı değil. Acaba
Yeşiller Partisindeki savaş karşıtları boya torbalarını yeniden mi çıkarıyor?
KOENIGS: Bunun olacağını düşünemiyorum çünkü bizim burada söz ettiğimiz şey, BM
misyonuyla orada barışın muhtemelen sağlanabileceği. Bu, çok açık. Bu, oldukça uzak
görünüyor. En azından İD karşıtı koalisyonun tamamının katılacağı bir BM misyonu doğru
olacaktır. Ancak şu anda, BM misyonu olmaksızın hâlihazırdaki çatışma ortamında Alman
ordusunun üstlenebileceği bir rol görmüyorum. Daha ziyade Türkiye ile net bir şekilde
20
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
diplomatik adımların atılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü bu çatışmanın sona
erdirilmesine matuf çözümlerin çoğunun anahtarı Türkiye'nin elinde.
SCHULZ: Yeşiller grubu tarafından ilk defa Alman askerlerinin görevlendirilmesi gündeme
getiriliyor. Barışın silahlarla sağlanması şimdi Yeşiller Partisinin yeni görevi mi?
KOENIGS: Sizin bunu farklı yorumladığınızı düşünüyorum. Burada söz konusu olan, barışı
sağlamak için uluslararası örgütleri de oyuna dâhil etmek. Çünkü öyle görünüyor ki Türkiye,
bunu tek başına başaramayacak ve Amerikalılar da sadece hava saldırılarıyla bunu
sağlayamayacak. Çatışma, uluslararası açıdan ele alınmalı ve BM bu konuda en doğru adres.
Burada sıcak bir çatışma söz konusu olduğundan, bunun nasıl görüneceğini tartışmak doğru
ve bu, sadece mavi bereli askerlerin yapabileceği bir operasyon. Ancak Almanya'nın BM’nin
askerî misyonlarına ne yazık ki çok az katıldığı da bir başka nokta. Bu nedenle tartışmalar
yapılıyor ve BM misyonuyla ilgili olarak ilerleme kaydedilemiyor. Hâlihazırda daha fazlasının
söz konusu olduğunu düşünüyorum. Diplomatik çevrelerde İD karşıtı koalisyon büyük önem
kazandı. Fakat bu barışçıl çözüme ortak olan Türkiye’nin İD ve Kürt savaşçıları aynı kefeye
koyması kabul edilemez.
--Türkiye, Zor Durumda-SCHULZ: Bu, şu anda Türkiye’ye daha fazla baskı yapılmasının doğru olduğu anlamına mı
geliyor?
KOENIGS: Kesinlikle doğru. Şüphesiz Türkiye’nin çok zor bir durumda olduğunu görmek
lazım. Aynı zamanda Türkiye, şu anda iç barışını da bir nebze tehlikeye atmış vaziyette ve
Erdoğan'ın ülkedeki Kürtlere yönelik sunduğu barış önerisini yeniden gündeme getirmesini
umut etmekten başka yapacak bir şey yok. Çünkü bu, havayı bir şekilde zehirliyor.
Hâlihazırda Türkiye'de 30'dan fazla insan hayatını kaybetti.
--Özellikle Suriye ve Irak-SCHULZ: Fakat İD’ye karşı ne yapılacağı hususunda kimsenin net bir cevabı yok mu?
KOENIGS: Şu anda İD'ye karşı gerçekten bir şeyler yapabilecek olanların, komşu devletler
ve İD'nin faal olduğu ülkelerin demokratları olduğuna inanıyorum. Bu, özellikle Suriye ve Irak
için geçerli. Şu anda daha da güçleneceği gözlemlenen Özgür Suriye Ordusunun -eğitim
aracılığıyla da- desteklenmesi kesinlikle doğru olur. Türkiye’nin bunu çok daha önceden
yapmış olmasını isterdim çünkü Özgür Suriye Ordusu yani Suriye’deki ılımlı savaşçılar,
Kobani'ye yardım etmeyi de önermişti. Türkiye buna izin vermedi.
SCHULZ: Yeşiller Partisinden siyasetçi Tom Koenigs, bugün konuğumuzdu. Çok teşekkür
ederiz.
KOENIGS: Çok teşekkürler, Sayın Schulz.
21
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ
Tartışmalı tapınağa adak
Trt Türk
Hükümet Sözcüsü Yoşihide Suga, halihazırda resmi bir ziyaret için İtalya'da bulunan Abe'nin
başbakan olarak değil, vatandaş olarak kişisel inançları doğrultusunda tapınağa Şinto tarzı
"masakaki" süsleri gönderdiğini söyledi.
Tapınakta savaşlarda ölenleri anmak için 17-20 Ekim'de düzenlenen Sonbahar Festivali'ne
110 milletvekili katılırken, bakanlardan giden olmadı. Sağlık ve Çalışma Bakanı Yauhisa
Şiozaki de Başbakan Abe gibi tapınağa adak gönderdi.
Kasım ayında Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenecek Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi
sırasında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ilk kez ikili görüşme yapması beklenen Abe'nin,
bölgede gerilimi tırmandırmamak için tapınağı ziyaret etmek yerine adak gönderdiği ileri
sürüldü.
Polis Hong Kong'da göstericilerin kurduğu barikatları kaldırdı
Trt Türk
Ming Pao gazetesinin haberine göre, gösterilerin ana merkezi Admiralty'daki barikatlar
yerinde dururken, polis bu sabah Mong Kok'taki çoğunluğu tahta olan barikatları testere
kullanarak söktü. Barikatların etrafını bir anda çeviren polis, yaklaşık 35 dakikada gösteri
alanını temizlerken, küçük bir grup ile polis arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Göstericiler
Mong Kok'daki Nathan Road ve Argyle caddelerini yaklaşık 3 haftadır barikatla kapatmıştı.
Polis, son günlerde göstericilerin barikatlarını kaldırmak için defalarca girişimde bulundu.
Güvenlik kaynakları, operasyonun amacının göstericileri meydandan atmak değil, sadece
barikatları kaldırarak sokakları temizlemek olduğunu belirtti.
DJ Japonya Maliye Bakanı Aso, hisselerdeki sert düşüşün Abenomi’den kaynaklanmadığını
savundu
WSJ
Japonya Maliye Bakanı Taro Aso, hisse senedi piyasalarında perşembe günü görülen sert
düşüşün ardından cesur bir tavır sergileyerek, Nikkei Endeksi 10 bin puanın altına
gerilemedikçe ekonominin Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin büyüme yanlısı tedbirlerinin
olumlu etkilerini hissetmeyi sürdüreceğini söyledi.
Aso, Tokyo’daki hisse fiyatlarının geçtiğimiz hafta sert düşüş kaydetmesinin, hanehalkı
harcamalarını olumsuz etkileyerek Japon ekonomisini yavaşlatabileceği endişelerine neden
olması üzerine konuştu. Nikkei gecelik işlemlerde 14,672.55 puana kadar geriledi. Aso, “Abe
yönetiminden önce endeksin 10 bin puanın altında olduğunu hatırlamanızı istiyorum” dedi.
22
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Taro Aso, 10 bin puan seviyesi kırılmadıkça, Abenomi’nin servet etkisinin ortadan kalktığının
söyleyenemeyeceğini savundu.
Hong Kong'da yine göstericilerin barikatları kaldırıldı
Dünya Bülteni
Hükümet karşıtı gösterilerin 20 gündür devam ettiği Hong Kong'da polis, protestoların
önemli merkezlerden Mong Kok'taki barikatları kaldırdı. Ming Pao gazetesinin haberine göre,
gösterilerin ana merkezi Admiralty'daki barikatlar yerinde dururken, polis bu sabah Mong
Kok'taki çoğunluğu tahta olan barikatları testere kullanarak söktü. Barikatların etrafını bir
anda çeviren polis, yaklaşık 35 dakikada gösteri alanını temizlerken, küçük bir grup ile polis
arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.
Göstericiler Mong Kok'daki Nathan Road ve Argyle caddelerini yaklaşık 3 haftadır barikatla
kapatmıştı. Polis, son günlerde göstericilerin barikatlarını kaldırmak için defalarca girişimde
bulundu. Güvenlik kaynakları, operasyonun amacının göstericileri meydandan atmak değil,
sadece barikatları kaldırarak sokakları temizlemek olduğunu belirtti.
Nepal'de çığdan ölenlerin sayısı 30'a yükseldi
Dünya Bülteni
Nepal Trekking Acenteleri Birliği'nden yetkililer, Katmandu'nun 200 kilometre uzaklığındaki
Narkhu köyü yakınlarında iki Hindistanlı ile iki Kanadalının cesedinin bulunduğunu ve ölü
sayısının 30'a yükseldiğini açıkladı.
Ölenler arasında Hindistan ve Kanada'nın yanı sıra Nepal, İsrail, Slovakya ve Polonya
vatandaşları da bulunuyor.
Son yılların en kötü tipisinin yaşandığı bölgede hala kayıp olan yaklaşık 70 kişinin bulunması
için düzenlenen arama kurtarma çalışmaları, yarın sabah devam edecek. Bölgede etkili olan
kötü hava koşulları ve karanlığın çökmesi yüzünden ertelenen arama kurtarma
çalışmalarında şimdiye kadar 220 kişi kurtarıldı.
Türkmenistan'da 'dolar' krizi
Dünya Bülteni
Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta döviz bürolarında dolar, ülkenin yerel parası manat
karşısında değer kazanacağı söylentileri üzerine satılmıyor.
23
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
"Türkmenistan Gündemi" ajansı Aşkabat’taki döviz bürolarında 6Ekimden bu yana dolar
satılmadığını bildirdi. Türkmenistan hükümeti 2009’dan bu yana doları 2,85 manat oranında
tutuyordu. Manatın dolar karşısında değer kaybetmesini istemeyen Cumhurbaşkanı
Gurbanguli Berdimuhammedov 13 Ekim’de hükümetini acil toplantıya çağırdı.
Toplantıda konuşan Berdimuhammedov, ekonomik stratejinin uygulamasında milli para
birimi manatın istikrarını korumasının önemini kaydetti.
Ülkede döviz büroları sadece Amerikan dolarını satın alıyorlar ve piyasaya dolar satmıyorlar.
Azeri muhalife hapis cezası
Dünya Bülteni
Azerbaycan’da muhalefetteki Müsavat Partisi üyesi Orhan Eyüpzade, polise karşı şiddet
kullanarak direnmek suçundan iki yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Eyüpzade’nın avukatı bu kararı siyasi olarak değerlendiklerini ve kabul etmediklerini
belirterek temyize götüreceklerini söyledi.
Orhan Eyubzade 6 Mayısta gerçekleşen Nida eylemcilerinin tutuklanmasını protesto eden
beş kişiden biri idi. Protestodan sonra arkadaşları ile polise karşı koydukları için 15 ile 20 gün
arasında değişen süre boyunca gözaltında tutulmuşlardı.
"Kafkas Uzel" 4 Eylülde Eyüpzade’nin yargılanmasına başlandığını ve 9 Ekimde savcı onun için
üç yıl hapis cezası istediğini bildirmişti.
Dağlık Karabağ işgalinde dört bin kayıp
Dünya Bülteni
Azerbaycan ve Ermenistan arasında yapılan Karabağ savaşından sonra hala 4 bin kişinin kayıp
olduğu belirtiliyor.
Uluslararası Kızılhaç Konseyi (UKHK) yetkilisi Zara Amatuni’ye göre Karabağ savaşından sonra
çoğu Azeri olmak üzere aralarında Ermenistan ve Dağlık Karabağ vatandaşlarının da olduğu 4
bin kişiye ulaşılamadığını belirtti.
UKHK’nin bölgede yaptığı faaliyetler hakkında da bilgi veren Amatuni bunların her iki taraftan
esirlerin tutukluluk şartları hakkında bilgi almak, aileleri ile yazışmaları düzenlemek ve
esirlerin evlerine dönmeleri için çaba göstermekten ibaret olduğunu söyledi.
Zara Amatuni ayrıca esirler konusunda insan haklarını açıkça ihlal eden tarafların
cezalandırılması için teklifler olduğunun da altını çizdi.
24
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Rusya ve Ukrayna Devlet Başkanlarının katıldığı çalışma kahvaltısı Milano’da başladı
Rusya’nın sesi
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Petro
Poroşenko’nun da katıldığı çalışma kahvaltısı İtalya’nın Milano şehrindeki kent idare
binasında başladı.
Asya-Avrupa Forumu ASEM’in 10. Zirvesi kapsamında İtalya Başbakanı Matteo Renzi
tarafından organize edilen çalışma kahvaltısına İngiltere Başbakanı David Cameron, Almanya
Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın yanı sıra, Avrupa
Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy da
katılıyor.
Liderlerin çalışma kahvaltısında Ukrayna meselesinin çözüme kavuşturulması sürecini ele
almaları bekleniyor.
ORTADOĞU GÜNDEMİ
Kobani'deki IŞİD hedefleri bombalandı
AA
ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerine ait savaş uçakları, Halep'e bağlı Kobani'deki (Ayn el
Arap) terör örgütü IŞİD hedeflerini bombaladı. Son günlerde Kobani'nin batı kısmındaki IŞİD
hedeflerini yoğun şekilde bombalayan koalisyon güçleri, bu kez kentin doğusunda bulunan ve
Türkiye sınırına yakın mevzileri vurdu. Bombardımanın ardından IŞİD militanları, Mürşitpınar
Sınır Kapısı yakınına çok sayıda havan mermisi attı. Kentteki sokak çatışmaları ve güvenlik
güçlerinin sınır hattındaki önlemleri devam ediyor.
"Güvenli bölge"nin çerçevesi netleşiyor
AA
Türkiye'nin bölgede artan IŞİD tehdidi ve 2 milyona yaklaşan sığınmacı sorununa karşı
uluslararası alanda gündeme getirdiği ve Batı'da da yankı bulan "güvenli bölge" önerisinin
detayları netleşmeye başladı. Suriye'de, IŞİD'in ilerleyişi karşısında ABD önderliğinde kurulan
koalisyona Türkiye'nin vereceği destek üzerine görüşmeler sürerken, Suriye sınırları
içinde güvenli bölgeler oluşturulmasına yönelik yeni detaylar ortaya çıkmaya başladı.
25
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
IŞİD Kobani'de kapıya yükleniyor
Milliyet
Terör örgütü IŞİD, bugün Kobani'deki (Ayn el Arap) sınır kapısına yönelik saldırı başlattı.
Kobani'deki sınır kapısının denetimini sağlamaya çalışan terör örgütü, bölgeye havan
mermisi attı. Saldırı sonrası yükselen Duman Suruç ilçesinden de görüldü. Yerel kaynaklar,
IŞİD güçlerinin kapıya yaklaşık 1 kilometre mesafede olduğunu ve iki grup arasındaki sokak
çatışmalarının devam ettiğini belirtti.
İran'dan Pakistan'a 'sınıra müdahale' uyarısı
Dünya Bülteni
İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutan Yardımcısı General Hüseyin Selami, Pakistan'ın sınır
güvenliğini sağlamaması durumunda, o topraklara müdahale edeceklerini söyledi. Fars Haber
Ajansına göre, düzenlediği basın toplantısında, ülkesine yönelik tehditlere karşı önlem alması
için Pakistan'a çağrıda bulunan Selami, "Pakistan, sınır güvenliğini sağlamaz ise ülkemize
yönelik tehditleri bertaraf etmek için müdahale ederiz" ifadelerini kullandı.
İsrail: Suriyeli muhaliflere yardım ettik
Dünya Bülteni
İsrail Savunma Bakanı Moshe Ya'alon, ülkesinin, "radikal" unsurları sınırından uzak tutmak
için Özgür Suriye Ordusu ÖSO ve Suriye'deki diğer ılımlı muhalif gruplara yardım ettiğini
belirtti. Ya'alon, Haaretz gazetesine verdiği özel demeçte, Suriye’nin İsrail sınırına yakın
bölgelerinde istikrarın bulunmadığını belirterek, "Buralar, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) gibi
daha ılımlı grupların kontrolü altında. Bu grupların, bizim bölge halkına sağladığımız insani
yardımdan yararlandıkları sır değil" dedi.
26
Download