TİFO Tifo; Paratifo; Enterik Ateş; Tifo ve paratifo hastalığı Salmonella bakterisi ile meydana gelen sistemik enfeksiyon hastalıklarıdır. Tifoya Salmonella typhi paratifoya ise Salmonella paratyphi neden olur. Tifo az gelişmiş ülkelerde alt sistemlerinin, temiz içme sularının yapı kanalizasyon olmadığı ülkelerde, sanitasyon temizlik ve hijyen koşullarına uyulmayan yerlerde salgınlar şeklinde görülür. Tifo tedavi edilmez ise ölüme neden olabilir. Hastalık gıdalar ve sular ile ağızdan bulaşır: Kanalizasyon suları ile kirlenmiş içme ve kullanma suları, Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri, Tifo hastası yada tifo taşıyan kişilerin hazırladığı gıda ve içecekler, Uygun şeklide saklanmamış gıdalar, Temizlik, sanitasyon ve hijyen koşullarına uyulmaması tifo bulaşmasına yol açar. Bakteri gıdalar ve sular ile ağızdan girdikten sonra barsaklarda yerleşerek çoğalmaya başlar daha sonra kan yoluyla diğer organlara giderek tüm vücutta sistemik enfeksiyona neden olur. Kirli suları kullanmak, İyi bir kanalizasyon ve içme – kullanma suyu sisteminin olmaması, Çiğ gıda yemek, Kirli sular ile yıkanmış meyve, sebze ve salata yemek, Kirli sulardan yapılmış buzları kullanmak, Sanitasyon şartlarının kötü olduğu yerlerde yaşamak veya buralara seyahate gitmek tifo hastalığı kapma şansını arttırır. Tifo belirtileri nelerdir? Hastalık mikrop vücuda girdikten 6 ila30 gün içinde başlar. En sık görülen şikayetler: Hastalık aşırı yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı ve ateş ile başlar, Ateş ilk 3 -4 gün içinde giderek artar, Ateş, ateş özellikle sabahları normal öğleden sonra yükselmeye başlayan ve akşamları 39 dereceyi bulan ateşler şeklinde görülür, Üşüme, titreme, Şiddetli baş ağrısı, Kabızlık yada ishal, Kramp tarzında karın ağrıları, Halsizlik, bitkinlik hali, İştahsızlık, Vücutta pembe döküntü ( özellikle gövdede ), Baş dönmesi, Kas ağrıları, Ense ve boyunda lenf bezlerinin şişmesi, Karaciğer ve şikayetlerdir. dalağın büyümesi en sık görülen Tifo teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Tifo teşhisi laboratuvar testleri ile konur. Kan sayımı ( Hemogram), CRP, Sedimantasyon, Tam idrar tahlili, Gruber Widal serolojik testi, Kan kültürü, Dışkı kültürü testler ile konur. Tifo tedavisi : Tifo tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Tifo tedavi edilmeden önce oldukça bulaştırıcıdır. Hastaların bir kısmında şikayetler geçse de hasta taşıyıcı olur ve hastalığı bulaştırmaya devam eder. Tifo taşıyıcı hastalar hiçbir şikayetleri olmadan hastalığı dışkı ve idrarları ile yayarlar. Hastalığın tek kaynağı insandır. Tifo doğada başka canlıda bulunmaz. Taşıyıcılar antibiyotik ile tedavi edilmelidirler. Safra kesesinde taş olan taşıyıcılarda ise antibiyotik yetersiz kalır ise ameliyat ile safra kesesinin alınması gerekir. Tedavi edilmeyen hastalarda tifo barsak delinmesi ve ölüme neden olur. Tifo dan korunma: Tifodan korunmanın en önemli yolu iyi bir alt yapı ve kanalizasyon sistemidir. Tifo alt yapısı olmayan kanalizasyon sistemi olmayan veya iyi çalışmayan bölgelerde görülür. İçme ve kullanma suyunun kanalizasyon sitemi ile bulaştığı yerlerde salgınlar yapar. Böyle bölgelerde tifodan korunmanın iki yolu vardır: 1- Aşılanma: tifo aşısı tifonun yoğun olduğu bölgelere seyahat edenler için önerilmektedir. Aşı çok koruyucu değildir ve aşı olmaya rağmen gıdalara dikkat etmek gerekir. 2- Gıdalara karşı dikkatli olmak: tifonun görüldüğü bölgelerde aşağıdaki önlemlere dikkat etmek hastalığın bulaşmasını önleyebilir: Sadece şişe suyu ve şişedeki içecekleri tüketmek, Kaynamamış suları kullanmamak, Buz kullanmamak, Çiğ gıda yememek, Gıdaların iyi piştiğinden emin olmak, Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri kullanmak, Çiğ sebze ve meyve tüketmemek, meyveleri mutlaka soyarak yemek, çiğ debze ve salata yememek, Çiğ deniz ürünleri yememek tifodan korunmayı sağlayabilir. Referanslar: 1- Centers for Disease Control and Prevention (CDC) http://www.cdc.gov/ 2- World Health Organization (WHO) http://www.who.int/ 3- Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca/ 4- Bhan MK, Bahl R, Bhatnagar S. Typhoid and paratyphoid fever. Lancet . 2005 Aug 27-Sep 2;366(9487):749-62. 5- Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/typhoidfever_g.htm# Getting%20vaccinated . Accessed November 18, 2009 ŞİGELLA Basilli Dizanteri;Shigella; Şigelloz; Gastroenteriti; Şigella Enteriti: Şigella Bağırsakların akut iltihabi hastalığıdır. Şigella bakterileri ile meydana gelir, bu bakteriler nedeniyle ortaya çıkan barsak enfeksiyonuna şigelloz denir. Şigella bakterileri birkaç çeşittir: Shigella sonnei, “Grup D” şigella, birçok şigelloz vakasından sorumludur. Shigella flexneri, yada “grup B” şigella, Shigella dysenteriae tip 1 dizanteri salgınlarına neden olan türdür. Hastalık gıdalar ve sular ile bulaşır. Hasta insanın dışkısı ile etrafa yayılan bakteriler sanitasyon ve hijyen koşullarının iyi olmadığı ortamlarda sulara ve gıdalara bulaşarak salgınlara neden olur. Bakterinin birkaç tanesi bile hastalık yapmaya yeterlidir. Kalabalık ortamlarda, kamplarda, bakım ve huzur evlerinde salgınlara neden olur. Hastalığın neden olduğu dizanteri ve şiddetli barsak enfeksiyonu yaşlılar, bebekler, çocuklar ve immün sistemi zayıf hastalar için ölümcül olabilir. Şigella belirtileri nelerdir? Bakteri vücuda girdikten 1 ila 7 gün sonra şikayetler başlar. en sık görülen şikayetler: Ani başlayan karın ağrısı Ani başlayan yüksek ateş, Bol sulu, Kanlı, sümüklü ishal, ( ishal başlangıçta suludur daha sonra kanlı – sümüklü hale gelir), Dışkıdan sonra rahatlayamama, Bulantı, Kusma görülür. Hastada ishal ve su kaybına bağlı olarak tansiyon düşer, nabzı artar, karın muayenesinde hassasiyet vardır, kan sayımında iltihap hücreleri artar. Şigella teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar incelemeleri ile konur. Yukarıdaki şikayetlerin varlığında aşağıdaki testler istenir. Hemogram ( tam kan sayımı), CRP, Sedimantasyon, Dışkı incelemesi, Dışkı kültürü ile teşhis konur. Şigella tedavisi : Dışkıda kan görülmesi her zaman doktor muayenesi gerektiren önemli bir işarettir. Hastalık genellikle ağır seyretmez şikayetler 2 – 7 günde kendi kendine düzelir. Tedavide amaç hastanın kaybettiği suyu ve tuzu yerine koymaktır. İshal kesici ilaçlar şikayetlerin uzamasına neden olduğundan kullanılmaz. Antibiyotik normalde verilmez ancak İmmün sistemi zayıf olan hastalara, yaşlı ve çocuklara antibiyotik tedavisi başlanır. Aşağıdaki durumlarda hastanın hastaneye yatırılması gerekir: İmmün sistemi bozuk hastalar, Şuuru bulanan hastalar, Ateşi sürekli yüksek olan hastalar, İdrar söktürücü tansiyon ilacı kullanan hastalar, Ağızdan yeterli sıvı alamayan hastalar ın hastaneye yatırılması gerekir. Şigella tehlikeli bir hastalık mıdır? Şigelloz nadiren komplikasyonlara neden olur. En sık ve en tehlikeli komplikasyon dehidratasyon yani aşırı su kaybına bağlı hipotansiyon ve komadır. Dehidratasyon en sık bebek ve çocuklarda, ağızdan sıvı alamayan kişilerde, aşırı kusması olan hastalarda ve idrar söktürücü diüretik kullanan hipertansiyon hastalarında görülür. Bu hastaların mutlaka hastaneye yatırılması ve kaybettikleri suyun damardan verilmesi gerekir. Çocuk ve bebeklerde dil kuruluğu, büyüklerde ise ayağa kalkınca baş dönmesi ve göz kararması aşırı su kaybının işaretidir ve bu hastalar hastaneye götürülmelidir. Şigelloza bağlı diğer bir komplikasyon ise Hemolitik Üremik Sendromdur. Şigella enfeksiyonunu takiben böbrek yetmezliği, kansızlık ve pıhtılaşma bozuklukları ortaya çıkar, ağır bir tablodur. Şigelloz a bağlı nadir görülen bir komplikasyon ise reaktif artrittir. Hastalık sırasında eklemlerde şişme, ağrı ve kızarıklık olur. Şigelloz çocuklarda ağır seyreder. Neredeyse şigelloz geçiren çocukların % 40 ında nörolojik şikayetler ortaya çıkar. En sık görülen nörolojik şikayetler Havale: küçük çocuklarda ateşe bağlı epilepsi atağıdır. Ensefalopati: beyin fonksiyonlarının bozulmasıdır. Ateş, şuur bulanıklığı, baş ağrısı, uykuya meyil ve ense sertliği olur. Menenjitle karışır. Şigella enfeksiyonu sırasında acil durum belirtileri: Şuur bulanıklığı, Havale, Epilepsi benzeri kasılmalar, Baş ağrısı ve ense sertliği olması acil durum işaretidir ve derhal en yakın acil servise başvurmak gerekir. Şigelladan Korunma: Şigella sık görülen, gıdalar ve sular ile bulaşan dizanteridir. Hastalık salgınlara neden olabilir. El yıkama alışkanlığı hastalıktan korunmanın ilk ve en önemli adımıdır. Sanitasyon kuralları ve hijyen kurallarına dikkat etmek, açıkta satılan gıdalardan yememek, buz kullanmamak korunmak için gerekli adımlardır. Referanslar: 1.DuPont HL. Shigella species (bacillary dysentery). In: Mandell GL, Bennett JE, Dolin R, eds. Principles and Practice of Infectious Diseases. 7th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier Churchill Livingstone; 2009:chap 224. 2.Ochoa TJ, Cleary TG. Shigella. In: Kliegman RM, Behrman RE, Jenson HB, Stanton BF, eds. Nelson Textbook of Pediatrics. 18th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2007:chap 196. SALMONELLA Salmonella enteriti; Salmonelloz. Salmonella bakterisi sular, toprak, süt ürünleri, yumurta, hayvan dışkısı, çiğ gıdalar da yaşayabilen bir bakteridir. Besinler ve gıdalar ile bulaşan enfeksiyon hastalığına sebep olur. Bakteri yutulduktan 6 – 48 saat sonra barsaklara geçerek burada iltihaplanmaya neden olur. Bulantı, kusma, kramp tarzında karın ağrıları, ishal ve yüksek ateşe yol açar. Bu tabloya Salmonelloz denir. Hastalık 5- 7 gün sürer ve kendi kendine geçer. Salmonella enfeksiyonu yaşlılar ve çocuklar için çok ciddi ve tehlikeli olabilir. Salmonella enfeksiyonu nadiren çok ciddi komplikasyonlara yol açar: Endokardit; ( bakterinin kalp zarlarına yerleşip kalpte enfeksiyon yapması), Bakteremi; (bakterinin barsaklardan kana yayılması), Osteomyeli; (bakterinin kemiğe sıçrayıp kemik enfeksiyonu yapması) neden olabilir. Salmonella ve tifo hastalığı? Salmonelloz hastalığı Salmonella bakterileri ile meydana gelir. Bakteri barsaklara geçtikten sonra barsak duvarını geçerek vücuda girer ve burada iltihaplanmaya neden olur. Nadiren tüm vücutta sistemik enfeksiyona neden olur buna Tifo denir. Hastalığa sebep olan salmonella bakterileri şunlardır: Salmonella enteritidis, Salmonella typhimurium, Salmonella typhi dir. Salmonella kimlerde görülür? Salmonelloz herkes de ve her yaşta görülebilir. Aşağıdaki durumlar salmonella görülme riskini arttıran durumlardır: Et, süt, süt ürünleri, , yumurta, balık ve su ürünlerinin pişirilmeden kullanılması, Pastörize edilmemiş süt, yoğurt, dondurma ve süt ürünleri kullanılması, Sanitasyon ve hijyene dikkat edilmeden hazırlanmış gıdaların tüketilmesi, Kontamine suların ve buzların kullanılması, İmmün sistemin bozuk olması Yaşlılar, Bebekler ve çocuklar, Kemoterapi gören kanser hastaları, Kortizon kullanan hastalar, Mide asidini azaltan ilaçlar kullanan hastalar. ( salmonella mikrobu mide asidinde ölür, mide asidi azaltan ilaç kullanan ülser, gastrit, reflü hastalarında mikrop midede ölmeden kolayca barsağa geçer). Salmonella belirtileri nelerdir? Barsak enfeksiyonu bulguları tüm hastalarda aynıdır. Benzeri şikayetler diğer barsak enfeksiyonlarında da görülür ve şikayetlere bakarak teşhis koymak imkansızdır. Salmonella enfeksiyonu sırasında en sık görülen şikayetler: Yüksek ateş, Bulantı, İshal, Kramp tarında karın ağrıları, Kusma, Baş ağrısı dır. Salmonella Teşhisi Nasıl Konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulgularsı teşhise yardımcı olur. Salmonelloz teşhisi laboratuar incelemeleri ve testler ile konur. Barsak enfeksiyonu sırasında hastadan istenen testler: Kan sayımı, CRP, Sedimantasyon, Dışkı muayenesi ve kültürü, Gruber Widal serolojik incelemesi istenir. Salmonella tedavisi: Salmonella tedavisinde ana hedef hastanın şikayetlerini gidermek ve kaybettiği su ve tuzu yerine koymaktır. Bu nedenle basit ağrı kesici ve ateş düşürücüler kullanılır. Hastalık 57 gün içinde kendi kendine geçer. Su ve tuz kaybı çok şiddetli olursa kaybedilen sıvı ve tuz damardan serum ile verilebilir, Asetaminofen ve ibuprofen gibi ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler hasta şikayetlerini azaltır, Salmonelloz tedavisinde antibiyotik verilmez, hastalık kendi kendine 5 – 7 günde geçer ancak, Yaşlılar ve çocuklarda, İmmün sistemi zayıf hastalarda, Salmonella komplikasyonu gelişen hastalarda antibiyotik kullanılır. Salmonella dan korunma: Salmonella doğada yaygın olarak bulunan, gıdalar ve sular ile bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. Salmonella enfeksiyonundan korunmak için : • Sıklıkla elerli yıkamak, • Yemek hazırlama sırasında sanitasyon ve hijyen koşullarına dikkat edilmesi, • Gıdaların uygun ısı ve sürede pişirilmesi, • Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri kullanmamak, • Gıdaların uygun şekilde buzdolabında saklanması, • Mide asidini alan antiasit ilaçların gereksiz kullanılmaması önerilir. yere Referanslar: 1. Fight BAC! Partnership for Food Safety Education http://www.fightbac.org/ 2. US Food and Drug Administration Center for Food Safety and Applied Nutrition http://vm.cfsan.fda.gov/ 3. Canadian Partnership for Consumer Food Safety Education http://www.canfightbac.org/cpcfse/en/about/ 4. Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca/new_e.html/ 5. Benenson A. Salmonellosis . Control of Communicable Diseases Manual. American Public Health Association . 1996: 410-414. 6. Centers for Disease Control and Prevention (CDC). Use of a self-assessment questionnaire for food safety education in the home kitchen—Los Angeles County, California, 2006-2008. MMWR. 2010;59(34):1098-101. 7. Edwards BH. Salmonella and shigella species. Clin Lab Med . 1999; 19(3):469-487. 8. Heymann D. Salmonellosis. In: American Public Health Association. Control of Communicable Diseases Manual. 2004;469-473. 9. Koningstein M, Simonsen J, Helms M, Molbak K. The interaction between prior antimicrobial drug exposure and resistance in human Salmonella infections. J Antimicrob Chemother. 2010;65(8):1819-1825. PNÖMONİ Zatürre; pnemoni; Bronkopnemoni; Toplumdan kazanılmış Akciğerin iltihabi hastalığına pnömoni yada zatürre denir. Alt solunum yollarını tutan iltihabi hastalıktır. Küçük hava yolları ( bronküs ) ve alveollerde iltihap olur, akciğerin oksijen alışı ve karbondioksiti verişi zorlaşır, hasta nefes alamaz, çok ciddi ve ölümcül bir hastalıktır. Neden Zatüre Oluruz? Akciğer iltihaplarının üç önemli sebebi vardır: 1. BAKTERİLER: bakteriler iltihaplarıdır en sık: tarafından oluşan akciğer Streptococcus pneumonia, Haemophilus influensa Moraxella catharalis adlı bakteriler ile olur, 2. VİRÜSLER: sık görülür en sık grip virüsü ile olur, 3. ATİPİK PNEMONİ SEBEPLERİ: nadir görülen bakteriler ile olur en sık: Chlamidya, Mycoplasma, Legionella ile meydana gelir. Bu üç önemli sebep dışında mantarlar da nadiren pnemoni nedeni olabilir. Pnemoniler nasıl geliştiğine bağlı olarak adlandırılır: 1- Toplumdan kazanılmış pnemoniler: okul, iş yeri, avm, otobüs vb kalabalık alanlardan solunum yolu ile bulaşan mikroplara bağlıdır. 2- Nozokomiyal pnemoniler: hastane ortamından bulaşan mikroplar ile ortaya çıkar. Hastane kökenli mikroplar çok dirençli olduklarından bu pnemoniler çok tehlikelidir. 3- Aspirasyon pnemonisi: mide içeriğinin akciğere kaçması sonucu ortaya çıkar, felçli hastalarda, şuur bulanıklığı olanlarda yaşlı ve bebeklerde görülür. Pnemoni kimlerde olur? Aşağıdaki arttırır: faktörler akciğer enfeksiyonu oluşma şansını 65 yaş üstü, Grip ve grip benzeri soğuk algınlıklarını takiben, KOAH ( Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı ) var ise, Kalp Yetmezliği var ise, Felç ve benzeri problemlere bağlı yutma ve öksürme refleksi bozuklukları var ise ( yemeklerin aspirasyonu ve pnemoni gelişme şansı yüksektir) İmmün sistem zayıf ise, Beslenme bozukluğu var ise, Hamilelik, Bebek ve küçük çocuklar, Aşırı alkol tüketimi, Uyuşturucu kullanımı, Sigara, Uçucu ve korozif buharlara uzun süre maruz kalmak, Aşırı tozlu ortamda çalışmak zatürre gelişme şansını arttırır. Pnemoni belirtileri nelerdir? Hastanın şikayetleri pnemoni sebebine bağlı olarak farklılık gösterir: Zatüre teşhisi: Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları pnemoni teşhisine yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar testleri ile konur. Pnemoni düşünülen hastaya aşağıdaki testler yapılmalıdır: Akciğer filmi, Kan sayımı, CRP, Sedimantasyon, Balgam kültürü, Gerek olursa Arter kan gazı, Bronkoskopi, Akciğer tomografisi de istenir. Pnemoni tedavisi: Pnemoni çok ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Akciğer enfeksiyonu hastanın genel durumunun hızla bozulmasına ve hayatını kaybetmesine neden olabilir. Tedavi pnemoni nin tipine, hastalığın şiddetine, hastanın genel durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir. Genel olarak pnemonilerin tedavisinde antibiyotikler kullanılır ancak viral pnemonilerin tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Hastaların tedavi sırasında bol sıvı almaları, istirahat etmeleri, dengeli beslenmeleri gerekir. Yüksek ateş için ateş düşürücü ilaçlar, şiddetli öksürükler için öksürük kesici ilaçlar tedaviye eklenir. Hastanın genel durumu müsaade etmiyor ise hastaneye yatırılması gerekebilir. Pnemoniden korunma: Pnemoni ciddi ve hayati tehlikesi yüksek olan bir hastalıktır. Bazı aşılar pnemoniden korunmamızda yardımcı olur. Grip aşısı: hem grip hastalığından hemde gripten sonra gelebilecek olan zatürreden korur. Özellikle riskli hastaların her yıl grip aşısı olması şiddetle önerilmektedir. Pnemokok aşısı: pnemonilerin büyük kısmından sorumlu olan mikrop S. Pneumonia dır. Bu mikroba karşı son yılalrda geliştirilmiş olan aşılar pnemoniden koruyucudur. Bu aşılar küçük yaşlardan itibaren güvenle kullanılabilmektedir. Bebek ve küçük çocukalr ile 65 yaş üstünde pnemokok hastalıkları ve zatürre riski çok yükselmektedir. PCV: çocuklar için Pnemokok aşısı, PPSV: Erişkinler için Pnemokok aşısıdır. Ayrıca pnemoniden korunmak için : Sigaradan uzak durmak, Sigara içilen alanlardan uzak durmak, Sanitasyon ve temizlik kurallarına dikkat etmek, elleri düzenli şekilde yıkamak, Grip, soğuk algınlığı geçiren kişilerden uzak durmak, Tozlu, kirli ve kimyasal buharı olan alanlardan uzak durmak, Dengeli beslenmek, Diyabet var ise sıkı kontrol etmek, Yeterince istirahat etmek, Egzersiz yapmak zatürreden korunmak için önemli adımlardır. Pnemoni aşı ile korunulabilen bir hastalıktır Referanslar: 1- American Academy of Family Physicians http://www.familydoctor.org/ 2- American Lung Association http://www.lungusa.org/ 3- The Canadian Lung Association http://www.lung.ca/ 4- Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/ 5- Blasi F, Aliberti S, Pappalettera M, Tarsia P. 100 years of respiratory medicine: pneumonia. Respir Med. 2007 Mar 21; [Epub ahead of print]. 6- Braunwald E, Harrison TR, Fauci AS, et al. Harrisons Principles of Internal Medicine. 17th ed. Columbus, OH: McGraw-Hill; 2008. 7- Carpenter CC, Andreoli TE, Griggs RC. Cecil Essentials of Medicine. Philadelphia, PA: Elsevier Science; 2003. 8- De Roux A, Marcos MA, Garcia E, Mensa J, Ewig S, Lode H, Torres A. Viral community-Acquired pneumonia in nonimmunocompromised adults. Chest .2004;125(4):1343-1351. 9- Fleming CA, Balaguera HU, Craven DE. Risk factors for nosocomial pneumonia. Focus on prophylaxis. Med Clin North Am. 2001;85:1545-1563. Review. 10- McCoy K. Pneumococcal vaccine. EBSCO Health Library website. Available at: http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81. Updated January 7, 2011. Accessed January 7, 2011. 11- Niederman MS. Recent advances in community-acquired pneumonia inpatient and outpatient. Chest. 2007 April;4:1205-15. 12- Niederman MS. community-acquired 3A:51S-57S. Review. Review of pneumonia. treatment Am J Med. guidelines for 2004;117:Suppl 13- 10/29/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Hemila H, Louhiala P. Vitamin C for preventing and treating pneumonia. Cochrane Database Syst Rev. 2009;(3):CD005532. 14- 2/4/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Lassi Z, Haider B, Bhutta Z. Zinc supplementation for the prevention of pneumonia in children aged 2 months to 59 months. Cochrane Database Syst Rev. 2010;(12):CD005978. Bhutta ZA, Black RE, Brown KH, et al. Prevention of diarrhea and pneumonia by zinc supplementation in children in developing countries: pooled analysis of randomized controlled trials. Zinc Investigators Collaborative Group. J Pediatr. 1999;135(6):689-697. Bhandari N, Bahl R, Taneja S, et al. Effect of routine zinc supplementation on pneumonia in children aged 6 months to 3 years: randomised controlled trial in an urban slum. BMJ. 2002;324(7350):1358. Brooks WA, Santosham M, Naheed A, et al. Effect of weekly zinc supplements on incidence of pneumonia and diarrhoea in children younger than 2 years in an urban, low-income population in Bangladesh: randomised controlled trial. Lancet. 2005;366(9490):999-1004 KLAMİDYA Chlamidya; Klamidya cinsel yolla bulaşan bakteriyel bir enfeksiyon hastalığıdır. Erkeklerde ve kadınlarda kısırlığın en büyük sebeplerindendir. Hastalık: Cinsel temasla bulaşır, ayrıca doğdum kanalından geçerken anneden bebeğe bulaşabilir. Klamidya sinsi bir enfeksiyon hastalığıdır. Birçok hastada ağrı ve akıntıya pek neden olmadığından hasta doktora gitmez. Özellikle kadınlarda üreme organlarına zarar vererek kısırlığa yol açar. Teşhis etmek zordur. Antibiyotikler ile tedavi edilir Erken tanısı ve tedavisi önemlidir. Klamidya nedir ? Klamidya bir bakteridir insandan insana cinsel yolla bulaşır. Özellikle kadınlarda kısırlığın en başta gelen sebeplerinden biridir. Klamidiya Belirtileri nelerdir? Klamidya sinsi hastalık yapar. Hastalığı kapan kadınların dörtte üçünde ve erkeklerin yarısında hiç şikayet olmaz. Hastanın şikayetleri başladığında ise genellikle bakteri vücuda hasar vermiştir. Erkeklerde : klamidya bulaşan erkeklerin yarısında şikayet olmaz. En çok görülen şikayetler: Peniste akıntı, Penis ucunda yanma, İdrar yaparken yanma, Penis ucunda kaşıntı, Testislerde görülebilir. ağrı ve şişme şikayetleri Kadınlarda : kadınların ancak dörtte birinde şikayet olmaktadır. En çok görülen şikayetler: Vajinal akıntı, İdrar yaparken yanma, Hastalık uterus ve tüplere ilerler ise Alt karın ağrısı, Bulantı, Ateş, Adet arası kanamalar, Cinsel ilişki sırasında ağrı şikayetleri görülür. Klamidya nın kuluçka süresi ne kadardır ? Hastalık bulaştıktan başlayabilir . 1 ila 3 hafta sonra şikayetler Klamidya nasıl teşhis edilir? Hastalığın tespitinde iki laboratuvar testi kullanılmaktadır. Birincisinde klamidyanın yerleştiği bölgeden alınan ( penis ve cervix ) örneklerde bakteri araştırması yapılır. İkincisinde ise erkeklerde idrar örneğinden nükleik asidi araştırılır. Her iki test de doğru örnekleme yapıldığında büyük oranda doğru sonuçlar verir. Klamidya kimde görülür? Birden fazla seksuel partneri olmak , Korunmasız cinsel temasta bulunmak, Genç olmak ( Klamidya genç kızlarda ve genç kadınlarda daha fazla enfeksiyon yapar ) enfeksiyon riskini arttırır. Klamidya tedavisi nasıldır? Klamidya antibiyotiklerle kolayca tedavi edilebilen bir enfeksiyon hastalığıdır. Enfeksiyonunun tedavisinde erken tanı önemlidir. Tedavide eşin de aynı zamanda antibiyotik alması gerekir yoksa yeniden bulaşır. Hastalık anatomik yapıyı bozarak kısırlığa neden olur. Klamidyanın neden olduğı kısırlık antibiyotik ile düzelmez. Klamidya tehlikeli bir hastalık mıdır? Tedavi edilmemiş yada teşhisi gecikmiş klamidya organlarına zarar verir, kısırlığa neden olur. üreme Erkeklerde : Üretrit, Epididimit, Epidididmo orşite (testis iltihabı) ve kısırlığa neden olabilir. Kadınlarda : Cervisite, Fallop tüplerinin iltihabına ve tıkanmasına, Pelvik iltihabi hastalığa ( PID ), Kronik pelvik ağrılara, Kısırlığa, Dış gebeliğe, Hamile kadında ise erken doğuma ve Doğumda bebeğe bulaşarak yenidoğanda enfeksiyonlara neden olur. Doğumda bebeğe bulaşırsa : Yenidoğanda göz iltihaplarına, Solunum yolları enfeksiyonlarına ve zatüreye neden olur. Klamidya yagınmıdır? Evet özellikle gençler arasında yaygın ve sık görülen bir hastalıktır. Hastalık sinsi seyrettiği için birçok insan hastalığı bilmeden bulaştırır. Klamidya genellikle üreme çağında kısırlık araştırması sırasında fark edilmektedir. Klamidyanın neden olduğu kısırlık antibiyotikler ile düzelmez. Hastalığın tespitinde düzenli doktor kontrolü ve şikayet olmasada vajinal kültürlerin rutin tekrarı çok önemlidir. Klamidya nasıl önlenir Genç kızlıktan itibaren düzenli doktor kontrolü ve düzenli vajen kültürü erken tanıda önemlidir. Vajinal akıntı, kaşıntı, idrarda yanma, ateş, bulantı, karın ağrısı, cinsel ilişki sırasında ağrı var ise mutlaka doktora gidilmelidir, Erkeklerde Peniste akıntı, Penis ucunda yanma, İdrar yaparken yanma, Penis ucunda kaşıntı, Testislerde ağrı ve şişme şikayetleri var ise mutlaka doktora gidilmelidir. Tedavide eşin de tedavi görmesi gerekir. Tedaviniz bitene dek kimseyle cinsel temasta bulunulmamalıdır. Tedavi için verilen ilaçların bitirilmesi gerekir. Klamidya erkeklerde ve kadınlarda kısırlığın en büyük sebeplerindendir ve erken teşhis kısırlıktan kurtarır. KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ Kırım Kongo hastalığı 2002 yılından bu yana ülkemizde giderek yayılan viral bir hastalıktır. Keneler aracılığıyla yayılan hastalık tedaviye rağmen % 10 oranında ölümcül seyretmektedir. Bilgilenmek hastalığa karşı en önemli silahtır. KKK nedir? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Bunyavirus ailesinden Nairoviruslar ile meydana gelen keneler aracılığıyla bulaşan kanamalarla karakterize viral bir hastalıktır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi zoonoz karakterli bir hastalık olup sporadik vakalar şeklinde veya salgınlarla seyreder, vakaların çoğu asemptomatiktir. Hastalık ilk olarak 1944 de Kırımda 1969 da Kongoda tespit edildiğinden adı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak konmuştur. Hastalık nerelerde bulunur ? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi genellikle Doğu Avrupa, Sovtyetler Birliği, Doğu Akdeniz , Orta Doğu, Kuzey Afrika, , Hindistan, Orta Asya Kuzey Çin ülkelerinde bulunur. Ülkemizde özellikle İç Anadolu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadoluda görülmektedir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virusu İxodid Hyalomma cinsi sert kenelerle yayılır. Keneler virusun hem rezervuarı hemde vektörüdür. Virüs insanlar dışında doğada tavşan, dağ keçisi, kuşlar, kemirgenler gibi hayvanları, ayrıca inek, koyun, keçi gibi evcil hayvanları da infekte ederek çoğalır ve keneler yoluyla yayılır. Hastalık kuşlarda çok hafif seyreder, çiflik hayvanlarında da çok ölümcül seyirli değildir. Virüs insanlara kene ısırması yada infekte hayvanların kan ve çıkartılarıyla temas sonucu hematojen yolla bulaşır. Virus insandan insana kan ve çıkartılarla temas sonucu bulaşabilir. Hastalık en çok kırsal alanda yaşayanlarda, hayvancılıkla uğraşanlarda ve mezbaha çalışanlarında görülmektedir. Kırım-Kongo kanamalı ateşi belirtileri nelerdir? Virüs, sığır, koyun, keçi, tavşan ve tilki gibi hayvanlardan tespit edilmiştir. KKKA virusu kenelerin konakladığı hayvanlara bulaşmasına rağmen hayvanlarda; bazen hafif ateş çıkabilir, bunun dışında hastalık belirtisi görülmemektedir. Buna karşılık hayvanlar hastalığın yayılmasında aracı rol (portör) oynamaktadır. Kırım-Kongo kanamalı ateşi salgınlarını etkileyen doğa şartları nelerdir? Doğu Avrupa ve Asya’daki Kırım-Kongo hemorajik ateş salgınlarının genellikle insanlar tarafından oluşturan çevresel şartlara bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Kırım’daki ilk salgının, İkinci Dünya Savaşı yıllarında kene ile enfekte olmuş bölgelerin tarıma açılması nedeniyle oluştuğu sanılmaktadır. Daha sonra eski Sovyetler Birliği ve Bulgaristan’ da olan salgınlarda ise ziraatçılık ve hayvancılıktaki değişmelerin rol oynadığı belirtilmektedir. Hastalık yaklaşık 1-3 günlük bir kuluçka döneminin ardında aniden ortaya çıkan yüksek ateş, başağrısı, sırt ağrısı, kas eklem ağrıları, bulantı kusma karın ağrısı gibi gribal şikayetlerle başlar. Göz aklarında kızarıklık, kırmızı yüz, kızarık boğaz, yumuşak damakta enantemler sık görülür. İlk günlerdeki yüz ve göğüsteki peteşilerle konjoktivalarda kızarıklık dikkat çeker. Ağır vakalarda hepatit ve sarılık, huy değişiklikleri, duyusal algılarda bozukluklar olabilir. Hastalığın dördüncü gününden itibaren yaygın ekimozlar, şiddetli burun kanamaları, melena, hematemez, enjeksiyon yerinden sürekli kanama ve sızıntılar gibi hemorajik diatezler başlar. Hastalığın kanamalı dönemi 2 hafta kadar sürebilir. Patogenezden yaygın karaciğer ve endotel hasarıyla ağır trombositopeni sorumludur. Ağır vakalarda 5. Günden itibaren hepatorenal ve pulmoner yetersizlikler görülür. Ölüm genellikle 2. Haftada ve MSOF nedeniyledir. Laboratuar tahlillerinde lökopeni, trombositopeni, ALT, AST de artış, CK ve bilirubin artışı, ALT, GGT, LDH artişi görülür. INR, PT ve aPTT de uzama vardır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarında %9 ila %50 arasında değişen mortalite oranları bildirilmiştir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nasıl teşhis edilir? Şüpheli vakalarda ilk iki hafta içinde Nairovirus RNA PCR pozitif bulunabilir. Nairovirus IgM 9. Günden sonra pozitif olur. Hastalığa bağlı antikorlar ELİSA yöntemiyle tespit edilebilir. Erken dönemde IgM antikorlarının artması yada IgG antikorlarında 4 kat artış gösterilmesi tanı koydurur. Bu testler spesifik testler olduklarından sadece belli kurumlar tarafından yapılabilmektedir. Kırım kongo kanamalı ateşinini tedavisi varmı? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi de ana tedavi destek tedavisidir. Metabolik ve hemodinamik parametreler yerinde tutulmaya çalışılır. Hastalığın spesifik bir tedavisi bulunmamakla birlikte, antiviral ilâçlardan ribavirinin, oral veya parenteral olarak kullanılabileceği bildirilmektedir. Ayrıca hastalığı geçirmiş kişilerden hazırlanan anti serumlar tedavi ve koruma amacıyla kullanılmış fakat istatistiksel anlamlı sonuçlar alınamamıştır. KKK den korunma ve kontrol: Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’NDE de korunma ve kontrol önlemlerinin alınması çok önemli ve gereklidir. Doğu Avrupa da üretilmiş fare beyninden elde edilen bir aşının %70 koruma sağladığı bildirilmiştir fakat halihazırda dünya sağlık örgütünün onayladığı bir aşı yoktur. Hasta ve hastanın sekresyonları ile temas sırasında mutlaka üniversel önlemler (eldiven, önlük, gözlük, maske vb.) alınmalıdır. Genellikle hava yolu ile bulaşmadan bahsedilmemektedir. Ancak, kan ve vücut sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir temasın söz konusu olması halinde, temaslının en az 14 gün kadar ateş ve diğer belirtiler yönünden takip edilmesi gerekmektedir. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında önlemleri alınmalıdır. da gerekli korunma Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zor görülmektedir. Keneler yumurta dönemleri hariç diğer biyolojik evrelerinde insanlara hücum ederek kan emebilir. Hem mera keneleri hem de mesken keneleri gelişmelerini sürdürebilmek ve nesillerini devam ettirebilmek için konakçılarından kan emmek zorundadırlar; genel olarak da konakçı spesifitesi göstermezler. Coğrafik bölgelere ve türlere göre değişmekle beraber, KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’yı bulaştıran Hyalomma soyuna ait keneler genel olarak Nisan ve Ekim aylarında aktiftirler; bu dönemlerdeki salgınların sebebi de budur. Bu nedenle öncelikle konakçılar kenelerden uzak tutulmalı ve kenelerin kan emmeleri engellenmelidir. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınılması gerekmektedir. Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunulması durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır. Diğer önemli hususlardan birisi de piknik amaçlı olarak su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir. Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları kenelerden koruyucu olabilmektedir. Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun akarisitlerle ilâçlamalı, hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Kene bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne göre ilâçlanmalıdır. Gerek insanları gerekse hayvanları kene enfestasyonlarından korumak için repellent olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. Repellentler sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir. Aynı maddeler hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca, bu maddelerin emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir. İçinde DEET içeren akarisitler kullanılmalıdır İDRAR YOLU ENFEKSİYONU Üriner Enfeksiyon; UTİ; İdrar Yolu İltihabı; İdrar yollarının mikrobik enfeksiyon hastalığıdır. Mikroplar idrar yollarına girer, burada çoğalmaya başlar ve iltihaba neden olur. Enfeksiyon idrar yollarının her bölümünde meydana gelebilir. Hastalık genellikle idrar çıkışında yani üretra da başlar ve buradan yukarı yayılır. İdrar yolu enfeksiyonu neden olur? İdrar yolu enfeksiyonları genellikle bakterinin anüs etrafından idrar yolu çıkışına gelmesi ile başlar. İdrar yolu çıkışında bakteri çoğalır ve burada enfeksiyon yapar buna üretrit denir. İdrar yaparken yanma ve sızlamaya neden olur. Tedavi edilmez ise buradan yukarı yayılarak mesaneye gelir burada çoğalan bakteri mesane iltihabına neden olur buna sistit denir. Hastada idrar yaparken yanma, sızlama şikayetleri yanında idrar tutmakta zorluk, sık idrara gitme, gece idrara kalkma, ateş, idrar kaçırma şikayetleri de başlar. Tedavi edilmez ise mikroplar üreter kanallarından yukarı yayılarak böbreklerde iltihaplanmaya neden olur. Buna piyelonefrit denir ve çok ciddi bir durumdur. Hastada yüksek ateş vardır ve idrarda bol iltihap hücresi görülür. İdrar yolu enfeksiyonlarının en büyük sebebi E. Coli adında bakteridir. E. Coli bakterisi normalde herkesin bağırsağında bulunan bir bakteridir. Kadınlarda anüs ile idrar çıkışının birbirine yakın olması ve idrar yolunun kısa olması idrar yolu iltihaplarını kolaylaştırır. Kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu bu nedenle daha sık görülür. İdrar yolu enfeksiyonu kimlerde görülür? İdrar yolu enfeksiyonu herkesde ve her yaşta görülebilir ancak aşağıdaki durumlar idrar yolu enfeksiyonu şansını arttırır: Menopoz, Diyabet, Böbrek taşı, Prostat, İmmün sistemi zayıf kişiler, İdrar yolu anormallikleri Reflü, (Vesikulourethral reflü), Polkistik böbrek, Atnalı böbrek, Çift üretra, Cinsel aktif bayan, Felç, Böbrek nakli, İdrar kateteri, Gebelik idrar yolu enfeksiyonu şansını faktörlerdir. arttıran İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri nelerdir? İdrar yolu enfeksiyonu hastalığın yeri ve şiddetine bağlı olarak aşağıdaki şikayetlere neden olur. Sık idrara gitme, Sık sık ve azar azar idrara gitme, İdrar tutmakta zorluk, İdrar kaçırma, Gece idrara kalkma, Karın ve pelviste ağrı, İdrar yaparken yanma, sızlama, Koyu, bulanık ve kokulu idrar yapma, İdrarda kan, Yan ağrısı ( piyelonefritte ), Ateş, üşüme, titreme, Bulantı, kusma, İştahsızlık. Kanlı idrar, yan ağrısı, yüksek ateş, üşüme, titreme atakları bulantı böbrek iltihabı (piyelonefrit) bulgusudur. Bu şikayetlerin varlığında doktora başvurmak gerekir. İdrar yolu enfeksiyonu nasıl teşhis edilir? İdrar yolu iltihaplarında hastanın şikayetleri ve fizik muayene teşhise yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar testler ile konur. İdrar yolu enfeksiyonlarında aşağıdaki testler yapılmalıdır. İdrar tahlili, İdrar kültürü, Hemogram, CRP, Tekrarlayan idrar yolu iltihaplarında ultrason ve ilaçlı grafiler ile altta yatan problem araştırılmalıdır. İdrar yolu enfeksiyonu tedavisi: İdrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Antibiyotiklerin dozu ve süresi ile oynanmamalıdır. Antibiyotik tedavisi sonrası doktorunuz idrar tahlilinin tekrarını isteyebilir. Tedavi sırasında hemogram ve CRP testleri tedaviye cevabı ölçmek amacıyla istenebilir. Piyelonefrit tedavisi için hastanede yatmak gerekebilir. İdrar yolu antiseptikleri: Tekrarlayan idrar yolu iltihaplarını engellemek amacı ile idrar yolu antiseptiği kullanılabilir. İdrar yolu antiseptikleri sadece idrarda konsantre olabilen, vücudun diğer bölgelerinde bakteri öldüremeyen ancak idrarda yeterli miktara erişebilen ve bakterilerin üremesini durduran ilaçlardır. Kullanıldıkları sürece idrarda bakteri üremesine engel olur ve idrar yollarını enfeksiyondan korurlar. İdrar yolu antiseptikleri uzun süre alınabilirler. İdrar yolu enfeksiyonundan korunma: İdrar yolu enfeksiyonları ciddi boyutlara ulaşabilen tehlikeli enfeksiyonlardır. İdrar yolu enfeksiyonlarından korunmak için: • Bol su içmek, • Gerekiyor ise idrar yolu antiseptikleri kullanmak, • İdrar tutmaya çalışmamak, • Ayakta idrar yapmamak ve idrar kesesini tam olarak boşaltmak, • Genital bölgeyi temiz tutmak ancak aşırı temizlik ve tahrişten kaçınmak, • Genital bölgeye parfüm, vb şeyler sıkmamak, • Sıkı, dar ve sentetik iç çamaşırları giymemek gerekir. Referanslar: 1. American Urological Association Foundation http://www.urologyhealth.org/ 2. National Kidney and Urologic Diseases Clearinghouse Information http://kidney.niddk.nih.gov/ 3. Canadian Urological Association http://www.cua.org/ 4. Womens Health Matters http://www.womenshealthmatters.ca/ 5. Car J. Urinary tract infections in women: diagnosis and management in primary care. BMJ . 2006;14;332. 6. Jepson RG, Craig JC. Cranberries for preventing urinary tract infections. Cochrane Database Syst Rev. 2008 Jan 23;(1):CD001321. 7. Sheffield JS, Cunningham FG. Urinary tract infection in women. Obstet Gynecol . 2005;106:1085-1092. 8. Urinary Tract Infections in Adults. American Urological Association Foundation website. http://www.urologyhealth.org/adult/index.cfm?cat=07&topic=147 . July 31, 2010. 9. Urinary tract infections in adults. National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases website. at: http://kidney.niddk.nih.gov/kudiseases/pubs/utiadult/ . Published December 2005. July 31, 2010. 10. 12/5/2007 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Pohl A. Modes of administration of antibiotics for symptomatic severe urinary tract infections [review]. Cochrane Database of Systematic Reviews . 2007(4). DOI: 10.1002/14651858.CD003237 İSHAL Diare; Enterit; Bir gün içinde üç den fazla sulu yumuşak dışkılama ya ishal denir. Vücuttan su ve tuz kaybı olur. İshal; bebekler, çocuklar ve yaşlılar için çok tehlikeli ve ölümcül olabilir. İshaller: Akut ishal: ani başlar ve kısa sürer, Kronik ishal: birkaç günden uzun sürer, Tekrarlayan ishal: aralıklı olarak iyileşip tekrarlayan ishaldir. İshal neden olur? Birçok hastalık ishale neden olabilir bunlar içinde en önemlileri mikrobik ishallerdir. Mikrobik ishallerin en önemli bulgusu ishalle birlikte ateş olmasıdır. İshalle birlikte ateş var ise bu evde geçiştirilecek bir ishal değil demektir ve acilen doktora gitmek gerekir. İshal sebepleri: Besin intoleransı ( gıdaları sindirememeye bağlı ishaller ) Bebekler ve yaşlılarda sık görülür, en sık görülen sebebi laktoz intoleransıdır ve süt içmeyi takiben ishalle birlikte gaz olur. İlaçlara bağlı ishaller: Antibiyotikler, Magnezyum içeren mide ilaçları, Birtakım Tansiyon ilaçları, Kinin, Kanser ilaçları ve kemoterapi ilaçları, Laksatif ilaçlar, Spastik kolit ( irritabl barsak hastalığı) ishal ve kabızlık atakları olur, Radyoterapiye bağlı barsak hasarı ve ishal, Besin emiliminin bozulduğu malabsorbsyon sendromlarına bağlı ishaller: Celiak hastalığı, Tropikal spru, Kısa basak sendromu, Whipple hastalığı, Pankreas ve safra kesesi hastalıkları, İltihabi barsak hastalıklarına bağlı ishaller, Ülseratif kolit Kron ( Crohn’s disease ) her ikisinde de kanlı ishaller olur, Kronik hastalıklara bağlı ishaller; Kronik Karaciğer yetmezliği, Diyabet, Tiroit hastalıkları, Böbrek üstü bezi hastalıkları, Amiloidoz, AİDS, Kolon kanserleri, Barsak cerrahisinden sonra gelişen ishaller; Kısa barsak, Kör barsak, Cerrahi fistül ve anastomozlar, Barsak enfeksiyonları ve gdıa zehirlenmeleri: Bakteriyel; Camphylobacter, Salmonella, Şigella, E.Coli Viral; Rota virüs, Aderno virüs, Norwalk virüs, Cytomegalo virüs, Parazitlere bağlı ishaller; Giardiazis, Amipli dizanteri, Yuvarlak kurtlar, Kryptosporoidium, Mantarlara bağlı ishaller; Kandida ishale neden olur. Tenya, Suların ve gıdaların kirli olması, altyapının zayıf olası, temiz su bulamamak sanitasyon ve hijyen kurallarına uymamak ishal vakalarını arttıran ve salgınlara neden olan en önemli sebeptir. İmmün sitemin bozulması, immün sistemi bozan ilaçlar kullanmak ishal riskini arttırır. İshalin belirtileri nelerdir? İshal vücuttan su ve tuz kaybıdır. Hem su kaybı hende sulu yumuşak dışkılama birçok şikayete nende olur en sık görülen şikayetler: Sık dışkılama, Bol sulu dışkılama, Kramp tarzında karın ağrıları, Dışkı tutmakta güçlük, Dışkıda kan veya mukus görülmesi, Ateş, Kilo kaybı, Halsizlik, Bulantı, Tansiyon düşüklüğü Baş dönmesi, terleme, İshal teşhisi nasıl konur? İshal bir hatalık değil bir bulgudur. Altta yatan sebebin teşhis edilmesi tedavi için gereklidir. İshalin sebebini anlamak için doktorunuz size birçok soru soracaktır : Ailede, iş yerinde, okulda başka ishal vakaları olup olmadığı, Yakın zamanda başka bir yere seyahat edip etmediğiniz, İçme suyunuz, Kreşe giden çocuğun olup olmadığı, Kullandığınız ilaçlar, İshal dışındaki şikayetleriniz ( karın ağrısı, bulantı, ateş, gaz vb. ), Geçirdiğiniz ameliyatlar sorulacaktır. İshal teşhisinde en önemli test dışkının mikroskobik incelemesi ve kan testleridir. Gerekirse barsak filmi ve kolonoskopi- gastroskopi yapılır. İshal tedavisi İshal tedavisi sebebe yönelik olarak yapılır. Sebebi bilinmeyen ishal kesilmeye çalışılmamalıdır. İshal vücudun bir reaksiyonudur ve amacı bağırsakları rahatsız eden şeyin vücuttan temizlenmeye çalışılmasıdır. Tedavide kaybedilen suyun ve tuzun yerine konması ilk adımdır. Şikayetleri arttırabilecek gıdalardan uzak durmak gerekir: Baharatlı, Yağlı, Kızartma, Yüksek fiber içeren, Çiğ, Sütlü, Kafeinli gıdalardan uzak durulmalıdır. İshal sırasında Bol sulu, Pişmiş, Karbonhidrat ağırlıklı, Az yağlı gıdalar tercih edilmelidir. İshal tedavisinde kullanılan ilaçlar : İshal sırasında doktor kontrolü ile ishal kesici ve dışkıyı katılaştırıcı ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar invaziv mikrobik ishallerin daha da alevlenmesine neden olacağından bilinçsizce kullanılmamalıdır. Mikrobik ishallerin bir çoğunda antibiyotik kullanmak gerekir. Doktorun verdiği antibiyotik dozuna ve süresine dikkat edilmelidir. İshalden Korunma: Ev halkını ishalden korumak için : Sanitasyon ve hijyen kurallarına dikkat edilmeli, El yıkama kurallarına uyulmalı, İshal olan hastanın gıda ile uğraşması engellenmeli, İçme ve kullanma sularına dikkat edilmelidir. Pişmemiş gıda yenmemelidir. 5 yaş altı çocuklarda ishalin en büyük sebebi Rota virüs enfeksiyonudur ve rotavirüs ishali aşı ile önlenebilir. Rota virüs aşısının ilk dozu 6 -12. Haftalarda yapılır. Referanslar: 1. Familydoctor.org http://familydoctor.org/ 2. National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases http://digestive.niddk.nih.gov/ 3. The College of Family Physicians of Canada http://www.cfpc.ca/ 4. Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/ 5. Celiac Disease. American Gastroenterological Association website. Available at: http://www.gastro.org . July 28, 2008. 6. Diarrhea. National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases website. Available at: http://digestive.niddk.nih.gov/ddiseases/pubs/diarrhea/index.h tm . July 28, 2008. 7. Kleigman RM, Jensen HB, Behrman RE, Stanton BF, eds. Nelson Textbook of Pediatrics. 18th ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2007. 8. Robinson DL, McKenzie C. Primary Care Medicine . 4th ed. Philadelphia, PA: Lippincott, Williams, and Wilkins;2000. 9. 1/4/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Allen S, Martinez E, Gregorio G, Dans L. Probiotics for treating acute infectious diarrhoea. Cochrane Database Syst Rev. 2010;(12):CD003048 GENİTAL HERPES Genital herpes cinsel yolla bulaşan viral bir hastalıktır. Sebebi Herpes simplex virüs tür. Genital bölgede içi sıvı dolu kesecikler ( uçuk ), ağrı ve kaşıntıya neden olur. İlk seferde iyileşmesi 3- 4 hafta sürer. Herpes virüs vücutta saklanır, sıklıkla alevlenir ve şikayetler tekrar eder, her seferinde süre ve şiddeti azalarak sürer. İyileşme dönemlerinde hasta bulaştırıcıdır. Gençlerde sık görülür, sıklığı giderek artmaktadır. Herpes simplex virüsün 2 tipi vardır: tip 1 daha çok dudak; tip 2 ise genital bölgede çıkar. Kadınlarda daha sık görülür. Cinsel yolla bulaşır, dış ortamda uzun süre canlı kalamaz. Görünür lezyon olmasa da taşıyıcılar hastalığı bulaştırabilirler. Herpes lezyonları kanamalı ve ülserli lezyonlardır, diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkların kapılma şansını da arttırır. Genital herpes belirtileri nelerdir? Herpes hastalarının çoğu hasta olduklarının bile farkında değillerdir. Şikayetleri çok hafif olur, böcek ısırığı sanılır. Herpes bulaşan her hasta da şikayet ortaya çıkmaz, ancak bu insanlar hastalığı taşır ve bulaştırırlar. Şikayeti olan hastalarda ise özellikle ilk atak oldukça sıkıntılı geçer. Hastalık mikrobun kapılmasından 2 hafta sonra başlar ve iyileşmesi 3-4 hafta kadar sürer. Genital bölge ve anüs etrafında kızarıklık, İçi sıvı dolu kesecikler, Kaşıntı, Ağrı, sızlama, Lenf bezlerinde şişme, Halsizlik, Ateş, Grip benzeri şikayetler olur, Kesecikler patladıktan sonra o bölgede ülserler olur( aft gibi ), İlk atağı takiben bir yıl içinde 4 -5 atak daha geçirilir. Her atakta şikayetler ve süre biraz daha hafifler. Yıllar içinde atakların süresi ve şiddeti azalarak sürer. Genital herpes komplikasyonları: Genital herpes erişkinlerde ağrılı Genital lezyonlara yola açar, immün sistemi zayıf kişilerde şikayetler çok ağır ve şiddetli olabilir. İmmün sistemin zayıfladığı durumlarda beyin, beyin zarı iltihabına ( meningo-ansefalit ) yola açabilir. Genital herpes doğum kanalından bulaşırsa bebeklerde beyin iltihaplanmasına neden olabilir, bu çok ciddi ve ölümcül bir durumdur. Gebelik sırasında herpes atakları bu nedenle tehlikelidir. Özellikle gebelik sırasında herpes kapılması ve ilk atağın gebelik sırasında geçirilmesi bu riski daha da arttırır. Doğumda aktif Genital herpesi olan hastaların bu nedenle sezaryen ile doğum yapmaları bebeğin korunması açısından önemlidir. Hastalığın ve atakların şiddetinden bağımsız olarak herpes atakları sırasında hastada psikolojik stres, depresyon görülür. Genital Herpes nasıl teşhis edilir? Genital herpes şikayetleri kişiden kişiye çok farklı olabilmektedir, kimi insanda hiçbir şikayet olmazken kimi insanda şiddetli lezyonlar ortaya çıkmaktadır. Lezyonların varlığında hastalığı klinik olarak teşhis etmek kolaydır. Lezyondan alınan örnek laboratuarda incelenerek kolayca teşhis konur( HSV PCR ). Ancak lezyon olmayan veya ataklar arasında şikayeti olmayan insanlarda ancak kan testleri ile genital herpes varlığı gösterilebilir. Kan testleri ile herpes virüs antikorları ( HSV 1 ve HSV 2 ) gösterilir. Genital herpes nasıl tedavi edilir? Herpesi tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yoktur. Ancak antiviral ilaçlarla hastalığı, süresini, şiddetini azaltmak ve atak sayısını azaltmak mümkündür. Ayrıca uzun süreli süpressyon tedavileri cinsel partnere bulaşma şansını azaltır. Genital herpesten nasıl korunulur? Kondom kullanımı genital herpes bulaşma şansını azaltır. Görünür lezyon varlığı bulaşma şansını çok arttırır ancak birçok hasta görünürde lezyon olmasa da hastalığı bulaştırır. Çok eşlilik, cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olmak Genital herpes kapma şansını arttırır. Referanslar: 1. Centers for Disease Control and Prevention. Genital herpes—CDC fact sheet. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/std/herpes/stdfact-herpes.htm . Updated March 3, 2010. Accessed July 29, 2010. 2. Centers for Disease Control and Prevention. Sexually Transmitted Diseases Treatment Guidelines, 2010. MMWR. 2010;59(No. RR-12):1-110. 3. Engelberg R, Carrell D, Krantz E, Corey L, Wald A. Natural history of genital herpes simplex virus type 1 infection. Sex Transm Dis. 2003;30(2):174-177. 4. Frequently asked questions about genital herpes. The National Women’s Health Information Center website. Available at: http://www.4woman.gov/faq/stdherpe.pdf . Accessed July 18, 2005. 5. Genital herpes fact sheet. Centers for Disease Control and Prevention (CDC) website. Available at: http://www.cdc.gov/std/Herpes/STDFact-Herpes.htm . Accessed July 18, 2005. 6. Genital herpes: the facts. International Herpes Alliance website. Available at: http://www.herpesalliance.org/resources_03.htm . Accessed July 18, 2005. 7. Health matters fact sheet: genital herpes. National Institute of Allergy and Infectious Diseases website. Available at: http://www.niaid.nih.gov/factsheets/stdherp.htm, Accessed July 18, 2005. 8. Herpes: get the facts. American Social Health Association website. Available at: http://www.ashastd.org/hrc/educate.html . Accessed July 18, 2005. 9. Mindel A, Marks C. Psychological symptoms associated with genital herpes virus infections: epidemiology and approaches to management. CNS Drugs . 2005;19(4):303-312 DİFTERİ Difteri; Diphteria; Kuşpalazı; Difteri solunum yolu ile bulaşan çok bulaşıcı bakteriyel bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık solunum yolu ile bulaşır,hapşırık, öksürük ile havaya karışan mikroplar diğer insanlara bulaşarak hastalık yapar. Hastalığa corynebacterium diphteriae adında bir bakteri sebep olur. Solunum yoluyla bulaşan difteri mikropları en çok boğaz ve burunda yerleşerek difteri yaparlar. Boğazda solunum yollarını kaplayan sarı gri bir zar görülür. Bu zar solunum yollarını daraltıp tıkayabilir. Burunda da burun içini kaplayan sarı gri zarlar görülür ve solunum yollarını tıkar. Difteri sadece burun ve boğazda olmaz. Mikroplar deriye bulaşırsa ciltte iltihabi yaralara neden olabilirler. Aşılama ile difteri çok azalmıştır. Ülkemizde 2004 yılından buyana görülmemektedir ancak 2011 yılında yeni hastalar tespit edilmiştir. Aşılamanın kötü olduğu ülkelere seyahat, kalabalık ortamlar, kötü temizlik şartları, aşılanmamış olmak difteri için risk teşkil eder. Difteri belirtileri nelerdir? Difteri hastalığının kuluçka süresi 2-5 gündür. Hastalık Deride maviye çalan renk değişimi Burunda kanlı akıntı Nefes almakta sıkıntı, hırıltılı soluma, Seste kabalaşma, boğukluk, Hızlı soluma Titreme, üşüme, Havlar tarzda öksürük, Boğaz ağrısı, Tükürüğünü yutamama, ağızdan salya akması, Ateş, Yutkunurken ağrı, Nadiren cilt lezyonları ile seyreder. Hastanın boyun lenf bezleri şişer ve boyun kabalaşır. Difteri teşhisi nasıl konur: Difteri teşhisi hastanın şikayetleri, klinik görünüm ve muayene bulgularına ilaveten Boğaz kültürü ile konur. Difteri tehlikeli bir hastalık mıdır? Difteri çok tehlikeli ve ölümcül sonuçları olabilen bir hastalıktır. Hastalık çocuk erişkin tüm yaştaki insanları tutabilir. Hastalık hafif boğaz ağrısı ile seyredebileceği gibi çok ağır tablolar ile de seyredebilir bu vakaların % 10 u ölümle sonuçlanır. Difteri mikrobu yaptığı toksin nedeniyle iltihaplanmasına yol açar ve çalışmasını ciddi bozabilir. kalbin şekilde Difteri nin en önemli ve tehlikeli komplikasyonu kalp kasının iltihaplanmasıdır ( miyokardit ). Nadiren sinir sisteminin de iltihaplanması ve buna bağlı felç ( paralizi ) görülür. Nadiren difteriye bağlı böbrek tutulumu ( nefrit ) olur. Difteri nasıl tedavi edilir? Difteri şüphesi başladığı anda test sonuçları beklenmeden tedaviye başlanmalıdır. Difteri tedavisinde hem antibiyotik hem de difteri anti serumu verilmelidir. Tedavide antibiyotik olarak Penisilin yada Eritromisin kullanılır. Hastalar düzelme görülene dek hastanede yatırılarak tedavi edilmelidir. Difteri ile teması olan herkese aşı yapılarak koruma altına alınmalıdır. Difteri aşısı 10 yıl boyunca koruma sağlar. Erişkinlerin her 10 yılda bir difteri aşısı yaptırması önerilir. Nezaman difteriden şüphelenelim : Yakın zamanda difteri geçirmiş biri ile temasınız oldu ise, Bölgenizde difteri var ve hastanızda Boğaz ağrısı, Ateş, Boğuk ses, Havlar tarzda öksürük, Kanlı burun akıntısı, Yutma güçlüğü, Üşüme titreme, Nefes alma zorluğu veya hırıltılı solunum Boğaz ağrısı şikayetleri var ise mutlaka doktorunuza danışınız. Difteri aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Difteri aşısı ancak 10 yıl korur. Aşının 10 yılda bir tekrarlanması gerekir. Referanslar: 1Common Misconceptions about Vaccination http://www.cdc.gov/vaccines/vac-gen/6mishome.htm 2- Beers MH, Fletcher AJ, Jones TV, et al. The Merck Manual of Medical Information: Second Home Edition . Whitehouse Station, NJ: Merck Research Laboratories; 2003. 3- Epidemiology and Prevention of Vaccine-Preventable Diseases . 8th ed (2005). Published by the National Immunization Program, Centers for Disease Control and Prevention, US Department of Health and Human Services. Available at: http://www.cdc.gov/nip/publications/pink/dip.pdf. 4- Recommended adult immunization schedule—United States, 2010. Centers for Disease Control and Prevention, MMWR website. Available at: http://www.cdc.gov/mmwr/PDF/wk/mm5901-Immunization.pdf . Published January 15, 2010. Accessed January 24, 2011. 5- Recommended immunization schedule for persons aged 0 through 6 years—United States 2010. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/vaccines/recs/schedules/downloads/child/201 0/10_0-6yrs-schedule-pr.pdf . Accessed January 24, 2011. 6- Recommended immunization schedule for persons aged 7 through 18 years—United States 2010. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/vaccines/recs/schedules/downloads/child/201 0/10_7-18yrs-schedule-pr.pdf . Accessed January 24, 2011. 7- Tetanus, diphtheria (Td) or tetanus, diphtheria, pertussis (Tdap) vaccine: what you need to know. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/vaccines/recs/schedules/downloads/child/201 0/10_0-6yrs-schedule-pr.pdf . Published November 18, 2008. Accessed January 24, 2011. 8- 1/24/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Centers for Disease Control and Prevention (CDC). Updated recommendations for use of tetanus toxoid, reduced diphtheria toxoid and acellular pertussis (tdap) vaccine from the advisory committee on immunization practices, 2010. MMWR Morb Mortal Wkly Rep. 2011;60(1):13-15.