tifo,şigella,salmonella,pnömoni,klamidya,kırım kongo kanamalı ateşi

advertisement
TİFO
Tifo; Paratifo; Enterik Ateş;
Tifo ve paratifo hastalığı Salmonella bakterisi ile meydana
gelen sistemik enfeksiyon hastalıklarıdır. Tifoya Salmonella
typhi paratifoya ise Salmonella paratyphi neden olur.
Tifo az gelişmiş ülkelerde alt
sistemlerinin, temiz içme sularının
yapı kanalizasyon
olmadığı ülkelerde,
sanitasyon temizlik ve hijyen koşullarına uyulmayan yerlerde
salgınlar şeklinde görülür.
Tifo tedavi edilmez ise ölüme neden olabilir. Hastalık gıdalar
ve sular ile ağızdan bulaşır:
Kanalizasyon suları ile kirlenmiş içme ve kullanma
suları,
Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri,
Tifo hastası yada tifo taşıyan kişilerin hazırladığı
gıda ve içecekler,
Uygun şeklide saklanmamış gıdalar,
Temizlik, sanitasyon ve hijyen koşullarına uyulmaması
tifo bulaşmasına yol açar.
Bakteri gıdalar ve sular ile ağızdan girdikten sonra
barsaklarda yerleşerek çoğalmaya başlar daha sonra kan yoluyla
diğer organlara giderek tüm vücutta sistemik enfeksiyona neden
olur.
Kirli suları kullanmak,
İyi bir kanalizasyon ve içme – kullanma suyu sisteminin
olmaması,
Çiğ gıda yemek,
Kirli sular ile yıkanmış meyve, sebze ve salata yemek,
Kirli sulardan yapılmış buzları kullanmak,
Sanitasyon şartlarının kötü olduğu yerlerde yaşamak
veya buralara seyahate gitmek tifo hastalığı kapma
şansını arttırır.
Tifo belirtileri nelerdir?
Hastalık mikrop vücuda girdikten 6 ila30 gün içinde başlar. En
sık görülen şikayetler:
Hastalık aşırı yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı ve ateş
ile başlar,
Ateş ilk 3 -4 gün içinde giderek artar,
Ateş, ateş özellikle sabahları normal öğleden sonra
yükselmeye başlayan ve akşamları 39 dereceyi bulan
ateşler şeklinde görülür,
Üşüme, titreme,
Şiddetli baş ağrısı,
Kabızlık yada ishal,
Kramp tarzında karın ağrıları,
Halsizlik, bitkinlik hali,
İştahsızlık,
Vücutta pembe döküntü ( özellikle gövdede ),
Baş dönmesi,
Kas ağrıları,
Ense ve boyunda lenf bezlerinin şişmesi,
Karaciğer ve
şikayetlerdir.
dalağın
büyümesi
en
sık
görülen
Tifo teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı
olur. Tifo teşhisi laboratuvar testleri ile konur.
Kan sayımı ( Hemogram),
CRP,
Sedimantasyon,
Tam idrar tahlili,
Gruber Widal serolojik testi,
Kan kültürü,
Dışkı kültürü testler ile konur.
Tifo tedavisi :
Tifo tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Tifo tedavi
edilmeden önce oldukça bulaştırıcıdır. Hastaların bir kısmında
şikayetler geçse de hasta taşıyıcı olur ve hastalığı
bulaştırmaya devam eder. Tifo taşıyıcı hastalar hiçbir
şikayetleri olmadan hastalığı dışkı ve idrarları ile yayarlar.
Hastalığın tek kaynağı insandır. Tifo doğada başka canlıda
bulunmaz. Taşıyıcılar antibiyotik ile tedavi edilmelidirler.
Safra kesesinde taş olan taşıyıcılarda ise antibiyotik
yetersiz kalır ise ameliyat ile safra kesesinin alınması
gerekir.
Tedavi edilmeyen hastalarda tifo barsak delinmesi ve ölüme
neden olur.
Tifo dan korunma:
Tifodan korunmanın en önemli yolu iyi bir alt yapı ve
kanalizasyon sistemidir. Tifo alt yapısı olmayan kanalizasyon
sistemi olmayan veya iyi çalışmayan bölgelerde görülür. İçme
ve kullanma suyunun kanalizasyon sitemi ile bulaştığı yerlerde
salgınlar yapar. Böyle bölgelerde tifodan korunmanın iki yolu
vardır:
1- Aşılanma: tifo aşısı tifonun yoğun olduğu bölgelere
seyahat edenler için önerilmektedir. Aşı çok koruyucu
değildir ve aşı olmaya rağmen gıdalara dikkat etmek
gerekir.
2- Gıdalara karşı dikkatli olmak: tifonun görüldüğü
bölgelerde aşağıdaki önlemlere dikkat etmek hastalığın
bulaşmasını önleyebilir:
Sadece şişe suyu ve şişedeki içecekleri tüketmek,
Kaynamamış suları kullanmamak,
Buz kullanmamak,
Çiğ gıda yememek,
Gıdaların iyi piştiğinden emin olmak,
Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri
kullanmak,
Çiğ sebze ve meyve tüketmemek, meyveleri mutlaka
soyarak yemek, çiğ debze ve salata yememek,
Çiğ deniz ürünleri yememek tifodan korunmayı
sağlayabilir.
Referanslar:
1- Centers for Disease Control and Prevention (CDC)
http://www.cdc.gov/
2- World Health Organization (WHO)
http://www.who.int/
3- Public Health Agency of Canada
http://www.phac-aspc.gc.ca/
4- Bhan MK, Bahl R, Bhatnagar S. Typhoid and paratyphoid
fever. Lancet . 2005 Aug 27-Sep 2;366(9487):749-62.
5- Centers for Disease Control and Prevention website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/typhoidfever_g.htm#
Getting%20vaccinated . Accessed November 18, 2009
ŞİGELLA
Basilli Dizanteri;Shigella; Şigelloz;
Gastroenteriti; Şigella Enteriti:
Şigella
Bağırsakların akut iltihabi hastalığıdır. Şigella bakterileri
ile meydana gelir, bu bakteriler nedeniyle ortaya çıkan barsak
enfeksiyonuna şigelloz denir. Şigella bakterileri birkaç
çeşittir:
Shigella sonnei, “Grup D” şigella, birçok şigelloz
vakasından sorumludur.
Shigella flexneri, yada “grup B” şigella,
Shigella dysenteriae tip 1 dizanteri salgınlarına neden
olan türdür.
Hastalık gıdalar ve sular ile bulaşır. Hasta insanın dışkısı
ile etrafa yayılan bakteriler sanitasyon ve hijyen
koşullarının iyi olmadığı ortamlarda sulara ve gıdalara
bulaşarak salgınlara neden olur. Bakterinin birkaç tanesi bile
hastalık yapmaya yeterlidir. Kalabalık ortamlarda, kamplarda,
bakım ve huzur evlerinde salgınlara neden olur. Hastalığın
neden olduğu dizanteri ve şiddetli barsak enfeksiyonu
yaşlılar, bebekler, çocuklar ve immün sistemi zayıf hastalar
için ölümcül olabilir.
Şigella belirtileri nelerdir?
Bakteri vücuda girdikten 1 ila 7 gün sonra şikayetler başlar.
en sık görülen şikayetler:
Ani başlayan karın ağrısı
Ani başlayan yüksek ateş,
Bol sulu, Kanlı, sümüklü ishal, ( ishal başlangıçta
suludur daha sonra kanlı – sümüklü hale gelir),
Dışkıdan sonra rahatlayamama,
Bulantı, Kusma görülür.
Hastada ishal ve su kaybına bağlı olarak tansiyon düşer, nabzı
artar, karın muayenesinde hassasiyet vardır, kan sayımında
iltihap hücreleri artar.
Şigella teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı
olur. Kesin teşhis laboratuar incelemeleri ile konur.
Yukarıdaki şikayetlerin varlığında aşağıdaki testler istenir.
Hemogram ( tam kan sayımı),
CRP,
Sedimantasyon,
Dışkı incelemesi,
Dışkı kültürü ile teşhis konur.
Şigella tedavisi :
Dışkıda kan görülmesi her zaman doktor muayenesi gerektiren
önemli bir işarettir. Hastalık genellikle ağır seyretmez
şikayetler 2 – 7 günde kendi kendine düzelir. Tedavide amaç
hastanın kaybettiği suyu ve tuzu yerine koymaktır. İshal
kesici ilaçlar şikayetlerin uzamasına neden olduğundan
kullanılmaz. Antibiyotik normalde verilmez ancak İmmün sistemi
zayıf olan hastalara, yaşlı ve çocuklara antibiyotik tedavisi
başlanır. Aşağıdaki durumlarda hastanın hastaneye yatırılması
gerekir:
İmmün sistemi bozuk hastalar,
Şuuru bulanan hastalar,
Ateşi sürekli yüksek olan hastalar,
İdrar söktürücü tansiyon ilacı kullanan hastalar,
Ağızdan yeterli sıvı alamayan hastalar ın hastaneye
yatırılması gerekir.
Şigella tehlikeli bir hastalık mıdır?
Şigelloz nadiren komplikasyonlara neden olur. En sık ve en
tehlikeli komplikasyon dehidratasyon yani aşırı su kaybına
bağlı hipotansiyon ve komadır. Dehidratasyon en sık bebek ve
çocuklarda, ağızdan sıvı alamayan kişilerde, aşırı kusması
olan hastalarda ve idrar söktürücü diüretik kullanan
hipertansiyon hastalarında görülür. Bu hastaların mutlaka
hastaneye yatırılması ve kaybettikleri suyun damardan
verilmesi gerekir. Çocuk ve bebeklerde dil kuruluğu,
büyüklerde ise ayağa kalkınca baş dönmesi ve göz kararması
aşırı su kaybının işaretidir ve bu hastalar hastaneye
götürülmelidir.
Şigelloza bağlı diğer bir komplikasyon ise Hemolitik Üremik
Sendromdur. Şigella enfeksiyonunu takiben böbrek yetmezliği,
kansızlık ve pıhtılaşma bozuklukları ortaya çıkar, ağır bir
tablodur.
Şigelloz a bağlı nadir görülen bir komplikasyon ise reaktif
artrittir. Hastalık sırasında eklemlerde şişme, ağrı ve
kızarıklık olur.
Şigelloz çocuklarda ağır seyreder. Neredeyse şigelloz geçiren
çocukların % 40 ında nörolojik şikayetler ortaya çıkar. En sık
görülen nörolojik şikayetler
Havale: küçük çocuklarda ateşe bağlı epilepsi atağıdır.
Ensefalopati: beyin fonksiyonlarının bozulmasıdır.
Ateş, şuur bulanıklığı, baş ağrısı, uykuya meyil ve ense
sertliği olur. Menenjitle karışır.
Şigella enfeksiyonu sırasında acil durum belirtileri:
Şuur bulanıklığı,
Havale,
Epilepsi benzeri kasılmalar,
Baş ağrısı ve ense sertliği olması acil durum
işaretidir ve derhal en yakın acil servise başvurmak
gerekir.
Şigelladan Korunma:
Şigella sık görülen, gıdalar ve sular ile bulaşan
dizanteridir. Hastalık salgınlara neden olabilir. El yıkama
alışkanlığı hastalıktan korunmanın ilk ve en önemli adımıdır.
Sanitasyon kuralları ve hijyen kurallarına dikkat etmek,
açıkta satılan gıdalardan yememek, buz kullanmamak korunmak
için gerekli adımlardır.
Referanslar:
1.DuPont HL. Shigella species (bacillary dysentery). In:
Mandell GL, Bennett JE, Dolin R, eds. Principles and Practice
of Infectious Diseases. 7th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier
Churchill Livingstone; 2009:chap 224.
2.Ochoa TJ, Cleary TG. Shigella. In: Kliegman RM, Behrman RE,
Jenson HB, Stanton BF, eds. Nelson Textbook of Pediatrics.
18th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2007:chap 196.
SALMONELLA
Salmonella enteriti; Salmonelloz.
Salmonella bakterisi sular, toprak, süt ürünleri, yumurta,
hayvan dışkısı, çiğ gıdalar da yaşayabilen bir bakteridir.
Besinler ve gıdalar ile bulaşan enfeksiyon hastalığına sebep
olur. Bakteri yutulduktan 6 – 48 saat sonra barsaklara geçerek
burada iltihaplanmaya neden olur. Bulantı, kusma, kramp
tarzında karın ağrıları, ishal ve yüksek ateşe yol açar. Bu
tabloya Salmonelloz denir. Hastalık 5- 7 gün sürer ve kendi
kendine geçer. Salmonella enfeksiyonu yaşlılar ve çocuklar
için çok ciddi ve tehlikeli olabilir. Salmonella enfeksiyonu
nadiren çok ciddi komplikasyonlara yol açar:
Endokardit; ( bakterinin kalp zarlarına yerleşip kalpte
enfeksiyon yapması),
Bakteremi; (bakterinin barsaklardan kana yayılması),
Osteomyeli; (bakterinin kemiğe sıçrayıp kemik
enfeksiyonu yapması) neden olabilir.
Salmonella ve tifo hastalığı?
Salmonelloz hastalığı Salmonella bakterileri ile meydana
gelir. Bakteri barsaklara geçtikten sonra barsak duvarını
geçerek vücuda girer ve burada iltihaplanmaya neden olur.
Nadiren tüm vücutta sistemik enfeksiyona neden olur buna Tifo
denir. Hastalığa sebep olan salmonella bakterileri şunlardır:
Salmonella enteritidis,
Salmonella typhimurium,
Salmonella typhi dir.
Salmonella kimlerde görülür?
Salmonelloz herkes de ve her yaşta görülebilir. Aşağıdaki
durumlar salmonella görülme riskini arttıran durumlardır:
Et, süt, süt ürünleri, , yumurta, balık ve su
ürünlerinin pişirilmeden kullanılması,
Pastörize edilmemiş süt, yoğurt, dondurma ve süt
ürünleri kullanılması,
Sanitasyon ve hijyene dikkat edilmeden hazırlanmış
gıdaların tüketilmesi,
Kontamine suların ve buzların kullanılması,
İmmün sistemin bozuk olması
Yaşlılar,
Bebekler ve çocuklar,
Kemoterapi gören kanser hastaları,
Kortizon kullanan hastalar,
Mide asidini azaltan ilaçlar kullanan hastalar. (
salmonella mikrobu mide asidinde ölür, mide asidi
azaltan ilaç kullanan ülser, gastrit, reflü
hastalarında mikrop midede ölmeden kolayca barsağa
geçer).
Salmonella belirtileri nelerdir?
Barsak enfeksiyonu bulguları tüm hastalarda aynıdır. Benzeri
şikayetler diğer barsak enfeksiyonlarında da görülür ve
şikayetlere bakarak teşhis koymak imkansızdır. Salmonella
enfeksiyonu sırasında en sık görülen şikayetler:
Yüksek ateş,
Bulantı,
İshal,
Kramp tarında karın ağrıları,
Kusma,
Baş ağrısı dır.
Salmonella Teşhisi Nasıl Konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulgularsı teşhise yardımcı
olur. Salmonelloz teşhisi laboratuar incelemeleri ve testler
ile konur. Barsak enfeksiyonu sırasında hastadan istenen
testler:
Kan sayımı,
CRP,
Sedimantasyon,
Dışkı muayenesi ve kültürü,
Gruber Widal serolojik incelemesi istenir.
Salmonella tedavisi:
Salmonella tedavisinde ana hedef hastanın şikayetlerini
gidermek ve kaybettiği su ve tuzu yerine koymaktır. Bu nedenle
basit ağrı kesici ve ateş düşürücüler kullanılır. Hastalık 57 gün içinde kendi kendine geçer.
Su ve tuz kaybı çok şiddetli olursa kaybedilen sıvı ve
tuz damardan serum ile verilebilir,
Asetaminofen ve ibuprofen gibi ağrı kesiciler ve ateş
düşürücüler hasta şikayetlerini azaltır,
Salmonelloz tedavisinde antibiyotik verilmez, hastalık
kendi kendine 5 – 7 günde geçer ancak,
Yaşlılar ve çocuklarda,
İmmün sistemi zayıf hastalarda,
Salmonella komplikasyonu gelişen hastalarda
antibiyotik kullanılır.
Salmonella dan korunma:
Salmonella doğada yaygın olarak bulunan, gıdalar ve sular ile
bulaşan
bir
enfeksiyon
hastalığıdır.
Salmonella
enfeksiyonundan korunmak için :
• Sıklıkla elerli yıkamak,
• Yemek hazırlama sırasında sanitasyon ve hijyen koşullarına
dikkat edilmesi,
• Gıdaların uygun ısı ve sürede pişirilmesi,
• Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri kullanmamak,
• Gıdaların uygun şekilde buzdolabında saklanması,
• Mide asidini alan antiasit ilaçların gereksiz
kullanılmaması önerilir.
yere
Referanslar:
1. Fight BAC!
Partnership for Food Safety Education
http://www.fightbac.org/
2. US Food and Drug Administration Center for Food Safety and
Applied Nutrition
http://vm.cfsan.fda.gov/
3. Canadian Partnership for Consumer Food Safety Education
http://www.canfightbac.org/cpcfse/en/about/
4. Public Health Agency of Canada
http://www.phac-aspc.gc.ca/new_e.html/
5. Benenson A. Salmonellosis . Control of Communicable
Diseases Manual. American Public Health Association . 1996:
410-414.
6. Centers for Disease Control and Prevention (CDC). Use of a
self-assessment questionnaire for food safety education in the
home kitchen—Los Angeles County, California, 2006-2008. MMWR.
2010;59(34):1098-101.
7. Edwards BH. Salmonella and shigella species. Clin Lab Med .
1999; 19(3):469-487.
8. Heymann D. Salmonellosis. In: American Public Health
Association. Control of Communicable Diseases Manual.
2004;469-473.
9. Koningstein M, Simonsen J, Helms M, Molbak K. The
interaction between prior antimicrobial drug exposure and
resistance in human Salmonella infections. J Antimicrob
Chemother. 2010;65(8):1819-1825.
PNÖMONİ
Zatürre;
pnemoni;
Bronkopnemoni;
Toplumdan
kazanılmış
Akciğerin iltihabi hastalığına pnömoni yada zatürre denir. Alt
solunum yollarını tutan iltihabi hastalıktır. Küçük hava
yolları ( bronküs ) ve alveollerde iltihap olur, akciğerin
oksijen alışı ve karbondioksiti verişi zorlaşır, hasta nefes
alamaz, çok ciddi ve ölümcül bir hastalıktır.
Neden Zatüre Oluruz?
Akciğer iltihaplarının üç önemli sebebi vardır:
1. BAKTERİLER: bakteriler
iltihaplarıdır en sık:
tarafından
oluşan
akciğer
Streptococcus pneumonia,
Haemophilus influensa
Moraxella catharalis adlı bakteriler ile olur,
2. VİRÜSLER: sık görülür en sık grip virüsü ile olur,
3. ATİPİK PNEMONİ SEBEPLERİ: nadir görülen bakteriler ile olur
en sık:
Chlamidya,
Mycoplasma,
Legionella ile meydana gelir.
Bu üç önemli sebep dışında mantarlar da nadiren pnemoni nedeni
olabilir.
Pnemoniler nasıl geliştiğine bağlı olarak adlandırılır:
1- Toplumdan kazanılmış pnemoniler: okul, iş yeri, avm, otobüs
vb kalabalık alanlardan solunum yolu ile bulaşan mikroplara
bağlıdır.
2- Nozokomiyal pnemoniler: hastane ortamından bulaşan
mikroplar ile ortaya çıkar. Hastane kökenli mikroplar çok
dirençli olduklarından bu pnemoniler çok tehlikelidir.
3- Aspirasyon pnemonisi: mide içeriğinin akciğere kaçması
sonucu ortaya çıkar, felçli hastalarda, şuur bulanıklığı
olanlarda yaşlı ve bebeklerde görülür.
Pnemoni kimlerde olur?
Aşağıdaki
arttırır:
faktörler
akciğer
enfeksiyonu
oluşma
şansını
65 yaş üstü,
Grip ve grip benzeri soğuk algınlıklarını takiben,
KOAH ( Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı ) var ise,
Kalp Yetmezliği var ise,
Felç ve benzeri problemlere bağlı yutma ve öksürme
refleksi bozuklukları var ise ( yemeklerin aspirasyonu
ve pnemoni gelişme şansı yüksektir)
İmmün sistem zayıf ise,
Beslenme bozukluğu var ise,
Hamilelik,
Bebek ve küçük çocuklar,
Aşırı alkol tüketimi,
Uyuşturucu kullanımı,
Sigara,
Uçucu ve korozif buharlara uzun süre maruz kalmak,
Aşırı tozlu ortamda çalışmak zatürre gelişme şansını
arttırır.
Pnemoni belirtileri nelerdir?
Hastanın şikayetleri pnemoni sebebine bağlı olarak farklılık
gösterir:
Zatüre
teşhisi:
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları pnemoni teşhisine
yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar testleri ile konur.
Pnemoni düşünülen hastaya aşağıdaki testler yapılmalıdır:
Akciğer filmi,
Kan sayımı,
CRP,
Sedimantasyon,
Balgam kültürü,
Gerek olursa
Arter kan gazı,
Bronkoskopi,
Akciğer tomografisi de istenir.
Pnemoni tedavisi:
Pnemoni
çok
ciddi
bir
enfeksiyon
hastalığıdır.
Akciğer
enfeksiyonu hastanın genel durumunun hızla bozulmasına ve
hayatını kaybetmesine neden olabilir. Tedavi pnemoni nin
tipine, hastalığın şiddetine, hastanın genel durumuna ve diğer
faktörlere bağlı olarak değişir.
Genel olarak pnemonilerin tedavisinde antibiyotikler
kullanılır
ancak
viral
pnemonilerin
tedavisinde
antibiyotiklerin yeri yoktur. Hastaların tedavi sırasında bol
sıvı almaları, istirahat etmeleri, dengeli beslenmeleri
gerekir. Yüksek ateş için ateş düşürücü ilaçlar, şiddetli
öksürükler için öksürük kesici ilaçlar tedaviye eklenir.
Hastanın genel durumu müsaade etmiyor ise hastaneye
yatırılması gerekebilir.
Pnemoniden korunma:
Pnemoni ciddi ve hayati tehlikesi yüksek olan bir hastalıktır.
Bazı aşılar pnemoniden korunmamızda yardımcı olur.
Grip aşısı: hem grip hastalığından hemde gripten sonra
gelebilecek olan zatürreden korur. Özellikle riskli
hastaların her yıl grip aşısı olması şiddetle
önerilmektedir.
Pnemokok aşısı: pnemonilerin büyük kısmından sorumlu
olan mikrop S. Pneumonia dır. Bu mikroba karşı son
yılalrda geliştirilmiş olan aşılar pnemoniden
koruyucudur. Bu aşılar küçük yaşlardan itibaren güvenle
kullanılabilmektedir. Bebek ve küçük çocukalr ile 65 yaş
üstünde pnemokok hastalıkları ve zatürre riski çok
yükselmektedir.
PCV: çocuklar için Pnemokok aşısı,
PPSV: Erişkinler için Pnemokok aşısıdır.
Ayrıca pnemoniden korunmak için :
Sigaradan uzak durmak,
Sigara içilen alanlardan uzak durmak,
Sanitasyon ve temizlik kurallarına dikkat etmek, elleri
düzenli şekilde yıkamak,
Grip, soğuk algınlığı geçiren kişilerden uzak durmak,
Tozlu, kirli ve kimyasal buharı olan alanlardan uzak
durmak,
Dengeli beslenmek,
Diyabet var ise sıkı kontrol etmek,
Yeterince istirahat etmek,
Egzersiz yapmak zatürreden korunmak için önemli
adımlardır.
Pnemoni aşı ile korunulabilen bir hastalıktır
Referanslar:
1- American Academy of Family Physicians
http://www.familydoctor.org/
2- American Lung Association
http://www.lungusa.org/
3- The Canadian Lung Association
http://www.lung.ca/
4- Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/
5- Blasi F, Aliberti S, Pappalettera M, Tarsia P. 100 years of
respiratory medicine: pneumonia. Respir Med. 2007 Mar 21;
[Epub ahead of print].
6- Braunwald E, Harrison TR, Fauci AS, et al. Harrisons
Principles of Internal Medicine. 17th ed. Columbus, OH:
McGraw-Hill; 2008.
7- Carpenter CC, Andreoli TE, Griggs RC. Cecil Essentials of
Medicine. Philadelphia, PA: Elsevier Science; 2003.
8- De Roux A, Marcos MA, Garcia E, Mensa J, Ewig S, Lode H,
Torres A. Viral community-Acquired pneumonia in nonimmunocompromised adults. Chest .2004;125(4):1343-1351.
9- Fleming CA, Balaguera HU, Craven DE. Risk factors for
nosocomial pneumonia. Focus on prophylaxis. Med Clin North Am.
2001;85:1545-1563. Review.
10- McCoy K. Pneumococcal vaccine. EBSCO Health Library
website.
Available
at:
http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81.
Updated January 7, 2011. Accessed January 7, 2011.
11- Niederman MS. Recent advances in community-acquired
pneumonia
inpatient
and
outpatient.
Chest.
2007
April;4:1205-15.
12- Niederman MS.
community-acquired
3A:51S-57S. Review.
Review
of
pneumonia.
treatment
Am
J
Med.
guidelines
for
2004;117:Suppl
13- 10/29/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Hemila H,
Louhiala P. Vitamin C for preventing and treating pneumonia.
Cochrane Database Syst Rev. 2009;(3):CD005532.
14- 2/4/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Lassi Z, Haider
B, Bhutta Z. Zinc supplementation for the prevention of
pneumonia in children aged 2 months to 59 months. Cochrane
Database Syst Rev. 2010;(12):CD005978.
Bhutta ZA, Black RE, Brown KH, et al. Prevention of diarrhea
and pneumonia by zinc supplementation in children in
developing countries: pooled analysis of randomized controlled
trials. Zinc Investigators Collaborative Group. J Pediatr.
1999;135(6):689-697.
Bhandari N, Bahl R, Taneja S, et al. Effect of routine zinc
supplementation on pneumonia in children aged 6 months to 3
years: randomised controlled trial in an urban slum. BMJ.
2002;324(7350):1358.
Brooks WA, Santosham M, Naheed A, et al. Effect of weekly zinc
supplements on incidence of pneumonia and diarrhoea in
children younger than 2 years in an urban, low-income
population in Bangladesh: randomised controlled trial. Lancet.
2005;366(9490):999-1004
KLAMİDYA
Chlamidya;
Klamidya cinsel yolla bulaşan bakteriyel bir enfeksiyon
hastalığıdır. Erkeklerde ve kadınlarda kısırlığın en büyük
sebeplerindendir.
Hastalık:
Cinsel temasla bulaşır, ayrıca doğdum kanalından
geçerken anneden bebeğe bulaşabilir.
Klamidya sinsi bir enfeksiyon hastalığıdır. Birçok
hastada ağrı ve akıntıya pek neden olmadığından hasta
doktora gitmez.
Özellikle kadınlarda üreme organlarına zarar vererek
kısırlığa yol açar.
Teşhis etmek zordur.
Antibiyotikler ile tedavi edilir
Erken tanısı ve tedavisi önemlidir.
Klamidya nedir ?
Klamidya bir bakteridir insandan insana cinsel yolla bulaşır.
Özellikle kadınlarda kısırlığın en başta gelen sebeplerinden
biridir.
Klamidiya Belirtileri nelerdir?
Klamidya sinsi hastalık yapar. Hastalığı kapan kadınların
dörtte üçünde ve erkeklerin yarısında hiç şikayet olmaz.
Hastanın şikayetleri başladığında ise genellikle bakteri
vücuda hasar vermiştir.
Erkeklerde : klamidya bulaşan erkeklerin yarısında
şikayet olmaz. En çok görülen şikayetler:
Peniste akıntı,
Penis ucunda yanma,
İdrar yaparken yanma,
Penis ucunda kaşıntı,
Testislerde
görülebilir.
ağrı
ve
şişme
şikayetleri
Kadınlarda : kadınların ancak dörtte birinde şikayet
olmaktadır. En çok görülen şikayetler:
Vajinal akıntı,
İdrar yaparken yanma,
Hastalık uterus ve tüplere ilerler ise
Alt karın ağrısı,
Bulantı,
Ateş,
Adet arası kanamalar,
Cinsel ilişki sırasında ağrı şikayetleri
görülür.
Klamidya nın kuluçka süresi ne kadardır ?
Hastalık bulaştıktan
başlayabilir .
1
ila
3
hafta
sonra
şikayetler
Klamidya nasıl teşhis edilir?
Hastalığın tespitinde iki laboratuvar testi kullanılmaktadır.
Birincisinde klamidyanın yerleştiği bölgeden alınan ( penis ve
cervix ) örneklerde bakteri araştırması yapılır. İkincisinde
ise erkeklerde idrar örneğinden nükleik asidi araştırılır. Her
iki test de doğru örnekleme yapıldığında büyük oranda doğru
sonuçlar verir.
Klamidya kimde görülür?
Birden fazla seksuel partneri olmak ,
Korunmasız cinsel temasta bulunmak,
Genç olmak ( Klamidya genç kızlarda ve genç kadınlarda
daha fazla enfeksiyon yapar ) enfeksiyon riskini
arttırır.
Klamidya tedavisi nasıldır?
Klamidya antibiyotiklerle kolayca tedavi edilebilen bir
enfeksiyon hastalığıdır. Enfeksiyonunun tedavisinde erken tanı
önemlidir. Tedavide eşin de aynı zamanda antibiyotik alması
gerekir yoksa yeniden bulaşır. Hastalık anatomik yapıyı
bozarak kısırlığa neden olur. Klamidyanın neden olduğı
kısırlık antibiyotik ile düzelmez.
Klamidya tehlikeli bir hastalık mıdır?
Tedavi edilmemiş yada teşhisi gecikmiş klamidya
organlarına zarar verir, kısırlığa neden olur.
üreme
Erkeklerde :
Üretrit,
Epididimit,
Epidididmo orşite (testis iltihabı) ve kısırlığa
neden olabilir.
Kadınlarda :
Cervisite,
Fallop tüplerinin iltihabına ve tıkanmasına,
Pelvik iltihabi hastalığa ( PID ),
Kronik pelvik ağrılara,
Kısırlığa,
Dış gebeliğe,
Hamile kadında ise erken doğuma ve
Doğumda
bebeğe
bulaşarak
yenidoğanda
enfeksiyonlara neden olur.
Doğumda bebeğe bulaşırsa :
Yenidoğanda göz iltihaplarına,
Solunum yolları enfeksiyonlarına ve zatüreye
neden olur.
Klamidya yagınmıdır?
Evet özellikle gençler arasında yaygın ve sık görülen bir
hastalıktır. Hastalık sinsi seyrettiği için birçok insan
hastalığı bilmeden bulaştırır. Klamidya genellikle üreme
çağında kısırlık araştırması sırasında fark edilmektedir.
Klamidyanın neden olduğu kısırlık antibiyotikler ile düzelmez.
Hastalığın tespitinde düzenli doktor kontrolü ve şikayet
olmasada vajinal kültürlerin rutin tekrarı çok önemlidir.
Klamidya nasıl önlenir
Genç kızlıktan itibaren düzenli doktor kontrolü ve
düzenli vajen kültürü erken tanıda önemlidir.
Vajinal akıntı, kaşıntı, idrarda yanma, ateş, bulantı,
karın ağrısı, cinsel ilişki sırasında ağrı var ise
mutlaka doktora gidilmelidir,
Erkeklerde Peniste akıntı, Penis ucunda yanma, İdrar
yaparken yanma, Penis ucunda kaşıntı, Testislerde ağrı
ve şişme şikayetleri var ise mutlaka doktora
gidilmelidir.
Tedavide eşin de tedavi görmesi gerekir.
Tedaviniz bitene dek kimseyle cinsel temasta
bulunulmamalıdır.
Tedavi için verilen ilaçların bitirilmesi gerekir.
Klamidya
erkeklerde
ve
kadınlarda
kısırlığın
en
büyük
sebeplerindendir ve erken teşhis kısırlıktan kurtarır.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ
Kırım Kongo hastalığı 2002 yılından bu yana ülkemizde giderek
yayılan viral bir hastalıktır. Keneler aracılığıyla yayılan
hastalık tedaviye rağmen % 10 oranında ölümcül seyretmektedir.
Bilgilenmek hastalığa karşı en önemli silahtır.
KKK nedir?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Bunyavirus ailesinden Nairoviruslar
ile meydana gelen keneler aracılığıyla bulaşan kanamalarla
karakterize viral bir hastalıktır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
zoonoz karakterli bir hastalık olup sporadik vakalar şeklinde
veya salgınlarla seyreder, vakaların çoğu asemptomatiktir.
Hastalık ilk olarak 1944 de Kırımda 1969 da Kongoda tespit
edildiğinden adı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak konmuştur.
Hastalık nerelerde bulunur ?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi genellikle Doğu Avrupa, Sovtyetler
Birliği, Doğu Akdeniz , Orta Doğu, Kuzey Afrika, , Hindistan,
Orta Asya Kuzey Çin ülkelerinde bulunur. Ülkemizde özellikle
İç Anadolu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu
Anadoluda görülmektedir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virusu İxodid Hyalomma cinsi sert
kenelerle yayılır. Keneler virusun hem rezervuarı hemde
vektörüdür.
Virüs insanlar dışında doğada tavşan, dağ keçisi, kuşlar,
kemirgenler gibi hayvanları, ayrıca inek, koyun, keçi gibi
evcil hayvanları da infekte ederek çoğalır ve keneler yoluyla
yayılır. Hastalık kuşlarda çok hafif seyreder, çiflik
hayvanlarında da çok ölümcül seyirli değildir. Virüs insanlara
kene ısırması yada infekte hayvanların kan ve çıkartılarıyla
temas sonucu hematojen yolla bulaşır. Virus insandan insana
kan ve çıkartılarla temas sonucu bulaşabilir. Hastalık en çok
kırsal alanda yaşayanlarda, hayvancılıkla uğraşanlarda ve
mezbaha çalışanlarında görülmektedir.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi belirtileri nelerdir?
Virüs, sığır, koyun, keçi, tavşan ve tilki gibi hayvanlardan
tespit edilmiştir. KKKA virusu kenelerin konakladığı
hayvanlara bulaşmasına rağmen hayvanlarda; bazen hafif ateş
çıkabilir, bunun dışında hastalık belirtisi görülmemektedir.
Buna karşılık hayvanlar hastalığın yayılmasında aracı rol
(portör) oynamaktadır.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi salgınlarını etkileyen doğa
şartları nelerdir?
Doğu Avrupa ve Asya’daki Kırım-Kongo hemorajik ateş
salgınlarının genellikle insanlar tarafından oluşturan
çevresel şartlara bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir.
Kırım’daki ilk salgının, İkinci Dünya Savaşı yıllarında kene
ile enfekte olmuş bölgelerin tarıma açılması nedeniyle
oluştuğu sanılmaktadır. Daha sonra eski Sovyetler Birliği ve
Bulgaristan’ da olan salgınlarda ise ziraatçılık ve
hayvancılıktaki değişmelerin rol oynadığı belirtilmektedir.
Hastalık yaklaşık 1-3 günlük bir kuluçka döneminin ardında
aniden ortaya çıkan yüksek ateş, başağrısı, sırt ağrısı, kas
eklem ağrıları, bulantı kusma karın ağrısı gibi gribal
şikayetlerle başlar. Göz aklarında kızarıklık, kırmızı yüz,
kızarık boğaz, yumuşak damakta enantemler sık görülür. İlk
günlerdeki yüz ve göğüsteki peteşilerle konjoktivalarda
kızarıklık dikkat çeker. Ağır vakalarda hepatit ve sarılık,
huy değişiklikleri, duyusal algılarda bozukluklar olabilir.
Hastalığın dördüncü gününden itibaren yaygın ekimozlar,
şiddetli burun kanamaları, melena, hematemez, enjeksiyon
yerinden sürekli kanama ve sızıntılar gibi hemorajik diatezler
başlar. Hastalığın kanamalı dönemi 2 hafta kadar sürebilir.
Patogenezden yaygın karaciğer ve endotel hasarıyla ağır
trombositopeni sorumludur. Ağır vakalarda 5. Günden itibaren
hepatorenal ve pulmoner yetersizlikler görülür. Ölüm
genellikle 2. Haftada ve MSOF nedeniyledir.
Laboratuar tahlillerinde lökopeni, trombositopeni, ALT, AST de
artış, CK ve bilirubin artışı, ALT, GGT, LDH artişi görülür.
INR, PT ve aPTT de uzama vardır.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarında %9 ila %50 arasında
değişen mortalite oranları bildirilmiştir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nasıl teşhis edilir?
Şüpheli vakalarda ilk iki hafta içinde Nairovirus RNA PCR
pozitif bulunabilir. Nairovirus IgM 9. Günden sonra pozitif
olur. Hastalığa bağlı antikorlar ELİSA yöntemiyle tespit
edilebilir. Erken dönemde IgM antikorlarının artması yada IgG
antikorlarında 4 kat artış gösterilmesi tanı koydurur. Bu
testler spesifik testler olduklarından sadece belli kurumlar
tarafından yapılabilmektedir.
Kırım kongo kanamalı ateşinini tedavisi varmı?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi de ana tedavi destek tedavisidir.
Metabolik ve hemodinamik parametreler yerinde tutulmaya
çalışılır. Hastalığın spesifik bir tedavisi bulunmamakla
birlikte, antiviral ilâçlardan ribavirinin, oral veya
parenteral olarak kullanılabileceği bildirilmektedir. Ayrıca
hastalığı geçirmiş kişilerden hazırlanan anti serumlar tedavi
ve koruma amacıyla kullanılmış fakat istatistiksel anlamlı
sonuçlar alınamamıştır.
KKK den korunma ve kontrol:
Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KIRIM KONGO
KANAMALI ATEŞİ’NDE de korunma ve kontrol önlemlerinin alınması
çok önemli ve gereklidir.
Doğu Avrupa da üretilmiş fare beyninden elde edilen bir aşının
%70 koruma sağladığı bildirilmiştir fakat halihazırda dünya
sağlık örgütünün onayladığı bir aşı yoktur.
Hasta ve hastanın sekresyonları ile temas sırasında
mutlaka üniversel önlemler (eldiven, önlük, gözlük,
maske vb.) alınmalıdır. Genellikle hava yolu ile
bulaşmadan bahsedilmemektedir. Ancak, kan ve vücut
sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir
temasın söz konusu olması halinde, temaslının en az 14
gün kadar ateş ve diğer belirtiler yönünden takip
edilmesi gerekmektedir.
Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut
sıvıları ile temas sırasında
önlemleri alınmalıdır.
da
gerekli
korunma
Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zor
görülmektedir. Keneler yumurta dönemleri hariç diğer
biyolojik evrelerinde insanlara hücum ederek kan
emebilir. Hem mera keneleri hem de mesken keneleri
gelişmelerini sürdürebilmek ve nesillerini devam
ettirebilmek
için
konakçılarından
kan
emmek
zorundadırlar; genel olarak da konakçı spesifitesi
göstermezler. Coğrafik bölgelere ve türlere göre
değişmekle beraber, KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’yı
bulaştıran Hyalomma soyuna ait keneler genel olarak
Nisan ve Ekim aylarında aktiftirler; bu dönemlerdeki
salgınların sebebi de budur. Bu nedenle öncelikle
konakçılar kenelerden uzak tutulmalı ve kenelerin kan
emmeleri engellenmelidir.
Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan
kaçınılması gerekmektedir. Hayvan barınakları veya
kenelerin
yaşayabileceği
alanlarda
bulunulması
durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden
muayene edilmeli; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice
toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise kesinlikle
ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle
sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır.
Diğer önemli hususlardan birisi de piknik amaçlı olarak
su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar
döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından
kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak
vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot
bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak
ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir.
Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik
çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap
içine almaları kenelerden koruyucu olabilmektedir.
Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun
akarisitlerle ilâçlamalı, hayvan barınakları kenelerin
yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar
ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Kene
bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne
göre ilâçlanmalıdır.
Gerek
insanları
gerekse
hayvanları
kene
enfestasyonlarından korumak için repellent olarak
bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde
kullanılabilir. Repellentler sıvı, losyon, krem, katı
yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup,
cilde
sürülerek
veya
elbiselere
emdirilerek
uygulanabilmektedir. Aynı maddeler hayvanların baş veya
bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca, bu maddelerin
emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına
veya boynuzlarına takılabilir. İçinde DEET içeren
akarisitler kullanılmalıdır
İDRAR YOLU ENFEKSİYONU
Üriner Enfeksiyon; UTİ; İdrar Yolu İltihabı;
İdrar yollarının mikrobik enfeksiyon hastalığıdır. Mikroplar
idrar yollarına girer, burada çoğalmaya başlar ve iltihaba
neden olur. Enfeksiyon idrar yollarının her bölümünde meydana
gelebilir. Hastalık genellikle idrar çıkışında yani üretra da
başlar ve buradan yukarı yayılır.
İdrar yolu enfeksiyonu neden olur?
İdrar yolu enfeksiyonları genellikle bakterinin anüs
etrafından idrar yolu çıkışına gelmesi ile başlar. İdrar yolu
çıkışında bakteri çoğalır ve burada enfeksiyon yapar buna
üretrit denir. İdrar yaparken yanma ve sızlamaya neden olur.
Tedavi edilmez ise buradan yukarı yayılarak mesaneye gelir
burada çoğalan bakteri mesane iltihabına neden olur buna
sistit denir. Hastada idrar yaparken yanma, sızlama
şikayetleri yanında idrar tutmakta zorluk, sık idrara gitme,
gece idrara kalkma, ateş, idrar kaçırma şikayetleri de başlar.
Tedavi edilmez ise mikroplar üreter kanallarından yukarı
yayılarak böbreklerde iltihaplanmaya neden olur. Buna
piyelonefrit denir ve çok ciddi bir durumdur. Hastada yüksek
ateş vardır ve idrarda bol iltihap hücresi görülür.
İdrar yolu enfeksiyonlarının en büyük sebebi E. Coli adında
bakteridir. E. Coli bakterisi normalde herkesin bağırsağında
bulunan bir bakteridir. Kadınlarda anüs ile idrar çıkışının
birbirine yakın olması ve idrar yolunun kısa olması idrar yolu
iltihaplarını kolaylaştırır. Kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu
bu nedenle daha sık görülür.
İdrar yolu enfeksiyonu kimlerde görülür?
İdrar yolu enfeksiyonu herkesde ve her yaşta görülebilir ancak
aşağıdaki durumlar idrar yolu enfeksiyonu şansını arttırır:
Menopoz,
Diyabet,
Böbrek taşı,
Prostat,
İmmün sistemi zayıf kişiler,
İdrar yolu anormallikleri
Reflü, (Vesikulourethral reflü),
Polkistik böbrek,
Atnalı böbrek,
Çift üretra,
Cinsel aktif bayan,
Felç,
Böbrek nakli,
İdrar kateteri,
Gebelik idrar yolu enfeksiyonu şansını
faktörlerdir.
arttıran
İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri nelerdir?
İdrar yolu enfeksiyonu hastalığın yeri ve şiddetine bağlı
olarak aşağıdaki şikayetlere neden olur.
Sık idrara gitme,
Sık sık ve azar azar idrara gitme,
İdrar tutmakta zorluk,
İdrar kaçırma,
Gece idrara kalkma,
Karın ve pelviste ağrı,
İdrar yaparken yanma, sızlama,
Koyu, bulanık ve kokulu idrar yapma,
İdrarda kan,
Yan ağrısı ( piyelonefritte ),
Ateş, üşüme, titreme,
Bulantı, kusma,
İştahsızlık.
Kanlı idrar, yan ağrısı, yüksek ateş, üşüme, titreme atakları
bulantı böbrek iltihabı (piyelonefrit) bulgusudur. Bu
şikayetlerin varlığında doktora başvurmak gerekir.
İdrar yolu enfeksiyonu nasıl teşhis edilir?
İdrar yolu iltihaplarında hastanın şikayetleri ve fizik
muayene teşhise yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar testler
ile konur. İdrar yolu enfeksiyonlarında aşağıdaki testler
yapılmalıdır.
İdrar tahlili,
İdrar kültürü,
Hemogram,
CRP,
Tekrarlayan idrar yolu iltihaplarında ultrason ve ilaçlı
grafiler ile altta yatan problem araştırılmalıdır.
İdrar yolu enfeksiyonu tedavisi:
İdrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde antibiyotikler
kullanılır.
Antibiyotiklerin
dozu
ve
süresi
ile
oynanmamalıdır. Antibiyotik tedavisi sonrası doktorunuz idrar
tahlilinin tekrarını isteyebilir. Tedavi sırasında hemogram ve
CRP testleri tedaviye cevabı ölçmek amacıyla istenebilir.
Piyelonefrit tedavisi için hastanede yatmak gerekebilir.
İdrar yolu antiseptikleri:
Tekrarlayan idrar yolu iltihaplarını engellemek amacı ile
idrar yolu antiseptiği kullanılabilir. İdrar yolu
antiseptikleri sadece idrarda konsantre olabilen, vücudun
diğer bölgelerinde bakteri öldüremeyen ancak idrarda yeterli
miktara erişebilen ve bakterilerin üremesini durduran
ilaçlardır. Kullanıldıkları sürece idrarda bakteri üremesine
engel olur ve idrar yollarını enfeksiyondan korurlar. İdrar
yolu antiseptikleri uzun süre alınabilirler.
İdrar yolu enfeksiyonundan korunma:
İdrar yolu enfeksiyonları ciddi boyutlara ulaşabilen tehlikeli
enfeksiyonlardır. İdrar yolu enfeksiyonlarından korunmak için:
• Bol su içmek,
• Gerekiyor ise idrar yolu antiseptikleri kullanmak,
• İdrar tutmaya çalışmamak,
• Ayakta idrar yapmamak ve idrar kesesini tam olarak
boşaltmak,
• Genital bölgeyi temiz tutmak ancak aşırı temizlik ve
tahrişten kaçınmak,
• Genital bölgeye parfüm, vb şeyler sıkmamak,
• Sıkı, dar ve sentetik iç çamaşırları giymemek gerekir.
Referanslar:
1. American Urological Association Foundation
http://www.urologyhealth.org/
2. National Kidney and Urologic Diseases
Clearinghouse
Information
http://kidney.niddk.nih.gov/
3. Canadian Urological Association
http://www.cua.org/
4. Womens Health Matters
http://www.womenshealthmatters.ca/
5. Car J. Urinary tract infections in women: diagnosis and
management in primary care. BMJ . 2006;14;332.
6. Jepson RG, Craig JC. Cranberries for preventing urinary
tract infections. Cochrane Database Syst Rev. 2008 Jan
23;(1):CD001321.
7. Sheffield JS, Cunningham FG. Urinary tract infection in
women. Obstet Gynecol . 2005;106:1085-1092.
8. Urinary Tract Infections in Adults. American Urological
Association
Foundation
website.
http://www.urologyhealth.org/adult/index.cfm?cat=07&topic=147
. July 31, 2010.
9. Urinary tract infections in adults. National Institute of
Diabetes and Digestive and Kidney Diseases website. at:
http://kidney.niddk.nih.gov/kudiseases/pubs/utiadult/
.
Published December 2005. July 31, 2010.
10. 12/5/2007 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Pohl A. Modes of
administration of antibiotics for symptomatic severe urinary
tract infections [review]. Cochrane Database of Systematic
Reviews . 2007(4). DOI: 10.1002/14651858.CD003237
İSHAL
Diare; Enterit;
Bir gün içinde üç den fazla sulu yumuşak dışkılama ya ishal
denir. Vücuttan su ve tuz kaybı olur. İshal; bebekler,
çocuklar ve yaşlılar için çok tehlikeli ve ölümcül olabilir.
İshaller:
Akut ishal: ani başlar ve kısa sürer,
Kronik ishal: birkaç günden uzun sürer,
Tekrarlayan ishal: aralıklı olarak iyileşip tekrarlayan
ishaldir.
İshal neden olur?
Birçok hastalık ishale neden olabilir bunlar içinde en
önemlileri mikrobik ishallerdir. Mikrobik ishallerin en önemli
bulgusu ishalle birlikte ateş olmasıdır. İshalle birlikte ateş
var ise bu evde geçiştirilecek bir ishal değil demektir ve
acilen doktora gitmek gerekir.
İshal sebepleri:
Besin intoleransı ( gıdaları sindirememeye bağlı
ishaller )
Bebekler ve yaşlılarda sık görülür, en sık
görülen sebebi laktoz intoleransıdır ve süt içmeyi
takiben ishalle birlikte gaz olur.
İlaçlara bağlı ishaller:
Antibiyotikler,
Magnezyum içeren mide ilaçları,
Birtakım Tansiyon ilaçları,
Kinin,
Kanser ilaçları ve kemoterapi ilaçları,
Laksatif ilaçlar,
Spastik kolit ( irritabl barsak hastalığı) ishal ve
kabızlık atakları olur,
Radyoterapiye bağlı barsak hasarı ve ishal,
Besin emiliminin bozulduğu malabsorbsyon sendromlarına
bağlı ishaller:
Celiak hastalığı,
Tropikal spru,
Kısa basak sendromu,
Whipple hastalığı,
Pankreas ve safra kesesi hastalıkları,
İltihabi barsak hastalıklarına bağlı ishaller,
Ülseratif kolit
Kron ( Crohn’s disease ) her ikisinde de kanlı
ishaller olur,
Kronik hastalıklara bağlı ishaller;
Kronik Karaciğer yetmezliği,
Diyabet,
Tiroit hastalıkları,
Böbrek üstü bezi hastalıkları,
Amiloidoz,
AİDS,
Kolon kanserleri,
Barsak cerrahisinden sonra gelişen ishaller;
Kısa barsak,
Kör barsak,
Cerrahi fistül ve anastomozlar,
Barsak enfeksiyonları ve gdıa zehirlenmeleri:
Bakteriyel;
Camphylobacter, Salmonella, Şigella, E.Coli
Viral;
Rota virüs, Aderno virüs, Norwalk virüs,
Cytomegalo virüs,
Parazitlere bağlı ishaller;
Giardiazis, Amipli dizanteri,
Yuvarlak kurtlar, Kryptosporoidium,
Mantarlara bağlı ishaller;
Kandida ishale neden olur.
Tenya,
Suların ve gıdaların kirli olması, altyapının zayıf olası,
temiz su bulamamak sanitasyon ve hijyen kurallarına uymamak
ishal vakalarını arttıran ve salgınlara neden olan en önemli
sebeptir.
İmmün sitemin bozulması, immün sistemi bozan ilaçlar kullanmak
ishal riskini arttırır.
İshalin belirtileri nelerdir?
İshal vücuttan su ve tuz kaybıdır. Hem su kaybı hende sulu
yumuşak dışkılama birçok şikayete nende olur en sık görülen
şikayetler:
Sık dışkılama,
Bol sulu dışkılama,
Kramp tarzında karın ağrıları,
Dışkı tutmakta güçlük,
Dışkıda kan veya mukus görülmesi,
Ateş,
Kilo kaybı,
Halsizlik,
Bulantı,
Tansiyon düşüklüğü
Baş dönmesi, terleme,
İshal teşhisi nasıl konur?
İshal bir hatalık değil bir bulgudur. Altta yatan sebebin
teşhis edilmesi tedavi için gereklidir. İshalin sebebini
anlamak için doktorunuz size birçok soru soracaktır :
Ailede, iş yerinde, okulda başka ishal vakaları olup
olmadığı,
Yakın zamanda başka bir yere seyahat edip etmediğiniz,
İçme suyunuz,
Kreşe giden çocuğun olup olmadığı,
Kullandığınız ilaçlar,
İshal dışındaki şikayetleriniz ( karın ağrısı, bulantı,
ateş, gaz vb. ),
Geçirdiğiniz ameliyatlar sorulacaktır.
İshal
teşhisinde
en
önemli
test
dışkının
mikroskobik
incelemesi ve kan testleridir. Gerekirse barsak filmi ve
kolonoskopi- gastroskopi yapılır.
İshal tedavisi
İshal
tedavisi
sebebe
yönelik
olarak
yapılır.
Sebebi
bilinmeyen ishal kesilmeye çalışılmamalıdır. İshal vücudun bir
reaksiyonudur ve amacı bağırsakları rahatsız eden şeyin
vücuttan temizlenmeye çalışılmasıdır. Tedavide kaybedilen
suyun ve tuzun yerine konması ilk adımdır. Şikayetleri
arttırabilecek gıdalardan uzak durmak gerekir:
Baharatlı,
Yağlı,
Kızartma,
Yüksek fiber içeren,
Çiğ,
Sütlü,
Kafeinli gıdalardan uzak durulmalıdır.
İshal sırasında
Bol sulu,
Pişmiş,
Karbonhidrat ağırlıklı,
Az yağlı gıdalar tercih edilmelidir.
İshal tedavisinde kullanılan ilaçlar :
İshal sırasında doktor kontrolü ile ishal kesici ve dışkıyı
katılaştırıcı ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar invaziv
mikrobik ishallerin daha da alevlenmesine neden olacağından
bilinçsizce kullanılmamalıdır.
Mikrobik ishallerin bir çoğunda antibiyotik kullanmak gerekir.
Doktorun verdiği antibiyotik dozuna ve süresine dikkat
edilmelidir.
İshalden Korunma:
Ev halkını ishalden korumak için :
Sanitasyon ve hijyen kurallarına dikkat edilmeli,
El yıkama kurallarına uyulmalı,
İshal olan hastanın gıda ile uğraşması engellenmeli,
İçme ve kullanma sularına dikkat edilmelidir.
Pişmemiş gıda yenmemelidir.
5 yaş altı çocuklarda ishalin en büyük sebebi Rota virüs
enfeksiyonudur ve rotavirüs ishali aşı ile önlenebilir. Rota
virüs aşısının ilk dozu 6 -12. Haftalarda yapılır.
Referanslar:
1. Familydoctor.org
http://familydoctor.org/
2. National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney
Diseases
http://digestive.niddk.nih.gov/
3. The College of Family Physicians of Canada
http://www.cfpc.ca/
4. Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/
5. Celiac Disease. American Gastroenterological Association
website. Available at: http://www.gastro.org . July 28, 2008.
6. Diarrhea. National Institute of Diabetes and Digestive and
Kidney
Diseases
website.
Available
at:
http://digestive.niddk.nih.gov/ddiseases/pubs/diarrhea/index.h
tm . July 28, 2008.
7. Kleigman RM, Jensen HB, Behrman RE, Stanton BF, eds. Nelson
Textbook of Pediatrics. 18th ed. Philadelphia, PA: Saunders
Elsevier; 2007.
8. Robinson DL, McKenzie C. Primary Care Medicine . 4th ed.
Philadelphia, PA: Lippincott, Williams, and Wilkins;2000.
9. 1/4/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Allen S,
Martinez E, Gregorio G, Dans L. Probiotics for treating acute
infectious diarrhoea. Cochrane Database Syst Rev.
2010;(12):CD003048
GENİTAL HERPES
Genital herpes cinsel yolla bulaşan viral bir hastalıktır.
Sebebi Herpes simplex virüs tür. Genital bölgede içi sıvı dolu
kesecikler ( uçuk ), ağrı ve kaşıntıya neden olur. İlk seferde
iyileşmesi 3- 4 hafta sürer. Herpes virüs vücutta saklanır,
sıklıkla alevlenir ve şikayetler tekrar eder, her seferinde
süre ve şiddeti azalarak sürer. İyileşme dönemlerinde hasta
bulaştırıcıdır.
Gençlerde sık görülür, sıklığı giderek artmaktadır. Herpes
simplex virüsün 2 tipi vardır: tip 1 daha çok dudak; tip 2 ise
genital bölgede çıkar. Kadınlarda daha sık görülür. Cinsel
yolla bulaşır, dış ortamda uzun süre canlı kalamaz. Görünür
lezyon olmasa da taşıyıcılar hastalığı bulaştırabilirler.
Herpes lezyonları kanamalı ve ülserli lezyonlardır, diğer
cinsel yolla bulaşan hastalıkların kapılma şansını da
arttırır.
Genital herpes belirtileri nelerdir?
Herpes hastalarının çoğu hasta olduklarının bile farkında
değillerdir. Şikayetleri çok hafif olur, böcek ısırığı
sanılır. Herpes bulaşan her hasta da şikayet ortaya çıkmaz,
ancak bu insanlar hastalığı taşır ve bulaştırırlar. Şikayeti
olan hastalarda ise özellikle ilk atak oldukça sıkıntılı
geçer. Hastalık mikrobun kapılmasından 2 hafta sonra başlar ve
iyileşmesi 3-4 hafta kadar sürer.
Genital bölge ve anüs etrafında kızarıklık,
İçi sıvı dolu kesecikler,
Kaşıntı,
Ağrı, sızlama,
Lenf bezlerinde şişme,
Halsizlik,
Ateş,
Grip benzeri şikayetler olur,
Kesecikler patladıktan sonra o bölgede ülserler olur(
aft gibi ),
İlk atağı takiben bir yıl içinde 4 -5 atak daha geçirilir. Her
atakta şikayetler ve süre biraz daha hafifler. Yıllar içinde
atakların süresi ve şiddeti azalarak sürer.
Genital herpes komplikasyonları:
Genital herpes erişkinlerde ağrılı Genital lezyonlara yola
açar, immün sistemi zayıf kişilerde şikayetler çok ağır ve
şiddetli olabilir.
İmmün sistemin zayıfladığı durumlarda beyin, beyin zarı
iltihabına ( meningo-ansefalit ) yola açabilir.
Genital herpes doğum kanalından bulaşırsa bebeklerde beyin
iltihaplanmasına neden olabilir, bu çok ciddi ve ölümcül bir
durumdur. Gebelik sırasında herpes atakları bu nedenle
tehlikelidir. Özellikle gebelik sırasında herpes kapılması ve
ilk atağın gebelik sırasında geçirilmesi bu riski daha da
arttırır. Doğumda aktif Genital herpesi olan hastaların bu
nedenle sezaryen ile doğum yapmaları bebeğin korunması
açısından önemlidir.
Hastalığın ve atakların şiddetinden bağımsız olarak herpes
atakları sırasında hastada psikolojik stres, depresyon
görülür.
Genital Herpes nasıl teşhis edilir?
Genital herpes şikayetleri kişiden kişiye çok farklı
olabilmektedir, kimi insanda hiçbir şikayet olmazken kimi
insanda şiddetli lezyonlar ortaya çıkmaktadır. Lezyonların
varlığında hastalığı klinik olarak teşhis etmek kolaydır.
Lezyondan alınan örnek laboratuarda incelenerek kolayca teşhis
konur( HSV PCR ). Ancak lezyon olmayan veya ataklar arasında
şikayeti olmayan insanlarda ancak kan testleri ile genital
herpes varlığı gösterilebilir. Kan testleri ile herpes virüs
antikorları ( HSV 1 ve HSV 2 ) gösterilir.
Genital herpes nasıl tedavi edilir?
Herpesi tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yoktur. Ancak
antiviral ilaçlarla hastalığı, süresini, şiddetini azaltmak ve
atak sayısını azaltmak mümkündür. Ayrıca uzun süreli
süpressyon tedavileri cinsel partnere bulaşma şansını azaltır.
Genital herpesten nasıl korunulur?
Kondom kullanımı genital herpes bulaşma şansını azaltır.
Görünür lezyon varlığı bulaşma şansını çok arttırır ancak
birçok hasta görünürde lezyon olmasa da hastalığı bulaştırır.
Çok eşlilik, cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olmak Genital
herpes kapma şansını arttırır.
Referanslar:
1. Centers for Disease Control and Prevention. Genital
herpes—CDC fact sheet. Centers for Disease Control and
Prevention
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/std/herpes/stdfact-herpes.htm . Updated
March 3, 2010. Accessed July 29, 2010.
2. Centers for Disease Control and Prevention. Sexually
Transmitted Diseases Treatment Guidelines, 2010. MMWR.
2010;59(No. RR-12):1-110.
3. Engelberg R, Carrell D, Krantz E, Corey L, Wald A. Natural
history of genital herpes simplex virus type 1 infection. Sex
Transm Dis. 2003;30(2):174-177.
4. Frequently asked questions about genital herpes. The
National Women’s Health Information Center website. Available
at: http://www.4woman.gov/faq/stdherpe.pdf . Accessed July 18,
2005.
5. Genital herpes fact sheet. Centers for Disease Control and
Prevention
(CDC)
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/std/Herpes/STDFact-Herpes.htm . Accessed
July 18, 2005.
6. Genital herpes: the facts. International Herpes Alliance
website.
Available
at:
http://www.herpesalliance.org/resources_03.htm . Accessed July
18, 2005.
7. Health matters fact sheet: genital herpes. National
Institute of Allergy and Infectious Diseases website.
Available at: http://www.niaid.nih.gov/factsheets/stdherp.htm,
Accessed July 18, 2005.
8. Herpes: get the facts. American Social Health Association
website. Available at: http://www.ashastd.org/hrc/educate.html
. Accessed July 18, 2005.
9. Mindel A, Marks C. Psychological symptoms associated with
genital herpes virus infections: epidemiology and approaches
to management. CNS Drugs . 2005;19(4):303-312
DİFTERİ
Difteri; Diphteria; Kuşpalazı;
Difteri solunum yolu ile bulaşan çok bulaşıcı bakteriyel bir
enfeksiyon hastalığıdır.
Hastalık solunum yolu ile
bulaşır,hapşırık, öksürük ile havaya karışan mikroplar diğer
insanlara bulaşarak hastalık yapar. Hastalığa corynebacterium
diphteriae adında bir bakteri sebep olur. Solunum yoluyla
bulaşan difteri mikropları en çok boğaz ve burunda yerleşerek
difteri yaparlar.
Boğazda solunum yollarını kaplayan sarı gri bir zar görülür.
Bu zar solunum yollarını daraltıp tıkayabilir. Burunda da
burun içini kaplayan sarı gri zarlar görülür ve solunum
yollarını tıkar. Difteri sadece burun ve boğazda
olmaz. Mikroplar deriye bulaşırsa ciltte iltihabi yaralara
neden olabilirler.
Aşılama ile difteri çok azalmıştır. Ülkemizde 2004 yılından
buyana görülmemektedir ancak 2011 yılında yeni hastalar tespit
edilmiştir. Aşılamanın kötü olduğu ülkelere seyahat, kalabalık
ortamlar, kötü temizlik şartları, aşılanmamış olmak difteri
için risk teşkil eder.
Difteri belirtileri nelerdir?
Difteri hastalığının kuluçka süresi 2-5 gündür. Hastalık
Deride maviye çalan renk değişimi
Burunda kanlı akıntı
Nefes almakta sıkıntı, hırıltılı soluma,
Seste kabalaşma, boğukluk,
Hızlı soluma
Titreme, üşüme,
Havlar tarzda öksürük,
Boğaz ağrısı,
Tükürüğünü yutamama, ağızdan salya akması,
Ateş,
Yutkunurken ağrı,
Nadiren cilt lezyonları ile seyreder. Hastanın boyun
lenf bezleri şişer ve boyun kabalaşır.
Difteri teşhisi nasıl konur:
Difteri teşhisi hastanın şikayetleri, klinik görünüm ve
muayene bulgularına ilaveten
Boğaz kültürü ile konur.
Difteri tehlikeli bir hastalık mıdır?
Difteri çok tehlikeli ve ölümcül sonuçları olabilen bir
hastalıktır. Hastalık çocuk erişkin tüm yaştaki insanları
tutabilir. Hastalık hafif boğaz ağrısı ile seyredebileceği
gibi çok ağır tablolar ile de seyredebilir bu vakaların % 10 u
ölümle sonuçlanır.
Difteri
mikrobu
yaptığı
toksin
nedeniyle
iltihaplanmasına yol açar ve çalışmasını ciddi
bozabilir.
kalbin
şekilde
Difteri nin en önemli ve tehlikeli komplikasyonu kalp
kasının iltihaplanmasıdır ( miyokardit ).
Nadiren sinir sisteminin de iltihaplanması ve buna
bağlı felç ( paralizi ) görülür.
Nadiren difteriye bağlı böbrek tutulumu ( nefrit )
olur.
Difteri nasıl tedavi edilir?
Difteri şüphesi başladığı anda test sonuçları beklenmeden
tedaviye başlanmalıdır. Difteri tedavisinde hem antibiyotik
hem de difteri anti serumu verilmelidir. Tedavide antibiyotik
olarak Penisilin yada Eritromisin kullanılır. Hastalar düzelme
görülene dek hastanede yatırılarak tedavi edilmelidir. Difteri
ile teması olan herkese aşı yapılarak koruma altına
alınmalıdır. Difteri aşısı 10 yıl boyunca koruma sağlar.
Erişkinlerin her 10 yılda bir difteri aşısı yaptırması
önerilir.
Nezaman difteriden şüphelenelim :
Yakın zamanda difteri geçirmiş biri ile temasınız oldu
ise,
Bölgenizde difteri var ve hastanızda
Boğaz ağrısı,
Ateş,
Boğuk ses,
Havlar tarzda öksürük,
Kanlı burun akıntısı,
Yutma güçlüğü,
Üşüme titreme,
Nefes alma zorluğu veya hırıltılı solunum
Boğaz ağrısı şikayetleri var ise mutlaka doktorunuza
danışınız.
Difteri aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Difteri aşısı
ancak 10 yıl korur. Aşının 10 yılda bir tekrarlanması gerekir.
Referanslar:
1Common
Misconceptions
about
Vaccination
http://www.cdc.gov/vaccines/vac-gen/6mishome.htm
2- Beers MH, Fletcher AJ, Jones TV, et al. The Merck Manual of
Medical Information: Second Home Edition . Whitehouse Station,
NJ: Merck Research Laboratories; 2003.
3- Epidemiology and Prevention of Vaccine-Preventable Diseases
. 8th ed (2005). Published by the National Immunization
Program, Centers for Disease Control and Prevention, US
Department of Health and Human Services. Available at:
http://www.cdc.gov/nip/publications/pink/dip.pdf.
4- Recommended adult immunization schedule—United States,
2010. Centers for Disease Control and Prevention, MMWR
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/mmwr/PDF/wk/mm5901-Immunization.pdf
.
Published January 15, 2010. Accessed January 24, 2011.
5- Recommended immunization schedule for persons aged 0
through 6 years—United States 2010. Centers for Disease
Control
and
Prevention
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/vaccines/recs/schedules/downloads/child/201
0/10_0-6yrs-schedule-pr.pdf . Accessed January 24, 2011.
6- Recommended immunization schedule for persons aged 7
through 18 years—United States 2010. Centers for Disease
Control
and
Prevention
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/vaccines/recs/schedules/downloads/child/201
0/10_7-18yrs-schedule-pr.pdf . Accessed January 24, 2011.
7- Tetanus, diphtheria (Td) or tetanus, diphtheria, pertussis
(Tdap) vaccine: what you need to know. Centers for Disease
Control
and
Prevention
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/vaccines/recs/schedules/downloads/child/201
0/10_0-6yrs-schedule-pr.pdf . Published November 18, 2008.
Accessed January 24, 2011.
8- 1/24/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Centers for
Disease Control and Prevention (CDC). Updated recommendations
for use of tetanus toxoid, reduced diphtheria toxoid and
acellular pertussis (tdap) vaccine from the advisory committee
on immunization practices, 2010. MMWR Morb Mortal Wkly Rep.
2011;60(1):13-15.
Download