KALP AĞRISI Göğüs Ağrısı; Anjina Pektoris; Akut Koroner Sendrom; Acute Coronary Syndrome; Unsable Angina; Anstabil Anjina pektoris; Kalp ağrısı yada Akut koroner sendrom kalbe giden kan akımının aniden azalması sonucu ortaya çıkan göğüs ağrısıdır. Akut koroner sendrom ciddi ve hayatı tehdit eden kalp krizinin ön adımıdır, acil durumdur ve mutlaka doktora görünmek gerekir. Akut koroner sendrom neden olur? Kalbe giden kan akımının aniden azalmasına bağlıdır, kalbin kan damarlarına koroner arterler denir ve pıhtı ile tıkanma yada damar sertliği sonucu kolesterol ile tıkanma sonucu koroner arter sendromu ortaya çıkar. Kan akımının azalması sonucu şiddetli göğüs ağrısı ortaya çıkar. Tıkanıklık daha da artarsa kas zarar görür ve kalp krizi denilen durum ortaya çıkar. Kolesterol yüksekliğine bağlı damar sertliği uzun yıllar içinde ortaya çıkar buna ateroskleroz yada halk dilinde damar sertliği denir. Nadiren kanama ve pıhtı nedeniyle aniden ortaya çıkan akut koroner sendromlar da görülür. Akut Koroner Sendrom Kimler de Görülür? • Hastalık daha çok ailede damar sertliği ve koroner arter hastalığı olanlarda, • Kilolu kişilerde, • Sigara içenlerde, Spor yapmayan ve hareketsiz yaşayanlarda, • Yüksek kolesterolü olanlarda, • Diyabetiklerde, • Hipertansiyonlularda, • Daha önce kalp krizi yada anjina atağı geçirenlerde görülür. Akut koroner sendromlar erkeklerde 44 kadınlarda 55 yaş civarı sık görülür. Akut Koroner nelerdir? Sendrom belirtileri Hastalık şiddetli göğüs ağrısı ile ortaya çıkar, ciddi, baskı tarzında, beraberinde soğuk terleme olan bir ağrıdır. • Göğüs ağrısı baskı, yanma, sıkışma, ezilme tarzıdna artıp azalabilen şekilde olabilir, • Hastayı rahatsız eden bir ağrıdır, • Çok kısa süreli yada 30 dakika kadar uzun süreli olabilir, • Anjina ağrısı yemek sonrası, stres sonrası, egzersiz sonrası yada istirahatte gelebilir, • Uyurken hatta sabaha karşı uyandıran ağrılar olabilir, • Ağrı kola yada kollara, omuza yada omuzlara, sırta, boyuna, çeneye, dişlere yada mideye vurabilir, • Genellikle beraberinde nefes almada sıkıntı hissi vardır, • Hasta kısa soluk alır, • Soğuk terleme, ölüm korkusu, baş dönmesi yada sersemlik hissi sık görülür, • Nadiren bulantı kusma anjina ağrısına eşlik ede4r. Kalp ağrısı mıdır? ile karışan ağrılar var Evet özellikle özefajit gibi yutak borusu kaynaklı ağrılar, mide ağrıları, safra kesesi ağrıları, akciğer kaynaklı ağrılar kalp ağrılarını taklit ederler. Kalp ağrısı nasıl teşhis edilir ? Kalp ağrısı önemli ve acil bir durumdur yukarıda ki şikayetlerin varlığında mutlaka acil servise baş vurulmalıdır. Hastanın şikayetleri, şikayetlerin başlangıç şekli, ağrının yayılması ve şiddeti tanıda yardımcıdır. Her göğüs ağrısı için mutlaka EKG çekilmelidir. Ayrıca gerekirse: • • • • Koroner anjiografi, Kateterizasyon, Ekokardiografi, Kalp enzimleri testleri yapılmalıdır. Tedavi: Kalp ağrısı kalp krizinin habercisidir ve dünyadaki ölümlerin en büyük sebebi kalp hastalıklarıdır. Kalp ağrısı acil durumdur ve kalp kan akımı en kısa zamanda düzeltilmez ise kalp krizi ve kalıcı kalp hasarı ortaya çıkar. Hastaya acilen müdahale edilmeli izlenmelidir. ve gerekirse yoğun bakım şartlarında Kalp kan akımını düzeltmek amacıyla: • Aspirin ( Kalp ağrısından şüphelenilen her hastaya verilebilir), • Nitrogliserin gibi Anti iskemik ilaçlar kan akımını arttırarak kalp ağrısını azaltır, • Beta bloker ilaçlar ile kalp hızı azaltılarak kan ihtiyacı düşürülür, • Pıhtı eritici trombolitik ilaçlar ile pıhtı eritilip kan akımı arttırılır, kalp krizi erken safhasında verilirse kan akımını arttırarak kalp krizini önler, hasarı önler ve hayat kurtarıcı olabilirler, ağrı başlangıcından itibaren ilk 1 saat içinde verilirler ise çok etkili olurlar. • Pıhtı önleyiciler durumun kötüleşmesine engel olurlar. • Oksijen verilir yada bazen hiperbarik oksijen tedavisi uygulanır, • İnvaziv girişimler o Anjioplasti : bir kateter ile girilerek tıkalı damarın açılmaya çalışılması kalıcı hasarı önleme girişimidir. Balon anjioplasti ile tıkalı damarda balon şişirilerek açılmaya çalışılır, daha sonra tekrar tıkanmaması için oraya kalıcı boru ( stent ) konur. o Koroner arter By Pass cerrahisi : vücudun diğer yerlerinden alınan arter yada venlerin tıkalı kalp damarları yerine dikilmesidir. Kalp ağrısını önlemek mümkün mü? Evet kalp hastalıklarından kaçınmak çoğu zaman mümkündür. • Dengeli beslenme, yağlı gıdalar yememek, tuz tüketmemek, bol sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, hayvansal gıdalardan uzak durmak koroner arterlerin ve kalp sağlığının ilk adımıdır, • Düzenli egzersiz yapmak, • Sigara içmemek, • Diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol gibi hastalıkları kontrol altıda tutmak ilaçlar ile oynamamak, ilaçları düzgün kullanmak, düzenli olarak Check- Up yaptırmak koroner arter hastalıklarından korunmanın en önemli yollarıdırı. Referanslar : American College of Cardiology http://www.cardiosource.org American Heart Association http://www.heart.org Canadian Cardiovascular Society http://www.ccs.ca Heart and Stroke Foundation http://www.heartandstroke.com of Canada Achar SA, Kundu S, et al. Diagnosis of acute coronary syndrome. Am Fam Physician. 2005; 72:119-26. Acute coronary syndrome. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed. Updated July 15, 2014. Accessed August 11, 2014. Alexander KP, Newby LK, et al: Acute Coronary Care in the Elderly, Part I. Circ . 2007;115:2549-69. Anderson JL, Adams CD, et. al. ACC/AHA 2007 Guidelines for the Management of Patients With Unstable Angina/Non-ST-Elevation Myocardial Infarction. J Am Coll Cardiol. 2007;50;e1-e157. Cohen M, Diez JE, et al. Pharmacoiinvasive management of acute coronary syndrome: incorporating the 2007 ACC/AHA guidelines: the cATH (cardiac catherization and antithrombotic therapy in the hospital) Clinical Consensus Panel Report-III. J Invasive Cardiol. 2007:18:525-40. Heart attack: Tips for recovering and staying well. Family Doctor—American Academy of Family Physicians website. Available at: http://familydoctor.org/familydoctor/en/diseases-conditions/he art-attack/treatment/tips-for-recovering-and-stayingwell.html. Updated March 2014. Accessed August 11, 2014. Large GA. Contemporary management of acute coronary syndrome. Postgrad Med J. 2005; 81:217-222. Swap CJ, Nagurney JT. Value and limitations of chest pain history in the evaluation of patients with suspected acute coronary syndromes. JAMA. 2005;294:2623-9. Walker CW, Dewley CA, Fletcher SF:Aspirin combined with clopidogrel (Plavix) decreases cardiovascular events in patients with acute coronary syndrome. Am Fam Physician. 2007;7:1643-5. What is angina? National Heart, Lung, and Blood Institute website. Available at: http://www.nhlbi.nih.gov/health/dci/Diseases/Angina/Angina_Tre atments.html. Updated June 1, 2011. Accessed August 11, 2014. 7/7/2007 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance. http://www.ebscohost.com/dynamed: O’Donoghue M, Boden WE, et al. Early invasive vs conservative treatment strategies in women and men with unstable angina and non-ST-segment elevation myocardial 2008;300:71-80. infarction: a meta-analysis. JAMA. 8/17/2015 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed: Bennett MH, Lehm JP, et al. Hyperbaric oxygen therapy for acute coronary Cochrane Database Syst Rev. 2015 Jul 23;7. DİGOKSİN ZEHİRLENMESİ syndrome. Kardiyak Glikozid intoksikasyonu; Zehirlenmesi; Dijital Kardiyak glikozidler ( Digoksin) kalp yetmezliğinde kullanılan ilaçlardır. Glikozidlerin tedavi edici dozları çok dardır ve kolayca zehirlenmeye sebep olabilirler. Kalp glikozidleri kalp kası, mide, bağırsaklar ve sinir sistemini etkileyen ilaçlardır. Digoksin zehirlenmesi bulguları nelerdir? KBB ve göz bulguları: Bulanık görme, Cisim ve objelerin etrafında hale şeklinde görüntü ( bu hale sarı, yeşil, beyaz olabilir), Deri bulguları; Alerjik sendromu), deri döküntüsü ( Steven Johnson Ürtiker, Kızarıklık, Mide Bağırsak şikayetleri: İshal, İştahsızlık ( kronik digoksin zehirlenmesinin önemli bir işaretidir), Bulantı, Karın ağrısı, Kusma, Kalp bulguları: Yavaş ve/veya düzensiz nabız, Halsizlik, Yorgunluk, Takatsizlik, Sinir sistemi bulguları: Konfüzyon, sersemlik hali, Depresyon, Etrafa karşı ilgisizlik, Oriyentasyon bozukluğu ( yer, zaman ve mekanı karıştırma: bu durum Alzheimer ve demans ile çok karışır. Oysa hasta digoksin zehirlenmesidir), Baş dönmesi, Çabuk yorulma, İsteksizlik, Hallusinasyon görme, Uykuya meyil, Sürekli uyku hali, Apati. Digoksin zehirlenmesi tedavisi Hastanın ilaçları kesilip doktoruna haber verilmelidir. Kısa sürede büyük miktar digoksin alındığı düşünülüyor ise acil servise başvurulmalıdır. Böyle bir durumda acile gitmeden önce : Hastanın adı, soyadı, yaşı, kilosu, Neden zehirlenmeden şüphelendiğinizi, Almakta oldu ilaçları, Son aldığı ilaçları ve saatini yazarak doktorunuza bildirin. Kardiyak glikozid zehirlenmesi genellikle intihar amaçlı yada yanlışlıkla alındığında özellikle çocuklar ve gençler için son derece ölümcül olur. Yaşlılar ve glikozid kullananlar da hemen her zaman kronik glikozid zehirlenmesi bulguları görülebilir ve doz aşımı çok tehlikeli olmaz. Referanslar: Lapostolle F, Borron SW. Digitalis. In: Shannon MW, Borron SW, Burns MJ, eds. Haddad and Winchester’s Clinical Management of Poisoning and Drug Overdose. 4th ed. Philadelphia, Pa: Saunders DİGOKSİN Kanda digoksin seviyesi; Digoksin testi; Digoksin kalp yetmezliğinde kullanılan ve Digitalis Lanata bitkisinden elde edilen bir ilaçtır, bu ilaçlara kardiyak glikozidler de denir. Tedavi sırasında kandaki miktarının artması zehirlenmeye yol açabilir. Digoksin kullanan hastalarda aralıklarla kan düzeyi takip edilmelidir. Kardiyak glikozidlerin tedavi edici dozları ile zehirlenme dozları arasında çık küçük bir fark olduğundan kan seviyeleri sıkı takip gerektirir. Bkz: Digoksin zehirlenmesi Digoksin normal değeri ne kadardır? Digoksinin normal değeri 0,8 ila 2,0 ng/dL arasında olmalıdır. Farklı değerler ilacın yetersiz dozda yada fazla dozda olabileceğini gösterir. CPK İZOENZİMLERİ Kreatin Fosfokinaz İzoenzimleri; CPK isoenzymes test; CK izoenzim; Kreatin fosfokinaz kalp, beyin, ve kaslarda bulunan bir enzimdir. Kanda yüksek seviyelerde bulunması kaynaklandığı dokuda hasar olduğunu gösterir. Aşağıdaki ilaçlar CPK değerini etkiler: Alkol kullanımı, Amfotericin B, Bazı anestezik maddeler, Kokain kullanımı, Statinler, Steroid kullanımı sırasında CK artar. CPK izoenzimleri ne için istenir? Total Kreatin kinaz seviyesi yüksek ise bu yüksekliğin nerden kaynaklandığınıo bulmak için CPK-izoenzim testi istenir. Kreatin kinaz yüksekliği 3 farklıo kökenden kaynaklanır: CPK-1: ( CPK-BB de denir): özellikle beyin ve akciğer dokusundan kaynaklanır yüksekliği bu organ hasarını gösterir. Beyin tümörleri, Tıkanma, kanama veya travma sonucu beyin hasarı, Elektroşok tedavisi, Epilepsi krizi, Pulmoner enfarktüs sırasında CPK-! Testi yüksek bulunur. CPK-2: (CPK-MB): Kalp dokusundan kaynaklanır. Kalp hastalıklarında yükselir. Kalp krizinde özellikle enfarktüsün 3-6. Saatleri arasında CPK-2 yükselmeye başlar, krizin 12- 24. Saatleri boyunca yükselir ve 12-48. Saatlerine doğru normale iner. Elektrik çarpması, kalp defibrilasyonu ( kalp için yapılan elektroşok), herhangi bir sebeple ortaya çıkan kalp zedelenmesi ( trafik kazası, ezilme vb.), kalp enfeksiyonları ( viral myokardit ), açık kalp ameliyatlarında CPK-2 artar. CPK-2 seviyesi göğüs ağrısı sırasında (koroner kalp hastalıklarınabağlı angina pektoris, yada Pulmoner embolis) ve konjestif kalp yetmezliğinde yükselmez. CPK-3: (CPK-MM) İskelet kasında bulunur ve iskelet kası hastalıklarında, ezilmelerde yükselir. Kas ezilmesi ( crush sendromu), İlaç ve hareketsizliğe bağlı kas hasarı, Myozit ( kas iltihabı), Kas içi enjeksiyonlar, Epilepsi krizi, Cerrahi girişimler, Aşırı egzersiz sırasında artar. Aşağıdaki durumlarda kreatin fosfokinaz testi sonucu yüksek çıkar Kardiyak kateterizasyon, koroner anjiyo, Kas içi enjeksiyonlar, Cerrahi girişimler, Aşırı egzersiz, Aşırı ve uzun süren hareketsizlik CPK test sonuçlarını etkiler. Referanslar: Anderson JL. ST segment elevation acute myocardial infarction and complications of myocardial infarction. In: Goldman L, Schafer AI, eds. Cecil Medicine. 24th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2011:chap 73. Chinnery PF. Muscle diseases. In: Goldman L, Schafer AI, eds. Cecil Medicine. 24th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2011:chap 429. KORONER RİSK TESTİ Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili; Koroner kalp hastalıklarına yol açan kolesterol ve lipit testleridir. Koroner risk testleri koroner kalp hastalıklarına ne derece yatkın olduğumuzu ortaya koyar. Kolesterol bir yağ çeşididir ve damar duvarına yapışarak tıkanma ve sertleşmeye yol açar. Damar sertleşmesi hipertansiyon tıkanmalar ise enfarktüs ve felçlerle sonuçlanır. Koroner risk profili hangi testlerden oluşur? Total kolesterol, LDL kolesterol (kötü kolesterol), HDL kolesterol (iyi kolesterol), VLDL kolesterol, Trigliserid, High sensitif CRP. Kolesterol risk profili ne gösterir? Kalbinizin koroner arter hastalıklarına ne kadar yakın olduğunu gösterir. Koroner arter hastalığına yatkınlığınızı gösterir. Kalp ve diğer damarlarınızın kolesterol ve kan yağları ile tıkanıp tıkanmadığını damar sertliği, hipertansiyon, enfaktüs, inme ve felç gelişme riskinizi gösterir. Koroner risk profili ne zaman yapılır? Erişkinler: İlk kolesterol testleri 20 li yaşların başında yapılmalıdır. Daha sonra 5 yılda bir ve 35 ila 45. Yaşlarda tam kalp muayenesi ile birlikte değerlendirilmelidir. Ailesinde hipertansiyon ve koroner arter hastalığı olanların kolesterol değerlerini daha sık izlemeleri önerilir. Diyabet, şeker hastalığı, hipertansiyon, felç, yada koroner arter hastalığı olanların kolesterol değerlerine dikkat etmeleri gerekir. Korner risk profili zamanı: Hiçbir hastalık ve risk taşımayanlar için 20 yaşından itibaren her 5 yılda bir, Ailede koroner kalp hastalığı, diyabet, hipertansiyon, felç, gibi öyküler var ise daha sık, Kendisinde hipertansiyon, enfarktüs, inme, felç, koroner kalp hastalığı var ise ve kolesterol düşürücü ilaç alıyorsa en az yılda bir kolesterol lipit profili bakılmalıdır. Çocuklarda ilk yapılmalıdır? kolesterol testi ne zaman Ailede koroner kalp hastalıkları, enfarktüs, beyin kanaması, hipertansiyon, diyabet var ise 5 yaşından itibaren 5 yılda bir kolesterol ve lipit profiline bakılmalıdır. Kolesterol için normal değerler nedir? • LDL kolesterol: < 130 mg/dL (düşük değerler tercih edilir) • HDL kolesterol: > 40 – 60 mg/dL (yüksek değerler tercih edilir) • Total kolesterol: < 200 mg/dL (düşük değerler tercih edilir) • Trigliserid: 10 – 150 mg/dL (düşük değerler tercih edilir) • VLDL: 2 – 30 mg/dL. Yüksek kolesterol ne anlama gelir? Yüksek kolesterol ( HDL hariç) sizin kalp hastalıklarına, kalp krizine, hipertansiyona, beyin kanaması, inme ve felç geçirmeye yatkın olduğunuzu gösterir. Kalp ve diğer arterlerin kolesterol nediyle sertleşmeye başladığını tıkanmaya başladığını gösterir. Bu durumda yaşam şeklinizi değiştirmeniz, diyet yapmanız ve kolesterol düşürücü ilaçlar almaya başlamanız gerekebilir. Kronik hastalıklar, artrit, nefrit, kronik böbrek yetmezlikleri, tiroit hastalıkları, Hipotiroidi, hipertiroidi ve karaciğer hastalıkları kolesterol seviyesini arttırabilir. Artrit alevlenmesine bağlı ise tedaviden 2-3 ay sonra kolesterol testleri tekrarlanmalıdır. Koroner risk profili koroner kalp hastalıklarına yatkınlığımızı gösterir ne zaman enfarktüs yada felç geçireceğinizi göstermez. Referanslar: Expert Panel on Detection, Evaluation, and Treatment of High Blood Cholesterol in Adults. Executive summary of the third report of the National Cholesterol Education Program (NCEP) expert panel on detection, evaluation, and treatment of high blood cholesterol in adults (Adult Treatment Panel III). JAMA. 2001;285:2486-2497. Updated 2004. Libby P. Lipoprotein disorders and cardiovascular disease. In: Bonow RO, Mann DL, Zipes DP, Libby P, eds. Braunwald’s Heart Disease: A Textbook of Cardiovascular Medicine. 9th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2011:chap 49. Gennest J, Libby P. Lipoprotein disorders and cardiovascular disease. In: Bonow RO, Mann DL, Zipes DP, Libby P, eds. Braunwald’s Heart Disease: A Textbook of Cardiovascular Medicine. 9th 2011:chap 47. ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; Adult Treatment Panel III (ATP III) of the National Cholesterol Education Program. Implications of recent clinical trials for the National Cholesterol Education Program Adult Treatment Panel III guidelines. Circulation. 2004 Jul 13; 110(2):227-39. KALP SAĞLIĞI VE HİPERTANSİYON CHECK-UP TARAMA TESTLERİ Kalp sağlığı açısından risk teşkil eden durumların tespiti ve risk hesaplamasını içeren testlerdir. Özellikle hipertansiyon ve buna bağlı risklerin tahminde kan yağları çok önemlidir. Sigara içen, kilolu yada ailesinde kardiyo vasküler hastalık öyküsü olan kişilerin yaptırması önerilmektedir. Not : Ücret bilgisi sadece telefon ile verilebilmektedir. 0 216 369 31 88 Kalp sağlığı hipertansiyon testleri nelerdir? • • • • • • • • • Lipoprotein a, Homosistein, Açlık kan şekeri, Total kolesterol, HDL kolesterol, LDL kolesterol, VLDL kolesterol, Trigliserid, EKG. METABOLİK SENDROM Sendrom X; İnsülin Dismetabolik Sendrom; Rezistans Sendromu; Metabolik Sendrom Nedir? Metabolik sendrom 20 yıl öncesine kadar görülmeyen ancak son 20 yılda hazır gıda tüketiminin artması, rafine yiyeceklerin, hayvansal gıdaların aşırı tüketimi sonucunda her 6 kişiden birini ilgilendiren metabolizma bozukluğudur. Çocuklarda giderek daha sık görülmektedir. Metabolizma, vücudun çalışma sistemidir. Gıdaların alınması, işlenmesi ve enerjiye çevrilmesi ile vücudun düzgün çalışmasını sağlayan sistemdir. Metabolik sendrom bir hastalık değildir, vücut metabolizmasını bozan aksaklıklar topluluğudur. Metabolik sendrom tablosunu oluşturan aksaklıklar: Gizli şeker( glikoz intoleransı), Obezite, Yüksek tansiyon ve Yüksek trigliserid ve Düşük HDL kolesterol ( iyi kolesterol) dür. Metabolik sendrom tanısı nasıl konur? Metabolik sendrom tanı kriterleri Metabolik sendromun sebebi tam olarak bilinmemektedir, ancak yüksek şekerli gıdalar, rafine yiyeceklerin metabolik sendroma neden oldukları bilinmektedir. Genetik faktörler ve yaşam tarzı metabolik sendromun ortaya çıkışını etkileyen önemli faktörlerdir. Metabolik sendromun araştırılması, erken teşhisi ve tedavi edilmesi buna bağlı hastalıkların önlenmesinde çok önemlidir. Metabolik sendroma bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklar: Tip 2 diyabet ( şeker hastalığı ), Kalp hastalıkları, Kalp krizi, Kardiyovasküler hastalıklar ; Beyin kanaması, İnme, Felç dir. Metabolik nelerdir? sendrom riskini arttıran sebepler Metabolik sendrom gelişmesini etkileyen en önemli faktör yaşam tarzı ve genetik meyil dir. Yaşam tarzı içinde alınan kalori miktarı ve egzersiz arasındaki denge önemlidir. Özellikle yüksek kalorili gıdalar, rafine yiyecekler ( şeker, un ve yağ) metabolik sendrom faktörlerdir. gelişmesine neden olan en önemli Yaş: Çocuklarda giderek artmaktadır. Batı toplumlarında 60 yaş üstü insanların neredeyse % 40 ında metabolik sendrom görülmektedir. Irk: metabolik sendrom kadınlarda daha sık ortaya çıkmaktadır, Sosyoekonomik durum: alt gelir guruplarında daha sık ortaya çıkar, Obezite: şişmanlık metabolik sendroma zemin hazırlayan en önemli faktördür. Özellikle göbek etrafında yer alan kilolar çok tehlikelidir. Genetik yapı: ailede metabolik sendrom olması sizde de ortaya çıkma şansını çok arttırır. Ailede yada sizde : Tip 2 diyabet, Yüksek tansiyon, Yüksek kolesterol, Koroner kalp hastalıkları, Polikistik over sendromu varlığı sendrom gelişme riskini arttırır. Az fiziksel aktivite, Kötü beslenme: Yüksek kalorili, o Çok şekerli, Doymuş yağ içeren, Unlu, metabolik Az lifli gıdalar Gazlı içecekler, Sigara içmek metabolik sendrom gelişme riskini çok arttırır, Metabolik sendrom belirtileri nelerdir? Metabolik sendrom bir hastalık değil vücut metabolizmasını bozan aksaklıklar topluluğudur. Bu nedenle altta yatan aksaklıklara bağlı birçok şikayete neden olabilir. Altta yatan bulguların çoğu testler ile ortaya çıkarılabildiği için düzenli aralıklarla CHECK – UP yapılması çok önemlidir. Obezite: özellikle karın etrafı ve göğüste aşırı yağlanma sonucu ortaya çıkan en sık şikayet horlamadır, ayrıca: Horlama, Uyku apnesi, Eklem ve sırta ağrıları, Reflu ve buna bağlı yanma, Çabuk yorulma, Nefes darlığı, Egzersiz kapasitesinde azalma, Göğüs ağrısı, Diyabet ve buna bağlı şikayetler: Sık idrara çıkma, Sık susama, Kilo alma yada kilo kaybı, Görme bozuklukları, Yüksek kolesterole bağlı şikayetler: Hipertansiyon, Kardiyovasküler olaylar; Kalp krizi, Serebro vasküler olaylar İnme, Beyin kanaması, Metabolik sendrom nasıl teşhis edilir? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları metabolik sendrom teşhisinde yardımcı olur. Teşhisi destekleyecek metabolik bulgular ise laboratuar testleri ile gösterilir. Metabolik sendrom teşhis kriterleri: Aşağıda sıralanan 5 kriterden 3ü nün bulunması metabolik sendrom teşhisi koydurur. 1- Obezite özellikle karın çevresinde yağ birikimi ( Santral Obezite ): a. Göbek etrafında yağ brikimi ile karakterize şişmanlıktır. İç organlarda yağlanma olduğunu gösterir. Metabolizmanın aksadığını gösterir. b. Kadınlarda göbek çevresinin 89 cm c. Erkeklerde göbek çevresinin 102 cm den fazla olması santral obezitedir. 2- Glikoz intoleransı veya İnsülin direnci: Açlık kan şekerinin 100 mg/dL nin üzerinde olmasıdır. Vücudun besinlerden alınan şekeri hızlı şekilde yerine yerleştiremediğini, İnsülin miktarında azlık yada direnç gelişmeye başladığını gösterir. (Avrupa ve Amerika da kan şekeri sınır değeri 100 mg/dL, ülkemizde kan şekeri sınır değeri 110 mg / dL dir). 3- Yüksek Tansiyon: Tansiyonun 130 / 85 in üstünde olmasıdır. 4- Yüksek Trigliserid : Trigliserid kan yağlarının bir çeşididir. Açık trigliserid değerinin 150mg/dL olması metabolik sendrom için 5 kriterden biridir. 5- İyi kolesterol ün düşük olması ( düşük HDL kolesterol ): HDL ( High Density Lipoprotein : HDL) bir kan kolesterolüdür ve vücudu korur. Vücuttaki kolesterolü sökerek karaciğere götürür. Koruyucu kolesterol, iyi kolesterol de denir. Düşük olması tansiyon, kalp ve damar hastalıklarına meyili arttırır. a- Erkeklerde 40 mg / dL b- Kadınlarda 50 mg/ dL altında olması metabolik sendromun 5 kriterinden birisidir. Yukarıda sayılan 5 kriterden 3 ünün bulunması metabolik sendrom teşhisi koydurur. Basitçe muayenehanede kilo ölçümü, kilo boy oranı ile BMI ( Body Mass İndeks hesaplanması), tansiyon ölçümü ile temel kriterler tespit edilebilir. Ayrıca basit laboratuar testleri ile kan şekeri, trigliserid ve HDL kolesterol ölçümü tanı koymak için yeterli olur. Metabolik sendromda laboratuar testleri: A- GLUKOZ (Kan şekeri ) TESTLERİ : Kan şekerinin normal limitler içinde olup olmadığının kontrolü için yapılan testlerdir. Şeker metabolizmasının göstermek için basit kan tahlilleri yapılır: a- AÇLIK KAN ŞEKERİ: Bir gece açlıktan sonra sabah bakılan kan şekeridir. Metabolizmanın kan şekerini iyi kontrol edip edemediğini gösteren en basit testtir. b- TOKLUK KAN ŞEKERİ: Açlık kan şekeri ile birlikte değerlendirilir. Yemekten iki saat sonra bakılan kan şekeridir. Metabolizmanın besinlerle alınan glikozu nasıl kullandığına bakılır. Çok değerli bir testtir. c- ŞEKER YÜKLEME TESTİ ( OGT T ): Bir miktara şeker verilerek metabolizmanın nasıl davrandığına bakılır. Çok değerli bir testtir. Açken verilen belli miktar şekerden sonra yarım saatte bir kan alınarak kan şekerine bakılır. Metabolizmanın değerlendirilir. B- KOLESTEROL TESTLERİ: Lipid profili de denir. Kan yağlarının en önemli kısımlarından olan kolesterol değerlerini gösterir. Açken bakılmalıdır. Lipid profili şu testlerden oluşur: TOTAL KOLESTEROL HDL KOLESTEROL ( İYİ KOLESTEROL ) vücuttaki kolesterolü sökerek karaciğere götürüp atar, LDL KOLESTEROL ( KÖTÜ KOLESTEROL ) kolesterolü damara yapıştırır damar sertliği ve hipertansiyon yapar, damar tıkanması yapar, VLDL KOLESTEROL. Metabolik sendromlu hastalıklar görülür? kişilerde en sık hangi Metabolik sendrom şeker ve yağ metabolizması bozuklukları ile seyreden bozukluklar topluluğudur ve aşağıdaki hastalıklar sık görülür: Tip 2 Diyabet, Koroner kalp hastalıkları, Kalp krizi Kalp yetmezliği, Felç: Beyin damarlarında tıkanmalara bağlı olarak ortaya çıkar, Periferik arter hastalıkları: Polikistik over sendromu ( İnsülin ve kan şekeri metabolizmasını bozarak metabolik sendroma yol açar), Uyku apnesi, Akut pankreatit, Karaciğer yağlanması, Kronik böbrek hastalıkları ( diyabet, böbrek damarlarında tıkanma ve hipertansiyon nedeniyle). Metabolik sendrom nasıl tedavi edilir? Metabolik sendrom bir hastalık değil arızalar topluluğu olduğundan önemli olan arızaların takibi ve zamanında müdahaledir. Düzenli kilo takibi, Düzenli Check Up testleri ile kan şekeri ve kolesterol takibi, Tansiyon takibi, Göbek çevresi ölçüsünün takip edilmesi metabolik sendrom tehlikelerinden korunmanın ilk basamağıdır. Metabolik sendromdan ancak kaçılabilir. Bu amaçla: bu koşullar düzeltilerek Hayat tarzını değiştirmek; Daha aktif yaşamak; Aktivite ve spora zaman ayırmak; Dengeli beslenmek, Doymuş yağlardan, aşırı hayvansal gıdalardan, rafine gıdalardan uzak durmak; Kilo vermek, İdeal kilonuza ulaşmak için bir programa katılın, Yavaş ve kararlı şekilde kilo verin, kısa zamanda verilen kilolar kalıcı başarı sağlamaz, Yeme alışkanlığınız değiştirin. İlaçlar ( metabolizmanın işini kolaylaştıran ilaçlar); Kan şekerini kontrol altında tutmak için metformin içeren ilaçlar; Kan yağlarını dengelemek amacıyla kolesterol düşürücü ilaçlar kullanılabilir, Cerrahi Tıkalı damarları açmak için, Obezite tedavisinde alternatif olarak kullanılabilir. Yeme alışkanlığını değiştirmek ve sağlıklı beslenme ipuçları: Öğünlerinizde meyve ve sebze daha fazla yer alsın, Bol lifli gıdalara yer verin, Hayvansal gıdayı azaltın, Kızartma yerine haşlama, ızgara yada fırında pişirmeyi tercih edin, Atıştırmalıkları kaldırın, Akşam yemeğinden sonra atıştırma maya dikkat edin, Rafine edilmiş gıdalardan ( un, şeker, yağ) uzak durmaya çalışın, Sodalı içecekler kullanmayın, Hazır meyve suları kullanmayın, Şekerli gıdalardan uzak durun. Kan yağlarını ve metabolik arttıran ilaçlar nelerdir? sendrom riskini Bazı ilaçlar kan yağlarını arttırır metabolik sendroma zemin hazırlar, özellikle estrojen içeren ilaçlar ve doğum kontrol hapları bu ilaçların başında gelir. Östrojen içeren ilaçlar, Steroidli ilaçlar, Beta blokerler, Tiazid gurubu idrar söktürücü ilaçlar, Retinoidler ( sivilce ve cilt hastalıklarında kullanılır) metabolik sendrom riskini arttırır. Metabolik sendrom’u elinizdedir. hastalığa dönüşmeden durdurmak Doktorunuza danışın. Referanslar: 1. American Heart Association http://www.americanheart.org/ 2. National Institute of Diabetes & Digestive & Kidney Diseases http://www.niddk.nih.gov/ 3. Canadian Cardiovascular Society http://www.ccs.ca/home/index_e.aspx/ 4. Canadian Diabetes Association http://www.diabetes.ca/ 5. Batsis JA, Romero-Corral A, Collazo-Clavell ML, et al. Effect of bariatric surgery on the metabolic syndrome: a population-based, long-term controlled study. Mayo Clin Proc . 2008 Aug;83(8):897-907. 6. Cornier MA, Dabelea D, Hernandez TL, et al. The metabolic syndrome. Endocr Rev . 2008;29:777-822. 7. Deen D. Metabolic syndrome: time for action. Am Fam Physician . 2004;69:2875-2882. 8. Eckel RH, Grundy SM, Zimmet PA. The metabolic syndrome. Lancet . 2005;365:1415-1428. 9. Findings and recommendations from the American College of Endocrinology on the insulin resistance syndrome. American Association of Clinical Endocrinologists website. Available at: http://www.aace.com/ . 10. Gami AS, Witt BJ, Howard DE, et al. Metabolic syndrome and risk of incident cardiovascular events and death. J Am Coll Cardiol . 2007;49:403-414. 11. Grundy SM, Brewer HB, Cleeman JI, et al. Definition of metabolic syndrome: report of the NHLBI/AHA conference on scientific issues related to definition. Circulation . 2004;109:433-438. 12. Grundy SM, Cleeman JI, Diniels SR, et al. AHA/NHLBI Diagnosis and management of the metabolic syndrome: an AHA/NHLBI Scientific 2005;112:2735-2752. Statement. Circulation . 13. Metabolic syndrome. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated November 2010. 14. National Heart, Lung, and Blood Institute website. Available at: http://www.nhlbi.nih.gov . 15. National Institute of Diabetes & Digestive & Kidney Diseases website. Available at: http://www.niddk.nih.gov . 16. Reaven GM. The metabolic syndrome or the insulin resistance syndrome? Different names, different concepts, and different goals. Endocrinol Metab Clin North Am . 2004;33:283-304. 17. Steinberger J, Daniels SR, Eckel RH, et al. AHA scientifc statement: progress and challenges in metabolic syndrome in children and adolescents. Circulation . 2009;119:628-647. 18. Syndrome X or metabolic syndrome. American Heart Association website. Available at: http://www.americanheart.org . Accessed January 17, 2003. 19. Wright JT, Harris-Haywood S, Pressel S, et al. Clinical outcomes by race in hypertensive patients with and without the metabolic syndrome (ALLHAT). Arch Int Med . 2008;168:207-217. 20. 1/13/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Salas-Salvadó J, Fernández-Ballart J, Ros E, et al. Effect of a Mediterranean diet supplemented with nuts on metabolic syndrome status: oneyear results of the PREDIMED randomized trial. Arch Intern Med . 2008;168:2449-2458. 21. 2/17/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Davidson LE, Hudson R, Kilpatrick K, et al. Effects of exercise modality on insulin resistance and functional limitation in older adults: a randomized controlled trial. Arch Intern Med . 2009;169:122-131. 22. 5/11/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Nettleton JA, Lutsey PL, Wang Y, Lima JA, Michos ED, Jacobs DR. Diet soda intake and risk of incident metabolic syndrome and type 2 diabetes in the Multi-Ethnic Study of Atherosclerosis (MESA). Diabetes Care . 2009;32:688-694 KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu; Kawasaki hastalığı sebebi bilinmeyen ateşli çocukluk çağı hastalığıdır. Nadiren ölümcül olur. Hastalık yüksek ateş, boğazda ve dudaklarda şişlik, lenf bezlerinde şişme, el ve ayaklarda soyulmalar ve eklem ağrıları ile seyreder. Hastalığı viral bir enfeksiyonun başlattığı iddia edilmiş ancak gösterilememiştir. Hastalığın gelişiminde genetik yatkınlık olduğu düşünülmektedir. Temel olarak otoimmün bir hastalıktır yani vücut sebebi bilinmeyen bir nedenle kendi dokularına saldırır. Özellikle kan damarları, ağız içi boğaz gibi mukozalara, eklemlere saldırarak iltihaplanmaya neden olur. Lenf bezleri şişer boğaz şişer, eklemler şişer, damarlarda iltihaplar gelişir. Kawasaki hastalığı bulaşıcı değildir. Çocuklar hastalığı birbirlerine bulaştıramazlar. Kawasaki başkasından kapılmaz. Hastalık genellikle kendi kendine geriler ve iz bırakmadan iyileşir. Nadir durumlarda hastalık kalbi ve kalp damarlarını tutar ve damar iltihaplanması, damarlarda balonlaşmaya ( koroner anevrizma ) neden olur. Kalp kasında iltihap ( inflamasyon ) hali vardır. Kalp yetmezliğine neden olabilir. Kawasaki hastalığı kalp damarlarında tıkanma ve daralmaya yol açarsa kalp krizi, enfarktüs, kalp ağrıları ve kalp yetmezliği ile kalıcı kalp şikayetlerine ve çocuğun hayatına mal olabilir. Tedavi edilmeyen Kawasaki hastalarında kalp tutulumu %20 ila 25 arasında değişir bu çocuklardan %1 i hayatını kaybeder. Tedavi ile ölüm oranı %0.01 e kadar düşürülmektedir. Bu nedenle Kawasaki hastalığının erken teşhis ve tedavisi çok önemlidir. Hastalık ilk kez Japon Doktor Tomisaku Kawasaki tarafından 1967 de tanımlandığı için bu adı almıştır. Kawasaki hastalığı kimlerde görülür? Kawasaki hastalığı aşağıdaki durumlarda daha sık görülür: Yaş: Hastalık Beş yaş altı çocuklarda görülür; En sık 2 yaş civarında görülür, 8 yaş üstü çok nadir görülür, erişkinlerde görülmez; Erkeklerde kızlardan daha sık görülür; Asyalılarda daha sık görülür; Kış ve erken ilkbaharda sık görülür. Hastalığın bu özellikleri akla mikrobik ve bulaşıcı hastalıkalr ile ilişkisi olduğunu getirmekte ancak bugüne den Kawasaki hastalığından sorumlu bir mikrop bulunamamıştır. Kawasaki hastalığının belirtileri nelerdir ? Hastalık başlangıçta diğer gribal şikayetlere benzer. En sık görülen şikayetler : Yüksek ateş, ateş ortalama 10 gün sürer, 40 dereceyi bulan yüksek ateş görülür. Döküntü: yama şeklinde daha çok göğüs bölgesine görülür, Eller ve ayaklarda şişme, kızarma ve daha sonra soyulma, Eklemlerde şişme ağrı artrit ( artrit ilerleyebilir), eklemler simetrik olarak tutulur, Gözlerde kızarıklık ( konjoktivit ) , Boyun lenf bezlerinde şişme, Boğaz, ağız ve dudaklarda şişme kızarma, yutma zorluğu, boğaz ağrısı ve boğukluk, Çilek dili sarı beyaz dil üstünde kırmızı noktalar görülür, yada dil kırmızı şiş ve ödemlidir. İshal görülür, Çocukta huzursuzluk vardır. Kawasaki hastalığı nasıl teşhis edilir? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardım eder. Kawasaki hastalığına özle bir test yoktur. Muayene bulguları teşhis koydurur. Beş gün süren yüksek ateş ve aşağıdakilerden dört tanesi teşhis koydurur: Konjoktivit ( gözlerde kızarma ), Boğaz, dil ve dudaklarda şişme kızarma, El ve ayak derisinde ( döküntü, kızarıklık, ödem yada soyulma ) , Gövdede döküntü, Boyun lenf bezlerinde şişme. Ayrıca kan ve idrar tahlilleri ile inflamasyonun varlığı gösterilir: Tam kan sayımı: Anemi görülebilir İltihap hücreleri artmıştır, Trombositoz görülür, Sedimantasyon yükselir, CRP yükselir, Karaciğer enzimleri yükselir, Albümin düşer. Ayrıca hastalığın kalp ve damarlarda yarattığı komplikasyonları izlemek amacı ile : EKG ( elektrokardiyogram) : kalp elektrosu çekilerek ritim, kalp yetmezliği ve kalp krizi bulguları izlenir. EKO KARDİOGRAFİ : İle koroner arterlerin tutulup tutulmadığına, anevrizma varlığına, yetmezliği olup olmadığına bakılır. kalp Kawasaki hastalığı nasıl tedavi edilir? Tedavinin amacı Kawasaki hastalığına bağlı kalp damarlarının tutulumunu engellemektir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa komplikasyonları önlemek o derece başarılı olur. Kawasaki tedavisinde birçok ilaç kullanılır. Aspirin: Yüksek doz aspirin verilerek: Kanın pıhtılaşması engellenir, Ateş düşürülür, Artrit ve eklem iltihabı geriler, Döküntüler solar. Ancak viral çocukluk hastalıklarında aspirin kullanımı karaciğere zararlı olduğundan teşhisten emin olmak gerekir. Gamma globülin verilir: Kawasaki hastalığının erken dönemlerinde gama globülin verilmesi koroner arterlerin inflamasyonu nu ve komplikasyonların gelişmesini önler. Plazmaferez yapılır: kanın içindeki sıvı kısmın ve bir kısım proteinlerin alınması dır. Kawasaki hastalığı temelde otoimmün bir hastalıktır. Yani vücut kendi dokularına saldırır. Bu saldırıda kullanılan proteinler plazmaferez ile alınırsa iltihap ta azalır. Tedavi prensibi buna dayanır. Kawasaki hastalığı tehlikeli midir? Kawasaki hastalığı kalp damarlarını tuttuğundan en tehlikeli komplikasyonlar damar tıkanması veya daralması sonucu ortaya çıkar. Kalp krizi, kalp yetmezliği ve kalp ağrıları ortaya çıkabilir. Bu komplikasyonlar sonucu tedavi edilmeyen çocukların % 1i hayatını kaybeder. % 20 – 25 inde koroner hasar kalır. Tedavi ile bu oran %0.01 e kadar geriler. Bu nedenle Kawasaki hastalığının erken teşhisi ve tedavisi çok önemlidir. Kawasaki hastalığından korunma: Kawasaki hastalığı mikrobik bulaşıcı bir hastalık değildir. Hastalıktan bilinen bir korunma yolu yoktur. Erken teşhis çok önemlidir. Hastalığın komplikasyonlarından korunmak erken teşhis ve tedaviye bağlıdır. Referanslar: 1- American Heart Association http://www.americanheart.org/ 2- Kawasaki Disease Foundation http://www.kdfoundation.org/ 3- Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html/ 4- Heart and Stroke Foundation of Canada http://ww2.heartandstroke.ca/ 5- American Academy of Family Physicians. Kawasaki diseases. Family Doctor.org website. Available at: http://familydoctor.org/440.xml?printxml . 6- American Heart Association. Ask the pediatric cardiologist—Kawasaki disease. American Heart Association website. Available at: http://www.americanheart.org/presenter.jhtml?identifier=300207 9 . 7- American Heart Association. Kawasaki disease: complications, treatment, and prevention. American Heart Association website. Available at: http://www.americanheart.org/presenter.jhtml?identifier=985 . 8- American Heart Association. What is Kawasaki disease? American Heart Association website. Available at: http://www.americanheart.org/presenter.jhtml?identifier=303199 2 . 9- DynaMed Editorial Team. Kawasaki disease. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated July 13, 2010. 10- Newburger JW, Takahashi M, Gerber MA, et al. AHA scientific statement: diagnosis, treatment, and long-term management of Kawasaki Disease. Circulation . 2004;110:2747-2771. 11- Taubert KA, Shulman ST. Cardiovascular medicine: Kawasaki disease. Am Fam Physician . 1999;59(11 HİPERTANSİYON Yüksek Tansiyon; HT; HBP; Hipertansiyonun neden olduğu kalp damar hastalıkları dünyadaki en büyük ölüm sebebidir. Kan kalp tarafından damarlara pompalanır. Damar içindeki basıncın yüksek olmasına hipertansiyon denir. Arter içindeki kan basıncı normalde 120 ila 70 mm cıva basıncıdır ( 120- 70 mmHg). İlk rakam ( 120 mmHg ) sistolik basınç yani kalbin kasılması sırasında olan basınçtır. İkinci rakam ( 70 mm Hg) ise diyastolik yani kalbin gevşemesi sırasında oluşan basınçtır. Bu değerlerden birinin yükselmesine hipertansiyon denir. Normal tansiyon 120 – 70 mm Hg olmalıdır, Yüksek tansiyon 140 – 90 mm Hg ve üstüdür, Tansiyon 120 – 70 ila 140 – 90 arasında ise buna sınır hipertansiyon denir. Sınır hipertansiyon hastalar ileride hipertansiyon hastası olurlar. Böbrek, kalp hastaları ve inme geçirmiş hastalarda tansiyonun normale getirilmesi hayati önem taşır. Hipertansiyon neden olur? Birçok faktör kan basıncını etkiler. Vücuttaki tuz ve su miktarı, Böbreklerin iyi çalışması, Sinir sistemi, Damarların iyi çalışması, Hormonlar tansiyonu belirleyen en önemli faktörlerdir. Yaş ilerledikçe tansiyon yükselir, bunun nedeni yaşla birlikte damarların sertleşmesi ve elastikliğini kaybetmesidir. Günümüzde yüksek tansiyonun ana sebebi damar sertleşmesidir. Yüksek kolesterol damar duvarında birikerek damarın elastikliğini bozar ve kalp den gelen basınç ile genişleyemez, tansiyon yükselir. Tansiyonu yükselten sebepler: Obezite, Stres, anksiyete, Aşırı alkol tüketimi ( erkekler için günde 2, kadınlar için günde 1 bardaktan fazla içki), Tuzlu yemek, Ailede hipertansiyon öyküsü olması, Diyabet, Sigara içmek tansiyonu yükseltir. Ancak genellikle hastaların çoğunda tansiyonu yükseltecek bir sebep bulunamaz, buna esansiyel hipertansiyon denir. Yüksek tansiyon kalp damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, kalp yetmezliği, kalp krizi, inme, felç ve erken ölüm riskini çok arttırır. Hipertansiyonun belirtileri nelerdir? Hipertansiyon genellikle hiçbir şikayete sebep olmaz. Hastalar genellikle sağlık kontrolleri sırasında yakalanır. Kalp, böbrek hastalıkları ortaya çıkınca hipertansiyon hastası olduklarını öğrenen birçok hasta vardır. Ani tansiyon yükselmeleri ve malin hipertansiyon denilen tehlikeli ve aşırı yükselmelerde baş ağrısı, bulantı, kusma, şuur bulanıklıkları olabilir. Hipertansiyon nasıl teşhis edilir? Tansiyon ölçümü temel sağlık kontrollerinden birisidir ve çocuk yaştan itibaren düzenli kontrol edilmesi gerekir. Gün içinde tansiyonda iniş çıkışlar olması normaldir. Evde istirahatte tansiyon ölçümü daha sağlıklı sonuçlar verir. Gün içinde koşuşturmalar arasında tansiyon doğal olarak üst sınırları aşabilir bu hipertansiyon değildir. Önemli olan istirahat sırasında tansiyonun yüksek olmasıdır. Hipertansiyonu olan hastalarda aşağıdaki testler yapılmalıdır: Holter tansiyon takibi, EKO kardiyografi, EKG, Böbrek fonksiyon testleri, Metabolik tarama, Böbrek ultrasonu. Hipertansiyon tedavisi Tedavide amaç tansiyonu düşürmek ve komplikasyonları önlemektir. Hipertansiyon tedavisinde ilaç ile birlikte hayat tarzı değişiklikleri de gereklidir. Sınır hipertansiyonlu hastalarda hayat tarzı değişiklikleri ilaçsız tansiyon kontrolü sağlayabilir. Özellikle aşağıdaki önerilere dikkat etmek gerekir: Kilo vermek, Dengeli ve sağlıklı beslenme, Potasyumdan zengin diyet, Bol su içmek, Düzenli egzersiz, Sigarayı bırakmak, Alkolü azaltmak, Tuzsuz beslenmek, Stresi azaltmak, hipertansiyonu düzeltmek amacıyla yapılması gerekenlerdir. Hipertansiyonu kontrol etmek amacıyla verilen ilaçlar bu önlemler olmadan pek işe yaramamaktadır. Kontrol edilmeyen hipertansiyon birçok probleme ( komplikasyona ) yol açar: hipertansiyon komplikasyonları genellikle ölümle sonuçlanır. Hipertansif kriz ( çok tehlikeli yükselmeleridir, ölümle sonuçlanabilir), İnme ve felçler, Kronik böbrek hastalıkları, Kalp krizi, kalp yetmezliği, Aorta anevrizması ve rüptürü, Göz dibi kanamaları, ani tansiyon Hipertansiyon hastası iseniz tansiyon ilaçlarınız ile oynamayın. Hayat tarzı değişikliklerine uymuyor iseniz ilaçlarınız fayda etmeyecektir. Düzenli doktor kontrolünüze gidin. Hipertansiyondan korunma: Çocuk yaştan itibaren düzenli tansiyon kontrolleri ve özellikle ailede hipertansiyon var ise 18 yaşından itibaren düzenli check-up kontrolleri yapılmalıdır. değiştirilmeli ve bu kurallara uyulmalıdır. Hayat tarzı Referanslar: 1.Goldstein LB, Bushnell CD, Adams RJ, Appel LJ, Braun LT, Chaturvedi S, et al. Guidelines for the primary prevention of stroke: a guideline for healthcare professionals from the American Heart Association/American Stroke Association. Stroke. 2011 Feb;42:517-84. 2.Kaplan NM. Systemic hypertension: Treatment. In: Bonow RO, Mann DL, Zipes DP, Libby P, eds. Braunwald’s Heart Disease: A Textbook of Cardiovascular Medicine. 9th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2011:chap 46. 3.Victor, RG. Systemic hypertension: Mechanisms and diagnosis. In: Bonow RO, Mann DL, Zipes DP, Libby P, eds. Braunwald’s Heart Disease: A Textbook of Cardiovascular Medicine. 9th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2011:chap 45 HANTA VİRÜS Hanta Virüs Enfeksiyonu; Hanta virüs nedir? Hanta virus farelerle bulaşan yüksek ateş ve kanamalar ile seyreden bir hastalıktır. Virüs bulaştıktan sonra iki çeşit hastalık yapar: – Hanta virüs kanamalı ateşi: böbrek yetmezliği ve kanamalarla seyreder, – Hanta virüs kalp akciğer sendromu : kalp yetmezliği ve akciğer kanamaları ile seyreden daha ağır bir hastalıktır. Hanta virüs nasıl bulaşır ? Hanta virüsler doğada fare gibi kemiricilerde bulunabilir, fareler hasta olmaz, idrar, dışkı ve salyalarıyla virüsü etrafa yayarlar. Virüs insanlara birkaç yolla bulaşır. – Gıdalar ile ağızdan bulaşabilir, – Toz halinde solunum yoluyla bulaşabilir, – Hastalık taşıyan farelerin ısırması ile bulaşabilir. Hanta virüs en çok gıdalar ve solunumla bulaşır. En sık fareler ile teması olan orman işçileri, çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlarda hastalık görülür. Hantavirüs hastalığının belirtileri nelerdir ? Virüs bulaştıktan sonra 1 ila 3 haftalık kuluçka dönemi vardır. Daha sonra – Yüksek ateş, – Üşüme titreme, – Kas eklem ağrıları, – Başağrısı, bulantı kusma, ishal, – Karın ağrıları, – Nefes almakta zorluk . gibi şikayetler ortaya çıkmaya başlar. Daha sonra böbrek yetmezliği ve kanamalar başlar, kanamalar mide barsak kanamaları, cilt ve mukoza kanamaları, burun ve solunum yolları kanamaları şeklinde ortaya çıkabilir ve daha da ilerleyerek iç organ kanamaları ve ölüme neden olabilir. Hastalık çok hafif şikayetlerle seyredip geçebileceği gibi ağır böbrek yetmezliklerine, iç organ kanamalarına ve ölüme de neden olabilir. Hantavirüs hastalığının tedavisi varmıdır? Hantavirüs hastalığının bilinen kesin bir tedavisi yoktur. Tedavi hastanın yoğun bakım şartlarında destek tedavisini içerir. Hastaların yaklaşık % 15 kadarı tüm destek tedavisine rağmen ölümle sonuçlanmaktadır. Hastalık insandan insana bulaşmaz. Hastalığın teşhisi ileri laboratuvar incelemeleri ile konulabilmektedir. Hanta virüsten nasıl korunurum ? Hastalığa karşı korunmak için etkili bir aşı yoktur. Hanta virus hastalığından korunmanın en önemli yolu fareler ile mücadeledir. Farelerin yiyecek içeceklere ulaşması engellenmelidir. Yiyecek içecekler açıkta bırakılmamalıdır. Fare idar ve dışkısıyla kirlenmiş yerlerde toz kaldırılmamalıdır, hastalık bu tozlar ile kolayca bulaşır. Kiler, depo, kömürlük, garaj, mezra evi, barınak, kulübe vb. gibi fare olması muhtemel alanlarda temizlik yapmadan önce mikroplar öldürülmelidir. Bu amaçla iki litre su içine bir çay bardağı çamaşır suyu atarak spey şeklinde serpmek 10 – 15 dakikada mikropları öldürür. Daha sonra temizlik yapılabilir. Kesinlikle toz kaldırmadan temizlik yapılmalıdır, süpürge ve elektrik süpürgesi kesinlikle kullanılmamalıdır. Fare dışkısı bulunan alanlarda gıda varsa kesinlikle yenmemeli imha edilmelidir. Avcılar, kampçılar, tarla da çalışan çiftçiler, çiftlik çalışanlarının dikkatli olması gerekir. Fareler canlı yakalanmaya çalışılmamalıdır, fare ölüsü derin çukura gömülmeli çöpe atılmamalıdır. Farelere çıplak elle dokunulmamalıdır. Bu gibi yerlerin temizliğinde mutlaka eldiven giyilmeli ve eller sıklıkla yıkanmalıdır.