kalp ağrısı,digoksin zehirlenmesi,digoksin,cpk izoenzimleri,koroner

advertisement
KALP AĞRISI
Göğüs Ağrısı; Anjina Pektoris; Akut
Koroner Sendrom; Acute Coronary Syndrome;
Unsable Angina; Anstabil Anjina pektoris;
Kalp ağrısı yada Akut koroner sendrom kalbe giden kan akımının
aniden azalması sonucu ortaya çıkan göğüs ağrısıdır. Akut
koroner sendrom ciddi ve hayatı tehdit eden kalp krizinin ön
adımıdır, acil durumdur ve mutlaka doktora görünmek gerekir.
Akut koroner sendrom neden olur?
Kalbe giden kan akımının aniden azalmasına bağlıdır, kalbin
kan damarlarına koroner arterler denir ve pıhtı ile tıkanma
yada damar sertliği sonucu kolesterol ile tıkanma sonucu
koroner arter sendromu ortaya çıkar. Kan akımının azalması
sonucu şiddetli göğüs ağrısı ortaya çıkar. Tıkanıklık daha da
artarsa kas zarar görür ve kalp krizi denilen durum ortaya
çıkar.
Kolesterol yüksekliğine bağlı damar sertliği uzun yıllar
içinde ortaya çıkar buna ateroskleroz yada halk dilinde damar
sertliği denir. Nadiren kanama ve pıhtı nedeniyle aniden
ortaya çıkan akut koroner sendromlar da görülür.
Akut Koroner Sendrom Kimler de Görülür?
• Hastalık daha çok ailede damar sertliği ve koroner arter
hastalığı olanlarda,
• Kilolu kişilerde,
• Sigara içenlerde,
Spor yapmayan ve hareketsiz yaşayanlarda,
• Yüksek kolesterolü olanlarda,
• Diyabetiklerde,
• Hipertansiyonlularda,
• Daha önce kalp krizi yada anjina atağı geçirenlerde görülür.
Akut koroner sendromlar erkeklerde 44 kadınlarda 55 yaş civarı
sık görülür.
Akut
Koroner
nelerdir?
Sendrom
belirtileri
Hastalık şiddetli göğüs ağrısı ile ortaya çıkar, ciddi, baskı
tarzında, beraberinde soğuk terleme olan bir ağrıdır.
• Göğüs ağrısı baskı, yanma, sıkışma, ezilme tarzıdna artıp
azalabilen şekilde olabilir,
• Hastayı rahatsız eden bir ağrıdır,
• Çok kısa süreli yada 30 dakika kadar uzun süreli olabilir,
• Anjina ağrısı yemek sonrası, stres sonrası, egzersiz sonrası
yada istirahatte gelebilir,
• Uyurken hatta sabaha karşı uyandıran ağrılar olabilir,
• Ağrı kola yada kollara, omuza yada omuzlara, sırta, boyuna,
çeneye, dişlere yada mideye vurabilir,
• Genellikle beraberinde nefes almada sıkıntı hissi vardır,
• Hasta kısa soluk alır,
• Soğuk terleme, ölüm korkusu, baş dönmesi yada sersemlik
hissi sık görülür,
• Nadiren bulantı kusma anjina ağrısına eşlik ede4r.
Kalp ağrısı
mıdır?
ile
karışan
ağrılar
var
Evet özellikle özefajit gibi yutak borusu kaynaklı ağrılar,
mide ağrıları, safra kesesi ağrıları, akciğer kaynaklı ağrılar
kalp ağrılarını taklit ederler.
Kalp ağrısı nasıl teşhis edilir ?
Kalp ağrısı önemli ve acil bir durumdur yukarıda ki
şikayetlerin varlığında mutlaka acil servise baş vurulmalıdır.
Hastanın şikayetleri, şikayetlerin başlangıç şekli, ağrının
yayılması ve şiddeti tanıda yardımcıdır. Her göğüs ağrısı için
mutlaka EKG çekilmelidir.
Ayrıca gerekirse:
•
•
•
•
Koroner anjiografi,
Kateterizasyon,
Ekokardiografi,
Kalp enzimleri testleri yapılmalıdır.
Tedavi:
Kalp ağrısı kalp krizinin habercisidir ve dünyadaki ölümlerin
en büyük sebebi kalp hastalıklarıdır. Kalp ağrısı acil
durumdur ve kalp kan akımı en kısa zamanda düzeltilmez ise
kalp krizi ve kalıcı kalp hasarı ortaya çıkar. Hastaya acilen
müdahale edilmeli
izlenmelidir.
ve
gerekirse
yoğun
bakım
şartlarında
Kalp kan akımını düzeltmek amacıyla:
• Aspirin ( Kalp ağrısından şüphelenilen her hastaya
verilebilir),
• Nitrogliserin gibi Anti iskemik ilaçlar kan akımını
arttırarak kalp ağrısını azaltır,
• Beta bloker ilaçlar ile kalp hızı azaltılarak kan ihtiyacı
düşürülür,
• Pıhtı eritici trombolitik ilaçlar ile pıhtı eritilip kan
akımı arttırılır, kalp krizi erken safhasında verilirse kan
akımını arttırarak kalp krizini önler, hasarı önler ve hayat
kurtarıcı olabilirler, ağrı başlangıcından itibaren ilk 1 saat
içinde verilirler ise çok etkili olurlar.
• Pıhtı önleyiciler durumun kötüleşmesine engel olurlar.
• Oksijen verilir yada bazen hiperbarik oksijen tedavisi
uygulanır,
• İnvaziv girişimler
o Anjioplasti : bir kateter ile girilerek tıkalı damarın
açılmaya çalışılması kalıcı hasarı önleme girişimidir. Balon
anjioplasti ile tıkalı damarda balon şişirilerek açılmaya
çalışılır, daha sonra tekrar tıkanmaması için oraya kalıcı
boru ( stent ) konur.
o Koroner arter By Pass cerrahisi : vücudun diğer yerlerinden
alınan arter yada venlerin tıkalı kalp damarları yerine
dikilmesidir.
Kalp ağrısını önlemek mümkün mü?
Evet kalp hastalıklarından kaçınmak çoğu zaman mümkündür.
• Dengeli beslenme, yağlı gıdalar yememek, tuz tüketmemek, bol
sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, hayvansal gıdalardan uzak
durmak koroner arterlerin ve kalp sağlığının ilk adımıdır,
• Düzenli egzersiz yapmak,
• Sigara içmemek,
• Diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol gibi hastalıkları
kontrol altıda tutmak ilaçlar ile oynamamak, ilaçları düzgün
kullanmak, düzenli olarak Check- Up yaptırmak koroner arter
hastalıklarından korunmanın en önemli yollarıdırı.
Referanslar :
American College of Cardiology http://www.cardiosource.org
American Heart Association http://www.heart.org
Canadian Cardiovascular Society http://www.ccs.ca
Heart
and
Stroke
Foundation
http://www.heartandstroke.com
of
Canada
Achar SA, Kundu S, et al. Diagnosis of acute coronary
syndrome. Am Fam Physician. 2005; 72:119-26.
Acute coronary syndrome. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed. Updated July 15, 2014.
Accessed August 11, 2014.
Alexander KP, Newby LK, et al: Acute Coronary Care in the
Elderly, Part I. Circ . 2007;115:2549-69.
Anderson JL, Adams CD, et. al. ACC/AHA 2007 Guidelines for the
Management of Patients With Unstable Angina/Non-ST-Elevation
Myocardial Infarction. J Am Coll Cardiol. 2007;50;e1-e157.
Cohen M, Diez JE, et al. Pharmacoiinvasive management of acute
coronary syndrome: incorporating the 2007 ACC/AHA guidelines:
the cATH (cardiac catherization and antithrombotic therapy in
the hospital) Clinical Consensus Panel Report-III. J Invasive
Cardiol. 2007:18:525-40.
Heart attack: Tips for recovering and staying well. Family
Doctor—American Academy of Family Physicians website.
Available
at:
http://familydoctor.org/familydoctor/en/diseases-conditions/he
art-attack/treatment/tips-for-recovering-and-stayingwell.html. Updated March 2014. Accessed August 11, 2014.
Large GA. Contemporary management of acute coronary syndrome.
Postgrad Med J. 2005; 81:217-222.
Swap CJ, Nagurney JT. Value and limitations of chest pain
history in the evaluation of patients with suspected acute
coronary syndromes. JAMA. 2005;294:2623-9.
Walker CW, Dewley CA, Fletcher SF:Aspirin combined with
clopidogrel (Plavix) decreases cardiovascular events in
patients with acute coronary syndrome. Am Fam Physician.
2007;7:1643-5.
What is angina? National Heart, Lung, and Blood Institute
website.
Available
at:
http://www.nhlbi.nih.gov/health/dci/Diseases/Angina/Angina_Tre
atments.html. Updated June 1, 2011. Accessed August 11, 2014.
7/7/2007 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance.
http://www.ebscohost.com/dynamed: O’Donoghue M, Boden WE, et
al. Early invasive vs conservative treatment strategies in
women and men with unstable angina and non-ST-segment
elevation myocardial
2008;300:71-80.
infarction:
a
meta-analysis.
JAMA.
8/17/2015 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed: Bennett MH, Lehm JP, et al.
Hyperbaric oxygen therapy for acute coronary
Cochrane Database Syst Rev. 2015 Jul 23;7.
DİGOKSİN ZEHİRLENMESİ
syndrome.
Kardiyak
Glikozid
intoksikasyonu;
Zehirlenmesi;
Dijital
Kardiyak glikozidler ( Digoksin) kalp yetmezliğinde kullanılan
ilaçlardır. Glikozidlerin tedavi edici dozları çok dardır ve
kolayca zehirlenmeye sebep olabilirler. Kalp glikozidleri kalp
kası, mide, bağırsaklar ve sinir sistemini etkileyen
ilaçlardır.
Digoksin zehirlenmesi bulguları nelerdir?
KBB ve göz bulguları:
Bulanık görme,
Cisim ve objelerin etrafında hale şeklinde
görüntü ( bu hale sarı, yeşil, beyaz olabilir),
Deri bulguları;
Alerjik
sendromu),
deri
döküntüsü
(
Steven
Johnson
Ürtiker,
Kızarıklık,
Mide Bağırsak şikayetleri:
İshal,
İştahsızlık ( kronik digoksin zehirlenmesinin
önemli bir işaretidir),
Bulantı,
Karın ağrısı,
Kusma,
Kalp bulguları:
Yavaş ve/veya düzensiz nabız,
Halsizlik,
Yorgunluk,
Takatsizlik,
Sinir sistemi bulguları:
Konfüzyon, sersemlik hali,
Depresyon,
Etrafa karşı ilgisizlik,
Oriyentasyon bozukluğu ( yer, zaman ve mekanı
karıştırma: bu durum Alzheimer ve demans ile çok
karışır. Oysa hasta digoksin zehirlenmesidir),
Baş dönmesi,
Çabuk yorulma,
İsteksizlik,
Hallusinasyon görme,
Uykuya meyil,
Sürekli uyku hali,
Apati.
Digoksin zehirlenmesi tedavisi
Hastanın ilaçları kesilip doktoruna haber verilmelidir. Kısa
sürede büyük miktar digoksin alındığı düşünülüyor ise acil
servise başvurulmalıdır.
Böyle bir durumda acile gitmeden önce :
Hastanın adı, soyadı, yaşı, kilosu,
Neden zehirlenmeden şüphelendiğinizi,
Almakta oldu ilaçları,
Son aldığı ilaçları ve saatini yazarak doktorunuza
bildirin.
Kardiyak glikozid zehirlenmesi genellikle intihar amaçlı yada
yanlışlıkla alındığında özellikle çocuklar ve gençler için son
derece ölümcül olur. Yaşlılar ve glikozid kullananlar da hemen
her zaman kronik glikozid zehirlenmesi bulguları görülebilir
ve doz aşımı çok tehlikeli olmaz.
Referanslar:
Lapostolle F, Borron SW. Digitalis. In: Shannon MW, Borron SW,
Burns MJ, eds. Haddad and Winchester’s Clinical Management of
Poisoning and Drug Overdose. 4th ed. Philadelphia, Pa:
Saunders
DİGOKSİN
Kanda digoksin seviyesi; Digoksin testi;
Digoksin kalp yetmezliğinde kullanılan ve Digitalis Lanata
bitkisinden elde edilen bir ilaçtır, bu ilaçlara kardiyak
glikozidler de denir. Tedavi sırasında kandaki miktarının
artması zehirlenmeye yol açabilir. Digoksin kullanan
hastalarda aralıklarla kan düzeyi takip edilmelidir. Kardiyak
glikozidlerin tedavi edici dozları ile zehirlenme dozları
arasında çık küçük bir fark olduğundan kan seviyeleri sıkı
takip gerektirir.
Bkz: Digoksin zehirlenmesi
Digoksin normal değeri ne kadardır?
Digoksinin normal değeri 0,8 ila 2,0 ng/dL arasında olmalıdır.
Farklı değerler ilacın yetersiz dozda yada fazla dozda
olabileceğini gösterir.
CPK İZOENZİMLERİ
Kreatin Fosfokinaz İzoenzimleri; CPK isoenzymes
test; CK izoenzim;
Kreatin fosfokinaz kalp, beyin, ve kaslarda bulunan bir
enzimdir. Kanda yüksek seviyelerde bulunması kaynaklandığı
dokuda hasar olduğunu gösterir.
Aşağıdaki ilaçlar CPK değerini etkiler:
Alkol kullanımı,
Amfotericin B,
Bazı anestezik maddeler,
Kokain kullanımı,
Statinler,
Steroid kullanımı sırasında CK artar.
CPK izoenzimleri ne için istenir?
Total Kreatin kinaz seviyesi yüksek ise bu yüksekliğin nerden
kaynaklandığınıo bulmak için CPK-izoenzim testi istenir.
Kreatin kinaz yüksekliği 3 farklıo kökenden kaynaklanır:
CPK-1: ( CPK-BB de denir): özellikle beyin ve
akciğer dokusundan kaynaklanır yüksekliği bu organ
hasarını gösterir.
Beyin tümörleri,
Tıkanma, kanama veya travma sonucu beyin hasarı,
Elektroşok tedavisi,
Epilepsi krizi,
Pulmoner enfarktüs sırasında CPK-! Testi yüksek
bulunur.
CPK-2: (CPK-MB): Kalp dokusundan kaynaklanır. Kalp
hastalıklarında yükselir.
Kalp krizinde özellikle enfarktüsün 3-6. Saatleri
arasında CPK-2 yükselmeye başlar, krizin 12- 24.
Saatleri boyunca yükselir ve 12-48. Saatlerine
doğru normale iner.
Elektrik çarpması,
kalp defibrilasyonu ( kalp için yapılan
elektroşok),
herhangi bir sebeple ortaya çıkan kalp zedelenmesi
( trafik kazası, ezilme vb.),
kalp enfeksiyonları ( viral myokardit ),
açık kalp ameliyatlarında CPK-2 artar.
CPK-2
seviyesi
göğüs
ağrısı
sırasında
(koroner
kalp
hastalıklarınabağlı angina pektoris, yada Pulmoner embolis)
ve konjestif kalp yetmezliğinde yükselmez.
CPK-3: (CPK-MM) İskelet kasında bulunur ve iskelet
kası hastalıklarında, ezilmelerde yükselir.
Kas ezilmesi ( crush sendromu),
İlaç ve hareketsizliğe bağlı kas hasarı,
Myozit ( kas iltihabı),
Kas içi enjeksiyonlar,
Epilepsi krizi,
Cerrahi girişimler,
Aşırı egzersiz sırasında artar.
Aşağıdaki durumlarda kreatin fosfokinaz testi
sonucu yüksek çıkar
Kardiyak kateterizasyon, koroner anjiyo,
Kas içi enjeksiyonlar,
Cerrahi girişimler,
Aşırı egzersiz,
Aşırı ve uzun süren hareketsizlik CPK test
sonuçlarını etkiler.
Referanslar:
Anderson JL. ST segment elevation acute myocardial infarction
and complications of myocardial infarction. In: Goldman L,
Schafer AI, eds. Cecil Medicine. 24th ed. Philadelphia, Pa:
Saunders Elsevier; 2011:chap 73.
Chinnery PF. Muscle diseases. In: Goldman L, Schafer AI,
eds. Cecil Medicine. 24th ed. Philadelphia, Pa: Saunders
Elsevier; 2011:chap 429.
KORONER RİSK TESTİ
Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner
kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;
Koroner kalp hastalıklarına yol açan kolesterol ve lipit
testleridir. Koroner risk testleri koroner kalp hastalıklarına
ne derece yatkın olduğumuzu ortaya koyar. Kolesterol bir yağ
çeşididir ve damar duvarına yapışarak tıkanma ve sertleşmeye
yol açar. Damar sertleşmesi hipertansiyon tıkanmalar ise
enfarktüs ve felçlerle sonuçlanır.
Koroner risk profili hangi testlerden oluşur?
Total kolesterol,
LDL kolesterol (kötü kolesterol),
HDL kolesterol (iyi kolesterol),
VLDL kolesterol,
Trigliserid,
High sensitif CRP.
Kolesterol risk profili ne gösterir?
Kalbinizin koroner arter hastalıklarına ne kadar yakın
olduğunu gösterir. Koroner arter hastalığına yatkınlığınızı
gösterir. Kalp ve diğer damarlarınızın kolesterol ve kan
yağları ile tıkanıp tıkanmadığını damar sertliği,
hipertansiyon, enfaktüs, inme ve felç gelişme riskinizi
gösterir.
Koroner risk profili ne zaman yapılır?
Erişkinler: İlk kolesterol testleri 20 li yaşların başında
yapılmalıdır. Daha sonra 5 yılda bir ve 35 ila 45. Yaşlarda
tam kalp muayenesi ile birlikte değerlendirilmelidir.
Ailesinde hipertansiyon ve koroner arter hastalığı olanların
kolesterol değerlerini daha sık izlemeleri önerilir. Diyabet,
şeker hastalığı, hipertansiyon, felç, yada koroner arter
hastalığı olanların kolesterol değerlerine dikkat etmeleri
gerekir.
Korner risk profili zamanı:
Hiçbir hastalık ve risk taşımayanlar için 20 yaşından
itibaren her 5 yılda bir,
Ailede koroner kalp hastalığı, diyabet, hipertansiyon,
felç, gibi öyküler var ise daha sık,
Kendisinde hipertansiyon, enfarktüs, inme, felç,
koroner kalp hastalığı var ise ve kolesterol düşürücü
ilaç alıyorsa en az yılda bir kolesterol lipit profili
bakılmalıdır.
Çocuklarda ilk
yapılmalıdır?
kolesterol
testi
ne
zaman
Ailede koroner kalp hastalıkları, enfarktüs, beyin kanaması,
hipertansiyon, diyabet var ise 5 yaşından itibaren 5 yılda bir
kolesterol ve lipit profiline bakılmalıdır.
Kolesterol için normal değerler nedir?
• LDL kolesterol: < 130 mg/dL (düşük değerler tercih edilir)
• HDL kolesterol: > 40 – 60 mg/dL (yüksek değerler tercih
edilir)
• Total kolesterol: < 200 mg/dL (düşük değerler tercih edilir)
• Trigliserid: 10 – 150 mg/dL (düşük değerler tercih edilir)
• VLDL: 2 – 30 mg/dL.
Yüksek kolesterol ne anlama gelir?
Yüksek kolesterol ( HDL hariç) sizin kalp hastalıklarına, kalp
krizine, hipertansiyona, beyin kanaması, inme ve felç
geçirmeye yatkın olduğunuzu gösterir. Kalp ve diğer arterlerin
kolesterol nediyle sertleşmeye başladığını tıkanmaya
başladığını gösterir. Bu durumda yaşam şeklinizi
değiştirmeniz, diyet yapmanız ve kolesterol düşürücü ilaçlar
almaya başlamanız gerekebilir.
Kronik hastalıklar, artrit, nefrit, kronik böbrek
yetmezlikleri, tiroit hastalıkları, Hipotiroidi, hipertiroidi
ve karaciğer hastalıkları kolesterol seviyesini arttırabilir.
Artrit alevlenmesine bağlı ise tedaviden 2-3 ay sonra
kolesterol testleri tekrarlanmalıdır. Koroner risk profili
koroner kalp hastalıklarına yatkınlığımızı gösterir ne zaman
enfarktüs yada felç geçireceğinizi göstermez.
Referanslar:
Expert Panel on Detection, Evaluation, and Treatment of High
Blood Cholesterol in Adults. Executive summary of the third
report of the National Cholesterol Education Program (NCEP)
expert panel on detection, evaluation, and treatment of high
blood cholesterol in adults (Adult Treatment Panel III). JAMA.
2001;285:2486-2497. Updated 2004.
Libby P. Lipoprotein disorders and cardiovascular disease. In:
Bonow RO, Mann DL, Zipes DP, Libby P, eds. Braunwald’s Heart
Disease: A Textbook of Cardiovascular Medicine. 9th ed.
Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2011:chap 49.
Gennest J, Libby P. Lipoprotein disorders and cardiovascular
disease. In: Bonow RO, Mann DL, Zipes DP, Libby P, eds.
Braunwald’s Heart Disease: A Textbook of Cardiovascular
Medicine. 9th
2011:chap 47.
ed.
Philadelphia,
Pa:
Saunders
Elsevier;
Adult Treatment Panel III (ATP III) of the National
Cholesterol Education Program. Implications of recent clinical
trials for the National Cholesterol Education Program Adult
Treatment Panel III guidelines. Circulation. 2004 Jul 13;
110(2):227-39.
KALP SAĞLIĞI VE HİPERTANSİYON
CHECK-UP TARAMA TESTLERİ
Kalp sağlığı açısından risk teşkil eden durumların tespiti ve
risk hesaplamasını içeren testlerdir. Özellikle hipertansiyon
ve buna bağlı risklerin tahminde kan yağları çok önemlidir.
Sigara içen, kilolu yada ailesinde kardiyo vasküler hastalık
öyküsü olan kişilerin yaptırması önerilmektedir.
Not : Ücret bilgisi sadece telefon ile verilebilmektedir. 0
216 369 31 88
Kalp sağlığı hipertansiyon testleri nelerdir?
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Lipoprotein a,
Homosistein,
Açlık kan şekeri,
Total kolesterol,
HDL kolesterol,
LDL kolesterol,
VLDL kolesterol,
Trigliserid,
EKG.
METABOLİK SENDROM
Sendrom X; İnsülin
Dismetabolik Sendrom;
Rezistans
Sendromu;
Metabolik Sendrom Nedir?
Metabolik sendrom 20 yıl öncesine kadar görülmeyen ancak son
20 yılda hazır gıda tüketiminin artması, rafine yiyeceklerin,
hayvansal gıdaların aşırı tüketimi sonucunda her 6 kişiden
birini ilgilendiren metabolizma bozukluğudur.
Çocuklarda giderek daha sık görülmektedir.
Metabolizma, vücudun çalışma sistemidir. Gıdaların alınması,
işlenmesi ve enerjiye çevrilmesi ile vücudun düzgün
çalışmasını sağlayan sistemdir.
Metabolik sendrom bir hastalık değildir, vücut metabolizmasını
bozan aksaklıklar topluluğudur.
Metabolik sendrom tablosunu oluşturan aksaklıklar:
Gizli şeker( glikoz intoleransı),
Obezite,
Yüksek tansiyon ve
Yüksek trigliserid ve
Düşük HDL kolesterol ( iyi kolesterol) dür.
Metabolik sendrom tanısı nasıl konur?
Metabolik sendrom tanı kriterleri
Metabolik sendromun sebebi tam olarak bilinmemektedir, ancak
yüksek şekerli gıdalar, rafine yiyeceklerin metabolik sendroma
neden oldukları bilinmektedir. Genetik faktörler ve yaşam
tarzı metabolik sendromun ortaya çıkışını etkileyen önemli
faktörlerdir.
Metabolik sendromun araştırılması, erken teşhisi ve tedavi
edilmesi buna bağlı hastalıkların önlenmesinde çok önemlidir.
Metabolik sendroma bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklar:
Tip 2 diyabet ( şeker hastalığı ),
Kalp hastalıkları,
Kalp krizi,
Kardiyovasküler hastalıklar ;
Beyin kanaması,
İnme,
Felç dir.
Metabolik
nelerdir?
sendrom
riskini
arttıran
sebepler
Metabolik sendrom gelişmesini etkileyen en önemli faktör yaşam
tarzı ve genetik meyil dir. Yaşam tarzı içinde alınan kalori
miktarı ve egzersiz arasındaki denge önemlidir. Özellikle
yüksek kalorili gıdalar, rafine yiyecekler ( şeker, un ve yağ)
metabolik sendrom
faktörlerdir.
gelişmesine
neden
olan
en
önemli
Yaş: Çocuklarda giderek artmaktadır. Batı toplumlarında
60 yaş üstü insanların neredeyse % 40 ında metabolik
sendrom görülmektedir.
Irk: metabolik sendrom kadınlarda daha sık ortaya
çıkmaktadır,
Sosyoekonomik durum: alt gelir guruplarında daha sık
ortaya çıkar,
Obezite: şişmanlık metabolik sendroma zemin hazırlayan
en önemli faktördür. Özellikle göbek etrafında yer alan
kilolar çok tehlikelidir.
Genetik yapı: ailede metabolik sendrom olması sizde de
ortaya çıkma şansını çok arttırır. Ailede yada sizde :
Tip 2 diyabet,
Yüksek tansiyon,
Yüksek kolesterol,
Koroner kalp hastalıkları,
Polikistik over sendromu varlığı
sendrom gelişme riskini arttırır.
Az fiziksel aktivite,
Kötü beslenme:
Yüksek kalorili,
o Çok şekerli,
Doymuş yağ içeren,
Unlu,
metabolik
Az lifli gıdalar
Gazlı içecekler,
Sigara içmek metabolik sendrom gelişme riskini çok
arttırır,
Metabolik sendrom belirtileri nelerdir?
Metabolik sendrom bir hastalık değil vücut metabolizmasını
bozan aksaklıklar topluluğudur. Bu nedenle altta yatan
aksaklıklara bağlı birçok şikayete neden olabilir. Altta yatan
bulguların çoğu testler ile ortaya çıkarılabildiği için
düzenli aralıklarla CHECK – UP yapılması çok önemlidir.
Obezite: özellikle karın etrafı ve göğüste aşırı
yağlanma sonucu ortaya çıkan en sık şikayet horlamadır,
ayrıca:
Horlama,
Uyku apnesi,
Eklem ve sırta ağrıları,
Reflu ve buna bağlı yanma,
Çabuk yorulma,
Nefes darlığı,
Egzersiz kapasitesinde azalma,
Göğüs ağrısı,
Diyabet ve buna bağlı şikayetler:
Sık idrara çıkma,
Sık susama,
Kilo alma yada kilo kaybı,
Görme bozuklukları,
Yüksek kolesterole bağlı şikayetler:
Hipertansiyon,
Kardiyovasküler olaylar;
Kalp krizi,
Serebro vasküler olaylar
İnme,
Beyin kanaması,
Metabolik sendrom nasıl teşhis edilir?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları metabolik sendrom
teşhisinde yardımcı olur. Teşhisi destekleyecek metabolik
bulgular ise laboratuar testleri ile gösterilir.
Metabolik sendrom teşhis kriterleri:
Aşağıda sıralanan 5 kriterden 3ü nün bulunması metabolik
sendrom teşhisi koydurur.
1- Obezite özellikle karın çevresinde yağ birikimi ( Santral
Obezite ):
a. Göbek etrafında yağ brikimi ile karakterize şişmanlıktır.
İç organlarda yağlanma olduğunu gösterir. Metabolizmanın
aksadığını gösterir.
b. Kadınlarda göbek çevresinin 89 cm
c. Erkeklerde göbek çevresinin 102 cm den fazla olması santral
obezitedir.
2- Glikoz intoleransı veya İnsülin direnci:
Açlık kan şekerinin 100 mg/dL nin üzerinde olmasıdır.
Vücudun besinlerden alınan şekeri hızlı şekilde yerine
yerleştiremediğini, İnsülin miktarında azlık yada direnç
gelişmeye başladığını gösterir.
(Avrupa ve Amerika da kan şekeri sınır değeri 100 mg/dL,
ülkemizde kan şekeri sınır değeri 110 mg / dL dir).
3- Yüksek Tansiyon:
Tansiyonun 130 / 85 in üstünde olmasıdır.
4- Yüksek Trigliserid :
Trigliserid kan yağlarının bir çeşididir. Açık trigliserid
değerinin 150mg/dL olması metabolik sendrom için 5 kriterden
biridir.
5- İyi kolesterol ün düşük olması ( düşük HDL kolesterol ):
HDL ( High Density Lipoprotein : HDL) bir kan kolesterolüdür
ve vücudu korur. Vücuttaki kolesterolü sökerek karaciğere
götürür. Koruyucu kolesterol, iyi kolesterol de denir. Düşük
olması tansiyon, kalp ve damar hastalıklarına meyili arttırır.
a- Erkeklerde 40 mg / dL
b- Kadınlarda 50 mg/ dL altında olması metabolik sendromun 5
kriterinden birisidir.
Yukarıda sayılan 5 kriterden 3 ünün bulunması metabolik
sendrom teşhisi koydurur. Basitçe muayenehanede kilo ölçümü,
kilo boy oranı ile BMI ( Body Mass İndeks hesaplanması),
tansiyon ölçümü ile temel kriterler tespit edilebilir. Ayrıca
basit laboratuar testleri ile kan şekeri, trigliserid ve HDL
kolesterol ölçümü tanı koymak için yeterli olur.
Metabolik sendromda laboratuar testleri:
A- GLUKOZ (Kan şekeri ) TESTLERİ :
Kan şekerinin normal limitler içinde olup olmadığının kontrolü
için yapılan testlerdir. Şeker metabolizmasının göstermek için
basit kan tahlilleri yapılır:
a- AÇLIK KAN ŞEKERİ:
Bir gece açlıktan sonra sabah bakılan kan şekeridir.
Metabolizmanın kan şekerini iyi kontrol edip edemediğini
gösteren en basit testtir.
b- TOKLUK KAN ŞEKERİ:
Açlık kan şekeri ile birlikte değerlendirilir. Yemekten iki
saat sonra bakılan kan şekeridir. Metabolizmanın besinlerle
alınan glikozu nasıl kullandığına bakılır. Çok değerli bir
testtir.
c- ŞEKER YÜKLEME TESTİ ( OGT T ):
Bir miktara şeker verilerek metabolizmanın nasıl davrandığına
bakılır. Çok değerli bir testtir. Açken verilen belli miktar
şekerden sonra yarım saatte bir kan alınarak kan şekerine
bakılır. Metabolizmanın değerlendirilir.
B- KOLESTEROL TESTLERİ:
Lipid profili de denir. Kan yağlarının en önemli kısımlarından
olan kolesterol değerlerini gösterir. Açken bakılmalıdır.
Lipid profili şu testlerden oluşur:
TOTAL KOLESTEROL
HDL KOLESTEROL ( İYİ KOLESTEROL ) vücuttaki kolesterolü
sökerek karaciğere götürüp atar,
LDL KOLESTEROL ( KÖTÜ KOLESTEROL ) kolesterolü damara
yapıştırır damar sertliği ve hipertansiyon yapar, damar
tıkanması yapar,
VLDL KOLESTEROL.
Metabolik sendromlu
hastalıklar görülür?
kişilerde
en
sık
hangi
Metabolik sendrom şeker ve yağ metabolizması bozuklukları ile
seyreden bozukluklar topluluğudur ve aşağıdaki hastalıklar sık
görülür:
Tip 2 Diyabet,
Koroner kalp hastalıkları,
Kalp krizi
Kalp yetmezliği,
Felç: Beyin damarlarında tıkanmalara bağlı olarak
ortaya çıkar,
Periferik arter hastalıkları:
Polikistik over sendromu ( İnsülin ve kan şekeri
metabolizmasını bozarak metabolik sendroma yol açar),
Uyku apnesi,
Akut pankreatit,
Karaciğer yağlanması,
Kronik böbrek hastalıkları ( diyabet, böbrek
damarlarında tıkanma ve hipertansiyon nedeniyle).
Metabolik sendrom nasıl tedavi edilir?
Metabolik sendrom bir hastalık değil arızalar topluluğu
olduğundan önemli olan arızaların takibi ve zamanında
müdahaledir.
Düzenli kilo takibi,
Düzenli Check Up testleri ile kan şekeri ve kolesterol
takibi,
Tansiyon takibi,
Göbek çevresi ölçüsünün takip edilmesi metabolik
sendrom tehlikelerinden korunmanın ilk basamağıdır.
Metabolik sendromdan ancak
kaçılabilir. Bu amaçla:
bu
koşullar
düzeltilerek
Hayat tarzını değiştirmek;
Daha aktif yaşamak;
Aktivite ve spora zaman ayırmak;
Dengeli beslenmek,
Doymuş yağlardan, aşırı hayvansal gıdalardan,
rafine gıdalardan uzak durmak;
Kilo vermek,
İdeal kilonuza ulaşmak için bir programa katılın,
Yavaş ve kararlı şekilde kilo verin, kısa zamanda
verilen kilolar kalıcı başarı sağlamaz,
Yeme alışkanlığınız değiştirin.
İlaçlar ( metabolizmanın işini kolaylaştıran ilaçlar);
Kan şekerini kontrol altında tutmak için
metformin içeren ilaçlar;
Kan yağlarını dengelemek amacıyla kolesterol
düşürücü ilaçlar kullanılabilir,
Cerrahi
Tıkalı damarları açmak için,
Obezite
tedavisinde
alternatif
olarak
kullanılabilir.
Yeme alışkanlığını değiştirmek ve sağlıklı beslenme ipuçları:
Öğünlerinizde meyve ve sebze daha fazla yer alsın,
Bol lifli gıdalara yer verin,
Hayvansal gıdayı azaltın,
Kızartma yerine haşlama, ızgara yada fırında pişirmeyi
tercih edin,
Atıştırmalıkları kaldırın,
Akşam yemeğinden sonra atıştırma maya dikkat edin,
Rafine edilmiş gıdalardan ( un, şeker, yağ) uzak
durmaya çalışın,
Sodalı içecekler kullanmayın,
Hazır meyve suları kullanmayın,
Şekerli gıdalardan uzak durun.
Kan yağlarını ve metabolik
arttıran ilaçlar nelerdir?
sendrom
riskini
Bazı ilaçlar kan yağlarını arttırır metabolik sendroma zemin
hazırlar, özellikle estrojen içeren ilaçlar ve doğum kontrol
hapları bu ilaçların başında gelir.
Östrojen içeren ilaçlar,
Steroidli ilaçlar,
Beta blokerler,
Tiazid gurubu idrar söktürücü ilaçlar,
Retinoidler ( sivilce ve cilt hastalıklarında
kullanılır) metabolik sendrom riskini arttırır.
Metabolik sendrom’u
elinizdedir.
hastalığa
dönüşmeden
durdurmak
Doktorunuza danışın.
Referanslar:
1. American Heart Association
http://www.americanheart.org/
2. National Institute of Diabetes & Digestive & Kidney
Diseases
http://www.niddk.nih.gov/
3. Canadian Cardiovascular Society
http://www.ccs.ca/home/index_e.aspx/
4. Canadian Diabetes Association
http://www.diabetes.ca/
5. Batsis JA, Romero-Corral A, Collazo-Clavell ML, et al.
Effect of bariatric surgery on the metabolic syndrome: a
population-based, long-term controlled study. Mayo Clin Proc .
2008 Aug;83(8):897-907.
6. Cornier MA, Dabelea D, Hernandez TL, et al. The metabolic
syndrome. Endocr Rev . 2008;29:777-822.
7. Deen D. Metabolic syndrome: time for action. Am Fam
Physician . 2004;69:2875-2882.
8. Eckel RH, Grundy SM, Zimmet PA. The metabolic syndrome.
Lancet . 2005;365:1415-1428.
9. Findings and recommendations from the American College of
Endocrinology on the insulin resistance syndrome. American
Association of Clinical Endocrinologists website. Available
at: http://www.aace.com/ .
10. Gami AS, Witt BJ, Howard DE, et al. Metabolic syndrome and
risk of incident cardiovascular events and death. J Am Coll
Cardiol . 2007;49:403-414.
11. Grundy SM, Brewer HB, Cleeman JI, et al. Definition of
metabolic syndrome: report of the NHLBI/AHA conference on
scientific issues related to definition. Circulation .
2004;109:433-438.
12. Grundy SM, Cleeman JI, Diniels SR, et al. AHA/NHLBI
Diagnosis and management of the metabolic syndrome: an
AHA/NHLBI
Scientific
2005;112:2735-2752.
Statement.
Circulation
.
13. Metabolic syndrome. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated November
2010.
14. National Heart, Lung, and Blood Institute website.
Available at: http://www.nhlbi.nih.gov .
15. National Institute of Diabetes & Digestive & Kidney
Diseases website. Available at: http://www.niddk.nih.gov .
16. Reaven GM. The metabolic syndrome or the insulin
resistance syndrome? Different names, different concepts, and
different goals. Endocrinol Metab Clin North Am .
2004;33:283-304.
17. Steinberger J, Daniels SR, Eckel RH, et al. AHA scientifc
statement: progress and challenges in metabolic syndrome in
children and adolescents. Circulation . 2009;119:628-647.
18. Syndrome X or metabolic syndrome. American Heart
Association
website.
Available
at:
http://www.americanheart.org . Accessed January 17, 2003.
19. Wright JT, Harris-Haywood S, Pressel S, et al. Clinical
outcomes by race in hypertensive patients with and without the
metabolic syndrome (ALLHAT). Arch Int Med . 2008;168:207-217.
20. 1/13/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Salas-Salvadó J,
Fernández-Ballart J, Ros E, et al. Effect of a Mediterranean
diet supplemented with nuts on metabolic syndrome status: oneyear results of the PREDIMED randomized trial. Arch Intern Med
. 2008;168:2449-2458.
21. 2/17/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Davidson LE,
Hudson R, Kilpatrick K, et al. Effects of exercise modality on
insulin resistance and functional limitation in older adults:
a randomized controlled trial. Arch Intern Med .
2009;169:122-131.
22. 5/11/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Nettleton JA,
Lutsey PL, Wang Y, Lima JA, Michos ED, Jacobs DR. Diet soda
intake and risk of incident metabolic syndrome and type 2
diabetes in the Multi-Ethnic Study of Atherosclerosis (MESA).
Diabetes Care . 2009;32:688-694
KAWASAKİ HASTALIĞI
Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu;
Kawasaki hastalığı sebebi bilinmeyen ateşli çocukluk çağı
hastalığıdır. Nadiren ölümcül olur. Hastalık yüksek ateş,
boğazda ve dudaklarda şişlik, lenf bezlerinde şişme, el ve
ayaklarda soyulmalar ve eklem ağrıları ile seyreder. Hastalığı
viral bir enfeksiyonun başlattığı iddia edilmiş ancak
gösterilememiştir. Hastalığın gelişiminde genetik yatkınlık
olduğu düşünülmektedir.
Temel olarak otoimmün bir hastalıktır yani vücut sebebi
bilinmeyen bir nedenle kendi dokularına saldırır. Özellikle
kan damarları, ağız içi boğaz gibi mukozalara, eklemlere
saldırarak iltihaplanmaya neden olur. Lenf bezleri şişer boğaz
şişer, eklemler şişer, damarlarda iltihaplar gelişir.
Kawasaki hastalığı bulaşıcı değildir. Çocuklar hastalığı
birbirlerine bulaştıramazlar. Kawasaki başkasından kapılmaz.
Hastalık genellikle kendi kendine geriler ve iz bırakmadan
iyileşir. Nadir durumlarda hastalık kalbi ve kalp damarlarını
tutar ve damar iltihaplanması, damarlarda balonlaşmaya (
koroner anevrizma ) neden olur. Kalp kasında iltihap (
inflamasyon ) hali vardır. Kalp yetmezliğine neden olabilir.
Kawasaki hastalığı kalp damarlarında tıkanma ve daralmaya yol
açarsa kalp krizi, enfarktüs, kalp ağrıları ve kalp yetmezliği
ile kalıcı kalp şikayetlerine ve çocuğun hayatına mal
olabilir. Tedavi edilmeyen Kawasaki hastalarında kalp tutulumu
%20 ila 25 arasında değişir bu çocuklardan %1 i hayatını
kaybeder. Tedavi ile ölüm oranı %0.01 e kadar düşürülmektedir.
Bu nedenle Kawasaki hastalığının erken teşhis ve tedavisi çok
önemlidir.
Hastalık ilk kez Japon Doktor Tomisaku Kawasaki tarafından
1967 de tanımlandığı için bu adı almıştır.
Kawasaki hastalığı kimlerde görülür?
Kawasaki hastalığı aşağıdaki durumlarda daha sık görülür:
Yaş:
Hastalık Beş yaş altı çocuklarda görülür;
En sık 2 yaş civarında görülür,
8 yaş üstü çok nadir görülür, erişkinlerde
görülmez;
Erkeklerde kızlardan daha sık görülür;
Asyalılarda daha sık görülür;
Kış ve erken ilkbaharda sık görülür.
Hastalığın bu özellikleri akla mikrobik ve bulaşıcı
hastalıkalr ile ilişkisi olduğunu getirmekte ancak bugüne den
Kawasaki hastalığından sorumlu bir mikrop bulunamamıştır.
Kawasaki hastalığının belirtileri nelerdir ?
Hastalık başlangıçta diğer gribal şikayetlere benzer. En sık
görülen şikayetler :
Yüksek ateş, ateş ortalama 10 gün sürer, 40 dereceyi
bulan yüksek ateş görülür.
Döküntü: yama şeklinde daha çok göğüs bölgesine
görülür,
Eller ve ayaklarda şişme, kızarma ve daha sonra
soyulma,
Eklemlerde şişme ağrı artrit ( artrit ilerleyebilir),
eklemler simetrik olarak tutulur,
Gözlerde kızarıklık ( konjoktivit ) ,
Boyun lenf bezlerinde şişme,
Boğaz, ağız ve dudaklarda şişme kızarma, yutma zorluğu,
boğaz ağrısı ve boğukluk,
Çilek dili sarı beyaz dil üstünde kırmızı noktalar
görülür, yada dil kırmızı şiş ve ödemlidir.
İshal görülür,
Çocukta huzursuzluk vardır.
Kawasaki hastalığı nasıl teşhis edilir?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardım eder.
Kawasaki hastalığına özle bir test yoktur. Muayene bulguları
teşhis koydurur.
Beş gün süren yüksek ateş ve aşağıdakilerden dört
tanesi teşhis koydurur:
Konjoktivit ( gözlerde kızarma ),
Boğaz, dil ve dudaklarda şişme kızarma,
El ve ayak derisinde ( döküntü, kızarıklık, ödem
yada soyulma ) ,
Gövdede döküntü,
Boyun lenf bezlerinde şişme.
Ayrıca kan ve idrar tahlilleri ile inflamasyonun varlığı
gösterilir:
Tam kan sayımı:
Anemi görülebilir
İltihap hücreleri artmıştır,
Trombositoz görülür,
Sedimantasyon yükselir,
CRP yükselir,
Karaciğer enzimleri yükselir,
Albümin düşer.
Ayrıca hastalığın kalp ve damarlarda yarattığı
komplikasyonları izlemek amacı ile :
EKG ( elektrokardiyogram) : kalp elektrosu
çekilerek ritim, kalp yetmezliği ve kalp krizi
bulguları izlenir.
EKO KARDİOGRAFİ : İle koroner arterlerin tutulup
tutulmadığına,
anevrizma
varlığına,
yetmezliği olup olmadığına bakılır.
kalp
Kawasaki hastalığı nasıl tedavi edilir?
Tedavinin amacı Kawasaki hastalığına bağlı kalp damarlarının
tutulumunu engellemektir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa
komplikasyonları önlemek o derece başarılı olur. Kawasaki
tedavisinde birçok ilaç kullanılır.
Aspirin: Yüksek doz aspirin verilerek:
Kanın pıhtılaşması engellenir,
Ateş düşürülür,
Artrit ve eklem iltihabı geriler,
Döküntüler solar.
Ancak viral çocukluk hastalıklarında aspirin kullanımı
karaciğere zararlı olduğundan teşhisten emin olmak gerekir.
Gamma globülin verilir: Kawasaki hastalığının erken
dönemlerinde gama globülin verilmesi koroner arterlerin
inflamasyonu nu ve komplikasyonların gelişmesini önler.
Plazmaferez yapılır: kanın içindeki sıvı kısmın ve bir
kısım proteinlerin alınması dır. Kawasaki hastalığı
temelde otoimmün bir hastalıktır. Yani vücut kendi
dokularına saldırır. Bu saldırıda kullanılan proteinler
plazmaferez ile alınırsa iltihap ta azalır. Tedavi
prensibi buna dayanır.
Kawasaki hastalığı tehlikeli midir?
Kawasaki hastalığı kalp damarlarını tuttuğundan en tehlikeli
komplikasyonlar damar tıkanması veya daralması sonucu ortaya
çıkar. Kalp krizi, kalp yetmezliği ve kalp ağrıları ortaya
çıkabilir. Bu komplikasyonlar sonucu tedavi edilmeyen
çocukların % 1i hayatını kaybeder. % 20 – 25 inde koroner
hasar kalır. Tedavi ile bu oran %0.01 e kadar geriler. Bu
nedenle Kawasaki hastalığının erken teşhisi ve tedavisi çok
önemlidir.
Kawasaki hastalığından korunma:
Kawasaki hastalığı mikrobik bulaşıcı bir hastalık değildir.
Hastalıktan bilinen bir korunma yolu yoktur. Erken teşhis çok
önemlidir. Hastalığın komplikasyonlarından korunmak erken
teşhis ve tedaviye bağlıdır.
Referanslar:
1- American Heart Association
http://www.americanheart.org/
2- Kawasaki Disease Foundation
http://www.kdfoundation.org/
3- Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html/
4- Heart and Stroke Foundation of Canada
http://ww2.heartandstroke.ca/
5- American Academy of Family Physicians. Kawasaki diseases.
Family
Doctor.org
website.
Available
at:
http://familydoctor.org/440.xml?printxml .
6- American Heart Association. Ask the pediatric
cardiologist—Kawasaki disease. American Heart Association
website.
Available
at:
http://www.americanheart.org/presenter.jhtml?identifier=300207
9 .
7- American Heart Association. Kawasaki disease:
complications, treatment, and prevention. American Heart
Association
website.
Available
at:
http://www.americanheart.org/presenter.jhtml?identifier=985 .
8- American Heart Association. What is Kawasaki disease?
American Heart Association website. Available at:
http://www.americanheart.org/presenter.jhtml?identifier=303199
2 .
9- DynaMed Editorial Team. Kawasaki disease. EBSCO DynaMed
website.
Available
at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated July 13,
2010.
10- Newburger JW, Takahashi M, Gerber MA, et al. AHA
scientific statement: diagnosis, treatment, and long-term
management
of
Kawasaki
Disease.
Circulation
.
2004;110:2747-2771.
11- Taubert KA, Shulman ST. Cardiovascular medicine: Kawasaki
disease. Am Fam Physician . 1999;59(11
HİPERTANSİYON
Yüksek Tansiyon; HT; HBP;
Hipertansiyonun neden olduğu kalp damar hastalıkları dünyadaki
en büyük ölüm sebebidir. Kan kalp tarafından damarlara
pompalanır. Damar içindeki basıncın yüksek olmasına
hipertansiyon denir. Arter içindeki kan basıncı normalde 120
ila 70 mm cıva basıncıdır ( 120- 70 mmHg). İlk rakam ( 120
mmHg ) sistolik basınç yani kalbin kasılması sırasında olan
basınçtır. İkinci rakam ( 70 mm Hg) ise diyastolik yani kalbin
gevşemesi sırasında oluşan basınçtır. Bu değerlerden birinin
yükselmesine hipertansiyon denir.
Normal tansiyon 120 – 70 mm Hg olmalıdır,
Yüksek tansiyon 140 – 90 mm Hg ve üstüdür,
Tansiyon 120 – 70 ila 140 – 90 arasında ise buna sınır
hipertansiyon denir.
Sınır hipertansiyon hastalar ileride hipertansiyon
hastası olurlar.
Böbrek, kalp hastaları ve inme geçirmiş hastalarda
tansiyonun normale getirilmesi hayati önem taşır.
Hipertansiyon neden olur?
Birçok faktör kan basıncını etkiler.
Vücuttaki tuz ve su miktarı,
Böbreklerin iyi çalışması,
Sinir sistemi,
Damarların iyi çalışması,
Hormonlar tansiyonu belirleyen en önemli faktörlerdir.
Yaş ilerledikçe tansiyon yükselir, bunun nedeni yaşla birlikte
damarların sertleşmesi ve elastikliğini kaybetmesidir.
Günümüzde yüksek tansiyonun ana sebebi damar sertleşmesidir.
Yüksek kolesterol damar duvarında birikerek damarın
elastikliğini bozar ve kalp den gelen basınç ile genişleyemez,
tansiyon yükselir.
Tansiyonu yükselten sebepler:
Obezite,
Stres, anksiyete,
Aşırı alkol tüketimi ( erkekler için günde 2, kadınlar
için günde 1 bardaktan fazla içki),
Tuzlu yemek,
Ailede hipertansiyon öyküsü olması,
Diyabet,
Sigara içmek tansiyonu yükseltir.
Ancak genellikle hastaların çoğunda tansiyonu yükseltecek bir
sebep bulunamaz, buna esansiyel hipertansiyon denir. Yüksek
tansiyon kalp damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, kalp
yetmezliği, kalp krizi, inme, felç ve erken ölüm riskini çok
arttırır.
Hipertansiyonun belirtileri nelerdir?
Hipertansiyon genellikle hiçbir şikayete sebep olmaz. Hastalar
genellikle sağlık kontrolleri sırasında yakalanır. Kalp,
böbrek hastalıkları ortaya çıkınca hipertansiyon hastası
olduklarını öğrenen birçok hasta vardır.
Ani tansiyon yükselmeleri ve malin hipertansiyon denilen
tehlikeli ve aşırı yükselmelerde baş ağrısı, bulantı, kusma,
şuur bulanıklıkları olabilir.
Hipertansiyon nasıl teşhis edilir?
Tansiyon ölçümü temel sağlık kontrollerinden birisidir ve
çocuk yaştan itibaren düzenli kontrol edilmesi gerekir. Gün
içinde tansiyonda iniş çıkışlar olması normaldir. Evde
istirahatte tansiyon ölçümü daha sağlıklı sonuçlar verir. Gün
içinde koşuşturmalar arasında tansiyon doğal olarak üst
sınırları aşabilir bu hipertansiyon değildir. Önemli olan
istirahat sırasında tansiyonun yüksek olmasıdır.
Hipertansiyonu olan hastalarda aşağıdaki testler yapılmalıdır:
Holter tansiyon takibi,
EKO kardiyografi,
EKG,
Böbrek fonksiyon testleri,
Metabolik tarama,
Böbrek ultrasonu.
Hipertansiyon tedavisi
Tedavide amaç tansiyonu düşürmek ve komplikasyonları
önlemektir. Hipertansiyon tedavisinde ilaç ile birlikte hayat
tarzı değişiklikleri de gereklidir. Sınır hipertansiyonlu
hastalarda hayat tarzı değişiklikleri ilaçsız tansiyon
kontrolü sağlayabilir. Özellikle aşağıdaki önerilere dikkat
etmek gerekir:
Kilo vermek,
Dengeli ve sağlıklı beslenme,
Potasyumdan zengin diyet,
Bol su içmek,
Düzenli egzersiz,
Sigarayı bırakmak,
Alkolü azaltmak,
Tuzsuz beslenmek,
Stresi azaltmak, hipertansiyonu düzeltmek amacıyla
yapılması gerekenlerdir.
Hipertansiyonu kontrol etmek amacıyla verilen ilaçlar bu
önlemler olmadan pek işe yaramamaktadır.
Kontrol edilmeyen hipertansiyon birçok probleme (
komplikasyona ) yol açar: hipertansiyon komplikasyonları
genellikle ölümle sonuçlanır.
Hipertansif kriz ( çok tehlikeli
yükselmeleridir, ölümle sonuçlanabilir),
İnme ve felçler,
Kronik böbrek hastalıkları,
Kalp krizi, kalp yetmezliği,
Aorta anevrizması ve rüptürü,
Göz dibi kanamaları,
ani
tansiyon
Hipertansiyon hastası iseniz tansiyon ilaçlarınız ile
oynamayın. Hayat tarzı değişikliklerine uymuyor iseniz
ilaçlarınız fayda etmeyecektir. Düzenli doktor kontrolünüze
gidin.
Hipertansiyondan korunma:
Çocuk yaştan itibaren düzenli tansiyon kontrolleri ve
özellikle ailede hipertansiyon var ise 18 yaşından itibaren
düzenli check-up kontrolleri yapılmalıdır.
değiştirilmeli ve bu kurallara uyulmalıdır.
Hayat
tarzı
Referanslar:
1.Goldstein LB, Bushnell CD, Adams RJ, Appel LJ, Braun LT,
Chaturvedi S, et al. Guidelines for the primary prevention of
stroke: a guideline for healthcare professionals from the
American Heart Association/American Stroke Association.
Stroke. 2011 Feb;42:517-84.
2.Kaplan NM. Systemic hypertension: Treatment. In: Bonow RO,
Mann DL, Zipes DP, Libby P, eds. Braunwald’s Heart Disease: A
Textbook of Cardiovascular Medicine. 9th ed. Philadelphia, Pa:
Saunders Elsevier; 2011:chap 46.
3.Victor, RG. Systemic hypertension: Mechanisms and diagnosis.
In: Bonow RO, Mann DL, Zipes DP, Libby P, eds. Braunwald’s
Heart Disease: A Textbook of Cardiovascular Medicine. 9th ed.
Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2011:chap 45
HANTA VİRÜS
Hanta Virüs Enfeksiyonu;
Hanta virüs nedir?
Hanta virus farelerle bulaşan yüksek ateş ve kanamalar ile
seyreden bir hastalıktır. Virüs bulaştıktan sonra iki çeşit
hastalık yapar:
– Hanta virüs kanamalı ateşi: böbrek yetmezliği ve kanamalarla
seyreder,
– Hanta virüs kalp akciğer sendromu : kalp yetmezliği ve
akciğer kanamaları ile seyreden daha ağır bir hastalıktır.
Hanta virüs nasıl bulaşır ?
Hanta virüsler doğada fare gibi kemiricilerde bulunabilir,
fareler hasta olmaz, idrar, dışkı ve salyalarıyla virüsü
etrafa yayarlar. Virüs insanlara birkaç yolla bulaşır.
– Gıdalar ile ağızdan bulaşabilir,
– Toz halinde solunum yoluyla bulaşabilir,
– Hastalık taşıyan farelerin ısırması ile bulaşabilir. Hanta
virüs en çok gıdalar ve solunumla bulaşır. En sık fareler ile
teması olan orman işçileri, çiftçiler, hayvancılıkla
uğraşanlarda hastalık görülür.
Hantavirüs hastalığının belirtileri nelerdir ?
Virüs bulaştıktan sonra 1 ila 3 haftalık kuluçka dönemi
vardır.
Daha sonra
– Yüksek ateş,
– Üşüme titreme,
– Kas eklem ağrıları,
– Başağrısı, bulantı kusma, ishal,
– Karın ağrıları,
– Nefes almakta zorluk .
gibi şikayetler ortaya çıkmaya başlar.
Daha sonra böbrek yetmezliği ve kanamalar başlar, kanamalar
mide barsak kanamaları, cilt ve mukoza kanamaları, burun ve
solunum yolları kanamaları şeklinde ortaya çıkabilir ve daha
da ilerleyerek iç organ kanamaları ve ölüme neden olabilir.
Hastalık çok hafif şikayetlerle seyredip geçebileceği gibi
ağır böbrek yetmezliklerine, iç organ kanamalarına ve ölüme de
neden olabilir.
Hantavirüs hastalığının tedavisi varmıdır?
Hantavirüs hastalığının bilinen kesin bir tedavisi yoktur.
Tedavi hastanın yoğun bakım şartlarında destek tedavisini
içerir. Hastaların yaklaşık % 15 kadarı tüm destek tedavisine
rağmen ölümle sonuçlanmaktadır. Hastalık insandan insana
bulaşmaz. Hastalığın teşhisi ileri laboratuvar incelemeleri
ile konulabilmektedir.
Hanta virüsten nasıl korunurum ?
Hastalığa karşı korunmak için etkili bir aşı yoktur. Hanta
virus hastalığından korunmanın en önemli yolu fareler ile
mücadeledir. Farelerin yiyecek içeceklere ulaşması
engellenmelidir. Yiyecek içecekler açıkta bırakılmamalıdır.
Fare idar ve dışkısıyla kirlenmiş yerlerde toz
kaldırılmamalıdır, hastalık bu tozlar ile kolayca bulaşır.
Kiler, depo, kömürlük, garaj, mezra evi, barınak, kulübe vb.
gibi fare olması muhtemel alanlarda temizlik yapmadan önce
mikroplar öldürülmelidir. Bu amaçla iki litre su içine bir çay
bardağı çamaşır suyu atarak spey şeklinde serpmek 10 – 15
dakikada mikropları öldürür. Daha sonra temizlik yapılabilir.
Kesinlikle toz kaldırmadan temizlik yapılmalıdır, süpürge ve
elektrik süpürgesi kesinlikle kullanılmamalıdır. Fare dışkısı
bulunan alanlarda gıda varsa kesinlikle yenmemeli imha
edilmelidir. Avcılar, kampçılar, tarla da çalışan çiftçiler,
çiftlik çalışanlarının dikkatli olması gerekir. Fareler canlı
yakalanmaya çalışılmamalıdır, fare ölüsü derin çukura
gömülmeli çöpe atılmamalıdır. Farelere çıplak elle
dokunulmamalıdır. Bu gibi yerlerin temizliğinde mutlaka
eldiven giyilmeli ve eller sıklıkla yıkanmalıdır.
Download