TEKMAN MERKEZDE BULUNAN YATILI BÖLGE ORTAOKULU VE DİĞER ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SÜT VE ÜRÜNLERİ TÜKETİM DAVRANIŞLARI GÖKHAN KOÇBEY YÜKSEK LİSANS TEZİ AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ARALIK, 2015 TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ….(….) yıl sonra tezden fotokopi çekilebilir. YAZARIN Adı : Gökhan Soyadı : KOÇBEY Bölümü : Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi İmza : Teslim tarihi : …../…../………. TEZİN Türkçe Adı: Tekman Merkezde Bulunan Yatılı Bölge Ortaokulu ve Diğer Ortaokul Öğrencilerinin Süt ve Ürünleri Tüketim Davranışları İngilizce Adı: Tekman Boardıng Secondary School Located In The Center And Other Secondary School Students’ Consumer Behavıors Of Daıry Products i ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim. Yazar Adı Soyadı: Gökhan KOÇBEY İmza: ii …………………….. Jüri onay sayfası Yüksek Lisans Öğrencisi Gökhan KOÇBEY tarafından hazırlanan “Tekman Merkezde Bulunan Yatılı Bölge Ortaokulu ve Diğer Ortaokul Öğrencilerinin Süt ve Ürünleri Tüketim Davranışları ” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği/oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans / Doktora tezi olarak kabul edilmiştir. Danışman: Yrd. Doç. Dr. Yasemin ERSOY (Beslenme ve Diyetetik Anabilim Dalı, Karabük Üniversitesi) Başkan Üye: Prof. Dr. Sıdıka BULDUK (Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) Üye: Prof. Dr. Yücel GELİŞLİ (Eğitim Programları ve Öğretim Ana Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi) Tez Savunma Tarihi: Bu tezin Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum. Prof. Dr. Tahir ATICI (Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürü) iii Babama iv TEŞEKKÜR Çalışmamın her aşamasında her türlü yardım ve önerilerini esirgemeden bana destek olan, bilgi, tecrübe ve güler yüzü ile aramızda mesafeler olmasına rağmen e-posta ile bana destek olmaya çalışan değerli danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Yasemin ERSOY’a, her zaman yanımızda olan bölüm başkanımız Sayın Prof. Dr. Sıdıka BULDUK’ a, değerli hocalarım Prof. Dr. Ali Fuat Ersoy’a ve Prof. Dr. Yücel GELİŞLİ’ye Erzurum İli Tekman İlçe Merkezinde Bulunan Yatılı Bölge Ortaokulu ve Diğer Ortaokul Öğrencilerinin Süt ve Ürünleri Tüketim Davranışları” başlıklı çalışmamda bana yardımcı olan Tekman Yatılı Bölge Ortaokulu yönetici, öğretmen ve öğrencilerine, Cumhuriyet Ortaokulu yönetici, öğretmen ve öğrencilerine her daim maddi ve manevi desteğini yanımda hissettiğim değerli eşim Merve KOÇBEY’e ve canım aileme en içten duygularla teşekkürlerimi sunarım. Gökhan KOÇBEY v TEKMAN MERKEZDE BULUNAN YATILI BÖLGE ORTAOKULU VE DİĞER ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SÜT VE ÜRÜNLERİ TÜKETİM DAVRANIŞLARI (Yüksek Lisans Tezi) Gökhan KOÇBEY GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Ağustos 2015 ÖZ Bu araştırmada Erzurum İli Tekman İlçe Merkezinde bulunan Yatılı Bölge Ortaokulu ve diğer ortaokul öğrencilerinin süt ve ürünleri tüketim davranışları ve alışkanlıklarını saptamak ve bu durumu etkileyebilecek faktörleri belirlemek amacı ile yapılmıştır. Öğrencilerin demografik özellikleri ile ilgili verilerin yer aldığı tablo 10 incelendiğinde; öğrencilerden %60,0’ının 12-13 yaşında bireylerden oluştuğu görülmektedir. Daha sonra sırasıyla %24,5’inin 14-15 yaş, %13,8’inin 10-11 yaş, %1,7’si olan 16-17 yaş bireyler araştırmamıza katılmıştır. Öğrencilerin süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının okul değişkeni dağılımı ile ilgili verilerin yer aldığı tablo 11 incelendiğinde; Cumhuriyet ortaokulundaki öğrencilerin %28,7’si süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının olduğu ve % 71,3’ünün süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının olmadığı görülmüştür. Yatılı bölge ortaokulundaki öğrencilerin %41,6’sının süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının olduğu ve %58,4’ünün süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının bulunmadığı tespit edilmiştir. Öğrencilerin vermiş olduğu cevaplar incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir (x2=9,134, p=0,003, p<0,05). Öğrencilerin cinsiyet dağılımlarına bakıldığında öğrencilerin %59,1’inin erkek bireylerden oluştuğu %40,9’unun kız bireyden oluştuğu görülmektedir. Yaşamın büyük bölümünün geçtiği yer değişkeni ile süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı arasındaki ilişki incelendiğinde; Yaşamın büyük bölümünü, Köyde geçiren öğrencilerin %68,3’ünün, İlçe merkezinde geçiren öğrencilerin %68,2’sinin, İl merkezinde geçiren öğrencilerin % 75,0’ının, Büyükşehirde geçiren öğrencilerin % 63,6’sının süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının bulunmadıkları tespit vi edilmiştir. Öğrencilerin vermiş oldukları yanıtlar incelendiğinde ise istatistiksel olarak anlamlı fark göstermediği tespit edilmiştir (x2=0,524, p=0,914, p>0,05).Öğrencilerin süt ve süt ürünleri satın alırken kalite güvencesine bakıp bakmadıkları göre dağılım incelendiğinde %89,4’ünün “evet bakıyorum” cevabı verdikleri; %10,6’sının da “Hayır bakmıyorum” cevabı verdiği görülmektedir. Öğrencilerin her gün düzenli olarak süt ve ürünleri tüketme alışkınlığı incelendiğinde; %28,1’inin her gün düzenli olarak süt ve ürünleri tüketme “alışkınlığı var” olduğu, %71,9’unun her gün düzenli olarak süt ve ürünleri tüketme “alışkınlığı yok” cevaplarını verdikleri tespit edilmiştir. Öğrencilerin süt ve süt ürünlerini tüketmiyorsa, tüketmeme nedenlerine bakıldığında; %19,1’inin “tadı”, %9,9’unun “kokusu”, %9,5’inin “rahatsızlık veriyor”, %61,5’inin “alışkanlığım yok” cevabını verdiği saptanmıştır. Öğrencilerin süt dışında en çok sevdiği süt ürünü incelenmiş; en çok yüzdelik paya sahip olan %64,1’inin “yoğurt” tükettiği, % 28,1’inin “peynir”, %6,0’ının “tereyağı”, %1,8’inin ise “diğer” süt ürünlerini tükettiği görülmektedir. Ortaokula devam eden bireylerde sütün hangi yaşta tüketilmesi gerektiği düşünceleri incelendiğinde; “bebeklik” dönemi diyenler %22,1’i oluştururken, aynı soruda %9,8’i “gençlik”, %1,9’u “yaşlılık”, büyük bir çoğunluğunun %66,2’si ise “her yaşta” süt tüketilmesi gerektiği en fazla verilen cevap olarak karşımıza çıkmaktadır. Katılımcılara sütü tüketmeden önce herhangi bir ısı işlemi uyguluyor musunuz? Sorusuna verilen cevaplardan en fazla cevabı kaynatarak içenler %35,5’ini “Kaynatıyorum” oluşturmaktadır. %30,8’i “ısıtıp içiyorum”, %11,6’sı “hafif ısıtıyorum”, %22,1’i “soğuk içiyorum” şeklinde cevap verdikleri görülmektedir. Öğrencilerin çoğunun süt içmeden önce ısıl işlem uyguladıkları en çok söylenen cevaplar olarak karşımıza çıkmaktadır. Soğuk içenlerin ise diğer seçeneklere oranla az olduğu tespit edilmiş olup çoğunlukla sütün ısıl işlemle tüketildiği tespit edilmiştir. Yapılan bu araştırmada; Tekman merkezde bulunan Yatılı Bölge Ortaokulu ve diğer ortaokul öğrencilerinin süt ve ürünleri tüketim davranışları ile ilgili bilgi açısından öneriler bulunmaktadır. Bilim Kodu : Anahtar Kelimeler : Süt ve Süt Ürünleri, Beslenme Bilgisi, Ortaokul, Sayfa Adedi : 102 Danışman : Yrd. Doç. Dr. Yasemin Ersoy vii TEKMAN BOARDING SECONDARY SCHOOL LOCATED IN THE CENTER AND OTHER SECONDARY SCHOOL STUDENTS’ CONSUMER BEHAVIORS OF DAIRY PRODUCTS (Master's Thesis) Gökhan KOÇBEY GAZI UNIVERSITY INSTITUTE OF EDUCATION SCIENCES August 2015 ABSTRACT In this study, it is aimed to determine Erzurum in Tekman Town Center Tekman Boarding Secondary School and other secondary school students’ dairy products consumption habits and to reveal from the factors that may affect this situation. When the table 10 is examined in which there are data related to demographic characteristics of the participants it is seen that %60,0 of students is made up of 12-13 years individuals. Later, respectively 14-15 years which is %24,5 10-11 years which is %13,8 16-17 years which is %1,7 individuals have participated in the study.It is examined the participants are located in the data related to the relationship between the variables of school milk and products drinking habit that table 11 When analyzed; %28,7 of secondary school students in the Republic that the habit of drinking milk and products %71,3 were found to have the habit of drinking milk and products. %41,6 of students in boarding secondary schools, where the habit of drinking milk and products %58,4 were found to have the habit of drinking milk and products. The answers given by the students examined were found to have statistically significant difference (x2 = 9.134, p = 0.003, p <0.05). Looking at gender diversity of participants, it is seen that %59,1 of participants is made up of male individuals and %40,9 of participants is made up of female individuals. When the relationship between milk and products drinking habit by now where the majority of the variable life; The major part of life in the village who had students of 68.3%, the %68.2 had students in the district center, %75,0 of who the students in the city center, the milk and products drinking habits of %63.6 had student at the Metropolitan were found to have. The answers given by the students examined were found to have statistically significant difference (x2 = 0.524, P = viii 0.914, p> 0.05). When it is examined the distribution of whether the participants look at quality assurance or not while they are buying drinking milk and dairy products, it is seen that %89,4 of participants said “yes” and %10,6 of participants said “no” as an answer. When it is examined the participants habit of drinking milk and products on a regular basis everyday, it is detected that %28,1 of participants said “yes” and %71,9 of participants said “no” as an answer. If the participants do not consume dairy products, looking at reasons of not consuming dairy products; it is detected that %19,1 participants said “ taste”, %9,9 of participants said “smell”, %9,5 of paticipants said “causing discomfort”, %61,5 participants said “not have the habit” as an answer.It is examined the participants’ the most loved dairy products except milk, it is seen that %64,1 of participants consumes “yogurt” which has the percentage with most, %28,1 of participants comsumes “cheese”, %6,0 of participants consumes “butter” and %1,8 of participants consumes “other” dairy products. When it is examined the secondary students’ thoughts about at which age it is necessary to consume drinking milk; it is seen that %22,1 of participants said “babyhood”, %9,8 of participants said “youth”, %1,9 of participants said “old age” and %66,2 of participants said “ at every age” which is the most given anwer. The answer “ I boil it” which is the most given answer is said by %35,5 of participants about the question do you perform any heat-treating before consuming milk? It is seen that %30,8 of participants said “I heat it”, %11,6 of participants said “I heat it very little, %22,1 of participants said “ I drink it cold” as an answer. It is seen that as an answer, most of the students performs a heattreating before consuming milk and products. It is detected that the percentage of participants who drinking milk cold less than other options and mostly the milk is consumed with a heat-treating. In this study; there are suggestions for information about Tekman Boarding Secondary School located in the center and other secondary school students’consumer behaviors of dairy products. Science Code : Key Words : Milk And Milk Products, Nutrition Information, Middle School Page Number : 102 Supervisor : Asist. Prof. Dr. Yasemin Ersoy ix İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR ..................................................................................................... v ÖZ .................................................................................................................... vi ABSTRACT .................................................................................................. viii İÇİNDEKİLER................................................................................................ x TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................. xiii SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ............................................ xvi BÖLÜM I. GİRİŞ ............................................................................................ 1 1.1. Araştırmanın Problemi .............................................................................................. 12 1.2. Araştırmanın Amacı ................................................................................................... 12 1.3. Araştırmanın Önemi ................................................................................................... 12 1.4. Araştırmanın Varsayımları........................................................................................ 13 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ......................................................................................... 13 BÖLÜM II. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ..................................................... 15 2.1. Sütün Tanımı ve Özellikleri ....................................................................................... 15 2.1.1. Sütün Tür Özellikleri ......................................................................... 17 2.1.2. Sütün Organoleptik Özellikleri ......................................................... 17 2.1.2.1. Sütte Görünüş .................................................................... 18 2.1.2.2. Sütte Renk .......................................................................... 18 2.1.2.3. Sütte Tat ............................................................................. 18 2.1.2.4. Sütte Koku .......................................................................... 19 2.2. Süt ve Ürünlerinin Besin İçeriği ................................................................................ 19 2.2.1. Sütün Enerji İçeriği ............................................................................ 20 x 2.2.2. Sütün Karbonhidrat İçeriği ............................................................... 20 2.2.3. Sütün Yağ İçeriği ................................................................................ 21 2.2.4. Sütün Protein İçeriği .......................................................................... 22 2.2.5. Sütün Vitamin İçeriği ......................................................................... 23 2.2.6. Sütün Mineral İçeriği ......................................................................... 24 2.3. Süt Teknolojisi ve Kalitesi .......................................................................................... 25 2.3.1. İçme Sütü Üretimi .............................................................................. 25 2.3.2. Süt ve Isıl İşlem ................................................................................... 26 2.4. Yeterli ve Dengeli Beslenmede Sütün Yeri ve Önemi .............................................. 27 2.4.1. Sütün Diyette Besin Ögesi Alımına Katkısı ...................................... 28 2.4.2. Süt Tüketimi İçin Öneriler ................................................................ 28 2.5. Süt ve Kronik Hastalıklar İle İlişkisi ........................................................................ 29 2.5.1. Süt ve Osteoporoz İle İlişkisi ............................................................. 29 2.5.2. Süt ve obezite ile ilişkisi ...................................................................... 29 2.5.3. Süt ve Kanser İle İlişkisi .................................................................... 30 2.5.4. Süt ve Kemik Sağlığı........................................................................... 30 2.5.5. Süt ve Mental Gelişim ........................................................................ 31 2.6. Türkiye’de ve Dünyada Süt Tüketimi ...................................................................... 31 2.7. Süt ve Süt Ürünleri ..................................................................................................... 32 2.7.1. Süt ........................................................................................................ 32 2.7.2. Peynir ................................................................................................... 34 2.7.3. Peyniraltı Suyu .................................................................................... 35 2.7.4. Yoğurt .................................................................................................. 35 2.7.5. Çökelek ................................................................................................ 37 2.7.6. Süt Tozu ............................................................................................... 37 2.7.7. Kefir ..................................................................................................... 37 2.7.8. Tereyağı ............................................................................................... 38 xi 2.7.9. Dondurma............................................................................................ 40 BÖLÜM III. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ................................................... 41 BÖLÜM IV.YÖNTEM ................................................................................. 49 4.1.Araştırma Modeli ......................................................................................................... 49 4.2. Evren ve Örneklem ..................................................................................................... 49 4.3. Verilerin Toplanması .................................................................................................. 50 4.4. Verilerin Analizi .......................................................................................................... 50 BÖLÜM V. BULGULAR ve YORUM ........................................................ 51 5.1. Kişisel Bilgiler.............................................................................................................. 51 5.2. Öğrencilerin Beslenme Durumlarının Değerlendirilmesi ....................................... 48 5.3. Öğrencilerin Süt ve Ürünleri İle İlgili Bilgi Düzeyi Dağılımı ................................. 74 BÖLÜM VI. SONUÇ ve ÖNERİLER ......................................................... 83 6.1.Sonuçlar ........................................................................................................................ 83 6.2.Öneriler ......................................................................................................................... 86 KAYNAKÇA ................................................................................................. 89 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................... 97 EKLER ........................................................................................................... 99 EK-1. Anket Formu ......................................................................................................... 100 xii TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. Çiğ sütlerin tür özellikleri ...................................................................................... 17 Tablo 2. İnek sütünün su, enerji, karbonhidrat, yağ ve protein içeriği (100 gram süt için) . 20 Tablo 3. İnek sütünün karbonhidrat ve laktoz içeriği (100 gram süt için) ........................... 21 Tablo 4. İnek sütünün çeşidine göre toplam yağ, yağ asitleri ve kolesterol içeriği (100 gram süt için)................................................................................................................................. 22 Tablo 5. İnek sütünde bulunan bazı vitaminlerin miktarları (100 gram süt için) ................ 23 Tablo 6. İnek sütünde bulunan bazı minerallerin miktarları (100 gram süt için) ................ 25 Tablo 7. Süt ve Bazı Gıdaların Kalsiyum İçerikleri ............................................................ 33 Tablo 8. 1000 Gram Sütün Enerji ve Besin Değerleri, ........................................................ 34 Tablo 9. Süt ürünlerinin 100 Gramında Bulunan Enerji ve Besin Değerleri ....................... 35 Tablo 10. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Demografik Dağılımları ................................ 51 Tablo 11. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Okul Değişkenine Göre Karşılaştırılması .......................................................................................................... 53 Tablo 12. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Yaşlarına Göre Karşılaştırılması ................................................................................................................... 53 Tablo 13. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Cinsiyetlerine Göre Karşılaştırılması ................................................................................................................... 54 Tablo 14. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Yaşadıkları Yere Göre Karşılaştırılması .......................................................................................................... 54 Tablo 15. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Kardeş Sayısına Göre Karşılaştırılması .......................................................................................................... 55 Tablo 16. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Ailedeki Gelir Dağılımına Göre Karşılaştırılması ....................................................................................... 55 Tablo 17. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketip Tüketmedikleri İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ................................................................................................... 56 xiii Tablo 18. Öğrencilerin Her Gün Düzenli Olarak Süt İçme Alışkınlığı İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ................................................................................................... 56 Tablo 19. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünlerini Tüketmiyorsa, Tüketmeme Nedeni İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ...................................................................................... 57 Tablo 20. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketiminde Günde Ne Kadar Süt Tükettikleri İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ........................................................................ 58 Tablo 21. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünlerini En Fazla Hangi Öğünde Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ...................................................................................... 59 Tablo 22. Öğrencilerin Haftada Ne Kadar Süt Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ............................................................................................................................... 60 Tablo 23. Öğrencilerin Sütü Genellikle Nasıl Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ............................................................................................................................... 61 Tablo 24. Öğrencilerin Sütü Tüketmeden Önce Herhangi Bir Isı İşlemi Uygulaması Dağılımı İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ......................................................... 62 Tablo 25. Öğrencilerin Sütün Hangi Yaşta Tüketilmesi Gerektiği Düşünceleri İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ...................................................................................... 62 Tablo 26. Öğrencilerin Kahvaltıda Süt Yerine Hangi Tür İçecekleri Tercih Ettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ...................................................................................... 64 Tablo 27. Öğrencilerin Süt Tüketim Alışkanlıklarının Süt Yerine Kahvaltıda Tercih Ettiği İçeceğe Göre Karşılaştırılması ............................................................................................. 64 Tablo 28. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Satın Alırken Kalite Güvencesine Bakıp Bakmadıkları İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı.................................................. 66 Tablo 29. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Satın Alırken Üretim ve Son Kullanma Tarihlerine Bakıp Bakmadıkları İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı .................... 66 Tablo 30. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Fiyatlarını Nasıl Buldukları İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ................................................................................................... 67 Tablo 31. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Fiyat Değişkenine Göre Karşılaştırılması .......................................................................................................... 67 Tablo 32. Öğrencilerin Süt Dışında En Çok Sevdiği Süt Ürünü İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı .................................................................................................................... 68 Tablo 33. Öğrencilerin Hangi Peynir Çeşidini Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ............................................................................................................................... 69 xiv Tablo 34. Öğrencilerin Günde Ne Kadar Peynir Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı .................................................................................................................... 69 Tablo 35. Öğrencilerin Peyniri En Fazla Hangi Aralıkta Tükettiği Durumu İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ................................................................................................... 70 Tablo 36. Öğrencilerin Haftada Ne Kadar Yoğurt Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı .................................................................................................................... 71 Tablo 37. Öğrencilerin Süt Ürünleri Tüketiminde Yoğurdu Ne Şekilde Tükettikleri İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı.............................................................................. 72 Tablo 38. Öğrencilerin Süt Ürünleri Tüketiminde Tereyağının Sağlığımız İçin Gerekliliği Durumu İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı .......................................................... 73 Tablo 39. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünlerinde Markanın Önemi İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ................................................................................................... 74 Tablo 40. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Marka Değişkenine Göre Karşılaştırılması .......................................................................................................... 75 Tablo 41. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Alırken Ambalajın Önemi İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ................................................................................................... 76 Tablo 42. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Ambalaj Değişkenine Göre Karşılaştırılması ..................................................................................... 77 Tablo 43. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Alırken Fiyatı Yüksek Olan Ürünün Kaliteli Olup olmadığı İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ................................................ 78 Tablo 44. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Satın Alırken En Ucuz Ürünü Alıp Almadığı İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ........................................................................ 79 Tablo 45. Öğrencilerin Devamlı Olarak Aynı Marka Süt ve Süt Ürünleri Aldığı İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ...................................................................................... 80 Tablo 46. Öğrencilerin En Sağlıklı Sütün Kaynatılmış Süt olduğu İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı ................................................................................................... 81 xv SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ AB Avrupa Birliği ABD Amerika Birleşik Devletleri DNA Deoksiribo Nükleik Asit RNA Ribo Nükleik Asit ESK Et ve Süt Kurumu SB Sağlık Bakanlığı TGK Türk Gıda Kodeksi TSE Türk Standartları Enstitüsü TUSEDAD Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği USDA United States Department of Agriculture (ABD Tarım Bakanlığı) WHO World Healt Organization (Dünya Sağlık Örgütü) ISO International Organization for Standardization (Uluslar Arası Standardizasyon Organizasyonu) HACCP Hazard Analysis and Critical Control Point (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları) UHT Ultra-High Temperature (Ultra Yüksek Isı) SPSS Statistical Package for Social Sciences (Sosyal Bilimler için İstatistik Paketi) xvi BÖLÜM I GİRİŞ Beslenme insanın temel ihtiyaçlarından biridir. Bu ihtiyacın en iyi şekilde karşılanması, diğer ihtiyaçların yerine getirilmesinde güven yaratıcı bir unsur oluşturur. Yaşamın devamlılığı için beslenme, öncelikli bir öneme sahip olduğuna göre, insanlar ne yediğine ve ne içtiğine dikkat etmek zorundadırlar. Bu dikkati sağlama, beslenme konusunda bilgi sahibi olmayı gerektirir. Bilimsel gerçeklere uygun beslenme bilgileri ile donatılmış bir kişi ise sağlıklı beslenme alışkanlıkları gerçekleştirir (Baysal, 2014). Türkiye, beslenme durumu yönünden hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerin sorunlarını birlikte içeren bir görünüme sahiptir. Türkiye'de halkın beslenme durumu bölgelere, mevsimlere, sosyo-ekonomik düzeye ve kentsel kırsal yerleşim yerlerine göre önemli farklılıklar göstermektedir. Bu durum beslenme sorunlarının niteliği ve görülme sıklığı üzerinde etkili olmaktadır. Ayrıca beslenme konusundaki bilgisizlik, hatalı besin seçimi ile besinlere yanlış hazırlama, pişirme ve saklama yöntemlerinin uygulanmasına neden olmakta ve beslenme sorunlarının boyutlarının büyümesine yol açmaktadır (Pekcan, 1998; Pekcan ve Karaağaoğlu, 2000). Bireyin, ailenin ve toplumun birinci amacı, sağlıklı ve üretken olmaktır. Sağlıklı ve üretken olmanın simgesi ise fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden iyi bir durum da olmak ve bu durumu uzun süre korumaktır. İnsan sağlığı; beslenme, kalıtım, iklim ve çevre koşulları gibi birçok etmenin etkisi altındadır. Bu etmenlerin başında ise beslenme gelmektedir. Yetersiz beslenen toplumlardaki çocuk ölüm hızı, yeterli beslenen toplumlardan on kat daha yüksektir. Diyet yetersizliği ile vücut yapısı arasında da doğru orantılı ilişkiler olduğu ortaya koyulmuştur. Gelişmiş ülkelerde ise ölüm nedenlerinin başında kalp-damar rahatsızlıkları, kanser ve benzeri kronik hastalıklarda yanlış ve dengesiz beslenmenin birinci derecede risk etmeni olduğu bugün herkes tarafından kabul edilmektedir. Beslenme, işçinin üretim hızını etkileyen etmenlerin de başında gelmektedir. Üretim için gerekli 1 enerji sağlanmadığı zaman işçi çalışmaları sınırlanmaktadır. Beslenmenin zeka gelişimini etkilediği de ortaya koyulmuştur (Baysal, 2014). Yaşamın her evresinde bedensel ve zihinsel yönden sağlıklı olmak ve sağlığı devam ettirmek yeterli ve dengeli beslenme ile mümkündür. Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması durumu "yeterli ve dengeli beslenme" olarak tanımlanır (Sağlık Bakanlığı [SB], 2004). Çocuğun beslenmesi, çevre koşulları, ailesinin sosyo ekonomik durumu ve çocuğa verilen eğitimle yakından ilgilidir. Bu eğitimde en büyük katkı evde ailenin, okulda ise öğretmenlerindir. Bu nedenle öğretmenlerin kendi beslenme bilgilerinin iyi olması ve bunu öğrencisine doğru uygulatarak yansıtabilmesi önem taşır (Tekgül, Özer ve Aksoy, 1986). Çocukluk çağı; büyüme ve gelişmenin en hızlı olduğu ve beslenme alışkanlıklarının kazanıldığı bir dönemdir. Okul çağında olan çocuk, bir yandan olgunlaşırken; diğer yandan motor becerilerini kazanır (Öktem, Yavrucuoğlu, Türedi ve Tunç, 2005). Çocukluk çağlarında alınan kalsiyum miktarı kemik ve diş gelişimi için büyük önem taşımaktadır. Okul çağı çocuklarında süt ve süt ürünlerinden ve de koyu yeşil yapraklı sebzelerden alınan kalsiyum genellikle günlük gereksinimi karşılasa da adölesan çağa yaklaşıldığında kalsiyum gereksinimleri her zaman karşılanamayabilir (Süoğlu, 2004). Okul çağı ve adölesan dönemi beslenmesinde amaç, normal büyüme ve gelişmeyi sağlamaktır. Yeterli ve dengeli beslenme sayesinde bireylerin beklenen büyüme ve gelişmeleri sağlanmakta, hastalıklara karşı dirençleri artmaktadır. Bununla birlikte, kemik gelişimi, bilişsel yetenek ve okul performansındaki artış ve ileri yaşlarda görülen bazı hastalıkların önlenmesinde çocuklukta kazanılan beslenme alışkanlıklarının önemi bilinmektedir (Demirezen ve Coşansu, 2005). Çocuğun toplum yaşamına ilk kez bilinçli olarak girdiği bu dönemde yeterli beslenmenin sağlanması hem fiziksel gelişim, hem de sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesi, ileriki dönemde beslenmeye bağlı kronik hastalıkların oluşumunun önlenmesinde önem taşımaktadır (Demircioğlu ve Yabancı, 2003). En temel kalsiyum kaynağı olarak bilinen süt ve süt ürünlerinin okul çağında yeterli düzeyde tüketilmesi, çocukların gelecekte kemik sağlığı üzerine yararlı etkiler oluşturacağı üzerinde de önemle durulmaktadır. Ayrıca ilköğretim öğrencilerinde süt tüketimi ile 2 mental gelişim ve okul performansında iyileşme sağlandığı bildirilmiştir (Önsüz, Demir, Zengin ve Bektaş, 2012). Bu yaş grubundaki çocuklar büyüme süreci içinde olduklarından besin gereksinimleri yetişkinlerden farklıdır. Bu dönemde yetersiz ve dengesiz beslenme çocuğun hem fiziksel gelişimini hem de öğrenme yeteneğini olumsuz etkiler. Okul çağı çocuklarının verimli öğretim yapabilmeleri için sağlıklı koşullar içinde olmaları gerekir. Dengeli ve yeterli beslenen çocuk kolayca güçlenir, hastalıklara karşı direnç kazanır, zeka gelişimini olumlu bir biçimde tamamlar, sosyal uyum ve formal eğitim yönünden başarılı olur (Başsoy, 2000). Yeterli süt ve süt ürünleri tüketmeyen toplumlarda fertlerin fiziksel ve zekâ gelişimi de yeterli olmamaktadır. Özellikle beslenme konusunda yapılan araştırmalarda, yaşamın her çağında ihtiyaç duyulan temel besin öğelerinin ancak süt ürünleri tüketimi ile karşılanabileceği artık kanıtlanmıştır (Burdur Tarım, 2009). Yetersiz ve dengesiz beslenme ile büyüme ve gelişme olumsuz etkilenmekte, boy kısalığı görülmekte ve vücut ağırlığı normal sınırlar arasında olmamaktadır. Ayrıca, çocuklarda hastalıklara karşı direnç azalmakta, çocuklar sık hastalanmakta ve hastalıklar ağır seyretmektedir. Derslerde yorgunluk, dikkat azalması, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, üşüme gibi okul performansını ve başarısını olumsuz etkileyen durumların sebebi olarak da yetersiz ve dengesiz beslenme gösterilmektedir. Bunların yanı sıra yetersiz beslenme çocuklarda; anemi, avitaminozis, iyot yetersizliği ve diş çürükleri gibi beslenme sorunları ile karşılaşılmasına neden olmaktadır (Yıldız, 2009). Bu tür problemlerle karşılaşmamak için çocukların yeterli ve dengeli beslenmesi önem taşımaktadır. Çocuklar okul çağında daha fazla enerji harcamaktadırlar. Okul dönemi çocuğunun günlük enerji ve besin öğesi gereksinimi yaş büyüdükçe boy ve ağırlık artışı doğrultusunda artmaktadır. Yeterli ve dengeli bir okul çocuğu diyetinde toplam enerjinin; %10–20’si proteinden, %50–60’ı karbonhidratlardan ve %25–35’i yağdan sağlanmalıdır (SB, 2004). Vücudun ihtiyacı olan enerji ve besin öğelerinin her gün ihtiyaç duyulan miktarlarda alınması‘yeterli ve dengeli beslenme’ olarak tanımlanır (Ünal ve Besler, 2006). Beslenmede amaç, bireyin yaşı, cinsiyeti ve içinde bulunduğu fizyolojik duruma göre gereksinimi olan bütün besin öğelerini yeter miktarlarda sağlayabilmesidir (Baysal, 2014). 3 Ekonomik bakımdan gelişmiş olmanın ilk şartı, insan gücünü üretimi arttırma yolunda kullanabilmekten geçer. Sağlıklı insan üretken insandır. Sağlığın temeli de yeterli ve dengeli beslenme ile atılır (SB, 2004). Toplumun çeşitli kesimlerindeki beslenme sorunları, yalnızca yeterince besin maddesi bulunamamasından değil, yeterli ve dengeli beslenme ile ilgili bilgi yetersizliğinden de kaynaklanmaktadır. Değişik yaş gruplarındaki ve özel durumlardaki bireylerin besin gereksinimlerinin bilinmemesi yanında yanlış alışkanlıklar ve uygulamalar, yetersiz ve dengesiz beslenme sorunlarına yol açmaktadır (Bodur ve Çatalkaya, 1995). Ülkemizde vitamin yetersizliği olan öğrencilerin oranı (%60-85) oldukça yüksek olup kalsiyum ve riboflavin yetersizliğinin temel nedeni olarak özellikle süt ve süt ürünlerinin yetersiz düzeyde tüketilmesi gösterilmektedir (Nahcivan, 2006). Çocuğun beslenmesi, çevre koşulları, ailesinin sosyo ekonomik durumu ve çocuğa verilen eğitimle yakından ilgilidir. Bu eğitimde en büyük katkı evde ailenin, okulda ise öğretmenlerindir. Bu nedenle öğretmenlerin kendi beslenme bilgilerinin iyi olması ve bunu öğrencisine doğru uygulatarak yansıtabilmesi önem taşır (Tekgül, Özer ve Aksoy, 1986). Özellikle okul çağı, çocukların sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmasında ve doğru beslenme davranışlar edinmesinde kritik öneme sahiptir. Bu dönemde fizyolojik, psikolojik ve sosyal gelişim ile büyüme ve gelişme hızlanmakta ve daha fazla enerjiye, yeni dokuların yapımı için daha fazla proteine, vitaminlere ve minerallere gereksinimleri bulunmaktadır. Çocukların yeterli ve sağlıklı büyümelerinin sağlanması için çocuk beslenmesinde düzenli olarak yer alması gereken besinlerin başında süt ve süt ürünleri gelmektedir. Süt ve süt ürünleri, özellikle kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere bazı önemli mineraller, protein ve riboflavin gibi B grubu vitaminlerinin Kaynağı olduğu için çocukların gelişiminde önemli yer tutmaktadır. Ancak, büyüme ve gelişmeye önemli katkısı olduğu bilinen ve enerji ve birçok besin öğesi içeren süt ve süt ürünlerinin çocuklar tarafından tüketiminin son 20–30 yılda önemli ölçüde azaldığı bildirilmektedir (Yıldız, 2009). Süt bileşiminde bulunan 300 farklı madde ve bu maddelerin özellikleri nedeniyle; canlının ihtiyacı olan tüm besin maddelerini yeterli ve dengeli bir biçimde içeren temel bir gıda maddesidir ( Üçüncü, 2005). Süt; protein, kalsiyum, fosfor, A vitamini, B2 vitamini ve B12 vitamini başta olmak üzere birçok besin öğesinin önemli kaynağıdır. Ancak, mevsimsel değişim, fizyolojik etkenler, hastalık durumu gibi birçok etken sütün besin öğesi içeriğini etkilemektedir. Yapılan 4 araştırmalarda ilkbahar ve sonbahar ayları arasındaki sütün besin öğesi değerlerinin istatistiksel olarak anlamlılık gösterdiği bildirilmiştir. Sütün protein, yağsız kuru madde ve kül içeriklerinin sonbahar döneminde, yağ miktarının ise ilkbahar döneminde daha yüksek olduğu gösterilmiştir (Ünal ve Besler, 2006). Süt, tüm esansiyel amino asitleri içeren, yüksek değerli proteinlerin önemli bir kaynağı olduğundan vazgeçilmez bir gıda maddesidir. Ayrıca önemli bir kalsiyum, fosfor ve riboflavin kaynağıdır (Metin ve Tekinşen, 2001). Süt proteinin biyolojik değeri yüksek olup, insan vücudunun sentezleyemediği esansiyel aminoasitler, sütte yeterli ve dengeli oranda bulunmaktadır. Süt proteini vücutta, hücre ve dokuların oluşmasında kullanılır. Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Saç ve tırnakların oluşmasında, kasların kasılmasında rol oynar. Süt ve ürünlerini içeren diyetleri tüketmeden vücudun kalsiyum ihtiyacının karşılanması zordur. Kalsiyum ve fosforun kaynağı olan süt, özellikle kemik ve dişlerin oluşumu, gelişmesi, sağlıklı yapısının korunması, kalp, sinir ve kas hücreleri içinde gereklidir. Süt doğal bağırsak florasının oluşmasında ve korunmasında rol oynayabilir ve kan şekeri düzeyinin hızlı yükselmesini önleyebilir (Atasever, 2003). Sütün bir litresinde yaklaşık olarak; %87 su, %4,7 laktoz, %3,7 yağ, %3,5 protein, %0,70 mineral madde, iz miktarda vitaminler, enzimler, organik asitler ve koruyucu maddeler, hormonlar ve hormon benzeri maddeler bulunmaktadır (Demirci ve Şimşek, 1997). WHO’nun (World Healt Organization)önerdiği günlük süt tüketim miktarı 0,5litre/gün dür. Dünya bazı ülkelerde kişi başına düşen yıllık süt tüketim miktarları, Finlandiya’da 139, İspanya’da 108, İngiltere’de 100, Fransa’da 75, Almanya’da 50, Polonya’da 33 ve Türkiye’de 6 litre olarak kaydedilmiştir. Türkiye’de yıllık süt tüketim miktarı, doğru beslenme açısından yeterli olmamakla birlikte tüketilmekte olan sütün %49’u sokak sütçülerinden, %42’si günlük ambalajlı sütlerden, %8’i UHT sterilize sütlerden karşılanmaktadır (Tarım, 2015) Sütün günlük olarak alınması önerilen ortalama miktarı bebekler için 700 g, çocuklar için 400 g, gençler için 350 g, yetişkinler için 250 g, hamile ve emzikli kadınlar için 500 g, yaşlılar için ise 350 g şeklindedir (Ayar ve Demirulus, 2000; Rasenthal, 1991). Türkiye'de kişi başına içme sütü tüketimi 15 kg/yıl iken, AB'de 95 kg/yıl, ABD'de 95 kg/yıl, Rusya'da 94 kg/yıl dır. Diğer taraftan 1998 yılında, dünya ortalamasında kişi başına 93,7 litre süte eşdeğer süt ve süt ürünleri tüketilirken, bu rakam ABD'de 292,0 litre, AB'de 5 342,5 litre ve Türkiye'de ise 155 litre olarak hesaplanmaktadır (Çelik, Karlı, Bilgiç ve Çelik, 2005). Ülkemizde süt tüketimi Avrupa Birliği (AB) ülkelerine kıyasla oldukça düşüktür. Ülkemizde kişi başına tüketilen içme sütü miktarı yıllık 24 litre civarındadır. Bu miktar birçok Avrupa ülkesinde 100 litrenin üzerindedir. Ülkemizde tüketilen sütün % 62’si sokakta satılan açık süttür. Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TUSEDAD) verilerine göre kişi başına düşen yıllık ambalajlı süt tüketimi gelişmiş ülkelerde 60 ile 170 litre arasında değişirken, Türkiye’de bu miktarın 4-5 litre gibi düşük düzeylerde kaldığı belirtilmektedir (Yıldız, 2009). Ülkemizde süt genellikle mamullere işlenerek tüketilmektedir (Şimşek, Çetin ve Bilgin, 2005). 1974 Türkiye Ulusal Beslenme Araştırması sonuçlarına göre süt yoğurt tüketimi kişi başına günlük 78,7 g iken, 1984 yılı araştırmasında 69 grama düşmüştür (Ünal ve Besler, 2006). Bir litre süt yetişkin ve çocukların günlük riboflavin ve kobalamin gereksinimlerinin tümünü, günlük proteinin ise yarısını karşılamaktadır. Ayrıca, bir litre sütün vereceği kalori ise bileşimindeki yağ, protein ve laktozun miktarlarına bağlı olarak ortalama 695,3 kaloridir (Özcan, Erbil ve Kurdal, 1998). Büyüme ve gelişim için yeterli besin öğelerini içeren süt, insanoğlunun bebeklik, ergenlik ve yaşlılık dönemlerinde önemli bir yere sahiptir. Süt hayvansal kaynaklı besin öğeleri açısından zengin bir bileşimdedir. Aynı zamanda içeriğinde bulunan ve fizyolojik olarak önemli olan, protein ve peptid yapısındaki öğelerden oluşan immünoglobulinler, enzimler, enzim inhibitörleri, büyüme hormonları, diğer hormonlar, büyüme faktörleri, antibakteriyel ajanlar ile yağ asitleri, vitamin ve minerallerden dolayı değerli bir besindir (Özcan, Erbil ve Kurdal, 1998;Yetişmeyen, 1995). İnsanın tüm yaşamında önemli yeri olan süt, yeterli ve dengeli beslenme için gerekli olan hayvansal kaynaklı protein, yağ, laktoz ile vitamin ve mineral maddeleri tam ve yeterli oranda içerir. Süt beslenme değerinin yüksekliği yanında, vücut fonksiyonlarını düzenleyen, gelişmesini sağlayan, kemik ve diş oluşumunda önemli yeri olan bir gıda maddesidir (Şimşek vd., 2005). 6 Süt bileşimi gereği, canlı vücudun gereksinimlerini oluşturan besin maddelerinin hemen tamamını tam ve yeterli oranda karşılayabilmektedir. Yapılan araştırmalara göre 1 litre süt yetişkinlerin günlük kalsiyum ve fosfor gereksinimlerinin tamamını, 10–12 yaşları arasındaki çocuklarda ise tamamına yakın bir kısmını karşılamaktadır. Yine 1 litre süt, yetişkin ve çocukların günlük B2 ve B12 vitamin gereksinimlerinin tümünü, günlük proteinin ise yarısını oluşturmaktadır (Gıda-Sektörü, 2009). Süt, canlının büyümesi ve gelişmesi için başta gelen besinlerden biridir. İnsanın tüm yaşamında önemli yeri olan süt, yeterli ve dengeli beslenme için gerekli olan hayvansal Kaynaklı protein, yağ, laktoz ile vitamin ve mineral maddeleri tam ve yeterli oranda içerir. Süt, beslenme değerinin yüksekliği yanında, vücut fonksiyonlarını düzenleyen, gelişmesini sağlayan, kemik ve diş oluşumunda önemli rolü olan temel bir gıda maddesidir (Özcan, Erbil, Kurdal, 1998). İnsanların sağlıklı yaşaması, üretken ve başarılı olması yeterli, dengeli ve doğru beslenmeleriyle ilgilidir. Beslenme; yaşamın sürdürülmesi, sağlığın korunması, büyüme ve gelişme için gerekli besinlerin yeterli ve dengeli bir şekilde alınarak vücudumuzun bunları değerlendirmesi olarak tanımlanmaktadır. İyi bir beslenme için gerekli besin öğeleri hayvansal ve bitkisel kaynaklı çeşitli besinlerde mevcuttur. Ancak bu besinler arasında sütün ayrı bir yeri vardır. Süt vücut için gerekli besin öğelerini dengeli ve yeterli bir şekilde içermektedir. Süt ve ürünleri vücuda enerji sağlamasının yanı sıra vücudun yapısı ve biyokimyasal işlemleri için gerekli besin öğelerinin yanı sıra 85 civarında farklı mineral, vitamin, enzim, organik asit, hormonu yapısında bulundurmaktadır. Süt ve ürünleri özellikle çocuklar ve gençler için mükemmel bir besin, yeri geldiğinde takviye bir gıdadır (Demirci, 1986; Yetişmeyen, 1995). Yapılan araştırmalara göre 1 litre süt yetişkinlerin günlük kalsiyum ve fosfor gereksinimlerinin tamamını, 10–12 yaşları arasındaki çocuklarda ise tamamına yakın bir kısmını karşılamaktadır. Yine 1 litre süt, yetişkin ve çocukların günlük B2 vitaminini (riboflavin) ve B12 vitaminini (kobalamin) gereksinimlerinin tümünü, günlük proteinin ise yarısını oluşturmaktadır. Dolayısıyla insanlar için en eşsiz ve en ideal besin kaynağı olan süt, günlük yaşamda süt ve süt ürünleri olarak çeşitli şekillerde tüketilmektedir. Ancak sütten en iyi yararlanma şekli onun süt olarak içilmesidir (Özcan, Erbil ve Kurdal, 1998). Beslenme fizyolojisi açısından esas olan imkanlar dahilinde sütün doğal haliyle tüketilmesidir. Bunun en önemli nedeni, sütün çeşitli biçimlerde mamul maddelere 7 işlenmesi ve dayanıklı hale sokulması sırasında bileşimindeki bazı besin elementlerinde kayıpların ortaya çıkmasıdır. Bu nedenle bütün ülkelerde insan sağlığının korunması ve iyi beslenme açısından içme sütü tüketiminin artırılması açısından büyük çabalar sarf edilmektedir (Demirci, Kurultay ve Öksüz, 1998). Özellikle çocuklar ve gençler için süt mükemmel bir takviye besin maddesidir (Başaran, 1990). İçerdiği besin öğeleriyle insanlar için mükemmel bir gıda maddesi olan süt, yüzyıllardır insan beslenmesinin temel taşlarından biri olmuştur. Yeterli ve dengeli beslenme için gerekli olan hayvansal kaynaklı protein, yağ, laktoz ile vitamin ve mineral maddelerini yoğun olarak içerir (Tekinşen ve Tekinşen, 2005). Süt ve süt ürünlerinin besin değerlerinin yüksek olması ve katıldıkları gıdada homojen olarak dağılmaları önemli özellikleridir (Özdemir, Çağlar ve Zorba, 1994). Süt ve süt ürünleri, insan sağlığı açısından hayvansal gıdalar içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir (İçöz, 2006). Süt, en önemli besin maddeleri arasında sayılmasına rağmen tüketim miktarın bağlı olarak gelişen çeşitli klinik şikayetler nedeniyle pek çok kişi tarafından tüketimi sınırlanmakta veya tüketilmemektedir (Yücemen, 1993). Süt tüketimini etkileyen birçok etmen olduğu gibi bunların en yaygını laktoz intoleransıdır. Laktoz intoleransı, bireylerde en sık görülen karbonhidrat emilim bozukluğudur (Akbulut, Çiftçi ve Yıldız, 2008). Besinlerle alınan laktoz, aside dayanıklı olduğundan midede hidrolize uğramadan ince bağırsaklara gelir. Normalde laktoz ince bağırsaklarda mukozadaki epitel hücrelerinin fırçamsı kenarında bulunan laktaz enzimi (β-galaktosidaz) ile glukoz ve galaktoza parçalanır. Oluşan bu monosakkaritler absorbe olur ve enerji kaynağı olarak kullanılır (Karslıgil, 2003; Özden, 2007). Laktaz enzim eksikliğinde, ince bağırsakta laktoz birikir ve böylece osmotik yük ve gaz oluşumu artar. Laktoz ayrıca, kalın bağırsakta bulunan bakterilerin oluşturdukları enzimlerle parçalanır, fermantasyona uğrar ve bu fermantasyon sonucu kısa zincirli yağ asitleri, hidrojen, karbondioksit ve çeşitli asitler oluşur. Laktoz içeren gıdalar alındıktan sonraki 2.5 saat içinde böyle kişilerin bağırsağında gaz toplanır ve bu kişilerde şişkinlik, 8 karın ağrısı, kramplar, diyare ve zaman zaman kusma gibi rahatsızlıklar görülür (Karslıgil, 2003; Kırdar, 2009). Alınan laktozu sindirebilmek için gerekli laktaz yeterli olmadığında, çok tehlikeli olmasa da ciddi bir stres oluşur. Laktaz enzim eksikliği olan her insanda semptom görülmese de bu insanlarda laktoz intoleransı“var” kabul edilir. Genel olarak semptomlar laktoz alındıktan yarım saat ile 2 saat arasında bir süre sonra baslar (Yerlikaya ve Karagözlü, 2008). Bulgular alınan laktoz miktarına, birlikte tüketildiği diyet içeriğine ve bireyde gelişmiş dirence göre değişebilir (Aksoy vd., 2002). İntoleransa neden olan süt ve süt ürünlerinin miktarı insandan insana semptom çeşitliliğine neden olur. Düşük bağırsak laktaz aktivitesine sahip bir çok insan, bir bardak sütü rahatsızlık hissetmeden tolere edebilir. Diyette, süt yerine fermente süt ürünlerinin kullanılması ile laktoz intoleransı olan kişilerde daha az semptomun ortaya çıktığı belirlenmiştir (Yerlikaya ve Karagözlü, 2008) Bulgular alınan laktoz miktarına, birlikte tüketildiği diyet içeriğine ve bireyde gelişmiş dirence göre değişebilir (Aksoy vd., 2002). Çocukluk, gebelik-emziklilik ve yaşlılık dönemlerinde kemik sağlığı açısından önemi bilinen sütün; obezite, kanser, gibi kronik hastalıklarla ilişkisi mevcuttur (Ünal ve Besler, 2006). Sütte bulunan hayati öneme sahip besin maddeleri, eksiksiz hatta biraz daha zenginleştirilmiş olarak yoğurtta da bulunmaktadır. Önemli bir süt ürünü olan peynir; yağ, protein, mineral madde ve vitaminler bakımından zengin bir kaynaktır (Uzunöz ve Gülşen, 2007). Süt, peynir ve yoğurt bu gruptaki besinler kalsiyumun en iyi kaynağıdırlar. Riboflavin, protein, B12 vitamini ve fosforun iyi kaynağıdırlar. Bu gruptan her gün yetişkinlerin 2 porsiyon tüketmeleri gerekmektedir. Adölesanlar, genç yetişkin gebeler, emziren ve menopoz dönemindeki kadınların 3 porsiyon, adölesan gebe ve emziren kadınların her gün 4 porsiyon yemeleri gereklidir. Bir su bardağı süt, bir su bardağı yoğurt (ortalama 220-240 ml) iki kibrit kutusu büyüklüğündeki peynir (60 gr) bir kase muhallebi, sütlaç vb. gibi tatlılar, ½ su bardağı dondurma (tenis topu büyüklüğünde) bir porsiyon kabul edilmektedir (Arlı vd., 2006). Çökelek yağı alınmış yoğurdun, kaynatılıp katılaştırılması ile elde edilen bir besin maddesidir. Çökeleğin yağı olmadığından protein değeri yüksektir. Çökeleğin uzun süre 9 dayanabilmesi için bol miktarda tuzlanarak muhafaza edilmektedir. Ancak, taze ve tuzsuz olanları da satın almak mümkündür. Çökelek taze ve kurutularak kullanılır (Baysal, 2014) Lor peyniri, yumuşak bir peynir çeşididir ve İtalya'da yapılan Ricotta peynirine benzemektedir. Kaşar peyniri ve hellim peyniri üreten işletmelerde, yan ürün olarak elde edilen peynir altı suyundan yapılmaktadır. Koyun kökenli peynir altı suyu tercih edilmekle birlikte, diğer süt nevilerine ait peynir altı suyundan da lor peyniri yapılmaktadır. Lor peyniri üretiminde, peynir altı suyunun proteini ısıtılarak çökeltilmekte ve bu çökelen kısım peyniri oluşturmaktadır. Daha sonra, bu kitleye % 30-35 oranında yağlı süt katılarak, lezzet daha dolgun hale getirilmektedir. Lor peynirinin NaCl oranı ortalama olarak % 3' tür. 100 litre peynir altı suyundan 5-10 kg arasında lor peyniri elde edilmektedir (Uraz vd., 1981). Beyaz peynir Türkiye'de en çok tüketilen peynir çeşidi beyaz peynirdir. Özellikle Trakya ve Marmara bölgesinde, Ezine, Biga ve Antalya'da yapılan beyaz peynirler beğenilerek tüketilmektedir (Şimşek, 1987). Kaşar peyniri en çok beğeni toplayan peynir çeşitlerinden biri olan kaşar peyniri, ülkemize ve bazı Balkan ülkelerine özgü bir süt ürünüdür. Kaşar peyniri, inek, koyun, keçi sütlerinin işlenmesi sonucu elde edilen, kendine özgü şekil, renk, koku, tat ve aroması olan sert yapılı ve kabuklu bir peynir çeşididir (Uraz vd., 1981). Tulum Peyniri tulum peynirinin dış kısmı kuru ve krem rengi olup, iç kısmı ise mat ve kremden beyaza kadar değişen renklerdedir. Tulum peyniri yarı sert bir peynir olup, koyun veya keçi yüzülürken tulum olarak çıkartılan post içerisine doldurularak olgunlaştırılmaktadır. Peynir kitlesinin büyüklüğü ve şekli, kullanılan koyun veya keçi tulumunun büyüklüğüne ve dikiliş şekline göre farklılıklar göstermektedir. Tulum peyniri hamurunun kıvamı sert, kokusu ve lezzeti ise, ilave edilen yoğurda bağlı olarak hoş ve kendine özgüdür. Tulum peyniri yapımında koyun, keçi ve manda sütleri, tam yağlı, kısmen yağı alınmış ve yağsız olarak kullanılmaktadır (Öksüzoğlu, 1997). Dil peyniri, dilimlerinin dil şeklinde olması nedeniyle bu isimle anılmaktadır. Özellik olarak olgunlaşmamış kaşkaval peynirine benzemektedir. Dil peynirinin yapım tekniği kaşar peynirinin yapılışıyla aynıdır. Pıhtı kitlesi sıcak suya daldırıldıktan sonra 8-10 cm uzunluğunda ve 0,5 cm genişliğinde parçalar halinde kesilmekte, hafifçe tuzlanmakta ve olduğu gibi veya polietilen folyolarda paketlenerek piyasaya sunulmaktadır (İnal ve Ergün 1990). 10 Önemli bir süt ürünü olan peynir; yağ, protein, mineral madde ve vitaminler bakımından zengin bir kaynaktır. Ülkemizde kişi başına peynir tüketimi yıllık olarak 3,2 kg’dır (Coşkun ve Öztürk, 1998). Dondurma zevkle tüketilmesi ve kolay sindirilmesinin yanı sıra, sağlıklı beslenme için elzem olan bir çok besin unsurunu, özellikle yüksek kaliteli protein ile bazı mineral madde (örn., kalsiyum, fosfor) ve vitaminleri (örn., vitamin A ve D, riboflavin) önemli düzeyde içerir en değerli bir enerji kaynağıdır. Ancak sütte olduğu gibi demir ve bazı iz elementlerince fakirdir (Tekinşen ve Tekinşen, 2008). Dondurma; lezzetli ve sağlığa yararlı olan bir besin maddesidir. Dondurmanın besin ve enerji değeri, içerisine katılan maddelere göre değişim gösterir. Dondurma süte nazaran 34 kat daha fazla süt yağı ve %12-16’dan fazla protein içerir. Ayrıca dondurma A, D, E, K, B2, B6, B 12 ve C vitaminleri ve Ca, P, Mg, Na, K, Cu, Co, I, Mn, Zn, gibi mineral maddelerce de zengin bir kaynaktır (Demirci ve Şimşek, 1997). Bir toplumda diğer gıda ürünlerinde olduğu gibi süt tüketiminde de tüketim alışkanlıkları, ürünlerin kalitesine, fiyat ve hijyen özelliklerine, tüketicilerin zevk ve tercihlerine bağlı olarak değişebilmektedir. Ayrıca, tüketicilerin sosyo-ekonomik ve demografik yapıları da süt tüketim miktarı ve alışkanlıklarını önemli düzeyde etkileyebilmektedir. Bunlardan özellikle gelir, eğitim, yaş, cinsiyet, hane halkı genişliği, annenin çalışma durumu ve ailedeki çocuk varlığının süt tüketimini etkilediği bildirilmektedir (Akbay ve Tiryaki, 2007). Türkiye’de bugüne kadar farklı yıllarda tüketicilerin süt tüketim davranışları ve tercihleri ile ilgili genellikle değişik illeri, eğitim düzeylerini, yaşları, meslekleri, gelir gruplarını ve farklı sayıdaki katılımcıları kapsayan birçok çalışma yapılmıştır. Dengeli beslenmenin sağlanmasında büyük önemi olan süt ve süt ürünlerinin, insan sağlığındaki yeri ve önemini vurgulamak; çocukluk döneminde edinilen süt ve ürünleri tüketim alışkanlıklarında öğrencilerinin süt ve ürünleri tüketim davranışları ve alışkanlıklarını saptamak ve bu durumu etkileyebilecek faktörleri belirlemek amacıyla bu çalışmanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. 11 1.1. Araştırmanın Problemi Erzurum İli Tekman İlçe Merkezinde bulunan yatılı bölge ortaokulu ve diğer ortaokul öğrencilerinin süt ve ürünlerini tüketim davranışları ile ilgili alışkanlıkları nelerdir? Bu alışkanlıkların edinilmesini etkileyebilecek faktörler nelerdir? 1.2. Araştırmanın Amacı Erzurum İli Tekman İlçe Merkezinde bulunan yatılı bölge ortaokulu ve diğer ortaokul öğrencilerinin süt ve ürünleri tüketim davranışları ve alışkanlıklarını saptamak ve bu durumu etkileyebilecek faktörleri belirlemek amacı ile yapılmıştır. Bu temel amacın yanında aşağıda belirtilen konularda da yapılacak araştırma ve araştırmacılara kaynak teşkil edebilecek çeşitli konular hakkında da veri toplanması amaçlanmıştır. Bu araştırma doğrultusunda; Öğrencilerin süt ve süt ürünleri tüketimleri konusunda yaşa göre anlamlı fark var mıdır? Öğrencilerin süt ve süt ürünleri tüketimleri konusunda cinsiyete göre anlamlı fark var mıdır? Öğrencilerin süt ve süt ürünleri tüketimleri konusunda yaşam alanlarına göre anlamlı fark var mıdır? Öğrencilerin süt ve süt ürünleri tüketimleri konusunda kardeş sayısına göre anlamlı fark var mıdır? Öğrencilerin süt ve süt ürünleri tüketimleri konusunda aylık ortalama gelire göre anlamlı fark var mıdır? 1.3. Araştırmanın Önemi Bir toplumda diğer gıda ürünlerinde olduğu gibi süt tüketiminde de tüketim alışkanlıkları, ürünlerin kalitesine, fiyat ve hijyen özelliklerine, tüketicilerin zevk ve tercihlerine bağlı olarak değişebilmektedir. Ayrıca, tüketicilerin sosyo-ekonomik ve demografik yapıları da süt tüketim miktarı ve alışkanlıklarını önemli düzeyde etkileyebilmektedir. Bunlardan özellikle gelir, eğitim, yaş, cinsiyet, hane halkı genişliği, annenin çalışma durumu ve 12 ailedeki çocuk varlığının süt tüketimini etkilediği bildirilmektedir. (Akbay ve Tiryaki, 2007) Yeterli süt ve süt ürünleri tüketmeyen toplumlarda fertlerin fiziksel ve zekâ gelişimi de yeterli olmamaktadır. Özellikle beslenme konusunda yapılan araştırmalarda, yaşamın her çağında ihtiyaç duyulan temel besin öğelerinin ancak süt ürünleri tüketimi ile karşılanabileceği artık kanıtlanmıştır. (Burdur Tarım, 2009) Tekman Yatılı Bölge Ortaokulu ve merkezdeki diğer ortaokul öğrencilerinin süt ve ürünleri tüketim davranışları ile ilgili bulguları literatüre kazandırarak bununla ilgili öneriler geliştirilmesine fırsat sunmak, bu konunun uygulamadaki durumunun ortaya çıkarılması amacıyla ortaokul öğrencilerine yönelik bu araştırma planlanmıştır. Ayrıca yatılı okulda kalan öğrenciler ile diğer ortaokul öğrencilerinin süt ve ürünleri tüketim davranışları ve alışkanlıklarını saptamak ve bu durumu etkileyebilecek faktörleri belirlemek üzere bu araştırmayı yaparak, araştırma sonucunda elde edilen tüketim farklılıklarını ortaya koyarak bununla ilgili bilgileri literatüre kazandırmak açısından önemlidir. 1.4. Araştırmanın Varsayımları Araştırmaya katılacak kişilerin ölçme araçlarındaki soruları, samimi ve gerçekçi olarak cevaplandıracakları kabul edilmektedir. Uygulamada yer ve zaman etkisi sabit kabul edilmiştir. 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları Araştırma, öğrencilerin genel süt ve ürünleri tüketimi davranışlarını belirlemeyle sınırlıdır. Araştırma Erzurum İli Tekman İlçe Yatılı Bölge Ortaokulu, Cumhuriyet Ortaokulu ve Cumhuriyet İmam Hatip Ortaokulu’nda eğitim gören ve katılım gösteren ortaokul öğrencileri ile sınırlıdır. Katılımcılar ise bu okullarda sürekli olarak devam eden öğrencilerden meydana gelmektedir. Araştırma sadece bu okullardaki sürekli devamlı öğrencileri kapsamaktadır. Öğrencilerin vereceği bilgiler hazırlanan anket formu ile sınırlı olacaktır. 13 Öğrencilerin çoğunun daha önce herhangi bir bilimsel araştırmaya katılmamış olması nedeniyle, doldurmadan önce öğrencilere araştırmacı tarafından açıklama yapılmıştır. 14 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1. Sütün Tanımı ve Özellikleri Türkiye için gıda standartları açısından yetkin olan Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve Türk Gıda Kodeksi sütü tanımlamıştır. Türk Standartları (TS) 1018 çiğ süt standardına göre: Süt; inek, koyun, keçi ve mandaların meme bezlerinden salgılanan, kendine özgü tat ve kıvamda olan, içine başka maddeler karıştırılmamış, içinden herhangi bir maddesi alınmamış, beyaz veya krem renkli sıvıdır. Türk Gıda Kodeksine göre (TGK): çiğ süt; bir veya daha fazla inek, keçi, koyun veya mandanın sağılmasıyla elde edilen, 40 ºC’nin üzerinde ısıtılmamış veya eşdeğer etkiye sahip herhangi işlem görmemiş kolostrum dışındaki meme bezi salgısıdır (Ünal ve Besler, 2008). Süt, canlının büyümesi ve gelişmesi için başta gelen besinlerden biridir. İnsanın tüm yaşamında önemli yeri olan süt, yeterli ve dengeli beslenme için gerekli olan hayvansal Kaynaklı protein, yağ, laktoz ile vitamin ve mineral maddeleri tam ve yeterli oranda içerir. Süt, beslenme değerinin yüksekliği yanında, vücut fonksiyonlarını düzenleyen, gelişmesini sağlayan, kemik ve diş oluşumunda önemli rolü olan temel bir gıda maddesidir (Özcan, Erbil, Kurdal, 1998). İçerdiği besin öğeleriyle insanlar için mükemmel bir gıda maddesi olan süt, yüzyıllardır insan beslenmesinin temel taşlarından biri olmuştur. Yeterli ve dengeli beslenme için gerekli olan hayvansal kaynaklı protein, yağ, laktoz ile vitamin ve mineral maddelerini yoğun olarak içerir (Tekinşen ve Tekinşen, 2005). Tüketilen süt çeşidi toplumların kültürlerine göre değişiklik göstermektedir. Ancak ülkemizde süt denildiğinde akla ilk olarak inek sütü gelmesine karşın tüketilmekte olan sütler inek, koyun, keçi ve manda sütü olmak üzere 4 çeşittir (Ünal ve Besler, 2008). 15 Süt, insan beslenmesinde özellikle en önemli besin maddesidir. Yeni doğanın ilk aylarda beslenme ihtiyacı özellikle koruyucu ve besleyici değerinden dolayı anne sütü ile karşılanmalıdır. Yeni doğan bebeğin karaciğerinde A vitamini oranı çok düşüktür. Anne sütü, özellikle kolostrum, A vitamini yönünden çok zengin olduğu için, bebeğin bu vitamin ihtiyacı karşılamaktadır. Annenin değişik nedenlerle bebeğe süt ver ememesi durumunda diğer memeli hayvanların sütlerinden yararlanılmaktadır. İnek, koyun, keçi gibi hayvanların sütlerinden yararlanılabilir (Ünal ve Besler, 2008). Beslenme fizyolojisi açısından esas olan imkanlar dahilinde sütün doğal haliyle tüketilmesidir. Bunun en önemli nedeni, sütün çeşitli biçimlerde mamul maddelere işlenmesi ve dayanıklı hale sokulması sırasında bileşimindeki bazı besin elementlerinde kayıpların ortaya çıkmasıdır. Bu nedenle bütün ülkelerde insan sağlığının korunması ve iyi beslenme açısından içme sütü tüketiminin artırılması açısından büyük çabalar sarf edilmektedir (Demirci, Kurultay ve Öksüz, 1998). En çok tüketilen süt inek sütüdür. Bileşimi anne sütüne en yakın süt ise eşek sütüdür. Süt, yıpranan dokuların onarımı, diş gelişimi, büyüme ve gelişmede, sinir ve kasların çalışması ve hastalıklara karşı dirençli olmada önemli bir besin kaynağıdır Süt, kalsiyum’un en iyi kaynağıdır. Aynı zamanda sütün bileşiminde B2, B12 vitaminleri, protein, yağ, su, karbonhidrat ve madensel maddeler bulunmaktadır. Sütü bileşimi hayvanın türüne ve beslenme şekline gör e değişiklik gösterir. Temiz ortamlarda elde edilmeyen ve uygun koşullarda korunmayan sütler de çeşitli mikroorganizmalar kolaylıkla oluşabilmektedir. Tüberküloz, steptekok enfeksiyonları, kuduz gibi çeşitli hastalıklar sütle insanlara geçebilmektedir. Bilim ve teknolojideki gelişme ile birlikte günümüzde fabrikalarda sağlıklı süt Üretiminde çeşitli işlemler uygulanmaktadır (Ünal ve Besler, 2008). Pastörizasyon: Pastörize süt, kaynama derecesinin altında belli bir sıcaklıkta ısıtılarak, hastalık yapan etmenlerin tamamından, diğer etmenlerin ise çoğundan arınmış bir içme sütü çeşididir. Pastörize sütlerin dayanma süreleri, soğukta muhafaza edilmek şartıyla iki gündür. Uzun ömürlü süt ise, özel bir teknolojik işlemle 135-150oC’de 2-4 saniye tutularak sütün bozulmasına neden olan hastalık yapıcı etkenlerin tamamen yok edildiği bir içme sütü çeşididir ve aseptik şartlarda doldurulan karton kutularda piyasaya sunulmaktadır (İnal ve Ergün 1990). 16 Uzun ömürlü süt (UHT): Fabrikaya gelen süt çeşitli işlemler den geçirilerek temizlendikten sonra, 135-150 C ‘de 2-6 saniye ısı ile mikroplar öldürülür. Sterlize edilmiş “tetra pak “ denilen kutulara doldurularak hava geçirmeyecek şekilde kapatılır. Süte yüksek ısı uygulandığı içi bu işleme UHT (ultra high temperature) denir. Uzun ömürlü süt, oda sıcaklığında yaklaşık 1,5 ay, buzdolabında 3 ay bozulmadan saklanabilir. Büyüme ve diş sağlığı için önemli bir besin olan sütün günde iki bardak tüketilmesi gerekir (İnal ve Ergün 1990). 2.1.1. Sütün Tür Özellikleri Asitlik, yoğunluk, yağ içeriği, yağsız kuru madde gibi değişkenler çiğ sütlerin tür özelliklerini belirlemektedir. Bu özellikler tablo 1’de görüldüğü gibi olmalı ve bu değerler dikkate alınarak sütün çeşitleri belirlenmektedir. Tablo 1. Çiğ sütlerin tür özellikleri Özellikler İnek Sütü Koyun Sütü Keçi Sütü Manda Sütü Asitlik (% SH) Yoğunluk (g/cm3) 6,2-8,9 9,0-12,0 6,4-10,0 6,7-10,0 1,028-1,038 1,030-1,045 1,028-1,041 1,027-1,040 Yağ (%) Yağsız kuru madde (%) 3,0 8,0 5,0 10,0 3,5 8,5 6,0 9,0 Kaynak: (Ünal ve Besler, 2008) 2.1.2. Sütün Organoleptik Özellikleri Süt ve süt ürünlerinin kalitesi hakkında önemli bilgiler veren, koku, tad gibi duyusal özelliklere organoleptik özellikler denir. Duyusal muayeneler, sütün rengine, kokusuna, tadına, görünüş ve kıvamına bakılarak yapılmaktadır. Süt ürünlerinin çeşidine göre duyusal muayene yapılış amacı farklılıklar göstermektedir ve sağladığı yararlar şunlardır; Hammadde kaynağını saptamak (inek sütü, koyun sütü v.b.), Anormal sütü normal sütten ayırmak, Üretim tekniğine bağlı istenmeyen değişiklikleri tespit etmek, 17 Ürünün kalitesi hakkında fikir edinmek ve mevcut ürünü iyileştirmek, Ürünün piyasada kalma süresini tespit etmek, Fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizler için ön bilgi elde etmek veya neticeleri birlikte değerlendirmek, Tüketici isteklerini saptamak, Yeni bir ürünü tanıtmak, Standarda ve tüzüğe uygunluğu tespit etmektir (Ünal ve Besler, 2008). 2.1.2.1. Sütte Görünüş Görünüş kontrolü için, örnek şişesi veya karton ambalaj açılmadan önce iyice çalkalanır. Açıldıktan sonra örnek bir süzgeç üzerinden başka bir şişeye boşaltılır. Süzgeç üzeri renge göre değerlendirilir. Sütün normal koşullarda hafif kıvamlı, homojen bir akıcılığı vardır. Ancak bazı durumlarda bu görünüş değişebilir; sünen, bulaşan, yapışkan bir yapı oluşabilmektedir. Çok koyu bir kıvam gösteriyorsa, süte kolostrum karıştırılmış olabilir veya laktasyon sonu süt olabilir (Ünal ve Besler, 2008). 2.1.2.2. Sütte Renk Sütün normal durumlarda beyaz veya kremsi rengi vardır. Sütün doğal rengini süt hayvanının cinsi ve beslenme şekli etkilemektedir. Süt, ışığı geçirmeyen kalsiyum kazeinat gibi kolloidal maddeler ile ışığı yansıtan süt yağının etkisiyle porselen beyazı renginde algılanmaktadır. Kazein ayrıldıktan sonra kalan peynir altı suyu yeşilimsi sarı renkte görüldüğü gibi, yağı alınmış sütte hafif maviye dönük beyaz renkte görünmektedir (Ünal ve Besler, 2008). 2.1.2.3. Sütte Tat Sütün laktoz, yağ ve minerallerin sağladığı hafif tatlımsı, hoş bir lezzeti vardır. Kuru maddesi yüksek olan sütlerin tat ve kokusu daha güçlü algılanmaktadır. Sütteki tat ve koku, bazı aroma maddelerinin etkisi ile açığa çıkar. Taze süt içerisinde eser miktarda 18 aseton, asetaldehit, bütirik asit ve diğer serbest asitler gibi lezzet maddeleri varlığı bilinmektedir. Meme hastalıklarında klor iyonlarının artması ve laktozun azalması sonucunda süt hafif tuzlumsu tad verir. Kolostrumda globülin ve mineral madde fazlalığı, laktasyon sonunda da görüldüğü gibi süte acı, tuzlu bir tat vermektedir. Sütün ısıl işlem görmesi gibi işleme teknikleri veya hayvanın beslenme koşulları sütte tat değişikliği oluşturabilmektedir (Ünal ve Besler, 2008). 2.1.2.4. Sütte Koku Süt vücut sıcaklığında iken salgılandığı hayvana göre değişen çok hafif özel bir kokuya sahiptir. Ayrıca çevrenin kokusunu çok çabuk alabilen ve bu kokuyu muhafaza edebilen bir özelliğe sahiptir. Bu özellik, süt yağının koku maddelerini absorbe etmesinden kaynaklanmaktadır. Hayvandaki hormonel bozukluklar ve bazı bakteriyel hastalıklar da sütün kokusunun değişmesine neden olabilmektedir (Ünal ve Besler, 2008). 2.2. Süt ve Ürünlerinin Besin İçeriği Süt; protein, kalsiyum, fosfor, A vitamini, B2 vitamini ve B12 vitamini başta olmak üzere birçok besin öğesinin önemli kaynağıdır. Ancak, mevsimsel değişim, fizyolojik etkenler, hastalık durumu gibi birçok etken sütün besin öğesi içeriğini etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda ilkbahar ve sonbahar ayları arasındaki sütün besin öğesi değerlerinin istatistiksel olarak anlamlılık gösterdiği bildirilmiştir. Sütü protein, yağsız kuru madde ve kül içeriklerinin sonbahar döneminde, yağ miktarının ise ilkbahar döneminde daha yüksek olduğu gösterilmiştir (Ünal ve Besler, 2006). Süt bileşiminde bulunan 300 farklı madde ve bu maddelerin özellikleri nedeniyle; canlının ihtiyacı olan tüm besin maddelerini yeterli ve dengeli bir biçimde içeren temel bir gıda maddesidir ( Üçüncü, 2005). Süt ve süt ürünlerinin besin değerlerinin yüksek olması ve katıldıkları gıdada homojen olarak dağılmaları önemli özellikleridir (Özdemir, Çağlar ve Zorba, 1994). Süt bünyesinde 85 ayrı besin öğesi, 100 mililitresinde yaklaşık olarak 87,2 g su, 4,9 g laktoz, 3,5 g yağ, 3,5 g protein, 0,9 g mineral madde ve iz miktarlarda vitaminler, enzimler, organik asitler, koruyucu maddeler, hormonlar, hormon benzeri maddeler ve gazlar bulunmaktadır. Sütün 100g’ı yaklaşık olarak 65 kalori içermektedir (Tarakçı vd., 2003). 19 Manda, koyun, keçi, inek, deve gibi birçok hayvanın sütü insan beslenmesinde kullanılmaktadır. Sütün besin öğesi içeriği elde edildiği hayvan türüne göre farklılık göstermektedir. Ortalama %88’i su olan inek sütü 100’den fazla farklı bileşen içermektedir. Süt ve süt ürünleri; protein, kalsiyum, fosfor, A vitamini, bazı B vitaminleri (özellikle riboflavin, B12 ) için iyi bir kaynaktır. Mevsimsel değişim, fizyolojik etkenler, hastalık durumu gibi birçok etken besin öğesi içeriğini etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda ilkbahar ve sonbahar arasındaki değerlerin istatistiksel olarak anlamlılık gösterdiği bildirilmiştir. Protein, yağsız kuru madde ve kül içeriklerinin sonbahar döneminde, yağ miktarının ise ilkbahar döneminde daha yüksek olduğu gösterilmiştir (Ünal ve Besler, 2008). 2.2.1. Sütün Enerji İçeriği Sütün enerji içeriği, süt çeşidine göre değişiklik göstermektedir. Katkısız sütte enerji içeriğini karbonhidrat, yağ ve protein gibi makro besin öğeleri oluşturmaktadır. (tablo 2) İçerisinde bulunan organik asit ve alkol de bu değeri etkilemektedir (Ünal ve Besler, 2008). Vücudun büyümesi ve çalışması için kullanılan enerji, sindirim sisteminde sindirilip emilerek kana geçen protein, karbonhidrat ve yağların hücrelerde oksijen varlığında okside olmasıyla meydana gelir (Bulduk, 2002). Tablo 2. İnek sütünün su, enerji, karbonhidrat, yağ ve protein içeriği (100 gram süt için) Süt Çeşitleri Su (g) 87,6 Tam yağlı, taze Sterilize 87,6 UHT (uzun 87,6 ömürlü) Yağsız, taze 90,9 Kaynak: (Ünal ve Besler, 2008, s. 13). Enerji (kkal) 65 Karbonhidrat (g) 4,7 Yağ (g) 3,8 Protein (g) 3,3 65 65 4,7 4,7 3,8 3,8 3,3 3,3 33 5,0 0,1 3,4 2.2.2. Sütün Karbonhidrat İçeriği Meme dokusunda sentezlenen laktoz, sütün temel karbonhidratıdır. Katkısız inek sütü ortalama %4,7 laktoz içermektedir (tablo 3).Yağ dışında kalan kuru maddenin %54’ünü laktoz oluşturmaktadır. Süt, az miktarda da glukoz, galaktoz ve oligosakkarit içermektedir. 20 Glukoz ve galaktoz laktaz enziminin laktozu hidrolize etmesi ile oluşmaktadır. Endüstride laktaz enzimi kullanılarak laktozu azaltılmış ya da laktozsuz sütler üretilebilmektedir. Karbonhidratların temel işlevi, vücuda enerji sağlamaktır. Bir gram karbonhidrat vücuda 4 kkal enerji vermektedir. Ağır fiziksel hareketler için en uygun enerji karbonhidratlardan sağlanır (Baysal ve Küçükaslan, 2003). İnsanların karbonhidrat gereksinimi konusunda kesin bir görüş birliği bulunmamaktadır (Baysal ve Küçükaslan, 2003). Adölesan dönemde alınan günlük enerjinin % 55’inin karbonhidratlardan özellikle de tam buğday unundan yapılmış ekmek ve tahıl ürünlerinin oluşturduğu kompleks karbonhidratlardan sağlanmasında yarar görülmektedir. Bu kaynaklar vücuda diyet posasının karşılanması açısından da önem taşımaktadır (Şanlıer ve Ersoy, 2005) Tablo 3. İnek sütünün karbonhidrat ve laktoz içeriği (100 gram süt için) Süt Çeşitleri Tam yağlı, taze Sterilize UHT (uzun ömürlü) Yağsız, taze Kaynak: (Ünal ve Besler, 2008). Karbonhidrat (G) 4,7 4,7 4,7 5,0 Laktoz (G) 4,7 4,7 4,7 5,0 2.2.3. Sütün Yağ İçeriği Süt yağı, sütün görünüm, tat, lezzet ve dayanıklılığını etkilemektedir. Ayrıca elzem yağ asitleri, yağda eriyen vitaminler ve enerji için kaynak oluşturmaktadır (tablo 4). Yağ, su emülsiyonu içerisinde mikroskobik globüller halinde bulunmaktadır. Süt, trigliseritler (% 97–98), fosfolipitler (% 0,2–1,0), serbest steroller (% 0,22- 0,41: kolesterol, mumlar v.b), serbest yağ asitleri, yağda eriyen vitaminler (A, D, E, K), 400’den fazla farklı yağ asidi ve yağ asit türevi içermektedir. (Ünal ve Besler, 2006). Süt yağı % 5 oranında doymuş yağ içermesine rağmen kronik hastalıklar için olumlu etkinlikleri olan konjuge linoleik asit, sifingomiyelin, bütirik asit, miristik asit gibi özel bileşenler içerdiği için sağlık açısından önemlidir. Yağlar, önemli besin maddelerindendir. Suda çözünmezler, vücuda yaklaşık 9 kkal/g enerji ağlarlar. Yağda çözünen vitaminleri ve esas yağ asitlerini ihtiva etmeleri, yemekleri ve yiyecekleri lezzetli hale getirmeleri, vücutta birçok yaşamsal olayın gerçekleşmesi gibi görevleri bakımından yağlar büyük önem taşımaktadırlar (Yaşar ve Melek, 2003). 21 İnsan beslenmesi yönünden süt yağı, iyi bir enerji kaynağı olmasının yanı sıra, içerdiği orta karbon zincirli yağ asitleri, linoleik asit ve araşidonik asit gibi esansiyel doymamış yağ asitleri, yağda çözünen A, D, E ve K vitaminleri nedeniyle büyük bir öneme sahiptir (İnal ve Ergün 1990; Metin, 2007). Tablo 4. İnek sütünün çeşidine göre toplam yağ, yağ asitleri ve kolesterol içeriği (100 gram süt için) Süt Çeşitleri Toplam yağ (g) Doymuş yağ asidi (g) Tam yağlı 8 (% 3.25 yağlı) Az yağlı 5 (%2 yağlı) Az yağlı 3 (%1 yağlı) Yağsız b b. Bu değerlerle ilgili veri yoktur. Kaynak: (Ünal ve Besler, 2008). Çoklu doymamış yağ asidi (g) 0.3 Kolesterol (mg) 5 Tekli doymamış yağ asidi (g) 2 3 1.5 0.2 18 1.5 0.75 0.1 10 0.25 0.1 b 4 33 2.2.4. Sütün Protein İçeriği Yüksek kalite protein içeren inek sütünün ortalama % 3–3,5’i proteindir. İnek sütü proteini; kazein, whey proteinleri temel olmak üzere, enzimler ve az miktarda nitrojen içeren protein olmayan bileşiklerden oluşan heterojen bir karışımdır. Total proteinin yaklaşık % 80’i kazein (% 8’i inorganik maddeler, % 92’si proteindir), % 20’si ise whey proteininden oluşmaktadır. Löysin, izolöysin, valin, metiyonin, fenilalanin, treonin, triptofan, lizin gibi elzem amino grup asit içeriği yüksek olan süt proteini, kaliteli protein olarak kabul edilmekte ve besinlerdeki protein kalitesinin değerlendirilmesinde standart referans olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, elzem olmayan (alanin, aspartik asit, sistin, glutamik asit, glisin, prolin, serin, tirozin) amino grup asitler dengeli olarak sütte bulunmaktadır (Ünal ve Besler, 2006). Proteinler, hayvansal ve bitkisel besinlerin tamamında bulunur. Ancak içerdikleri proteinin miktarı ve kalitesi bakımından tüm besinler farklılık göstermektedirler. Protein vücuda enerji de temin etmektedir. Bir gr protein, karbonhidrat ile aynı miktarda enerji (4 kkal) verir. Karbonhidrat ve yağın vücuda az alınması durumunda protein enerji için kullanılır. (Sökmen, 2003). 22 2.2.5. Sütün Vitamin İçeriği Vitaminler, büyüme ve sağlıklı yaşamın sürdürülebilmesi için besinlerle vücuda alınması gereken metabolizmada önemli görevleri olan organik maddelerdir (Bulduk, 2002). İnsan için elzem vitaminlerin neredeyse hepsi sütte bulunmaktadır. Tablo 5’te sütün içerdiği bazı vitaminlerin miktarları yer almaktadır. A, D, E ve K vitaminleri süt yağı ile ilişkili olarak yer almaktadır. Süt yağına sarımsı rengi veren içerisindeki karotenoidler ve floresan rengini veren riboflavindir. Süt yağı azaldıkça yağda eriyen vitamin içeriği de azalmaktadır. Ülkemizde zenginleştirilmemiş sütte D ve K vitamini oldukça azdır. Süt, suda eriyen vitaminleri de içermektedir. Emilimi artıran folat bağlayıcı proteinler ve whey proteini içermesinden dolayı folat açısından iyi bir kaynak kabul edilmektedir. Ancak yüksek vitamin içeriğine karşın kontrollü kontrolsüz uygulanan ısıl işlemler vitamin içeriğini azaltabilmektedir (Ünal ve Besler, 2006). Tablo incelendiğinde sterilize ve UHT yöntemi ile ısıl işleme maruz kalan inek sütünde A vitamini oranının 4,0, D vitamininde 0,08 ve E vitamininde ise 0,01 oranında eksilme olmaktadır. Ülkemizde vitamin yetersizliği olan öğrencilerin oranı (%60-85) oldukça yüksek olup kalsiyum ve riboflavin yetersizliğinin temel nedeni olarak özellikle süt ve süt ürünlerinin yetersiz düzeyde tüketilmesi gösterilmektedir (Nahcivan, 2006). Tablo 5. İnek sütünde bulunan bazı vitaminlerin miktarları (100 gram süt için) Süt Çeşitleri Tam yağlı, taze Yaz mevsimi Kış mevsimi Sterilize A vit. (retinol) - D vit (μg) - E Vit. (mg) - C vit. (mg) 1,5 B1 vit. (mg) 0,04 B2 vit. (mg) 0,19 Folik asit 5,0 35,0 0,030 0,10 b b b b 26,0 0,013 0,07 b b b b 31,0 0,022 0,09 0,8 0,03 0,19 4,0 UHT 31,0 0,022 (uzun ömürlü) Yağsız, a a taze a: İz miktarda bulunmaktadır. b: Bu değerlerle ilgili veri yoktur. Kaynak: (Ünal ve Besler, 2008). 0,09 1,5 0,04 0,19 5,0 a 2,4 0,10 0,58 10,0 Türkiye de açık sütler ile ilgili yapılan bir araştırmada, vitamin değerlerinin beklenenden düşük olduğu belirlenmiştir. 10 dakikalık kaynatmanın tiamin, riboflavin, niasin, B12 ve 23 folik asit vitaminlerinde sırasıyla; %60, 25, 12, 21 ve 32 oranında önemli kayıplara neden olduğu, bu kayıpların 15 dakikalık kaynatmada daha da arttığı (sırasıyla %66, 34, 12, 28 ve 50) saptanmıştır. Bu çalışma sonucunda vitamin kayıplarını en aza indirebilmek için evlerde kullanılan kaynatmanın beş dakika süre ile sınırlanması gereği vurgulanırken, bu sürenin özellikle açıkta satılan bu sütlerde bulunabilecek bazı hastalık etkeni mikroorganizmaların yok edilebilmesi için yeterli olmayacağı özellikle belirtilmiştir. Bundan dolayı ilgili kurum ve kuruluşların öngördüğü gibi her besin için geçerli olan ama özellikle süt için çok daha geçerli olan olgu; açıkta kontrolsüz olarak satılmakta olan besin maddelerinin ve özellikle de sütün hiçbir koşulda satın alınmaması ve tüketilmemesi gerektiğinin her zaman hatırlanması gereğidir (Ünal ve Besler, 2006). Yapılan araştırmalara göre 1 litre süt, yetişkin ve çocukların günlük B2 vitaminini (riboflavin) ve B12 vitaminini (kobalamin) gereksinimlerinin tümünü, günlük proteinin ise yarısını oluşturmaktadır. Dolayısıyla insanlar için en eşsiz ve en ideal besin kaynağı olan süt, günlük yaşamda süt ve süt ürünleri olarak çeşitli şekillerde tüketilmektedir. Ancak sütten en iyi yararlanma şekli onun süt olarak içilmesidir (Özcan, Erbil ve Kurdal, 1998). 2.2.6. Sütün Mineral İçeriği Süt kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum, çinko gibi mineraller için iyi bir kaynaktır (Tablo 6). Ancak demir içeriği ve demir biyoyararlılığı düşük olan süt, çocukluk döneminde demir gereksinimine önemli bir katkı sağlayamamaktadır. Sütün mineral içeriği hayvanın fizyolojik durumu, laktasyon durumu, çevresel faktörler ve genetik faktörler, süte uygulanan bazı işlemler gibi birçok durumdan etkilenmektedir (Ünal ve Besler, 2006). Süt ve ürünleri vücuda enerji sağlamasının yanı sıra vücudun yapısı ve biyokimyasal işlemleri için gerekli besin öğelerinin yanı sıra 85 civarında farklı mineral, vitamin, enzim, organik asit, hormonu yapısında bulundurmaktadır. Süt ve ürünleri özellikle çocuklar ve gençler için mükemmel bir besin, yeri geldiğinde takviye bir gıdadır (Demirci, 1986; Yetişmeyen, 1995). Mineraller, besinlerin yakılması sonucunda kül olarak geride kalan inorganik elementlerdir. Kül analizi sonucunda 40’a yakın element ortaya çıkmaktadır. Bu 40 elementten ancak 17’si insan için elzemdir. Bir mineralin elzem olup olmaması diyetten çıkartılan mineralin vücutta yetersizlik belirtisi oluşturup oluşturmamasına göre belirlenmektedir (Bulduk, 2002). 24 Süt, tüm esansiyel amino asitleri içeren, yüksek değerli proteinlerin önemli bir kaynağı olduğundan vazgeçilmez bir gıda maddesidir. Ayrıca önemli bir kalsiyum, fosfor ve riboflavin kaynağıdır (Metin ve Tekinşen, 2001). Tablo 6. İnek sütünde bulunan bazı minerallerin miktarları (100 gram süt için) Süt Sodyum Potasyum Çeşitleri (mg) (mg) Tam yağlı, 50 150 taze Sterilize 50 140 UHT 50 140 (uzun ömürlü) Yağsız, 180 500 taze Kaynak: (Ünal ve Besler, 2008). Kalsiyum (mg) 120 Magnezyum (mg) 12 Fosfor (mg) 95 Demir (mg) 0,05 Çinko (mg) 0,35 120 120 12 12 95 95 0,05 0,05 0,35 0,35 380 38 270 0,29 1,2 2.3. Süt Teknolojisi ve Kalitesi Gelişen teknoloji ile sütün üretimi, ısıl işlem uygulaması, depolanma ve analiz aşamalarında farklı ve yeni yöntemler kullanılmaktadır. Sütün besin öğesi bileşiminin korunması açısından; toplanan sütün tüketiciye ulaşana kadar işleme tekniğine uygun şekilde soğuk zincirde tutulması gerekmektedir. Soğuk zincir sağlanmadığında, sütte bulunan mikroorganizma sayısı artmaktadır. Bu açıdan, uygulanan ısıl işlem ile sütün besin değeri azami ölçüde korunurken, içerisinde bulunabilecek patojen mikroorganizmaların yok edilmesi hedeflenmektedir. Dolayısıyla açıkta kontrolsüz satılan sokak sütlerinin bu anlamda oluşturdukları tehlike büyük olabilecektir. 2.3.1. İçme Sütü Üretimi Sütün kabulü, Süt ve hijyenik kalite kontrolü, Süzme, Soğutma (5˚C’de), Muhafaza (5˚C’de), Isıl işlem uygulaması ile sütün raf ömrünün uzatılması. 25 Tarım ve Köy işleri Bakanlığı ve Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) içme sütü eldesinde kullanılan yöntemler olarak tanımladığı, uygulanabilecek ısıl işlemler: Pastörizasyon (Süte 100°C altında uygulanan işlemler), sterilizasyon: ultra yüksek ısıl işlemdir (UHT) (Süte 100°C üzerinde uygulanan işlemler) (Altun, Besler ve Ünal, 2002). 2.3.2. Süt ve Isıl İşlem Mikroorganizmaların üremesi için çok iyi bir besi yeri olan süt, yalnızca hastalık riski açısından değil besin öğesi içeriği açısından da etkilenmektedir. Mikroorganizma üremesi sırasında protein, karbonhidrat ve vitaminlerde değişik oranlarda kayıplar oluşmaktadır. Isıl işlem, mikroorganizmaların üremesine engel olmak ve sütte kaliteyi etkileyen enzim faaliyetlerinin durdurulması için uygulanmaktadır. Bu nedenle sütün sağlıklı bir şekilde tüketilebilmesi için üretiminin hijyenik koşullarda yapılması, işleme, paketleme ve depolama sırasında zaman ile sıcaklık kontrolünün iyi yapılması gerekmektedir (Ünal ve Besler, 2006). Isıl işlemin sütteki lizin ve bazı vitamin kayıpları etkisi üzerine analizde şu sonuçlara ulaşılmıştır. Analizde ısıl işlemin sütte 15 saniye ve 75ºC’de Lizin de %0, B1 vitamininde %5-10, B6 vitamininde %0-5, B9 vitamininde (folik asit) %3-5, B12 vitamininde ise %3-10 vitamin kaybı oluşmaktadır. Analizde ısıl işlemin sütte 15 saniye ve 140ºC’de Lizin de %0 B1vitamininde %5-10, B6 vitamininde %5-10, B9 vitamininde (folik asit) %10-20 ve B12 vitamininde %10-20 vitamin kaybı oluşmaktadır. Analizde ısıl işlemin sütte 20 saniye ve 115ºC’de Lizin de %2-10, B1 vitamininde %20-40, B6 vitamininde %10-20, B9 vitamininde (folik asit) %20-50 ve B12 vitamininde %30-80 vitamin kaybı oluşmaktadır. Isı ve bekletme süresinin sütün besin öğelerine etkisinin araştırıldığı bir çalışmada; UHT sütlerde whey proteini analizi yapılmıştır. İspanya’nın farklı coğrafik bölgelerinden, yılın farklı zamanlarında UHT sütlerden alınan örneklerde whey protein içeriğinin bekleme süresinden etkilenmediği ve oda ısısında bekletilen sütte proteolitik aktivitenin daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Depolama sıcaklığının sütün mineral içeriğine olan etkisine bakılan diğer bir çalışmada ise soğuk depolamanın, çözünür kalsiyum ve fosfat 26 düzeylerini arttırdığı bildirilmiştir. Isıl işlem sütün protein kalitesini etkilemektedir. Süte ısı uygulanması lipidler arası ve karbonhidratlar ile proteinler arası etkileşimlere (Maylard reaksiyonu) neden olarak yapısal değişimler oluşturmaktadır. Maylard reaksiyonu ısıl işlemin süt kalitesine olan etkilerini araştırmada önemli yer tutmaktadır. Çünkü bu reaksiyon proteinlerin kalitesini etkilemekte, özellikle lizin amino grup asidinde azalmalara neden olmaktadır. Gıdaların işlenmesi sırasında uygulanan yüksek sıcaklıklar aminoasitlerin bir seri bozunma tepkimeleri oluşturmalarına yol açmaktadırlar. Bu tür uygulamalar genellikle; derin yağda kızartma, kavurma, kaynatma ve fırınlama gibi işlemler olup, sıcaklığın şiddetine göre üründe karakteristik tat ve koku gelişimine neden olmaktadırlar. Bu açıdan ele alındığında özellikle kükürtlü aminoasitler önem taşımaktadırlar. Isıl işlemde uygulanan sıcaklığa ve süreye göre protein ve amino grup asit yapılarındaki değişimler farklılık göstermektedir. Süte 60-90 °C gibi orta seviye ısı uygulanması protein sindirilebilirliğini artırıp amino grup asit ve protein kaybına neden olmamaktadır. Yapılan bir araştırmada 75°C’de 15 saniye ısıtılan sütte lizin kaybı görülmezken, 115°C’de 20 saniye ısıtılan sütte % 5–10 lizin kaybı görülmüştür (Ünal ve Besler, 2006). 2.4. Yeterli ve Dengeli Beslenmede Sütün Yeri ve Önemi Sağlığın yaşam boyu korunması için yeterli ve dengeli beslenmede süt ve süt ürünleri tüketimi büyük öneme sahiptir. Besin öğesi içeriği açısından dengeli olan süt ve süt ürünleri hem çocukluk hem de yetişkinlik döneminde elzemdir. Birçok çalışmada kronik hastalıklar ile süt tüketimi arasında ilişkiler gösterilmiş olsa da konu ile ilgili yoğun çalışmalar sürmektedir. Kalsiyum gibi spesifik besin öğesi desteği almak yerine besin olarak süt tüketmenin hastalık ve sağlık açısından daha etkin olduğu dikkatleri çekmiştir (Ünal ve Besler, 2006). Süt, insan organizması için gerekli pek çok besin öğesini bileşiminde bulunduran önemli bir besindir. Gerçek anlamda yaşamsal bir sıvıdır ve yaşamın her evresinde gereklidir. Özellikle çocukluk, gebelik-emziklilik ve yaşlılık dönemlerinde kemik sağlığı açısından önemi bilinen sütün; obezite, kanser, hipertansiyon gibi kronik hastalıklarla ilişkisini gösteren araştırmalar ve bilimsel çalışmalar giderek artmaktadır. Süt, çocukların yeterli ve sağlıklı büyümelerinin sağlanması için çocuk beslenmesinde düzenli olarak yer alması gereken bir besindir. Yeterli miktarda tüketildiğinde, çocukların bazı besin öğesi gereksinmelerini karşılamada önemli yer tutmaktadır (Yıldız, 2009). 27 Amerika Birleşik Devletleri Tarım Departmanı (USDA) Besin Piramidi’nde yetişkin sağlıklı bir birey için süt ve süt ürünleri grubundan günde 2 -3 porsiyon (200-400 ml) tüketilmesi önerilirken; Ulusal Süt ve Süt Ürünleri Konseyi’nin yayınladığı Beslenme Rehberi’nde 2-4 (400-800 ml) porsiyon ve Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yetişkin bireylerin 2 porsiyon (bir porsiyon: bir orta boy su bardağı(200 ml), çocuklar, adölesan dönemi gençler, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 3-4 (600800 ml) porsiyon tüketmeleri önerilmektedir (SB, 2004). 2.4.1. Sütün Diyette Besin Öğesi Alımına Katkısı Amerika Tarım Birimi’nin oluşturduğu (USDA) Besin Piramidi’nde, Ulusal Süt ve Süt Ürünleri Konseyi’nin yayınladığı Beslenme Rehberi’nde, Amerika Tarım Birimi’nin Sağlıktan Sorumlu Bölümü’nün Amerikalılar için oluşturduğu Beslenme Rehberi’nde, Türkiye Sağlık Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nün oluşturduğu Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yeterli ve dengeli beslenme için dört besin grubundan bahsedilmektedir. Günlük diyetimizde yer alan dört besin grubundan birisi olan, süt, yoğurt, peynir gibi besinleri içeren süt ve süt yerine geçenler grubu; özellikle protein ve kalsiyum içeriği açısından tüketilmektedir. Ayrıca B2 vitamini (riboflavin), B12 vitamini, A vitamini, tiamin, niasin, fosfor ve magnezyum olmak üzere birçok besin öğesi için önemli kaynaktır. Özellikle yetişkin kadınlar, çocuklar ve gençler olmak üzere tüm yaş gruplarının bu grubu her gün tüketmesi gerekmektedir (Ünal ve Besler, 2006). 2.4.2. Süt Tüketimi İçin Öneriler Sağlıklı bireylerin yeterli ve dengeli beslenmesi için tüketilmesi önerilen süt miktarı yaş, cinsiyet ve fizyolojik duruma (büyüme ve gelişme dönemi, gebelik, emziklilik, yaşlılık) göre değişiklik göstermektedir. USDA Besin Piramidi’nde yetişkin sağlıklı bir birey için süt ve süt ürünleri grubundan günde 2-3 porsiyon (200-400 ml) tüketilmesi önerilirken; Ulusal Süt ve Süt Ürünleri Konseyi’nin yayınladığı Beslenme Rehberi’nde 2-4 (400-800 ml) porsiyon ve Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yetişkin bireylerin 2 porsiyon (bir porsiyon: bir orta boy su bardağı (200 ml), çocuklar, adölesan dönemi gençler, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz 28 sonrası kadınların 3-4 (600-800 ml) porsiyon tüketmeleri önerilmektedir (Ünal ve Besler, 2006). 2.5. Süt ve Kronik Hastalıklar İle İlişkisi 2.5.1. Süt ve Osteoporoz İle İlişkisi Osteoporoz; kemik yoğunluğunda azalma ile karakterize, özellikle vertebra ve femur kırıklarında yüksek insidans nedeni olan, sistemik kemik hastalığıdır. Kemik yoğunluğu, endojen (genetik ve hormonal) ve ekzojen (beslenme ve fiziksel aktivite) faktörlerin bütününden etkilenmektedir. Kemik sağlığı için özellikle beslenme büyük öneme sahiptir. Kemik yoğunluğu açısından elzem olan temel besin öğeleri kalsiyum, fosfor ve D vitamini olup kaynakları süt ve süt ürünleridir. Kalsiyum depolarının azalması ve kemik yoğunluğunda zayıflama osteoporoz ile ilişkilidir (Ünal ve Besler, 2006). 2.5.2. Süt ve Obezite İle İlişkisi Obezite genellikle orta yaş hastalığı gibi görünüyorsa da yaşamın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilmektedir. Retrospektif çalışmalar, yetişkin obezlerde bu problemin çocuklukta, ya da adölesan dönemde başlamış olduğunu göstermektedir (Pekcan vd.,2001). Obezitenin önlenebilmesi, obeziteye neden olan etmenlerin saptanması ile mümkün olur. Obezitenin oluşumunda etkili olan etmenler genetik, hormonsal etmenler, cinsiyet, yaş, yaşam şekli ve en önemlisi alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması yani enerji engelsizliğidir (Bulduk vd., 2003). Obezite; beraberinde sekonder olarak hipertansiyon, hiperlipidemi ve tip II diyabet gibi kronik hastalıklara neden olabildiği için tüm dünyayı etkileyen kronik bir sorun olmaya devam etmektedir. Obezite tedavisinde adipozitlerin azaltılması ile sekonder kronik hastalıkların da dolaylı olarak tedavi edilebileceği bilindiği için bu konu çok önemsenmektedir. Obezite tedavisinin hedefi adi poz dokuyu azaltmak olduğu için, süt ve ürünlerinin tüketimi ile alınan kalsiyum, yağ ve protein spesifik olarak önem kazanmaktadır. Kalsiyum desteği verilerek yapılan çalışmalarda kilo kaybının etkin olduğu gösterilmiştir (Ünal ve Besler, 2006). 29 Obezite genellikle orta yaş hastalığı gibi görünüyorsa da yaşamın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilmektedir. Retrospektif çalışmalar, yetişkin obezlerde bu problemin çocuklukta, ya da adölesan dönemde başlamış olduğunu göstermektedir (Pekcan vd., 2001). Obezitenin önlenebilmesi, obeziteye neden olan etmenlerin saptanması ile mümkün olur. Obezitenin oluşumunda etkili olan etmenler genetik, hormonsal etmenler, cinsiyet, yaş, yaşam şekli ve en önemlisi alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması yani enerji dengesizliğidir (Bulduk vd., 2003). 2.5.3. Süt ve Kanser İle İlişkisi Sütün karsinojenez etkisi, içerisinde yer alan kalsiyum ve D vitamini ile ilişkilidir. Süt ve ürünlerinin tüketiminin bazı epidemiyolojik çalışmalar prospektif ve vaka kontrol çalışmalarında prostat kanseri riskinin artışı ile ilişkili olduğu gözlemlenmiştir. (Ünal ve Besler, 2006). 2.5.4. Süt ve Kemik Sağlığı Kalsiyum alımı ile kemik mineral yoğunluğu arasında pozitif bir ilişki olduğu bilinmektedir. Aynı yaş ve cinsiyetteki çocuklarla karşılaştırıldığında; süt tüketmeyen çocuklarda sağlıklı kemik gelişimi olmadığı ve kemik kırıklarının daha fazla görüldüğü belirlenmiştir (Yıldız, 2009). Adölesanlar da kalsiyum alımı ve kemik yoğunluğu artışı arasında pozitif bir korelasyon bildirilirken; kemik yoğunluğu azaldıkça kırılma riski de artmaktadır Kalçada kemik yoğunluğunun 1 standart sapma azalmasının, kemik kırığı riskinin 2.5 kat artışı ile ilişkili olduğu görülmüştür. Kalsiyum alımı ile kırık riski arasında ilişki bulunmasına rağmen, henüz kesin ve güvenilir sonuçlar bildirilmemiştir. Yetişkinlerde diyete ek kalsiyum desteğinin yaşa bağlı kemik kaybını azalttığı bildirilmektedir. Postmenapozal kadınlara, kalsiyum desteğinin yapılması ile yılda %1 oranında kemik kaybının azaldığı saptanmıştır. Ancak, postmenapozal kadınlarda kalsiyum alımının kemik yoğunluğu arasında anlamlı ilişkilerin saptanamadığı prospektif çalışmalar da mevcuttur (Yıldız, 2009). 30 Kemik sağlığı için kalsiyumun dışında yağ, karbonhidrat ve protein gibi makro besin öğeleri ile fosfor, magnezyum, flor, bakır ve çinko gibi sütün bileşiminde bulunan mikro besin öğeleri de önem taşımaktadır (Yıldız, 2009). 2.5.5. Süt ve Mental Gelişim Mental gelişim büyük oranda yaşamın ilk yıllarında, özellikle de anne karnında ve doğumdan sonraki ilk beş yılda hızlıca olmakla birlikte, geç ergenlik dönemi sonuna kadar devam etmektedir. Bilişsel gelişim üzerinde etkisi bilinen beslenme ile ilgili pek çok faktör vardır. Yetersiz beslenme; beyin fizyolojisi veya beyin yapısına etki ederek hafıza ve öğrenme yeteneğini etkileyebilmektedir. Özellikle yetersiz beslenmeden kaynaklanan hasar mental gelişimin kritik döneminde oluştuğunda hasar geçici olmamakta ve sonuçları uzun süre devam edebilmektedir. Proteinler, esansiyel yağ asitleri, iyot, çinko gibi mineraller, B2, B12 vitaminleri mental gelişimde önemli besin öğeleridir (Yıldız, 2009). İnek sütün 500 ml.’si bebeklerin iyot ihtiyacının % 22'sini karşılamayabilmektedir. Çinkonun beyinde yapısal, düzenleyici ve katalitik pek çok proteinin yapısında kritik rol üstlendiği ve yağ asidi metabolizmasında etkili olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, çinko eksikliği, bilişsel gelişimi dikkat, aktivite, davranış ve motor gelişimdeki değişikliklerle etkileyebilir. İnek sütünün 500 ml.’si bebeklerin çinko ihtiyacının %35'ini karşılayabilmektedir (Demircioğlu ve Yabancı, 2003, 170-179; Yıldız, 2009). İlköğretim öğrencilerinde süt tüketimi ile mental gelişim ve okul performansında iyileşme sağlandığını bildirmişlerdir (Yıldız, 2009). 2.6. Türkiye’de ve Dünyada Süt Tüketimi Türkiye'de kişi başına içme sütü tüketimi 15 kg/yıl iken, AB'de 95 kg/yıl, ABD'de 95 kg/yıl, Rusya'da 94 kg/yıl dır. Diğer taraftan 1998 yılında, dünya ortalamasında kişi başına 93,7 litre süte eşdeğer süt ve süt ürünleri tüketilirken, bu rakam ABD'de 292,0 litre, AB'de 342,5 litre ve Türkiye'de ise 155 litre olarak hesaplanmaktadır (Çelik vd., 2005). Ülkemizde süt genellikle mamullere işlenerek tüketilmektedir (Şimşek vd., 2005). 1974 Türkiye Ulusal Beslenme Araştırması sonuçlarına göre süt yoğurt tüketimi kişi başına günlük 78,7 g iken, 1984 yılı araştırmasında 69 grama düşmüştür (Ünal ve Besler, 2006). 31 Ülkemizde süt tüketimi Avrupa Birliği (AB) ülkelerine kıyasla oldukça düşüktür. Ülkemizde kişi başına tüketilen içme sütü miktarı yıllık 24 litre civarındadır. Bu miktar birçok Avrupa ülkesinde 100 litrenin üzerindedir. Ülkemizde tüketilen sütün % 62’si sokakta satılan açık süttür. Tüm Süt Et ve Damızlık Sığı Yetiştiricileri Derneği (TUSEDAD) verilerine göre kişi başına düşen yıllık ambalajlı süt tüketimi gelişmiş ülkelerde 60 ile 170 litre arasında değişirken, Türkiye’de bu miktarın 4-5 litre gibi düşük düzeylerde kaldığı belirtilmektedir (Yıldız, 2009). Süt, en önemli besin maddeleri arasında sayılmasına rağmen tüketim miktarına bağlı olarak gelişen çeşitli klinik şikayetler nedeniyle pek çok kişi tarafından tüketimi sınırlanmakta veya tüketilmemektedir (Yücemen, 1993). İlköğretim öğrencileri üzerinde yapılan başka bir çalışmada kızların ve erkeklerin sırasıyla %74,5-%78,7’si süt grubu, %65-%61,7’si et grubu, %56,8-%61,7’si yağ ve şeker grubu, %53,6-%46,1’i de sebzeye meyve grubu besinleri yetersiz düzeyde tükettiği saptanmıştır (Avan, 2006). 2.7. Süt ve Süt Ürünleri 2.7.1. Süt Süt, memeli hayvanlardan elde edilen, bileşimi hayvandan hayvana farklı bulunan, yavrunun ihtiyacını karşılamak için memeden salgılanan üstün değerli bir gıda maddesidir. Tipik, hoş, hafif bir tat ve yine tipik temiz bir kokuya sahiptir. Yapısında herhangi bir pıhtı ve parçacık göstermeksizin homojen bir yapıya sahiptir (Demirci ve Gündüz, 2000). İnsanın tüm yaşamında önemli yeri olan süt, yeterli ve dengeli beslenme için gerekli olan hayvansal kaynaklı protein, yağ, laktoz ile vitamin ve mineral maddeleri tam ve yeterli oranda içerir. Süt beslenme değerinin yüksekliği yanında, vücut fonksiyonlarını düzenleyen, gelişmesini sağlayan, kemik ve diş oluşumunda önemli yeri olan bir gıda maddesidir (Şimşek vd., 2005). Büyüme ve gelişim için yeterli besin öğelerini içeren süt, insanoğlunun bebeklik, ergenlik ve yaşlılık dönemlerinde önemli bir yere sahiptir. Süt hayvansal kaynaklı besin öğeleri açısından zengin bir bileşimdedir. Aynı zamanda içeriğinde bulunan ve fizyolojik olarak önemli olan, protein ve peptid yapısındaki öğelerden oluşan immünoglobulinler, enzimler, enzim inhibitörleri, büyüme hormonları, diğer hormonlar, büyüme faktörleri, antibakteriyel 32 ajanlar ile yağ asitleri, vitamin ve minerallerden dolayı değerli bir besindir (Özcan, Erbil ve Kurdal, 1998;Yetişmeyen, 1995). Peynir, yoğurt, çökelek, kefir ve süt tozu ayrıca sütlaç ve muhallebi gibi sütten yapılan Tatlılara Süt Türevleri denir. (Megep, 2007) Tablo 7. Süt ve Bazı Gıdaların Kalsiyum İçerikleri Süt ve Bazı Gıdaların Kalsiyum İçerikleri Gıda Kalsiyum Bir bardak (200 ml) tam yağlı süt 237 mg Bir bardak (200 ml) yarım yağlı süt 248 mg Bir bardak (200 ml) yağsız süt 249 mg Yarım yağlı süt hububatlarla(cornflakes) (100 ml) 124 mg Bir kupa kahve ile yarım yağlı süt (40 ml) 50 mg Bir kase tam yağlı yoğurt (150 g) 280 mg Bir kase meyveli yoğurt (150 g) 225 mg Bir kaşar peyniri dilimi (30 g) 225 mg Bir beyaz peyniri dilimi (30 g) 167 mg Bir top dondurma (60 g) 78 mg Kaynak: ( ESK, 2015). Yeterli ve dengeli bir beslenme için yaş durumuna bağlı olarak günde en az; Bebekler 750 g, Çocuklar 300-350 g, Gençler 350 g, Yetişkinler-yaşlılar 250-400 g, Hamile-emzikli kadınlar 500 g içme sütü tüketilmelidir. Süt yerine aynı miktarda süt ürünleri tüketilebilir. Süt yerine aynı miktarda yoğurt tüketilebildiği gibi, süte eşdeğer miktarlarda peynir çeşitleri, ayran vb. tüketilebilir. Örneğin iki kibrit kutusu kadar peynir, bir bardak süte eş değerdir. (Et ve Süt Kurumu [ESK], 2015). 33 Tablo 8. 1000 Gram Sütün Enerji ve Besin Değerleri, Su (g) Enerji (kcal) Protein (g) Karbonhidrat (g) Kül (g) Kalsiyum (mg) Demir (mg) Fosfor (mg) Potasyum m(g) Sodyum (mg) Vit.A ve Karoten (IU) Tiamin (mg) Riboflavin (mg) Niasin (mg) Vit. C (mg) Kaynak: (ESK, 2015). 1000 Gram Sütün Enerji ve Besin Değerleri Yağlı Yarım Yağlı 87,9 89,2 61 50 3,3 3,3 4,7 4,8 0,7 0,7 119 122 0,1 0,1 93 95 152 154 49 50 126 205 0,04 0,04 0,16 0,17 0,1 0,1 1 1 Yağsız 90,8 35 3,4 4,9 0,8 123 0,0 101 166 52 204 0,04 0,14 0,1 1 2.7.2. Peynir Peynir mayası (renin) ile sütün katılaştırılması sonucu elde edilen, içeriğinde yaşamsal değeri çok yüksek olan protein, kalsiyum ve fosfor bulunan değerli bir besin maddesidir. Ülkemizde peynir üretimi; Erzincan tulum peyniri, Erzurum tel peyniri, Kars gravyeri, Kargı tulum peyniri, Kazdağı keçi peyniri, Trabzon kolti peyniri, Antakya kesme peyniri ve daha sayamadığımız birçok peynir olmak üzere zengin bir çeşitlilik göstermektedir. Beyaz peynir, tam yağlı, az yağlı ve yağsız olarak tüketiciye sunulmaktadır. Kaynatılmamış ve pastörize edilmemiş sütlerden elde edilen peynirler, taze olarak tüketildiğinde hastalık etkeni olabilmektedir. Bu nedenle peynir tüketiminde dikkatli ve seçici olunmalıdır (Baysal, 2014; Megep, 2007). Önemli bir süt ürünü olan peynir; yağ, protein, mineral madde ve vitaminler bakımından zengin bir kaynaktır. Ülkemizde kişi başına peynir tüketimi yıllık olarak 3,2 kg’dır (Coşkun ve Öztürk, 1998). Beyaz peynir Türkiye'de en çok tüketilen peynir çeşidi beyaz peynirdir. Özellikle Trakya ve Marmara bölgesinde, Ezine, Biga ve Antalya'da yapılan beyaz peynirler beğenilerek tüketilmektedir (Şimşek, 1987). Peynir üretimi birçok ülkede süt endüstrisinin lokomotifi durumundadır. Türkiye’de kişi başına düşen peynir tüketimi az olduğu gibi, peynir ihracatı da yok denecek kadar azdır. Hatta ithal edilen peynir miktarı ihraç edilenden daha fazladır (Yaygin, 1997). 34 Kaşar peyniri en çok beğeni toplayan peynir çeşitlerinden biri olan kaşar peyniri, ülkemize ve bazı Balkan ülkelerine özgü bir süt ürünüdür. Kaşar peyniri, inek, koyun, keçi sütlerinin işlenmesi sonucu elde edilen, kendine özgü şekil, renk, koku, tat ve aroması olan sert yapılı ve kabuklu bir peynir çeşididir (Uraz vd., 1981). Peynir ve tereyağı da, yağ, protein, mineral madde ve vitaminler bakımından zengin bir kaynaktır. Aynı zamanda tereyağı, diğer hayvansal yağlarla kıyaslandığında en düşük kolesterol oranına sahiptir (Demirci, 1996). Süt ürünlerinden yağlı yoğurt, yağlı beyaz peynir, kaşar peyniri, tereyağı, dondurma, çökelek gibi bazı süt ürünlerinin besin öğesi içeriği miktarları tablo 9’da yer almaktadır. Tablo 9. Süt ürünlerinin 100 Gramında Bulunan Enerji ve Besin Değerleri 100 Gram Süt ürünlerinin Enerji ve Besin Değerleri Yoğurt Beyaz Kaşar Tereyağı Peynir Peyniri Dondurma Çökelek Süt Tozu Kalori (kcal) 68 289 404 754 162 215 204 Protein (g) 3,9 22,5 27,0 0,7 6,0 35 2,9 Yağ (g) 3,9 21,6 31,7 83,2 6,0 5,6 20,0 Karbonhidrat (g) Kalsiyum(mg) 4,6 0,0 1,4 0,6 21 3,2 3,7 120 162 700 1300 12800 150 99 Vit. A(I.U.) 120 720 1000 65300 42100 150 40 Vit. B1(mg) 0,06 0,08 0,01 - - 0,03 0,35 Kaynak: (Baysal, 2014;ESK, 2015) 2.7.3. Peyniraltı Suyu Peynir üretimi yapılırken elde edilen bir yan üründür. Peynir altı suyu Whey protein olarak adlandırılır. Protein ve vitamin bakımından çok zengin bir besindir. Bebek mamaları, dondurma ve çeşitli sütlü tatlıların yapımında kullanılmaktadır (Megep, 2007) 2.7.4. Yoğurt Binlerce yıldan beri Türk ülkelerinde işlenen yoğurt, toplumumuzun beslenmesinde önemli yeri olan bir süt ürünüdür. Her çeşit sütten yapılabilmesi, basit kap ve usullerle her yerde herkes tarafından işlenebilmesi, satış ve tüketimdeki kolaylıklar onun Türkiye’nin en ücra köşelerine kadar yayılmasına sebep olmuştur. Bugün birçok süt ürününü tanımayan 35 çevrelerimiz vardır, ama yoğurdu veya onun sulandırılmış şekli olan ayranı bilmeyen mıntıkalarımız yok gibidir. Bu bakımdan yoğurt, Türkiye’nin milli bir yiyeceği kabul edilir. Türk toplumu onu çok eski devirlerden beri besleyici ve sağlığını koruyucu bir yiyecek olarak tanımış, çeşitlerini yapmış, hastalarını ve sindirim bozukluğu çekenleri onunla beslemiş; bazen sulandırıp ayran haline getirerek ferahlatıcı bir yapmış; bazen torbalarda süzmüş, tuzlamış ve peynir gibi kahvaltıda kullanmış; bazen de suyunu bir hayli azaltarak, kışın bile ihtiyaçlarını karşılayacak elde hazır dayanıklı bir yoğurt özü haline getirmiş ve uzun kış devresinde protein ihtiyacının önemli kısmını, %65 gibi çok yüksek oranlarda protein ihtiva eden, bu değerli besinden sağlamaya çalışmıştır. (ESK, 2015). Süt’ün yoğurt mayası (laktobasillus bulgarikus, laktobasillus asidefilus) ile mayalandırılması sonucu elde edilen bir besindir. Bu organizmalar yoğurtta bulunduğu için mayalandırma işlemi bir miktar yoğurtla yapılmaktadır. Yoğurdun besin değeri hemen sütle aynıdır. Biyolojik değeri yüksek ve hazmı kolaydır. Yoğurdun kan şekerini düzenleyici ve kolesterol düşürücü özelliğinin bulunduğu ve bakteri oluşumunu engelleyici özelliklere sahip olduğu belirtilmektedir. Yoğurt, bağırsaklarda bulunan zararlı mikroorganizmaların çoğalmalarına engellemekte, çocuk ve yetişkinlerde karşılaşılan ishallerin tedavisinde yardımcı olmaktadır. Bu nedenle son zamanlarda özel amaçlı yoğurtlar da üretilmektedir. Yoğurtta asit ortamı sütten daha fazla olduğu için, mikroorganizmaların üremesi daha zordur. Oda sıcaklığında 3-4 gün muhafaza edilebilir (Baysal, 2014; Megep, 2007). 1974 Türkiye Ulusal Beslenme Araştırması sonuçlarına göre süt ve süt ürünlerinden yoğurt tüketimi kişi başına günlük 78,7 g iken, 1984 yılı araştırmasında 69 grama düşmüştür (Ünal ve Besler, 2006). Sütte bulunan hayati öneme sahip besin maddeleri, eksiksiz hatta biraz daha zenginleştirilmiş olarak yoğurtta da bulunmaktadır. Önemli bir süt ürünü olan peynir; yağ, protein, mineral madde ve vitaminler bakımından zengin bir kaynaktır (Uzunöz ve Gülşen, 2007). Sıcak aylarda serinlemek amacıyla ve yemeklerde iştah açıcı bir içecek olarak tüketilen ayran, değişik oranlarda sulandırılmış yoğurttan yapılan bir süt ürünüdür (Yaygın, 1999). 36 2.7.5. Çökelek Çökelek, yağı alınarak ayran haline getirilen yoğurdun tuzla ısıtılarak karıştırılması sonucu elde edilir. Sulu kısım süzülerek ayrılır. Çökelek yağı alınmış yoğurdun, kaynatılıp katılaştırılması ile elde edilen bir besin maddesidir. Çökeleğin yağı olmadığından protein değeri yüksektir. Çökeleğin uzun süre dayanabilmesi için bol miktarda tuzlanarak muhafaza edilmektedir. Ancak, taze ve tuzsuz olanları da satın almak mümkündür. Çökelek taze ve kurutularak kullanılır (Baysal, 2014) Lor peyniri, yumuşak bir peynir çeşididir ve İtalya'da yapılan Ricotta peynirine benzemektedir. Kaşar peyniri ve hellim peyniri üreten işletmelerde, yan ürün olarak elde edilen peynir altı suyundan yapılmaktadır. Koyun kökenli peynir altı suyu tercih edilmekle birlikte, diğer süt nevilerine ait peynir altı suyundan da lor peyniri yapılmaktadır. Lor peyniri üretiminde, peynir altı suyunun proteini ısıtılarak çökeltilmekte ve bu çökelen kısım peyniri oluşturmaktadır. Daha sonra, bu kitleye % 30-35 oranında yağlı süt katılarak, lezzet daha dolgun hale getirilmektedir. Lor peynirinin NaCl oranı ortalama olarak % 3' tür. 100 litre peynir altı suyundan 5-10 kg arasında lor peyniri elde edilmektedir (Uraz vd., 1981). 2.7.6. Süt Tozu Sütte bulunan suyun ısı yöntemi ile uçurulması sonucu elde edilir. Süt tozunda yaklaşık %5 oranında su bulunur ve sıcak su içerisinde kolaylıkla eriyerek süt şekline dönüşebilir. Yağsız süt tozları kuru, ışıksız ve serin yerde 1-2 yıl muhafaza edilebilir. (Baysal, 2014). 2.7.7. Kefir Sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt türevidir. Sütteki tüm besin maddelerini içeriği için besin değeri oldukça yüksek olan kefir, yapısındaki mikroorganizmalardan dolayı sindirimi kolay olan kefir, çok değerli bir besin maddesi olarak kabul edilmektedir. Kefir; Kafkasya orijinli olup, inek, koyun, keçi ve kısrak sütüne, karnabahar benzeri kefir granülleri ilave edilerek elde edilen, ferahlık veren fermente bir süt ürünüdür (Karatepe vd., 2012). 37 Kefir granüllerinin etrafı bakteri ve mayalardan oluşan polisakkarit matriks ile çevrilidir. Bu matrikste bulunan laktik asit bakterileri ve mayaların sütü fermente etmeleri sonucu laktik asit, CO2 , az miktarda alkol ve aromatik moleküller oluşur. Oluşan bu moleküllerin hepsi kefirin kendine ait duyusal karakterlerinin şekillenmesine katkı sağlar Fermantasyon sonrasında granüller tekrar kendini iyileştirerek bir sonraki süt için kullanılırlar. Sütün fermantasyonu sonucu oluşan bu ürün rahatlatıcı tarzda, düz tekstüre sahip, krema kıvamında, orta derecede asidik ve hafif maya aromasına sahiptir. (Karatepe vd., 2012). Meyve ekleyerek tüketilebildiği gibi soslara, çorbalara ve keklere ilave edilip pişirilerek de tüketilebilir. Fermente gıdaların toplam ekonomik değerinin yaklaşık %20’sini fermente süt ürünleri oluşturmasına rağmen kefirin dünyadaki üretim miktarı hakkında kesin veriler yoktur. Uzun zamandan beri Kafkasya’da bilinmekte ve yöre halkı tarafından geleneksel olarak üretilip tüketilmektedir (Alptekin vd., 2004). Kefirin bileşiminde % 1 kadar süt asidi ve % 0.5-2.0 düzeyinde etil alkol bulunmaktadır. Yoğurttan daha besleyici olan Kafkas içeceği iyi bir koruyucudur. İçerdiği probiyotiklerle savunma sistemini arttırır. Bunun yanında metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olur. Kefir, bol miktarda B vitamini, kalsiyum ve fosfor içerir. Ayrıca probiyotiklerle zararlı bakterilerin bağırsak duvarına yapışmasını engellemeye yardımcı olur. Sindirime yardımcı olan bakteriler (laktobasiller) bakımından zengin olan kefir, sindirim sorunu bulunanlar, kabızlık ve hazımsızlık çekenler için ideal bir içecektir. Sütten farkı, hem daha çok probiyotik içermesi hem de laktoz intoleransı bulunanlar tarafından da tüketilebilmesidir. Bağışıklık sistemini güçlendirir, sindirim sisteminde mevcut bakteri ve mikropların temizlenmesine yardımcı olur, mide ülserine neden olan “helikobakter pilori” isimli bakteriyi öldürür ve antibiyotik özelliği vardır. Kefirde bulunan B12, B1, biotin ve K vitaminleri genel sağlığa katkıda bulunur. Yüksek kalsiyum ve magnezyum içeriği ile kemik sağlığını korur ve kemik kaybını önlemeye yardımcıdır. (Karatepe ve Yalçın, 2014). 2.7.8. Tereyağı Beslenme fizyolojisi açısından incelendiğinde, süt proteini sütün en değerli bileşeni olmasına rağmen, ekonomik ve teknolojik önemi nedeniyle, süt yağı genellikle sütün en değerli maddesi olarak kabul edilir (Metin, 2007). 38 İnsan beslenmesi yönünden süt yağı, iyi bir enerji kaynağı olmasının yanı sıra, içerdiği orta karbon zincirli yağ asitleri, linoleik asit ve araşidonik asit gibi esansiyel doymamış yağ asitleri, yağda çözünen A, D, E ve K vitaminleri nedeniyle büyük bir öneme sahiptir (İnal ve Ergün 1990; Metin, 2007). Süt yağı hoş tadı sebebiyle tüketiciler tarafından sevilmektedir. Süt yağının fizyolojik değerleri yüksek yağ asitlerini bünyesinde içermesi, sindiriminin kolay olması, A, D, E ve K vitaminlerini bünyesinde bulundurması nedeniyle de beslenme de önemli rol oynamaktadır (Oysun, 1987). Çoğunlukla tereyağı olarak tükettiğimiz süt yağı toplam yağ tüketiminde önemli bir paya sahiptir. Süt yağı kısa ve orta zincirli yağ asitlerinin oranının uygunluğu nedeniyle kolay sindirilebilmektedir. Esansiyel yağ asitlerinden linoleik asit tereyağında %2,4 oranında bulunmaktadır. Aynı zamanda diğer hayvansal yağlara göre tereyağı en düşük kolesterol oranına sahiptir (Demirci, 1996). Tereyağı, sütün en önemli unsuru olan süt yağını bünyesinde fazlaca bulunduran, bazı besin unsurları ve kalorice çok zengin bir gıda maddesidir. TSE 1331'deki tanımında tereyağı; krema, kaymak, süt ve yoğurdun tekniğine uygun yöntem ve aletlerle işlenmesiyle elde edilen, gerektiğinde Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğinde izin verilen katkı maddeleri de katılabilen, kendine özgü tat, koku ve kıvamdaki bir süt ürünüdür (Yöney, 1970). Süt yağı, enerji kaynağıdır. Süt yağı, laktozun en iyi şekilde kullanımını ve vücudumuz için gerekli olan A, D, E, K vitaminlerinin taşınmasını sağlar. Süt yağındaki fosfolipitler, beyin ve sinir hücrelerinin hayati önem taşıyan kısımlarını oluşturur. Vücut için gerekli olan doymamış yağ asitlerini bünyesinde bulundurmasından dolayı süt yağının beslenmede önemli fonksiyonları bulunmaktadır. Çeşitli gıda maddelerinde bulunan kolesterol miktarına göre süt, sanıldığı kadar yüksek oranda kolesterol içermemektedir. 100 mililitre sütün içerdiği kolesterol miktarı sadece 12 mg dır. (ESK, 2015). 39 2.7.9. Dondurma Dondurma; lezzetli ve sağlığa yararlı olan bir besin maddesidir. Dondurmanın besin ve enerji değeri, içerisine katılan maddelere göre değişim gösterir. Dondurma süte nazaran 34 kat daha fazla süt yağı ve %12-16’dan fazla protein içerir. Ayrıca dondurma A, D, E, K, B2, B6, B 12 ve C vitaminleri ve Ca, P, Mg, Na, K, Cu, Co, I, Mn, Zn, gibi mineral maddelerce de zengin bir kaynaktır (Demirci ve Şimşek, 1997). Dondurma; süt, krema, su, sütün yağsız kuru maddesi, yağ, şeker, stabilizatör, emülgatör ve bazen de lezzet ve renk veren maddelerden oluşan karışımın, değişik düzende işlenmesiyle elde edilen ve protein, karbonhidrat ve yağ ile birlikte A, C, D,E ve B grubu vitaminleri, kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ve çinko gibi mineralleri bünyesinde toplayan besin değeri yüksek bir üründür (Tekinşen, 2000). Dondurma zevkle tüketilmesi ve kolay sindirilmesinin yanı sıra, sağlıklı beslenme için elzem olan bir çok besin unsurunu, özellikle yüksek kaliteli protein ile bazı mineral madde (örn., kalsiyum, fosfor) ve vitaminleri (örn., vitamin A ve D, riboflavin) önemli düzeyde içerir en değerli bir enerji kaynağıdır. Ancak sütte olduğu gibi demir ve bazı iz elementlerince fakirdir (Tekinşen ve Tekinşen, 2008). 40 BÖLÜM III İLGİLİ ARAŞTIRMALAR Nahcivan (2006), ilköğretim okulundaki öğrencilerde süt tüketimi durumunu açığa çıkarmak için yaptığı bir çalışmada; öğrencilerin %31,8’inin arada sırada,%45,2’sinin her gün bir su bardağı süt içtiği belirtilmiştir. Önsüz vd., (2012), tarafından yapılan çalışmada Sakarya ilinde bir ilköğretim okulunda; çocukların %10.1’inin her gün düzenli süt içtiği, %77,1’inin de taze sağılmış süt tükettiği sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak; süt tüketiminin yetersiz olduğu ve öğrencilerin büyük çoğunluğu tarafından tüketilen sütlerin hijyenik olmadığı belirlenmiştir. Türkmenoğlu (2007), 9-12 yaş grubundaki öğrencilerin beslenme alışkanlıkları üzerine yaptığı bir çalışmada; öğrencilerin çok az bir kısmının öğün aralarında süt ve ürünlerini tükettiğini belirtmiştir. Yine aynı çalışmada; süt ve ürünlerini günlük olarak tüketen öğrenci yüzdeleri verilmiş ve bu yüzdelerin yüksek olduğu görülmüştür. Keskin (2009), çalışmasında çocukların beslenme alışkanlıklarının oluşmasında en etkili modelin aile olduğunu vurgulamıştır. Dolayısıyla süt ve ürünleri tüketimi alışkanlığına sahip bir ailede yetişen çocuğun bu ürünleri daha sık tüketme olasılığı üzerinde durulmuştur. Tutumlu (2011), yapmış olduğu araştırmada 10-15 yaş aralığındaki ilköğretim öğrencilerinde süt ve süt ürünleri tüketim alışkanlığı, laktoz sindirim güçlüğü ve intoleransı üzerine yaptığı çalışmada; süt ve süt ürünlerinin insanlar üzerindeki biyoyararlığının arttırılması için yapılması gerekenler üzerinde durduğu görülmektedir. Bu durumlarda ebeveynlerin, çocuklarını süt aldığı zamandan itibaren gözlemlemesi, çocuğun süt ve ürünlerinden tiksinmesine sebep olan nedenlerin açığa çıkarılmasının önemi vurgulanmıştır. Bu çalışma ile süt ve ürünleri tüketiminin insan vücudu için önemi ve gerekliliği belirtilmiştir. 41 Evrim (2010), tarafından Ankara İli Etimesgut İlçesi Şeyh Şamil İlköğretim Okulunun 6., 7. ve 8.sınıflarında öğrenim gören öğrencilerin beslenme alışkanlıkları ve obezite durumlarını belirlemek amacı ile yaptığı çalışmada; Öğrencilerin günlük olarak en çok tükettikleri besinler, ekmek % 94,8, peynir % 84,7, meyve % 66,1, domates % 65,2, yoğurt % 57,3, yeşil yapraklı sebzeler % 38,4 oranları ile her gün tüketilmektedir. Akman (2009), tarafından yapılan araştırmada D vitamininin çocukların gelişimi için öneminden bahsetmiş ve D vitamininin yağlı balık, balık yağı, yumurta ve süt dışında pek az doğal besinde bulunduğunu belirtmiştir. Eser, Şahin ve Demireli (2000), Konya’da iki yetiştirme yurdunda barınan 13-18 yaş arasındaki adölesanların beslenme alışkanlıklarını, yeterli ve dengeli beslenip beslenmediklerini ve yurtta çıkan yemekleri tercih etme durumlarını saptamak amacıyla yaptıkları çalışmada adölesanların kurumdaki etli sebze, kurubaklagil, zeytinyağlı sebze yemeklerini sevmediklerini; kızlarda posa, kalsiyum, riboflavin, demir, A ve C vitaminleri ve niasin alımı yetersizliği, erkeklerde de posa, riboflavin, ve tiamin alımı yetersizliği saptamışlardır. Yurt yemeklerinin bazı besin öğeleri yönünden zenginleştirilmesi ve adölesanların beslenme yönünden eğitilmesi önerilerinde bulunmuşlardır. Önay (2002), farklı sosyo-ekonomik düzeylerdeki 14-15 yaş grubu öğrencilerin beslenme durumları ile ilgili yapılan bir araştırmada öğrencilerin en fazla atladıkları öğünün sabah kahvaltısı olduğu, ayrıca kız ve erkek öğrencilerde sosyo-ekonomik düzeye göre öğün atlama sıklıkları arasında anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir. Güler (2003), ilköğretim ikinci kademesinde eğitim gören öğrencilere verilen beslenme eğitiminin öğrencilerin beslenme durumu, bilgi ve alışkanlıklarına etkisini saptamak amacıyla 120 öğrenci üzerinde yaptığı araştırmasında eğitim sonrası öğrencilerin beslenme bilgi düzeyleri arasında anlamlı bir farkın olduğunu, verilen beslenme bilgileri el kitabının da eğitimde etkisinin önemli olduğunu tespit etmiştir. Daşbaşı (2003), ilköğretim öğrencilerinin beslenme alışkanlıkları, beslenme eğitimine ihtiyaç duyma durumları ve beslenme eğitiminden beklentileri üzerine yaptığı araştırmasında Yozgat il merkezindeki 1150 öğrenciyi araştırma kapsamına almıştır. Araştırmada öğrencilerin düzenli yemek yedikleri, içecek olarak suyu tercih ettikleri, öğün aralarında bir şeyler tüketme ve yemek seçme eğilimleri olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca araştırmaya katılan öğrencilerin %76,9’unun beslenme eğitimi almak istediğini, %23,0’ünün ise bu eğitimi gereksiz buldukları, ailelerin beslenme bilgi ve kültürüne 42 güvendikleri veya bu eğitimi farklı kanallardan alabileceklerini düşündükleri için beslenme eğitimi almak istemediğini tespit etmiştir. Dereköy (2006), ilköğretim 7.sınıf öğrencilerinin fiziki büyüme durumları ve beslenme alışkanlıklarının incelenmesi amacıyla yapılan bir çalışmada öğrencilerin %64,3’ ünün günde üç öğün tükettikleri, % 8,7’ sinin kahvaltıyı, %17,7’ sinin öğle yemeğini, % 1,3’ ünün akşam öğününü atladıkları, ayrıca sabah öğününde en çok tüketilen besinin peynir, içeceğin ise çay olduğu tespit edilmiştir. Avan (2006), ilköğretim öğrencileri üzerinde yapılan başka bir çalışmada kızların ve erkeklerin sırasıyla %74,5-%78,7’si süt grubu, %65-%61,7’si et grubu, %56,8-%61,7’si yağ ve şeker grubu, %53,6-%46,1’i de sebze ve meyve grubu besinleri yetersiz düzeyde tükettiği saptanmıştır. Yaman vd., (2007), taşımalı ve normal eğitim kapsamındaki öğrencilerin beslenme durumlarının değerlendirilmesi amacıyla yapılan bir çalışmada taşımalı ve normal eğitim alan öğrencilerin bir günlük besin tüketimlerine göre enerji ve besin öğeleri alımlarının genelde yetersiz olduğu ve taşımalı eğitimde öğle öğününde öğrencilere kumanya verilmesine rağmen öğrencilerin%60,0’ı proteini, %67,6’sısının da demiri yetersiz aldıkları tespit edilmiştir Yılmaz ve Demirci (2001), üniversite öğrencilerinin beslenme alışkanlıklarını belirlemek için yaptıkları çalışmaya İstanbul’da bulunan 4 farklı üniversitede öğrenim gören 400 öğrenciyi almışlardır. Öğrencilerin %35,25’i günde 1 bardak, %18,75’i yarım litre, %14,25’i 1 litre, % 2,75’i bir litreden daha fazla süt tükettiğini belirtirken, % 29’ unun süt tüketmediği ortaya çıkmıştır. Durmaz vd., (2002), yüksekokul öğrencilerinin içme sütü tüketim alışkanlıklarına yönelik bir araştırma yapmış ve araştırma sonucunda öğrencilerin %77,4’ünün süt içmeyi sevdiği fakat %94,9’unun düzenli olarak süt tüketmediği ortaya çıkmıştır. Çetin (2003), İstanbul ilinde içme sütü tüketim alışkanlıkları ve bu alışkanlıkları etkileyen faktörlerin belirlenmesine yönelik çalışmasında, İstanbul ilinde dört farklı sosyo-ekonomik grubu temsil eden toplam 1000 kişilik denek grubunun süt tüketim alışkanlıkları araştırılmıştır. Araştırma sonucunda beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak fertlerin büyük çoğunluğunda düzenli olarak süt içme alışkanlığı bulunmadığı saptanmıştır. Araştırmaya katılan 43 deneklerden elde edilen verilere göre, günlük kişi başına 94 ml içme sütü düşmektedir. Bu da yıllık olarak yaklaşık 34 litre içme sütüne tekabül etmektedir. Belirlenen bu miktardaki içme sütü tüketimi diğer gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında (Avrupa Birliği ülkelerindeki yıllık kişi başına içme sütü tüketiminin 75-184 kg arasında değiştiği bildirilmektedir) düşük bulunmuştur. Tarakçı (2003), üniversite öğrencilerinin süt tüketim alışkanlıkları üzerine bir araştırma yürütmüştür. 404 öğrenci üzerinde yapılan çalışmadan elde edilen sonuçlara göre; lisans öğrencilerinin aylık süt tüketimi ortalama 3,7 kg şeklinde bulunmuştur. Yetişme çağındaki gençler olarak öğrencilerin içmeleri gereken süt miktarı günlük 350 gram olması gerekirken, bu öğrencilerin tüketimi ortalama 100 gram çıkmıştır. Öğrencilerin %78,96’sının süt içmeyi sevmesine rağmen yeterli süt tüketmediği görülmüştür. Ayrıca öğrencilerin içtikleri süt konusunda sınırlı düzeyde bilgiye sahip oldukları belirlenmiştir. Nahcivan (2006), 6-14 yaş grubundaki 239 ilköğretim öğrencisinde süt tüketim durumunu araştırmıştır. Çalışmadaki çocukların süt içmenin önemine ilişkin sağlık algılarında ve süt içmekten hoşlananların oranındaki yüksekliğe karşın süt tüketim oranlarındaki düşüklük dikkat çekicidir. Çalışma sonucuna göre çocukların % 91’ süt içmeyi sevmektedir fakat yeterli süt tüketenlerin oranı sadece %20’dir. 10-14 yaş grubundaki çocuklarda yetersiz süt tüketme riski 6-9 yaş grubuna göre 2,5 kat daha fazla bulunmuştur. Bunun yanı sıra çocukların günlük içmeleri gereken süt miktarını bilme durumlar incelendiğinde, hem ebeveynlerin (%41) hem de çocukların (%46,8) yaklaşık yarıya yakını bir su bardağı ve daha az süt miktarını belirtmişlerdir. Bu sonuç bireylerin günlük tüketmeleri gereken süt miktarı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını göstermektedir. Yıldız (2009), ilköğretim okullarında öğrenim gören 6-14 yaşarası 297 öğrencinin süt tüketim durumunu belirlemek amacıyla yürüttüğü çalışmada; öğrencilerin sadece %30’unun yeterli miktarda süt tükettiğini bulmuştur. Öğrencilerin %5,1’inin hiç süt tüketmediği görülmüştür. Araştırma sonucunda öğrencilerin büyük çoğunluğunun süt tüketmesine rağmen tükettikleri miktarın yeterli olmadığı ortaya çıkmıştır. Şimşek ve Açıkgöz (2011), üniversite öğrencilerinin süt tüketim durumlarını belirlemek üzere 1000 öğrenci üzerinde yürüttükleri çalışmada; öğrencilerin %69,7’sinin süt içmeyi sevdiği ortaya çıkarken sütü düzenli tüketenlerin oranı%34,2 ile sınırlık almıştır. Sütü sevmeme nedenleri arasında sütün tadı (%38,6) ve kokusu (%37,6) ilk sıralarda 44 bulunmuştur. Araştırma sonucunda öğrencilerin süt konusunda sınırlı düzeyde bilgiye sahip oldukları görülmüştür. Tutumlu (2011), 10-15 yaş aralığındaki ilköğretim öğrencilerinde süt ve süt ürünleri tüketim alışkanlığı, laktoz sindirim güçlüğü ve intoleransını belirlemek üzere Karaman’da yürüttüğü çalışmada; öğrencilerin %75,8’inin süt içmeyi sevdiğini ortaya çıkarmıştır. Öğrencilerin sadece %32,8’inin her gün süt tükettiği saptanmış ve %41,5’inin süt içtikten sonra vücudunda çeşitli belirtiler oluştuğu görülürken, %47,9’u emin olmamakla birlikte kendisinde laktoz intoleransı olabileceğini belirtmiştir. Laktoz intoleransına sahip olduğundan emin olanların oranı ise %1,5 olarak bulunmuştur. (Burdur Tarım, 2009), Yeterli süt ve süt ürünleri tüketmeyen toplumlarda fertlerin fiziksel ve zekâ gelişimi de yeterli olmamaktadır. Özellikle beslenme konusunda yapılan araştırmalarda, yaşamın her çağında ihtiyaç duyulan temel besin öğelerinin ancak süt ürünleri tüketimi ile karşılanabileceği artık kanıtlanmıştır. Özcan vd., (1998); Yetişmeyen (1995, s. 230), büyüme ve gelişim için yeterli besin öğelerini içeren süt, insanoğlunun bebeklik, ergenlik ve yaşlılık dönemlerinde önemli bir yere sahiptir. Süt hayvansal kaynaklı besin öğeleri açısından zengin bir bileşimdedir. Aynı zamanda içeriğinde bulunan ve fizyolojik olarak önemli olan, protein ve peptid yapısındaki öğelerden oluşan immünoglobulinler, enzimler, enzim inhibitörleri, büyüme hormonları, diğer hormonlar, büyüme faktörleri, antibakteriyel ajanlar ile yağ asitleri, vitamin ve minerallerden dolayı değerli bir besindir Avan (2006), ilköğretim öğrencileri üzerinde yapılan başka bir çalışmada kızların ve erkeklerin sırasıyla %74,5-%78,7’si süt grubu, %65-%61,7’si et grubu, %56,8-%61,7’si yağ ve şeker grubu, %53,6-%46,1’i de sebze ve meyve grubu besinleri yetersiz düzeyde tükettiği saptanmıştır. Şimşek vd., (2005), ülkemizde süt genellikle mamullere işlenerek tüketilmektedir. Demirci vd., (1998), beslenme fizyolojisi açısından esas olan imkanlar dahilinde sütün doğal haliyle tüketilmesidir. Bunun en önemli nedeni, sütün çeşitli biçimlerde mamul maddelere işlenmesi ve dayanıklı hale sokulması sırasında bileşimindeki bazı besin elementlerinde kayıpların ortaya çıkmasıdır. Bu nedenle bütün ülkelerde insan sağlığının korunması ve iyi beslenme açısından içme sütü tüketiminin artırılması açısından büyük çabalar sarf edilmektedir 45 Coşkun ve Öztürk (1998), önemli bir süt ürünü olan peynir; yağ, protein, mineral madde ve vitaminler bakımından zengin bir kaynaktır. Ülkemizde kişi başına peynir tüketimi yıllık olarak 3,2 kg’dır. Evrim (2010), tarafından Ankara İli Etimesgut İlçesi Şeyh Şamil İlköğretim Okulunun 6., 7. ve 8.sınıflarında öğrenim gören öğrencilerin beslenme alışkanlıkları ve obezite durumlarını belirlemek amacı ile yaptığı çalışmada; Öğrencilerin günlük olarak en çok tükettikleri besinler, ekmek % 94,8, peynir % 84,7, meyve % 66,1, domates % 65,2, yoğurt % 57,3, yeşil yapraklı sebzeler % 38,4 oranları ile her gün tüketilmektedir. Ünal ve Besler (2006), 1974 Türkiye Ulusal Beslenme Araştırması sonuçlarına göre süt yoğurt tüketimi kişi başına günlük 78,7 g iken, 1984 yılı araştırmasında 69 grama düşmüştür. Metin (2007), beslenme fizyolojisi açısından incelendiğinde, süt proteini sütün en değerli bileşeni olmasına rağmen, ekonomik ve teknolojik önemi nedeniyle, süt yağı genellikle sütün en değerli maddesi olarak kabul edilir. Özçelik ve Çakıroğlu (1999), Kamu Kuruluşunda çalışanların süt yoğurt peynir tüketim alışkanlıklarını belirlemek üzere yaptıkları çalışmada en çok tercih edilen yoğurt tüketim şeklinin yemeklerin yanında, tek başına ve cacık olduğunu belirlemişlerdir. Çalışmaya katılanların yoğurdu sade olarak tüketenlerin oranı en yüksek olup, yemeklerin yanında, tek başına ve ayran olarak tüketmeyi daha az tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Yılmaz ve Demirci (2001), İstanbul’da farklı gelir gruplarına ait 400 üniversite öğrencisini kapsayan bir araştırmada, deneklerin %11’inin sabah kahvaltısında sütü tercih ettikleri bildirilmiştir. Aynı çalışmada deneklerin 35,25’inin günde 1 bardak, %18,75’inin 0,5 litre, %14,25’inin 1 litreye yakın ve %2,75’inin 1 litrenin üzerinde süt tükettikleri, %29 gibi yüksek bir orandakilerin de hiç süt tüketmedikleri saptanmıştır. Yiğit (2008), ilköğretim öğrencileri üzerine yaptığı çalışmada katılımcı öğrencilerin %73,7’si süt ve ürünlerinden; peyniri, %45,1’i yoğurdu, %26,3’ü sütü her gün tükettiklerini belirtmişlerdir.%54,6’sının ayran, %44,9’unun yoğurt, %39,1’inin sütü haftada 1-2 kez tükettiklerini, %10,9’unun sütü 15 günde bir, %7,4’ünün ayda bir, %16,3’ünün sütü hiç Tüketmedikleri saptanmıştır. Türkmenoğlu (2007), 9-12 yaş grubundaki öğrencilerin beslenme alışkanlıkları üzerine yaptığı bir çalışmada; öğrencilerin çok az bir kısmının öğün aralarında süt ve ürünlerini 46 tükettiğini belirtmiştir. Yine aynı çalışmada; süt ve ürünlerini günlük olarak tüketen öğrenci yüzdeleri verilmiş ve bu yüzdelerin yüksek olduğu görülmüştür. Şimşek vd., (2005), tarafından İstanbul’da farklı sosyo ekonomik kesimini temsil eden toplam 1000 kişi üzerinde yapılan bu araştırmada; tüketicilerin tercih ettikleri içme sütü çeşidinin belirlenmesi amacıyla sorulan soruya deneklerin %11,0’i sokak sütü, %49,0’u pastörize süt günlük süt, %40,0’ı UHT sterilize süt cevabını vermişlerdir. Ankete katılan deneklerin süt fiyatlarını nasıl buldukları sorusuna %2,0 ucuz, %51,0’i normal ve %47,0’si pahalı buluyorum cevabını vermişlerdir. İçme sütü satın alırken üretim ve son kullanma tarihlerine dikkat edip etmedikleri şeklinde sorulan soruya deneklerin %83,0’ü dikkat ettiklerini, %17,0’si ise dikkat etmediklerini bildirmişlerdir. Deneklerin %45,0’i, içme sütü satın alırken kalite güvencesine (TSE, ISO, HACCP vb) bakıyorum, %55,0’i ise bakmıyorum cevabını vermişlerdir. Denekler, içme sütü alırken markaya göre hareket edip etmedikleri sorusuna %47 evet, %53’ü ise hayır cevabını vermiştir. Denekler, içme sütü alımında ambalaj tercihi konusunda %52 cam, %31 karton kutu, %6’ü plastik ve %11 oranında da fikrim yok cevabını vermişlerdir. Tarakçı vd., (2003), yapmış olduğu araştırma incelendiğinde, öğrencilerin %47,80’inin süt ürünlerini alırken tercih ettikleri markanın son kullanım tarihini dikkate aldıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin %23,35’inin hijyene, %17,62’sinin markaya, %5,51’inin yağ oranına, %4.41’inin genel görünüme ve %1,32’sinin de ürünün yapı özelliklerine bakarak süt ürünlerini satın aldıkları görülmektedir. Düzenli bir şekilde süt tüketen öğrencilerin oranı %16,14’dür. Yine aynı çalışmada, öğrencilerin %78,96’sının sütü sevmediği belirlenirken, %32,98’i kokusu, %34,04’ü tadı, %12,77’si rahatsızlık vermesi, %29,21’i diğer nedenlerle sütü sevmediklerini ifade etmişlerdir. Andiç vd., (2002), Van ili merkezinde süt tüketim yapısını incelemek amacıyla anket çalışması yaparak 167 aileden veriler toplamışlardır. Ailelerin yıllık ortalama süt ürünleri tüketimleri 180,1 kg yoğurt, 74,6 kg Otlu peynir, 17,4 kg Beyaz peynir, 6,2 kg Kaşar peyniri, 3,7 kg Tulum peyniri, 16,5 kg tereyağı ve 12,9 kg çökelek şeklinde belirlenmiştir. Elde edilen değerlerden Otlu peynirin yıllık tüketim miktarının diğer süt ürünlerine göre çok fazla olduğu belirlenmiştir. Yılmaz ve Demirci (2001), yaptıkları çalışmada; üniversite öğrencilerinin süt ürünlerini alırken %2,5’inin markayı dikkate aldıklarını ve ankete katılan öğrencilerin %61’inin son kullanım tarihine dikkat ettiklerini tespit etmişlerdir. 47 Şimşek ve Açıkgöz (2011), üniversite öğrencileriyle yaptıkları çalışmada; Öğrencilerin, kahvaltıda içecek olarak tercihleri sorulduğunda % 72,5’inin çayı, % 12,5’inin meyve suyunu, % 6,1’inin sütü, % 3,6’sının bitki çayını, % 3,5’inin kahveyi ve % 1,8’inin diğer içecekleri tükettiği belirlenmiştir. Sütün sıcak veya soğuk olma durumuna göre tüketilme şekli sorulduğunda, erkek öğrencilerin % 31,2’si sıcak, kız öğrencilerin ise %56,4’ü soğuk olarak tükettiklerini bildirmişlerdir. Tüm öğrencilerin sadece %19’unun sütü ılık olarak tükettikleri belirlenmiştir. öğrencilerin %69,7’sinin süt içmeyi sevdiği ortaya çıkarken sütü düzenli tüketenlerin oranı%34,2 ile sınırlık almıştır. Sütü sevmeme nedenleri arasında sütün tadı (%38,6) ve kokusu (%37,6) ilk sıralarda bulunmuştur. Araştırma sonucunda öğrencilerin süt konusunda sınırlı düzeyde bilgiye sahip oldukları görülmüştür. Uzunöz ve Gülşen (2007), yılında yaptığı çalışmada ankete katılanların süt fiyatlarını nasıl buldukları sorusuna %2 ucuz, %51’i normal ve %47’si pahalı buluyorum cevabını vermişlerdir. Çalışmada ankete katılan öğrencilerin %27’si sütü sabah, %1,67’si öğlen, %53,67’si akşam, %17,66’sı da her zaman tükettiklerini ifade etmişlerdir. Cengiz (2009), yapmış olduğu araştırma sonucunda, ürün menşei faktörünün ürün tercihinde önemli bir özellik olduğu bulunmuştur. Çalışmasında ithal ve yerli menşeli ürünlerin tercih edilme açısından karşılaştırıldığında, fiyat, kalite ve marka faktörlerinin değişik etkilere sahip olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra düşük fiyatlı ürün, yüksek kaliteli ürün, çok bilinen markalı ürünler daha çok tercih edilmektedir. 48 BÖLÜM IV YÖNTEM 4.1.Araştırma Modeli Araştırma, tarama modelinde betimsel bir nitelik taşımaktadır. Betimsel araştırma, kurumların ve gurupların mevcut durumuyla ilgili geniş açıklamalar yapmak için çok sayıda denek ve objeyle belli bir zaman dilimi içerisinde yapılan çalışmadır (Kaptan, 1998). Araştırmada öğrencilerin süt ve süt ürünleri tüketim alışkanlıklarını ortaya koymak için yapılan betimsel bir çalışmadır. Bu araştırmada öğrencilerin süt ve ürünleri tüketim alışkanlıkları ile ilgili görüşleri araştırmacı tarafından geliştirilen anketle belirlenen nicel bir çalışmadır. 4.2. Evren ve Örneklem Bu araştırmanın çalışma evrenini, Erzurum İli Tekman İlçe Merkezinde bulunan Tekman Yatılı Bölge Ortaokulu, Cumhuriyet Ortaokulu ve Cumhuriyet İmam Hatip Ortaokulunda okuyan öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden Tekman Yatılı Bölge Ortaokulu’ndan 154, Cumhuriyet Ortaokulu’ndan 503 ve Cumhuriyet İmam Hatip Ortaokulu’ndan 30 ortaokul öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada 281’i kız ve 406’sı erkek olmak üzere toplam 687 kız ve erkek ortaokul öğrencisi araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırma öncesinde kurumdan izin ve öğrencilerden sözel onay alınmıştır. Örneklemde toplam 687 öğrenci olmasına rağmen 217 öğrencinin süt ve ürünleri tükettiği, 470 öğrencinin ise süt ve ürünleri tüketmediği uygulanan anket sonucunda ortaya çıkmıştır. Süt ve ürünlerini tüketen 217 öğrencinin yanı sıra süt ve ürünleri tüketmeyen 470 öğrencinin de tüketime dayalı sorular haricinde yer alan bilgi sorularında cevapları değerlendirmeye alınmıştır. 49 4.3. Verilerin Toplanması Verileri elde etmek amacıyla Gazi Üniversitesi olmak üzere Atatürk Üniversitesi kütüphaneleri ve tez merkezleri, Yüksek Öğrenim Kurulu Ulusal Tez Merkezinden, Milli Kütüphaneden, konu ile ilgili bilimsel dergilerde yayınlanmış makalelerden ve her türlü basılı yayından yararlanılmıştır. Aynı zamanda Gazi Üniversitesi kütüphanesinin anlaşmalı olduğu elektronik ortamda yayınlanan her türlü bilimsel kaynaktan da yararlanılmış ve gerekli görülen kaynaklar kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında daha önce konu ile ilgili olarak yapılan alan araştırmalarının ışığında ve uzman görüşleri alınarak oluşturulan anket formları (Ek-…1) kullanılmıştır. Soru formlarını uygulamadan önce pilot çalışma yapılıp, ön test aşamasında soruların anlaşılabilirliği bireylerden gelen öneriler vb. hususlar dikkate alınarak ve gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra anketin kapsamı ve şekli oluşturulmuştur. Oluşturulan anket formunda kişisel bilgileri demografik özelliklerini, süt ve ürünleri tüketim alışkanlıklarını tespit etmeyi amaçlayan sorular sorulmuştur. Anketin birinci bölümünde öğrencilerin kişisel ve demografik özelliklerini tespit etmeyi amaçlayan 5 soru yer almaktadır. Anketin ikinci bölümü öğrencilerin beslenme durumunu ölçmeyi amaçlayan 20 sorudan oluşmaktadır. Üçüncü bölümde ise öğrencilerin, süt ve ürünleri ile ilgili bilgi düzeyini ölçmeyi amaçlayan 6 soru ve beşli likert tipi cümlelerden oluşmaktadır. Hazırlanan anket formu yukarıda özellikleri belirtilen toplam 30 sorudan oluşmaktadır. 4.4. Verilerin Analizi Araştırmanın istatistiksel verileri IBM SPSS (Statistical Package for Social Scienses) for Windows 20.0 programına aktarılarak analiz edilip değerlendirilmiştir. Anket sorularından elde edilen verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde mutlak ve yüzdelik (%) değerleri gösteren çizelgeler hazırlanarak, soruların ve elde edilen verilerin özelliğine göre çapraz tablolar oluşturulmuş ve khi-kare önemlilik testi uygulanmıştır. Likert tipi cümleler ise Kesinlikle Katılıyorum (1), Katılıyorum (2), Fikrim yok (3), Katılmıyorum (4), Kesinlikle Katılmıyorum (5) şeklinde puanlanarak analiz edilmiştir. 50 BÖLÜM V BULGULAR ve YORUM Bu bölümde, araştırma probleminin çözümü için, araştırmaya katılan öğrencilerden anket formu aracılığı ile toplanan verilerin analizi sonucunda elde edilen bulgular yer almaktadır. Elde edilen bulgulara dayalı olarak açıklama ve yorumlar yapılmıştır. 5.1. Kişisel Bilgiler Bu bölümde araştırmaya katılan öğrencilerin kişisel bilgileri yer almaktadır. Araştırmaya katılan öğrencilerin demografik dağılımları Tablo 10’da verilmiştir. Tablo 10. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Demografik Dağılımları Yaş Dağılımları Dağılımlar 10-11 12-13 14-15 16-17 Cinsiyet Dağılımları Kız Erkek Yaşadıkları Yere Göre Dağılımları Köy İlçe Merkezi İl Merkezi Büyükşehir Kardeş Sayısı Dağılımları Yok 1-2 3-4 5 ve Üstü Ailedeki Gelir Dağılımları 0-750 751-1200 1251-2000 2001 ve Üstü n:687 S 95 412 168 12 % 13,8 60,0 24,5 1,7 281 406 40,9 59,1 436 220 20 11 63,5 32,0 2,9 1,6 10 92 251 334 1,5 13,4 36,5 48,6 442 167 51 27 64,3 24,3 7,4 3,9 51 Öğrencilerin demografik özellikleri ile ilgili verilerin yer aldığı tablo 10 incelendiğinde; öğrencilerden %60’ının (n=412) 12-13 yaşında bireylerden oluştuğu görülmektedir. Daha sonra sırasıyla %24,5’inin (n=168) 14-15 yaş, %13,8’inin (n=95) 10-11 yaş, %1,7’sinin (n=12) 16-17 yaş bireyler araştırmamıza katılmıştır. Öğrencilerin cinsiyet dağılımlarına bakıldığında öğrencilerin %59,1’inin (n=406) erkek bireylerden oluştuğu %40,9’unun (n=281) kız bireyden oluştuğu görülmektedir. Tablo 10 incelendiğinde öğrencilerin “ Ömrünüzün büyük kısmının geçtiği yer?” sorusuna verdiği cevaplardan en yüksek oranla köy %63,5 (n=436) olarak bulunmuştur. Araştırmanın Erzurum ili Tekman ilçesinde ortaokullarda taşımalı eğitim yapıldığı göz önünde bulundurulursa bu sonuç gayet doğal olarak karşılanmalıdır. Araştırmaya katılan öğrencilerin kardeş sayıları incelendiğinde genellikle kalabalık ailelerden geldikleri anlaşılmaktadır. 5 ve üstü sayıda kardeşi olduğunu beyan edenlerin oranı %48,6 (n=334) ile en yüksek oran olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha sonra sırasıyla 3-4 kardeşi olanlar %36,5 (n=251), 1-2 kardeşi olanlar (n=92), olmayanlar %1,5 (n=10) gelmektedir. Öğrencilerin aylık gelir dağılımlarını incelediğimizde 100-750 TL gelir düzeyine sahip öğrencilerin%64,3 (n=442) oranıyla çoğunluk olduğu görülmektedir. Daha sonra sırasıyla 751-1250 TL %24,3 (n=167), 1251-2000 TL %7,4 (n=51) ve 2001 ve üstü %3,9 (n=27) olarak belirlenmiştir. Akbay ve Tiryaki (2007) Bir toplumda diğer gıda ürünlerinde olduğu gibi süt tüketiminde de tüketim alışkanlıkları, ürünlerin kalitesine, fiyat ve hijyen özelliklerine, tüketicilerin zevk ve tercihlerine bağlı olarak değişebilmektedir. Ayrıca, tüketicilerin sosyo-ekonomik ve demografik yapıları da süt tüketim miktarı ve alışkanlıklarını önemli düzeyde etkileyebilmektedir. Bunlardan özellikle gelir, eğitim, yaş, cinsiyet, hane halkı genişliği, annenin çalışma durumu ve ailedeki çocuk varlığının süt tüketimini etkilediği bildirilmektedir. Baysal (2014) Beslenmede amaç, bireyin yaşı, cinsiyeti ve içinde bulunduğu fizyolojik duruma göre gereksinimi olan bütün besin öğelerini yeterli miktarlarda sağlayabilmesidir. Çalışmalardaki ifadeler bizim elde ettiğimiz bulguları destekler niteliktedir. 52 Tablo 11. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Okul Değişkenine Göre Karşılaştırılması Okul Dağılımları Yatılı bölge ortaokulu Cumhuriyet ortaokulu *P<0,05 Alışkanlığım Var n:217 S 64 153 % 41,6 Alışkanlığım Yok n:470 S 90 % 58,4 28,7 380 71,3 X2 P 9,134 ,003 Süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının okul değişkeni ile karşılaştırılmasını incelemek amacıyla yapılan x2 analizinde yatılı bölge ortaokulundaki öğrencilerin süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının oranı, Cumhuriyet ortaokulundaki öğrencilerin süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarından fazla olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerin vermiş olduğu cevaplar incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Tablo 12. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Yaşlarına Göre Karşılaştırılması Yaş Dağılımları 10-11 12-13 14-15 16-17 *P<0,05 Alışkanlığım Var n:217 S 37 138 39 3 % 38,9 33,5 23,2 25,0 Alışkanlığım Yok n:470 S 58 274 129 9 % 61,1 66,5 76,8 75,0 X2 P 8,767 ,033 Süt ve ürünlerini tüketme alışkanlığının yaş değişkeni ile karşılaştırılmasını incelemek amacıyla yapılan x2 analizinde yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir. Tabloda elde edilen sonuçlara göre öğrencilerden; yaşları 10-11 olan öğrencilerin süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının çoğunlukta olduğu görülmüştür. Yaşları 14-15 olan öğrencilerin ise çoğunluğunun süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının olmadığı tespit edilmiştir. Öğrencilerin yaşları arttıkça süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının azaldığı görülmüş olup, bu durumun istatistiksel açıdan da anlamlı olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). 53 Tablo 13. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Cinsiyetlerine Göre Karşılaştırılması Cinsiyet Dağılımları Kız Erkek *P>0,05 Alışkanlığım Var n: 217 S 84 133 % 29,9 32,8 Alışkanlığım Yok n:470 S 197 273 X2 % 70,1 67,2 ,631 P ,427 Cinsiyet değişkeni ile süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı arasındaki karşılaştırmayı tespit edebilmek için yapılan x2 analizinde yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre kız öğrencilerin ve erkek öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının bulunmadıkları tespit edilmiştir. Öğrencilerin vermiş oldukları yanıtlar incelendiğinde ise istatistiksel olarak anlamlı fark göstermediği tespit edilmiştir (p>0,05). Tablo 14. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Yaşadıkları Yere Göre Karşılaştırılması Yaşadıkları Yere Göre Dağılımları Köy İlçe Merkezi İl Merkezi Büyükşehir *P>0,05 Alışkanlığım Var n:217 S 138 70 5 4 % 31,7 31,8 25,0 36,4 Alışkanlığım Yok n:470 S 298 150 15 7 % 68,3 68,2 75,0 63,6 X2 P ,524 ,914 Yaşamın büyük bölümünün geçtiği yer değişkeni ile süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı arasındaki karşılaştırmayı incelemek için yapılan x2 analizinde yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir.Alışkanlığı olan öğrencilerin büyük bir kısmının yaşamını köyde geçirdiği cevabını verdikleri görülmektedir. Bu bulgular ilçede yatılı olarak eğitim görenlerin haricindeki öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun köyde yaşayarak taşımalı eğitim kapsamında yer almalarının sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğrencilerin yaşam alanlarından köy ya da merkezde yaşaması, süt ve ürünleri tüketme alışkanlıkları üzerinde etkisinin olmadığı görülmüştür. Öğrencilerin vermiş oldukları yanıtlar incelendiğinde ise istatistiksel olarak anlamlı fark göstermediği tespit edilmiştir (p>0,05). 54 Tablo 15. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Kardeş Sayısına Göre Karşılaştırılması Kardeş Sayısı Dağılımları Yok 1-2 3-4 5 ve üstü *P>0,05 Alışkanlığım Var n:217 S 4 29 84 100 % 40,0 31,5 33,5 29,9 Alışkanlığım Yok n:470 S 6 63 167 234 % 60,0 68,5 66,5 70,1 X2 P 1,157 ,763 Kardeş sayısı değişkeni ile süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı arasındaki karşılaştırmayı inceleyebilmek için yapılan x2 analizinde yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir. Alışkanlığım var diyen öğrencilerden kardeşi olmayanların, diğerlerine göre oransal olarak süt ve ürünleri tüketim alışkanlığının çoğunlukta olduğu, kardeş sayısı 5 ve üzeri olanların oranına bakıldığında ise büyük bir çoğunluğunun süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının bulunmadıkları görülmektedir. Öğrencilerin süt ve ürünleri tüketim alışkanlıkları üzerinde kardeş sayısının etkili olmadığı vermiş oldukları yanıtlar incelendiğinde görülmekle birlikte istatistiksel olarak anlamlı fark göstermediği tespit edilmiştir (p>0,05). Tablo 16. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Ailedeki Gelir Dağılımına Göre Karşılaştırılması Ailedeki Gelir Dağılımları 0-750 751-1200 1251-2000 2001 ve Üstü *P<0,05 Alışkanlığım Var n:217 S 129 51 26 11 % 29,2 30,5 51,0 40,7 Alışkanlığım Yok n:470 S 313 116 25 16 % 70,8 69,5 49,0 59,3 X2 P 11,188 ,011 Aylık ortalama gelir değişkeni ile süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı değişkeni arasındaki karşılaştırmayı incelemek için yapılan x2 analizinde yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir. Aylık ortalama geliri; 100-750 TL arasında olanların çoğunluğunun süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının bulunmadıkları, 1251-2000 TL arasında olanların yaklaşık olarak yarı yarıya değerde süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının bulundukları tespit edilmiştir. Ailenin geliri arttıkça süt tüketim alışkanlığı da artmaktadır. Bu durum istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (p<0,05). 55 5.2. Öğrencilerin Beslenme Durumlarının Değerlendirilmesi Bu bölümde öğrencilerin beslenme durumları ve süt ve ürünleri tüketim davranışları incelenecektir. Öğrencilerin süt ve süt ürünlerini tüketip tüketmedikleri dağılımı Tablo 17’de incelenmiştir. Tablo 17. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketip Tüketmedikleri İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Süt ve Süt Ürünleri Tüketip Tüketmedikleri Dağılımı Süt ve süt ürünleri tüketiyorum Süt ve süt ürünleri tüketmiyorum Toplam S n:687 % 217 470 687 31,6 68,4 100 Tablo 17 incelendiğinde öğrencilerin %31,6’sının “süt ve süt ürünlerini tüketiyorum”, %68,4’ü olan çoğunluğun ise “süt ve süt ürünlerini tüketmiyorum” cevaplarını verdikleri görülmektedir. Ankete katılan öğrencilerin her gün düzenli olarak süt ve ürünleri tüketme alışkınlığı Tablo 18’de incelenmiştir. Tablo 18. Öğrencilerin Her Gün Düzenli Olarak Süt İçme Alışkınlığı İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Her gün düzenli süt içme alışkanlığı Alışkanlığım var Alışkanlığım yok Toplam S n:687 193 494 687 % 28,1 71,9 100,0 Tablo 18’de görülebileceği gibi ankete katılan öğrencilerin %28,1’inin her gün düzenli olarak süt içme “alışkınlığı var” olduğu, %71,9’u olan çoğunluğun her gün düzenli olarak süt içme “alışkınlığı yok” cevaplarını verdikleri görülmektedir. Ankete katılan 687 öğrenciden 217’sinin süt ve süt ürünlerini tükettikleri ve 193’ünün düzenli olarak her gün süt tüketim alışkanlığının olduğu tespit edilmiştir. Önsüz, Demir, Zengin ve Bektaş (2012), tarafından Sakarya ilinde bir ilköğretim okulunda yapılan araştırmalarında, araştırmaya katılan öğrencilerin %10,1’inin her gün düzenli süt içtiği sonucu bulunmuştur. Bu sonuç bizim bulgularımızla benzerlik göstermektedir. Aktaş’ın yaptığı çalışmada “her gün” süt ve ürünleri grubundan ürün kullanırım diyenlerin oranı kız öğrencilerde %17,4 olarak görülmektedir (Aktaş, 2001). 56 Nahcivan (2006), ilköğretim okulundaki öğrencilerde süt tüketimi durumunu belirlemek amacıyla yaptığı bir çalışmada; öğrencilerin %31,8’inin arada sırada, %45,2’sinin her gün bir su bardağı süt içtiği belirtilmiştir. Bu veriler de bizim bulgularımızı destekler niteliktedir. Ankete katılan öğrencilerin süt ve süt ürünlerini tüketmiyorsa, tüketmeme nedeni Tablo 19’da incelenmiştir. Tablo 19. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünlerini Tüketmiyorsa, Tüketmeme Nedeni İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Süt ve Süt Ürünlerini Tüketmiyorsa, Tüketmeme Nedeni Tadı Kokusu Rahatsızlık veriyor Alışkanlığım yok Toplam S n:470 % 90 47 44 289 470 19,1 9,9 9,5 61,5 100,0 Tablo 19’da ankete katılan öğrencilerin, %19,1’inin süt ve süt ürünleri tüketme alışkanlığınız yok ise, tüketmeme nedeniniz nedir? Sorusuna tüketmeme nedeni olarak “tadı” %9,9’unun “kokusu”, %9,5’inin “rahatsızlık veriyor”, %61,5’inin “alışkanlığım yok” cevabını verdiği görülmektedir. Tutumlu (2011), yapmış olduğu araştırmada 10-15 yaş aralığındaki ilköğretim öğrencilerinde süt ve süt ürünleri tüketim alışkanlığı incelenmiştir. Bu çalışmada öğrencilerin sütü sevmemesine sebep olan etmenlerin başında gelen tat ve koku etmeni dikkat çekmektedir. Sütün tadının ve kokusunun beğenilmemesine neden olan birçok faktör olabilir. Ebeveynlerin çocuklarının anne sütü almalarından itibaren belli bir yaşa kadar çok iyi gözlem yapmaları, onların sütten tiksinmelerine sebep olabilecek durumları tespit etmeleri gerekmektedir. Eğer çocuk sütün kokusunu sevmiyorsa, sütü içmesinde ısrar etmek yerine sütün kokusunu bastıracak kakaolu, meyveli sütler tercih edilebilir. Tadını sevmiyorsa, sevdiği farklı yiyecekler içerisinde sunularak yemesi sağlanabilir. Burada aslında psikolojik faktörler de fazlasıyla etkilidir. Örneğin çocuğun anne babası başta olmak üzere istemeyerek de olsa sütten iğrenmesine sebep olabilecek bir şeyler anlatan kişiler bile süt içmeyi bırakmasına sebep olmuş olabilir. Bu çalışma ile süt ve ürünleri tüketiminin insan vücudu için önemi ve gerekliliği belirtilmiştir. Tarakçı vd. (2002) çalışmasında, düzenli bir şekilde süt tüketen öğrencilerin oranı %16,14’dür. Yine aynı çalışmada, öğrencilerin %78,96’sının sütü sevmediği belirlenirken, 57 %32,98’i kokusu, %34,04’ü tadı, %12,77’si rahatsızlık vermesi, %29,21’i diğer nedenlerle sütü sevmediklerini ifade etmişlerdir. Şimşek ve Açıkgöz (2011), üniversite öğrencilerinin süt tüketim durumlarını belirlemek üzere 1000 öğrenci üzerinde yürüttükleri çalışmada; öğrencilerin %69,7’sinin süt içmeyi sevdiği ortaya çıkarken sütü düzenli tüketenlerin oranı%34,2 ile sınırlık almıştır. Sütü sevmeme nedenleri arasında sütün tadı %38,6 ve kokusu %37,6 ilk sıralarda bulunmuştur. Araştırma sonucunda öğrencilerin süt konusunda sınırlı düzeyde bilgiye sahip oldukları görülmüştür. Yapılan çalışmalarla elde edilen değerler karşılaştırıldığında süt sevmeme nedenleri arasında benzerlik olduğu görülmektedir. Ankete katılan öğrencilerin süt ve süt ürünleri tüketiminde günde ne kadar süt tükettikleri dağılımı Tablo’20 de verilmiştir. Tablo 20. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketiminde Günde Ne Kadar Süt Tükettikleri İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Günde Ne Kadar Süt Tükettikleri Günlük hiç süt tüketmiyorum 1 bardak 2 bardak 2 bardaktan fazla Toplam S n:217 24 88 80 25 217 % 11,1 40,5 36,9 11,5 100,0 Tablo 20’de öğrencilere sorulan “Günde ne kadar süt tüketiyorsunuz?” sorusunun yer aldığı tabloyu incelediğimizde; %11,1’i “hiç tüketmiyorum”, %40,5’i “1 bardak”, %36,9’u “2 bardak”, %11,5’i ise “2 bardaktan fazla” günde süt tükettiklerini ifade etmişlerdir. Tabloda görüldüğü gibi günlük süt tüketenlerin çoğunluğunun “1 bardak” cevabını verdiği görülmektedir. “Günlük hiç süt tüketmiyorum” cevabını veren 24 öğrencinin günlük süt tüketmese de farklı zamanlarda süt tükettiği anketteki diğer sorulara verilen cevaplardan anlaşılmaktadır. Yılmaz ve Demirci (2001) İstanbul’da farklı gelir gruplarına ait 400 üniversite öğrencisini kapsayan bir araştırmada, deneklerin %11’inin sabah kahvaltısında sütü tercih ettikleri bildirilmiştir. Aynı çalışmada deneklerin %35,25’inin günde 1 bardak, %18,75’inin 0,5 litre, %14,25’inin 1 litreye yakın ve %2,75’inin 1 litrenin üzerinde süt tükettikleri, %29 gibi yüksek bir orandakilerin de hiç süt tüketmedikleri saptanmıştır. 58 Tezcan vd. (2002) tarafından yapılan çalışmada günlük süt ve süt ürünleri tüketimi %75,8 olarak saptanmıştır. Yapılan başka bir çalışmada günlük iki su bardağı süt tüketme oranı ilköğretim öğrencilerinde %20,1 olarak bulunmuştur Nahcivan, (2006). Türkmenoğlu (2007) 9-12 yaş grubundaki öğrencilerin beslenme alışkanlıkları üzerine yaptığı bir çalışmada; öğrencilerin çok az bir kısmının öğün aralarında süt ve ürünlerini tükettiğini belirtmiştir. Yine aynı çalışmada; süt ve ürünlerini günlük olarak tüketen öğrenci yüzdeleri verilmiş ve bu yüzdelerin yüksek olduğu görülmüştür. Yapılan çalışmalarda öğrencilerin süt tüketim miktarındaki tercihlerinin benzer olduğu görülmektedir. Ankete katılan öğrencilerin süt ve süt ürünlerini en fazla hangi öğünde tükettiği Tablo 21’de incelenmiştir. Tablo 21. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünlerini En Fazla Hangi Öğünde Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Süt ve Süt Ürünlerini En Fazla Hangi Öğünde Tükettiği Sabah Öğle Akşam Gece Toplam S n:217 116 33 46 22 217 % 53,4 15,2 21,2 10,2 100,0 Öğrencilerin süt ve süt ürünlerini en fazla hangi öğünde tükettikleri tablo 21’de incelenmiştir. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğunu oluşturan %53,4’ünün “sabah”, %15,2’sinin “öğle”, %21,2’sinin “akşam”, %10,2’sinin “gece” olduğunu belirtmişlerdir. Türkmenoğlu (2007) tarafından yapılan araştırmada 9-12 yaş grubundaki öğrencilerin beslenme alışkanlıkları üzerine yaptığı bir çalışmada; öğrencilerin çok az bir kısmının öğün aralarında süt ve ürünlerini tükettiğini belirtmiştir. Yine aynı çalışmada; süt ve ürünlerini günlük olarak tüketen öğrenci yüzdeleri verilmiş ve bu yüzdelerin yüksek olduğu görülmüştür. Uzunöz ve Gülşen (2007) yılında yaptığı çalışmada ankete katılan öğrencilerin %27’si sütü sabah, %1,67’si öğlen, %53,67’si akşam, %17,66’sı da her zaman tükettiklerini ifade etmişlerdir. 59 Yılmaz ve Demirci (2001) İstanbul’da farklı gelir gruplarına ait 400 üniversite öğrencisini kapsayan bir araştırmada, deneklerin %11’inin sabah kahvaltısında sütü tercih ettikleri bildirilmiştir. Aynı çalışmada deneklerin 35,25’inin günde 1 bardak, %18,75’inin 0,5 litre, %14,25’inin 1 litreye yakın ve %2,75’inin 1 litrenin üzerinde süt tükettikleri, %29 gibi yüksek bir orandakilerin de hiç süt tüketmedikleri saptanmıştır. Elde edilen bu değerler ise çalışmamızdan farklılık gösterdiği görülmektedir. Bulgularımız öğrencilerin süt tüketimlerinin sabah daha fazla olduğu yönündedir. Bu sonuçların nedeni ise öğrencilerin eğitim kademesinden ve katılımcıların yaş grubundaki farklılıktan kaynaklanabilir. Ankete katılan öğrencilerin haftada ne kadar süt tükettiği dağılımları Tablo 22’de verilmiştir. Tablo 22. Öğrencilerin Haftada Ne Kadar Süt Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Haftada Ne Kadar Süt Tükettiği Haftada hiç süt tüketmiyorum 0,5-1 litre 2-3 litre 4 litre ve üstü Toplam S n:217 27 71 83 36 217 % 12,5 32,7 38,2 16,6 100,0 Öğrencilerin haftada ne kadar süt tükettikleri incelendiğinde %12,5’inin “hiç tüketmiyorum”, %32,7’sinin “0,5-1 litre”, %25,0’ının “2-3 litre” %7,6’sının “4 litre ve üstü” tükettiği görülmektedir. Bunun yanı sıra bu soruda kişi başına düşen haftalık süt tüketiminin ortalama “0,5-1 litre” civarında olduğu görülmektedir. Nahcıvan (2006) tarafından yapılan araştırmada ilköğretim okulundaki öğrencilerde süt tüketimi durumunu açığa çıkarmak için yaptığı bir çalışmada; öğrencilerin %31,8’inin arada sırada,%48,2’sinin her gün bir su bardağı süt içtiği belirtilmiştir. Yapılan çalışmada öğrencilerin haftalık süt tüketim tercihlerinin yüzdelik oranları haftalık toplam tüketim değerlerimize benzer olduğu görülmektedir. Öğrencilerden “haftada hiç süt tüketmiyorum” cevabını veren 27 öğrencinin haftalık süt tüketmese de farklı zamanlarda tükettiği, süt tüketimi ile ilgili tablolar incelendiğinde bu sonuca ulaşılmaktadır. 60 Ankete katılan öğrencilerin sütü genellikle nasıl tükettiği Tablo 23’te incelenmiştir. Tablo 23. Öğrencilerin Sütü Genellikle Nasıl Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Sütü Genellikle Nasıl Tükettiği Dağılımı Meyveli süt Kakao veya nesquikle Ballı süt Sade süt Toplam S n:217 21 41 13 142 217 % 9,7 18,9 6,0 65,4 100,0 Öğrencilerin sütü genellikle nasıl tükettiği tablo 23’te incelendiğinde, %9,7’sinin “meyveli süt”, %18,9’unun “kakaolu veya nesquikle”, %6,0’sının “ballı süt”, %65,4’ünü oluşturan çoğunluğun ise “sade süt” şeklinde tükettikleri belirtmişlerdir. Şimşek, Çetin ve Bilgin (2005) Ülkemizde süt genellikle mamullere işlenerek tüketilmektedir. Demirci, Kurultay ve Öksüz (1998) Beslenme fizyolojisi açısından esas olan imkanlar dahilinde sütün doğal haliyle tüketilmesidir. Bunun en önemli nedeni, sütün çeşitli biçimlerde mamul maddelere işlenmesi ve dayanıklı hale sokulması sırasında bileşimindeki bazı besin elementlerinde kayıpların ortaya çıkmasıdır. Bu nedenle bütün ülkelerde insan sağlığının korunması ve iyi beslenme açısından içme sütü tüketiminin artırılması açısından büyük çabalar sarf edilmektedir. Tarakçı vd. (2003) yapmış olduğu çalışmasında; öğrencilerin süt tüketim tercihleri incelenmiştir; öğrencilerin %27,42’si sıcak süt, %14,7’si soğuk süt, %22,65’i şekerli süt, %7,68’i şekersiz süt, %9,27’si kakaolu süt, %4,5’i meyveli süt, %10,73’ü kahve ilaveli süt, %3,05’i ise diğer seçimini yapmıştır. Sütü her şekliyle tüketen öğrencilerin oranı 13-15 yaş grubunda daha yüksek görülmektedir. Yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar incelendiğinde çalışmalarda yer alan ifadeler ve bulgular bizim bulgularımızı destekler niteliktedir. 61 Ankete katılan öğrencilerin sütü tüketmeden önce herhangi bir ısı işlemi uygulaması dağılımı Tablo 24’te incelenmiştir. Tablo 24. Öğrencilerin Sütü Tüketmeden Önce Herhangi Bir Isı İşlemi Uygulaması Dağılımı İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Sütü Tüketmeden Önce Herhangi Bir Isı İşlemi Uygulanması Kaynatıyorum Isıtıp içiyorum Hafif ısıtıyorum Soğuk içiyorum Toplam S n:217 % 77 67 25 48 217 35,5 30,8 11,6 22,1 100,0 Tablo 24’te ankete katılan öğrencilere sütü tüketmeden önce herhangi bir ısı işlemi uyguluyor musunuz? En fazla cevabı kaynatarak içenler %35,5’ini “Kaynatıyorum” oluşturmaktadır. %30,8’inin “ısıtıp içiyorum”, %11,6’sının “hafif ısıtıyorum”, %22,1’inin “soğuk içiyorum” şeklinde cevap verdikleri görülmektedir. Öğrencilerin çoğunun süt içmeden önce ısıl işlem uyguladıkları en çok söylenen cevaplar olarak karşımıza çıkmaktadır. Soğuk içenlerin ise diğer seçeneklere oranla az olduğu görülmektedir. Şimşek ve Açıkgöz (2011) üniversite öğrencileriyle yaptıkları çalışmada; sütün sıcak veya soğuk olma durumuna göre tüketilme şekli sorulduğunda, erkek öğrencilerin % 31,2’si sıcak, kız öğrencilerin ise %56,4’ü soğuk olarak tükettiklerini bildirmişlerdir. Tüm öğrencilerin sadece %19’unun sütü ılık olarak tükettikleri belirlenmiştir. Yapılan çalışmada elde edilen bu veriler değerlendirildiğinde çalışmamız ile benzerlik göstermesinin yanı sıra kız öğrencilerin oransal çoğunluğunun sütü soğuk tükettiği görülmüştür. Sütün hangi yaşta tüketilmesi gerektiği düşüncelerin dağılımı Tablo 25’te verilmiştir. Tablo 25. Öğrencilerin Sütün Hangi Yaşta Tüketilmesi Gerektiği Düşünceleri İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Sütün Hangi Yaşta Tüketilmesi Gerektiği Bebeklik Gençlik Yaşlılık Her yaşta Toplam Öğrencilerin tablo S n:687 152 67 13 455 687 25’de sütün hangi yaşta % 22,1 9,8 1,9 66,2 100,0 tüketilmesi gerektiği düşünceleri incelendiğinde; “bebeklik” dönemi diyenler %22,1’i oluştururken, aynı soruda %9,8’i “gençlik”, %1,9’u ”yaşlılık”, %66,2’si ise “her yaşta” söyledikleri görülmektedir. 62 süt tüketilmesi gerektiğini Akman, (2009), yaptığı çalışmada D vitamininin çocukların gelişimi için öneminden bahsetmiş ve D vitamininin yağlı balık, balık yağı, yumurta ve süt dışında pek az doğal besinde bulunduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla, erken çocukluk döneminde en önemli kalsiyum kaynakları olan süt, yoğurt, peynir yeme alışkanlığının kazandırılmasının önemine değinilerek; çocukların hayatında süt ve süt ürünleri tüketiminin ne derece önemli olduğu vurgulanmıştır. Yeterli süt ve süt ürünleri tüketmeyen toplumlarda fertlerin fiziksel ve zekâ gelişimi de yeterli olmamaktadır. Özellikle beslenme konusunda yapılan araştırmalarda, yaşamın her çağında ihtiyaç duyulan temel besin öğelerinin ancak süt ürünleri tüketimi ile karşılanabileceği artık kanıtlanmıştır (Burdur Tarım, 2009). Büyüme ve gelişim için yeterli besin öğelerini içeren süt, insanoğlunun bebeklik, ergenlik ve yaşlılık dönemlerinde önemli bir yere sahiptir. Süt hayvansal kaynaklı besin öğeleri açısından zengin bir bileşimdedir. Aynı zamanda içeriğinde bulunan ve fizyolojik olarak önemli olan, protein ve peptid yapısındaki öğelerden oluşan immünoglobulinler, enzimler, enzim inhibitörleri, büyüme hormonları, diğer hormonlar, büyüme faktörleri, antibakteriyel ajanlar ile yağ asitleri, vitamin ve minerallerden dolayı değerli bir besindir Özcan, Erbil ve Kurdal (1998); Yetişmeyen (1995). Avan (2006), ilköğretim öğrencileri üzerinde yapılan başka bir çalışmada kızların ve erkeklerin sırasıyla %74,5-%78,7’si süt grubu, %65-%61,7’si et grubu, %56,8-%61,7’si yağ ve şeker grubu, %53,6-%46,1’i de sebze ve meyve grubu besinleri yetersiz düzeyde tükettiği saptanmıştır. Yapılan diğer çalışmalarda da sütün hangi yaş grubunda tüketilmesi gerektiği incelendiğinde katılımcıların tercihlerinin görülmektedir. 63 çalışmamıza benzer olduğu Kahvaltıda süt yerine hangi tür içecekleri tercih ettikleri dağılımları Tablo 26’da verilmiştir. Tablo 26. Öğrencilerin Kahvaltıda Süt Yerine Hangi Tür İçecekleri Tercih Ettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Kahvaltıda Süt Yerine Hangi Tür İçecekleri Tercih Ettiği Gazlı içecekler Meyve suları Çay Hiçbiri Toplam S n:687 13 192 418 64 687 % 1,9 27,9 60,8 9,3 100,0 Tablo 26’da ankete katılan öğrencilerin, %1,9’unun kahvaltıda süt yerine “gazlı içecekler” tercih ettiği, %27,9’unun “meyve sularını”, süt yerine tüketilerek büyük bir çoğunluğu oluşturan %60,8’inin “çay”, %9,3’ünün ise “hiçbiri” cevabı verdikleri görülmektedir. Şimşek ve Açıkgöz (2011) üniversite öğrencileriyle yaptıkları çalışmada; Öğrencilerin, kahvaltıda içecek olarak tercihleri sorulduğunda % 72,5’inin çayı, % 12,5’inin meyve suyunu, % 6,1’inin sütü, % 3,6’sının bitki çayını, % 3,5’inin kahveyi ve % 1,8’inin diğer içecekleri tükettiği belirlenmiştir. Dereköy (2006), ilköğretim 7.sınıf öğrencilerinin fiziki büyüme durumları ve beslenme alışkanlıklarının incelenmesi amacıyla yapılan bir çalışmada öğrencilerin %64,3’ ünün günde üç öğün tükettikleri, % 8,7’ sinin kahvaltıyı, %17,7’ sinin öğle yemeğini, % 1,3’ ünün akşam öğününü atladıkları, ayrıca sabah öğününde en çok tüketilen besinin peynir, içeceğin ise çay olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bu değerlere bakıldığında çalışmamız ile benzerlik göstermekte olup kahvaltıda genellikle süt ya da çay içildiği sonucunu ortaya koymaktadır. Tablo 27. Öğrencilerin Süt Tüketim Alışkanlıklarının Süt Yerine Kahvaltıda Tercih Ettiği İçeceğe Göre Karşılaştırılması Kahvaltıda Süt Yerine Tercih Edilen İçecek Türü Dağılımları Alışkanlığım Var n:217 Alışkanlığım Yok n:470 S % S % Gazlı içecekler Meyve suları Çay Hiçbiri *P<0,05 6 75 103 33 46,2 39,1 24,6 51,6 7 117 315 31 53,8 60,9 75,4 48,4 64 X2 P 27,392 ,000 Kahvaltıda süt yerine tercih edilen içecek türü ile süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı değişkeni arasındaki karşılaştırmayı inceleyebilmek için yapılan x2 analizinde yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir. Tabloyu incelediğimizde öğrencilerden süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı olmayanların kahvaltıda süt yerine içeceklerden en çok çay’ı tercih etmiş olduklarını görmekteyiz. Süt ve ürünleri tüketme alışkanlıkları olmadığı tespit edilen öğrencilerin kahvaltıda “Gazlı içecekleri”, “Meyve sularını” ve “Çay’ı” da tercih etmeyerek “Hiçbiri” seçeneğini işaretledikleri tespit edilmiştir. Öğrencilerden süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı olanların vermiş oldukları cevaplar incelendiğinde ise kahvaltıda süt yerine içeceklerden en çok “Gazlı içecekleri” tercih ettiklerini görmekteyiz. Nahcivan (2006) Çocuklarda süt tüketiminin incelendiği çalışmasında, çocukluktan adölesan dönemine geçiş sürecinde olan yaşlarda günlük süt tüketiminde giderek azalma olduğu ve bu azalmada gazlı içecek tercihinin önemli rolü olduğu vurgulanmaktadır. Çetin (2003) Araştırma kapsamında toplumun içme sütü tüketim alışkanlıkları dikkate alındığında; kişilerin sabah kahvaltısı, yemek öğünleri arası veya akşam yatmadan önce gibi değişik zamanlarda “içme sütü yerine hangi tür içecekleri tercih ettikleri” sorulduğunda; genelde, araştırmaya katılan deneklerin %29,0’u gazlı içecekler %24,8’i meyve suları, %38,0’i çay ve kahve, %8,1’i ise hiçbiri biçiminde tercihlerini belirtmişlerdir. Arslan ve Mendeş (2004) erkek ve kız öğrencilerin en fazla tükettikleri sıvı çeşitleri sırasıyla, su (%45.93), çay (%26,94) ve meşrubatlar (%5,47), sütün ise araştırmaya katılan erkek ve kız tüm öğrenci gruplarında değerlendirmeye giremeyecek kadar az tüketildiğini bildirmişlerdir. İstanbul’daki üniversite öğrencilerinin %28’inin her gün mutlaka gazlı içecek içtiği ve %67,7’sinin genelde süt içtiği belirtilmiştir (Özen ve ark., 2007). Süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı olan öğrencilerin süt yerine en fazla çayı tükettikleri vermiş oldukları cevaplar incelendiğinde ulaşılmış ve istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). 65 Öğrencilerin süt ve süt ürünleri satın alırken kalite güvencesine bakıp bakmadıklarına göre dağılımı Tablo 28’de incelenmiştir. Tablo 28. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Satın Alırken Kalite Güvencesine Bakıp Bakmadıkları İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Süt ve Süt Ürünleri Alırken Kalite Güvencesine Bakma Dağılımı Evet bakıyorum Hayır bakmıyorum Toplam S n:217 % 193 24 217 89,4 10,6 100,0 Tablo 28 incelendiğinde öğrencilerin, %87,9’unun süt ve süt ürünleri satın alırken kalite güvencesi olup olmadığına bakıyor musunuz? Sorusuna “evet bakıyorum” cevabı verdikleri; %12,1’inin ise “Hayır bakmıyorum” cevabı verdiği görülmektedir. Şimşek vd. (2005) tarafından İstanbul’da farklı sosyo ekonomik kesimini temsil eden toplam 1000 kişi üzerinde yapılan bu araştırmada; Deneklerin %45,0’i, içme sütü satın alırken kalite güvencesine (TSE, ISO, HACCP vb) bakıyorum, %55,0’i ise bakmıyorum cevabını vermişlerdir. Elde edilen bu değerler ise çalışmamız ile anlamlı bir farklılık göstermektedir. Gözlenen bu farklılığın sebebinin ise hedef kitlemizi öğrenci grubunun oluşturmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Ankete katılan öğrencilerin süt ve süt ürünleri satın alırken üretim ve son kullanma tarihlerine bakıp bakmadıklarına göre dağılımı Tablo 29’da yer almaktadır. Tablo 29. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Satın Alırken Üretim ve Son Kullanma Tarihlerine Bakıp Bakmadıkları İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Süt ve Süt Ürünleri Alırken Üretim ve Son Kullanma Tarihine Baktığı Dağılımı Evet bakıyorum Hayır bakmıyorum Toplam S n:217 % 194 23 217 89,4 10,6 100,0 Tablo 29 incelendiğinde öğrencilerin büyük bir çoğunluğunu oluşturan, %89,4’ünün süt ve süt ürünleri satın alırken üretim ve son kullanma tarihlerine bakıyor musunuz? Sorusuna “evet bakıyorum” cevabı verdikleri; %10,6’sının de “hayır bakmıyorum” cevabı verdiği görülmektedir. 66 Şimşek vd. (2005) tarafından İstanbul’da farklı sosyo ekonomik kesimini temsil eden toplam 1000 kişi üzerinde yapılan bu araştırmada; İçme sütü satın alırken üretim ve son kullanma tarihlerine dikkat edip etmedikleri şeklinde sorulan soruya deneklerin %83,0’ü dikkat ettiklerini, %17,0’si ise dikkat etmediklerini bildirmişlerdir. Yapılan çalışmalarda da yer alan süt ve süt ürünleri alırken üretim ve son kullanma tarihine bakıp, bakmadıkları sorularına yönelik bulguları bizim bulgularımızı destekler niteliktedir. Ankete katılan öğrencilerin süt ve süt ürünleri fiyatlarını nasıl buldukları Tablo 30’da incelenmiştir. Tablo 30. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Fiyatlarını Nasıl Buldukları İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Süt ve süt ürünleri fiyatları S n:687 49 402 236 687 Ucuz buluyorum Uygun buluyorum Pahalı buluyorum Toplam % 7,1 58,5 34,4 100,0 Öğrencilerin Süt ve süt ürünleri fiyatlarını nasıl buldukları dağılımlarının yer aldığı tablo 30 incelendiğinde, %7,1’i “ucuz buluyorum” aynı soruya öğrencilerin çoğunluğunu oluşturan %58,5’ini “uygun buluyorum”, %34,4’ünün “pahalı buluyorum” cevabını verdiği görülmektedir. Uzunöz ve Gülşen (2007) yılında yaptığı çalışmada ankete katılanların süt fiyatlarını nasıl buldukları sorusuna %2’si ucuz, %51’i normal ve %47’si pahalı buluyorum cevabını vermişlerdir. Yapılan çalışmadan elde edilen bu değerler ile çalışmamızda ortaya çıkan öğrencilerin vermiş olduğu cevaplara bakıldığında “pahalı buluyorum” cevabı ile sonuç benzerlik göstermektedir. Tablo 31. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Fiyat Değişkenine Göre Karşılaştırılması Fiyat Değişkeni Dağılımları Ucuz Buluyorum Uygun Buluyorum Pahalı Buluyorum *P<0,05 Alışkanlığım Var n:217 S 14 % 28,6 Alışkanlığım Yok n:470 S 35 % 71,4 142 35,3 260 64,7 61 31,6 175 68,4 67 X2 P 6,401 ,041 Fiyat değişkeni ile süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı değişkeni arasındaki karşılaştırmayı incelemek için yapılan x2 analizinde yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir. Süt ve süt ürünleri fiyatlarını; süt ve ürünleri tüketme alışkanlığım var diyen öğrencilerimizin çoğunun uygun bulduklarını, alışkanlığım yok diyen öğrencilerimizin ise çoğunun süt ve ürünleri fiyatlarını pahalı buluyorum cevabını verdikleri tespit edilmiştir. Azabağaoğlu vd. (2002) Toplum beslenmesi için önemli bir yere sahip olan sütün yeterli düzeyde tüketilebilmesini sağlamak amacıyla, olabildiğince düşük fiyatta ve yüksek kalitede halka sunulması gerekmektedir. Devletin burada aracı olarak üstlenmesi gerektiği görev, üreticiye optimum geliri sağlayacak, tüketiciye de olması gereken en düşük fiyatı sağlayacak dengeyi oluşturmak için politikalar geliştirmektir. Gelişmiş ülkeler incelendiğinde, 1 litre işlenmiş sütün tüketiciye sunulan fiyatın %60-70’i üreticinin eline geçmektedir. Türkiye’de bu oran %25 seviyesindedir. Gelişmiş ülkeler hem üreticiyi hem de tüketiciyi sübvanse etmektedirler. Öğrencilerin vermiş olduğu cevaplar incelendiğinde ürün fiyatı ve ürün tüketimi arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Tablo 32’de ankete katılan öğrencilerin süt dışında en çok sevdiği süt ürünü yer almaktadır. Tablo 32. Öğrencilerin Süt Dışında En Çok Sevdiği Süt Ürünü İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Süt Dışında En Çok Sevdiği Süt Ürünü Yoğurt Peynir Tereyağı Diğer Toplam S n:217 139 61 13 4 217 % 64,1 28,1 6,0 1,8 100,0 Ankete katılan öğrencilerin tablo 32’de süt dışında en çok sevdiği süt ürünü incelenmiştir. Soruya verilen cevaplar incelendiğinde öğrencilerin, süt dışında en çok yüzdelik paya sahip olan %64,1 cevabı ile “yoğurt” tükettiği, % 28,1’inin “peynir”, %6,0’ının “tereyağı”, %1,8’inin ise “diğer” süt ürünlerini tükettiği görülmektedir. Çetin (2003) toplumun içme sütü tüketim alışkanlıkları ile ilgili yaptığı çalışmasında, tüketicilere içme sütü dışında en çok sevdikleri süt ürününün hangisi olduğu sorulduğunda, genel olarak %50,34’ü “yoğurt”, %40,16’sı“peynir”, %4,83’ü “tereyağı”, ve %4,67’si ise “diğer” şeklinde cevap vermişlerdir. Yapılan çalışma ile değerlerimiz karşılaştırıldığında elde edilen bulgular benzerlik göstermektedir her iki çalışmada da çalışmaya katılan 68 deneklerin sütten sonra süt ürünlerinden en çok yoğurdu sevdikleri ve tükettikleri daha sonra sırasıyla peynir, tereyağı ve diğer süt ürünlerini sevdiği, vermiş oldukları cevaplarda görülmektedir. Ankete katılan öğrencilerin hangi peynir çeşidini tükettiği dağılımı Tablo 33’te verilmiştir. Tablo 33. Öğrencilerin Hangi Peynir Çeşidini Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Hangi Peynir Çeşidini Tükettiği Beyaz peynir Tulum peyniri Kaşar peyniri Diğer peynir türleri Toplam S n:217 155 20 30 12 217 % 71,4 9,2 13,9 5,5 100,0 Tablo 33’te ankete katılan öğrencilerin hangi peynir çeşidini tükettiği dağılımı verilmiştir. Tabloyu incelediğimizde “beyaz peynir” tüketenlerin %71,4’ü ile çoğunluğu oluşturdukları görülürken, %9,2’sini “tulum peyniri”, %13,9’unu “kaşar peyniri”, %5,5’ini “Diğer Peynir Türleri”ni cevapladığı karşımıza çıkmaktadır. Andiç vd. (2002), Van ili merkezinde süt tüketim yapısını incelemek amacıyla anket çalışması yaparak 167 aileden veriler toplamışlardır. Ailelerin yıllık ortalama süt ürünleri tüketimleri 180,1 kg yoğurt, 74,6 kg Otlu peynir, 17,4 kg Beyaz peynir, 6,2 kg Kaşar peyniri, 3,7 kg Tulum peyniri, 16,5 kg tereyağı ve 12,9 kg çökelek şeklinde belirlenmiştir. Yapılan çalışma ile değerlerimiz karşılaştırıldığında elde edilen bulgularımızdan tüketim miktarındaki değişiklik ve en çok tüketilen peynir türünün farklı olması bireysel tüketim alışkanlıkları, çevresel ve kültürel faktörlerden kaynaklanabilir. Ankete katılan öğrencilerin günde ne kadar peynir tükettiği dağılımı Tablo 34’te incelenmiştir. Tablo 34. Öğrencilerin Günde Ne Kadar Peynir Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Günde Ne Kadar Peynir Tükettiği Dağılımı Günde hiç peynir tüketmiyorum 1 kibrit kutusu 2 kibrit kutusu 2 kibrit kutusundan fazla Toplam S n:217 17 68 66 66 217 % 7,8 31,4 30,4 30,4 100,0 Tablo 34’te öğrencilerin günde ne kadar peynir tükettiği dağılımı incelendiğinde; %7,8’i “Günde Hiç peynir tüketmiyorum”, %31,4’ü “1 kibrit kutusu”, %30,4’ü “2 kibrit kutusu”, 69 30,4’ü “2 kibrit kutusundan fazla” tükettiğini söylemiştir. Günlük peynir tüketimine baktığımızda öğrencilerin yaklaşık % 61’i 2 kibrit kutusu ve 2 kibrit kutusundan fazlasını tükettiklerini belirtmişlerdir. “Günde Hiç peynir tüketmiyorum” cevabını veren 17 öğrencinin peynir tüketimi ile ilgili olan diğer tablolar incelendiğinde farklı zamanlarda peynir tükettiği sonucuna varılmaktadır. Coşkun ve Öztürk (1998) Çalışmalarında şu verileri elde etmişlerdir. Önemli bir süt ürünü olan peynir; yağ, protein, mineral madde ve vitaminler bakımından zengin bir kaynaktır. Ülkemizde kişi başına peynir tüketimi yıllık olarak 3,2 kg’dır. Yiğit (2008), ilköğretim öğrencileri üzerine yaptığı çalışmada katılımcı öğrencilerin %73,7’si süt ve ürünlerinden; peyniri, %45,1’i yoğurdu, %26,3’ü sütü her gün tükettiklerini belirtmişlerdir.%54,6’sının ayran, %44,9’unun yoğurt, %39,1’inin sütü haftada 1-2 kez tükettiklerini, %10,9’unun sütü 15 günde bir, %7,4’ünün ayda bir, %16,3’ünün sütü hiç tüketmedikleri saptanmıştır. Evrim (2010), tarafından Ankara İli Etimesgut İlçesi Şeyh Şamil İlköğretim Okulunun 6., 7. ve 8.sınıflarında öğrenim gören öğrencilerin beslenme alışkanlıkları ve obezite durumlarını belirlemek amacı ile yaptığı çalışmada; Öğrencilerin günlük olarak en çok tükettikleri besinler, ekmek % 94,8, peynir % 84,7, meyve % 66,1, domates % 65,2, yoğurt % 57,3, yeşil yapraklı sebzeler % 38,4 oranları ile her gün tüketilmektedir. İncelenen çalışmalarda elde edilen sonuçların oransal olarak farklı bir şekilde verilmesinin yanı sıra soruların sorulma şekli de farklıdır. Ancak çalışmanın bulguları bizim bulgularımızı destekler niteliktedir. Ankete katılan öğrencilerin peyniri en fazla hangi aralıkta tükettiği dağılımı Tablo 35’te incelenmiştir. Tablo 35. Öğrencilerin Peyniri En Fazla Hangi Aralıkta Tükettiği Durumu İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Peyniri En Fazla Hangi Aralıkta Tükettiği Kahvaltı Ara öğünde Çay yanında hamur işleri ile birlikte Toplam S n: 217 185 14 % 85,2 6,5 18 8,3 217 100,0 Öğrencilere “Peyniri en fazla hangi aralıkta tükettiği?” Sorulduğunda tablo 35’te de görülebileceği gibi %85,2’sinin “kahvaltı” cevabı verdiği ve diğer seçeneklere oranla 70 anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir. %6,5’i “ara öğünde”, %8,3’ünün “çay yanında hamur işleri ile birlikte” tükettiği görülmektedir. Dereköy (2006), ilköğretim 7.sınıf öğrencilerinin fiziki büyüme durumları ve beslenme alışkanlıklarının incelenmesi amacıyla yapılan bir çalışmada öğrencilerin %64,3’ünün günde üç öğün tükettikleri, % 8,7’sinin kahvaltıyı, %17,7’sinin öğle yemeğini, %1,3’ünün akşam öğününü atladıkları, ayrıca sabah öğününde en çok tüketilen besinin peynir, içeceğin ise çay olduğu tespit edilmiştir. Konu ile ilgili yapılan çalışma ile çalışmamızda elde edilen veriler öğün olarak değerlendirildiğinde bulgular arasında peynir tüketiminin sıklıkla yapıldığı öğünün kahvaltı olduğu belirgin olarak görülmektedir. Bu çalışma sonuçları bizim araştırma sonuçlarımızı destekler niteliktedir. Ankete katılan öğrencilerin haftada ne kadar yoğurt tükettiği dağılımı Tablo 36’da incelenmiştir. Tablo 36. Öğrencilerin Haftada Ne Kadar Yoğurt Tükettiği İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Haftada Ne Kadar Yoğurt Tükettiği Haftada Hiç Yoğurt tüketmiyorum 05,1 kg 2-3 kg 4 kg den fazla Toplam S n:217 % 15 6,9 75 62 65 217 34,6 28,6 29,9 100,0 Tablo 36’da öğrencilerin “haftada ne kadar yoğurt tükettiği?” sorulmuş ve tablo incelendiğinde; öğrencilerin %6,9’u “hiç tüketmiyorum”, %34,6’sı “0,5-1 kg”, %28,6’sı “2-3 kg”, %29,9’unun “4 kg dan fazla” yoğurt tükettiği saptanmıştır. “Haftada Hiç yoğurt tüketmiyorum” cevabını veren 15 öğrencinin yoğurt tüketimi ile ilgili olan tabloları incelediğimizde diğer zamanlarda yoğurt tükettiği sonucuna ulaşılmaktadır. Evrim (2010), tarafından Ankara İli Etimesgut İlçesi Şeyh Şamil İlköğretim Okulunun 6., 7. ve 8.sınıflarında öğrenim gören öğrencilerin beslenme alışkanlıkları ve obezite durumlarını belirlemek amacı ile yaptığı çalışmada; Öğrencilerin günlük olarak en çok tükettikleri besinler, ekmek % 94,8, peynir % 84,7, meyve % 66,1, domates % 65,2, yoğurt % 57,3, yeşil yapraklı sebzeler % 38,4 oranları ile her gün tüketilmektedir. Yiğit (2008) ilköğretim öğrencileri üzerine yaptığı çalışmada katılımcı öğrencilerin %73,7’si süt ve ürünlerinden; peyniri, %45,1’i yoğurdu, %26,3’ü sütü her gün tükettiklerini belirtmişlerdir.%54,6’sının ayran, %44,9’unun yoğurt, %39,1’inin sütü 71 haftada 1-2 kez tükettiklerini, %10,9’unun sütü 15 günde bir, %7,4’ünün ayda bir, %16,3’ünün sütü hiç tüketmedikleri saptanmıştır. Ünal ve Besler (2006) yılında yapmış olduğu çalışmasında şu verilere ulaşmıştır. 1974 Türkiye Ulusal Beslenme Araştırması sonuçlarına göre süt yoğurt tüketimi kişi başına günlük 78,7 g iken, 1984 yılı araştırmasında 69 grama düşmüştür. Benzer çalışmalarda elde edilen verilerle çalışmamızda elde ettiğimiz verileri karşılaştırdığımızda çalışmada tüketim miktarı gösterim şekillerinin farklı verilmesiyle beraber yoğurt tüketme miktarlarının diğer süt ürünlerinden daha az tükettikleri karşımıza çıkmaktadır. Ankete katılan öğrencilerin süt ürünleri tüketiminde yoğurdu ne şekilde tükettikleri dağılımı Tablo 37’de verilmiştir. Tablo 37. Öğrencilerin Süt Ürünleri Tüketiminde Yoğurdu Ne Şekilde Tükettikleri İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Yoğurdu ne şekilde tükettikleri Sade yoğurt Meyveli yoğurt Ayran Cacık Toplam S n:217 139 15 43 20 217 % 64,1 6,9 19,8 9,2 100,0 Tablo 37’de ankete katılan öğrencilerin süt ürünleri tüketiminde yoğurt tüketim şekli olarak; çoğunluğu oluşturan %64,1’i “sade yoğurt”, % 6,9’u “meyveli yoğurt”, %19,8’i “Ayran”, %9,2’si ise “Cacık” tüketim şeklini seçtiğini tabloda görmekteyiz. Selçuk vd. (2003) tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin yoğurt çeşitlerinden sade ve kaymaklı yoğurdun haftalık ortalama olarak bir birine yakın miktarlarda tüketildiği belirlenmiştir. Peynir tüketiminde olduğu gibi yoğurt tüketiminde de öğrencilerin çoğunun tercihi az yağlı veya yağlı yoğurttan yana olmuştur. Kız öğrencilerin %95’inin, erkek öğrencilerin ise %90’ının dondurmayı sevdikleri tespit edilmiştir. Öğrencilerin %98’inin ayran içmeyi sevdikleri ve genelde yemeklerle birlikte tüketmeyi tercih ettikleri belirlenmiştir. Ayran tüketiminin çoğunlukla yaz aylarında olduğu ortaya çıkmıştır. Hasipek ve Sevenay (2002) tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin tercih ettikleri yoğurt çeşitleri ve yoğurt tüketim şekillerinin yer aldığı çizelge incelendiğinde 168 öğrenci ile ilk sırada tercih edilen yoğurt ev yapımı yoğurttur. Yarım yağlı cevabını veren 147 öğrenci, tam yağlı yoğurt cevabını veren 145 öğrenci ve bunu 72 takip eden meyveli yoğurt cevabını verenler ise 51 öğrenciden oluşmaktadır. Diğer bir çizelgede ise yoğurdu sade olarak tüketen öğrencilerin sayısı 162 ile en yüksek olup, bunu yemeklerin yanında tüketen öğrenciler 160 ve ayran olarak tüketmeyi tercih eden 128 öğrenci izlemektedir. Yapılan çalışmada elde edilen sonuçlar ile bulgularımız değerlendirildiğinde bireylerin genellikle “sade yoğurt” tüketimini tercih ettiklerini görmekteyiz. Elde edilen bu bulgular çalışmamıza benzer olarak karşımıza çıkmaktadır. Tablo 38. Öğrencilerin Süt Ürünleri Tüketiminde Tereyağının Sağlığımız İçin Gerekliliği Durumu İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Tereyağının Sağlığımız İçin Gerekliliği Evet Hayır Toplam S n:687 485 202 687 % 70,6 29,4 100,0 Öğrencilerin çoğu (70,6)’sı süt ürünleri tüketiminde tereyağının sağlığımız için gerekli olduğunu düşünerek “evet” cevabını verdiği görülmektedir. Metin (2007) Beslenme fizyolojisi açısından incelendiğinde, süt proteini sütün en değerli bileşeni olmasına rağmen, ekonomik ve teknolojik önemi nedeniyle, süt yağı genellikle sütün en değerli maddesi olarak kabul edilir. Oysun (1987) Süt yağı hoş tadı sebebiyle tüketiciler tarafından sevilmektedir. Süt yağının fizyolojik değerleri yüksek yağ asitlerini bünyesinde içermesi, sindiriminin kolay olması, A, D, E ve K vitaminlerini bünyesinde bulundurması nedeniyle de beslenme de önemli rol oynamaktadır. Çalışmamızda elde edilen veriler değerlendirildiğinde sonuç olarak araştırmaya katılan öğrencilerin tereyağının sağlığımız için gerekli olduğu görüşünü taşıdıkları tespit edilmiştir. 73 5.3. Öğrencilerin Süt ve Ürünleri İle İlgili Bilgi Düzeyi Dağılımı Bu bölümde öğrencilerin süt ve ürünleri ile ilgili bilgi düzeyi dağılımı incelenecektir. Ankete katılan öğrencilerin süt ve süt ürünlerinde markanın önemi durumu dağılımları Tablo 39’da incelenmiştir. Tablo 39. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünlerinde Markanın Önemi İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Markanın Önemi Kesinlikle katılıyorum Katılıyorum Fikrim yok Katılmıyorum Kesinlikle katılmıyorum Toplam S n:687 434 132 53 25 43 687 % 63,2 19,2 7,7 3,6 6,3 100,0 Öğrencilerin süt ve ürünleri ile ilgili bilgi düzeyi dağılımlarının verildiği tablo 39 incelendiğinde, “Süt ve Süt Ürünlerinde Markanın Önemi” araştırılmış; öğrencilerden çoğu (%63,2)’si markanın önemine ilişkin soruya “kesinlikle katılıyorum”, %19,2’si “Katılıyorum”, %7,7’si “fikrim yok”, %3,6’sı “katılmıyorum”, %6,3’ü “kesinlikle katılmıyorum” seçeneğini belirttikleri görülmektedir. Yılmaz ve Demirci (2001) yılında yaptıkları çalışmada; üniversite öğrencilerinin süt ürünlerini alırken %2,5’inin markayı dikkate aldıklarını ve ankete katılan öğrencilerin %61’inin son kullanım tarihine dikkat ettiklerini tespit etmişlerdir. Tarakçı vd (2003) yapmış olduğu araştırma incelendiğinde, öğrencilerin %47,80’inin süt ürünlerini alırken tercih ettikleri markanın son kullanım tarihini dikkate aldıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin %23,35’inin hijyene, %17,62’sinin markaya, %5,51’inin yağ oranına, %4,41’inin genel görünüme ve %1,32’sinin de ürünün yapı özelliklerine bakarak süt ürünlerini satın aldıkları görülmektedir. Konu ile ilgili yapılan çalışmalarla araştırmamıza katılan öğrencilerin vermiş olduğu cevaplar incelendiğinde markanın önemliliği konusunda farklılık görülmesi bireysel tüketim farklılıklardan kaynaklanabilir. 74 Tablo 40. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Marka Değişkenine Göre Karşılaştırılması Marka Önemliliği Dağılımları Kesinlikle Katılıyorum Katılıyorum Fikrim Yok Katılmıyorum Kesinlikle Katılmıyorum *P<0,05 Alışkanlığım Var n:217 S 149 41 12 2 13 % 34,3 Alışkanlığım Yok n:470 S 285 % 65,7 31,1 22,6 8,0 30,2 91 41 23 30 68,9 77,4 92,0 69,8 X2 P 9,966 ,041 Marka önemliliği değişkeni ile süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı değişkeni arasındaki karşılaştırmayı incelemek amacıyla yapılan x2 analizinde yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir.Elde edilen tabloya göre markanın önemli olduğuna; süt ve ürünleri tüketim alışkanlığım var diyen öğrencilerden çoğunun kesinlikle markanın önemine katılıyorum cevabını verdiklerini, süt ve ürünleri tüketme alışkanlığım yok diyenlerin büyük bir çoğunluğunun ise Katılmıyorum cevabını verdikleri görülmüştür. Şimşek vd. (2005) tarafından İstanbul’da farklı sosyo ekonomik kesimini temsil eden toplam 1000 kişi üzerinde yapılan bu araştırmada; Denekler, içme sütü alırken markaya göre hareket edip etmedikleri sorusuna %47’si evet, %53’ü ise hayır cevabını vermiştir. Konu ile ilgili yapılan çalışmada markanın önemliliği konusunda sonuçlarda oransal farklılık görülmesi çalışmaların yürütüldüğü grubun eğitim durumlarındaki farklılıktan kaynaklanabilir. Üründe markanın önemi ve kalitesi arttıkça öğrencilerin tüketim oranlarının arttığını görmekteyiz. Öğrencilerin vermiş olduğu cevaplar incelendiğinde ise bu durum istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). 75 Ankete katılan öğrencilerin süt ve süt ürünleri alırken ambalajın önemi durumu dağılımları Tablo 41’de verilmiştir. Tablo 41. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Alırken Ambalajın Önemi İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Ambalajın Önemi Kesinlikle katılıyorum Katılıyorum Fikrim yok Katılmıyorum Kesinlikle katılmıyorum Toplam S n:687 91 91 101 146 258 687 % 13,2 13,2 14,7 21,3 37,6 100,0 Öğrencilerin süt ve ürünleri ile ilgili bilgi düzeyi dağılımlarının verildiği tablo 41 incelendiğinde, “Süt ve Süt Ürünlerinde Ambalajın Önemi” araştırılmış; öğrencilerin %13,2’si “kesinlikle katılıyorum”, %13,2’si “Katılıyorum”, %14,7’si “fikrim yok”, %21,3’ü “katılmıyorum”, %37,6’sı “kesinlikle katılmıyorum” seçeneğini vermişlerdir. Öğrencilerin cevaplarına bakıldığında “katılmıyorum” ve “kesinlikle katılmıyorum” seçeneğini işaretleme sebebi olarak Ülkemizde ambalajsız sokak sütü satışının fazla olmasından kaynaklanabileceği düşünülebilir. Şimşek vd. (2005) tarafından İstanbul’da farklı sosyo ekonomik kesimini temsil eden toplam 1000 kişi üzerinde yapılan bu araştırmada; Denekler, içme sütü alımında ambalaj tercihi konusunda %52 cam, %31 karton kutu, %6’ü plastik ve %11 oranında da fikrim yok cevabını vermişlerdir. Tüketicilerin tercih ettikleri içme sütü çeşidinin belirlenmesi amacıyla sorulan soruya deneklerin %11,0’i sokak sütü, %49,0’u pastörize süt günlük süt, %40,0’ı UHT sterilize süt cevabını vermişlerdir. Konu ile ilgili yapılan çalışmalarla bu çalışmada elde edilen veriler değerlendirildiğinde bulgularımız arasında farklılık görülmektedir. Çalışmalarda ambalaj konusunda farklılık görülmesi eğitim durumlarındaki farklılıktan kaynaklanabileceği gibi bireysel farklılıklar ve çevresel faktörlerden de kaynaklanabilir. 76 Tablo 42. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Ambalaj Değişkenine Göre Karşılaştırılması Ambalaj önemliliği Dağılımları Kesinlikle Katılıyorum Katılıyorum Fikrim yok Katılmıyorum Kesinlikle katılmıyorum *P<0,05 Alışkanlığım Var n:217 S % Alışkanlığım Yok n:470 S % 36 39,6 55 60,4 37 26 36 40,7 25,7 24,7 54 75 110 59,3 74,3 75,3 82 31,8 176 68,2 X2 P 10,989 ,027 Ambalaj önemliliği değişkeni ile süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı değişkeni arasındaki karşılaştırmayı incelemek amacıyla yapılan x2 analizinde yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir. Elde edilen tabloya göre ambalajın önemli olduğuna; “Katılmıyorum” cevabını veren öğrencilerin çoğunluğunun süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının olmadığı tespit edilmiştir. Alışkanlığı olan öğrencilerin ise büyük bir çoğunluğunun ambalaj önemliliğine “katılıyorum” ve “kesinlikle katılıyorum” cevabını verdikleri görülmektedir. Ülkemizde tüketilen sütün % 62’si sokakta satılan açık süttür. Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TUSEDAD) verilerine göre kişi başına düşen yıllık ambalajlı süt tüketimi gelişmiş ülkelerde 60 ile 170 litre arasında değişirken, Türkiye’de bu miktarın 4-5 litre gibi düşük düzeylerde kaldığı belirtilmektedir (Yıldız, 2009). Çelik vd. (2005), Şanlıurfa ili kentsel alanda tüketicilerin süt tüketim düzeyleri ve alışkanlıklarını belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışma sonucunda, ailelerin %46,3’ünün açık süt, % 53,7’sinin ise ambalajlı süt tükettiği ortaya çıkmıştır. Akbay ve Tiryaki (2007), çalışmalarında ailelerin açık ve ambalajlı süt tüketim alışkanlıklarını incelemişlerdir. Ailelerin yaklaşık %57’sinin açık süt, %38’inin ise ambalajlı süt tercih ettikleri görülmüştür. Tokgöz (2010) Erzincan merkez ilçede yaşayan ailelerin açık ve ambalajlı süt tüketimini etkileyen etmenleri saptamak amacıyla yürüttüğü çalışmada, ailelerin %67,8’inin açık süt, %32,2’sinin ise ambalajlı süt tükettiği ortaya çıkmıştır. Konu ile ilgili yapılan çalışmalar ve bu çalışmalarda elde edilen veriler değerlendirildiğinde bu soruda da bulgularımız arasında farklılık görülmektedir. 77 Çalışmalarda ambalaj konusunda farklılık görülmesi eğitim durumlarındaki farklılıktan kaynaklanabileceği gibi bireysel farklılıklar ve çevresel faktörlerden de kaynaklanabilir. Öğrencilerin vermiş olduğu cevaplar incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Ankete katılan öğrencilerin süt ve süt ürünleri alırken fiyatı yüksek olan ürünün kaliteli olduğu durumu dağılımları Tablo 43’te incelenmiştir. Tablo 43. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Alırken Fiyatı Yüksek Olan Ürünün Kaliteli Olup olmadığı İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Fiyatı Yüksek Olan Ürünün Kaliteli Olduğu Kesinlikle katılıyorum Katılıyorum Fikrim yok Katılmıyorum Kesinlikle katılmıyorum Toplam S n:687 236 156 161 75 59 687 % 34,4 22,7 23,4 10,9 8,6 100,0 Öğrencilerin süt ve ürünleri ile ilgili bilgi düzeyi dağılımlarının verildiği tablo 43 incelendiğinde, “Süt ve Süt Ürünleri Alırken Fiyatı Yüksek Olan Ürünün Kaliteli olup olmadığı” araştırılmış ve öğrencilerin; %34,4’ü “kesinlikle katılıyorum”, %22,7’si “Katılıyorum”, %23,4’ü “fikrim yok”, %10,9’u “katılmıyorum”, %8,6’sı “kesinlikle katılmıyorum” seçeneğini vermişlerdir. Yapılan çalışmalarda elde edilen veriler incelendiğinde bulgular arasında benzerlik görülmektedir. Bunun yanı sıra düşük fiyatlı ürün, yüksek kaliteli ürün ve çok bilinen markalı ürünler daha çok tercih edilmektedir. Yapılan çalışmada fiyat-kalite karşılaştırılmasında ürünlerde fiyatı yüksek olan ürünün genellikle kaliteyi yansıttığı fakat ürünün daima kaliteli olması anlamına gelmediği sonucu karşımıza çıkmaktadır. Bu bulgular araştırmamıza katılan öğrencilerin %34,4’ünün “Fiyatı Yüksek Olan Ürünün Kaliteli Olduğu” sorusuna kesinlikle katılıyorum cevabını vererek yapılan çalışmada yer alan ifadelerle benzerlik göstermektedir. 78 Ankete katılan öğrencilerin süt ve süt ürünleri satın alırken en ucuz ürünü aldığı durumu dağılımları Tablo 44’te incelenmiştir. Tablo 44. Öğrencilerin Süt ve Süt Ürünleri Satın Alırken En Ucuz Ürünü Alıp Almadığı İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı En Ucuz Ürünü Aldığı Kesinlikle katılıyorum Katılıyorum Fikrim yok Katılmıyorum Kesinlikle katılmıyorum Toplam S n:687 89 107 142 172 177 687 % 13,0 15,6 20,7 25,0 25,8 100,0 Öğrencilerin süt ve ürünleri ile ilgili bilgi düzeyi dağılımlarının verildiği tablo 44 incelendiğinde, “Süt ve Süt Ürünleri Alırken En Ucuz Ürünü Aldığı” araştırılmış; %13,0’ı “kesinlikle katılıyorum”, %15,6’sı “katılıyorum”, %20,7’si “fikrim yok”, %25,0’ı “katılmıyorum”, “kesinlikle katılmıyorum” diyenlerin oranı ise %25,8 olarak bulunmuştur. Şimşek vd. (2005) tarafından yapılan bu araştırmada; ankete katılan deneklerin süt fiyatlarını nasıl buldukları sorusuna %2,0’ı ucuz, %51,0’ı normal ve %8,0’ı pahalı buluyorum cevabını vermişlerdir. Şimşek vd. yapmış olduğu çalışmasında deneklerin süt fiyatlarını %8,0’i “pahalı buluyorum” olarak cevapladıkları görülmektedir. Tarakçı vd. (2003) çalışmasını incelediğimizde görüldüğü gibi öğrencilerin büyük bir kısmı %60,6’sı içme sütünü marketten almaktadırlar. Diğer yerlerden süt alımı birbirlerine yakın oranlardadır. Öğrencilerin %13,37’sinin sokak sütçüsünden süt aldığı ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin sokak sütçüsünü tercih etmelerinin nedeni, sokak sütçülerinin sütü evin kapısına kadar getirmeleri, kolay elde edilmesi ve ucuz olmasıdır. Yapılan çalışmaların verileri arasında farklılık görülmektedir. “Fiyatı Uygun Ürünü Alma” konusunda sonuçların farklılık göstermesi araştırmaya katılan kişilerin bireysel, kültürel ve çevresel farklılıklardan kaynaklanabilir. 79 Ankete katılan öğrencilerin devamlı olarak aynı marka süt ve süt ürünleri aldığı durumu dağılımları Tablo 45’te verilmiştir. Tablo 45. Öğrencilerin Devamlı Olarak Aynı Marka Süt ve Süt Ürünleri Aldığı İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı Devamlı Olarak Aynı Marka Süt ve Süt Ürünleri Aldığı Kesinlikle katılıyorum Katılıyorum Fikrim yok Katılmıyorum Kesinlikle katılmıyorum Toplam S n: 217 85 65 25 26 16 217 % 39,1 30,0 11,5 12,0 7,4 100,0 Öğrencilerin süt ve ürünleri ile ilgili bilgi düzeyi dağılımlarının verildiği tablo 46 incelendiğinde, “Süt ve Süt Ürünleri Alırken Devamlı Olarak Aynı Marka Süt ve Süt Ürünleri Aldığı” araştırılmış; %39,1’i “kesinlikle katılıyorum”, %30,0’ı “katılıyorum”, %11,5’i “fikrim yok”, %12,0’ı “katılmıyorum”, “kesinlikle katılmıyorum” diyenlerin oranı ise %7,4 olarak bulunmuştur. Türkay (2006) yapmış olduğu çalışmada; marka bağımlığı, rakipleri düşük fiyat ve promosyon teklif etseler dahi, tüketicinin tekrar başka bir marka yerine aynı markayı arama ve satın alma yetisidir. Kısaca, marka bağımlılığı, tüketicinin daha önce pek çok benzer marka alternatiflerini eleyerek satın almış olduğu bir markadan duyduğu memnuniyetin sonucu olarak, yaptığı değerlendirmeler doğrultusunda, kendisinde markaya karşı oluşan olumlu tutumun etkisiyle sürekli onu satın alma eylemidir. Şener ve Babaoğul (2003) kadınların sürekli aynı markayı satın aldıkları ürünlere yönelik yapmış oldukları çalışma incelendiğinde; temizlik maddeleri grubunda çamaşır deterjanı (%88.0) ve bulaşık deterjanını (%74), giyim eşyaları grubunda ayakkabı (%62.7) ve iç giyimi (%44.5), kişisel bakım ürünleri grubunda şampuan (%71.3) ve cilt bakım ürünlerini (%67.0), gıda maddeleri grubunda süt ve süt ürünleri (%63) ve yağları (%52.2), beyaz eşya grubunda buzdolabı (%83.6) ve çamaşır makinesini (%82.6), mobilya grubunda oturma odası (%82.6) ve yatak odası (%55.8) takımını, mefruşat grubunda halıyı (%88.2), tekstil ürünleri grubunda nevresim takımı (%79.3) ve havluyu (%71.9), elektrikli küçük ev aletleri grubunda ütüyü (%55.1), elektriksiz ev araçları grubunda tencere, tava vb ürünleri (%90.3) belirtenlerin oranı önde gelmektedir. Çalışmalarda yer alan konu ile ilgili ifadelerde de görüldüğü üzere çalışmanın yapıldığı hedef kitle farklı bir grubu temsil etmiş olsa da gıda maddelerinden süt ve ürünlerinde devamlı aynı marka alımı oranı yüksek çıkmış ve bizim 80 verilerimizde yer alan %39,1 “devamlı aynı marka sütü aldığı” cevabı ile çalışmamızı destekler niteliktedir. Ankete katılan öğrencilerin en sağlıklı süt kaynatılmış süt durumu dağılımları Tablo 46’da incelenmiştir. Tablo 46. Öğrencilerin En Sağlıklı Sütün Kaynatılmış Süt olduğu İle İlgili Soruya Verdikleri Cevap Dağılımı En Sağlıklı Süt Kaynatılmış Süt Kesinlikle katılıyorum Katılıyorum Fikrim yok Katılmıyorum Kesinlikle katılmıyorum Toplam S n: 217 127 40 26 9 15 127 % 58,5 18,4 12,0 4,2 6,9 100,0 Öğrencilerin süt ve ürünleri ile ilgili bilgi düzeyi dağılımlarının verildiği tablo 46 incelendiğinde, “Süt ve süt ürünleri tüketiminde en sağlıklı süt kaynatılmış süt” dağılımı durumu araştırılmış öğrencilerin; çoğu %57,4’ü “kesinlikle katılıyorum”, %16,7’si “Katılıyorum”, %14,0’ı “fikrim yok”, %4,1’i “katılmıyorum”, “kesinlikle katılmıyorum” diyenlerin oranı ise %7,9’u olarak bulunmuştur. En sağlıklı sütün kaynatılmış süt olduğuna “kesinlikle katılıyorum ve “Katılıyorum”, diyen öğrencilerin oransal olarak çoğunluğu oluşturmalarının sebebi olarak paket sütlerde ısıl işlem uygulanırken tüketim süresinin ve raf ömrünün uzaması için katkı maddesi konulduğunu düşünmelerinden kaynaklanabilir. Yiğitoğlu (2015) besin içeriği açısından yüksek kaliteli olan sütün tüketim aşamaları da önemlidir. Toplumumuzda kaynatılmış süt tüketimi de vardır. Evde kaynatılan sütün kaynama sıcaklığına geldikten sonra beş dakikadan fazla ısıtılmaması protein kayıplarına neden olabilir. Aksi halde kaliteli protein kaybolur, yapısı bozulur, vitamin ve mineral kayıpları gerçekleşir. Bu nedenle kaynama derecesine gelen süt en fazla beş dakika kaynatılmalıdır. Kaynama bittikten sonra gereken kaynama işlemi yapılıp korumak için buzdolabına koyulmalıdır. Bu şekilde sağlıklı süt tüketimi gerçekleşmiş olur. Ünal ve Besler (2006) Türkiye’de açık sütler ile ilgili yapılan bir araştırmada, vitamin değerlerinin beklenenden düşük olduğu belirlenmiştir. On dakikalık kaynatmanın tiamin, riboflavin, niasin, B12 ve folik asit vitaminlerinde sırasıyla; %60, %25, %12, %21 ve %32 oranında önemli kayıplara neden olduğu, bu kayıpların 15 dakikalık kaynatmada daha da arttığı (sırasıyla %66, %34, %12, %28 ve %50) saptanmıştır. Bu çalışma sonucunda vitamin kayıplarını en aza indirebilmek için evlerde kullanılan kaynatmanın beş dakika süre ile sınırlanması gereği vurgulanmış, bu sürenin özellikle açıkta satılan sütlerde bulunabilecek bazı hastalık etkeni mikroorganizmaların yok edilebilmesi için yeterli olmayacağı belirtilmiştir. Şimşek ve Açıkgöz (2011) üniversite öğrencileriyle yaptıkları çalışmada; sütün sıcak veya soğuk olma durumuna göre tüketilme şekli sorulduğunda, erkek öğrencilerin % 31,2’si sıcak, kız öğrencilerin ise %56,4’ü soğuk olarak tükettiklerini bildirmişlerdir. Tüm 81 öğrencilerin sadece %19’unun sütü ılık olarak tükettikleri belirlenmiştir. Yapılan çalışmada elde edilen bu veriler değerlendirildiğinde çalışmamız ile farklılık göstermesinin yanı sıra cinsiyet değişkenine bağlı olarak, incelenen çalışmada kız öğrencilerin oransal çoğunluğunun sütü soğuk tükettiği görülmüştür. Yapılan çalışmalarda da belirtildiği gibi sütün ısıl işlem görmesiyle birlikte çeşitli besin öğelerinin kayba uğramasının yanı sıra kaynatma işlemi ile de mikroorganizmalardan arındırıldığı da bilinmektedir. Öğrencilerin vermiş olduğu cevaptan sütün kaynatılmasının sağlığımız için gerekli olduğu görüşünü taşıdıkları tespit edilmiştir. 82 BÖLÜM VI SONUÇ ve ÖNERİLER 6.1.Sonuçlar Erzurum İli Tekman İlçe Merkezinde Bulunan Yatılı Bölge Ortaokulu ve Diğer Ortaokul Öğrencilerinin Süt ve Ürünleri Tüketim Davranışlarının belirlenmesi amacıyla Erzurum ili Tekman İlçe merkezinde yürütülen çalışmamızda 281’i kız ve 406’sı erkek olmak üzere toplam 687 kız ve erkek ortaokul öğrencisi araştırma kapsamına alınmıştır. Süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının okul değişkeni ile karşılaştırılması incelendiğinde; Cumhuriyet ortaokulundaki öğrencilerin 153’ünün süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının olduğu ve 380’inin ise süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının olmadığı görülmüştür. Yatılı bölge ortaokulundaki öğrencilerin 64’ünün süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının olduğu ve 90’ının süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının bulunmadığı tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre kız öğrencilerin 197’sinin ve erkek öğrencilerin 273’ünün süt ve ürünlerini tüketme alışkanlıklarının bulunmadıkları kız öğrencilerin 84’ünün ve erkek öğrencilerin 133’ünün süt ve ürünlerini tüketme alışkanlıklarının bulundukları sonucu elde edilmiştir. Öğrencilerin yaş dağılımları 10-17 arasındadır. Öğrencilerin çoğunluğunu oluşturan 412 öğrencinin 12-13 yaşında olduğu belirlenmiştir. Yaşları 10-11 olan öğrencilerin süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının çoğunlukta olduğu görülmüştür. Yaşları 14-15 olan öğrencilerin ise çoğunluğunun süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının olmadığı tespit edilmiştir. Öğrencilerin yaşları arttıkça süt ve ürünleri tüketme alışkanlığının azaldığı görülmüş olup, bu durumun istatistiksel açıdan da anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerin vermiş olduğu cevaplara bakıldığında çoğunluğun köyde yaşadığı sonucuna varılmıştır. Öğrencilerin yaşam alanlarından köy ya da merkezde yaşamasının, süt ve 83 ürünleri tüketim alışkanlıkları üzerinde etkisinin olmadığı görülmüştür. Öğrencilerin vermiş olduğu yanıtlar incelendiğinde ise istatistiksel olarak anlamlı fark göstermediği tespit edilmiştir. Öğrencilerin süt ve ürünleri tüketim alışkanlıkları üzerinde kardeş sayısının etkili olmadığı vermiş oldukları yanıtlar incelendiğinde görülmekle birlikte istatistiksel olarak anlamlı fark göstermediği tespit edilmiştir. Öğrencilerin aylık ortalama geliri; 100-750 TL arasında olanların çoğunluğunun süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının bulunmadıkları, 1251-2000 TL arasında olanların yaklaşık olarak yarı yarıya değerde süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının bulundukları tespit edilmiştir. Ailenin geliri arttıkça süt ve ürünleri tüketim alışkanlığının da arttığı sonucu ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin süt ve ürünleri tüketip tüketmeme dağılımları incelendiğinde 217 öğrencinin “süt ve süt ürünlerini tüketiyorum”, katılımcıların çoğunluğunu oluşturan 470 öğrencinin ise “süt ve süt ürünlerini tüketmiyorum” cevaplarını verdikleri saptanmıştır. Bu sayısal veriler bize hedef kitlemizde yer alan ortaokul öğrencilerinin süt ve ürünlerini tüketimleri konusunda bilgi ve tüketim düzeylerinin yetersiz olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Ankete katılan 687 öğrenciden süt ve ürünlerini tüketen 217’sinden 193’ünün her gün düzenli süt tükettiği sonucu elde edilmiştir. Öğrencilerin “Günde ne kadar süt tüketiyorsunuz?” sorusuna verdikleri cevapları incelediğimizde; süt ve ürünleri tüketen öğrencilerden çoğunluğunu oluşturan 88 öğrencinin “1 bardak”, diğer çoğunluğunu oluşturan 80 öğrenci ise “ 2 bardak”, tükettiklerini ifade etmişlerdir. “Günde hiç süt tüketmiyorum” cevabını veren 24 öğrencinin günlük süt tüketmese de farklı zamanlarda süt tükettiği anketteki diğer sorulara verilen cevaplardan anlaşılmaktadır. Öğrencilerin, süt ve ürünleri tüketmeme nedeni olarak büyük bir çoğunluğunun “alışkanlığım yok” cevabını verdiği görülmektedir. Öğrencilerin süt ve süt ürünlerini en fazla hangi öğünde tükettiklerinin yer aldığı tablo incelendiğinde “sabah” tükettikleri, öğrencilerin sütü genellikle nasıl tükettiği incelendiğinde ise öğrencilerin çoğu “sade süt” şeklinde tükettikleri sonucu elde edilmiştir. Öğrencilerin sütün hangi yaşta tüketilmesi gerektiği düşünceleri incelendiğinde, öğrencilerin çoğu “her yaşta” cevabını tercih ettiği görülmüştür. 84 Araştırmaya katılan öğrencilerin genellikle sütü tüketmeden önce ısıl işlem uyguladıkları, sütü soğuk içenlerin ise diğer seçeneklere oranla az olduğu görülmektedir. Öğrencilerin kahvaltıda süt yerine hangi tür içecekleri tercih ettikleri incelendiğinde 418 öğrencinin “çay” cevabı verdikleri görülmektedir. Öğrencilerin süt dışında en çok sevdiği süt ürünü cevapları incelendiğinde süt dışında en çok yüzdelik paya sahip olan “yoğurt” tükettiği görülmektedir. Elde edilen bu değerlerden ise öğrencilerin sütten sonra süt ürünlerinden en çok yoğurdu sevdikleri ve tükettikleri görülmektedir. Araştırmaya katılan öğrencilerin hangi peynir çeşidini tükettiklerini incelendiğimizde “beyaz peynir” tüketenlerin çoğunluğu oluşturdukları sonucu karşımıza çıkmaktadır. Günlük peynir tüketimine baktığımızda öğrencilerin yaklaşık % 50’si 2 kibrit kutusu ve 2 kibrit kutusundan fazlasını tükettiklerini belirtmişlerdir. “Günde hiç peynir tüketmiyorum” cevabını veren 17 öğrencinin peynir tüketimi ile ilgili olan diğer tablolar incelendiğinde farklı zamanlarda peynir tükettiği sonucuna varılmaktadır. Araştırmaya katılan öğrencilerin peyniri en fazla hangi aralıkta tükettiği sorusunun sonucu olarak ise çoğunluğun “kahvaltı” cevabını verdiği görülmektedir. Araştırmaya katılan öğrencilerin çoğu haftada “0,5-1 kg”, yoğurt tükettiği saptanmıştır. “Haftada hiç yoğurt tüketmiyorum” cevabını veren 15 öğrencinin yoğurt tüketimi ile ilgili olan tabloları incelediğimizde diğer zamanlarda yoğurt tükettiği sonucuna ulaşılmaktadır. Öğrencilerin genellikle “sade yoğurt” tüketimini tercih ettiklerini görmekteyiz. Öğrencilerin tereyağının sağlığımız için gerekli olduğu görüşünü taşıdıkları tespit edilmiştir. Öğrencilerin süt ve ürünleri ile ilgili bilgi düzeyi dağılımları incelendiğinde, “Süt ve süt ürünlerinde markanın önemi” araştırılmış ve öğrencilerin çoğunlukla; markanın önemliliği seçeneğini belirttikleri görülmektedir. Öğrencilerin, süt ve süt ürünleri satın alırken üretim ve son kullanma tarihlerine bakmıyorum cevabı verdiği ortaya çıkartılmıştır. Ambalajın önemli olduğuna; “Katılmıyorum” cevabını veren öğrencilerin çoğunluğunun süt ve ürünleri tüketme alışkanlıklarının olmadığı tespit edilmiştir. Alışkanlığı olan öğrencilerin ise büyük bir çoğunluğunun ambalaj önemliliğine “katılıyorum” ve “kesinlikle katılıyorum” cevabını verdikleri görülmektedir. Fiyat-kalite değişkeni ile süt ve ürünleri tüketme alışkanlığı değişkeni arasındaki karşılaştırma incelendiğinde, elde edilen bilgilere göre fiyat arttıkça kalitenin yükseldiği fikrine ve “Kesinlikle katılıyorum” cevabını veren katılımcıların çoğunluğu oluşturduğu sonucuna varılmıştır. Öğrencilerin “Süt tüketiminde 85 en sağlıklı süt kaynatılmış süt” sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde, öğrencilerin vermiş olduğu cevaplardan sütün kaynatılmasının sağlığımız için gerekli olduğu görüşünü taşıdıkları tespit edilmiştir. 6.2.Öneriler Beslenme hayatın devamı için temel unsurlardan en önemlisidir ve birçok hastalık yanlış beslenme uygulamalarından, yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, öğrencilerin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için yeterli ve dengeli beslenmesi gerekir. Ortaokul dönemi ise çocukluktan ergenlik ve yetişkinliğe geçişin en önemli dönemidir. Bu bakımdan tüm öğrencilerin temel beslenme konusunda bilgi sahibi olmaları sağlanmalı ve farkındalık oluşturulmalıdır. Araştırma sonucu elde ettiğimiz verilere dayanarak öğrencilerin süt ve ürünleri tüketim davranışları ile ilgili bilgi düzeylerini artırıcı çeşitli önlemler önerilebilir. Bu öneriler; Öğrencilerin süt ve ürünlerinin beslenmedeki önemi konusundaki bilgilerini artırıcı seminer, sergi, konferans vb. etkinliklerin okul ortamlarında uygulanması, Okul kantinlerinde öğrencilerin yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak besinlerin bulundurulması konusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, Okul kantinlerinde öğrencilerin sağlıklı beslenmelerini sağlayacak besinlerin özelliklerini anlatan tüketimi artırıcı ve teşvik edici afiş, broşür vb. bulundurulması ve bunların öğrencilere dağıtılmasının sağlanması, Başta okul öncesi ve ilkokul olmak üzere her kademedeki eğitim kurumlarında öğrencilerin beslenme bilgi düzeylerini artıracak derslerin konulması, Öğrencilerin ve ailelerinin bilgilendirilmesi için eğitim kurumlarında aile eğitimi seminerlerinin düzenlenmesi, Okul idareci ve öğretmenlerin “beslenme ve sağlık” ilişkisi hakkında bilgilendirilmesini sağlayacak çeşitli etkinlikler düzenlenerek katılımlarının sağlanması, İmkanı olan okullarda öğrencilerin özellikle kahvaltı ve öğle yemeği ihtiyacını karşılayacak okul yemekhanelerinin kurulması ve öğrencilerin yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak besinlere ulaşmasının sağlanması, Okullarda “beslenme” kulüplerinin kurulması ve bu kulüplerin öğrencileri bilgilendirici duvar panosu, okul gazetesi vb. faaliyetlerinin desteklenmesi, 86 Okullarda öğrencilerin kahvaltı yapmalarına özen gösterilmeli ve ilkokul düzeyindeki öğrencilerin kahvaltı yapmaları için sabahın ilk saatlerindeki derslerde dersin bir bölümünün kahvaltı için ayrılması, Süt ve ürünlerinin tüketiminin artırılması için bu ürünlerde gerçekleşen yüksek fiyat artışlarına devletin müdahale etmesi, Ailelerin gelir seviyesinin düşük olması süt ve ürünleri tüketimini olumsuz etkilemektedir. Süt tüketimini artırmak için okullarda süt tüketime destek amaçlı gerçekleştirilen “okul sütü akıl küpü” kampanyasının devam ettirilmesi ve ilkokulda olduğu gibi ortaokullarda da bu uygulamanın konulması, Öğrencilere besin tercihi ve etiket okuma hakkında eğitim verilmeli ve alışkanlık kazandırmak için kitle iletişim araçlarından faydalanılmalıdır. Yerel radyo ve televizyonlarda beslenmenin önemini bununla birlikte süt ve ürünleri tüketiminin önemini vurgulayacak çeşitli yayınların yapılmasının sağlanması önerilebilir. 87 88 KAYNAKÇA Akbay, C., & Tiryaki, G.Y. (2007). Tüketicilerin ambalajlı ve açık süt tüketim alışkanlıklarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi: Kahramanmaraş örneği. KSÜ fen ve mühendislik dergisi, 10(1), 89-96. Akbulut, G., Çiftçi, H. & Yıldız, E. (2008). Sindirim sistemi hastalıkları ve beslenme tedavisi (1.Basım). Ankara: Klasmat. Akman, A.Ö. (2009). 1-16 yaş arası çocuklarda d vitamini düzeyi ve buna etki eden faktörlerin belirlenmesi. Uzmanlık Tezi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara. Aksoy, M. ve Baysal, A. (2002). Laktoz İntoleransı. Diyet El Kitabı. Ankara: Hatiboğlu. Aktaş, Yücesan, N. (2001). Konya İl Merkezinde Farklı Sosyo-Ekonomik Düzeydeki 11 Yaş Grubu Öğrencilerin Obezite Prevelansı ve Bunu Etkileyen Etmenler. Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Altun, B., Besler, T. & Ünal,S. (2002). Ankara’da satılan sütlerin değerlendirilmesi. Süreli tıp eğitimi dergisi, 11(2), 44-55. Andiç, S., Şahin, K., Koç, Ş. (2002). Süt Tüketim Yapısı: Van ili kentsel alan örneği. Yüzüncü yıl üniversitesi ziraat fakültesi tarım bilimleri dergisi. 12(2), 33-38. Arlı, M., Şanlıer, N., Küçükkömürler, S. & Yaman, M. (2006). Anne çocuk beslenmesi (3. Baskı). Ankara: Pegem A. Atasever M. (2003). Spor ve beslenme. Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları Dizisi, 6364. Avan, M. (2006). Mardin ili Kızıltepe ilçesindeki merkez ilköğretim okullarında okuyan 6. 7. Ve 8. sınıf öğrencilerinin beslenme alışkanlıkları üzerine bir araştırma. Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. 89 Ayar, A. & Demirulus, H. (2000). Eğitim çağındaki gençlerin süt ve süt ürünleri tüketim alışkanlıklarının belirlenmesi üzerine bir araştırma. Gıda dergisi. 25(5), 371-376. Başaran, A. (1990). Tropikal ve suptropikal iklim bölgelerinde süt teknolojisi. Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu. Ankara. Başsoy, G. (2000). Özel ilköğretim okullarının beslenme servisinin işleyişi ve öğrencilerin beslenme durumları üzerine bir araştırma. Bilim uzmanlığı tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara. Baysal, A. (2014). Beslenme (15. Baskı). Ankara: Hatiboğlu. Baysal, A. & Küçükaslan, N. (2003). Beslenme İlkeleri ve Mönü Planlaması. İstanbul: Ekin. Bodur, S. & Çatalkaya, Ç. (1995). İnternlerin beslenme ile ilgili tutumları ve diyet tedavisi bilgi düzeyleri. SDÜ tip fakültesi dergisi, 2(4), 53-57. Bulduk, S. (2002). Beslenme İlkeleri ve Mönü Planlama. Ankara: Ya-Pa. Bulduk, S., Demircioğlu, Y. & Yabancı, N. (2003).Hastalıklarda Beslenme.İstanbul:Ya-Pa Burdur Tarım. (2009). 21–28 Mayıs Dünya süt günü' kutlamaları karamanlı devrim ilköğretim okulunda yapıldı. 05 Haziran 2013 tarihinde http://www.burdur.tarim.gov.tr/sayfa.php?id=261 sayfasından erişilmiştir. Coşkun, H. & B. Öztürk. (1998). Van Otlu peynirinin tüketim alışkanlıkları yönünden incelenmesi. Yüzüncü yıl üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisi 5(1), 38-46. Çapraz, İ. & Yılmaz, V. (2005). İstanbul Ticaret Odası Kobi Araştırma Ve Geliştirme Şubesi Süt Ve Süt Ürünleri Sektör Profili. 21 Ekim 2014 tarihinde http://kalkinma.org/belgeler/2/sut_ve_sut_urunleri_sektor_profili_2005.pdf sayfasından erişilmiştir. Cengiz, E. (2009). Tüketicilerin ürün tercihinde rol oynayan ürün menşeinin, marka, fiyat ve kalite değişkenleri açısından incelenmesi. Atatürk üniversitesi iktisadi ve idari bilimler dergisi, 23 (2) 155-174 Çelik, Y., Karlı, B., Bilgiç, A. & Çelik, Ş. (2005). Şanlıurfa ili kentsel alanda tüketicilerin süt tüketim düzeyleri ve süt tüketim alışkanlıkları. Tarım ekonomisi dergisi, 11(1), 512. 90 Çetin, C. (2003). İstanbul ilinde içme sütü tüketim alışkanlıkları ve bu alışkanlıkları etkileyen faktörlerin belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Edirne. Daşbaşı, M. (2003). İlköğretim öğrencilerinin beslenme alışkanlıkları beslenme eğitimine ihtiyaç duyma durumları ve beslenme eğitiminden beklentileri. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Demirci, M. & Gündüz, H.H. (2000). Süt Teknoloğunun El Kitabı. İstanbul: Hasad. Demirci, M. & O. Şimşek. (1997). Süt işleme teknolojisi. İstanbul: Hasat. Demirci, M. & Öksüz, K.Ö. (1998). Tekirdağ ilinde içme sütü alışkanlıkları ve bu alışkanlıkları etkileyen faktörlerin belirlenmesi üzerine bir araştırma. İçme sütü sempozyumu tebliğler kitabi, Tekirdağ, 149- 157 Demirci, M. (1986). Aşırı Beslenme Sorunları. Gıda dergisi. 11 (1), 40-41 Demirci, M. (1996). Beslenmemizde Sütün Önemi. Süt teknolojisi dergisi, 1(2), 22-30. Demircioğlu, Y. & Yabancı, N. (2003). Beslenmenin bilişsel gelişim ve fonksiyonları ile ilişkisi. Hacettepe üniversitesi eğitim fakültesi dergisi 24 (1), 170-179. Demirezen, E. & Coşansu, G. (2005). Adölesan çağı öğrencilerde beslenme alışkanlıklarının değerlendirilmesi. Sürekli tip eğitim dergisi, 14 (8), 174-178. Dereköy, S. (2006). Ankara İli Polatlı İlçesinde ilköğretim 7.sınıf öğrencilerinin fiziki büyüme durumları ve beslenme alışkanlıklarının incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Durmaz, H., Sağun, E. & Tarakçı, Z. (2002). Yüksekokul öğrencilerinin içme sütü tüketim alışkanlıkları, Yüzüncü yıl üniversitesi veteriner fakültesi dergisi,13(1-2), 69-73. Ersoy, G. (1990). Anaokuluna giden 3-6 yaş grubu çocukların süt ve türevlerini tüketim durumu. Gıda dergisi, 40 (1) 349-354. Eser, Ş., Şahin,T.K. & Demireli,O. (2000). Konya’da iki yetiştirme yurdunda barınan adölesanların beslenme durumları. Beslenme ve diyet dergisi, 29 (2), 25-33. Et ve Süt Kurumu, Sütün Besin Değeri. (2015) 05 Haziran 2015 tarihinde http://www.esk.gov.tr/tr/10905/Sutun-besin-degeri-nedir sayfasından erişilmiştir. 91 Et ve Süt Kurumu, Yoğurdun Türkiye’deki yeri ve önemi. (2015) 05 Haziran 2015 tarihinde http://www.esk.gov.tr/tr/10955/Yogurdun-Turkiye-deki-Yeri-ve-Onemi sayfasından erişilmiştir. Gıda Sektörü, Sütün Tanımı, Bileşenleri ve İnek Sütü. (2012) 08 Temmuz 2012 tarihinde http://www.gida-sektoru.com/108523-sutun-tanimi-bilesenleri-ve-inek-sutu.html sayfasından erişilmiştir. Güler, A. (2003). İlköğretim ikinci kademesinde eğitim gören öğrencilere verilen beslenme eğitiminin öğrencilerin beslenme durumu, bilgi ve alışkanlıklarına etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Gaz Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. İçöz, Y, Demir, A, Çeliker, S.A., Kalanlar, S. & Gül, U. (2006). Süt ve süt ürünleri durum tahmini. Ankara: TEAE. İnal, T. & Ergün, Ö. (1990) Süt ve süt ürünleri teknolojisi, İstanbul: Teknik. Karatepe, P. & Yalçın, H. (2014), Kefirli sağlık, Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 4 (2), 23-30, Karatepe, P., Yalçın, H., Patır, B. & Aydın, I. (2012). Kefir ve kefirin mikrobiyolojisi. Elektronik Mikrobiyoloji Dergisi, 10 (1),1-10. Karslıgil, T., Kılıç, İ.H. & Balcı, İ. (2003). 6 Yaş çocuklarda rotavirus gastroenteritleri ve bunun laktoz intoleransı üzerine etkisi, Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Dergisi, 33 (8), 137-142. Keskin, M.(2009). Yatılı ilköğretim bölge okullarında öğrencilere verilen beslenme eğitiminin besin tüketimlerine etkisinin araştırılması. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Kırdar, S.S. (2009). Probiyotiklerin beslenme ve sağlık üzerine etkileri, Diyabet ve Yaşam Dergisi, 32 (1), 52-57. Megep, (2007). Besin grupları, çocuk gelişimi ve eğitimi alanı, Ankara. Metin, M. (2007). Süt teknolojisi, İzmir: Ege Üniversitesi. Nahcivan, N. Ö. (2006). Bir ilköğretim okulundaki öğrencilerde süt tüketim durumu, Sürekli tıp eğitimi dergisi,15 (3), 38-44. Oysun, G., (1987). Süt kimyası ve biyokimyası. Ondokuzmayıs Üniversitesi Yayınları Samsun. 92 Öksüzoğlu, S. (1997). Pastörize süt mamulleri üretim prosesi sanayi profili. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğü, Ankara. Öktem, F., Yavrucuoğlu, H., Türedi, A. & Tunç, B. (2005). Çocuklarda beslenme alışkanlıklarının hematolojik parametreler üzerine etkisi. Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 12 (1), 6. Önay, D. (2002). Ankara’da Faklı Sosyo-Ekonomik Düzeylerdeki 14-15 Yaş Grubu Öğrencilerin Besleme Durumu ve Bunu Etkileyen Bazı Faktörler Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Önsüz, M.F., Demir, F., Zengin, Z. & Bektaş, H. (2012). Sakarya İli’nde bazı ilköğretim okulu öğrencilerinin süt tüketimi alışkanlıkları. Sürekli tip eğitimi dergisi, 21 (3), 94. Özcan, S.A. (2010). Ortaöğretime devam eden öğrencilerin şişmanlık durumlarının ve şişmanlık ile ilgili bilgi düzeylerinin belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Özcan, T., Erbil, F. & Kurdal, E., (1998). Sütün insan beslenmesindeki önemi. İçme Sütü Sempozyumu Tebliğler Kitabı., Tekirdağ, 31-41. Özçelik, A. O. & Çakıroğlu F. P. (1999). Çalışanların süt, yoğurt, peynir tüketim alışkanlıkları. Standart Dergisi, 488 (38) 35-38. Özdemir, S., Çağlar, A. & Zorba, Ö. (1994). Süt mamullerinin çocuk gıdalarında kullanım miktarı. Gıda dergisi 19 (5), 301-304. Özden, A. (2007).Yoğurt ve sağlıklı yaşam. Güncel Gastroenteroloji Dergisi, 11 (3), 166178. Pekcan, G. & Karaağaoğlu, N. (2000). State of nutrition in turkey. Nutrition and health, 14 (1), 41-52. Pekcan, G. (1998, 5-7 Kasım,). Türkiye'de beslenme durumu. 5. Uluslar arası Spor Bilimleri Kongresi Bildiri Özetleri. Ankara. Sağlık Bakanlığı (2004). Türkiye’ye özgü beslenme rehberi. Ankara: Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Gıda Güvenli Daire Başkanlığı. Sökmen, A. (2003). Ağırlama Endüstrisinde Yiyecek ve İçecek Yönetimi. (1.Basım). Ankara: Detay. 93 Süoğlu, Ö. D. (2004). Çocukluk çağında beslenme: Okul çocuğunun beslenmesi. İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa tıp fakültesi sürekli tıp eğitimi etkinlikleri, sağlıkta ve hastalıkta beslenme sempozyum dergisi, 28 (41), 157-164. Şanlıer, N. & Ersoy, Y. (2005). Anne ve Çocuk İçin “Beslenme Prensipleri” İstanbul: Morpa Kültür. Şener, A. & Babaoğlu, M. (2003). Ankara Çankaya Sağlık Grup Başkanlığına bağlı Çukurca Sağlık Ocağının bulunduğu bölgede oturan kadınların marka kullanımı ve aynı markalı ürünleri tekrar satın alma davranışlarının incelenmesi, 11 Ekim 2015 tarihinde, http://www.sdergi.hacettepe.edu.tr/makaleler/ArzuSener.pdf sayfasından erişilmiştir. Şimşek, B. & Açıkgöz, İ. (2011). Süleyman Demirel üniversitesi öğrencilerinin içme sütü tüketim alışkanlıklarının belirlenmesi. YYÜ tar bil dergisi 21 (1), 12-18. Şimşek, O. (1987, 4 Aralık). Beyaz Peynir imalatı hakkında esas bilgiler. Beyaz peynir semineri, Kırklareli. Şimşek, O., Çetin, C. & Bilgin, B. (2005). İstanbul ilinde içme sütü tüketim alışkanlıkları ve bu alışkanlıkları etkileyen faktörlerin belirlenmesi üzerine bir araştırma. Tekirdağ ziraat fak dergisi, 2 (1), 23-35. Tarakçı, Z., Selçuk, Ş., Şahin, K. & Coşkun, H. (2003). Üniversite Öğrencilerinin İçme Sütü Tüketim Alışkanlıkları Üzerine Bir Araştırma, Yüzüncü yıl üniversitesi, ziraat fakültesi tarım bilimleri dergisi, 13 (1),15-21. Tarım, AB 2008 – 2015 yılları arasında tarafından belirtilen süt kotaları. (2015) 15 Şubat tarihinde http://www.tarim.gov.tr sayfasından erişilmiştir. Tekgül, N., Özer, G. & Aksoy, M. (1986). İlkokul öğrenci ve öğretmenlerinin beslenme bilgi düzeyleriyle bunun uygulanma durumu. Beslenme ve diyet dergisi, 16 (2), 153170. Tekinşen, O. C. & Tekinşen, K. K. (2008). Dondurma. (1.Baskı) Selçuk Üniversitesi, Konya, 189. Tekinşen, O. C. (2000). Süt ürünleri teknolojisi. (3.Baskı) Selçuk Üniversitesi, Konya. 94 Tezcan, S., Aslan, D. & Esin, A. (2002). Ankara’da bir ilköğretim okulunda 6,7 ve 8. Sınıf öğrencilerinin beslenme alışkanlıklarının saptanması araştırması. 8. National Public Health Congress, Diyarbakır. Tutumlu, Ş. (2011). 10-15 yaş aralığındaki ilköğretim öğrencilerinde süt ve süt ürünleri tüketim alışkanlığı, laktoz sindirim güçlüğü ve intoleransı. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. Türkay, A. (2011). Satın alma davranışları açısından üniversite öğrencileri arasında marka bağımlılığının önemi: Batı Akdeniz Üniversitesi üzerinde bir uygulama. Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta. Türkmenoğlu, G. (2007). 9-12 Yaş grubu öğrencilerin beslenme alışkanlıkları. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Uraz, T., Güneş, T., Sezgin, E., Kocak, C, Atamer, M., Alpar, O. & Yetişmeyen, A. (1981). Süt ve mamulleri teknolojisi. İstanbul: SEGEM. Uzunöz,M. & Gülşen, M. (2007). Üniversite öğrencilerinin süt ve süt ürünleri tüketim alışkanlıklarının belirlenmesi. Gıda teknolojileri elektronik dergisi, 15-21 Üçüncü, M. (2005). Süt ve mamulleri teknolojisi, İzmir: Meta. Ünal, R.N. & Besler, T. (2006). Beslenmede sütün önemi (1.Basım). Ankara: Sinem Yaman, M., Yabancı,N., Şimşek, A. & Kılıç, D. (2007). Taşımalı ve normal eğitim kapsamındaki öğrencilerin beslenme durumlarının değerlendirilmesi. Milli Eğitim. 174, 304-318. Yaşar, H. & Melek, S. (2003). Besinler ve Beslenme. Ankara: Nobel. Yaygın, H. (1999). Yoğurt teknolojisi. Antalya: Akdeniz Üniversitesi. Yaygin, H. (1997). Dünyada peynir üretimi ve ticareti. Süt teknolojisi dergisi, 1 (5), 22-25. Yetişmeyen, A. (1995). Süt teknolojisi. Ankara: Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi. Yerlikaya, O. & Karagözlü, C. (21-23 Mayıs 2008). İnsan beslenmesinde inek sütü (Bildiri). Türkiye 10. Gıda Kongresi, Erzurum. Yıldız, N. (2009). Altı–on dört yaş grubu çocukların süt tüketim durumu, Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Kayseri. 95 Yılmaz, İ. ve Demirci, M. (2001). Üniversite öğrencilerinin beslenme alışkanlıkları. Dünya gıda dergisi, 6 (7), 83–86. Yiğit, Y.S. (2006). Düzce İli İsmet Paşa İlköğretim Okulu 6,7,8. Sınıflara devam eden öğrencilerin beslenme bilgi düzeyleri, alışkanlıkları ve obezite durumları üzerine bir araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Yiğitoğlu, F. (2015) Süt Tüketimi ve Kaynatılmış Süt, 05 Kasım 2015 tarihinde http://www.uzmantv.com/kaynamis-sut-faydali-midir sayfasından erişilmiştir. Yöney, Z. (1970). Süt ve mamulleri, Ankara: Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi. Yücemen, J. (1993). Yetişkin bireylerde süt tüketim alışkanlığı, laktoz sindirim güçlüğü ve intoleransı üzerine bir araştırma, Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. 96 ÖZGEÇMİŞ 1987 yılında Çorum’da doğdu. İlköğrenimini Cumhuriyet İlkokulu’nda, ortaokulu 7. Sınıfa kadar Cumhuriyet İlkokulu’nda ve 8. Sınıfı Mehmet Akif Ersoy İlkokulu’nda tamamladı. Orta öğrenimini Çorum Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde Yiyecek İçecek Hizmetleri Alanında Servis bölümünde okudu. Sonra Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi alanında lisansını 2007-2011 yılında tamamladı. 2011 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi bölümünde Yüksek Lisans eğitimine başladı. Halen yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. 2012-2013 yılında Erzurum ili Tekman İlçesi Yatılı Bölge Ortaokuluna Teknoloji Tasarım Öğretmeni olarak atandı. 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılında Tekman Yatılı Bölge Ortaokulunda Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılında Ordu İli Aybastı İlçesinde Hacıosmanlı Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi Okuluna atandı ve şuan aynı okulda Müdür vekili olarak görev yapmaktadır. İlgi alanları aile ve insan ilişkileri, iletişim, yiyecek içecek hizmetleri, sağlık, beslenme, teknoloji, tasarım ve teknolojiye dair güncel bilgilerdir. 97 98 EKLER 99 EK-1. Anket Formu Anket No:….. “TEKMAN MERKEZDE BULUNAN YATILI BÖLGE ORTAOKULU VE DİĞER ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SÜT VE ÜRÜNLERİ TÜKETİM DAVRANIŞLARI” (Anket Formu) Sayın katılımcı; Bu anket Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Yüksek Lisans Programında yapılan “Tekman Merkezde Bulunan Yatılı Bölge Ortaokulu ve Diğer Ortaokul Öğrencilerinin Süt ve Ürünleri Tüketim Davranışları ” konulu bir araştırmaya veri toplamak amacıyla hazırlanmış olup elde edilen veriler başka bir amaçla kullanılmayacaktır. Yardımlarınız için teşekkür ederiz. Gökhan KOÇBEY A – KİŞİSEL BİLGİLER 1) Yaşınız? 1) 10-11 2) 12-13 3)14-15 4)16-17 2) Cinsiyetiniz 1)Kız 2)Erkek 3) Ömrünüzün büyük kısmının geçtiği yer? 1)Köy 2) İlçe merkezi 3) İl merkezi 4) Büyükşehir 4) Kaç kardeşiniz var? 1)Kardeşim yok 2) 1-2 3) 3-4 4) 5 ve üstü 5) Ailenizin aylık ortalama geliri ne kadardır? 1)0-750 TL 2) 751-1250 3)1251-2000 4) 2001- ve üstü B – BESLENME DURUMU 6) Süt ve süt ürünleri tüketir misiniz? 1) Süt ve süt ürünleri tüketiyorum 2) Süt ve süt ürünleri tüketmiyorum 7) Her gün düzenli olarak süt içme alışkanlığınız var mı? 1)Alışkanlığım var 2) Alışkanlığım yok 100 8) Süt ve süt ürünleri tüketme alışkanlığınız yok ise, tüketmeme nedeniniz nedir? 1) Tadı 2) Kokusu 3) Rahatsızlık veriyor 4) Alışkanlığım yok 9) Günde ne kadar süt tüketiyorsunuz? 1) Hiç süt tüketmiyorum 2) 1 bardak 3) 2 bardak 4) 2 bardaktan fazla 10) Süt ve süt ürünlerini en fazla hangi öğünde tüketiyorsunuz? 1) Sabah 2) Öğle 3) Akşam 4) Gece 11) Haftada ne kadar süt tüketiyorsunuz? 1) 1- 2 litre 2) 3-4 litre 3) 4 ve üstü 4) Hiç süt tüketmiyorum 12) Sütü genellikle nasıl tüketirsiniz? 1) Meyveli süt 2) Kakaolu veya nesquikle 3) Ballı süt 4) Sade süt 13) Sütü tüketmeden önce herhangi bir ısıl işlem uyguluyor musunuz? 1) Kaynatıyorum 2) Isıtıp içiyorum 3) Hafif ısıtıyorum 4) Soğuk içiyorum 14) Sütün hangi yaşta tüketilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? 1) Bebeklik 2) Gençlik 3) Yaşlılık 4) Her yaşta 15) Kahvaltıda süt yerine hangi tür içecekleri tercih edersiniz? 1) Gazlı içecekler 2) Meyve suları 3) Çay 4) Hiç biri 16) Süt ve süt ürünleri satın alırken kalite güvencesi olup olmadığına bakıyor musunuz? 1) Evet bakıyorum 2) Hayır bakmıyorum 17) Süt ve süt ürünleri satın alırken üretim ve son kullanma tarihlerine bakıyor musunuz? 1) Evet bakıyorum 2) Hayır bakmıyorum 18) Süt ve süt ürünleri fiyatlarını nasıl buluyorsunuz? 1) Ucuz buluyorum 2) Uygun buluyorum 3) Pahalı buluyorum 19) Süt dışında en çok sevdiğiniz süt ürünü hangisidir? 1) Yoğurt 2) Peynir 3) Tereyağı 4) Diğer 20) Hangi peynir çeşidini tüketiyorsunuz? 1) Beyaz peynir 2) Tulum peyniri 3) Kaşar peynir 4) Diğer peynir türleri(çökelek,lor,otlu vb.) 21) Günde ne kadar peynir tüketiyorsunuz? 1) Hiç peynir tüketmiyorum 2) 1 kibrit kutusu 3) 2 kibrit kutusu 4) 2 kibrit kutusundan fazla 22) Peyniri en fazla hangi aralıkta tüketiyorsunuz? 1) Sabah kahvaltıda 2) Ara öğünde 3) Çay yanında hamur işleri ile birlikte 23) Haftada ne kadar yoğurt tüketiyorsunuz? 1) Hiç yoğurt tüketmiyorum 2) 1-3 kg 3) 3-5 kg 4) 5 kg dan fazla 24) Süt ürünlerinden yoğurdu ne şekilde tüketiyorsunuz? 1) Sade yoğurt 2) Meyveli yoğurt 3) Ayran 4) Cacık 101 25) Süt ürünleri tüketiminde tereyağının sağlığımız için gerekli olduğunu düşünüyor musunuz? 1) Evet 2) Hayır C- SÜT VE ÜRÜNLERİ İLE İLGİLİ BİLGİ DÜZEYİ DAĞILIMI 26)Aşağıdaki ifadelere ne kadar katılıyorsunuz? Sorulara yanıtınıza göre 1’den 5’e kadar numaralardan birini (x) işaretleyiniz. 1 3 5 2 4 Kesinlikle Fikrim Kesinlikle Katılıyorum Katılmıyorum katılıyorum yok katılmıyorum Süt ve ürünlerinde marka çok önemlidir Süt ve ürünlerini satın alırken ambalaj önemli değildir Fiyatı yüksek olan süt ve ürünleri kalitelidir Satın alırken en ucuz süt ve ürünlerini satın alırım Devamlı aynı marka süt ve ürünlerini alırım En sağlıklı süt kaynatılmış süttür 102 GAZİ GELECEKTİR...