HABER BÜLTENİ 27 Temmuz 2007 Haber Özetleri Irak Irak Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, ABD ve İran arasında yapılan, Irak konusundaki üst düzey görüşmelerin yakın zamanda üçüncüsünün yapılacağı bildirildi. Öte yandan Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’nin Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile bir telefon görüşmesi yaptığı açıklandı. Yapılan açıklamada, Amr Musa’nın İran ve ABD arasındaki görüşmelere tam destek verdiği belirtildi. (www.almadapaper.com) Iraklı Şii lider Mukteda El-Sadr, İran ve Amerika arasında Irak konusunda yapılan görüşmelerle ilgili bir bildiri yayınlandı. Bildiride Mukteda El-Sadr’ın bu görüşmelere karşı olduğu belirtildi. (www.albadeeliraq.com) Irak eski Başbakanı ve Irak Ulusal Listesi Başkanı İyad Allavi, Süleymaniye’ye bağlı Dokan kasabasında KYB lideri Celal Talabani ve KDP lideri Mesut Barzani ile görüşmeden önce yaptığı açıklamada; partisinin Bağdat’ta KYB, KDP, Irak İslami Yüksek Konseyi ve Dava Partisinin oluşturduğu “Ilımlılar Cephesine” katılmayacağını ifade etti. Ayrıca Allavi, Bağdat’ta altı siyasi grubun düzenleyeceği toplantıya katılmasına İran’ın karşı çıktığını söyledi. Öte yandan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Irak İslam Partisi Başkanı Tarık Haşim’nin de Ilımlar Cephesine katılmayacağı açıklandı. (www.albadeeliraq.com) Irak, komşularını ve uluslararası toplumu, savaştan kaçan ve sayıları her geçen gün artan vatandaşlarına yardım etmeye çağırdı. Ürdün'ün başkenti Amman'da düzenlenen, Iraklı mültecilere ev sahipliği yapan ülkelerin yükünü hafifletme çarelerinin arandığı toplantıya katılan Irak heyetinin Başkanı Muhammed El Hac El Hmud, "Irak hükümeti, başta komşuları olmak üzere uluslararası toplumu bu zorlu aşamayı atlatabilmesi için Irak'a destek olmaya çağırmaktadır", dedi. Bu sorunun ciddi olarak ele alınmasını ve gerçek bir insani krizin varlığının kabul edilmesini isteyen El Hmud, Irak'taki durum düzelinceye kadar Iraklıların kaçtığı ülkelerde kalabilmeleri, bu ülkelerde Iraklı çocuklara okul açılması ve tıbbi yardım sağlanması gerektiğini kaydetti. Bazı ülkelerin Iraklıları topraklarına kabul etmediğini ve ülkelerine dönmeye zorladığını ifade eden El Hmud, bazı ülkelerde de Iraklıların havaalanlarında günlerce bekletildikten sonra dönmeye zorladıklarını, bunun insan haklarının ihlali anlamına geldiğini söyledi. El Hmud, söz konusu ülkeler hakkında ayrıntı vermedi. Suriye ise, Iraklı mülteciler sorununun Irak hükümeti ve ABD 1 tarafından çözüme kavuşturulmasını istedi. Suriye heyetinin Başkanı Büyükelçi Milad Attiye, Iraklı mülteciler sorununu çözüme kavuşturma sorumluluğunun Irak hükümetine ait olduğunu ve "bu durumu yaratan" ABD'nin de üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti. Toplantıya Suriyeli, Mısırlı, Ürdünlü ve Iraklı delegeler katılırken, Türkiye, İran, Rusya, Japonya, İngiltere, AB ve BM de gözlemciler düzeyinde temsil ediliyor. (AA)(AFP) ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Demokrat Robert Wexler, terör örgütü PKK'nın 2004 yılından bu yana Türkiye'de düzenlediği saldırılarda yaklaşık 1500 kişiyi öldürdüğünü belirterek, ABD yönetimi, Bağdat hükümeti ve Iraklı Kürtlerden PKK'ya karşı daha etkili önlemler almalarını istedi. Türkiye'deki seçimler ve bölgedeki gelişmeler, Temsilciler Meclisi'nin Helsinki Komisyonu tarafından düzenlenen oturumda tartışıldı. Burada konuşan Wexler, seçim sonrasında Türk-ABD ilişkilerinin önündeki en büyük sınavın Irak’ın kuzeyi ve PKK konusunda ortaya çıkacağını söyledi. Wexler, ''ABD, PKK'ya karşı gerekeni yapmıyor dediğinde, Türk halkının haklı olduğu bir nokta var. ABD, Irak ve Iraklı Kürt liderlerin PKK'ya karşı daha fazlasını yapması kritik önem taşıyor'', dedi. Türk-ABD iş birliğine dikkati çeken milletvekili, ABD'nin, Irak ve Afganistan'a takviyesinin büyük bölümünü Türkiye üzerinden yaptığını hatırlatarak, ''Biz demokratlar, askerlerimizin Irak'tan çekilmesini istiyoruz. Bu işlemde de Türkiye'nin yardım etmekte oynayacağı önemli rol var'', diye konuştu. (AA) İngiltere'nin Irak'ın güneyindeki Basra kentinin denetimini bu yılın sonunda yerel güçlere devretmesi bekleniyor. İngiltere Genelkurmay Başkanı Hava Kuvvetleri Mareşali Sir Jock Stirrup, BBC radyosuna yaptığı açıklamada, Basra'daki sorumluluğun Irak polisi ve ordusuna devredileceği kesin tarihe gelecek aylarda karar verileceğini söyledi. Basra'da denetimin devrine çok yaklaştıklarını belirten komutan, bu sürecin ne zaman başlayacağının kesinlik kazanmadığını; ancak bunun bu yılın ikinci yarısında olacağından emin olduğunu ifade etti. Mareşal Stirrup, İngiliz ordusunun Irak'ın güneyinde başarılı olduğuna inandığını, ancak bölgede güvenlik sorunlarının hala sürdüğünü belirtti. (AA)(AP) Irak polisinden yapılan açıklamaya göre, Kerkük’te dün akşam saatlerinde Abdullah Lokantasının yakınında bir aracın patlaması sonucunda 7 kişi öldü ve 26 kişi de yaralandı. (www.wna-news.com) Irak'ın kuzeyinde bir intihar eylemcisinin karakolun kapısında üzerindeki bombaları infilak ettirdiği, saldırıda 6 kişinin öldüğü bildirildi. Irak polisinden General Muhammed El Veka, intihar saldırısının, Musul'un yaklaşık 80 kilometre batısındaki Telabta bölgesinde, dün sabah yerel saatle 11.00 civarında düzenlendiğini söyledi. El Veka, intihar saldırısında 5'i polis, 1'i sivil 6 kişinin öldüğünü, 10'u polis, 3'ü sivil 13 kişinin de yaralandığını açıkladı. (AA)(AP) Bağdat'ta bir pazar yeri yakınında bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda, 25 kişi öldü, 115 kişi yaralandı. Başkentin, nüfusun çoğunluğunun Şii olduğu Kerrada bölgesinde pazar yeri yakınında düzenlenen saldırıda, 3 binanın da yıkıldığı ve enkaz altında hala çok sayıda ceset bulunduğu belirtilerek, can kaybının artmasından endişe edildiği bildirildi. Birkaç araçla bir binanın alev 2 aldığı patlamanın ardından kısa süre silah sesleri de duyulduğu belirtilirken, çevreye cesetlerin saçıldığı bölgedeki insanların, araçlarla yaralıları hastaneye taşımaya çalıştıkları haber veriliyor. Bu arada Iraklı Şii din adamı Büyük Ayetullah Ali El-Sistani'nin eski yardımcılarından biri, ülkenin güneyindeki Necef'te öldürüldü. Öte yandan Irak'ta, 6 Amerikan askerinin daha öldüğü bildirildi. (AA) Ortadoğu Hamas örgütünün sürgündeki lideri Halit Meşal, ''Filistin halkının, devlet başkanı Mahmut Abbas'ın otoritesi altındaki birlikten yana olduğunu'' bildirdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı'nca yapılan açıklamaya göre Halit Meşal, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı telefon görüşmesinde, ''Hamas, Filistinliler'in, Abbas'ın yönetimi altında birliği istiyor'', dedi. Bakanlığa göre Meşal, ''Filistin devletinin kurulması için Hamas ile (Abbas'ın) El Fetih hareketi arasında işbirliğine engel yok'', diye konuştu. Sergey Lavrov da Abbas'ın yönetimi altında Filistin birliğinin yeniden tesis edilmesinin şart olduğunu Meşal'e anlattı. Hamas, El Fetih ile 1 yılı aşkın süre çatıştıktan sonra geçen ayın ortalarında Gazze şeridini ele geçirmiş ve iktidarını ilan etmişti. (AA)(AFP) Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail'le bir yıl içinde nihai barış anlaşmasına varacaklarını umduğunu söyledi. Abbas, İsrail'in Meretz Partisinin lideri Yossi Beilin ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, "İsrail'le bir yıla kadar, hatta daha da kısa sürede kapsamlı bir barış yapacağımızı umuyoruz", dedi. Filistin Devlet Başkanı, bu açıklamayı, bir İsrail gazetesinde yer alan ve kendisine atfedilen, "ABD Başkanı George W. Bush'un İsrail'le bir yıl içinde barış anlaşmasına varılmasında kararlı olduğunu ilettiğine" dair haberle ilgili soruya karşılık yaptı. Ancak Abbas açıklamasında, ABD'nin bu konuda herhangi bir güvence verip vermediğinden söz etmedi. İç politika konusunda da erken seçimleri hala istediğini belirten Abbas, ancak seçimler için belirli bir tarih saptamadığını ifade etti. Öte yandan Mahmud Abbas'ın pazar akşamından itibaren Rusya'nın başkenti Moskova'ya 3 günlük ziyarette bulunacağı bildirildi. Filistin'in Moskova'daki diplomatik temsilciliğindeki basın ataşesi Ahmed Salih, "Ebu Mazen, 3 günlük ziyaret için pazar akşamı Moskova'ya gelecek", dedi. (AA)(AP)(AFP) Filistin Ulusal Güvenlik Danışmanı Muhammed Dahlan’ın istifa ettiği bildirildi. Dahlan’ın istifasının da Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından kabul edildiği öğrenildi. Açıklama, Abbas'ın makamında üst düzey yetkili tarafından yapıldı. El Fetih'in önde gelenlerinden Dahlan, sağlık nedeniyle istifa etmek istediğini belirtti. Dahlan'ın idaresindeki güvenlik güçleri, 1,5 ay önce Hamaslılar tarafından Gazze Şeridi'nde bozguna uğratılmış, Dahlan bu çatışmalarda Gazze'de bulunamamış ve iki dizinden Almanya'da ameliyat geçirmişti. Dahlan, Abbas'a istifa mektubunda, "her zaman sadık askeriniz kalacağım", ifadesini kullandı. Filistin hükümeti yetkilileri, 46 yaşındaki Dahlan'ın istifasını Devlet Başkanı Abbas'ın istediğini söyledi. (AA)(AP)(REUTERS) Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Lübnan ve Mısır'ı ziyaret edecek. Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Denis Simonneau, bugün akşamüstü saatlerinde Lübnan'ı ziyaret etmesi planlanan Kouchner'in, 3 Beyrut'ta Başbakan Fuad Sinyora ile Lübnan'daki farklı siyasi güçlerin temsilcileriyle görüşeceğini belirtti. Sözcü, BM'nin Lübnan'daki genişletilmiş geçici barış gücü UNIFIL yetkilileriyle de bir araya gelecek olan Kouchner'in, Lübnan'ın ardından pazar akşamı Mısır'a gideceğini ve Kahire'de Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El Faysal ile görüşeceğini söyledi. Simonneau, Kouchner'in ayrıca Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile bir araya geleceğini kaydetti. (AA)(AFP) Suriye’nin Halep kenti yakınında meydana gelen patlamada 15 Suriye askeri öldü. Görgü tanıkları, patlamanın, Halep'in Muslemiya bölgesindeki askeri okulda meydana geldiğini belirtiyor. Patlamada 50 kişinin de yaralandığı belirtiliyor. Suriye Televizyonu, olayın terörist bir saldırı olmadığını duyurdu. Suriyeli yetkililer, aşırı sıcakların, askeri tesisin cephaneliğinde patlamaya sebep olduğunu bildirdi. (TRT) İsrail'in, Gazze'nin güneyinde bir araca hava saldırısı düzenlediği, saldırıda İslami Cihad'ın Gazze Şeridi askeri liderinin de aralarında olduğu 3 militanın öldüğü bildirildi. (AA) Kafkasya ve Orta Asya Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan'ın, çalışma ziyaretinde bulunmak amacıyla Gürcistan'a gittiği bildirildi. Gürcistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Oskanyan'ın Gürcistan Dışişleri Bakanı Gela Bejuaşvili ile yaptığı görüşmede, iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi ve bölgesel konuların ele alındığı kaydedildi. Açıklamada, Oskanyan'ın tatilini geçirmek üzere Batum'a gittiği kaydedildi. (AA) Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Araz Azimov, Gebele radar üssünden Rusya dışında başka ülkelerin de yararlanmasına ilke bazında karşı olmadıklarını belirterek, ''Aynı zamanda (ABD ile Rusya arasında) üssün kullanımında yeni düzenlemeyle ilgili görüşmelere katılacağız'', dedi. Azimov, Bakü'de temaslarda bulunan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Kislyak ile yaptığı görüşmeden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, Gebele üssünün kullanımı hakkında ABD ile Rusya arasında görüşmelerin yakın zamanda başlayacağını, halen sadece Rusya tarafından kullanılan üsten ABD'nin de yararlanması ve bununla ilgili sürecin söz konusu görüşmelerle belirleneceğini kaydetti. Üssün statüsünde halen bir değişiklik olmadığını belirten Azimov, Kislyak ile görüşmelerinde küresel güvenlik konuları ile bu kapsamda füze savunma sistemleri konusunu, ayrıca ülkesinin bir numaralı sorunu olan Ermeni işgali altındaki Yukarı Karabağ konusunu ele aldıklarını söyledi. Kislyak da, Rusya lideri Vladimir Putin'in Gebele üssünün birlikte kullanımı hakkında ABD tarafına yaptığı önerinin Azimov ile görüşmesinde ele alındığını, bu konudaki görüşmelerin ABD tarafıyla sürdürüleceğini söyledi. Moskova'nın Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşmasından (AKKA) ayrılması halinde özellikle Ermenistan'daki askeri güçlerini artırıp artırmayacağı sorulan Kislyak, ''Rusya halen AKKA'dan çıkmış değil. Bu konuyla ilgili anlaşma süresi Aralık ortalarında sona erecek. Dolayısıyla henüz Rusya'nın AKKA'daki sorumluluklarından vazgeçtiğini söylemek için çok erken'', dedi. Rusya'nın İran'ın Buşehr kentinde yapmakta olduğu atom 4 santralini tamamlayıp tamamlamayacağı sorusu üzerine Kislyak, ''bu inşaatın tamamlanacağını, İran ile aralarında bu konuda pürüzler olduğunu; ancak bu pürüzlerin siyasi değil, ekonomik özellikte olduğunu'' söyledi. Kislyak, söz konusu pürüzler nedeniyle atom santralinin faaliyete başlamasının 2008 yılı sonuna kadar uzayabileceğini kaydetti. Öte yandan, ABD'nin Bakü Büyükelçisi Anne Derse, Gebele üssünün Azerbaycan'a ait olduğuna dikkati çekerek, üssün ortak kullanımıyla ilgili konuların Azerbaycan tarafıyla da görüşülmesi gerektiğini söyledi. Açıklamasında, Gebele’nin ortak kullanımıyla ilgili öneriye karşı çıkmadıklarını, üssün ABD'nin füze savunma sisteminin taleplerini ne kadar karşılayabildiğinin belirlenmesi gerektiğini belirten Derse, Gebele üssünün ortak kullanımının ABD'nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde füze savunma sistemleri oluşturması planlarına alternatif olmayacağını ifade etti. (AA) Kazakistan Başbakanı Kerim Masimov, resmi ziyaret için Özbekistan'ın başkenti Taşkent'e gitti. Masimov, 2 günlük ziyareti kapsamında ilk olarak Özbekistan Başbakanı Şevket Mirziyayev ile görüştü. İki ülke başbakanlarının baş başa yaptıkları görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkiler ele alınırken, ayrıca iki ülke arasındaki ticari, ekonomik, yatırım ve maliye alanındaki iş birliğinin geliştirilmesi konuları gözden geçirildi. Kazakistan Başbakanı Masimov, daha sonra Özbekistan Başbakanı Mirziyayev ile birlikte, iki ülke devlet başkanları himayelerinde kurulan Özbekistan-Kazakistan Devletlerarası Koordinasyon Kurulunun ikinci toplantısına katılacak, ardından da Cumhurbaşkanı İslam Kerimov tarafından kabul edilecek. Özbekistan-Kazakistan Devletlerarası Koordinasyon Kurulu ikinci toplantısında, iki ülke arasındaki ilişkilerin durumu ve perspektifleriyle ilgili konuların ele alınması beklenirken, bu görüşmelerin sonunda taraflar arasında ticari, ekonomik, yatırım ve maliye, su, enerji, karayolları ve taşımacılık ile sınır ticareti konularında iş birliği anlaşmalarının imzalanması öngörülüyor. Özbekistan'daki temasları çerçevesinde Kazakistan Kalkınma Bankası'nın Taşkent Temsilciliğinin resmi açılışını yapacak olan Masimov, 27 Temmuzda ülkenin tarihi Semerkant şehrinde incelemelerde bulunarak, aynı gün Astana'ya dönecek. (AA) Avrupa Birliği Türkiye, Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatında bulunma açısından dün İtalya'nın başkentinde önemli bir anlaşmaya imza attı. Türkiye-Yunanistan-İtalya doğal gaz boru hattı projesine ilişkin hükümetlerarası anlaşma, İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanlığında imzalandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in katılımıyla üç ülke arasındaki anlaşma, Hazar'daki doğalgaz kaynaklarının Avrupa'ya taşınması açısından dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanlığında imzalanan hükümetlerarası anlaşmaya Türkiye adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, İtalya adına Ekonomik Kalkınma Bakanı Pier Luigi Bersani ve Yunanistan adına da Kalkınma Bakanı Dimitris Sioufas imza attı. Bu anlaşmayla Türkiye-Yunanistan doğal gaz boru hattının Adriyatik geçişi ile İtalya'ya kadar uzatılması sağlanacak ve Hazar kaynaklarının Avrupa'ya taşınmasının önü açılmış olacak. Bu arada ABD, bu anlaşmadan dolayı üç ülkeyi de kutladı. (AA) 5 Terör örgütü PKK'nın elebaşlarından Rıza Altun'u yakaladıktan sonra serbest bırakan Avusturya, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) daimi konsey toplantısında sert eleştirilere hedef oldu. Daimi konsey toplantısında konuşan Türkiye'nin AGİT Daimi Temsilcisi Büyükelçi Yusuf Buluç, ''Avusturya'nın, uluslararası polis teşkilatı (Interpol) kırmızı bülteniyle arama ve tutuklama kaydı bulunan terörist Rıza Altun'u serbest bırakarak Erbil'e gitmesine izin vermesinin üzüntü verici ve kabul edilemez olduğunu'' söyledi. Avusturya makamlarının bu kararının (terörist Rıza Altun'un serbest bırakılması) terörizmle mücadele çabalarının güvenirliğini ciddi biçimde zedelediğine işaret eden Buluç, ''Avusturya makamları, terörizmle mücadele konusundaki sorumluluklarını ciddiyetle yerine getirmek isterlerse, eli kanlı teröristlerin kolayca çıkış yapabilmesi için tur operatörlüğü hizmeti sağlamaktan daha fazlasını yapmaları gerekir'', dedi. Buluç'un konuşmasına ABD heyetinden de destek geldi. ABD temsilcisi de yaptığı konuşmada, terör örgütü PKK'nın Avrupa'daki şebekelerinin kapatılması konusunda Türkiye ile yakın iş birliği içinde çalışıldığını kaydederek, tüm AGİT ülkelerine, ''Kendi vatandaşlarını ve komşularını terör tehdidinden korumak için sorumluluklarını yerine getirmeleri ve teröristlere sığınak sağlamamaları'' çağrısında bulundu. (AA) Dünya Basını Economist dergisi Türkiye'deki 22 Temmuz seçimlerine ilişkin iki ayrı makaleye yer vermiş. Bunlardan ilki, "Galibiyetin ağırlığı" başlığını taşıyor. "İktidardaki AKP, tam bir seçim zaferi elde etti ama" diyor Economist, “partinin temkinli davranma vakti de geldi." diye de ekliyor. “Erdoğan bir kumar oynadı ve karşılığını aldı. Fakat bu sonuçtan güçlenerek çıkmış da olsa, kendisini bu noktaya dek taşıyan siyasi hünerlerine hala ihtiyaç duyduğu kesin. “Erdoğan'ın başarısının boyutlarını yeni bir siyasi haritayla tarif etmek mümkün: Türkiye'deki 81 ilin neredeyse tamamı, Kürtlerin yoğun olduğu yedi il de dâhil olmak üzere AKP'nin rengi olan sarıya büründü. Meclisteki kadın temsilci sayısı ikiye katlanarak 50'ye çıktı. “Partinin, Avrupa Birliği'ni de, uzun zamandır ertelediği üyelik müzakerelerine 2005'te başlamaya ikna eden ekonomik reformları bu zaferde önemli rol oynadı. “Bununla beraber yeni cumhurbaşkanı konusunda uzlaşma yolunu izleyeceğine yönelik sözleri, adaylığı ülkede kriz yaratan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün bu role yeniden soyunacağı imalarında bulunmasıyla, daha şimdiden sınav veriyor.” "Abdullah Gül'ün siyasi İslam kökenli olması, milyonlarca laik Türk vatandaşını sokaklara döktü, gerginlikler, orduyu müdahale etme tehditlerinde bulunmaya itti" diyen Economist, Türkiye'nin müttefiklerinin Gül gibi deneyimli bir siyasetçinin iyi bir cumhurbaşkanı olacağı görüşünü dile getirdiğine dikkat çekiyor ve şu soruyu yöneltiyor: Peki, generaller daha önce bir kez veto ettikleri Gül konusunda geri adım atarlar mı? “Laiklik yanlılarının kaygılarından yararlanan, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçimde yüzde 21 oy oranını aşamaması, generallerin elini zayıflattı. Ama Erdoğan dikkatli hareket etmek zorunda. Parlamentoda üçte iki çoğunluğa sahip olmadığından, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayını kabul ettirebilmek için Milliyetçi Hareket Partisi'nin desteğini araması gerek. MHP lideri Devlet Bahçeli iş birliği mesajı verse de, bunun karşılığında, ordunun PKK'ya karşı Irak’ın kuzeyine sınır ötesi harekât düzenlemesine izin vermesi için, Erdoğan üzerinde baskı kuracak gibi görünüyor. Erdoğan çoğu Kürt 20 bağımsız adayın da desteğini kazanmak 6 durumunda kalabilir. “Öte yandan, Erdoğan Gül'ün adaylığı karşısında temkinli zira generallerle yeniden çatışmak istemiyor olabilir. Muhafazakâr kanat ise Erdoğan'ın dört yıldır gündeme almadığı başörtüsü yasağını kaldırma, ordunun nüfuzunu sınırlama gibi konuları yeniden gündeme getirmesi için bastırabilir. Erdoğan seçim konuşmasında, "Partimizin yüklendiği sorumluluk, artık her zamankinden daha büyük", demişti. Belki bu yük kendisinin tahmin ettiğinden daha ağır olabilir.” Economist'in yorum yazılarından biri ise "İslam ve Demokrasi: Türkiye'den alınacak ders" başlığını taşıyor. Türklerin saygıda kusur etmedikleri ordunun, siyasete karışmasını istemedikleri yorumunu yapan dergiye göre Müslüman dünyasında demokrasinin geleceği açısından bakıldığında, Türkiye'den alınacak dersler var ama temkinli yaklaşılması şart: “Türkiye az rastlanır bir tarihe sahip. Kısaca anlatırsak, önce imparatorluktu, ardından halifeliği üstlendi, birinci dünya savaşında kaybeden tarafın yanında savaştı, çaresizlik içinde halifeliği kaldırdı, İslami acımasızca toplumsal sınırların dışına iten modernleşmeci bir liderin, otokratik yönetimini kabul etti, sonra da yarım yüzyıl, hükümetin dizginlerini bırakacak kadar güvenebileceği; ılımlı görünen bir İslamcı parti için bekledi. “Bu yaklaşımda sorun şu: İster İslami sosyal ve siyasal hayatın dışına çıkarma aşamasında olsun, ister bu hayata yeniden kabul etme aşamasında olsun, bazen işler felaketle sonuçlanabiliyor. “Örneğin, İran'a bakalım. Yirmili yıllarda Rıza Şah, Atatürk'ü izleyip, İslam'ın rolünü azaltmak istedi ama İranlılar bu yaklaşımı memnuniyetle karşılamadı, bu durum İslam devrimini getirdi. “Bir diğer örnek ise kabullenme aşaması için: 1992 yılında Cezayir'i hatırlayın. Bu olayda da laik yönetim, genel seçimde zafer elden eden İslami Selamet Cephesi'ne iktidarı bırakacak kadar ılımlı olup olmadığına karar vermeye çalışırken kontrolü kaybetti. Nihayetinde on yıl süren savaşta 200 bin Cezayirli can verdi.” Hem İslami Selamet Cephesi hem AKP için "Bir kez geldiler mi gitmeyecekler" anlayışının savunulduğunu yazan Economist, "Hatta Erdoğan, demokrasiyi amaca ulaşıldığında inilecek bir trene benzetmişti. Ama başbakan olarak o ve partisi, demokrasinin gerçekte ne anlama geldiğini anlamış görünüyor. Bugün seçimde kaybeden AKP olsa, iktidarı teslim edeceğine kimsenin şüphesi yok", diyerek soruyor: Peki ama neden? “Bazıları bu sorunun yanıtının, Türkiye'nin laik anayasası ve ordusunun, her an siyasete müdahale etmeye hazır olmasında yattığını savunuyor. Bu fazla alaycı olabilir. Erdoğan'ın partisi, siyasi başarı ve meşruiyetin, seçmenin isteklerini dinlemekten geçtiğini, karşılığında, seçmenin de demokrasi oyununun kurallarına uyup İslamcı arzularını yumuşatmasını beklediğini biliyor. “İslam dünyasının Türkiye'nin başarısından alabileceği ders de burada gizli. Kurallara uymaya istekli olduğunu söyleyen İslamcı partilerin, siyasete tamamen katılmalarına izin verilmeli. Mısır'da örneğin, Müslüman Kardeşler, giderek artan toplum desteğine rağmen, siyasetin dışında tutuluyor. Şimdi, siyasete girmelerine izin verme zamanı. Daily Telegraph yazarlarından Simon Scott Plummer da " Avrupa Birliği'nde modern, demokratik Müslüman bir ülkeye evet" başlığını atmış yazısına. “Türkiye'de genel seçimlerin ardından İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, seçimin galibi AKP'ye "ulaşmaktan" bahsetti. Burada seçilen "ulaşmak" fiili, Avrupa'nın 1952'de NATO'ya giren, 2005'ten bu yana Avrupa Birliği'ne üyelik müzakereleri sürecindeki bir ülkeden yabancılaşmasını temsil 7 ediyor. "Ulaşmak", dışlanmış olana el uzatmayı ifade ediyor bir anlamda. “Fakat Türkiye bu seçimde ordunun pek de üstü kapalı olmayan müdahale tehdidini mağlup eden bir demokrasi deneyimi yaşadı. Avrupa Birliği bu deneyimi övgüyle karşılamalı. Canlı bir ekonomiye sahip demokratik bir Müslüman ülke, Köktenci İslam tehdidiyle karşı karşıya olan kıtada memnuniyetle karşılanmalı. 8