global strateji enstitüsü

advertisement
HABER BÜLTENİ
27 Temmuz 2007
Haber Özetleri
Irak

Irak Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, ABD ve İran arasında
yapılan, Irak konusundaki üst düzey görüşmelerin yakın zamanda
üçüncüsünün yapılacağı bildirildi. Öte yandan Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar
Zebari’nin Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile bir telefon görüşmesi
yaptığı açıklandı. Yapılan açıklamada, Amr Musa’nın İran ve ABD arasındaki
görüşmelere tam destek verdiği belirtildi. (www.almadapaper.com)

Iraklı Şii lider Mukteda El-Sadr, İran ve Amerika arasında Irak konusunda
yapılan görüşmelerle ilgili bir bildiri yayınlandı. Bildiride Mukteda El-Sadr’ın bu
görüşmelere karşı olduğu belirtildi. (www.albadeeliraq.com)

Irak eski Başbakanı ve Irak Ulusal Listesi Başkanı İyad Allavi, Süleymaniye’ye
bağlı Dokan kasabasında KYB lideri Celal Talabani ve KDP lideri Mesut
Barzani ile görüşmeden önce yaptığı açıklamada; partisinin Bağdat’ta KYB,
KDP, Irak İslami Yüksek Konseyi ve Dava Partisinin oluşturduğu “Ilımlılar
Cephesine” katılmayacağını ifade etti. Ayrıca Allavi, Bağdat’ta altı siyasi
grubun düzenleyeceği toplantıya katılmasına İran’ın karşı çıktığını söyledi. Öte
yandan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Irak İslam Partisi Başkanı Tarık
Haşim’nin de Ilımlar Cephesine katılmayacağı açıklandı. (www.albadeeliraq.com)

Irak, komşularını ve uluslararası toplumu, savaştan kaçan ve sayıları her
geçen gün artan vatandaşlarına yardım etmeye çağırdı. Ürdün'ün başkenti
Amman'da düzenlenen, Iraklı mültecilere ev sahipliği yapan ülkelerin yükünü
hafifletme çarelerinin arandığı toplantıya katılan Irak heyetinin Başkanı
Muhammed El Hac El Hmud, "Irak hükümeti, başta komşuları olmak üzere
uluslararası toplumu bu zorlu aşamayı atlatabilmesi için Irak'a destek olmaya
çağırmaktadır", dedi. Bu sorunun ciddi olarak ele alınmasını ve gerçek bir
insani krizin varlığının kabul edilmesini isteyen El Hmud, Irak'taki durum
düzelinceye kadar Iraklıların kaçtığı ülkelerde kalabilmeleri, bu ülkelerde Iraklı
çocuklara okul açılması ve tıbbi yardım sağlanması gerektiğini kaydetti. Bazı
ülkelerin Iraklıları topraklarına kabul etmediğini ve ülkelerine dönmeye
zorladığını ifade eden El Hmud, bazı ülkelerde de Iraklıların havaalanlarında
günlerce bekletildikten sonra dönmeye zorladıklarını, bunun insan haklarının
ihlali anlamına geldiğini söyledi. El Hmud, söz konusu ülkeler hakkında ayrıntı
vermedi. Suriye ise, Iraklı mülteciler sorununun Irak hükümeti ve ABD
1
tarafından çözüme kavuşturulmasını istedi. Suriye heyetinin Başkanı
Büyükelçi Milad Attiye, Iraklı mülteciler sorununu çözüme kavuşturma
sorumluluğunun Irak hükümetine ait olduğunu ve "bu durumu yaratan"
ABD'nin de üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti. Toplantıya Suriyeli,
Mısırlı, Ürdünlü ve Iraklı delegeler katılırken, Türkiye, İran, Rusya, Japonya,
İngiltere, AB ve BM de gözlemciler düzeyinde temsil ediliyor. (AA)(AFP)

ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Demokrat Robert Wexler, terör örgütü PKK'nın
2004 yılından bu yana Türkiye'de düzenlediği saldırılarda yaklaşık 1500 kişiyi
öldürdüğünü belirterek, ABD yönetimi, Bağdat hükümeti ve Iraklı Kürtlerden
PKK'ya karşı daha etkili önlemler almalarını istedi. Türkiye'deki seçimler ve
bölgedeki gelişmeler, Temsilciler Meclisi'nin Helsinki Komisyonu tarafından
düzenlenen oturumda tartışıldı. Burada konuşan Wexler, seçim sonrasında
Türk-ABD ilişkilerinin önündeki en büyük sınavın Irak’ın kuzeyi ve PKK
konusunda ortaya çıkacağını söyledi. Wexler, ''ABD, PKK'ya karşı gerekeni
yapmıyor dediğinde, Türk halkının haklı olduğu bir nokta var. ABD, Irak ve
Iraklı Kürt liderlerin PKK'ya karşı daha fazlasını yapması kritik önem taşıyor'',
dedi. Türk-ABD iş birliğine dikkati çeken milletvekili, ABD'nin, Irak ve
Afganistan'a takviyesinin büyük bölümünü Türkiye üzerinden yaptığını
hatırlatarak, ''Biz demokratlar, askerlerimizin Irak'tan çekilmesini istiyoruz. Bu
işlemde de Türkiye'nin yardım etmekte oynayacağı önemli rol var'', diye
konuştu. (AA)

İngiltere'nin Irak'ın güneyindeki Basra kentinin denetimini bu yılın sonunda
yerel güçlere devretmesi bekleniyor. İngiltere Genelkurmay Başkanı Hava
Kuvvetleri Mareşali Sir Jock Stirrup, BBC radyosuna yaptığı açıklamada,
Basra'daki sorumluluğun Irak polisi ve ordusuna devredileceği kesin tarihe
gelecek aylarda karar verileceğini söyledi. Basra'da denetimin devrine çok
yaklaştıklarını belirten komutan, bu sürecin ne zaman başlayacağının kesinlik
kazanmadığını; ancak bunun bu yılın ikinci yarısında olacağından emin
olduğunu ifade etti. Mareşal Stirrup, İngiliz ordusunun Irak'ın güneyinde
başarılı olduğuna inandığını, ancak bölgede güvenlik sorunlarının hala
sürdüğünü belirtti. (AA)(AP)

Irak polisinden yapılan açıklamaya göre, Kerkük’te dün akşam saatlerinde
Abdullah Lokantasının yakınında bir aracın patlaması sonucunda 7 kişi öldü ve
26 kişi de yaralandı. (www.wna-news.com)

Irak'ın kuzeyinde bir intihar eylemcisinin karakolun kapısında üzerindeki
bombaları infilak ettirdiği, saldırıda 6 kişinin öldüğü bildirildi. Irak polisinden
General Muhammed El Veka, intihar saldırısının, Musul'un yaklaşık 80
kilometre batısındaki Telabta bölgesinde, dün sabah yerel saatle 11.00
civarında düzenlendiğini söyledi. El Veka, intihar saldırısında 5'i polis, 1'i sivil 6
kişinin öldüğünü, 10'u polis, 3'ü sivil 13 kişinin de yaralandığını açıkladı. (AA)(AP)

Bağdat'ta bir pazar yeri yakınında bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda,
25 kişi öldü, 115 kişi yaralandı. Başkentin, nüfusun çoğunluğunun Şii olduğu
Kerrada bölgesinde pazar yeri yakınında düzenlenen saldırıda, 3 binanın da
yıkıldığı ve enkaz altında hala çok sayıda ceset bulunduğu belirtilerek, can
kaybının artmasından endişe edildiği bildirildi. Birkaç araçla bir binanın alev
2
aldığı patlamanın ardından kısa süre silah sesleri de duyulduğu belirtilirken,
çevreye cesetlerin saçıldığı bölgedeki insanların, araçlarla yaralıları hastaneye
taşımaya çalıştıkları haber veriliyor. Bu arada Iraklı Şii din adamı Büyük
Ayetullah Ali El-Sistani'nin eski yardımcılarından biri, ülkenin güneyindeki
Necef'te öldürüldü. Öte yandan Irak'ta, 6 Amerikan askerinin daha öldüğü
bildirildi. (AA)
Ortadoğu

Hamas örgütünün sürgündeki lideri Halit Meşal, ''Filistin halkının, devlet
başkanı Mahmut Abbas'ın otoritesi altındaki birlikten yana olduğunu'' bildirdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı'nca yapılan açıklamaya göre Halit Meşal, Rusya
Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı telefon görüşmesinde, ''Hamas,
Filistinliler'in, Abbas'ın yönetimi altında birliği istiyor'', dedi. Bakanlığa göre
Meşal, ''Filistin devletinin kurulması için Hamas ile (Abbas'ın) El Fetih hareketi
arasında işbirliğine engel yok'', diye konuştu. Sergey Lavrov da Abbas'ın
yönetimi altında Filistin birliğinin yeniden tesis edilmesinin şart olduğunu
Meşal'e anlattı. Hamas, El Fetih ile 1 yılı aşkın süre çatıştıktan sonra geçen
ayın ortalarında Gazze şeridini ele geçirmiş ve iktidarını ilan etmişti. (AA)(AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail'le bir yıl içinde nihai barış
anlaşmasına varacaklarını umduğunu söyledi. Abbas, İsrail'in Meretz
Partisinin lideri Yossi Beilin ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada,
"İsrail'le bir yıla kadar, hatta daha da kısa sürede kapsamlı bir barış
yapacağımızı umuyoruz", dedi. Filistin Devlet Başkanı, bu açıklamayı, bir İsrail
gazetesinde yer alan ve kendisine atfedilen, "ABD Başkanı George W.
Bush'un İsrail'le bir yıl içinde barış anlaşmasına varılmasında kararlı olduğunu
ilettiğine" dair haberle ilgili soruya karşılık yaptı. Ancak Abbas açıklamasında,
ABD'nin bu konuda herhangi bir güvence verip vermediğinden söz etmedi. İç
politika konusunda da erken seçimleri hala istediğini belirten Abbas, ancak
seçimler için belirli bir tarih saptamadığını ifade etti. Öte yandan Mahmud
Abbas'ın pazar akşamından itibaren Rusya'nın başkenti Moskova'ya 3 günlük
ziyarette
bulunacağı
bildirildi.
Filistin'in
Moskova'daki
diplomatik
temsilciliğindeki basın ataşesi Ahmed Salih, "Ebu Mazen, 3 günlük ziyaret için
pazar akşamı Moskova'ya gelecek", dedi. (AA)(AP)(AFP)

Filistin Ulusal Güvenlik Danışmanı Muhammed Dahlan’ın istifa ettiği bildirildi.
Dahlan’ın istifasının da Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından kabul
edildiği öğrenildi. Açıklama, Abbas'ın makamında üst düzey yetkili tarafından
yapıldı. El Fetih'in önde gelenlerinden Dahlan, sağlık nedeniyle istifa etmek
istediğini belirtti. Dahlan'ın idaresindeki güvenlik güçleri, 1,5 ay önce
Hamaslılar tarafından Gazze Şeridi'nde bozguna uğratılmış, Dahlan bu
çatışmalarda Gazze'de bulunamamış ve iki dizinden Almanya'da ameliyat
geçirmişti. Dahlan, Abbas'a istifa mektubunda, "her zaman sadık askeriniz
kalacağım", ifadesini kullandı. Filistin hükümeti yetkilileri, 46 yaşındaki
Dahlan'ın istifasını Devlet Başkanı Abbas'ın istediğini söyledi. (AA)(AP)(REUTERS)

Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Lübnan ve Mısır'ı ziyaret edecek.
Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Denis Simonneau, bugün
akşamüstü saatlerinde Lübnan'ı ziyaret etmesi planlanan Kouchner'in,
3
Beyrut'ta Başbakan Fuad Sinyora ile Lübnan'daki farklı siyasi güçlerin
temsilcileriyle görüşeceğini belirtti. Sözcü, BM'nin Lübnan'daki genişletilmiş
geçici barış gücü UNIFIL yetkilileriyle de bir araya gelecek olan Kouchner'in,
Lübnan'ın ardından pazar akşamı Mısır'a gideceğini ve Kahire'de Mısır
Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El
Faysal ile görüşeceğini söyledi. Simonneau, Kouchner'in ayrıca Arap Birliği
Genel Sekreteri Amr Musa ile bir araya geleceğini kaydetti. (AA)(AFP)

Suriye’nin Halep kenti yakınında meydana gelen patlamada 15 Suriye askeri
öldü. Görgü tanıkları, patlamanın, Halep'in Muslemiya bölgesindeki askeri
okulda meydana geldiğini belirtiyor. Patlamada 50 kişinin de yaralandığı
belirtiliyor. Suriye Televizyonu, olayın terörist bir saldırı olmadığını duyurdu.
Suriyeli yetkililer, aşırı sıcakların, askeri tesisin cephaneliğinde patlamaya
sebep olduğunu bildirdi. (TRT)

İsrail'in, Gazze'nin güneyinde bir araca hava saldırısı düzenlediği, saldırıda
İslami Cihad'ın Gazze Şeridi askeri liderinin de aralarında olduğu 3 militanın
öldüğü bildirildi. (AA)
Kafkasya ve Orta Asya

Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan'ın, çalışma ziyaretinde
bulunmak amacıyla Gürcistan'a gittiği bildirildi. Gürcistan Dışişleri
Bakanlığından yapılan açıklamada, Oskanyan'ın Gürcistan Dışişleri Bakanı
Gela Bejuaşvili ile yaptığı görüşmede, iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi ve
bölgesel konuların ele alındığı kaydedildi. Açıklamada, Oskanyan'ın tatilini
geçirmek üzere Batum'a gittiği kaydedildi. (AA)

Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Araz Azimov, Gebele radar üssünden
Rusya dışında başka ülkelerin de yararlanmasına ilke bazında karşı
olmadıklarını belirterek, ''Aynı zamanda (ABD ile Rusya arasında) üssün
kullanımında yeni düzenlemeyle ilgili görüşmelere katılacağız'', dedi. Azimov,
Bakü'de temaslarda bulunan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Kislyak
ile yaptığı görüşmeden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, Gebele
üssünün kullanımı hakkında ABD ile Rusya arasında görüşmelerin yakın
zamanda başlayacağını, halen sadece Rusya tarafından kullanılan üsten
ABD'nin de yararlanması ve bununla ilgili sürecin söz konusu görüşmelerle
belirleneceğini kaydetti. Üssün statüsünde halen bir değişiklik olmadığını
belirten Azimov, Kislyak ile görüşmelerinde küresel güvenlik konuları ile bu
kapsamda füze savunma sistemleri konusunu, ayrıca ülkesinin bir numaralı
sorunu olan Ermeni işgali altındaki Yukarı Karabağ konusunu ele aldıklarını
söyledi. Kislyak da, Rusya lideri Vladimir Putin'in Gebele üssünün birlikte
kullanımı hakkında ABD tarafına yaptığı önerinin Azimov ile görüşmesinde ele
alındığını, bu konudaki görüşmelerin ABD tarafıyla sürdürüleceğini söyledi.
Moskova'nın Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşmasından (AKKA)
ayrılması halinde özellikle Ermenistan'daki askeri güçlerini artırıp
artırmayacağı sorulan Kislyak, ''Rusya halen AKKA'dan çıkmış değil. Bu
konuyla ilgili anlaşma süresi Aralık ortalarında sona erecek. Dolayısıyla henüz
Rusya'nın AKKA'daki sorumluluklarından vazgeçtiğini söylemek için çok
erken'', dedi. Rusya'nın İran'ın Buşehr kentinde yapmakta olduğu atom
4
santralini tamamlayıp tamamlamayacağı sorusu üzerine Kislyak, ''bu inşaatın
tamamlanacağını, İran ile aralarında bu konuda pürüzler olduğunu; ancak bu
pürüzlerin siyasi değil, ekonomik özellikte olduğunu'' söyledi. Kislyak, söz
konusu pürüzler nedeniyle atom santralinin faaliyete başlamasının 2008 yılı
sonuna kadar uzayabileceğini kaydetti. Öte yandan, ABD'nin Bakü Büyükelçisi
Anne Derse, Gebele üssünün Azerbaycan'a ait olduğuna dikkati çekerek,
üssün ortak kullanımıyla ilgili konuların Azerbaycan tarafıyla da görüşülmesi
gerektiğini söyledi. Açıklamasında, Gebele’nin ortak kullanımıyla ilgili öneriye
karşı çıkmadıklarını, üssün ABD'nin füze savunma sisteminin taleplerini ne
kadar karşılayabildiğinin belirlenmesi gerektiğini belirten Derse, Gebele
üssünün ortak kullanımının ABD'nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde füze
savunma sistemleri oluşturması planlarına alternatif olmayacağını ifade etti.
(AA)

Kazakistan Başbakanı Kerim Masimov, resmi ziyaret için Özbekistan'ın
başkenti Taşkent'e gitti. Masimov, 2 günlük ziyareti kapsamında ilk olarak
Özbekistan Başbakanı Şevket Mirziyayev ile görüştü. İki ülke başbakanlarının
baş başa yaptıkları görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkiler ele alınırken, ayrıca
iki ülke arasındaki ticari, ekonomik, yatırım ve maliye alanındaki iş birliğinin
geliştirilmesi konuları gözden geçirildi. Kazakistan Başbakanı Masimov, daha
sonra Özbekistan Başbakanı Mirziyayev ile birlikte, iki ülke devlet başkanları
himayelerinde kurulan Özbekistan-Kazakistan Devletlerarası Koordinasyon
Kurulunun ikinci toplantısına katılacak, ardından da Cumhurbaşkanı İslam
Kerimov tarafından kabul edilecek. Özbekistan-Kazakistan Devletlerarası
Koordinasyon Kurulu ikinci toplantısında, iki ülke arasındaki ilişkilerin durumu
ve perspektifleriyle ilgili konuların ele alınması beklenirken, bu görüşmelerin
sonunda taraflar arasında ticari, ekonomik, yatırım ve maliye, su, enerji,
karayolları ve taşımacılık ile sınır ticareti konularında iş birliği anlaşmalarının
imzalanması öngörülüyor. Özbekistan'daki temasları çerçevesinde Kazakistan
Kalkınma Bankası'nın Taşkent Temsilciliğinin resmi açılışını yapacak olan
Masimov, 27 Temmuzda ülkenin tarihi Semerkant şehrinde incelemelerde
bulunarak, aynı gün Astana'ya dönecek. (AA)
Avrupa Birliği

Türkiye, Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatında bulunma açısından dün İtalya'nın
başkentinde önemli bir anlaşmaya imza attı. Türkiye-Yunanistan-İtalya doğal
gaz boru hattı projesine ilişkin hükümetlerarası anlaşma, İtalya Ekonomik
Kalkınma Bakanlığında imzalandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi
Güler'in katılımıyla üç ülke arasındaki anlaşma, Hazar'daki doğalgaz
kaynaklarının Avrupa'ya taşınması açısından dönüm noktası olarak
değerlendiriliyor. İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanlığında imzalanan
hükümetlerarası anlaşmaya Türkiye adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Hilmi Güler, İtalya adına Ekonomik Kalkınma Bakanı Pier Luigi Bersani ve
Yunanistan adına da Kalkınma Bakanı Dimitris Sioufas imza attı. Bu
anlaşmayla Türkiye-Yunanistan doğal gaz boru hattının Adriyatik geçişi ile
İtalya'ya kadar uzatılması sağlanacak ve Hazar kaynaklarının Avrupa'ya
taşınmasının önü açılmış olacak. Bu arada ABD, bu anlaşmadan dolayı üç
ülkeyi de kutladı. (AA)
5

Terör örgütü PKK'nın elebaşlarından Rıza Altun'u yakaladıktan sonra serbest
bırakan Avusturya, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) daimi konsey
toplantısında sert eleştirilere hedef oldu. Daimi konsey toplantısında konuşan
Türkiye'nin AGİT Daimi Temsilcisi Büyükelçi Yusuf Buluç, ''Avusturya'nın,
uluslararası polis teşkilatı (Interpol) kırmızı bülteniyle arama ve tutuklama
kaydı bulunan terörist Rıza Altun'u serbest bırakarak Erbil'e gitmesine izin
vermesinin üzüntü verici ve kabul edilemez olduğunu'' söyledi. Avusturya
makamlarının bu kararının (terörist Rıza Altun'un serbest bırakılması)
terörizmle mücadele çabalarının güvenirliğini ciddi biçimde zedelediğine işaret
eden Buluç, ''Avusturya makamları, terörizmle mücadele konusundaki
sorumluluklarını ciddiyetle yerine getirmek isterlerse, eli kanlı teröristlerin
kolayca çıkış yapabilmesi için tur operatörlüğü hizmeti sağlamaktan daha
fazlasını yapmaları gerekir'', dedi. Buluç'un konuşmasına ABD heyetinden de
destek geldi. ABD temsilcisi de yaptığı konuşmada, terör örgütü PKK'nın
Avrupa'daki şebekelerinin kapatılması konusunda Türkiye ile yakın iş birliği
içinde çalışıldığını kaydederek, tüm AGİT ülkelerine, ''Kendi vatandaşlarını ve
komşularını terör tehdidinden korumak için sorumluluklarını yerine getirmeleri
ve teröristlere sığınak sağlamamaları'' çağrısında bulundu. (AA)
Dünya Basını
Economist dergisi Türkiye'deki 22 Temmuz seçimlerine ilişkin iki ayrı
makaleye yer vermiş. Bunlardan ilki, "Galibiyetin ağırlığı" başlığını taşıyor.
"İktidardaki AKP, tam bir seçim zaferi elde etti ama" diyor Economist, “partinin
temkinli davranma vakti de geldi." diye de ekliyor. “Erdoğan bir kumar oynadı
ve karşılığını aldı. Fakat bu sonuçtan güçlenerek çıkmış da olsa, kendisini bu
noktaya dek taşıyan siyasi hünerlerine hala ihtiyaç duyduğu kesin. “Erdoğan'ın
başarısının boyutlarını yeni bir siyasi haritayla tarif etmek mümkün:
Türkiye'deki 81 ilin neredeyse tamamı, Kürtlerin yoğun olduğu yedi il de dâhil
olmak üzere AKP'nin rengi olan sarıya büründü. Meclisteki kadın temsilci
sayısı ikiye katlanarak 50'ye çıktı. “Partinin, Avrupa Birliği'ni de, uzun zamandır
ertelediği üyelik müzakerelerine 2005'te başlamaya ikna eden ekonomik
reformları bu zaferde önemli rol oynadı. “Bununla beraber yeni cumhurbaşkanı
konusunda uzlaşma yolunu izleyeceğine yönelik sözleri, adaylığı ülkede kriz
yaratan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün bu role yeniden soyunacağı
imalarında bulunmasıyla, daha şimdiden sınav veriyor.” "Abdullah Gül'ün
siyasi İslam kökenli olması, milyonlarca laik Türk vatandaşını sokaklara döktü,
gerginlikler, orduyu müdahale etme tehditlerinde bulunmaya itti" diyen
Economist, Türkiye'nin müttefiklerinin Gül gibi deneyimli bir siyasetçinin iyi bir
cumhurbaşkanı olacağı görüşünü dile getirdiğine dikkat çekiyor ve şu soruyu
yöneltiyor: Peki, generaller daha önce bir kez veto ettikleri Gül konusunda geri
adım atarlar mı? “Laiklik yanlılarının kaygılarından yararlanan, Atatürk'ün
kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçimde yüzde 21 oy oranını aşamaması,
generallerin elini zayıflattı. Ama Erdoğan dikkatli hareket etmek zorunda.
Parlamentoda üçte iki çoğunluğa sahip olmadığından, Erdoğan'ın
cumhurbaşkanı adayını kabul ettirebilmek için Milliyetçi Hareket Partisi'nin
desteğini araması gerek. MHP lideri Devlet Bahçeli iş birliği mesajı verse de,
bunun karşılığında, ordunun PKK'ya karşı Irak’ın kuzeyine sınır ötesi harekât
düzenlemesine izin vermesi için, Erdoğan üzerinde baskı kuracak gibi
görünüyor. Erdoğan çoğu Kürt 20 bağımsız adayın da desteğini kazanmak
6
durumunda kalabilir. “Öte yandan, Erdoğan Gül'ün adaylığı karşısında temkinli
zira generallerle yeniden çatışmak istemiyor olabilir. Muhafazakâr kanat ise
Erdoğan'ın dört yıldır gündeme almadığı başörtüsü yasağını kaldırma,
ordunun nüfuzunu sınırlama gibi konuları yeniden gündeme getirmesi için
bastırabilir. Erdoğan seçim konuşmasında, "Partimizin yüklendiği sorumluluk,
artık her zamankinden daha büyük", demişti. Belki bu yük kendisinin tahmin
ettiğinden daha ağır olabilir.”
Economist'in yorum yazılarından biri ise "İslam ve Demokrasi: Türkiye'den
alınacak ders" başlığını taşıyor. Türklerin saygıda kusur etmedikleri ordunun,
siyasete karışmasını istemedikleri yorumunu yapan dergiye göre Müslüman
dünyasında demokrasinin geleceği açısından bakıldığında, Türkiye'den
alınacak dersler var ama temkinli yaklaşılması şart: “Türkiye az rastlanır bir
tarihe sahip. Kısaca anlatırsak, önce imparatorluktu, ardından halifeliği
üstlendi, birinci dünya savaşında kaybeden tarafın yanında savaştı, çaresizlik
içinde halifeliği kaldırdı, İslami acımasızca toplumsal sınırların dışına iten
modernleşmeci bir liderin, otokratik yönetimini kabul etti, sonra da yarım
yüzyıl, hükümetin dizginlerini bırakacak kadar güvenebileceği; ılımlı görünen
bir İslamcı parti için bekledi. “Bu yaklaşımda sorun şu: İster İslami sosyal ve
siyasal hayatın dışına çıkarma aşamasında olsun, ister bu hayata yeniden
kabul etme aşamasında olsun, bazen işler felaketle sonuçlanabiliyor.
“Örneğin, İran'a bakalım. Yirmili yıllarda Rıza Şah, Atatürk'ü izleyip, İslam'ın
rolünü azaltmak istedi ama İranlılar bu yaklaşımı memnuniyetle karşılamadı,
bu durum İslam devrimini getirdi. “Bir diğer örnek ise kabullenme aşaması için:
1992 yılında Cezayir'i hatırlayın. Bu olayda da laik yönetim, genel seçimde
zafer elden eden İslami Selamet Cephesi'ne iktidarı bırakacak kadar ılımlı olup
olmadığına karar vermeye çalışırken kontrolü kaybetti. Nihayetinde on yıl
süren savaşta 200 bin Cezayirli can verdi.” Hem İslami Selamet Cephesi hem
AKP için "Bir kez geldiler mi gitmeyecekler" anlayışının savunulduğunu yazan
Economist, "Hatta Erdoğan, demokrasiyi amaca ulaşıldığında inilecek bir trene
benzetmişti. Ama başbakan olarak o ve partisi, demokrasinin gerçekte ne
anlama geldiğini anlamış görünüyor. Bugün seçimde kaybeden AKP olsa,
iktidarı teslim edeceğine kimsenin şüphesi yok", diyerek soruyor: Peki ama
neden? “Bazıları bu sorunun yanıtının, Türkiye'nin laik anayasası ve
ordusunun, her an siyasete müdahale etmeye hazır olmasında yattığını
savunuyor. Bu fazla alaycı olabilir. Erdoğan'ın partisi, siyasi başarı ve
meşruiyetin, seçmenin isteklerini dinlemekten geçtiğini, karşılığında, seçmenin
de demokrasi oyununun kurallarına uyup İslamcı arzularını yumuşatmasını
beklediğini biliyor. “İslam dünyasının Türkiye'nin başarısından alabileceği ders
de burada gizli. Kurallara uymaya istekli olduğunu söyleyen İslamcı partilerin,
siyasete tamamen katılmalarına izin verilmeli. Mısır'da örneğin, Müslüman
Kardeşler, giderek artan toplum desteğine rağmen, siyasetin dışında tutuluyor.
Şimdi, siyasete girmelerine izin verme zamanı.
Daily Telegraph yazarlarından Simon Scott Plummer da " Avrupa Birliği'nde
modern, demokratik Müslüman bir ülkeye evet" başlığını atmış yazısına.
“Türkiye'de genel seçimlerin ardından İngiltere Dışişleri Bakanı David
Miliband, seçimin galibi AKP'ye "ulaşmaktan" bahsetti. Burada seçilen
"ulaşmak" fiili, Avrupa'nın 1952'de NATO'ya giren, 2005'ten bu yana Avrupa
Birliği'ne üyelik müzakereleri sürecindeki bir ülkeden yabancılaşmasını temsil
7
ediyor. "Ulaşmak", dışlanmış olana el uzatmayı ifade ediyor bir anlamda.
“Fakat Türkiye bu seçimde ordunun pek de üstü kapalı olmayan müdahale
tehdidini mağlup eden bir demokrasi deneyimi yaşadı. Avrupa Birliği bu
deneyimi övgüyle karşılamalı. Canlı bir ekonomiye sahip demokratik bir
Müslüman ülke, Köktenci İslam tehdidiyle karşı karşıya olan kıtada
memnuniyetle karşılanmalı.
8
Download