ll " ISLAM'DA • AILE ve ÇOCUK • • TERBIYESI (II) o İstanbul2005 {Qj ~ ENSAR NEŞRİYAT Ticaret Anonim Şirketi © Tebliğierin muhteva ve dil bakımından sorumluluklan tebliğ sahibine, telif haklan İSAV'a eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat'a aittir ISBN : 975-6794-39-9 İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi: 18 Kitabın Adı İslam' da Aile ve Çocuk Terbiyesi (Il) Yayma Hazrrlayanlar Dr. İsmail Kurt Seyit Ali Tüz Editör Prof. Dr. İbrahim Canan Dizgi- Mizanpaj Ensar Neşriyat Kapak Tasanm Kenan Ağırman Baskı Karmat 2. Basım Nisan 2005 İsterne Adresi Ensar Neşriyat Tic. A.Ş. Süleymaniye Cad. No: 13 Süleymaniye 1İstanbul Tel : (0212) 513 43 41 - 513 03 09 Faks : (0212) 522 46 02 www .ensarnesriya t.com İSLAM'DA KADININ ÖNEMİ ve YERİ Yard. Doç. Dr. Abdiilkadir ETÖZ Selçıık Üniversitesi İlalıiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Her yönüyle İlahi bir sistem olan İslam, insana, insan olduğu için değer verir. Kadını, köleyi, hizmetçiyi ve işçiyi -müslüman oldukları takdirdeefendileri ile kardeş ve hukuken eşit kabul eder. Evde veya iş yerinde, efendiye veya patrona O'nun talimatı şudur: "Sizin eliniz altındakiler, sizin din kardeşlerinizdir. Yediklerinizden onlara yedirin, giydiklerinizden onlara giydirin. yükü onlara yüklemeyin. Ağır iş teklif ettiğinizde onlara 1 olımuz ... " Taşıyamayacaklan ağır yardımcı Buhari ve Müslim'in sahih seı:ı.etle rivayet ettikleri bu hadise göre, İs­ köleye2 bile sınıf farkı gözetmeden iyi ve güzel davı:anmayı emrettiğini görüyoruz. İslam'ın ve onun mukaddes kitabı Kur'an'ın yegane mübelliği Hz. Muhammed (s.a.v), İslam'da kadının yerini ve değerini en anlamlı bir biçimde şöyle açıklar: "Kadınlara hayır ve iyilik tavlam'ın yanlız kadına değil, siye edin (Onlarla güzel ve nazik ilişkiler kurarqk geçinin). Zira kadııı eğri (nazik) bir (kaburga) kemiğinden yaratılmıştır... Onu doğrultnıağa kalkarsaııız kırarsıııız. Kendi haline bırakacak olursaııız eğri kalır''. 3 Buhar!, K. İman: 22 K. ltk:IS; Müslim, K. İman: 40. 2 Kölelik müessesesinin mucidi kadim (antik) çağların zalim -savaş suçlusu mütegalibedir. İslam dini, insanların her kötü alışkanlıkları gibi bunu da zaman içinde kaldırınaya matuf emir, tavsiye ve uygulamalı çalışmalarla tedricen yasaklamıştır. Buhar!, K. Enbiya: 1, K. Nikah: 80; Müslim, Rada; 62. 376 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II) Bir hadiste ise şöyle buyurulmuştur: "Miimi11 hiç bir erkek, mümine hiç bir kadına kızıp kin beslemesin. Zira erkek kendi eşinin bir huyunu beğeıımezse, başka bir huyuııu beğenip hoşnutluk gösterebilir." 4 Efendimiz (s.a.v) Veda Hutbesi'nde, kadınların haklarına temasla şu mesajı veriyordu: "Ey insanlar! Kadınlarıııız üzerinde lıakkıııız, kadıııların da siziıı üzerinizde hakları vardır... " 5 Buradaki "Ey insanlar!.." hitabı kadın-erkek müslümanlaradır. "Miiminlerin imaıı yöııiinden en kilmili ve ahliikı en güzel olam, onların da en seçkin ve lıayırlıları; kadınlara karşı en iyi, nazik ve kibar davranan kimseler" yani çelebileı-6 olduğunu vurgulamıştır. Buradan şunu anlamak mümkündür. Hayırlı erkekler hem mü'min hem de kadınlara karşı nazik ve kibar davranan kimseler olduğu gibi, hayırlı kadınla·r da hem mü' mine olan, hem de diğer kadınlara karşı haset ve kin beslemeden iyi davranan ve hoş geçimli kadınlardır. Zira kadınların birbirleriyle alay etmesi ve kıskanmaları çok dikkat çekicidir. Bu durumu Kur'an yasaklamıştır.? Kur'an, erkeklere olduğu kadar, kadınlara da hitap eder. Hatta kadınlar ile ilgili, önemli konuları ihtiva eden Nisa Silresi, onların adını taşır. Kur' an' da kadınlara da Allah'ın vahiy gönderdiğine dair bilgiler buluruz.8 Bir hadiste de, "Kadınlar erkeklerin şakzkidirler" diye buyruluyor. 9 "Şak!k" bir bütünün, tam ortadan bölünen yarısı demektir. Eşit iki parçadan birisidir. Yani kadınla erkek bir bütünü tamamlayan iki yarımdan biridir. "Kadın olsım, erkek olsun, kim iyi işler yaparsa cennete girecektir" 10 "Mü'miıı erkeklerle, m ii 'mine kadııılar birbirlerinin velisidirler"11 "Erkeklerin kazandıklarıııdan bir pay olduğu gibi, kadınlarm da kazan dıklarmdan bir pay vardır". 12 4 Müslim, et-Tergib 3!333 (Mısır, 1933). M. Hüseyin Heykel, Hz. Mulımıımed Mustafa, s.435, İstanbul, 1948. 6 Osmanlıca "Çelebi" tabiri İngilizlerin centilmen (gentleman) dedikleri şey. 7 Hucurat, 49/11. 8 Kasas, 28/28 (Tebliğ ilc m~ikellef olmayan Hz. Meryem anası gibi vahiy almış fakat nebi değildir.) Ebu Davut, Teharel, 94. 10 Nisa, 4/124. ll Tcvbc, 9/71. 12 Nisa, 4/32. Aleyhesselamı da Hz. Musa'nın İSLAM'DA KADININ ÖNEMİ ve YERİ 377 Kur' an' da, kadın veya dişi anlamına gelen "nisa, nisve, imrae, unsa= (._?i 1öi.rı \ö _,_...; \>-W) kelimeleri . türevleri ile beraber seksenbeş defa zikredilirken, erkek anlamına gelen "racul, zükur, mer'ü= (j.r !J~~ !~J) kelimeleri de türevleri ile beraber -bir farkla seksenaltı defa zikredilmiştir. 13 K~r'an' da ve hadiste erkek ve kadına hitap edilirken, çoğu defa bu iki cinse ayrı ayrı hitap edilmez; ikisini de kapsayacak şekilde, müşterek bir kelime veya cümle kullanılır ki, buna Arapçada "tağlib" kaidesi denir. Kur'an'da ve hadiste bunun daha iyi anlaşılınasına misal teşkil eden kelime "men" sözüdür. Bu kelime ile erkek olsun kadın olsun bütün akıl sahipleri kastedilir. Nitekim bu kelimenin karşılığı Türkçeye terceme edilirken "kim" veya "kim ki" diye çevrilir. İlim İslam'ın hayatıdır. Kadın olsun erkek olsun, ilim tahsili ve eğitim konularında daha çok "men" kelimesine yer verildiğini görürüz. "Kadın da erkek gibi kendi imkanları ölçüsünde ilim öğrenmeye elıildir. Çünkü "Allalı kimin lıakkmda hayır mıırad ederse, onu dinde anlayışlı ve bilgili kılar" 14 sözü ile Efendimiz (s.a.v) bunu her iki cins için de kullanmıştır. Öyle ki, kim dini ilimler öğrenir ve bu bilgileriyle amel ederse şüphesiz Allah onun hayrını artırır ve şerefini yüceltir. Böyle olan kadın veya erkekler dünyada kı,ıtlu ahirette mutlu mertebelere ulaşır. İlim mertebesi, fazilete sebep olduğu için, aziedilemez ve geri alınamaz bir rütbedir. Mesela, Kur' an' da sena edilen Hz. Meryem validemizi az'ize yapan böyle bir ilimdir ki, milyonlarca erkeklerden daha faziletli dir. "Kim de ilim elde etmek için yola çıkarsa, Allalı ona, cennete uzanan yolları kolaylaştırır:'. 15 Bu hadiste belirtildiği gibi kadın, özel durumu elverdiği ölçüde ilim elde etmelidir. Bu da "kim" veya "men" kelimesinin karşılığı olarak kadın ve erkeği temsil eder. Yüce dinimiz, her akıl sahibi kadın ve erkeğe, dünya ve ahiretini kazandıracak, faydalı bilgileri öğrenmeyi ernretmiştir. ·Kadını istisna etmeden "İlim arayıp öğrenmek her müslümana farzdır. İlmi, ehil olmayana tevdi eden, domuzların boynuna inci ve altın kolye takan, kimseye benzer" 16 denilmiştir. 13 M. Fuad Abdulbaki, 14 Buhar!, İlim: 10; Müslim, İmaret: 75; Tirmizi, İlim; 4 İbn Mace, Mukaddime: 17; Taberani, Kader: 8; Ahmed B, Hanbel 1/306-2/234. el-Mu'cemu'/-Mi~felıres Li el~fazi'l-Kur'aıı-ı Kerim (ilgili maddeler). ı> Buhar!, İlim: 10; Tirmizi, Kur' an: 10; Ebü Davud, İlim: 1. 16 İbn Mace, Mukaddeme: 17. İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II) 378 Bazı ~llimler bu farz olan ilmin, "zarfırat-ı diniyye" kabilinden farz ve bildiren ilmihal bilgileri diyariarsa da; bir kadının bilmesi gerekli olan ve dünyayı ilgilendiren çocuk bakımı, zorunlu tıbbi bilgiler, ev ekonomisi, temizlik gibi bilgiler de vardır. Kaldı ki çocukların ilk mürebbiyeleri olan kadınların dim ve dtinyevl hususlarda çok şeyleri bilmeye ihtiyaçları haramları vardır. KADIN ERKEGE EŞİT Mİ? YOKSA FARKLI MI? Allah kadınları erkeklere eşit yaratmamıştır. Aslına ·bakılırsa kairıatta hiç bir şey birbirine eşit değildir. Alemdeki adalet, bir eşitlik temelinden hareketle temin edilJ:TlİŞ değil; eşyanın vezni, sosyal düzen ve hakkın ikamesi için kozmik bir armoni içindir. Denge ve vezindir (uyumdur). Mfısikide notalar eşit olmadığı için ahenk ve melodi dinleriz. Bu kısa mukaddimeden sonra, kadınla erkeği İsl~m'a göre muvazene edelim: 1) İslam dininde kadın-erkek eşitliği her hususta değil, sadece insan olması açısından bazen de kadın ve hukuki yönden kadın erkeğe eşittir. Bazı hallerde erkek, (tercihen) erkekten üstün olur. Genelde kadınla erkek eşit değildirler. 2) Kadınla erkeğin eşit olmadığı en belirgin durum görevleridir. Ayrıca biyolojik, psikolojik yapıları, beyin gramajından kan yoğunluğuna, sinirsel algılamalardan heyecan grafiğine, adale yapısından kemik çatısına, cinsel organindan vücut düzenine kadar farklılıklar arzeden kadın fizyolojik, biyolojik ve psikolojik cihetten erkeğe eşit değil; fakat manen ve hukuken eşittir. ekolojik dengeyi bozmamaktır. Hayvanatın hakkı, fıt­ uygun bir ortamda yaşamalarını sağlamak Ve onlara eziyet etmemektir. Kadınlara gelince, kadınlar insanlardan ayrı bir varlık değildir ve yalnız onlara mahsus haklar olamayacağı için kadınların hakları da insan hakları içinde mütalaa edilmelidir. Kadın hakları savunucuları, hukuken erkeğe eşit olan kadını, başka bir mahlukmuş gibi -sözde~ savunuyorlar. İnsan olma bakımından, dini, hukuki cihetten kadın erkeğe eşit olarak zikredilir.17 Yani görevleri farklı olmakla beraber, insan olarak hak ve hukukta eşittir. Çocuğu doğuran ve onu emziren annedir; eşini. ve çocuğunu beslemek için çalışmak zorunda kalan da babasıdır. 3) Tabiatın hakkı, ratlarına 17 Hucural35. İSLAM'DA KADININ ÖNEMİ ve YERİ 379 4) İslam'da kadın erkeğe eşit değildir ve görevleri farklıdır. Çünkü, bir adam Peygamberimiz'e gelip sordu: "Ey Allah'ııı Rasü.lii! İıısaıılam iyilik etmek istesem, buna eıı çok kim layık? Rasfılullah buyurdu ki, "Senin aııaıı ". Adam tekı·ar sordu: "Sonra kim?" .Rasfılullalı Efendimiz buyurdu ki: "Senin anan" Adq.m tekı-ar sordu: "Sonra kim?" Rasillullalı (s.a.v.) sadece "Seniıı babmıdır" 18 buyurdu. Bun- üzerindeki hakkı babaya eşit değil, farkÇünkü annenin, çocuğu üzerindeki görevi daha ağır­ dır. Doğurmak, emzirmek, beslemek ve temizlemek yanında, mürebbilik, din eğitimciliği, nihayet ömür boyu fedakarlık içinde şefkat kahramanlığıdır. Mall yönden üstün olabilen baba bu kahramanlıkta anneden üçte bir hakla daha geri kalacaktır. dan lıdır anlAşıldığı ve daha üzere; ananın eviadı fazladır. kuvvetlidir. Çoğu sahalarda daha güçlü olan erkeğe göre kadın zayıf yaratılmıştır. Erkeklerin güçlü kuvvetli yaradılmış olmaları onların kadınlardan üstün olduğu anlamına gelmez. Üstünlükten maksat, kemiyet değil keyfiyettir. Bu keyfiyeti Kur'an şöyle açıklar: "Şüphesiz Allalı 5) Erkek, kadından katmda sizin en üstüııünüz (ekrenıiııiz) O'ndan (Allalı'taıı) en çok korkmıızdır". 19 Bu korkunun menşei (kaynağı), ilim ve hikmet, cömertlik ve yardımseverlik, yaratandan dolayı yaratılmışı hoş görmektir. Kadınlar ekseriyet itibariyle, çocuklar için ev eğitin: ve öğretiminde erkeklerden önde gelm:ektedirler. beyin yapıları farklı olarak te' sis ve tekmil edilmiş­ kabul edenlerle etmeyenler arasında bir savaş başlamıştır. Oxford Üniversitesi'nde genetikle- ilgili bir araştırma yapan Anne Moir, "Beyin Cinsiyeti" adındaki çalışmasında, kadın ve erkek arasındaki gerçek farkı şöyle belirtmektedir: "Beyin, kadm ve erkekte farklı 6) Erkek ve tir. kadının Kadınla erkeğin fıtı·'i farklılığını olarak kurulmuştur. Hormonlar sebepiyle erkek ve kadın beı;inleri, gelen haberleri farklı tarzda işleme ttib'i tutar. Bu da farklı idrake ve sezişe, farklı değerleııdinneye ve farklı davranışlara yol açmaktadır. Bu yüzden kadınlar tehlikeyi daha erken seziyorlar... 20 Erkekler, kadınlardmı farklıdır. Kabiliyet ve davranışlarda onlar birbirinin aynıdır demek, bir cenıiyeti biyolojik ve ilmi bir yalan üzerine inşa etmek olur... "21 ıs Tecrid-i Sari/ı, C.12, 5.120 (Diyanet Ya. 1973). 19 Hucurat, 49/13. 20 Bize göre bütün canlılarda zafiyet (Tropizm). arttıkça algılaşma ve tehlikeyi sezme hissi dakikleşir 21 USA Today K. S. Peterson (Tercüme: H. Hüseyin Korkmaz). , hassaslaşır, İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il) 380 BİR İNSAN OLARAK KADlN ERKEKLEAYNI HAKLARA SAHİPTİR 1) ŞAHSI HAKLAR: Bu hususta en başta gelen eğitim ve öğretim hakkı­ dır. Ortalama insanların yarısı kadın olduğuna göre Hz. Peygamber' e dinlerini öğrenmek için gelen insanların yarısına, yani kadınlara peygamber hanımları yardımcı oluyorlardı. Bu hususta Hz. Aişe (r.a) başta gelmektedir. ·Şahsi faz'iletler için kadın-erkek farkı gözetmeden bir imkan eşitliği sunar. Kadının evlenme çağında ailesinin görüşü alınm:akla beraber, kendi n- zası olmadan zorla evlendirilmesi söz konusu olamaz. İbn Abbas'ın haberine göre bir kız. Rasulullah'a (s.a.v) gelerek kendi nzası olmadan babasının evlenmeye zorladığını söyledi. Bunun üzerine Allah Rasfrlü (s.a.v) o kıza evliliği kabul veya red etme hususunda tercih hakkını verdi. 21 Bu haberi te'yid eden bir rivayete göre kız dedi ki: "Aslında ben bu evliliği kabul ettim. Fakat ebeveynin bu hususta (belli bir koca için baskı yapmaya) hakkı olmadığını kadınların. bilmesini istedim" 23 sözü ile kızcağız tahmin ettiği gibi müşrik Arap adetinden daha fazlasını İslam'ın ona verdiğini gördü ve bunu ilan etti. Kadının -burada ta' dat etme fırsatı bulamayacağımız kadar- birçok şahsi hakkı vardır. İbadet, miras, ticaret ve malını tasarruf gibi vs. 2) AİLEVf HAKLAR: Evin tanzimi, çocukların bakımı, ev ekonomisine katkısı, misafirlere ikramı, belli ölçülerde akraba ziyareti, çocuklarla oyun ve kısa süreli gezileri gibi haklar vardır. din ve iffetini korumak şartı ile eşi ve çocuklarım ihmal etmeden herhangi bir işte çalışabilir. Nisap miktarına ulaşan malından kocasına sormadan infak ve zekat verebilir. ibadet, sosyal hizmet ve iffetli olma hususunda erkek ile kadın aynı çizgide ele alınarak her ikisine birden şöyle hitap edilmekte.dir: "Mümin ve müslümaiz erkeklerle kadınlar, ken3) SOSYAL HAKLAR: Kadın dilerini ibadet ve taata veren erkek ve kadınlar,· (niyet ve davranışlarında) doğru ve samimi erkek ve kadınlar sabredeız erkekler ve kadınlar, gönülden sadakat gösteren erkekler ve kadınlar, sadaka (ve zekat) veren erkek ve kadınlar, oruç tutan erkek ve kadınlar, iffet ve ııamuslamıı kanıyan erkek ve kadınlar ve yüce Allah'ı çokça zikreden erkek ve kadınlar (var ya), işte Allah onlara mağfiret ve büyük bir mükiifat lıazzr­ lamıştır".24 Bu ayette görüldüğü 21 Ahmet b. Hanbel, H. No:2469. 23 İbn Mace, H. No:1873. 24 Ahzab, 33/35. gibi kadın, değer itibarıyla erkek ile birlikte İSLAM'DA KADININ ÖNEMİ ve YERİ zikredilerek tulmaktadır. 381 şahsiyeti onore edilmekte, manevi kazancında erkeğe eşit tuHiç bir dinde kadın, erkekle bu konuda eşit tutulmamıştır. 4) TASARRUF HAKLARI: Kadın, her türlü meşru haklarını dilediği gibi tasarruf etmeye yetkilidir ki (1200'lü Magna Carta' dan, 1789 Fransız ihtilali'nden 1940'lı yıllara kadar kadının malına vesayet koyan Avrupa'dan çok önceleri) 1400 küsur seneden beri İsHim ona bu hakkı vermiştir. 5) MÜLKİYET HAKLARI: Kadının bu hakkı İslam' da aynen erkek gibidir. Kazanç yolu da erkeğe benzer. Yani o, bu mülkünü ticaretle, miras veya hibe yolu ile elde eder. Tasarrufu da ona göredir. 6) EGİTİM HAKLARI: "him, kadın ve erkek her müslümana farzdır." 25 sözü helal ve hararnı bilme zorunluluğundan dolayı özellikle (farz-ı 'ayrı olan) ilmihal bilgisidir. Genellikle insanlar için mücerret faydalı olan, ülkenin, sosyal çevrenin ve ailenin şer'an müsait olduğu bir ortamda kadınların da erkekler gibi farz-ı kifaye ilimleri öğrenmeleri gerekir. Çünkü cemiyetin yarısı kadındır. Çocuklar, ilimsiz ve eğitimsiz kadınlara bİrakılamaz. Tıbbi bilgilerde, doğum ve çocuk mütehassısı olma sahasında kadın, erkekten daha elyak ve evladır. KADININ ERKEKLE EŞİT OLMADIGI ÜÇ KONU Mirasta, şehadette ve nik§hta kadın erkeğe eşit değildir: a) Sosyal bir zaruret olarak kadın, neden mirastan erkeğin yarısı kadar Bütün dünya bilir ki fizik olarak erkekler güçlüdür. Ağır işleri onlar yapar. Aile reisi erkektir Ve ailenin geçimini temin etmekle erkek mükelleftir. Buna nispeten kadın zarif, naif ve erkeğe nispeten zayıftır. Erkekler koruyucu, kadınlar korunandır. Savaş ve ağır sanayi gibi tehlikeli ve ağır işler erkeklere aittir. Her alanda erkeklerin ihtiyacı kadınlardan daha fazladır. Adale ve kafa yormada erkek ön saftadır. Bu d~rumda, babadan kalan bir ekmeğin yarısı erkek kardeşin, diğer yarısı da iki kızkardeşin olursa adalet olur. Çünkü aynı zamanda erkek kardeş bu yarım ekmeği evde karısı ve çocuklarıyla paylaşacak, diğer iki kız kardeş çeyrek ekmekleri ile (evin geçimi kocaya ait olduğundan) aile sofrasına ilave bir katkıda bulunacaktır. alır? b) Psikolojik zaruret: Kız bekar ise, erkek kardeş ona bakmak ve korumakla mükelleftir. Evli ise; babadan kalma servetin yarısını el evine taşıma­ malıdır. Mirastan erkeğin yarısı kadar almakla ailesi ve kardeş'leri onu sevmelidir. Zaten ihtiyacı erkek gibi değildir. 25 İbn Mace, Mukaddinıe:l7. İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il) 382 c) Bir kavga veya heyecan verici bir olay erkeğe göre kadını aŞırı derecede etkiler. Genelde beyin yapıları -erkeğe göre- eşit olmayan kadınlar, ekseriyetle hissi davranırlar. Olayları daha objektif ve mantıklı olarak hatır­ Iayıp açıklayamazlar. Heyecanlı ve korkunç bir olayda ancak iki kadından biri diğeri_ne yardım ederek yanlış düzelebilir, objektif ve doğru bir şekilde olayı hatıriayıp açıklarlar. Mesela bir anne, terörist oğlu için (şefkati sebepiyle) her zaman başkalarını suçlarken baba daha mantıklı ve suskundur. Bu sebeple, Allah yarattığı mahlı1kunu bizden daha iyi bilir. Bundan da anlaşıldığı üzere iki kadının şahitliği bir erkek gibidir. Çünkü birinin unuttuğunu diğeri,tamamlar. 2 6 d) Nikahlanma tamamen biyolojik ve fizik! bir zarurettir. Erkek ve kacinsiyette eşit değil, farklıdır. Zamret h~Hinde iki eşle evlenen erkek, bu fıtrl ve tabii ihtiyacı, her bakımdan normal olarak sürdürürken bir kadının iki eşle bunu yürütmesi imkansızdır. En azından çocuğunun babası tayin edilemez. Kadınların ay ve lahusalık halleri onlar için bir za'fiyettir. Bu fıtrl ve tabii bir kanundur. Zamret olmadıkça hiç bir erkek iki veya dört hanım almaz. dın, Kadınların görevleri cihetiyle farklı olmaları onlar için bir noksanlık Görevdeki eşitsizlik bu farklı yaratılıştan kaynaklanmaktadır. Zira yönetenler ve komutanlar da emirleri altındaki insanlarla gö~evde eşit değil, hukukta eşittirler. değildir. 26 Bakara 2/2P.2.