Mezbahaya Rap Rap

advertisement
Mine G. Kırıkkanat
Mezbahaya Rap Rap
okuyan Türkiye’den, niçin edebiyatımıza fantastik kurgular katan
çok yazar çıkmadığını merak eder, dururum. Genelinde akıllı
gençleri, özelinde hayal gücü geniş genç yazarları coşkuyla
desteklemek için yakından izleyen bendeniz, bugünlerde sevgili
«kızım», değerli romancı ve MGKmedya sitesi yazarı Berrak
Yurdakul’un çok beğendiğim «Konuşmayan Tavus Kuşu
Camio»dan sonra yazmakta olduğu fantastik romanı heyecanla
beklerken…
Meğer bir genç yazar, Deniz Hasret, ilginç bir fantastik romana
imza atmış,
üstelik yayınlamayı başarmış: ÇOBAN*
©Ali Arif Ersen
«Bütün hayvanlar bağırıyordu.
‘Muhammed ölüyor!’
Yukarıya baktı Çoban’ın eşi. Üzerine büyük kaya kütleleri
geliyordu. Geriye çekilerek birkaçından kurtulmayı başarmıştı.
Fakat sarsıntı artınca, mağaraya geri döndü.
‘Hayır! Bize doğru gel !’ diye bağırdı iki kadın peri, ama çok geçti.
Mağaranın ağzını büyük bir kaya kütlesi kapatmıştı.
‘Muhammed ölüyor!’
Periler uçuşuyor, melinler kaçışıyordu etrafta. Yıkılan ağaçlar,
yarılan yer ve dağlardan yuvarlanan kayaların sarsıntısına
rağmen, periler kucaklayabildikleri kadar melini kucaklayıp,
havalanıyorlardı.
Muhammed’in katı tamamen çökmüş ve yer yer yanıyordu.
Uzun ve büyük ağaçlar bile kül içinde kalmıştı. Kapıya çok
yakındı Çoban. Gittikçe küçülen ırmağa yakınlaştı, kendisini
gördü. Bembeyaz gözleri vardı Çoban’ın. Öteki beyaz arslanların
sarı göz bebekleri vardı, ama onun gözleri de beyazdı. Belinin
sağ tarafında tuttuğu kırbaç da ağarmıştı. Kollarını yana doğru
açıp havaya kaldırdı. Daha da güçlenmişti Çoban. Kükreme
sesini en çok kendisi merak ediyordu. Bütün kudretiyle kükredi.
Öyle ki…
O bile duydu, Çoban’ın kükreyişini…»
***
Gelecek zamana ayarlı bir roman yazarı olarak, Tolkien’in
fantastik romanlarını tüm dünya ile aynı zamanda ve aynı ilgiyle
http://www.mgkmedya.com
Yukardaki alıntılar, altbaşlığı «Hz. Muhammed’in DNA»sı olan bu
romandan.
Deniz Hasret, katlara ayrılan bir evrende perilerin, insana
benzeyen «melin»lerin yaşadığı bir dünya betimlemiş. Bu
dünyada beyaz ve siyah arslanlardan oluşan ordular kurmuş,
kaplanları iblisin emrine vermiş. Ve Almanların Topkapı’daki
Sakal-ı Şerif’i çalıp Hz.Muhammed’in DNA’sını ele geçirdiği
siyasal bir kurguda, ABD’nin işgaliyle başlayan bir dünya savaşı
hayal etmiş. «O» diye tanımlanan Allah’ın pek karışmadığı,
kimseyi kurtarmaya da çalışmadığı bu savaşta, iyilik ve kötülük
ordularının çatıştığını düşlemiş…
Deniz Hasret’in ÇOBAN romanı, Tolkien’in «Yüzüklerin Efendisi»
tadında,
zengin içerikli, çok güzel bir masal, tamamen fantastik bir
roman. İçinde
ne herhangi bir dine atıf var, ne de herhangi bir inanç, kutsal bir
kişiliğe
saldırı ya da hakaret…
***
Gel gör ki salt (ve sanırım alt) başlığı yüzünden, yazarın başına
gelmeyen
kalmamış ! Kitabın dağıtımı, İstanbul’da «yapılamamış». Yalnız
Ankara’da
ve «tanıdık» bir kitapçı, beş gün süreyle, o da saklı gizli bir
köşede beş
gün tutmuş kitabı, sonra kaldırmış. Deniz Hasret, romanını
internet üstünden
satabilmek için e-kitap sitelerine başvurmuş, hiç birinden
olumlu yanıt alamamış. Emek verdiği romanı, Facebook’ta
tanıtacak olmuş, bir günde üç yüzü aşkın hakaret mesajı almış.
Hiç tanımadığım ve gönderdiği kitapla haberdar olduğum
kendisinden aldığım e-posta’da, mail adresini de değiştirmek
zorunda kaldığını, çünkü facebook’taki tanıtımdan sonra mail
adresinin virüs saldırısına uğradığını belirtiyor ve «Yoruldum,
çok yoruldum, ama direnmeye devam…» diyordu.
Pazar, Haziran 5, 2011 - Sayfa 1 / 2
Mine G. Kırıkkanat
Mezbahaya Rap Rap
İşte size, üç yılda on milyon «tüp seçmen» yaratılan fantastik
Türkiye’de
demokratik seçimlere bir hafta kala düşünce özgürlüğünün son
fotoğrafı : Yetkili zihniyetin suç bulmadığı bir kitabı, etkili
zihniyet yasaklıyor… Böyle bir demokrasinin romanı fantastik
bile değil, «fantazmagorik» türde yazılır ancak !
*Deniz Hasret/ Arı Kitap, 2011
«Ben insanların yarattığı Tanrı’ya değil, insanları yaratan
Tanrı’ya
inanırım.»ALPHONSE KARR
«G» NOKTASI
Cumhuriyet yazarı, değerli dostum Ali Sirmen, dün «tarihsel»
yazılarından birini yayınladı ve hepimizin bildiği vahim durumu,
vurucu bir hesapla açıkladı: TSK’da general ve amiral
düzeyindeki her üç subaydan biri ve PKK ile savaşan tüm
komutanlar, artık mahpus. Hiç birinin henüz mahkumiyeti yok,
ama tutuklu yargılanıyorlar.
Devleti, valisi, emniyeti, yargısıyla hükümete bağlayan AKP
iktidarının, Hrant Dink’in cinayetini çözmekte «aciz» kalırken,
orduyu tasfiye etmekte gösterdiği başarıya bakılırsa, Ali
Sirmen’in güdülen politikayı «PKK ile barış, TSK ile Savaş» diye
saptaması, gerçeği yansıtıyor.
2006 yılında «Gölge CİA» diye anılan Stratfor dergisinde
yayınlanan BOP haritasının toprak yitirecek ve bölünecek diye
işaretlediği ülkeler arasında, henüz dokunulmayan bir Türkiye,
bir de İran kaldı. Diğerleri aynen haritada gösterildiği yönde, ya
bölündü, ya da iç savaştalar…
Türkiye’yi kim, nasıl bir sona hazırlıyor, bilmem fal açmaya gerek
var mı?
http://www.mgkmedya.com
Pazar, Haziran 5, 2011 - Sayfa 2 / 2
Download