BASIN BÜLTENİ 20 EKİM 2014 Toplantılarınıza hep geç kalıyor, işlerinizi bir türlü yetiştiremiyor musunuz? NEDENİ İŞ YOĞUNLUĞU DEĞİL, DİKKAT EKSİKLİĞİ OLABİLİR! Randevularınıza sık sık geç mi gidiyorsunuz? Yapmanız gereken işleri not alıyor, ancak bunları nereye koyduğunuzu bile unutuyor musunuz? Çocuğunuzun veli toplantısına gitmeyi planlarken, işe dalıp toplantı saatini kaçırıyor musunuz? Yanıtınız ‘Evet’ ise bu sorunlarınız hemen herkesin yakındığı ‘iş yoğunluğu’ olabilir elbette. Ancak aklınızda bulunsun, bu durumları sıkça yaşıyorsanız, altında yatan neden ‘yoğunluk’ değil, ‘dikkat eksikliği’ olabilir.” “Dikkat” denilince aklımıza sadece odaklanmak ve dikkat kesilmek geliyor. Oysa dikkat oldukça kompleks bir işlevimiz ve kabaca 3 bölüme ayırabiliriz: Dikkati bir şeye odaklamak, odaklandıktan sonra sürdürmek ve dikkati çelen başka bir durum olsa bile kaldığımız yerden tekrar devam edebilmemiz. Ancak dikkat eksikliği yaşayan kişiler bu 3 alanda ayrı ayrı ya da tümünde sorun yaşıyorlar: Herhangi bir şeye odaklanamıyor, dikkatlerini sürdüremiyor veya dikkatleri kolayca çelinip kaldıkları yerden devam edemiyorlar. Acıbadem Fulya Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Aylin Aksoy Çoban, dikkat eksikliğinin mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, “Çocukluktan itibaren tedavi alan kişiler, akademik ve sosyal açıdan daha başarılı oluyorlar” diyor. Dikkat eksikliği çocuklukta başlıyor Psikiyatri Uzmanı Aylin Aksoy Çoban, dikkat eksikliğinin çocuklukta başladığını ve toplumda yüzde 5-9 gibi yüksek oranlarda görüldüğünü belirterek şu bilgileri veriyor: “Bu çocuk ya da ergenlerin 3’te 1’inde sıkıntılar erişkin olduklarında da devam ediyor. Bu grup daha şanssız olarak nitelendiriliyor, çünkü genetik olarak kodlanmış oldukları için bazen her türlü çaba ve tedaviye rağmen hastalık düzelmiyor. Ancak çocuklukta teşhis edilir ve tedaviye devam edilirse hastalık erişkin yaşlarda devam etse bile sonuçlar daha yüz güldürücü oluyor.” Kadınların dikkati daha dağınık! Psikiyatri Uzmanı Aylin Aksoy Çoban, dikkat eksikliğinde risk altında olan kişileri şöyle sıralıyor: Dikkat eksikliği kız çocuklarında daha sık görülüyor. Bu çocuklar büyüyüp erişkin olduklarında dikkati dağınık bir kadın haline geliyor. Kızlarda dikkat dağınıklığının daha çok görülmesinin, genetik taşınmanın şekliyle ilgili olduğuna dair çalışmalar mevcut. Erkek çocuklarında hastalık hiperaktivitenin olması nedeniyle daha gürültülü biçimde seyrederken, kızlarda sadece dikkat dağınıklığı görülebiliyor. Ailesinde genetik olarak dikkat eksikliği yaşayan kişilerde çok daha yüksek oranda ortaya çıkıyor. Birçok hastalık gibi genetik geçişli oluyor. Kalıtımın rolünün yüzde 80’lere kadar çıktığını gösteren çalışmalar mevcut. Aile öyküsünde manik depresif hastalığı olanlarda da daha sık görülüyor. İşler yolunda gitmezse kolayca depresyona girebiliyorlar Dikkat eksikliği aslında tanısı kolay konulan bir hastalık olsa da çoğu zaman atipik depresyonla karıştırılıyor. Çünkü hastalar özellikle yaşamlarında işler yolunda gitmediğinde, akademik başarısızlık yaşadıklarında veya özel ilişkilerini yürütemediklerinde kolayca depresyona giriyor, doktora da ancak bu tür sorunlarda başvuruyorlar. “Bu durumda çoğu zaman dikkat eksikliği tanısı atlanıyor ve hastaya sadece antidepresan tedavisi uygulanıyor” diyen Psikiyatri uzmanı Aylin Aksoy Çoban, “Oysa depresyon sadece bir sonuç. Dolayısıyla depresyona neden olan esas sorun olan dikkat eksikliği tedavi olmadığı, dolayısıyla alttan alta devam ettiği için hasta tekrarlayan depresyonlar yaşıyor. Çoğu zaman da hastalar tedavilerden kısmi fayda görerek yaşamını idame ettirmeye çalışıyor” diyor. MASA BAŞINDA ÇALIŞAMAZLAR, UNUTKANDIRLAR Psikiyatri Uzmanı Aylin Aksoy Çoban, aşağıdaki sorunların altında yatan nedenin Dikkat Eksikliği olabileceği uyarısında bulunuyor. Randevularına hep geç kalırlar: Dikkati dağınık erişkinler ister iş görüşmesi, isterse arkadaş toplantısı ya da eğlence faaliyeti olsun, randevularına hep geç kalırlar. Her seferinde de bir bahaneleri olur. Saat ve bir yerlere yetişmek konusunda güvenilir olmazlar. Dağınıktırlar: Her günün sonunda, o gün yapılması gereken birçok şeyi yapamamış olmaktan yakınırlar. Masa başında çalışamazlar: Bu sorunu yaşayan kişiler ağır dikkat ve konsantrasyon gerektiren işlerden genelde kaçınırlar. Bunun yerine durağan olmayan, enerjik ve hareket gerektiren işleri tercih ederler. Masa başı işleri hiç onlara göre değildir. Aktif oldukları işlerde daha kolay başarı gösterirler. Uzun vadeli planları yoktur: Uzun vadeli planları çoğu zaman olmaz. Üstelik günü kurtarmaya yönelik planlarının çoğunu da gerçekleştiremezler. Unutkandırlar: Olayları önemsemedikleri için değil, dağınık oldukları için çoğu zaman unuturlar. Söz verirler unuturlar, plan yaparlar unuturlar, faturaları unuturlar… Ani parlayıp ani sönerler: Çabuk parlar ama sonunda pişman olurlar. En son söylenecek lafı en önce söylerler. Gözü karadırlar: Olaylara herkesten önce atılır, öne çıkarlar ve çoğu zaman da stratejik olamadıkları için hep kaybederler. Depresif tavır sergilerler: Sık sık hata yaparlar, insanları kırarlar, plansız programsız ve dağınıktırlar. İnsanlar tarafından bu konuda hep suçlandıkları için de çoğu zaman depresif tavırlar sergilerler. Takım çalışmasına yatkın olamazlar: Dağınık ve unutkan oldukları için plansız ve programsız davranırlar. Bu nedenle çoğu zaman güvenilmez olarak etiketlenirler. İş yaşamında hep zorluk yaşarlar. İşlerinde sık sık hata yapar, eksik ya da yarım bırakırlar. Dolayısıyla takım çalışmasına yatkın ya da uygun olmazlar. Çoğu zaman takım çalışması gereken işlerden ya da gruplardan dışlanırlar. Çalışma arkadaşları ve işverenler tarafından sık sık eleştiriye maruz kalırlar. İyi işler çıkarmak için uğraşıp didinseler de genellikle sonuca ulaşamadıkları ya da yarım bıraktıkları için iş yaşamları hep başarısızlıkla sonuçlanır, dikiş tutturmakta güçlük çekerler. Bağımlılığa yatkın olurlar: Alkol, sigara ve diğer maddelere olan bağımlılığa daha yatkın olurlar. Sakinleşmek için kullandıkları alkole bir anda bağımlılık geliştirebilirler. Çoğu zaman madde bağımlılığının altında aslında sakinleşmek ve kendini rahatlatmak yatar. Tedavi ile dikkat ve konsantrasyon süresi uzatılıyor Psikiyatri Uzmanı Aylin Aksoy Çoban, dikkat eksikliğinin ilaç tedavisinin yanı sıra bireysel danışmanlık ve terapilerle tedavi edildiğini belirtiyor. Tedavi ile oldukça yüz güldürücü sonuçlar alınıyor. Dikkat ve konsantrasyonu ve süresini artıran ilaçlar hayat kurtarıcı oluyor. Sanılanın aksine dikkat eksikliği olan hastalarda bu ilaçlar bağımlılık yapmıyor, hastalığın tümüyle önüne geçebiliyor. Tedaviye başlayan ve takip edilen kişilerin hem akademik hem de sosyal, özel hayatlarında dramatik değişiklikler meydana geliyor. Kişiliğin parçası haline gelen dağınıklık ve aceleciliğin yerini, dingin ve huzurlu bir yapı alıyor. Basın İletişimi İçin: Birsel SANCAR AYAZ / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 544 38 49 / 0532 255 29 34 / bsancar@acibadem.com.tr Funda ÇATAR / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 544 29 60 / 0533 256 03 04 / funda.catar@acibadem.com.tr Aslı TEKÖZ KAHRAMAN / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 547 35 58 / 0532 501 11 45 / asli.tekoz@asg.com.tr Duygu YILMAZ / Basın İlişkileri Sorumlusu 0216 547 35 58 / 0532 773 67 11 / duygu.yilmaz@acibadem.com.tr Sezen MUTLU / Basın ve İletişim Uzmanı 0216 544 96 93 / 0539 584 86 54 / sezen.mutlu@acibadem.com.tr