4-KARSTLAŞMA Suda kolaylıkla eriyebilen kayalara karstik kayalar

advertisement
4-KARSTLAŞMA
Suda kolaylıkla eriyebilen kayalara karstik kayalar denir ve karstik kayaların yer altı ve
yerüstü suları tarafından şekillendirilmesi sonucu oluşan şekillere karstik şekiller denir.
Suyun yapmış olduğu bu aşındırma fiziksel değil kimyasal aşındırma yani
eritme(çözünme) olayıdır. Suyun eriterek yapmış olduğu bu aşındırmaya karstlaşma
denir. Karstik bölgelerden geçen sular karstik kayalardan aşındırdıkları maddeleri
bünyelerine alarak karstik suları oluştururlar.
Karstik Şekillerin Oluşumunu Etkileyen Faktörler
1-Karstik kayaların varlığı: Karstik şekillerin oluşabilmesi için karstik anakayanın olması
gereklidir. Sular karstik kaya üzerinde aşındırma yaparlar ya da karstik kayaların olduğu
bölgelerden geçerken buralardan aldıkları karstik malzemeleri başka bir yerde
biriktirirler. Karstik kayalar üzerinde yarık ve çatlaklar varsa karstlaşma
kolaylaşmaktadır.
2-Karstik kayaların kalın tabakalı olması: Karstik kayalar ne kadar kalın olursa
üzerlerinde oluşacak karstik şekillerde o derece büyük olmaktadır.
3-Karstik kayaların saf olması: Yeryüzünde kayaların neredeyse tamamı birçok
mineralden meydana gelmiştir. Kayaların içerisinde değişik oranlarda değişik türlerde
maddeler bulunmaktadır. Karstik bir kaya ne kadar saf olursa çözünmesi o derece hızlı
olacaktır. Eğer içerisinde başka maddeler bulunuyorsa bu çözünmeyi engelleyecek ve
çözünme hızını yavaşlatacaktır.
4-Karstik kayaların geçirimli olması: Geçirimliliği fazla olan kayalarda karstlaşma daha
kolay olmaktadır. Böyle durumlarda su kaya içerisine daha iyi nüfuz eder ve çözünme
olayı kolaylaşır.
5-Eğim: Eğimin çok az olması suyun hareketini ve sirkülasyonunu engelleyerek
karstlaşmayı yavaşlatır. Eğimin çok fazla olması da suyun çözünmesini yapamadan
gitmesine sebep olduğu için karstlaşmayı yavaşlatır. Karstik şekillerin oluşabilmesi için
suyun sirkülasyonuna engel olmayacak ve suyun çözünme faaliyetini yapmasına izin
verecek kadar eğimin olması gerekmektedir.
6-Yükselti: Belli bir yükseltiye kadar yağış miktarı arttığı için karstlaşma olayı hızlı
gerçekleşir. Ancak yağışlar çok yüksek yerlerde etkili olmadığı için bu yerlerde
karstlaşma olmaz, dolayısıyla yağış olmayan çok yüksek yerlerde karstik şekillere de
rastlanmaz.
7-Bakı: Dağların fazla yağış alan bölümlerinde karstlaşma olayı hızlanır. Dağların denize
bakan yamaçlarının daha fazla yağış aldığını düşünürsek karstlaşmanın buralarda hızlı
olduğunu anlayabiliriz.
8-Tektonizma: Tektonik hareketler sonucu oluşan kıvrımlı dağların antiklinal (sırt)
kısımları gergin ve çatlaklı olmaktadır. Yağış sularının bu çatlaklardan içeri girmesi
karstlaşmayı hızlandırmaktadır. Ayrıca tektonik hareketler sonucu karstik bir bölgede
oluşan fay hatları, suların bu kayaların derinlerine inmesine olanak sağladığı için
karstlaşma hızlanır.
9-Yağış: Karstlaşmanın en önemli unsurlarından biri yağıştır. Yağış miktarının çok
olması karstlaşmayı hızlandırır. Bu sebeple karstik kayaların bulunduğu yağışlı
bölgelerde karstik şekillere daha çok rastlanır. Suyun sıcaklığı karstlaşmayı hızlandırır.
Ayrıca suyun içerisindeki gazlar ve diğer maddeler karstlaşmanın hızını etkiler.
İçerisinde (CO2) bulunduran suların aşındırma faaliyeti daha güçlü ve hızlıdır.
KARSTİK AŞINIM ŞEKİLLERİ
1-Lapya
Suyun karstik kayaları birkaç cm yada birkaç metre oymasıyla oluşan en küçük karstik
aşınım şekilleridir. Lapyalar karstik arazi üzerini delik deşik ederek üzerinde
yürünmesini güçleştirir. Oluşum şekline göre çatlaklı, oluklu ve delikli lapyalar olarak
guruplara ayrılırlar.
2-Dolin
Lapyaların genişleyip birleşerek oluşturdukları derinliği birkaç metre ile 200 metreye
kadar ulaşan oluklardır. Genellikle karstik ova ve plato yüzeylerinde görülürler.
3-Uvala
Dolinlerin birleşmesiyle oluşan daha geniş oluklardır.
4-Polye
Dolin ve uvalaların genişleyip birleşerek ova görünümü almasıyla oluşmuş geniş
çukurluk alanlardır. Bunlara karstik ova da denilmektedir. Polyeler derinliği çok olmayıp
genişliği çok olan şekillerdir ve genişliği kilometrelerce alanı kaplayabilir. Polyeler en
büyük karstik şekillerdir ve genişlikleri 20 km yi bulabilmektedir. Tabanlarında tarım
yapılır. Bazı polyelerin tabanlarında yağışlı dönemlerde suların birikmesiyle göl
oluşabilir.
Türkiye’de Akdeniz Bölgesinde bulunan Kestel, Elmalı, Korkuteli, Muğla, Akseki, Bucak
ve Acıpayam ovaları birer polye ovalarıdır.
5-Obruk
Mağara tavanlarının çökmesiyle yada bazen dolinlerin büyümesiyle oluşan derin
çukurlara obruk denir. Derinlikleri birkaç metreden 150 metreye kadar olabilmektedir.
Obruklar derin çukurlardır ve yamaçları oldukça diktir. Bazı obrukların tabanlarında su
bulunur ve obruk göllerini oluştururlar. Obrukların tabanlarındaki su çoğu zaman
mevsimlik olmaktadır.
6-Düden
Karstik bölgelerde yerüstü sularını yeraltına gönderen, yeraltındaki suları yerüstüne
çıkaran doğal kuyulardır. Bunlara su yutan ve su çıkan isimleri de verilmektedir.
7-Kör Vadi
Karstik arazide akarsuların yeraltına gönderildiği ve bu yüzden akarsuyun ve vadisinin
aniden kaybolduğu yerlere verilen isimdir. Bunlara çıkmaz vadi ismi de verilmektedir.
8-Mağara ve Galeriler
Karstik kayalardan en çok kalkerler içerisinde oluşan suların etkisiyle yer altında oluşan
büyük boşluklardır. Yer altı sularının yada yeraltına sızan suların burada kalkeri eritmesi
ve boşluklar açması, zamanla da boşlukların büyümesi ile oluşurlar. Mağaraların
birleşmesi ile oluşan tünel gibi uzanan mağaralara galeri adı verilir. Bazılarının içinde
dere ve göller bulunabilir.
Mağaraların içerisinde sarkıt, dikit ve sütunlar oluşur. Mağaralar bir aşınım şekli olsada
içlerinde yer alan sarkıt, dikit ve sütunlar birikim şeklidir.
Türkiye’de karstik mağaralar oldukça yaygındır. Türkiye’nin en derin mağarası
Anamur’da ki Çukurpınar düden mağarasıdır. En uzun mağarası ise Antalya’da ki
Tilkilerdüdeni mağarasıdır. Türkiye’de karstik mağaraların en yaygın olduğu bölge
Akdeniz Bölgesidir.
Mağaralar görüntüleriyle turist çeken doğal güzelliklerdendir. Karain, Damlataş, İnsuyu
vs. turistlerin ilgisini çeken mağaralarımızdan bazılarıdır.
KARSTİK BİRİKİM ŞEKİLLERİ
1-Traverten
Karstik suların yeryüzüne çıktıkları eğimli yerlerde içindeki kalsiyumkarbonatı
biriktirmesi ile oluşan basamaklı şekillerdir. Yeryüzüne çıkan karstik su içindeki
karbondioksit (CO2) hava ile temas edince uçar, su yamaçtan aşağıya doğru akarken
içindeki kalsiyum karbonat (CaCO3) yamaç boyunca çökelir ve devamında üst üste
birikerek traverten dediğimiz basamaklı bir tabaka oluşturur. Karstik suların içindeki
maddelere göre travertenlerin renkleri değişiklik gösterebilir. Türkiye’de Denizli
yakınlarında Pamukkale travertenleri en önemlisi olmak üzere, Antalya, Bursa, Van,
Silifke’de Göksu Vadisi çevresinde travertenler görülür.
2-Traverten Konileri
Potaslı, sodyumlu ve klorlu ılık suların dipten bir fay hattı boyunca yüzeye çıkması ile
beraber içindeki eriyik haldeki kalker ve jips maddeleri yüzeyde biriktirmesi sonucu
oluşan koniye benzeyen şekillerdir. Türkiye’de Cihanbeyli güneyinde ki Boluk Gölü
çevresinde görülürler.
3-Sarkıt, Dikit ve Sütunlar
Karstik mağaraların tavanlarından damlayan suların içindeki kirecin (kalsiyum
karbonat) mağara tavanında birikmesi ile sarkıtlar, tavandan damlayan suyun düştüğü
yerde suyun içinde kalan kirecin birikmesi ile dikitler, sarkıt ve dikitlerin büyüyerek
birleşmesi ile sütunlar oluşur.
4-Terra Rossa
Kalkerin erimesi sonucu içerisindeki demir bileşiklerinin erimeden açıkta kalmaları ile
oluşan topraklardır. Bu oluşum ilk başlarda kalkerler arasındaki çatlaklarda başlar ve
zamanla büyüyerek yada sellenme sularının etkisiyle alçak kısımlara taşınıp
biriktirilerek geniş alanları kaplayabilirler.
3-DALGA VE AKINTILAR
Deniz yüzeyinde meydana gelen salınımlara dalga denir. Dalgalar dünyanın dönmesi ve
rüzgarların etkisi ile oluşur. Deniz ve okyanus sularınının bir yerden başka bir yere
hareketine akıntı denir. Kıyı boyunca etkili olan akıntılar kıyılarda aşındırma ve
biriktirme şekilleri oluştururlar. Akıntıların oluşmasında etkili olan faktörler aşağıda
açıklanmıştır.
Akıntıların Oluşumunda Etkili Olan Faktörler
1-Yoğunluk farkı: Deniz ve okyanus suları birbirinden farklı yoğunlukta olmaktadır. Su
sıvı ve akıcı bir madde olduğu için yoğunluğu az olan su kütlesi ile yoğunluğu fazla olan
su kütlesi arasında suyun hareketi olacaktır ki buna akıntı denir. Bu akıntıda yoğunluğu
fazla olan sular alttan, yoğunluğu az olan sular ise üstten doğru hareket etmektedir.
2-Sıcaklık farkı: Dünyanın şeklinden ve dolayısıyla güneş ışınlarının geliş açısından
dolayı farklı bölgelerdeki deniz ve okyanusların sıcaklıkları farklıdır. Farklı sıcaklıklara
sahip su kütleleri arasında akıntılar meydana gelir. Sıcaklığı fazla olan su kütlesi üstten,
sıcaklığı az olan su kütlesi ise alttan hareket eder.
3-Tuzluluk farkı: Farklı sıcaklıklara sahip deniz ve okyanusların tuzluluk oranlarıda
farklıdır. Sıcak yerlerdeki sular soğuk yerlerdeki sulara göre daha tuzludur ve farklı
tuzluluğa sahip sular birbirleri ile karışıma geçer. Tuzlu olan su ağır olup alttan, daha az
tuzlu olan su ise üstten hareket ederek akıntıları oluştururlar.
4-Seviye farkı: Dünyanın çeşitli yerlerindeki deniz ve okyanusların beslenme kaynakları
birbirinden farklıdır. Bazı denizler daha yağışlı bölgelerde olmakta ve daha fazla akarsu
tarafından beslenmektedir. Böylece seviyesinde yükselme olur. Deniz ve okyanuslar
birbirlerine bağlantılı oldukları için hepsinin seviyesi birbirine eşittir. Ancak bazıları
daha fazla beslenip suları yükselmekte ve bu fazla sularını diğer deniz ve okyanuslara
aktarmaktadır. Böylelikle okyanus ve denizlerde akıntılar oluşmaktadır.
5-Sürekli rüzgarlar: Sürekli rüzgarlar akıntıları oluşturan ve onlara yön veren önemli bir
etkendir. Akıntılar rüzgarın yönünde hareket edip rüzgarın hızına göre hızlanmakta ve
rüzgarın etki süresine göre etkili olmaktadırlar.
6-Gelgit olayı: Gelgit olayının etkili olduğu kıyılarda şiddetli akıntılar oluşmakta ve
aşınım birikim şekilleri oluşturmaktadır.
Dalga ve Akıntıların Oluşturduğu Şekiller
Dalga ve akıntılar kıyı boyunca aşındırma yaparlar. Bu aşındırmada taşıdıkları
malzemeleri kıyıya çarpmalarıda etkilidir. Aşınan malzemeleri ise sığ yerlerde
biriktirerek birikim şekilleri oluştururlar.
1-Kıyı oku: Dalga ve akıntıların taşıdıkları malzemeleri kıyıdan denize doğru çıkıntı
yapacak şekilde biriktirmesiyle kıyı okları oluşur.
2-Kıyı seti: Dalga ve akıntıların taşıdıkları malzemeleri kıyıya yakın bir yerde kıyı
boyunca biriktirmesi sonucu kıyı setleri oluşur.
3-Lagün: Koyların önünün kıyı oklarıyla kapanması sonucu koylar denizden ayrılır ve
lagünler oluşur. Eskiden denize ait olan ve lagün oluşumu ile denizden ayrılan su
kütlesine lagün gölü ismi verilir. Türkiye'de Durusu (Terkos) gölü, Büyük Çekmece gölü
ve Küçük Çekmece gölü bu tür göllerdendir.
4-Tombolo: Kıyı oklarının gelişerek kıyıya yakın bir yerdeki kara parçasını karaya
bağlamasıyla oluşurlar. Türkiye'de ki en güzel örneği Kapıdağ Yarımadasıdır.
5-Kıyı kumsalları (Plajlar): Suların kara ile temas alanlarında sular tarafından getirilen
malzemenin birikmesiyle oluşan uzun ince kum şeritleridir.
6-Falez (Yalıyar): Yüksek kıyıların bulunduğu yerlerde dalga ve akıntıların yüksek kıyının
alt kısmını oyması ve altı oyulan kısmın çökmesi sonucu kıyılarda diklikler oluşur.
Bunlara falez ismi verilir. Falezlerin oluşumunda epirojenezinde etkisi vardır. Şayet çok
yüksek olmayan bir kıyıda falez oluşumu gözlenmezken, epirojenez sonucu kara ve
beraberinde kıyı yükselir. Yükselen kıyıda dalga ve akıntıların aşındırıcı etkisi başlayıp
falezler oluşur. Türkiye'de Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında falezlere sık rastlanır.
DİĞER AŞINIM VE BİRİKİM ŞEKİLLERİ
Kıyıların şekillenmesinde etkili olan faktörler:
1-Dalgalar
2-Akıntılar
3-Gelgit4-Akarsular
5-Buzullar
6-Rüzgarlar (dolaylı etkiye sahiptir,dalgaları oluşturur.) 7-İç kuvvetler 8-Kıyıdaki
dağların uzanış biçimi 9-Mercanlar
Başlıca Kıyı Tipleri
1-Ria Tipi Kıyılar: Kıyıya dik uzanan vadilerin aşağı kesimlerinin sular altında kalması ile
oluşan kıyılardır.
2-Liman Tipi Kıyılar: Alçak tepelik alanlardaki geniş vadilerin sular altında kalması ve
bunların önünün kıyı setleriyle kapatılması sonucu oluşan kıyılardır. Bu kıyılarda kıyı
oku ve kıyı seti çok yaygındır. Ukrayna'nın Karadenizde bulunan Odessa kıyıları en güzel
örneğidir.
3-Haliç Tipi Kıyılar: Gelgit olayı sonucunda akarsu vadilerinin su ile dolması sonucu
oluşan kıyı tipidir.
4-Watt Tipi Kıyılar: Gelgit olayının etkili olduğu yerlerde, bazen kara bazen de deniz
durumunda olan kıyılardır. Haliç kıyılarının olduğu yerlerde görülür.
5-Fiyort Tipi Kıyılar: Buzul vadilerinin sular altında kalması sonucu oluşan kıyılardır. Bu
kıyıların oluşumunda buzul vadileri önemli rol oynadıpı için kutuplara yakın yerlerde
görülürler. En güzel örnekleri, İskandinav Yarımadasının Atlas Okyanusu kıyılarıdır.
6-Skyer Tipi Kıyılar: Kıyının sular altında kalıp buzulların biriktirmiş olduğu morenlerin
suyun üstünde tepecikler halinde görüldüğü kıyı tipidir. En iyi örnekleri Baltık Denizi'nin
kuzeydoğu kıyılarında görülür. Bu kıyı tipleri buzul biriktirmesinin etkili olduğu kutup
iklim bölgelerinde görülür.
7-Enine Kıyılar: Dağların kıyıya dik uzandığı yerlerin sular altında kalması sonucu
denizin içinde çıkıntılar halinde beliren dağ sırtlarının bulunduğu kıyılardır. Kıyıda bir
çok ada, körfez ve koy bulunur. Bu tip kıyıların bulunduğu yerlerde denizin
ılımanlaştırıcı etkisi iç kesimlere kadar gidebilmektedir. Dağlar kıyıya dik uzandığı için
dağ sıralarının arasında kalan alçak yerlerden iklimin etkisi iç kesimlere girebilmektedir.
Ayrıca bu yerlerde ulaşımda iç kesimlere rahat olabilmektedir. Türkiye'de Ege denizi
kıyıları buna örnek gösterilebilir.
8-Boyuna Kıyılar: Dağların kıyıya paralel uzandığı yerlerde görülen fazla girintisi çıkıntısı
olmayan kıyılardır. Bu kıyıların bulunduğu yerlerde dağlar denize paralel uzandığı için iç
kesimlere denizin ılımanlaştırıcı etkisi giremez ve iklim kıyı ile iç kesimlerde farklılık
gösterir. Aynı şekilde yine dağların uzanışına bağlı olarak kıyı ile iç kesimlerde ulaşım
zorlaşır. Ülkemizde karadeniz ve akdeniz kıyıları örnek gösterilebilir.
9-Dalmaçya Tipi Kıyılar: Dağların kıyıya paralel uzandığı yerlerde denizin dağların
arasına sokulması sonucu kıyıya paralel şekilde uzanan tepeciklerin belirdiği kıyı tipidir.
Download