T. B< M< M. B : 39 meleri, rakam rakam veriyorum. Bir tek enflasyon hızında planlananın, programlananın 3 - 5 puan ge­ risinde kalındı diye, tüm bu yapılanları yok saymak, ufkumuza siyah bir perde germek de hakikaten iyi bir şey değil, doğru bir şey değil. İktidarımızın enflasyonun da, işsizliğin de üste­ sinden geleceğine inanıyoruz. 1984 yılındaki geliş­ meler bunu müjdeliyor., İhracatın gelişmesi, yarım kalmış yatırımların millî ekonomiye kazandınlabilmesii, çok düşük kapasiteyle çalışan sanayi tesisleri­ nin yüzde 7 0 - 7 1 seviyesindeki kapasitelere ulaştı­ rılabilmesi; tüm bunlar çabayı gerektirirdi. Bu alı­ nan tedbirlerin enflasyon hızını düşürmekte engelle­ yici yönleri olduğu da şüphesizdir, ekonomi bir bü­ tündür, BAŞKAN — Sayın Kaşıkçı, süreniz doldu efen­ dim, lütfen toparlayınız. NUH MEHMET KAŞIKÇI (Devamla) — Bir bütün olan ekonomide, enflasyon hızı kadar üretimuin artışının *da rolü olduğu tartışılamaza Muhterem arkadaşlarım, hakikaten işsizlik en büyük derttir. Alınteriyle karnını duyurmak isteyen kişinin çalışacak iş bulamaması kadar feoi bir şey yoktur; ama ülkemizdeki işsizlik gelişmiş sanayi ül­ kelerindeki işsizlikten çok farklıdır; gelişmiş sanayi ülkelerinde, elindeki tasa sıcak çorbasını koyamayan işçi aç kalır. Ülkemizdeki işsizlik yapısı böyle de­ ğildir; tarımla olan ilişkisi sürmektedir, tarımdaki işinin dışında bir iş aramaktadır, aile bağları bizde daha güçlüdür; bizdeki aileler baba, ana ve çocuk­ lardan teşekkül etmektedir, 18 yaşını geçen çocuklar­ da bu ailenin rüknüdür. KADİR NARİN (Diyarbakır) — Saate bakın w Sayın Başkan. NUH MEHMET KAŞIKÇI (Devamla) — Aile işletmeleri de işsizliğin bizdeki feci tablosunu yumaşatmaktadır. BAŞKAN — Sayın Kaşıkçı, töparlyorsunuz de­ ğil mi efendim? Sayın Kaşıkçı bir dakikanızı rica edeceğim; bir noktayı Genel Kurulun da bilgisine sunmak istiyor­ dum, siz vesile oldunuz. Bu, bütçeler üzerindeki konuşmalarda, yani ba­ kanlıklar, umum müdürlükler, belli daireler üzerin­ deki konuşmalarda, o dairenin, o bakanlığın büt­ çesi üzerinde konuşulması zorunludur. Tümü üzerin­ deki konuşmanın havasıyla konuşmak amaca uygun değildir. Bunu hatırlatmak istiyorum. Teşekkür ederim. Buyurun devam edin, toparlayın efendim. 11 . 12 . 1984 O : 2 KADİR NARİN (Diyarbakır) — Tarih dersi veriyor. NUH MEHMET KAŞIKÇI {Devamla) — Sayın Başkan, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, eko­ nominin oluşmasını ve uygulamasını sağlayan en önemli unsurlardan birisidir. Bütçesi, 1 trilyon 800 milyar ile tüm bütçe rakamlarının üzerindedir. Onun için ihracatın ekonomimizin yapısındaki yerinin bu­ rada bahsedilmezinden daha normal bir şey olamaz. Biz, burada TRT'nin uygulamasından bahsetmedik, bahsetmiyoruz. Muhterem milletvekilleri, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ekonomimizin iyileştirilmesinde çok önemli bir fonksiyonu ifa etmiş ve başarılı olmuş bir kuruluşumuzdur. Gelişme bu hızla devam ede­ cek, programımız inşallah gerçekleşecektirj 1985 Yılı Bütçesinin Milletimize hayırlı olması­ nı diler, hepinizi saygıyla selamlarım. (Alkışlar) BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Kaşıkçı, M. TURAN BAYEZİT (Kahramanmaraş) — Sa­ yın Kaşıkçı, pembe gözlükleriniz kürsüde kaldı. (Al­ kışlar) 'BAŞKAN — Değerli milletvekilleri, şimdi şahıs­ ları adına söz isteyen milletvekillerine söz vereceğim. Önce bu bütçenin lehinde konuşmak isteyen mil­ letvekillerine söz vereceğim. iSayın İsmail Saruhan, lehinde mi konuşacaksınız efendim?' İSMAİL SARUHAN (Ankara) — Evet, lehinde efendiımBAŞKA'N — Buyurun efendim. İSMAİL SARUHAN (Ankara) — Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, benden önce konuşan Anava­ tan Partisi Grup Sözcüsünün dile getirdiği hususların gerçekten yadırganacak bir yönü olmadığını, şu anda 1975 Yılı Bütçesini görüştüğümüz... YILMAZ İHSAN HASTÜRK (İstanbul) — 1975 mi? İSMAİL SARUHAN '(Devamla) — Pardon, 1985. YILMAZ İHSAN HASTÜRK ((İstanbul) — Hâlâ 10 sene geridesiniz. İSMAİL SARUHAN (Devamla) — Onu herhalde sizin anlayışınız olarak görmek daha yerinde olur. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, tnerkez teş­ kilatı, taşra teşkilatı, bağlı kuruluşlar ve yurt dışı teşkilatı olmak üzere, dört anabirimden oluşmakta­ dır. Bu noktada bir hususa işaret etmek yerinde ola­ caktır. Bilindiği üzere, müsteşarlığın altı genel müdürlü­ ğünden dört tanesi, ezcümle; Anlaşmalar Genel Mü- — 324 —