Ruhumdaki Müzigin Ezgileri Stj. Av. İrem TÜFEKCİ 2013/2 | Hukuk Gündemi 101 Ruh halinize göre mi müzik dinlersiniz, müzik mi ruh halinizi değiştirir? Hangi tür olursa olsun o anki duygusal duruma eşlik etmekte her daim hazır ve nazır arkadaş, yoldaş, sırdaş olan müzik, bazen ipleri elinde tutan olur ve sizi dilediği ruh haline sürükler. Farkında olmadan siz, dört bir yanınızı kuşatır, sizi içine alır. Siz onu kucaklamadan o sizi çoktan kucaklamıştır… Peki, nedir müzik? Müzikten anlamamız gereken nedir? Ortak bir paydada buluşulamayacak kadar bütün insanlığı saran ve ucu bucağı olmayan bir alan müzik! Her kesimden insana hitap edebilecek kadar geniş olmasının yanı sıra, herkesin özeli olabilecek kadar da zengin bir alan. Müzik temelde seslerden oluştuğu için din, dil ve kültür farklılıklarından bağımsız olarak herkesçe duyumsanabilir. Bu bakımdan sanatlar içinde en evrensel olanıdır. Artık ne anladığınıza ve ne anlam yüklediğinize göre sizindir müzik. Müzik ve ritm, yollarını ruhun gizli köşelerinde bulurlar. EFLATUN Birçok müzik akımını göz önünde bulundurursak, müziğe ilişkin ortak bir tanım yapmak pek kolay olmayacaktır. Lakin en genel tanımı ile sesin, biçim ve devinim kazanmış halidir müzik. İnsanlık tarihi boyunca var olan müzik, insanlığın onu taklit etmesiyle keşfedilmiştir. Doğaya, onu gerçekten duyabileceğimiz inancıyla kulak verirsek en güzel şarkısını gocunmadan söyleyecektir, lütfen deneyin. Madem müziğe dair diye başladık, kendi duygu ve düşüncelerimi katmadan, müziğe ilişkin en temel birkaç müzik teriminin izahında da bulunalım: Müziğin doğada zaten var olduğundan bahsetmiştim. Önemli olan, zahmetsizce doğada zaten var olan müziğin farkında olmak ve onun farkındalığına erişebilmektir. Daha doğar doğmaz sağ olsun annelerimizin tatlı ninnileri sayesinde müzikle olan tanışıklığımız başlar. Sonraki adımı sizin atmanızı bekler müzik. Yani önemli olan bu tatlı tanışıklığı bir sonraki adımda sürdürebilmektir. Ama müzik öyle bir şey ki, o kadar özel ki içtenlikle yaklaşılınca tadını verir ve kendini hissettirir. Notalar bütün çıplaklığıyla bir arada ahenkle dans ederken, müzik tadına doyulmaz bir hal almışken, yalnız istediği kulakta o titreşimi yaratır. Gönül ister ki herkes o kulağa sahip olsun; lakin yok öyle bir dünya. İçinde müziği yaşatanda, müzikle yaşayanda var o kulak. Bilimsel bir gerçek vardır; dünyada yaşayan insan sayısı kadar DNA vardır. Buradan yola çıkarak, ‘Dünyada yaşayan insan sayısı kadar müzik anlayışı, algılayışı vardır.’ denilebilir. Zevkler ve beğenilerin farklılığı ve tartışılmazlığı su götürmez bir gerçek iken, müziğin de zevk ve beğeniye göre dinlenildiğinden yola çıkarsak, haklılığımızı dolaylı da olsa desteklemiş oluyoruz. Müzik aşığı bir insan olarak, bu alana ilgi duymayan insanlara şaşmamak elde değil. Bilseler müziğin insanı nasıl sarıp sarmaladığını, bambaşkalaştırdığını, sayısız yararlarını; emin olun ki müziği severler ve dinlerler. Zira müzik ruhun olduğu kadar bedenin de gıdası. Yüzyıllar öncesinde bile tedavide müzik kullanılmış. Şimdilerde de müzikle tedavi, müzik terapi denilen uygulamalar ülkemizin tıp uygulamalarına kullanılmaya başlanmıştır. Hülasa, müzik midenin çok ötesindeki ruhun gıdası olmakla birlikte gerçekten de (şiir gibi) ruhun ayrılmaz bir parçasını oluşturur. Hele ki şiir gibi edebi bir dal ile kaliteli bir müziğin birlikteliğinden meydana gelen, eşi benzeri olmayan doyumu tarif etmek için kelimeler yetersiz kalır. Müziğe her zaman ilgi duymuş ve olmazsa olmaz gözüyle bakan biri olarak, her ne ile uğraşırsam uğraşayım müzik bunların hep başın da gelecek. Çünkü hep içimde ve hiç bitmeyecek. Biliyorum, müzik damarım tuttuğu vakit, bana yine her işi bıraktırıp avaz avaz şarkı söyletecek… Müzik öyle bir tını ki; nereden eserse ona göre ısıtır ya da üşütür. Duygudan duyguya sürükler, alır götürür hiç zahmetsiz tam da olmak istediğiniz yere. Bu kadar hissi bir anda uyandıran, müzik yerine konulabilecek ikame hiçbir şey bulamıyorum. Öylesine seviyorum ki müzik ve müziğe dair her şeyi ve içimde yarattığı titreşimi, tarif edemiyorum. Kıymeti ve eşsizliği tanımlanamayacak kadar nevi şahsına münhasır müzik. Evet, işte bu kadar kuvvetli bir müzik aşkı duyuyorum sadece içimde. Hiç bitmeyeceğini bildiğim ve yaşadığım sürece yaşatacağım olan müzik aşkım çok derinlerde… Kaynakça http://www.e-muzik.uzerine.com/index.jsp?objid=537 2013/2 | Hukuk Gündemi 103 No t a Müzik seslerini göstermeye yarayan işaretlere nota denir. Temel olarak müzikte 7 adet nota bulunmaktadır. Bunlar DO - RE - Mİ - FA - SOL - LA - Sİ’ dir. (Dize e t k or ) Seslerin nota şekilleri ile üzerine yazıldığı beş yatay paralel çizgiden ve dört aralıktan oluşan şekle porte veya dizek denir. Öl ç P ü i İnsan kulağı ile duyulması imkanı olan seslerin en kalınından en incesine kadar sıralanış biçimine ses merdiveni denir. Ses Merdiveni üç bölüme ayrılır . Bunlar: Kaba Bölge, Orta Bölge ve Tiz Bölgedir. Se 104 Hukuk Gündemi | 2013/2 Ak o erdive M n s Bir müzik eserinin eşit süreli bölümlerine Ölçü denir. Ölçü çizgileri porteye dikey olarak konulur. Her ölçüde ölçü rakamı kadar nota süreleri vardır. r Birden fazla sesin aynı anda çıkarılmasına denir. ik Sesle z ü ri Müzik sesleri insan sesleri ve müzik aletleri sesleri olmak üzere ikiye ayrılır. İnsan Sesleri: İnsan sesleri, kadın sesleri ve erkek sesleri olarak iki guruba ayrılır. M ek Sesle k Er ri n Sesl e Tenor (ince), Bariton (orta), Bas (kalın) olarak üçe ayrılır. ri dı a Soprano (ince), Mezzo Soprano (orta), Alto olarak üçe ayrılır. K Anahta Portenin sol tarafına konulan ve konulduğu her çizgiye kendi adını veren şekle anahtar adı verilir. Müzikte üç tür anahtar bulunur. Bunlar SOL ANAHTARI, DO ANAHTARI ve FA ANAHTARIDIR. k Polifon i r Çok sesli müziğe verilen isimdir. 2013/2 | Hukuk Gündemi 105