MYELOMATÖZ PLEVRAL EFÜZYONLU 2 MULTİPL MYELOM OLGUSU Ömer Önder Savaş, Funda Ceran, Cenk Sunu, Hacer Berna Afacan Öztürk, Aysun Gönderen, Ahmet Kürşat Güneş, Yasin kalpakçı, Abdullah Agit, Gülten Korkmaz, Simten Dağdaş, Gülsüm Özet. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Hematoloji Kliniği Plevral efüzyon multipl myelomlu (MM) hastalarda oldukça az rastlanan bir bulgu olup genellikle nefrotik sendrom, pulmoner emboli, konjestif kalp yetmezliği ve enfeksiyon gibi hastalıklarla ilişkilidir. Miyelomatöz plevral efüzyon (MPE) myelomlu hastalardaki efüzyon vakalarının yaklaşık %1 ini oluşturur. MPE bulunması agresif tedaviye rağmen kötü prognoz göstergelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Biz de literatürde oldukça az sayıda rastlanması nedeniyle MPE li 2 hastamızı sunmaya layık gördük. OLGU 1: 44 yaşında kadın hasta, IgG kappa DS evre 3A MM, 2 kür VAD ve 3 kür bortezomib bazlı indüksiyon tedavisine yanıtsız hasta nefes darlığı şikayetiyle kliniğe yatırıldı. Pleveral efüzyon saptanan hastaya torasentez yapıldı. Mayi incelemesinde çok sayıda myelom hücresi saptandı. Takibinde ciddi alt solunum yolu enfeksiyonu gelişen hasta yoğun bakım takibine alındı. Genel durumu kötüleşen hasta solunum yetmezliği sonucu kaybedildi. OLGU 2: 64 yaşında kadın hasta, Ig G kappa evre 3B MM tanılı hasta, OKİT sonrası parsiyel yanıt elde edilen hasta, takiplerde anemi gelişmesi üzerine yapılan kemik iliği biyopsisinde % 30-40 plazma hücre infiltrasyonu saptandı. Lenalidomid tedavisi başlanan hastada bu tedavi altında nötropeni gelişti. Kemik iliği aspirasyon değerlendirmesi tekrarlanan hastada %80e varan oranda plazma hücre infiltrasyonu saptandı. Bortezomib/deksamteazon tedavisi planlanan hastanın solunum sıkıntısı gelişmesi üzerine yapılan değerlendirmede plevral efüzyon saptandı. Hastanın plevral mayi incelemesinde bol plazma hücresi görüldü. Solunum sıkıntısı derinleşen hastaya drenaj uygulandı. Yoğun bakımda takibe alınan hastanın genel durumu kötüleşti ve kaybedildi. TARTIŞMA: MM un en sık görülen alttipi Ig G olmakla birlikte literatürde Ig A ve D tipi hastalarda MPE görülme ihtimalinin daha fazla olduğu üzerinde durulmuştur. Ig D tipi myelomda kemik dışı yayılım eğiliminin fazla olduğu bilinmektedir.Bizim her iki vakamız da Ig G kappa tipi myelomdu. Literatürde MPE lu hastalarda medyan sağkalımın 4 aydan az olduğu bildirilmiştir. Bizim iki olgumuz da MPE saptanmasını takiben haftalar içerisinde kaybedildi. MPE varlığı kötü prognostik belirteç olarak kabul edilmektedir. SONUÇ: MM ‘da plevral tutuluma bağlı efüzyon oldukça nadir olmasına rağmen klinik seyir çok hızlı olduğu için her olgunun plevral tutulum açısından değerlendirilmesi uygundur.