\ Bozkurt Pazartıtest 19 Ağustos "974 Yll: 23 - Sayı: 8163 Fiati: 25 M il. Dizilip Basıldığı Yar ı BOZKURT Basımevi Sahibi ve Genel Yaym Müdürü CEMAL TOGAN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü 8ADI C. TOGAN 142, Glm e Caddesi, Lsfkosa Tel.: 62951 — Dah: 210 püntitA ta ra ^ iıy Şimdi sıra Rumların insafına kalmış S ER İN LETEN T A T ... BelCola payete İÇİNİZ Türklerin kurtarılmasına geldi Ecevit: Gereken Yapılacak ANKARA: Başbakan Bülent Ecevit Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bulundu ğu bölgenin dışında kalan Türklerin can ve mal güvenliği nin korunması için Türkiyenin üzerine düşen bütün tedbirleri alacağını söylemiştir. Ecevit, dün akşam Denktaş başkanlı­ ğındaki Kıbrıs Türk Heyetini Başbakanlıkta kabul etmiştir. Ecevit, iki saat kadar süren gö rüşmedf» sonra Başbakanlık­ tan ayrılırken gazetecilere şun ları söylemiştir: "Kıbrıs Türklerinin güvenliği ni ve haklarını sağlamak için gerekeni yapmak bizim için yalnız bir milli ödev değildi, ayni zamanda bir insani ödev di. Şimdi Kahraman Türk Silâh lı Kuvvetlerinin Türk Mücahit­ leri ile birlikte bu görevi yeri ne getirebilmiş olması bize bü yük bir vicdan huzuru veriyor. Bu arada en ivedi insani so­ runlarımızdan biri, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bulunduğu bölge dışında Kibrisin muhtelif böl­ gelerine dağılmış olan Türkle­ rin can güvenliğini korumaktır. Onu da bir yandan uluslarara sı girişimlerde bulunuyoruz, bir yandan da üzerimize düşen her şeyi yapmak üzere gereken tedbirleri elbette ki alacağız. Öyle umarız ki Kıbrıs’ta bir an önce barışın ve güvenliğin yerleşmesi bakımından yalnız Türklere bağlı ödevler düşmek le kalmadığını, Kıbrıs Rumları­ na ve Yunanistana da bazı ödevler düştüğünü herkes vakit fazla gecikmeden i.drak etsin Kibrisin nihai statüsü belli oluncaya kadar birtakım önem li yönetim sorunları ortaya çık maktadır. Bu sorunların çözü­ münde Kıbrıs Türk Yönetimine yardımcı olmak bizim görevi­ mizdir. Kendilerinin kabul ede­ cekleri sınır içinde bu yardımı yapmaya hazırız. Bu konuda bir öngörüşme yapmış bulunu yoruz. Bizim için çok yararlı oldu.” DENKTAŞ'IN BEYANATI Rauf Denktaş ise görüşme­ den sonra gazetecilere şunla­ rı söylemiştir: "Sayın Başbakan ile son du rumu ayrıntılı olarak görüştük. Kibrisin barış yolu ile nihai statüsü belli oluncaya kadar karşılaşacağımız birçok idari, ekonomik sorunlar vardır. Bun lar üzerinde titizlikle durdular. Bizi dinlediler, anlayış göster­ diler, Müteşekkiriz. Bu tema­ sımız çok mutlu şartlar altında olmuştur. Ümit ederiz ki bun­ dan sonra hep böyle olacak­ tır. Anavatanın 11 yıllık büyük bir ızdırabı hem Türk milleti için hem Kıbrıs Türkü için bü yük bir ızdırabı ortadan kaldır mak için göstermiş olduğu bu fedakârlık ilânihaye hepimiz ta rafından şükranla anılacaktır ve tarihi bir olaydır. Bu tarihi günleri bize yaşatmış oldukla­ rı için kendilerine ayrıca teşek kür ederim. Türk ulusuna te­ şekkür ederim. Türk Ordusu­ nun himayesinde ve gölgesin de huzur içerisinde yaşıyoruz. Ümit ederiz ki barış günler, miz çok yakın olsun." defa daha görüyoruz." KAMPLARDAKİ TÜRKLER Birgit, 150 kişilik bir Türk kafilesinin iki otomobille Leymosun’daki bir kampa götürül düğünü, Binatlı'da da 250 kişi­ lik yeni bir kampın kurulduğu nu öğrendiklerini söylemiştir. Bu durum karşısında Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin ulus lararası teşekküllerin tepkisini büyük bir ilgiyle beklediğini kaydeden Birgit, "bu olaylar karşısında devletlerin ve mil­ letlerarası teşekküllerin göste ceği tepki bundan önceki tep­ kilerin ne gibi amaçlarla yapıl dığını da ortaya koyma fırsatı nı verecektir" demiştir. BEKLENEN VE ÜMİT EDİLEN Birgit şöyle devam etmiştir: “ Bazı uluslar ve bazı yaban­ cı gazeteler Türklerin neden barışçı yollan daha fazla b e k / mediğini ve adaya müdahale etme gerektiğini anlamaz gö­ rünüyorlardı. Şu ortaya koydu­ ğum örnek herhalde bunun ce­ vabı olsa gerekir. Hükümeti miz, Güvenlik Konseyinin ateş kes çağrısına derhal uymuş ve silâhlı kuvvetlerimizi bulundu ğu yerde durdurmuştur. Slla 1 1 kuvvetlerimizin bulunduğu yer­ lerin ötesindeki soydaşlarımı­ za yapılan bu insanlık dışı me­ zalim, uluslararası örgütlerin ve diğer devletlerin harekete geçerek önleyeceğine inanmak istiyoruz. T.C. Hükümeti bu ko nuda herkesin görev yapması­ nı beklemektedir ve öyle ümti: etmektedir.” ATEŞ KES HATTINDAYIZ Birgit bir soruya karşılık ve Ecevit, Battaki kalliomm bütan ayrıntıları ile doğınlaadığını söyledi Limasol'daki rehineTürkler hâlâ serbest bırakılmadık Yabancı gazeteciler rehinelerle temas ettirilmiyor T.C. LEFKOŞA BÜYÜKELÇİLİĞİNDEN AÇIK TEŞEKKÜR Türk Barış Kuvvetlerinin birinci ve ikinci harekâtı sırasında bütün olanaklarıyla yardımlaşma ve dayanışma gereğini hisseoerek gerek yaralılarımıza, gerek göçmenlerimize başından beri içaenlikle gece gündüz yardım eden Bay Celâl Bayar, Bayan Mine Arif Küfi ve yaralılarımızın ihtiyacı olan çamaşırların diki­ cimde makinelerini tahsis ederek bizzat çalışan GÜLOK. müessesesi sahibi Sayın Mehmet Salih ile terzi Bay İsmail Rodop, aynı müesseseden gönüllü olarak ve severek günlerce çalışan Bayan Ümran Mehmet, Bayan Aygün Mehmet, Bayan Sevcan Hüseyin. Bayan Selmin Hüseyin ve Bayan Sabiha Yaşar’a, Bü­ yükelçilik İkametgâhındaki çalışmalarda ve evlerinde dikiş işlerine yardım eden terzi Bayan Hidayet Abdülkadir, terzi Bavan Ayşe Cemali ve diğer hanımlara, ayrıca her türlü yardım­ larını kendi şahsı ve Varlık Kulübü adına esirgemiyen Bayan -lalan K. Rüstem ve Bayan Nermin Görgün ile büyük katkısını gördüğümüz Foto Ertan ve malzeme bağışında bulunan bütün müessese ve şahıslara takdirlerim izi, teşekkürlerimizi ve şük­ ranlarımızı sunarım. ASAF İNHAN Büyükelçi OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI YAPTI LEFKOŞA Cumhurbaşkan Yardımcısı ve Türk Yönetimi Başkan Ve­ kili Dr. Necdet Unel'in baş kanlığıda önceki akşam saat 20.30 da toplanan Yürütme Kurulu 3 saat süren uzun bir toplantı yapmıştır. Toplantı ya Türk Yönetimi Meclisi Baş kan Vekili ve Türk Cemaat M eclisi İsmail Bozkurt da katılmıştır. Toplantıdan sonra herhangi bir açıklama yapıl mamıştır. “Birleşmiş M-lletlerden ve Kızılhaç'tan aldığımız bilgilere göre, maalesef Baf'taki Rum katliamı bütün ayrıntıları ile doğrulanmış bulunuyor. Sayın Birgit, Başbakanlıkta biraz son­ ra bu konuda bir basın toplan­ tısı yapacak ve bütün dünyaya bu konudaki acı gerçekleri açıklayacak.'. KAHRAMAN TÜRK PİLOTLARI DÜŞMANA GÖZ AÇTIRMADI GENEL KURMAY'IN AÇIKLAMASI Hükümet Sözcüsü, Turizm ve Tanıtma Bakanı Orhan Birgit, Başbakanlıkta yaptığı basın top lantısında Baf’ta 6 Tükün Rum- Kıbrıs’a huzur ve güveni getirmek için Türk Silâhlı Kuv­ vetleri tarafından girişilen barış harekâtında, hava kuvvetleri­ mize bağlı kahraman pilotlarımıza büyük görevler düşmüştür. Üzerlerine düşen görevleri, ölümü hiçe sayarcasına başararak, lürk pilotlarının geleneksel kahramanlık ve maharetlerini bir kez daha dosta ve düşmana ispatlayan şanlı havacılarımız, Kıbrıs harekâtında uyguladıkları taktiklerle tarafsız gözlemci­ lerin de takdirlerini toplamışlardır. Dünya basınında, savaş uz­ manları, Türk havacılarının üşün yeteneklerinden söz ederken, takdir için yeterli kelime bulamamışlardır. Rum radyosunun keklik gibi Türk uçağı düşürüldüğüne ilişkin haberleri, tarafsız gözlemciler tarafından gülünç olarak karşılanmış ve en güçlü hava savunmasına sahip olan ülkelerin bile usta ve cesur Türk pilotlarım bu kadar kolay avlayamayacaklarına dikkati çekmiş­ lerdir. 14 Ağustos'ta başlayan ikinci barış harekâtında Türk uçaklarının hedeflere saldırmasını izleyenler, Türk pilotlarının cesaretine hayran kalmışlardır. İkili timler halinde hedeflere saldıran Türk uçakları, Lefkoşe’nin damlarını yalarcasına alçak mesafede uçuyorlardı. Uçaklardan önde gideni sürekli makineli tüfek ateşiyle saldırgan düşmanın uçaksavar ateşi açmasına engel oluyor; arkadan gelen ise bomba ve roketlerini tam isabetle hedeflerin kalbine oturtuyordu. Yandaki ve alttaki İki resim, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı'nın saldırgan Yunan Alayına karşı giriştiği harekât sırasında tesbit edilmiştir. Uçakların desteğinde yürütülen bu operasyon, Yunan kuvvetleri Alayının toptan yok edilmesi İle sonuçlanmış ve Yunan Alayı kampına şanlı Türk bayrağı çekilerek, Lefkoşa • Omorfo Yolu kontrolü­ müz altına alınmıştır. Resimlerden yandaki, uçaklarımızdan birisini Yunan Alayı top mevzilerine bombasını atıp yükselir­ ken; alttaki resim ise uçağımız uzaklaşırken, hedeften yükselen simsiyah dumanları yansıtmaktadır. ıtıiH»HiııııııııııiBiıııııııı»ı»ııiıi8iıiıını»fliııaıııiiiıtiıımaııaııa»aı*ıııiMi»t»**|,ııiB»*ı|BiiB»aıiBiııuı«ftıi' llllltlll| ll| ll| | | | iia iı| | lilıl| !!| ; , l l l | l ı l ı : l <li ia ijg i l| ! l| l l| l l | l | | | | | | | | l i a i l l l l l l l l l l l l ( l l l l i l l l l > l l l l » l » U I I - f 1111,11111 Saıcar’la görüştükte» sonra ABD Elçisiıi kaimi eden Ecevit, Kıbrıs’ta durumun çok iyi olduğunu söyledi TBMM bugün olağanüstü toplantı yapacak Başbakan Bülent Ecevit sa at 11.30 da Dışişleri Bakanı Tu­ ran Güneş'le birlikte Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Se j™h Sancar'ı ziyaret etm iştir. sırada M illet Meclisi Baş kam Kemal Güven de Örgene rai Semih Sancar 'la görüş rnekteydi. M illet Meclisi Baş kanı Kemal Güven, Başbakan Ecevit ve Dışişleri Bakanı Gü neş saat 12.15 de Genel Kur rnay Başkanlığından ayrılmış[ j ardır. Başbakan Ecevit gaze ; recilerin sorularını cevaplan­ dırırken “Durum çok iyi Türk : birlikleri Ateş-Kes'e tam ria Vet ediyorlar. Yalnız güney ; “ölgesinde Rumlar zaman za i man ateş açıyor, Türk birlikle i derrü t^ 6ri Ç**9'c,e duruyorlar’ ı MUHTEŞEM ZAFER i , J c?v,t. Türk Silâhlı kuvvetnln Sunmadığı yerlerdeki i “ ı.kL?.U soran bir gazeteciye „ r l * j ödiyoruz. Güney bölIfarn» Lefkoşa— Mağusa hat I la,." .Sbneyinde ateş ediyor • I lBt karşılığım vermiştir. Mil İven j lsi Başkanı Kemal Gü I»öylemişt,?“ etecilere 9unlarl I büvr . Lt °rdusunun kazandığı IdoİBv. v® muhteşem zaferden i Bask. Saym Genel Kurmay I »Mnımızı ve Kuvvet Komu . ____________ ...... tanlarımızı ve onların şahsın da Türk silâhlı kuvvetlerini kutladım. ABD ELÇIS NİN ZİYARETİ Başbakan Ecevit daha sonra saat 10.30 da Amerika Birle şik Devletlerinin Ankara Büyükelçisi William Mc Commer’i kabul etmişt. Kırkbeş dakika süren görüşmeden son ra gazetecilerin sorularını ce vaplandıran Başbakan Ecevit, “son siyasal gelişmeler ve ihtimaller üzerinde görüş tea tisinde bulunduk d®ml^ r' Başbakan Bülent Ecev t, "Büyükelçi bir mesaj getirdi mi?” sorusuna şu karşılığı verm iştir: “Sayın Mc Commer bir me saj getirmedi. Son gelişmeler hakkında beraber istişarelerde bulunduk. Görüşme olacak mı olmayacak mı? Ne zaman nasıl başlayacak? Bununla lig li fikir teatisinde bulunduk. MECLİS TOPLANIYOR Başbakan EcevitTe Ameri­ ka Birleşik Devletleri Buyuke çişi Mc Commer arasındaki görüşmeye Dışişleri Bakanı Turan Güneş de katılmıştırM ille t Meclisi Başkanı Keı Gene^Kurmay^^aşkaınlığmdan fından Türklere karşı girişilen zalimce davranışlar durdurul­ mazsa Türkiyenin üçüncü kez harekete geçip geçmiyeceğini soran bir gazeteciye de şöyle cevap vermiştir: “Ben dünya kamu oyunun adada mezalim gören bütün in­ sanlara karşı ayni tepkiyi gös­ tereceğine inanmak istiyorum. Bizim dışımızdaki ulusların bu mezalim karşısında bu kadar sağır ve bu kadar görmez ka­ lacağına inanmak istemiyo­ rum". BIRGIT’İN BAS|N TOPLANTISI Ote yandan Turizm ve Tanıt ma Bakanı ve Hükümet Sözcü­ sü Orhan İBirgit, Rumların Kıb rıs’taki mezalimleri hakkında dün bir basın toplantısı tertip lemıştir. Birgit, Lefkoşa’daki bazı Rum kaynaklarının Kıbrıs' ta Türk kuvvetlerinin ateş ke si ihlâl ettiklerini ısrarlı bir şe ■linBllllllIlBIlimM^ailllllliailBIIIIIIIIBIIBIIIIIIMBiıllIBIIIllllIfllıllıaiilııaııaıiBiılliBııliiaıllıı^iiaııaııijtatıluiuatlIllIültiaiiı.M i ı a u n K n n ı n ı n u i H i ı n ı ı ı ı n ı n m ı ı ı ı n ı n n ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı n m ı H H i ı n ı n H i ı n ı n ı n ı ı t u n n ı u m m ı ı .ı ı i M i ı u u a j . . * . . . . . . . . H y ı - t m ı - , , , ...........................................n kilde yaymaya çalıştığını bil­ direrek, "bu asılsız iddiaların bazı acı gerçekleri kamufle et mek amacına dayandığını sap tamış bulunuyoruz" demiştir. Birgit, basın toplantısında, Kıb rıs'ta bulunan Uluslararası Kı­ zılhaç Misyonu Başkanının Baş bakan Ecevit’e gönderdiği bir telgrafı açıklamıştır . Bu telg­ rafta, Gazi Baf'ta 6 savunma­ sız Türkün Rumlar tarafından nasıl öldürüldükleri açıklanmak tadır. KIZILHAÇ VE B.M.'NİN GÖREVİ Orhan Birgit, Baf halkının futbol alanına toplandığını, 29 Türk erkeğinin ve sayısı bilin­ meyen Türk polisinin de RMM tarafından Yereşibu kampına götürüldüklerini söylemiştir. fSJ Birgit, sözlerine şöyle devam etmiştir: “ Kızılhaç ve özellikle Birleş miş M illetler Barış Gücüne Ce nevre deklerasyonunun hüküm lerini işletme görevi verilmiş ANKARA: lar tarafından kurşuna dizildi­ besi de Baf'takl katliamla ilgi­ saat 19.00'dan itibaren uygu­ lar tarafından ise ateş kes de­ tir. Bunun şimdiye kadar yapıl li olarak şu açıklamayı yapmış­ ğini açıklamıştır. Genel Kur­ Başbakan Bülent Ecevit, Kıb­ lanmaya başlanan ateş keşten vamlı olarak ihlâl edilmektedir. mamış olmasının hangi olayla tır: may Genel Sekreterliği Basınrıs'ta Rumların kontrolü altın­ sonra Türk birlikleri karara Örnek olarak. 16 Ağustos 1974 ra yol açtığını hep birlikte bir Yaym ve Halkla İlişkiler Şu­ “Kıbrıs'ta 16 Ağustos 1974 daki Baf’ta Türklere karşı gi­ tam olarak uymaktadırlar. Rum (Devamı 4'üncü sayfada) rişilen katliamın doğrulandığı­ nı açıklamıştır. Ecevit dün ga- laııııiinıııııııııııııuıııiMiiııuııııııııııııııııııııııııııiJiııııııaııınııııııııııııııııınıııııiHiiıiııııııııtııııııııııınmııııuıııııııınıııınnıııııııııııııııııııııııııııınıııııuınııııiiiııınımıiınınınııııııınıuHtııi!ııiııaııaııiıifiı» zetecilere bu konuda şunları YÜRÜTME KURULU söylemiştir: IIIIIIIUlIlllll l l İİIIUI. I. I I illlllllU IIIIIIIIIIIIIIIIllllllllllllllllllllllia iillllllllIllJIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİII ANKARA rirken Türk Silâhlı Kuvvetleri nin Kıbrıs'ta ateş kes kararı alındığı tarihte neredeyseler halen orada bulunduklarını açık lamıştır. Lefkoşa Hava Alanı­ nın Türk birliklerince neden kuşatıldığı yolundaki bir soruyu da Birgit şöyle cevaplandır­ mıştır: "Herhangi bir karşı harekâ­ ta geçirilmemesi için. Bunun dı şında herhangi bir düşüncesi yoktur Silâhlı Kuvvetlerimizin''. 3’0NCÜ KEZ MÜDAHALE Birgit, Kıbrıslı Rumlar tara­ tırlatarak Kemal Güvenle bu na fırlatarak na «itm gitm işlerdir. işlerdir. Ecevit Ecevit M M illet illet konu üzerinde durduklarını Meclisi Başkanı Güvenle 15 söylemiştir. M illet Meclisi dakika kadar süren bir görüş Başkanının Birinci Kıbrıs hare­ me yapnpıştır.. Ecevit görüş; kâtı sırasında kendisini ziya­ meden ayrılırken Türkiye Bu ret ettiğini belirten Başba yük M illet Meclisinin bugün­ kan bu vesile ile Güven’i ye­ kü olağanüstü toplantısında rinde ziyaret etme fırsatı bul Sıkı Yönetimin uzatılması ,nacağım ha naduğunu da sözlerine eklemiş konusunun ele alınacağını __--------— ......... .............................. «««•««'» «UR1IIIII»«» (Foto: BOZKURT — ÖZEL) Girne Lim anının Ön Projesi Hazırlandı I» EGE ÜNİVERSİTESİ GİRNE VE MAĞUSA’DA FAKÜLTE AÇIYOR . m sm *< IgSSpf m m :, S illlİî *v ■ ^ ‘ 'B Tarlda''U luslararası Limanlar Birliği üyesi Yüksek inşaat ... jio i Moiih Ppkmen önceki gün Istânbul d& gazetecilere verdfği demeçte Glrne’de yapılacak Umanın ön projesmin hazırla ııarak9 yetkili makamlara sunulduğunu söylemiştir, M ehhPek„ a T(irk Deniz Kuvvetleri Girne limanını İki yılda inşa edebi­ leceğini bildirm iştir. Verilen bilgiye göre, Girne limanı 2 milyon 200 bin Kıbrıs lirasına mal olacaktır. > *■n * ANKARA: üniversitesi Kıbrıs’da ilk fakültesini açmak için hahaciamıstır Eae Üniversitesi Rektörü Profesör Dr. ^l^ r.fJ y ^ aa^imj^yye k yQ2forc ^ soydaşım ızın^ vanahllnıeklcln yerlerinden ve yurtlarından ayr.lma'anna lüzum yapabilmek iç y Türk yeri olan Girne ve Magusa da ^ L T ^ t e s l e bağlı olarak bir fakülte açılacaktır Böylece rpnclerimize büyük bir imkân sağlanmış olacaktır. Üniversite açılacak fakülte ile ilgili anlaşmaların çalışmalarını hızla ge- f İ a l *..*•*. İte ağustos, Türk askerimin Kıbrıs’ a adalet getirdiğini belirten Mizansen tamamlanıyor ient Ecevit, Kıbrıs için çizilen amacın gerçekleştığını söyledi ■ & w * ■ ■ ■ m ■ » Adanın güvenliği için Kıbrıs’ta asker bırakılacak Başbakan Bülent Ecevit Türkiye televizyonunda Kibrisin bugünkü durumu ve geleceği konusunda açıklamalarda bulunmuş tur. Ecevit, “ Kıbrısla ilgili bütün girişimlerimizde yalnız Türk toplumunun yararlarını değil, adadaki Rumların geleceğini ve dünya barışını gözetme­ ye de dikkat ettik” de miştir. Türk silâhlı kuvvetleri­ nin giriştiği barış harekâ tı sırasında bütün Türk ulusunun bir bütün olarak davranmasının kendileri ne güç kattığını belirten Ecevit şöyle devam etmiş tir: “Sıkı yönetim dışında gençlerimiz Kıbrıs'la ilgi­ li mitingler^yapmak istedi ler. Valilere telefon ede­ rek, gençlerle konuşmala­ rını ve hükümetin Kıbrıs konusundaki politikası nın dünyada kuşku uyan­ dırmaması için bundan vazgeçmeleri ricamızın iletilmesmi istedik. Genç­ lerimiz bunu anlayışla karşıladılar. Çizdiğimiz amaç neyse ordumuzun hızlı harekâtı sırasında bile buna bağlı kaldık. Belliydi ki ordu­ muz çok daha fazlasını yapabilirdi. Yapmadık. Biz nerede duracağını .nere de durulması gerektiğini bilen bir milletiz. Durula­ cak yeri bilmek, Atatürk’­ ün bize bıraktığı önemli erdemlerinden biridir." Kıbrıs adasının küçük olmasına rağmen strate­ jik öneminin büyük oldu­ ğuna dikkati çeken Ecevit “ Kıbrıs'ın dünyadaki blok lar arasındaki dengenin bir düğüm noktası ol duğu ortaya çıkmıştır." demiştir. Başbakan Ece­ vit, duygusal olmaktan da ima kaçınılması gerekti ğini belirterek şöyie de­ vam etm iştir: “Yunanistan, duygusal bir kararla NATOdan a y ­ rılmıştır. Zaman geçince bu kararından pişmanlık duyacaktır. Türkiye'nin haşhaşla ilgili kararından sonra bize şiddetli eleşti­ riler yöneltilirken bile ben Türkiyenin dış politi­ kasını deglştirmiyeceği ni belirtmiştim. Bu bakım dan adaya nasıl bir statü verilirse verilsin toplum­ lar arasındaki kırgınlıklar giderilmelidir. Adada hu­ zur ve barışın sağlanma­ sı için iki toplumun işbir liği yapması gerekir. Ada daki Türkler çok ıstırap çektiler. Buna rağmen bu kırgınlıkları bağışlayabi­ lecek kadar hoşgörü sahi­ bi olduklarından eminim. Zira, kin, insan yüreğine yüktrü. Kin olursa iyi iliş kiler kurulamaz ve sağlık lı düşünülemez. Biz top rak fethetmeye gitmedik. Bütün dünyada gönülleri fethetmeye çaba gösteri­ yoruz. Askerlerimizin Kıb rıstaki davranışı herkese örnek olmuştur.'* Başbakan Ecevit, Kıbrıs ta sevgi ve adalete daya­ lı bir yönetim kurulması gerektiğini belirtirken Türklerin tarih boyunca gittikleri yerlere adalet götürdüğünü hatırlatmış tır. Sevgi ve adaletin yanısıra etkin bir yönetimin de gerekli olduğunu kay­ deden Ecevit, Kıbrıs’taki yönetim sorununun Kıbrıs lı_Türklere ait olacağını ancak Türkiyenin bu çaba lara yardım edeceğini bil­ dirmiştir. Başbakan Ecevit, bir so rüya karşılık verirken de şöyle konuşmuştur: “ Rumların başarısızlık larının nedeni başlangıçta yaptıkları hatadır. Kendi içinde düzen sağlayama • yan, milletine huzur veremiyen bir yönetim bütün dünyayı bir oldu bittiye getirerek Kıbrısı ilhaka kalkıştı. Bu riskli ve an­ lamsız bir davranıştı. On­ dan sonra gelen yönetim ise bunu ödemek zorun­ da kaldı.” Ecevit, Yunanistan'ın dış politikalarının daima yanlış bir temele dayan­ dığını yine bir soru üze­ rine belirtirken şunları Polis Adaylarının Mülakatı Daha önce yayınlanan bidlrimize uygun olarak Polis kaydı için m üracaat etmiş olcpı adayların 20 Ağustos 1974 Salı günü saat 09.00'da mülakat için Emniyet Genel Müdürlüğünde hazır bulunmaları gereği duyurulur. MEHMET REFİK Türk Emniyet Genel Müdürü söylemiştir: “Yunanlıların büyük i deal, büyük ülküleri var. Bu anlayış artık günümüz de geçerli değildir. Günü­ müz imparatorluk çağı de ğil, imparatorlukların yı kıldığı bir çağdır. Artık devletlerin büyüklüğü top raklarının büyüklüğüyle değil, geleceğe yönelik ve çağa uygun tutumla­ rıyla değerlendirilmekte dir. Bu en büyük yanılgıla rı olmuştur. Bunun yanışı ra dış politikaların kin üzerine kurulamıyacağı da anlaşılmıştır. Kıbrıslı Rum çocuklar, okul sırala dından itibaren Türklere karşı bir kinle yetiştiril mişlerdir. Bu da Yunanis­ tan! bugünkü çıkmaza sok muştur. Bugün, hiçbir Rum ve Yunan politikacı sı çıkıp da ben Enosisi is temiyorum diyemez. Istan bul üzerinde hiçbir Yunan lı politikacının hak iddia etmemesini düşünemez. Zaten bunu söyliyenler vatan hainliğiyle suçlana­ bilirler. Ümit ederim Kıbrıs mü dahalesi bunu ortadan kaldırmıştır. Türkiye’de böyle bir istek görülmez. Gerçekçi olduğumuz için Aynı idealler bizde de ol saydı, komşularımızla iyi ilişkiler içinde olamazdık. Oysa Yunanistan dışında bütün komşularımızla iyi ilişkiler içindeyiz." Başbakan Ecevit, batı nın Yunanlılara karşı aşı­ rı bir zaafları olduğunu, bunun özellikle dış basın da görüldüğünü belirte rek, Yunanlıların bunu de vamlı olarak istismar e t ­ tiklerini belirtmiştir. Daha sonra, Adadaki toplumların, zorunlu olarak müba deleye tabi tutulması gö rüşünde olmadığını belir­ ten Ecevit, adada güven verici bir devlet düzeni kurulduktan sonra, Türki­ yenin adadaki askerine ihtiyaç kalmıyacağını kay dederek adanın güvenliği için gerekirse gerektiği kadar asker kalır demiş - tir. Ecevit, bir başka soru ya karşılık verirken de silâhlı kuvvetlerin adada süratle hedefe ulaşması­ nın ateş kes kararına kı­ sa sürede uyma olanağı sağladığını belirtmiştir. Ecevit, Yunanistan’ın NATO’dan ayrılması konusun daki bir soruya da şöyle cevap vermiştir: “ Meseleye iki açıdan bakılabilir. NATO Yunanistansız olabilir mi? Yu­ nanistan açısından bunu bilmiyorum. Bu onun iç meselesidir. Yunanistansız NATO olur mu soru suna ise, büyük güçlükle­ ri olduğu görüşündeyim. Fakat ortada bir gerçek de var. NATO'nun güney­ doğu kanadıyla ilgili soru­ nu daha önce de vardı. Bu iki ülkenin sıkı işbirli ği varsayımına dayanıyor du bu kanadın güvenliği. Oysa iki ülke birbiriyle adeta savaşacakmış gibi silâhlanıyordu. NATO'­ nun güney-doğu kanadın­ da bir zaaf vardı. Bugün­ kü durum bu zaafı şeklen değiştirmiştir. Fakat esas ta bir değişiklik olmamış tır. Başbakan Ecevit, Birle­ şik Amerika ile Sovyetler Birliğinin Kıbrıs olayları karşısında açık bir tutum içinde bulunduklarını be lirterek Sovyetlerle de aramızdaki güvenin arttığı kanısındayım, demiştir. Kıbrıs olaylarının bir bakıma telefon diplomasi si çağının başlangıcı oldu ğunu söyliyen Başbakan Ecevit, bu yeni diplomasi biçimi hakkında bilgi ve­ rirken şunları söylemiş­ tir: “Süratli düşünmeyi, yet kiyle karar vermeyi çok açık ve dürüst olmayı ge­ rektiriyor bu telefon dip­ lomasisi. Ülkeler arasın­ daki saat farkları bir ta kim zorluklar doğuruyor ama, sağlıklı bir diploma­ si yöntemi olduğunu söyliyebilirim. Eski resmiyet sınırlarının dışına çıkarı­ yor diplomasiyi." NASiBOĞULLARI ELEKTRİK İŞLERİ MÜTEAHHİTLİĞİ Tüm elektrik arızalanırız için hizmeti­ nizdedir. 52 B. IInci Selim Cad. Feza Apt. Lefkoşa. Tel: 609 ÜNİVERSİTE ADAYLARI KIBRIS TÜRK YÖNETİMİ POSTA DAİRESİNDEN ÖNEMLİ DUYURU Kıbrıs Türk Posta Servisi, Anava tan aracılığı ile muntazam surette yü­ rütülmektedir. Türkiye ve diğer dış ülkelere postalanacak mektuplarda sa dece Kıbrıs Türk Yönetimi posta pulla rı kullanılacaktırYabancı ülkelerden postalanacak mektupların Türkiye kanalı ile ulaşı mini sağlamak için normal Kıbrıs ad­ resine ilâveten zarf üzerine büyük harflarla (MERSİN 10 - TURKEY) iba resi yazılacaktır. (Adres örneği) Bay HALİL KALLÎGAOGLU Gündüz Tezel Sokak No. 8 Lefkoşa MERSİN 10 - TURKEY 19>. YÜKSEK TAHSİLE GİTMEDEN ÖNCE TÜRKİYE'DE ÖĞRENİM KILAVUZU İSİMLİ KİTABI MUTLAKA GÖRÜNÜZ Kıbrıs’ta ve Ankara'da yapmanız gereken işleri, bütün üniversite akade­ mi ve yüksek okullann tanıtılmasını, yüzlerce yurt adres ve telefon numa rasm ı, burs yönetmeliğini ve aradığı nız her şeyi bu kitapta bulacak, kimse­ ye akıl danışm a lüzumunu hissetm e yeceksiniz.. "TÜRKİYEDE ÖĞRENİM KILAVU ZU" Bozkurt Gazetesi Ankara Muhabi­ ri ERGÜN AYDOGAN tarafından titiz bir çalışm a ile tam üç yılda sizin için hazırlandı. BÜTÜN KİTAPÇILARDA ( 10) Binbaşı Martin’ in baba sına gelince bunun için de harp dolayısıyle silâh al tına alınmış parlak hizmet ler görmüş bir Birinci Dün ya savaşı subayı olmasını düşündük. Bu zatın ağzın­ dan yazılan 13 Nisan ta rihli mektup ve eki, kral Edvard devrine özgü öyle ağdalı bir üslûpla kaleme alınmıştı ki hiç kimse böy le bir mektubu uydura mazdı. Bunu yazsa yazsa Martin'in babası gibi es ki ekole mensup bir ba ba kaleme alabilirdi. Mektup ve ilişiği söyle BABADAN OĞLUNA : Telf. No: 98 Black Lion Oteli, Mold N. Wales 13 Nisan 1943 Sevgili oğlum William Kaldığım bu otel hatırla yabildiğim kadarı ile hiç te harpten önceki gibi ra hat ve konforlu değil.. Halana bir kere daha yük olmanı istemediğim için burada kalıyorum. Zaten kadıncağızın yardımcıları yok. Üstelik ısıtma huşu sunda da sağolsun biraz cimri ve ekonomik davra myor. (Tabiî karşılamak lâzım, zira harpte bülunu yoruz) Bu sebeple evi misafire, hele benim yaş tâki misafire müsait de ğil, 20 ve 21 Nisan gece lerini Londrada geçirmek niyetindeydim. Birbirimizi görebleceğimizi umanm. Senn işin için Mc Kenna Müessesesinde Mr. Gwat kin'e yazdığım mektubun bir suretini da sana gön deriyorum. Mektupta da göreceğin gibi kendisine 21 Nisan Çarşamba günü öğle yemeğini saat bire çeyrek kala Carlton Grili’de beraber yemek teklifin de bulundum. Sen de ge lirsen memnun olurum. Şa yet gelmek imkânını bu­ lursan (ki buna eminim)) vaktinde gelimeye çalış. Aksi takdirde seni bekle • meden yemeğe başlaya cağımızı büesin. Halazaden Priscilla 'nın selâmlan var. Görmeyeli beri çok makul bir kız ol muş. Ama orduda çalış masına rağmen gidişatı nı pek de değiştirmiş ola­ bileceğini söyleyemem doğrusu. Korkanm o da babasına çekecek!. Muhabbele gözlerinden öperim . Baban kendi otellerine ait mektup zinle buluşmak üzere ge kâğılarmın alıp kullandığı lirken beraberinde getjre mız için ve bilhassa rahat çektir. Vergi Dairesi Müfettişi lığı ile meşhur otelin kon bu işte bu yıl için ne mi foruna dil uzattığımızdan ötürü bizi affedeceklerdir. tar vergi muafiyet oranının Bu arada yaptığımız ça hakkınızda uygulanaca • ğını tesbit amacı ile bizlışma ve soruşturmalar ne ticesinde nihayet Mc Ken den 1942— 43 yılında aldı na ve ortakları müessese ğınız maaş ve bedellere sinin ortaklarından bir ait ayrıntılı bilgiler iste Bunlan bizim dost elde etmeye ve bu inektedir, zekâ aşağıdaki mektubu sağlamamıza imkân bu­ müessesesinin başlıklı kâ lunmadığı nedenile bildi • ğıdına yazdırmaya mu - rirseniz minnettar kalım. vaffak olduk ve böylelikle Saygılarımızla, mizanseni tamamlayabil Mc Kenna ve Şürekası dik. Binbaşı W. Martin, Kraliyet Dz. Piyadesi Mc Kenna ve Şürekâsı Kara ve Deniz Subay Hukuk müşavirliği Klübü, 14 Waterloo Place 94, Picadilly, Londra S.W,I, Londra S.W,I. İLGİ; Mcl/BG yazımız 19 Nisan 1943 Hepsini bir arada muta lât ettiğimiz zaman bütün Sayın Bay: İLGİ: Size tâllûk eden bu dokümanların bize ora da gerçek bir şahsın ger • i? Tarafınızdan onaylan - çekten yaşayan bir şah • mış ve vasiyetnameyi ia­ sın bulunduğu izlenimini de etmek üzere gönderdi verdiğine kanaat getirdik ğiniz dünkü mektuba te Bir insanın nihayet cebinde şekkür ederiz.. Hizmetleri taşıyabileceği birkaç mek miz için 50 İngiliz liralık tup ve kâğıtla da bundan bir miras hakla tanıdığım fazlasını sağlamak müm ■ zı gösterecek hükmü vasi kün olamazdı. I C3J1? yetnameye dâhil edece Mamafih bu kâğıtlcm Bin ğiz ve Hukuk müşavirimiz başı Martin'e vermeden (?) M Gwatkin, imzalamanız önce bazı ihtiyat tedbirleri için asıl nüshayı 21 Nisan de almadık değil. Meselâ asi s günü öğle yemeğinde si(Devamı 3. sayfada) yolunda yeniden kaleme alabilir misiniz? Bittabi bu tarihten sonra sadece ço cuklar intifa eyleyebile çeklerdir. 20 ve 21 nisan günlerin de Londrada olacağım. Şa yet 21 Nisan Çarşamba günü saat bire çeyrek ka la Carlton Grill'de birlik te öğle yemeği yemenizi kabul ederseniz çok mem nun kalırım. Hele yemeğe gelirken yeni mukavele taslağım da birlikte getir diğiniz takdirde yemek ten sonra gözden geçir mek imkânım buluruz. William'a da yazdım. Ümit ederim ki o da bize kaülabilecek . Samimi dostunuz J. G. Martin F.A.S, GWATKIN ESq„ McKenna ve Şürekası 14 Watrloo Place, Londra S,W,I. MC KENNA’DAN BİR ORTAK Bu işte "Black Lion" otelini seçmemizin sebebi sadece otel adresinin de tipik bir İngiliz adresi ol ması ve biımetice işe ha kikat havası vermesi de ğildi, Binbaşı Martin ’in doğum yeri olan Cardiff şehri için de uygun düşü yordu. Black Lion Oteli nin sahipleri umarm ki. îfl.T.E BÜYÜK FIRSAT YILIN ŞAMPİYONLARI YEPYENİ 1974 MODEL HAYALİNİZDE YAŞATTIĞINIZ HARİKA BUZDOLABI i p iip fp %i p $ 4 / % ‘“ cep İttitj, > m ••»hıi İ mr* tr d M b $1 ÖTEKİ MEKTUP Street Telf. No: '8 Black Lion Oteli, Mold. N. Wales 10 Nisan 1943 Azizim Gwatkin: William'ın evlenmesi münasebetiyle hazırla mak niyetinde olduğum ve kendisine iradımdan faydanlama imkânı vere cek mukavele ile ilgili mek tubunuzu aldı ve incele dim. Kaleme aldığınız hü kümleri — bir nokta ha­ riç— uygun buldum Bu durumda kızn ailesi bu İra da herhangi bir katkıda bulunmayacağına göre, Tann korusun, William’ın vefatı halinde benim sağla dığım gelirden ömür bo yunca intifa talebinde bu lunmaya hakları olma mak gerekir;; Bunu bir şartla kabul edebilirim. O da evlendikten sonra çocukları olursa.. Binaen aleyh mukaveleyi çocuk­ ları olduğu takdirde söz konusu iradın gelirinin yalnız kadına verileceği ve bunun da kadının ev lenmesi veya çocukları rüşte erişmeleri tarihine kadar devam edebileceği ö >< »» MS | S j; r* mmmm m :: ■ * * > __ _ v * - d ııB V U V A N IZ IN İH T İY A C IN A E N İY İ C E V A P ■^ _ ™ en bu zd o la b büyük ödeme kolayhg, tte p ın lT m l0 v 1*" , CEVA P İyİ fiyatla »«ine alınır v r Eylerinde buzdolaplan eskive„ î ! ? . ^ ,Pyeni ^ Ç E L IK buzdolabı t ARÇPL.G. S E V l i I c l f a rçeu S ! e ^ B1 ATA t KARDEŞLER l t d şirketi LEFKO ŞA - KIBRIS PAZARTESİ, 19 AĞUSTOS, 1974. (BOZKCR T ) SAYFA: 3 MİZANSEN TAMAMLANIYOR (2. sayfadan devam) i A Voıon: fRANClS SlfvfNSC M İH H I Ümitsi: (5) 15 EYLÜL 1915 Zavallı O. (1) pek üz gün Bizim için işler pek kötü gidiyor, Liberaller ve liberal gazeteler hep aley hinde. Aynca muhafaza­ kârlar tarafından göklere çıkarılmaktan da nefret ediyor. Gerçek şu ki sim dilik dost olduğu tek libe rai Churchill D. nin görüşü şu ki, der hal kesin bir kararalınma yacak olursa felâketle yüzyüze gelmek tehlikesi ni atlatmayacağız. İki hafta kadar öne Kitche ner, Joffre'u gördü ve bü tün cephe boyunca büyük taarruza geçilmesini ka Torlaştırdılar. Derken bir kaç gün sonra bu plânlar iptal edildi ve Fransızlar bunun yerine bizimkilere yardımcı olmak üzere Ça nakkaleye dört alay gön dermeyi teklif ettiler. Winton bunu işitince pek sevindi. Fakat Kitchner'in Ka? bine toplantısında bundan sonra açıkladığı ilk şey, taarruzun gerçekleştirile ceği oldu. Fakat zamanı m bilmiyordu. Aynca Ça nakkaleye gönderilecek 4 Fransız alayının bir işe yarayıp yaramayacağın dan da emin değildi. Daha Fransızlann yardım teklif lerinden önce Kabine, Ça nakkale harekâtının bir başansızlık olduğunu ka­ rarlaştırmış fakat buna en iyi iyi şartlarla bir son vermek için hiçbir teklif getirmemişti. D. Cuma günü bano Al manlann yeni ve büyük bir hareketine karşı diren mek için ciddi hazırlıkla­ ra girişmemiz gerektiğin den bahsetti. Almanların şu üç ihtimalinden birini gerçekleştireceklerine ina nıyar: 1. Isanbula girmeleri, ki bu durumda Doğu ha rekâtı hiçbir sonuç verme miş olacak ve son derece ağır diplomatik güçlük­ lerle karşılaşacağız. 2. İtalya üzerine yürü mek, Italyayı alt edip ba nşa zorlamak. 3. Batı cephesinde şid detli bir taarruza girişip Fransa hatlarını yarmak ve muhtemelen Calais'ye kadar cepheyi kesmk. 5 EKİM 1915 Hafta sonu tatilini D. ile başbaşa W.H.'te ge! çirdik. Tam anlamıyle din t lendirici bir pazar günüy I dü Sabah sıcaklığında uzun bir yürüyüşe çıktık hava ço güzeldi D., Batı cephesindeki taarruzun so [nucunun alınmamasından [ korkuyordu. 2) (Doğuda |da durum çok ciddi. Bux1ton (3) önceki gün D. ye I Almanların Noelden önı c© Istanbulda olacaklarım [haber verdi. Ama Alman |lar tstanbula girinceye ka |darbizim Çanakkale hare [katı sona erer dedim. “Be t *jhn sevgili küçük kedim" Idiye cevap verdi. Korka [nm tüm Doğu İmparatorI ğunun sonu geldi.' Grey'jin sinirlerini kontrol ede [mediğini söylüyor . Dr. Ihöyle bir bunalım karşısın ■ " Kabinenin hafta sonu için sağa-sola dağıl fasını protesto etmişti. *reY e de Bakanların şe ttde kalmaları gerektiği h' “ ylemesİni hatırlatmış • Sonra birden sinirlen u' “Çanakkale Harekâtı e son vermek için kesin r arar almak üzere söz F®jdlirse, yarın bir Kabine °plantısı yapanm' de ®bette böyle bir şeye Jucân °hnadığı için de, dağılmıştı. Buna *9®©n Grey tutumu ile ’Onakkal® harekâtı hakptidakı görüşlerini orta fa koymuş oldu. Yunanis davay ı tana gönderdiği son teg raıf, bizden yana olan tüm Balkan ülkelerinin sırtını sıvamıştı. Buna rağmen bu hafta işler biaztavsar gibiydi. Müttefikler Selâ nik e çıktılar. D. bunu 9 ay önce teklif etmişti Ka bine bu önerisine önce den uymuş olsaydı, Ça nakkalede feci bir başarı­ sızlığa uğrayacağımız yer de, Balkanlarda başarılı bir kampanya yürütecek­ tik. Ülke gecikmeden dola layı fena kızıyor. Dünkü kabine toplantısında Crewe (4) "Allah rizası için bir karara varalım" dedi 11 EKİM 1915 Durum her gün biraz daha ciddileşiyor. Alman lar zorla da olsa Istanbu la girmek niyetinde olduk lannı belli ediyorlar. Bul garistan uzun bir süre için Almanyanın yanında yerini aldı. Yunanistan da Kralının hiyaneti yüzün den bizi fena durumda bı raktı. D. müthiş kuşkulu ve artık bir şeyler yapmak için çok geç kalındığını düşünüyor. Viviani (5) durumu görüşmek üzere acele geldi, sonra Kitche ner'le birlikte geri dön­ düler. K. cumartesi günü döndü ama kabine toplan tısında K. mn temaslarının sonucu görüşüleceği yer de hafta sonu tatiline git ti, toplantı da bugün öğle den sonraya ertelenmiş ol du O ysa asıl D’nin hafta sonu tatiline ihtiyacı var dı. Balkan durumunu gö rüştüğü kimselere karşı çok öfkleniyor. Çanakka le harekâtının yersizliğini kabul etmeyen Churchill'e de çok kızıyor. Churchill, başbakanın da bu hare kâta katıldığım hatırlata­ rak gerçeklere karşı çıkma sim engelüyor. Harekât bir başansızlık olarak ka bul edilirse Churchill ka dar kendisinin de suçlu sayılacağım belirtiyor. 12 EKİM 1915 Durum ümitsiz bir çıkış yolu bulmak mümkün gö rülmüyor. Kitchener'in Fra Frcmsadan bir plânla döneceğini umanlar var­ dı. Görüşmelerinin verdi­ ği tek sonuç ise, anlaşı lan Joffre’un hiçbir kuvve tin Fransa dışına gönde rilmesine izin vermeyece­ ğinin anlaşılmış olması Ancak taarruz sona erin ce Doğu cephesine 64 binkişilik bir kuvvet gön dermeyi vaad etmiş. Ingi liz genel kurmayının me­ morandumunda Gelibolu ya 150 bin kişilik bir kuv vet sevkedilmesi gerekti ği bildiriliyor. Genel Kur maydan biri Carson a (6) plânının onaylanmadığım söylemiş, bunun bir me morandum olmadığım, do layısıyle Başbakana veri ieceğı ve Churchill ın dikkatine sunulmasının muhtemel olduğu belirtil­ miş. Dünkü kabine top lantısında teklif görüşül dü ve Churchill’le daha başkaları tarafından des teklendi. Teklif Kabine­ den geçecekti ki D'nin şid detli itirazı ile karşılaştı. Ümtsiz bir davayı savım mak için böylesine bircin san gücünü oraya gönder menin çılgınlık olacağını söyledi. Sırbistanın acele yardıma ihtiyacı olduğu nu hatırlattı. Başbakan bu çıkışı çok zor karşıladı. D. nin sözünü kesip sus tınm aya çalıştı. Ancak D. nin diğer üyelere seslenip açıkça konuşması gerekti­ ğini söylemesi üzerine ge ri çekildi Bugün kabinede hiçbir şey yapm adılar. Balkan bunalım mn eriştiği doru ­ ğ a ordunun Selânikte eli" kolükolu bağlı oturmasına ve Snbistandan acele yar dım telgrafları yağm ası A KAVAflAl ı a-* m savunuyoruz na rağmen .kabine doğu­ daki durumu ele almadı bile . 23 EKİM 1914 Bugün D.nin dişi ağrıdı. vv.H.'te dişçiye gitmesini temin ettim Bir hafta da ha geçi ve hal ne yapıla cağı hakkında kesin bir karar alınamadı. îngilizler ve Fransızlar Selnik’e 150 bin kişilik bir kuvvet gön derecekler, ama bunların oraya vardıktan sonra ne yapacakları kesinlikle bel li değil. Tam bu sırada gelen bir telgraf Üsküp'ün düştüğnü haber verdi. An laşılan biz daha Selnik 'e ulaşmadan Almanlar İs lânik’e girecekler. Alman ve Bulgar kuv vetlerinin istilâsına uğra yan Sırbistana, Selânikte ki Müttefik orduları hiçbir yardımda bulunmadılar. Kitchener 4 kasımda Ya kın Doğudaki durumu ye rinde incelemesi için bir daha dönmyeceği ümdyle gönderildi. Asquith önce beş, sonra da onbir kişi lik savaş komitesi kur du. 15 KASIM 1915 Günlüğümü tutmakta çok gevşek davrandım ve bu arada son derece önem li şeyler oldu; bunların da en önemlisi saat on birde Millerand ve loffre'un gö rüşmeye gelmelerindne he men sonra Sırbistana yar dım göndermeye karar verdik. Başbakan mesele üze mne bir hafta düşündük ten sonra Kitchener'den kurtulmak için pek ustaca bir yol buldu. Balkanlar da, Mısırda ve Çanakkale de durumu yerinde gö rüp incelemesi için kendi sini Yakın Doğuya gön dermeyi teklif etti. Durum K.’ya bildirildi. Harbiye Bakanlığına onun yoklu ğunda Başbakan baka cak. K..'mn Doğu cephe sindeki kuvvetlerin fiili ko mutanhğına getirilmesi de bahis konusu Bu durum da Harbiye Bakanlığına bir başkanın atanması ge rekecek. Pek çok kimse —bunlar arasında Başba kanla, Bonar Law da var— bu göreve D'nin atanmasından yana ama D. istemiyor, çünkü bura­ daki görevini henüz ta marnlamadığı kanısında. Oysa Ocak ve Şubat ay­ larında Balkanlara bir kuvvet gönderilmesini ilk teklif eden D. olmuştu. 23 KASIM 1915 Bugün uluslararası bir konferans toplanıyor . Fransızlar, Ruslar, Italyan lar ve tngilizlerin katıldığı bir toplantı. D. dün çok yorgundu ama bu gün daha iyi görünüyor. Mütte fikler arasında bu tür kon­ feranslar düzenlenmesi D. nin buluşu 3 ARALIK 1915 Genel Kurmay Selânik’ in boşahtlması lehinde ra por verdi.Ingiliz ve Frcm sız hükümetleri arasında giderek büyüyen bir uçu rum açıhyor. Fransızlar bu teklife çok kızdılar ve bu­ nun zayıfık ve kararsızlık olacağım üeri sürdüler. Yu nanistan ve Romanyayı Almanların kucağına ata­ cağım söylüyorlar. Bu arada Almanlar, Sırbista mn hesabım gördüler ve ne tür yeni bir eyleme girişsek diye tasalarken biz halâ Selânikten çekil­ meli mi, yoksa çekilmeme li mi diye düşünüyoruz, işler iyice çatallamaya benziyor ve bir tek nokta da bir türlü karar veremi yoruz. Sırbistan elden çık tı. Şimdi ne yapmamız gerekiyor? Selânikten ve Geliboludan çeklmk, Mı­ sır'ı savunmak! Gnel kur may'm teklif edebildiği şey bu. Fakat kabinede tartışmalar devam ediyor, verilmiş bir kara yok. D. kabinenin çok yalanda iti bannı yitireceğini düşünü­ yor123456 (1) Günlüğünde bundan böy le Frances Stevenson, Uoyd George’ dan D. (David) diye bahsedilecetir. (Ç.N.) (2) Gerçekten başarısızlıkla la sonuçlanan Loos muhare besi. (3) Noel Edvvard Noel- Buxton (1869— 1948) önce liberal sonra İşçi Partisinin parlâmen to üyelerinden, iki dünya sava şmda da baış lehinde tutumu ile dikkati çekmiştir. (4) Robert Offley Crevve — Milnes, kabinede Asquith ’in en yakın arkadaşı. (5) 1914— 15 yıllarında Fran sa Cumhurbaşkanı (6) Edvvard Henry Carson (1854— 1935) Islândalı Sendika lideri. 1916 da Asquith’in dev rilmesinde Llyod George ve Binar Lavv’la işbirliği yapmış­ tır. YARIN: İLE FLÖRT EDEN KONUŞMACI d in l e y ic is i ANAMA MEKTUPLAR Anam Sen hiç tasalanm a Bu günler geçecek. Bu kara günler M aziye, o kapkara geçm işe karışacak 63’ de yaptığı zulmü Tekrarlayam ayacak gâvur Görmedin mi 20 Temmuz sabahı Nasıl da gelmişti aniden Çelik kanatlı kartallarımız Görünmüşlerdi Beşparmak dağlarının üzerinden. Nasıl da heyecanlanm ıştın Ne demiştin bana hatırlar mısın "O ğlum " demiştin sevinçle Bak şu gökte uçan kartallara O nlara iyice bak İşte onlar bizi düşmandan Düşmanın zulmünden kurtaracak Dediğin çıkıyor anacığım Hesap soruyor Mehmet Kahpe gâvurdan N eyse anacığım Unutma bak sen O kara günleri Yine mutlu olacağız Günün birinde seninle YUSUF HÜSEYİN KARŞILI nişanlısı Pam’m yazdığı aşk mektuplarının dışında kalan mektupları bir süre kendi cebimde taşıdım ki, bir süre elde ve cepte kal mış bir mektup havasım verecek duruma gelsin di­ ye. Fakat aşk mektupları için mesele bu derece ko lay değildi. Çünkü evvelâ bu mektuplardan biri in ce pelür kâğıdına yazılmış bulunuyordu.. Nitelikleri iti banyle bu gibi mektuplar tekrar tekrar okunmuş ola­ cakları cihetle yepyeni kal makama imkân yoktu. Am ma arkadaşlarımızdan biri nin tavsiye ettiği gibi sade ce kâğıtları buruşturmak ve katlamakla da bu iş sağ lanamazdı.. Bir kâğıt bir defa katlandı mı ne yapar sanız yapımz bu katlanma­ nın izlerim gidermek kabil olamazdı. Kaldı ki Martin’ in kendisi için müstesna de ğeri olan bu mektupları ne olursa olsun asla buruştur mazdı. Bunu gözönünde tutarak biz de Martin' in ne yapması lâzım geliyorsa onu yaptık. Mektubu tek rar tekrar katladık ve pan tolonumuza sürtmek sure­ tiyle mektuplara tabu bir görünüş vermeye çalıştık. YARIN BAŞBAKANIN ONAYI ABD’NİN NÜKLEER POLİTİKASI Amerikan Savunma Ba­ kanı James Schlesinger'in Pentagon’daki dev bi nanın ikinci katındaki bü rosunu ziyaret eden bi risi .Senatör VVilliam Ful bright'ın bakanı, Detente sabotaj yapmaya çalışan bir muhafazakâr fanatik olarak suçlamasına pek inanmayacaktır. Senatör Savunma Bakanını ayrıca Kissinger'in VVatergate olayına karışmasıyla ilgi­ li söylentiler yaymakla suçluyor. Senatörle görüşmeleri sırasında bakanın ceket­ siz ve belki de ayakkabısız kıyafeti Fulbright'ı kız dırmış olmalı. Schlesin ger, kendi görüşlerini sa yunabilmek için ikide bir bir çekmeceyi çekip bazı bilgilerin yazılı olduğu kartları gösteriyordu. Senatör Fulbright nere­ deyse onu bir canavar ola rak tanımlayacaktır. Birin ci katta çalışan Pentagon subayları ne kadar vahşi olurlarsa olsunlar, Savun­ ma Bakanını böylesine suçlamak imkânsız görün mektedir. Aralarında bü yük farklar olmamakla birlikte son günlerde Washington’da Kissinger ile Schlesinger arasında ay­ rılmalar olduğu yollu söy­ lentiler yükselmeye başla dı. Başkan Nixon Mosko­ va'dan pek de büyük s a yılmayan bir başarı ile döndükten sonra çoğu ki­ şi Schlesinger’in perde arkasındaki güç olduğunu kabul etmek zorunda kal dı. Zaten, hiç şüphe yok ki Pentagon ile Dışişleri arasında geleneksel ola rak bir gerilim vardır. Bu gerilimlerden birincisi sa­ vaş konusunda diğeri ise ikna etmenin barışçı yol ları hakkındaki metodlar dır. Fakat öyle görülüyor ki Moskova zirve görüş­ meleri ikisi arasındaki farklılıkları özellikle nük­ leer silâhların kontrol e dilmesi konusunda iyice derinleştirmiştir. Ve bu li Asıl adları GUrkanlılar” olan Gurkha’ lar Türk soyundan geliyor Ankara: Tarihi belgeler, ingilterenin Kıbrısa çıkarttığı Nepal Gürkha taburuna mensup kiralık askerle­ rin, Türk soyundan geldi­ ğini ortaya koymuştur. Asıl adları 'Gürkhanlılar' olan Gürkha’lar, Timur'un beşinci kuşaktan torunu, büyük Türk - İslâm hü­ kümdarı Zahiruddin Muhammed Babür Şah'ın so yudurlar. Gürkha'lar, 1526’da Hindistan'da Türk Gürkanlı, diğer adıyla Timuroğulları devletini kuran Babür Şah'ın Tür­ kistan'dan getirerek bu bölgeye yerleştirdiği Türk lerdir. Tim ur’un beşinci kuşak tan torunu Babür Şah, 1519'da hükümdar olduk­ tan sonra Hindistan'a s e ­ fer açmış, Ludi devletini ortadan kaldırmış, Hindis­ tan’ın kuzey bölgelerin­ de Gürkanlı, ya da Timur oğulları devletini kur­ muştur. Babür Şah, bu arada Türkistandan getir­ diği Türkleri de Hindis­ tan'a yerleştirmiş, ordu­ sunu, çok savaşçı olan bu Türkistan Türkleriyle kuvvetlendirmiştir. Şim di Gürkha, ya da Gökha adiyle îngilizler hesabına paralı askerlik yapan Nepalliler .işte, bu Türkis tan Türklerinin torunları­ dır. îngilizler 1857’den be ri emperyalist amaçlı de nizaşırı savaşlarda Gürkha'ları unuttukları Türkellerinden gelen savaşçı hasletlerinden yararla­ nıp, "Kiralık asker” ola- YUNANİSTANDA AMERİKAN ALEYHTARI ŞİDDETLİ GÖSTERİLER GELİŞİYOR ATİNA: Yunanistanın başkenti Ati na’da Amerikan aleyhtarı gös­ teriler yapılmıştır. Bu arada Amerikalılara alt bir araba ateşe verilmiş, İki araba da kullanılmaz hale getirilmiştir. Yunanistan Başbakanı Karamanlis’in bulunduğu "Büyük Britanya” adlı otelin önünde başlayan gösteriler gece ya­ rısına kadar sürmüştür. Yuna nistanın NATO'dan tamamen çekilmesini isteyen 400 kadar göstericiye, halktan 5 bin ki­ şinin katıldığı bildirilmekte dir. Ote yandan 30 kadar Kıbrıslı Rum Atina'da Meçhul Asker Anıtı önünde 48 saat lik bir açlık grevine başla­ mıştır. Göstericilerin kolların da "Kaatil Kissinger" yazıları bulunmaktadır. Kıbrıs bunalı mında Birleşik Amerika'nın iz lediği tutum yüzünden Yuna­ nistan'da Amerikan aleyhtarlı ğı şiddetlenirken, Birleşik A merlka Büyükelçisi Henry Tas ca Başbakan Karamanlis'ı zi­ yaret etmiştir. Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Mavros'un da katıldığı görüşme sırasında Tasca'nın Başbakan Karamanlls'e Birleşik Ameri ka Dışişleri Bakanı Henry Kis singer'ln yeni bir mesajını ilettiği bildiriliyor. Ancak me­ sajla ilgili herhangi bir açık­ lama yapılmamıştır. KIRALIK ASKERLER rak kullanmaktadırlar. İngiltere, Gürkha’ları, “ Çok savaşçı bir Nepal Dağ Kabilesi" diye tanıta rak, dünya gazetelerinde çıkan haberler ve yazılar­ la Türk kamu oyunun gö­ zünü yıldırma gibi kısır bir operasyona girmiş, bu arada, “ Çok savaşçı" Yeni ZelandalI Anzakların Çanakkale’de Mehmetçik ten yediği darbeyi unut muştur. SAYIN FOTOĞRAF MERAKLILARINA Bu tarihi anlarınızı anccdc renkli fotoğraflarla y aşa­ tabilirsiniz .Türk semtinin yegâne renkli film lab ara tuan FOTO DİANA sizi en iyi bir şekilde memnun et­ meye hazırdır. FOTO DİANA Türkiye Büyükelçiliği karşısı (48, Selim II Cad.) Lefkoşa Tel: Dahili: 643 Harici 75958 KEMAL DENİZ Kitabevinden Zengin tkramiyeü Kollej, Lise ve orta okul tam set kitapları satılmaktadır. M aarii Koleji için (tam set) okul kitabı! kayıtlan de vam etmektedir. 1973— 1974 ders yılında M aarii Koleji öğrencilerinin % 70 kitaplan kitabevimiz tarafından te­ min edilmiştir. Siz de Kayıtlarınızı gecilctirmeyiniz. FINA GAZ TÜPÜ KULLANAN MÜŞTERİLERİMİZE ÖNEMLİ BİR DUYURU farklılıklara hâlâ bir çö­ züm yolu bulunamamış­ tır. Bu yılın başlarında Kis­ singer ve Schlesinger'ln Salt görüşmeleri ve stra­ tejik nükleer silâhların sı mrlandırılması konusun­ da hemen hemen aynı dü şünceyi paylaştıkları söy­ leniyordu. Sonraları nisan ayına doğru Schlesinger, makamından etrafa tehli­ ke rüzgârları estirmeye başladı. Kissinger’in Mos­ kova plânı, SALT sistem­ lerinin bir süre daha uza tılmasına karşılık Ameri­ kanın savaş başlıklarına (MIRV sistemine) doku nulmamasını içeriyordu. Bu görüşe Schlesinger karşı çıktı. Onun amacı her iki tarafın da strate­ jik güçler alanında “ haya­ tî bir eşlik" kurmak İçin sürekli bir anlaşma im­ zalamalarıydı. Schlesin­ ger VVatergate olayının başkanı pek etkilemediği görüşünü savunmasına rağmen geçici bir anlaş ma imzalamanın Amerika­ nın elindeki değerli kozla rı kaybettireceğinden kor­ kuyordu. Beyaz Saray ken di başına hareket etmeye karar verince Savunma Bakanı Sovyetlerle İmza­ lanacak bir anlaşmanın ay rıntılarının önceden sap­ tanması gerektiğinde ıs­ rar etti. Onun düşündüğü Sovyetlerin reddedeceği türdendi. Böylece maçın birinci raundunu Schlesinger ka zandı. Moskova'da onun onaylamadığı hiçbir anlaş ma imzalanmadı. Şimdi Kissinger’in, nükleer çağ da gerçek güvenliğin ne olduğu üzerine "m illî bir tartışmanın" açılması çağrısı ile ikinci raund başlamıştır. Moskova ba­ sın konferansında Kissin­ ger, stratejik süperlikten neyi anlıyordu? Meselenin temelinde, Sovyetler Birliğinin den­ geyi etkileyebilecek bir silâh programına sahip ol ması yatıyordu. Amerika Birleşik Devletleri iki yıl içinde tepki göstermeyip sadece SALT görüşmele­ rinin devamını istiyor, Moskova da, her iki tara­ fın da üzerinde anlaştığı gibi bu görüşmeler silâh yarışını önleyebilecektir. Fakat 1977'de anlaşma­ lar sona erecektir. Eğer yeni bir anlaşma imzala­ namazsa gelecek dönem çok daha istikrarsız ola­ caktır. O zaman Amerika. Pentagon’un da bu yılın savunma bütçesinde be lirttiği gibi yeni silâh programlarına girişmesi ihtimali ortaya çıkacaktır. Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı Avrupa'da nükte er güçleri sınırlama konu sunda hemfikirdirler. Bu­ nun yanısıra NATO konvansiyonel silâhlarla güç­ lendirilecektir. Fakat Dışişleri Bakanlı­ ğı meseleye bir istifa ha vasi içinde yaklaşmakta­ dır. Kissinger’e yakın o lanlar, Sovyetlerin uzun dönem silâhsızlanma a n ­ laması istemelerini doğ ru buluyorlar. Çünkü Ame rika halihazırda elinde bu­ lundurduğu atom silâhları Sovyetler Birliğinin sahip olduğu nükleer silâhlar kadar çoktur. Herşeye rağmen Kissinger ve Sch lesinger aralarındaki tar­ tışmayı bir sona erdire­ cek çok zamana sahiptir­ ler. Sovyetler Birliği on ların tartışmasını yakın­ dan izliyecektir. Boş tüp verip dolusunu almamız gere­ kiyor. FİNA GAZ kullanan m üşterilerim i­ zin yanlarında bulunan boş gaz tüplerini, The Financial Times FINA PETROL istasyonuna veya Mecidiye 6 A adresine çok acele teslim etmeleri ve­ KUDÜS RUM yahut boş tüplerin bulunduğu adresleri BAŞPİSKOBOSU bizlere bildirmeleri önemle rica edilir. Boş TUTUKLANDI tüpleri iade etmeyenlere aksi takdirde do­ Kudüs Rum Katolik Başpis­ koposu. Arap gerillalarına yar lu gaz tüpü verilmeyecektir. Sayın müşte - dım ettiği gerekçesiyle tutuk­ Tilerimizden ricamız dolu gaz tüpü temin lanmıştır. İsrail polis sözcüsü tarafından yapılan açıklamada işinde bizlere yardımcı olmalarıdır. Kudüs Rum başpiskoposu Hlla Saygılarımızla, Tel. H arici: 75613 76004 Tel Dahili: 407 - 492 FINA PETROL İSTASYONU rion Kapuçl'nln Lübnan'daki Arap gerillaları arasında Irtl bat kurmakla görevli olduğu öne sürülmüştür Çeşitli Ajansların haberlerine göre, Başpiskoposun özel arabasın­ da birkaç p;')n önce yapılan bir polis araması sırasında çok miktarda silen vo sabotaj araçları ele geçirilmişti. BBC, Yunanlıları modern dünyanın gerçeklerini öğrenmeye davet ediyor Yunanlı Subayların mezalimi had safhada Gelişmeler öncelikle Yunan kamu oyunun gerçekleri kabullen­ mesine bağlıdır Yunan ulusu «genişleme» gibi çağdışı zaaflar içindedir LONDRA: Londra BBC Radyosu dün 18-09'da Londra Üniversitesi İktisad Fakültesi Profesörü Donald Watf’m Kıbrıs sorununa ilişkin bir yorumunu yayınlamıştır.. Yorumun tam metni şöyle dir: "Cenevre konferansının çık mazla sonuçlanmasından son ra Türk Askeri Gücünün Kıb­ rıs'taki başarıları Doğu Akde nizdeki durumu, tahmin edildi öi gibi, karıştırdı. Kıbrısta top lumlararası sükûnete — dönüş ümidi o kadar azaldı ki iki top lıımun feder/ıisjıir devlet için­ de birbirinden ayrılmasını ve Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Kıb rıs'taki varlığının devamını ön­ gören Türk teklifleri akla ya­ kın tek çözüm şekli olarak be liriyor. B.M.’NIN — GAYESİ "Lâkin, herşeyden önce saç ma ve anlamsız hissiliklerin ve lâf edebiyatının temizlenip or­ tadan kaldırılması gerekir. Bir leşmiş M illetler Teşkilâtının son görünüşü gülünçse, bu her zaman olduğundan daha gülünç değildir. Zaten elli beş yıl ön cesinin eski moda hakemi orta dan kalkmağa başladığından bu yana. Birleşmiş Milletler hiçbir zaman savaşı önleyeme miştir. Tatbikatta da Birleşmiş Milletler, selefi olan Cemiyeti akvam'ın aksine, çok ender haller dışında bu yönde bir te­ şebbüste bulunmamıştır. Ga­ yesi harbin yayılmasını önle­ mek. durdurmaktır. BİLİNMEYEN GERÇEKLER “ Eğer Atina'da, Birleşmiş M illetlerin Türklerin Kıbrıs'a gelmesini önllyeceğini ciddi olarak düşünen olmuşsa bu ancak şunu gösterir: Yunanlı lara modern dünyanın gerçek terini öğretmek için Karaman lis'in askerî bilgisi ötesinde birşeyler lâzım. NATO "NATO’ya gelince, bu ittifa kın şimdi eskisinden daha faz la bir çözülme ve zafiyet duru munda olduğu doğru değildir. Zaten Yunanistan, uzayıp süre gelen dengesiz politik durumu ve Yunan halkının bir kısmının hâlâ daha Yunanistanın hudut larını genişleterek Yunanlı bu lunan her yere sahip çıkma rü yasına gönülden bağlı oluşu, büyük zaaflardı. Kaldı kı, Yu­ nanistan'la Türkiye’nin NATO' ya alınışları daima tuhaf ola­ gelmiştir ve bu böyle olunca da ortada daima acayip bir durum var -olmuştur. İurkler ve Yunanlılar büyük bir içten likle birbirlerinden, Nazılerin Yahudilerden, Ulsterci gönüllü lerln Katoliklerden, ve Alabama bayazlarının zencilerden bah­ settiği şekilde bahsedegelmiş lerdir. İKİ ANA KONU "NATO'nun, yani Ingiltere, Fransa, İtalya ve Birleşik Ame rika'nın çıkarlarına gelince: Doğu Akdeniz'deki Kıbrıs prob lemi iki ana konuda incelenebi lir: 'Rusya'nın Akdenize olan stratejik giriş bağlantısı ve as kerî kolaylıklar.’ Birinci husus Türkiyenin — Yunanistan'ın de ERİM, ZAFERDEN DOLAYI SEMİH SANCAR’I KUTLADI ANKARA Cumhuriyet Senatosu Kon­ tenjan grubu Başkanı Nihat Erim, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar a bir telgraf göndererek Türk Silâhlı kuvvetlerinin Kıbrıs ba rış harekâtında gösterdiği ba şarıdan dolayı kutlamıştır. Pro fesör Erim telgrafında millet lerarası hukuk kurallarına uy gun olarak mertçe, insanca döğüşen Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerimize yüksek komu tanından erine kadar şükran sevgi ve saygılarını bildirmiş­ tir. Profesör Erim mesajında şöyle demiştir: “ Silâhlı kuvvetlerimizin Kıbrısda başarı ile sonuçlanan harekâtı dolayısıyle Cumhuri yet Senatosu Cumhurbaşka­ nınca seçilen üyeleri adına şahsınızda yüce Türk ordusu­ nu kutluyoruz .Basına verdiği­ niz demeci dikkatle okuduk. Yüksek komutanınız altında si lâhlı kuvvetlerimizin zaferin­ den insancıl davranışların • dan iftihar duyduk. Basın top lantısından, bazı çevrelerin sîzleri kınadığını öğrendik. Buna çok şaştık. 1963 ve 1967 de ve daha dün savaş dışında ki masum kadın ve çocukları Sumlar Kıbrısda işkencelerle vahşice öldürürken susmuş olanların bugünkü yapmacık duygusallıklarının hiç değeri yoktur.." Türk Alayı Komutanı Üç İhtiyar Rumu Köylerine Yolladı LEFKOŞA (T.A.K.) Yerolakko köyünden geçen akşam geç saatlerde üç ihti­ yar rum bir askeri araç içeri­ sinde Kıbrıs Türk Kuvvetleri A layı Komutanı Kurmay Albay Mustafa Katırcıoğlu'na getiril miş ve ne yapılacağı sorulmuş tur. Üç ihtiyar Rum köylü ile bir süre konuşan ve ihtiyaçları nı yiyeceklerini temin eden Alay Komutanı bunlardan ikisi nin isteği üzerine yine köyleri ne dönmesini sağlamış ve ken dilerine hiç bir şey yapılama­ yacağını temin etmiştir. Oçüncüsö ise. yine kendi is teği üzerine Kızılay’ın Kıbrıs daimi temsilcisi tarafından Led ra barikatına kadar getirilerek burada Savunma Üyeliği aracı lığı İle Barış Gücü askerlerine teslim edilmiştir. THY SEFERLERİNDEKİ KISITLAMALAR BUGÜN SABAH KALDIRILIYOR ANKARA: THY'nın bazı şebiılere kısın tılı olarakyaptığı seferler bu gün sabahtan itibaren norma­ le dönecektir. Tü'k Havı Yol­ lar yetkilileri ikinci Kıbrıs Ba­ rış Harekâtının sona ermesiy le 16 Ağustos da başlayan iç ve dış hat seferlerinden bazı­ larının kısıntılı olarak sürdürül düğünü bildirmiştir. Verilen bilgide İstanbul • Antalya ve İstanbul - İzmir arasındaki seferlerin yolcu durumuna gö re devam ettiği. İstanbul Bandırma ve İstanbul - Balıke sır seferlerinin ise bugün sa­ bahtan itibaren daha önce yaz programında belirtilen esaslar içinde aynen uygulanacağı be lirtilm iştir. Yetkililer dış sefer lerinse Tel-Aviv • Atina ve Beyrut dışında normal sürdü­ rüldüğünü belirtmişlerdir. Tel Aviv • Beyrut - Atina seferleri bir süre daha yapılmıyacaktır. İşçi Charter seferlerini progra mına göre sürdürmektedir. Ş A H İ N SİNEMASI Bugün 2.30 da GURBET KUŞLARI C Ü N EYT A R K IN . TAN JU GÜRSU. F İL İZ A K IN , S EV D A F E R D A 6 ilâveten SEVDİĞİM UŞAK SADRI ALIŞIK, ZÜHAL AKTAN — «•*- ğil — kontrolündedir ve kuş kuşuz, son 150 yıldan beri ola geldiği gibi, en önemli husus tur. İkinci konuda, yani askeri kolaylıklar hususunda şu ger­ çek bulunuyor: Ingiltere ve A merikanın Kıbrısta sağladıkları askerî kolaylıklar, genellikle A merikan altıncı filosuna Yunanistanda sağlanan kolaylıklar dan bir hayli daha önemlidir. AMERİKAN — YUNAN İLİŞKİLERİ “ Şimdilik gelişmelerden en fazla zarar gören şey Ameri kan — Yunan ilişkileridir. Fa kat dünyamızda küçük ortağının ezilip suyu çıkmış ambisvonları yüzünden zarar gören dostluk (arın üstün ve gerçek bir değe ri yoktur. Cumhurbaşkanı Ford Amerika'da yaşayan Yunanlı lar önünde mahcup olmuş bit duruma girebilir ama. ordaki Yunan kolonisinin en seçkin üyelerinden biri olan eski Cum hurbaşkan Muavini Spiros Agnevv’un utanç verici politik macerasından beri Amerika'da kİ Rum toplumurıun pek poli­ tik ağırlığı kalmamıştır. HASSAS SINIRLAR “ Türkiye'nin askerî yönden şimdi çok tecrit edilmiş bir du rumda kaldığını söylemek ise düpedüz askerî saçmalamadır. Türkiyenin hassas hudutları Kal kaslardadır ve Yunan kuvvetle­ ri Türkiye'nin savunması yönün den zaten hiç bir bölgede zer re kadar farklı bir etken ola­ RMM birliklerinden firarlar büyük ölçüde artmakta LEFKOŞA: Güvenilir kaynaklardan alı nan ve esirlerce teyid edilen haberlere göre m illi muhafız erleri ailelerine bakabilmek için, terhisleri hiç olmazsa değiştirilmeleri amacıyle bir­ lik komutanlarına baskı yap maktadırlar Ancak Rum asker terinin bu talebi Yunanlı su baylar tarafından şiddetle red dedilmektedlr. Bunun üîörlne birliklerden firarlar büyük öl çüde artmıştır. Bazı bölükle' de firari sayısının %50 'yi bulduğu öğrenilmiştir. OLAYIN NEDENLERİ Konu kendisine sorulan bir mazdı. ıııııiMiııııııııaııaııııısııaııiMiMaııııııııaıııııauaııaıııııaıııııaııaııaııanaııaııaııaııaııaıııııııııııauaııauaııaııa GERÇEKLERİ KABUL ETMELİ “ Şimdi gelişmeler öncelikle Yunan kamu oyunun gerçekle rl kabullenmesine bağlıdır. Bu gerçeklerden biri de Kıbrıs’ın, Türk ve Rum toplumları arasın da bölüşülmüş olan bir ada ol nun bir meoiiını, Yunenistan duğu ve bunun daima böyle ANKARA: olageldiğidir. Adada Rum sayı Yugoslavya Başbakan Yar­ Devlet Başkanı Gizikis'e ver­ sı Türklerden fazla ise de bu mişti. dımcısı ve Dışişleri Bakanı Yunanistan enformasyon onları politik yönden bir tek Miloş Mıliç, bugün Ankaraya Başkanı, Panayotis Lambrias, toplum yapamamıştır. Kaldı ki gidecektir. Dışişleri Bakanlı­ Gizikis - Mili? görüşmesinden anavatanlarda Türklerin sayışı ğından verilen bilgiye göre, Yunanlılardan çok daha fazla­ sonra yaptığı açık'amada Yu Miliç, Cumhurbaşkanı Fahri dır. Kabul etmek gerekir ki goslavya Baş M<an Yardımcısı Korutürk'e Yugoslavya Devlet ve Dışişleri Baksııınm Atina Yunanistanda politik gerçekler Başkanı Mareşal Tito'nun bir hiç bir zaman takdir görmemiş mesajını getirecektir. Yugos­ ya Türkiye ile Yunanistan ara tir ve Karamanlis'in millî öğre sında arabuluculuk yapmak alavya Başbakan Yardımcısı ve tim görevi hiç de kolay değil­ Dışişleri Bakanı Miliç, önceki macıyle gitmediğini söylemiş dir." gün de Atina'da Mareşal Hto tir. KORUTÜRK’E BUGÜN T IT 0NUN BİR MESAJI VERİLECEK Yunanistan'daki Amerikalılar sokağa çıkamıyorlar Rodosta Amerikan aleyhtarı gösteriler şiddete dönüştü Amerika ve Kissinger’i suçladı ATİNA: RODOS'TAKİ GÖSTERİLER Atina'nın Anayasa Meydanın Yunanistan Hükümeti, Baş da dün yeniden Amerikayı ye­ bakan KardmanlisTe Atina'daki ren gösteriler düzenlenmiştir. Amerikan Büyükelçisi arasın Atina'daki Amerikan Büyükelçi da yapılan görüşmeden sonra liği de Yunanistan'daki sivil Amerikan askeri uçaklarının ve askeri Amerikalı görevliler Yunan hava sahasında uçma­ le ailelerinin hafta sonunda sını yasaklayan kararını geri dışarı çıkmamalarını istemiş çekmiştir. Bu konuda bir açık­ tir. Amerika'nın Sesi Radyosu­ lama yapan Atina'daki Ameri­ nun bir verici istasyonunun bu kan Büyükelçiliği Sözcüsü, Alunduğu Rodos adasındaki Ame merikan askeri uçaklarının bun rıkan aleyhtarı gösteriler ise dan böyle Atinada ve Girit aşiddet hareketlerine dönüşmüş dasında bulunan hava alanları­ tür. Bu gösteriler sırasında A na girebileceklerini açıklamış tır. Ancak Amerikan Hükûme ....................... tinin askeri uçaklarının bu iki bölgedeki hava alanlarına iniş leri için de Yunan hükümetin den 6 saat önceden izin iste­ meleri gerekiyor. Yunan Hükû metinin Amerikan askeri uçak larının Yunan hava sahasındaki uçuşlarını yasaklayan kararı ön çeki gün açıklanmıştı. merikalılara ait mıştır. arabalar yakıl PAPANDREU'NUN DEMECİ Uzun yıllar Kanada'da sürgün de bulunduktan sonra ülkesine dönen Yunanistanın eski bakan larından Andreas Papandreu, Kıbrıs’ta Rum Ulusal Muhafız Gücü tarafından girişilen dar­ be hareketinin sorumluluğu nun Birleşik Amerika'ya ait ol duğunu söylemiştir. Papandreu. Batı Almanya Televizyonuna verdiği demeçte, Birleşik Ame rika Dışişleri Bakanı Henrl Klssinger'ln Kıbrıs'ta darbe hare ketinin yapılması İçin Yunan Cuntasını kışkırttığını söyle miştir. Papandreu, böylece Bir leşik Amerika'nın Kıbrısta sa­ vaşa yol açtığını Idd.a etmiş­ tir. Kanada'da 6 yıl sürgünde kaldıktan sonra Geçen Cumar­ tesi günü Yunanistana dönen Andreas Papandreu, Yunanis­ tan'da tam bir demokrasinin kurulması İçin çaba sarfedeceğini bildirmiştir. uuııınlınııııllıllııaalııauiNiıııııa,111111,Inıııallllı Korutürk, Denktaş’ a mesaj gönderdi KARAMANLIS — TASÇA GÖRÜŞMESİ Türk silâhlı kuvvetlerinin Kıb rıstaki ikinci harekâtının baş­ langıcından bu yana görüşme lerini her gün sürdüren Yunan Başbakanı Karamanlis ile Ati­ na'daki Amerikan Büyükelçisi Henry Tasça dün bir görüşme daha yapmışlardır. Ancak bu görüşmeden sonra da taraflar herhangi bir açıklamada bulun­ mamışlardır. Bu arada geçen gün Atina'ya giden Yugoslavya Dışişleri Bakanı Milos Min.ç, Yunan Başbakanı Karamanlise Yugoslav Cumhurbaşkanı Tlto' nun bir mesajını vermiştir. Yu­ goslavya Dışişleri Bakanı me sajın kapsamını açıklamamış tır. UPI ajansının haberine gö­ re, Yunanistandakı Amerikan aleyhtarı gösteriler birçok şe­ hirde sürmektedir. Türkiye daima Kıbrıs i urkunun yanında olacak n n •• i •• •• ANKARA Cumhurbaşkanı Fahri Koru türk, Kıbrıs Cumhurbaşkan Yardımcısı ve Türk Yönetimi Başkanı Rauf Denktaş’a gön derdiği mesajda Türkiyenin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da dainhâ. Kıbrıs Türklerinin yanında olacağını söylemiştir. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün Denktaş ’a gönderdiği mesaj şöyledir: "Kıbrıs da şenlerden beri bo zulmuş bir anayasa düzeni Içinde her türlü haksızlığa, acıya ve hattâ her türlü zu­ lüm ve işkenceye göğüs gere rek yüksek başkanlığınız al tında varlıklarını koruyan Türk soydaşlarımızı ve dedelerin • den miras kalan topraklarını yuvalarını ve bağımsızlıklarını koruma yolunda sonuna kadar çarpışan Türk mücahitlerini ulaşılan zafer gününde içten­ likle tebrik ederim. Yıkılan Kıbrıs Cumhuriyetinin yeni bir anayasa düzeni içinde ye niden kuruluşunda imarında ve yükselişinde Türk soydaşları­ nın kendi hisselerine düşe • cek gayreti yapacaklarına tam bir güvenim vardır. Bu yoldaki çalışmalarda Türkiye Cumhu riyetinin şimdiye kadar oldu ğu gibi bundan sonra da da ima yanınızda bulunacağını, içinde bulunduğumuz şu tari hi günlerde bjr daha tekrarla mak isterim. Kıbrıslı Türk soydaşlarım nerede olurlarsa olsunlar kendilerini vatanları­ nın ihyasında, herkesten faz'a bir sorumluluk içinde hisse deceklerini ve bu uğurda elle rinden gelen maddi ve manevi gayretle birleşeceklerini ümit ederim. Çok yakın komşumuz Kıbrıs'da yaşayanlara mutlu yarınlar diliyorum." 'tHt<lllltlllll||||||||||||B|||||fel1|||||||ir|l|| l,g „ | „ | „ | ŞEHİT ÜSTEĞMENİN BABASI ALBAY KATIRCIOĞLU’NA YUNANİSTAN İLKATEŞ-KES MEKTUP GÖNDERDİ SINIRLARINA ÇEKİLMEMİZİ İSTİYOR GÖRÜŞMELERİN BAŞLAYABİLMESİ İÇİN LEFKOŞA (T.A.K.) ATINA: Yunanistan hükümetinin. Tür klye Kıbrıs'ta ilk ateş - kes sı nırlarma çekilmedikçe Kıbrıs konusundaki görüşmelere baş­ lamama kararında direndiği bildirilmektedir. UPI Ajansının haberine göre. Yunan yetkili ierı bu kararı Ingiltere ve A • merika Birleşik Devletlerinin Atina Büyükelçileriyle yaptık­ ları görüşmelerde açıklamışla dır. Yunanistan Başbakanı Konstenlin Karamanlis de Yunanistanın savunmasını güçlendir­ mek ve refahı artırmak için, bir dizi ekonomik tedbirler alı­ nacağını bildirmiştir. Bu arada Birleşmiş Milletler Genel Sek­ reteri Kurt Waldheim. Kıbrıs Türk ve Rum toplumları lider­ lerine birer mesaj göndermiş­ tir. Çeşitli Ajansların haberle rine göre. VValdhelm'in Kıbrıs Türk toplumu liderlerinden Necdet ünel'le Rum toplumu lideri Klerides'e iletilen me • sajları hakkında bir açıklama yapılmamıştır. lınmıyor diye, bu büsbütün „ raU bozdu. Şimdi sanırım * geçtikçe kaçanların savnı tacaktır. Artık Yunan Sulu? sübay. lan buna engel de o lanazlı ıS kaçanı da cezalandıramaz) öte yandan ö ğ r e n i l d i firar edenlerden ^ aileleri göçe başlayınca kaçan ailelerinin yanına gltmekı ve onlara yardımcı olmaya £ Iışmaktadırlar. K ayacan la Aktuioa Kıbrıs'taki Birlikleri Denetlediler Deniz Kuvvetleri Komutan, Oramlral Kemal Kayacak İkinci Ordu ve Kıbrıs Türk Ba rış Kuvvetleri Komutanı (W neral Suat Aktulga, Kıbrıs,. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin koni rolü altında bulunan bölgeler de denetlemelerde bulunmuş lardır. Deniz Kuvvetleri Komu tanı ile İkinci Ordu Komutanı Kıbrıs harekâtını yürüten ko yutanlardan son durum hakkin da bilgi aldıktan sonra dün ak şam Adana'ya dönmüşlerdir Bu arada Orgeneral Suat Aktulga, Kıbrıs Türk halkınhitaben yayınladığı bir mesaj da, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin harekâtının başarıya ulaştığını açıklamış ve herkesin artık günlük İşleriyle meşgul olma­ sını istemiştir. >lllllll|ll•lllll|ll■illll|ll•ll•llall•ll■ll|ll|ll■ll||l|ll■ll•ll llllllllllllllllllllllllllflllllllllllllllll! Papandreu, esir, olayın nedenlerini şöyle anlatmıştır: “ Ben alelacele silâh altına çağrılırken, eve bırakabildiğim para 20 lira kadardı. Hemen herkesin durumu da buna ya kın, esir olmadan önce bir de fa eve çok zorlukla gidebil dim. Bütün gıda maddeleri ka raborsada, normal fiyat öde • yemezken bunu nasıl ödeyece ğim. Askerlerin çoğunun aile si muhtaç durumdadır, çocuk ları aç bu yüzden kaçıyorlar. Yunanlı subaylar değiştirilme lerinl İsteyenlere çok sert dav ranıyorlar. Bir de dedi kodu yayıldı, yüksek memmurların, zenginlerin çocukları askere a- Türk Bölgelerindeki Rumlara Kızılay Yardımı Şartsız Yapılıyor LEFKOŞA (T.A.K.) Birleşmiş Milletler Barış Gü cü dûn sabah Türkiye Kızılay Demeği'nln Kıbrıs'taki temsilci lerine Rum kontrolündeki Türk lere dört kamyon yiyecek gö türeceklerlnl bildirmişler ancak karşılık olarak Türk kontrolün de bulunan Balapals Rum kö yüne bir kamyon yiyecek gön­ derilmesini şart koşmuşlardır Kıbrıs'taki Kızılay ekibi Baş kanı Ali Rlza Zorluoğlu. Birleş mlş Milletler Barış Gücü yetki illerine. "Biz görevimizi şartsız ve karşılıksız yapmaktayız. Türk kontrolündeki bölgelerde bulu nan Rumlara yiyecek yardımı karşılık gözetmeksizin tarafı­ mızdan yapılmaktadır. Biz göçe vfmlz! Kızılay olarak yerine ge tlrmekteylz” demiştir. Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı mensuplarından şehit üsteğmen Ünal Genç'in babası Ali Genç. Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Komutanı Mustafa Katırcıoğlu’ na bir mektup yollayarak başa rılar dilemiş ve -'Gazanız Mü­ barek Olsun” demiştir. Kıbrıs Türk Kuvvetleri Ala­ yından üsteğmen Ünal Genç 22 Temmuz günü Küçük Kay­ maklı — Kızılbaş köyü taarru­ zundan "Domuzburnu" mevkii" de aldığı yaralar sonunda şehid olmuştu. Albay Mustafa Katırcıoğlu genç üsteğmen'in babası eski bir asker olan Ali Genç'e 30.7.1974 tarihinde mektup yazarak, oğlunun şeha dntinl bildirmiş ve başsağlığı dilemişti. Bu mektuba bir cevab veren Ali Genç Istanbuldan şunları yazmıştır: "30.7.1974 tarihli büyük bit askere yakışır teselli mektubu nuzu aldım. Kahraman Türk Or duşunun büyük haşarısından al lece hem acı. hem mutluluk duymaktayız. Gazanız mübarek olsun ve VATAN SAGOLSUN. Kıbrıs değiştirme Alayında (1968—80) üsteğmen Ügal Genç İn şehit olduğunu öğren­ dik. Yüksek komutanlığından ve şahsından naaşının Türkiye' ye gönderilmesini arzetmektı* yi*- Bu yaralı ailenin, bu arzu­ sunu yerme getireceğinizden e min olarak emirlerinizi bekle mekteylz. Hepinizi gözlerinden öperim. Allah korusun." Kllridis, Göçmenler Konusunda K arar Veremiyor D T , LEFKOŞA: Rum Toplumu Lideri Glafkos Klıridis in Kıbrıs barış görüşme terinin yeniden başlaması konu sundaki henüz bir karara vara madiği bildirilmektedir. Kllrl dis. geçen gün Rum Bakanlar Kurulunun bu konudaki toplan tısına başkanlık etmiştir. Khrl dis İn geçen gün Lefkoşa’dakl Yunan Maslahatgüzarı ile yap­ tığı görüşfıeden sonra dün sa ,,.da Lefkoşa’daki Sovyetler Büyükelçisiyle görüştü ğü açıklanmıştır. Klirldls’ln Sov yetler Birliği Büyükelçisi İle yaptığı görüşme hakkında hiç bir açıklama yapılmamıştır. BARIŞ GÜCÜ DÜZENLEDİĞİ ÇİFT RAPORLARLA B. M, MERKEZİNİ VE TÜRKLERi ALDATMAYA ÇALIŞIYOR LEFKOŞA • ÖZEL: Kıbrıs Türk Yönetimi Savun­ ma Üyeliğinden elde etmiş ol­ duğumuz bilgiye göre, Kıbrıs'ta görevli Birleşmiş M illetlerin Barış Gücü mensupları, Rumlar tarafından işgâl edilen Türk köylerinde g iriştikleri mezalim olaylarını, Türk Yönetimi ilg ili­ lerine ve Birleşmiş M illetler Genel Merkezine değişik ra­ porlar halinde vermektedirler. Merkeze gönderilen raporlarla Türk İlgililere verilen raporlar arasında çelişkiler bulunmakta­ dır. örneğin, Melûşa Türk köyü­ ne Rumların giremedikleri bir gerçek olduğu halde, Barış Gü­ cü Türk İlgililere Melûşa'nın Rumlar tarafından işgâl edildi­ ğini bildirm iştir. Alemlnyo kö­ yünde 14 Türk'ün öldürüldüğü yabancı basın mensupları ta­ rafından ısbatlanıp tesbit edil­ mesine rağmen, Barış Gücü bu olayı da merkeze halâ iddia olarak gösterme çabası harca­ maktadır. Barış Gücünün Birleşmiş M letler Merkezine gönderdi: bir raporda, 100 kadar Rum M illî Muhafız askeri, Barış Gı cü elbiseleri giydiklerine İşa­ ret edilmektedir. Bu olayda bundan bir müddet önce, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Balapayıı Rum askeri kamplarında bulu nan ve basın mensuplarına tef hir edilen Barış Gücü glyisiie riııin halâ Rum Millî Muhatı; askerleri tarafından kullanıl­ makta olduğunu teyid etmekte dir. önemli olan ve üzerinde ha, sasiyetle durulması gereks diğer bir husus da Barış Gı cü'niin Rumların Türklerl ka: lettikleri bölgelerde tahkikat Rum Polisleriyle beraber yür mesidir. Cinayeti işleyenle, tahkikatı yapanlar Rumlar o duğuna göre, verilecek rapor, kıymeti kendiliğinden ortayı çıkmaktadır. LİMAS0LDAKİ REHİNELER (Birinci sayfadan devam) te saat 23.00ten itibaren Yeşllırmak bölgesine Litro köyü güneyinden havan ateşi yapıl­ mıştır. 16 Ağustos saat 18.00' den itibaren Timbu Hava Alanı bölgesine Dizdarköy tarafından devamlı olarak topçu ateşi ya­ pılmıştır. Lef koşa Bölgesine 17 Ağustos saat 04.30'dan itiba­ ren iki saat devam eden atış yapılmıştır. 17 Ağusos günü Baf kasabasında 5 Türk rehine­ si ile bir çocuk Rumlar tara­ fından kurşuna dizilmiş, bu hu­ sus Barış Gücü tarafından doğ­ rulanmıştır." GRŞIMLER YAPILDI Genel Kurmay Genel Sekre­ terliği Basın - Yayın ve Halkla İlişkiler Şubesinin açıklaması daha sonra şöyle devam et­ mektedir. “ Bunlar sadece birkaç ör­ nektir. Kıbrıs Türk Barış Kuv­ vetleri Komutanlığı tarafından Birleşmiş M illetler Barış Gücü nezdinde gerekli girişimlerde bulunulmuştur." LEYMOSUN'DAKI TÜRKLERİN DURUMU Bu arada yabancı ajanslar Rumların Leymosun'da 2000 Türkü rehin olarak tutmaya devam ettiklerini bildiriyorlar. AP Ajansı.. Kıbrıs'taki Türk Si­ lâhlı Kuvvetlerinin ateş kes ilân etmelerinden 2 gün sonra Leymosunlu Rumların elinde rehin bulunan Türklerin halâ serbest bırakılmadıklarını bil­ dirmiştir. Ajans, Türk askeri harekâtının başlamasından son ra Rumların harekât alanından uzakta bulunan Leymosun’da 2000 Türkü önce bir stadyuma kapattıklarını, sonra da bir okul binasına taşıdıklarını ha­ tırlatıyor. EVLER YAĞMA EDİLİYOR Leymosun'da 2000 Türkü re­ hine tutan Rum M illî Muhafız Birliğinin Komutanı sivil Türk­ lerl savaş esiri saydıklarını söylemiştir. Rum subayı, rehin tutulan Türklerin ne zaman serbest bırakılacakları sorusu­ na karşılık da bir tarih söyle­ memiştir. AP Ajansı, Leymosun dakl yabancı basın mensupla­ rının sivil Türklerin rehin tuîıUlT ,.J?tele sokulmadıklarını da bildirmektedir. Leymosun'1?.,Tdrk ?v,lerinln y ^ m a edil­ diğini anlatan ajans muhabiri Leymosun da hamile bir Türk kadını ile yaptığı konuşmayı da oakletmlştlr. Gül Salih adlı Türk kadını muhabire, Rumların bütün Türk erkeklerini göte düklerini, kadınları şehrin Tün kesiminde silâh tehdidi İle en terne ettiklerini yerlerinde ayrılırlarsa öldürüleceklerin söylediklerini bildirmiştir. REHİNELER: 14—19 YAŞINDAKİ ÇOCUKLAR AP Ajansının Leymosundaı muhabirinin haberi şöyle * vam etmektedir: “ Rehin tutulan Türkler.n Et lül ayında okulları açıM zaman bırakılıp bırakılMP cakları sorulduğu zaman ft* subayı güldü ve bu yıl «*“ olmayacağını söyledi. Rum» bay rehin tutulan Türklerin # ile 45 yaşındaki erkekler * duğunu söylerken, Türk kadın ları Rumların 14—15 yM»" kİ çocukları da rehin aldıkjr rım bildirmişlerdir. 29 yaşmf ki hamile Türk kadını Gül S# Türk erkeklerini alıp . Rumların Türk evlerini y*9f ederken radyolarını da ak»1# rım, bu yüzden olayların " yönde geliştiğini bilmedikle# ni söyledi, Türk kadınları, W» kuvvetlerinin adanın kuOT hakim olduklarını, savaşı» # na erdiğini bilmiyorlardı, benden öğrendikleri * çok sevind.ler, ‘Allaha şi*#f olsun. Rumlar artık bizi*# meye cesaret edemez' de##' Limasol’un Türk mahalle### 100 metre ileride, silâhlı askerleri 2000 Türkün rek#ı# tulduğu okul binasında n#* bekliyorlardı. Türk mah##’ nln çıkışlarında da ellM#' askerleri vardı. Türk ma^ sinde dükkânlar y«$ma , mlş, camları kırılmıştı- w*" larda da tark edllmil ''•{L camları kırılmış olom° vardı.” rleı LEFKOŞA'DA SU SIKINTI# Lefke, Lefkoşa, MagoW ' tının kuzeyini kontrol »» tutan Türk Silâhlı Nuvv ateş kese kesinlikle halde Rum Millî Muhaf1* ^ suna bağlı askerler Tür» zilerine karşı ateşi 8urd,.ı4i« lar. Rumlar ateş kesl o Lefkoşa - Mağuss ®ra. bölgede ihlâl ediyorduda Lef koşanın Türkk_ su taşıyan borular, Muhafızları tarafından mıştır. Bu nedenle 9" şamdan bu yana Laf*1 Türk kesiminin 9U ihtiyat ıktadif-J^ yulardan karşılanmakta» rica çeşitli araçlar da ya şu taşımaktadır.