29 Mayıs 2015 Haftanın Gündemi-Beklentiler Haftaya yurtiçinde enflasyon açıklanırken; ECB toplantısı ve ABD tarım dışı istihdam verileri önemli... Bu hafta küresel piyasalarda gündemin en önemli konuları yine ABD’den gelen veriler ve Fed üyelerinin açıklamaları ile Yunanistan sorunuydu. Son zamanlarda ABD’den gelen verilerdeki göreli düzelme, ABD’nin ilk çeyrekteki zayıf büyümesinin geçici olduğuna ve bundan sonraki dönemde toparlanmanın görülebileceğine işaret etmekte. Bu da Fed’in Eylül ayından sonra faiz artırımlarına başlaması için yeşil ışık yakmakta. Zaten bu hafta birçok Fed üyesinin verdiği demeçler bu yönde oldu. Bu çerçevede, bu hafta ABD dolarının hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazandığını görmekteyiz. Euro/dolar paritesi bu hafta 1.08’lere kadar geriledikten sonra mevcut durumda 1.0980’lerde seyretmekte. Japon yeni ise dolar karşısında son 12 yılın en düşük düzeyine indi. Dolar/yen paritesi 124’ü gördükten sonra bugün 123.95 seviyelerinde seyrediyor. Yunanistan konusunda belirsizlik sürüyor. Yunanlı yetkililer bir anlaşma sağlanacağı konusunda umutlu konuşurken, Euro Bölgesi ve IMF’den gelen açıklamalar bunun tam tersi yönünde. Hatta IMF Başkanı Lagarde, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkışının bir olasılık olduğunu söyledi. Dresden’de düzenlenen G-7 maliye bakanları toplantısından da olumlu bir haber çıkmadı. Bilindiği üzere Yunanistan’ın kreditörlerinden 7.2 milyar euroluk yardım dilimini alması için ay sonuna kadar kamu harcamalarını azaltıcı ciddi bir reform programı sunması gerekiyor. Ancak Yunan hükümeti şu ana kadar bu konuda somut bir adım atmadı. Yunanistan’ın 5 Haziran’da IMF’e 300 milyon euroluk bir ödeme yapması gerekmekte. Ülke Haziran sonuna kadar da IMF’e 1.6 milyar euro ödeyecek. Yunanistan konusundaki belirsizlik ve çelişkili açıklamalar euroyu da olumsuz etkilemekte. Dolardaki güçlenme petrol fiyatlarını da geriletti. Ancak ABD’de petrol stoklarında düşüş olması bunu sınırladı. Brent ham petrolünün varili 63.20 dolar; ABD hafif ham petrolünün varili ise 58.20 dolar civarında. Altın fiyatları dolardaki güçlenme ve Fed’in faiz artışı beklentilerinden olumsuz etkilendi. Altın ons başına 1189 dolar civarında seyretmekte. Türkiye’de bu hafta açıklanan en önemli veri dış ticaret dengesiydi. Buna göre Nisan ayında dış ticaret açığı %32 daralarak 7.3 milyar dolardan 4.9 milyar dolara indi. Burada temel etken altın ihracatındaki artış ve enerji ithalatındaki düşüş oldu. Ocak-Nisan döneminde ise dış ticaret açığı geçen 1 yılın aynı dönemindeki 24.6 milyar dolardan 20.2 milyar dolara geriledi. Öte yandan, Mayıs ayında ekonomik güven endeksinin yükselmesi ve Nisan ayında önemli oranda artan konut satışları ekonomide ikinci çeyrekteki büyüme konusunda daha umutlu olunmasına yol açmakta. Bu hafta hem Fed’in faiz artışı beklentileri nedeniyle ABD dolarının küresel piyasalarda güçlenmesi, hem de yurtiçinde seçim öncesi belirsizliği nedeniyle kur ve faizlerde artış görüldü. 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler öncesinde son yapılan anketlerin bir koalisyon olasılığının da mevcut olduğuna işaret etmesi Türk Lirası’nı zayıflatıcı bir etken oldu. Gösterge tahvilin faizi de tekrar %10’a yaklaştı. Haftaya küresel piyasalarda izlenecek en önemli gündem maddeleri ABD’den gelecek tarım dışı istihdam ve işsizlik verileri, ECB’nin (Avrupa Merkez Bankası) para politikası toplantısı ve Yunanistan konusundaki gelişmelerdir. Yurtiçinde ise Mayıs ayı enflasyon oranları açıklanacak. Sonuçta, haftaya ABD verileri, ECB toplantısından sonra yapılacak açıklamalar ve Yunanistan ile ilgili atılabilecek adımlar küresel piyasaları ve ABD dolarını etkileyecektir. Türk Lirasındaki zayıflama ise seçim öncesi belirsizlikler dolayısıyla sürebilir. Enflasyon verisi de lirayı etkileyebilir. Bu çerçevede, dolar/TL paritesinin 2.65-2.70 arasında seyredeceğini tahmin ediyoruz. Gösterge tahvilin bileşik faizinin ise %9.70-10 aralığında hareket etmesini bekliyoruz. TÜRKİYE’DE BU HAFTA Son ekonomik gelişmeler... Dış ticaret açığı Nisan ayında 1.77 milyar dolarlık altın ve kıymetli maden ihracatının desteği ve petrol fiyatlarındaki düşüşün Türkiye'nin enerjimaliyetini azaltmasıyla bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde 31.9 azalarak 4.97 milyar dolara geriledi. dış ticaret açığı Ocak-Nisan'da yüzde 18 azalışla 20.19 milyar dolar oldu. İhracat Nisan'da, geçen yılın ayına göre yüzde 0.2 artarak 13.39 milyar dolar, ithalat yüzde 11.1 azalarak 18.36 milyar dolar olarak gerçekleşti. Verilere göre Nisan'da en çok ihracat yapılan kalem bir önceki yıla göre yüzde 362 artışla 1.77 milyar dolara yükselen ve altın ihracatını içeren kıymetli veya yarı kıymetli taşlar,metaller inciler, taklit mücevherci eşyası, metal paralar kalemi oldu.Türkiye'nin enerji ithalatı ise aynı dönemde petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle yüzde 32 azalarak Nisan'da 3 milyar dolara geriledi.TÜİK verilerine göre ihracatın ithalatı karşılama oranı 2014 Nisan ayında yüzde 64.7 iken, 2015 Nisan ayında yüzde 73'e yükseldi. Avrupa Birliği'nin ihracattaki payı 2014 Nisan ayında yüzde 44.1 iken, 2015 Nisan ayında yüzde 39.5 oldu. AB'ye yapılan ihracat, 2014 yılının aynı ayına göre yüzde 10.4 azalarak 5.28 milyar dolar olarak gerçekleşti. Nisan'da en çok ihracat 2 1.24 milyar dolarla İsviçre'ye yapılırken, bunun 1.14 milyar doları külçe altın ihracatından oluştu. En çok ihracat yapılan ülkeler sıralamasında İsviçre'yi 1.14 milyar dolarla Almanya, 800 milyon dolarla İngiltere, 789 milyon dolarla Irak izledi. En çok ithalat ise 1.91 milyar dolarla Çin'den yapıldı. Ekonomik güven endeksi Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 1.5 artarak 82.16 değerine yükseldi. TÜİK açıklamasına göre ekonomik güven endeksindeki artış reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı. Türkiye genelinde konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42.7 artarak 119,317 adet oldu. TÜİK tarafından açıklanan konut satış istatistiklerine göre, "ipotekli satış" olarak nitelendirilen konut kredili satışlar Nisan'da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 96.5 artış göstererek 46,063 adet olarak gerçekleşti. Yabancılara ise Nisan'da 1,847 adet konut satıldı. Finansal İstikrar Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayınlanan yılın ilk Finansal İstikrar Raporu yayımlandı… Raporu'nda alınan makro ihtiyati tedbirlerin etkisiyle hanehalkı finansal yükümlülüklerinin varlıklarına oranındaki iyileşme devam etmekte olduğu ve hanehalkının sadece Türk lirası cinsinden ve sabit faizle borçlanmakta olmasının finansal piyasalarda oynaklığın arttığı bu dönemde hane halkının borç ödeme gücünün korunmasına katkı sağladığı belirtildi. Raporda, reel sektör yabancı para borçlarının ağırlıklı olarak uzun vadeli olmasının, kısa vadeli açık pozisyonun düşüklüğünün ve yabancı para cinsinden borçlanmanın daha çok kur riskini iyi yönetebilecek büyük firmalar tarafından yapılmasının, kur riskini sınırlandırdığı değerlendirilmekte. Ayrıca, borçlanma yoluyla finansmanın içerdiği vergi avantajının neden olduğu yüksek kaldıracın azaltılması amacıyla, yapılan yeni yasal düzenlemeyle nakdi sermaye artışına sağlanan vergi teşvikinin, özkaynak finansmanını özendireceği de belirtildi. TCMB'nin zorunlu karşılık uygulamasında mevduat dışı yabancı para kaynakların vadesini uzatmaya yönelik yaptığı değişikliklerin de katkısıyla bankaların yurt dışından sağladığı kaynakların ortalama vadesi uzamakta olduğu ifade edilen raporda; Türk lirası cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara çekirdek yükümlülükleri teşvik edecek şekilde faiz ödenmesi uygulamasının başlatıldığı, bankaların çekirdek fonlama kaynak kullanımını artırmaya başlamalarının da finansal istikrar açısından olumlu olduğu belirtilmekte. Raporda, döviz likiditesini, çekirdek yükümlülükleri ve uzun vadeli borçlanmayı destekleyici yönde atılan adımların ekonominin küresel şoklara karşı dayanıklılığını artırmaya yönelik tedbirler olduğu ve gerekli görülmesi halinde aynı doğrultuda ilave önlemler alınabileceği de kaydedildi. Bitkisel üretim miktarının tahıldaki büyümeye bağlı %7'nin üzerinde artması bekleniyor… Türkiye'de bitkisel üretim miktarının geçen yıl yaşanan kuraklığın ardından bu yıl tahıl grubundaki yüzde 17.5 büyüme öncülüğünde yüzde 7'nin üzerinde artış kaydedeceği tahmin ediliyor. TÜİK tarafından yayımlanan bu yılın ilk tahminlerine göre toplam tahıl ve diğer bitkisel ürünler, sebze ve meyve üretiminin yüzde 7.3 artışla 113 milyon tona yükseleceği öngörülüyor. Sadece tahıl üretimine bakıldığında ise üretimin geçen yıla göre yüzde 17.5 artarak 38.4 milyon tona yükseleceği tahmin ediliyor. Tahıllar arasında en büyük paya sahip buğday üretiminin yüzde 18.4 artarak 22.5 milyon ton, arpa üretiminin yüzde 27 artarak 8 3 milyon ton, dane mısır üretiminin yüzde 5.9 artışla 6.3 milyon ton olacağı öngörülüyor. Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler grubuna bakıldığında ise üretimin yüzde 9.6 artışla 65.3 milyon ton olması bekleniyor. Sebze üretiminin bu yıl yüzde 6.1 artarak 29.5 milyon tona, meyve üretiminin ise yüzde 3.2 artarak 18.2 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor. Türkiye'nin tahıl üretiminde kuraklık sonrası beklenen bu hızlı toparlanmaya karşılık küresel tahıl üretiminin Dünya Gıda Örgütü (FAO) Mayıs ayı verilerine göre bu yıl yüzde 1.5 gerileyerek 2.51 milyar tona inmesi bekleniyor. Geçen yıl yaşanan son yılların en sert kuraklığı nedeniyle Türkiye'nin 2014 yılı tahıl üretim miktarı yüzde 12.7 azalarak 32.7 milyon tona gerilemişti. Tekstilbank’ın Çinli Tekstilbank'ın yüzde 75.5'ini satın alarak Türkiye pazarına giren ilk Çin bankası ICBC’ye satış süreci olan Industrial and Commercial Bank of China'nın (ICBC) Yönetim Kurulu Başkanı tamamlandı… Jiang Jianging Tekstilbank'ı pazar payı, kârlılık, gelişmiş risk yönetimi ve ileri teknolojik yönetime sahip yerel bir bankaya dönüştüreceklerini söyledi. Aktiflerine göre dünyanın en büyük bankası olan ICBC'nin Tekstilbank'ı satın alma işleminin ardından gerçekleşen törende konuşan Jianging, satın almanın iki ülke arasındaki finansal işbirliği için önemli bir kilometre taşı olacağını ve iki ülke arasındaki ticari hacmin 2020'de 100 milyar doları geçmesinin hedeflendiğini belirtti. Jianging, özellikle Türkiye ile yakın ekonomik ve ticari ilişkisi bulunan ülkeler arasındaki sinerjiyi güçlendireceklerini ve bölgesel, ticari ve proje odaklı finansal hizmet sunan bir sistem oluşturacaklarını belirtti. ICBC'nin dünyanın en büyük küresel şirketlerinden biri olduğunu belirten Jianging 2015'in ilk çeyreği itibariyle bankanın toplam varlıklarının 3.5 trilyon dolara ulaştığını ifade etti. ICBC toplam 43 ülkede yaklaşık 17,000 şubesiyle faaliyet gösteriyor. Bankanın piyasa değeri ise 310 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Toplantıda verilen bilgilere göre Tekstilbank'ın adı ICBC Türkiye olarak değişecek. GSD Holding, Tekstilbank'taki yüzde 75.5 hissesinin tamamını 669 milyon liraya ICBC'ye satmak için sözleşme imzaladığını geçen sene Nisan ayında duyurmuştu. Mart ve Nisan aylarında ise Çin bankacılık otoritesi ile BDDK tarafından satış işlemine onay gelmişti. Törene katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan iki ülke arasında çok sayıda alanda işbirliği yapıldığını belirterek, Çin firmalarının Türkiye'de yapacağı taahhüt işleri açısından kurulu bir bankanın olmasının ayrı fırsat ve imkanlar sunacağını söyledi. EBRD İstanbul'un sermayesinin %10'unu alıyor… Borsa Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Borsa İstanbul'un halka arzı öncesinde yüzde 10 oranında pay almak için ön protokol imzaladı ve görüşmelere EBRD Birinci Başkan Yardımcısı Phil Bennett, "Halka arz öncesi Borsa İstanbul'un yüzde satın 10 hissesini almak üzere görüşmelere başlıyoruz" dedi. 4 DÜNYA EKONOMİSİ OPEC, Haziran Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği'nin (OPEC) Haziran ayında gerçekleştireceği toplantısında üretimi toplantıda petrol üretimini düşürmeyeceği belirtildi. Suudi Arabistan'da kısmayacak… yayımlanan Al Hayat gazetesinin ismi verilmeyen bir OPEC yetkilisine dayandırdığı habere göre Çin ve Hindistan'da talebin artacağı öngörüleriyle beraber şu an günlük petrol üretimi 10.3 milyon varil olan Suudi Arabistan, tüketicilerin talebini karşılamak amacıyla petrol üretimine devam edecek. Yetkili özellikle OPEC dışından petrol politikası konusunda bir işbirliği olmadığı sürece Suudi Arabistan'ın başkalarının çıkarı için kendi petrol pazar payını feda etmeyeceğini belirtti. ABD ekonomisinde gelişmeler... ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen, ekonominin yılın başlarında ortaya çıkan gevşemeden toparlanması ve gerek içeride gerekse dışarıdaki zorlukların azalmasıyla beraber merkez bankasının faiz oranlarını bu yıl artıracağı konusunda her zamankinden daha net konuştu. Yellen, dünyanın en büyük ekonomisinin son aylarda "geçiş faktörlerinden" kaynaklanan bir yavaşlamanın ardından yeniden güçlenmesini beklediğini belirtti ve zayıflığın bir kısmının "istatistiki gürültüden" kaynaklı olabileceğini ifade etti. Bu tür öngörülerin her zaman için belirsiz olduğunu belirten ve istihdam piyasasında gelişme için hala alan olduğunu ifade eden Yellen, enflasyon ve istihdam Fed'in hedeflerine ulaşıncaya kadar para politikasını değiştirmeyi beklemenin ekonomide aşırı ısınmaya neden olabileceğini ifade etti. ABD Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, Fed'in ilk faiz artışına çok fazla önem vermenin yanlış bir yönlendirme olduğunu, daha normal seviyelere dönmenin birkaç yıl alacağını ifade etti. Fischer, piyasaların ilk faiz artışını Eylül ayı gibi beklediğini fakat bunu tarihlerin değil verilerin belirleyeceğini belirtti. "Eğer ABD ekonomisi çok çok yavaş büyüyorsa bekleyeceğiz. Eğer ekonomi daha hızlı büyümeye geçerse biz de daha hızlı harekete geçeriz" diyen Fischer, faizlerin 2017-2018 itibariyle yüzde 3.25-4 seviyesine ulaşmasını beklediğini ifade etti. Eski Fed Başkanı Ben Bernanke, bir sert iniş riski olmadığı için Çin'deki ekonomik yavaşlamanın piyasaları çok endişelendirmemesi gerektiğini söyleyerek, ABD'de faiz artışının dünyanın en büyük ekonomisi için iyi bir işaret olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Seoul'de bir özel sektör forumunda gerçekleştirdiği röportajda Bernanke, ABD'de faiz artışı gerçekleştiğinde bunun etkisinin beklenenden daha az olacağını ve Güney Kore ekonomisinde yalnızca ufak bir negatif etki göstereceğini belirtti. Bernanke, piyasaların beklediği gibi faiz oranlarının bu yılın sonuna doğru gerçekleşmesinin sevindirici bir gelişme olması gerektiğini belirtti. Bernanke, "Faiz artışı ne zaman başlayacak bilmiyorum ama başladığı 5 zaman bu iyi bir haberdir, kötü haber değil, çünkü artık ABD ekonomisinin yeterince güçlü olduğunu gösterir" dedi. Fed'in üst düzey yetkililerinden San Francisco Fed Başkanı John Williams yaptığı bir açıklamada merkez bankasının bu yılın sonuna doğru faizleri artırmaya başlayabileceğini ve önümüzdeki birkaç yıl boyunca faizleri normal seviyelere yükselteceğini belirtti. Williams, ABD ekonomisinin yavaş bir şekilde toparlandığını fakat daha düşük büyümenin gerçekleşeceği "yeni bir normale" gireceğini belirtti. Dünya ekonomisinin de yavaşladığına dikkatleri çeken Williams, bunun da piyasaların uzun vadede faiz oranlarının tarihi seviyelerden düşük olması ihtimaline alışması gerektiği anlamına geldiğini söyledi. Richmond Fed Başkanı Jeffrey Lacker, “Enflasyonun Fed’in yüzde 2’lik hedefine doğru ilerlediği ‘oldukça açık’ görünüyor” dedi. Lacker, Fed’in faiz oranlarını artırmada aşırı geç harekete geçmesinin risk teşkil ettiğini belirtti. Harcama verisinde zayıflık ve istihdamda güçlenme gördüğünü söyleyen Lacker, önümüzdeki haftalarda yavaşlamanın geçici olduğuna dair işaretler gelmesini ümit ettiğini belirtti. Lacker, tahvil piyasasının faiz artırımına nasıl tepki vereceğini tahmin etmenin zor olduğunu söyledi. Lacker, genişlemeci para politikasından kaynaklanan finansal istikrarsızlık işaretleri görmediğini dile getirdi. Lacker, FOMC’un bu yıl oy veren bir üyesi olma özelliği taşıyor. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) St. Louis Şubesi Başkanı James Bullard, "Ekonominin beklenmedik bir şekilde yavaşladığına yönelik bir gösterge olmadığı sürece normalleşmeyi istiyorum" dedi. Bullard, ABD basınına verdiği mülakatta, Fed'in faiz artışına bu yıl içinde başlamasından yana olduğunu kaydetti. İstihdam sektörünün iyileşmeye devam ettiğini belirten James Bullard, "Aslında kısa süre içinde istihdam ve enflasyon hedeflerimize ulaşmış olacağız" değerlendirmesi yaptı. Bullard, faiz artırımına Haziran ayında başlama olasılığının düşük olduğuna vurgu yaparak, "Piyasaların faiz artışının daha sonra başlayacağına yönelik beklentisi yerinde, çünkü ekonomik veriler son dönemde zayıftı" ifadelerini kullandı. Fed'in faiz artışı için gereğinden fazla beklemesinin ciddi riskleri de beraberinde getireceğin dile getiren Bullard, bu risklerin arasında ABD ekonomisi için yıkıcı olan varlık balonlarının da yer aldığı uyarısında bulundu. Bullard, bununla birlikte faiz artırım kararı için ilk çeyrek büyüme verisinin başta göründüğü kadar zayıf olmadığının teyit edilmesine ihtiyaç duyulduğunu da kaydetti. Minneapolis Fed Başkanı Narayana Kocherlakota faiz artışı konusunda 'olağanüstü sabırlı' olunması gerektiğini savunarak "Fed sıkılaştırmaya 2015'te başlamamalı" dedi. Minneapolis Fed Başkanı Narayana Kocherlakota, “İşgücü piyasasında gelişim görülmesine olanak sağlamak amacıyla Fed faiz oranlarını bu yıl artırma fikrini ertelemeli” ifadesini kullandı. Kocherlakota yaptığı konuşmada, “Mevcut görünümün çerçevesinde, federal fon oranı hedef aralığını 2015’te artırmanın hata olacağını düşünüyorum” diye konuştu. Minneapolis Fed Başkanı, işgücü piyasasının 2014 ve 2015’in ilk birkaç ayındaki güçlü performansına işaret etti ve ABD ekonomisindeki zayıflığın geçici olduğunu söyledi. Fed’in ABD hane halkının ekonomik refahına ilişkin gerçekleştirdiği 6 araştırmanın raporunda bazı Amerikalıların zam almasalar dahi daha uzun saatler çalışmak istedikleri ortaya çıktı. Fed serbest meslek sahibi olmayan çalışanlara, saatlik ücretlerinin değiştirilmemesi halinde daha fazla, daha az veya aynı oranda çalışıp çalışmak istemediklerini sordu. Rapora göre sorunun amacı ekonomideki eksik istihdamı hesaplamaya çalışmak idi. Katılımcıların yüzde 36‘sı mevcut ücretleri ile daha fazla saat çalışmayı tercih edebileceklerini söylediler. Yarı zamanlı çalışanlar arasında bu oran yüzde 49 seviyesinde çıktı. Anket sonuçları, Fed Başkanı Janet Yellen ve meslektaşlarının hala karışık sinyaller veren işgücü piyasası ile ilgili değerlendirme yapmalarına yardımcı olabilir.. Öte yandan eğer yeteri sayıda insan mevcut ücret seviyesinde daha uzun saatler çalışmak isterse bu işverenlerin üzerindeki zam verme baskısını sınırlandırır. Ortalama saatlik ücretler Nisan ayında sona eren yılda sadece yüzde 2.2 yükseldi. Toparlanmanın başlamasından bu yana aynı dar aralıkta dalgalanan gösterge, tarihi norm olan yüzde 3 ile 4 aralığından oldukça uzak seyrediyor. ABD’de işsizlik oranı 7 yılın en düşük seviyesinde ve istihdam istikrarlı bir yükseliş gösteriyor ABD'de dayanıklı mal siparişleri Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 0.5 ile beklentiler doğrultusunda daralma gösterdi. Dayanıklı mal siparişlerinin yüzde 0.5 daralması bekleniyordu. Daha önce Mart ayı dayanıklı mal siparişleri için yüzde 4.7 olarak açıklanan artış da yüzde 5.1'e yukarı yönlü revize edildi. ABD'de yeni konut satışları Nisan'da yıllık bazda 517,000 adete yükselerek beklentilerin üzerinde açıklandı. Yeni konut satışlarının 510,000'e yükselmesi bekleniyordu. Daha önce 481,000 olarak açıklanan Mart ayı yeni konut satışları 484,000'e revize edildi. ABD'de 20 şehirde konut fiyatları, bir önceki yılın Mart'ta sona eren 12 aylık sürecine göre daha hızlı artış gösterdi. S&P/Case-Shiller konut değerleri endeksi Mart'ta bir yıl öncesine göre yüzde yüzde 5,04 artarken, Şubat'da yüzde 5,03 artış kaydedilmişti. Tahminler yüzde 4,6'lık artış öngörüyordu. Federal Konut Finansman Ajansı (FHFA) ise fiyatların Mart'ta aylık bazda yüzde 0,3 arttığını açıkladı. ABD'de tüketici güven endeksi Mayıs'ta 95.4'e yükselerek beklentilerin üzerinde değer aldı. Endeksin 94.9 değerini alacağı tahmin ediliyordu. Daha önce endeksin Nisan ayı için 95.2 olarak açıklanan seviyesi ise 94.3'e revize edildi. ABD'de sözleşmeleri imzalanan ve bekleyen konut satışları endeksi Nisan'da bir önceki aya göre yüzde 3.4 ile beklentilerin üzerinde artış kaydederek dokuz yılın en yüksek seviyesine çıktı. Bekleyen konut satışlarının yüzde 0.9 artması bekleniyordu. Daha önce Mart ayı için yüzde 1.1 olarak açıklanan bekleyen konut satışlarındaki artış yüzde 1.2'ye revize edildi. ABD'de işsizlik maaşı başvuruları 23 Mayıs'ta sona eren haftada 282,000'e yükselerek beklentilerin üzerinde açıklandı. Buna karşılık haftalık oynaklıkları yansıtmayan dört haftalık ortalama işsizlik maaş başvurusu sayısı 4,600 yükselerek 271,500'e yükseldi. Haftalık işsizlik maaşı başvurularının 270,000 olması bekleniyordu. Önceki hafta için 274,000 olarak açıklanan işsizlik maaşı başvuru sayısı 275,000'e revize 7 AB ekonomilerinde AB: gelişmeler... edildi. ABD'de yılın birinci çeyreğinde yüzde 0.2 arttığı açıklanan gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) revize edilen rakamlarda yüzde 0.7 ile beklentilerden daha az daraldığı açıklandı. Aynı dönemde çekirdek kişisel tüketim harcamalarındaki (PCE) artış yüzde 0.8 ile beklentilerin altında açıklandı. Dördüncü çeyrekte GSYH'deki büyümenin yüzde 0.8 daralmaya revize edilmesi, çekirdek PCE'deki artışın ise yüzde 0.9 olması bekleniyordu. Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Ignazio Visco, deflasyon korkularının artık azalmasına rağmen Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) enflasyonun hedeflenen seviyelere geldiğini görebilmek için varlık alımlarını devam ettirmesi gerektiğini belirtti. İtalyan Merkez Bankası'nın yıllık hissedarlar toplantısında konuşan Visco, "Deflasyon korkuları azaldı ancak programın şu ana kadar görülen pozitif etkileri daha da ileri gitmemiz için bize engel oluşturmamalı" dedi. Visco enflasyonun ECB tarafından hedeflenen yüzde 2 seviyesine gelmesinin önemli olduğunu dile getirdi. Visco aynı zamanda ECB'nin parasal genişleme programından kaynaklanan aşırı düşük faiz oranlarının finansal piyasalarda aşırı risk alımlarına yol açtığı iddialarını da reddetti. Avrupa Merkez Bankası yönetim kurulu üyesi Ewald Nowotny, aşırı düşük faiz oranlarının bir noktada normal seviyelere geri döneceğini açıkladı. Aynı zamanda Avusturya Merkez Bankası Başkanı da olan Nowotny, "Düşük faiz oranlarının olduğu durum bir süreliğine makul olabilir fakat bu aşırı düşük faizlerin olduğu dünya uzun vadede dengeli bir durum değil" ifadelerini kullandı. Nowotny, "Günün sonunda faiz oranları konusunda normal diyebileceğimiz bir ilişkiye döneceğiz" dedi. Euro bölgesi ekonomik güveni yıla güçlü bir başlangıç yapmasının ardından hane halkının kötümserleşmesiyle yatay bir seviyeye doğru gerilerken, yükselen fiyatlar deflasyon tehditlerinin azaldığına dair bir işaret olarak görülüyor. Avrupa Komisyonu'nun aylık ekonomik güven göstergesi 103.8 olarak açıklanırken Nisan ayıyla karşılaştırıldığında yatay bir seyir gösteriyor ve 103.5 olan beklentilerin üzerinde seyrediyor. Güvenin yataylaşmasına rağmen anketler sanayide görülen hafif yükseliş, hizmet sektöründe görülen sağlam artış ve mağaza sahiplerinin şimdi ve geleceğe dair daha iyimser bir tutum göstermeleriyle beraber euro bölgesinde geniş kapsamlı bir toparlanma olduğuna işaret ediyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB), şirketler ve hane halklarına sağlanan kredilerin Nisan ayında bir yıl önceye göre değişiklik göstermediği açıklamasında bulundu. Bölgede krediler Mart ayında yüzde 0.1 büyüme göstermişti. M3 para arzı, Mart ayında yüzde 4.6 artmasının ardından yüzde 5.3 yükseldi. M3 3 aylık ortalama büyüme oranı yüzde 4.7 seviyesinde gerçekleşti 8 İngiltere: İngiltere'de yılın birinci çeyreğinde gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYH) büyüme yüzde 0.3 olarak teyit edildi ve beklentilerin altında kaldı. İngiltere'de birinci çeyreğe ait GSYH büyümesinin yüzde 0.4'e revize edilmesi bekleniyordu. Yunanistan: Yunanistan’ın kreditörleri, kurtarma fonlarının serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmanın yakın olmadığını belirtiyorlar. Uluslararası kreditörler, borç yüklü Yunanistan’ın ekonomiyi revizyondan geçirmek adına daha güçlü taahhütlerde bulunması ve kamu maliyesini güçlendirmesi talebinde bulunuyorlar. Yunanistan hükümetinin anlaşmaya varılması ile ilgili iyimserlik içinde olması Avrupa liderlerinin Almanya’da G-7 Zirvesi için bir araya geldiği toplantıda alay konusu oldu. Yetkililer daha fazla çabanın gösterilmesi gerektiğini ifade ettiler. Yunanistan Pazar gününe bir çözüme ulaşılabileceğini iddia etti. AB Ekonomi ve Para Komisyonu Üyesi Pierre Moscovici Perşembe günü Dresden’de gazetecilere yaptığı değerlendirmede, “Taraflar anlaşmaya giden yolu henüz tamamlamadılar. Gece gündüz çalışmamız gerek” dedi. Uluslararası kreditörler, bir AB yetkilisinin verdiği bilgiye göre, fonların serbest bırakılması için gelecek hafta ekonomik bir plan üzerinde anlaşmaya varılmasına ihtiyaç duyduklarını ifade ettiler. Yunanistan’ın kredi anlaşmasının vadesi ay sonunda sona eriyor. G7 maliye bakanları ve merkez bankaları yetkililerinin Almanya, Dresden’de bir araya geldiği toplantıda konuşan Moscovici, “Yunanistan ve uluslararası kreditörler bir anlaşmaya varmaktan uzak ve hızlanmamız gerektiği açık” diye konuştu. Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, ülkenin mevcut programının sona ermesi öncesinde kreditörleri ile anlaşmaya varacağını belirtti. Yunanistan’ın kreditörleri ile anlaşma sağlamaya yakın olduğunu belirten Varoufakis, Yunanistan’ın IMF temsilcisini Cuma günü açıklayacağını dile getirdi. Yunanistan’ın resesyonal önlemleri kabul etmeyeceği söyleyen Maliye Bakanı, banka işlemlerinde vergi olmayacağını ifade etti. Varoufakis, Yunanistan ve kreditörlerinin pek çok konuda anlaştıklarını savundu. Yunanistan’ın satış vergisi oranları ile ilgili teklifinin tartışıldığını belirten Varoufakis, teklifin 900 milyon euro gelir sağlayabileceğini belirtti. Teklifin gıda ve restoranlar için satış vergisi indirimini içerdiğini ifade etti. Teklif oteller için ise satış vergisinin artırılmasını içeriyor.Varoufakis, 2015 ve 2016 yılları için emlak vergisinin henüz belirlenmediğini belirtti. Yunanistan hükümet sözcüsü Gabriel Sakellaridis hükümetin kreditörlerle reform karşılığında mali yardım anlaşmasına Pazar günü itibariyle ulaşmayı umduğunu ve bu anlaşmanın yakın olduğu konusunda kendilerine güvendiklerini belirtti. Sakellaridis, Çarşamba günü bir Yunan yetkili tarafından yapılan ve euro bölgesi yetkililerince yalanlanan anlaşma taslağının hazırlandığına dair açıklamayı savundu ve farklılıkları çözerken artık iki taraf arasındaki anlaşmaları kağıda dökmenin zamanı olduğunu belirtti. Sakellaridis, "Yunan ekibi anlaşmayı önümüzdeki günlerde bir sonuca ulaştırmak amacıyla şu an Brüksel'de 9 bulunuyor" ifadelerini kullandı. Avrupa Komisyonu tarafından yapılan bir açıklamaya göre Atina'nın elindeki nakit para erimeye devam ederken, Yunanistan ve uluslararası kreditörler arasında mali hedefler, emeklilik ve istihdam sektörüne yönelik reformlar ve sivil hizmet sektörünün büyüklüğü konuları üzerinde anlaşma sağlanamayan en önemli konular arasında yer almaya devam ediyor. Avrupa Komisyonu'nun eurodan sorumlu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, özellikle katma değer vergisini bir düzene koyma konusu dahil olmak üzere bazı ilerlemelerin kaydedildiğini fakat Yunanistan'ın parası bitmeden önce daha fazla reform önerisine acilen ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, Yunanistan ve uluslararası kreditörlerin reform karşılığında mali yardım anlaşmasına varabilmeleri için hâlâ yapılması gereken çok iş olduğunu belirtti. Lagarde, "Hepimiz Yunanistan'a çözüm bulmak için bir çalışma sürecindeyiz. Şimdiden somut sonuçlara ulaştığımızı söyleyemem" ifadelerini kullandı. Yunanistan'ın taahhütlerini yerine getireceğine inandığını söyleyen Lagarde, "İlerleme gösterildi fakat hâlâ yapılması gereken çok şey var" dedi. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Yunanistan'ın sermaye kontrolü uygulayıp uygulamayacağının Atina hükümetinin vereceği karara bağlı olduğunu söyledi. Schaeuble aynı zamanda Yunanistan'ın yaşadığı zorlukların Almanya'nın euro krizi konusunda takındığı sert tutumdan kaynaklandığı fikrini de reddetti.Schaeuble, "Diğer üye ülkelerin çoğunda düşük petrol fiyatları ve zayıf eurodan dolayı işler iyiye gidiyor. Fakat Yunanistan'da değil. Her şey için Alman hükümeti suçlanamaz" ifadesini kullandı. Merkez bankasından likidite yardımı almak zorunda olan Yunan bankaları, rekor seviyedeki mevduat çıkışlarının olumsuz etkileri ile mücadele ediyorlar. Bankaların durumu ülke ekonomisinin çift dipli resesyona girmesinin ardından kötüleşiyor. Ülkenin varlık bakımından en büyük bankası olan National Bank of Greece ve Alpha Bank Perşembe günü ilk çeyrek dönem kar açıklamalarını yapacaklar. Piraeus Bank Çarşamba günü yaptığı açıklamada ilk çeyrek kaybının 69 milyar euro (75 milyar dolar) olduğunu belirtti. Mevduatlar, yüzde 15 daralarak 46.5 milyar euroya geriledi. Mayıs ortası itibarıyla özel mevduat çıkışları 1.9 milyar euroya ulaştı. Yunan bankaları, hükümet ve kreditörleri arasındaki anlaşmazlık nedeniyle sermaye piyasalarına ve ECB’nin normal finansman operasyonlarına olan erişimlerini kaybettiler. Bankalar batmaktan kaçınmak için 80 milyar euroluk Acil Durum Likidite Yardımı’na (ELA) güveniyorlar. Diğer ekonomilerde İsviçre: gelişmeler... İsviçre ekonomisi, güçlü frankın ihracatı olumsuz etkilemesi ile birlikte finansal krizden bu yana en büyük daralmayı gösterdi. Gayrisafi yurtiçi hasıla ilk çeyrek dönemde yüzde 0.2 geriledi. Bir önceki üç aylık dönemin büyümesi yüzde 0.5 olarak revize edildi. 2015’in ilk çeyrek dönemi için olan büyümedeki düşüş, 2009’un ilk üç aylık döneminden bu yana en büyük daralma olarak kaydedildi. 10 Ekonomik görünüm, İsviçre Merkez Bankası’nın sabit kur yavanı uygulamasını terk etmesi ile Ocak ayında gerilemişti. Kur tavanı uygulamasının terk edilmesi frankın euro karşısında yüzde 15 ralli yapmasına neden olmuştu. Bu da ihracat şirketlerini zorladı.İhracat 1. çeyrekte yüzde 2.3 geriledi. Özel tüketim yüzde 0.5 yükseldi. Japonya: Japonya'da ihracat Nisan ayında bir yıl öncesine göre ABD'ye otomobil satışları öncülüğünde yüzde 8 büyüdü fakat büyüme hızı Mart'a göre gerileyerek, Çin ve ABD ekonomilerindeki yavaşlamanın dış talep üzerinde baskı yarattığına işaret etti. Japonya Maliye Bakanlığı'nın yayımladığı verilere göre ihracat yüzde 6.4 olan beklentilerin üzerinde büyürken, Mart'taki yüzde 8.5'lik büyümenin altında kaldı. Sevkiyatlar bir önceki aya kıyasla ise yüzde 1.5 düştü. Japonya'nın en büyük ihracat ortağı Çin'e sevkiyatı Mart ayında yüzde 3.9 arttıktan sonra Nisan ayında yüzde 2.4 yükseliş kaydetti. Çin'e otomobil ihracatı Nisan ayında yıllık bazda yarı yarıya düştü. Japonya'nın sevkiyatının yarısından fazlasını oluşturan Asya ihracatı ise Mart ayında yüzde 6.7'lik büyümenin ardından Nisan ayında yüzde 6 büyüdü. ABD'ye ihracat ise Nisan'da yüzde 21.4 ile Mart ayındaki artış oranını yakaladı.Yılın ilk çeyreğine ait gayrı safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyüme verisi ihracattaki büyümenin Ekim-Aralık dönemindeki yüzde 3.2 düzeyinden yüzde 2.4'e gerilediğini göstererek, ABD ve Çin ekonomisindeki yavaşlamanın Japonya'nın ihracatına olan etkisine işaret etmişti. Japonya’da hane halkı harcamaları düşerken ve enflasyon sıfıra indi. Taze gıda ve geçtiğimiz yılki satış vergisi etkileri hariç tüketici fiyatları, Cuma günü açıklanan resmi verilere göre, Nisan ayında bir yıl önceye göre değişiklik göstermedi. Hane halkı harcamaları beklenmedik şekilde yüzde 1.3 gerilerken, sanayi üretimi bir yıl önceye göre daha düşük seviyede. Bir yıl önce gerçekleştirilen vergi artışı resesyonu tetiklemişti. Uluslararası Para Fonu (IMF), Japonya’nın zayıf yene bağımlılıktan kaçınarak büyümeyi destekleyici politikaları tamamlaması gerektiğini belirtiyor.Yen dolar karşısında bu hafta 12 yılın en düşük seviyesine geriledi. Çin: Uluslararası Para Fonu (IMF), Çin'de ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 6.5'in altına inmesi halinde hükümetin maliye politikası yoluyla ekonomiye destek vermesi gerektiğini, büyümenin yukarı yönlü sürpriz yapması halindeyse kredi ve yatırımları sınırlamak için adım atmaya hazır olması gerektiğini belirtti. IMF tarafından yayımlanan raporda Çin'in gayrı safi yurtiçi hasılasının (GSYH) bu yıl yüzde 6.8 olması, gelecek yıl ise yüzde 6.25'e gerilemesi bekleniyor. Çin ekonomisi geçen yıl yüzde 7.4 büyümüştü. Çin ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 büyürken, son veriler büyümenin ikinci çeyrekte hız kaybettiğine işaret ediyor. Buna göre ekonominin hükümetin yüzde 7 olan hedefinin altında büyüme olasılığı bulunuyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), Çin yuanı için uzun süredir koruduğu "düşük değerli" görüşünü resmi olarak kaldırdı. Yuan böylece IMF nezdinde rezerv para statüsü kazanma yolunda önemli bir eşiği aşmış 11 oldu. IMF'nin Asya misyonundan yapılan açıklamada "Son bir yılda para biriminde yaşanan ciddi yükseliş, kuru düşük değerli seviyesinden çıkarmıştır. Çin'in iki ila üç yılda dalgalı kura geçmesi gerektiğine inanıyoruz" denildi. Uluslararası Ödeme Bankası verilerine göre Çin yuanı, Mart 2015'e kadarki beş yılda reel efektif kur bazında yüzde 33 yükseldi. Çin genelindeki aracı kurumlar, hisse senedi yatırımcılarının herhangi bir piyasa iflasına karşı risklerini sınırlamak için borç verme kurallarını sıkılaştırıyor. Changjiang Securities, yatırımcıların borçlanırken güvence olarak verdiği teminat gerekliliklerini artırıyor. Şirket böylece büyük rakipleri olan GF Securities ve Haitong Securities'in yolundan gitmiş oldu. Şirket, Çarşamba günü yaptığı açıklamada gereklilikleri yüzde 60’tan yüzde 80’e çıkardığını duyurdu. Guosen Securities şirketi de kuralları sıkılaştırdı. Şanghay Bileşik Endeksi, 2008’den bu yana bu hafta ilk kez 5,000 seviyesine yaklaşmıştı. Bu artış, bireysel yatırımcıların, borç aldıkları parayla bahislerini artırmalarının etkisiyle gerçekleşti. Kredili işlemler, aracı kurumlarla birlikte 2 trilyon yuanı aştı. Endeks bu haberlerin ardından yüzde 5'in üzerinde kayıp yaşadı. Çin Merkez Bankası ve Şili Merkez Bankası iki ülkenin ticari ilişkilerini güçlendirme çabaları çerçevesinde yuanın Güney Amerika'da daha çok kullanımı için yolu açmaya hazırlanıyorlar. Merkez bankaları tarafından yapılan bir açıklamada para birimi değişimi anlaşmasıyla üç yıllığına maksimum 2.2 trilyon pesonun (3.6 milyar dolar) takas edileceği belirtildi. Çin Merkez Bankası'nın yaptığı açıklamaya göre ise Şili'de yuan işlemlerinde China Construction Bank görevlendirilecek. Şili Dışişleri Bakanı Heraldo Munoz, yuan işlemlerini gerçekleştirecek bankanın Latin Amerika'da türünün ilk örneği olacağını ve "projeleri finanse etmede" bir temel oluşturabileceğini belirtti. Öte yandan Çin, Şili'de yuan vasıflı kurumsal yabancı yatırımcılara 50 milyar yuanlık (8.1 milyar dolar) kota garantisi de verdi. Ukrayna: Aralarında Franklin Templeton'ın da yer aldığı Ukrayna'nın kreditörlerinin, borcun vadesinin 10 yıla kadar uzatılması ve faiz ödemelerinde 500 milyon dolarlık indirim içeren bir teklif sundukları belirtildi. Ukrayna'nın borcunun 8,9 milyar dolarını veren bir grup tarafından 9 Mayıs'ta sunulan teklifin, tahvillerin 2019'dan başlayarak yedi yıllık bir sürede amorti edilmesini içerdiği aktarıldı. Grup bu teklifin Uluslararası Para Fonu'nun 17,5 milyar dolarlık kurtarma paketindeki üç hedefi de karşıladığını belirtiyor.Ukrayna Maliye Bakanı Natalie Jaresko 21 Mayıs'ta kreditörlerin 20 milyar dolarlık tahvillerden kaynaklanan kaybı kabul etmelerinin bir gereklilik olduğunu belirtse de, tahvil sahibi grub bu yönde bir hamleyi siyasi amaçları olan ve keyfi olarak görmekte. Bu fikir ayrılığı, Ukrayna'nın IMF'ye yeni yardım almak için Haziran ortasına kadar borç müzakerelerinde yeterli ilerleme sağladığını gösterme konusunda karşılaşacağı zorlukları gözler önüne seriyor. Bu durum aynı zamanda Ukrayna'nın ilk borcunun vadesi dolacak olan 23 Eylül'den önce taraflar arasında anlaşma sağlanamayabileceğini de gösteriyor. 12 BU HAFTA PİYASALAR Kur ve faiz yükseldi... Hafta başında ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok Avrupa % ülkesinde piyasaların kapalı olması 25 nedeniyle Türk piyasalarında 22 hacimlerde düşüş yaşanırken, kur 19 ve faiz dar bir bantta hareket etti. 16 13 Son anketlerde seçimler sonucunda 10 bir koalisyon gerçekleşmesi 7 olasılığının öne çıkması dolar/TL 4 paritesinin yukarı yönlü hareket etmesine neden olmakta. Dolar/TL paritesi haftaya 2.60 düzeyinde başladı, sepet bazında TL de 2.73 düzeyindeydi. Faizlerde ise hafta başında önemli bir değişme olmadı. 16 Kasım 2016 itfalı iki yıllık gösterge tahvilde bileşik faiz %9.66 olurken; 12 Mart 2025 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi %9.16 düzeyindeydi. Salı günü de, seçimin ardından tek parti iktidarının sürmeyebileceği endişesi ve küresel piyasalarda doların değer kazancı ile birlikte kur ve faizdeki yükseliş sürdü. Dolar/TL 2.63’e yükselirken, sepet bazında TL de 2.75’i geçti. Gösterge tahvilin faizi de %9.90’a çıktı. 27 Mayıs Çarşamba günü küresel piyasalarda Yunanistan konusundaki endişelerin de tetiklediği dolardaki güçlenmenin devam etmesi ve seçim öncesi belirsizlik nedeniyle dolar/TL 2.66’yı geçti. Perşembe günü de aynı eğilimler devam etti ve dolar/TL günü 2.66’nın üzerinde kapatırken, sepet bazında TL 2.78’i geçti. Dolar, Fed'in faizleri bu yılın sonuna doğru artıracağı beklentileriyle gelişmekte olan para birimleri, hatta Yen gibi gelişmiş ülke para birimlerine karşı da değer kazanmaya devam etti. Son gelen ABD büyüme verisi ise piyasaları fazla etkilemedi. İç piyasada ise seçime ilişkin anketler takip edilmeye devam edildi. Haftanın son gününde ise dolar küresel piyasalarda hafif değer kaybederken, yurtiçinde dolar/TL paritesi 2.66 civarındaydı. Gösterge tahvilin bileşik faizi de %9.90’da seyretmeye devam etti. 04.01.2007 01.03.2007 27.04.2007 25.06.2007 20.08.2007 17.10.2007 13.12.2007 12.02.2008 08.04.2008 05.06.2008 31.07.2008 25.09.2008 26.11.2008 28.01.2009 25.03.2009 25.05.2009 20.07.2009 14.09.2009 12.11.2009 11.01.2010 08.03.2010 30.04.2010 28.06.2010 20.08.2010 20.10.2010 22.12.2010 16.02.2011 12.04.2011 07.06.2011 02.08.2011 30.09.2011 30.11.2011 25.01.2012 21.03.2012 18.05.2012 13.07.2012 12.09.2012 12.11.2012 08.01.2013 05.03.2013 02.05.2013 28.06.2013 28.08.2013 31.10.2013 26.12.2013 21.02.2014 17.04.2014 17.06.2014 15.08.2014 14.10.2014 10.12.2014 05.02.2015 02.04.2015 Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları (16.11.16 tahvili, % bileşik) Sonuçta 22 Mayıs’da Merkez Bankası kurlarıyla 2.5959 olan dolar/TL paritesi, 29 Mayıs’da 2.6635 TL’ye çıktı; 2.8997 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi ise 2.9199 TL’ye yükseldi. 22 Mayıs’da %9.64 olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu haftanın son günü %9.89’a yükseldi. Döviz, petrol ve altın Döviz: fiyatları... Dolar, geçen Cuma günü açıklanan ve beklenenden daha iyi ABD enflasyon verilerinin Fed’in bu yılın sonuna doğru faiz artışı gerçekleştirmesi için destek 13 sağlamasının ardından hafta başında yen karşısında son iki ayın zirvesine çıkarken, diğer büyük para birimleri karşısında da değer kazandı. Dolar/yen paritesi haftaya 121.60’ın üzerinde başlarken; euro/dolar paritesi haftaya 1.0980 düzeyindeydi. Dolar altı önemli para biriminden oluşan sepet karşısında hafta içinde artış eğilimini sürdürdü ve Fed Başkanı Janet Yellen'in faiz oranları konusunda politikanın sıkılaşmaya gidebileceği sinyallerini vermesi sonrasında başladığı yükselişi devam ettirdi. Dolar, ABD'den açıklanan pozitif verilerin faiz artışının bu yıl gerçekleşme ihtimalini güçlendirmesiyle beraber yen karşısında sekiz yılın zirvesine çıktı ve dolar/yen paritesi 123’ü geçti. Dolar, euro karşısında da değer kazanırken, euro bölgesi para birimi 28 Nisan'dan bu yana en düşük seviyeye gerileyerek 1.0864 dolar seviyesinden işlem gördü. Dolar, Fed'in faizleri bu yılın sonuna doğru artıracağı beklentileriyle Perşembe günü yen karşısında Aralık 2002'den bu yana en yüksek seviyeye tırmandı. Yen karşısında 124.30 seviyesine kadar yükselen dolar daha sonra 124.15'e doğru gevşedi. Euro/dolar paritesi ise bir miktar değerlendi ve 1.09’un üstüne yükseldi. Dolar endeksi de bir ayın zirvesi olan 97.775'e kadar yükseldi, daha sonra bir miktar gevşedi. Haftanın son gününde ise dolar önemli para birimleri karşısındaki yükselişine ara verdi. Doların altı büyük para birimi karşısındaki hareketlerini izleyen dolar endeksi hafif düşüşle 96.928 seviyesine geldi fakat haftayı yükselişle kapatma yolunda ilerlemeye devam etti. Euro dolar karşısında hafif değer kazanırken; dolar/yen paritesi de 124’ün altına geriledi. Son gelen ABD’nin revize ilk çeyrek verileri ise durumu fazla değiştirmedi. Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi 1.0980; Dolar/yen paritesi 123.95 düzeyindedir. Petrol: Ham petrol fiyatları hafta başında Asya'dan gelen yüksek talep ve ABD'de araç kullanma mevsiminin başlamasıyla beraber yükseliş kaydetti. Brent ham petrolü fiyatları varil başına 65.39 dolara yükselirken, ABD ham petrolünün varil fiyatı 59.86 dolar oldu. Çin'de ham petrol ithalatı yavaşlayan ekonomiye rağmen yüksek seyreden otomobil satışlarıyla beraber Nisan ayında 7.4 milyon varille rekor seviyeye yükseldi. Hafta içinde petrol fiyatları ABD'de ham petrol stoklarının üst üste dördüncü hafta düşebileceği beklentileriyle beraber hafif geriledi. Brent petrolü 64 dolara, ABD petrolü 58.5 dolara düştü. Dolardaki güçlenme de petrol fiyatlarını düşüş yönünde etkiledi ve Brent petrolü ilerleyen günlerde 62 dolara, ABD petrolü de 57 dolara geriledi. Güçlenen dolar piyasalarda etkisini gösterirken, ABD ham petrol stoklarının yeniden artmış olabileceğine dair endişeler de etkili oldu. Ancak fiyatlar, ABD'de stokların üst üste dördüncü hafta düşmesinin ardından biraz yükseldi. Cuma günü itibariyle Brent ham petrolünün varili 63.20 dolar düzeyinde; ABD hafif ham petrolünün varili 58.20 dolar civarında seyretmektedir. Altın: Altın fiyatları, Fed Başkanı Janet Yellen’in faiz artışının bu yıl gerçekleşmesinin muhtemel olduğu sinyallerini vermesi ve doların güçlenmesiyle hafta başında geriledi. Spot altının ons fiyatı 1201 dolara indi. Daha sonra ise 1205 dolara doğru biraz toparlandı. Ancak fiyatlar hafta içinde ABD'den gelen olumlu verilerin Fed tarafından faizlerin bu yılın sonuna doğru artırılacağı ihtimalini güçlendirmesinin ardından geriledi ve 12 Mayıs'tan bu yana en düşük seviye olan 14 1180 dolara kadar düştü. Altın fiyatları daha sonra güçlenen dolar ve Fed'in faizleri artıracağına dair beklentilerle talebin gerilemesi üzerine iki haftanın en düşük seviyesinden yeniden toparlanmakta güçlük çekti. Haftanın son gününde spot altının ons fiyatı dolar ve stokların zayıflamasıyla hafif bir toparlanma gösterdi ve 1190 dolara çıktı. Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1189 dolar civarındadır. DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER (1) (2) (3) (2)/(1) 31.12.14 30.04.15 29.05.15 % değişim 2,3311 2,6607 2,6635 14,1 2,8323 2,9763 2,9199 5,1 2,5817 2,8185 2,7917 9,2 (2)/(1) reel % değişim 9,0 0,4 4,3 (3)/(2) % değişim 0,1 -1,9 -1,0 ABD doları/TL* Euro/TL* Döviz Sepeti ** Euro-dolar Paritesi 1,2150 1,1186 1,0963 -7,9 -2,0 * TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır. Daha fazla bilgi için: Dr. M.Veyis Fertekligil, Baş Ekonomist e-posta: veyis.fertekligil@tbank.com.tr Tel: 0212 – 368 35 20 UYARI NOTU: Bu rapor Turkland Bank A.Ş. (T-Bank) tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen bilgiler kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir şekilde finansal enstrümanların alım veya satımı konusunda tavsiye veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak yorumlanmamalıdır. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerin doğru ve tam olması konusunda herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına sahiptir. Bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan T-Bank hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. 15