Ağustos 1990 30 AĞUSTOS VE İMAN Diyanet ٰ يل ه ِّللا ِ َو ََل تَقُولُوا لِ َم ْن يُ ْقتَ ُل ۪في َس ۪ب ٌ ٌۜ اَ ْم َو ُون َ ات بَلْ اَحْ َٓيَا ٌء َو هل ِك ْن ََل تَ ْش ُعر Muhterem Müslümanlar! Ağustos ayı şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Bu zaferlerin en önemlilerinden biri de 2630 Ağustos Başkumandanlık meydan muharebesidir. Türk Milleti 26 Ağustos 1071 Malazgirt muharebesiyle Anadolu'nun kapılarını açmış, her karış toprağını kanı ile sulayarak kendisine vatan yapmıştır. Kanlarıyla kahramanlık destanı yazan ecdadımızın bu durumunu şair şöyle dile getirmiştir. "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır; Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır". (1) Aziz Müminler ! Türk Milleti dinine, vatanına, istiklaline, bayrağına, ırz ve namusuna bağlı bir millettir. Bu kutsal değerlerini ayakta tutmak ve Ezanı Muhammedinin sesini yüceltmek için akından akına, zaferden zafere koşmuştur. Devamlı olarak haksızın karşısında, haklının yanında olmuştur. Vatanını, mukaddesatını malından ve canından aziz bilmiş bu uğurda ölümden gözünü bile kırpmamıştır. Mukaddesat yolunda ölmenin, dünyada erişilecek en yüksek rütbe olduğunu, gönlüne yerleştirmiştir. Bu hususta yüce Rabbimiz "Allah yolunda öldürülenlere, ölüler demeyin, zira onlar diridirler, fakat sû farkında değilsiniz" (2) buyurmaktadır. Başka bir ayeti kerimede de, "Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp, öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını Tevrat, İncil ve Kuran'da söz verilmiş bir hak olarak cennete karşılık satın almıştır. Verdiği sözü Allah'tan daha çok tutan kim vardır. Öyleyse yaptığınız alışverişe sevinin, bu büyük başarıdır" (3) buyurmaktadır. Değerli Müminler! Müslüman Türk din, iman ve Kurandan aldığı güç sayesinde, karşısında hiç bir engel tanımamıştır. Bu imana, zamanın topu, tüfeği ve en güçlü silahları tesir edememiştir. Zira mehmetçik şairin ifadesiyle, "Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var" demek suretiyle, bunu bütün dünyanın önünde isbat etmiştir. Kuran'a gönül verenlerin güçsüz ve az sayıda olsalar bile, kendilerinden güçlü olanlara üstün geleceğini yüce Allah şöyle haber vermektedir: "Nice az topluluk çok topluluğa Allah'ın izniyle üstün gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir". (5) Bu şekilde sağlam bir imana çarpan her kuvvet, güçlü de olsa, tesirsiz kalmıştır. İslam tarihi bunun örnekleriyle doludur. İşte bu imanla, Bedir'de müslümanlar müşriklere galip gelmiştir. İşte bu imanla 50000 kişilik Türk ve Müslüman ordusu 26 Ağustos 1071 de Malazgirt'te 150000 kişilik Bizans ordusunu perişan ederek Anadolu'nun fetih kapılarını açmıştır. İşte bu imanla, Fatih ve ordusu Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın övgüsüne nail olmuş. İstanbul'u fethetmiştir. İşte bu imanla, müslüman Türk, bütün dünyaya "Çanakkale geçilmez" dedirtmiştir. İşte bu imanla, 30 Ağustos Başkumandanlık meydan muharebesi zaferle neticelenmiş, asil milletimiz, esir ve köle olmaktan kurtulmuş, istiklal savaşını kazanmıştır. Çünkü müslüman Türkü zafere götüren güç, şehitliğin en yüce mertebe olmasıdır. Çünkü O'na yüreğinden gelen ses, "Vatan sevgisi imandandır" demektedir. Vatanına uzanan düşman eli, şeref ve haysiyetine, ırz ve namusuna, imanına uzanan eldir. Vatanın kirli düşman ayakları ile çiğnenmesi dini, imanı ve bütün kutsal değerlerinin ayaklar altına alınması ve çiğnenmesidir. Fakat, müslüman Türkün mukaddesatının, ayaklar altına alınmasına sabır ve tahammülü yoktur. Böyle bir durumda kendisini ölüme atmaktan hiç bir zaman çekinmemiştir, çekinmeyecektir de... Değerli Müminler! 30 Ağustos zaferi, Türk milletinin ve onun bağrından çıkan kahraman ordumuzun tarihteki şerefli tablolarından biridir. Tarihimiz bunun gibi kahramanlık destanlarıyla doludur. Dikkat edersek, bütün bu zaferler inançta, sevinçte ve kederde birlik içinde olmanın eseridir. Bunu devam ettirmek de yine bizlerin elindedir. Yeterki birbirimizi sevelim sayalım. Birlik ve beraberlik içerisinde olalım. Yüce Rabbimizin "Hepiniz toptan Allah'ın ipine sarılın, bölünüp parçalanmayın" (6) emrine uyalım. Birlik ve beraberlik halinde olan, bölünüp parçalanmayan bir milletin aşamayacağı hiç bir engel yoktur. Hutbemizi şairin şu dörtlüğü ile bitiriyorum: "Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yarabbi! Senin uğrunda ölen ordu budur Yarabbi! Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın Galib et, çünkü bu son ordusudur İSLAM'IN" (7) *** (1) Mehmet Akif (2) Bakara 2/154 (3) Tevbe911 (4) Mehmet Akif (5) Bakara 2/249 (6) Al-i İmran 3/103 (7) Yahya KEMAL