Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN

advertisement
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Cuma, 09 Mart 2012 12:12
M. Recai KUTAN*
“Erbakan Hoca” yaklaşık bir yıl önce emsali görülmemiş muhteşem bir kalabalığın dualarıyla
“Rahmet-i Rahman’a” uğurlanmıştı. Yazımızın başında Cenab-ı Hak’tan O’na rahmet ve
mağfiret diliyoruz.
1926 yılında doğup, 2011’de Rahmet-i Rahman’a kavuşan hocamız, 85 yıllık ömründe
sadece, “Hakkın rızasını kazanmak,” “Yeryüzünde Hakkı hakim kılmak,” “Yaşanabilir bir
Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye”yi inşaa etmek Hak ve adalet temelli yeni bir dünyayı
gerçekleştirmek, kısaca “CİHAD” farzını yerine getirmek için gecesini gündüzüne katmış
“Emsalsiz Bir Lider” idi.
Türkiye gemisinin Batıya dönük rotasını, “Milli Yön”e döndüren bir “LİDER” idi.
Sadece Türkiye’nin değil İslam âlemini de etkileyen bir “LİDER” idi.
Geçtiğimiz 4-5 ay içerisinde konuşmacı olarak katıldığım, Kuveyt’te toplanan “Türk-Arap
İlişkileri” konferansı ile Sudan Hartum da toplanan “Türk- Afrika İlişkileri” konferansında
Müslüman ülke temsilcilerinin Erbakan Hocamıza gösterdikleri ilgi ve saygı gözlerimi yaşarttı.
Söz birliği etmişçesine hepsi, “Erbakan sadece Türkiye’nin değil, bizimde liderimizdir.”
diyorlardı.
“Ben Lider Oldum” demekle lider olunmaz.
Erbakan hocamızın hayat çizgisine bir bakınız, Cenab-ı Hakkın lütfuyla adım adım liderliğe
yükseldiğini görürsünüz. Aileden iyi bir İslami eğitim aldı. Eğitim hayatı hep birinciliklerle geçti.
Liseyi birincilikle bitirdi. İstanbul Teknik Üniversitesine birincilikle girdi. Giriş imtihanında
gösterdiği büyük başarıdan dolayı eğitime 2’nci sınıftan başlatıldı. İTÜ’den birincilikle mezun
oldu.
Bu başarıların temelinde, Hoca’nın Cenab-ı Hakkın lütfettiği muhteşem zekâ ve hafızası
vardır.
1 / 10
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Cuma, 09 Mart 2012 12:12
Henüz lisede öğrenci iken, İstanbul’un büyük âlimi Hüsrev Hoca’dan ders almaktaydı. İTÜ
öğrenciliğinden itibaren ardarda 3 büyük “Mütşit” ten feyiz aldı. Böylece maddi ilimlerdeki
başarılarına ilaveten güçlü bir “İslami Altyapı” ya da sahip oldu.
Halkımızın büyük bir bölümü böyle bir liderin değerini çok iyi anlamış ve ona en yakışan ve
uyan “Mücahit Erbakan” ve “Erbakan Hoca” sıfatlarını lâyık görmüştür.
Elbette halkın arasında Hocamızı da, “Milli Görüş”ü de anlamayanlar vardı. Yüz binlerin iştirak
ettiği mitinglerde Hoca onlara, “Keşke bizim ne istediğimizi, neyin mücadelesini verdiğimizi,
Siyonistlerden ve diğer şer güçlerden önce siz anlamış olsaydınız” diye sesleniyordu.
Bir türlü anlayamadığımız şu Milli Görüş de nereden çıktı diyenlere ise Hoca:
“Herhangi bir kimse,
- Malazgirt’te inanışının şahlanışını yaşamadan,
- Kosova’da, Niğbolu’da bir kılıç olup parlamadan,
- Ulubatlı Hasan olup, İstanbul’u fethetmeden,
- Sultan Fatih olup denize atını sürmeden,
- Seyyid Çavuş olup, 250 kiloluk mermiyi “Ya Allah” deyip namluya sürmeden,
- Sakarya siperlerine girmeden
2 / 10
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Cuma, 09 Mart 2012 12:12
Milli Görüş’ün ne olduğunu anlayamaz.” diye haykırıyordu.
Erbakan Hocamızla, 1947 yılında İstanbul Teknik Üniversitesine girdiğimde tanıştım. O son
sınıf öğrencisi idi. İTÜ binasının arka bahçesindeki terk edilmiş bir bekçi binasını mescit haline
getirmişlerdi. Orada hem namaz kılınıyor, hem de sohbet yapılıyordu.
İTÜ’yü birincilikle bitirip İTÜ motorlar kürsüsüne asistan oldu. Bir süre sonra üniversite onu
Almanya’ya gönderdi. Almanya’da çok kısa bir sürede biri doktora olmak üzere 3 tez hazırladı.
1953’te 27 yaşında Türkiye’nin en genç doçenti oldu.
Almanya’dan dönüşte hep, “Bizim Almanlardan ne farkımız var? Niçin biz kendi yerli
motorumuzu yapmıyoruz” diye dertleniyordu.
Mürşidinin de tavsiyeleri ile 200 ortaklı Gümüş Motor Şirketini kurdu. Fabrika 1960 yılında
imalata başladı. Ama bu milli tesisi batırmak için ithalatçı ve montajcı firmalar her türlü mikrobik
çalışmalarda bulunuyorlardı. Onlarla mücadele etmek için Türkiye’nin sanayileşmesinde en
büyük imkânlara sahip olan “Odalar Birliği”nde görev aldı. Birliğin imkânlarını adil ölçüler içinde
dağıtılmasını sağladı. Böylece “Anadolu Sermayesi”ne de büyük destek verildi. Birkaç yıl sonra
yapılan seçimde Odalar Birliği Başkanlığını kazandı ama Demirel Hükümeti haksız bir şekilde
seçimi iptal etti. Çünkü İstanbul büyük sermayesi, Hoca’nın adil uygulamasından rahatsızdı.
O dönemde bütün Türkiye sathında şu konularda konferanslarda veriyordu. İslam ve İlim, Milli
Eğitim, Milli Sanayi, Ortak Pazar.
Bu tecrübelerden sonra, yapılan ısrarlı baskılar sonunda 1969’da Konya’dan bağımsız aday
olup üç milletvekili çıkarabilecek oyla, parlamentoya girdi. AP’den ayrılan 2 milletvekili Hüseyin
Abbas ve Hüsamettin Akmumcu ile birlikte mecliste Müslümanların davacısı oldular. Yepyeni
mesajlarla mecliste en etkili çalışmaları yaptılar. 1970 yılında, Necip fazıl Kısakürek, Eşref Edip
Bey’lerinde desteğiyle “Milli Nizam Partisi” kuruldu. Halkın sıcak ilgilsiyle parti Türkiye genelinde
süratle teşkilatlandı.
Gençlerimiz
3 / 10
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Cuma, 09 Mart 2012 12:12
“Hür dünyanın göbeğine
Milli Nizam yazacağız.
Kuşların göz bebeğine,
Milli Nizam yazacağız”
Marşını söyleyerek dağlara taşlara “Önce Ahlak ve Maneviyat” yazıyorlardı. Bu gelişmeler ve
söylemler halkın yığın yığın MNP’ye katılmaları AP ve CHP’yi ürkütüyordu. İsmet Paşa, “Bir
mühendis efendi çıkmış, okullarda İmam-ı Gazali’yi, İmam-ı Rabbaniyi okutacağız diyormuş.
Böyle bir şey olamaz.” diyordu.
Milli Nizam Partisi uydurma gerçeklerle ve hukuk dışı bir uygulama ile kapatıldı.
Başka bir lider olsa, partisi kapatılınca morali bozulur, siyaseti terk eder.
Böylesine haksız bir uygulama karşısında, Erbakan Hoca ve arkadaşları ise “Biz demirci
örsündeki çeliğe benzeriz. Dövüldükçe daha da güçleniriz” diyorlardı.
Milli Nizam Partisi’nden sonra kurulan MSP (Milli Selamet Partisi), RP (Refah Partisi) ve FP
(Fazilet Partisi)’de aynı zulüm anlayışıyla kapatıldı. Ama karşılarında, inançlı, azimli, kararlı Milli
Görüşçüler vardı.
Şu olay Milli Görüşçülerin bu haksızlıkları, hukuk cinayetlerini nasıl önemsemediklerini, hafife
aldıklarını açıkça göstermektedir.
Milli Nizam Partisi kapatılınca, teşkilat merakla gelip, Süleyman Arif Emre ağabeyimize
soruyorlardı. “Şimdi ne yapacağız?” Oda bilge bir tavır ile “Bir kimsenin abdesti bozulursa ne
yapar? Gider yeni bir abdest alır. Bizde yeni bir parti kuracağız.” diye cevaplandırıyordu.
Onlar 4 kere abdestimizi bozdular bizde her seferinde abdestimizi yeniledik. Şuanda Saadet
Partisi ile görevimize devam ediyoruz.
4 / 10
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Cuma, 09 Mart 2012 12:12
Partilerimizin kapatılmasının ardından Erbakan Hocamızın yaptığı açıklamalara bakınız.
RP’nin kapatılmasının ardından Erbakan Hoca şunları söylemişti:
“Bütün camiamıza sesleniyorum. Her zamankinden daha fazla huzura, sükûnete riayet edelim.
Bu olay aslında tarihin akışı içinde fevkalade basit bir olaydır.”
Bu üslup, yüreği vatan ve millet aşkıyla yanan gerçek bir devlet adamını yansıtmaktadır.
Partileri kapatmak yetmedi, Ecevit’in ağzıyla “Bunların kökünü kazımak lazım” diyorlardı. 12
Eylül 1980 darbesinde sonra yine uydurma gerekçelerle, Erbakan Hoca ve 33 arkadaşı
tutuklandılar. Bir yıla yakın tutuklu kaldılar. 5 yıl sürede de Mamak Askeri Mahkemesine
taşındılar. Sonunda beraat ettiler.
Partiler ne için kapatıldı? Erbakan Hoca ve arkadaşları niçin hapis yattılar? Gerekçe ne idi?
Ne ile itham edildiler? Bu soruların cevabını mahkemede savcının açıkladığı “Esas Hakkındaki
Mütalaası”nda bulabilirsiniz. Savcı sanıkları suçlarken şunları söylemiştir.
“Cihad sözcüğü Hakkın hâkimiyeti, İslam’ın hâkimiyeti için yapılan mücadele demektir. İslam’i
kurallara göre cihad, namaz gibi farz bir ibadettir. Bunun için yeri geldiğinde can ve mal feda
edilmelidir. Cihadın yolu hakkın tebliği, İslam’ı insanlığa anlatmaktır. İslam nizamını halka
anlatma görevini MSP yöneticileri olan sanıklar üstlenmişler ve Türk ceza kanununun 163.
Maddesine aykırı hareket etmişlerdir.”
Milli görüşçüler, şüphesiz ki cihad yani Hakkın, İslam’ın tebliği suçu işledikleri iddiasından
sadece şeref duymuşlardır.
Partilerin ardarda kapatılmasına rağmen milletin teveccühü ile Milli görüş, şu koalisyon
hükümetlerinde yer almıştır.
1974 CHP-MSP Koalisyonu
5 / 10
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Cuma, 09 Mart 2012 12:12
1975-1977 I. Ve II. Milliyetçi Cephe Hükümetleri (Demirel Hükümetleri)
1996-1997 Refah-Doğru Yol Koalisyonu (54. Erbakan Hükümeti)
Bu hükümetlerin hepsinde yaklaşık bir yıldan az yer alınmasına rağmen, MSP ve RP çok
hayırlı hizmetlere imza atmışlardır.
Detayına girmeden, o güne kadar görülmemiş ve Türkiye’nin genel gidişini değiştiren bazı
hizmetleri açıklamak istiyoruz.
Milli Görüşün siyaset sahnesine çıkışıyla Türkiye sathında dağınık, milli, manevi ve ahlaki
değerlere sahip gruplar bir araya geldiler.
1973 seçimlerinde MSP 48 milletvekili ve 3 senatör ile meclise girince meclisin havası değişti.
Meclise 6 sakallı parlamenterle sakal girdi. Meclise Allah’ın selamı girdi.
Milli Görüş bütün partileri de etkiledi. Onlarında adayları arasına dindarlar girdi.
CHP ile hükümet olamadan önce, onlara değişmeyecek talep ve şartlarımız bildirildi.
İmzalanan “Koalisyon Protokolü”ne göre dindarlara yapılan baskıları önlemek üzere Diyanet ve
Vakıflardan Sorumlu Devlet Bakanı, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı MSP’de oldu. Böylece hiçbir
eve “Dini ayin var” diye baskın yapılamadı.
Ekonomik kalkınma için Sanayi, Ticaret ve Tarım Bakanlıkları MSP’de oldu. Böylece hem
manevi hem de maddi kalkınma hizmetleri büyük ölçüde MSP’de oldu.
İnancından dolayı hapse düşmüş olanlar için “Af Kanunu” teklifimiz kabul edildi.
6 / 10
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Cuma, 09 Mart 2012 12:12
Aşırı solcu Milli Eğitim Bakanı Mustafa Üstündağ döneminde;
• AP döneminde orta kısmı kapatılan İmam Hatip Okulları açıldı.
• Binası halk tarafından yapılmış yerlerde 80 yeni İHO açıldı.
• MSP’nin koalisyon ortağı olduğu hükümetlerde 4 yılda 350 İHO, 10 Yüksek İslam Enstitüsü,
3.000 Kur’an kursu açıldı.
• 10.000 vekil imama kadro verildi.
• İHL mezunlarının üniversiteye girişleri sağlandı.
• Üniversitelerde başörtüsü serbest oldu.
• Yurt dışında dini eğitim görenlerin diplomalarına muadelet sağlandı.
Vakıf mallarına sahip çıkıldı. Hükümet ortağı olur olmaz, turizm için restore edilen “İstanbul
Haseki Külliyesi” ne el konuldu. Diyanet için “Eğitim Merkezi” yapıldı.
Müstehcenlikle ciddi mücadele başlatıldı.
Bütün devlet kuruluşlarında “MESCİT” açıldı.
7 / 10
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Cuma, 09 Mart 2012 12:12
Karayoluyla Hac’ca gidiş serbest oldu.
Ehliyetli, milli, manevi değerlerine sahip olan kişilerin devletin önemli kademelerine
gelebilmeleri sağlandı.
Üniversitelere girişi serbest bırakılan İHL mezunları, mezuniyetten sonra her meslekte
yerlerini aldılar.
Gazeteci Uğur Mumcu bir makalesinde, o yıl Siyasal Bilgiler Fakültesine girmeye hak
kazananların yarıya yakınının İHL mezunu olduğunu bildiriyor ve ilericileri(!) uyarıyordu.
O dönemden hazırlanan 5 Yıllık Planda ilk defa “Manevi Kalkınma” bölümü eklendi.
Erbakan Hoca, gerçek kalkınmanın, manevi ve maddi kalkınma çalışmalarının birlikte ele
alınması halinde sağlanabileceğine inanıyordu. Maddi kalkınma içinde o güne kadar
uygulananlardan çok farklı şu hedefleri göstermekteydi.
- Lider ülke kalkınma modeli uygulanacak
- Kendi gücüyle kalkınma yoluna gidilecek
- Montaj sanayi yerine, “Ağır Sanayi” ye yönelinecek.
- Herkese refah sağlanacak.
Erbakan Hoca bütün koalisyonlarda, “Ekonomik Kurul” başkanı oldu. Bu yüzden milli imkânları
çeşitli bölge ve zümrelere hak ve adalet ölçüleri içerisinde dağıtılmasını sağladı.
Ağır Sanayi Hamlesi çerçevesinde 250 sanayi tesisinin temeli atıldı. Bunlardan 70 tesis çok
kısa zamanda işletmeye açıldı.
İstanbul ve benzeri sanayiye doymuş illerdeki projelere teşvik verilmediği için, yeni tesisler
yurt sathına dağılmaya başlandı. Mesela bir büyük köy hüviyetindeki Bozöyük, bir sanayi kenti
haline geldi.
Milli Görüş ekonomi modelinin en güzel uygulamaları 1996-1997 de 54’üncü Erbakan
8 / 10
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Cuma, 09 Mart 2012 12:12
Hükümeti döneminde oldu. Hedef rant ekonomisinden, reel ekonomiye geçmek ve ekonomimizi
canlandırmak idi.
Başbakan Erbakan’ın bakanlar kurulunda verdiği önemli bir talimat vardı. Bundan böyle;
- IMF yok,
- Borçlanma yok,
- Yeni vergi yok,
- Zam yok.
Bu talimata DYP ortağından, “Peki ihtiyacımız olan parayı nereden bulacağız?” itirazı geldi.
Hocamız, kimin paraya ihtiyacı varsa bana gelsin cevabını verdi.
Ardından “Havuz Tatbikatı”, “Kaynak Paketleri” ve benzeri projelerle sağlanan gelirlerle o yıl ki
bütçeye 35 milyar dolarlık yeni bir imkân eklenmiş oldu. Bu ilave imkânlar işçiye, memura,
emekliye, çiftçiye, esnafa intikal ettirilince piyasa canlandı.
26 Haziran 1996’da göreve başlayan hükümet döneminde;
- Memur maaşları % 130 oranında artırıldı,
- İşçi ücretlerine % 102 oranında zam yapıldı,
- Köylüye, ürünlerine ortalama % 312 artışla, 136 trilyon ödendi,
- Bağ-Kur emekli maaşlarına % 300 zam sağlandı,
- Enflasyon % 100’den, yüzde 75’e düşürüldü,
- Son 50 yılın ilk denk bütçesi yapıldı,
- Zam yapılmadı, yeni vergi konmadı
- IMF’den borç alınmadı,
- Yatırımlar hızlandı,
- Yeni enerji yatırımlarıyla, enerji krizi önlendi,
- İran Gaz Boru Hattı anlaşması imzalandı,
- Kapalı olan Irak ham petrol boru hattı açıldı,
- İşsizlik büyük ölçüde azaldı
54. Erbakan Hükümeti ile;
- Müslüman ülkelerle en ileri seviyede işbirliği esas alan, yeni bir dış politika anlayışı ortaya
9 / 10
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Cuma, 09 Mart 2012 12:12
çıktı,
- “Yeni Bir Dünya” hedefi D8 projesi 8 Müslüman ülkeyi bir araya getirdi,
- “Çekiç Güç” gönderildi,
- Ortaklarının muhalefetine rağmen Türkiye “İslam Konferansı Örgütü”ne tam üye yapılabildi.
Yukarıda belirttiğim gibi, Milli Görüş’ün koalisyon ortaklarının ömrü bir yıl bile olmamıştı. Ama
bu kadar kısa süreler içerisinde, sosyal, ekonomik, dış politika ve kültür alanlarında o güne
kadar akla bile getirilemeyen çok önemli konular ele alınıp gerçekleştirildi.
Bütün bu başarılar Necmettin Erbakan gibi müstesna bir liderin öncülüğünde elde edilebilirdi.
Ölümünün üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ, gök kubbede Erbakan Hoca’nın
gür sesi yankılanmaktadır.
Zaman geçtikçe Hoca, daha da iyi anlaşılacaktır. Tıpkı, yüce bir dağın ihtişamının, o dağın
eteklerinden uzaklaştıkça daha iyi algılanışı gibi.
Hepimizin üzerinde çok büyük emeği ve hakkı olan muhterem Erbakan Hocamıza Cenab-ı
Hak’tan tekrar rahmet ve mağfiret diliyoruz.
.........................................
*Saadet Partisi Kurucu Genel Başkanı
Ekonomik Ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Başkanı
10 / 10
Download