Dr. Hamdi Vefa Aloğlu Gönüllerde Birlik Vakfı Genel Başkanı Muhsin Başkanı Anlamak Kadir Mahir Damatlar ile “Muhsin Başkanı Anlamak” konulu sohbet programımız 24 Ocak Salı gününde vakfımızda gerçekleştirildi. Programımıza çok sayıda değerli konuğumuz katıldı. Sohbetimiz, Mahir Damatlar'ın merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili konuşmaları ile başladı. Ardından sohbetimize katılan konuklarımız Muhsin Başkan ile anılarını ve nasıl tanıştıklarını gecemize katılan misafirlerimizle paylaştılar. YENİ BİR TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ KURMA MERKEZİ: GÖNÜLLERDE BİRLİK VAKFI Gönüllerde Birlik Vakfı, Türk ve İslam dünyasına yeni bir medeniyet tasarımı sunmak üzere bir kısım fedakâr ağabeyimiz tarafından, 4 Eylül 2009 tarihinde kurulmuştur. Vakfımız binlerce yıldır şanlı atalarımızın açtığı yolda ilelebet hizmet etmek üzere yoluna devam etmektedir. Türkler, tarihten günümüze Orhun Abidelerinde de anlatıldığı üzere daima hürriyet yolunda ve mazlumları korumak üzere bir mücadele ver- 1 Haber Bülteni Ve bir gün O, bütün insanların gönlünde taht kurarak ansızın aramızdan ayrıldı. Hiç şüphesiz ki büyük bir karakter abidesi olan Şehit Muhsin Başkanımız, kısa hayatı ile bizlere şunu anlatmıştır: Millet kendi dertleri ile dertlenenleri, kendi dertlerine derman olmak isteyenleri ve kendisi gibi yaşayanları; kabirlere değil, gönüllerindeki ebedi makamlara yerleştirir… mişlerdir. Tarih boyunca şanlı bir mücadele vermiş olan Türkler, her zaman şahsiyetli ve vakur bir tavır sergilemişlerdir. Hak bildikleri kutlu yolda mücadelelerini ölümlerine dek sürdürmüşlerdir. Bu mücadelelerinde en önemli müesseselerden biri de vakıftır. Nitekim merhum Başkanımız Şehit Muhsin Yazıcıoğlu Türk Milletinin ve tüm mazlumların savunucusu olmanın mükafaatını; daima rahmetle, minnetle anılarak almıştır. O, bütün mazlum insanların gönlündeki ebediyyet makamına, o temiz gül bahçesine hicret etmiştir. Yüksek karakter sahibi ve kahraman dava adamı olan merhum Muhsin Başkanımız, tüm Türk Milleti’nin ortak kanaatiyle “İçimizden Biri”, yine kendi cümleleriyle “yeni bir mutlu insanlar ülkesi kurmak için çıktığı bu kutlu yolda” şehadet şerbetini içmiştir. Gönüllerde Birlik Vakfımız Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun ülküsü doğrultusunda faaliyetlerini sürdürmektedir. Merhum Başkanımız, kendi sözleriyle kendini, son nefesine gidişine kadar ki yüksek karakterini şu cümlelerle ifade etmiştir; Merhum Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bir şiirinde şöyle demektedir; “Şimdi bakın! Yoldan geliyoruz. Şimdi yine yola gideceğiz. Hiçbirimizin garantisi yok... Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Ruh bir saniyeliktir. “Püf”, dedi mi bir solukluktur. Bunun da nereden geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil... Rahmetle anılmak, ebediyyet budur amma, Bir saniyenize bile hakim değilsiniz. Bir saniyenize hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız. Düz duracağız. Düz yürüyeceğiz. Dik duracağız. Doğru gideceğiz. Allah’ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Bundan sonra da böyle gideceğiz.” Başkanımız merhum Muhsin Yazıcıoğlu, kendini bir vesileyle yakinen tanıyanların da bildiği ve şahitlik ettiği üzere; daima sırat-ı müstakim üzere olan, düzgün yaşayan, dürüst olan, yiğit bir karakter sergileyen, yüksek ahlak abidesi olan bir şahsiyetti. 2 “Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyulayı da er geç silecektir. Sessiz yaşadım, kim beni, nereden bilecektir?”… İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif gibi merhum Muhsin Yazıcıoğlu da aslında sessiz yaşadı ve Akif gibi sadece Milletinin dertleri ile dertlendi. İlay-ı Kelimetullah davasının karakterli bir eri oldu. O hep inandıklarını söyledi ve inançlarını hayatına geçirdi. Nitekim, merhum Mehmet Akif de, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’ da Milletinin müdafii olmanın mükafaatını; daima rahmetle, minnetle yadedilerek almışlar ve milletlerinin gönlündeki ebediyyet makamına, o temiz gül bahçesine hicret etmişlerdir. Şimdi merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun kabrinin olduğu ve İstiklal Marşı’mızın yazıldığı yer olan Tacettin Dergahında ikisininde ruhları; Ankara başta olmak üzere tüm Türkiye’ye ve Dünya’ya yeni bir medeniyetin muştusunu vermektedir. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu 2000 yılında yayınlanan “Gül’ün Şavkı” isimli kitabına yazdığı önsözde; “İnsanlar için güzel şeyler düşünmek ne güzel! İn- Haber Bülteni sanları sadece insanlık için düşünmek ne güzel! Hakk’ı sevmek ve halkla beraber olmak... “Gül”e vurulanlar bilirler yaşamanın tadını... “Gül”e ve “Gül”e vurulanlara selam olsun” demiştir. Hayatını inandığı kutsal değerlerine ve sevdiklerine adayan Muhsin Yazıcıoğlu, en çok sevdiği olan Peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV)’i de şiirlerinde; “Gül” ile isimlendirerek, O’na aşık olanların yaşamanın tadını bildiklerini vurgulamıştır. Ve o, yaşamanın tadını layıkıyla tadarak bu fani alemden baki aleme göç etmiştir. Bir şiirinde; “Anlarsın bu alem gerçekte bir serapmış” diyen Muhsin Yazıcıoğlu, Merhum Cihan Yenişehirlioğlu isimli bir dostunun vefatı üzerine, 19 Aralık 1997 günü Ankara Hastanesi morgunda, ölümü de şöyle şiirleştirmiştir; Muhsin Yazıcıoğlu İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri vakfımızı ziyaret etti “Ölüme düğün demiş Mevlana Cihan’a diyecek söz mü kaldı? Sermest olmuş koşarken Mevla’ya Huve’l-Baki, hoş sada kaldı.” Merhum Muhsin Yazıcıoğlu Başkanımızın vefatından sonra kurulan vakfımız, ülkemiz insanlarına ve genelde tüm insanlığa katkı sağlayacak şahsiyetli, bilgili ve eğitimli insanlar yetiştirmek, eğitim ve sağlık kurumları açmak, kurulu bulunanlara iştirak etmek, işletmek ve benzeri faaliyetler gütmek amacına matuf çalışmaktadır. Ayrıca, yine vakfımız, muhtaçlara ayni ve nakdi yardımlar yapmak ve benzeri faaliyetlerde de bulunmaktadır. Vakfımız, Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun düşünce yapısı ve ülküsünü kapsayacak şekilde; devlet, millet, ekonomi, sosyal ve siyasal hayat, bilim, kültür, milli ve evrensel politika, sağlık, sanat, milli ve manevi değerler gibi hususlarda geliştireceği, yayacağı fikirlerin, toplum tarafından kavranmasını sağlamak, araştırmalar yapmak, yapılmış araştırma ve derlemeleri yayınlamak, ülkemiz ve dünya kamuoyunu bilgilendirmek gayesini gütmektedir. Vakfımızın 18 Aralık Çarşamba günü değerli ziyaretçileri vardı. Muhsin Yazıcıoğlu İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri vakfımızı ziyaret ettiler. Öğrencilerimiz vakfımızın kurucularından Kadir Mahir Damatlar ile beraber vakfımızı gezip faaliyetlerimiz ile ilgili bilgi aldılar. Geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimiz okullarına ismi verilen Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nu daha yakından tanıma fırsatı buldular. Ziyaretleriyle bizi mutlu eden tüm öğrencilerimize eğitim hayatlarında başarılar dileriz. Gönüllerde Birlik Vakfı’nın bu gönüllü hizmetlerinden bir nebze sizlere bahsetmeye çalıştık. Yeni ve güzel bir hamlemiz olan bültenimizin hayırlara vesile olmasını diler, hepinize en derin selamlarımı sunarım. Allah’a (C.C.) emanet olun. 3 Haber Bülteni AHISKA TÜRKLERİ Yunus Zeyrek, 3 Aralık 2016 tarihinde vakfımızda “Ahıska Türkleri’’ konulu bir sunum gerçekleştirmiştir. Yunus Zeyrek, Ahıska Türkleri konusunu vakfımızda kısaca şöyle özetlemiştir: “Ahıska kelimesinin ilk geçtiği metin Dede Korkut hikayeleridir. Ahıska’nın Türkiye’ye mesafesi Posof’dan 12 km’dir. 1828 yılının Eylül ayında II. Mahmut döneminde yapılan bir antlaşma ile Ahıska’yı kaybettik.” Bu antlaşmadan itibaren ilk olarak 15 Kasım 1944’de Ahıska’da gece evlerin basılması ile sürgün başladı. Sürgün sayısı muhtemelen 88 bin ile 96 bin kişi arasında değişmekle birlikte yollarda 17 bin küsür kişi can vermiştir. Ahıska sürgününün dünyaya ilk resmi açıklaması 1968’de yapılmıştır, bu tarihe kadar dünya bu sürgünden bihaberdir. 4 Haber Bülteni AHİ EVRAN Araştırmacı Yazar Gökhan Maraş, 10 Aralık 2016 tarihinde vakfımızda ‘’Ahi Evran’’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen sunumda, “Ahi Evran, Ahi Tekkeleri, Ahilik ve Ahiler“ başlıkları üzerinde duran Maraş konuyu ayrıntılı bir şekilde dinleyicilere aktarmıştır. Maraş’a göre Ahi Evran, koyu milliyetçi, bağımsızlıkçı, nizam-ı alem sevdalısı, hürriyetlerine düşkün ve olağanüstü şartlarda, devletin zor durumda olduğu zamanda ortaya çıkan bir kahraman niteliğindedir. Ahilik en büyük sivil toplum, zulmü ve yoksulluğu bitirme hareketi olarak tanımlanmıştır. Ahilik teşkilatı Fatih’ten sonra 1700-1800’lerde devlet güç kaybedince kabuğuna çekilmiş ve unutulmaya başlanmıştır. 5 Haber Bülteni X İLİŞKİLER Yazar Mahmut Çetin ‘X İlişkiler’ adlı kitabı hakkında 17 Aralık 2016 tarihinde seminer gerçekleştirdi. X İlişkiler kitabi öncelikle dizi yoktur, bu durum ya çok kültürlü olmamız- medya sahnesini sorguluyor. dan kaynaklanıyor ya da topluma birşeyler en- Çetin; jekte etmek, toplumun ahlâkını bozmak için bir medyanın etkisini şöyle açıklamaktadır, “dünyada Türkçe dizi kadar hiçbir toplumu yok etme projesi.” Geleceğe dair endişeleri olan, kişilik duygusunu kaybetmiş, özgüveni olmayan bir birey bir topluluk inşa etmek isteyenlerin olduğundan bahseden Çetin, “milli kültür çizgisine ihtiyacimiz var ve kendi modernleşme sistemimizi kurmamız lazım.” diyerek aile bağlarının ve milli kültür ruhunun önemine dikkat çekerek konuşmasını sonlandırdı. 6 Haber Bülteni “Günümüz Konjonktüründe Yeni Bir Medeniyet Algısı Üzerine Düşünmek” Prof. Dr. İrfan Çağlar, 24 Aralık 2016 tarihinde “Günümüz Konjonktüründe Yeni Bir Medeniyet Algısı Üzerine Düşünmek” başlıklı sunumunu gerçekleştirmiştir. Prof. Dr. İrfan Çağlar, medeniyet kavramını şöyle özetlemiştir, nezaket anlayışının incelenmesi, askerlik görevinin içsellestirilmesi ve siyasal katılımın sağlanması gibi. Çağlar, medeniyetin tekrar tekrar yenilenen bir olgu olduğunu vurgulamış ve durumu şöyle ifade etmiştir, “medeniyet, hem özgünleştiriyor, hem de kendini yenileyerek medeniyete katkılar sağlıyor. Şu an ki konjonktüre göre milli bir duruma sahip olmamız ve medeniyet algısını kavrayabilmek, anlayabilmek gerekiyor.” 7 Haber Bülteni HALEP’E İNSANİ YARDIM Gönüllerde Birlik Vakfı, kurulduğu 4 Eylül 2009 tarihinden bu yana “Nerede bir mazlum varsa, biz de onunla oradayız” anlayışı ile hareket ederek, tarihinden aldığı sorumluluklarını en iyi şekilde ifa edebilme gayreti içerisinde oldu. Kuşatmanın getirdiği yıkımı hafifletebilmek maksadı ile Vakfımızın kurucularından Kadir Mahir Damatlar ve Yönetim Kurulu Üyemiz Erol Yılmaz’ın koordine ettiği, gönüllü arkadaşlarımızın desteği ile yola çıkan “Halep’e Yardım” tırları ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. KERMES Vakfımız bünyesindeki gönüllü arkadaşlarımız tarafından, özveriyle hazırlanan “Hayır Kermesi” ürünleri, Hıdırellez Bayramı’nda açılacak bir sergi ile satışa sunulması planlanıyor. 8 Haber Bülteni MEHMET AKİF ERSOY Doç. Dr. Bülent AKSOY, 31 Aralık 2016 tarihinde vakfımızda “Mehmet Akif Ersoy’’ başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Doç. Dr. Bülent Aksoy yapmış olduğu sunumda, İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u, “topluma yön veren bir dava adamı , uçuruma dogru giden bir medeniyeti tekrar umutlandırmak, ışığa doğru yönlendirmek isteyen bir şahsiyet olarak” tanımlamıştır. Aksoy, sözlerinin devamında ‘‘İstiklal marşı sadece kalemle yazılmış basit bir metin değildir, kanla yazılmış bir İstiklal Marşıdır’’ diyerek marşımızın önemini vurgulamıştır. 9 Haber Bülteni Ülkücü Şehit Mustafa Pehlivanoğlu’nu Unutmadık... Unutturmayacağız... Tarih milletlerin çatışması ile doludur. İşgaller, savaşlar beraberinde zulüm getirerek insanlık âleminin karanlık yüzünü, tarihin “Allah yolunda öldürülenlere de ölü demeyin. karanlık sayfalarına yansıtmıştır. Onlar diridir ama siz anlamazsınız.” Fakat Türk Milleti hiçbir yere, hiçbir ülkeye işgal amacıyla girmemiştir. (Bakara Suresi, Âyet 154) Gittiği her yere adaletiyle hükmetmiştir. Ama gel görelim ki Türk Miluygun zemini oluşturmaktır. Özellikle komünist Rusleti bunun karşılığını hakkıyla alamamış; üstelik bu ya’nın sıcak denizlere inmek için hedefinde ki tek ülke milletin düşmanları her fırsatta kinini ve öfkesini kusarak Türkiye’dir. Bunun içinde 1980 öncesi yerli işbirlikçileyok etmek için her türlü fırsatı değerlendirmiştir. rini kullanarak Türk Milliyetçilerine karşı saldırıya geçGünümüzde savaşlar şekil değiştirmiştir, fakat em- mişlerdir. Ama binlerce ülkücü, canlarını büyük bir ülkü peryalist zihniyet sona ermemiştir. Emperyalist düşün- için seve seve vermiştir; fakat ülkesini kızıl çizmelere celer soğuk savaş metotları ile ülkeleri ve halkları daha çiğnetmemiştir. İşte bu neslin öncülerinden biri olan rahat işgal ederek sömürü düzenlerini devam ettirme Şehit Mustafa Pehlivanoğlu “Mustafalar ölür, lakin Allah amaçlarından vazgeçmemişlerdir. Bu süreçte iki sömür- davası bakidir” düsturuyla bu mücadeleye canıyla hizgeci blok oluşmuştur. Bunlardan biri “Kapitalist emper- met etmiştir. yalizm” diğeri ise “Kızıl emperyalizm” yani Marksist Şehit Mustafa Pehlivanoğlu 3 Mart 1958 yılında Anideoloji. Kapitalizm; liberalizm veya serbest piyasa ekokara’da dünyaya gelmişti. Genç yaşta Ülkücü Hareket’in nomisi maskesi altında “çok uluslu şirketlerin” para vaiçine girmiş ve birçok dava arkadaşı gibi 1980 öncesi nasında, sermayedarların imkânları ile geri kalmış ve Türkiye’yi anarşiye sürükleyen komünizmle mücadele gelişmekte olan halklara ve ülkelere “Medeniyet, özgüretmişti. ABD’nin bizim çocuklar diye nitelendirdiği batılük ve demokrasi götürme” kisvesi altında; Kızıl Empernın aşağılık uşakları darbecilerin, Ülkücü Hareket’ten asyalizm (Marksist- Komünist düşünce) ise; “Eşitliktığı ilk ülkücü şehit olmuştu. Ankara Balgat’ta yapılan Özgürlük- Adalet” kisvesi altında sınıf çatışmaları çıkakahvehane baskınında 3 kişinin ölmesi ve 2 kişinin yararak ülkeleri iç karışıklıklara, anarşiye sürüklemekte ve ralanması ile sonuçlanan olaydan suçlu olduğu iddia sonuçta işgallerini gerçekleştirmektedirler. Bugün dünedilmiş, lakin baskında kullanılan silahlar başka bir sol yada bu işgallerin birçok örnekleri görülmektedir. örgütün evinde bulunmuştu. Buna ve kendisinin "İfaKirli oyunların en sinsileri, en acımasızları milletimiz demi işkence yoluyla verdim." demesine rağmen sıkıyöve ülkemiz üzerinde oynanmaktadır. Bütün bu oyunları netim hâkimi kararı değiştirmemişti. Tarihler 7 Ekim bozacak kudreti ve cesareti kendinde bulan, azimle ve 1980'i gösterdiğinde, gece yarısı Mamak Askeri Cezaevi kararlılıkla mücadeleye giren; Türk Milletini “Allah’ın or- koridorlarında tekbir ve salâvat sesleri yükseldi. Şehit dusu” bilen, “Türk Milleti birlik, Türk devleti güçlü olursa Mustafa Pehlivanoğlu idam edilmek için Ankara Merkez insanlık kurtulur, zulüm biter” anlayışına sahip, “Türk- Kapalı Ceza ve Tutukevi’ne sevk ediliyordu. Dava arkaİslam Ülküsü’ne bağlı, Türklük şuur ve vakarına, İslam daşları onun için tekbir getiriyor ve Fatihalar okuyorlardı. iman, aşk, ahlak ve aksiyonuna sahip, Türk- İslam dünya- O huşu içinde idam sehpasına yürüyor ve onun bu yürüsının ve mazlum milletlerin umudu olmaya namzet bir yüşü kendisinden sonra darbecilerin idam sehpalarında gençlik hareketinin başlaması, düşmanlarını ve onun şahadet şerbetini içmeyi bekleyen ülküdaşlarına cesaret yerli işbirlikçilerini korkutmuştur. Bu gençlik “Ülkücü veriyordu. Ülküdaşlarının tekbir sesleri cezaevinin duGençliktir”. Bunun içinde Ülkücü Hareket ve onun men- varlarında yankılanıyordu. O, ardından gözyaşı ve feryatsupları hedef seçilmiştir. Ülkücü Hareketi ve onun men- lar değil hatimler indirilsin istiyordu ve öyle de oldu suplarını yok etmek, Türkiye’yi anarşi ve kaosa binlerce gönüldaşı onun şehadetinden sonra aziz ruhuna sürükleyip zayıflatmak ve neticede işgal etmek için hatimler, dualar gönderdiler. Şehit Mustafa Pehlivanoğlu, Ruhu İçin El-Fatiha 10 Haber Bülteni 8 Ekim 1980’de Hakk (C.C.) ’a yürüdüğünde sadece 22 yaşındaydı ve naaşı Ankara Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi. Suçsuz olmasına rağmen asılma sebebini acı bir şekilde idam kararını veren Sıkıyönetim Mahkemesi Hâkimi Ali Fahir Kayacan açıklıyordu; o darbecilerin bir sağdan bir soldan zihniyetinin kurbanı olmuştu. Asılan solcu Necdet Adalı'ya denge olsun diye idam edilmişti... Şahadet haberini 3 gün sonra görüşe geldiklerinde öğrenen ailesine ise şu mektubu yazmıştı: “Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yaşa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı islemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin. Hakkınızı helal edin. Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakkın ve Onun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah’ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah’ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah’tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah’a inananlarındır. Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, siz de helal edin. Ülkücü Şehit Mustafa Pehlivanoğlu’nu Andık Ülkücü Şehit Mustafa Pehlivanoğlu, ebedi istirahatgahı olan Karşıyaka Mezarlığı’ndaki kabri başında dualarla anıldı. Edilen duaların ardından, konuklarımız vakıf merkezine geçerek şehidimiz hatırasını canlı tutabilmek için düzenlenen programa katıldı. Son olarak, abime, yengeme, yiyenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah’ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim. Oğlunuz Mustafa” Şehit Mustafa Pehlivanoğlu Karşıyaka Mezarlığı’ndan cansız bedeni ile zaferin kaçınılmaz olduğunu ve bu aziz milletin üzerinde hesap yapanların hiçbir zaman galip olmayacağını, galip gelenlerin sadece ve sadece Allah’a inananlar olacağını tüm dünyaya haykırıyordu. KANIMIZ AKSADA ZAFER İSLAM’IN... 11 Haber Bülteni 2016 - 2017 1. DÖNEM GÖNÜLLERDE BİRLİK VAKFI SALI, KADİR MAHİR DAMATLAR İLE TÜRK TARİHİ SOHBETLERİ 11.10.2016, PROF. DR. SAADETTİN YAĞMUR GÖMEÇ, “Hun Türkleri ve Mete Han” 08.11.2016, PROF. DR. SAADETTİN YAĞMUR GÖMEÇ, “Atilla ve Avrupa Hun Türkleri” 30.11.2016, PROF. DR. SAADETTİN YAĞMUR GÖMEÇ, “Köktürkler” 13.12.2016, PROF. DR. ABDULLAH GÜNDOĞDU, “Karadeniz’in Kuzeyi Türk Kavimleri” 10.01.2017, PROF. DR. ABDULLAH GÜNDOĞDU, “Altın Ordu Devleti” 17.01.2017, PROF. DR. AHMET TAŞĞIN, “Türkistan Pirleri Horasan Erleri” 24.01.2017, KADİR MAHİR DAMATLAR, “Muhsin Başkan’ı Anlamak” ÇARŞAMBA, PROF. DR. İBRAHİM MARAŞ MODERATÖRLÜĞÜNDE İSLAM DÜŞÜNCESİ SOHBETLERİ 12.10.2016, PROF.DR. İBRAHİM MARAŞ, “İslam’in Bugünkü Meseleleri” 19.10.2016, PROF. DR. ENBİYA YILDIRIM, “Hadis ve Sünnet Anlayışımız” 26.10.2016, PROF.DR. AHMET YILDIRIM, “Sünneti Çaga Taşımak” 02.11.2016, PROF. DR. MUAMMER ESEN, “Sünnet - Bidat ve Cemaat Kavramları Bağlamında Ehl-i Sünnetin Oluşum Süreci 09.11.2016, PROF.DR. SÖNMEZ KUTLU, “İslam Düşüncesinde Mehdilik Sorunu » 16.11.2016, PROF.DR. MEHMET AKİF KOÇ, “Kur’ân Anlayışımız Üzerine” 30.11.2016, PROF. DR. HAYRİ KIRBAŞOĞLU, “Neden Âhir Zaman İlmihali?” 07.12.2016, DOC. DR. ERDAL AKSOY, “Türkiye Aleviliği” 14.12.2016, PROF. DR. MEHMET KATAR, “Yahudi İhya Hareketinden Evrensel Bir Dine Geçiş Sürecinde Hristiyanlık 26.12.2016, PROF. DR. GÜRBÜZ DENİZ, “İslam Düşüncesinde İnsan” 12 Haber Bülteni CUMA, 07.10.2016, VEYSEL TEKELİOĞLU, “Şehit Mustafa Pehlivanoglu ve Ülkücü Sehitleri Anma” FELSEFE SOHBETLERİ 06.01.2017, PROF.DR. MEVLÜT UYANIK, “Türk Felsefesinin İmkanı” Her Cuma Gönüllerde Birlik Vakfı’nda Hayır Kermesi faaliyetleri hazırlıkları vardır. CUMARTESİ, TÜRK İSLAM MEDENİYETİ SOHBETLERİ 08.10.2016, SN. MAHİR DAMATLAR İLE KARŞIYAKA MEZARLIĞI ZİYARET 15.10.2016, PROF. DR. HASAN ONAT, “İslam’ın Erken Dönemini Biliyor muyuz?” 05.11.2016, PROF. DR. ABDÜRREŞİT CELİiL KARLUK, “Türkiye’de Dış Türk Olmak” 19.11.2016, DR. MEHMET GÜNEŞ, “Allah, Vatan ve Millet yolunda Bayraklasan Bir Bayrak Adam: Osman Yüksel Serdengeçti” 03.12.2016, DR. YUNUS ZEYREK, “Sürgünün 72. Yılında Ahıska Türkleri” 10.12.2016, GÖKHAN MARAŞ, “Şeyh Edebâli: Osmanlı’nın Kuruluş Düşüncesi” 17.12.2016, MAHMUT CETIN, “X İlişkiler: Kültür Endüstrisi’nin Putları” 24.12.2016, PROF. DR. İRFAN CAĞLAR, “Günümüz Konjonktüründe Yeni Bir Medeniyet Algısı Üzerine Düşünmek 30.12.2016, DOC. DR. BÜLENT AKSOY, “ŞiirlerleBüyük Dava Adamı Mehmet Akif Ersoy” 07.01.2017, MUSTAFA ÖZÇELIK, “Bir Gönül Eri Yunus Emre” 14.01.2017, PROF.DR. AHMET NEDIM SERINSU, “Hz. Peygamber (SAV) ve Kur’ân Ahlâkı” 28.01.2017, YRD. DOC. DR. ELNUR HASAN MİKAİL, “Siyasi, İktisadi ve Kültürel açıdan Türkiye - Azerbaycan İlişkilerinin Analizi” PAZAR, BİROL DOK İLE ÂBİDEVÎ ŞAHSİYETLERE YOLCULUK SOHBETLERİ GALİP ERDEM NURETTİN TOPÇU FETHİ GEMUHLUOĞLU MEHMET AKİF ERSOY AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU SEYYİD AHMET ARVASİ 13 Haber Bülteni Tarihte Bu Ay Ne Oldu? RİDANİYE SAVAŞI (22 Ocak 1517) Memlük Sultanlığı’nın sonunu hazırlayan ve Mısır’ın Osmanlıların eline geçmesine yol açan bu savaş, Kahire önlerinde Ridaniye denilen mevkide meydana geldiği için bu adla anılır. Mercidabık’taki ağır yenilginin ardından Memlükler’in ikinci direnişinin kırıldığı Ridaniye Savaşı, Osmanlıların Kahire’ye girip Mısır üzerinde hakimiyet kurmalarını sağlamıştır. Mercidabık savaşından sonra Yavuz Sultan Selim ordusuyla beraber Halep'e geldi. Önce Şam’a gidip orada beklemek, durumu gözden geçirmek istiyordu. naib bıraktığı Tomanbay’ı seçtiler. On beş kişilik bir Osmanlı elçilik heyeti 10 Aralık 1516’da Kahire’ye geldi. Heyetin getirdiği mektupta Tomanbay’a barış teklif ediliyor ve şartları kabulü halinde Gazze’den Mısır’a kadar uzanan yerlerde Osmanlı sultanının naibi olabileceği, aksi takdirde Osmanlı ordusunun Mısır’a yürüyeceği bildiriliyordu. Tomanbay Osmanlı elçilerinin öldürülmesini emretti ve Yavuz Sultan Selim’in Kahire’ye yürüme ihtimaline karşı süratle asker toplamaya ve şehir önlerinde müdafaa hattı oluşturmaya başladı. Mercidabık Savaşı’ndan sonra sağ kurtulan Memlük emirleri, Kansu Gavri’nin ölümü dolayısıyla Memlük Sultanlığı’na onun Kahire’de Bu gelişmelerin üzerine Kahire'ye doğru yola çıkan Yavuz Sultan Selim geçilmez denilen Sina Çölü'nü 13 gün gibi kısa bir sürede geçti. 14 Haber Bülteni Osmanlı ordusu 20 Ocak 1517’de Hankin mevkiine ulaştı ve bu son menzilde yapılan yoklamada ordudaki asker mevcudu 20.000 olarak tespit edildi. Ordunun yarısı daha önce doğu sınırlarının müdafaası için bırakılmıştı. Tomanbay, 20.000 askerle Kahire yakınlarında Adiliye mevkiinde kazdırdığı siperlerle oluşturduğu savunma hattına geldi. Osmanlı ordusu, doğrudan müdafaa hattına saldırmayıp yandan dolaşarak Memlükler'i şaşırtma planı yaptı. 22 Ocak 1517’de Ridaniye’ye ulaştı ve Memlük ordusunun karşısında mevzi tuttu. Savaştan önce Yavuz Sultan Selim askeri bizzat etkili sözlerle cesaretlendirmiş, dönemin kaynaklarına göre şehitlik müyesser olursa ahirette saadetin, eğer galip gelirlerse dünyada devletin kendilerine ait olacağını söylemiştir. Sabah başlayıp toplam sekiz saat süren savaş sonucunda Memlük ordusu tamamen dağıtıldı. Çaresizlik içinde kalan Tomanbay cesaretle savaşmasına rağmen yanında kalan az sayıda emirle Kahire’ye doğru çekilmekten başka çare bulamadı. Tomanbay dağılan birlikleri toplamak için Said tarafına doğru geri çekildi. Savaştan bir gün sonra Osmanlı ordusu Kahire’ye girdi. Fakat 28 Ocak gecesi Tomanbay etrafına topladığı 10.000 kadar askerle aniden şehre geri döndü. Yapılan sokak savaşları neticesinde Kahire’nin büyük bir kısmını ele geçirdiyse de bu başarısı uzun sürmedi ve şehirde sadece üç gün tutunabildi. Tomanbay’ın yakalanıp idam edilmesiyle (13 Nisan 1517) Mısır’da tam anlamıyla Osmanlı idaresi kurulmuş oldu. Ridaniye Savaşında kazanılan zaferle birlikte Memlük Sultanlığı yıkılmış, bütün toprakları Osmanlı egemenliği altına girmiştir. Osmanlı Devleti Mısır'a hakim olmuş ve halifelik Osmanlılara geçmiştir. Mısır'daki kutsal emanetler İstanbul'a getirilmiştir. Osmanlı Devleti, Doğu Akdeniz'in ve Baharat Yolu'nun tek hakimi durumuna yükselmiş; Kızıldeniz ve Hint Okyanusuna açılmıştır. HZ. PEYGAMBER (SAV) VE KUR’AN AHLAKI Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU, vakfımızda 14 Ocak 2017 tarihinde ''Hz. Peygamber (SAV) ve Kur'an Ahlâkı konulu bir sunum gerçekleştirmiştir. Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU gerçekleştirmiş olduğu sunumda şu cümlelere yer vermiştir; ''Müslümanlığın en temel terimlerinden birisi mükelleftir. Erkek ve kadın bireyin sorumluluk ve yükümlülük taşıyan kişi, akıl hastası ve çocuklar mükellef sayılmaz. Muvazzaf (vazifeli kişi) der ki: “ben Kur’an ahlakıyla ahlâklanacağım” Kur’an bizi mükellef kılar, hayata, yasam hayatımıza anlam verir. Onu sevmek için, Kur’an da ustalaşmak gerekiyor. Bilgilerini bütünleştirmen gerekiyor, pratikte ustalaşmak lazım. Kur’an ahlakı İslam ahlâkıdır. Allah bunu içimize koymuş, onu keşfetmek lazım. Müslümanlıkta kötü insan yoktur, kötü ahlâklı insan vardır. Ahlâk; anlatarak değil, yaşanarak anlatılacak şeydir.'' 15 Haber Bülteni KONYA GEZİSİ SEYYİD AHMET ARVASİ Vakfımızın Genel Sekreteri Birol Dok, 1 Ocak 2017 tarihinde ''Seyyid Ahmet Arvasi'' hakkında bir sunum gerçekleştirmiştir. Gönüllerde Birlik Vakfı sosyal etkinlik projeleri kapsamında günübirlik Konya Gezisi düzenlenmiş olup, başlıca Mevlana Türbesi, Aziziye Camii, Meram ve Sille Köyü rehber eşliğinde ziyaret edilmiştir. Katılımcılara, Konya’nın yerel lezzetlerinden ikram edilmiş ve ziyaretçilerden bazıları duygu ve düşüncelerini şu şekilde aktarmıştır: İ. İLERİSOY ; “Çok rutin geçen hayatımda bir nefes ve bir renk kattığınız için çok teşekkür ederim. Sizleri tanıdığım için çok mutluyum.” C. DEMİR; “Konya’ya 7. gelişim ama en çok bugün eğlendim. Tur rehberinin anlattıklarından çok şey öğrendim. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.” Müstear; “Sempozyum tadında geçen bir yolculuk, çok güzel bir şehir ve hayatımda yaşadığım en güzel gezilerden bir tanesi. Anılarım bu geziyle renk kazandı.” Birol Dok yapmış olduğu sunuma Seyyid Ahmet Arvasi'nin hayatı ve düşünceleri hakkında bilgiler vererek başlamış, Türkİslam aşığı olan Seyyid Ahmet Arvasi'nin, 15 Şubat 1932 tarihinde Van doğduğunu ve Hz. Muhammed'in soyundan gelmekte olduğunu dinleyicilere hatırlatmıştır. Arvasi, Pedagoji bölümü okuduktan sonra öğretmenlik mesleğini icra etmiştir. Aktif siyasete ise 1979'dan sonra atılmıştır. Türk-İslam ülküsüne kendini adamış olan Seyyid Ahmet Arvasi, Mamak zindanlarında kalp krizi geçirmiştir. 31 Aralık 1988'de ise evinde daktilosunun başında vefat etmiştir. Arvasi'nin başlıca eserlerinden birkaçı şu şekildedir, ''Türk İslam Ülküsü, Kendini Arayan Adam''. İLETİŞİM ADRESİ Hacettepe Mah. Dutlu Sk. No: 21 06230 Altındağ/Ankara Telefonlar: 0 (312) 312 18 88 veya 0 (312) 312 18 80 E-posta: gonullerdebirlikvakfi@gmail.com & iletisim@gonullerdebirlikvakfi.org.tr 16