Muhsin Ertuğrul: Türk Tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul (1892-1979); sinema alanında ilk önemli katkıları gerçekleştirmiş, 1922-1939 yılları arasında Türkiye’de film yapan tek kişi olarak kalmıştır. 1927 yılında Belediye Başkanının talebiyle Darülbedayi’nin (İstanbul Şehir Tiyatrosu) genel sanat yönetmenliğini üstlendi. 1949’da Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne getirilinceye kadar sürdürdüğü çalışmalarla kuruma bir şehir tiyatrosu kimliği kazandırdı. Sahne çalışmalarını düzen altına alan yönetmenikler hazırladı ve uygulamaya koydu. 1928’de Darülbedayi sanatçılarıyla başarılı bir Kahire turnesi yaptı. 1954’te ikinci kez Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü’ne getirilince Küçük Tiyatro ve Oda Tiyatrosu’nu açtı (1955). İzmir ve Bursa’da Devlet Tiyatrosu, Adana’da Şehir Tiyatrosu açılmasında emeği geçti (1957). 1958-1966 yılları arasında İstanbul Şehir Tiyatroları’nda baş yönetmenlik yaptı. 23 Aralık - 12 Ocak 1970 tarihleri arasında 60. sanat yılını büyük programlarla kutlayan Muhsin Ertuğrul’a 23 Ekim 1971’de Kültür Bakanı Talât Halman’ın çabasıyla Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya verilen Devlet Kültür Armağanı takdim edildi. 1974 yılında 82 yaşındaki Muhsin Ertuğrul, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği’ne atandı. 1975 yılında, 83 yaşındayken, “İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim’’ adlı kitabını yayınladı. Jean Lamarck: Büyük Fransız doğa bilimcisi Jean Baptiste Lamarck (1744-1829), İngiliz bilim adamı Charles Darwin’in doğduğu yıl “Philosophie Zoologique’’ adlı ünlü yapıtını yayımlamıştı. Bu yapıtında bazı evrim kurallarını açıklamıştır. Paris’te tıp eğitimi görürken, bir yandan da botanik alanında incelemeler yaptı ve 1778’de Fransa’nın doğal bitki örtüsüne ilişkin değerli çalışmalarını yayımlayınca, Fransız Bilimler Akademisi’ne seçildi. 1788’de Paris Botanik Bahçesi’nde göreve seçildi. Beş yıl sonra bu kuruluş Ulusal Doğa Tarihi Müzesi adıyla yeniden örgütlendiğinde zooloji bölümünün yöneticiliğine atanan Lamarck, o tarihten sonra bütün ilgisini zoolojiye yöneltti. Bu bilim dalındaki çalışmalarına 50 yaşından sonra başlamasına ve gözlerinin neredeyse körlük derecesinde bozulmuş olmasına karşın böcekler ile solucanlar konusunda en yetkili kişi olarak tanındı. Ömrünün son yıllarına doğru da omurgasız hayvanlar biyolojisinin en önemli yapıtlarından birini yayımladı (“Omurgasız Hayvanların Doğal Tarihi’’ 1826 / 82 yaşında). Taha Toros: Türk Kültür tarihi araştırmacısı, yazar Taha Toros (1912 Adana-26 Ocak 2012 İstanbul); “Geçmişte TürkiyePolonya İlişkileri (1983)’’, “Fikret Mualla (1986)’’, “Kahvenin Öyküsü (1998)’’, “Türk Edebiyatından 6 portre (1998)’’, adlı bilinen kitaplarının yanı sıra yüzlerce makale, binlerce gazete ve kitaptan oluşan bir arşive sahipti. 100 yaşında vefat eden araştırmacı yazar; son dönemine değin düşünme, araştırma ve üretimden kopmadı. Son kitabı “Nazım Hikmet” 2005 yılında yayımlandığında 93 yaşındaydı. 70 yılı aşkın bir süredir araştıran Taha Toros, arşiv sevdasını “Mazi Cenneti- 1’’ adlı kitabında şu cümlelerle özetler: “Arşiv oluşturmak, özellikle ülkemizde nadir yetişen biyograf olmak, bibliyografyada uzmanlık kazanabilmek, yararına yürekten inandığım, kültür zenginliklerindendir. Yaşamım boyunca bunu yapmaya çalıştım. Aslında bu konularla ölesiye uğraşmak, tedavisi mümkün olmayan bir hastalık gibidir. Bugün kanserin bile tedavisi mümkün. Ama “arşiv” hastalığının tedavisi yok!. Ne diyelim, Tanrı, bu türden hastalığa yakalananları kurtarmasın!” s Taha Toro arck Jean Lam ğrul rtu Muhsin E 15