sağlık bilimleri üniversitesi gülhane sağlık meslek yüksekokulu

advertisement
SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ
GÜLHANE SAĞLIK MESLEK YÜKSEKOKULU
ANKARA
İLERİ YAŞAM DESTEĞİ I
TAŞİARİTMİLER
İYD I DERS NOTU 05
2016
i
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER ..................................................................................................................... i
1
TAŞİARİTMİLER............................................................................................... 1
1.1
Dar QRS'li Taşikardiler ..................................................................................... 1
1.1.1 Sinüs Taşikardisi ..................................................................................................... 1
1.1.1.1
Sinüs Taşikardisi Nedenleri .......................................................................... 2
1.1.1.2
Sinüs Taşikardisinde Klinik ........................................................................... 2
1.1.2 Atriyal Taşikardi....................................................................................................... 3
1.1.3 Atriyal Flutter ........................................................................................................... 4
1.1.3.1
Özellikleri ...................................................................................................... 4
1.1.4 Atriyal Fibrilasyon (AF) ............................................................................................ 5
1.1.4.1
Özellikler ....................................................................................................... 5
1.1.4.2
Tedavi ........................................................................................................... 6
1.1.4.3
Atriyal fibrilasyon ve flutter'in nedenleri:........................................................ 6
1.1.5 Atrioventrikular Nodal Re-entrant Taşikardi (AVNRT) ............................................. 6
1.2
Geniş QRS'li Taşikardiler .................................................................................. 8
1.2.1 SVT'lerde Geniş QRS'e Neden Olan Durumlar ....................................................... 8
1.2.1.1
Wolf Parkinson White (WPW) Sendromu ..................................................... 8
1.2.1.1.1 WPW'de EKG Özellikleri ................................................................................... 9
1.2.1.1.2 WPW Sendromlu hastada supraventriküler taşikardiler; ................................... 9
1.2.1.2
Dal Blokları ................................................................................................. 12
1.2.1.2.1 Sağ Dal Bloğu ................................................................................................. 12
1.2.1.2.2 Sol Dal Bloğu ................................................................................................. 14
1.2.1.3
Dal Bloklu Supraventriküler Taşiaritmiler (SVT).......................................... 16
1.2.2 Ventriküler Taşikardiler ......................................................................................... 18
1.3
Taşiaritmilerde Hastane Öncesi Acil Bakım .................................................... 21
1.3.1 Taşiaritmilerde Anstabil Bulgular ........................................................................... 21
1.3.2 Taşiaritmide Hastane Öncesi Yaklaşım İlkeleri ..................................................... 22
1.3.2.1
Vagal Manevralar ....................................................................................... 26
1.3.2.1.1 Karotis Sinüs Masajı ....................................................................................... 26
1.3.2.1.2 Valsalva Manevrası ........................................................................................ 27
1.3.2.1.3 Vagal Manevraların Komplikasyonları ............................................................ 27
1
1 TAŞİARİTMİLER
Kalp atımlarının mutlak düzensizliğiyle ortaya çıkan, kalp hızının 100’ün üzerinde
olduğu kalp ritim bozukluğudur.. Taşiaritmilerin sınıflandırmasında, ileti bozukluğunun
kaynağı önemlidir. Basit sınıflandırmada taşiaritmiler ventriküllerin üzerinden oluşan yani
supraventriküler ve ventriküler taşiaritmiler olmak üzere ikiye ayrılır. Buradaki temel
belirleyici de QRS genişliğidir. Ventriküllerin üzerinden oluşan ritimlerde, ileti olağan yolu
takip edeceği için her iki ventrikül eş zamanlı olarak uyarılır ve karşımıza 0,10 sn altında
yani dar olarak tanımladığımız QRS çıkar. Ventriküllerden kaynaklanan aritmide ise
ventriküller eş zamanlı uyarılamayacağı için karşımıza 0,10 saniyenin üzerinde geniş
olarak tanımladığımız QRS'ler görülür. Bu nedenle de taşiaritmiler dar QRS'li ve geniş
QRS'li olmak üzere ikiye ayrılır.
1.1
DAR QRS'Lİ TAŞİKARDİLER
Taşiaritminin oluşum noktası, ventriküllerin üst kısmında yer alan herhangi bir
odakdır. Taşiaritminin oluştuğu odağa göre üç başlıkta incelenir.
 SAD kaynaklı;

Sinüs taşikardisi,
 Atriyum kaynaklı;

Atriyal taşikardi,

Atriyal flutter,

Atriyal fibrilasyon,
 AVD kaynaklı;

AV nodal re-entrant taşikardi ve

AV re-entrant taşikardidir.
Bu grup taşikardiler dar QRS'li taşikardiler olarak tanımlanır ve hastane öncesi acil
bakımda tedavi yaklaşımları aynı tedavi akış şemasından yönetilir.
1.1.1 Sinüs Taşikardisi
Sinüs taşikardisi genellikle fizyolojik bir yanıttır. Genellikle semptom göstermez, daha
çok altta yatan durum ile ilgilidir. İlaç kullanımına ve endokrin bozukluklarına bağlı ortaya
çıkması durumunda klinik oluşturabilir. Sinüs düğümünden çıkan uyarı hızının dakikada
100'ün üzerine çıkmasıdır. Burada uyarının sinüs düğümünden çıktığı unutulmamalıdır. Bu
nedenle; ritim düzenlidir. P dalgalarının morfolojisi normaldir ve her P dalgasını QRS takip
eder. Sinüs taşikardisinde hız aralığı dakika, 100-150 arasındadır. Hız 160'ın üzerinde
olduğunda genellikle P dalgası görülmez. QRS genişliği normal sınırları içindedir. Hıza
bağlı olarak, P dalgasının amplitüdü artar ve P-R aralığı kısalır. Normal sinüs ritminden tek
farkı, kalp atım hızının 100'ün üzerinde olmasıdır.
2
Resim 1: Sinüs taşikardisi (Hız:130/Dakika)
1.1.1.1 Sinüs Taşikardisi Nedenleri
 Yenidoğan ve çocuklukta normalde görülür.
 Miyokard iskemisi, AMI,
 Sempatik etkinin artması:

Egzersiz, emosyon, mental ve fiziksel stres, hipotansiyon, ağrı, anemi,
kanama, adrenerjik ilaçlar, hipovolemi, konjestif kalp yetmezliği, şok, hipoksi
(pnömoni, pulmoner emboli vb akciğer olaylarına bağlı).
 Parasempatik etkinin azalması:

Atropin, otonomik eksiklik.
 Non-otonomik nedenler:

Ateş, hipertiroidi.
 İlaçlar ve alışkanlıklar:

Sempatomimetikler ve diğer adrenerjik agonistler, atropin, alkol, kafein
(kahve, çay), nikotin.
1.1.1.2 Sinüs Taşikardisinde Klinik
Sinüs taşikardisinde kalbin pompalama gücü etkilenmediği sürece klinik özellik
göstermez. Özellikle, kardiyak iskemi veya infarkt durumunda, hipoksi ve şok ile birlikte
görülmesi durumunda daha tehlikelidir. Görülebilecek semptomlar düşük kardiyak autput
belirtileridir;
 hipotansiyon,
 senkop,
 çarpıntı,
 halsizlik,
 bilinç durumu değişiklikleri,
 göğüs ağrısı,
 terleme görülebilir.
3
1.1.2 Atriyal Taşikardi
SAD yerine atriyumlardaki pacemaker hücrelerinin baskın ileti merkezi olmasıdır.
Erken uyrarıya neden olan baskın ileti merkezi, sağ ya da sol atriyumlarda olabilir. Bu
merkezden başlayan iletiler hem atriyumları uyarır hem de iletiyi AVD'ye iletir. Atrîyumdan
çıkan ve taşikardiye neden olan uyarıların tek bir odaktan oluşmasına fokal atriyal taşikardi
(Resim 2, A), en az üç farklı odaktan oluşmasına da multifokal atriyal taşikardi (Resim 2,
B) denir.
Atriyal taşikardilerde dakikadaki kalp atım hızı 150 ile 250 arasında
değişebilmektedir. Kalp atım hızı arttıkça, P-R aralığı daha kısa olup, P dalgaları T
dalgasına iyice yaklaşır. 160'ın üzerinde ki hızlarda P dalgası görülmeyebilir.
A. Atriyumlarda oluşan
baskın ileti merkezi
B. Atriyumlarda oluşan
baskın ileti merkezleri
Resim 2: Artiyal taşikardi oluşumu; resmin A bölümünde, fokal atriyal taşikardi görülmekte olup, taşikardiye neden olan
odak tektir. Resmin B bölümünde ise multifokal atriyal taşikardi görülmekte olup, taşikardiye neden olan üç farklı odak
bulunmaktadır.
Fokal atriyal taşikardide, ileti tek merkezden çıktığı için, P dalgalarının morfolojisi
değişmiş olmakla birlikte, her siklusta birbiri ile aynıdır. Depolarizasyon süresi kısalmış, P
dalgaları dikleşmiş olarak görülür. Fokal atriyal taşikardide P-R mesafeleri kısalmış
olmakla birlikte tüm sikluslarda P-R mesafeleri birbirine eşittir.
Resim 3: Fokal atriyal taşikardi
4
Multifokal atriyal taşikardide, taşikardiye neden olan odak üçten fazladır.
Atriyumlarda en az üç odaktan erken ileti çıkmaktadır. P dalgalarının morfolojisi
değişmiştir, bununla birlikte her siklusta P dalgası, birbirinden farklı ve izoelektrik hat ile
aralığı değişkendir. P-R aralığı kısa ve her siklusta değişkendir. Multifokal atriyal
taşikardide ritim düzensizdir (Resim 4). Kalp hızı genellikle 100- 130/dk'dır. Olguların
çoğunda ciddi pulmoner hastalık ve bu ana bağlı hipoksi vardır. İnfeksiyon, aminofilin ve
metabolik bozukluklar başlıca nedendir.
Resim 4: Multifokal atriyal taşikardi
Atriyal taşikardi, sağlıklı bireylerde semptom göstermeyebilir. Hızın 150'nin üzerinde
olması ve multifokal olması klinik oluşturma olasılığını arttırır. Tedavi olarak dar QRS
taşikardi protokolü uygulanır.
1.1.3 Atriyal Flutter
Baskın ileti merkezinin atriyumda, özelliklede sağ atriyumda olması ve ileti hızının
SAD'a göre oldukça hızlı olmasıdır. Atriyal hızın dakikada 250-350'lere kadar çıktığı, daha
çok testere dişi görünümü ile tarif edilen atriyal bir taşiaritmidir.
Bununla birlikte, atriyal hızdan bağımsız olarak, ventriküler hız 40'ın altına kadar
düşebilir. Atriyal flutterda, P ve T dalgaları görülmez, P dalgalarının yerini atriyumlardaki
elektriksel aktiviteyi gösteren testere dişi görünümlü flutter dalgaları alır.
Genelde atriyumlardan çıkan uyarıların tamamı, AVD'den geçerek ventriküler
depolarizasyonu yansıtmaz. Flutter dalgalarının bazıları AVD'de bloke olarak ventriküllere
iletilmez. Bu nedenle atriyal hız ile ventriküler hız birbirinden farklıdır. Atriyal iletinin,
ventrikülere iletilme oranı genellikle, 2:1, 3:1 veya 4:1 şeklindedir. Yani her 2 veya 4 flutter
dalgasına bir QRS yanıt bulunmaktadır. Örn 3:1 bloklu atriyal flutterde P dalgaların hızı
300 iken ventrikül hızı (QRS sayısı, nabız sayısı) 100 olacaktır. AV düğümden 1:1 geçiş
var ve kalp hızı 180-200'den fazla ise aksesuar yol aranmalıdır.
Atriyal flutter atriyal fibrilasyon kadar sık olmamakla birlikte, ona nazaran altta yatan
kalp hastalığı sıklığı daha fazladır. Atriyal Flutterde ritim genellikle düzenlidir, çok nadir
ventriküler düzensizlik olabilir. Ritmin düzensiz olduğu atriyal flutterler, Fibrilo-Flutter
olarak da isimlendirilir.
1.1.3.1 Özellikleri
 Atriyal hız düzenli ve 250-350 arasındadır.
 Atriyal aktivite DII,
görünümündedir.
DIII
ve
aVF'de
daha
iyi
izlenen
testere
dişi
 QRS hızı atriyal hızın 1/2, 1/3, 1/4'ü kadardır. Preeksitasyon varlığında QRS
cevabı atriyal hız kadardır.
 QRS'in şekli sinüs ritmindeki gibidir. Flutterle birlikte aberran iletim varsa
QRS kompleksinde genişleme görülecektir (Resim 5) (Çoğu kez sağ dal
bloğu şeklinde).
5
Resim 5: Atriyal flutter (3:1 Atriyoventriküler yanıtlı)
1.1.4 Atriyal Fibrilasyon (AF)
Hızı normal veya anormal olsun, atriyum ve ventriküllerin kas lifleri senkronize olarak
birlikte kasılırlar. Eğer bu senkronizasyon bozulur, lifler kendi başlarına kasılırlarsa normal
bir kontraksiyon oluşamaz, buna fibrilasyon denir. Fibrilasyon atriyumlarda ise atriyumlar,
ventrikülde ise ventriküller düzenli ve güçlü bir kontraksiyon yapamayacaktır.
AF, atriyal fluttere göre çok daha sık görülen bir aritmidir. Atriyal kas lifleri bağımsız
olarak depolarize olup bağımsız kasılınca EKG'de düzenli p dalgaları olmayacak, düzensiz
bir çizgi görülecektir. Atriyal hızın 500'ün üzerine kadar çıktığı ve P dalgaları yerine
fibrilasyon dalgalarının (bu düzensiz titreşimlere f dalgaları denir) görüldüğü bir atriyal
taşiaritmidir.
Ritim, düzensiz olmakla birlikte ventriküler yanıt, AVD iletisine göre değişmektedir.
Normal koşullarda ventriküler yanıtın dakika da 100-180 arasında olması beklenir. Düşük
ventriküler yanıtın nedeni yüksek AV blok ya da hastanın kullandığı digoksin benzeri
ilaçlardır. Hızlı ventriküler yanıtlı AF, her zaman daha tehlikelidir. Atriyal hız ölçülemez
ve fibrilasyon dalgaları bazı derivasyonlarda seçilemeyebilir. En önemli özelliği ventriküler
ritmin düzensiz olması ve tipik P dalgalarının görülememesidir.
Resim 6: Atriyal fibrilasyon; P dalgalarının yerini fibrilasyon dalgaları almış ve ventriküler yanıt düzensizdir.
1.1.4.1 Özellikler
 EKG'de P dalgaları görülmez, düzensiz titreşimler izlenir.
 QRS komplekslerinin araları (R-R araları) ve şekilleri vurudan vuruya
değişiktir. ORS'ler ayrıca bir dal bloğu yoksa dar ve normaldirler.
 P dalgası olmadığı için normal sinüs ritmindeki P-QRS ilişkisi yoktur.
 Atriyumlar fibrile olduğu halde AV düğüme ulaşan depolarizasyon sayısı 450650 arasındadır. Tedavi edilmemiş AF'da, bunlardan 120-200 kadarı
ventriküllere geçip kontraksiyona neden olur ve nabız sayısını oluşturur.
 AV düğümün refrakter periyodunu uzatan digital, beta bloker ve kalsiyum
antagonisti (Verapamil) gibi ilaçlar ventrikül cevabının kontrol edilmesinde
yararlıdırlar.
6
1.1.4.2 Tedavi
Kalp hızı 100'ün üzerinde ise hızlı ventrikül cevaplı atriyal fibrilasyon, 60'ın altında ise
yavaş ventrikül cevaplı atriyal fibrilasyon olarak adlandırılır, ventrikül cevabı (nabız sayısı)
60-100 arasında ise orta ventrikül cevaplı atriyal fibrilasyon adı verilir.
AF'da tedavide ilk amaç ritmi sinüse döndürmek, bu olmuyorsa ventrikül cevabını
dakikada 60-100 arasında tutmaktır.
Atriyal fibrilasyon, AKS, KKY, kapak hastalıkları ve ilaç (digoksin, kinidin) kullanımına
bağlı karşımıza çıkabilir. Tedavi yaklaşımında, dar QRS'Iİ taşikardi tedavi akış şeması
takip edilmelidir.
1.1.4.3 Atriyal fibrilasyon ve flutter'in nedenleri:
 Paroksismal, altta yatan bir kalp veya diğer başka bir hastalık olmaksızın, tek
başına,
 Temelde bulunan bir kalp hastalığına bağlı olarak;

Kalp kapak hastalıkları: Özellikle mitral darlığı ve mitral yetmezliği,

Hipertansif kalp hastalığı,

Kardiyomiyopati (Dilate ve hipertrofik),

Koroner arter hastalıklarında (Akut miyokard iskemisi veya AMI),

Miyokarditler,

Perikarditler: Viral, post-kardiyotomi, enfarktüs sonrası, Dresler sendromu,
maligniteler, radyasyon,

Konjenital kalp hastalıkları: özellikle AS,
 Altta yatan sistemik hastalığa bağlı olarak:

Hipoksi: Pnömoni, pulmoner emboli ve diğer akut-kronik akciğer hastalıkları,

Hipertiroidizm,

Elektrolit denge bozukluklukları,

Aminofilin ve benzeri ilaçlar,

Alkol, kafein, anfetamin gibi ilaçlar,

Hipotansiyon ve şok.
1.1.5 Atrioventrikular Nodal Re-entrant Taşikardi (AVNRT)
Genç ve sağlıklı kişilerde de herhangi bir kalp hastalığına bağlı olmaksızın oluşabilir.
Neden olan faktörler; kafein, sigara, alkol ve sempatomimetik aminlerdir. Atriyal flutter ve
fibrilasyona neden olan tüm nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Genellikle olgular %
50 oranında semptomatiktir ve tedaviyi gerektirir. Düzenli dar QRS'li paraksismal
taşikardilerin en önemli kısmını oluşturur. Aniden başlayan ve sonlanan, kalp atım hızı;
hızlı, ancak düzenli olarak gözlenen, ne zaman başlayıp biteceği belli olmayan ve ataklar
dışın da semptom göstermeyen bir taşiaritmidir.
Normal ileti sisteminde, atriyumlardan gelen uyarı, AVD'den hızlı ve yavaş diye
adlandırılan iki farklı yoldan paralel olarak his demetine ulaştırılır AVNRT'de, atriyumlardan
7
çıkan erken vurular his demetine ulaşmadan hızlı yol da bloğa uğrarlar, yavaş yoldan
giden uyarı his demetine ulaşmakla birlikte, hızlı yoldan geri döner ve kısa yoldan uyarı
tekrar his demetine giderek bir kısır döngü oluşturur (Resim 7). Böylelikle atriyumlardan
gelen erken uyarı ventrikülleri birden fazla uyarmış olur.
Resim 7: AVNRT'de kısır ileti döngüsü
AVNRT'de ventriküler yanıt dakikada 130-250 arasında değişir. Hızın yavaş olduğu
durumlarda, P dalgaları negatif olarak görülür. Atriyumların, aşağıdan yukarıya uyarılması
negatif P dalgalarını oluşturur. Negatif P dalgaları özellikle DII, DIII ve aVF'de görülür.
Hızın arttığı özellikle dakikada 160'ın üzerine çıktığı durumlarda, P dalgaları ORS'lerin
içerisinde kalır ve tam olarak görülmez.
Resim 8: AVNRT
8
1.2
GENİŞ QRS'Lİ TAŞİKARDİLER
1.2.1 SVT'lerde Geniş QRS'e Neden Olan Durumlar
Bazı istisnai durumlarda ritim bozukluğunun kaynağı supraventriküler olmasına
rağmen, ORS'ler 0,10 saniyenin üzerinde yani geniş görülür. Bazı durumlarda, kalbin ileti
sisteminde var olan başka bir durumdan dolayı, dar QRS'li taşikardilerde QRS genişliği
0,10 sn'nin üzerinde yansıyabilir. Supraventriküler kaynaklı ritimlerde geniş QRS'e neden
olan en önemli durumlar; pre-eksitasyon sendromu ve dal bloklarıdır.
SVT'lerde geniş QRS'e neden olan durumlar, taşiaritmilerin tedavisinde ritmin
kaynağının yani ventriküler ya da supraventriküler olmasının belirleyici olmasından dolayı
önem kazanmaktadır. Tedavi protokolü, dar ORS'li taşiaritmide ve geniş ORS'li
taşiaritmide ayrı ayrı gruplanmıştır. Paramediğin taşiaritmiyi saptaması ile birlikte, tedavi
protokolünü planlayabilrnesi için QRS genişliğini de saptaması gerekmektedir. Hastane
öncesi acil bakımda paramedik, QRS genişliğine neden olan durumları bilmeli,
taşiaritmileri gruplandırırken bu durumları dikkate almalıdır. Dar ORS'li bir taşiaritmide,
QRS başka bir nedenden dolayı genişlemişse, bu taşiaritmi geniş ORS'li taşiaritmi olarak
değerlendirilmemeli, hastaya dar ORS'li taşikardi tedavisi uygulanmalıdır.
1.2.1.1 Wolf Parkinson White (WPW) Sendromu
En sık karşılaşılan ve QRS genişliğine neden olan, pre-eksitasyon durumu Wolf
Parkinson White (WPW) Sendromudur. WPW sendromunda, atriyumlar ile ventriküller
arasında, normal ileti sisteminin dışında aksesuar ileti yolları oluşur İleti atriyumlardan
ventriküle direkt, bu ara yollardan gider ve ventriküllerin pre- eksitasyonuna yani erken
uyarılmasına neden olur (Resim 9).
Aksesuar ara yollar, atriyumlar ile ventriküller arasında herhangi bir yerde olabilir.
Bununla birlikte, kalbin normal ileti yolu olan AVD ve his demeti aracılığıyla ventriküllere
ulaşan ileti aksesuar yoldan tekrar atriyumlara dönerek kısır bir döngü oluşturabilir. WPW
sendromlu hastaların yaklaşık %50'sinde periyodik taşiaritmi atakları görülür. Preeksitasyon sonrası kalp atım hızı, ani olarak dakikada 150-300 arasına çıkararak tehlike
yaratabilir.
Resim 9: Pre-eksitasyon; normal AV ileti dışında, aksesuar yol oluşmuş durumda ileti atriyumlardan Bachman demeti
aracılığıyla bu aksesuar yoldan ventriküle ulaşır ve pre-eksitasyona neden olur.
9
WPW'de EKG Özellikleri;
1.2.1.1.1 WPW'de EKG Özellikleri
 PR aralığı 0.12 saniyeden daha kısadır. Çünkü ileti, normal yol dışında, daha
kısa bir yoldan da iletilmektedir.
 QRS kompleksinin ilk yarısında delta dalgası görülür
 QRS kompleksi 0.12 Saniyeden daha geniştir. Çünkü ventriküller preeksitasyon yolu ile uyarılmaktadır. Bu da ventriküllerin bir kısmının zamanından daha önce
uyarılmasına neden olmaktadır (Resim 10)
Resim 10: WPW sendromu; pre-eksitasyondan dolayı oluşmuş delta dalgaları görülmekte
1.2.1.1.2 WPW Sendromlu hastada supraventriküler taşikardiler;
WPW sendromlu hastalarda yaygın görülebilecek taşiaritmi Atriyoventriküler Reentrant taşikardidir (AVRT). AVRT, iletinin izlediği yola göre yani pre- eksitasyonun oluşupoluşmama durumuna göre ikiye ayrılır. İleti atriyumlardan normal ileti yoluyla AVD'ye
ulaşıp, his demeti aracılığıyla ventriküllere ve ventrikülleri uyardıktan sonra, kent
demetinden (kardiyak gelişim boyunca oluşan anormal iletim yolları) geriye AVD'ye
dönerek bir kısır döngü oluşturursa bu Ortodromik AVRT olarak adlandırılır (Resim 11,A).
İleti atriyumlardan, AVD'den önce kent demeti ile ventriküllere ulaşıyor ve his demeti
aracılığıyla AVD'ye dönüp bir kısır döngü oluşturuyorsa da Antidromik AVRT olarak
adlandırılır (Resim 11,B)
10
A. Ortodromik AVRT: Atriyumlardan gelen ileti,
AVD'den geçip hisdemeti aracılığı ile Ventrikülleri
uyarıyor. Uyarı Kent Demetinden tekrar atriyumlara
dönüp AVD'ye ulaşıp kısır döngü oluşturuyor.
A Antidromik AVRT: Atriyumlardan gelen ileti,
AVD'den önce kent demeti aracılığıyla ventrikülleri
uyarıyor. İleti his demeti aracılığıyla tekrar AVD'ye
dönüp kısır döngü oluşturuyor.
Resim 11: Ortodromik ve antidromik AVRT oluşum mekanizması
Ortodromik ve antidromik AVRT'ler oluşum mekanizmalarına paralel olarak EKG
trasesine farklı şekilde yansırlar. Ortodromik AVRT 'de kunt demetinden atriyumlara geri
gelen ileti atriyumlarda uyarı oluştıracağı için bu durum EKG trasesinde, ÖRS'ten sonra P
dalgasının görülmesine neden olur (Resim 12). Ektopik odak AV kavşak bölgesine yakın
ise atriyumlar geriye doğru depolarize olacaklarından inferiyor derivasyonlarda P
dalgalarının yönü aşağıya doğru olacaktır (negatif p dalgaları).
Ortodromik AVRT'yi, AVNRT'den ayırt etmek oldukça zordur. Hastane öncesi acil
bakımda paramedik, Ortodromik AVRT ve AVNRT ayrımından ziyade, QRS genişliği ile
ilgilenmelidir. Çünkü tüm dar QRS'li düzenli taşiaritmilerde hastane öncesi acil bakım
prensipleri aynıdır.
Resim 12: Ortodromik AVRT (S dalgasının morfolojisini değiştiren P Dalgaları)
Antidromik AVRT'de ise belirleyici olan pre-eksitasyonun oluşması, yani iletinin kent
demeti aracılığıyla, ventriküllere AVD'den önce ulaşmasıdır. Bu durum, ventriküllerin erken
uyarılmasına neden olur ve karşımıza, delta dalgaları ile genişlemiş QRS dalgaları çıkar
(Resim 13).
11
Resim 13: Antidromik AVRT
Pre-eksitasyon sendromu ile birlikte en yaygın görülen bir diğer taşiaritmi çeşidi de
atriyal fibrilasyondur (Resim 14). Ayırt edici tanı için atriyal fibrilasyonda ritmin düzensiz
olduğu, bununla birlikte monomorfik ventriküler taşikardilerde ritmin düzenli olduğu
unutulmamalıdır.
Resim 14: Pre-eksitasyon sendromlu AF
Pre-eksitasyonlu taşikardilerde en önemli ayırıcı faktör, delta dalgalarının oluşmuş
olmasıdır. Bununla birlikte, pre-eksitasyonlu ritimlerde QRS genişliğinin genellikle 0,14
saniyenin altında olmasıdır. Ventriküler kaynaklı taşiaritmilerde ORS'ler çok daha geniştir
(Edhause and Morris, 2003:27). Paramedik taşiaritmiyi sınıflandırırken pre-eksitasyon
durumlarını ayırt edebilmeli, doğru tedavi için dar ve geniş ORS'li taşiaritmiler ayırt
edebilmelidir (Delacretaz, 2006:1043). Pre- eksitasyonlu taşikardilerde AVD by-pass
olacağı için tedavide AVD üzerinde etki gösteren ileçlar etkisiz olacaktır. Pre-eksitasyonlu
taşikardilerde tedavi için ilaçlardan ziyade özellikle hastada hemodinamik stabilitenin
olmadığı durumlarda, kardiyoversiyon öncelik taşımalıdır.
12
1.2.1.2 Dal Blokları
Dal blokları, pre-eksitasyondan sonra supraventriküler taşikardilerde QRS genişliğine
neden olan ikinci durumdur. Dal blokları, iletinin AVD'den his demetine geçmesi, his
demetinden dallara ayrıldıktan sonra, sağ veya sol dalda bloke olması sonucu ortaya
çıkar. Bloke olan dal tarafındaki ventriküle normal akışında ileti gelmez ve ileti diğer
daldaki elektriksel aktivitenin devamı olarak gelir. Bu durum iki fazlı depolarizasyon olarak
karşımıza çıkar ve bloğun olduğu taraftaki ventrikül daha geç uyarılır. Dal blokları
karşımıza genişlemiş ve çeltikleşmiş, tavşan kulağı görünümü ile tanımlanan QRS
dalgaları ile çıkar. Dal bloğu olan hastada MI tanısı konulurken ve taşikardinin dar ya da
geniş ORS'li olduğuna karar verilirken dikkatli davranılmalıdır.
Resim 15: Dal bloklarında, vetriküllerden biri, diğerinden biraz daha sonra depolarize olur, EKG’de görülen QRS, her iki
ventriküle ait QRS’lerin bileşkesidir.
1.2.1.2.1 Sağ Dal Bloğu
Uyarı iletiminin sağ dalda gecikmesi ya da kesintiye uğraması, sağ dal bloğu olarak
adlandırılır. Sağ ventrikülün depolarizasyonu gecikir. V1-V2' de RR’ dalgası, V5 ve V6' da
geniş bozuk biçimli S dalgaları görülür. QRS aralıkları genişlemiştir. QRS ler 0,12 sn nin
üstündedir.
13
Resim 15: Sağ dal bloğu; bloğun oluşum yeri
Resim 16: Sağ dal bloğunda V1 ve V2 derivasyonlarında RR’ paterni görülür.
14
Resim 17: Sağ dal bloğu; V1 ve V2'de R R' dalgaları ve V5 ve V6'da genişlemiş S dalgaları görülmekte
Sağ Dal Bloğu Başlıca nedenleri;
 Sağlıklı kişilerde görülebilir,
 Koroner arter hastalığı
 Hipertansiyon,
 Kardiyomiyopati,
 Akut pulmoner emboli,
 ASD,
 Fallot tetralojisi,
 Miyokardite bağlı oluşabilir.
1.2.1.2.2 Sol Dal Bloğu
Uyarı iletiminin sol dalda gecikmesi ya da kesintiye uğraması, sol dal bloğu olarak
adlandırılır. V5, V6'da Q dalgası kaybolmuş, geniş, çentikli R dalgası (M paterni), sekonder
ST segment ve T dalga değişikliği oluşmuştur. DI ve V6' da Q dalgası yoktur. VI - V3' de
geniş QS dalgası veya rS formu görülür.
15
Resim 18: Sol dal bloğu; bloğun oluşum yeri
Resim 19: Sağ dal bloğunda V5 ve V6 derivasyonlarında RR’ paterni (Çentikli R dalgaı-M paterni) görülür.
16
Resim 20: Sol dal bloğu; V5 ve V6'da çentikli R dalgaları dalgaları görülmekte
Sol dal bloğu başlıca nedenleri;
 Organik kalp hastalığı,
 Koroner arter hastalığı,
 Hipertansiyon,
 Aort stenozu
 Kardiyomiyopati
 Miyokardit,
 Konjenital kalp hastalıkları,
 İleti sistemi dejenerasyonu,
 Antiaritmik ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkabilir.
1.2.1.3 Dal Bloklu Supraventriküler Taşiaritmiler (SVT)
Bilindiği gibi ventriküllerin üst kısmından oluşan taşiaritmilerin tipik özelliği dar QRS'li
olmasıdır. Ancak hastada var olan sağ ya da sol dal bloğu, anormal bir ileti oluşturur. Dal
bloğuna bağlı oluşan bu normal olmayan durum, ventriküllerin iletim süresini uzatır ve
karşımıza geniş QRS'ler çıkar. Böyle bir durumda paramedik, geniş QRS'li gibi görünen
supraventriküler taşikardiyi ayırt edebilmeli ve hastaya dar QRS'li taşikardi protokolünü
uygulamalıdır.
Sağ dal bloğu ile birlikte olan taşikardilerde, QRS genişliği genellikle 0,14 saniyenin
altındadır. Sağ aks sapması ile birlikte, göğüs derivasyonları boyunca pozitif yönlü bir
uyum söz konusudur. V1 ve V2'de bifazik ORS'ler yani RSR' dalgaları görülür. V1' de
görülen ikinci R dalgası birinciden daha büyüktür.
Sol dal bloğu ile birlikte olan taşikardilerde, QRS genişliği genellikle 0,16 saniyenin
altındadır. Sol aks sapması ile birlikte, göğüs derivasyonları boyunca negatif yönlü bir
uyum söz konusudur. V5 ve V6'da rR (küçük r, büyük R dalgası) dalgaları görülür.
17
Resim 21: Sağ dal bloklu SVT
Eğer hasta 35 yaşın üzerinde ise taşiaritminin muhtemel odağı ventriküllerdir.
Yine hastada iskemik kalp hastalığı ya da konjestif kalp yetmezliği öyküsü var ise
%90 oranında taşiaritminin kaynağı ventriküllerdir.
Eğer taşiaritminin dar mı yoksa geniş mi QRS'li olduğu ayırt edilemiyorsa
hastaya verapamil UYGULANMAMALIDIR. Verapamil ventriküler taşikardilerde,
hipotansiyona, taşikardinin daha da hızlanmasına ve ölüme neden olabilir.
18
Resim 22: Sol dal bloklu SVT
1.2.2
Ventriküler Taşikardiler
Geniş ORS'li taşiaritmilerin çıkış noktası ventriküllerdir. AVD'nin altından kaynaklanan
tüm taşiaritmiler ventriküler taşiaritmi olarak tanımlanır. Ancak bir önceki konuda
gördüğümüz gibi pre-eksitasyonlu ve dal bloklu ritimlerde, taşiaritminin kaynağı atriyumlar
ya da AVD de olsa, QRS genişliği normalin üzerinde olarak ölçülür. Eğer ki dar ya da geniş
QRS ayrımı yapılamıyorsa, hastanın tıbbi öyküsünde iskemik kalp hastalığı ya da geniş
ORS'li taşikardi öyküsünün olup olmadığı sorgulanır. Eğer bu durumlar var ise geniş
ORS'li taşikardi tedavisi yapılır.
19
Bir paramedik hastane öncesi acil bakımda, QRS genişliğine neden olan durumları
bilmeli ve taşiaritmi sınıflandırmasında, geniş ve dar QRS sınıflandırmasını doğru
yapabilmelidir. QRS genişliğinin pre-eksitasyon sendromuna ya da dal bloğuna bağlı olup
olmadığını anlamak için hastanın eski EKG'leri kontrol edilebilir.
Ventriküler taşiaritmiden bahsedebilmek için üçten daha fazla PVC'nin arka arkaya
gelmesi ve dakikadaki ritmin 120'nin üzerine çıkması gerekir. Aralıklarla üçten daha fazla
PVC'nin gelmesi ve ritmin tekrar eski haline dönmesine sürekli olmayan ventriküler
taşikardi denir. Sürekli ventriküler taşikardide ardı ardına gelen PVC'Ierin en az 30 saniye
sürmesi gerekir. Ventriküler taşikardiler monomorfik ve polimorfik olmak üzere kendi
aralarında ikiye ayrılır.
a) Monomorfik Ventriküler Taşikardi (VT)
Monomorfik VT'den bahsedebilmek için arka arkaya gelen ventriküler erken vurular
birbirine benzemeli ve aynı amplütüdde olmalıdır. Monomorfik VT'de erken vurular tek
odaktan çıkmaktadır. Genişlemiş ORS'ler, ritmik olarak dakikada 120-250 arasında sıklıkla
gelir. Taşiaritmi, ventrikülden kaynaklandığı için P dalgası görülmez. Monomorfik VT'de
hastanın nabzının olup olmadığı çok önemlidir. Ritmin görüldüğü bilinci kapalı hastalarda
ilk yapılması gereken nabız kontrolüdür. Nabızsız VT'yi ayırt etmek önemlidir. Çünkü bir
kardiyak arrest ritmidir.
Resim 23: Ventriküler taşikardi
Ventriküler taşikardi, mitral kapak hastalıklarında, Organik kalp hastalıklarında,
AKS'de, hipokside, asidozda, İlaç (digital toksitesi, antiaritmikler, trisiklikler) kullanımda
karşımıza çıkabilir.
VT nadiren tolere edilebilir ve semptom göstermez, genelde ciddi klinik oluşturur ve
hızlı müdahale gerektirir. Taşiaritmi bulguları (göğüs ağrısı, hipotansiyon, bilinç durumu
değişiklikleri, çarpıntı) karşımıza çıkar. Taşiaritmi tedavi akış şeması basamakları
uygulanmalıdır.
20
b) Polimormik Ventriküler Taşikardisi (Torsade De Pointes)
Ventriküller depolarizasyonun geç döneminde oluşan, bir ventriküler erken vuru
tarafından başlatılan ve sıklıkla kendiliğinden sonlanıp, birkaç saniye ya da birkaç dakika
sonra kendiliğinden tekrar başlayabilen bir ventriküler taşikardi çeşididir. Polimormik VT,
tek bir derivasyonda 5-20 vuruda bir QRS aksının yer değiştirmesidir. Mekanizmasında
birden farklı odaktan erken vurular çıkmaktadır. Bu nedenle ardardına gelen dalgalar
birbirine benzemez ve amplütüdleri birbirinden farklıdır. Ventriküler fibrilasyona dönüşerek
ani ölüme yol açabilir. QRS kompleksleri, eksen sapmaları nedeni ile izoelektrik hat
üzerinde döndüğü için Torsade De Pointes (dalgaların dansı) ismi ile adlandırılmıştır.
Resim 24: Torsade de pointes; Ritim akselere kavşak ritimle devam ederken, Torsade De Pointes'e dönmüş. Izoelektrik
hattın, üstüne çıkıp, altına inen genişlemiş QRS dalgaları görülmektedir.
Torsede De Pointes, bazı ilaçların (kinidin, prokainamid, disopramid, sotalol,
amiodaron, pentozasinler, trisiklik antidepresanlar) kullanımında, elektrolit bozukluklarında
(hipokalemi, hipomagnezemi), kardiyak nedenlerle (miyokard iskemisi ve enfarktüsü,
reperfüzyon, miyokardit, mitral kapak prolapsusu), semptomatik bradiaritmilerden sonra
(sinüs bradikardisi, AV tam blok), akut santral sinir sistemi lezyonlarında ve hipotermide
karşımıza çıkabilir. Semptom olarak taşiaritmi semptomları görülür.
Tedavide, mümkünse altta yatan neden (hipokalemi, hipomagnezemi, hipotermi),
araştırılmalıdır. Alanda, Magnezyum Sülfat 1-2 g IV, 10 dakika içerisinde gidecek şekilde
kullanımı uygulanabilir.
Hastane öncesi acil bakımda taşiaritmilerde kesin tanı koymak için zaman
kaybedilmemelidir. Bunun yerine öncelikle anstabil bulguların varlığı saptanmalı,
daha sonra QRS genişliğine göre sınıflandırma yapılmalıdır.
Taşiaritmilerin önemli bir kısmı altta yatan nedenle ilişkilidir. Öncelikle altta
yatan neden araştırılmalı, ona yönelik tedavi yaklaşımı yapılmalıdır (Örneğin;
hipoksisi olan bir hastada, oksijenizasyonun sağlanmasına bağlı olarak kalp atım
hızının sağlanması gibi).
21
1.3
TAŞİARİTMİLERDE HASTANE ÖNCESİ ACİL BAKIM
Taşiaritmilerde hastane öncesi acil bakım, genel yaklaşımdan çok farklı değildir.
Taşiaritmisi olan hastada öncelikle anstabil bulgular değerlendirilir. Anstabil bulguların var
olduğu tüm taşiaritmisi olan hastalarda, ritmin ne olduğuna bakılmaksızın yaklaşım aynıdır.
Taşiaritmik hastada temel anstabil bulgu, tüm aritmilerde olduğu gibi hemodinamik
stabilitenin olmamasıdır. Hemodinamik stabilitenin olduğu hastalarda ise tedavi yaklaşımı
QRS genişliğine göre ve ritmin düzenli olup olmamasına göre farklılık gösterir.
Dar QRS
Geniş QRS
 Atriyal Taşikardi,
 Ventrikuler Taşikardi (VT)
 Atriyal Flutter,
 Polimormik VT,
 Atriyal Fibrilasyon,
 Pre-eksitasyonlu Supraventrikuler Taşikardiler,
 AV Nodal Re-entrant Taşikardi (AVNRT),
 Dal bloklu Supraventrikuler Taşi-kardiler
 AV Re-entrant Taşikardi (AVRT).
Sinüs taşikardisi en fazla karşılaşılan taşiaritmidir. Çoğu zaman altta yatan nedene
bağlı olarak ortaya çıkmakta ve genellikle klinik oluşturmamaktadır. Sinüs taşikardisi olan
hastada tedavi nedene yönelik yapılır, taşiaritminin sonlandırılmasına yönelik doğrudan
müdahalede bulunmaz. Nedene bağlı olarak; oksijen desteğinin sağlanması, sıvı
replasmanı, vücut ısısının kontrol altına alınması, hastanın sakinleştirmesi ve
pozisyonunun düzeltilmesi, sinüs taşikardisi olan hastada genellikle kalp atım hızını azaltır.
Taşiaritmilerde nabız sayısı 150'nin altında kaldığı sürece, genelde klinik özellik
oluşmaz.
1.3.1 Taşiaritmilerde Anstabil Bulgular
Hastada kardiyak outputu bozacak bir taşiaritminin olması, hemodinamik stabiliteyi
olumsuz etkiler. Hemodinamik stabilitenin olmaması ile ortaya çıkacak olan perfüzyon
yetersizliğinden ilk etkilenecek olan merkezi sinir sistemidir. Bu nedenle taşiaritmisi olan
hastalarda hipotansiyonla birlikte bilinç durum değişikliklerinin olması, en temel anstabil
bulgulardır. Taşiaritmilerde anstabil bulguları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
 Bilinç düzeyinde azalma,
 Sistolik Kan Basıncının 90 mm/Hg'nın altında olması,
 AMI bulguları (göğüs ağrısı),
 Solunum sıkıntısı,
 Pulmoner ödeme bağlı kalp yetmezliği.
Sadece ritim hastanın total bulgularını vermekte yetersiz kalır. Yanlış tanı ve tedavi yapmamak için
sadece ritme bakarak karar vermeyin, ritim ile birlikte hastanın kliniğini de değerlendirin. Hastada ki
semptom ve bulguları değerlendirirken; solunum, oksijen saturasyonu, kalp ritmi, kan basıncı, bilinç
seviyesi ve organ yetmezliğini gösteren diğer bulguları değerlendiriniz.
22
1.3.2 Taşiaritmide Hastane Öncesi Yaklaşım İlkeleri
Taşiaritminin tanılanması ile birlikte, öncelikle hastada var olabilecek anstabil
bulgular araştırılır. Taşiaritmi ile birlikte hemodinamik stabilitenin kötü olma yani hastada
bilinç durum değişikliği ile birlikte hipotansiyonun olması durumunda ilk düşünülmesi
gereken sekronize kardiyoversiyon olmalıdır. Kardiyoversiyon uygulaması için bilinci
açık hastada öncelikle sedasyon sağlanmalı, bunun için 2,5 mg midazolam IV yavaş
yapılmalıdır
Hastanın damar yolu %0,9 NaCI il açılmalı, sistolik kan basıncı 90 mm/Hg'nın
üzerinde olacak şekilde sıvı gönderilmelidir. Ritimde düzelme olana kadar, 3 defaya kadar
ardışık kardiyoversiyon yapılmalı, her uygulamadan sonra ritim ve nabız mutlaka kontrol
edilmelidir. 3 ardışık kardiyoversiyona rağmen ritimde bir düzelme olmadıysa, 300 mg
Amiadaron IV, 20 cc %5 dekstrozla sulandırılarak, 10-20 dakika arasında gidecek şekilde
verilmelidir. İlaç uygulaması tamamlandıktan sonra bir defa daha kardiyoversiyon
uygulanmalıdır.
23
Şekil 25. Anstabil taşiaritmi tedavi akış şeması
Kardiyoversiyon enerji düzeyi
VT'de nabız alınamıyorsa, kardiyopulmoner resüsitasyona başlanmalıdır.
24
Hastada anstabil bulgular yok ise öncelikle QRS genişliği değerlendirilmelidir.
Hastada geniş QRS'li taşikardi mevcut ise ritmin düzenli olup olmadığı değerlendirilmeli,
tedavi akışı ona göre yönlendirilmelidir.
Olası geniş QRS'li taşikardiler
Düzenli
Düzensiz
Ventriküler Taşikardi (VT),
Polimormik VT,
Pre-eksitasyonlu SVT,
Pre-eksitasyonlu AF,
Dal bloklu SVT,
Dal bloklu AF.
Geniş QRS'li taşikardi de ritim düzenli ise olası ritim muhtemelen monomorfik VT'dir.
VT'de ilk düşünülmesi gereken ilaç, Amiodaron'dur. Amiodaron 300 mg IV, 20 cc %5
dekstroz ile sulandırılarak, 10-20 dakika arasında gidecek şekilde verilmelidir.
Amiodaron'un bulunmaması durumunda hastaya 1,5 mg/kg'a olacak şekilde %2'lik lidokain
verilir.
Dal bloğu ve pre-eksitasyon ile birlikte görülen düzenli supraventriküler taşikardilerde
de QRS genişliğinin normal sınırların üzerinde olabileceği unutulmamalıdır. Bu ritimlerin
saptanması durumunda, düzenli dar QRS taşikardi tedavisi yapılmalıdır.
Geniş QRS'li taşikardi de ritim düzensiz ise, olası ritim büyük olasılıkla dal bloklu
AF'dir. Bununla birlikte pre-eksitasyonlu AF'de görülebilir. Nadirde olsa görülebilecek bir
diğer ritimde polimormik VT'dir. Dal Bloklu ve pre-eksitasyonlu AF'de dar QRS'li düzensiz
taşikardi tedavisi takip edilmelidir.
Pre-eksitasyonlu AF'de (hızlı ventriküler yanıtlı), Adenozin ve Diltiazem uygulamadan
kaçınılmalı, hastaya Amiodaron 300 mg, 20 cc %5 dekstroz ile sulandırılarak, 10-20 dakika
arasında gidecek şekilde verilmelidir. Polimormik VT'de anstabil bulguların görülme
olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle öncelikle anstabil bulgular iyi araştırılmalı, nabız
kontrolü yapılmalıdır. Polimormik VT'de nabız var ise hastaya 2 g magnezyum sülfat IV,
100 mL %0,9 NaCI ile sulandırarak 10 dakikada gidecek şekilde verilmelidir.
Polimormik VT çoğunlukla
kardiyoversiyonu gerektirir.
anstabil
bulguları
taşır
ve
ivedilikle
25
Şekil 26: Stabil Geniş QRS'li Taşiaritmi tedavi akış şeması
Hastada dar QRS'li taşikardi mevcut ise öncelikle düzenli olup olmadığı
değerlendirilmelidir. Dar QRS'li taşikardide ritim düzensiz ise muhtemel ritim AF'dir. Bu
durumda öncelikle ventriküler hız kontrol altına alınmalıdır. Bu amaçla hastaya 5
Meteprolol IV yavaş verilmeli, yeterli etki sağlanana kadar beş dakika ara ile 3 defaya
kadar tekrarlanmalıdır. Meteprolol'ün olmaması durumun da Diltiazem'de tercih
edilebilir(Hızlı ventriküler yanıtlı AF’de tercih edilmemelidir). Dar QRS'li taşikardilerde
Meteprolol ya da Diltiazem uygulamasına rağmen düzelme olmazsa ya da hastada sistolik
kan basıncı 100 mmHg'nın altında ise Amiodaron uygulanmalıdır.
Eğer ritim düzenli ise hastaya vagal manevralar uygulanmalıdır. Vagal manevraların
26
sonuçsuz kalması durumunda, Adenozin 6 mg IV puşe hızlı, 1-3 saniyede gidecek şekilde
uygulanmalı, yeterli etki sağlanamaması durumunda 12 mg Adenozin, iki defaya kadar
tekrarlanmalıdır. Adenozin uygulamalarından sonra, 10 cc %0,9 NaCI puşe
uygulanmalıdır. Eğer Adenozin yok ise Meteprolol 5 mg IV yavaş uygulanmalı, yeterli etki
sağlanana kadar beşer dakika ara ile 3 kez tekrarlanmalıdır. Meteprolol hipotansiyon ve
solunum sıkıntısı durumunda uygulanmamalıdır. Dar ORS'li taşikardilerde Adenozin ve
Meteprolole alternatif olarak kullanılabilecek bir diğer ilaç ise Diltiazem'dir. Diltiazem
hastaya 0,25 mg/kg'a IV uygulanmalıdır.
1.3.2.1 Vagal Manevralar
Vagal manevralar ile nervus vagus üzerinde bası oluşturarak, parasempatik yanıt
oluşturmak, bu yolla oluşturulacak olan vagal stimülasyonla, sinüs düğümde uyarı hızını
azaltmak ve AV iletim hızını azaltmak amaçlanır. Vagal manevralar, hemodinamik
stabilitesi olan ritim hızı dakikada 150'nin üzerinde olan dar ORS'li düzenli taşikardilerde
uygulanabilir.
Vagal manevralar;
 karotis sinüs masajı,
 valsalva manevrası,
 zorlu solunum,
 hastayı öksürtme,
 öğürtme,
 göz kapakları üzerine bası uygulama ve
 yüze buzlu su uygulama
Gibi uygulamaları kapsar.
Yetişkin hastalarda en etkili uygulamalar karotis masajı ve valsalva manevrası iken,
pediatride yüze buzlu su uygulamaktır. Uygulama sırasında hasta oturur ya da sırt üstü
yatar pozisyonda olmalıdır. Ambulansta ya da ortamda bulunan kuvvetli ışıklar kapatılmalı,
ambulans kabini oda sıcaklığına ayarlanmalıdır.
1.3.2.1.1 Karotis Sinüs Masajı
Teknik;
 Daima tek taraflı ve monitörizasyon takibi ile yapılmalıdır.
 Masaja başlamadan önce hastanın damar yolu açılmış olmalıdır.
 Her iki karotiste palpe edilip, atım olduğundan emin olunmalıdır.
 Baş ekstansiyonda ve masaj yapılacak tarafın aksi tarafına hafif çevrili olmalıdır.
Bunun için ensenin altına küçük bir yastık konulabilir. Öncelikle uygulama sağ karotisten
denenmelidir.
 Uygulama yapılacak karotis arteri palpe edilmeli, arter üzerine ortadaki parmaklar
(iki, üç ve dördüncü parmaklar) konulmalıdır.
 Karotis arter üzerine 10-15 saniye bası uygulanarak, saat yönünde dairesel
hareketler ile masaj yapılır.
27
 Masajlar sırasında bası vertebralara doğru uygulanmalıdır.
 Başarısız olunması durumunda diğer taraftan da teknik denenmelidir.
 Başarısızlık durumunda 5 dakikadan daha fazla zaman kaybedilmemelidir.
Daha önce inme geçiren, MI ve ventriküler taşikardisi öyküsü olan hastalarda
olumsuz kardiyovasküler ve nörolojik sekellere neden olabilir.
1.3.2.1.2 Valsalva Manevrası
Teknik;
 Hastaya 2-3 defa derin nefes alıp-vermesi söylenmelidir.
 Hasta sonraki bir nefesini tutar ve ıkınır, ıkınma işlemi 10 saniye kadar devam
etmelidir.
 Hastanın burun deliklerinin kapatılması manevranın etkinliğini arttırır.
1.3.2.1.3 Vagal Manevraların Komplikasyonları
Vagal manevraların uygulanmasında son derece sınırlı olmakla birlikte, bazı
komplikasyonlarla karşılaşılabilir. Bu komplikasyonları başlıcaları aşağıdaki gibidir.
 Aterosklerotik hastalığı olanlarda, trombüse neden olabilir.
 Beyinde iskemiye neden olabilir.
 Karotis masajı kan basıncında ani düşüşe neden olabilir.
 Asistoliye neden olabilir.
28
Şekil 28: Stabil Dar QRS'li Taşiaritmi tedavi akış şeması
Download