Anormal Alt Üriner Sistem Bulguları Olan Hastalarda Böbrek Nakli

advertisement
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;4:96-104
Anormal Alt Üriner Sistem Bulguları Olan Hastalarda
Böbrek Nakli
Yarkın Kamil Yakupoğlu1, Fatih Ataç2
1Ondokuz
2Samsun
Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Samsun, Türkiye
Gazi Devlet Hastanesi, Üroloji Kliniği, Samsun, Türkiye
DOI:10.4274/kiud.14
Anah­tar ke­li­me­ler
Mesane, böbrek nakli, alt üriner
sistem disfonksiyonu
Özet
Böbreklerin bütünlüğünün korunması ve kontinansın sağlanabilmesi,
mesanenin idrarı düşük basınç altında depolamasına ve belirli aralıklarla
eşzamanlı olarak sfinkter kompleksi gevşerken tam olarak idrarı
boşaltmasına bağlıdır. Anormal bir üriner trakt renal transplantasyon için
kontrendikasyon değildir ancak, nakil öncesinde ve sonrasında mesane/
sfinkter disfonksiyonu bilinmelidir. Son dönem böbrek yetmezliği nedeniyle
renal transplantasyon yapılan hastaların yaklaşık %15-20’de eşlik eden
üriner trakt anomalileri mevcut olup, bu durum pediatrik popülasyonda
daha ön plandadır. Bu çocukların da yaklaşık %20-30’da potansiyel
mesane problemleri vardır.
Başarılı bir renal transplantasyon için alt üriner sistemin bütünlüğü gerekli
olup, belirli popülasyonlarda yeterli araştırma mutlaka yapılmalıdır. Her
zaman öncelikle greftin nativ mesaneye implantasyonu tercih edilir.
Mesanenin uygun olmadığı durumlarda cerrahi düzeltme gerekli olabilir.
İleriye dönük uygun planlama, mümkünse multidisipliner yaklaşımla
gerçekleştirilmelidir.
Giriş
Böbreklerin bütünlüğünün korunması ve kontinansın
sağlanabilmesi, mesanenin idrarı düşük basınç altında
depolamasına ve belirli aralıklarla eşzamanlı olarak sfinkter
kompleksi gevşerken tam olarak idrarı boşaltmasına
bağlıdır. Anormal bir üriner trakt renal transplantasyon
için kontrendikasyon değildir ancak, nakil öncesinde ve
sonrasında mesane/sfinkter disfonksiyonu bilinmelidir. Bu
yazıda, böbrek nakli alıcı adayında mesane disfonksiyonuna
yol açan nedenler, değerlendirme ve tedavi yöntemlerinden
bahsedilecektir.
Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) nedeniyle renal
transplantasyon yapılan hastaların yaklaşık %15-20’de
eşlik eden üriner trakt anomalileri mevcut olup, bu durum
pediatrik popülasyonda daha ön plandadır1. Bu çocukların
da yaklaşık %20-30’da potansiyel mesane problemleri
vardır2-4. Öykülerinde posterior üretral valv (PÜV), prunebelly sendromu (PBS), nöropatik işeme disfonksiyonu (NİD),
Ochoa ve Hinman sendromu, anorektal malformasyon
96
öyküsü ve persistan kloaka olanlar, mesane disfonksiyonu
açısından risk altındadırlar. Bu hastalıkların bazılarında,
SDBY gelişimi renal displaziye eşlik eden konjenital anomali
sonucunda izlenirken (PÜV, PBS, persistan kloaka),5-7
NİD’de olduğu gibi konjenital ya da kazanılmış olsun, renal
hasar mesane disfonksiyonu sonucunda gelişir ve bu
durum iyi bir tedavi planlaması ile önlenebilir8.
SDBY altta yatan ürolojik anomaliye bağlı olarak gelişmişse
(PÜV, PBS, NİB, vb.), nativ böbreklerde hasarlanmaya yol
açan mesanenin transplant böbrek üzerinde de negatif
etki yapabileceği öngörülebilir. Mesane disfonksiyonunun
tedavi edilmemesi halinde, greft fonksiyonlarının olumsuz
etkilediğini gösteren birçok veri mevcuttur. Bu durumu
ilk defa 1988 yılında Reinberg ve ark. PÜV’li çocuklarda
göstermişler9, bunu benzer raporlar takip etmiştir10,11.
Yapısal anomalilerin düzeltilerek, mesanenin depolama ve
boşaltma fonksiyonlarının optimize edilmesinin nakil öncesi
dönemde gerçekleştirilmesi önerilmektedir12. Bu şekilde
mesane fonksiyonlarının düzeltilmesi böbrek yetmezliğinin
ilerleme
sürecini
yavaşlatıp,
transplantasyonun
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;4:96-104
geciktirilmesini sağlayabilir13. Genel olarak alt üriner
sistem ile ilgili planlanan rekonstrüktif girişimlerin ideal
olarak transplantasyon öncesi uygulanması önerilmesine
rağmen, bu her zaman mümkün olmayabilir. Tuvalet
eğitimini tamamlamamış çocuklarda gelecekteki kontinans
durumunu tahmin etmek oldukça zor olabilir. Poliürik olan
bir hastada normal diürez sağlandığında, mesanenin nasıl
bir yanıt vereceğini öngörmek oldukça zordur. Benzer
bir şekilde uzun bir süredir oligürik ya da anürik olan
mesanenin gelecekteki fonksiyonunu tahmin etmek zor
olabilir.
Valv mesanelerde ya da gergin spinal kordlu olgularda
olduğu gibi, başlangıçta normal olan mesane
fonksiyonlarının
zaman
içerisinde
bozulabileceği
unutulmamalıdır. Bu durumun tam tersi de doğrudur. Poliüri
durumunda, yetersiz kapasite veya kompliyansa sahip bir
mesanenin transplantasyon sonrasında, idrar çıkımının
normale dönmesi ile fonksiyonları yeterli hale gelebilir.
Mesane Fonksiyonlarının Değerlendirilmesi
Bilinen ya da şüphe edilen genitoüriner bozukluğu
olan SDBY hastalarının mesane fonksiyonlarının
değerlendirilmesi gerekir. Bütün pediatrik hastalarda,
transplantasyon öncesinde üriner traktın tamamının
değerlendirilmesi gereklidir. Errando ve ark. 475
transplant alıcısının %6,9’una (1) alt üriner sistem
semptomları, (2) disfonksiyone mesane ve (3) kompleks
ürolojik öykü varlığında ürodinamik inceleme yapmışlar
ve araştırılan hastaların %45’de anormal ürodinamik
bulgulara rastlanmıştır14. Genel bir kural olarak, anüri
öncesi normal olan disfonksiyone mesaneler herhangi
bir girişime gereksinim duymadan, diürezin başlamasıyla
fonksiyonlarını geri kazanırlar15. Ancak önceden bozukluğu
bulunan mesaneler için bu durum geçerli değildir.
Değerlendirmeye, işenen volümü, sıklığı, inkontinans
ataklarını, varsa noktüri ve nokturnal enürezisi kapsayacak
biçimde bir kaç gün süreyle tutulan işeme günlüklerini de
içeren, detaylı bir öykü ile başlanmalıdır. Anürik hastalarda,
anüri öncesi öykü çok değerlidir. Birçok alt üriner sistem
anomali olgusunda yapılacak bir işeme sistoüretrografisi
(İSÜG) ile mesanenin konturlarını ve yaklaşık olarak
kapasitesini belirlemek mümkün olabilir. Böylelikle üretral
anatomi ortaya konulurken, vezikoüreteral reflünün (VÜR)
varlığı da gösterilebilir. İdrar akım eğrisinin şekli, maksimal
ve ortalama idrar akım hızları ve artık idrar volümünü
içeren noninvaziv ürodinamik çalışmalar da hastaların
değerlendirilmesinde önemli bir yer tutar. Semptomsuz
hastaların çoğunda belirgin mesane disfonksiyonu
olmadığını göstermek için, normal bir idrar akım çalışması
ve ultrasonografik olarak artık idrar kalmadığını göstermek
yeterlidir. Bozuk idrar akım çalışması veya yetersiz mesane
boşaltımı durumsal olabilir ve bu durumda testlerin tekrar
edilmesi gerekir16.
Mesane kapasitesi ve kompliyansının kuşkulu, idrar akım
eğrisinin bozuk olduğu veya mesane disfonksiyonuna ait
öykü bulunması hallerinde, sistomanometriyi ve pelvik
taban elektromyografisini de içeren invaziv ürodinamik
çalışmalar yapılmalıdır. Bu tip olgularda sistomanometri
ile eşzamanlı olarak yapılan videoürodinami (İSÜG) en
kullanışlı yöntemdir.
Transplantasyon
öncesi
dönemde
gerçekleştirilen
ürolojik değerlendirmenin amacı, mevcut olan mesane
disfonksiyonunu teşhis ve tedavi ederek sonuçları
iyileştirmektir1. Ramirez ve ark.’nın retrospektif olarak
inceledikleri 271 pediatrik renal transplant olgusunda
İSÜG’ün 8 yaşından küçük çocuklarda faydalı olduğunu
gösterirken17, ürolojik hastalık öyküsü ya da semptomları
olmayan erişkinlerde İSÜG gereksizdir18. Sistoskopi ise,
üriner akımın bozuk, artık idrar miktarının artmış ya da
üretranın kateterizasyonunda problem olan hastalarda
yapılmalıdır. Bu olgularda obstrüksiyon dışlanmışsa,
NİD tanısını dışlayabilmek için spinal kordun manyetik
rezonans incelemesini de içeren nörolojik değerlendirme
yapılmalıdır.
Bu değerlendirmeler tamamlandıktan sonra alt üriner
sistemin yeterliliği hakkında bir yorum yapılabilir.
Kullanılabilir bir mesane için ölçütler; mesane kapasitesi,
kompliyans, mesanenin tam olarak boşalabilme yeteneği
ve üriner kontinansa bağlıdır. VÜR varlığı da mutlaka
değerlendirilecek parametreler arasında yer almalıdır.
Mesane kapasitesi yaşa bağlı olarak değişiklik
gösterir. Çeşitli formüller kullanılarak o yaş için mesane
kapasitesinin yeterli olup olmadığı değerlendirilmeye
çalışılır. Yenidoğanın mesane kapasitesinin yaklaşık 30 mL
olduğu ve puberteye kadar geçen her yıl için yaklaşık 30
mL artış gösterdiğinden yola çıkılarak kullanılan, (yaş+1)
x30=mL olarak mesane kapasitesi formülü oldukça
kullanışlıdır. Bunun yanında infantlar için 7 mL/kg şeklinde
mesane kapasitesi hesaplanabilir. Özellikle hastanın yaşının
kullanıldığı hesaplamalarda, vücut yapısının normal olduğu
düşünülür. Oysaki spina bifida ya da SDBY hastalarında
sıklıkla bu durum geçerli değildir. Bu nedenle özellikle bu
97
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;4:96-104
popülasyonla uğraşırken vücut ağırlığının her bir kg için 7
mL formülünü kullanmak tercih edilmelidir19.
Mesane kompliyansı, mesane hacmindeki değişimin,
intravezikal basınçtaki değişime bölünmesiyle hesaplanır
ve 10 mL/cmH2O basıncından büyük olmalıdır. Normalde
mesane oldukça kompliyan olup, idrar depolanması
düşük basınçlarda gerçekleşir. Mesane dolumu ile birlikte,
basınç yavaşça artar ve kişi işeme isteği duyar. Azalmış
mesane kompliyansı, basınç/volüm eğrisinde dikleşme ile
karakterize olan mesane distansiyonunun yetersizliğine ve
küçük volüm değişiklikleri için hızlı basınç artışlarına işaret
eder20. McGuire ve ark. detrusor basıncının sürekli olarak
40 cmH2O’dan yüksek seyretmesinin, üst üriner sistemde
hasara yol açacağını bildirmiştir21.
Mesane Disfonksiyonunun Tedavisinde Genel Yaklaşımlar
Bir mesanenin renal greft alabilecek hale gelmesi için genel
olarak: (1) spontan işemenin mümkün olmadığı durumlarda
boşalmayı sağlayabilecek bir metot uygulamak; (2)
mesane kapasitesi ve kompliyansını yeniden kazandırmak;
ve (3) sfinkter yetmezliğine bağlı üriner inkontinans
mevcutsa, mesane çıkım direncini arttıracak uygulamalar
gerçekleştirilmelidir. Üriner inkontinansı düzeltmek, renal
transplantasyonun fonksiyonel sonuçlarını etkilemese de,
yaşam kalitesini arttıracaktır22.
Renal transplantasyon için bekleme zamanı uzamışsa
ya da yeni semptomlar ortaya çıkmışsa, fonksiyonel bir
mesaneyi yeniden değerlendirmek gerekebilir. Transplant
öncesi dönemde mesane fonksiyonları normal olan
çocuklar ve adolesanlarda dahi renal transplantasyon
sonrası dönemde mesane disfonksiyonu görülebileceği
için yakın takip gereklidir23,24.
Mesane Boşaltımını İyileştirici Yöntemler
Mesanenin periyodik ve tam olarak boşaltılması
intravezikal basıncın düşük kalmasında, üriner kontinansın
sağlanmasında ve enfeksiyonların önlenmesinde önemli
bir yer tutar. Kronik üriner retansiyon, taşma inkontinansı
ve üriner trakt enfeksiyonları gelişimine yol açabilir.
İntravezikal basıncın yüksek olduğu durumlarda, VÜR eşlik
etsin ya da etmesin hidroüreteronefroz gelişerek renal hasar
oluşmasına yol açabilir. Mesane boynu düz kas yapısında
gevşemeye neden olan alfa blokerler gibi ilaçlar kullanılabilir
ancak bunların NİD ya da PÜV’li hastalarda etkinliği
kanıtlanamamıştır25. Erişkin hastalarda ise alt üriner sistem
98
semptomlarında semptomatik iyileşme izlenmiştir26,27.
Yüksek spinal kord lezyonlarında mesane boşaltımını
iyileştirmek için sfinkter mekanizmasına yapılacak
botulinum A toksini enjeksiyonları faydalı olabilir ancak
etkinlik kısa sürelidir28. Mesanenin yetersiz boşaltılabildiği
bir çok olguda temiz aralıklı kateterizasyon (TAK) gereklidir.
TAK renal transplant alıcılarında immünsupresyona bağlı
olarak daha yüksek morbiditeye sahip olmasına rağmen,
uygulama kolaylığı, oluşturduğu pozitif psikolojik etki ve
alternatif tedavi yöntemleri ile benzer morbiditeye sahip
olması nedeniyle tercih edilen yöntemdir29.
Anatomik nedenler ya da hasta uyumsuzluğu nedeniyle
üretral kateterizasyonun mümkün olmadığı durumlarda,
kateterize edilebilir bir abdominal stoma oluşturulması
gereklidir. İlk defa 1980 yılında Mitrofanoff tarafından tarif
edildikten sonra30, kontinan apendikovezikostomi dünyada
bir çok hasta üzerinde uygulanarak, bu hastaların inkontinan
üriner diversiyonla yaşamalarının önüne geçmiştir. Apendiksin
kullanılamadığı durumlarda ise, yeniden şekillendirilmiş
ileal ya da kolonik kondüitler kullanılabilir31. Nativ mesane
ya da mesaneyi ogmente etmek için kullanılmış intestinal
segmente, apendiks ya da intestinal kanal implante edilirken,
submukozal tünel oluşturulmalıdır. Çoğunlukla stoma
oluşturulurken, kozmetik ve anatomik nedenlerden dolayı
mümkün olduğunca umbilikus çevresi tercih edilmelidir32.
Kapasite ve Kompliyansı Arttırıcı Yöntemler
Çok çeşitli nedenlere bağlı olarak düşük kompliyanslı, küçük
mesane gelişebilir. Anüri veya supravezikal diversiyona bağlı
olarak daha önceden normal olan bir mesane küçülerek
fonksiyon kaybına uğrayabilir. Bu tip mesaneler çoğunlukla
andiversiyon ya da transplantasyon sonrasında normal
kapasite ve kompliyanslarına geri dönerek fonksiyonlarını
yeniden kazanırlar. Transplantasyon öncesinde bu
hastalarda serum fizyolojik kullanarak mesaneye doldur
boşalt (cycling) uygulamak hasta konforunu bozucu ve de
gereksizdir25.
Mesane ekstrofisi veya inkontinan epispadias olgularında
olduğu gibi mesane anatomik olarak küçük olabilir. Hasta
inkontinan olduğu müddetçe, küçük bir mesane üst üriner
sistem için herhangi bir tehdit oluşturmaz. Ancak kuruluk
elde etmek için cerrahi olarak mesane çıkım direncinin
arttırılması, mesane içi basınç artışı ve hidronefroz
gelişimine yol açacaktır. Bu tip mesaneler, yeniden
yapılandırılmış ileum ya da sigmoid kolon kullanılarak
ogmente edilmelidir.
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;4:96-104
NİD olan hastalarda, anatomik olarak normal ancak
fonksiyonel olarak küçük mesaneler (30 cmH2O’dan
düşük güvenli basınçlarda, küçük kapasiteli mesaneler)
bulunabilir. Azalmış kapasite ya da kompliyansın nedeni
hipertrofik detrusor kası ise, antimuskarinik tedavi ya
da detrusor kas içine yapılacak botulinum A toksin
enjeksiyonlarından fayda görebilirler. Antimuskarinik
ajanlar yan etkilere sahip olmalarına rağmen, uzun süreli
kullanımda etkin ve de genellikle iyi tolere edilen ajanlar olup,
cerrahi ogmentasyon öncesinde mutlaka denenmelidirler.
Botulinum toksin enjeksiyonlarının sınırlı ve geçici bir etkisi
olduğu için, uzun dönem uygulamalar için kullanışsızdır33.
Bu iki yöntemin etkili olabilmesi, azalmış kompliyansın
nedeninin detrusor kaynaklı olmasını gerektirir. Eğer neden
artmış kollajen birikimine bağlı ise, bu durumda sadece
mesane ogmentasyonu çözüm olacaktır.
Bugüne kadar çeşitli ogmentasyon sistoplati teknikleri
tariflenmiştir. Genel olarak, intestinal rekonstrüksiyonlarda
karşılaşılan, gastrointestinal komplikasyonların, hiperkloremik
asidozun ve mukus birikiminin izlenmemesi (obstrüksiyon,
taş oluşumu ve enfeksiyonla ilişkili olarak) nedeniyle,
üreterosistoplasti tercih edilen yöntem olmalıdır1,34-38.
Bütün bunların yanında transizyonel epitel kullanımına bağlı
olarak, daha önceleri ogmentasyon enterosistoplasti ile
ilişkilendirilen malignensi gelişim riski de önlenmektedir1.
Ancak bu yaklaşım sadece belirgin dilate üreterleri olan kısıtlı
sayıda hastada mümkün olabilmektedir. Biz de bugüne kadar
5 hastamızda renal transplantasyonla eş zamanlı olarak
başarıyla üreterosistoplasti uyguladık.
Gastrosistoplasti, üriner trakt enfeksiyonlarından kimyasal
etkiyle koruma sağlaması, azalmış hiperkloremik asidoz
ve mukus birikimi riski nedeniyle çekici bir alternatif olarak
değerlendirilebilir2. Bütün bu avantajların yanında alkaloz,
dizüri, hematüri, mesane ülserasyonu ve perforasyon
riskleri
nedeniyle
güncelliğini
kaybetmiştir39,40.
Komplikasyonlarının sıklığına rağmen, ileum, ileoçekal
valv ya da inen/sigmoid kolon kullanılarak gerçekleştirilen
enterosistoplasti en sık uygulanan yöntemdir41.
Postoperatif dönemde üriner trakt enfeksiyon riski yüksek
olup, hemen hemen bütün hastaların dikkatlice TAK
uygulamaları gerekmektedir. Ek olarak bu hastalarda
düşük doz antibiyotik proflaksisi de sıklıkla önerilmektedir.
Kontinansı Sağlayıcı Yöntemler
Genel olarak inkontinans; (1) mesanenin idrarı boşaltamaması
(dolma-taşma inkontinansı); (2) düşük basınçlarda idrarı
depolayamama; (3) sfinkter mekanizmalarının yetersizliği;
ya da (4) sfinkter mekanizmasının ektopik üreterler ya da
fistüller gibi nedenlerle atlanılmasına bağlı olarak gelişir.
Sıklıkla birden fazla faktör bir arada yer alır. Detaylı bir
anamnez, görüntüleme ve de ürodinamik yöntemlerle
inkontinansın patofizyolojisi ortaya konulmalıdır.
Dolma taşma inkontinansı obstrüksiyonun ortadan
kaldırılması ya da, etiyolojik faktör detrusor kontraktilitesindeki
yetersizlik ise TAK yapılarak giderilir. Kötü kapasite ve
kompliyansa bağlı gelişen inkontinans için çözümlere
önceki bölümde değinilmiştir. Sfinkter yetmezliğine yönelik
tedavi planı yapılırken, mesanenin depolama kapasitesi göz
ardı edilmemelidir. Özellikle nöropatik sfinkter yetmezliği
olan hastalarda, mesane boynu ya da proksimal üretraya
enjekte edilecek kütle oluşturucu ajanların, kontinans elde
etmede sınırlı rolleri mevcuttur42.
Mesane boynunun “rekonstrüksiyonuna” yönelik birçok
yöntem tarif edilmiştir. Ekstrofi hastalarında elde edilen
sınırlı başarı haricinde, nöropatik inkontinansta bu
tip uygulamaların sonuçları yüz güldürücü olmamış
ve çoğunlukla terkedilmiştir42. Sfinkter yetmezliğinin
tedavisinin ilk basamağında yapay üriner sfinkter (YÜS)
yerleştirilmesi etkin bir yöntemdir. Sfinkter mesane
boynuna ya da postpubertal erkeklerde bulböz üretraya
yerleştirilebilir. Daha önceden cerrahi geçiren mesane
boynu ya da üretra üzerine yapılacak implantasyonlar
belirgin olarak başarı oranını düşürdüğü için, bu seçenek bir
kurtarma operasyonundan çok, ilk seçim olarak gündeme
alınmalıdır. Değişik merkezlerden %80’ler civarında
kontinans oranları bildirilmiştir42. Normal innervasyona
sahip mesanelerde spontan işeme kuralken, NİD olan
hastalar mesane boşaltımı için aralıklı kateterizasyona
gereksinim duyarlar. Bu olguların yaklaşık olarak yarısında
da, kapasite ogmentasyon yapılarak arttırılmalıdır. YÜS’nin
renal transplantasyon ile uyumu iyi anlaşılmış bir konudur42.
Hastanın kendi rektus fasyası ya da kadaverik fasya
lata, domuz intestinal submukozası gibi biyolojik
materyallerden hazırlanan aponevrotik askılar, genellikle
eş zamanlı gerçekleştirilen ogmentasyon sonucunda
yeterli mesane kapasitesi ve kompliyansına sahip, TAK
gerektiren kadın hastalarda etkilidir. Bunun yanında bazı
olumlu geribildirimlere rağmen, erkeklerde askı kullanımı
önerilmemektedir43.
Nörojenik inkontinansta, bazı yazarların ilk seçenek
olarak kullanmasına karşın, kateterize edilebilir bir kanal
oluşturularak mesane boynunun kapatılması, çoğunlukla
99
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;4:96-104
diğer bütün yöntemlerin başarısız kaldığı durumlarda
başvurulması gereken bir yöntemdir44.
Üriner Diversiyon
Mesanesi olmayan hastalarda, ileal ya da kolonik kondüit
gibi bir inkontinan diversiyon uygulanabilir. Bu tip
kondüitlere gerçekleştirilen transplantasyonların başarısı
sağlıklı bir biçimde ortaya konulmuştur45,46. Aynı zamanda
inkontinan bir stomadan kaçınmak için, kontinan bir üriner
rezervuar tercih edilebilir47.
Diversiyon, enterik mukozanın idrar ve alt üriner sistem
ile karşılaşmasına yol açarak, enterosistoplastilerdekine
benzer metabolik ve mukus sonucunda gelişen
komplikasyonların yanı sıra, uzun dönemde malignensi
gelişme riskini de beraberinde getirir. Postoperatif
dönemde izlenen majör komplikasyon ogmentasyonlarda
olduğu gibi idrar yolu enfeksiyonları olup, antibiyotik
proflaksisi önerilmektedir.
Duyarlı bir yaklaşımla, üriner diversiyondan önce nativ
üretra ya da Mitrofanoff prosedürü ile drene edilen
bir ogmentasyon düşünülmelidir. SDBY’de gelişen alt
üriner sistem hastalıklarında cerrahi tedavi stratejilerini
değerlendiren bir makalede, diversiyonun sadece kompleks
anomalisi olan hastalar ile sınırlandırılması önerilmektedir.
Kalıcı eksternal toplayıcı bir aletin oluşturabileceği kalıcı
psikososyal sekelin önüne geçebilmek için ise kontinan
diversiyonun tercih edilebileceği belirtilmiştir. Motivasyonu
düşük ya da TAK yapamayacak veya tolere edemeyecek
hastalarda ise inkontinan diversiyon kabul edilebilir bir
alternatiftir34.
Anormal Mesaneli Hastalarda Dikkat Edilmesi Gerekli
Diğer Konular
Vezikoüreteral Reflü
İdrarı yüksek basınçla depolayan ve boşaltan küçük
kapasiteli, azalmış kompliyanslı mesaneler üreterlerin
drenajını bozar ve VUR gelişme riski artış gösterir.
Her iki olay da renal hasarı arttırıcı rol oynar. Üreteral
hasarı belirlemede güncel referans değerlerin kullanımı
önerilmekle beraber, işeme sistoüretrografileri ile VÜR direk
olarak izlenebilir. Fizyolojik olarak yetersiz bir sistemde bu
her zaman yapılmalıdır48.
Yüksek dereceli VÜR, transplantasyon öncesi dönemde
herhangi bir sorun oluşturmasa dahi, tedavi edilmeyecek
olursa transplantasyon sonrasında artmış üriner
100
enfeksiyon riskini de beraberinde getirecektir49. Cerrahi
seçenekler arasında yer alan üreteral reimplantasyon
veya nefroüreterektomi, transplantasyon sonrasında
enfeksiyon riskinin azalmasına neden olur50-52. Renal
transplantasyon için bekleme listesinde olan VÜR’li
hastaların tedavisinde enjekte edilebilir, kütle oluşturucu
ajanlar da kullanılabilir53,54.
Cerrahi Girişimin Zamanlaması
Alt üriner sistem disfonksiyonunu (AÜSD) gidermeye
yönelik uygun cerrahi girişime karar verildikten sonra, renal
transplantasyonla ilgili olarak ne zaman gerçekleştirileceği
de planlanmalıdır. Mesane rekonstrüksiyonu renal
transplantasyondan önce, eş zamanlı ya da sonrasında
yapılabilir, ancak bu konunun transplantasyonun sonuçları
üzerine etkisi yeteri kadar incelenmemiştir.
Renal Transplantasyon Öncesi Gerçekleştirilen Cerrahi
Girişimler
Birçok yazar rekonstrüksiyonun renal transplantasyon
öncesinde gerçekleştirilmesini savunurlar1,2,55. Bu görüş,
SDBY’nin tamamen AÜSD sonucu geliştiği varsayımına
dayanır. Böylelikle önceden gerçekleştirilen rekonstrüksiyon
sonucunda, mesane iyileşmesi immünsupresyondan
olumsuz olarak etkilenmeyecektir56,57.
SDBY gelişimine kesin olarak kalıcı bir mesane anomalisi
neden olmuşsa, allogrefti aynı akıbetten korumak için gerekli
düzeltmeler transplantasyon öncesinde uygulanmalıdır.
Ancak AÜSD olan çocukların çoğunda, SDBY etiyolojisini
açıklayabilecek anormal gelişmiş böbrekler (özellikle PÜV
ya da PBS’de olduğu gibi bilateral renal displazi, unilateral
multikistik displastik ve kontralateral renal displazi ya da
soliter displastik böbrek) tabloya eşlik edebilirler6,38.
Renal transplantasyon öncesinde alt üriner sistem
rekonstrüksiyonu gerçekleştirilen hastalarda mükemmel
transplantasyon sonuçları bildirilmiştir58-60. Ancak bunun
yanında, SDBY’ne eşlik eden AÜSD olan çocuk hastaların
hepsinde mesane bozuklukları için tedavi gerekli değildir
ve birçok disfonksiyone mesane, allogreft için herhangi bir
problem oluşturmadan iyileşme eğilimindedir61-63. Bunlara
ek olarak, erken ürolojik girişim gereksinimini belirleyici
herhangi bir kriter mevcut olmayıp, konservatif yaklaşımla
rekonstrüktif girişim gereksinimi olmayan hastaların
komplikasyonlardan ve de hayat boyu TAK’den korunması
mümkün olabilir. Hatch ve ark. renal transplantasyon
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;4:96-104
öncesinde ogmentasyon yapılmasını savunmakla beraber,
sınırda olgularda transplantasyon sonrası dönemde yakın
takiple gidilerek, durumda bozulma izlendiğinde girişim
yapılmasını önermektedirler64.
Transplantasyon
öncesi
rekonstrüksiyon
yapmak,
beraberinde kendine has bir takım problemleri de
getirmektedir. Özellikle anürik hastalarda enterosistoplasti
ya da gastrosistoplasti sonucunda oluşturulan “kuru
sistoplastiler” içerisinde mukus ve asit birikimine bağlı
olarak ciddi iritasyon, enfeksiyon ve hatta potansiyel
olarak hayatı tehdit edebilen mesane perforasyonu
gelişebilir46,64,65. Thomalla ve ark. üriner akımın oluşturduğu
siklik ekspansiyon ve kontraksiyon olmaksızın, ogmente
mesanelerin kompliyansının azalabileceğini göstermiştir57.
Bu tip komplikasyonların önüne geçmek için düzenli
mesane yıkamalarının yapılması gereklidir. Önceden
yapılmış bir ogmentasyon sistoplasti, transplantasyon
ameliyatını özellikle üreter reimplantasyonu sırasında daha
zor bir hale getirecektir. Bu aşamada sistoplastinin vasküler
pedikülüne verilecek bir hasar, sistoplastinin nekrozu ile
sonuçlanacaktır65.
Renal Transplantasyon ile Eşzamanlı Girişim
Transplantasyonla eşzamanlı uygulanacak cerrahi girişim
sonucunda, hasta sadece tek bir ameliyata maruz
kalacaktır. Bu yaklaşıma karşı geliştirilen temel itiraz,
steroid temelli immünsupresif rejimlerin yara iyileşmesini
geciktirerek, doku kırılganlığını arttırması sonucunda, kuru
sistoplastilerde görülenlere benzer komplikasyonların
oluşmasına neden olabileceği yönündedir. Bunun
yanında, ogmentasyonla beraber renal transplantasyon
uygularken, allogreftte gecikmiş greft fonksiyonu ve greft
ömründe kısalmaya yol açabilecek intraoperatif cerrahi
komplikasyon risklerinde artış söz konusu olabilir. Bu tür
kaygılar geçerli olmakla beraber, günümüzde sınırlı sayıda
transplantasyonla eşzamanlı gerçekleştirilen onarımlara
bakarak buna karar vermek mümkün değildir.
Kim ve ark. perinatal asfiksiye bağlı SDBY gelişen 11
yaşındaki erkek çocuk hastada canlı vericili böbrek
nakliyle eşzamanlı olarak başarıyla üreterosistoplasti
uygulamıştır66. Jones ve ark. da, sakral myelomeningosele
bağlı komplikasyonalar sonucunda SDBY gelişen 21
yaşındaki erkek hastaya renal transplantasyonla eş zamanlı
olarak ileosistoplasti uygulamışlar ve 13 ay boyunca takip
etmişlerdir. Bu süreçte herhangi bir cerrahi komplikasyon
izlenmezken, greft fonksiyonları da stabil seyretmiştir.
Gündüz ve gece kontinansı için günlük bir pede gereksinim
duymuş, detrusor kontraksiyonları stabil hale geçmiş
ve mesane kapasitesi 8 kat artarak, mesane içi basınç
15 cmH2O ya kadar düşmüştür67. Dinckan ve ark. da 3
erişkin hastada renal transplantasyonla eş zamanlı olarak
uyguladıkları ileosistoplastilerde perioperatif herhangi
bir komplikasyon ya da rejeksiyon izlemezlerken, bunun
güvenli bir yaklaşım olduğunu belirtmişlerdir68.
Luke ve ark. da renal transplantasyonla eş zamanlı
üreterosistoplasti yaptıkları 2 hastada yeterli greft
fonksiyonu bildirirlerken, yüksek dereceli VÜR’ye bağlı
gelişen pyelonefritler tabloya eşlik etmiştir. Bu tablonun
büyük olasılıkla tünelsiz olarak gerçekleştirilen üreter
anastomozuna bağlı ortaya çıktığı düşünülmüş ve ilerleyen
zamanlarda gerçekleştirilen tünelli reimplantasyonla klinik
bulgular düzelmiştir69.
Bugüne kadar biz de ikisi pediatrik olmak üzere toplam
5 olguda renal transplantasyonla eş zamanlı olarak
başarıyla üreterosistoplasti uyguladık. Bütün allogreftler
halen fonksiyonel olup, hiçbir olguda rejeksiyon atağı
izlenmedi. Bir hastada transplantasyon sonrası diabetes
mellitus gelişirken, iki hastamızda birden çok sayıda akut
pyelonefrit atakları izledik.
Halen eş zamanlı rekonstrüktif cerrahinin potansiyeli tam
olarak açıklanamamış olmasına rağmen, tek aşamalı bir
cerrahi girişimin avantajları göz ardı edilmemelidir.
Renal Transplantasyon Sonrası Cerrahi Girişimler
Üçüncü bir seçenek ise cerrahi düzeltmenin renal
transplantasyon sonrasında yapılmasıdır. Cerrahi, renal
fonksiyonlar stabil hale gelip, immünsupresyonun düzeyi
azaltılıp yara iyileşmesini bozmayacak seviyelere geldiğinde
uygulanabilir. Bu konservatif yaklaşımın asıl avantajı, daha
önce bahsedildiği üzere, rekonstrüktif cerrahiye gerçekten
gereksinimi olmayan kişileri ilgili komplikasyonlardan
ve TAK’dan korumaktır. Disfonkisyonel bir alt üriner
sisteme transplantasyon yapıldığında, bozulmuş drenaj,
VÜR, ya da tekrarlayan İYE bağlı olarak allogreft hasarı
oluşmasından ve de ciddi septik komplikasyonların
gelişmesinden korkulur. Bu tip sonuçları önlemeye yönelik
olarak, transplantasyon öncesi Mitrofanoff prosedürü
uygulanıp, gerektiğinde transplantasyon sonrası dönemde
ogmentasyon yapmak alternatif bir yaklaşım olabilir.
Transplantasyon sonrası dönemde yapılan çalışmaların
sayısının az olmasına rağmen, bunların büyük kısmında
transplantasyon sonrası yapılacak cerrahi girişimin
101
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;4:96-104
gelişecek komplikasyonlar, renal greft fonksiyonu
ya da sağkalım açısından ekstra risk getirmediğini
göstermiştir. Thomalla ve ark., transplantasyondan
3 yıl sonra gerçekleştirdikleri enterosistoplastinin,
sonucunun,
çalışmalarındaki
transplantasyon
öncesinde enterosistoplasti uyguladıkları diğer tüm
hastalarla benzer olduğunu bildirmişlerdir57. Sheldon
ve ark., çalışmalarındaki dokuz hastadan birinde
transplantasyon sonrası dönemde uyguladıkları başarılı
ogmentasyon sonucunu bildirirken58, Nahas ve ark. da,
başarılı bir renal transplantasyondan 3 ve 18 ay sonra
mesane ogmentasyonu yapılan iki hastanın iyileşme
sürecinin, transplant öncesi dönemde ogmentasyon
yapılanlardan farklı olmadıklarını bildirmiştir60. Koo
ve ark. da iki hastada transplantasyon sonrası 5,7 yıl
ve 11 ay sonra gerçekleştirdikleri sigmoid sistoplasti
sonuçlarına bakarak, mesane rekonstrüksiyonunun
transplantasyon öncesi ya da sonrası dönemde güvenle
uygulanabileceğini belirtmişlerdir70. Fontaine ve ark.
da mesane ogmentasyonu yapılan 14 renal transplantlı
çocuk hastada uzun dönem sonuçlarını yayınlamışlardır.
Bu çocukların 10 tanesine transplantasyon öncesi
dönemde, 4 tanesine ise transplantasyon sonrası
dönemde ogmentasyon uygulanmış ve postoperatif
komplikasyonlar, greft fonksiyonları, ya da greft
sağkalımları arasında herhangi bir fark saptanmamıştır56.
Son olarak Nahas ve ark., 3 tane transplantasyon sonrası
dönemde uygulanan ogmentasyon sistoplastiyi de içeren
24 olguluk ogmentasyon sistoplasti serilerinde, her iki
grubun sonuçları arasında belirgin bir fark belirtmezken,
yine de sistoplastinin “transplantasyondan 8-12 hafta
önce yapılmasını” önermektedirler71.
Bütün bunlara rağmen transplantasyon sonrası dönemde
gerçekleştirilen cerrahi girişimlerde artmış komplikasyon
insidansı olduğuna dair kanıtlar da vardır. Basiri ve ark.,
transplantasyon öncesi ve transplantasyon sonrası
dönemde gerçekleştirilen sistoplastileri karşılaştırdıkları
çalışmalarında, kontrol grubu olarak sadece renal
transplantasyon yapılmış alıcıları kullanmışlar. Bu üç grup
arasında greft fonksiyonları ve greft sağkalımları arasında
fark izlenmemiştir. Ancak transplantasyon sonrası
ogmentasyon grubunda pyelonefrit sıklığı, transplantasyon
öncesi ogmentasyon grubuna göre istatistiksel olmasa da
artış gösterirken, kontrol grubundan ise istatistiksel olarak
yüksek bulunmuştur72. Hatch ve ark. da, 30 transplantasyon
sonrası pediatrik ogmentasyon ya da üriner diversiyonlu
102
renal transplant alıcılarında cerrahi komplikasyonlarını
%19 olarak bildirmişlerdir73. Her iki çalışmada bu
artmış komplikasyon insidansı “immünsupresyonun
doku iyileşmesini engellemeyecek düzeylere gelmesini
bekleyemeden girişim yapma zorunluluğu” olarak
açıklanabilir. Özellikle bu transplantasyon sonrası greft
fonksiyonlarının hızla bozulduğu, acil cerrahi girişim
yapılması gereken hastalarda ya da yüksek düzeyde
immünsupresyona gereksinim olan durumlarda sorun
yaratabilir.
Taghizadeh ve ark. da transplantasyon öncesinde
ogmentasyon yapılan 8 çocuk hastanın sonuçlarını,
transplantasyon sonrasında ogmentasyon yapılan 8
çocuk hasta ile karşılaştırmışlardır. Ogmentasyon veya
transplantasyon sonrası 3 ay içerisinde komplikasyonlar
açısından herhangi bir fark izlenmezken, önceden
gerçekleştirilen transplantasyonun, ogmentasyon esnasında
üreteri riske soktuğunu belirtmişlerdir. İki hastada transplant
üreterlerde yaralanma gelişmiş ve intraoperatif tamir
edilmişlerdir. Ancak bir hastada sonradan üreterik stent
gerektiren, üreteral darlık geliştiğini bildirmişlerdir. Ayrıca
bu çalışmadaki hastaların hiçbiri ogmentasyon öncesinde
oligürik değildi. Yazarlar azalmış komplikasyon insidansı
ve greft kaybı nedeniyle, renal transplantasyon öncesinde
gerçekleştirilecek ogmentasyonu önermektedirler74. Ancak
bu sonuç cümlesi, konservatif yaklaşımdan hiçbir zaman
yarar görmeyecek hasta alt grubunu kapsamalıdır şeklinde
düzeltilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Sonuç
Özellikle pediatrik hastalarda, konjenital genitoüriner
anomalilere bağlı SDBY gelişimi sıktır ve bunların tedavisi
konusunda tam bir görüş birliği yoktur. Yüksek kapasiteli,
kompliyan mesanelerin tercih edilmesi gerektiği ve düşük
kapasiteli, düşük kompliyanslı mesanelerin yüksek mesane
içi basınçlar oluşturarak, üreteral akım ve renal fonksiyonlar
üzerinde bozucu etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Başarılı
bir renal transplantasyon için alt üriner sistemin bütünlüğü
gerekli olup, belirli popülasyonlarda yeterli araştırma mutlaka
yapılmalıdır. Her zaman greftin nativ mesaneye implantasyonu
tercih edilir. Mesanenin uygun olmadığı durumlarda cerrahi
düzeltme gerekli olabilir. İleriye dönük uygun planlama,
mümkünse multidisipliner yaklaşımla gerçekleştirilmelidir.
Klinik olarak endikasyon varsa mesane rekonstrüksiyonu
ve inkontinansı düzeltici prosedürler transplantasyon
öncesinde gerçekleştirilmelidir. Mesane ogmentasyonu,
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;4:96-104
kontinan diversiyondan önce ve de kontinan diversiyon
da inkontinan diversiyondan önce gündeme getirilerek,
hastanın vücut bütünlüğüne ve psikolojisine saygılı bir
yaklaşım gerçekleştirilmiş olacaktır. Ancak bir girişimi
diğerinin yerine seçerken, hangi endikasyonla yapılacağı
yeterince açık değildir ve daha çok direk karşılaştırmaya
gereksinim vardır. Eğer ogmentasyon uygulanacaksa,
mümkünse üreterosistoplasti yapılmalıdır. Dilate üreterler
mevcut değilse, ciddi komplikasyonları engellemek için
gastrosistoplasti yerine enterosistoplasti tercih edilmelidir.
Son olarak, cerrahi girişimin renal transplantasyon
öncesinde, sırasında ya da sonrasında uygulanması
konusunda yeterli çalışma mevcut değildir. Her birinin
kendine has avantaj ve dezavantajları vardır.
Kaynaklar
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
Nahas WC, Lucon M, Mazzucchi E, Antonopoulos IM, Piovesan
AC, Neto ED, Ianhez LE, Arap S; Clinical and urodynamic
evaluation after ureterocystoplasty and kidney transplantation. J
Urol 2004;171:1428-31.
Burns MW, Watkins SL, Mitchell ME, Tapper D; Treatment of bladder
dysfunction in children with end-stage renal disease. J Pediatr Surg
1992;27:170-4.
Ewalt DH, Allen TD; Urinary tract reconstruction in children
undergoing renal transplantation. Adv Ren Replace Ther 1996;3:6976.
Adams J, Mehls O, Wiesel M; Pediatric renal transplantation and
the dysfunctional bladder. Transpl Int 2004;17:596-602.
Lopez Pereira P, Espinosa L, Martinez Urrutina MJ, Lobato R,
Navarro M, Jaureguizar E; Posterior urethral valves: prognostic
factors. BJU Int 2003;91:687-90.
Reinberg Y, Manivel JC, Pettinato G, Gonzalez R; Development
of renal failure in children with the prune belly syndrome. J Urol
1991;145:1017-9.
Warne SA, Hiorns MP, Curry J, Mushtaq I; Understanding cloacal
anomalies. Arch Dis Child 2011;96:1072-1076.
Gonzalez R; Editorial comment. J Urol 2010;183:1175-6.
Reinberg Y, Gonzalez R, Fryd D, Mauer SM, Najarian JS; The
outcome of renal transplantation in children with posterior urethral
valves. J Urol 1988;140:1491-3.
Bryant JE, Joseph DB, Kohaut EC, Diethelm AG; Renal
transplantation in children with posterior urethral valves. J Urol
1991;146:1585-7.
Lopez Pereira P, Martinez Urrutia MJ, Espinosa L, Lobato R, Navarro
M, Jaureguizar E; Bladder dysfunction as a prognostic factor in
patients with posterior urethral valves. BJU Int 2002;90:308-11.
Kamal MM, El-Hefnawy AS, Soliman S, Shokeir AA, Ghoneim MA;
Impact of posterior urethral valves on pediatric renal transplantation:
a single-center comparative study of 297 cases. Pediatr Transplant
2011;15:482-7.
Montane B, Abitbol C, Seeherunvong W, Chandar J, Strauss J,
Gonzalez R, Zilleruelo G; Beneficial effects of continuous overnight
catheter drainage in children with polyuric renal failure. BJU Int
2003;92:447-51
Errando C, Batista JE, Caparros J, Vicente J, Arano P; Urodynamic
evaluation and management prior to renal transplantation. Eur Urol
2000;38:415-8
15. Hjalmas K; Urodynamics in normal infants and children. Scand J
Urol Nephrol Suppl 1988;114:20-7
16. Neveus T, von Gontard A, Hoebeke P, Hjalmas K, Bauer S, Bower
W, Jorgensen TM, Rittig S, Walle JV, Yeung CK, Djurhuus JC;
The standardization of terminology of lower urinary tract function
in children and adolescents: report from the Standardisation
Committee of the International Children’s Continence Society. J
Urol 2006;176:314-24
17. Ramirez SP, Lebowitz RL, Harmon WE, Somers MJ; Predictors
for abnormal voiding cystourethrography in pediatric patients
undergoing renal transplant evaluation. Pediatr Transplant
2001;5:99-104.
18. Glazier DB, Whang MI, Geffner SR, Lyman NW, Friedman GS,
Viscuso R, Jacobs MG, Mulgaonkar SP; Evaluation of voiding
cystourethrography prior to renal transplantation. Transplantation
1996;62:1762-5.
19. Fairhurst JJ, Rubin CM, Hyde I, Freeman NV, Williams JD; Bladder
capacity in infants. J Pediatr Surg 1991;26:55-7.
20. Penna FJ, Elder JS; CKD and bladder problems in children. Adv
Chronic Kidney Dis 2011;18:362-9.
21. McGuire EJ, Woodside JR, Borden TA, Weiss RM; Prognostic
value of urodynamic testing in myelodysplastic patients. J Urol
1981;126:205-9.
22. Thibodeau BA, Metcalfe P, Koop P, Moore K; Urinary incontinence
and quality of life in children. J Pediatr Urol 2013;9:78-83.
23. Herthelius M, Oborn H; Bladder dysfunction in children and
adolescents after renal transplantation. Pediatr Nephrol
2006;21:725-8.
24. Van der Weide MJ, Cornelissen EA, Van Achterberg T, de Gier RP,
Feitz WF; Lower urinary tract symptoms after renal transplantation
in children. J Urol 2006;175:297-302.
25. Errando C, Batista JE, Caparros J, Arano P, Villavicencio H; Is
bladder cycling useful in the urodynamic evaluation previous to
renal transplantation? Urol Int 2005;74:341-5.
26. Costantini E, Lazzeri M, Bini V, Zucchi A, Fioretti F, Frumenzio E,
Porena M; Open-label, longitudinal study of tamsulosin for functional
bladder outlet obstruction in women. Urol Int 2009;83:311-5.
27. Kaplan SA, Roehrborn CG, Chancellor M, Carlsson M, Bavendam
T, Guan Z; Extended-release tolterodine with or without tamsulosin
in men with lower urinary tract symptoms and overactive bladder:
effects on urinary symptoms assessed by the International Prostate
Symptom Score. BJU Int 2008;102:1133-9.
28. Apostolidis A, Dasgupta P, Denys P, Elneil S, Fowler CJ, Giannantoni
A, Karsenty G, Schulte-Baukloh H, Schurch B, Wyndaele JJ,
European Consensus P; Recommendations on the use of
botulinum toxin in the treatment of lower urinary tract disorders and
pelvic floor dysfunctions: a European consensus report. Eur Urol
2009;55:100-19.
29. Gill IS, Hayes JM, Hodge EE, Novick AC; Clean intermittent
catheterization and urinary diversion in the management of renal
transplant recipients with lower urinary tract dysfunction. J Urol
1992;148:1397-400.
30. Mitrofanoff P; [Trans-appendicular continent cystostomy in the
management of the neurogenic bladder]. Chir Pediatr 1980;21:297-305.
31. Piaggio L, Myers S, Figueroa TE, Barthold JS, Gonzalez R;
Influence of type of conduit and site of implantation on the outcome
of continent catheterizable channels. J Pediatr Urol 200;3:230-4.
32. Franc-Guimond J, Gonzalez R; Effectiveness of implanting
catheterizable channels into intestinal segments. J Pediatr Urol
2006;2:31-3.
33. Horst M, Weber DM, Bodmer C, Gobet R; Repeated Botulinum-A
toxin injection in the treatment of neuropathic bladder dysfunction
and poor bladder compliance in children with myelomeningocele.
Neurourol Urodyn 2011;30:1546-9.
103
Kadın ve İşlevsel Üroloji Dergisi 2014;4:96-104
34. Nahas WC, David-Neto E; Strategies to treat children with endstage renal dysfunction and severe lower urinary tract anomalies for
receiving a kidney transplant. Pediatr Transplant 2009;13:524-35.
35. Landau EH, Jayanthi VR, McLorie GA, Churchill BM, Khoury
AE; Renal transplantation in children following augmentation
ureterocystoplasty. Urology 1997;50:260-2.
36. Kurzrock EA, Butani L, Kakker SP, Perez RV; Ureterocystoplasty
(bladder augmentation) with a solitary kidney. Pediatr Transplant
2002;6:240-3.
37. Mitchell ME; Bladder augmentation in children: where have we
been and where are we going? BJU Int 2003;92:29-34.
38. Kay R; Renal transplantation and enterocystoplasty--necessary
good or unnecessary evil? J Urol 1999;161:246-7.
39. Nguyen DH, Bain MA, Salmonson KL, Ganesan GS, Burns MW,
Mitchell ME; The syndrome of dysuria and hematuria in pediatric
urinary reconstruction with stomach. J Urol 1993;150:707-9.
40. Reinberg Y, Manivel JC, Froemming C, Gonzalez R; Perforation of
the gastric segment of an augmented bladder secondary to peptic
ulcer disease. J Urol 1992;148:369-71.
41. Aki FT, Besbas N, Ozcan O, Bakkaloglu A, Erkan I, Bakkaloglu
M, Tekgul S; Renal transplantation in children with augmentation
enterocystoplasty. Transplant Proc 2006;38:554-5.
42. Kryger JV, Gonzalez R, Barthold JS; Surgical management of urinary
incontinence in children with neurogenic sphincteric incompetence.
J Urol 2000;163:256-63.
43. Power RE, O’Malley KJ, Little DM, Donovan MG, Creagh TA,
Murphy DM, Hickey DP; Long-term followup of cadaveric renal
transplantation in patients with spina bifida. J Urol 2002;167:477-9.
44. Bergman J, Lerman SE, Kristo B, Chen A, Boechat MI, Churchill
BM; Outcomes of bladder neck closure for intractable urinary
incontinence in patients with neurogenic bladders. J Pediatr Urol
2006;2:528-33.
45. Chaykovska L, Deger S, Wille A, Friedersdorff F, Kasper A, Dragun
D, Liefeldt L, Miller K, Giessing M, Fuller TF; Kidney transplantation
into urinary conduits with ureteroureterostomy between transplant
and native ureter: single-center experience. Urology 2009;73:380-5.
46. Nguyen DH, Reinberg Y, Gonzalez R, Fryd D, Najarian JS; Outcome
of renal transplantation after urinary diversion and enterocystoplasty:
a retrospective, controlled study. J Urol 1990;144:1349-51.
47. Kocot A, Spahn M, Loeser A, Lopau K, Gerharz EW, Riedmiller H;
Long-term results of a staged approach: continent urinary diversion
in preparation for renal transplantation. J Urol 2010;184:2038-42.
48. Riley P, Marks SD, Desai DY, Mushtaq I, Koffman G, Mamode N;
Challenges facing renal transplantation in pediatric patients with
lower urinary tract dysfunction. Transplantation 2010;89:1299-307.
49. Bouchot O, Guillonneau B, Cantarovich D, Hourmant M, Le
Normand L, Soulillou JP, Buzelin JM; Vesicoureteral reflux in the
renal transplantation candidate. Eur Urol 1991;20:26-8.
50. Morita K, Iwami D, Hotta K, Shimoda N, Miura M, Watarai Y, Hoshii
S, Obikane K, Nakashima T, Sasaki S, Nonomura K; Pediatric
kidney transplantation is safe and available for patients with
urological anomalies as well as those with primary renal diseases.
Pediatr Transplant 2009;13:200-5.
51. Erturk E, Burzon DT, Orloff M, Rabinowitz R; Outcome of patients
with vesicoureteral reflux after renal transplantation: the effect of
transplantasyon öncesiation surgery on transplantasyon sonrası
urinary tract infections. Urology 1998;51:27-30.
52. Agarwal A, Kumar A, Srivastava A; High-grade vesicoureteral reflux
in renal recipient: simultaneous ipsilateral nephroureterectomy with
engreftement. Transplant Proc 2003;35:317-8.
53. Yazici H, Caliskan Y, Ozturk S, Ozkan O, Turkmen A, Sever MS;
Outcome of kidney transplantation following end-stage renal
disease due to reflux nephropathy. Transplant Proc 2011;43:1566-9.
104
54. Dirim A, Celik H, Hasirci E, Aygun C, Turunc T, Ozkardes H,
Haberal M; Renal transplant outcome after endoscopic treatment
of vesicoureteral reflux using the subureteric injection of calcium
hydroxyapatite. Exp Clin Transplant 2010;8:45-8.
55. Theodorou C, Kostakis A, Bokos J, Plastiras D, Vosnides G; Lower
urinary tract reconstruction in association with renal transplantation.
Int Urol Nephrol 1997;29:695-9.
56. Fontaine E, Gagnadoux MF, Niaudet P, Broyer M, Beurton D; Renal
transplantation in children with augmentation cystoplasty: longterm results. J Urol 1998;159:2110-3.
57. Thomalla JV; Augmentation of the bladder in preparation for renal
transplantation. Surg Gynecol Obstet 1990;170:349-52.
58. Sheldon CA, Gonzalez R, Burns MW, Gilbert A, Buson H, Mitchell
ME; Renal transplantation into the dysfunctional bladder: the role of
adjunctive bladder reconstruction. J Urol 1994;152:972-5.
59. Yamazaki Y, Tanabe K, Ota T, Ito K, Toma H; Renal transplantation
into augmented bladders. Int J Urol 1998;5:423-7.
60. Nahas WC, Mazzucchi E, Antonopoulos I, David-Neto E, Ianhez
LE, Sabbaga E, Arap S; Kidney transplantation in patients with
bladder augmentation: surgical outcome and urodynamic followup. Transplant Proc 1997;29:157-8.
61. Salvatierra O Jr; Pediatric renal transplantation. Transplant Proc
2000;32:634-5
62. MacGregor P, Novick AC, Cunningham R, Streem S, Kay R, Steinmuller
D, Buszta C, Steinhilber D; Renal transplantation in end stage renal
disease patients with existing urinary diversion. J Urol 1986;135:686-8.
63. Serrano DP, Flechner SM, Modlin CS, Wyner LM, Novick AC;
Transplantation into the long-term defunctionalized bladder. J Urol
1996;156:885-8.
64. Hatch DA; Kidney transplantation in patients with an abnormal
lower urinary tract. Urol Clin North Am 1994;21:311-20.
65. McInerney PD, Picramenos D, Koffman CG, Mundy AR; Is
cystoplasty a safe alternative to urinary diversion in patients
requiring renal transplantation? Eur Urol 1995;27:117-20.
66. Kim CO Jr, Gosalbez R Jr, Burke GW 3rd; Simultaneous
ureterocystoplasty and living related renal transplantation. Clin
Transplant 1996;10:333-6.
67. Jones J, Bickeboller R, Binder J, Kramer W; Synchronous bladder
augmentation and living related kidney transplantation. Urol Int
2001;67:84-5.
68. Dinckan A, Turkyilmaz S, Tekin A, Erdogru T, Kocak H, Mesci A, Gurkan
A, Erdogan O, Tuncer M, Demirbas A; Simultaneous augmentation
ileo-cystoplasty in renal transplantation. Urology 2007;70:1211-4.
69. Luke PP, Herz DB, Bellinger MF, Chakrabarti P, Vivas CA, Scantlebury
VP, Hakala TR, Jevnikar AM, Jain A, Shapiro R, Jordan ML; Longterm results of pediatric renal transplantation into a dysfunctional
lower urinary tract. Transplantation 2003;76:1578-82.
70. Koo HP, Bunchman TE, Flynn JT, Punch JD, Schwartz AC, Bloom
DA; Renal transplantation in children with severe lower urinary tract
dysfunction. J Urol 1999;161:240-5.
71. Nahas WC, Mazzucchi E, Arap MA, Antonopoulos IM, Neto ED, Ianhez
LE, Arap S; Augmentation cystoplasty in renal transplantation: a good
and safe option--experience with 25 cases. Urology 2002;60:770-4.
72. Basiri A, Hosseini Moghaddam S, Khoddam R; Augmentation
cystoplasty before and after renal transplantation: long-term
results. Transplant Proc 2002;34:2106-8.
73. Hatch DA, Koyle MA, Baskin LS, Zaontz MR, Burns MW, Tarry WF, Barry
JM, Belitsky P, Taylor For RJ; Kidney transplantation in children with
urinary diversion or bladder augmentation. J Urol 2001;165:2265-8.
74. Taghizadeh AK, Desai D, Ledermann SE, Shroff R, Marks SD,
Koffman G, Duffy PG, Cuckow PM; Renal transplantation or bladder
augmentation first? A comparison of complications and outcomes
in children. BJU Int 2007;100:1365-70.
Download