KİTAP DÜNYASI Tesla Maskelerle Çevrili Bir Hayat gerçekten en üst sırada yer alır” diyen Tarlacı, “Mağaradan Mars’a” adlı kitabında evrime inananları, reddedenleri ve çe‐ kimser kalanları hassas bir denge üzerinde buluşturuyor. Vladimir Pistalo • Çeviren: Süeda Kaya Sayfa Sayısı : 472 “Fikrimi çalmaları mühim de‐ ğil… Asıl mühim olan kendi fi‐ kirlerinin olmaması.” Sırbistan’ın en prestijli edebi‐ yat ödülünün sahibi Tesla: Maskelerle Çevrili Bir Hayat ça‐ ğının ötesindeki bir mucidin, bir deli‐dâhinin, sırlarla dolu bir adamın hikâyesini anlatıyor. Vladimir Pištalo elektrik yüklü, eğlenceli üslubu ve ustaca kur‐ gusuyla hem biyografik roman türüne yeni bir soluk getiriyor hem de hiçbir ayrıntıyı atlama‐ dan, Nikola Tesla’nın bilinmezlerle dolu hayatını aydınlatıyor. Evrim ile varoluşun esaslarını bilimsel olarak anlaşılır bir dille anlatan bu kitap, inançlar ile bilgi arasındaki yıkılmış köprüleri yeniden kurmayı sağlıyor. “Zaman var mıdır yoksa sadece zihnimizde midir?”, “Tanrı za‐ manın içinde mi, dışında mıdır?”, “Evrime karşı çıkmak neden yanlıştır?”, “Evrim ile ateizm savunusu yapılabilir mi?”, “Evrim tabiata bahşedilmiş ilahi kanun mudur?”sorularının yanıtını arayan “Mağaradan Mars’a” evrim olgusuna yepyeni bir bakış açısı getiriyor. Geleceği Keşfedenler Walter Isaacson Çeviri: Duygu Dalgakıran Sayfa Sayısı : 520 Tesla: Maskelerle Çevrili Bir Hayat’ı okurken Nikola Tesla’ nın dehasını bir kez daha takdir edecek, hayatı başarılarla, kalp kı‐ rıklıklarıyla ve yoksullukla geçen bir adamın bitmek bilmez hır‐ sına tanık olacaksınız. Mağaradan Mars’a Doç.Dr. Sultan Tarlacı • Sayfa Sayısı: 416 Türk Nöroloji Derneği çatısı al‐ tında hizmet veren, Nörolojik Yoğun Bakım ve Kognitif Nöro‐ bilim grubu çalışma üyesi olan ve TÜBİTAK Beyin Araştırma‐ ları Derneği Araştırma Teşvik ödülüyle onurlandırılan yazar Doç.Dr. Sultan Tarlacı, zaman ve varoluş olgusu üzerinde de‐ rinlikli bir çalışmayla yüzlerce yıllık evrim tartışmasına yepye‐ ni bir bakış açısı getiriyor. “Bu ülkede evrim teorisi çok za‐ man ciddi bir sorun olarak eği‐ tim sisteminde tartışılıyor. Bu da tamamen insan maymundan gelemez duygusallığından kaynaklanıyor. Zaten evrim teorisi böyle bir şey savunmuyor. Diğer yandan evrimin bilimsel teori‐ si ile Müslümanlar arasında hiçbir çatışmanın olmaması lazım‐ dır ama var. Evrime inanç konusu bilimin geneline bakıldığında Cilt: 24 Sayı: 5 2016 Actual Walter Isaacson, dünya çapın‐ da yankı yaratan Steve Jobs bi‐ yografisinin ardından en az onun kadar ilham verici bir ki‐ tapla geri dönüyor. Geleceği Keşfedenler, makine‐ lerin insanların zihin dünyasına ortak olacağı bir geleceği hayal ederek yola çıkmış ve adım adım içinde yaşadığımız dijital çağı inşa etmiş dâhilerin, yeni‐ likçilerin, hacker’ların, girişimci‐ lerin hikâyesi. Kimdi bu insan‐ lar? Kafaları nasıl çalışıyordu? Tavan arası ya da garajlarına kapanıp her şeyi tek başına yap‐ mış dâhilerden mi bahsediyoruz yoksa onları farklı yapan, yan yana gelip “ortak deha” yaratma becerileri miydi? Isaacson’un benzersiz öykülendirme becerisi sayesinde sürük‐ leyici bir roman tadında akan kitap, Lord Byron’ın yaklaşık iki yüzyıl önce yaşamış olmasına rağmen ilk yazılımcı kabul edilen kızı Ada Lovelace ile başlıyor ve Charles Babbage, Alan Turing, John von Neumann, Robert Noyce, Bill Gates, Steve Wozniak, Steve Jobs ve Larry Page gibi pek çok etkileyici şahsiyetle de‐ vam ediyor. Geleceği Keşfedenler, yaratıcılığın ve dünyayı değiştiren fikir‐ lerin hangi koşullar bir araya geldiğinde yeşerebildiğini ortaya koyan muazzam bir rehber. Medicine 69 KİTAP DÜNYASI olan psikoloji bilgileriyle desteklediği bilimsel bir teknik kul‐ lanmayı denemiştir. Bir Şehre Gidememek Yazan: Mario Levi Sayfa Sayısı: 92 Mario Levi’nin ilk öykü kitabı Bir Şehre Gidememek, 1990 yı‐ lında Haldun Taner Öykü Ödü‐ lü’nü kazanmıştı. Aradan ge‐ çen 17 yılda yazarın başarı iv‐ mesinin sürekli yükselişi yanın‐ da kitabın hem okurların hem de yazarlar ve eleştirmenlerin başucu kitabı haline gelmesi, bu başarının rastlantı olmadığı‐ nı gösterdi. Şimdi Bir Şehre Gidememek bir kez daha oku‐ run önüne çıkıyor. Hiç okuma‐ mış olanlar ve tekrar okumak isteyenler için. “Aradan geçen onca zamandan sonra bu hikâyeye artık hiçbir şey eklemek istemediğimi söyleyebilmek isterdim. Ama he‐ men hemen her zaman, hemen hemen her ilişkide olduğu gi‐ bi, bu hikâyede de içimde dönüp dolaşan bir eksiklik vardı. Yaşamımdaki bu iki kadının yazgısı üzerine birçok çıkmaz ve olasılık düşünüyordum. Müesser Hanım kimi biçimleriyle anlatmaktan vazgeçemeye‐ ceğim bir hayatın kahramanı olarak dolaşıyordu satır aralarım‐ da. O kendi hikâyesi ve kederiyle, önleyemeyeceği bir yıkımı son günlerine kadar taşımak zorunda kalacaktı.” Mario Levi Klein ve Wagner Hermann Hesse • Çeviren: Kamuran Şipal Sayfa Sayısı: 92 Saygın bir memur, sadık bir ko‐ ca ve aile babası olan Friedrich Klein, kendini birdenbire hayali bir cinayet ve suçun yükü altın‐ da bulur: Karısı ve üç çocuğu‐ nun ölümü, sahte pasaport, bir tabanca, çantasına istiflenmiş para ve gösterişsiz saygınlığı. Kırklı yaşlarını süren Klein, her şeye en baştan başlamak, yeni, genç bir adam olabilmek için gücünü toplar. Klein ve Wagner anlatısını yazdığı dö‐ nemde Hermann Hesse, kendi özel yaşamında girdiği bunalımla C.G. Jung’a başvurmuş, bu kitapta, bilinçaltının işleyişine ilişkin dönemi için henüz yeni 70 Actual “Peki, ne diye dikiliyordu şimdi burada, geceleyin, bu küçük yabancı odada, elinde bir ayna ve başında bir şapkayla, acayip bir soytarı gibi ‐neydi bu hali? Neydi niyeti? Masanın kenarına oturdu. Ne yapmak istemişti? Ne arıyordu? Bir şey aramıştı ga‐ liba, çok önemli bir şey aramıştı.” İnsan Vücudu Tiyatrosu Yazar ve Çizer: Maris Wicks Çeviri: Şiirsel Taş •Sayfa Sayısı: 240 İnsan Vücudu Tiyatrosu'na hoş geldiniz. İnsan biyolojisine ya‐ pacağınız bu büyüleyici yolcu‐ luğun her aşamasında size ben eşlik edeceğim. Önce sahneye bir iskelet olarak çıkacağım ve her bölümde kostümüme yeni bir katman eklenecek, ta ki vü‐ cudum tamamen oluşana ka‐ dar. Bu anatomik yolculukta konunun kalbine (hatta midesi‐ ne, damarlarına, hücrelerine, kemiklerine, beynine) kadar ineceğiz. Oyunumuz eğlenceli, hatta o kadar eğlenceli ki be‐ denimiz hakkında bunca şeyi ne ara öğrendiğinize şaşıracaksı‐ nız. İnsan Vücudu Tiyatrosu, çocukların (ve yetişkinlerin) vü‐ cudumuzun işleyişini derinlemesine ve keyif alarak öğrenebil‐ mesi için harika bir kaynak. Vejetaryen Han Kang • Çeviren: Göksel Türközü Sayfa Sayısı: 160 Rüyalar başlamadan önce Yonğhe ve kocasının hayatları gayet sıradandı. Evliliğin tekdü‐ zeliğinde normal bir yaşam sü‐ rerlerken, Yonğhe rüyalar gör‐ meye başladı ve vejetaryen ol‐ maya karar verdi. Evdeki tüm etleri bir torbaya doldurdu. Kalamarları. Yumurtaları. O haf‐ ta kocası, iş yerine ilk kez ütü‐ süz bir gömlekle gitti. Bu, kor‐ kunç değişimin başlangıcıydı. Han Kang bizleri cinselliği, şid‐ deti, ilişkilerimizi ve saplantılarımızı sorgulayacağımız rahatsız edici bir yolculuğa çıkarıyor. Medicine Cilt: 25 Sayı: 1 2017 KİTAP DÜNYASI sekliğin, bir başıma olduğum bir yüksekliğin en ucundayım. İnemiyorum. Yaşayamıyorum. Ölemiyorum...” Dokuz Anahtarlı Kırk Oda Murathan Mungan • Sayfa Sayısı: 176 “Kırk Oda, Üç Aynalı Kırk Oda ve Yedi Kapılı Kırk Oda’dan sonra bu kez gene aynı akraba‐ lık, komşuluk ilişkilerini sürdü‐ ren benzer yapıda çatılmış, or‐ tak merkezli dokuz hikayeden oluşan Dokuz Anahtarlı Kırk Oda ile devam ediyorum yıllar önce çıktığım yola, yolculuğa. Yıllar önce söylediğim ve söz verdiğim gibi, kırk odalı bu dizi‐ nin son kitabı olacak Sonuncu Oda’nın sonuna kadar izini sü‐ receğim kırk masal. ‐Murathan Mungan” Lirik Prenses Tezer Yazan: Selda Terek Bilecen Sayfa Sayısı : 312 Edebiyat fakültesi son sınıf öğ‐ rencisi genç bir kız, hocası tara‐ fından verilen Tezer Özlü’nün hayatını yazma ödevi için araş‐ tırmalarına başladığı anda kar‐ şılaştığı bir gerçekle şaşkınlığa düşer. Yazarın yaşamıyla kendi yaşamı arasında izdüşümsel bir benzerlik vardır ve bu keşfinin ardından çıktığı içsel yolculuk onu neyin gerçek neyin hayal olduğunun belli olmadığı, için‐ den çıkılması imkânsız bir uçu‐ ruma sürükler. O, sıradan bir hayatı sıra dışı yaşadı... O, ikinci bir dilde kitap yazıp, Marburg Edebiyat Ödülü’nü alan ilk Türk yazardı... O, müthiş üslubu, duyguları dile getirişindeki sakın‐ masız ve cesur dürüstlüğüyle okuyucunun kalbine girdi, sa‐ dece kaleminin ucuna kadar gelenleri yazdı... O, inandığı gibi yaşadı, sınır tanımadı, içindeki “ben”i ararken belki de kendi‐ ni kazıdı... O, çoğumuzun değil yaşamaya, anlamaya direndi‐ ği gerçekleri aradı... Baharla Gelen Erhan Bener• Sayfa Sayısı: 295 İnsanın kendisi için yaşaması, istenilecek bir hak değildi. Annem: “Bıyıklarını incelt,” di‐ yordu. Öteki kız:“Bıyıkların yü‐ zümü çiziyor” diye sızlanıyor‐ du. Baria: “Beni seversen bıyık‐ larını kesersin”, diye tutturu‐ yordu. “Sigara içme,” diyorlar‐ dı; “Eve geç kalma,” diyorlardı; “Evlen,” diyorlardı; “Benimle evlen,” diyorlardı; “Bana zevk ver,” diyorlardı…Yaşamımı al‐ mak istiyorlardı elimden.” Türk edebiyatında varoluşçu etkiler barındıran ilk yapıtlardan biri olan Baharla Gelen, kahramanı Reha’nın yaşamının farklı dönemlerine tanıklık ederken, ustalıklı kurgusuyla okuru aslın‐ da en temel felsefi sorularla yüzleştirmekte. Zorlu geçen as‐ kerlik süreci ve hemen öncesinde yaşadığı bunalımlı dönem ol‐ mak üzere, Reha’nın yaşamının iki farklı kesitinin iç içe geçişler ve geri dönüşlerle aktarımı, ana karakterin “dönüşümünü” de sergiler. Kahramanın kararsızlıkları, çekinceleri, mücadeleleri, iç konuşmalarında ortaya konur ve bir ruhsal olgunlaşmaya okur da anbean tanık olur: İstanbul’dan yaşadığı sıkıntılarla as‐ kere gelen Reha ile kışlanın ve taşranın etkisi altındaki asker Reha, aynı kişi değildir artık. Otel Paranoya Hakan Bıçakçı • Çizen: Berat Pekmezci Sayfa Sayısı: 40 “Klozete peruk atmak yasak‐ tır.”Tuhaf bir otel, zevksiz ve tenha, küflü odalar, kemiklere iyi gelen asansör havası, duma‐ nı tüten çorbalar, ağrı kesiciler, yılan balıkları ve diğer müşteri‐ ler… Hakan Bıçakcı’dan soğuk bir muamma hikâyesi. Otel Para‐ noya, belleksiz bir rasyonalite‐ nin, kaybolmanın rüyası... Bu toplumun onun gibi yalansız bir dünya özlemi çeken, kendi devrimini yapabilen, engel tanımayan güçlü kadınlara ihtiyacı vardı... Ancak... Ne ölümden korkmaktan ne de onu düşünmekten be‐ is duydu ve bir kış günü, o eşsiz gülüşü solmadan bu hayata gözlerini yumdu. Zaten, şairler erken ölür derler... O bir şair değildi diyenlere ise yazdığı şu minicik satırlar yeter: “Bir yük‐ Cilt: 25 Sayı: 1 2017 Actual Berat Pekmezci, akıl tutulması‐ nı, sıkıntının sınırlarını, delirme‐ nin rehavetini ustalıkla resmediyor. Medicine 71