TBMM B: 45 7.1.2010 0:1 V.- KANUN TASARI VE T E K L İ F L E R İ İ L E K O M İ S Y O N L A R D A N G E L E N D İ Ğ E R İ Ş L E R (Devam) A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam) 3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Ankara Milletvekili Reha Denemeç 'in; Serbest Bölgeler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/541) (S. Sayısı: 446) (Devam) BAŞKAN - Şimdi, şahıslar adına Konya Milletvekili Hasan Angı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Buyurunuz Sayın Angı. HASAN ANGI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmelerine başladığımız 446 sıra sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Ankara Milletvekili Reha Denemeç'in; Serbest Bölgeler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında kişisel görüşlerimi ifade etmek üzere huzurlarınızda bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasında ve ihracatın artırılmasında sağladığı katkının öneminin kavranmasıyla birlikte serbest bölgeler hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin geniş ölçüde kullandığı bir ekonomi ve dış ticaret politikası aracı hâline gelmiştir. Türkiye'de 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1985 yılından bugüne kadar serbest bölge uygulamalarında önemli gelişmeler kaydedilmiş, faaliyette olan serbest bölgelerin sayısı hızla artmış ve bugün itibarıyla da on dokuza ulaşmıştır. Serbest bölgelerin tarihi, serbest ticarete destek yaratmanın, katalizör oluşturmanın tarihidir. Bugün, uluslararası ekonomik sisteme entegre olmuş birçok ülkenin, bunu, serbest bölgeler vasıtasıyla gerçekleştirdiği görülmektedir. Genel olarak baktığımızda, ekonomideki tüm üretim ve dağıtım kanallarını kullanarak sadece bulundukları bölgeye değil, tüm ülke ekonomisine katkı sağlayan serbest bölgeler, ticaret kapasitesini ve verimliliği artırmakta ve ciddi bir istihdam kaynağı olarak da ülke ekonomilerine hizmet etmektedir. Hatırlayınız, hâlen içinde bulunduğumuz son küreselleşme dalgasının başlangıcına işaret eden 1970'ler, aynı zamanda serbest bölgelerin çok parlak bir dönemine de sahne olmaktaydı. Bu dönemde serbest bölgeler ve özelleştirme uygulamaları, "Uluslararası yeni iş bölümünün ve gelişmekte olan ülkelerin dünya pazarlarıyla eklemlenmesinin idari aracı." olarak tarif ve tavsiye edilmekteydi. O dönemde ekonomilerinin bütününü serbest ticarete açamayan ülkeler, "serbest bölge" veya "ihraç işleme bölgesi" gibi adlarla anılan özel alanlar yaratmakta ve bu alanlardan da âdeta bir ekonomik laboratuvar gibi yararlanmaktaydılar. Çok sayıda ülke, azaltılmış bürokrasi ve tek noktadan hizmet gibi modem iş yapma biçimlerini, uluslararası standartlarda lojistik yaratma kapasitesi ve becerilerini, hepsinden de önemlisi serbest ticareti serbest bölgelerde öğrendi. Böylece, zaman içerisinde, önce sermayenin küreselleşmesi daha sonra da derinleşmesi aşamalarında serbest bölgeler çok önemli işlevler üstlendi. Her ne kadar küresel düzende kamunun sanayi politikası oluşturma olanağının daraldığı doğru olsa da küresel boyutta rekabet edebilirliğini sürdürmek isteyen ülkelerin sanayi politikası enstrümanlarına dönüştürdükleri, yenileştirdikleri ve etkinleştirdikleri de bir gerçektir. İyi tanımlanmış, şeffaf, uluslararası temel kurallara uygun, yeni ve etkin sanayi politikalarında, özellikle gelişme ve kalkınma mücadelesini sürdüren ülkeler açısından serbest bölgeler vazgeçilmez niteliktedir. -620-