[i] Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu M 149 SANAYİLEŞMENİN KENTLEŞME ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Mergup Nurengin* Sanayileşmenin kentleşme üzerindeki etkilerini araştırırken sanayileşmeyi ayrı ayrı inceleyip sonunda müşterek bir sonuca varmak gerekmektedir. A) SANAYİLEŞME 1- Dünyada İlk Sanayileşme Hareketleri ve Endüstri Devrimi Teknoloji ile bilimin ilişki uygarlığın gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bilime dayanamayan bir teknoloji nasıl düşünülemiyorsa teknolojinin oluşturduğu olanaklardan yararlanmayan bir bilimden söz etmek imkansızdır. Bilginin uygulanmaya konması teknolojiyi yaratır. Teknoloji de insanın yaşam biçimini, üretim araç ve yöntemlerini değiştiren makinalar ortaya koyarak endüstriye dönüştürür. Endüstri devrimi İngiltere'de buharlı makinalarm kullanılması ile başlar. İnsan ve hayvan gücü yerine buhar ve elektrik gücüyle çalışan fabrikaların kurulmasıyla da büyüyerek gelişmeye başlar... 1850' 1ère gelindiği zaman İngiliz halkının büyük bir kısmı endüstri merkezlerinde toplanmaya başlayan işçilere dönüşür. 19. Yüzyılın ikinci yarısında Avrupa ülkelerini etkisi altına alan bu endüstrileşme hızla daha sonra Amerika'ya da geçer. Endüstri devrimine yol açan iki önemli etken vardır. - Teknolojik uygulamaya elverişli bilginin birikimi, - Ticaret olanaklarının büyük boyutlar kazanması... Gerek bilimi, gerekse de sanayileşmeye dönüşen teknolojiyi niteleyen en önemli özellik her iki sahada başlayan gelişmenin hiç durmaması giderek daha büyük bir gelişme göstermesidir. Bu 19. ve 20. Yüzyıllarda hatta 21. yüzyıla girerken de son derece canlı bir dönem sergilemektedir. 2- Sanayileşmenin Toplum Üzerindeki Tesiri: Yukarıda 1850'lerde İngiliz halkının büyük bir kısmı endüstri merkezlerinde toplanmaya başlayan işçilere dönüşmüştür demiştir. Bu olay sanayileşmenin insan toplumu üzerindeki ve onun sosyal yapısındaki en büyük değişimi ortaya koymuştur. Batıda 1850'lerde yanı 19. Yüzyılda endüstrileşme ile başlayan kentlere göç olayı Türkiye'de 20. Yüzyılın ikinci yarısında yaşanmıştır. Özellikle büyük kentlerin çevresinde oluşan sanayinin, başka bir ekonomik hareketliliğin oluşturduğu eski kenti ne ölçüde olumsuz etkilediğini son yıllarda hep birlikte yaşıyoruz. * Yük.Mim.,T.Ü.Müh.Mim.Fakültesi Itotkya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu II 150 Sanayileşmenin meydana getirdiği işçi potansiyeli kırsal yaşamdan kentsel yaşama geçişteki bir takım toplum sancılarını da beraberinde geliştirmiştir. Her şeyden önce insanı sanayinin en değersiz bir aracı olarak gören bir sanayileşme politikası doğmuştur. Herkes şunu kabul etmelidir ki; topluma sanayileşmenin getirdiği kadar götürdükleri de vardır. Bunca sömürgen ortamda plansız ve programsız olarak yürütülen sanayileşme çabalarımızın fabrikaların milli servete yaptığı katkı yanında tarım alanında veya kentleşmede yarattığı zarar hiç hesap edilmemektedir. Kentlerimiz son 40 yılda daha önceki nüfusların 5-10 misli nüfus artışı ile karşı karşıya. Bunun neticesinde en büyük tesiri olan çarpık kentleşme, insan onuruna yakışmayan ilkellikte oldu ve hala da olmaya devam etmektedir. B) KENTLEŞME 1- Sanayileşmenin Kentleşme Üzerindeki Etkisi ve Çarpık Kentleşme Sanayileşme çağının meydana getirdiği ve günümüze kadar uzanan hızlı bir gelişme yansı, ortaya bir takım gerçekleri de beraberinde getirmiştir. Kentlerde aşın nüfus artışı olmuştur. Doğal kaynaklar hızla tüketilmektedir. Çevre kirliliği (su-hava-toprak kirliliği) oluşmuştur. Doğal ürünler arasındaki ekolojik denge bozulmuştur. Gelişmiş ülkelerin geniş ekonomik imkanları ve dengeli nüfuslan nedeniyle başarıya ulaşma olanaklan bize göre daha çoktur. Ülkemizde ise aşırı nüfusların kırsal kesimden kente göçler ve hızlı çarpık kentleşme, kentlerin nüfus patlaması sonucunda plansız ve denetimsiz olarak gelişi güzel alt yapışız estetik kaygıdan uzak bir şekilde şehrin merkezinden dışa doğru büyümektedir. Bu durum çevrede, insanca yaşama imkan vermeyen ilkel bir takım yerleşmelerin kenti sarmalayıp kuşatmasına; şehrin merkezinde ise mevcut dokunun tahribine, tarihsel, kültürel ve doğal değerlerin yok olmasına yol açmaktadır. Bunların nedenlerini de şöyle sıralayabiliriz: - Şehire Göç Olayı : Çok hızlı gelişmiştir ve devam etmektedir. Hükümetler bu olay karşısında tebbir almamış ve aciz kalmışlardır. Hatta göç özendirilmiştir. İmar aflan çıkanlmış, politik nedenlerle tapular verilmiş, arsa dağıtımlan yapılmıştır. Bütün bunlar özendirici nedenler olup, göçü körüklemiştir. Şimdi artık kente sadece iş bulmak için değil kent toprağının yağmalanması için de gelinmektedir. Yani bir nevi arsa sekulasyonculuğu yapılmaktadır. - Şehir imar planları yapılmıştır ancak bu planlar anormal büyüyen nüfusun ve ihtiyaçlann gerisinde kalmıştır. Kentleşme imar planını izleyeceğine,imar planlama kaçak yapılaşmayı yasallaştırmak için kullanılmıştır. Siyasetçiler planlamayı ciddiye almamışlardır. Yönetimlerin kendi politik görünüşleri doğrultusunda otorite boşluğundan da yararlanıp keyfi uygulamalar yapmışlardır. Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu D 151 Bu olaylar sonuçta çevre kirliliğine, toplumsal mutsuzluğa, tarihsel ve kültürel değerlerin yok olmasına, kaynak israfına asayişsizliğe ve kent rantlarının kamu dışında yağmalanmasına neden olmaktadır. 2- Sanayileşme İle Kentlerde Oluşan Toprak-Su-Hava Kirliliği Toprak Kirliliği: Günümüzde nüfus artışındaki patlama sanayileşmenin ilerlemesi ve bunlara bağlı olarak çeşitli toprak kullanımları sonucunda toprak kirlenmesi, erozyon, çoraklaşma tarım topraklarının amaç dışı kullanımı ve kirliliğini yaratmıştır. Sanayileşmenin insanların refahına ve mutluluğuna kalkılan çok büyüktür. Sanayinin bu imkanları reddedilemez. Fakat sanayi alanında bu gelişmeler sağlanırken doğal kaynak kullanımında görülen savurganlık çevre ve onun ayrılmaz bir parçası olan toprakta kirlenme başlamıştır. Tanmsal üretimi sanayi ürünlerine tercih eden zihniyet doğayı hiçe saymaktadır. Birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı olan bu iki üretim alanından tanmsal gelişmeyi feda ederek sanayileşmenin gelişmesini sağlamaya çalışmak toplumu tedirgin etmeye başlamıştır. Sanayileşmenin gelişimi ile tanmsal üretimin birbirine ait unsurlar şeklinde nitelenmesi sonucunda kalkınma politikalanm tarımsal gelişmeyi frenlerken aşın büyüme, hızlı sanayileşmeyi adeta dengenin oluşturulması mutlaka gereklidir. Doğanın kendini yenileyici görevini engellemeyen ekonomik faaliyetler planlamalı ve bu husus devamlı kontrol edilmelidir. Çünkü toprakta görülen sorunlar insanlann doğrudan veya dolaylı etkileriyle ortaya çıkmaktadır. Kentsel yerleşim sanayileşme tarımsal faaliyetleri hava, su ve toprağı olumsuz etkilemektedir. Topraklar kirletici unsurlara karşı su ve havaya oranla daha yüksek bir kapasiteye sahiptir. Toprak, gerek atmosferden gelen çökeltileri gerekse kirli sulardaki zehirli maddeleri absorbe eden son depolama yeridir. Tedbirler almakta gecikilmemelidir. Çünkü toprağın iyileştirilmesi çok zor bir olaydır. Su Kirliliği: Su eğer kirlenmemiş ise bu suyun içindeki canlılar suyun ortamı ile belirli bir denge içindedirler dışandan gelen olumsuz bir etken olursa o ortamdaki doğal dengeyi bozabilir. Su kirlenmesi olayı su zehirlenmesi* su ortamının doğal dengesinin mineral oranı tat berraklık, asılı partiküUerin bozulması şeklinde ortaya çıkar. Nüfus arttıkça kişi başına kullanılan su miktarı arttığı gibi sanayileşmede gelişmelere bağlı olarak bir çok kirleticilerde sulara karışmaktadır. Böylece kentsel endüstriyel tanmsal ve doğal kirleticiler sularımızı kirletmektedir. Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu U 152 Hava Kirliliği: Sanayileşmenin kaçınılmaz bir gereği olarak atmosfere bırakılan kirleticilerin arttığı daha sonra da bu kirleticilerin kimyasal bir takım reaksiyonlara girerek kirletme alanlarını yaydıkları görülmektedir. Havanın karışımının kirlenmesi sağlık açısmdan önemi açık olarak ortaya çıkmaktadır. İnsanın günde yaptığı işle ilgili olarak 12-15 m3 havayı teneffüs ettiğini de göz önünde bulundurursak havanın yaşam için sudan önde geldiğini görürüz. Hava kirliliği şu sebeblerden oluşur. -Hızlı Sanayileşme -Çarpık Kentleşme -Meteorolojik ve Topoğrafik şartlara göre şehirleşmenin yanlış gelişmesi Hava kirlilikleri meteorolojik şartlar sayesinde bölgeler arasında hava akımları ile taşınır. Çukur alanlarda kurulmuş sanayi tesisleri ve yerleşim dokuları çevreye daha etkili olmaktadır. Dolayısıyla tarla ürünleri, bahçe bitkileri ağaçlar ve insan sağlığı konusunda olaylar endişe vericidir. 1950'li yıllardan sonra görülen hızlı şehirleşme Türkiye'de ki hava kirliliğinin en önemli sebeblerinden ısıtma tesislerinden ayrıca şehirdeki motorlu taşıtlar araçlarından kaynaklanmaktadır. Sanayileşmeden doğan hava kirliliği ise yanlış yer seçimi ve atık gazların yetkili teknik önlemler alınmadan havaya bırakılması sonucu meydana gelemktedir. Sanayileşmenin oluştuğu alanlar kolaylık ve karlılık düşüncesiyle seçilmiştir. Sanayi girişimcileri karlılık amacıyla kurulacak sanayi tesislerinin ulaşım, su, yerleşim ve enerji yerlerine yakın olmasını istemişlerdir. Daha önce yollar ekonomik olaması nedeniyle düz ovalardan geçirilmiş, dolayısıyla yollar tarım alanlarının içine girmiştir. Arkasından da sanayi yapıları yolların iki yanma yerleşmeye başlamıştır. Böylece en verimli topraklar üzerinde sanayi kuruluşları oluşmaya başlamıştır. Oluşan hava kirliliğini temizlemek ayrı bir teknoloji ve bilimsel bir metod gerektirmektedir. Sanayileşmenin hızlanması ile çevrede şu değişiklikler görülür. -Bitki örtüsü kalkar -Arazilerin yanlış kullanıma açılması -Erozyonun hızlanması -Hayvanların göçü Ekolojik dengeyi bozmuştur. Trakya'da Sanayileşme ¥e Çevre Sempozyumu II 153 SONUÇ Genelde bütün bu olaylar Trakya topraklarımız içinde caridir. Trakya'da birinci smıf tanm topraklarının sanayileşmeye ve kentleşmeye açıldığım dolayısıyla verimli toprak kaybının meydana geldiğini görüyoruz. Bütün bu olaylar sonucu su, toprak, yeşil örtü kirlenmesiyle birlikte erozyonda kendini göstermiştir. Sanayileşene ve kentleşmenin alt yapı sistemleri geliştirilmediğinden zengin yeraltı kaynıklanda kirlenme ile karşı karşıya kalmıştır. Kirlenme sızdırma yolu ile de hızlanmaktadır. Çevre yok olma yolundadır. Yereli ve bölgeseli aşıp evrensel değerlerde birleşmesi gereklidir. Mutlak surette özellikle bu güzel Trakya'da çevre seferberliğine bir an önce okullar, kamu kuruluşları, üniversiteler ile beraber başlamalıdır. Çevre olayları çağın ve insanlığın sorunudur. Çevre bilinci aydın olmaktır. Ama aydınlatmayan aydının hiç bir yararı yoktur. Bilinçli bir çevreci toplum olarak ve doğal değerleri kıskançlıkla koruyarak bu güzel Trakyamızı daha da güzelleştireceğimize inanıyorum.