T^HIH fi: 11 Anılan Anayasa maddelerinden de anlaşılacağı gibi, olağanüstü hal ve sıkıyönetim, olan ve sürege­ len birtakım çok ağır koşulların varlığı halinde ka­ bul edilen geçici olağanüstü bir yönetim biçimidir; anaya'sal bir yönetim biçimidir. Yalnız, zorunlu ka­ lınmadıkça bu yönetimlere başvurulmamak ve sıkıyö­ netim sürekli hale getirilmemelidir. Değerli mİlletvekİleri, sıkıyönetim, kendi yapısı gereği silahlı kuvvetleri politikanın içine çekmekte­ dir. Ordumuz birçok politik kararlar almak duru­ munda 'bırakılmaktadır. Sıkıyönetime bağlı güvenlik güçlerinin de her türlü hareketleri ve bazen yanlış davranışları da sıkıyönetim yetkililerine mal edile­ bilmektedir. Süre uzadıkça, istenmese de, ordu, yıp­ ranma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmaktadır ve yine şanlı ordumuz aslî görevi olan yurt savunma­ sındaki gücünün bir bölümünü yurt içinde görevlen­ dirmek durumunda kalmaktadır,: Tüm bu durumlar göz önüne alınarak, hükümet­ ler Meclis karşısına olağanüstü hal ya da sıkıyöne­ timin uzatılması için gelmek yerine, alacağı önlem­ lerle demokratik sivil yönetime geçişi hızlandırma­ nın yollarım bulmalıdırlar. Sayın milletvekilleri, yalnız seçimleri yapıp par­ lamentoyu ve yerel yönetimleri oluşturmakla demok­ ratik düzene geçilemiyor. Demokrasiye geçiş için çal ba harcamak gereklidir, bu çabayı hükümette göre­ miyoruz. Demokratikleşme süreci içinde sivil yöne­ time geçişi çabuklaştırıcı adımlar atılmalı, demokra­ sinin kendi kuralları içinde işlerliği sağlanmalıdır. önemli ve güç olan, olağanüstü yönetim biçimleri­ ne geçmeden demokrasinin kendi kuralları içinde huzur ve güvenliği kalıcı olarak sağlayabilmektedir. Halkımız artık demokrasiye geçişin tadına varmalk istiyor; toplantısı ve gösterisi ile demokrasi içerisin­ de sesini duyurabilmek:, hakkını arayabilmek istiyor. 12 Eylül öncesinin acı deneyimlerini de her zaman dikkate alarak özgürlüklerini tümüyle kullanmak is­ tiyor. Halkımız, demokrasinin yanında, anarşi ve terörün karşısında olduğunu her zaman vurgulamış­ tır. Biz de anamuhalefet partisi olarak her türlü anar­ şi ve terörün karşısında olduğumuzu bir kere daha vurguluyoruz. Hükümetin, anarşi ve terörün yeni­ den canlanmaması için alacağı her türlü önlemde kendisine yardımcı olacağız. Halkçı Parti her ve­ sileyle ülke çıkarlarını parti çıkarlarının üstünde tut­ tuğunu kanıtlamıştır. Ancak, yurtta huzur ve barı­ şın, sosyal barışın sağlanması ve sürekli kılınması için hükümete de düşen çok önemli görevler var— 5* 13 . 3 . 1$85 O: İ dır. Bu anagörevleri ihmal edildikçe, ülkeyi değil olağan, olağanüstü yönetim biçimleriyle de yönet­ mek güçlük gösterebilir. Bunlardan en tehlikeli gör­ düğümüz, sosyal adaleti yok eden, zengini daha zen­ gin, orta sınıfı her gün fakirleştiren, hükümetin uy­ guladığı ekonomik modeldir. Geçim sıkıntısı ve pi­ yasa anarşisiyle hayatı çekilmez hale getiren, ağır kış günlerinde halkı bir kilo oduna, bir lokma ek­ meğe muhtaç eden model, toplumdaki saygı duyulan değerlerin de yitirilmesine neden olmuştur. Ahlâk­ sızlık, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekârlık, yanında, devlet katında da hayalî ihracatlar, yolsuzluklar ve rüşvet önüne geçilemeyen salgın hastalık halini al­ mıştır. Yolsuzluk ve rüşvet bu ekonomik modelin ta­ bî sonucudur. Hükümet, insanı yok sayan, sosyal ve ekonomik dengeyi iyice bozan, toplumda kriz ve bunalım yaratan ekonomik modelinden mutlaka vaz­ geçmelidir.; Anarşi kadar tehlikeli gördüğümüz, ülkeyi 12 Ey­ lüle götüren nedenlerden olan partizanlık ve kadro­ laşma illetine iktidarın da tutulduğunu görmekteyiz. «Ekibimle gelirim» adı altında devlet kadroları par­ tililerle doldurulmak İstenmektedir. Memur tedirgin­ dir. Bu hal istenmese de kendiliğinden devlet memu­ runu senden, benden diye ayrı ayrı kamplara ayır­ mak demektir. Hükümet, huzur ve güvenin bozulma­ sını istemiyorsa, bu gidişe hızla son vermelidir, özel­ likle güvenlik güçlerinin, polisin yansızlığına gölge düşürecek küçük bir davranıştan kaçınılmalıdır. Karakollar, dara düşen tüm vatandaşların güven ve sığınma yeridir. Karakola giden vatandaş yansız işlem göreceğinden, iyi muamele göreceğinden ve işkence görmeyeceğinden emin olmalıdır. (HP sıralarından alkışlar) Güvenlikten sorumlu Sayın İçişleri Bakanı bu güvenceyi vatandaşa vermeli, aksi davranışlar için her türlü şikâyeti değerlendirip suçlular varsa ce­ zalandıracağını açıkça belirtmelidir,, «işkence yoktur» ya da, «Çıkartılan işkence iddiaları kasıtlıdır» de­ mek, vatandaşta kuşku uyandırmaktadır. Unutul­ mamalıdır ki, hükümetin eski bir sayın bakanı bu kürsüden, işkence yapıldığından bahsetmiştir. Suç ve suçlu varsa, nerede ve kim olursa olsun üzerine gi­ dilmelidir; demokrasi ve açık rejimlerin en büyük gü­ vencesi ve en güzel yanı budur. Değerli milletvekilleri, hükümetin gördüğümüz yanlışlıklarını, yerinde ve zamanında sık sık söyle­ meyi muhalefet anlayışımızın gereği sayıyoruz. Bun­ ca geçmiş acı deneyimden sonra, yeniden demokra­ siye geçiş meclisi olan bu Yüce Meclisin hata yap-