Çölyak Hastalığı Ve Diyet Tedavisi Çölyak hastalığı, bağışıklık sisteminin bazı tahıllarda (buğday, arpa, çavdar) bulunan “gluten” adlı maddeye karşı verdiği duyarlılıktır. Buğday ürünü olan her şey (un, ekmek, bulgur, irmik, makarna, bisküvi) en sık tüketilen gluten deposu yiyeceklerdir. Arpa ve çavdar kaynaklı gıdalar da bu şekilde riskli yiyeceklerdir. Ayrıca salça, mayonez, ketçap, salata sosları, hazır şekerlemeler, hazır patates kızartması, patates cipsi, mısır cipsi ve salam-sosis gibi gıdalarda gluten mevcuttur. • Gluten glutenin ve gliadin adlı iki protein fraksiyonundan oluşur. Gliadin fraksiyonu mukozalarda hasar yaparak hastalığın klinik özeliklerinin ortaya çıkmasına neden olur. • Gliadin antijen rolü oynamakta, mukozadada buna karşın bir immün yanıt oluşturmaktadır. • Hastalık kız çocuklarda erkek çocuklara oranla daha sık görülür. • Kalıtsal bir hastalıktır. • Çölyak hastalığı için tek tedavi yöntemi, yaşam boyu sürdürülmesi gereken glutensiz diyet uygulamasıdır. • Çölyak hastalığında ilaç, aşı veya cerrahi tedavinin yeri yoktur. • Hastalık durumunda ishal, kusma, karın ağrısı, iştahsızlık, gelişme geriliği, vitamin eksiklikleri(özelikle yağda eriyenler A ,K ve suda eriyenler B12, folik asit yetersizliği), mineral(kalsiyum ve magnezyum) ile protein emiliminde bozukluk şeklinde görülür. Kistik Fibrozis • Kistik fibrozis, pankreas enzimlerinin yetersiz olması sonucunda görülen bir emilim bozukluğu hastalığıdır. Yedinci kromozom üzerinde gelişen bir mutasyon sonucu hastalık ortaya çıkar. • Hastalık esas olarak ter, pankreatik, bronşial ve bilier glandlar gibi endokrin bezlerdeki salgılama bozukluğuna bağlıdır. • Aynı zamanda kalıtsal yani ömür boyu çekilmesi zorunlu bir hastalıktır. Solunum sistemini de etkilemektedir. Diyet Tedavisi • AMAÇLAR: • Klinik bulgularına uygun en iyi beslenme durumunu sağlamak. • Vücut ağırlığı ve boy uzunluğu normale yakın değere ulaştırabilmek. • Malabsorbsiyonu (emilimin bozuk oluşu) en az düzeye indirmek. • Artan enerji ve besin ögesi gereksinimini karşılamak. • Ter ile kaybolan elektrolitleri yerine koymaktır. • Kistik fibrozisli hastalardaki büyüme geriliği hastalığın kendisinden çok yetersiz beslenmeye bağlıdır. • Bu nedenle hastaların enerji gereksinimi sağlıklı çocuklardan %150-200 fazlası olmalıdır. • Protein içeriği günlük %15-20’si kadar olmalıdır. • Günlük enerjinin %35-40’ı yağdan gelecek şekilde ve toplam enerjinin %5’inin elzem yağ asitlerinden dengeli olarak alınması sağlanmalıdır. • Günlük enerjinin %40-50’si karbonhidrat emilimi normaldir. Laktoz İntoleransı Ve Diyet Tedavisi • Sütün kendi içerisindeki şekere; laktoz diyoruz. Bağırsaklardan salgılanan bir enzim olan laktaz sayesinde laktoz sindirilir . • Ancak sütteki şekerin; laktozun yeterince sindirilememesi ve bağırsaklarda sorun yaratması durumu laktoz intoleransıdır. • Karbonhidrat malapsorbsiyonlarından en sık rastlanan laktoz intoleransıdır. Çünkü laktoz enzimi diğer disakkaridazlardan daha yüzeydedir. • 3 tipi vardır; 1. Konjenital (Doğumsal) laktoz intoleransı 2. Ontogenetik laktoz intoleransı 3. Sekonder laktoz intoleransı Laktoz intoleransı olanlarda süt ve süt ürünleri kısıtlandığı için kalsiyum yüksek değerli besinler verilmelidir. Homosistinüria • Sistation sentetaz enziminin eksikliği sonucunda homosistein sistationine dönüşemez. • Bu enzim aktivitesi için B12 vitaminine gereksinim vardır. Metionin Homosistein Sistationin Sistation Sentetaz Sistein • Tedavideki amaç homosistinin plazmadan uzaklaştırılması, metionin ve sistinin normal düzeye getirilmesidir. • Hastalığın hızlı düzelmesi için B6 ve aneminin önlenmesi için +2 değerlikli demirin verilmesi gerekir. • Büyük ölçüde hayvansal proteinler elimine edilir ve sadece süt ölçülü miktarda eklenir. • Metioninden zengin yiyecekler peynir, yumurta, tavuk, balık, susam gibi besinler diyetten çıkarılır. • Enerji gereksinimi özel enerji modüllerinden, yağlardan ve karbonhidratlardan karşılanmalıdır. Harnup Hastalığı • Bir aminoasit olan Triptofanın metabolizmasının bozulmasından ötürü meydana gelen bir hastalıktır. • Otozomal resessif bir özellik olarak kalıtım yoluyla geçtiği için bu hastalık pellegradan ( B3 vitamini eksikliğinde ortaya çıkan tehlikeli hastalıklardan biridir. Derinin açık bölümlerinde kızıl lekeler belirir) ayırt edilir. • Diyetin protein içeriği yüksek olmalıdır. Galaktozemia • Karaciğer enzimlerinden galaktoz fosfat aktivitesinin yetersizliği sonucu laktozun yapısında bulunan galoktozun sindirilemediği kalıtsal metabolizma hastalığına galoktozemi denir. • Galoktozemide galoktoz glikoza dönüşemez. Glikoza dönüşemeyen galoktozun kandaki miktarı artar. Kanda galoktoz miktarı arttığında idrarda da galoktoz çıkar. Galaktozun glikoza dönüşümünde 3 yerde bozukluk olabilir: 1. Galaktokinaz eksikliği 2. Klasik galaktozemi 3. Epimeraz eksikliği Diyet Tedavisinde: • Tedavinin temeli diyetten laktoz ve galaktozun çıkarılmasıdır. • Süt ve türevlerindeki laktoz en önemli galaktozdur. Süt tamamen diyetten çıkarılmalıdır. • Ticari olarak hazırlanmış laktozsuz ve galaktozsuz mamalar kullanılmalıdır. • Süt ve türevlerinin diyetten tamamen çıkarıldığı galaktozemik hastaların özellikle kalsiyum ile vitamin ve diğer minerallerle beslenmesi gerekir. İnek Sütü Proteinine İntolerans • Alerjiye eğilimli ailelerde ve erkek çocuklarında daha sık görülür.belirtiler genellikle 6 hafta ile 12 ay arasında görülür ve 1.5-2 yaşından sonra kaybolabilir. • Bebeklerde inek sütünün beta laktoglabülin fraksiyonu en az alerjen etkiyr sahiptir.Çocuklarda şiddetli kusma ve ishal görülür. • İnek sütü tamamen diyetten çıkarılmalı, 1.5-2 yaşından sonra diyete yavaş yavaş eklenmelidir. • İnek sütü intoleransı olanlarda demir yetersizliği anemisi görülebilir.Bu nedenle demir eklenmelidir. • Anne sütü ile beslenen bebeklerde anne sütü kesilmez, mümkün olduğu kadar uzun süre verilmelidir. Akrodermatitis Enteropoetika • Hastalık otomomal resesif geçişlidir.Çinko emiliminde yetersizlik vardır. • Ağız ve anüs kenarında ekstremitelerin dış yüzünden deri lezyonları görülür. • Hastalık anne sütü olanlarda hiç görülmez.Özelikle anne sütünün kesilmesi takiben veya formüla mamalarla beslenenlerde ishal ile ortaya çıkmaktadır. • Tedavisinde yaşam boyu ağızdan çinko bileşimleri kullanılır • Ayrıca A, E vitaminleri, magnezyum, kalsiyum, selenyum, glutamin, arginin içeren formülalardan faydalanılmalıdır. Kronik Ülserif Kolit • Hastalık düzensiz tekrarlayıcı ateş ve kanlı kaka ile karakterize bir kalın barsak hastalığıdır.Hastalığın yarısında belirtiler 10 yaşından önce başlar. Karın ağrısı ve ishal görülür. • Kanlı ishal kilo kaybı ateş taşikardi ve hafif anemi vardır.En çok demir daha az oranda B12 ve folik asit yetersizliğine bağlı anemiler gelişir. • Diyet tedavisinde bol kalori, bol proteinli, vitamin ve mineralden zengin diyet kullanılır. Böylece eksiklik düzeltilerek metabolik denge sağlanır. • Pozitif nitrojen dengesi,protein sentezi ve yara iyileşmesini sağlamak için enerji ve proteinin bol verilmesi gerekir.Böylece • Büyüme sağlanır ve puberte döneminin gecikmesi önlenir. REGİONAL ENTERİT(CROHN HASTALIĞI) • Barsak duvarının nedeni bilinmeyen kronik inflamatuar(iltihabi) hastalığıdır. • Ağızdan anüse kadar gastrointestinal sistemin herhangi bir bölgesini tutabilme özelliğine sahip bir hastalıktır.Hastaların %70’inde ishal %30’unda retral kanama görülür. • Hastalığın en önemli bulgusu ishal ve kilo kaybıdır. • Dolayısıyla büyüme ve cinsel gelişim geriliği görülür.Ayrıca ateş, anemi, oral ülserler, çomak parmak, karaciğerde yağlanma, kanlı ishal, anoreksiya görülür. • Diyet tedavisinde kısıtlama yoktur.Ülserif kolit tedavisindeki gibidir. FRUKTOZEMİA Meyve, sebze ve bal gibi besinlerle alınan karbonhidrat fruktozdur ve enerji kaynağıdır. Fruktoz karaciğer ve barsak ile böbreklerde metabolize olur. Hastalık 3 şekilde görülür. 1. Esansiyel Fruktozemi: Otomozal resesif geçişlidir. Fruktozinal enzimi eksikliğinde nadir görülen bir hastalıktır. 2. Hederiter (kalıtsal) Fruktoz İntoleransı: Fruktoz 1- 6 difosfat aldolaz eksikliğine bağlı otomozal resesif geçişli hastalıktır. Hipoglisemi görülür.Fruktoz alınmaya devam edilirse kusma ,zayıflık, büyüme geriliği, ödem, kanamalar, konvülsiyon ve koma gelişebilir. 3. Fruktoz 1-6 Difosfat Eksikliği: Bu enzim karaciğerde bulunur ve glikoneogenezde rol oynar.Enzimin eksikliğinde bebeklik döneminde fruktoz içeren diyetlerin alınması ile belirtileri ortaya çıkar, hipoglisemi, karaciğer büyümesi, kusma, konvülsiyon görülür. Otozomal resesif geçişlidir. Diyet tedavisinde; fruktoz içeren besinler diyetten çıkarılır. Hasta uzun süreli açlıktan sakınılmalı ve ateşli hastalık döneminde hipoglisemi önlenmelidir.Hastalar sık aralıklarla beslenmeli, yavaş emilen karbonhidratlar verilmelidir. GLİKOJEN DEPO HASTALIKLARI Glikojen depo hastalıklarında bozukluk glikojen sentezinde ya da glikojen yıkımındadır. Glikojen depo hastalıkları içinde en sık görüleni hem glikojenoliz hemde glikoneogenezisi bozduğu için glikoz-6-fosfaz eksikliğidir.Tedavide temel amacı devamlı glikoz sağlamaktır. Hipoglisemiden kaçınmak için glikoz veya glikoz polimerleriyle hasta sık beslenir. KARNİTİN EKSİKLİĞİ Karnitin memeliler tarafından lizin ve metioninden sentezlenir. Yağ asitlerinin yıkımından rol oynar, keton cisimlerinin kullanımını hızlandırır. Her çeşit karnitin eksikliğinde diyetteki yağ kısıtlanmalı, yüksek karbonhidratlı diyet uygulanmalıdır. Orta zincirli yağ asitleri tercih edilmeli ve uzun süren açlıktan kaçınılmalıdır. ÇOCUKLARDA AKUT VE KRONİK RAHATSIZLIKLAR VE BESLENME TEDAVİSİ AKUT İSHAL İshal, barsaktaki peristaltik hareketlerin artması, emilimin azalması veya sekresyonun artması sonucu dışkı miktarının ve dışkılama sayısının artması ile yumuşak, sulu kıvamda dışkı çıkarılmasıdır. Günde üçten fazla sayıda sulu dışkılama ishal olarak kabul edilir. Ancak anne sütü ile beslenen bebeklerde günlük 6-8 kez dışkılama normal kabul edilebilir. Akut ishalde vücutta oluşan değişiklikler; Su ve elektrolit kaybı D E H İ D R A T A S Y O N İştahsızlık Bulantı, kusma Ateş, enfeksiyon Malnütrasyon Kayıpların karşılanmaması İshal Ö L Ü M İshalin Nedenleri 1.Endojen kaynaklı ishal a) Sindirim salgılarındaki yetersizlik b) Bazı besinlere karşı oluşan alerji c) Emilim bozukluğu d) Anatomik, histolojik, metabolik sorunlar 2.Ekzojen kaynaklı Bu ishal türünün nedeni enfeksiyonlardır. Hijyenin ve beslenmenin kötü olması enfeksiyon riskini arttırır. Çocukluk dönemindeki ishalin en sık görülen nedeni viruslardir. Özellikle de rötoviruslar en sık nedendir. Eğer etken bakteri ise ilk sırayı E.coliler alır. Bunu salmonella, shigella,comylobacter jejuni izler. 3.Diğer nedenler a)Beslenme hataları • Yetersiz beslenme • Ek besinlere çok erken veya geç başlama • Aşırı beslenme b)Metabolik hastalıklar c)Uzun süreli antibiyotik kullanımı d)Ağır metal zehirlenmeleri e)Besin zehirlenmeleri f)Psikolojik stres g)Kanser h)Enfeksiyonlar AKUT İSHALİN TİPLERİ Sekretuar İshal (Sulu İshal) İshale yol açan bakterilerden bazıları entererotoksinler üretip sekrete ederler. Bunlar ince bağırsağın mukoza hücrelerine bağlanarak kolonun yeniden emilim kapasitesini aşan bir şekilde aşırı sıvı salgılanmasına yol açarlar ve sulu ishal oluştururlar. İltihabi İshal Bazı bakteriler ince bağırsağı istila edip iltihabi bir ishale yol açabilirler. Bazıları ise kalın bağırsağı istila ederler. Karın krampları ateş ve sık sık az miktarda kanlı ishal görülebilir. Sekretuar ishalde sıvı kaybı azdır. AKUT İSHALDE VÜCUTTA OLUŞAN BAZI DEĞİŞİKLİKLER 1.Su ve Elektrolit Kaybı Fazla su kaybı sonucunda hücre içindeki su hücre dışına çıkar ve elektrolit dengesi bozulur. Vücudun elektrolit dengesinin sürmesi çok önemlidir. Olağan dışı su kaybı madensel tuzların kaybına yol açar ve dehidratasyon oluşur. İshal sırasında su ile birlikte ilk aşamada Na, K, Cl elementlerinde kayıp olurken kronik ishalde Cu, Zn, Mg kayıpları artar. 2. Dehidratasyon Dehidratasyon 3 şekilde görülür. a-İzotonik Dehidratasyon: Elektrolit ve sıvı kaybı aynı orandadır. b-Hipotonik Dehidratasyon: Elektrolit kaybı sıvı kaybına göre daha fazladır. C-Hipertonik Dehidratasyon: Sıvı kaybı elektrolit kaybına göre fazladır. İSHALLİ ÇOCUĞUN BESLENMESİ İshalli çocuğu sürekli beslemenin faydaları şunlardır: 1-İntestinal mukoza epitel hücreleri sürekli yenilenir. 2-Gastrointestinal enzimlerin inhibisyonu önlenir. 3-Pankreatik enzimler normal olarak salgılanır. 4-Solid gıdalar mide ve barsakların boşalma zamanını uzatır, motiliteyi azaltır. 5-Beslenme bozukluğunun gelişmesi önlenir. • Rehidratasyonun sağlanmasında çeşitli solüsyonlar kullanılır. A- Ağızdan Şeker Tuz Eriği (AŞTE) B-Sıcak ve nemli bölgelerde bikarbonat ve şeker arasında meydana gelen kimyasal etkileşimlerden dolayı ağızdan rehidratasyon sıvılarının hazırlanmasında kullanılan tozlar bulunmaktadır. C-WHO’nun formülüne uygun Oral Rehidratasyon Sıvısı hazırlanabilir. D- Su-Tuz-Şeker: E-Su-Tuz • İshalli çocuğun tedavisindeki temel amaçlar şunlardır: a-Dehidratasyonun önlenmesi(A Planı) b-Dehidratasyonun düzeltilmesi(B Planı) c-Ağır dehidratasyonun acil tedavisi(C Planı) d-Enfeksiyonun tedavi edilmesi f- Antibiyotik ve ilaçların kullanılmamasıdır. KRONİK İSHALLER (MALABSORBSİYONLAR) • Herhangi bir besin sindirimi ve obsorbsiyonunun (emiliminin)bozulmasıdır. • Kronik ishal denilince yürüme çağındaki bir çocukta : 1) Büyüme ve gelişme geriliği 2)Zayıflama 3)Karında distansiyon 4)Bol, sık, soluk ve kötü kokulu bir dışkı 5)Sekonder vitamin eksikliği ile kendini belli eden bir hastalık. 6)Devamlı dışkı sayısında bir artış. Dışkı karakterlerinin sulu oluşu, 14 günden fazla süre devam etmesi emilim bozukluğunun işaretidir. • • • • Besinlerin tam olarak sindirilmesi ve emilmesi için A)bağırsağın yeteri kadar uzun olması B)bağırsak hareketlerinin normal olması C)uygun miktarda ve bileşimde pankreas ve safra sekresyonlarının olması • D)steril jejunallümen • E)Mukozanın besinleri sindirecek ve absorbe edecek güçte olması gerekir Kronik ishallerin nedenleri çok çeşitlidir. Kısaca şöyle sınıflandırılabilir; 1)Anormal ince barsak mukozası A)Morfolojik Bozukluklar a-Non-spesifik; villus atrofisi, mukozanın düzleşmesi şeklindedir. b-Spesifik (anormal lenfatik sistem) B)Fonksiyonel Bozukluklar A-İnce barsakta lümen içi ortam değişikliği. B-Enteropatik safra dolaşımının değişmesi. C-İnce barsağın bakteri florasının değişmesi. D-Kalın barsak fonksiyonunda kronik iltihaplanma. E-Çeşitli gruplar. Örneğin, ruhsal, endokrin, tekrarlayan alt üst solunum yollarındaki enfeksiyonlar. DOĞUŞTAN METABOLİZMA HASTALIKLARI Organizmada kimyasal bir bileşiğin metabolizmasının normalden sapması sonucu ortaya çıkar. Besinlerin sindirim ve metabolizmasını düzenleyen enzimlerin herhangi birinin yetersizliği söz konusudur. Enzimlerin yetersizliği kromozomların üzerinde bulunan genlerdeki anormalliklerden ileri gelir. Doğumsal metabolizma bozukluklarının çoğu özel diyet tedavisi gerektirir. Özel diyet tedavisi, Normal fiziksel gelişimin sağlanması, Merkezi sinir sisteminin korunması, Vücutta biriken maddenin diyetten çıkarılması, Yüksek dozda vitamin verilmesi, Enerji ve besin öğesi ihtiyacının karşılanması, Vücutta yapılamayan maddenin dışarıdan sağlanması amaçlarına yöneliktir. Ülkemizde en sık rastlanan doğuştan metabolizma hastalıkları şunlardır: Fenilketonüri Maple Syrup ürine hastalığı Homosistinüri Harpnut hastalığı Galaktozemia Fruktozemia Glikojen depo hastalığı Karnitin eksikliği FENİLKETONÜRİ: Karaciğerden salgılanan fenilalalin hidroksilaz enziminin yokluğu veya yetersizliği nedeni ile elzem bir aminoasit olan fenilalalinin metabolize edilememesi ve kanda biriken fenilalalinin metabolitlerinin beyinde harabiyet yapması ve idrarla artık ürünlerin atılmasıdır. Tanımlanan ilk yenidoğan metabolizma hastalığıdır. Türkiye’de akraba evliliklerinden dolayı sık görülür. 4 tipi vardır : 1)Hafif hiperfenilalalinemi: Beslenme tedavisi uygulanmayabilir. 2) Orta hiperfenilalalinemi, 3) Klasik Fenilketonüri: Diyet tedavisi şart. 4) Akipik Fenilketonüri. Klinik bulguları : Biyokimyasal blok sonucu oluşan fenilalalinin yıkım ürünleri özellikle santral sinir sistemi üzerinde toksik etkilidir. Bu metabolitlerin idrarla atılımı artar. Mental, motor gerilik, hiperaktivite, davranış bozuklukları, idrar ve terde kötü koku, konvülsuyon, açık renkte cilt, gaz, saç renginde bozukluk, ekzemalar, büyüme geriliği vardır. Tek tedavisi diyettir. Diyetin amacı; İstenilen büyümeyi ve gelişmeyi sağlayarak yetersizlik durumundan kaçınmak, Gerekli enerji ve besin öğelerini sağlayıp beyin hasarını önlemek, Vücut sıvılarındaki fenilalalinin ve metabolitlerini azaltmaktır. Not: fenilalalin elzem aminoasittir. Diyetten tamamen çıkarılması mümkün değildir. MAPLE SYRUP ÜRİNE HASTALIĞI: Dallı zincirli aminoasit metabolizmasında bozukluk sonucu ortaya çıkar. İdrarda akçaağaç şurubu kokusu vardır. Bu nedenle akçaağaç idrar kokusu hastalığı olarak da bilinir. Yaşamın ilk yıllarında kusma, beslenme güçlüğü, idrarda karakteristik koku ve giderek koma ortaya çıkar. Konvülsiyonlar, hipoglisemi, nörolojik bozukluklar, inleyerek ağlama, solunumun durmasıyla ölüm görülür. Diyet tedavisi metabolizmadaki bozukluk nedeniyle çok güçtür. Akut durumun tedavisinden sonraki yaklaşım dallı zincirli aminoasitleri kısıtlamaya yönelik beslenme tedavisidir. Beslenme tedavisi yaşam boyu sürmelidir. Açlıkta aminoasit miktarı arttığı için gece yatmadan önce ve sabah erken saatlerde karbonhidrattan zengin içeceğin verilmesi artışı engeller. BÜŞRA BEDEL HATİCE NUR ŞAHİN FATMA TUNCEL