Doç. Dr. Onur POLAT Bu ünitede; Solunum sıkıntısı olan hastaların değerlendirilmesi ve bu hastaların tedavi yaklaşımları anlatılacaktır. Solunum sıkıntısının patofizyolojisi ve etiyolojik incelemeye göre tedavi yaklaşımları değerlendirilmiştir. Hayatı tehdit eden solunum sıkıntılarında tedavi yaklaşımlarının nasıl planlanacağı ve tanısal işlemlere başlamadan önce hastanın stabilizasyonun önemi anlatılacaktır. Terimler Dispne; soluk alıp vermenin sıkıntılı ve güç olmasına veya hasta tarafından hissedilmesine denir.Kişinin soluk alma çabası içinde olmasına rağmen bunu sağlayamadığının bilincine varmasıdır. Dispnesi olan hastalarda bazı tanımlamalar; Taşipne; normal olan solunum sayısının (yeni doğanda 44 /dk, erişkin 14-18/dk) artmasıdır. Hiperpne; Metabolik ihtiyaca göre hipokapni oluşturmayacak şekilde solunumun dakikadaki miktarının artmasıdır. Terimler Hiperventilasyon; Hipokapni oluşturacak şekilde solunumun ve pH’nın artması ancak kandaki parsiyel oksijen basıncının normal olmasıdır. Efor dispnesi; hastanın nefes darlığının eforla olmasıdır. Ortopne; pozisyona bağlı dispnenin olmasıdır. Paroksismal nokturnal dispne; gece uyurken birden nefes darlığı ile hastanın uyanıp oturmak zorunda kalmasıdır. Terimler Horlama ( Snoring ): Üst soluk yolunun, dil ile kısmen tıkanmasıdır. Çağıldama ( Gurgling ): Kan, kusmuk veya diğer sekresyonların üst soluk yolunda birikmesi sonucu gargara yapar gibi duyulan sestir. Stridor tanımlanır): (horoz ötüşü Larenks veya ödeminde köpek veya havlaması soluk şeklinde yolunun aşırı daralmasında, soluk alırken ( inhalasyon ) duyulan kaba, yüksek sestir. Sessizlik: Solunum sesinin olmamasıdır. Oldukça kötü bir bulgudur, soluk yolunda veya solunumda ya da her ikisinde birden sorun olduğunu gösterir. Terimler Ronküs; Gürültülü, kaba, düşük frekanslı, horlama sesine benzeyen, hem inspiryum hem de ekspiryum sırasında duyulan devamlı seslerdir. Öksürükle kaybolur. Ral; Akciğer oskültasyonunda genellikle inspiryum sırasında duyulan çıtırtı sesine benzeyen anormal solunum sesleridir. Wheezing; Sibilan ral, wheezing, sibilan ronküs ya da hırıltılı solunum daha çok distal hava yolu obstrüksiyonlarında olmak üzere solunum yollarındaki kısmi obstrüksiyonların klinik bulgusudur. Kısmi obstrüksiyon sonucunda havayollarının içinden hızla geçen hava akımının oluşturduğu titreşimle duyulur. Wheezing, kulakla duyulabilen şiddettedir. Sıklıkla, astım ve bronşiolit gibi distal hava yolu obstrüksiyonlarında görülür. Solunum Yetersizliği Oda havası soluyan bir kişide, gaz değişimi bozukluğu sonucu ortaya çıkan arteriyel hipokseminin (PaO2< 60 mmHg, sO2< %85) ve hiperkapninin (PaCO2> 45 mmHg) yetersizliği denir. birlikte bulunmasına solunum PATOFİZYOLOJİ Normal solunum, medulla merkezi tarafından solunum Periferdeki kontrol ise oblangatada kontrol karotise bulunan edilmektedir. yakın yerleşim gösteren kemoreseptörler ile diyafram ve iskelet kaslarında bulunan mekanoreseptörler aracılığıyla sağlanmaktadır. Nefes darlığı bu denge sisteminde ortaya çıkan bozukluktan kaynaklanmaktadır. PATOFİZYOLOJİ Nefes darlığı; normal solunumun bilinç düzeyine çıktığı, solunum işinin arttığı (ventilasyonun efor, hiperkapni, artması; hipoksemik göğüs yollarındaki akım duvarı hipoksi esnek direncinin gibi nedenlerle direncinin, artışı ve hava akciğer kompliansının azalması ile solunum sistemi fiziksel özelliklerinin değişmesi) ve solunum kaslarının iş yapma yeteneğinin azalması sonucu gelişir. TANIMLAMALAR Hiperkapnik solunum yetersizliği; başlıca solunum merkezini, solunum dürtüsünü ileten sinirleri, solunum kaslarını ve göğüs duvarını ilgilendiren hastalıklarda gelişen ventilasyon bozukluklarında görülür. Hipoksemik solunum yetersizliği ise başlıca alveol boşluğunun dolduğu, ciddi ventilasyon-perfüzyon (V/Q) dengesizliğinin geliştiği veya alveo-kapiller yüzey kaybına bağlı fonksiyonel şant gelişen hastalıklarda görülür. Bunlar “Akut Akciğer Hasarı” (ALI) ve “Akut Respiratuar hastalıklardır. Distress Sendromu” (ARDS) gibi TANIMLAMALAR Etyopatogeneze göre nefes darlığı 3 ana gruba ayrılabilir: A. Solunum sistemi ile ilgili olanlar; üst solunum yolu obstrüksiyonu (tümör, yabancı cisim ve mediastende bası yapan durumlar), alt solunum yolu obstrüksiyonu (astım, atelektazi), akciğerde yaygın hastalık varlığı, akciğer genişlemesini sınırlayan durumların varlığı (plevra boşluğunda sıvı, pnömotoraks, karında asit, şişmanlık, gebelik, diafragma felci, kot kırığı, vertebra ve kaburga deformitesi), pulmoner arter dallarında tıkanma. TANIMLAMALAR B. Kardiyovasküler nedenler; akut ve kronik sol kalp yetmezliği (perikardit veya tamponad), doku perfüzyonunu bozan durumlar, şantlar. C. Solunum ve dolaşımda sorun yok iken oluşan nefes darlığı; ağır anemi, oksijen taşınma bozukluğu (karboksihemoglobin), ortamdaki oksijenin azalması, oksijen gereksinimini arttıran dururmlar (ateş, efor, hipertiroidi), zehirlenmeler. ANAMNEZ ve FİZİK MUAYENE Anamnez ve fizik muayene bu hastaların tanı aşamasında önemlidir. Hastanın anlatacağı klinik kadar özgeçmişindeki hastalıklar, kullandığı ilaçlar, şikayetini arttıran ve azaltan nedenler de önemli olup sorgulanmalıdır. ANAMNEZ ve FİZİK MUAYENE • Anamnezde solunum sıkıntısının zamanı önemli olup; ani gelişen solunum sıkıntısı genelde pulmoner emboli, yabancı cisim, alerjen, inhalasyona bağlı hasar, astım, anaflaksi, psikojenik durumları düşündürür. Kronik hastalıkların (KOAH gb) akut alevlenmelerinde de solunum sıkıntısında ani artış olabilir. Gebelerde, şişmanlarda, asiti olan hastalarda solunum sıkıntısı gösterir.Ayrıcasolunum pozisyonla sıkıntısı değişkenlik varlığında travma öyküsü de sorgulanmalıdır. Travma sonrası gelişen pnömotoraks, hemotoraks, kot kırığı ve kardiyak tamponanda bağlı solunum sıkıntısı gelişebilir. ANAMNEZ ve FİZİK MUAYENE • Hastada solunum sıkıntısına eşlik eden semptomlar olup olmadığı sorgulanmalıdır. Göğüs ağrısı, ateş, siyanoz, anksiyete gibi durumlar araştırılmalıdır. • Fizik muayene a) Vital bulgular; taşipne (pnömöni, pnömötoraks), hipopne (intrakranial hadiseler, zehirlenmeler), taşikardi (travmatik göğüs yaralanması pulmoner emboli), hipotansiyon (tansiyon pnömötoraks), ateş ( pnömöni, pulmoner emboli). ANAMNEZ ve FİZİK MUAYENE b) Genel görünüm; travmatik (pnömötoraks, yelken göğüs, pulmoner kontuzyon) c) Göğüs muayenesi; Krepitasyon, cilt altı amfizem varsa pnömötoraks; ral, wheezing varlığında astım, pulmoner emboli,KOAH akut alevlenme düşünülmelidir. Ayrıca sessiz akciğer ciddi astım ataklarını işaret edebilir. d) Kardiyovasküler sistem muayenesi; göğüs ağrısına eşlik eden üfürüm varlığında kardiyojenik şok, kapak durumlar düşünülebilir. Kalp sesinin yetmezliği gibi derinden gelmesi, hipotansiyon getirmelidir. varlığı boyun venöz kardiyak dolgunluğu tamponandı ve akla ANAMNEZ ve FİZİK MUAYENE e) Ekstremite muayyenesi; bacaklarda şişlik olması kalp yetmezliği, çap farkına homan’s belirtisinin eşlik etmesi pulmoner emboliyi düşündürür. f) Nörolojik muayene; fokal defisit varlığı intrakranial hasara halsizlik bağlı solunum varlığı ise yetmezliğini; elektrolit genel bir bozukluğu (hipokalsemi, hipomagnezemi, hipofosfatemi) veya anemiyi düşündürür. TANI Tanı hastanın anamnez, fizik muayene, laboratuar, radyolojik bulgularının yorumlanmasıyla konur. Hastanın anamnez ve fizik muayenesi hastalığın tedavisi aşamasında yol göstericidir. 1. Anamnez ve fizik muayene bulgularına göre gerekli tetkikler istenmelidir. 2. Laboratuar: a) Pulse oksimetre, arteriyel kan gazı; pO2, pCo2, pH, değerlendirilir. b) Tam kan sayımı: Anemi-polistemi, trombositopeni, lökositoz (enfeksiyon, sepsis), hakkında bilgi verir. c) Biyokimya: Glükoz, Kan üre azotu/kreatinin, D-dimer, elektrolitler TANI 3. Kardiyak inceleme: Elektrokardiyografi (EKG) incelemesi ile iskemi ve ritim bozukluğu değerlendirilirken Ekokardiyografi (EKO) ile kalp, duvar hareketleri ve perikardiyal efüzyon açısından incelenir. 4. Radyolojik inceleme: a) Akciğer filmi(PAAG): Diafragma ve sinüsler, mediasten, hiluslar,akciğer parankimi ve plavra,göğüs kafesi (kemik kısımlar ve yumuşak doku) incelenmelidir b) Tomografi; kitle, travma ve emboli düşünülen hastalarda istenmelidir. 5. Bronkoskopi: Yabancı cisim aspirasyonu düşünülen hastalarda istenir. TANISAL İŞLEMLER Hastalıklara göre tanısal işlemler: • Pulmoner emboli: Anamnezde ani başlangıçlı plöretik ağrı ve nefes (immobilizasyon, darlığı, obesite, predispozan gebelik, oral faktörler kontraseptif kullanımı, ileri yaş, cerrahi operasyon, DVT/PTE öyküsü) bulunması, well’s skorunun hesaplanarak risk seviyesinin belirlenmesi; terleme, hareketle artan nefes darlığı gibi eşlik eden semptomlar bulunması; fizik muayenede taşikardi, takipne ve ateş saptanması sonucunda PTE düşünülmeli ve test olarak D Dimer, arteriyel kan gazı gönderilmeli çekilmelidir. kesin tanı için pulmoner anjiyografi TANISAL İŞLEMLER • Pnömöni: Anamnezde ateş, öksürük, balgam ve göğüs ağrısı şikayetleri bulunması, fizik muayenede ateş, taşikardi, takipne, ral tespit edilmesi veya solunum seslerinde azalma olduğunun saptanması sonucunda pnömoni düşünülmeli hastadan kan ve balgam kültürü alınarak akciğer grafisi istenmelidir. • Pnömotoraks: Anamnezde ani gelişen nefes darlığı ve göğüs ağrısı şikayetleri mevcuttur. Spontan pnömotoraks zayıf ve sigara kullanım öyküsü olan erkek hastalarda daha sık gözlenmektedir. Fizik muayenede solunum seslerinde azalma, subkütan amfizem, göğüs duvarında palpasyonla ağrı saptanır. Tanı akciğer grafisi ile konur. TANISAL İŞLEMLER • Astım, KOAH: Anamnezde genellikle sigara içme öyküsü vardır. Öksürük ve balgam tükürme başlıca şikayetlerdendir. Fizik muayenede ise hastaların siyanotik görünümlü olduğu, yardımcı solunum kaslarını çalıştırdıkları dikkati çeker. Akciğer oskülte edildiğinde wheezing ve ronküs duyulur. • Pulmoner ödem: Anamnezde yeni geçirilmiş MI, diabet veya kalp yetmezliği öyküsünün olması, tedavide aksama, diyete uymama veya araya giren bir enfeksiyon varlığı tanı için önemlidir. Fizik muayenede juguler venöz dolgunluk, ortopne, periferik ödem, paroksismal nokturnal dispne, S3/S4, gallop, yeni kardiyak ritim bozukluğu saptanabilir. Akciğer grafisinde plevral efüzyon, gözlenebilir. intestisyel ödem ve kardiyomegali Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı Solunumun değerlendirilmesi ilk muayene ile başlar. Amaç, ilk anda hastanın yaşamını tehdit eden bir sorun varsa saptayıp ortadan kaldırmak ve solunumun devamlılığını sağlamaktır. Yaralanma (travma) söz konusu ise, hasta değerlendirilmeden önce kesinlikle hareket ettirilmemeli ve sabitlenmelidir. Çünkü spinal omurlarda zedelenme olabilir. Bu nedenle hemen boyunluk takılmalı ve hasta sırt tahtasına alınmalıdır. Solunum, birinci derece acil olan ve hemen düzeltilmesi gereken bir yaşam belirtisidir, o nedenle çok hızlı hareket edilmelidir. Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı Baş, boyun veya düşündürebilecek omurga durumlar yaralanması (özellikle olasılığını hastanın bilincinin kapalı olması ) söz konusu ise dikkatli olunmalı, boynu ve omurgayı mutlaka korumalıdır (bunun için baş, sırt, kalça ve bacaklar aynı düzlemde olacak şekilde aynı anda çevrilerek sırt üstü yatırılabilir ve taşınabilir). İlk muayeneyi pratik açıdan uygunsa baştan ayağa (ikinci ) muayene takip etmelidir. Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı İlk bakı; Amaç, hastanın yaşamsal fonksiyonlarını tehdit eden bir unsur varsa onu saptamaktır. Sırasıyla ABC işlemleri yapılmalıdır. • Havayolu açıklığı: Hastanın ağzında yabancı cisim varlığına bakılmalıdır. Hava yolu açıklığı travma şüphesi olmayan hastalarda baş-çene pozisyonu (head tilt chin lift) ile yapılırken travma şüphesi olanlarda alt-çene pozisyonu( yani çeneyi sadece yukarı kaldırma-jaw trust) ile hava açıklığından yolu emin açıklığı sağlanabilir. olunduktan değerlendirilmesine geçilmelidir. sonra Havayolunun solunumun Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı • Solunum: Öncelikle bak-dinle-hisset yöntemiyle solunum değerlendirilir. Kişinin solunumu horlama veya hırıltı şeklindeyse, muhtemelen soluk yolunda İkinci olarak değerlendirilir. solunumun Hasta konuşabiliyorsa, solunumu hastalarda ileri bilinçli hastanın yeterli yeterli ise hava demektir. değerlendirme sorun olup ve yolu Bilinç vardır. olmadığı zorlanmadan açık ve düzeyi değişken yapılmalıdır. Hastanın göğüs hareketleri değerlendirilmelidir. Düzensiz solunum, ciddi bir sorun olabileceğini düşündürmelidir ve oksijen desteği gerektirir. Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı Chyne Stokes Solunumu: Tedrici olarak artan ve sonra tedrici olarak azalan solunumu takiben apne ataklarının esnasında gözlenmesidir. Çocuklarda ve uyku görülebilir. İlerlemiş kalp hastalıklarında, ağır böbrek hastalıklarında, kafa içi basınç artışında (KİBAS ), ağır pnömoni ve menenjitte tespit edilebilir. Biot solunumu: Derin ve hızlı solunumu apnelerin takip ettiği solunum tipi olup özellikle kafa içini ilgilendiren olaylarda gözlenmektedir. Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı Kussmaul solunumu: Derin, hızlı ve sürekli bir solunumdur. Diabetik ketoasidoz, ağır anemi, yorucu egzersiz, pnömoni, metabolik asidoz, ishal ve dehidratasyon da görülebilir. Göğüs bölgesi asimetrik hareketler açısından izlenmelidir. Göğsün bir tarafı yükselirken diğer tarafı yükselmiyorsa buna paradoksal solunum denir ve yelken göğsü düşündürür. Hastanın solunumu yoksa ya da soluk yolunda bir sorun olduğu düşünülüyorsa, yaralanma durumuna uygun olarak başa pozisyon manevralardan birini kullanılır ve hava yolu açılır. açıklığı sağlandıktan sonra solunum verilen Hava yolunun değerlendirilir. Solunum yeterliyse, oksijen verildikten sonra dolaşım değerlendirilir. Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı Solunum yetersizse veya yoksa, suni solunuma başlanır ve hastanın solunumunu desteklenir (balon maske, nazofarengeal airway, orofarengeal airway, endotrakeal tüp gibi araç gereçler kullanılabilir). a) Dolaşım: Hastanın kardiyovasküler sistemi değerlendirilmeli, nefes darlığı yapan; tamponad, kardiyojenik pulmoner ödem, kalp yetmezliği, Akut MI komplikasyonu (kapak yetmezliği) gibi tanılar düşünülerek hastanın nabzı ve juguler ven dolgunluğuna bakılmalıdır. b) Nörolojik muayene: Hızlı bir şekilde yapılmalıdır. c) Hastanın tüm vücuduna bakılmalıdır. Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı İkinci bakı; Hastanın ABCDE değerlendirmesi bitirilip gereken resüsitatif işlemler de tamamlandıktan sonra ikincil bakıya geçilir. İkincil bakı tam öykü alınması, tam fizik bakı ve vital bulguların tekrar değerlendirilmesini içerir. Öykü Alma: Öncelikle var olan sorunla ilgili kısa bir öykü almaya çalışılır. Henüz yenilmiş veya içilmiş bir şeyin ardından mı gerçekleşmiş? Yaralanma olmuş mu? Bu sorulara alınan yanıtlar, soruna yol açan nedeni bulmaya yarayabilir. Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı Sorun aniden mi yoksa artarak mı ortaya çıkmış? Allerji veya anaflaksi öyküsü var mı? Yaralanma söz konusu ise nasıl olmuş? Bu sorulara alınan yanıtlar sorunun tedavisini etkileyebilir. Örneğin, boyundaki künt bir yaralanma, larengeal yaralanmaya dolayısıyla solunum sıkıntısına neden olabilir. a) Hava yolu: Orofaringeal veya nazofaringeal patoloji, nazal pasaj veya farinksin büyük oranda tıkanmasıyla ilişkilidir. Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı b) Solunum: Solunumun yeterliliğini değerlendirirken deri de incelenmelidir. Çünkü deri rengi, hastanın oksijenlenme durumu hakkında oldukça önemli bilgiler verecektir. Solunumun bozulduğu erken dönemde, oksijen eksikliği sempatik sinir sistemini uyarır. Daha sonra deri rengi soluk bir hal alır ve terleme görülür. Solunum sayısının doğru belirlenmesi önemlidir. Solunum sayısındaki artma ya da azalma solunum yetmezliğinin en erken bulguları olabilir. Solunum yetmezliğinin bir başka belirtisi ise, yardımcı solunum kaslarının kullanılmasıdır. İnterkostal veya suprasternal çekilmelerin olması ya da karın kaslarının kullanılması, yardımcı solunum kaslarının solunuma katıldığını gösterir. Bebek ve çocuklarda, burun kanatlarının solunuma katılması ve hırıltılı solunum, yetmezlik belirtisidir. Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı c) Dolaşım: Nabızların, boyun venöz dolgunluğunun ve kardiyak ayrıntılı yapılmalıdır. saptanması parmak, üfürümün değerlendirilmesi Hepatojuguler daha reflünün yetmezlik tanısında önemlidir. Çomak özellikle uzun süreli kalp yetmezliği ve/veya solunum yetmezliği olan hastalarda görülür. Alt ekstremiteler ödem ve bacaklar arası çap farkı açısından dikkatle değerlendirilmelidir. SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI 1. Pulmoner emboli: Pulmoner arter veya dallarının aniden pıhtı veya kanla taşınan diğer küçük partiküller tarafından tıkanmasıdır. Pulmoner embolide klinik şüphe tanı koymamıza yardımcı önemli faktörlerdendir. Predispozan faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Hastanın vital bulguları hızlıca değerlendirilip monitörize edilmeli ve intravenöz damar yolu açılmalıdır. Hasta oksijenize edilmelidir. Hipotansiyonu varsa düzeltecek ölçüde sıvı verilmelidir. Hasta anfraksiyone heparin ile antikoagüle edilmeli veya düşük molekül ağrılıklı heparin verilmelidir. Masif emboli vakalarında ise hasta hemodinamisi göz önüne alınarak trombolitik tedavi verilmelidir SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI 2. Akut pulmoner ödem: Çoğunlukla kronik bir sol kalp yetersizliğinin dekompansasyonu sonucu, sıvının akciğer akış yatağından hücreler arası dokuya veya alveollerine geçmesi ile meydana gelir. Olası nedenleri; hipertansif kriz, miyokard enfarktüsü, kardiyomyopati, kalp kapak hastalığı, kalp veya böbrek yetmezliğine bağlı aşırı sıvı yüklenmesi ve kalp ritim bozukluklarıdır. Hastanın ABC kontrolü yapıldıktan sonra hastanın oturur pozisyonda olması ve kollarını sarkıtması istenir. Oksijen verilmesi ve ajite olan hastanın sedatize edilmesi önemlidir. Hastaya nitrogliserin, diüretik ve morfin verilebilir. SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI 3. Pnömötoraks: Plevra boşluğunda havanın toplanmasıdır. Tansiyon pnömötoraksta ise subap mekanizmasının yol açtığı plevra boşluğunda artan bir basınç söz konusudur.. Buna bağlı mediasten ve trakea sağlam tarafa itilir. Büyük damarlar basya uğrar. Hastada ani gelişen solunum sıkıntısı, göğüs ağrısı ve şok bulguları vardır.Juguler dolgunluk vardır. Acil olarak iğne torakostomi yapılmalıdır. SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI 4. Astım: Bronkospazmla giden bronşiyal aşırı duyarlılık, aşırı bronş sekresyonu ve bronşiyal duvar ödemi sonucu, geriye dönüşümlü olarak hava yollarının tıkanmasıdır. Hastada hızla artan solunum güçlüğü, aşırı korku, bitkinlik, mavi-gri cilt rengi, bradikardi, bilinç kaybı ve solunum seslerinin duyulmaması çok önemlidir. Hasta oturur pozisyonda olmalı ve kolları desteklenmelidir. Siyanozda olan hastaya oksijen dikkatli verilmelidir aksi takdirde CO2 narkozuna yol açılabilir. Tedavide B2 sempatomimetikler, inhaler steroidler ataklarda intravenöz uygulanabilir. verilebilir. Ağır SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI 5. Kalp tamponandı: Perikard içinde sıvı artışı yada kan toplanmasının neden olduğu konsantrik kalp basısıdır. Tansiyon amfizemde de pnömötoraks tamponand ve mediastinal gelişebilir. Hastada solunum sıkıntısı ve juguler venöz dolgunluk vardır. Kalp sesleri pek duyulmaz, hipotansiyon vardır. Hasta oturtulur, damar yolu açıklığı sağlanır, oksijen ve sıvı desteği yapılır. Hasta kısa sürede transport edilmelidir. SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI 6. Toksik akciğer ödemi (tahriş edici gaz inhalasyonuna bağlı):Alveolar membranların ve pulmoner kapiller duvarların toksik hasarıdır. Ödem hemen oluşabileceği gibi birkaç saat sonra da oluşabilir. Hastalar 24-36 saat izlenmelidir. Hastada öksürük, giderek artan nefes darlığı, ortopne, siyanoz, fokurdama, köpüklü kırmızı balgam, şok olabilir. Hasta oturur pozisyonda daha rahat nefes alır. Oksijen verilmeli ve damar yolu açıklığı sağlanmalıdır. Hastaya morfin yapılabilir. Enflamasyon önleyici steroid verilebilir. Diğer diüretik sempatomimetikler tedaviye eklenebilir. ve B2 İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM