Ortadoğu Silah Pazarında Rusya`nın Payı

advertisement
İnceleme
İki ülke arasında siyasi, askerî, iktisadî, enerji vs. alanlarında geliştirilen işbirliği, Rusya’nın Beşar Esad rejimini uluslararası
arenada desteklemesinin nedenlerinden biridir. Suriye, aynı zamanda bölgede Rusya’nın en önemli silah müşterisidir.
Ortadoğu Silah Pazarında
Rusya’nın Payı
Russia’s Share in the Arms Market in the Middle East
İlyas KEMALOĞLU (Kamalov)
Abstract
The Russian Federation, which is the main inheritor of the USSR, could not continue its existence in the
Middle East due to its political and economic crisis. The return of Moscow to the region took a long time.
Although the facts that Russia increased its economic investment in the region, wrote off the debts of the
countries in the region remained from the USSR period, brought forward projects in the energy and military
fields, and supported especially the regimes encountered with Western oppression etc. contribute greatly to
Kremlin’s comeback in the region, the Arab spring in the Middle East has endangered Russia’s existence in
the region. Besides the Arab Spring, the military intervention in Iraq and the embargo put on Iran caused
the decrease of Russia’s weapons exports well as contributed to the erosion of Russian impact in the region.
Keywords: Russian Federation, Arab spring, embargo, Russian weapon
Silah satışı konusunda görüşmediğimiz neredeyse tek bir Arap ülkesi kalmamıştır.
(Anatoliy İsaykin, Rosoboroneksport Şirketinin Müdürü)1
58
7HPPX]&LOW6D\Ü
İnceleme
5XV\D·Q×Q VLODK VDW×ü× NRQXVXQGD $%'·QLQ JHULVLQGH NDOPDV×Q×Q ELU
EDüND|QHPOLQHGHQLGHG×üDU×GDQ\DS×ODQDVNHUvPGDKDOHOHUVRQX
FXQGD LNWLGDUODU×Q GHùLüWLùL ONHOHULQ 5XV\D LOH \UWWNOHUL LüELUOLùLQL
J|]GHQJHoLUPHOHULYHSURMHOHULQELUN×VP×Q×DVN×\DDOPDODU×G×U
Giriş
Ortadoğu bölgesi, SSCB’nin etkili olduğu ve
Kremlin’in bölgeye çeşitli alanlarda önemli yatırımlarda bulunduğu coğrafyalardan bir tanesiydi. SSCB’nin yıkılışından sonra ana mirasçısı olan
Rusya Federasyonu, siyasi ve iktisadî buhran yaşadığından SSCB’nin Ortadoğu’daki varlığını devam ettirememişti. Moskova’nın bölgeye tekrar
dönüşü, uzun zaman almıştı. Rusya’nın bölgeye
yönelik ekonomik yatırımları, daha SSCB döneminden kalan bölge ülkelerinin borçlarını silmesi, enerji ve askerî alanlarda ortaya attığı projeler, özellikle Batı baskısıyla karşı karşıya kalan
rejimlere destek vermesi vs., Kremlin’in bölgede
eski gücüne ulaşma konusunda önemli katkıda
bulunsa da Ortadoğu’da yaşanan Arap Baharı,
Rusya’nın bölgedeki her geçen gün artan varlığına zarar vermiştir. Kremlin, mevcut iktidarları
desteklediğinden (Rus yetkililere göre dışarıdan
yapılan askerî müdahalelere karşı çıktığından)
dolayı yeni iktidarlar, Rusya ile olan münasebetleri ve geliştirdikleri projeleri gözden geçirmişlerdir. Bu süreçte özellikle Rusya’nın bölgeye yönelik askerî teknolojiler ihracatı zarar görmüştür.
Arap Baharı’nın yanı sıra Irak’a yapılan askerî
müdahale ile İran’a uygulanan ambargo da Rus
silahlarının bölgeye ihracatının azalmasına ve
buna bağlı olarak Rusya’nın bölgedeki varlığının
zayıflamasına neden olmuştur.
Rusya’nın Dünya Silah Pazarındaki Payı
On yıllarca süren Soğuk Savaş’ın önemli kollarından birini silah üretimi ve ihracatı oluşturuyordu. Hatta SSCB’nin yıkılışının nedenlerinden
biri olarak Kremlin’in silahlanmaya ayırdığı büt-
çe gösterilmektedir. SSCB’nin yıkılışından sonra Rusya’da askerî teknoloji üretimi ve ihracatı
azalmış, ancak Vladimir Putin’in iktidara gelmesiyle birlikte askerî teknolojiler, yeniden önemli bir ihracat kalemi hâline gelmiştir.2 2001’de
Rusya’nın silah ihracatı 3,7 milyar dolarken, bu
rakam 2005’te 6,1 milyar dolar, 2009’da 8,5 milyar dolar, 2012’de 15,2 milyar dolar seviyesine
çıkmıştır.3 2013 yılının ilk beş ayında ise Rusya
6,5 milyar dolar değerinde silah satışı gerçekleştirmiştir. Yılsonuna kadar bu rakamın 15 milyar
doları aşacağı öngörülmektedir. Enerji kaynakları ile silah satışından elde edilen gelirler, Rusya Federasyonu’nun en önemli gelir kaynağını
oluşturmaktadırlar. Dolayısıyla silah satışı, Rus
ekonomisi açısından hayatî önem taşıyan ihracat
kalemi olduğu gibi Rusya’nın uluslararası arenadaki varlığı ve gücünü de arttırmaktadır.
2012 yılında “Rosoboroneksport” (Rus Savunma
Teknolojileri İhracatı) adlı Rus şirketi, 60 ülkeye silah teknolojileri satmıştır. İhraç edilen silah
teknolojilerinin türü gittikçe çeşitlendirilmektedir. 2012 yılında ihraç edilen askerî teknolojilerin yüzde 37’si havacılık teknolojileri, yüzde 27’si
kara kuvvetlerince kullanılan teknolojiler, yüzde
18’i askerî deniz teknolojileri ve yüzde 15’i hava
savunma teknolojileriydi.4
Yakın zamana kadar Rusya’dan en fazla askerî
teknolojiler satın alanların başında Hindistan ile
Çin geliyordu. Bu ülkelere Rus silahlarının yaklaşık yüzde 50’i ihraç ediliyordu. Hindistan, hâlâ
ithal ettiği silahların yüzde 72’sini, Rusya’dan almaktadır. Bununla birlikte Çin’in Rus silahlarına
ilgisi gittikçe azalmaktadır. 1992-2009 yılları arasında Rus silahlarını en fazla alan ülkelerin ba-
7HPPX]&LOW6D\Ü
59
İnceleme
şında Çin gelirken, 2012’de Çin, ilk beş ülke arasında yer almamıştır. Bunun en önemli nedeni,
Çin’in özellikle Rus teknolojilerini örnek alarak
(taklit ederek) kendi silahlarını üretime, hatta
ihracatına başlamasıdır. Adı geçen iki ülkenin
yanı sıra İran, Irak, Suriye, Cezayir, Venezuela,
Malezya, Vietnam ve Endonezya gibi ülkeler de
Rus silahlarını satın alan ülkelerin başında gelmektedirler.
Tablo 1. 1992-2009 Yıllarında Rus Silahlarını En Fazla İthal Eden Ülkeler5
6×rD 1o
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
hOke
0iO\Dr 'oODr
dLQ
28.15
Hindistan
18.81
&H]D\LU
4.71
úUDQ
3.38
9HQH]XHOD
2.05
0DOH]\D
1.97
Vietnam
1.88
%LUOHüLN$UDS(PLUOLNOHUL 1.14
Yemen
1.12
Macaristan
1.11
Yunanistan
1.06
.D]DNLVWDQ
0.85
Her ne kadar son dönemde Rusya silah satışı konusunda büyük bir atağa geçse de toplam silah
pazarına bakıldığında Rusya’nın özellikle İran ve
Suriye’ye silah satmasına karşı çıkan ABD’nin liderliğinin devam ettiği görülmektedir. ABD’nin
dünya silah pazarındaki payı yaklaşık yüzde 35
oranındadır (bu rakamlar değişmekte ve farklı kurumların istatistikî bilgilerine göre farklılık
arz etmektedirler). Dünya silah pazarında yaklaşık yüzde 20-25 oranına sahip olan Rusya’nın bu
sıralamada geri kalmasının en önemli nedeni ise
yalnızca gelişmekte olan ülkelere silah satabilme imkânına sahip olmasıdır. Zira geriye kalan
ülkeler NATO üyesi olup, askerî alanda Rusya
ile işbirliğine kapalıdırlar. Rusya’nın silah satışı konusunda ABD’nin gerisinde kalmasının bir
başka önemli nedeni de dışarıdan yapılan askerî
60
7HPPX]&LOW6D\Ü
müdahaleler sonucunda iktidarların değiştiği ülkelerin, Rusya ile yürüttükleri işbirliğini gözden
geçirmeleri ve projelerin bir kısmını askıya almalarıdır. Aşağıda vereceğimiz örneklerden görüleceği gibi bu ülkelerdeki yeni iktidarlar, ABD
tarafından desteklendiği için Rus silahları yerine
Amerikan silahlarını tercih etmeye başlamaktadırlar.
Dünya silah pazarında eskiden beri Rusya-ABD
rekabeti yaşanmaktadır. Soğuk Savaş döneminde
her iki tarafın da müşterilerini ideolojiler belirlerken, günümüzde Rusya ile ABD’nin müşteri
profilleri değişmekte, ülkeler birbirlerinin ortaklarını kendi taraflarına çekmekten çekinmemektedirler. Örneğin, eskiden ABD’nin pazarı olarak
sayılan Latin Amerika ülkeleri özellikle son yıllarda Rus silahlarına ilgi duymaya başlamışlardır.
SSCB’nin bu alandaki alıcısı olan bazı Ortadoğu
ülkeleri ise ya Amerikan silahlarına yönelmekte
ya da Rusya, bu ülkelere uygulanan silah ambargosu yüzünden daha önce yaptığı anlaşmaları
iptal etmek zorunda kalmaktadır. Son iki yılda
Rusya; İran ve Libya silah pazarlarını neredeyse tamamen elden çıkarmış, Suriye’ye yapılması
planlanan teslimatların bir kısmı gerçekleşememiştir. Suudi Arabistan, son anda Rusya’dan silah alımından vazgeçmiştir. Ancak buna rağmen
2012’de Rusya’nın silah ihracatı, 2011’e kıyasla artmış ve SSCB’nin yıkılışından itibaren rekor seviyeye çıkmıştır. Bunun nedenlerini şöyle
özetleyebiliriz: Rus silah ve askerî teknolojilerin
rekabet edebilir hâle gelmesi ve çeşitlendirilmesi; Rusya’nın yeni pazar arayışını aktif bir şekilde
sürdürmesi ve bu meseleye eskisi gibi siyasi ve
ideolojik yaklaşmaması; aşağıda Ürdün örneğinde de görüleceği gibi silahların bir kısmının
ithalatçı ülkede ortak üretime başlanması; silah
alımı için ülkelere krediler verilmesi veya Irak
örneğinde olduğu gibi eskiden kalan ve ödenmesi konusunda artık ümit olmayan borçların silinmesi veya yeniden yapılandırılması karşılığında
silah alım anlaşmalarının yapılması vs.
İnceleme
Tablo 2. Bazı Rus Askerî Teknolojileri ve Bunları İthal Eden Ülkeler
6X
$vF×EomEDrG×mDn×
<Dk $Vkerv
EùiWim 8oDù×
0iO\ +eOikoSWeri
+DvD 6DvXnmD
KomSOekVi
&ezD\ir
&ezD\ir
%reziO\D
&ezD\ir
Vietnam
/iE\a
VenezXeOa
Vietnam
+inGiVtan
+inGiVtan
*ne\ K×Er×V 5Xm <|netimi
EnGonez\a
dek &XmKXri\eti
Çin
Çin
6Xri\e
%irOeüik $raS EmirOikOeri
úran
Her ne kadar son dönemde Rusya, birkaç önemli
müşterisini (özellikle Ortadoğu’da) kaybetse de
hayata geçirilen yeni politikalar neticesinde yeni
pazarlar keşfetmekte ve dünya silah pazarında
önemli pay sahibi olmaya devam etmektedir. Nitekim 2012 yılında dünyanın en büyük silah üreten şirketlerinden biri olan Rosoboroneksport
adlı Rus şirketi, yurtdışından 1877 başvuru almış
ve yapılan değerlendirmeler neticesinde 1309
anlaşma imzalanmıştır. Bu kontratlar sayesinde
Rusya, Latin Amerika (Venezüella, Brezilya, Arjantin, Bolivya, Meksika vs) silah pazarındaki konumunu pekiştirmiş, Afrika’da (Uganda, Angola,
Gana, Güney Afrika Cumhuriyeti) yeni pazarlar
elde etmiş, Orta Asya ve Kafkasya cumhuriyetleri ile bu alandaki işbirliğini arttırmış (Rus silah
ihracatının yüzde 15’i BDT ülkelerine yapılmaktadır), Asya ve Uzak Doğu’da yeni pazarlar keşfetme konusunda önemli başarılar elde etmiştir
(Moğolistan, silah siparişinde bulunmuştur).6
2012 yılında Rusya; Umman, Gana, Tanzanya
gibi yeni ülkelere silah ihracatını başlatmıştır.
Yine yaklaşık on ülkede Rus Kaleşnikof silahlarını üretecek silah fabrikaların açılması planlanmaktadır. Bütün bunların yanı sıra Sovyetlerden
kalan teknolojileri bakım, tamir ve yenileme işinden de Rusya önemli gelirler elde etmekte ve bu
sayede askerî alanda işbirliği içerisinde olduğu
coğrafyalar genişlemektedir. Dolayısıyla Rusya,
dünyanın dört bir tarafına kendi silahlarını ihraç
etmektedir. Rus silahlarının ilgi gördüğü coğrafyalardan biri de hiç şüphesiz Ortadoğu ile Kuzey
Afrika’dır. Ancak buralarda son dönemde yaşanan gelişmeler, Rusya’nın bölge ülkeleriyle askerî
alanda geliştirdiği işbirliğine zarar vermiştir.
Rusya’nın Önemli Silah Pazarı:
Ortadoğu ve Kuzey Afrika
Siyasi anlamda Kuzey Afrika’yı da içine alan Ortadoğu bölgesi, Rus dış politikasında hep önemli
bir yere sahip olmuştur. SSCB sonrası Rusya’nın
Ortadoğu politikasının amaçları, bölgede kendi etkisini artırmanın yanı sıra, bölgedeki ABD
etkisini kırmak, bölge ülkelerine sattığı askerî
teknolojiden gelir elde etmek, dünya enerji piyasalarına hâkim olmak ve özellikle arabulucu diplomasisi sayesinde Rusya’nın dünyada tekrar söz
sahibi olduğunu göstermek şeklinde özetlenebilir. Askerî teknolojiler ihracatı, hiç şüphesiz bu
amaçların en önemlilerinden biridir. 2012 yılında yapılan 15,2 milyar dolarlık silah ihracatının
yüzde 23’ü Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine
yapılmıştır. Bu rakamın hiç de küçümsenmeyecek bir rakam olduğunu ve dolayısıyla da bu
bölgenin Rusya’nın önemli silah pazarı olduğunu
söyleyebiliriz.
Bununla birlikte Rusya’nın 2012’de silah ihracatı ve özellikle de Ortadoğu’ya düşen payı, daha
yüksek olabilirdi. Yukarıda da belirtildiği gibi,
Ortadoğu’da son dönemde yaşanan gelişmeler,
Rusya’nın bölgeye silah ihracatını olumsuz etkilemiştir. Rusya’nın kayba uğradığı ülkelerin başında İran, Libya ve Suriye gelmektedir. Arap Baharı sonucunda değişen iktidarlar (Libya örneği),
İran ve Suriye’ye uygulanan silah ambargoları ve
Suudi Arabistan örneğinde olduğu gibi ABD’nin
Rusya’yı bölgenin bazı ülkelerdeki silah pazarından çıkartması gibi gelişmeler, Rusya’yı orta vadede yaklaşık 30 milyar dolar zarara uğratmıştır.
7HPPX]&LOW6D\Ü
61
İnceleme
Bu rakam Rusya’nın yaklaşık iki yıllık silah ihracatının karşılığıdır. Buna benzer kayıpları Kremlin, bu bölgede enerji ve ekonomi alanlarında da
vermektedir.
Uğradığı bu zarara rağmen Moskova, mevcut
iktidarları desteklemeyi ve dışarıdan yapılacak
askerî müdahalelere karşı çıkmayı öngören Ortadoğu siyasetinde değişikliğe gitmemekte, silah
ihracatı konusunda da bir taraftan yeni pazar
arayışında bulunurken, diğer taraftan sadık müşterilerine yeni silahlar pazarlamaya çalışmaktadır.
Rusya’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki
Ortakları, Geliştirilen Projeler ve Sorunlar
a) Suriye
Suriye, Rusya’nın Ortadoğu’daki en önemli dayanağı konumundadır. İki ülke arasında siyasi,
askerî, iktisadî, enerji vs. alanlarında geliştirilen
işbirliği, Rusya’nın Beşar Esad rejimini uluslararası arenada desteklemesinin nedenlerinden
biridir. Suriye, aynı zamanda bölgede Rusya’nın
en önemli silah müşterisidir. Yalnızca 2005-2010
yılları arasında Moskova, Suriye’ye 2,5-3 milyar
dolar değerinde silah ihraç etmiştir. 2011 yılında Moskova, Suriye’ye 1 milyar dolarlık ağır
teknolojiler satmış ve 4 milyar dolar da diğer
kontratlardan elde etmiştir. Bugüne kadar Moskova, Suriye’ye 18 adet “BUK-M2E” adlı otomatik güdümlü orta menzilli uçaksavar (çok düşük
irtifada uçakları vurabilen uçaksavar), 36 adet
Pantsyr-S1 adlı radar güdümlü füze (bombalama
mesafesinden daha yüksekte uçan uçakları 12 mil
uzaklığa kadar vurabilen füze), sahilden 180 mil
uzaklıktaki gemileri hedef alabilen 2 adet Bastion
adlı füze, MİG-29S av-bombardıman uçakları,
Mİ-17 ve Mİ-24 askerî helikopterler, İgla-1 adlı
daha SSCB döneminde üretilen ve bir personel
tarafından omuzdan atılan ısı güdümlü portatif
bir alçak irtifa hava savunma sistemi (NATO kod
adı SA-18 Grouse’dir. Amerikan yapımı FIM-92
Stinger sisteminin Doğu Bloku’ndaki karşılığıdır)
satmıştır.7 Yine ABD ve İsrail’in baskısına rağmen
Kremlin, Suriye’ye S-300 füzelerini de teslim etmiştir. S-300 füzelerinin satışı ile ilgili anlaşma
daha 2010 yılında imzalanmış ve uluslararası
62
7HPPX]&LOW6D\Ü
baskıya rağmen Kremlin, söz konusu anlaşmayı
hayata geçirme konusunda kararlı davranmıştır.
Rus askerî ve diplomatik kaynaklara göre S-300
füzeleri, Suriye’de Esad rejimini destekleyen Şiilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere yerleştirilmiştir. Muhtemelen de füzeler, Suriye’ye iç savaşın başlamasından hemen sonra ulaştırılmıştır.
Nitekim son bir yıldır birçok kez Rus askerî deniz filoları Tartus Limanı’na uğramışlardır. S-300
füzelerinin Suriye’ye teslim edilmiş olması, Suriye Silahlı Kuvvetleri’nde Rus askerî uzmanların
bulunduğuna dair ipuçları vermektedir. Ayrıca
Suriyeli uzmanların bu konuda eğitildiklerine
dair de bilgiler mevcuttur.8
Adı geçen silahların yanı sıra dizel motorlu yeraltı denizaltıları, üçüncü nesil ana muharebe
tankı, su üstündeki askerî gemiler ve diğer askerî
teknolojilerin satışı ve 24 adet MİG-29 ve 36 adet
YAK-130 av-bombardıman uçağının teslimatı
söz konusuyken Suriye’deki olaylar ve Batı’nın
ulaşım yollarını bloke etmesi, buna engel olmuştur. Rus uzmanlar, hayata geçirilememiş bu projelerin 3,5 milyar dolar değerinde olduğunu ileri
sürmektedirler.
Suriye örneğinde de görüldüğü gibi “Arap Baharı” olarak adlandırılan Ortadoğu’daki olaylar,
Rusya’nın Ortadoğu’daki silah pazarına büyük
zarar vermiştir. Suriye’deki olaylar nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, orta vadede Rusya’nın
Suriye’ye satacağı silahların miktarında en iyi
ihtimalde azalma olacağı, en kötü ihtimalde ise
tamamen kesileceğini söyleyebiliriz. Suriye’de
iktidar değiştiği takdirde yeni iktidarın Rusya ile
yürütülen bütün projelerin gözden geçirileceği
şüphe uyandırmamaktadır. Nitekim şimdiden
muhalif liderler, böyle bir vaatte bulunmaktadırlar. Beşar Esad iktidarda kaldığı takdirde ise yine
de büyük bir ekonomik zarara uğrayan Suriye’nin
eskiden olduğu gibi büyük miktarda Rus silahlarını alması mümkün görülmemektedir.
Suriye ile askerî alanda geliştirilen işbirliği ile ilgili Kremlin’i kaygılandıran iki önemli husus daha
mevcuttur. Bunlardan ilki, Rusya’nın Suriye’ye
sattığı silahların yabancı istihbarat güçlerin eline
geçme ihtimalinin olmasıdır. Böyle bir gelişme,
hiç şüphesiz Rusya’nın kendi güvenliği açısından
İnceleme
Rus askerî ve diplomatik kaynaklara göre S-300 füzeleri, Suriye’de Esad rejimini destekleyen Şiilerin yoğun olarak
yaşadığı bölgelere yerleştirilmiştir. Muhtemelen de füzeler, Suriye’ye iç savaşın başlamasından hemen sonra ulaştırılmıştır.
istenilen bir durum değildir. Nitekim Rusya, silahlarını, üçüncü ülkelere verilemeyeceği şartı ile
satmaktadır. Kremlin’i kaygılandıran ikinci husus
ise Suriye’deki Tartus deniz üssünün geleceğidir.
en büyük kaybı, hiç şüphesiz Akdeniz’deki tek
dayanağı olan bu liman olacaktır. Bu husus yalnızca maddî değil, Rusya’nın bölgedeki jeopolitik
varlığına da büyük zarar verecektir.
Bilindiği gibi Tartus şehri, Soğuk Savaş sırasında
Ruslar tarafından bir ikmal ve bakım üssü olarak
kullanılmıştır. Her ne kadar bugün bu üs Ruslara
ait olmasa da, Rus gemileri çok rahat bir şekilde
bu limana yaklaşabilmekte ve Ortadoğu, Afrika,
Basra Körfezi’nde görev yapan Rus gemilerinin
her türlü ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu merkez, Rusya için yüzen rıhtım, kışlalar, atölyelerden oluşan ve stratejik önem arz eden bir üs
konumundadır. Süveyş Kanalı ile Libya sınırının
yakınlığı da üssün önemini arttırmaktadır.9 Kaldı ki, Arap Baharı başlamadan önce Rusya’nın
burada kalıcı bir üs kurma planları yaptığı ve bu
konuda Beşar Esad ile anlaştığı da bilinmektedir.
Dolayısıyla Esad rejimi gittiği takdirde Rusya’nın
b) Libya
Suriye’deki rejim değişikliğinin Rusya’yı ne tür
kayıplara uğratacağını kestirmek için RusyaLibya münasebetlerine bakmak yeterli olacaktır.
Arap Baharı öncesinde Rusya, enerji, demiryolu
ulaşımı ve askerî teknolojiler alanlarında Libya
ile önemli anlaşmalar imzalamıştı. 2008’de Rusya
Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in
Libya ziyareti sırasında Rusya, Libya’nın kendisine olan 4,5 milyar dolarlık borcu silmiş, bunun
karşılığında da Libya, Rusya’dan 4 milyar dolar
değerinde silah alacağını vaat etmişti. Buna göre
Rusya, 2010-2011 yıllarında daha SSCB zamanında Libya’ya satılan askerî teknolojileri (onlar-
7HPPX]&LOW6D\Ü
63
İnceleme
ca A-125 Peçora uçaksavar, yüzlerce T-72 tank
ve devriye gemileri) modernleştirecek, 12 adet
SU-35 avcı-bombardımanı, S-300 füzeleri, T-90S
tankları, Ka-52, Ka-28, Mi-17 ve Mi-35 M askerî
helikopterlerinin satışı gündeme alınacaktı. Ancak Arap Baharı ve Libya’daki iktidar değişikliği,
Rusya’nın Libya’daki varlığına zarar vermiştir.
Rusya Demir Yolları Şirketi Libya’daki projelerin
iptali yüzünden 3,5 milyar dolarlık zarara uğrarken, Gazprom ve Tatneft gibi Rus enerji şirketlerinin Libya’daki projeleri askıya alınmıştır.
Askerî alandaki işbirliğinin iptali ise Rusya’yı 4
milyar dolarlık gelirden mahrum bırakmıştır.10
Vladimir Putin’in Libya ziyareti sırasında imzalanan anlaşma hayata geçseydi şüphesiz Moskova, Libya’nın silah pazarını elde etme konusunda önemli adım atmış olacaktı. Libya’ya eskiden
uygulanan ambargonun kalkmasından Putin’in
2008’deki Libya ziyaretine kadar Rusya, Libya’ya
yalnızca Kaleşnikof silahı ile Rubej adlı füze sistemi ihraç etmişti. Rus uzmanlarına göre Kaddafi,
Rusya’dan silah alımı konusunda yavaş davranmasıydı Kaddafi’nin mağlubiyeti bu kadar kolay
olmayabilirdi.11 Libya’dan sonra Arap Baharı’nın
Suriye’ye sıçraması, bazı Rus yetkili ve uzmanların Arap Baharı’nın hedefinde Ortadoğu’daki
“Rus varlığı” olduğuna dair yorumların yapılmasına da neden olmuştur.
c) İran
Rus yetkililerin Esad rejimini ısrarla savunmasının bir başka nedeni de Rus kamu oyununda
Suriye’den sonra sıranın İran’a geleceğine, hatta ardından da Kafkasya’ya sıçrayacağına dair
düşüncenin hâkim olmasıdır. İran’ın nükleer
enerji alanındaki çalışmaları dolayısıyla bu ülkeyi uluslararası arenada destekleyen nadir ülkelerden biri Rusya olmasına rağmen Rusya-İran
münasebetleri, hep inişli çıkışlı seyir izlemiştir.
İran’ın Çeçenistan meselesine verdiği destek ve
Kafkasya’da aktif siyaset izleme çabası, Rusya’yı
rahatsız etse de İran’daki nükleer santralin inşaatını Ruslar gerçekleştirmiş, taraflar arasında sıkı ticarî münasebetler geliştirilmiş ve İran,
Rusya’nın bölgedeki önemli silah müşterilerinden biri olmuştur. İran’ın ödemeleri geciktirmesi, 5+1 Grubu görüşmeleri çerçevesinde Batı kar-
64
7HPPX]&LOW6D\Ü
şıtı sert açıklamalarda bulunarak Rusya’yı Batı
ülkeleri karşısında zor durumda bırakması gibi
hususlar da iki ülke arasında gelişen çok yönlü
işbirliğine fazla zarar vermemiştir.
İran, eskiden beri Rus silahlarını ithal eden ülkelerden biridir. İran-Irak Savaşı (1980-1988) sırasında başlangıçta Irak’ı destekleyen Moskova,
1987 yılında ani bir karar ile İran’dan yana tavır
almış ve 1989 yılında taraflar MİG-29 ve Su-24
olmak üzere Rus askerî teknolojisinin İran’a satışı konusunda anlaşmaya varmışlardır. 1990’lı
yıllardan itibaren İran’ın Rus askerî teknolojisine olan bağımlılığı artmış, Rus silahlarının ithali konusunda taraflar arasında yeni anlaşmalar imzalanmıştır.12 Bu anlaşmalar çerçevesinde
Rusya, 2005 yılının sonunda İran’a 700 milyon
dolar değerinde 29 adet Tor-M 1 adlı füze radar
sistemleri gibi savunma niteliği taşıyan teknolojiler teslim etmiştir.13 Beşinci nesil sistemi olarak
kabul edilen Tor-M 1 füzeleri, her türlü uçak,
helikopter, kanatlı füzeleri vurabilen bir teknolojidir. Bu füzeler teslim edildikten sonra, 2007
yılında, taraflar S-300 füzelerinin satışı konusunda anlaşmaya varmışlardır. Ancak Rusya, BM
Güvenlik Konseyi’nin İran’a silah satışı ile ilgili
alınan ambargo kararı ve Batı baskısı sonucunda
Haziran 2009’da 800 milyon dolar değerindeki
beş adet S-300 füze-radar sisteminin teslimatını
iptal etmiştir. Bunun üzerine Nisan 2011’de İran,
konuyu Cenevre’deki Tahkim Mahkemesi’ne
götürmüş ve Rusya’nın kendisine 4 milyar dolar
tazminat ödemesini talep etmiştir. İranlı yetkililere göre S-300 füzeleri, savunma teknolojilerine dâhil olmakta, BM Güvenlik Konseyi’nde
İran’a silah satışı ile ilgili alınan ambargo kararı
ise savunma teknolojileri için geçerli değildir. Bu
görüşü aslında bazı Rus yetkililerle uzmanlar da
kabul etmekte ve S-300 füzeleri ile diğer askerî
teknolojileri İran’a teslim etmekten vazgeçen
dönemin Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev’i
eleştirmektedirler. Tahkim Mahkemesi, Rusya
aleyhine karar verdiği takdirde Rusya satış iptalinden dolayı uğradığı kayıptan daha büyük zarara uğrayacaktır.
İran, uzun vadede şüphesiz Rus silahları için
önemli bir pazar olabilir. Moskova’da faaliyet gösteren Dünya Silah Ticareti Araştırmaları Merke-
İnceleme
$UDS%DKDU×RODUDNDGODQG×U×ODQ2UWDGRùX·GDNLROD\ODU5XV\D·Q×Q2U
WDGRùX·GDNLVLODKSD]DU×QDE\N]DUDUYHUPLüWLU6XUL\H·GHNLROD\ODU
QDV×OVRQXoODQ×UVDVRQXoODQV×QRUWDYDGHGH5XV\D·Q×Q6XUL\H·\HVD
WDFDù×VLODKODU×QPLNWDU×QGDHQL\LLKWLPDOGHD]DOPDRODFDù×HQN|W
LKWLPDOGHLVHWDPDPHQNHVLOHFHùLQLV|\OH\HELOLUL]
zi Başkanı İgor Korotçenko, İran’ın önümüzdeki
dönemde Rusya’dan 11-13 milyar dolarlık silah
almaya hazır olduğunu ileri sürmüştür.14 Ancak
bunun için İran’a askerî müdahalenin yapılmaması ve ambargoların kaldırılması gerekmektedir. Nitekim Rus yetkililer, her iki konuda da aktif siyaset izlemekte ve bölgedeki dengeleri kendi
lehlerine çevirmek için çaba sarf etmektedirler.
Diğer taraftan söz konusu gelişmeler yaşanmadan da Rusya’nın İran’a silah satışını yeniden
başlatma ihtimali mevcuttur. Moskova, Ortadoğu’daki pazarlarını kaybetmeye devam ettiği,
İran da Rusya’dan silah alma konusunda kararlı
davrandığı takdirde Dmitriy Medvedev’den özellikle Ortadoğu’daki gelişmeler karşısında daha
sert bir tutum sergilenmesi gerektiğini düşünen
Vladimir Putin’in BM’nin ambargo kararının savunma niteliğindeki Rus askerî teknolojilerini
kapsamadığını ileri süren uzmanların görüşüne
katılması ve İran’a silah satışını yeniden başlatması, ihtimal dâhilindedir.
d) Irak
Eskiden beri Moskova’nın bölgedeki önemli
ortaklarından biri de Irak’dır. Ancak ABD’nin
ikinci kez Irak’a müdahalede bulunması ve Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesi, Moskova’nın
Irak’taki varlığına tamamen son vermiştir. Ekonomik açıdan da Rusya büyük kayıplara uğramıştır. Nitekim sadece 1997-2006 yılları arasında
Moskova, Irak’ın borçlarından 40 milyar dolarlık
bir bölümünü silmek zorunda kalmıştır.15 Söz konusu borcun silinmesine, Rusya’nın Irak’ta bütün
tarafları devamlı barışa çağırmasına ve ülkenin
istikrara kavuşması için arabulucu olmaya hazır
olduğunu ileri sürmesine rağmen, Irak Cum-
hurbaşkanı Celal Talabani, uzun süre boyunca
Rusya’yı ülkesine dostane olmayan politika izlemekle suçlamıştır. Ancak zamanla Rusya-Irak
münasebetleri iyileşmiş, Rusya ile özellikle enerji
alanında işbirliğine gidilmiştir.16 Son aylarda ise
Rusya-Irak münasebetlerinin gündemine silah
satışı konusu da eklenmiştir.
Irak Başbakanı Nuri el-Malikî’nin Ekim 2012’de
yaptığı Moskova ziyaretinde imzalanan anlaşmaya göre Moskova, Bağdat’a 30 adet gece ve
tüm iklim şartlarında uçuş yapabilen 30 adet Mil
Mi-28NE savaş helikopteri ve 50 adet Pantsyr-S1
adlı kısa menzilli hava savunma füzeleri satacaktır. Bu anlaşmanın değeri 4,2 milyar dolardır.
Konuyla ilgili Irak’ta soruşturmanın başlatıldığı,
hatta anlaşmanın iptal edilebileceği öne sürülse de anlaşmanın hayata geçeceği kesinleşmiş
ve böylece Irak, 2012 yılında Rusya’nın en büyük müşterisi olmuştur. Irak yönetimi ile Rusya,
enerji alanında da büyük projeler üzerinde çalışmaktadır. Bu süreci, Rusya’nın Irak’a dönüşünün
başlangıcı olarak da nitelendirmek mümkündür. Irak’ın yeniden Rus silahlarına yönelmesi,
Rusya’nın diğer ülkelerde uğradığı zararı kısmen
de olsa telafi edecek ve en önemlisi belki iktidarların değiştiği diğer ülkelerin yönetimleri için de
emsal teşkil edecektir.
e) Cezayir
Cezayir, gerek Soğuk Savaş döneminde gerekse
günümüzde Moskova’nın en önemli silah müşterilerinden biridir. Yalnızca 2005-2006 yıllarında Cezayir, Rusya’dan 7,5 milyar dolar değerinde silah satın almıştır. Gerçi bunun karşılığında
Rusya, bu ülkenin kendisine olan 4,7 milyar do-
7HPPX]&LOW6D\Ü
65
İnceleme
Cezayir, dünyadaki önemli silah ithalatçılarından biri olduğundan Rusya, bu ülkeyle işbirliğinin geliştirilmesine büyük önem vermektedir.
larlık borcunu silmek zorunda kalmıştır. Bu uygulamayla Rusya, Sovyetlerden kendisine “miras
kalan” silah pazarlarını elinde tutmaya çalışmaktadır. Bu politikanın sonuç verdiğini de söyleyebiliriz. 2011’de Rusya’nın silah ihracatının yüzde
15’i bu ülkeye gerçekleşmiştir.
Son yıllarda Cezayir her ne kadar silah ithal ettiği
ülkeleri çeşitlendirmeye çalışsa da Rusya ile bu
alandaki işbirliği artmaktadır. Cezayir, dünyadaki önemli silah ithalatçılarından biri olduğundan
dolayı (Cezayir 2005-2010 yılları arasında satılan
toplam askerî teknolojilerin yüzde 3’ünü satın
almıştır), Rusya, bu ülkeyle işbirliğinin geliştirilmesine büyük önem vermektedir.
Cezayir yönetiminin askerî harcamalarını artırmasına neden olan gelişmelerden biri, Arap
Baharı’dır. Sonbahar 2011’de Rusya ile Cezayir,
120 adet T-90 tanklarının alım satımı konusunda
66
7HPPX]&LOW6D\Ü
anlaşmaya varmışlardır. Bu anlaşmanın değeri,
yaklaşık 500 milyon dolardır.17 2010 yılında da
Rusya, Cezayir’e aynı tanktan 185 adet teslim
etmişti. Rusya, Cezayir’e ayrıca Pantsyr S-1 adlı
uçaksavar sistemi, SU-30 MK2 ve SU-30 MKA
adlı avcı uçakları, Yak-130 askerî eğitim helikopterleri, Mİ-24 A helikopterleri, su altı dizel denizaltıları vs. satmıştır.
Cezayir’in silah alım sürecinde dikkat ettiği hususlardan biri de aldığı teknolojilerin, en yeni ve
en modern teknolojiler olmasıdır. Bu kaideyi yerine getirmek için Cezayir, özellikle son dönemde Rusya’nın yanı sıra başka ülkelerden de askerî
teknoloji ithalatı başlatmıştır. Bu husus Rusya’nın
Cezayir’in silah pazarındaki payının azalmasına
neden olsa da Rusya’ya bu pazarı tamamen kaybettirmeyecektir. Bugüne kadar Rusya’dan alınan
teknolojiler o kadar fazladır ki, bunların bakımı,
modernizasyonu, parçaların temini vs. Rusya ol-
İnceleme
madan gerçekleşemeyecektir. Rusya’nın askerî
teknolojilerini devamlı yenilemesi ve satış sürecinde çeşitli kolaylıklar sağlaması da Cezayir gibi
ülkelerin, Rusya ile işbirliğine devam ettirmelerini sağlayacaktır.
f) Rusya’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki
Diğer Müşterileri
Yukarıda adı geçen ülkelerin yanı sıra Rusya, bölgenin diğer ülkeleriyle de askerî münasebetler
geliştirmektedir. Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri,
Ürdün, Yemen gibi ülkeler Rus silahlarını satın
alan ülkelerdir.
Mısır, Arap Baharı’nın gerçekleştiği ve Rusya ile
arasının bozulmadığı nadir ülkelerden biridir.
Bunun sebebi de şüphesiz Rusya’nın başlangıçta
Ortadoğu’daki gelişmelere ve iktidar değişikliklerine sessiz kalmasıdır. Nitekim Mısır’da iktidar
değişiminden hemen sonra karşılıklı ziyaretler
gerçekleşmiş, silah alım-satımı da dâhil olmak
üzere taraflar arasında çok sayıda anlaşma yapılmıştır. Mısır’daki olaylardan hemen sonra Moskova, bu ülkeye Amerikan yapımı M-109 yönetilebilir obüs topları için 155 milimetrelik mermi
satmaya çalışmış ve bu süreçte ABD ile rekabet
yaşamıştır. Mısır’ın silah pazarına sahip olabilmek için Rus yetkililer, önemli fiyat indirimine
de gitmişlerdir. Buna benzer teklifleri Cezayir,
Tunus ve Yemen’e de yapmışlardır. Ancak mermi satışında son anda sorun yaşanmış ve Mısır
yetkilileri, söz konusu kontratı iptal etmişlerdir.
Kontratın iptalinin resmî sebebi ise Mısır yetkililerinin ABD’den aldıkları söz konusu teknoloji
ile ilgili evrakları Rus tarafına vermeyi kabul etmemeleri (ABD’nin yasakladığını ileri sürmektedirler) ve bundan dolayı Rusya’nın da teslimat
tarihini dokuz kez değiştirmesi gösterilmiştir.18
Bununla birlikte ABD’nin baskısının da Mısırlı
yetkililerin bu kararı almasında etkili olduğunu
tahmin etmek mümkündür. Kontratın değeri,
20 milyon dolarken, Rus tarafının kaybı üretime
başlandığı için yaklaşık 100 milyon dolar olarak
hesaplanmaktadır.
Söz konusu kontrat iptal edilse de orta vadede
Rusya ile Mısır arasında silah alım-satımı konusunda işbirliğinin gelişebileceğini tahmin
edebiliriz. Mısır Devlet Başkanı Muhammed
Mursî, Nisan 2013’te gerçekleştirdiği Rusya ziyaretinde Rusya’dan kredi talebinde bulunmuştur. Moskova’nın bunun karşılığında Mısır’ın
silah pazarına girme imkânı tanınmasını istemiş
olması kuvvetle muhtemeldir. Irak olayında görüldüğü gibi yeni iktidarların başa geldiği ülkeler
de ABD baskısına rağmen Moskova ile işbirliği
geliştirme konusunda isteklidirler. Bu bağlamda
Irak ve Mısır’ın yanı sıra Libya’nın da önümüzdeki dönemde yeniden Rus silahlarına ilgi duymaya
başlaması şaşırtıcı olmayacaktır.
Rusya’nın bölgeye yönelik silah satış politikasının en başarılı adımlarının başında Ürdün ile
geliştirdiği işbirliği gelmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Rusya silah satış siyasetinde yeni
stratejiler üretmektedir. Bu stratejilerden biri,
Rusya’nın bu alanda işbirliği yaptığı ülkelerde silah üretimi yapan fabrikalar açmasıdır. Bunun en
son örneğini Haziran 2013’te Ürdün’ün başkenti
Amman’ın 20 kilometre kuzeydoğusunda açılan
Rus RPG-32 bomba atar üretimini yapan bir fabrika oluşturmaktadır. RPG-32 bomba atarı, dünyada tank teknolojilerinden gelen her tehlikeye
karşı koyabilen bir silah teknolojisidir. Bomba
atarın bazı parçaları ise Rusya’da üretilecektir.
Söz konusu projenin dışında da Ürdün, Rus silahları satın almaktadır. Yalnızca 2013 yılının ilk
beş ayında Moskova, Ürdün’e 40 milyon dolar
değerinde silah satışı gerçekleştirmiştir.
Ürdün’ün yanı sıra Yemen de yeniden Rus askerî
teknolojilerine ilgi duymaya başlamıştır. Yemen
Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur el-Hadî’nin
Moskova’daki Genelkurmay Akademisi’nde eğitim görmüş olması, taraflar arasında askerî alanda işbirliğinin geliştirilmesini kolaylaştıracaktır.
Yemen, günümüzde daha önce Rusya’dan aldığı
1976’da üretimi başlayan BTR-80 adlı Sovyet yapımı personel taşıyıcıları için motor, avcı silahları ve mühimmat satın almak istemektedir. Bundan başka Yemen yetkilileri, BTR-60 adlı personel taşıyıcıları, BRDM-2 adlı askerî istihbarat
araçları, MİG-20, İL-76 ve AN-26 gibi uçaklar
ve Yemen Silahlı Kuvvetleri’nde bulunan Sovyet/
Rus yapımı diğer bütün teknolojilerin bakımının
yapılmasını da arzu etmektedirler.19 Görüldüğü
gibi Yemen, eskiden çok sayıda Sovyet/Rus yapı-
7HPPX]&LOW6D\Ü
67
İnceleme
úUDQ·×Q QNOHHU oDO×üPDODU× GROD\×V×\OD NHQGLVLQH X\JXODQDQ DPEDU
JRYH2UWDGRùXLOH.X]H\$IULND·GD\DüDQDQ$UDS%DKDU×\]QGHQ
0RVNRYDE|OJHGHNLHQ|QHPOLVLODKPüWHULOHULRODQúUDQ6XUL\HYH
/LE\D·\×|QHPOL|OoGHND\EHWPLüWLU0×V×U<HPHQJLELHVNLGHQEXD
ODQGDLüELUOLùL\DSW×ùׁONHOHULWHNUDUND]DQPDV×LVH]DPDQDODFDNW×U
mı askerî teknoloji ithal etmiştir. Bugüne kadar
Yemen’in Rusya’dan aldığı askerî teknolojilerin
değeri, 9 milyar dolar (hizmet işleri dâhil) olarak
hesaplanmaktadır. Ancak günümüzde Yemen,
ekonomik sıkıntılar yaşamakta ve bundan dolayı
Rusya’dan yeni silah ithal edecek güçte değildir.
Yemen’in yaşadığı ekonomik sorunlar, el-Hadî’nin
Nisan 2013’te gerçekleştirdiği Rusya ziyareti sırasında da gündeme gelmiş, el-Hadî Rusya’dan
kredi talebinde bulunmuştur. Rusya’nın kendisine 1,2 milyar dolar borcu olan Yemen’e yeni borç
vermesi söz konusu değildir. Ancak Rus yetkililer, Yemen’e Rusya’dan silah almak için kredi
verebileceklerini dile getirmişlerdir. Dolayısıyla
önümüzdeki dönemde bu konuda yeni görüşmelerin yapılması kuvvetle muhtemeldir.
Rusya’nın silah alımı için ülkelere krediler açması, birkaç yıldır süren bir uygulamadır. Bu uygulamaya başvurmasının nedeni de maddî sıkıntılar
yaşayan ancak silah ihtiyacı olan müşterilerini
kaybetmek istememesidir. Yakın zamana kadar
Rusya’dan askerî teknolojiler ithal eden, ancak
günümüzde kendisi de silah ihracatına başlayan
Çin’in, bu uygulamaya başvurması, Rusya’nın
kredi uygulamasına geçmesini zorunlu hâle getirmiştir. Yalnızca 2009-2011 yılları arasında
Rusya, bu uygulama çerçevesinde toplam 7 milyar dolarlık silah satmıştır/bu iş için kredi vermiştir.20 Yukarıda da belirttiğimiz gibi 2012’de
Moskova, önemli silah müşterilerini kaybetse de
başlattığı yeni uygulamalar sayesinde Rusya’nın
silah ihracatında azalma olmamıştır.
Rusya’nın bölgedeki önemli müşterilerinden bir
diğeri de Birleşik Arap Emirlikleri’dir. 2009 yı-
68
7HPPX]&LOW6D\Ü
lında Birleşik Arap Emirlikleri Rusya’dan 50 adet
Pantsyr S-1 adlı uçaksavar sistemi ve bunlar için
1000 füze almıştır. Pantsyr S-l kompleksi, füzeatar ve top olarak kullanılabilmekte, kanatlı füzeleri, pilotsuz hava araçları, havadaki ve karadaki hedefleri vurabilmekte, 200 metre ile l8-20 kilometrelik mesafede ve l0 ile l5 kilometrelik yükseklikte devamlı ateş sahası oluşturulabilmektedir. Pantsyr S-1, çok yüksek kalitede savunma
sistemi kabul edildiğinden, bu teknoloji bütün
dünyada rağbet görmektedir. Bundan başka
2013 yılında Rusya’dan 130 milyon dolarlık teçhizat alınmıştır. Yine Rusya, bu ülkedeki BMP-3
adlı askerî personel taşıyan araçların bakımını
yapmıştır.
2013 yılında Suudi Arabistan’da gerçekleştirilen
IDEX-2013 silah fuarında da Birleşik Arap Emirlikleri yetkilileri, en modern Rus askerî teknolojilerine ilgi duyduklarını ve önümüzdeki dönemde bu konuyu Rus yetkililerle görüşeceklerini
belirtmişlerdir.21 Birleşik Arap Emirlikleri’nin
Rusya’dan silah alımını engelleyecek herhangi bir
sebebin olmadığı göz önünde bulundurulduğunda iki ülke arasında bu alandaki işbirliğinin artarak gelişeceğini söyleyebiliriz. Bu ülkeye yapılan
ihracattaki tek olumsuz husus ise Birleşik Arap
Emirlikleri’nin büyük bir orduya sahip olmaması
ve bu ülkenin Rusya’nın yanı sıra ABD’den de silah ithal ediyor olmasıdır.
Birleşik Arap Emirlikleri ile Rusya hiçbir sorun
yaşamazken, Suudi Arabistan ile münasebetler
Rusya’nın istediği gibi gelişmemektedir. Hâlbuki
2007 yılında taraflar arasında imzalanan askerî
alandaki işbirliğine dair anlaşma, Rusya’yı yeni
ve büyük bir müşteri bulma konusunda ümitlen-
İnceleme
dirmişti. 2009 yılında taraflar, Suudi Arabistan’ın
Rusya’dan 2 milyar dolar değerinde askerî teknoloji satın alacağı konusunda görüşmeler başlatmıştı. Suudi Arabistan’a 150 adet T-90 S tankı,
150 adet Mi-35 ve Mi-17 helikopteri, 250 adet
BMP-3 adlı askerî personel taşıyan araç, S-400
Triumf adlı füze radar sistemlerinin satışı gündemdeydi.22 Bu tarihe kadar Suudi Arabistan
yalnızca ABD ile Avrupa’dan silah ithal ettiğinden ve 2010 yılında bu ülke, askerî harcamalarını
44 milyar dolara çıkarttığından dolayı Rusya, bu
ülkeyle işbirliği geliştirilmesine büyük önem veriyordu. Ancak Suudi Arabistan, adı geçen silahların alımını öngören bu anlaşmaları imzalamaktan vazgeçmiştir. Ve öyle anlaşıyor ki Rusya ile
silah alımı konusundaki görüşmeleri de ABD’den
aldığı askerî teknolojilerin fiyatını indirmek için
bu ülkeyle yaptığı pazarlıklarda bir koz olarak
kullanmıştır. Nitekim Suudi Arabistan yetkilileri,
bu yöndeki amaçlarına da ulaşmışlardır. Dolayısıyla Rusya, S. Arabistan ile iki milyar dolarlık
kontratı hayata geçiremediği gibi, bundan sonraki süreçte de Moskova’nın ABD’nin bölgedeki bu
müttefiki ile askerî alanda işbirliği geliştirmesi
kolay olmayacaktır.
Sonuç
Ortadoğu’da son yıllarda yaşanan gelişmeler,
Moskova’nın Ortadoğu’daki varlığına zarar vermiştir. Kremlin’in desteklediği ve uzun yıllar boyunca yatırım yaptığı rejimler tek tek düşerken,
yeni iktidarlar değişim sürecinde kendilerine
destek vermemesini Moskova’ya pahalıya ödetmektedirler. Rusya’nın bölge ülkeleriyle uzun
yıllardan beri ekonomi, enerji, ulaşım gibi alanlarda geliştirdiği projeler ya askıya alınmış, ya da
tamamen iptal edilmiştir. Rusya en büyük kaybı
şüphesiz askerî teknolojiler ihracatında vermiştir. İran’ın nükleer çalışmaları dolayısıyla kendisine uygulanan ambargo ve Ortadoğu ile Kuzey
Afrika’da yaşanan Arap Baharı yüzünden Moskova, bölgedeki en önemli silah müşterileri olan
İran, Suriye ve Libya’yı önemli ölçüde kaybetmiştir. Mısır, Yemen gibi eskiden bu alanda işbirliği yaptığı ülkeleri tekrar kazanması ise zaman
alacaktır.
Vladimir Putin’in de haklı olarak belirttiği gibi,
askerî teknoloji ihracatı önemli gelir kaynağı ol-
duğu gibi, uluslararası arenada ülkenin gücünü
arttıran önemli bir dış politika aracıdır. Bundan
dolayıdır ki Rusya elindeki pazarları korumaya
ve silah satışı konusunda hayata geçirdiği yeni
uygulamalarla yeni pazarlar keşfetmeye çalışmaktadır. Genel olarak bu politikasında başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Rosoboroneksport
Şirketi Başkan Yardımcısı Viktor Komordin’in
“Merkezî Avrupa’yı kaybettik, Kuzey Afrika’yı
elden çıkartmak üzereyiz, Çin’i kaybediyoruz,
İran’ı kaybettik. Bu büyük kayıplardır, ancak ihracatımız artmaktadır” şeklindeki sözlerini de bu
başarılı politika ile açıklamak mümkündür.
Rusya, İran, Libya gibi pazarlardaki kaybı, yalnızca keşfettiği yeni pazarlarla (Latin Amerika ülkeleri) değil, “eski pazarları” yeniden kazanarak
da kapatmaya çalışmaktadır. Bunun en büyük
örneğini de Irak pazarı oluşturmaktadır. Irak’ın
tekrar Rusya’dan silah almaya başlaması, şüphesiz Rusya’nın bölgedeki kayıpların tamamını
karşılamayacak, ancak hem Irak ile bu alanda
geliştirilen işbirliği için yeni bir sayfanın açılışı
anlamına gelecek hem de diğer ülkelerle işbirliği için örnek teşkil edecektir. Ürdün ile ortaklaşa
Ürdün’de üretilecek RPG-32 bomba atarın bölge
ülkelerine ihracatı da bu süreçte önemli bir adım
olabilir.
Günümüzde Rusya, İran ve Suriye’ye askerî teknolojiler ihraç edemiyorsa da orta ve uzun vadede Rusya, bu ülkeleri elinden kaçırmak istemeyecektir. Bundan dolayıdır ki Rusya, bu ülkeleri/bu
ülkelerdeki rejimleri uluslararası arenada desteklemekte, İran sorununun bir an önce çözülmesi
ve ambargonun kaldırılması için gayret etmekte,
Suriye’yi sonuna kadar savunma yönündeki kararlılığını devam ettirmektedir.
Önümüzdeki dönemde de şüphesiz Rusya, dünyadaki en önemli silah ihracatçıları arasında kalmaya devam edecek ve daha uzun yıllar bu alandaki ikinciliğini koruyacaktır. Ancak çok yakında
Rusya, burada ABD’nin yanı sıra bir başka ülkeyle daha rekabet etmek zorunda kalacaktır. Bu
ülke de Çin Halk Cumhuriyeti’dir. Çin’in Rus teknolojilerini taklit ederek kendi silahlarını üretmesi, bu silahların Rus silahlarıyla benzer ve aynı
özelliklerde olması, Çin’in de aynen Rusya gibi
7HPPX]&LOW6D\Ü
69
İnceleme
Batı’nın “kara listesindeki” ülkelerle yakın münasebetler geliştirmesi ve dolayısıyla da aynı silah
pazarlarına hitap etmesi, Çin silahlarının daha
ucuz olması ve Çin’in silah ihracatında borç ve
kredi uygulamasına Rusya ile kıyasla daha fazla
yer vermesi gibi etkenler, Rusya’nın Çin ile rekabetini zorlaştıracaktır. Dolayısıyla Rusya’nın bölgede yeni pazarlar için ABD ile mevcut pazarlar
için de Çin ile rekabeti kaçınılmazdır.
O
DİPNOTLAR
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
70
“Sovremennaya Rossiya Kak Eksportör Orujiya”, 11.02.2013. http://www.memoid.ru/node/Sovremennaya_Rossiya_kak_ehksportjor_oruzhiya.
Vladimir Putin ile değişen Rus dış politikası için bkz. İlyas Kamalov, Moskova’nın Rövanşı. Putin Dönemi Rus Dış
Politikası, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2008.
“RF na Rınke Orujiya Severnoy Afriki i Blijnego Vostoka”, 26.04.2013, http://newsland.com/news/detail/id/1
167660/
“RF na Rınke Orujiya Severnoy Afriki i Blijnego Vostoka”, 26.04.2013, http://newsland.com/news/detail/id/1
167660/
“Sovremennaya Rossiya Kak Eksportör Orujiya”, 11.02.2013, http://www.memoid.ru/node/Sovremennaya_Rossiya_kak_ehksportjor_oruzhiya
“RF na Rınke Orujiya Severnoy Afriki i Blijnego Vostoka”, 26.04.2013, http://newsland.com/news/detail/id/1
167660/
“RF na Rınke Orujiya Severnoy Afriki i Blijnego Vostoka”, 26.04.2013, http://newsland.com/news/detail/id/1
167660/
İlyas Kemaloğlu (Kamalov), “S-300’ler Suriye’de”, 24.05.2013, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID
=4505
Sergey Konovalov, “Siriyskiy Blitskrig Ministerstva Oboronı”, Nezavisimaya Gazeta, 16.06.2012.
Viktor Baranets, “Obyöm Orujeynıh Kontraktov Rossii s Libiyey Otsenivalsya v 4.5 Milliardov Dollarov”, Komsomolskaya Pravda, 22.03.2011.
Viktor Baranets, “Obyöm Orujeynıh Kontraktov Rossii s Libiyey Otsenivalsya v 4.5 Milliardov Dollarov”, Komsomolskaya Pravda, 22.03.2011.
İlyas Kamalov, Rusya’nın Orta Doğu Politikası, ORSAM Rapor No. 23, Temmuz 2012, s. 8.
“Rossiya Prodala İranu Zenitnıe Kompleksı Pyatogo Pokoleniya”, 02.12.2005, http://obkom.com/russia/news/
ru-news-051202-1.htm.
“İran Mojet v Buduşem Kupity u Rossiyi Orujiya na 11-13 Milliardov Dollarov”, 19.10.2012, http://ria.ru/defense_safety/20121019/904601295.html.
“Rossiya Spişet İraku Okolo 10 Milyardov Dolga”, 17.06 2006, http://vpoiske.com/economics/news170720062156.
htm.
İlyas Kamalov, Rusya’nın Orta Doğu Politikası, ORSAM Rapor No. 23, Temmuz 2012, s. 10.
“Mohand Aziri, Aljir Pokupaet 120 Tankov T-90”, 16.02.2012, http://inosmi.ru/africa/20120216/186069864.html
“Egipet Otkazalsya ot Rossiyskih Vısokotoçnıh Snaryadov”, 20.05.2013, http://www.jewish.ru/news/world/201
3/05/news994317815.php.
“Yemen İnteresuetsya Rossiyskim Orujiem”, 03.04.2013, http://telegrafist.org/2013/04/03/49180/
“RF Vıdala Zarubejnım Partneram 7 Milliardov Dollarov Kreditov na Zakupku Orujiya”, 09.06.2012, http://oko-planet.su/politik/politikarm/121201-rf-vydala-zarubezhnym-partneram-7-mlrd-kreditov-na-zakupku-oruzhiya.
html.
“Manturov : OAE İnteresuetsya Noveyşim i Perspektivnım Rossiyskim Orujiem”, Globalnıy Konflikt, 18.02.2013.
“Rossiya Budet Prodovaty Orujie Saudovskoy Aravii”, 12.11.2009, http://newsland.com/news/detail/id/433282/
7HPPX]&LOW6D\Ü
Download