KANSER ONKOLOJĠ HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra; 1. Kanseri tanımlayabilmesi 2. Kansere neden olan faktörleri söyleyebilmesi 3. Kanser epidemiyolojisini bilmesi ve Türkiye’ de en sık görülen kanser çeşitlerini söyleyebilmesi 4. Tümör değişim ve yaşam siklusunu bilmesi 5. Kanser hücresinin özelliklerini bilmesi 6. Tümör gelişim teorilerini bilmesi 7. Kanserin evrelerini bilmesi 8. Kanserin metastaz yollarını söyleyebilmesi 9. Kanserin tehlike belirtilerini söyleyebilmesi 10. Tümörlerin evrelendirilmesi ve isimlendirilmesini bilmesi 11. Kanserde risk faktörlerini bilmesi 12. Kanserden korunma önlemlerini söyleyebilmesi 13. Kanserde tanı yöntemleri ve tümör belirleyicilerini bilmesi 14. Kanserde uygulanan tedavi yöntemleri ve etkilerini bilmesi 15. Kemoterapik ilaçlar hazırlanırken dikkat edilmesi gereken kuralları bilmesi 16. Kemoterapik İlaç dökülmesi durumunda önerilen önlemler 17. Radyoterapi alan hasta ve ailesi, taburcu olurken bilgilendirilmesi gereken konuları bilmesi 18. Kanser hastalarında görülen semptomları bilmesi 19. Kanser hastalarında görülen semptomlara yönelik semptomlara yönelik hemşirelik girişimlerini bilmesi 20. Kanser hastalarında görülen hemşirelik girişimlerinin amacını bilmesi HAFTA 4 KANSER ĠÇĠNDEKĠLER 1- Kanser 2- Kanser etyoloji 3- Kanser epidemiyolojisi 4- Tümör hücresinin değişimi ve yaşam siklusu 5- Kanser hücresinin özellikleri 6- Kanserde metastaz mekanizması 7- Kanserin tehlike belirtileri 8- Tümörlerin evrelendirilmesi 9- Tümörlerin isimlendirilmesi 10- Kanserde risk faktörleri 11- Kanserden korunma 12- Kanserde tanı yöntemleri 13- Kanser tedavi yöntemleri 14- Kemoterapi 15- Radyoterapi 16- Cerrahi tedavi 17- Biyoterapi 18- Kanser hastalarında semptom kontrolü Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER GĠRĠġ Kanser çağımızın en korkutucu hastalıklarından birisidir. Tedavi edilmediği durumlarda ölümle sonuçlanmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde çok yaygın olan ve her üç kişiden birinde görülen kanser tek bir hastalığın adı değildir. Çeşitli dokularda gelişen 200 den çok hastalık kanser adı altında toplanır. Bu hastalıkların ortak özelliği aşırı biçimde kontrolsüz çoğalan hücrelerin diğer dokulara yayılmasıdır. Kanser erken teşhis edildiğinde tedavi edilme oranları çok yükselmektedir. Bu nedenle özellikle kanserin oluşumunu engellemek için halkın korunma yöntemleri ve erken teşhis için kanserin erken belirtileri konusunda eğitimlerinin yapılması çok önemlidir. Burada eğitici rolü nedeniyle hemşirelere büyük görev düşmektedir. Ayrıca kanser tanısı konduktan sonra hastanın eğitimi, rehabilitasyonu, semptom kontrolü, komplikasyonların erken tanısı ve izlem hemşirenin koruma görevlerindendir. KANSER ETYOLOJĠ Tütün: Tüm kanserlerin %30'undan sorumludur. Her beş kanser ölümünden birisi tütün ilişkilidir. Her yıl 1.4 milyon kişi tütünle ilişkili kanserlerden ölmektedir. Dünya genelinde erkeklerdeki akciğer kanserlerin %80'i, kadınlardaki akciğer kanserlerinin yarıdan çoğu tütünle ilişkilidir. Ülkemizde kanser ölümlerinin erkeklerde %40'ı, kadınlarda %8'i akciğer kanseri nedeniyledir. Tütün sadece sigara değildir, Pipo, Nargile, Tütün çiğnenmesi v.b'de aynı şekilde zararlıdır. Tütüne bağlı kanser ölümleri • Soluk borusu, bronş, akciğer kanserlerinin %71'i • Gırtlak kanserlerinin %59'u • Üst solunum/sindirim yolları kanserlerinin %59'u • Mesane kanserlerinin %27'si • Böbrek kanserlerinin %26'sı • Pankreas kanserlerinin %21'i Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER • Lösemilerin %12'si • Karaciğer kanserlerinin %11'i • Rahim ağzı kanserlerinin %3'ü TÜTÜN KULLANIMI NEDENİYLEDİR!!!!!!! Alkol: Alkol bir karsinojen değildir ancak özellikle sigara içenlerde mokozanın aktif karsinojenlere geçirgenliğini artırarak üst solunum sisteminde, özafagusta ve karaciğerde kansere yol açabilir. Alkolik siroz, hastaları hepatosellüler kansere yatkınlaştırır. Kanser mortalitesine % 3 katkısı vardır. Günde 1-2 kadeh içmek bile meme, kolon ve rektum kanserinin oluşumuna katkıda bulunabilir. Ġyonizan radyasyon: İyonizan radyasyon, atom bombasına maruz kalan populasyonda, ankilozan spondilit tedavisi için radyoterapi alan hastalarda ve güvenlik önlemlerinin alınmasından önceki dönemlerde radyologlarda görülen lösemi gelişiminde etyolojik faktör olarak iyi bilinmektedir. Çevresel faktörler a. Asbestozla ilişkili kanserler: Akciğer, plevra ve abdominal peritonun kanserleri b. Ultraviyole radyasyonu (UV-B): Melanoma, skuamoz ve bazal hücreli deri kanserleri c. Elektromanyetik alanlar: Malignite gelişimi ile arasındaki ilişki net değildir. Yüksek gerilim hatları altında çalışan işçiler glioma gelişimi açısından daha risklidir. Diyetsel alıĢkanlıklar: Kanser ölümlerine %20-70 katkıda bulunmaktadır. - Yağ: meme, kolon - Yüksek kalori alımı: meme, endometrium, prostat, kolon ve safra kesesi - Hayvansal protein: Meme, endometrium ve kolon - Tuzlu, tütsülenmiş veya kömürde ızgara yapılmış besinler: Özafagus ve mide - Nitrat ve nitrit katkılar: İnce barsak - Selenyum: Düşük düzeyde selenyum kolon ve rektum - Beta karoten: Sigara içenlerde akciğer kanseri riskini artırır. Virüsler: Kanserlerin %15’ inden sorumludur. - HTLV-1 (Human T cell Leukemia virus type I): Erişkin tip hücreli lösemi Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - HBV (Hepatit B virüsü): Hepatoselüler karsinoma - HCV (Hepatit C virüsü): Hepatoselüler karsinoma - EBV ( Ebstein- Barr Virüs): Burkit lenfoma, Nazofarengeal kanser - HPV (Human papillomavirüs): Servikal ve genital kanserler - HIV: Kaposi sarkomu, Non-Hodgkin lenfoma KANSER EPĠDEMĠYOLOJĠSĠ Kanser her yaş grubunu etkilemesine karşın, çoğu kanserler 65 yaş üstü bireylerde oluşur. Erkeklerde kadınlardan daha yüksek oranda görülür. Aynı zamanda endüstrileşmiş toplumlarda görülme sıklığı daha fazladır. Kanserin görülme sıklığı ve ölüm oranları, sıklıkla ekonomik faktörler, eğitim, sağlık bakımındaki engellerden etkilenmektedir. Amerika Birleşik Devletlerinde kansere bağlı ölümler kardiyovasküler hastalıklardan sonra ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye de ise durum yine aynıdır. Türkiye’ de kanser türlerinin görülme sıklığı Sağlık bakanlığı kanser savaş dairesi verilerine 2004-2006 yıllarında görülen kanser olguları Tablo 1-2 de verilmiştir. Tablo1. Türkiye’ de 2004-2006 yıllarında erkelerde görülen kanser olguları YerleĢim yeri Olgu sayısı Trakea, Bronş, Akciğer 11177 Prostat 4522 Mesane 3390 Kolorektal 2888 Mide 2460 Larinks 1596 Non-hodgkin lenfoma 1082 Beyin, sinir sistemi 901 Böbrek 761 Pankreas 767 Tüm kanserler 41438 Tablo2. Türkiye’ de 2004-2006 yıllarında kadınlarda görülen kanser olguları Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER YerleĢim yeri Olgu sayısı Meme 6597 Kolorektal 2186 Tiroid 1744 Uterus Kopusu 1373 Trekea, Bronş, akciğer 1380 Mide 1318 Over 1054 Uterus serviksi 844 Non-Hodgkin lenfoma 824 Beyin, sinir sistemi 714 Tüm kanserler 27709 TÜMÖR HÜCRESĠNĠN DEĞĠġĠMĠ VE YAġAM SĠKLUSU Hem normal hem de malign hücrelerde gelişim süreci beş evrededir: 1- G0 dinlenme fazı: Hücreler geçici olarak hücre siklusunun dışındadır ve diğer tüm hücresel aktiviteleri devam eder. Ancak bölünmezler. 2- G1 Mitoz sonrası aĢama: Hücre üremenin aktif fazına gire. DNA sentezi için gerekli enzimler üretilir ve RNA sentezi meydana gelir. 3- S, Sentez aĢaması: Hücresel bölünmeye hazırlık olarak DNA üretilir. 4- G2 Mitoz öncesi veya sentez sonrası aĢama: Ek protein ve RNA sentezi oluşur ve mitoz bölünmeye hazırlık tamamlanır. 5- M, mitoz fazı: Hücre bölünmesi meydana gelir. Bölünme fazı profaz, metafaz, anafaz ve telefaz bölümlerinden oluşur. İki yeni hücre oluşur. Bu iki yeni hücre yaşam döngüsüne girer yada kemoterapiye dirençli olarak G0 aşamasında dinlenmeye çekilir. Kanser hücresi ile normal hücre siklusları benzerdir. En önemli fark kanser hücrelerinde prolifersyonu frenleyen mekanizmaların bulunmaması ve organizmayı ölüme götüren duraksız bir proliferasyon içinde olmasıdır. KANSER HÜCRESĠNĠN ÖZELLĠKLERĠ Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Sınırsız üreme - Toksik ve proteolitik enzimler salgılama - Fagositoz - Kohezyon (tutunma) azlığı - İmplantasyon (ekilim) - Motilite - Zarı spesifik tümör antijenini içerir Tümör geliĢimine iliĢkin teoriler: a) Skipper kuralları: İlk teoriye göre tüm hücrelerin bölünmesi, dinlenme fazına girmemesi ve hücre sayısının katlanması ile aşırı çoğalan hücrelerden oluşan tümör sembolik bir büyüme ile karakterizedir. Dinlenme fazında olan hücrelere sahip tümörlerde bu teori sadece çoğalan hücrelerin bölünmesi için uygulanabilir. İkinci kuralda tümörde tedavi sırasında yok edilen hücrelerin yüzdesi sabittir. b) Gompertzian büyüme: Çoğalan tümörler, çoğalmayan tümörlerden oldukça farklı şekilde davranır. Bazı hücre gruplarının çoğalması durmuş, bazıları ölmüş ve bazıları sürekli olarak çoğalmaktadır. Sonuç olarak bir grup artıyor başka grup azalıyor. Bu teori hemen hemen tüm tümörlerin büyümesini yansıtmaktadır. c) Norton-Simon Hipotezi: Yüksek oksijen ve besin desteğinden dolayı küçük hücrelerin en büyük bölünmeye sahip olduğunu vurgulayarak ek olarak gompertzian teoriyi açıklamaktadır. KANSER EVRELERĠ OluĢum evresi: 15-30 yıl kadar sürer Sınırlı evre: 5-10 yıl kadar sürer. Yayılım evresi: 1-5 yıl kadar sürer Yaygın evre: 1-5 yıl kadar sürer. Yıllara varan bu süreçten dolayı kanser bir kronik hastalıktır. KANSERDE METASTAZ MEKANĠZMASI Kanser hücrelerinin yayılımında lenf ve kan yolu ile tümör hücrelerine kan desteği sağlayan bir mekanizma olan anjiogenezis önemli role sahiptir. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER Lenf yoluyla metastaz: Metastaz mekanizmasının en yaygın şeklidir. Tümör embolisi, lenfatik sıvıyla nakledilen intertsiyel sıvı yoluyla lenf yoluna girer. Malig hücreler aynı zamanda invasyonla lenf damarlarına penetre olabilir. Malign hücreler lenf dolaşımına girdikten sonra ya lenf düğümlerine yerleşir yada lenfatik ve venöz dolaşım arasına girer. - Meme tümörleri sıklıkla bu yolla aksiler, klavikular ve torasik lenf kanallarına metastaz yaparlar. Kan yoluyla metastaz: Doğrudan kan akımına karışan malign hücrelerin kan yoluyla yayılmasıdır. Hücrenin lizis ve fagositoz yeteneği ile doğrudan dolaşım sistemine geçişi yada lenfatiko-hemik şantın venöz sisteme doğru açılması ve venöz sisteme karışması ile gerçekleşir. Anjiogenezis: Kanser hücresi beslenme gereksinimini karşılamak için yeni kapiller oluşturma yeteneğine sahiptir. Damar yoluyla tümör embolisi sistemik dolaşıma girebilir ve daha uzak alanlara taşınır. Uzak alanların mikro dolaşımında oluşan büyük tümör embolileri ilave metastazları da oluşturabilir. KANSERDE TEHLĠKE BELĠRTĠLERĠ - Barsak ve mesane alışkanlıklarında değişme - İyileşmeyen yaralar - Olağan dışı kanama yada akıntı - Vücudun herhangi bir yerinde görülen şişlikler - Sindirim yada yutma güçlüğü - Siğil ve benlerdeki değişme - İnatçı öksürük, hırıltılı yada ses kısıklığı - Ağrı ve ateş TÜMÖRLERĠN EVRELENDĠRĠLMESĠ T: Tümörün büyüklüğünü gösterir. Tx: Primer tümör değerlendirilememiştir. T0: Primer tümör bulgusu yoktur. T1-2-3-4: Tümörün artan boyutu ve lokal yayılımı ifade eder. N: Bölgesel lenf bezi katılımını gösterir. NX: Değerlendirilememiş lenf bezini ifade eder. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER M: Uzak metastazı gösterir. MX: Metastaz değerlendirilmesi yapılamamıştır. MO: metastaz yoktur. M1-2-3-4: Uzak metastaz durumunu ifade eder. TÜMÖRLERĠN ĠSĠMLENDĠRĠLMESĠ Tablo3. Doku tipine göre tümörün sınıflandırılması Tümörler ve hücre/Doku tipleri Bening Malign Epitelyum Dokusu -Cilt, mukoz membran Papillom -Bezler Polip adenoma Squamoz hücreli karsinom Bağ dokusu -Fibröz doku Fibroma Fibrosarkoma -Yağ dokusu Lipom Liposarkom -Kıkırdak Kondrom Kondrosarkom -Kemik Osteom Osteosarkom - Düz kaslar Miyom Miyosarkom - Çizgili kaslar Rabdomiyom Rabdomiyosarkomm - Kan damarları Hemanjiyom Hemanjiyosarkom - Lenf damarları Lenfanjiyom Lenfanjiyosarkom - Lenf dokusu --------- Lenfosarkoma Kas dokusu Endotelyal doku Ewing’s sarkomu Sinir Dokusu - Glial doku Glioma Glioblastoma, astrositoma - Meningsler Meningiom Embriyonel karsinoma Teratokarsinoma, sarkoma - Ganglion hücreleri Ganglionöroma Nöroblastoma Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER HANGĠ KANSERDE HANGĠ DURUMLAR RĠSK FAKTÖRÜDÜR? KOLON-REKTUM: -Rektal polip öyküsü, 40 yaş üzeri, ailede polip öyküsü, şişmanlık, ülseratif kolit- chron hastalığı, liften fakir diyet MEME KANSERĠ: Kitle veya meme başı akıntısı, yakın akraba veya ailede meme kanseri öyküsünün bulunması, 35 yaş üzeri özellikle 50 yaş ve sonrası, yağdan zengin diyet, erken menarş ve menapoz, çocuk doğurmamış olmak, ilk çocuğu 30 yaş üzerinde doğurmak AKCĠĞER KANSERĠ: Sigara, 15 yaşından önce sigaraya başlamak, mesleki nedenlerle aspesdoza maruz kalmak, 50 yaş ve üzerinde olmak UTERUS – ENDOMETRĠUM- SERVĠKS KANSERĠ: Anormal kanama veya akıntı, geç (55 yaş üstü) menopoz, diyabet, hipertansiyon, obezite, 35 yaş üzerinde olmak, çocuk doğurmamak, çok eşli cinsel yaşam CĠLT KANSERĠ: Uzun süre güneşe maruz kalmak, açık renk tenliler, doğuştan ben yada melanomu olanlar, kömür veya katran ile çalışıyor olmak, doğuştan ben yada melanom olması, ailede melanoma öyküsü ORAL KANSER: Aşırı sigara ve alkol tüketme, akıntı, kötü ağız hijyeni, dudakların aşırı güneşe maruz kalması MĠDE KANSERĠ: Ailede bulunması, turşu, salamura tüketmek PROSTAT: 50 yaş üstü olmak, mesleki nedenlerle kadmiyumla çalışmak KANSERDEN KORUNMA - Sigara ve alkolü bırakmak - Şişmanlamaktan kaçınmak - İş yerlerinde sağlık ve güvenlik kurallarına dikkat etmek - Fazla güneşlenmekten kaçınmak - Yağlı gıdalardan kaçınmak - Lif içeren taze meyve ve sebzeleri bol tüketmek - Kadınları 3 yılda bir servikal smear testi yaptırması - Kadınları her ay düzenli olarak meme muayenesi yaptırması - İki haftadan fazla bir süre sağlıktaki açıklanamayan değişiklikler olduğunda doktora baş vurmak Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - 40 yaştan sonra kolon ve rektum muayenesi yaptırmak - Genel sağlık ve diş kontrolü yaptırmak Kanserden korunmada hemĢirenin rolü: 1. Birincil korunma: Sağlık eğitimi yapılır ve gerekli önlemler alınır. Bu eğitim; sigara, alkol, mesleki temas, radyasyon, güneş ışığı, beslenme, cinsel sağlık ve kişisel hijyen içeriklidir. 2. Ġkincil korunma: tüm toplum ve yüksek risk altında olanlara tarama programlarının (testler, muayeneler, sitolojik incelemeler, kan ve idrar tahlilleri) uygulanmasını içerir. 3. Üçüncül koruma: Kanser tanısı konduktan sonra hastanın eğitimi, rehabilitasyonu, semptom kontrolü, komplikasyonların erken tanısı ve izlem hemşirenin üçüncü koruma görevlerindendir. KANSERDE TANI YÖNTEMLERĠ A. Görüntüleme yöntemleri 1. Direk grafiler a) Röntgen b) Mamografi c) Baryum grafileri d) İntravenöz pyelografi (IVP) 2. Ultrasonagrafi 3. Bilgisayarlı Tomografi (BT) 4. Magnetik Rezonans Görüntüleme (MRG) 5. Endoskopik incelemeler a) Bronkoskopi b) Üst gastrointestinal endoskopi c) Kolonoskopi d) Rektoskopi 6. Nükleer tıp uygulamaları a) Pozitron Emisyon Tomografi (PET) Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER b) Sintigafi B. Diğer yöntemler 1. Biyopsi 2. Sitoloji C. Tümör belirleyicileri CEA: GİS, akciğer, meme kanseri FP: Primer karaciğer ve testis tümörleri HCG: Koriyokarsinom, testisin embriyonel karsinomu CA15-3: Meme kanseri CA 19-9: Pankreas başı adeno kanseri CA 125: Over kanseri CA 549: Meme kanseri CA 50: GİS, endometriyum, meme, prostat, pankreas, mesane kanseri PSA: Prostat kanseri TPA Tissue: Mesane ve bronş karsinomu SCC: Serviks uteri, akciğer ve baş boyun bölgesinin skuamöz hücreli tümörleri Eritropoetin: Böbrek tümörü Neopterin: Malign hematolojik hastalıklar Melanin: Malign melanom Kalsitonin: Medüller tiroid karsinomu KANSER TEDAVĠ YÖNTEMLERĠ 1. KEMOTERAPĠ Kanser kemoterapisi hematopoetik sistem malignensileri ve bölgesel yada uzak metastazı olan solid tümörler için bir tedavi seçeneğidir. Kemoterapi kanser tedavisinde, neoplastik hastalığın sürecini yavaşlatmak, geriletmek ya da durdurmak amacıyla antineoplastik ilaç kullanımını içermektedir. Kanser kemoterapisinde hastalarının tedavisinde tam yanıt elde etmek, kanserin tam olarak tedavi edilemeyeceği durumlarda yaşam kalitesini arttırmak ve yaşam süresini uzatmak için ve hastalığın tedavisi yada kontrol altına alınmasının olanaksız olduğu durumlarda hastanın rahatlığını sağlamak amaçlanmaktadır. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER Kemoterapötik ajanlar 1- Alkilleyici ajanlar: Hücrenin çoğalmasını önleme, hücresel DNA ile kimyasal etkileşime girerek etki eden ilaçlardır. Hücre siklusuna özel değildir. DNA yenilenmesi için gerekli enzimatik değişiklikleri inhibe eder. 2- Antimetabolitler: Gerekli metabolitlerin kimyasal yapısını taklit ederek DNA ve RNA sentezini bozan ajanlardandır. 3- Antrasiklinler: Hem antimikrobiyal hem de sitotoksik etkinliğe sahiptirler. En yaygın kullanılan kemoterapötik ajandır. Çok yüksek kümülatif dozlarda kalp kası hasarı etkisi nedeniyle doz sınırlaması gerektirir. 4- Bitki alkoloidleri ve doğal ürünler: Bu grup ilaçlar hücrenin ‘M’ evresini etkiler. 5- Platin Ġçeren BileĢikleri: Cisplatin klinikte kullanılan anti-kanser ajanların sınıflamasında en fazla aktif olan ve ilk bulunan ajanlardır. 6- Hormonlar ve hormon antagonistleri: tümörün köken aldığı ve büyüdüğü çevreyi değiştirerek bazı tipteki tümörlerin tedavisinde kullanılmaktadır. Önce çevre değiştirmekle, tümör büyümesi bozulmakta ve ölümle sonuçlanmaktadır. Kemoterapi yaklaĢımları 1. Tek ajan kemoterapi 2. Kombine kemoterapi: Tümöre karşı ek yada sinerjik etki elde edebilmek için birden fazla ilacın birlikte kullanımıdır. 3. Bölgesel kemoterapi: Sistemik toksisiteyi azaltmak için karaciğer, mesane, periton boşluğu, plevra gibi tümör bölgesine özel kemoterapiyi yüksek dozda verme yöntemidir. 4. Destekleyici tedavi (Nötropeni için G-CSF) yada toksisiteyi azaltmak için antidot (lökoverin ile birlikte yüksek doz methotrexate) ile birlikte yüksek doz kemoterapi uygulamasıdır. Kemoterapinin kontrendikasyonları - Enfeksiyon - Cerrahi - Böbrek ve Karaciğer Fonksiyon Bozuklukları Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Yakın Zamanda Radyoterapi Almış Hasta - Gebelik - Kemik İliği Depresyonu Kemoterapik ilaçların yan etkileri 1- Acil ve erken dönem yan etkiler 2- Orta süreli yan etkile 3- Geç dönem yan etkiler 1- Acil ve erken dönem yan etkiler - Allerjik Reaksiyon - Kardiyak Aritmi - Aşırı Kusmalar - Enjeksiyon Yerinde Ağrı ve Kızarıklık - Ateş - İdrarın Kırmızı Renkte Gelmesi - Fotosensitivite - Ekstravazasyon 2- Orta süreli yan etkiler - Kemik İliği Depresyonu - Bulantı- Kusma - İştahsızlık - Diyare ve Konstipasyon - Stomatit - Yorgunluk-Halsizlik: - Alopesi (Saç Dökülmesi) - Kaşıntı - Emosyonel Değişiklikler 3- Geç dönem yan etkiler - Kardiyak Etki - Gonodal Etki - Nörolojik Etki - Pulmoner Etki Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Renal Etki Kemoterapik ilaçlar hazırlanırken dikkat edilmesi gereken kurallar 1- İlaç hazırlığı Sınıf 2 Tip B biyolojik güvenlik kabini ya da sınıf 3 kabinde olmalıdır. Bu kabinler içindeki havayı dışarı verdiklerinden çalışan kişiyi koruyucu olmaları nedeniyle önerilmektedir. 2- Kabin çalışma yüzeyi plastik tabanlı emici bir kağıt ile kaplanmalıdır. 3- İlacı hazırlayacak personel koruyucu tipte, disposible uzun kollu gömlek giymelidir. İyi koruma için önlükler geçirgen olmayan (ketensiz) kumaştan, önü kapalı ve manşetli olmalıdır. 4- Koruyucu olarak pudrasız, latex cerrahi eldiven kullanılmalıdır. 5- Eldivenler 10 dak dan fazla süre kullanılmamalı, yenisi ile değiştirilmelidir. Yapılan bir çalışmada latex eldivenlerin 10 dak dan fazla kullanımda geçirgen olduğu tespit edilmiştir. 6- Koruyucu eldivenler ilaç uygulama alanı dışında kesinlikle kullanılmamalı 7- Yaralanma ve aerosol oluşumunu önlemek için ampuller yüzden uzak ve steril alkollü spançla sarılarak kırılmalıdır. 8- Ampuller açılacağı zaman, yavaşça aşağıya doğru sallayarak ucunda ilacın kalmaması sağlanmalıdır. 9- IV sete enjektör ile ilaç uygulandığında enjektörü setten çıkarırken, alkolle ıslatılmış steril bir pamuk ya da gaza tampondan yararlanılmalıdır. 10- İlaçlar sulandırılırken çözücü solüsyon flakonun bir kenarından iğnenin ucu ilaca değdirilmeden ve flakonun içinde havanın pistonu geri itmesine izin verilmeden yavaşça enjekte edilmelidir. 11- Enjektördeki hava iğne flakonun içindeyken çıkarılmalıdır. 12- Kullanılmış iğne ve enjektörler bükülmeden, kırılmadan, kapağı kapatılmadan delinmez kutuya atılmalıdır. 13- Fazla ilaç varsa mutlaka flakonun içinde bırakılmalıdır. 14- İlaç, enjektör veya mayi şişelerine bulaşmışsa temizlenmelidir. 15- İlaçların üzerine tarih, saat ve ilacın ismi yazılmalıdır. 16- İlaç hazırlanan yer % 70’ lik alkol ile temizlenmelidir. 17- İlaçlar oral yolla verilecekse elle tutulmamalıdır. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER 18- İlaç hazırlanan odada herhangi bir şey yiyip, içilmemeli, sigara içilmemeli, ciklet çiğnenmemeli 19- İlaç hazırlayan kişi ruj sürmemeli 20- Gıda maddeleri ile antineoplastik ilaçlar aynı dolapta bulunmamalıdır. 21- Eldivenler çıkarıldıktan sonra eller çok iyi yıkanmalıdır. 22- Hasta atıklarıyla temastan sonra kirli ellerle ağıza dokunulmamalıdır. 23- İM verilecekse geri sızmasını önlemek için ‘ Z ‘ tekniği ile yapılmalıdır. 24- Bu konuda tüm personel uyarılmalıdır. Ġlaç dökülmesi durumunda önerilen önlemler; 25- Eldiven, gözlük, cilt veya göze sıçradığında; 26- Derhal eldiven çıkarılmalı 27- Etkilenen cilt alanı sabun ve su ile yıkanmalı, kimyasal temizleyicilerden kaçınılmalıdır. 28- Göz temasında en az 5 dk su veya izotonik göz yıkama solüsyonu ile yıkanmalıdır. Küçük saçılmaların temizlenmesi; 29- Kabin dışına olan 5 ml veya 5 gr’ dan küçük saçılmalar hemen önlük, çift latex eldiven giyilerek ve koruyucu gözlük takılarak temizlenmelidir. Büyük saçılmaların temizlenmesi; 30- 5 ml veya 5 gr’ dan büyük saçılmalarda alan absorban çarşaf veya pedler, saçılan ajan toz ise nemli havlularla silerek ajanın yayılımı engellenmeli, aeroseol yayılımı kontrol altına alınmalıdır. 31- Saçılma bölgesine giriş çıkış engellenmelidir. RADYOTERAPĠ Kanserli hastalarda radyasyonun tedavi amaçlı kullanıldığı bir yöntemdir. Radyasyon ışın anlamına gelmektedir ve madde içindeki atomlarda bulunan ve transfer edilebilen enerjidir. Radyasyonun doz birimi olarak RAD yada uluslar arası birim sistemine göre Gray=Gy kullanılmaktadır. Gy=100 RAD Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER Radyasyonda 3 tip ışın vardır: Alfa, Beta, Gama ( İnsan organizmasına giriciliği en fazla olan ışındır.) Radyoterapinin amacı; çevre sağlam dokuya en az zararla, dikkatlice ölçülmüş radyasyon dozunun, belirlenmiş tümöre verilmesidir. Bu sayede en az morbidite ile tümör eredikasyonu, yüksek hayat kalitesi, uzamı sağ kalım süresi, ağrı gibi pek çok semptomun önlenebilmesi ve organ fonksiyonlarının korunması sağlanmaktadır. Radyoterapinin çeĢitleri Küratif Radyoterapi; Hastalığın tamamen yok edilmesinin mümkün olduğu durumlarda uygulanır. Kür amacıyla tek başına kullanım Kombine Radyoterapi; Cerrahi operasyon ve kemoterapi ile birlikte kullanım Palyatif Radyoterapi; Amaç hastalığın belirtilerini hafifletmek, acılarını dindirmek, rahatlatmak ve yaşam kalitesini arttırmaktır. Radyasyon tedavisi için birkaç teknik kullanılmaktadır. Klinikte temel olarak RT, teleterapi ve brakiterapi olmak üzere iki farklı şekilde uygulanır: DıĢ radyasyon tedavisi (Teleterapi): Hastaya belli uzaklıktan radyoterapinin uygulanmasıdır. Hastanın ve hastalığın durumuna göre planlanan tedavi Cobalt-60 veya Lineer Akseleratör cihazları ile hastaya dışarıdan yüksek enerjide radyasyon uygulanır. Cobalt-60 cihazları radyasyon kazası riski yüksek olduğundan kullanımdan kaldırılmaya başlanmıştır. Günümüzde en sık kullanılan cihazlar yüksek enerjili X ışın dalgaları kullanan linear hızlandırıcılardır. Bunlar; - Daha derin dokuları etkiler. - Normal dokulara daha az radyasyon verir. - Kemik dokunun radyasyonu absobsiyonunu azaltır. - Cilt toksisitesini azaltır. Verilecek radyasyon miktarı tümörün tipine, büyüklüğüne ve derinliğine göre değişir. Hastanın alması gereken doz seanslara bölünerek uygulanır. Ġnternal Radyasyon Tedavisi (Brakiterapi): Brakiterapi, tümöral dokuya veya tümör alanına, radyoaktif maddelerin kısa mesafeden uygulanmasıdır. Radyoaktif materyal (iğneler, tüpler, teller, çekirdekler) direkt olarak tümör içine (interstisiyel brakiterapi), tümörün bulunduğu kavite ya da lümen içine (intrakaviter brakiterapi) ya da tümör yüzeyine (kontakt tedavi) yerleştirilerek uygulanır. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER Günümüzde radyasyon tedavisi; - Hücresel büyümeyi durdurmak için - Hodgkin hastalığında lokalize baş ve boyun kanserinde - Uterus ve serviks kanserinde - Lokal nodal metastaz varsa - Beyin ve spinal korda metastaz varsa - Lösemik infiltrasyonu önlemek için proflaktik olarak uygulanır. Radyasyonun organizma üzerindeki istenmeyen etkiler 1- Organik Etkiler 2- Genetik Etkiler 1-Organik Etkiler A-Lokal Akut Etkiler - Deri hasarı, eritem, saç dökülmesi, deri veya derideki doku nekrozu. - Geçici veya sürekli kısırlık - Sindirim sistemi fonksiyonlarında azalma veya anormallik - Kan yapıcı dokuların fonksiyonlarında azalma veya anormallik - Sinir sistemi fonksiyonlarında anormallik. B-Yaygın Akut Etkiler - Saç dökülmesi - İştahsızlık - Boğaz iltihapları - Diyare C-GecikmiĢ Etkiler - Ülser veya kanserle sonuçlanan kronik deri yıkımı - Yara izleri - Katarakt - Akciğer kanseri - Kemik tümörü - Aplastik anemi ve lösemidir. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER D- Olası GecikmiĢ Olaylar - Hayat süresinin kısalması veya vaktinden önce yaşlanma - Tümör oluşma ihtimalinin artması Radyoterapi alan hasta ve ailesi, taburcu olurken Ģu konularda bilgilendirilmelidir: 1- İşaretli olan bölgenin temizliğinde sadece suyun kullanılması 2- O bölgeye deodorant, losyon, ilaç, parfüm, pudra ve krem gibi uygulamaların yapılmaması 3- Bölgedeki işaretin çıkarılmaya çalışılmaması ve kuru tutulması 4- Uygulama bölgesindeki cildin gözlenmesi ve ciddi bir değişiklik belirlendiğinde doktora bilgi verilmesi 5- Tedavi bölgesini keselenmemesi, ovulmaması, traş edilmemesi, traş gerekli ise sadece elektrikli makine kullanılması, 6- Tedavi bölgesine sıcak yada soğuk ve elektrikli battaniye uygulanmaması, 7- Tedavi bölgesindeki giysilerin yumuşak, sıkı olmayan ve pamukludan yapılmış cinsten olması 8- O bölge üzerine uzun süre yatılmaması 9- Tedavi bölgesini tedavi süresince ve tedaviden sonra 1 yıl süre ile güneşten korunması, tedavi kesildikten sonra cilt için en az 15 faktörlü güneş kremi kullanılması 10- Hastanın çok dinlenmesi ve dengeli bir diyet alması, bulantı varsa hemen tedavi edilmesi sağlanmalıdır. 11- İç radyasyon alan hastanın gerekli görülürse vücut artıklarının özel bir kapta saklanması ve tuvaletini ayırılması 12- Eksternal radyasyon alna hastanın etrafına radyasyon veremeyeceği konusunda hasta ve yakınlarının bilgilendirilmesi 13- Taburcu olduktan sonra herhangi bir sorunu olduğunda hemen doktor yada hemşiresini arayabileceği anlatılmalıdır. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER CERRAHĠ TEDAVĠ Günümüzde lokalize tümörü olan hastaların üçte birinde kullanılan tedavi yöntemidir. Kanser hastalarında cerrahi tedavi ilkeleri: 1. Yavaş büyüyen ve lokal olarak sınırlı tümörler cerrahi için en uygun tümörlerdir. 2. Tümör ile birlikte çevresindeki normal doku çıkarılırken işlevsel ve fiziksel bütünlüğün korunması göz önünde bulundurulmalıdır. 3. Cerrahiye karar verilmeden önce yeterli evreleme yapılmış olmalıdır. 4. Cerrahiye bağlı olası işlev bozukluğu ve derecesi hastaya açıklanmalı ve hasta tarafından kabul edilebilir olmalıdır. 5. Primer kanserin başlangıçta cerrahi olarak çıkarılmasıyla elde edilen başarı, tekrarlamış hastalığın ikincil olarak çıkarılmasına göre daha yüksektir. Cerrahi tipleri ve sınıflandırılması A. Cerrahi geniĢlik: 1. Lokal eksizyon: Kanserin az miktarda normal doku ile çıkarılmasıdır. 2. GeniĢ eksizyon: Kanserin yayılma olasılığı olan ana lenf nodülleri ve çevresindeki doku ile birlikte çıkarılmasıdır. B. Elektro-cerrahi: Hücrede hasra meydana getirmek için elektriğin kullanımıdır. C. Kriyocerrahi: Likid nitrojen dokuyu dondurarak hücreyi yok etmede kullanılır. Aşırı soğuk uygulayarak dokularda nekroz etkisi oluşturması, hücre içi ve dışı sıvıların donması sonucu elektrolit konsantrasyonunun toksik değerlere ulaşması ile geriye dönüşsüz hücre yıkımlarının oluşması esasına dayanır. D. Lazer cerrahisi: Fotodinamik tedavi (PDT) nin kullanılmasıdır. Işığa hassalaştırıcı madde tüm hücrelere emilir. Kanser hücrelerinde daha uzun kalır. Kimyasal madde ışığı emer ve aktif oksijen üreterek kanser hücrelerini öldürür. E. Laparaskopik rezeksiyon F. Endoskopi BĠYOTERAPĠ Biyolojik kaynaklardan elde edilen veya biyolojik yanıtı etkileme özelliğine sahip ajanları kullanarak yapılan tedavi şeklidir. Bağışıklık sisteminin uyarılası esasına dayandığı içinde immunoterapi de denmektedir. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER Biyoterapinin gerekçesi; Bağışıklık sistemi kanserli hücreleri normal hücrelerden ayırt edebilir ve kanserli hücreleri yok edebilir. Normal bir hücrenin malign bir hücreye dönüşümü yaşam boyu bir dizi genetik mutasyonu içerir. Hücre farklılaştıkça yüzeyleri üzerinde protein üretirler; bağışıklık sistemi bunları kendinden yabancı olarak tanımlayabilir; savunmada bir immün yanıt oluşturabilir. Bağışıklık sistemi işlevi bozulmuş yada kanserli hücreleri yabancı olarak ayırt edemeyen kişilerde kanser gelişir. Biyoterapi ajanlarının sınıflandırılması 1. Sitokinler: Diğer hücrelerin işlevlerini etkileyebilen hücreler tarafından salınan proteinlere verilen genel addır. İnterferonlar, interlökinler, hematopoetik büyüme faktörleri, tümör nekrotizan faktör… 2. Monoklonal antikorlar: hücrenin tek bir klonundan üretilen yüksek düzeyde özel antikorlardır. Anti-CD20 (Mabthera), Anti-HER (Herceptin), Anti-CD33 (Mylotarg), Alemtuzumad (Campath), Cetuximab (Erbitux), Bevacizumab (Avastin)…. 3. Effektör Hücreler: Ferez yolula yada cerrahi olarak tümörden çıkarılan immun hücreler vücut dışında geliştirilerek İV yolla tekrar hastaya verilir. 4. Ġmmunomodulatörler: İmmun sistemi uyaran spesifik olmayan ajanlardır. 5. Retinoidler: A vitamini türevidir. KANSER HASTALARINDA SEMPTOM KONTROLÜ Kanserli Hastaya Uygulanacak Genel Hemşirelik Girişimleri - Doku bütünlüğünü korumak - Beslenmeyi desteklemek - Hasta ve aile eğitimi - Beden bilinci ve özgüven eksikliğine yönelik danışmanlık yapmak - Semptomları İzlemek Alopesi Cilt Değişikliği Ağrı Yorgunluk Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER Stomatit Disfaji Diyare Ateş Kanama Bulantı Kusma Kabızlık - Semptomları kontrol altında tutmaya yönelik danışmanlık yapmak - Onkolojik aciller konusunda gereken gözlem, izlem, uygulama ve eğitim programlarını yürütmek - Son dönem kanser hastalarında, yaslı kanser hastalarında, terminal evrenin getirdiği sorunlarla bas etmede yardımcı olmak SEMPTOMLAR VE HEMġĠRELĠK GĠRĠġĠMLERĠ 1.KEMĠK ĠLĠĞĠ BASKILANMASI Kemoterapi kök hücrelere zarar vererek kemik iliğinin eritrositleri, nötrofilleri ve trombositleri yenileme yeteneğini azaltır. Nötropeniye bağlı enfeksiyona yatkınlık, trombositopeniye bağlı kanamaya eğilim, anemiye bağlı yorgunluk görülür. 1.A. LÖKOPENĠ/NÖTROPENĠ Normal lökosit sayısı; 4000-10.000/ mm³ Lökopeni; lökosit sayısının 3000 / mm³ altına düşmesidir. Normal Nötrofil sayısı; 2500-6000/ mm³ YaĢam süresi: 12 saat (Enfeksiyon durumunda 2-4 saat) Nötropeni: Mutlak nötrofil sayısının 1500/mm3 ün altında olmasıdır. Mutlak nötrofil sayısı kişinin enfeksiyonla savaşma gücünü gösteren en önemli belirleyicidir. - MNS (Mutlak nötrofil sayısı) 1000-1500 /mm³ olduğunda minimal düzeyde - MNS 500-1000 /mm³ orta düzeyde - MNS 500 /mm³ altına düştüğünde ise ciddi düzeyde enfeksiyon riski vardır. Risk Faktörleri Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - İleri yaş - Karaciğer ve böbrek yetmezliği - Kemik iliğinde tümör tutulumu - Yetersiz beslenme - Önceden uygulanan kemoterapi - Antibiyotik, antifungal, allopurinolün eş zamanlı kullanımı - Omurganın aşağı kısmı ve pelvise radyoterapi uygulanması - Özellikle total vücut ışınlanması Amaç; Enfeksiyon belirti bulgularını gözlemlemek ve erken belirlemek, hastanın enfeksiyon ile ilgili risk faktörlerini bilmesi ve enfeksiyonlardan korunmak için uygun önlemleri aldığını göstermesidir. HemĢirelik GiriĢimleri - Mümkünse hasta tek kişilik odaya alınmalı - Hastada enfeksiyon belirtilerini gözlemlemek - Enfeksiyonun en sık görüldüğü bölgeleri gözlemlemek - İdrar, kan, tüm kateter ve şüpheli enfeksiyon kaynaklarından kültür gönderilmeli - Hastaya kullanılan tüm araç ve gereçler antibakteriyel solüsyonlarla temizlenmeli - Hastaya yapılan tüm işlemlerde aseptik teknik kullanılmalı - Son günlerde canlı aşı yaptıran insanlar uzak durmalı - Akvaryum temizliği dahil, hayvan atıklarından uzak durmalı - Hastalara bulaşıcı hastalığı olan kişilerle iletişimden kaçınması söylenmeli - Hasta ile iletişimde olan kişiler hastaya dokunmadan ellerini yıkaması konusunda bilgilendirilmeli - Yeterli uyuması sağlanmalı - Cilt ve mukozaları irritasyonlardan korunmalı - Yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanmalı - Hastada ileri derecede lökopeni olduğunda m.o. lardan arındırılmış gıdaların verilmesine özen gösterilmeli - Çiğ sebze, meyve, çiğ yumurta, süt ve ürünlerinin verilmesinden kaçınılmalı - Öksürme ve derin solunum egzersizleri hastaya öğretilmeli - Kateterizasyon, lavman, rektal derece ve tampon uygulaması önlenmeli Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - İstenmeyen vücut kıllarının temizliğinde sadece elektrikli traş makinası kullanılmalı 1.B. TROMBOSĠTOPENĠ Trombositler; 150000-400000 /mm³ YaĢam süresi; 10 gün (Ort: 7 gün) < 100.000 / mm³ Hafif Kanama Riski vardır: KT yada RT dozu azaltılabilir yada ertelenebilir. < 50.000 / mm³ Orta Derecede Kanama Riski vardır: Koruyucu önlemler alınmalıdır. < 20.000 / mm³ Şiddetli Kanama Riski vardır: Hasta kendiliğinden kanayabilir. Kafa içi kanama yönünden dikkat edilmelidir. Düzenli trombosit transfüzyonları yapılmalıdır. Trombositopeni görülme sıklığı; - Verilen ilacın trombositopeni oluşturma riski - İlacın dozu - Kullanılan diğer tedaviler - Hastanın primer hastalığı Risk faktörleri -Kemik iliğinin daha fazla bulunduğu kemiklere radyoterapi uygulanması -Hemotolojik toksisite riski yüksek ilaçların kullanılması -Hastalığın kemik iliğine infiltre olması -DIC -Yüksek ateş -Trombosit yapısını etkileyen ilaç kullanımı Amaç; Kanama belirti bulgularını gözlemlemek ve erken belirlemek, travmaya bağlı kanamayı önlemek, kanamayı değerlendirmek ve kontrolünü sağlamaktır. HemĢirelik GiriĢimleri - Hastalar sık sık kanama belirtileri yönünden gözlenmeli, - İdrar hematüri yönünden gözlenmeli, - Sık sık göz dibi muayenesi yapılmalı, - İntramüsküler enjeksiyonlardan kaçınılmalı - Mümkün olduğunca IV yol tercih edilmeli Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Sert diş fırçalarından kaçınılmalı - Hastalar travmalardan korunmalı - Hastalar yatakta hareket ederken defekasyon sırasında ve ağır objeleri kaldırırken valsalva manevrasından kaçınmalı - Tansiyonun yükselmesi önlenmeli sistolik kan basıncı 140 mmHg ‘ nın altında tutulmalı - Trombosit agregasyonunu değiştirdikleri için nonsteroid antiinflamatuarların ve aspirin içeren ilaçların kullanımı engellenmeli - Konstipasyonu önlemek için dışkı yumuşatıcı ve laksatifler kullanılmalı - Rektal ısı ölçümü ve suppozituar kullanımından kaçınılmalı - İnvaziv girişim yapıldıysa eğer, sonrasında bası uygulanmalı, hematomu önlemek için bası bantları kullanılmalı, eğer gerekiyorsa soğuk uygulama yapılmalı - Cinsel ilişkiden önce su içerikli kayganlaştırıcı kullanılması - Trombosit sayısı 50000/mm3 ‘ ün altında olan hastaların cinsel ilişkide kaçınması söylenmeli - Erkek hastalar traş olurken jilet yerine traş makinesi kullanması konusunda eğitilmeli - Burun temizliğinin travmatik olmamasına dikkat etmek - Ağız bakımı için yumuşak materyal kullanmasını önermek - Vazodilatasyon yapacağı için alkollü içkileri yasaklamak - -Hasta ve ailesi hematemez, melena, diş eti kanması, hematüri, yeni oluşan peteşi ve ekimozlar, bilinç durumunda değişiklikler olursa sağlık ekibine hemen haber vermesi gerektiği konusunda eğitilmelidir. 1.C. ANEMĠ Kanser hastalarında anemi eritropoetin üretiminin azalması, eritropoetin duyarlılığının azalması, eritrositlerin kanama ile kaybedilmesi ve eritropoezde gerekli elemanların diyetle yetersiz alınması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Risk faktörleri - Yaş (İleri yaş) - Yetersiz beslenme Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Tedaviye başlarken hemoglobin düzeyinin düşük olması (Hg:10-12 g/dl) - Tümör tipi - Tedavi rejimi ve dozu - Kemik iliği tutulumu - Önceden uygulanmış radyoterapi Amaç; Anemi belirti bulgularını gözlemek, anemiyi erken belirlemek ve gerekli tedbirleri almaktır. HemĢirelik giriĢimleri - Anemi belirtilerini gözlemlemek - Ortostatik hipotansiyon baş dönmesi varsa, özellikle yatarken ve kalkarken yavaş hareket etmesini söylemek, - Halsizlik ve dispneyi gözlemek, gerekirse oksijen tedavisi yapmak, - Eğer halsizliği varsa enerji toplaması için hastayı dinlenmeye teşvik etmek - Hemoglobin ve hematokriti düzenli aralıklarla kontrol etmek - Kan saturasyonu %90 ının altında veya hastada semptomlar varsa oksijen tedavisi uygulamak - Bilgi eksikliği varsa anemi belirtileri konusunda bilgilendirmek - İsteme göre demir preparatları vermek, eritrosit tranfüzyonu yapmak - İsteme göre eritropoetin uygulama 2. BULANTI - KUSMA Akut Bulantı-Kusma: Kemoterapi verildikten sonraki 24 saat içinde meydana gelir. Kusmanın en şiddetli fazını oluşturur. GecikmiĢ Bulantı-Kusma: Kemoterapiden sonra 18-24 saat içinde başlar ve 72-90 saat sürer. En çok sisplatin ve karboplatine cevap olarak gelişir. Beklenti Bulantı-Kusması: Oluşumunda daha önce yaşanmış olaylar, kokular, insanlar ve yerler vardır. Pavlov’ un klasik şartlanma tepkisiyle açıklanabilen önceki kemoterapilerde zayıf şekilde kontrol altına alınmış bulantı kusma yaşayan hastalarda ortaya çıkar. Kemoterapinin uygulandığı ortamın yaratabileceği anksiyete de bulantıya neden olabilir. Risk Faktörleri Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Cinsiyet ( Kadın olmak) - Yaş (Genç olmak) - Narkotik ve antibiyotiklerle eş zamanlı tedaviler - Anksiyete - Ağrı - Beklentiler - Önceki deneyimler - Dehidratasyon - Kemoterapiye bağlı olmayan bulantı kusma hikayesi - Tedavi sırasındaki tat duyusundaki değişiklikler Bulantı Kusmaya ĠliĢkin Olası Komplikasyonlar - Tedaviye uyumsuzluk - Tedaviyi engelleme - Dehidratasyon - Antineoplastik toksisiteyi arttırma - Metabolik bozukluklar - Anoreksi ve kilo kaybı Amaç; Hastanın sıvı ve elektrolit dengesini sürdürmek, yeterli beslenmesini sağlamak, oral mukozayı korumak ve bulantının azaldığını ifade etmesidir. HemĢirelik GiriĢimleri - Bulantı ve kusmanın şekli ve oluş biçimi açısından hastayı tanılamak - Çıkartılan miktarı, içerik, renk açısından değerlendirerek kaydetmek - Dehidratasyon belirtileri açısından hastayı gözlemlemek - Antiemetik ilaçları en az yarım saat önce vermek - Ağız bakımının sık verilmesini, protez varsa tedavi sırasında çıkartılmasını sağlamak, - Bulantı ve kusma sırasında ağızdan nefes almanın faydalarını anlatmak, - Vücut ağırlığı, aldığı çıkardığı sıvı miktarını değerlendirmek - Fiziksel çevrenin temiz ve kokusuz, hasta giysilerinin rahat olmasına özen göstermek Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Kemoterapi uygulamasının rahat bir pozisyonda yapılmasını sağlamak - Tedaviden 15-20 dakika önce sessiz bir yere yatmasını sağlamak - Öğünlerin azar azar sık sık alınmasını ve iyice çiğnenmesini ve öğünlerde sıvı alımından kaçınılmasını, tatlı, kızartma, baharatlı, yağlı gıdalardan kaçınılmasını önermek ve kompleks karbonhidratların yararlı olabileceği konusunda bilgi vermek - Yiyeceklerin özellikle kuru gıdalardan seçilmesine dikkat etmek - Yemekten sonra dinlenmesi ve yavaş aktiviteler yapmasını önermek - Hasta bulantı-kusma 24 saatten fazla sürer veya yeterli sıvı alımı alamazsa bu durumu sağlık ekibine bildirmesi ve geç bulantıyı önlemek için evde antiemetik tedavisini 48-72 saat sürdürmesi gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir. 3.ANOREKSĠYA Anoreksiya iştah kaybı olup besin alımında azalma ile birlikte çeşitli fizyolojik ve psikolojik etmenleri içeren karmaşık bir süreçtir. Görülme sıklığı; İlaca, doza, uygulama planına, tedavinin yan etkilerine ve denel fiziksel duruma göre değişir. Kötü beslenen hastalarda; tedaviye yanıtta bozulma, bakım giderlerinde artma ve mortalite - morbidite hızlarında artma görülmektedir. Kanserli hastaların %20 si primer tanıdan çok beslenme problemlerinden kaybedilmektedir. Bu nedenle Malnütrisyon yönünden riskli hastalar geri dönüşümü mümkün olmayan problemler meydana gelmeden önce tanımlanmalıdır. HemĢirelik giriĢimleri - Yüksek kalori, protein ve vitamin yönünden zengin beslenmenin önemini hastaya/aileye açıklamak ve besin alımına teşvik etmek - Hastayı her gün aynı saatte, aynı kıyafet ile aynı tartıda tartmak ve kilo kaybı olup olmadığını takip etmek - Yetersiz sıvı ve besin alımına neden olan faktörleri azaltmak/ortadan kaldırmak - Yemeklerden önce ve sonra ağız bakımı vermek ve oral hijyeni sürdürmek - Hastanın sıvı alımını arttırmak - Hastanın odasını temiz tutmak ve kötü kokuları uzaklaştırmak Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Çok tatlı ve yağlı yiyecekleri diyetinden çıkarmak - Gaz yapan yiyeceklerden uzak durmak - Hastanın yiyecek seçimine katılımını ve hoşlandığı besinleri almasını sağlamak - Hekim istemine göre antiemetikleri uygulamak - Hekim istemine göre parenteral sıvılar, elektrolitler ve gıda maddelerini uygulamak, - Hasta yiyecekleri tolere edemiyorsa istemde belirtildiği şekilde total parenteral beslenmeye başlamak - Hekim istemine göre iştah arttıran ajanlar (megestrol acetate) uygulamak 4.KONSTĠPASYON Kanserli hastalarda konstipasyon gelişme nedenleri şunlardır: - Tümörlerin eksternal basısı veya internal tıkanıklığı - Bağırsak innervasyonunu kontrol eden T-8 ve L-3 seviyelerine spinal kord basısı - Sinir yollarının cerrahi olarak kesilmesi - Pelvik radyasyon - Asidin yaptığı baskı - Hipokalemi, Hiperkalsemi - Dehidratasyon - Diyet değişiklikleri, diyetle yetersiz lif yüklemesi - Fiziksel aktivitede azalma - Emosyonel sıkıntı, depresyon - Narkotikler - Kalsiyum ve alüminyum içeren antiasitler, diüretikler - Antidepresanlar, tranklizanlar ve sedatifler Risk Faktörleri - Gastrointestinal sistemdeki tümöre bağlı barsak obstrüksiyon - Opoid uygulamasına bağlı peristaltizmin azalması - Hareket azalması - Sıvı ve elektrolit dengesizliği - Posalı gıda alımının azalması Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - İlerlemiş yaş - Başka ilaç kullanımı Amaç; Hastanın normal sıklıkta ve kıvamda gaita yapması, defekasyonda ağrısının olmaması, laksatif lavman ya da supozituvara gereksiniminin azalmasıdır. HemĢirelik GiriĢimleri - Eliminasyon miktarı, sıklığı ve defakasyon zamanı dahil ederek eliminasyon şekli değerlendirilmeli - Sıvı ve lif alımına odaklanarak hastanın beslenme alışkanlığı değerlendirilmeli - Hareketlilik ve aktivite değerlendirilmeli - Hastanın laksatif ve müshil kullanımı belirlenmeli - Bağırsak fonksiyonlarını kolaylaştırmak için gereksinime göre müshil uygulamak - Fiziksel aktivite arttırılmalı veya pasif egzersizler yaptırılmalı - Diyetinde liften zengin yiyecekleri miktarının arttırılması - Peynir konstipasyonu arttırdığı için verilmemeli - Hastanın günde en az 8-10 bardak su içmesi sağlanmalı 5.DĠYARE Kemoterapi gastrointestinal mıkozadaki vilus ve mikrovilus gibi hızlı çoğalan hücreleri etkiler. Genellikle diyareye neden olan ilaçlar antimetobolitlerdir. Risk Faktörleri - Barsak lümeninde hasra neden olan kombine kemoterapi - Pelvise uygulanan radyoterapi - Diyareye neden eş zamanlı tedaviler - Nötropenik sepsis - Beslenme terapileri, antiemetik tedavi Amaç; Hastada diyarenin önlenmesi, yeterli ve dengeli bir beslenme ile vücudun gereksinimlerinin karşılanması, sıvı elektrolit dengesinin normal seviyede olması, hastanın normal kilonun sürdürülmesinin sağlanmasıdır. HemĢirelik GiriĢimleri - Dışkılama sayısı, miktarı ve kıvamı - Potasyum ve diğer elektrolit ihtiyacı yerine konmalı Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Dışkılama sıklığı, miktarı ve peristaltik hareketleri azaltmak için antidiyaretik tedavi uygulanmalı - Bağırsakların dinlenmesini sağlamak için posasız, yüksek proteinli, yüksek kalorili diyet hakkında hasta bilgilendirilmeli - Bağırsakları tahriş eden gıdalar diyetten çıkarılmalı - Sıvı dengesini sağlamak için 6-8 bardak su içmesi için hasta cesaretlendirilmeli - Diyare şiddetlenirse sıvı diyet uygulanmalı - Besinler oda ısısında sunulmalı - Laktoz intoleransı var ise süt ürünleri ve çikolata yememesi hakkında hasta bilgilendirilmeli - Güçsüzlük ve yorgunluk gibi hipokalemi ile bağdaştırılan semptomlar hakkında hasta bilgilendirilmeli - Şiddetli diyare olan hastalara aktiviteyi azaltması önerilmeli - Hastaya her defekasyondan sonra rektal bölgeyi yumuşak sabun ve su ile temizlemesi önerilmeli - Yumuşatıcı kremler ek koruma sağlayabilir. Ilık su banyoları rahatlama sağlayabilir. 6.STOMATĠT Direk olarak oral mukozanın hızlı çoğalan epitel hücreleri üzerinde sitotoksik etkisi ve indirek olarak ta kemik iliği baskılanması nedeniyle oluşur. Klinik Belirtileri; ağız içinde yanma, sıcak baharatlı, asidik yiyeceklere karşı hassasiyet, ağız mukoza derisinin dökülmesi, ülserasyon, kanama, ağrı inflamasyon ve tükrük üretiminde azalma bakteriyel, fungal ve viral enfeksiyonlar, yemek yemede konuşmada ve yutkunmada giderek güçleşme vardır. Risk Faktörleri - Eş zamanlı baş ve boyun lokalize ışınlanma - Total vücut ışınlanması - Kötü ağız hijyeni - Yaşlı hastalar veya 20 yaş altında olanlar - Alkol ve tütün kullanımı hikayesi olanlar Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Kötü beslenme durumu - Nasofarengial kanseri olanlar - Lösemili hastalarda ağız boşluğu/diş eti kapillerine lökositlerin infiltrasyonu - Mükoz membranı değiştiren ilaç ve tedaviler - Herpes simpleks virüsü seropozitif hikayesi - Böbrek veya karaciğer yetersizlikleri Amaç; Oral mukozada ağrının ve enfeksiyonun görülmemesidir. HemĢirelik GiriĢimleri - Stomatit gelişimi için yüksek riskli hastalar tanımlanır. - Oral kaviteyi her gün kırmızılık, beyazlık, sarılık yönünden kontrol edip değerlendirmek, - Hastaya uygun ağız bakımını öğretmek - Hastaya ölü dokuların uzaklaştırılması ve rahatlamayı sağlamak için oral ajanların kullanımı için teşvik edilmeli - Mukozayı tahriş ettiğinden %25 in üzerinde alkol içeren gargaralar kullanılmamalı - Ciddi nötropeni gelişme olasılığı olan hastalara isteme göre profilaktik olarak antifungal ve antiviral ajanlar uygulanmalı - Lezyon yoksa: 4 saatte bir yumuşak diş fırçası ile dişleri fırçalamak, mukostatin ve betadin ile gargara yapmak - Lezyon varsa; 2 saatte bir hidrojen peroksit solüsyonu, ardından serum fizyolojik ile ağız bakımı yapmak ve dudakları vazelin ve E vitaminli preperatlar ile yumuşatmak - Hastanın öğünlerden önce ve sonra ağız bakımını yapmasını sağlamak, - Sıvı dengesini sürdürmek, - Sıcak yiyeceklerden kaçınarak, yumuşak, protein ve vitamin yönünden zengin yiyecekler önermek, - Asitli, tuzlu, baharatlı besinlerden kaçınılmasını önermek - Alkol ve sigara kullanılmamasını önermek - Diş protezlerinin uygun olup olmadığının değerlendirilmesini, rahatsız ediyorsa takılmaması gerektiğini öğütlemek Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Yumuşak diş fırçası kullanılmasını önermek - Eğer ağızda kanama varsa bunu önlemek için hastaya ağzına küçük bir buz parçası almasını önermek, - Ağrı için doktor istemine göre lokal aneljezik kullanılmasını önermek 7.AĞRI Kanserin kendisine, tanı işlemlerine ve tedavisine bağlı olarak gelişen ağrı kanser ağrısı olarak tanımlanır. Kanser tedavisi hastaların %15-25 inde ağrıya yol açmaktadır. Kanser hastalarında en sık görülen ve korkulan semptomdur. Kanser ağrısı günlük aktivitelerini, duygusal yaşamı motivasyonu, aile ve yakınları ile etkileşimi ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyen en önemli problemdir. Kanser hastalarında; mukozit, kortikosteroidlere bağlı perineal rahatsızlık, ağrılı periferal nöropati, baş ağrısı, yaygın kemik ağrısı, atralji, anjinal göğüs ağrısı, sitotoksik infüzyon bölgesinde ağrı görülmektedir. Amaç: Ağrı düzeyini tolere edebilecek düzeye getirilmesini sağlamak, hastanın ağrısının azaldığını veya yok olduğunu ifade etmesidir. HemĢirelik GiriĢimleri - Ağrının tedavisi için önce değerlendirilmesi gerekir. - Ağrının yeri, niteliği, şiddeti ve başlamasını etkileyen faktörler (öfke, depresyon, uykusuzluk, anksiyete) değerlendirilmeli - Ağrı sırasında gözlenen davranışlar ve baş etme biçimleri değerlendirilmeli - Ağrı tedavisini uygulamak o 1. Basamak: Hafif-orta ağrılar için narkotik olmayan analjezikler ± adjuvan tedavi (aspirin, parasetomol) o 2. Basamak: Orta şiddetli ağrılar için zayıf narkotikler + nonopoid ± adjuvan tedavi (dihidrokodein, demoral, tolvin) o 3.Basamak: Şiddetli ağrılar için güçlü narkotikler + nonopoid ilaçlar ± adjuvan tedavi (morfin) Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Ağrı kontrolünde nonfarmakolojik uygulamak (pozisyon değiştirmek, masaj, sıcak uygulama, ılık banyolar, çevrenin sakin ve sessiz olmasını sağlamak, gevşeme tekniklerini öğretmek, radyo televizyon, okuma, müzik dinleme ve hayal kurma) 8.YORGUNLUK Kanser hastalarında yorgunluk %70-100 oranında görülmektedir. Kemoterapi alan hastalarda bu oranın % 80-100 oranındadır. Kansere Bağlı Yorgunluğun Nedenleri veya Olası Yatkınlık Yaratan Nedenler A. Medikal /Fiziksel Durumlar 1-Altta Yatan Hastalığın Kendisi Ġle ĠliĢkili - Tümörün derecesi - Hastalığın cinsi 2- Hastalığın tedavisi ile iliĢkili - Kemoterapi - Radyoterapi - Cerrahi 3.EĢ Zamanlı Sistemik Hastalıklar - Anemi - Enfeksiyon - Pulmoner hastalıklar - Karaciğer, kalp, böbrek yetmezliği - Malnütrisyon - Nöromüsküler bozukluklar - Dehidratasyon veya elektrolit bozuklukları 4- Uyku Bozuklukları 5- Hareketsizlik ve Egzersiz Azlığı 6- Kronik Ağrı B. Psikososyal Faktörler - Anksiyete bozukluğu - Depresyon bozukluğu - Stres Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Çevresel etkenler Amaç; Bireyin yasadığı yorgunluğun nedenlerini ve özelliklerini tanımlamak, tanımlanan semptomun kontrolünü sağlamak, bireyin fiziksel, mental ve sosyal aktivitelerinin dengeli şekilde devamını sağlamak ve öz bakım gücünü arttırmaktır. HemĢirelik GiriĢimleri - Yorgunluğun belirti ve bulgularını tanımak ve dikkate almak - Hastaya yorgunluğun, kemoterapi, radyasyon tedavisinin beklenen ve geçici bir yan etkisi olduğunu öğretmek - Günlük yaşamın aktivitelerine yardımcı olmak - Günlük aktivitelerinde önceliklerinin belirlenmesine yardım etmek (vazgeçilebilir aktiviteler, temel olan aktiviteler) - Alışılmış dinlenme ve uyku düzenlerini korumak - Hastanın yorulduğu zaman dinlenmesini sağlamak, gece en az 7-8 saat uyumasını ve gündüz uyku periyotları oluşturulmasını sağlamak - Aktiviteler arasında bir öncelik belirlemek; çok aşırı ve erken yüklemelerden kaçınmak - Alışılmış yaşam biçimi kalıplarını mümkün olduğunca korumak, aktiviteleri enerji düzeyine göre ayarlamak - Tek basına sürdürebileceği ya da başkalarına bırakabileceği isleri tanımlamasına yardım etmek - Gün içerisinde enerjisini en yüksek hissettiği dönemlerde islerini planlaması sağlamak - Enerjiyi koruma teknikleri hakkında hasta bilinçlendirmek - Protein, vitamin ve demirden zengin yiyecekleri yemesini sağlamak, - Ağrıyı önlemek ve en aza indirmek - Hekimin önerisi ile eritrosit süspansiyonu vermek - Bir kontrendikasyon yoksa günde en az 3000 ml sıvı içerek hücresel artık ürünlerin atılmasını sağlamak, - Stresle etkili baş etme yöntemlerini öğrenmesine yardım etmek Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER 9.ALOPESĠ Kemoterapi ilaçlarının çoğu farklı düzeyde alopesi ye neden olmaktadır. Geçici bir yan etkidir. Genellikle dökülme ilk saçlarda başlar. Tedavinin ilerlemesiyle tüm vücut kıllarında belli oranlarda azalma olur. Kaybedilen saç ve kılların uzaması yavaşta olsa tedavi esnasında başlar. Asıl uzama kemoterapi tedavisinin bitimi ile başlar. Alopesinin derecesi; ilacın dozuna, yarılanma süresine, uzun süreli infüzyon kullanımına ve kombine tedavi kullanımına bağlı olarak değişir. Risk Faktörleri 1- Uygulanan İlaç 2- Yüksek doz kemoterapi 3-Diğer tıbbi durumlar (Hipotiroidi, Yaşlılık) 4- Kemoterapötik olmayan ilaçlar (Propanol hydrochloride, Heparin sodyum, Lithium carbonate, Prednisone ve Vitamin A) 5- Tedavi öncesi saçın durumu 6- Beslenme durumu 7- Başa eş zamanlı radyoterapi Süre; Saç Kaybı ilaç uygulamasını takiben ortalama 2 hafta sonra başlar. Saç foliküllerinin anagen fazı 3 ay devam ettiğinden saçın tekrar çıkması kemoterapi bitimini takiben 3-5 ay alabilir. Amaç; Hastanın vücudundaki bu önemli değişikliği kabullenmesini sağlamak, oluşabilecek bu yan etkiyi en aza indirmektir. HemĢirelik GiriĢimleri - Teorik olarak kafa derisinin dolaşımını azaltmak için kullanılan araçlar dolaşan tümör hücrelerine koruyucu etki sağladığından kemoterapinin etkinliğini azaltır. - Metastaz riskini arttırdığından kafa derisi hipotermisi önerilmez. - FDA 1990 da buz başlıklarını satıştan kaldırdı. - Vitamin E kullanımı etkili değil - Hastayı saç kaybının başlama zamanı ve tekrar çıkma süresi hakkında bilgilendirmek Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER Hastaya saç kaybı olacağı, ancak tedavi bitiminden sonra yeniden çıkacağını - açıklamak Saçların çıkarken yapı ve renk yönünden farklılık olabileceğine ilişkin hastayı - uyarmak, Hastaları şapka, eşarp, bone, peruk gibi değişik materyaller konusunda - bilgilendirmek, - Kemoterapiden önce saçlarını kısaltmasını önermek, - Kalan saçlar için sık şampuan uygulamamak ve yumuşak fırça kullanmak - Saç kaybı arttıkça, kalan saçları traş ettirebileceği konusunda öneride bulunmak - Kafa derisini güneşi bloke eden ajanlarla, şapkalarla sıcak ve soğuktan korumak - Aile üyeleriyle beklenen fiziksel değişiklikleri görüşerek hastanın nasıl kabulleneceği konusunda aile üyelerine tavsiyelerde bulunularak manevi destek sağlamak 10.UYKU SORUNLARI Kanser hastalarında uykuya dalmada güçlük yaşama, uyku kalitesi ve sürecinde bozulma, kesintili uyuma, uyanmada güçlük yaşama, uyuduğu halde dinlenmemiş hissetme ve gündüz uyuma gibi uyku sorunları ortaya çıkmaktadır. Kanser hastalarında sıklıkla ağrı, yorgunluk, endişelenme, anksiyete, depresyon, stres, bulantı ve kusmaya bağlı uyku sorunları ortaya çıkmaktadır. Amaç: Sebep olan etkenleri azaltmak yada ortadan kaldırmak ve uyku kalitesini arttırmaktır. HemĢirelik GiriĢimleri - Hastanın normal zamandaki uyku alışkanlıklarını belirlemek - Hastanın uyanmasına neden olan, uymasını engelleyen ya da kalitesini bozan etkenleri belirlemek - Uyumama nedenine yönelik düzenlemeler ve davranış değişiklikleri için hasta ile işbirliği yapmak - Çevrede sessizliğin sağlanması Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER - Alarm seslerinin azaltılması - Işıkların hastanın istediği şekilde ayarlanması - Hafif tonda müzik ya da monoton sesler dinleme - Hastanın üzerinin örtülmesi - Yatmadan önce kafeinli içecekler içmemesi, sıvı almaması - İlaç saatleri ve ilaç rejiminin düzenlenmesinin sağlanması - Yatmadan önce idrarını yapması - Tedavi saatlerini mümkün olduğunca uykuyu bölmeyecek şekilde planlanma - Hastaya gün içinde uyku sınırlaması yapmak, - Gevşeme teknikleri hakkında hasta ve ailesini eğitmek, - Hekim istemine göre ilaçlar vermek ve ilaçların etki ve yan etkilerini gözlemlemek Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER ÖZET Kanser hücrelerin anormal, kontrolsüz büyümesi ve yayılması ve normal dokuyu istila etmesi ile karakterize bir grup hastalıktır. Tedavi edilmediği zaman ölümle sonuçlanır. Kanser oluşum süreci hücre düzeyinde başlayan bir olaydır. Kanser her yaş grubunu etkilemesine karşın, çoğu kanserler 65 yaş üstü bireylerde oluşur. Erkeklerde kadınlardan daha yüksek oranda görülür. Aynı zamanda endüstrileşmiş toplumlarda görülme sıklığı daha fazladır. Kanserin sıklık ve yaygınlığının bilinmesi, kanserin nedenlerine ve alınacak önlemlere büyük ölçüde yarar sağlamaktadır. Kanser oluşumunda yaşam alışkanlıkları (sigara, diyet gibi) ve çevresel faktörler etkili olmaktadır. Çeşitli evrelerini bulunması ve yıllara varan bu süreçten dolayı kanser bir kronik hastalık olarak kabul edilmektedir. Kanser hastalarına önerilen tedavi seçenekleri, kanserin tipine göre gerçekçi ve başarılabilecek amaçlara temellenir. Kanserin başlıca tedavi yöntemleri; cerrahi, radyoterapi ve kemoterapidir. Bu tedavilerinin amaçları; malign hastalığı tamamen yok etmek, sağ kalım süresini uzatmak, kanser hücresinin büyümesini/kontrolü sağlamak ve hastalıkla ilgili semptomları gidermektir. Kanser hastaları hem hastalığın kendisinden hem de uygulanan tedavilere bağlı olarak çeşitli semptomlar yaşamaktadır. Bu semptomları ortadan kaldırmak veya azaltmak için uygulanacak genel hemşirelik girişimleri; doku bütünlüğünü korumak, beslenmeyi desteklemek, hasta ve aile eğitimi, beden bilinci ve özgüven eksikliğine yönelik danışmanlık yapmak, semptomları izlemek, semptomları kontrol altında tutmaya yönelik danışmanlık yapmak, onkolojik aciller konusunda gereken gözlem, izlem, uygulama ve eğitim programlarını yürütmek ve son dönem kanser hastalarında- yaşlı kanser hastalarında, terminal evrenin getirdiği sorunlarla baş etmede yardımcı olmaktır. Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER ALIġTIRMALAR 1. Kanserde neden biyoterapi tedavisi yapılır? Cevap: Bağışıklık sistemi kanserli hücreleri normal hücrelerden ayırt edebilir ve kanserli hücreleri yok edebilir. Normal bir hücrenin malign bir hücreye dönüşümü yaşam boyu bir dizi genetik mutasyonu içerir. Hücre farklılaştıkça yüzeyleri üzerinde protein üretirler; bağışıklık sistemi bunları kendinden yabancı olarak tanımlayabilir; savunmada bir immün yanıt oluşturabilir. Bağışıklık sistemi işlevi bozulmuş yada kanserli hücreleri yabancı olarak ayırt edemeyen kişilerde kanser gelişir. 2. Kanserde trombositopeni riskini artıran faktörler nelerdir? Cevap: Risk faktörleri -Kemik iliğinin daha fazla bulunduğu kemiklere radyoterapi uygulanması -Hemotolojik toksisite riski yüksek ilaçların kullanılması -Hastalığın kemik iliğine infiltre olması -DIC -Yüksek ateş -Trombosit yapısını etkileyen ilaç kullanımı 3. Meme kanseri için risk faktörleri nelerdir? Cevap: Kitle veya meme başı akıntısı, yakın akraba veya ailede meme kanseri öyküsünün bulunması, 35 yaş üzeri özellikle 50 yaş ve sonrası, yağdan zengin diyet, erken menarş ve menapoz, çocuk doğurmamış olmak, ilk çocuğu 30 yaş üzerinde doğurmak 4. Kanserli hastada uygulanacak genel hemşirelik girişimleri nelerdir? Cevap: Doku bütünlüğünü korumak, beslenmeyi desteklemek, hasta ve aile eğitimi, beden bilinci ve özgüven eksikliğine yönelik danışmanlık yapmak, semptomları izlemek, semptomları kontrol altında tutmaya yönelik danışmanlık yapmak, onkolojik aciller konusunda gereken gözlem, izlem, uygulama ve eğitim Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER programlarını yürütmek ve son dönem kanser hastalarında- yaşlı kanser hastalarında, terminal evrenin getirdiği sorunlarla baş etmede yardımcı olmaktır. DEĞERLENDĠRME SORULARI 1. AĢağıdakilerden hangisi radyoterapi tedavisi alan hasta ve ailesinin taburcu eğitiminde yer almamalıdır? A. İşaretli olan bölgenin temizliğinde sadece suyun kullanılması B. Bölgedeki işaretin çıkarılmaya çalışılmaması ve kuru tutulması C. Tedavi bölgesini keselenmemesi, ovulmaması, traş edilmemesi D. Tedavi bölgesinin kanlanması arttırmak için sıcak uygulama yapılması E. Tedavi bölgesinin üzerine uzun süre yatılmaması 2. AĢağıdakilerden hangisi kemoterapik ilaçlar hazırlanırken dikkat edilmesi gereken kurallardan değildir ? A. İlacı hazırlayacak personel koruyucu tipte, disposible uzun kollu gömlek, eldiven, maske ve koruyucu gözlük kullanmalıdır. B. İlaçlar sulandırılırken çözücü solüsyon flakonun bir kenarından iğnenin ucu ilaca değdirilmeden yavaşça enjekte edilmelidir. C. Fazla ilaç varsa asla flakonun içinde bırakılmamalıdır. D. İlaçlar oral yolla verilecekse elle tutulmamalıdır. E. İM verilecekse geri sızmasını önlemek için ‘Z’ tekniği ile yapılmalıdır. CEVAPLAR 1. D 2. C Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER YARARLANILAN KAYNAKLAR 1. Sağlık bankalığı Kanserle savaş Dairesi Başkanlığı. 2004-2006 yılları Türkiye Kanser insidansı. http://www.kanser.gov.tr/folders/file/8iL-2006-SON.pdf 2. Onkoloji Hemşireliği Derneği IV. Kemoterapi Hemşireliği Kursu Notları. 30 Ekim -03 Kasım 2006 Ankara 3. Karadakovan A, Eti Aslan F. Onkoloji. İn: Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım. Adana 2010 4. Akdemir N, Birol L. Kanser ve Hemşirelik Bakımı. İn: İç hastalıkları ve hemşirelik ve bakımı. Ankara 2005 5. Manavoğlu O. Klinik Onkoloji El Kitabı. Palme yayıncılık Ankara 2004 6. TC. Sağlık Bakanlığı Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi. Onkolojik hastalıklar ve hemşirelik bakımı. Ankara 2005. 7. Can G. Kanser Kemoterapisi Rehberi. Ed: Durna Z, Aydıner A. Nobel Tıp Kitabevleri 2003 8. Gemici C, Mayadağlı A, Parlak C. Radyasyon onkolojisi tedavi kararları. Nobel Tıp Kitabevleri 2004 9. Karadeniz G. Onkoloji Hemşireliği. İn: İç hastalıkları hemşireliğinde teoriden uygulamaya temel yaklaşımlar. Göktuğ yayıncılık Ankara 2008. 10. Karadakovan A. Kemoterapi hemşireliği. Saray Tıp Kitabevleri, İzmir 1997 11. Karakoç T. Kanser Hastalarında Yorgunluk ve Hemşirelik Bakımı Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:3, Sayı:8 (2008) 12. Ünsar S, Fındık ÜY, Kurt S, Özcan H. Kanserli hastalarda evde bakım ve semptom kontrolü. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:2, Sayı:5 (2007) 13. Dalgıç G, Karadağ A. Kuzu N. Kemoterapiye bağlı gelişen stomatitte hemşirelik bakımı C. Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 1998, 2 (2) 53 Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi KANSER ÖNERĠLEN KAYNAKLAR 1. Onat H. Mandel Molinas N. Kanser hastasına Yaklaşım. Nobel Tıp Kitabevleri, 2002 2. Usta S. Kanser tedavisinde 110 yöntem. Gelecek Atölyesi yayıncılık 2005 3. Usta Yeşilbalkan Ö. Kemoterapi hasta ve ailelerine yönelik rehber. Meta Basım Matbaacılık hizmetleri. İzmir 2006 Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi