“ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI ve ALTYAPI YATIRIMLARININ

advertisement
“ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI ve ALTYAPI YATIRIMLARININ
FİNANSMANI: ALTERNATİF YATIRIM FON VE ORTAKLIKLARI İLE
DİĞER SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI”
KONULU ÇALIŞTAY AÇILIŞ KONUŞMASI
Dr. Vahdettin ERTAŞ
SPK Başkanı
13 Mayıs 2016
Değerli misafirler,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığımız ile birlikte ev sahipliğini üstlendiğimiz bu
çalıştayda, ülkemizin altyapı yatırımlarının finansmanında sermaye piyasalarından
yararlanma yol ve yöntemlerini tartışmak ve varsa uygulamada karşılaşılan problemleri
gidermek ve çözüm önerilerini değerlendirmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Özelleştirme İdaresi Başkanımız Sn. Mehmet BOSTAN’a ve ilgili kurumlardan
gelen davetlilerimize, sağlayacakları değerli katkı, görüş ve önerileri için teşekkürlerimi
iletiyor, hepinize hoş geldiniz diyorum.
Değerli konuklar
Son dönemde, global ekonomik ortamda yaşanan gelişmeler yeni fırsatları olduğu
kadar yeni riskleri de beraberinde getirmektedir. FED’in faiz artırmaya her geçen gün
biraz daha yaklaştığı bu dönemde, özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından finansman
maliyetlerinin artacağını, bu nedenle şirketler için kaynak çeşitlendirmesinin ve öz
kaynak finansmanının ön plana çıkacağını öngörmekteyiz.
OECD tahminlerine göre 2030 yılına kadar küresel altyapı yatırım ihtiyacının en
az 70 trilyon dolar olması öngörülmektedir. Sadece Asya ülkelerinin 2010-2020
döneminde ihtiyaç duyduğu altyapı yatırımları tutarı ise yaklaşık 8 trilyon dolar olarak
hesaplanmaktadır.
1
Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine
ulaşabilmeleri için yılda yaklaşık 1,5 trilyon dolar altyapı yatırımı gerçekleştirmeleri
gerekiyor.
Bu rakamlar bize altyapı yatırımlarının finansmanının global düzeyde önemli bir
konu olarak tartışıldığını, desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini ortaya
koymaktadır.
Türkiye’nin dönem başkanlığını gerçekleştirdiği 2015 G-20 zirvesinde de altyapı
yatırımları önceliklerimizden biri olarak toplantılarda ele alınmış, konunun küresel
ölçekte tartışılması sağlanmıştır.
Ülkemiz küresel krizin ve jeopolitik risklerin devam ettiği, FED kararlarına
ilişkin belirsizliklerin tavan yaptığı 2015 yılında % 4 büyümeyi başarmıştır. Tüm
dünyada olduğu gibi Türkiye’nin büyüyen ekonomisi ve nüfusu değişik alanlarda önemli
altyapı yatırım ihtiyacını da beraberinde getirmektedir.
Türkiye, büyüyor, gelişiyor, yurdumuzun dört bir yanı havaalanları, hızlı trenler,
otoyollar, AVM’ler, toplu konut projeleri, enerji ve alt yapı yatırımları ile çehresi
değişiyor.
Ülkemizin makroekonomik planları çerçevesinde projelerine bakıldığında;
EPDK’nın düşük ve yüksek talep projeksiyonlarına göre 2012 - 2021 döneminde enerji
talebinin yıllık ortalama %6,4 ila %7,4, 10 yıllık dönem sonunda ise %74 ila %91
arasında artması bekleniyor. Kurulu kapasitenin nerdeyse iki katına çıkarılması demek,
2 nükleer santralin kurulması, özellikle yenilebilir enerjideki payın % 30’lara
çıkarılması, İstanbul’a 3. havaalanı, hızlı demiryolu sisteminin 10 bin km’ye çıkarılması,
Kuzey Marmara otoyolu projesi, Otoyolların 7 bin 500 km’ye çıkarılması,
konut projelerine bakıldığında 20 yıllık bir süreçte 400 milyar dolarlık kentsel
dönüşüm ile 6,5 milyon konutu kapsayan dönüşüm projeleri, şehir hastaneleri, sağlık
kampüsleri,
mega hedef ve projelerden sadece bir kaçı.
Bu ve benzer mega projeler için finansman her zaman kritik bir konu. Bizimde
bu gelişen yapıya cevap verecek gelişmiş piyasalarda başarı ile uygulaması olan
finansman modellerini kullanmamız kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Finansman kaynaklarına
2
erişimi kolaylaştırabildiğimiz, çeşitlendirebildiğimiz ölçüde hem proje maliyetleri
aşağıya
çekilecek
hem
de
planlanan
tarihlerde
yatırımların
tamamlanması
kolaylaşacaktır.
Söz konusu ihtiyaçlar karşılandığı oranda toplumsal gelişim ve refahımız artacak,
yatırım ortamı iyileşmeye devam edecektir.
Değerli konuklar
Geçmiş dönemlerde ülkemizde alt yapı yatırımları için gerekli olan uzun vadeli
finansman büyük ölçüde kamu kaynakları ile karşılanmıştır. Ancak günümüzde mega
yatırımların büyük ölçekli, geri dönüşünün uzun zaman alması, kamu kaynaklarının
sınırlılığı ve mali disiplin zorunluluğu gibi unsurlar artan altyapı yatırım ihtiyacı için
alternatif finansman yöntemlerinin kullanılmasını zorunlu hale getirmektedir.
Bu kapsamda, yap işlet devret ya da PPP modellerine ek olarak son yıllarda
bankacılık sektörümüzün güçlenmesi ve uzun vadeli, yüksek montanlı kredi verebilir
kapasiteye ulaşması ile birlikte, uzun vadeli banka kredileri de bu yatırımların
finansmanında kullanılmaya başlanmıştır.
Ancak yatırım ihtiyacının büyüklüğü ve ülkemizin 2023 hedefleri ve potansiyeli
dikkate
alındığında
kredilerin
de
tek
başına
yeterli
bir
kaynak
olmadığı
değerlendirilmektedir. Ülkemizin altyapı yatırımlarını geleneksel yöntemlerin yanında
son yıllarda hukuk sistemimize kazandırılan yurt dışında başarı ile uygulanan, yerli ve
yabancı finansman kaynaklarına erişimi kolaylaştıran yeni yöntemleri de kullanması
gerekiyor.
Bu yöntemler, hem kamunun finansman yükünü azaltacak, hem özel sektörün
verimliliğini artıracak hem de yatırımların finansmanı için daha düşük maliyetli alternatif
fon kaynaklarına erişim imkanı sağlayacaktır.
Bugün burada sizlerle paylaşacağımız tüm modeller gelişmiş piyasalarda başarı
ile uygulanmış modeller olup, bizimde vakit kaybetmeden denememiz gereken
finansman modelleri diye değerlendiriyoruz.
Yeni modeller için ülkemizde hukuki, teknik ve mali yapı kurulmuş, sağlıklı bir
şekilde işlemeye başlamış ve önemli yatırımları fonlayacak büyüklüklere ulaşılmıştır.
Farkındalığın artırılması ile yeni modellerin daha yoğun kullanılması mümkündür.
3
Bugünkü toplantımızın amacı bu sistemde gelinen aşamayı sizlerle paylaşmak,
yeni araç ve enstrümanları kullanma konusunda sizlerin ihtiyaçlarını öğrenmek ve hep
birlikte yeni modelleri de kullanma konusunda kurumlarımız arasında işbirliğini
artırmaktır.
Ayrıca, gerek kamunun gerekse özel sektörün elinde bulunan tamamlanmış
yatırımlarımızın sermaye piyasalarında menkul kıymetleştirilmesi veya özelleştirilmesi
yoluyla likidite edilmesi hem kaynak temini kolaylaştıracak hem de arkasında fiziki ve
güçlü bir teminat olması nedeniyle fon kullanma maliyetini düşüreceğini de
dikkatlerinize sunmak isterim.
Değerli Misafirler;
Çok değil bundan kısa bir süre öncesine kadar ülkemizde hisse senedi ve banka
kredisi dışında gayrimenkul finansmanında kullanılacak finansman kaynakları yok iken
bugün, tahvil, sukuk, gayrimenkul yatırım fonu ve ortaklıkları, gayrimenkul sertifikaları,
alt yapı gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi yurt dışında başarılı uygulama alanları
bulunan çok sayıda alternatif finansman modeline ilişkin hukuki alt yapı oluşturulmuş,
uygulaması da başlamıştır.
Bu modelleri hayata geçirmek için sadece düzenlemenin yeterli olmadığını bu
sistemi işletecek kurumların ve buralarda oluşan tasarrufların da yeterli büyüklüğe
ulaşması gerektiği aşikardır.
Değerli misafirler
Son dört yılda, yeni Sermaye Piyasası Kanunu’nun getirdiği yeniliklerle birlikte
özel sektörümüz 800 milyar TL’nı aşan tutarda tahvil, sukuk, varlık teminatlı menkul
kıymet gibi çeşitli sermaye piyasası aracı ihracını gerçekleştirmiş bunların bir kısmını
yurt içinde bir kısmını da yurt dışında satarak ülkemize önemli bir kaynak girişi
sağlamıştır.
Ülkemizde artık Bireysel Emeklilik ve yatırım fonlarında 105 milyar TL’nı,
İşsizlik Fonu’nda 100 milyar TL’nı aşan bir tasarrufumuz var. Sadece alt yapı
yatırımlarını yapan kamunun ya da özel sektörün değil bu fonların da yatırım ihtiyacı
var. Bize düşen bu ikisini uygun yöntemlerle bir araya getirmek, arz ve talebi ihtiyaçlar
doğrultusunda birleştirmektir.
4
Ayrıca yukarıda saydığım biraz sonra arkadaşlarımın teknik detaylarını
anlatacağı araçlar banka kredilerine göre daha düşük faizli, daha uzun vadeli ve küresel
yatırımcıların da daha güvenle yatırım yaptığı müesseselerdir.
Düzenleme çalışmaları devam eden otomatik katılımlı BES sisteminin bu yıl
hayata geçeceği ilgili Bakanlarımız tarafından kamuya açıklandı. Bu sistemin hayata
geçmesi ile birlikte sermaye piyasalarında birikecek kurumsal tasarruflar daha hızlı
artacak ve yeni yeni yatırımlar bu kaynaklarla da finanse edilebilecektir.
Ben salonda bulunan ve bulunmayan tüm yatırımcı kuruluşlarımıza finansman
kaynağı ararken sermaye piyasası araçlarını inceleyin, bizimle görüşün, mutlaka
finansman portföyünüzü çeşitlendirelim mesajımı iletmek istiyorum.
Değerli konuklar,
Bu modellerden biri olan GYO modeli hem özel, hem de kamu sektörü için ayrı
ayrı, hem de kamu özel sektör işbirlikleri için gayrimenkul yatırımlarının finansmanında;
Alt Yapı GYO modeli de hem özel, hem de kamu sektörü için ayrı ayrı hem de
kamu özel sektör ortaklıkları için, enerji, yol, köprü, baraj gibi alt yapı yatırımlarının
finansmanında;
kullanılabilecek son derece uygun, vergi avantajları ile desteklenmiş, hem halka
arz edilerek hem de blok satış yöntemiyle finansman kaynağı sağlamaya yönelik
modellerdir.
Diğer yandan özellikle 2008 küresel krizi ile birlikte dünyada giderek cazibesi
artan, krizde en dayanıklı araç olarak kendini kanıtlayan bu nedenle de hem Müslüman
hem de Müslüman olmayan ülkelerin ilgisini çeken İslami finans diye de adlandırılan
faizsiz finansal ürünler yeni araçlardan bir başkasıdır.
Bunların başında da uluslararası terminoloji ile sukuk, bizdeki ismi ile kira
sertifikaları hem gayrimenkul hem de alt yapı yatırımlarının finansmanında
kullanılabilecek önemli bir araçtır.
Sukuk sadece yurt içinden kaynak sağlamak için değil aynı zamanda, Müslüman
ülkelerdeki büyük sermaye birikiminin ülkemize yapacağı yatırımlarda da kullanılmaya
son derece uygun yeni bir enstrümandır.
5
2013 yılından buyana yaptığımız çalışmalar ile uluslararası camiada kabul gören
5 yeni sukuk düzenlemesi yaptık. Sukuk türlerinin her tür yatırım projelerinin
finansmanında ve bitmiş yatırımların likidite edilmesinde başarıyla kullanılması
mümkündür.
Değerli misafirler
Özetle söylemek istediğim konu şudur; her bir altyapı yatırımı milyar dolarlık
finansman ihtiyacı demektir.
Bu tür yatırımların sadece kamu kaynakları ile banka kredileri ile ya da yüklenici
firmaların öz kaynakları ile finanse edilmesi yerine bu kaynaklara ek olarak son dönemde
hukuki alt yapısı dünya örnekleri esas alınarak ülkemizde de oluşturulan yeni modellerin
de yatırım projelerinin finansmanında ve özelleştirme uygulamalarında kullanılması
ülkemizin büyüme sürecini hızlandıracak, finansman maliyetlerini düşürecek, vadeleri
uzatacak,
sermaye
piyasalarımızı
büyütecek,
bu
projelerin
kazançlarından
vatandaşlarımızın da yararlanmasının önü açılacak görüşündeyiz.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken katkıları için ÖİB’na ve siz değerli
katılımcılara katılımınız ve katkılarınız için teşekkür ediyorum.
Ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bu konuda tüm kurum
ve kuruluşlarımızın görüş ve önerilerine ve istişareye her zaman açık olduğumuzu ifade
etmek istiyorum.
6
Download