Türkiyenin ihracat sorununu iki . yönden

advertisement
TÜRJ[İYENİN İHRACAT SORUNU**
Cem ~lpar*
I -
TÜRK EKONOMİSİNİN İHRACAT YAPISI
Türkiyenin ihracat sorununu iki . yönden değerlendirmek gerekir.. Bunlardan birincisi, ihracatın miktanın ve buna bağlı olarak ihracat gelirini artırmak, ikincisi ise ·yapısını değiştirmek
sorunlandır.
Planlı·
dönem boyunca ihracat
gelirleri olumlu bir
gelişme
göstermemişN.r. örneğin, birinci plan döneminde ihracat gelirleri
ithalatın
71'ini finanse ederken, üçüncü plan döneminde bu
oran % 37'ye kadar düşmüş ve buna bağlı olarak da dış ticaret
açıklan. gideı;ek artmıştır.
i.%
Tablo: ı
_İHRACATlN· _FiNANSE ETJ.'İGİ İ'.llHALAT (1.000 Dolar)
.. __.
I. . Plan Dönemi
II. Plan Dönemi
III. Plan Dönemi
Kaynak:
Yıllık
ihracat (-lJ)
ithalat (2)
(1)/(2)
2 257
3 200
70,5
3183
7 963
5 247
21 528
36,9
Ekonomik Raporlar. Maliye
60,5
Bakanlığı
*Doç. Dr., Ekonomi ·Fa.kmtesi Öğretim ti'yesi
nıaikale, Yazarın Tiirkiye Ekonomi Kurumunun 22 Aralık 1979 tarihin. de. düzenlediği «:ihracatı Geliştirme Olanaklan» Seminerinde verdiği_ teb~
** Bu
liğin
gözden
geçirilmiş şeklidir.
, ·
29
Türkiyenin ihracatındaki yapısal değişmeye baktığ1ımıız za,man, üç plan dönemi boyunca sınai mallar ihracatının toplam ih·
racat -içindeki payının arttığını izlertz. Örneğin, b:irillci plan döneminde sınai mallar toplam ihratatın % 19,4'ünü oluştururken,
üçüncü plan döneminde bu oran % 36,2 ye kadar yükselmiştir.
Tablo:
2
İHRACATlN YAPISAL GELİŞMESİ (o/o olarak)
Tanmsal Ürünler
ve Madenler
Sanayi
Mallan
,_j
I. Plan Dönemi
II. Plan. Dönemi
III. · Plan Dönemi
Kaynak:
Ancak
Kalkınma
80,6
74,4
63,8
19,6
25,6
36,2
Planlan
mallar ihtacatındaki bu gelişmeyi yorumlarken
ihtiyat.ıı davranılması gerekir. Çünkü sınai mal ayrımdçine, gıda;
tütün, içki ve bitkisel yağlar gibi önemli ölçüde sınai üretim aşa­
masından geçmeyen mallarda dahil edilmektedir. Tablo 3'ün illeelenmesinden Türkiyenin ihracat yapısı hakkında daha sağlıklı
bir fikir elde edilebilir. Tablodan da izleneceği gibi yatırım mallan ihracatı toplam sınai mal ihracatanın ancak ı.% 2 sini oluştur­
sınai
maktadır.
Belli sınai ürünlerde Türk ekonomisin ulaştığı ihracat kapasitesi farklı ülkelerle karşılaştırmalı olarak tablo 4'de verilmekt'edir. Türkiyenin yatırım mallannda gerçekleştil.rdigi ithalat· anı­
lan ülkelerin çok gerisinde kalmaktadır;. Türk ihracat yapısının
değişmesi sorunu tartışılırken ihracatın tarimsal ürünlerden sa. nayi mal ihracatına kayma.Sı yariında, .sanayi sektörünün ıçinde
de tük-etim mallanndan_yatınm mailanna kayması üzerinde durulmalıdır. Buraya kadar verilen sayısal örnekler Türk ekonomisinin böyle yapısal bir değişikliği sağlayamadığmı ortaya çıkarmaktadır.
·
İhracatın bugün ulıiştığı yapı ve düzey gerçekte bugüne kadar izlenmiş buiunan sanayileşme ve dış ticaret politikalannın
30
ı
Tablo:
3
TÜRK EKONOMİSİNİN DIŞ TİCARET YAPISI (tıııa.ıat Sanayii)* (Dolar)
Toplam
ihracatın
Yo 'si
ihracat
6
34
. 70
•112
817
594
936
347
263
9
'103
975
451
193
274
918
20,8
0,7
55,6
. 77,2
761
468
4
17
36
47ô
239
056
23 537
164 764
ı3,0
Tüketim Mallan
Gıda, içki, Tütün,
ı.
2. Bttkisel Yağlar
3. · Dokuma ve Ürünleri
Topiam
İthalii.t
AraMalları
ı.
Kimya ve Ürünleri
Madensel Ürünler
Deri, kösele
Çimento, seramik
2.
3.
4.
s .. ~ağıt
6. Plastik ve KauçUk
Toplam
ı
ı2ı
3,2
2,3
974
2363
262 900
0,1
20,S
4ı ·ı4ı
30
Bııo
922 .
696
2 461199
ı54
1,!!
Yatınm Malları
Elektiıi!k
ı.
Makina ve
2.
3.
4.
Araçlan
Optik ve Hassas .Aletler
ı
Ulaştırma
Çeşitli Eşya
Toplam
Genel Toplam
ı
ı6
015 722
450 776
.50_220
7 061
523 779
4 097 3~5
ı
* Kalkınma Planlanndaki Sektör ayninma .göre
Kaynak:
Ticaret
Bakanlığı, Dış
Ticaret Genel
000
6 075
33
24&17
24 604
263 422
ı,2
0,4
o,ı
t9
d:izi.lmiştir
S~kreterliği
bir sonucu olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle de ihracatın yapısal değişmesi ve ihracat gelirlerinin arttınlması olanaklarım tartışmadan önce bugüne kadar izlenen sanayileşme ve dış ticaret
politikaları ile bunların ihracat üzerfudeki etkilerine bakmak gerekir.
I I - PLANLI DÖNEMDE SANAYII)EŞME POLİTİKASI
Türk Ekonomisinde planlı dönemle birlikte ithalat ikamesine
öncelik veren bir dış ticaret ve sanayile§me politikasının izlenme·
sine başlanmıştır.
31
· Tablo:
4
FARKLI üLKELERDE SlNAi MAL İHRACATININ YAPISI
1975 ( o/o olarald
Yatınm
İspanya
23,5
25,4.
Yugosla.vya
Arjantin
:us,o
Brezilya
25,4
9,0
5,2
7,0
1.o
1,1
2,8
Poııtekiz
Yunanistan
Kore
Mısır
Ttmus·
TÜRKİYE.
.
Dayanıklı
Mal.
Tü-
ketim Mal.
5,6
Dokuma, Kon
feksiyon
3,1
7,0
6,1
5.,9
1,3
5,2
0,3
0,4
16,0
19,3
3;1
24,6
58,8
34,6
58,1
69,7
38,2
o..q
58)'
Kaynak: The Changing Composation of Developing Counıtry Exports,
World Bank Staff Paper No: 314 Ocak 1979.
· Birinci
Beş Yıllık
Kalkınma Planı «Yatırım
önceliklerinin
Saptanma.şinda. maliyet mukayeselerinin uzun bir zaman süreci
içinde değerlendirileceğini belirterek, yatırım yapılacak sektörlerin
«statik mukayeseli üstünlüklere» göre saptanmayacağuıı kabul et-
·t·
mış ır.
-
-~
İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı,
ithal ikameşi ile kurulacak
gümrük vergileri ~e kotalar ile korunacağına değinmekte ancak bu korumanın sanayiler uluslararası rekabete açı­
lıncaya kadar devam edeceğini vurgulamak.tad:ır. K2>
. sanayi
dallarının,
Planda ifadesini bulan bu politikalar uygulamada daha sonra
«çarpık $nayileşme»,
«dışa bağımlı sariayilerme»
deyimlerinin
kullanıldığı bir sanayi yapısının doğniasına ileden olmuştiur. Böyle
bir yapının ortaya çıkmasının nedenleri kısaça şöyle açıklanabilir•
ı. İthal ikamesine yönelik olarak kurulan sanayiletin zaman
içinde, gereksinmeleri olan ithaLmalı girdileri :ikame edici bir politika izlenniediğinden, yerli üretim arttıkça buna paralel olarak
ara mallan ithalatı artış göstermiştir. Ancak geleneksel ürürilere
(1) Birinci. Beş
Yıllık Kalkınma Planı,
s. 44
(2) . İlkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, s. 370
32
,. dayanan ihracatın yapısının kısa sürede değiştirilip döviz girdileri_
artınlaniadığından, ihracat g~lirleri giderek ithalatın daha az bir
bölÜmünü finanse eder duruma gelmiştir.
Döviz darboğazının ortaya· çıktığı dönemlerde ise, gerekli ara ·
. mallan ithalatı gerçekleştirilemiyince bu kez endüstrilerin ·.% 30'~
kadar düşen kapasitelerde çalışmalan kaçınılmçız olmuş ve olmaktadır. Açıktır ki, bu durum birim başına maliyetierin ve fiatıann _artması yanında ist·ihdam üzerinde de ol~~ etkiler yaratmakta4ır.
2.. Bilinçli sanayileşme -stratejileritrln bir sonucu olduğu ka·
dar, zaman zaman da. döviz darboğazı nedeniyle ithalata getirilen
kayıtlama-gümrük ve eş benzeri vergiler; kotalar-. ve yasaklarla
yurt içinde ku,ırulmuşı aanay:ilelre gereğinden farua bitr koruma
sağlanmıştır,. İkinci planda öngörülenin . aksine bu korumanın
sonsuz olacağı izlenimi verp.mi.ş ve. bilinçsiz koruyuculuğun sağ·
ladığı yüksek karlar firmalarm kısa ·sürede tekel vejveya oliga·
polcü bir yapıya kavuşmalanna neden olmuştur.
Korumayı .artıran diğer bir etmen de tamamlanmış mal itl:ia- .
yüksek gümrükler konarken, aynı malı üretmek için ge-
latına
rekli olan girdilerin daha düşük oı:anda vergilendirilmesidir. <CEt·
kin Koruma» olarak tanımlanan ve koruma duvarının arkasın·
daki firmalann daha yüksek katma değerler elde etmelerine ne·
den olan bu durum, yatırımıann daha çok ı;namül mal -tamamlanmış mal- üretimine kaymasına ·neden olmaktadır. <sı
3. A§ın korumacılığın ve yalnış ithal ikamesi politikasının
bir sonucu, Türkiyeye maniulma:ı ihracatına---özellikle dayanıklı
tüketim inanan- ola11ak bulamayan y_abancı şirketlerin bunlan
Türkiyede üretmeye yönelineleri olmuştur. Ancak bu üretimin
özelliği, ara malı bakımından ~ın ölçüde dışa bağımlı ve az sayıdaki yabancı- şirketin Türkiyede pazarlarm büyük bir bölümünü
ellerine geçirmiş olmalandıJ;. Bu sonucu tablo 5'den ·de izlemek ·
_mümkündür. imalat sanayiinde bir çok sektörde sayısal firma az(3) Etikin Koruma, konusunda yannıtılı bilgi için bakınız:
Cem Alpar, Türkiyenin Planlı D9nemde tm.aıat Sanayiini Koruyucu
Dış Ticaret Politikası, AİTİA Yayın
No: 74, Emel Matbaası 1974
s. 109-115
.
33
lığına rağmen
% 55 arasında
Tabloda dikkati çeken diğer bir husus, bu şirketleriii kullandıklan ithal malı girdilerin toplam girdilere olan oranlarının yUksekliğidir. ·unutulmamalıdır ki, her sektorde yabancı girdi payı yalnızca doğrudan Ü;halat dikkate alınarak hesaplanmış ve dolaylı ithalat bunun içine dahil edilmemiştir. Başka bir deyişle, basit bir örnek vermek icap ederse, örneğin otomabil üretiminde ithal edilen motor ve aktarma organları doğrudan ithalat sayılmakta, boya, akü plastik ve lastik kı~
sımlar yurt içinden sağlandığından yerli girdi kabul edilmektedir.
Oysa yurt içinden sağlanan bu girdilerin üretiminde de önemli ölçüde ithal ara mallan kullanılmaktadır. Bunlaiuı hesaba katılma­
sıyla .ithai.ata öli:m bağımlılığın daha da artacağına şüphe yoktur.
değişen
bir
yabancr
şirketler piyasanın ~% ıs·-:-
kısmırtı .ellerinde bulundurmaktadırlar.
4. Tablo 5 in ortaya
çıkardığı diğer
bir gerçek, Türk sana-
yiinin ikili bir yapıya sahip olduğuduı;. Bir yanda yabancı sermayeli veya yabancı lisansla çalışan az sayıdaki büyük firmalar, -ki
bunlar piyasanın.% 15-% 80'e kadar olan bir bölümünü kontrol
etmektedirler:- diğer· yandan ilkel teknoloji ile üret.im yapan ve
piyasada etkinliği olmayan çok sayıdaki firmalar. Açıktır ki, böyle
Tablo:
5
YABANCI SERMAYELi ŞiRKETLERDE. PAZAR PAY! ve DIŞ
· BAGIMLILIK 1976
ket
Kimya
Lastik ve Plastik
Cam
· Madeni Eşya =Makina
Elektirik Mak.
Taşıt Araçian .
Sayısı
1 Hd
ı
7
456
3
16
343
~184
20,8
56,4
16,4
14,2
20,9
46..5
7
253
44,0
yabancı şirketlerin yıllık satış hasılatt
Hd:
M :
yaıbancı şi:rıketlerin yıllık
U :
yaıbancı ·şirketlerin
saktörlin
Hı:
298
124
43
22
4
Rf:
Kaynak:
34
Yerli Şir.
ket Sayısı
Yabancı Şir·
Sektörler
M/U
70,0
38,0
48,8
28,6
34,6
55,2
yıllık satış yasılatı
Ticaret
girdi i1ıhaıatı
üretimde toplam girdi
Bakanlığı, Yabancı
kullanımı
Sermaye Anketi 1976,
Yıllık İmalat Sanayii Anketi 1976.
D.İ.E.
b~r yapı içinde ihracat şansı olanlar, dış pazarlara daha
la açılabilecekler birinci gurupta yer alan firmalardır;-<4>
kolaylık-
·
Bu tabloda gözükmeyen ama üzerinde önemle durulması gB.
rekli diğer bir nokta, ilkel teknoloji kullanan ve verimli olma,yai1
çok sayıdaki ufak firmaların aynı zamanda büyük holdingler ve
yabancı sermayeli şirketler için bir yan sanayii oluşturmalarıdır.
Örneğin yabancı şermayeli. bir şirket olan ve Fiat lisansı ile üretim yapan Türk Traktör ve Ziraat Mak. A.Ş. bir t:raktör üretiminde 160 firmadan yan sanayii olarak girdi almaktadır. ı<5> Çeşitli
kentlere yayılan ve çokcası yabancı şirketin bir beslernesi durumunda olan bu firmalar gerçekte hiçte verimli · olmayan-ölçek
nedeniyle-bir üretim yapısına sahiptirler. Burada yabancı şirketin
politikası aynı girdiyi birden fazla firmaya yaptırarak fiat üzerindeki etkinliğini sürdürmesidir.
III.
İHRACAT SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Buraya kadar yapılan açıklamalar ile Türk imalat sanayiinin
belli başlı 'özelliklerine değinildiği kanısındayız. O halde burada
sorulması gereken ve yanıtı beklenen iki soru bulunmaktadır". Herşeyden evvel böyle bir yapıya sahip bir sanayiin dışa açilması ve
uluslararası alanda yabancı firmalarla rekabet etmesi olasımıdır?
İkincisi Türk ekonomisinin içinde bulunduğu koşullar içinde sanayiin yapısal özellikleri dışında ihracatı önleyen belli başlı fak( 4)
Türk Sanayiinin
yapısal özelliıkieri
konusunda
aynntılı
bilgi için baTicaret
kınız: Sanayi Ürünleri Dışsatımının Geliştirilmesi Semineri,
Bakanlığı ve UNIDO Ankara 4-8 Aralık 1978'in içinde; ·
Ataman Aksoy, Türk İmalat Sanayiinde Maliyetleri Belirleyen
Faktörler, s. Z7
Yakup Kepenek, Nurhayat Kavruk:, Türk imalat Sanayiinde ölçeJ.ı: verimlilik sorunlarının dış satımla ilgisi, s. 39
Uğur Korum, Türk İmalat Sanayiinin üretimin İthalata Bağıi:nlılığı, s. 50
(5) Firma yetkililerinden 27.12.1979 tarihinde sözlü olarak: alman bilgiler.
(6) Yabancı sermayeli şirketlerin ihracat yapamamalarına karşın aşın
ölçüre ithalat yapmaları sonucu 1976 yılında Türkiyenin dış ticaret açı
ğı üzerindeki olunısuz etkileri 439 milyon dolardır. Bu konuda aynntılı
bilgi için bakınız:
Cem Alpar, Türkiyedeki Uluslararası Şirketlerin Dış Ticaret Politikaları,
Sanayi Ürünleri Dışsatımının Geliştirilmesi Semineri a.g.e.'in içinde s. 74
35
törler hangileridir?.
Şimdi kısaca
bu sorulan yamtlamaya
çalışa­
lnn.
Herşeyden
·
evvel ihracat
şansı
olabilecek firmalar, yukarda da
belirttiğimiz gibi yabancı sermayeli şirketler veya yabancı şiiketle
çalışari büyük yerli şirketlerdir. Oysa bunların ihracata yönelmeleri
çeşitli nedenlerle engellenmiş bulunmaktadır.
- Bu engellerin başında, Türkiyede üretim yapan yabancı
· sermayeli şirketin lisans anlaşmasında ihracatın sırurlanmış ol·
ması yelmek~edir. Bu sırurlama tamamen yasaklama, önceden izine
bağlama veya belli ülkelere ihracat izni şeklinde olabilir. örneğin
Türkiyede otomabil üretimi yapan Renault firmasının ihracatı li·
sans anlaşmasmda getirilen kayıtlama ile yalnızca RCD ülkeleri
için serbest bırakılmıştır. Bunun başlıca nedeni,· lisansı "veren
yabancı firmanİn uluslararası piyasalarda Türkiyedeki yavru şir­
keti kendisine veya başka ülkelerde kurduğu diğer yavru firmalara rakip görmek istememesinden ileri gelmektedir.
Ayiu engel yerli -sermaye ·fakat
şirketler
yabancı teknoloji ile çalışan
için de söz konusudur. <7>
- Gerçekte bu gibi ihracatı sınırlayıcı engeller olmasa bile
son 5 yıldır _Türk ekonomisinin içinde bulunduğu koşullar ihracat yerine iç paıarlara ·dönük üretim yapmayı ·daha cazip hale
getirmiştir. Bunun başlıca nedeni iç fiatıann dış fi~tlara nazaran
yüksekliği başka bir deyişle Türkiyedeki sürekli fiat artışlan, enfJasyondur. Bu konuda bir örnek vermek gerekirse 1977/78 yılında toptan eşya fiatJan endeksi Türkiyede :% 53.6''lık bir artış
gösterdiği halde sanayileşmiş piyasa ekonomilerinde fiat artışlan
% 7,5 orarunda kalmıştır es>. İç talebin dış talebe rakip olduğu
· bir ekonoı:İıide, verilen teşvikler eğer yüksek fiatlar nedeniyle oluşari iç piyasanın. cazibesini ortadan kaldıranııyorsa, üretici ihracat
yerine iç pazarlara yönelmeyi tercih edecektir. Açıktır ki, bura- ·
da- ekonomik bir faktör olmadığı için değinilmeyen, fakat üzerin{7) Lisans anlaşmalarllida ihracatı kısıtlayan sözleşmeler .için bakınız: .
Cem Alpar, Çok Ulu.slu Şirketler ve Ekonomik Kalkınma': AİTİA Yayın
No: 124 Kalite Matbaası 1978, s. 19o-197
(8) 'İ'ürkiyedeki fiart; artışları ile çeşitli ülkelerdeki fiat artışlarını karşılaştırmak için bakınız:
.
Yıllık Ekonomik Rapor 1979, Maliye Bakanlığı
36
·de önenıle durulması· gerekli diğer .bir- nokta, bürokra.J:?idir. İhra­
catta karşılaşılan bürokratik güçlükler nedeniyle, iç fiatlar-teş­
~er dikkate alındığında-dış fiatların altına bile düşse, salt bu
nedenle, üreticiler iç pazarlara yönelicektir.
· -
Aşın değerlendirilmiş
T.L
sı, ithalatcıya
pirini veren fakat
ihracatcıyı cezalamiiran bir faktör olarak belirtilmektedir. T.L.'sı
diğer
dövizler karşısında gereğinden fazla değerli tutulmuş, başka
bir .cieyişle, Merkez Bankasının belirlediği döviz kurlarıyla piyasada arz ve talebe göre. belirlenmiş döviz kurlan arasında önemli bir
fark belirmişse, Merkez Bankası. kaynaklarından döviz elde etme
olanağına kavuşmuş olanlar-İthalatçılar, topluma maliyeti yüksek
olan bir malı daha ucuza almış olacaklarciır. <9> Gerçekte ithalat
gerçekleştirildikten sonra bu ithalatın maliyeti, üretime piyas~
değerleri _üzerinden· geçireceliğinden, aynı hakkı· elde edemeyen
ihracatcılar cezalandır:ıimış olacaklardır.
engelleyeri diğer bir faktör, imala.t sanayiindeki
ikili yapıdır. Verimsiz ve ilkel teknoloji kullanan ve küçük ölçekler üzerine kurulu yan sanayi, tamanılanmış mal üreten şirket·
lere fiat ve kalite yönünden uluslararası standartıara uygun mal
teslim edemediğinden, tama.nılanmış mal üreten firmaların üretim maliyeti artmakta ve bu durum uluslararası pazarlara girmeyi
-
İhracatı
güçleştirmektedir.
- Mevcut ihracatı teşvik sistemi, buraya kadar sıralanan
olumsuz faktörleri ortadan kaldıracak bir yapıya sahip olmadığı
gibi verilen teşviklerinde gerçek sahiplerine ulaşıp ulaşmadığı konusunda önemJi kuşkular bulunmaktadır. Özellikle ikinci ve üçüncü plan dönenılerinde_gereğinden fazla sanayi kolu teşvik edilmeye çalışılmış bl! nedenle de teşvik anlamını yitirmiştir. ,<ıoı
Tahminlere göre ser:best piyasadaki dövizlerin koplandığı Tahtakale
Merkez Bankasının yıllık ithalat cirosu 1979 y:ılında 3 Milyar Dolara
yaklaşmıştır.
Son zamaniarda bu kaynağin dövizlerden yararlanabilmek için Tahtakale Merkez Bankasının yasallaştırılması konusunda modeller geliştirilmektedir.
.(10) İhracatı Teşvik içiri. ·getirilen çeşitli öDlemler konusunda ayrıntılı bilgi
için bakınız:
Uğur Ercan, Tilrkiyede Sınai Ürün İhracatıyla ilgili ithalat ayrıcalık­
lan Vergi İadeleri ve ihracatı Teşvik İçin Diğer Mali önlemler, Sanayi
Ürünleri Dışsatımının Geliştirilmesi Semineri a.g.e.,':in içinde s. 116
(9)
37
Teşvik tedbirlerinden. biri olan ihracatta .vergi iadesinin etkili
olabilmesi için üzerinde durulması gerekli iki nokta vardır. Bunlardan biri vergi iadesinden yararlanmadığı zaman gerçekten dünya pazarlannda rekabet gücü bulamayacak sanayi kollannın saptanması, diğeri ise, ihraç ürünleri üzerinde vergi yükünün ne oran_ .
da kaldınlacağıdır. Devletin ihracatta vergi iadesi ile önemli bir
gelirden yoksun kaldığı hatırlamrsa, Devletten elde ettiği foruarla
uluslararası pazarlara giren endlistrilerin belli bir dönem sürecinde, verimlilik ve .maliyetler yönünden izlenmesindeki zorunluluk
ortaya çıkar. Ancak uygulamada bu noktalar gözetilmemiş teşvik
devlet üzerinde bm yük halfneı gelmiştir.
Buraya kadar, gerek ihracatın yapısı gerek sanayileşme ve
ticaret politikalan ve gerekse ihracatı etkileyen olumsuz faktörlerin değerlendİrmesinden ihracat sorununun yalnızca pazarlama yöntemlerindeki etkinsizlik, ihracatı teşvik sistemindeki ak·
saklıklar, ve/veya yalmş kambiyo politikasından kaynaklanmadı­
ği ortaya Çıkmaktadır;.
dış
Mevcut dış ticaret politikasını ve sanayiin yapısını değiştire­
cek yeni bir sanayileşme stratejisini uygulamaya .koymadan ve
hatta yurt İçinde son yıllarda;% 50'yi a§an fiat artışlanın engelleyecek para ve maliye politikalan baş vurmadan, sorununun çözümü olası değildir.
!hracat sorununun çözümü için herşeyden evvel sanayün dışa
olan bağımlılığın azaltılması, bugüne kadar ihmal edilmiş bulunan
ara mallan üret·iminin artınıması gerekir. Ara mallan üretiminde, _:_Türkiyedeki ekonomik sistemin bir gereği olarak-, kamu kesimi kadar özel kesiniinde yatınmlara girmesi zorunludur. Aksi
halde kendisi sürekli tüketim malı üreten ara mailanın ise sübyaTI.:se- edilmiş fiatlarla ve zararına çalışan kamu iktisadi .kuruluş- ·
lan ile Merkez .Bankası kaynaklanndan sağladığı ucuz dövizlerle
yurt dıŞından sağlayan, bUiılan sağlayamadığı zaman da % 30'lara kadar varan düşük kapaSitelerde üretim yapan bir özel kesim,
hiç bir zaman uluslararası pazarlarda rekabet edemiyeceği gibi,
yüksek koruma. duvarlan arkasında elde ettiği tekelci güç ile yurt
içi fiatlan yükseltıneye ve. tüketici refahimn olumsuz yönde etkilerneye devam edecektir.
38
Buraya kadar yaptığımız açıklamalar en azından Ş1.l gerçeği
ortaya çıkarmaktadır. İhracatı artırma ve ihracatın yapısını de·
ğişt'irme sorunlan, bazı çevrelerin önerdiği gibi ne basit bir kur
ayarlama politikası ile ne de T.L'sının dalgalanmaya terkedilmesi
ile sağlanabilir. Ama bu sonuca u13.§mak ancak yukardan beri
değindiğimiz olumsuz faktörJeri örileyecek ekonomik örilemlerin
"
.
birlikte ele alınması ile sağlanabilir.
Sorunun bir diğer yönü gelirin gittikçe d,aha adil olmayan bir
biçimde ·dağıldığı Türkiyede, üretime g·ereği kadar katılmıyarila­
ırın -ki bunlar .çokcası gelirden daha fazla pay alan sosyal guruplardır- hakettiklerinden fazla tüketim yapmalan ve üretimin
bu gurupların tüketim gereksinmelerine göre belirlenrriesidir. Böy.
le bir tüketim yapısı ise ihracata yönelebilecek sanayi kollarını ithalat ikamesi slogam altında ve koruma duvarlanmn arkasında üretim yapmaya sevkederek verimsiz işletme tiplerinin doğ­
masina neden olmaktadır.
İhracat yönünden yabancı sermaye politikasında izlenecek
yol, Lisans arilaşmalarında ihracatı kısıtlayıcı hükümlere izin verilmemesi ve yabancı sermayeli §irketlere yatırım izni verirken
belli düzeyde ihracatın gerçekle§tirilmesi zoruriluluğunun getiri!·
mesidir. Samrız ki böyle bir zorunlulUk, son günlerde sık sık «GÜ·
ney Koreıı modelini gündeme getirerileri de tatmin edecektir.
39
Download