M. AKDOĞAN GEDİK Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması Melek AKDOĞAN GEDİK* Özet Vergi uygulamalarının Türkiye ekonomisi dış ticaret kapasitesi üzerindeki etkileri konusundaki tartışmaların tarifelerin etkileri çerçevesinde sınırlı kaldığı gözlenmekte, diğer vergi çeşitlerinin dış ticaret üzerindeki etkileri göz ardı edilmektedir. Dolayısıyla, söz konusu etkilerin ekonominin bütünü dikkate alınarak, makro dengeler ve politika seçenekleri bağlamında değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Bu amaçla, Türkiye ekonomisi 2002 yılı girdi-çıktı tablosu üzerine kurulan, yirmi bir üretici sektör, işgücü, sermaye, özel kesim ve devletten oluşan çok sektörlü bir makro model olma özelliği taşıyan, hesaplanabilir genel denge modellemesinden yararlanılmıştır. Modelin politika senaryoları, tarifelerin yanı sıra kurumlar vergisi, satış vergisi ve üretim vergilerinin dış ticaret dengesi ve sektörel ithalat ve ihracat değerleri üzerinde belirleyici öneme sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: Dış Ticaret, Vergi Politikası, Hesaplanabilir Genel Denge Modellemesi Effects of Tax Policies on Foreign Trade: Computable General Equilibrium Application for Turkey Abstract It is observed that discussions about the effects of tax practices on foreign trade in Turkey is limited by the frame of tariffs, the effects of other varieties of taxes on foreign trade ignored. Consequently, evaluation of effects being talked of due to * Arş.Gör.Dr., Çukurova Üniversitesi, İİBF, Maliye Bölümü, makdogan@cu.edu.tr Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 395 Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması macro balances and policy alternatives considered to be important by taking into consideration of whole economy. In this study, effects of differents kinds of tax policy tools on foreign trade balance will be evaluated. For this aim, multisectoral Turkish Computable General Equilibrium model which is based on 2002 inputoutput table and inclued twenty one productive sectors, capital, labour, private sector and government is used. Policy scenarios of the model, put forth that beside tariffs corparate taxes, sale taxes and production taxes has important effects on foreign trade balances and sectoral import and export levels, for consideration. Key Words: Foreign Trade, Tax Policy, Computable General Equilibrium Modelling Jel Classification Codes: F14, H20, C68 Giriş Devlet sosyal, ekonomik ve siyasal birtakım fonksiyonlarını yerine getirebilmek amacıyla gelir kaynaklarına ihtiyaç duymaktadır. Vergi gelirleri kamu gelirleri içinde en önemli paya sahiptir. Kamu, gelirlerini dolaylı ve dolaysız vergilerden elde etmektedir. Vergiler, kamu harcamalarının finansmanında kullanılmalarının yanı sıra, ekonominin geneli üzerinde de birtakım etkilere sahiptir. Örneğin, günümüz koşullarında uluslararası ticaret serbestisi yaygın kabul görmüş olsa da, ülkeler arasında yapılan ticaretlerde sınırlandırmanın söz konusu olmadığı herhangi bir mal ve hizmet ticareti söz konusu değildir. Hükümetler tarife ve benzeri uygulamalar ile dış ticarete müdahale ederler. Vergi uygulamalarının Türkiye ekonomisi dış ticaret kapasitesi üzerindeki etkileri konusundaki tartışmaların tarifelerin etkileri çerçevesinde sınırlı kaldığı gözlenmekte, diğer vergi çeşitlerinin dış ticaret üzerindeki etkileri göz ardı edilmektedir. Dolayısıyla, söz konusu etkilerin ekonominin bütünü dikkate alınarak makro dengeler ve politika seçenekleri bağlamında değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Hesaplanabilir Genel Denge (HGD) modeli aracılığıyla çeşitli vergi uygulamalarının Türkiye ekonomisinin başta dış ticaret dengesi olmak üzere makro dengeleri ve sektörel kaynak dağılımı üzerine kısa dönemli etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Böylelikle çalışmamızın mevcut literatüre bu yönde katkı sağlayacağı düşünülmektedir. HGD modelleri gelir dağılımı; mali reform, kalkınma planlaması, uluslararası ticaret, çevresel düzenlemeler, vergi politikaları gibi birçok alanda uygulama olanağına sahiptir. Uygulamalarda karşılaşılan en büyük kısıt veri tabanının genişliğine bağlı sorunlardır. HGD modellerinin en önemli veri seti olan girdi-çıktı tabloları ülkemizde belirli yıl aralıkları ile yayınlanmaktadır. Türkiye ekonomisi için, çalışmamızda yer alan HGD modeli 2002 yılı verilerine ve kuramsal yapısı Walrasgil dengeye dayalı bir modeldir. Çalışmamız yirmi bir üretici sektör, dış alem, hanehalkı, kamu ve özel kesim hesaplarından oluşmaktadır. Girdi-çıktı tablosu ve milli gelir denkliklerinin uyumlaştırılması sonucu elde edilen Sosyal Hesaplar Matrisi (SHM) modelin en önemli veri setidir. Bu amaçla çalışmamızın bölümleri şu şekilde özetlenebilir: Birinci bölümde, vergi politikalarının amaçları genel ve dış ticaret politikaları çerçevesinde değerlendirilmeye çalışılacaktır. İkinci bölüm, HGD modeli ve gelişimi hakkında 396 Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 M. AKDOĞAN GEDİK bilgi vermektedir. Üçüncü bölüm, Türkiye için oluşturulan HGD modeli ve modelde yer alan denkliklerin tanımlanmasını içermektedir. Dördüncü bölümde, analize yönelik farklı politika senaryoları, modelin çözümlenmesi sonucu elde edilen bulguların makro iktisadi dengeler ve mikro kaynak dağılımı üzerindeki etkileri yer almaktadır. Sonuç bölümünde, analizimize dayalı bulgular değerlendirilmeye çalışılacaktır. 1. Vergi Uygulamaları ve Dış Ticaret Politikaları Çerçevesinde Değerlendirilmesi Gelişmiş sanayi ülkelerinde, her ne kadar serbest piyasa ekonomisi ve rekabet savunula gelse de, ithalatın yurt içi sanayi üzerindeki olumsuz etkileri göz ardı edilmemektedir. Rekabet ortamında uzun süreli faaliyet şansına sahip olamayan yurt içi üreticinin hükümete baskıları sonucunda hükümetler birtakım koruyucu tedbirler almak zorunda kalmaktadır. İthalatın ulusal ekonomiye verebileceği zararlara karşı gelişmiş sanayi ülkelerinde de büyük bir duyarlılık vardır. Bu konu hükümetler üzerinde önemli bir baskı doğurur. Oysa, piyasa ekonomisine dayalı bu ülkelerde benimsenen temel ekonomik felsefeye göre serbest rekabet ekonomik etkinliğin zorunlu koşullarından birisidir. Ancak, özellikle ithalatla rekabet edemeyen yerli üretici grupların baskıları sonucu hükümetler koruyucu önlemler almak zorunda kalmaktadır. Devlet, ithalat faaliyetlerini sınırlandıracak birtakım müdahalelerde bulunur. Kimi zaman, ithalatın kısıtlanmasının yanı sıra ihracatın özendirilmesine yönelik de birtakım politikalar uygulayabilir. Diğer yandan ekonomik istikrarsızlıkla (durgunluk ve enflasyon) mücadele için uygulanan politikalar da ithalat ve ihracat hacmini etkileyebilmektedir. Bu noktada dış ticaret politikaları, para ve maliye politikaları ile uyumlu olmalıdır. Ülkelerin uyguladıkları kalkınma politikaları göz önünde bulundurulduğunda, özellikle az gelişmiş ülkelerde yerli sanayinin korunması büyük önem arz etmektedir (Seyidoğlu, 1996; Türk, 1992; Dinler, 1997; Dornbusch ve Fisher, 1998). Hükümetlerin dış ticarete ilişkin politikalarında sıklıkla karşımıza çıkan geleneksel araç tarifelerdir. Ancak gümrük tarifelerinin yanı sıra miktar kısıtlamaları, tarife benzeri faktörler, görünmez engeller, gönüllü ihracat kısıtlamaları gibi tarife dışı araçlar, ihracatın özendirilmesi ve bağlı ticaret anlaşmaları dış ticaret politikası araçları arasında yer almaktadır (Krugman ve Obstfeld, 2003; Chacholiades,1990). Devletin dış ticarete müdahale için kullandığı geleneksel araç gümrük tarifeleridir. Ancak zamanla gümrük tarifelerinin etkisi azalmış, bunun yerine çok sayıda yeni araç ve düzenlemeler ortaya çıkmıştır. Krugman ve Obstfeld (2003:206) dört önemli dış ticaret politikasının üretici, tüketici, devlet ve ulusal refah açısından yarattığı etkiyi tablolaştırarak özetlemektedir. Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 397 Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması Tablo 1: Farklı Dış Ticaret Politikalarının Etkileri Üretici Artığı ↑ İhracat Sübvansiyonları ↑ Tüketici ↓ ↓ ↓ ↓ Devlet Geliri ↑ ↑ ⎯ ⎯ Ulusal Refah Belirsiz1 ↓ Belirsiz ↓ Tarifeler İthalat Kotaları ↑ Gönüllü İhracat Kısıtlaması ↑ Artığı Kaynak: Krugman ve Obstfeld (2003) Günümüzde, uluslararası anlaşmalar ile küreselleşme ve ekonomik bütünleşme süreçlerinin etkisi ile birlikte gümrük vergileri dış ticaret politikaları arasında mevcut önemini yitirmektedir. İktisadi bütünleşmeye bağlı olarak, ülkelerin aralarında yaptıkları ticari anlaşmalar, gümrük vergileri ve eş etkili mali yükümlülükler üzerinde önemli etkileri söz konusudur (Tokatlıoğlu, 2005:50). Tablo 1’de yer alan tarifeler, ihracat sübvansiyonları, ithalat kotaları ve gönüllü ihracat kısıtlamaları ihracat ve ithalat düzeyini doğrudan etkileyen araçlardır. Bu araçların yanı sıra diğer vergi politikası araçlarının ülkenin sahip olduğu dış ticaret kapasitesi üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri söz konusu olabilmektedir. 2. Hesaplanabilir Genel Denge Modellemesi İktisadi denge kuramı hesaplanabilir genel denge analizlerinin bugünkü haliyle araştırmalarda kullanılmasının temelini oluşturmaktadır. İktisat literatüründe denge, “bütün tüketicilerin bütçe olanakları içinde en çok doyuma ulaştıkları, bütün üreticilerin maksimum kâr sağladıkları üretim ve kaynaklarla talebin tamamen karşılandığı bir durumu gerçekleştiren fiyat düzeyi” (Bulutay, 1979:71) olarak tanımlanmaktadır. Mikroiktisat, tek bir piyasanın diğer piyasalarla olan ilişkisini değerlendirmekte ve kısmi denge çözümlemeleri üzerine yoğunlaşmaktadır. Değişkenlerin birbiri üzerinde yarattığı etki ekonominin bir bütün olarak değerlendirildiği durumda dikkat çekici bir niteliğe sahiptir. Diğer değişkenlerin sabit kalması koşuluyla iki değişken arasındaki ilişkinin değerlendirilmesinde kısmi denge analizi kullanılmaktadır. Marshall, diğer koşullar sabitken varsayımı altında, piyasa şartlarındaki değişmeye bağlı piyasa dengesini, bu piyasada yer alan tüketici ve üreticilerin davranışlarına bağlı olarak değerlendirmektedir. Ekonomiyi bir bütün olarak değerlendiren Walrasyan analiz ise, piyasalar arasında karşılıklı etkileşime bağlı olarak tüketici ve üretici davranışlarını ve dolayısıyla iktisadi dengeyi incelemektedir. Walrasyan denge modeli, ampirik makro modellerin aktaramadığı, kaynak dağılımında politika değişiminin etkisi ve bu etki sonucu oluşacak kazanç ve kayıpların belirlenmesinde ideal bir temel oluşturma niteliği taşımaktadır (Bulutay, 1979:71, Shoven ve Whalley, 1984:1007, Ölmezoğulları vd., 1999:12). 1 Küçük ülkede azalma yönünde 398 Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 M. AKDOĞAN GEDİK Uygulamalı genel denge analizi, politika değerlendirmesi için sayısal olarak tanımlanmış genel denge modelleri ile ilgilenmektedir. Aynı zamanda, modern ekonomilerde geniş ölçüde kullanılan “genel denge” terimi genellikle tam anlamıyla tanımlanmamaktadır. Tüm piyasaların dengede olduğu üzerinde herkesin hemfikirmiş gibi göründüğü genel denge modelinde, denge formülasyonunun altında yatan yapının unsurları hakkında fikir birliği oluşturulamamıştır. Literatürde kullanılan “genel denge” tanımı Arrow-Debreu2 modeline karşılık gelmektedir. Arrow-Debreu modelinde tüketici sayısı tanımlanmaktadır. Her bir tüketicinin talep fonksiyonunda yer alan (n) mala karşı tercihi ve ihtiyacı vardır. Piyasa talebi her bir tüketicinin talep toplamından oluşmaktadır. Mal piyasası talepleri piyasadaki tüm fiyatlara dayanmaktadır; süreklidir, negatif değildir, sıfırıncı dereceden homojendir ve Walras kanununu sağlamaktadır. Üretim tarafında teknoloji azalan ölçek üretim fonksiyonu varsayımı altında tanımlanmıştır. Üreticiler kârlarını maksimize etmektedirler. Talep fonksiyonunun sıfırıncı dereceden homojen olması ve fiyatlardaki kârın doğrusal homojenliği bu tip modellerdeki göreli fiyatların önemini vurgulamaktadır. Mutlak (kesin) fiyat düzeyinin, denge üzerinde hiçbir etkisi söz konusu değildir (Shoven ve Whalley 1984:1009, 1992:3). Robinson (1989:887) ve Bandara (1991:9), Hesaplanabilir Genel Denge (Computable General Equilibrium-CGE) modellerini, içsel çıktı ve fiyat sistemi, üretim ve talepte neo-klasik ikame edilebilirlik, bireysel iktisadi ajanların davranışlarının optimizasyonu ve ekonomideki gelir akımlarının tamamen değerlendirilmesiyle girdi-çıktı modellerinin ve doğrusal programlama modellerinin genişletilmiş hali olarak tanımlamaktadırlar. Wing (2004:2)’e göre Hesaplanabilir Genel Denge (HGD) modelleri, Arrow-Debreu tarafından formüle edilen özet genel denge yapısı belirlenmiş piyasalar arasında dengeyi sağlayan arz, talep ve fiyat düzeyleri sayısal çözümü için iktisadi veri ile birleştiren simülasyonlar olarak tanımlanmaktadır. HGD modellerinin en güçlü özelliği sağlam bir mikro iktisadi temel üzerine oluşturulmasıdır. Tipik bir HGD modeli, geniş ölçüde optimizasyon ve tercih ilkeleri çerçevesinde, tüm iktisadi karar birimlerinin davranışlarını tanımlamaktadır. Modelin rolü, piyasaların nasıl dengeye geldiğini tanımlayacak şekilde, sistematik bir yolla tüm bu karar birimlerinin davranışlarını bütünleştirmektir. Mevcut teorik bilgiye dayalı olarak genel denge modeli, değişkenler arasındaki ilişkiyi tanımlamak için standart metodları kullanmaktadır. Tutarlı teorik temele sahip olan HGD modellerinin bir diğer güçlü yönü içsel tutarlılığa sahip olmalarıdır. Model, öncelikle çalışmanın kapsamına dahil çeşitli faktörleri sağlaması nedeniyle, politika sorunları tartışmalarında yer almaktadır. Hiçbir model, modelde oluşturulanın ötesinde sonuçlar üretemez. Aynı durum HGD modelleri için de söz konusudur. Modeller karmaşık içsel ilişkilerin simülasyonuna olanak sağlamaktadır. Çözüm algoritmalarının esnekliği, yüksek düzeyde ayrıştırılmış modellerin gelişimine imkân sağlamaktadır. Çoğu politika faaliyetlerinin veya dışsal şokların ekonomik yapı üzerinde daha ayrıntılı etkiler yarattığı bilinmektedir. Ayrıştırma düzeyinin olması, HGD modellerinin bir diğer faydalı yönünü oluşturmaktadır. Ekonomiyi detaylı bir şekilde tanımlayan bu modeller, bozulma ve piyasa başarısızlıklarına 2 Detaylı bilgi için bkz. Arrow, K. J. ve Hahn, F. H. (1971), General Competitive Analysis, San Francisco:Holden-Day Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 399 Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması karşılık gelecek bazı olası yapısal yönlerin dahil edilmesini sağlamaktadır. HGD modellerinin cazibesini artıran bir diğer özellik, bu tip modellerin analitik olarak değil sayısal olarak çözümlenmeleridir. HGD modellerinin araştırmacılar açısından kısmen ama politikacılar açısından çok önemli bir diğer olumlu yönü, politika uygulaması sonucunda oluşabilecek refah kayıp ve kazançlarının ölçülebilme olasılığıdır. Çoğu zaman politika kararlarının refah etkileri gelir veya GSMH gibi mükemmel olmayan ölçütlere bakılarak değerlendirilmektedir. Özellikle dağılımsal sorunların önemli olduğu durumlarda, bu tip ölçütler yetersiz kalmaktadır (Bandara, 1991:31, Robinson, 1989:892, Robinson, 1999). 3. Türkiye Ekonomisi İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli ve Modelin Veri Seti O’Ryan vd. (2002), Siddiqui vd. (1999), Bchir (2002), Bengin vd. (1996), Harrison vd. (2003) ve Bijit (2002)’in çalışmaları uluslararası literatürde dış ticaret etkilerini HGD modeli yardımı ile inceleyen çalışmalar arasında yer almaktadır. Hwang (2003), Derviş vd. (1982), Çelebi (1998), Voyvoda (2003), Karadağ (1998, 1999), Yeldan vd. (2005a,b,c ve 2006) ve Sayan (1994 ve 2002)’ın çalışmaları Türkiye için oluşturulan Hesaplanabilir Genel Denge Modellerinin bazılarıdır. Tıktık (1997) ve Köse (1998)’nin çalışmaları Türkiye ekonomisi için oluşturdukları HGD modelleri ile dış ticaret liberalizasyonunu ve gümrük birliği etkilerini inceleyen çalışmalardır. Özetle, çalışmamızda kullanacağımız modelin örneklerine dünyada ve Türkiye’de farklı bakış açısıyla yapılmış çalışmalarda rastlamak mümkündür. Sosyal Hesaplar Matrisi (SHM)3, Hesaplanabilir Genel Denge Modellerinin en önemli veri kaynağını oluşturmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2002 yılı için düzenlenen girdi-çıktı tablosunda yer alan elli dokuz sektör, yirmi bir sektöre indirgenerek analize dahil edilmiştir. Benzer iş kollarında faaliyet gösteren sektörler bir araya getirilerek toplulaştırma işlemi gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Böylelikle analizin yorumlarının kolaylaştırılması hedeflenmiştir. SHM oluşturulmaya çalışılırken veriler, Merkez Bankası, Devlet Planlama Teşkilatı, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye İstatistik Kurumu ve Bakanlıklar gibi çeşitli kuruluşlardan sağlanmaya çalışılır. 2002 SHM’nin oluşturulabilmesi için farklı veri kaynaklarından veriler toplanarak, bu veriler arasındaki tutarsızlıklar tarafımızca uyumlaştırılmaya çalışılmıştır. Türkiye ekonomisi için oluşturulan SHM’nin şematik ve sayısal değerleri Tablo 2 ve Tablo 3’de yer almaktadır. 3 Çalışmamızın sınırları çerçevesinde SHM’nin oluşturulmasına ilişkin detaylı bilgi için bkz. Gedik (2007) ve Telli (2004). 400 Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 Kâr Sermaye Toplam Ödemeler İthalat Toplam Kaynak Satış Vergileri (KDV+İthalat vergileri) Yurt İçi Satışlar Mallar Ücretler Prim Ödemeleri İşgücü Gelirleri İşgücü Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 Toplam Dış Dünya Özel Tasarruf Kamu Tasarrufu Devlet Üretim Vergileri Ücret İşgücü Hanehalkı Ara Malı Talebi Mallar Faaliyetler Faaliyetler Kârlar Net Faktör Ödemeleri Kurumlar Vergisi Sermaye Gelirleri Sermaye Özel Hanehalkı Harcaması Transferler Özel Tasarruf Gelir Vergisi +Vergi Dışı Normal Gelirleri Özel Tüketim Özel Hanehalkı Kamu Harcaması Dış Borç Faizleri Kamu Tasarrufu Transferler Kamu Tüketimi Kamu Sektörü Tablo 2: Türkiye Ekonomisi İçin Şematik Sosyal Hesaplar Matrisi Özel Yatırım Harcamaları Özel Yatırım Özel Tasarruf Kamu Yatırım Harcamaları Kamu Yatırımı Kamu Tasarrufu Döviz Harcamaları Dış Kaynak Transferler İhracat Dış Dünya Kamu Tasarrufu Döviz Gelirleri 401 Özel Tasarruf Toplam Satışlar Toplam Yurt İçi Talep İşgücü Geliri Sermaye Geliri Özel Hanehalkı Geliri Kamu Geliri Toplam M. AKDOĞAN GEDİK 22.524.174,0 402 Toplam Dış Dünya 583.397.329,9 610.608.779,9 84.151.063,0 92.431.093,4 141.029.149,6 4.355.810,0 274.258.892,0 27.027.684,0 Kamu Tasarrufu 18.588.876,0 187.298.916,0 Hanehalkı 41.343.416,0 27.954.428,0 108.718.911,6 Sermaye Özel Tasarruf 16.558.828,0 20.018.570,0 Devlet 141.029.149,6 Sermaye İşgücü 75.872.265,4 92.431.093,4 İşgücü 503.933.542,9 Mallar Hanehalkı 329.918.516,9 Mallar Faaliyetler Faaliyetler 105.644.876,0 5.782.235,0 17.033.473,0 82.069.490,0 34.826.624,0 Devlet 17.221.307,0 17.221.307,0 94.289.108,0 7.227.096,0 7.598.225,0 79.463.787,0 Dış Dünya 94.289.108,0 17.221.307,0 41.343.416,0 105.644.876,0 274.258.892,0 141.029.149,6 92.431.093,4 610.608.779,9 583.397.329,9 Toplam Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 41.343.416.0 41.343.416,0 Kamu Tasarrufu Özel Tasarruf Tablo 3: Türkiye 2002 Yılı Sosyal Hesaplar Matrisin Sayısal Değeri (Cari Fiyatlarla, Milyar TL) Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması M. AKDOĞAN GEDİK Çalışmanın bundan sonraki kısmında, esasları Condon (1987), Devarajan (1999) ve Bandara (1991)’nın çalışmalarına dayalı standart Walrasyan genel denge modeli özelliği taşıyan Yeldan vd. (2005c)’nin Devlet Planlama Teşkilatı için oluşturdukları HGD modelinde kullanılan fiyat, miktar, harcama, gelir ve genel denge denklikleri açıklanmaya çalışılacaktır. 3.1. Fiyat ve Miktar Denklikleri Bu bölüm, modelin içsel olarak tanımladığı çeşitli fiyat değişkenlerini içermektedir. pm ithal malların yurt içi fiyatlarını, pe ihracat fiyatlarını, pq, px, q ve x malı fiyat düzeyini, pv net fiyatı, pk birim sermaye fiyatını ifade eden denkliklerdir. Dünya ithalat fiyatı (pwm) ve dünya ihracat fiyatı (pwe) küçük ülke varsayımına bağlı olarak dışsal olarak belirlenmektedir. Denklik (6) toplam fiyat düzeyini yurt içi fiyatların (pd) ağırlıklı ortalaması cinsinden tanımlamaktadır. Sektörel ağırlık (pwts), ağırlıkları toplamı 1’e eşit olacak şekilde temel alınan yıl sektörel çıktıları ile tanımlanmaktadır. Denklik (7)’den denklik (11)’e kadar üretim teknoloji ve faktörlere olan talep tanımlanmıştır. Çıktı, reel katma değerin ve ara mallarının sabit katsayı fonksiyonu şeklinde ifade edilmektedir. Reel katma değer Cobb-Douglas üretim fonksiyonu biçiminde ifade edilmektedir. Sermaye girdisi toplam sermaye mallarının sabit katsayısıdır. Modelin tamamlanabilmesi için, denklik (7)’deki üretim fonksiyonunun işgücü ve sermaye gibi üretim faktörlerini içermesi gerekmektedir. Dolayısıyla işgücü ve sermaye gibi birincil faktörler çerçevesinde üretim fonksiyonunu tanımlamaktadır. Denklik (8), ara mallarına olan girdi talebini göstermektedir. Denklik (9) ve denklik (10) rekabetçi piyasa koşulları altında, kâr maksimizasyonu için birinci derece koşul olan faktör talebini göstermektedir. Denklikler, birincil faktörlere (işgücü ve sermaye), sektörlerden bağımsız olarak aynı ortalama bedelin veya ücretin ödendiğini varsaymaktadır. Her bir üretim faktörü için ekonomi genelinde ortalama getiriden ayrılan üretim faktörünün sahip olduğu sektörel marjinal ürün geliri boyutunu ölçen sektörel wdisti ve rkdisti parametreleri ile temsil edilmektedir. Eğer faktör piyasasında herhangi bir bozulma söz konusu değilse bu parametreler tüm sekörler için 1’e eşittir (Robinson, Naude, Ojeda, Lewis ve Devarajan, 1999:12). Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 403 Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması Denklik (11), çıktı üretimi için işgücü arzını, denklik (12), sermaye arzını göstermektedir. Denklik (14)’te toplam yurt içi üretim (x), yurt içi (d) veya yurt dışı (e) piyasalara arz edilmektedir. Ayrıca bu üç mal grubu (x,d,e) aynı sektörel sınıflandırmaya sahip olsalar dahi farklı fiyat uygulamalarına tabi olabilmektedir ve ithalat (m) ve yurt içi mallar (d) karma mallardan farklı sektörel fiyatlara sahip olmaları itibarıyla ayrılır. Denklik (15), göreli fiyatlara dayalı (Pe / Pd) ihracat arz fonksiyonu sağlar. Denklik (16), ekonominin piyasa güçlü olduğu varsayılan bazı sektörler için dünya ihracat talep fonksiyonunu verir. Denklik (15) ve denklik (16) ihracat ve ithalat talep fonksiyonlarının göreli fiyatlara göre belirlendiği CES fonksiyonunu tanımlamaktadır. Çok ülkeli ticaret modellerinde ortak yaklaşım benzer ürünlerin farklı ülkelerde farklı ürünmüş gibi üretildiğini düşünen “Armington” formülasyonudur (Shoven ve Whaley, 1984; Zhang, 2006). 3.2. Gelir Denklikleri Denklik (17), özel hanehalkı gelirini tanımlamaktadır. Özel hanehalkı geliri, işgücünün elde etmiş olduğu ücret gelirleri, sermaye hesabından hanehalkına aktarılan kısmı, kamunun özel kesime aktardığı transferleri, sosyal güvenlik kuruluşları açıklarına yaptığı ödemeleri, iç borç faiz ödemeleri ve dış alemden elde edilen net faktör gelirleri ile dış aleme yapılan net faktör ödemeleri arasındaki farkın toplamı olarak ifade edilmektedir. Denklik (18), kamu gelirlerini tanımlamaktadır. Kamu gelirleri, toplam üretim vergileri, toplam satış vergileri, tarife gelirleri, toplam sosyal güvenlik prim ödemeleri, toplam kurumlar vergisi ve özel kesimden elde edilen dolaysız vergi gelirlerinden oluşmaktadır. Denklik 19, 20, 21, 22, 23, 24 ve 25 sırasıyla toplam üretim, toplam satış vergileri, tarife gelirleri, sosyal güvenlik prim ödemelerinden elde edilen gelirler, kurumlar vergisi gelirleri, özel hanehalkından elde edilen dolaysız vergi gelirleri ve ihracat vergileri tanımlanmaktadır. Denklik (26)’da nihai mallar için sektörel hükümet talebi (gd) toplam reel harcamaların sabit bir oranı (gles) ile toplam kamu tüketim harcamalarının (govcon) çarpılması sonucu elde edilmektedir. 404 Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 M. AKDOĞAN GEDİK Özel tüketim miktarı (cd), denklik (27)’de sabit harcama oranları (cles) kullanılarak hanehalkı talep toplamından oluşmaktadır. Denklik (28)’de GSYİH tanımlanmaktadır. Gelir denklemleri üç önemli makro dengeyi oluşturmaktadır; tasarruf-yatırım, kamu açığı ve cari hesaplar dengesi. Hanehalkları gelirlerinin sabit oranını (mps) tasarruf ederler. Model, Walras kuralı çerçevesinde makro ekonomik denge düzeyinde bu üç denge özelliğini sağlamalıdır. 3.3. Yatırım Tasarruf Dengesi Özel tasarruflar (29) hanehalkı gelirinden dolaysız vergiler çıkarıldıktan sonra marjinal tasarruf katsayısı ile çarpılması sonucu elde edilmektedir. Denklik (30), kamu tasarruflarını, kamu gelirlerinden, kamu tüketim harcamalarının, kamu transferlerinin ve dış borç faiz ödemelerinin çıkarıldıktan sonra geriye kalan kısmı olarak tanımlamaktadır. Kamu yatırım tasarruf boşluğu denklik (31), kamu yatırımlarından kamu tasarruflarının çıkarılması sonucunda elde edilmektedir. Kamu yatırım düzeyi denklik (32), GSYİH ile kamu yatırım oranının çarpılması sonucu elde edilmektedir. Kamu birincil denge değeri denklik (33)’de kamu geliri, kamu tüketimi, kamu yatırımı ve kamunun iç borç faiz ödemeleri arasındaki fark olarak tanımlanmaktadır. Denklik (34) ve denklik (35)’de tanımlanan özel tüketim ve kamu tüketim miktarları, özel ve kamu yatırım miktarlarının, özel ve kamu yatırım talebi oranları ile çarpılması sonucunda elde edilmektedir. Denklik (36)’da özel tasarruflar, kamu tasarrufları ve yabancı tasarruflar toplamının özel ve kamu yatırımları toplamına eşit olması gerekliliği vurgulanmaktadır. Denklik (37)’de tanımlanan özel yatırım miktarı sermaye arzının Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 405 Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması ve kamu yatırımın özel yatırım parametre katsayısı ile çarpılması sonucu elde edilmektedir. 3.4. Piyasa Açıklık Koşulları ve Makro Ekonomik Denge Ekonominin sağlaması gereken sistem kısıtlarını tanımlayan denklemler bu bölümde yer almaktadır. Modelin genel denge sistemi içinde olduğu göz önünde bulundurulursa tüm içsel değişkenler dengeleyici değişkenler olma özelliğine sahiptir. Rekabetçi bir piyasada bu denge koşulları piyasayı açıklayan fiyat uyarlamaları ile sağlanmaktadır. Piyasa denge koşulu, denklik (38)’de gözlemlendiği üzere piyasa arzının piyasa talebine eşit olması gerektiğini vurgulamaktadır. Denklik (39) için dengeleyici değişkenler sektörel fiyatlardır. Ödemeler dengesi ve tasarruf yatırım dengesi, makro ekonomik denge koşullarını tanımlamaktadır. Denklik (39)’da ödemeler dengesi basit ve anlaşılabilir bir formda tanımlanmıştır: Yurt dışı tasarruf (fsav), toplam ithalat ve toplam ihracat arasındaki farktır. Dengeye, ithalat ve ihracat fiyatlarının yurt içi fiyatlara olan oranındaki hareketlilik dolayısıyla ulaşılır. İhracat arz ve ithalat talep fonksiyonlarının veri olduğu durumda ihracat daha artacak, ithalat daha da azalacaktır. İlk dengeden hareketle yurt dışı tasarruflardaki bir azalma yeni dengede daha yüksek düzeyde bir fiyata neden olacaktır. Dış ticaret dengesi toplam ihracat değeri, dış borç faiz ödemeleri ve dış dünyaya yapılan özel faktör ödemeleri toplamının dış dünyadan gelen özel faktör gelirleri, yabancı tasarruflar ve toplam ithalat değerine eşit olması gerektiğini vurgulamaktadır Burada dikkat edilmesi gereken konu, modelin reel sektör analizine yönelik bir model olması itibarıyla döviz kuru, faiz oranı gibi birtakım finansal değişkenleri içermemesidir. Reel sektör analizinde kullanılan hesaplanabilir genel denge modellemelerinde döviz kurunun yer aldığı örnekler mevcut olsa dahi, diğer finansal araçların dahil edilmediği modellerde, yalnızca döviz kurunun dahil edilmesi gerçeği tam anlamıyla yansıtmadığından yeterli düzeyde açıklayıcı güce sahip değildir. Parasal ekonominin dahil edilmediği bu tip modellerde döviz kuru değeri hesaplanabilir genel denge modellemesinden elde edilememektedir. Ancak modelde yer alan ihracat, ithalat ve dış kaynak değerleri dünya fiyatlarından verilmiştir. 406 Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 M. AKDOĞAN GEDİK 4. Politika Senaryoları Türkiye ekonomisi için tanımlanan model çerçevesinde vergi politikalarının ekonominin geneli ve sektörel dış ticaret değişkenleri üzerindeki etkileri analiz edilmeye çalışılacaktır. Bu amaçla HGD modelinin vergi politikası uygulamaları 2002 yılı referans alınarak dört farklı senaryo etrafında oluşturulmaya çalışılmıştır. Politika senaryolarının ülke ekonomisi üzerindeki etkileri modelin çözümlenmesi sonucu elde edilen değer ile temel alınan başlangıç yılı değerlerinin karşılaştırması sonucu elde edilmektedir. Politika senaryolarında yer alan “%” değişimler keyfi gibi görünmektedir; ancak, HGD modellerine ilişkin uygulama sonuçları değişimin yönü hakkında bilgi verirken, gerçekleşen değişimin miktarı ile ilgilenmez. Dolayısıyla, değişimin yönü politika senaryosuna bağlı yorum yapılmasını sağlamaktadır. Politika senaryoları analizine geçmeden önce modelin çözülmesi sonucu elde edilen makro denge değerleri ve sektörel değerlerin, modelin doğru kalibrasyon ve çözümlemesinin değerlendirilebilmesi açısından, 2002 SHM değerleri ile benzer sonuçlara sahip olup olmadığı kontrol edilmelidir. 4.1. Makro Değerlendirmeler Vergi politikasına ilişkin senaryoların ekonominin makro dengesi üzerinde oluşturabileceği etkiler Tablo 4’de yer almaktadır. Kurumlar vergisindeki artış ülkenin üretim kapasitesi üzerinde baskı oluşturmakta ve GSYİH değerlerinde önemli bir artış gözlenememektedir. Dolayısıyla ülkenin ihracat ve ithalat kapasitesi %0,2 oranında daralarak dış ticaret dengesi kötüleşmektedir. Satış vergilerinin artırılması sonucunda nominal ve reel GSYİH değerlerinde herhangi bir değişim olmazken, faktör fiyatlarıyla GSYİH değerinde %0,5 düzeyinde bir azalma gözlenmektedir. Buna bağlı olarak, üretimde yoğun ara malı girdi ithal eden Türkiye ekonomisinin ithalat düzeyinin %0,2 gerilediği gözlenmektedir. Satış vergilerinin artırılması sonucunda kamu gelirleri üzerinde beklenen etki gözlenememektedir. Satış vergileri %5 artırılmasına rağmen, kamu gelirlerinde %0,7 artış gerçekleşmesi artan kamu transferleri ile ilişkilendirilebilir. Dolayısıyla kamu tasarrufu %4,1 gerileyerek, vergilerin artırılması sonucunda beklenen kamu gelirleri ve kamu tasarrufu artış etkisinin gerçekleşemediği gözlenmektedir. Satış vergilerindeki artışın dış ticaret dengesi üzerindeki etkisi değerlendirilecek olursa, ithalattaki gerileme ile birlikte artan ihracat düzeyi dış ticaret dengesinin nispeten iyileşmesine neden olmaktadır. Satış ve kurumlar vergisindeki artış ile birlikte istihdamın azalabileceği düşünülmekte, dolayısıyla ortalama ücret düzeyinde azalma gözlenmektedir. Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 407 Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması Tablo 4: Ekonominin Makro Dengesi ve Politika Uygulamaları Sonucu Beklenen Değişimler (Milyar TL ve Yüzde Değişim) Kaynak: Analiz bulgularına dayanarak tarafımızca düzenlenmiştir. Üretim vergilerinin artırılması, üretim kapasitesi üzerinde olumsuz etki yaşanmasına neden olmaktadır. Reel GSYİH %0,3 ve faktör fiyatlarıyla GSYİH %0,4 düzeyinde gerilemektedir. Azalan üretim ile birlikte ortalama ücret ve sermaye gelirleri de azalmaktadır. Satış vergilerinin artırılmasında gözlenen etkilere benzer şekilde üretim vergilerindeki artışın kamu gelirleri üzerinde beklenen olumlu etkisi artan kamu transferlerine %4,8 bağlı olarak sınırlı düzeyde %0,9 kalmaktadır. Artan kamu transferlerinin ülke ekonomisini canlandıracağı yönündeki genel kanının aksine etkiler söz konusudur. Bu sonuç kamu transferleri içinde en büyük payın iç borç faiz ödemelerine ait olduğu düşünüldüğünde dikkat çekici bir nitelik arz etmektedir. Kurumlardan elde edilen vergi gelirleri de %0,4 azalmaktadır. Aynı zamanda, yabancı sermaye miktarı da %9,7 azalma göstermektedir. Üretim vergilerindeki artışla birlikte sınırlanan üretim düzeyine bağlı olarak ithalat düzeyi de %0,3 sınırlı artış göstermektedir. Diğer taraftan artan ihracat %1,2 düzeyi ile birlikte dış ticaret dengesi üzerinde %14,9 düzeyinde olumlu etki sağlanabilmektedir. Özel kesim dengelerinde ortaya çıkan olumlu gelişme, bu süreçte ekonominin makro dengelerinde ortaya çıkan bozulmalardan kaynaklandığını ortaya koymaktadır. Tarife oranlarındaki artışa bağlı olarak bir değerlendirme yapıldığında GSYİH değerleri üzerinde herhangi bir etkinin oluşmadığı gözlenmektedir. Diğer yandan hanehalkı harcanabilir gelir düzeyi, özel tüketim ve özel tasarruf kararları %0,2 gerilemektedir. Kamu gelirleri üzerinde beklenen olumlu etki gerçekleşmezken, azalan kamu transferleri %0,5 ile birlikte kamu tasarrufu %1,1 artış göstermektedir. Tarifelere bağlı olarak yapılan analizde en dikkat çekici sonuç ithalat ve ihracat değişkenlerindeki etkilerdir. Tarife uygulamalarından beklenen ithalatı azaltması yönündeki etki sınırlı düzeyde %0,1 gerçekleşmektedir. Diğer yandan ihracatın 408 Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 M. AKDOĞAN GEDİK değişmemesine bağlı olarak dış ticaret dengesi %1,6 oranında iyileşme göstermektedir. Vergi politikalarına ilişkin senaryolara bağlı olarak genel bir değerlendirme yapılacak olursa; satış ve üretim vergilerindeki artış tarife ve kurumlar vergisindeki artışa göre ülkenin GSYİH’si üzerinde olumsuz etkiye sahip olabilmektedir. Bu etkiye benzer şekilde azalan üretim kapasitesi ile birlikte istihdamın azalabileceği düşünülebilmektedir. Dolayısıyla, ortalama ücret düzeyi ve sermaye gelirinin azaldığı gözlenmektedir. Kurumlar vergisi, satış vergileri ve tarifelerin hanehalkı harcanabilir gelirin, özel tüketim ve özel tasarruf düzeyi üzerinde negatif yönde etkisi söz konusuyken, üretim vergilerindeki artış aynı değişkenlerin artmasına neden olmaktadır. Araştırmamızın konusu çerçevesinde dış ticaret dengesi üzerinde vergi politikası senaryolarının oluşturduğu etki dikkat çekici bir nitelik arz etmektedir. Araştırmamızda gümrük vergileri, destekleme ve fiyat istikrar fonunca ithalat üzerinden alınan primler, diğer bütçe dışı fonların ithalat prim gelirleri ve vergi payları, ulaştırma alt yapı harçları, pullar ve mahsup edilmeyen katma değer vergisinin toplanması sonucu elde edilen tarife gelirlerinin artırılmasına yönelik politika senaryosu sonucunda ithalat %0,1 gerilerken, satış ve kurumlar vergisindeki artış sonucu %0,2 gerilemektedir. Buna karşın üretim vergilerindeki artış ithalatın %0,3 düzeyinde artmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla satış ve kurumlar vergisinin ithalat üzerinde yaratacağı etkinin, tarifelerin beklenen etkilerinden daha fazla olduğu söylenebilir. Diğer yandan, satış ve üretim vergilerindeki artış ihracat değerinin artmasına neden olurken, kurumlar vergisindeki artış ihracat miktarının gerilemesine neden olabilmektedir. Tarifelerdeki artışın ihracat değeri üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı gözlenmektedir. Dış ticaret dengesi üzerinde oluşan etkiler açısından bir değerlendirme yapıldığında üretim vergilerinin dış ticaret dengesi üzerindeki etkisi yadsınamaz boyuttadır. Satış vergileri ve tarifelerin dış ticaret dengesi üzerindeki etkisinin göreli olarak sınırlı düzeyde kaldığı gözlenmektedir. Kurumlar vergisindeki artış ise dış ticaret dengesinin kötüleşmesine neden olmaktadır. 4.2. Sektörel Değerlendirmeler Sektörel analiz, politika senaryolarının iktisadi kaynak dağılımı üzerindeki etkilerinin sorgulanabilmesini mümkün kılmaktadır. Çalışmanın bu bölümünde, vergi politikalarına ilişkin politika senaryolarının sektörel ithalat ve sektörel ihracat değerleri üzerinde yarattığı etki incelenmeye çalışılacaktır. Vergi uygulamalarının sektörel ihracat ve ithalat değerleri üzerindeki etkileri Tablo 5’de yer almaktadır. Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 409 Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması Tablo 5: Politika Senaryolarının Sektörel İhracat ve İthalat Değerleri Üzerindeki Etkisi (Milyar TL ve Yüzde Değişim) Kaynak: Analiz bulgularına dayanılarak tarafımızca düzenlenmiştir. Kurumlar vergisindeki artışın madencilik, kağıt ve basım sanayi, metal olmayan mineral ürünler, metal, demir ve çelik sanayi, fabrikasyon metal sanayi ve elektrik, gaz, su sektörleri ihracat değerleri üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı gözlenmektedir. Kurumlar vergisindeki artış en fazla %0,8’lik azalma ile gıda sanayi ve deri ürünleri sanayi üzerinde etkili olmaktadır. Kurumlar vergisinin artışı ile birlikte ihracat kapasitesi artan tek sektör olma özelliğini inşaat sektörü taşımaktadır. İnşaat firmaları artan kurumlar vergisine bağlı olarak inşaat hizmetlerini yurt dışında gerçekleştirerek gelir elde etme yolları arayabilmektedirler. Satış vergilerindeki artış ile birlikte gıda sanayi (%0,3), deri ürünleri sanayi (%0,9) ve inşaat (%0,1) sektörü dışında kalan diğer tüm sektörlerin ihracat kapasitelerinin arttığı gözlenmektedir. Madencilik (%0,9) ve alkollü içkiler ve tütün sanayi (%0,5) satış vergilerinin artırılması sonucu ihracat kapasitesini en çok artıran sektörler olma özelliğini taşımaktadırlar. Üretim vergilerinin artırılması sonucunda sektörün geneli üzerinde artış yönünde bir etki söz konusudur. Ancak tarım (%3,2), gıda sanayi (%0,2), alkollü içkiler ve 410 Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 M. AKDOĞAN GEDİK tütün sanayi (%38,8) ve hizmetler (%0,1) ihracat kapasitelerinde azalma yaşayan sektörlerdir. Tarifelerdeki artışın daha önceki bölümde de ifade edildiği üzere sektörel ihracat değerleri üzerinde dikkat çekici nitelikte herhangi bir etkisinin olmadığı gözlenmektedir. Kurumlar vergisindeki artış daha önce de ifade edildiği üzere genel olarak ithalat düzeyinin azalmasına neden olmaktadır. Sektörel ithalat düzeyleri üzerinde oluşan etkiler Tablo 5’de yer almaktadır. Tarım (%0,6), madencilik (%0,1), alkollü içkiler ve gıda sanayi (%0,8), tekstil ürünleri sanayi (%0,6), deri ürünleri sanayi (%1,0), ağaç ve mantar ürünleri sanayi (%0,5), kağıt ve basım sanayi (%0,1), petrol ürünleri sanayi (%0,4), kimya ürünleri sanayi (%0,1), lastik ve plastik sanayi (%0,3), elektriksiz makine sanayi (%0,1), elektrikli makine sanayi (%0,2), ulaşım araçları (%0,2) ve ulaştırma ve haberleşme (%0,7) sektörleri ithalat düzeylerinde azalma söz konusudur. Satış vergilerinin artırılmasına bağlı politika senaryosu sonucunda genel olarak ithalat düzeyinde azalma yaşanmaktadır. Deri ürünleri sanayi (%0,4) ve inşaat (%0,0) sektörleri dışında kalan diğer tüm sektörlerde ithal edilen mal miktarının azaldığı gözlenmektedir. Sektörel olarak ithalatın en çok gerilediği sektör %1,2’lik oranla alkollü içkiler ve tütün sanayi olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha önce de belirtildiği üzere, üretim vergilerinin artırılmasına bağlı olarak toplam ithalat rakamları %0,3 oranında artmaktadır. Sektörün geneli itibarıyla artış söz konusuyken başta hizmetler (%2,0) olmak üzere, deri ürünleri sanayi (%1,2), kağıt ve basım sanayi (%0,3), metal olmayan mineral ürünler sanayi (%0,6), ulaşım araçları (%0,2) ve inşaat (%1,4) sektörleri ithalat rakamları azalma göstermektedir. Dolayısıyla üretim vergilerinin tarım (%6,5), alkollü içkiler ve tütün sanayi (%1,5), tekstil ürünleri sanayi (%73,2), ağaç ve mantar ürünleri sanayi (%1,8), petrol ürünleri sanayi (%0,5), kimya ürünleri sanayi (%0,3), lastik ve plastik sanayi (%0,2), metal demir ve çelik sanayi (%0,3), fabrikasyon metal sanayi (%0,2), elektriksiz makine sanayi (%0,1), elektrikli makine sanayi (%0,3), elektrik, gaz, su (%2,5), ulaştırma ve haberleşme (%0,5) gibi sektörler üzerinde artış yönünde etkisi söz konusu olabilmektedir. Bu artış istenmeyen bir durum olmakla birlikte tarım ve alkollü içkiler ve tütün sanayi dışında kalan sektörlerde ihracat gelirlerinin artması dış ticaret dengesi üzerinde olumlu etkinin oluşmasına neden olabilmektedir. Üretim vergilerinin artmasına bağlı olarak tarıma dayalı üretimde ithalat miktarındaki artışı karşılayacak ihracat düzeyinin yakalanamaması, toplam üretiminin %7,3 gibi önemli bir payını tarımın oluşturduğu Türkiye ekonomisi açısından dikkat çekici bir nitelik arz etmektedir. Tarife oranlarının artırılmasına yönelik politika senaryosu ithalat rakamlarının beklenen doğrultuda azalmasına neden olmaktadır. Sektörlerin genelinde bu etki hissedilmektedir. Ancak madencilik, kimya ürünleri sanayi, metal olmayan mineral ürünler, metal demir ve çelik sanayi, fabrikasyon metal sanayi, elektriksiz makine sanayi gibi sektörlerde ithalat rakamları üzerinde herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Tarifelerin artmasına bağlı en fazla kazanç sağlayan sektörün inşaat sektörü olduğu söylenebilir. Tarife ve satış vergilerinin artırılması sonucunda yurt içi talep içinde ithalat paylarının düşük olduğu enerji, inşaat, ulaştırma, haberleşme ve hizmetler sektörleri ithalat miktarlarında gerileme söz konusudur. Satış vergilerinin artırılması sonucunda alkollü içkiler ve tütün sanayi, metal demir çelik sanayi, fabrikasyon metal sanayi, elektriksiz makine sanayi gibi tekelci sektörlerin ithalat Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 411 Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması rakamlarında gerileme söz konusuyken, üretim vergilerinin artırılması aynı sektörlerde ithalat rakamları artış eğilimi göstermektedir. Gıda, tekstil ürünleri ve deri ürünleri sanayi gibi geleneksel ihracatçı sektörler açısından bir değerlendirme yapıldığında, kurumlar vergisinin artırılmasına yönelik bir senaryo bu sektörleri en fazla zarara uğratan politika senaryosu olarak karşımıza çıkmaktadır. Üretim vergilerinin arttırılması, tekstil ve deri ürünleri sanayi gibi geleneksel sanayi sektörleri arasında yer alabilecek sektörlerin ihracat kapasitelerinin olumlu yönde gelişmesine neden olan politika senaryosudur. Kurumlar vergisi, satış vergisi ve tarifelerin artırılması sonucunda harcanabilir gelir düzeyinde yaşanan daralmaya bağlı olarak sektörel ithalat talepleri de azalmaktadır. Sonuç Veri seti 2002 yılına dayanan ve Walrasyan genel denge niteliği taşıyan bir HGD modeli kullanılarak farklı vergi politikalarının dış ticaret dengesiyle 21 sektörün incelendiği çalışmamızda dört farklı politika senaryosu arasında değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Türkiye İstatistik Kurumunun hazırlamış olduğu inputoutput tablosu, ödemeler dengesi, kamu kesimi ve milli gelir hesapları, SHM’nin oluşturulması amacıyla kullanılan veri kaynaklarıdır. Vergi politikası senaryolarının dış ticaret üzerinde yarattığı etki göz ardı edilemez bir öneme sahiptir. Yaygın görüş, tarife uygulamalarının ülke ekonomisi açısından tercih edildiğini, dış ticaret üzerinde olumlu etkiler oluşturduğunu ve diğer vergi araçlarına tercih edildiğini savunmaktadır. Araştırmamızda gümrük vergileri, destekleme ve fiyat istikrar fonunca ithalat üzerinden alınan primler, diğer bütçe dışı fonların ithalat prim gelirleri ve vergi payları, ulaştırma altyapı harçları, pullar ve mahsup edilmeyen katma değer vergisinin toplanması sonucu elde edilen tarife gelirlerinin artırılmasına yönelik politika senaryosu sonucunda, satış ve kurumlar vergisinin ithalat üzerinde yaratacağı etki, tarifelerin beklenen etkilerinden daha fazla olduğu tespit edilerek, ithalat hacminin gerilemesine neden olmaktadır. Ancak aynı etki üretim vergilerindeki artış için söz konusu değildir. Üretim vergilerinin artırılmasına bağlı olarak ithalat kapasitesi de artış göstermektedir. Satış ve üretim vergilerindeki artış, ihracat değerinin artmasına neden olabilmektedir. Aynı etki kurumlar vergisi ve tarifeler için söz konusu değildir. Satış vergileri ve tarifelerin dış ticaret dengesi üzerindeki etkisinin göreli olarak sınırlı düzeyde kaldığı gözlenmektedir. Kurumlar vergisindeki artış ise dış ticaret dengesinin kötüleşmesine neden olmaktadır. Satış vergilerindeki artış ülkeye giren dış kaynak düzeyinde belirgin bir artışa neden olurken, üretim vergilerindeki artış tam tersi bir etkiye sahiptir. Kurumlar vergisi ve tarifelerdeki artışın dış kaynak düzeyi üzerindeki etkisi sınırlı düzeyde kalmaktadır. Tarife oranlarının artırılmasına bağlı politika, ithalat rakamlarının sektörlerin genelinde, beklenen doğrultuda azalmasına neden olmaktadır. Tarifelerin artmasına bağlı en fazla kazanç sağlayan sektörün inşaat sektörü olduğu söylenebilir. Tarife ve satış vergilerinin artırılması sonucunda yurt içi talep içinde ithalat paylarının düşük olduğu enerji, inşaat, ulaştırma, haberleşme ve hizmetler sektörleri ithalat miktarlarında gerileme söz konusudur. Satış vergilerinin artırılması sonucunda alkollü içkiler ve tütün sanayi, metal demir çelik sanayi, fabrikasyon metal sanayi, elektriksiz makine sanayi gibi tekelci sektörlerin ithalat rakamlarında gerileme söz 412 Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 M. AKDOĞAN GEDİK konusuyken, üretim vergilerinin artırılması ile birlikte aynı sektörlerde ithalat rakamları artış eğilimi göstermektedir. Gıda, tekstil ürünleri ve deri ürünleri sanayi kurumlar vergisinin artırılmasına yönelik bir senaryodan olumsuz etkilenmektedir. Üretim vergilerinin artırılması, tekstil ve deri ürünleri sanayi gibi geleneksel sanayi sektörleri arasında yer alabilecek sektörlerin ihracat kapasitelerinin olumlu yönde gelişmesine neden olan politika senaryosudur. Kurumlar vergisi, satış vergisi ve tarifelerin artırılması sonucunda harcanabilir gelir düzeyinde yaşanan daralmaya bağlı olarak sektörel ithalat talepleri de azalmaktadır. Tarifelerin uluslararası ticaret üzerindeki etkileri sıklıkla tartışıla gelmiş olsa da, kurumlar vergisi, satış vergisi ve üretim vergisi gibi diğer vergi politikası araçlarının da etkileri araştırmaya değer önem arz etmektedir. Kaynakça Bandara, J. S. (1991), “Computable General Equilibrium Models for Development Policy Analysis in LDCs”, Journal of Economic Surveys Vol.5 No.1, 3-69. Begnin, J., Dessus, S., Ronald-Holst, D. ve Van Der Mensbrugge, D. (1996), “General Equilibrium Modelling of Trade and the Environment”, Technical Paper Nº 116, Paris, OECD Development Center. Bchir, M. H., Decreux, Y., Guérin, J. L. ve Jean, S. (2002), “MIRAGE, a Computable General Equilibrium Model for Trade Policy Analysis” Centre D’Etudes Prospectives et D’Informations Internationales Working Paper No:17. Bijit, B., Cernat, L. ve Turrini, A. (2002), Duty Quota Free Access for LDC’s Further Evidence From CGE Modelling” Policy Issues in International Trade and Commodities Study Series; No:4 New York United Nations. Bulutay, T. (1979), Genel Denge Kuramı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No:434. Chacholiades, M. (1990), International Economics, McGraw Hill Yayınları. Çelebi, K. (1998), General Equilibrium Analysis of Tax Policy Issues: The Case Of Turkey, A Thesis Submitted to the Graduate School Of Social Sciences of the Middle East Technical University, September. Condon, T., Dahl, H. ve Devarajan, S. (1987), Implementing Computable General Equlibrium Models on Gams-The Cameroon Model, Technical Report, World Bank. Devarajan, S. (1999), “From Stylized to Applied Models: Building Multisector CGE Models for Policy Analysis”, North American Journal of Economics and Finance 10, 5-38. Derviş, K., De Melo, J. ve Robinson, S. (1982), General Equlibrium Models For Development Policy , Cambridge University Press. Dinler, Z. (1997), İktisada Giriş, Üçüncü Baskı, Ekin Yayınları, Bursa. Dornbusch, R. ve Fisher, S. (1998), MakroEkonomi, McGraw Hill Akademi Çev:Yıldırım, E., Yıldırım, R. ve Fisunoğlu, M. Gedik, M. A. (2007), Kamu Açıları, Ekonomik Etkileri ve Çözüm Önerileri, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 413 Vergi Politikalarının Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri: Türkiye İçin Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Uygulaması Harrison, G., Rutherford, T. ve Tarr, D. (2003), “Trade Liberalization, Poverty and Efficient Equity” Journal of Development Economics 71, 97-128. Hwang, W. J. (2003), Macro Economic Policies and Structural Adjustment Under IMF Stabilization Program in the Turkish Economy: A Computable General Equilibrium Analysis (Ph.D), Graduate School of Social Sciences of the Middle East Technical University, Ankara. Karadağ, M. ve Westaway, T. (1998), “ASAM Based Computable General Equilibrium Model of the Turkish Economy” Loughborough University, Department of Economics Research Paper, No:99/18. Karadağ, M. ve Westaway, T. (1999), “The Impact on Consumer and Producer Prices in Turkey of VAT Changes Designed to Meet EU Membership Criteria: A Computable General Equlibrium Approach” Loughborough University, Department of Economics Research Paper. Köse, A. H. (1996), Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri: Bir Hesaplanabilir Genel Denge Modeli Çalışması, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi. Krugman, P. ve Obstfeld, M. (2003), International Economics: Theory and Policy, World Student Series, Boston, USA. O’Ryan, R., De Miguel, C. J. ve Miller, S. (2002), “CGE Model for Environmental and Trade Policy Analysis in Chile: Case Study for Fuel Tax Increases” http://www.webmanager.cl/prontus_cea/cea_2005/site/asocfile/ASOCFILE1 2005110215523.pdf (Erişim Tarihi: Mayıs 2008) Ölmezoğulları, N., Başoğlu, U. ve Parasız, İ. (1999), Genel Denge, 1. Baskı, Ezgi Yayınevi, Bursa. Robinson, S. (1989), Multisectoral Models, Handbooks in Economics 9, Series Editor. Kenneth, J. A. ve Michael D., Instriligator, Handbook of Development Economics Volume II, Edited By Hollis Chenery ve TN Srinivanan, Chapter 18, 886945. Robinson, S., Yunez-Naude, A., Hinojosa-Ojesa, R., Lewis, J. D. ve Devarajan, S. (1999), “From Stylized to Applied Models: Building Multisector CGE Models for PolicyAnalysis” North American Journal of Economic and Finance 10, 5-38. Sayan, S. (1994), “An Analysis of the Effects of Changes in Savings Rates Using Neoclassical CGE Models: Lessons from Analytical Solutions to Simple Two-Sector Models With Endogenous Interest Rates” Department of Economics Bilkent University http://www.bilkent.edu.tr /~sayan Sayan, S. (2002), “Dynamic Heckscher-Ohlin Results From a 2x2x2x2 Overlapping Generations Model with Unequal Population Growth Rates”, Department of Economics Bilkent University Discussion Papers No:2-01. Shoven, J. B. ve Whalley, J. (1984), “Applied General Equilibrium Models of Taxation and International Trade: An Introduction and Survey”, Journal Of Economic Literature Vol:XXII, 1007-1051. Shoven, J. B. ve Whalley, J. (1992), Applying General Equilibrium, USA, Cambridge University Press. Seyidoğlu, H. (1996), Uluslararası İktisat: Teori, Politika ve Uygulama, Gizem Yayınları, 11. Baskı İstanbul. 414 Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 M. AKDOĞAN GEDİK Siddiqui, R. ve Iqbal, Z. (1999), “Tariff Reduction and Functional Income Distribution in Pakistan: A CGE Analysis” Pakistan Institute of Development Economics http://mpra.ub.uni-muenchen.de/6141/ (Erişim Tarihi: Mayıs 2008) Tıktık, A. (1997), “Trade Liberalization Under Imperfect Competition: A CGE Analysis of Turkey” Sermaye Piyasası Kurulu, Yayın No:97, Ankara. Tokatlıoğlu, M. Y. (2005), “Türkiye’de Dış Ticaretin Vergilendirilmesi ve Avrupa Birliği”, Akdeniz Üniversitesi, İİBF (10), 46-72. Türk, İ. (1992), Kamu Maliyesi, Turhan Kitabevi, Ankara. Voyvoda, E. (2003), “Altenatives in Debt Management: Investigation of Turkish Debt in Overlapping Generation General Equilibrium Frame Work” Doktora Tezi, Bilkent University, The Institute of Economics and Social Sciences of Bilkent University. Yeldan, E., Voyvoda, E. ve Telli, Ç. (2005a), “A Macroeconomic General Equlibrium Model for Turkey: Disinflation, Fiscal Austerity and Labor Markets” http://www.bilkent.edu.tr/~yeldane/econmodel/TURKCGEModel. pdf Yeldan, E., Voyvoda, E. ve Telli, Ç. (2005b), “Turkish Macroeconomics under the IMF Program Strangulation of the Twin Targets, Lopsided Growth and Persistent Fragilities” http://www.bilkent.edu.tr/~yeldane/econmodel/ TURKCGEModel.pdf Yeldan, E., Voyvoda, E. ve Telli, Ç. (2005c) “SPO’s Standard CGE Model: TURKCGE AlgebraicEquations”http://www.bilkent.edu.tr/~yeldane/ econmodel /TURKCGEModel.pdf Yeldan, E., Voyvoda, E. ve Telli, Ç. (2006), “Modelling General Equilibrium for Socially Responsible Macro Economics: Seeeking for the Alternative to Fight Jobless Growth in Turkey”. Wing, I. S. (2004), “Computable General Equilibrium Models and Their Use in Economy Wide Policy Analysis: Eveything You Ever Wanted to Know (But Were afraid to ask)” MIT Joint Program on the Science and Policy of Global Change, http://www.rri.wvu.edu/CGECourse/Sue%20Wing.pdf (Erişim Tarihi: 04/03/2008) Zhang, X. G. (2006), “Armington Elasticities and Terms of Trade Effects in Global CGEModals” Productivity Commission Staff Working Paper, Melbourne, January. Maliye Dergisi y Sayı 159y Temmuz-Aralık 2010 415