TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERLE İLGİLİ DAHA ÇOK ARAŞTIRMA

advertisement
46
TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERLE İLGİLİ
DAHA ÇOK ARAŞTIRMA YAPILMALI
Dr. Hüseyin Akdemir
Ziraat Yüksek Mühendisi
huseyin_akdemir@kutas.com.tr
SEKTÖR GÖRÜŞLERİ
Son dönemde tıbbi ve aromatik
bitkilerin tarımının yaygınlaşmasının
sebepleri nelerdir?
Bu konuya birkaç açıdan bakmak gerekmektedir.
Ürün Deseni Değişikliği: Tüm Türkiye'de olduğu gibi, Ege
Bölgesi’nde de tütün alanlarında kısıtlamalar (kota) getirilmiştir. Tütün, kır ve kır-taban arazilerde, susuz ve fakir topraklarda yetiştirilmektedir. 2000 yıllarının başında
kota sınırı getirilen tütün üreticileri yeni ürünlerde arayışa
girmişlerdir. Tam da bu zamanda kekik önemli bir ihraç
ürünü olmaya başlamıştır. Özel sektör ve Denizli İl Tarım
Müdürlüğünün çabalarıyla Denizli’nin rakımı yüksek (8001200 m) köylerinde kekik üretimi başlatılmıştır.
Ülkemizde en çok hangi tıbbi ve aromatik
bitkilerin tarımı yapılmaktadır?
Çoğu tıbbi ve aromatik bitki doğada yabani olarak
bulunmaktadır. Bununla birlikte ülkemizde kekik, ada
çayı, nane vb. bazı tıbbi ve aromatik bitkilerin de tarımı
yapılmaktadır.
Bunların dışında Türkiye florasında
ekonomik önemi olan tıbbi ve aromatik
bitkiler var mı?
Defneyi söyleyebilirim. Defne üretimi de doğal olarak
orman alanlarından toplanarak yapılmaktadır.
Diğer Sebepler:
•Alternatif tıpta kullanılması,
•Tüm insanların son yıllarda doğal ve organik ürünlere
yönelmesi,
•Baharat bitkilerinin gittikçe önem kazanması,
•İhraç olanağının fazla olması,
•Tarımının diğer ürünlere (tütün, pamuk) göre daha kolay ve çok yıllık olması,
•Diğer ürünlere göre, birim alandaki
getirisinin fazla olması,
•Son yıllarda tıbbi ve aromatik bitkilere IPARD-TKDKkırsal kalkınma projeleri kapsamında %50 hibe desteğinin verilmesi,
Ülkemizin endemik türler açısından
zengin olduğunu biliyoruz. Bu zenginlik
tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimine
yansıyor mu? Başka bir ifadeyle potansiyelimizi
yeterince kullanabiliyor muyuz?
Kekik: Türkiye’de her yıl 10.000 ton civarında kekik
üretimi yapılmaktadır. Ancak yetersizdir. Hatta bazı yıllarda, bazı ülkelerden kekik ithalatı yapılarak tekrar ihraç edilmektedir.
Ada Çayı: Ülkemizde yıllık üretim 2.000 ton civarındadır. Ancak yağ oranı (volatile) düşük olarak üretilen
ada çayının ekonomik değeri pek bulunmamaktadır. En
az %2 ve üzerinde ada çayı çeşidi ıslah edilmeli ve üretim zincirine sokulmalıdır.
www.turktob.org.tr
TÜRKİYE T OHUMCULAR BİRLİĞİDERGİSİ
47
bulunmaktadır. Bu bitkiler bir kalite ve aroma bitkisi olduğundan yağ içerikleri de önemlidir. O nedenle resmi
kuruluşların özel sektör ile iş birliği yapmaları gerekmektedir. Çünkü ihracat yapan ve dış pazarın isteklerini bilen
şirketler bulunmaktadır.
Örneğin ada çayında yağ oranı en az %2 olmalı ki
ürünü ihraç edebilelim. Ancak Türkiye’de ekimi-dikimi yapılan ada çaylarında %2,5 ve üzerinde yağ oranı içeren
ada çayı varyetesi ve yeterli tohumluğu bulunmamaktadır.
•İyi tarım uygulamaları kapsamında tıbbi ve aromatik
bitki üretimi yapan çiftçilere Tarım Bakanlığınca dekar
başına 100 TL destek verilmesi sayılabilir.
Ülkemizi tıbbi ve aromatik bitkilerin yetiştiriciliğinin uygunluğu açısından dünya ülkeleri ile karşılaştırdığımızda avantajımız ve dezavantajımız nelerdir?
Tıbbi ve aromatik bitkilerin çoğunun ana vatanı
Akdeniz ülkeleridir. Özellikle kekik ve ada çayı, bizim
dağlarımızda doğal olarak yetişmektedir. O nedenle
Türkiye diğer ülkelere göre çok daha avantajlı durumdadır. Ayrıca yaz aylarının sıcak ve kurak gitmesi,
bu ürünlere doğal kurutma (güneşte kurutma) olanağını sağlamaktadır. Çünkü tüketici doğal kurutmayı
daha fazla tercih etmektedir. Hatta Ege Bölgesi’nin
tüm ekolojik faktörleri dikkate alındığında, bu bitkilerin üretilmesinde çok daha avantajlı olduğumuzu
söyleyebilirim.
Tıbbi ve aromatik bitkilerin diğer kültür
bitkilerinde olduğu gibi yaygın
bir pazarı var mıdır?
Tıbbi ve aromatik bitkiler; ilaç, gıda, kozmetik, temizlik ürünleri ve aroma bitkisi olarak kullanılmaktadır.
Hele son yıllarda aromatik niş ürünler daha tercih edilir
hâle gelmiştir. Örneğin, Türkiye dünya kekik üretiminin
%80'ini tek başına yapmaktadır. Yıllık 10.000 tonluk kekik üretiminin %90’ı da yaklaşık olarak 70 ülkeye ihraç
edilmektedir.
Denizli’de her yıl 100.000 dekar alanda kekik üretimi
yapılmaktadır. Her üründe olduğu gibi kekiğin de bazı
hastalık, zararlı ve yabancı ot sorunu bulunmaktadır.
Kekik çiftçileri de sorunlarını çözmek için pestisit kullanmaktadırlar. Ancak Türkiye’de kekik ve ada çayı gibi
tıbbi bitkiler için ruhsatlı hiçbir pestisit bulunmamaktadır. Üretici bilinçsiz bir şekilde zirai ilaç kullanınca da
kalıntı sorununun önüne geçilememektedir. Çünkü ihraç ürünlerinde MRL (maksimum kalıntı limiti) değerleri
çok önemlidir.Bu konuların özellikle, genetik materyal
(tohumluk) ve zirai ilaç sorunlarının çözülmesi mutlak
gereklidir.
Diğer önemli bir konu da tağşiş (yabancı madde karıştırma) problemidir. Bazı firmalar kekiğin ve/veya diğer
tıbbi ve aromatik bitkilerin içerisine zeytin yaprağı, mersin yaprağı, çilek yaprağı veya cistus yaprağı katarak,
ürünü ucuza mal etmekte ve pazarlamaktadırlar. Hatta
bu konu İngiliz basınında tirajı yüksek gazetelerde haber
olmuştur. İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının bu konuda
da yeterli önlemi alması sektörümüzün geleceği açısından çok önemlidir.
Tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda
yapılan bilimsel çalışmalar yeterli midir?
Tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda çalışmalar diğer
kültür bitkilerine göre daha az ve yenidir. Zirai araştırma
enstitüleri, bazı ziraat fakültelerinin tarla bitkileri bölümü bu
konuda temel araştırmalar yapmaktadır, ancak bu araştırmalar yeterli değildir.
Öncelikle kekik, ada çayı, thyme, savory, taragon vb.
bitkilerinin genetik materyal (tohum, fide, çelik) sıkıntısı
www.turktob.org.tr
TÜRKİYE T OHUMCULAR BİRLİĞİDERGİSİ
SEKTÖR GÖRÜŞLERİ
Olayı kekik açısından incelersek kekiğin Origanum
onites, Origanum vulgare, Origanum marjoram, Origanum syriacum gibi çok farklı türleri vardır. Söz konusu
bu kekikler için de tohumluk üretimi yeterli değildir.
Download