İslam'da Çocuk Yetiştirmek Çocuk Allah’ın insana bir lutfudur. Ana-babalara da birer emanettir. Çocuk doğduğunda kulağına ezan okunur ve böylece hayata başlamış olur. Çocuk anadan doğduğunda tertemizdir. Ekilmemiş toprak gibi, işlenmemiş alçı gibidir. O mevsimde çocuğa ne verilirse onu alır. Çocuk boş kaset gibidir. Kasete ne doldurulursa onu alır. Toprağa ne ekilmişse o biçilir. Alçı nasıl kalıba konulursa öyle şekillenir. Çocuk da öyledir. Çocuğa, İslam’ı öğretirsek Müslüman, Hırıstiyanlığı öğretirsek Hırıstiyan, Yahudiliği öğretirsek Yahudi olur. Kısaca; biz hangi dine mensup isek çocuk da o dine mensup olur. Hadis-i Şerif’de Allah Rasulü (SAV.) şöyle buyuruyorlar: “Her doğan İslam fıtratı üzere doğar, daha sonra ana ve babası tarafından çeşitli dinlere mensup olarak yetiştirilir.” Allah (CC.) Kur’an-ı Kerim’de : َصون ُ علَي َها َم ََلئِ َكة ِغ ََلظ ِشدَاد َل يَع ُ َّس ُكم َوأَه ِلي ُكم نَارا َوقُودُهَا الن َ ُ ارة َ ُيَا أَيُّ َها الَّذِينَ آ َمنُوا قُوا أَنف َ اس َوال ِح َج َاّلل َما أ َ َم َر ُهم َويَفعَلُونَ َما يُؤ َم ُرون َ َّ “ Ey inananlar! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun; onun yakıtı, insanlar ve taşlardır; görevlileri, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere baş kaldırmayan, kendilerine buyurulanları yerine getiren pek haşin meleklerdir.”[1] Hayırlı evlat sahibi olabilmek için de ona İslam terbiyesi verilmesi lazımdır. Peygamber Efendimiz (SAV.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyorlar: «İnsan öldüğü vakit bütün amelleri ondan kesilir. Yalnız üç şeyden : sadaka-i cariyeden, faydalanılan ilimden ve kendisine duâ eden sâlih evlâttan kesilmez.»[2] buyurmuşlar. Çocuk dünyaya geldiği zaman, Peygamber Efendimizden bize intikal eden bazı uygulamalar vardır. Bu uygulamalar şunlardır: 1-Tahnik: Yeni doğan bebeğin damağına, (ana sütü verilmeden) hurma vb.tatlı bir şeyle damağının ovulması işlemidir. 2-Kulağa ezan okuma: Bebeğin sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet okunur 3-İsim konulması: Doğumun ilk günü ya da en geç yedinci gününe kadar çocuğa bir isim konulur 4-Akika kurbanı: Bebeğin doğumunun yedinci günü veya daha sonraki günlerde erkek çocuk için iki, kız çocuk için bir koyun olmak üzere kurban kesilir. Her ikisi için bir koyun kesilmesi de mümkündür 5-Sünnet: Doğumunun ilk gününden bulüğ yaşına kadarki herhangi bir zamanda çocuk sünnet ettirilir. Sünnetle birlikte ziyafet ve eğlence merasimi yapılması Hz. Peygamber’den sonra adet halini almıştır . 6-Saçın tıraş edilmesi: Doğumun yedinci günü çocuğun saçı tıraş edilir ve bunun ağırlığınca gümüş ya da altın değerinde bir şey fakirlere sadaka olarak verilir. Bunların yanı sıra, yeni çocuk sahibi olmuş bir müslümanın, bunu Allah’ın bir lütfu olarak değerlendirerek sevinçle karşılaması ve çevresine bunu hissettirmesi, kız ve erkek çocuk arasında bir fark gözetmemesi de İslami bir edep kuralıdır. İslam’ın çocuğa yaklaşımı, sevgi, şefkat ve hoşgörü anlayışına dayanır. Çünkü çocuk dünyaya günahsız olarak gelir. Bülûğ çağına kadar da yaptığı davranışlardan dini bakımdan sorumlu değildir. İsIam Dinine göre Çocuğun bazı hakları vardır. Bu hakların başlıcaları şunlardır: 1-Himaye, Bakım ve beslenme: Yaşamak her insanın en tabii hakkıdır. Dünyaya gelen bir çocuğun bu haktan yararlanabilmesi gerekir. Hadis-i Şerif’de Peygamber Ef. (S.A.V) Şöyle buyuruyor: والر ُج ُل َراع في ، عن َر ِعيَّتِ ِه َّ َ ومسئول، واألِ َما ُم َراع، و ُكلُّ ُكم مسئول عن ر ِعيَّتِ ِه، « ُكلُّ ُكم راع والخَا ِد ُم َراع في ما ِل، ت زَ و ِج َها ومسئولة عن ر ِعيَّتِ َها ِ والمرأَة ُ را ِعية في بي، عن َر ِعيَّتِ ِه َ أَه ِل ِه ومسئول .» ف ُكلُّ ُكم راع ومسئول عن ر ِعيتِ ِه، عن َر ِعيَّتِ ِه َ سي ِد ِه ومسئول ِ “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr, efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlunuz.”[3] Maddi yada sosyal endişelerle çocukların hayatlarına kıyılması, cahiliye döneminde özellikle kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi adetine karşı İslam’ın getirdiği tedbîr ve uygulamalar, kız çocuğunun bakım ve himayesine daha fazla önem verilmesi sonucunu doğurmuştur. Hz.Peygamber’in bazı hadisleri, kız çocuğu yetiştirmenin büyük ecir ve sevabını dile getirir. Çocuğun maddi-manevi ihtiyaçlarının mümkün olan en iyi şekilde karşılanmasından ve yetiştirilmesinden birinci derecede baba sorumludur. Çocuğun bakımı, beslenmesi ve eğitimi ise ana vasıtasıyla gerçekleşir. 2-Güzel İsim: Çocuğa, büyüdüğü zaman kendisinin de beğenebileceği hem lafızca hem de anlamca güzel bir isim verilmelidir. 3-Güzel terbiye: Çocuğun sağlam kişilikli, bilgili, faziletli, sanat ve hüner sahibi, iyi bir insan, iyi bir Müslüman olarak yetişmesi için her türlü gayretin gösterilmesi gerekir. 4-Eşit Muâmele:Yakup Peygamber’in çocuklarına, özellikle. Hz.Yusuf’a olan sevgisi buna en güzel örnektir. Yani her şeyde (özellikle sevgide de) eşit olmamız gerektiğinin açık bir kanıtıdır.[4] Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. اّلل َواع ِدلُوا في َّ اتَّقُوا "أَول ِد ُكمAllah'tan korkunuz; çocuklarınız arasında adaletli davranınız" Çocuklar arasında herhangi bir şekilde ayırım yapmak son derece yanlış hem de sünnete aykırıdır. Özellikle cahiliye dönemi kalıntısı olan, kız çocuklarını aşağı ve değersiz görme ve onları bazı haklardan mahrum bırakma, İslam’da son derece çirkin kabul edilen ve yasaklanan bir davranıştır. Tam aksine, kız çocuklarının haklarına öncelik vermek hususunda Hz. Peygamber’in ısrarlı tavsiyeleri ve vardır. 5— Evlendirme: Bülûğ çağına ulaşan ve evliliğin gereklerini yerine getirebilecek durumdaki çocukların evlendirilmesi gerekir. Mazeretsiz olarak bunun geciktirilmesinin doğurabileceği olumsuz sonuçlardan Ana-Baba dini bakımdan sorumlu sayılır.Haklar ve görevler karşılıklıdır. Çocuğun Ana-Babası üzerinde hakları olduğu gibi; kendisini dünyaya getiren, besleyip büyüten ve sayısız fedakarlıklarla yetiştirip, eğiten Ana ve-Babasına karşı görevleri de vardır. Kur’ân-ı Kerîm’in Nisa süresi 36. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: ار ذِي القُربَى َ سانا َوبِذِي القُربَى َواليَت َا َمى َوال َم َ َواعبُدُوا اّللَ َولَ تُش ِر ُكوا بِ ِه شَيئا َوبِال َوا ِلدَي ِن إِح ِ ين َوال َج ِ سا ِك سبِي ِل َو َما َملَ َكت أَي َمانُ ُكم إِ َّن اّللَ لَ ي ُِحبُّ َمن َكانَ ُمخت َال فَ ُخورا َّ ب َواب ِن ال ِ ص َّ ب َوال ِ ب بِال َجن ِ اح ِ ُار ال ُجن ِ َوال َج “Allah'a kulluk edin, O'na bir şeyi ortak koşmayın. Ana-Babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altında bulunan kimselere iyilik edin. Allah, kendini beğenip övünenleri elbette sevmez”[5] Çocuklarımız geleceğimizdir. Onun için çocukların iyi eğitilmeleri, manevi değerlerle donatılmalarının sağlanması, sosyal kişilik kazanmalarının yanısıra; olumlu bir kişiliğe sahip olup anne babasına, akraba ve komşularına, ülkesine ve milletine, el-hasıl insanlığa yararlı birer birey olması için elden gelen gayret gösterilmelidir. Rasûlüllah (s.a.s.) herkesi çocuklarını öpmeye teşvik ederdi: "Çocuklarınızı öpün, zira her öpücük için size, Cennet'te bir derece verilir. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve bunu sizin için yazarlar."Torunlarını öpen Rasûlüllah (s.a.s.)'ı Akra b. el-Hâbis yadırgayıp Rasûlüllah'a şöyle demişti: "Benim on çocuğum var, hiç birini öpmedim." Rasûlüllah (s.a.s.) "Merhameti olmayana merhamet edilmez." cevabını vermişlerdir.[6] Çocuklarımıza güzel muâmele yapmalı, onları güzelce eğitmeli, geleceğe güzel hazırlamalıdır. Hz. Ali (k.v.) : “Sizler; çocuklarınızı bulunduğunuz zamana göre değil, onların bulunacağı zamana göre yetiştiriniz.” buyurmuştur. Çocuklarla ilgilenip onları geleceğe hazırlamak her ana-babanın arzusudur. Onların inancı, ahlakı, eğitimi gelecek için yapılan en güzel yatırımdır. Çocukların, hayatı ana-babaları ile birlikte, aktif bir şekilde yaşayarak tanımaya ihtiyaçları vardır. Ana-baba güzel örnek olup onları hayata hazırlamalıdır. Ne mutlu O kimselere ki ; arkalarında sâlih ameller işleyen, ana-babalarının derecelerini yükseltecek hayırlı evlatlar bırakanlara . İlhami TEMEL Medine Camii İmam-Hatibi Ümraniye/İstanbul [1] Tahrim, 66/6 [2] Müslim, Vasiyet, 3 [3] Riyazü’s-Salihin, Prof.Dr.Y.Kandemir,İ.L.Çakan,R.Küçük, [4] İslam ve Çocuk, Prof.Dr.B.Bilgin [5] Nisa, 4/36 [6] Buhari, Edep, 18