3. Ünite: İpek Yolunda Türkler Sosyal Bilgiler - 6 atamıştır. Mete Han tarafından bulunan bu onluk sistem günümüzde tüm dünya orduları tarafından kullanılmaktadır. Hunlar, tarihte ilk kez Orta Asya'da yaşayan bütün Türkleri tek bayrak altında toplayan Türk devletidir. ANAYURT'TAN ANADOLU'YA Türklerin ilk yurdu Orta Asya yani Türkistan'dır. Türkistan kelime olarak da "Türklerin yaşadığı ülke" anlamına gelmektedir. Orta Asya'nın coğrafi koşulları çok acımasızdı. Bölgenin yükseltisi 1200-1400 metre arasındaydı. Çok az yağış alıyordu. Kış mevsiminde sıcaklık -50 dereceye kadar düşüyordu. Türkler burada boylar halinde yaşıyorlardı. Boylar aralarında akrabalık bağı olan ailelerden oluşuyordu. Yaşadıkları yerin bozkır olması ve iklim koşulları nedeniyle geçimlerini hayvancılıktan sağlıyorlardı. En fazla at ve koyun besliyorlardı. Hayvanlarına otlak bulmak için yaylak ve kışlaklar arasında konargöçer bir yaşam sürdürüyorlardı. Bahar ve yazda; otu, suyu bol olan yüksek yaylalara, kışları da soğuktan korunabilecek alçak düzlüklere göç ediyorlardı. Bu yaşam biçiminde Türklerin en önemli yardımcısı atlardı. Türkler, atlar sayesinde pek çok yere hâkim oldular, hareket kabiliyeti yüksek ordular kurdular, farklı yerleri yurt edindiler. Hunlar ülkenin hanedanın ortak malı olması (veraset sistemi) ve Çin entrikaları sonucunda M.S. 48'de Kuzey Hunlar ve Güney Hunlar diye ikiye bölünmüş ardından her ikisi de Çin tarafından ortadan kaldırılmıştır. (M.S. 216) OĞUZ KAĞAN DESTANI Hunlara ait bir destandır. Destandaki Oğuz Kağan'ın Mete Han olduğu sanılmaktadır. Destanın özeti şöyledir: Günlerden bir gün Ay Kağan bir erkek çocuk doğurur. Doğan çocuğa Oğuz adı verilir. Bu çocuk çok kısa bir sürede büyür, yiğit olur.O çağda, halka zarar veren bir canavar vardı. Oğuz bu canavarı avlamak istedi. Günlerden bir gün kargı, yay, ok, kılıç ve kalkanla ava gitti. Ormanda bir geyik ele geçirdi, onu söğüt dalı ile bir ağaca bağladı ve oradan uzaklaştı. Tan ağarırken gelip gördü ki canavar geyiği yemiş. Sonra Oğuz Kağan bir ayı tuttu, onu altın kuşağı ile ağaca bağladı gitti.Tan ağarırken geldiği zaman canavarın ayıyı da yiyip gittiğini anladı. Bu kez o ağacın dibinde kendisi durdu. Canavar geldi ve başı ile Oğuz'un kalkanına vurdu. Oğuz kargı ile canavarı öldürdü. Kılıcı ile başını kesti, alıp gitti. Yine günlerden bir gün Oğuz Kağan bir yerde Tanrıya yalvarmakta idi. Karanlık bastı gökten bir ışık indi. Güneşten ve aydan daha parlaktı. Oğuz Kağan oraya yürüdü ve gördü ki o ışığın içinde yalnız oturan bir kız vardı. Oğuz Kağan onu görünce aklı gitti; sevdi ve aldı. Günlerden ve gecelerden sonra kız, üç erkek çocuk doğurdu. Birincisine Gün, ikincisine Ay, üçüncüsüne Yıldız adını koydular. Yine bir gün Oğuz Kağan ava gitti. Göl ortasında ağacın kabuğunda yalnız başına oturan çok güzel bir kız gördü. Oğuz Kağan onu görünce aklı başından gitti; sevdi ve aldı. Günlerden ve gecelerden sonra kız, üç erkek çocuk doğurdu. Birincisine Gök, ikincisine Dağ, üçüncüsüne Deniz adını koydular. Bundan sonra Oğuz Kağan büyük bir şölen verdi. Oğuz Kağan kırk masa ve kırk sıra yaptırdı. Türlü yemekler, türlü şaraplar, tatlılar ve kımızlar yediler, içtiler. Ondan sonra Oğuz Kağan dört yana buyruklar yolladı, bildiriler yazdı ve elçilere verip gönderdi. Bu bildirilerde şöyle yazılıydı:"Ben Uygurların kağanıyım ve yeryüzünün dört köşesinin kağanı olsam gerektir. Sizden itaat dilerim".Oğuz Kağan dünyanın dört bir tarafına ordularıyla gider, karşılaştığı yerlerdeki Türk boylarına isimler verir ve birçok ülkeyi pek çok çarpışmadan sonra ve kendi yurduna katar. Oğuz Kağan ihtiyarlayınca yurdunu "Boz Oklar" ve "Üç Oklar" diye anılan oğulları arasında paylaştırdı. Anayurttan Göçler Bir süre Türkler Orta Asya'dan göç etmek zorunda kaldılar. Orta Asya'dan Göçlerin Nedenleri: Zamanla nüfusun artması, otlakların hayvanları besleyemez olması. Boylar arasında çatışmalar başlaması Çin'in baskısı. Salgın hastalıklar nedeniyle hayvanların çoğunluğunun ölmesi. İLK TÜRK DEVLETİ TARİH SAHNESİNDE: HUNLAR (M.Ö. 220-M.S. 216) Orta Asya'dan göç etmeyip kalan Türkler tarafından kurulmuştur. Tarihte kurulan ilk Türk devletidir. Devlete Asya Hun Devleti veya Büyük Hun Devleti adı da verilir. Bilinen ilk hükümdarları Teoman'dır. (M.Ö. 220-209) Çinliler bu dönemde Türk akınlarına karşı koymak için Çin Seddi'ni yapmışlardır. 6000 km uzunluğundaki, 8 metre yüksekliğindeki ve 7,5 metre genişliğindeki Çin Seddi Türk akınlarına engel olamamıştır. Teoman'dan sonra devletin maşına Mete Han geçmiştir. Mete Han Çinlilerle mücadele etmiş. Ülkesini en geniş sınırlara ulaştırmıştır. Ordusunu daha iyi yönetebilmek için onlu, yüzlü, binli ve onbinli gruplara ayırmış ve başlarına "onbaşı" yüzbaşı" binbaşı" ve "tümenbaşı" Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni ~1~ www.necatiyalcin.com 3. Ünite: İpek Yolunda Türkler Sosyal Bilgiler - 6 KAVİMLER GÖÇÜ (MS 375) ORHUN YAZITLARI (KÖK TÜRK KİTABELERİ): Asya Hun Devleti yıkıldıktan sonra Çin hakimiyetine girmek istemeyen Hunlar, Karadeniz'in kuzeyine göç ettiler. Bu göç sırasında önlerine çıkan devletleri ya yönetimlerine aldılar ya da bu devletler Hunların önünden kaçarak yer değiştirdiler. Tarihte devletlerin bu yer değiştirmesine Kavimler Göçü denir. Türk tarihinin yazılı ilk belgeleridir. Kitabeler halkın görmesi, ibret alması için dikilmiştir. Türk kelimesi ilk kez bu belgelerde kullanılmıştır. Kitabeler Kutluk Devleti ( II. Köktürk Devleti) döneminde Bilge Kağan, Kültigin ve Tonyukuk adına dikilmiştir. Kitabeler Köktürk Alfabesi ile 8. Yüzyılda dikilmiştir. Tonyukuk anıtı 727, Kültigin anıtı 732'de, Bilge Kağan anıtı ise 735'de dikilmiştir. Kavimler Göçü'nün Sonuçları: Göç eden Türkler Avrupa'da, Avrupa Hun Devletini kurdular Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldı (MS. 395) 476'de Batı Roma İmparatorluğu yıkıldı Avrupa'nın etnik yapısı değişti. Avrupa'da İngilizler, Fransızlar, İspanyollar gibi yeni milletler ortaya çıktı Avrupa uzun süre karışıklık içinde kaldı Günümüz Avrupa devletlerinin temelleri atıldı Avrupa'da feodalite dönemi başladı Avrupa Türk kültürüyle tanıştı Çoğu tarihçiye göre İlkçağ sona erdi ve Ortaçağ başladı Kitabeler 1893'de Danimarkalı tarafından çözülmüştür. Thomsen Köktürk Kitabeleri, o dönemdeki Türklerin yaşayışı, mücadeleleri hakkında bize bilgi veren önemli bir kaynaktır. ERGENEKON DESTANI Kök Türklerin destanıdır. Destanın özeti şöyledir: ERGENEKON DESTANI Türk illerinde Göktürkler'e itaat etmeyen bir yer yoktu. Bunu kıskanan yabancı kavimler birleşerek Göktürkler'in üzerine yürüdüler. Maksatları öç almaktı. Göktürkler, çadırlarını, sürülerini bir yere topladılar. Çevresine hendek kazıp beklediler. Düşman gelince, vuruşma da başladı. On gün vuruştular. Göktürkler üstün geldi. Bu yenilgiden sonra yabancı kavimlerin hanları ve beyleri av yerinde toplanıp konuştular."Göktürkler'e hile yapmazsak akıbet işimiz yaman olur," dediler.Tan ağarınca, baskına uğramış gibi, ağırlıklarını bırakıp kaçtılar. Göktürkler, "Bunların vuruşma güçleri bitti, kaçıyorlar," deyip arkalarından yetiştiler. Düşman, Göktürkler'i görünce, birden döndü. Vuruşma sonunda düşman, Göktürkler'i gafil avlayıp yendi. Göktürkler'i öldüre öldüre çadırlarına geldi. Çadırlarını ve mallarını öylesine yağmaladı ki, bir ev kurtulmadı. Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdi. Küçükleri kul edindi. Her düşman birini alıp gitti. Göktürkler'in başında İl Han vardı. Çocukları çoktu. Fakat bu uğursuz vuruşmada bir tanesi hariç, hepsi öldü. Kayı adlı bu oğlunu o yıl evlendirmişti. İl Han'ın Dokuz-Oğuz adlı bir de yeğeni vardı. Kayı ile DokuzOğuz düşmana tutsak olmuşlardı. Fakat on gün sonra bir gece ikisi de kadınları ile beraber atlara atlayıp kaçtılar. Göktürk yurduna geldiler. Burada düşmandan kaçıp gelen çok deve, at, öküz ve koyun buldular. "Dört taraftaki illerin hepsi bize düşman. Gereği odur ki, dağların içinde insan yolu düşmez bir yer izleyip oturalım," dediler. Dağa doğru sürülerini alıp göç TÜRK ADIYLA KURULAN İLK DEVLET: KÖKTÜRK Asya Hun devletinin yıkılmasından sonra Orta Asya'daki Türk boyları siyasi birlikten yoksun olarak dağınık yaşamaya başlamışlardı. Bu dağınık Türk boylarını bir araya getiren Bumin Kağan 552 yılında Kök Türk devletini kurdu. Devletin merkezi Ötüken'dir. Kök Türkler, tarihte Türk adıyla kurulan ilk Türk devletidir. Bumin Kağan'ın ölümünden sonra Çin entrikaları sonucu devlet iyice zayıflamış ve 630 yılında devlet yıkılmıştır. II. KÖK TÜRK DEVLETİ (KUTLUK DEVLETİ) 681 yılında Kutluk Han Kök Çin esaretinde geçen 30 yıldan sonra Türkleri yeniden bir araya getirerek Kutluk Devleti'ni kurdu. Devlet en parlak zamanını Bilge Kağan, Kültigin, Vezir Tonyukuk zamanında yaşamıştır. Orhun Yazıtları bu dönemde dikikmiştir. İpek Yolu için Çinlilerle mücadele etmişlerdir. Sasanilere karşı Bizans ile anlaşma yapmışlardır. Kutluk Devleti 744 yılında Türk boyları Basmiller, Karluklar ve Uygular tarafından yıkılmıştır. Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni Wilhelm ~2~ www.necatiyalcin.com 3. Ünite: İpek Yolunda Türkler Sosyal Bilgiler - 6 İLK TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK ettiler.Geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere vardılar. Bu tek yol da öylesine bir yoldu ki, bir deve veya bir at güçlükle yürürdü. Ayağını yanlış bassa yuvarlanıp parça parça olurdu. Göktürkler'in vardıkları yerde akarsular, kaynaklar, türlü bitkiler, meyveler, ağaçlar ve avlar vardı. Böyle bir yeri görünce, ulu Tanrı'ya şükrettiler. Hayvanlarının kışın etini yediler; yazın sütünü içtiler. Derisini giydiler. Bu ülkeye "Ergenekon" adını koydular. İki Göktürk prensinin Ergenekon'da çocukları çoğaldı. Kayı Han'ın çok çocuğu oldu. Dokuz-Oğuz Han'ın daha az oldu. Çok yıllar bu iki Hanın çocukları Ergenekon'da kaldılar. Pek çoğaldılar.Dört yüzyıl sonra kendileri ve sürüleri o kadar çoğaldı ki, Ergenekon'a sığışamaz oldular. Buna bir çare bulmak için kurultay topladılar. Dediler ki, "Atalarımızdan işittik; Ergenekon dışında geniş ülkeler, güzel yurtlar varmış. Bizim yurdumuz da eskiden o yerlerde imiş. Dağların arasından yol izleyip bulalım. Göçüp Ergenekon'dan çıkalım. Ergenekon dışında her kim bize dost olursa, onunla görüşelim. Düşmanla vuruşalım." Kurultay bu kararı alınca, Göktürkler, Ergenekon'dan çıkmak için yol aradılar, bulamadılar. O zaman bir demirci dedi ki, "Bu dağda bir demir madeni var. Yalın kat madene benzer. Şunun demirini eritsek, belki dağ bize geçit verirdi". Göktürkler, varıp demircinin gösterdiği dağ parçasını gördüler. Demircinin tedbirini de beğendiler. Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler. Dağın üstünü altını, yanını, yönünü böylece odun ve kömürle doldurduktan sonra, yetmiş deriden büyük körükler yapıp yetmiş yere koydular. Odun-kömürü ateşleyip körüklemeye başladılar, Tanrı'nın gücü ve inayeti ile ateş, kızdıktan sonra demir dağ eridi, akıverdi. Bir yüklü deve çıkacak kadar yol oldu. O kutsal yılın, kutsal ayının, kutsal gününün, kutsal saatini bekleyip bu yoldan Ergenekon'dan çıkmaya başladılar. Bu kutsal gün, ondan sonra Göktürkler'de bayram oldu. Her yıl o gün gelince büyük tören yapılır; bir parça demir alınıp ateşte kızdırılır. Bu demiri Önce Göktürk Ham kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver.Ondan sonra Türk beyleri de böyle yapıp bu günü kutlarlar. Ergenekon'dan çıkınca, Göktürkler'in ulu hakanı Kayı Han soyundan Börteçine, bütün illere elçiler gönderdi; Göktürkler'in Ergenekon'dan çıktıklarını bildirdi. Tâ ki, eskisi gibi bütün iller Göktürkler'in buyruğu altına girer. Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni Ülke yönetimi: Ülkenin başında Hakan, Han veya Kağan unvanını taşıyan bir hükümdar bulunurdu. Devlet yönetiminde önemli kararlar KUTULTAY adı verilen mecliste alınırdı. Kurultay gerekirse Hakanın önerisini reddebilirdi. Bir defasında Bilge Kağan'ın devletin merkezini surlarla çevirme ve yerleşiş yaşama geçme önerileri reddedilmişti. Kurultay'a hükümdarın eşi katun(hatun) da katılırdı. Hukuk: Sosyal hayatı düzenleyen yazılı olmayan "töre" adı verilen kanunlar vardı. Töre halkın kendi içinde ve devletle halk arasındaki ilişkileri düzenliyordu. Devlet halkının tüm ihtiyaçlarını karşılıyor ve onları koruyordu. Sosyal Yaşam: İlk Türk devletlerinde halkın geniş hakları vardı. Halk kendine ait sürülere sahipti. Yerleşik hayatı tercih edenler verimli topraklarda tarım yapmışlardır. Orta Asya'nın büyük kısmı bozkırlardan oluşsa da tarıma elverişli yerler de vardı. Kök Türklerde hemen hemen her ailenin bir tarlası vardı. Madencilik: Türkler tarihte demir madenini işleyen ilk milletlerdendir. Demirden bata silahlar olmak üzere pek çok eşya yapmışlardır. UYGARLIĞA ADINI VERENLER: UYGURLAR (745-840) Kutluk devletine son veren Karluk, Basmil eve Uygur boyları tarafından kurulmuştur. Kuruldukları yer günümüzde Moğolistan sınırları içinde bulunan Balasagun'dur. Kurucusu Kutluk Bilge Kül Kağan'dır. Uygurlar yerleşik hayata geçen ilk Türk devletidir. Uygurlar din olarak Maniheizm'i benimsemişlerdir. Bu din et yemeyi ve savaşmayı yasakladığı için yerleşik hayata geçtiler ve savaşçılık özelliklerini kaybettiler. Zamanlarına oldukça ileri bir medeni toplum olan Uygurlar, mal edinme, satış protokolü, malı ve eşyayı kiraya verme, ortaklık kurma, evlatlık verme, iş sözleşmesi, köle satışı, vakıfname, vasiyatname, çeşitli konularda belgeler bırakmışlardır. ~3~ www.necatiyalcin.com 3. Ünite: İpek Yolunda Türkler Sosyal Bilgiler - 6 Yerleşik yaşama geçen Uygurlar mimari eserler bırakmışlardır. Surlarla çevirdikleri şehirlerinde saraylar, tapınaklar, evler ve dükkanlar inşa etmişlerdir. Uygurlar Tarımla uğraşmışlar ve aynı zamanda ticaret yapmışlardır. Uygurlar, Çin'den aldıkları matbaayı geliştirdiler, pamuktan kağıt yaptılar. Uygurlar 840 yılında Kırgızlar tarafından yıkıldılar. genelden atlı birliklerden oluşur ve kılıç, ok, yay, kargı en önemli silahlardı. Günümüzde Türk ordusu kara, hava, deniz bölümlerine ayrılmıştır. 20 yaşına gelen her Türk erkeği askerlik yapmaktadır. Askerlik bir vatan görevidir. Türk ordusunun tarih boyunca ortaya çıkmış en belirgin bazı özellikleri şunlardır: Verilen her türlü emre tam itaat etme, Süratli ve isabetli karar verme, Hedefi vurmada tam isabet sağlama, TÜREYİŞ DESTANI Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının ve geleceğinin teminatıdır. Milli birlik ve beraberliğimizin simgesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk vatanını ve Türkiye Cumhuriyetini iş ve dış tehlikelere karşı korur. Uygurların destanıdır. Destanın özeti şöyledir: Büyük Hun Hakanlarından birinin iki kızı vardı. Kızlarının ikisi de bir birinden güzeldi. Öyle güzeldi ki, Hunlar, bu iki kızın da, ancak ilahlarla evlenebileceğine inanıyor ve bu kızların insanlar için yaratıldığını söylüyorlardı. Hakan da aynı şekilde düşündüğü için kızlarını insanlardan uzak tutmanın yollanın aradı, ülkesinin en kuzey ucunda, insan ayağı az basan veya insan ayağı hiç görmeyen bir yerinde, çok yüksek bir kule yaptırdı. Kızların ikisini de bu kuleye kapattı. Ondan sonra da aklınca inandığı ilaha yalvarmağa, gelip kızlarıyla evlenmesi için yakarmağa başladı. Öyle yalvarıyor, öyle yakarıyordu ki sonunda bir gün. Hakanın kendi aklınca inandığı İlâh dayanamadı ve bir Bozkurt şekline girip geldi. Hun Hakanının kızlarıyla evlendi. Bu evlenmeden birçok çocuklar doğdu; bunlara Dokuz Oğuz-On Uygur denildi. Çocukların hepsinin sesi Bozkurt sesine benzedi. Yine bu çocuklar, birer Bozkurt ruhu taşıyarak çoğaldılar. DOĞU İLE BATIYI BULUŞTURAN YOL: İPEK YOLU Çin’in Şian kentinden başlayan İpek Yolu Kırgizistan, Özbekistan, Türkmenistan ve İran gibi ülkelerden geçerek Anadolu’ya oradan da Avrupa’ya uzanıyordu. İpek yolu insanlar tarafından yapılmış bir yol değildir. Bu yol doğanın ve iklimin hazırladığı geniş vadi yatakları ile kervanların konaklamalarına yarayacak vahalardan oluşmaktaydı. Yol üzerinde zamanla şehirler gelişti. Bu yolda daha çok İpek taşındığı için yola bu isim verilmiştir. İpeğin yanı sıra baharat, değerli taşlar, porsolen, kürkler, tahıl, cam, yağ, bal, fildişi gibi ürünler taşınıyordu. Taşımada daha çok deve kullanılıyordu. Kervanlara silahlı muhafızlar eşlik ediyor ama haydut saldırıları yine de oluyordu. ATLI ASKERLERDEN MODERN TÜRK ORDUSUNA İpek Yolu 2000 yıldan beri insanlık tarihinde devletler arasında siyasi, ekonomik ve kültürel bir köprü olmuş ve bu yol için ülkeler savaşmıştır. Mete Han, Hunların başına geçtikten sonra orduyu, on, yüz, bin olarak birliklere ayırmış ve orduyu düzene koymuştur. Mete Han döneminde oluşturulan “onlu sistem” günümüze kadar gelmiştir. İpek Yolu doğu-batı arasında kültürel alışverişte, geleneklerin, yeniliklerin, inançların taşınmasında önemli rol oynamıştır. Bu yoldan sadece tüccarlar değil aynı zamanda elçiler, bilim insanları, düşünürler, sanatçılar ve din adamları da geçmiştir. Mete’nin Asya Hun Devleti’nin başına geçtiği tarih olan M.Ö. 209 Türk Kara Kuvvetlerinin Kuruluş Tarihi kabul edilmiştir ve Türk Kara Kuvvetlerini sembolize eden brövede yer alır. Türklerin orduya verdikleri önem yaşadıkları coğrafya ile ilgilidir. Türklerde ordu ile halk iç içe olup halkın büyük çoğunluğu orduda görev alır ver her zaman savaşa hazır olurdu. Bu yüzden Türklere “Ordu Millet” denmiştir. Ordu Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni ~4~ www.necatiyalcin.com 3. Ünite: İpek Yolunda Türkler Sosyal Bilgiler - 6 Bedir Savaşı (624): Nedeni: Medine'ye hicret eden Müslümanların malları Mekke'de kalmıştı. Mekkeliler bunları yağmalayıp Şam'da sattı. Hz. Muhammed buna bir misilleme olmak üzere Şam'dan dönen kervanın yolunu kesmek istemesi. Gelişme: Yapılan savaşı Müslümanlar kazandı. Sonuçlar: Müslümanlar daha güçlü hale geldi. Şam ticaret yolu Müslümanların kontrolüne girmiştir. Savaşta esir düşen Mekkeliler 10 Müslüman'a okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılmıştır. Bu durum İslamiyet'in eğitime verdiği önemi gösterir. İSLAMİYET’İN DOĞUŞU VE YAYILIŞI İslamiyet Öncesi’nde Arabistan; Siyasi birlik yoktu. Araplar kabileler hakinde yaşıyorlardı. Kabileler arasında kav davaları eksik olmuyordu. İnsanlar puta tapıyorlardı. İnsanlar arasındaki sınıf farkları vardı. Kölelik yaygındı. Kadınlar bir eşya gibi alınıp satılıyordu. Kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu. Ticaret, tarım ve hayvancılık temel geçim kaynaklarıydı. Bu döneme Cahiliye Dönemi adı verilir. İSLAMİYET’İN DOĞUŞU VE HZ. MUHAMMED DÖNEMİ Uhud Savaşı (625): Nedeni: Medinelilerin Bedir Savaşının öcünü almak istemeleri. Gelişme: Uhud Dağı eteklerinde yapılan savaşta her iki taraf da kesin bir sonuç alamadı. Hz. Muhammed 571 yılında Mekke’de doğdu. Doğmadan önce babası Abdullah’ı, küçük yaşta annesi Amine’yi kaybetti. Önce dedesi Abdulmuttalib’in yanında onun ölümüyle de amcası Ebu Talib’in himayesinde himayesinde büyüdü. Gençliğinden itibaren yaşadığı toplumun yanlışlarını düzeltmeye, bunlara çözüm aramaya başladı. Zulme ve haksızlığa uğramış kimselerin yardımına koştu. Herkes tarafından güvenilir olduğu için El-Emin (Güvenilir) denilmiştir. Sonuçlar: Savaş sırasında Hz. Muhammed tarafından geçide yerleştirilen okçuların yerini terk etmesi O'nun sözünün dinlenmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Önceden yapılan anlaşmaya uymayan Yahudiler Medine şehrinden çıkarılmıştır. Hendek Savaşı (627): Nedeni: Mekkelilerin Müslümanları daha fazla büyümeden engellemek istemeleri. Yahudilerle Mekkelilerin işbirliği yapması. Gelişme: Müslümanlar bu savaşta Medine'nin etrafına büyük bir hendek kazarak savunma savaşı yapmışlardır. Sonuçlar: Mekkelilerle işbirliği yapan Medine'deki Yahudiler şehirden çıkarılmıştır. Hendek Savaşı Müslümanların son savunma savaşı olmuştur. Bu savaştan sonra İslamiyet'e girişler artmıştır. Müslümanların önemli bir güç olduğu kanıtlanmıştır. 610 yılında 40 yaşındayken peygamberlikle görevlendirildi ve İslamiyet dinin yaymaya başladı. Ancak Mekkelilerin İslamiyet’e tepki göstermeleri ve Müslümanlara baskı yapmaları sonucu Medine’ye hicret edildi. Hicret Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç etmesidir. Hicretin Nedenleri Mekkelilerin İslamiyet’e tepki göstermeleri ve Müslümanlara baskı yapmaları Hz. Muhammed’in İslamiyet’i değişik yerlerde yaymak istemesi. Hudeybiye Antlaşması (628): Medeniye hicret eden Müslümanlar Kabe'ye giderek hac yapmayı ve aynı zamandaki Mekke'deki yakınları görmek için yola çıktılar. Mekkeliler buna izin vermeyince karşılıklı görüşmelerden sonra antlaşma imzalandı. Hicretin Sonuçları Medine’de İslam devleti kurulmuştur. Müslümanlar siyasi bir güç haline gelmişlerdir. Müslümanlar ise Medine’de yaşayan Yahudiler arasında savunma anlaşması yapılmıştır. Hudeybiye Antlaşmasına göre; İki taraf arasında 10 yıl boyunca savaş olmayak, Müslümanlar Kâbe'yi ertesi yıl ziyarete edecekti. Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni ~5~ www.necatiyalcin.com 3. Ünite: İpek Yolunda Türkler Sosyal Bilgiler - 6 Ailesinin izni olmadan Müslüman olmak için Medine'ye gelen Mekkeliler şehre alınmayacak, Mekke'ye sığınan Müslümanlar ise geri verilmeyecekti. Önemi: Bu antlaşma ile Mekkeliler Müslüman devletinin varlığını resmen tanımış oldular. Müslümanların aleyhine gibi görünen maddeler sonradan onların lehide dönmüştür. Hz. Ömer Dönemi (634-644) Suriye, Filistin, Irak, İran, Mısır ve Azerbaycan fethedildi. İran'ın fethiyle Türklerle Müslümanlar komşu olmuştur. Sınırların genişlemesiyle; divan teşkilatı kurulmuş, hicri takvim kabul edilmiş, ülke eyaletlere ayrılmış ve başına valiler atanmıştır. Hz. Osman Dönemi (644-656) İran'ın fethi tamamlandı. Trablusgarp ve Tunus fethedildi. Kafkaslara kadar ilerleyen Müslüman orduları burada Hazarlar tarafından durduruldu. Hayber'in Fethi (629): Mekkelilerle işbirliği yaparak Müslümanlar'a zarar vermek isteyen Yahudilerin yaşadığı Hayber fethedildi. Yahudilerin vergi ödeme karşılığı burada yaşamalarına izin verildi. Burasının alınması ile Şam ticaret yollarının güvenliği sağlanmış oldu. İlk Müslüman donanması kurulmuş, Rodos fethedildi, Kıbrıs vergiye bağlandı. Mute Savaşı (629): Bizans ile Müslümanlar arasında yapılan ilk savaştır. Her iki taraf da kesin bir üstünlük sağlayamamıştır. Kuran-ı Kerim çoğaltılarak önemli İslam merkezlerine gönderildi. Müslümanlar arasında iç karışıklılklar başlamış bu durum fetihlerin durmasına neden olmuştur. Mekke'nin Fethi (630): Hz. Muhammed, Hudeybiye Antlaşmasına uymayan Mekkeliler üzerine 10.000 kişilik bir kuvvetle sefere çıktı. Bu ordu ciddi bir direnişle karşılaşmadan Mekke'yi fethetti. Hz. Ali Dönemi (656-661) Fetihler tamamen durdu. Müslümanlar arasında ayrılıklar başladı. Hz. Ali'nin ölümüyle Dört Halife Dönemi sona ermiştir. Mekke'nin fethinden sonra 632 yılında Veda Haccını yapan Hz Muhammed rahatsızlanan 63 yaşında vefat etmiştir. EMEVİLER DÖNEMİ (661-750) DÖRT HALİFE DÖNEMİ (632-661) Hz. Ali'den sonra başa Muaviye'nin geçmesiyle İslam Tarihinde Emeviler dönemi başlamıştır. Müslüman İstanbul'u iki defa kuşatmış ama alamamıştır. Hz. Muaviye'nin ölmeden önce oğlu Yezid'i halife tayin etmesiyle halifelik babadan oğula geçen saltanata dönüşmüştür. Hz. Muhammed vefat etmeden önce yerine kimseyi tayin etmemiştir. O'nun vefatından sonra sırasıyla Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali başa geçmiştir. Bu halifeler seçimle iş başına geçtiği için bu döneme Cumhuriyet Dönemi ismi de verilir. Kerbala Olayında (680), Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin'in şehit edilmesi Müslümanların Şiiler ve Sünniler şeklinde kesin olarak gruplara ayrılmasına neden olmuştur. Hz. Ebubekir Dönemi (632-634) Yalancı peygamberler ve zekat vermek istemeyenlerle mücadele edilmiştir. Emeviler Döneminde; Arapça resmi dil ilan edilmiş, İlk İslam parası bastırılmış, İslam orduları 711 yılında İspanya'nın fethine başlamış böylece İslamiyet Avrupa'da da yayılmaya başlamıştır. Müslümanlar İspanya'ya ENDÜLÜS adı verilmiş 732 yılında Puvatya Savaşı'nda Franklara yenilene kadar Avrupa'da ilerlemişlerdir. Kuran-ı Kerim kitap haline getirilmiştir. Kuran-ı Kerim'in kitap haline getirilmesinde ezbere bilen hafızların savaşlarda şehir olmaları ve yazılı olduğu deri, taş, ağaç vb. gibi malzemelerin korunmasındaki güçlük etkili olmuştur. Arap yarımadası dışında fetihler başlamıştır. Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni ~6~ www.necatiyalcin.com 3. Ünite: İpek Yolunda Türkler Sosyal Bilgiler - 6 Emevilerin Yıkılışında Etkili Olan Neden; Arap milliyetçiliği yapmaları ve diğer milletlere değer vermemeleri etkili olmuştur. Bu nedenle toprakları içerisinde yaşayan farklı milletler kendilerine cephe almış ülke içinde başlayan bir ayaklanma ile Emeviler sona ermiştir. Türklerin İslamiyet'e Yaptığı Hizmetler: Dış saldırılara karşı İslam topraklarını korumuşlardır İslamiyet'i dünyanın değişik yerlerine yaymışlardır İslam bilim ve kültürünün gelişmesine katkıda bulunmuşlardır İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ ABBASİLER DÖNEMİ (750-1258) KARAHANLILAR (840-1212) Emeviler'den sonra İslam Devleti, Hz. Muhammed'in amcasının soyundan gelen Abbasiler tarafından yönetilmiştir. Uygurların yıkılmasının ardından Karluk, Yağma, Çiğil Türk boyları birleşerek Karahanlıları kurmuşlardır Devletin kurucusu Bilge Kül Kadir Han'dır Karahanlılar ilk Türk-İslam Devleti'dir Karahanlılar başlangıçta Gök Tanrı dinine inanıyorlardı. Satuk Buğra Han'ın hükümdarlığı döneminde İslamiyet'i kabul ettiler ve 960 yılından itibaren Müslüman olmaya başlamışlardır. (Satuk Buğra Han, İslamiyet'i seçtikten sonra Abdülkerim adını almıştır.) Ülke bir süre sonra iç karışıklıklar sonucunda "doğu" ve batı" olarak ikiye ayrılmış, Doğu Karahanlılar Karahitaylılar (1211), Batı Karahanlılar ise Harzemşahlar tarafından (1212) yıkılmışlardır. Bizans sınırında AVASIM adı verilen şehirler kurulmuş ve bu şehirlere Türkler yerleştirilmiştir. Türklere devlet yönetiminde ve orduda görev verilmiştir. Sadece Türkler için kurulan SAMERRA şehri kısa sürede devletin yönetim merkezi olmuştur. Abbasiler 1258 yılında İlhanlı devleti tarafından yıkılmıştır. Abbasiler Döneminde; Arap olmayanlara Emevilerin aksine yaklaşmışlar bu durum İslamiyet’in hızlandırmıştır. hoşgörüyle yayılmasını Karahanlılar Türkçe'yi resmi dil ilan etmişlerdir. Türk geleneklerini devam ettirmişlerdir. Türk İslam medeniyetinin temelleri Karahanlılar döneminde atılmıştır. Bilim ve kültür alanında pek çok gelişme yaşanmıştır. İSLAMİYET TÜRKLER ARASINDA YAYILIYOR DİVAN-Ü LÜGAT-İT TÜRK Talas savaşı (751): Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Türkçe'nin Arapça'dan zengin bir dil olduğunu ortaya koymak ve Araplara Türkçe öğretmek amacıyla yazılan bu eser ilk türkçe sözlük olarak kabul edilmektedir. Eserde aynı zamanda o dönemde Türklerin yaşam biçimleri hakkında bilgiler aynı zamanda bir de dünya haritası bulunmaktadır. Nedeni: İslam ordularının Orta Asya'ya kadar ilerlemesi ve Çinlilerin onları önlemek istemesi. Gelişme: Türkler bu savaşta Arapları desteklemiş ve savaşı Araplar kazanmıştır. Sonuçlar: Orta Asya'da Çin etkisi sona ermiştir Türkler İslamiyet'i benimsemiş ve gruplar halinde İslamiyet'e girmeye başlamışlardır Türk-İslam Tarihi başlamıştır KUTADGU BİLİG Yine Karahanlılar döneminde önemli devlet adamalarından biri olan Yusuf Has Hacip tarafından KUTADGU BİLİG adlı eser yazılmıştır. Kutadgu Bilig “Mutluluk Veren Bilgi” demektir. Bu kitap, öğüt ve ahlak konusunda bilgiler verir. İnsanların iyi olması neler yapması gerektiğini anlatır. Türklerin İslamiyet'i Kabul Etmesinde Etkili Olan Nedenler: Kök Tanrı inancında da tek Tanrı, Cennet- Cehennem gibi kavramların olması İslam dininideki "gaza" düşüncesinin Türklerin savaşçılık özellikleri ile benzerlik göstermesi Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni ~7~ www.necatiyalcin.com 3. Ünite: İpek Yolunda Türkler Sosyal Bilgiler - 6 GAZNELİLER (963-1187) Malazgirt Savaşı (1071) Alp Tigin tarafından günümüzde Afganistan sınırları içerisinde yer alan Gazne’de kurulmuştur Devletin en önemli hükümdarı Gazneli Mahmut’tur. Devlet en gelişmiş zamanını onun zamanında yaşamıştır. Yaşamının tam 45 yılını gaza ve fetihlerle geçitmiştir. Ülkesini adaletle yönetti. Farklı milletlerden oluşan halkına iyi davrandı. Sanatçılara değer verdi. Ünlü bilgin Biruni ve ünlü şair Firdevsi onun himayesinde yaşadı ve eser verdi. Hindistan’a 17 sefer yapmış ve burada İslamiyet’in yayılmasını sağlamıştır. Böylece günümüzdeki Pakistan devletinin temelleri atılmıştır. Gazneli Mahmut aynı zamanda Abbasi halifesi Büveyhoğulları tehlikesine karşı korumuş ve hizmetleri karşılığında kendisine “Sultan” unvanı verilmiştir. Türk tarihinde Sultan unvanını kullanan ilk hükümdar Gazneli Mahmut’tur. Gazneli Mahmut’tan sonra ülkenin başına oğlu Sultan Mesut geçti. Onun döneminde Selçuklularla yapılan 1040 Dandanakan Savaşı’nda Gazneliler yenildi. Bu savaştan sonra yıkılma sürecini girmişlerdir. Gazneliler, ordularını o dönemin tankları sayabileceğimiz filleri kullanıyorlardı. Kuruldukları bölge itibariyle birçok milletten oluşan Gaznelilerde birlik sağlanamamış bu da yıkılmalarını kolaylaştırmıştır. Nedeni: Selçukluların yaptığı akınlar üzerine Anadolu üzerinde hâkimiyetini kaybetmeye başlayan Bizans, Türkleri buradan çıkarmak istiyordu. Bu amaçla imparator Romen Diyojen kalabalık bir ordu ile harekete geçti. Gelişme: Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Alp Arslan Anadolu’daki Türklerin güvenliğini sağlamak, burayı kalıcı bir Türk yurdu yapmak için ordusunu topladı. Anadolu’nun doğusuna ilerleyen Bizans ordusu ile Selçuklu ordusu Malazgirt Ovasında (günümüzde Muş sınırları içerisinde) karşılaştı. Bizans ordusu sayıca Selçuklu ordusundan çok daha fazlaydı. İçinde Balkanlarda yaşayan Uz, Peçenek gibi Türk boylarından askerler de bulunuyordu. Türk boylarından askerlerin de savaş içinde saf değiştirmesiyle [Bu durum savaşlarda milli duyguların önemli rol oynadığını gösterir.] Selçuklu ordusu Bizans ordusunu yenilgiye uğrattı (1071). Bizans imparatoru esir alındı. Sonuçlar: Anadolu’nun kapısı türklere açıldı. Anadolu’da ilk türk devletleri kuruldu. Türkiye tarihi başladı. Bizans’ın anadolu’yu savunma gücü kırılmıştır. Anadolu türk yurdu olmaya başladı. Alparslan’dan sonra başa geçen (1072) Melikşah döneminde devlet en gelişmiş zamanını yaşamıştır. Bu dönemde Gazneliler ve Karahanlılarla mücadele edildi. Anadolu’nun fethine devam edildi. İim adamları desteklendi. Medreseler açıldı. Bir rasathane kurdu. Gökyüzü ve gök cisimleri izlendi. Bu çalışmalar sonucunda Celali Takvimi hazırlandı. BÜYÜK SELÇUKLULAR (1040-1157) Selçuk Bey tarafından kendisine bağlı Kınık boyu bir araya getirilerek Cend şehrinde devletin temelleri atılmıştır. Selçuklular, Çağrı ve Tuğrul Beyler döneminde yurt bulmak amacıyla 1015 yılından itibaren Anadolu’ya akınlar düzenlemişlerdir. Selçuklular, Yurt arayışları sonucunda Gaznelilerle sorun yaşadı. 1040 yılında Dandanakan Savaşı’nda iki ülke karşı karşıya geldi. Zafer kazanan Selçuklular bu savaştan sonra Büyük Selçuklular resmen kurulmuşlardır. Tuğrul Bey, 1055 Bağdat Seferiyle Abbasi Halifesini dış tehlikelere karşı korumuş halife de ona “Doğunun ve Batının Hükümdarı” unvanını vermiştir. Tuğrul ve Çağrı Beylerden sonra devlerin başına Çağrı Bey’in oğlu Alparslan geçti. Onun dönemindeki en önemli olay Türk tarihinin en önemli savaşlarından biri olan Malazgirt Savaşı’dır. Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni Büyük Selçuklular Karahitaylılar döneminde ile yapılan Katvan Savaşı’nda yıkılma sürecine girdi (1141). Son sultan Sencer’in 1157 yılında ölmesi ile devlet tamamen yıkılmıştır. Selçuklular döneminde Selçuklu sultan ve devlet adamlarının da desteğiyle değerli edebiyatçı ve şairler yetişmiştir. Sadi, Ömer Hayyam bunlardan bazılarıdır. NİZAMÜLMÜLK Selçuklu Devleti’nin önemli şahıslarından birisidir. Selçukluların en ünlü veziridir. Hem Alparslan hem de Melikşah döneminde görev yapmıştır. Dönemin üniversiteleri sayılan Nizamiye Medreseleri’ni kurmuştur. Devlet işlerinin nasıl olması gerektiği konusunda hükümdarlara fikir vermek için Siyasetname adlı ünlü eserini yazmıştır. ~8~ www.necatiyalcin.com 3. Ünite: İpek Yolunda Türkler Sosyal Bilgiler - 6 İlk Türk İslam devletlerinden günümüze cami, kervansaray, türbe vb. değişik yapılar ulaşmıştır. Bu yapılardan büyük camiler şehirlerin merkezinde yer almış ve şehir bun etrafından gelişmiştir. Ulucami adı verilen bu ibadet mekânları sadece bir cami değil, halkın eğitimi gördüğü, yöneticilerle halkın bir araya geldiği, sosyal ve kültürel faaliyetlerin yapıldığı bir merkezdir. Ticaret yapılan yerler de caminin yanındadır. Cami zamanla çeşitli ihtiyaçların karşılanması için yakınına inşa edilen okul, kütüphane, imaret (aşevi), darüşşifa(hastane), hamam vb. yapılarla külliye haline dönüşmüştür. KÜLTÜRÜMÜZÜN YAŞAYAN DEĞERİ KUTLAMALAR Orta Asya’dan beri kültürümüzde ayrı bir yeri olan kutlamalarımız yüzyıllardır süreklilik halinde ve küçük değişimlerle günümüze kadar ulaşmıştır. Bu kutlamalarda ön önemlileri şunlardır: NEVRUZ: Türk dünyasının baharı karşıladığı, kutladığı bayramdır. Bayramın kutlandığı ay ilk Türk devletlerinde yılın ilk ayıdır. Bu nedenle bayram “yeni gün” şeklinde adlandırılmıştır. “Nevruz” kelimesi de “yeni gün” anlamına gelmektedir. Nevruz’da büyük ziyafetler tertip edilir, yarışmalar yapılır, eğlenilirdi. Nevruz, Selçuklu ve Osmanlı’da bayram olarak kutlanmaya devam etmiştir. Nevruz günü “Nevruziye” adı verilen şiirler hükümdara sunulmuştur. Günümüzde de bu gelenek devam etmektedir. Nevruz Bayramı haftasında kültürel bir öğemiz olan mesir macunu halka dağıtılmaktadır. Kervansaraylar; yollar üzerinde kervanla ticaret yapan tüccarların, seyahat eden yolcuların ve onlara ait hayvanların dinlenmeleri, ihtiyaçlarını karşılamaları için yapılmıştır. İpek yolu üzerinde pek çok kervansaray inşa edilmiştir. Böylece doğu-barı arasındaki ticaret gelişmiştir. Türk-İslam devletlerinden kalma diğer önemli mimari yapılardan biri de türbelerdir. Bu türbelere önemli devlet adamları ve ilim adamları gömülürdü. Türbeler estetik bir sanat anlayışı ile yapılırdı. DÜĞÜNLER: Kültürel öğelerimizden biri de düğünlerdir. Düğünler, geçmişten günümüze kadar yüzyıllar boyunca geleneklerimizin yaşatıldığı değerlerimizdendir. Düğünlerde kültürümüzü yansıtan maniler söylenir, müzik eşliğinde türküler okunur. Davul zurna eşliğinde halaylar çekilir. Evlenenlerin mutluluğu için dualar okunur. Selçuklular döneminde madeni eşya yapımında zirve yaşanmıştır. O dönemden günümüze ayna, mangal, kutu, hokka, bakraç, şamdan, kazan, gülebdan gibi eşyalar ulaşmıştır. Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra seramik sanatının gelişmesine büyük katkıda bulunmuşlardır. Değişik teknikler kullanarak yaptıkları seramiklere yazı, bitki, hayvan ve insan motifler işlemişlerdir. Gazneliler ve Büyük Selçuklular da minyatür sanatı da gelişmiştir. BOZKIRIN SANATKÂRLARI Türkler anayurtları olan Orta Asya’da geniş bozkırlarda göçebe olarak yaşamışlar ve sanat anlayışları da bu göçebe anlayıştan etkilenmiştir. Usta madenciler yetiştiren Türkler, taşınabilen at koşum takımları, kılış vb. savaş gereçleri yapımında oldukça ileri gitmişlerdir. 1947 yılında Orta Asya’da Altay dağlarında çalışma yapan bir arkeoloji ekibi Pazırık Vadisi’nde bir kurgan (mezar) buldu. Bu kurganda insan ve at iskeletleri, atlara ait koşum takımları, bir araba, masalar, elbiseler, süs eşyaları, müzik aletleri ve kumaşlar bulundu. Burada aynı zamanda dünyanın en ünlü halısı olan Pazırık Halısı da bulundu. Bu halı MÖ 3. Yüzyıldan kalmaydı, ince dokunmuştu, yüksek kaliteye sahipti ve üzerinde zengin motifler vardı. Türkler yaşamlarında önemli bir yere sahip olan hayvanlara el sanatlarında yer vermişlerdir. Kurt, kaplan, geyik ve yırtıcı kuşlar en çok rastlanan motiflerdir. Uygur devleti dömeninde resim sanatında büyük gelişme yaşanmıştır. Bu resimlerde genelde dini törenler ve günlük yaşantılar konu edilmiştir. Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni ~9~ www.necatiyalcin.com