Haziran 2012 KAMU GÖREVLİLERİ REFORM YASA TASLAĞI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİMİZ Hazırlanan yeni “Kamu Görevlileri Yasası” taslağında, sendikamızın yıllardır kaldırılmasını talep ettiği ve kamunun verimliliğini olumsuz yönde etkileyen ve partizanlığı tetikleyen üçlü kararnamelerin, daraltılarak müsteşarlarla ve siyasi danışmanlarla sınırlandırılması oldukça olumludur. Yasa Taslağındaki olumlu unsurlar olduğu gibi olumsuzluklar ve/veya eksikliklerde tespit edilmiştir. Olumlu ve olumsuz bulduğumuz yönleri ve eksiklikleri ortaya koyarak, sağlıklı bir zeminde fikir alış verişinde bulunup, çalışanlarımız için de, hizmet alan halkımız için de kalıcı ve kabul edilebilir bir “Kamu Görevlileri Yasası” oluşturulması samimi amacımızdır. Sendikamız bu amaçla önyargılardan ve popilizmden uzak, çalışanlarımızın haklarını, kazanımlarını ve motivasyonunu düşünmenin yanı sıra, halkımıza daha hızlı, güler yüzlü, verimli ve sağlıklı bir kamu hizmetinin verilmesi için ortak çalışmalara katılarak önerilerini ortaya koymuştur. Yapılan ortak toplantı çalışmalarında sendikamızın eksik bulduğu ve/veya değiştirilmesini istediği bazı kısımlar bize ulaştırılan son taslağa eklenmiş ve/veya değiştirilmiştir. Ancak, sendikamız için oldukça önemli 1 olan, Üniversite öğrenimi gerektiren Mesleki ve Teknik Hizmetler sınıfı ile Genel Kamu Hizmetleri Sınıflarının I ve II.Dereceleri ile üst kademe yöneticilerin tüm kadrolarına dıştan atamaların da yapılacak olması, açık barem sisteminin kaldırılması, lise üstü öğrenimlere ve yüksek lisanslara verilen barem içi artışlarının kaldırılması, “Göç Yasası” olarak adlandırdığımız ve 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren kamuya girenlerin maaşlarını düzenleyen 47/2010 Sayılı Yasanın kaldırılmaması, özel nitelikli sözleşmeli personel veya danışman her ne olursa olsun bu gibi kişilerde aranan nitelikte eleman yoksa yabancı istihdam edilebileceğinin net olarak yazılmaması ve yoruma açık bırakılması, dıştan atanacaklarda performans aranmaması, kamu görevlilerinin terfilerinde ve sicil belirlemesinde amirlere çok fazla yetkiler verilmesi, üst kademe yöneticilerini (Kamu hizmetinden atansa dahi) iki yıl üst üste düşük performans değerlendirilmesinde bulunmaları halinde eski kadrolarına ve eski maaşlarına döndürülebilir olmaları üst kademe yöneticilerini sicil amiri durumunda olan bakanları karşısında verilen her emre uyan kişi konumuna getirir. Ek mesai ödeneği HP’nin iki ayda bir yerine 6 ayda bir olması, gibi konular sendikamızca kabul edilemez ve Yasa’nın asıl can alıcı unsurları olduğu için de bu konularda uzlaşı olmadıkça da tasarının tümünün kabul edilmesi beklenemez. Üçlü kararnameler oldukça daraltılması olumludur, ancak bu olumluluk, tüm kadrolar dışa da açılarak ve hemen hemen tüm kadrolarda “bazı kadrolar 2 personel dairesinin oluruyla dışa açılabilir..” denilerek sulandırılmıştır. Özellikle, doğum izinleri, mazeret izinleri, özürlü çocuklarla ilgili izinlerde güzel açılımlar olmuştur… Mevcut müşavirlerin çalıştırılacak olması ve bundan böyle müşavirliğe son veriliyor olması da olumludur. Diğer çok önemli ve olumlu konu ise, “işçi” tanımının netleştirilerek artık işçi statüsünde istihdam edileceklerin memur görevi yapmasının engellenmesidir… TASLAĞIN “Kapsam” yan başlıklı 2’inci maddesinde; “diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetleri” kapsam dışı bırakılmıştır. Oysa, yürürlükteki yasada, “kapsam” kısmında; “Bu Yasa, devletin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asıl ve sürekli görevlerde çalışan, genel ve katma bütçelerden veya bunlara bağlı döner sermayelerden maaş alanlara uygulanır..” demektedir. Hazırlanan taslakta, “diğer kamu kurum ve kuruluşlarla, genel ve katma bütçelere bağlı döner sermayelerden maaş alanlar” kapsam dışı kalmışlardır. Yine Taslak’taki 2’inci maddenin ilgili fıkralarında; “Yargıçlar, Savcılar, Sayıştay Başkanı… Öğretmenler, Sivil Savunma Teşkilatı personeli… hakkında kendi özel yasaları uygulanır” denilirken, yürürlükteki 7/79 sayılı yasada var olan; “Başmukayyit, Elektrik Kurumu, Vakıflar personeli, Din Görevlileri hakkında kendi özel yasa kuralları uygulanır” kısmı taslaktan çıkartılmıştır. Bunun ne amaçladığı tartışılmalıdır… 3 Aynı madde; “Yargıçlar, Savcılar, Sayıştay Başkan ve üyeleri, Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı ve üyeleri, Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri dışında kalanların tümü için, bu yasaya bağlı kurumlarda uygulanan genel maaş ve ücret rejimini bozacak maaş ve ücret veya ödenek öngörülemez” diyerek, bazı kesimlerin maaş ve ödeneklerini serbest bırakmıştır. Yani bazı kesimlere ayrıcalık tanınmıştır. Ekonomik tedbirlerin alındığı iddiasıyla tüm kesimlerin hakları dondurulurken ve geriletilirken böylesi bir ayrıcalık kamu vicdanında kabul göremez… Taslağın “Tefsir” yan başlıklı 3’üncü maddesindeki, “Birinci Amir” tarifinde; “Kamu görevlisinin bulunduğu hizmet sınıfından üst bir hizmet sınıfında veya aynı hizmet sınıfında üst derecede bulunan, onu denetleyen, görevi gereği, kamu görevlisinin çalışmaları hakkında doğrudan bilgi sahibi olan kamu görevlisini ifade eder” sözcüğündeki, “Kamu görevlisinin bulunduğu hizmet sınıfından üst bir hizmet sınıfında olan…” sözcüğünü örneklersek; Kitabet Hizmetleri sınıfının I’inci derecesine gelmiş 30 yıl hizmeti olan bir Başkatip’in, bir üst sınıfı olan, “İdari Hizmetler Sınıfının III’üncü derecesine belkide yeni atanmış, bir-iki yıllık memur Başkatip’in Birinci Amiri olacaktır. Birinci Amir olacak kişinin, derece ve kıdem itibarı ile de hiyerarşiyi bozmayacak şekilde dikkate alınması gerekmektedir. Tefsir’de yapılan “İşçi” tanımında; “Devletin genel yönetim ilkelerine göre yürütmekle yükümlü 4 olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği bedensel güç ve bedensel niteliklerin kullanıldığı görevlere; bu Yasa’da belirtilen özel kurallar uyarınca istihdam edilen kişileri anlatır” diyerek artık kamuya “işçi” statüsünde alınanların masa başında memur görevi yapmasının önüne geçilecek olması olumludur. İşçi statüsünde yapılan alımlar Kamu Hizmeti Komisyonunun dışında, partizanca yapılmakta ve işçilere de memur görevi yaptırıldığı için birçok memur kadroları münhal olduğu halde doldurulmamaktadır. Kamuda, İşçi statüsünde işe alımlardan, terfilere kadar bir çok uygulama partizanca yapıldığı için de siyasilere rant kapısı olmaktadır, kamuda verimi düşürmektedir. Bunların önlenmesi açısından “işçi” tanımı olumludur. Tefsir kısmındaki “Kamu Görevlisi” tanımına Özelleştirme Yasası kapsamında devlette istihdam edilenler de eklenmelidir, ve hakları yeniden düzenlenmelidir. Çünkü onlarda Kamu Hizmeti Komisyonunca atanmışlardır. Taslaktaki 3’üncü madde’deki “Tefsir” kısmına “özel nitelikli sözleşmeli personel”’in açılımı yapılmalı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde özel nitelikli olduğu varsayılan işleri yapacak nitelikte kendi vatandaşımız yoksa, vatandaş olmayanların istihdamına imkan tanınmalıdır. Muallak ifadeler sonucu ileride danışmanlar, teknik müdürler, hatta şube amirleri dahi, “özel nitelikli” diye sözleşmeli olarak istihdam edilebilirler. Bu durumda, çocuklarımız 5 işsiz kalıp, göç ederken, vatandaş olmayanlar kilit yerlere istihdam edilebilirler. Taslağın “Tefsir” kısmında, “PERFORMANS” ve “LİYAKAT” ‘ında tarifi yapılmalıdır. “Performans” ve “Likayat” yükselmelerde ve işe alımlarda ölçü olduğuna göre; yoruma meydan vermeyecek şekilde açık tanımları da yapılmalıdır. Taslağın “Temel İlkeler” yan başlıklı 5’inci maddesi (5)’inci fıkrasındaki “hesap verebilirlik”te; “Kamu görevlileri her türlü eylem ve işlemlerinin sonucundan sorumlu tutulurlar.” cümlesinin ucu açıktır. Bu cümle; “kamu görevlileri; bu Yasa ve diğer yasalarca belirlenmiş görevleriyle ilgili her türlü eylem ve işlemlerinin sonuçlarından sorumlu tutulurlar” şeklinde düzenlenmelidir. (önerimiz dikkate alınarak düzeltilmiştir.) Taslağın; “Kamu Hizmeti Komisyonu’nun Görevleri” yan başlıklı 6’ıncı maddesine de; Kamu Hizmeti Komisyonunun bağımsız bir organ olduğu yazılmamıştır. Oysa yürürlükteki Yasada bu ifade açık şekilde yer almaktadır. (önerimiz dikkate alınarak düzeltilmiştir.) Taslağın; “Hizmet Sınıfları ve Sınıflar İçindeki Dereceler” yan başlıklı 11’inci maddesine, Kamu Hizmetleri altı ana hizmet sınıfına ayrılmış. (A) ÜST KADEME YÖNETİCİLERİ SINIFI: (BİR DERECELİ, BAREM 19) ÜÇLÜ KARARNAMEYLE ATNANAN MÜSTEŞARLARI KAPSAR. 6 (B) YÖNETİCİLİK HİZMETLERİ SINIFI(ÜÇ DERECELİ): I.DERECELERİ: Genel Sekreterleri, Genel Müdürleri, ve Kurul Başkanlarını kapsar. Baremleri, Barem 19’dur. Üçlü kararnamelerin dışında olup, Kamu Hizmeti Komisyonunca liyakat esasına göre sınavla atanırlar. II.DERECELERİ:MÜDÜRLER, MÜDÜR/TEMSİLCİLER, KURUL ÜYELERİ VE KAYMAKAMLARI KAPSAR. BAREMLERİ: BAREM: 18 A Kamu Hizmetince sınavla atanırlar. III.DERECELERİ: Yöneticilik Hizmetleri Sınıflarının III.Dereceleri, Şube Amirlerini ve Yardımcı Yönetici niteliğindeki diğer amirleri kapsar. BAREMLERİ, BAREM:17 B’dir. Üst Kademe Yöneticiliğine (müsteşarlığa) atanabilmek için: (Madde:13) (A) Kamu Görevi içinden yapılacak atamalarda; Lisans diplomasına sahip olmak,Yöneticilik Hizmetleri Sınıfının II.Derecesine atanmış olup en az üç yıl bu derecede başarılı hizmet etmiş olmak. (B) Kamu Görevi Dışından Yapılacak atamalarda; Lisans diplomasına sahip olmak; ve belgelendirmek koşuluyla kamu görevi dışında en az altı yıl yöneticilik olmak üzere toplam on beş yıl çalışmış olmak. Doktora derecesi almış olanlar ise toplam on yıl çalışmış olma koşulu aranır. ***NOT: Kamu dışından atanacak olanlar; herhangi bir benzincide, markette veya başka bir yerde yöneticilik yapsa ve lisans mezunuysa müsteşar olabilecek (üçlü kararnameyle) ancak bir kamu 7 görevlisi, lise mezuniyeti gerektiren hizmet sınıfındaysa, doktorası da olsa, otuz yıl hizmeti de olsa, dıştan atanana tanınan imkan kamu görevlisine tanınmıyor. Aynı durum, üst kademe yöneticilik mevkileriyle de ilgili aranan koşullarda yer almaktadır. Yani kamunun içinde olan, Lisans, Yüksek Lisans ve doktora yapmış, ama lise mezunu gerektiren hizmet sınıflarında çalışanların önleri kapanmış… Kamu dışında tanınmamış… olanlara tanınan hak, onlara Kamu görevi dışından atanan üst kademe yöneticileri (müsteşarlar) görevden alındıklarında, kamu görevi ile ilişkileri sona erer ve herhangi bir ek tazminat veya hak alamazlar. (OLUMLU) Kamudan atananlar ise, görevden alındıklarında, en az iki yıl bu mevkide görev yapmaları halinde, müsteşar mevkiinin maaşı üzerinden müşavirliğe getirilirler. (Bize göre eski maaşını almalıdır…) İki yıldan az hizmeti olanlar veya kendisini atayan bakan tarafından görevden alınan (iki yıldan fazla hizmeti olsa dahi önceki görevinin maaşına dönecektir. Bu yukarıdaki ifade ile çelişkilidir…) müsteşarlar önceki görevlerinin maaşları ile müşavirliğe getirilirler. (önerimiz dikkate alınarak düzeltilmiştir.) Müşavirler Başbakan tarafından, eğitimlerine ve kamudaki kazandıkları deneyime göre görevlendirildiği kurumun en üst amirine bağlı olarak danışmanlık görevi yaparlar. (Başbakan, lise mezunu müsteşar 8 veya müdürleri müşavir olduklarında eğitim durumlarını göz önüne alarak mı görevlendirilecekler? Bu nasıl yapılacak?) Taslağa göre; Yöneticilik Hizmetleri Sınıflarının tüm derecelerine (I, II, III) hem içeriden, hem de dışarıdan atama yapabilecek. Atamalar Kamu Hizmeti Komisyonunca ve sınavla yapılacak. (Şuandaki Kamu Görevlileri Yasasında da bu kadrolar; “İlk atanma ve Yükselme Yeri” olarak dışa da açıktır, ancak hizmet şemalarının aranan koşullarına konulan maddelerle bu teknik daireler dışa kapatılıyordu…) Ancak, bu mevkilerin çoğu teknik daire müdürlükleri ile, bakanlık müdürlükleri yerine konulan genel müdürlükleri ve şube amirliklerini de kapsadığı için dışa açılması doğru bir yaklaşım değildir. Dışa açılan bu mevkiiler yıllarca çalışan ve yükselmek için performans gösteren kamu çalışanlarının motivasyonunu bozar, ve partizanlığa açık kapı bırakır. (Sendikamızca kabul edilemez bir maddedir.) Taslağın 17’inci maddesinde; Yöneticilik Hizmetleri Sınıfına atanma ve Yükselmede, içerden atanacaklara veya yükseleceklere ilişkin son üç yıllık performanslarının olumlu olmasını şart koşarken, dışarıdan atanacaklarla ilgili herhangi bir performans ölçüsü şartı da yoktur. Taslak madde 19’daki Genel Kamu Hizmetleri (üç dereceli) sınıfına, bilgisayarla ilgili bölümlerde dahil edilmelidir. Şu andaki aranan niteliklerde bu bölüm mezunları olmadığı için birçok münhale başvuramamaktadırlar. (önerimiz doğrultusunda düzeltilmiştir.) 9 18 ve 19. Maddelerdeki “Mesleki ve Teknik Hizmetler Sınıfı” ile “Genel Kamu Hizmetleri Sınıfı” kadrolarına kamuya girişteki aranan koşullarda “…ilgili mevzuat uyarınca gerekli meslek odası veya birliğe üye olmak” koşulu getiriliyor. Bu koşul, özel sektördeki doktor, mimar, mühendis veya avukat gibi serbest meslekler içindir, devlette çalışanlarda bu koşulun aranması ikinci işe teşvik olur. Bunun yerine çalışan herkesin mutlaka sendikalı olması yönünde madde konulmalıdır. Taslak’taki 20’inci ve 21’inci maddelerde yer alan yardımcı Mesleki ve Teknik Hizmetler sınıfı ile, Yardımcı Genel Kamu Hizmetleri sınıflarına girmek için aranan koşullarda, lise üstü en az iki yıllık ön lisans mezunu olmak şartının olumlu yönleri olduğu kadar, lise mezunlarının artık kamuda iş şansının kalmaması gibi de bir durum yaratacaktır… (Tartışılmalıdır.) Mevcut 7/79 Sayılı Yasada var olan 54’üncü madde, (fazladan yapılan her öğrenim yılı ve/veya ikinci üniversiteye verilen barem içi artışları) bu taslakta tamamen çıkartılmıştır. **Bu durumda kendilerini yetiştirdiklerinde ödüllendirilmeyecek olan kamu görevlileri masraf edip, kendilerini yetiştirmek için eğitim ve öğrenim görmeyeceklerdir. Şuanda fazladan gördüğü öğrenim için barem içi artışı alacağı için para ve zaman harcayarak üniversite okuyan birçok kamu görevlisi var. Bunlar mevcut yasalara güvenerek 10 emek harcıyorlar… Bu maddenin çıkartılması verimlilik adına yanlıştır ve kabul edilemez. Taslak’taki “Kadroların Ayrımı” yan başlıklı 24’üncü maddede “Kadrolar, hem kamu görevi içine hem de kamu görevi dışına açık olabileceği gibi sadece kamu görevi içine de açık olabilir” demektedir. Ancak, hem Yöneticilik Hizmetleri Sınıfı (bunlar üçlü kararnamelerin dışındadır ve içten yükselmesi gerekir) ve hem de üniversite mezuniyeti gerektiren hizmet sınıflarının tüm dereceleri (I, II ve III. ‘üncü dereceleri) dışa da açık tutulmuştur. Böyle bir uygulamanın kamuda verimsizliği, torpili, partizanlığı getireceği açıktır. Müsteşarlar ve siyasi Danışmanlarla Hizmet sınıflarının ilk atanma yerleri dışındaki tüm derece kadroları kamunun içine açık olmalıdır. Bu Taslakla kaldırılmıştır. 44/2006 sayılı Yasa tamamen Taslağın 31’inci maddesi “Sınav Türleri” yan başlığında; iki tür sınav öngörülüyor; (Yabancı Dil Sınavı kaldırılmış. Mevcut Yasada Yabancı Dil Sınavı da vardır) (A) YETERLİLİK SINAVI: Kamu görevine ilk kez atanacak adayların yeterliliğini saptamak için yapılan sınavdır. Yeterlilik sınavında 100 üzerinden 60 ve üzeri puan alanlar başarı listesine girerler. Bu sınavlar; Üst düzey, orta düzey ve alt düzey şeklinde üç seviyede düzenlenir. 11 (B) YARIŞMA SINAVI: Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından duyurulan boş kadrolar için yapılan sınavdır. Madde 33: “Sınavların yapılmasında yetkili organlar” yeterlilik sınavlarının düzenlenmesi kamu hizmeti komisyonu tarafından düzenlenirken, yarışma sınavları; Kamu Hizmeti Komisyonu ile birlikte 34.madde de oluşturulan Sınav Kurulları tarafından Kamu Hizmeti Komisyonunun gözetim ve denetimi altında düzenlenir.” denilmektedir. Burada, Yöneticilik Hizmetleri Sınıflarının I, II ve III’üncü derecelerine yapılacak olan atama ve/veya terfilerde oluşturulacak “Sınav Kurulu”’na Kamu Hizmeti Komisyonu veya bir üyesi başkanlık edecek, bu hizmet sınıfındaki I, II ve III’üncü derecelerin sınavında diğer kurul üyelerinin belirlenmesinde de Kamu Hizmeti Komisyonu etkin olacak, ancak diğer hizmet sınıflarında bulunan kadrolar için düzenlenecek yarışma sınavlarında oluşan sınav kurulunda Kamu Hizmeti Komisyonuna bağlı üyeler ya hiç yok, ya da azınlıkta. Bu oluşum hem Anayasamıza aykırı olarak Kamu Hizmeti Komisyonunun yetkililerine müdahaledir, hem de partizanlık getirir. Sınav Kurullarının oluşumu, partizanlıkları ve şaibeleri ortadan kaldıracak şekilde uzlaşı ile oluşturulmalıdır. Kamu görevi dışından görev alan sınav kurulu üyelerinin katıldıkları her sınav için asgari ücretin yarısı kadar ödenek almaları da kabul edilemez. Bu 12 durumda ayda 5-6 sınava katılan bir üye 3 asgari ücret tutarında ödenek alır… (34 md’nin (8)’inci fıkrası) “Yarışma Sınavı ve Başarı Listesi” yan başlıklı 35’inci maddesinde, Yarışma sınavlarının yazılı ve sözlü olacağı belirtiliyor. Yazılı sınav 100 puan üzerinden yapılıyor. 70 puan ve üzeri, alanlar sözlü sınava hak kazanıyorlar. Yöneticilik Hizmetleri sınıflarının I ve II’inci derecelerinden kamuya açık olanları için sadece sözlü sınav yapılır. (Neden yabancı dil sınavı yapılmasın?) Sözlü sınavlarda 100 puan üzerinden ve Kamu Hizmeti Komisyonu ve üyelerinin ayrı ayrı verecekleri puan ortalamasından oluşur. BAŞARI LİSTESİ: Genel Kamu Hizmetleri Sınıfı ile Mesleki ve Teknik Hizmetleri Sınıfının I. ve II. Derecesi; ve Yardımcı Genel Kamu hizmetleri Sınıfı ile Yardımcı Mesleki Teknik ve Hizmetler Sınıfının I. II. III. Derecesindeki kadrolar için, adayın yazılı sınav puanının % 60’ı ile sözlü sınav puanının % 40’ının toplanmasıyla belirlenir. Yardımcı Genel Kamu Hizmetleri ile Yardımcı Mesleki ve Teknik Hizmetleri Sınıfının IV. Derecesi, Genel Kamu Hizmetleri Sınıfı ile Mesleki ve Teknik Hizmetleri sınıfının III. Derecesindeki, kadrolar için adayların yazılı puanlarının % 80’i ile sözlü puanlarının % 20’sinin toplamıyla belirlenen puana göre; münhal sayısı kadar, en yüksek başarı sıralamayı oluşturur. MADDE 37: Sınav sonuçlarına en geç üç iş gününde yazılı itirazda bulunulur. Sınav sonuçlarına itiraz için 13 başvuruda yatırılan ücretin yarısı kadar bir ücret alınması da öngörülmektedir ki; bu bize göre yanlıştır. MADDE 38: Adaylık süresinin en çok bir yıl olması olumludur. Ancak, Çalışma Yasasında deneme süresi üç aydır. Bu süre; kamuda en çok 6 ay olursa daha uygundur. Taslakta kademe ve derece ilerlemesi var. Md. 41,42 ve 43 Taslaktaki 49’uncu maddedeki “Görev Ödevi” yan başlığındaki; “Kamu görevlileri amirleri tarafından uygun görülmesi halinde kendi hizmet şemasında belirtilmeyen, ancak kadro görevine uygun diğer görevleri de ifa etmekle yükümlüdür” şeklindeki ifadesi kabul edilemez. Bu ifade, amirlerin kamu görevlisinin hizmet sınıfı ve derecesiyle hiç ilgisi olmayan her türlü işi yaptırmasına yol açacak muallak bir ifadedir. Kamu görevlisinin hizmet şemasında belirtilmeyen bir işin, onun kadrosuna uygun bir iş olup olmadığına kim neye göre karar verecektir…(Bu madde bu haliyle kabul edilemez) Tasarının 61’inci maddesinde hayat pahalılığı alta ayda bir olarak öngörülüyor. Biz bunun her iki ayda bir olması için eylemler yaptık. Aynı şekilde 63’üncü maddedeki “ek çalışma ödeneği” içinde eylemler 14 yapıldı. Bunların veremeyiz. geriye getirilmesine onay 63. Madde’ye halen çalışmakta olan geçici, sözleşmeli personele de ek mesai, on-call, düzensiz mesai ödeneği ve vardiya tahsisatı verilmesi yönünde düzenleme yapılmalıdır. Taslağın “Tehlike İş güçlüğü ve Riski Ödeneği Hakkı” yan başlıklı 68’inci maddesinde hangi hizmet sınıflarının, hangi oranda iş güçlüğü ve tehlike (risk) taşıdığı belirtilerek risk oranına göre tahsisatlar belirlenmelidir. En riskli meslek gruplarında olan ebe ve hemşirelerin risk ödeneği almadığı dikkate alınsın. Bazı hizmet alanlarında aynı işi yapan kişiler arasında da kimisine tahsisat veriliyor, kimisine verilmiyor… Taslaktaki, “Kamu görevinden ayrıldıktan sonraki istihdam Yasağı” yan başlıklı 77’inci madde olumlu bir düşüncedir. 77.madde: (1) Kamu görevlisinin, kamu görevinden ayrılmasından sonra geçen iki yıl zarfında, kamuda görevli olduğu son hizmet yılı boyunca birinci derecede denetimini yürüttüğü şirketler ya da diğer kuruluşlar tarafından herhangi bir yönetici veya danışman pozisyonuna istihdam edilmesi yasaktır. Aynı kural, kamu görevlisinin kamuda görevli olduğu son yıl içerisinde Devlet adına yüksek meblağa mal, hizmet veya benzeri alımlara onay verdiği diğer şirket ve kuruluşları da kapsamaktadır. 15 (2) Kamu görevlisi ile bağlı bulunduğu kurum arasında, kamu görevinden ayrılmasından sonra geçen iki yıl zarfında, hiçbir şekilde hizmet alımı sözleşmesi yapılamaz. 77’inci madde şaibeleri önleme adına olumludur. “Kamu Görevlilerinin Değerlendirilmesi” yan başlığındaki 78’inci madde; “Kamu Görevlilerinin görevleri sırasında göstermiş oldukları etkinlik ve verimlilikleri kurumları tarafından yılda en az bir kez değerlendirileceğini ve bu değerlendirmenin performansa göre ölçeceğini belirtmektedir. PERFORMANSLAR: Genel performans, Adaylığa ilişkin performans ve yükselmeye ilişkin performans olmak üzere üç şekilde ölçülür. (1)Genel Performans Değerlendirmesi: Her değerlendirme yılının sonunda, kamu görevlisinin önceden belirlenmiş olan görevlerin ve/veya bireysel hedeflerin ne kadarını yerine getirdiği veya ne kadarına ulaştığı tespit edilir. (1)Genel performans dört derece ile ölçülür; (a) Çok başarılı, (b) Başarılı, (c) Tatmin Edici, (d) Başarısız. Genel Performans her değerlendirme yılının ortasında bir kez gözden geçirilir. Yılsonu “Başarısız” değerlendirilenler o yıl için olumsuz değerlendirilmiş olurlar. Kamu görevlilerine bu fıkra çerçevesinde “KOTA” uygulanır. (kota tüzükle belirlenir) 16 *** “KOTA” konusuna açıklık getirilmeli ve tartışılmalıdır. (2)Adaylığa İlişkin Performans Değerlendirmesi, Aday kamu görevlisine adaylık döneminden itibaren her üç ayda bir adaylığın sona ermesinden en geç bir ay önce değerlendirilir. Adaylığa ilişkin değerlendirme dört derece ile ölçülür: (a) Evet, (b) Ulaşılması beklenir, (c) Ulaşılmayacak gibi, (d) Hayır. Asaleten atanma için (a), göreve son verilmesi için (d) bendi değerlenmede kullanılır.(b) ve (c) bendi ise üç’er ayda yapılan değerlendirmede kullanılır. (3) Kamu Görevlilerinin Yükselmeye (Terfiye) İlişkin Değerlendirilmesi: Kamu görevlileri her değerlendirme yılı sonunda Yöneticilik Hizmetleri Sınıfına veya bir üst dereceye yükselme kadrolarındaki görevleri yerine yeteneği konusunda değerlendirilir. Yükselmeye ilişkin değerlendirme dört derece ile gösterilir; (a) Çok yeteneklidir, (b) Yeteneklidir, (c) Yeteneğinin Gelişmesine İhtiyaç duyulmaktadır, (d) Yetersizdir. Terfiye ilişkin değerlendirmesi “Oldukça Yeteneklidir” veya “Yeteneklidir” olanlar olumlu değerlendirilmiş olurlar. Kamu görevlisinin genel performansına ilişkin değerlendirmesi ile, Yükselmeye ilişkin değerlendirmesinde yapılacak derecelendirmeler arasında tutarlılık aranır. 17 Kamu görevlisinin performansının yanı sıra her değerlendirme yılında görevinin gerektirdiği nitelikler ile ilgili olarakta değerlendirilir ve bu değerlendirme adaylığa ve terfiye ilişkin değerlendirmeler de dikkate alınır. Performans değerlendirme formunda; kamu görevlisinin şahsi bilgileri, görevleri ve/veya bireysel hedefleri, amirin ve amirlerin değerlendirmesi, kamu görevlisinin değerlendirmeye ilişkin görüşü ve değerlendirme yılında almış olduğu eğitimler, kurslar ile gelişmesi için ihtiyaç duyduğu eğitimler yer alır. Taslağın 81’inci maddesi “Amirlerin belirlenmesi ve bildirilmesi” Her kamu görevlisinin değerlendirmesini yapacak birinci ve ikinci amiri olur. Birinci ve ikinci amirler aynı kişi olamaz. Birinci ve ikinci amirler, kamu görevlisinin doğrudan bağlı olduğu Yöneticilik Hizmetleri Sınıfının I. Veya II. Drece Yöneticisinin onayı ile ilgili üst kademe yöneticisi tarafından belirlenir. Performans değerlendirmesinde; İkinci Amir Birinci Amirin değerlendirme ve görüşleri ile kamu görevlisinin görüşlerini de dikkate alarak yapar. İkinci Amir, değerlendirmenin adil ve tutarlı olduğuna dair nihai onay ve imza yetkisine sahiptir. Performans değerlendirme sonucu ilgili kamu görevlisine, Performans Değerlendirme Formunun bir 18 suretinin imza karşılığı verilmesi ile bildirilir. (açık ve şeffaf olması açısından doğrudur.) Performans değerlendirme şekillerinin herhangi birinde “olumsuz” değerlendirilen kamu görevlisi bildirim tarihinden on iş günü içinde Kamu Hizmeti Komisyonuna yazılı olarak itiraz edebilir. İtiraz halinde Kamu Hizmeti Komisyonu on iş günü içinde kamu görevlisi ve amirleri ile, ve gerekli görmesi halinde kurumda çalışan diğer kamu görevlileri ile görüşerek kesin kararını verir. Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından da “olumsuz” değerlendirilmesi durumunda, kamu görevlisi “olumsuz” değerlendirilmiş sayılır. 84. MADDE: Genel Performansı, değerlendirme yılı içerisinde olumsuz değerlendirilen kamu görevlisi bir sonraki yıl için kademe ilerlemesi alamaz. Yöneticilik Hizmetleri Sınıfının I. ve II. Derecesinde görevli kamu görevlileri iki yıl üst üste olumsuz değerlendirilmesi halinde Kamu Hizmeti Komisyonunca önceki kadrolarına döndürülürler ve eski kadrolarının maaşını alırlar. ***Yöneticilik Hizmeti Sınıfının I ve II. Derecesindeki kamu görevlilerinin performansını değerlendirecek amirleri ya üçlü kararnameyle atanan müsteşarlar ya da bakanlar olacaktır. I. Ve II. Derecedekiler (Müdürler, kaymakamlar…) siyasilerin yasal olmayan isteklerini yapmadıklarında iki yıl üst üste olumsuz performans verdiklerinde eski görevlerine dönecekleri endişesini taşırlarsa verimli olamazlar ve partizanlık önlenemez…onun için Yöneticilik Hizmetleri Sınıflarında 19 ve/veya Üst Kademe Yöneticiliği hizmet sınıflarında olanların performans değerlendirilmelerini de ilgili kurumlarda çalışan kamu görevlileri değerlendirilmelidir. Yani oto kontrol olmalıdır… Yöneticilik Hizmetleri Sınıfının III.Derecesi ile diğer hizmet sınıfında bulunan kamu görevlilerinin genel performansının iki yıl üst üste olumsuz değerlendirilmesi durumunda, kamu görevlisi Personel Dairesi tarafından mümkün olması halinde kendi kurumunda başka bir ikinci amirin denetim ve gözetimine verilir, veya Personel Dairesi veya Kamu hizmeti Komisyonu tarafından başka bir kuruma nakledilir.(Nakil işi sadece Kamu Hizmetince yapılabilir…) Yine iki yıl üst üste olumsuz değerlendirilirse kamu hizmetince kamu görevinden ilişiği kesilir. ***iki yıl üst üste olumsuz değerlendirilen bir kamu görevlisinin kendi kurumunda veya başka bir kurumda başka bir ikinci amirin denetim ve gözetiminde çalışması belki olumludur, ancak nakledilme işini Kamu Hizmeti yapmalıdır. Personel Dairesi müdahil olmamalıdır. Üç yıl üst üste olumlu değerlendirilmeyenler yükselme kadrolarına başvuramazlar. Bu maddelerin uygulanabilmesi için kamu görevlisinin performansının Kamu Hizmeti Komisyonunca da olumsuz değerlendirmesi şarttır. *** Üç yıl üst üste olumsuz değerlendirilen ve bu değerlendirme sonucu kamu Hizmetince de onaylanan bir kamu görevlisinin bir üst yükselme kadrosuna baş vuramaması anlaşılır bir durumdur. Ancak dördüncü yıl 20 değerlendirmesi olumlu vuracağı yazılmalıdır. ise, yükselme yerine baş Taslağın 87.maddesindeki “Kamu Görevlilerinin Yetiştirilmeleri ve Eğitim Planları” yan başlığında, kamu görevlilerine her yıl meslekleriyle ilgili olmak üzere en az 30 saat hizmet içi eğitim verilmesi (kurum tarafından) koşulu getirilmelidir.(Önerimiz dikkate alınarak en az 30 saat olarak düzeltilmiştir…) Taslağın; “Tahsis Yetkisi” yan başlıklı 93’üncü maddesinde; “Personel Dairesi’ne bağlı idari hizmetler ile kitabet hizmetlerini yürüten kamu görevlilerinin kamudan ilk kez atananların veya yükselmelerinden sonra ilçelerdeki kurumlara tahsisi, kadro derecelerine bakılmaksızın, kurumların ihtiyacı dikkate alınarak, Personel Dairesince yapılır” denilmektedir. Yapılacak bu tahsis, kamu görevlilerinin eşit derecelerinde ve tahsis edileceği kurumun kadrosunda boş kadro varsa yapılabilmelidir. Aksi durumda, hiyerarşi kalmaz ve partizanlıkla birçok kamu görevlisi derecesinin altındaki görevlere gönderilir. (önerimiz dikkate alınarak düzeltilmiştir.) 94’üncü maddedeki “nakiller” yan başlığında da, nakiller ancak eşit derecelerde ve boş kadro varsa yapılmalıdır. Taslaktaki hali kabul edilemez. (önerimiz dikkate alınarak düzeltilmiştir) 21 Taslağın 95’inci maddesindeki “Görevlendirme” yan başlığında; Kamu görevlilerinin kurumlarının dışındaki başka kurumlara veya kurumlarındaki başka birimlere iki yıla kadar görevlendirilir deniliyor. Bu görevlendirmeler en çok üç ay olmalıdır.(taslakta iki yıl olarak öngörülüyor) ve görevlendirilecek kişinin derecesi ile görevlendirileceği kadro derecesi eşit olma koşulu yazılmalıdır.(Önerimiz doğrultusunda 3 aydan fazla görevlendirmelerde kamu görevlisinin rızası aranıyor…) Taslağın 101’inci maddesindeki Çalışma Saatleri, Haziran 15, Eylül 15 üç ay yaz mesaisi, diğer kalan dokuz ay ise kış mesaisini düzenlemektedir. Sendika olarak biz yaz-kış tek mesai önerisini yapmıştık…(Son taslakta bu da değiştirilerek çalışma saatleri yaz-kış 39 saat olarak değiştirilmiş, yani daha da kötüye çekilmiş…) Taslağın 101. Maddesine röntgen çekiminde fiilen çalışan sağlık personelinin tümünün çalışma saatleri 5 saat olmalıdır. Sadece tabip ve teknik personele uygulanması adaletli değildir. Vardiya ve rotasyon usulü çalışan kamu görevlilerine tahsisat ödeneği verilmelidir. Taslağın “ İzin Hakkı ve Yıllık İzinlerin Düzenlenmesi” yan başlıklı 102’inci maddesi; Bu maddeye göre her kamu görevlisi yılda en az yirmi iki iş günü izin kullanmak zorundadır. Ve en az on iş günü izni de kesintisiz kullanacaktır. Tasarıya göre kamu görevlileri; (a) 0-5 YIL HİZMETİ OLANLAR 22 İŞ GÜNÜ, 22 (b) 6-10 YIL HİZMETİ OLANLAR 24 İŞ GÜNÜ, (c)11-15 YIL HİZMETİ OLANLAR 26 İŞ GÜNÜ, (d)16-20 YIL HİZMETİ OLANLAR 28 İŞ GÜNÜ (e) 21 YIL VE ÜZERİ HİZM.OLAN 30 İŞ GÜNÜ hakları vardır. Aktarılacak toplam izin ise en çok 60 iş günü olabilir deniliyor. ***Yıllık izinlerde hizmet süreleri dikkate alınmış ve izinler “İŞGÜNÜ” olarak değiştirilmiştir. Burada dikkat edilirse, “bir kamu görevlisi yılda en az yirmi iki gün izin kullanacaktır.” Deniliyor ve beş yıllık bir kamu görevlisine yılda 22 iş günü izin hakkı veriliyor. Buna göre kamu görevlileri her yıl zorunlu olarak yılda en az 22 iş günü izin kullanacaklarsa 30 yılın sonunda birikmiş izinleri sadece 8 gün olacaktır. Tabii yılda kullanmak zorunda oldukları 22 iş günün dışında izin kullanmamışlarsa… Bu maddenin kabul edilecek mantıklı bir açıklaması olamaz…(önerimiz dikkate alınarak kamu görevlisi yılda en az 22 iş günü zorunlu izin yerine yılda en az 15 işgünü izin kullanır şeklinde değiştirilmiştir.) Taslağın, “Zorunlu Sağlık İzni” yan başlıklı 103’üncü maddesi; “Devlet kurumlarında radyoterapi radyoizotop sahasında fiilen çalışan personele yıllık izinleri dışında her yıl yirmi bir iş günü (şuandaki yasada bu izin 21 gün. İş günü değil) zorunlu sağlık izni veriyor. İyileştirme yapılmıştır.OLUMLUDUR. 23 Taslağın en olumlu yanlarından birisi de “Hamilelik ve Doğum İzni” yan başlıklı 104’üncü maddesidir. (1) Hamile kamu görevlilerine doğumdan önce altı hafta, doğumdan sonra da on hafta olmak üzere toplam on altı hafta tam ödenekli hamilelik ve doğum izni verilir. (2) Hamile kamu görevlisi doğumdan önce kullanması gereken altı haftalık, hamilelik izninin ilk dört haftasını kullanmayıp doğumdan sonraya aktararak doğumdan sonra kullanabilir. Bu haktan yararlanabilmek için, hamile kamu görevlisinin, doğum tarihinden iki hafta önceye kadar çalışmasında herhangi bir engel olmadığının, doktor raporu ile belgelendirmesi gerekir. (YENİDİR..) (3) Hamile kamu görevlisi erken doğum yapması halinde doğum öncesi kullanmadığı izinlerini doğum sonrası kullanır. (YENİDİR..) (4) Hamile kamu görevlisinin ölü doğum yapması halinde, doğum sonrası kullanılacak izninin sadece altı haftasını kullanır. (YENİDİR..) (5) Kamu görevlilerine prematüre bebek sahibi olmaları ve bunu da doktor raporu ile belgelendirme koşulu ile doğum sonrası kullanılacak izninin hemen hitamında talep etmeleri halinde ek on iki haftaya kadar yarı ödenekli izin verilir. (YENİDİR..) (6) Doğum sonrası kullanılacak iznin hemen hitamında kamu görevlisinin veya eşinin talep etmesi halinde bir yıla kadar ödeneksiz izin verilir. (YENİDİR..) (7) Doğumdan sonra her anne kamu görevlisine dokuz aya kadar, her iş gününde iki saat emzirme izni verilir.(Şuandaki Yasa da bu süre altı aydır.) Bu izin 24 annenin amiri ile uyum içerisinde talep edeceği sürelerde kullanılır. (8) Kamu görevlisine evlat edinmesi halinde, evlat edinme tarihinden itibaren ondört hafta ödenekli izin verilir. İznin hemen hitamında kamu görevlisinin talep etmesi halinde bir yıla kadar ödeneksiz izin verilir. Taslağın, “Hastalık İzni” yan başlıklı 105’inci maddesinde Hastalık İzinleri Kısa Süreli Hastalık izinleri ve Uzun Süreli Hastalık İzinleri olarak ikiye ayrılıyor. Kısa Süreli Hastalık İzinleri; Hastanelerden veya özel kliniklerden en çok üç iş gününe kadar alınacak raporlarla kullanılacak izinlerdir. Altı ayda en çok iki kez altı iş gününe kadar (yılda 12 iş günü) tam maaşla, altı aylık sürede 6 iş günü üzeri getirilen kısa süreli hastalık izinlerine ise yarı maaş ödenir” denilmektedir. Bu madde kesinlikle kabul edebileceğimiz bir madde değildir… İtirazımız üzerine şu şekilde değiştirilmiştir; Kısa Süreli Hastalık İzinleri: Kamu görevlilerinin hastalıkları halinde hastanelerden veya özel kliniklerden en çok üç iş gününe kadar alınacak raporlarla kullanılan izindir. Kamu görevlileri bir yıl içerisinde en çok onbeş iş gününe kadar tam maaşla kısa süreli hastalık izni kullanabilir. Rapor kamu görevlisinin göreve dönmesinden itibaren en geç iki iş gününe kadar kurumuna ibraz edilir. Bir yıl içerisinde onbeş iş günü üzerinde getirilen kısa süreli raporlar Sağlık Kurulu’na iletilir. Raporun Sağlık Kurulu tarafından onaylanmaması halinde kamu görevlisine bu süre için maaş tahakkuk ettirilemez. 25 Uzun Süreli Hastalık İzinleri; Kamu görevlisine üç iş gününden fazla verilen hastalık izinleridir. Bu izinler resmi sağlık kurullarınca onaylanır veya doğrudan sağlık kurullarınca verilen raporlardır. Bu tür raporlar 5 iş gününe kadar kuruma ibraz edilir. Kamu görevlilerine altı aya kadar tam maaşla uzun süreli hastalık izni verilebilir. Bu süre altı ay daha uzatılabilir. Uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyulursa yukarıdaki süreye ilaveten altı aylık sürelerle olmak üzere bir yıl daha uzun süreli hastalık izni verilir. (TOPLAM İKİ YIL…) ***Yürürlükteki Yasa da ise, “Uzun Süreli Hastalık İzni” iki yıldır. Hastalık devam ederse iki yıl daha uzatılmaktadır. Toplamda dört yıl…) Görevleri sırasında ve görevlerinden ötürü kazaya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan kamu görevlileri, hizmet süreleri ne olursa olsun durumları sağlık kurumları tarafından her altı ayda bir incelenmek koşuluyla iyileşinceye kadar ödenekli izinli sayılırlar. ***Hastalığın görevinden ötürü ve/veya meslek hastalığı olup olmadığı konusunda karar verilmesi şaibelere ve tartışmalara neden olabilecektir. Doğrusu; kamu görevlilerinin çalışırken yakalandıkları uzun süreli tedavi gerektiren ve gerçekten çalışamayacak durumlarını kurul raporu ile belgeleyenlere iyileşinceye kadar ödenekli izinli saymaktır. İyileşmemesi halinde ise emekliye sevk etmektir. Taslağın, “Ödeneksiz İzinler” yan başlıklı 106’ıncı maddesinde; “Kamu görevlisinin bakmaya zorunlu olduğu veya kamu görevlisi refakat etmediği takdirde 26 hayati tehlikeye girecek ana, baba, eş veya çocukları ile kardeşlerden birisi, ağır bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa tutulmuş olması halinde, bu durumlarının resmi sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi koşuluyla, kamu görevlilerine kendi istekleriyle en çok altı aya kadar görevlerinden ayrılmaz izni verilebilir. Bu izin aynı yöntemle iki yıla kadar uzatılabilir. Bu izin süresince kamu görevlisinin yükümlülükleri devam eder.aylık, ilerleme, yükselme ve diğer haklar işlemez. Yürürlükteki yasada bu izin süresi yalnızca üç aydır. Bu bakımdan insani ve olumludur. Taslağın, “Mazeret İzni” yan başlıklı 107’inci maddesinde; “kamu görevlisine; eşinin ve/veya çocuğunun uzun süreli tedaviye gereksinim gösteren hastalığa yakalanması halinde, üç aya kadar mazeret izni verilir. Ancak bu gibi hallerde hastalığın sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi gerekir. ***Yürürlükteki yasada yoktur. Olumlu bir açılımdır. Anne veya baba kamu görevlisine, özürlü çocukları için kullanılmak üzere diğer mazeret izinlerine ilave olarak on beş işgünü mazeret izni verilir. ***Bu da yürürlükteki yasada yoktur. Yenidir ve olumludur. Kamu görevlilerine çocuklarının hastalıklarında kullanılmak üzere verilen mazeret izni yürürlükteki yasada “on beş gün” iken taslakta; “on beş iş günü” olarak düzenlenmiştir.Olumludur. 27 Taslağın, “Disiplin Cezaları” yan başlığındaki ve “Disiplin Türleri” yan başlığındaki 113 ve 115’inci maddelere, kamu görevlilerine uygulanan “MOBBİNG” ‘inde suç sayılmasına ve ceza uygulanmasına ilişkin maddeler konulmalıdır.(Önerimizle konulmuştur) Taslağın, “Mali Kurallar” bölümündeki 127’inci madde (2)’inci fıkradaki 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren hizmete alınan kamu görevlilerinin maaş ve baremlerini düşüren fıkra kabul edilemez. 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren kamuya girenlerin maaşları yoksulluk ücreti olmaktan çıkartılmalıdır. Taslağın 128’inci maddesinde ifade edilen; “Veteriner Dairesi”’nde veteriner hekim hizmetlerinde ön görülen kadrolara verilen baremler, diğer bazı dairelerde de Veteriner Hekim kadrosu olduğunu göz önüne almalıdırlar.(Dikkate alınarak düzeltilmiştir) Taslağın 128’inci maddesinde yer alan ve yöneticilik hizmetleri sınıfları dışında herhangi bir hizmet sınıfına atanan bir kamu görevlisi, ilgili maddelerin öngörmüş olduğu koşullara uygun olarak alacağı kademe ilerlemeleri ile, bulunduğu dereceye ve herhangi bir yasada aksine kural bulunmasına bakılmaksızın kadrolarını muhafaza etmek kaydıyla (yani, ola ki sınıf değiştirir ve başka kadroya geçerse de olmaz…) içinde bulunduğu hizmet sınıfında, atanmış olduğu derecenin bir üst derecesinin son kademesine (8’inci kademe) kadar ilerlemeye devam eder. Göç Yasası dediğimiz “47/2010 Sayılı Yasa” Kamu görevlilerine, terfi almamaları halinde bulunduğu derecenin 14’üncü 28 kademesinden daha fazla ilerlemesine imkan vermiyordu. Bu madde ile 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren “Göç Yasası” ile istihdam edilenler de terfi almasalar bile bulundukları kadro derecesinin bir üst derecesinin son kademesine kadar ilerleyebileceklerdir. Ancak, bu kamu görevlilerine emekliye ayrılmaları halinde, Emeklilik Yasasının 17’inci maddesi altındaki menfaatler verilmez ve emeklilik işlemleri fiilen çekilen maaş üzerinden verilir. ***Bu fıkraya göre örneklersek; Mesleki ve Teknik Hizmetleri Sınıfının veya Genel Hizmetler Sınıfının III.Derecesine atanan bir kamu görevlisi terfi almasa bile seneleriyle, hizmet sınıfındaki bir üst derece olan II.derecenin barem 13’ün 8’inci kademesine kadar çıkabilir… (Ancak kadrosunun değişmemesi koşuluyla…) ***Emeklilik Yasasının 17’inci maddesi şöyledir; “en az yirmi beş fiili hizmeti bulunan bir kamu görevlisi, emeklilik hakkı kazandıran ödenekler açısından bulunduğu baremin en üst basamağından emekliye ayrılır. Bu kural, 1 Temmuz 1987 öncesi olanlara yirmi fiili yıl olarak okunur.” Yöneticilik Hizmetleri sınıfları dışındaki hizmet sınıflarının I.derecesinde olanlar kademe ilerlemesiyle bareminin son kademesine (8’inci kademeye) geldiklerinde kıdemlerine göre bu baremin 10’uncu kademesine kadar ilerlemeye devam ederler. Aynı şekilde II.Derecesinde olanlarda baremlerinin 9’uncu kademesine kadar ilerlerler. 29 Taslağın, “Kamu Görevi Dışındaki Kamu Hizmetlerine İstihdam Şekilleri” yan başlıklı 140’ıncı maddesi; Kamu görevi dışındaki kamu hizmetlerinin, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle yürütüleceğini belirtiyor. Geçici alımına son veriliyor. Sözleşmeli personel ve işçiler hakkında bu yasadaki özel kurallar saklı kalmak koşuluyla İş Yasasının uygulanacağı hükmü getiriliyor. Özel nitelikli sözleşmeli personelin alımında KKTC Vatandaşlığı aranmıyor. (bu kabul edilemez. Eğer KKTC Vatandaşlarından nitelikli eleman yoksa yabancı alınabilir.(önerimiz doğrultusunda KKTC vatandaşı olma koşulu getirilmiştir.) Taslağın, “Siyasi Danışmanlar” yan başlığındaki 142’inci madde de; Başbakan için bir Baş Siyasi Danışman ve iki siyasi Danışman ile bakanlara ise iki Siyasi Danışman istihdam olanağı veriliyor. Siyasi Danışmanlar en az lisans diplomasına sahip olup, kamunun içinden veya dışardan olabiliyor. Kamudan atanan siyasi danışmanlar, kendilerinin atayanların görevinin sona ermesi veya görevden alınmaları halinde, eski görevlerine döner ve eski maaşlarını alırlar. Yani müşavir olmazlar. Bu açıdan bu da olumludur. ( önerimiz doğrultusunda düzeltilerek değiştirilmiştir) Taslağın 143. Maddesindeki “Özel Nitelikli Sözleşmeli Personel” istihdamı maddesine “KKTC Vatandaşı aranan özellikte eleman yoksa yabancı alınabilir şeklinde olmalıdır. Emekliler sözleşmeli istihdam edilemezler. 30 Taslağın, “Sözleşmeli Personel” yan başlıklı 144’üncü maddesinde; “Kurumlar Yöneticilik Hizmetleri sınıfı dışında kalan, hizmet sınıflarına atanmış bir kamu görevlisinin geçici süreli görevine devam edemediği hallerde hizmetin devamlılığını sağlamak amacıyla Başbakanlıktan alınacak yetki çerçevesinde “Sözleşmeli Personel” istihdam edebilir. Şöyle ki; (A) Asıl ve sürekli kamu görevlisi olarak görev yapanların uzun süreli hastalık, doğum, burs, kurs nedeniyle bu yasa kuralları çerçevesinde izinli bulundukları dönemlerde; ( C) Bu yasa çerçevesinde ödeneksiz izinli olan kamu görevlilerinin yerine; izin süresince; (Ç) Bu Yasa’nın 108’inci maddesinin (1)’inci fıkrası uyarınca sendikal izin kullanan kamu görevlisinin yerine, izin süresince; görevlendirilecek sözleşmeli personelin öğrenim durumu görevlendirileceği kadronun öğrenim durumuna denk olacaktır. Sözleşme süresi üç aydan az olamaz ve görev yapacağı sürede, kamu görevlisinin görevinin başında olmadığı süreyi aşamaz. **** Bu madde de kamuya gereksiz ve partizanca sözleşmeyi önleme açısından olumludur. Taslaktaki 145’inci maddede yer alan işçi alımı yetkisinde, işçi alımında da KKTC Vatandaşı alınacağı belirtilmelidir.(Önerimiz doğrultusunda yapılmıştır) Taslağın, “Geçici Madde İntibak İşlemleri” yan başlıklı 2’inci maddesinde; Tabiplik Hizmetleri ve Paramedikal 31 Hizmetleri de dahil edilmiş. Oysa her iki hizmet sınıfında“Kamu Sağlık Çalışanları Yasası” içindedirler. Ancak intibaklarda, “Kaptanlık ve Kaptan Kılavuzluk Hizmetleri” unutulmuş yazılmamış. (İlave edildiler) Geçici 2’inci madde (6)’ıncı fıkrada Tapu ve Kadastro Hizmetlerinden sonra Cezaevi Hizmetleri yazılması gerekirdi. Unutulmuş. (İlave edildi) Taslakta yer alan, “Geçici Madde 7 Mayıs 1985’ten Önce Atanan Kamu Görevlileri Hakkında” yan başlıklı 3’üncü madde de yer alan; (1) 7 Mayıs 1985’ten önce Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından asıl ve sürekli kadrolara atanan ve bu Yasa’ya intibak eden kamu görevlilerine bu Yasa’nın ücret, izin, azil, görevden uzaklaştırma, emekli maaş ve ikramiyesi benzer haklarını düzenleyen kuralların aleyhte olanları uygulanmaz ve haklarında emekliye ayrılıncaya kadar Değiştirilmiş Şekliyle 7/1979 Sayılı Kamu Görevlileri Yasası Kuralları uygulanmaya devam eder. (2) (1.) fıkradaki kural söz konusu kamu görevlilerinin bu Yasa ve ilgili Teşkilat Yasalarında öngörülen koşulları kazanmış olmaları halinde bu Yasa çerçevesinde oluşturulan hizmet sınıflarındaki kadrolara yükselmelerini engellemez. **** 7 Mayıs 1985 tarihinden önce kamuya her ne şekilde atanırsa atansın hakları geriye götürülemez. Anayasa’nın 160’ıncı maddesi açıktır. Ayrıca bu Yasa yürürlüğe girmezden önce 7/79 Sayılı Yasa’ya tabii olanların bu Yasa altındaki tüm haklarının saklı 32 olacağı açıkça yazılmalıdır. (Önerimizle yeniden düzenlenmiştir) Taslağın; “Üst Kademe Yöneticileri Hakkındaki” yan başlıklı Geçici 5. maddesi; “Bu Yasa ile Üst Kademe Yöneticisi kapsamında çıkarılan, Yöneticilik Hizmetleri Sınıfının I. Ve II. Derecesinde çalışmakta olan Üst Kademe Yöneticileri, bu Yasa uyarınca üçlü kararname ile görevden alınıncaya kadar görevlerine devam ederler. Görevden alınan Üst Kademe Yöneticileri hakkında bu Yasanın ilgili kuralları uygulanır. Bu Yasa ihdas edilen Yöneticilik Hizmetleri Sınıfı’nın I. Ve II. Derecesinde yer alacak kadrolar, ancak ilgili Üst Kademe Yöneticisinin görevden alınması halinde bu Yasa çerçevesinde doldurulabilir.” Taslağın “Sözleşmeli ve Geçici Personel Statüsünde İstihdam Edilenler” yan başlıklı 6’ıncı maddesi; Bu Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce sözleşmeli veya geçici personel statüsünde istihdam edilenler Değiştirilmiş Şekliyle 7/1979 Sayılı Kamu görevlileri Yasası’nın 6’ıncı maddesinin (2)’inci fıkrası çerçevesinde görev süreleri uzatıldığı sürece tüm hak ve yükümlülükleri ile görevlerine devam ederler. Taslağın “Bu Yasa’nın Yürürlüğe Girdiği Tarihten Önce Atanan Kamu Görevlileri Hakkında” ki Geçici 7’inic maddesi; (1)Bu Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından asıl ve sürekli bir kadroya atanan ve Yöneticilik Hizmetleri Sınıfı dışında bir hizmet sınıfına intibak eden kamu görevlileri bu Yasa’nın 128’inci maddesinin (4)’üncü fıkrasındaki kurallara bakılmaksızın; ilgili maddelerin öngörmüş olduğu 33 koşullara uygun olarak alacağı kademe ilerlemeleri ile, bulunduğu dereceye ve başka herhangi bir yasada aksine kural bulunmasına bakılmaksızın kadrolarını muhafaza etmek kaydıyla( Terfi alarak kadrosu ve/veya hizmet sınıfı değişirse bu haktan yararlanamayacak mı? “Kadrosunu muhafaza etmek kaydıyla” koşulu yanlıştır…) içinde bulunduğu hizmet sınıfının en üst derecesinin son kademesine (10’uncu kademe) kadar ilerlemeye devam eder. Ancak, bu fıkra kurallarına uygun olarak kademe ilerlemesi sonucu derecesi yükselen kamu görevlilerine, emekliye ayrılmaları halinde Emeklilik Yasası’nın 17’inci maddesi altındaki menfaatler verilmez ve emeklilik işlemleri fiilen çekilen maaş üzerinden yapılır. (2) Bu Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu Hizmeti Komisyonu tarafından asıl ve sürekli bir kadroya atanan ve Yöneticilik Hizmetleri Sınıfı dışında bir hizmet sınıfına intibak ettirilen ve: (A) (a) Hizmet sınıflarının en üst bareminin 10’uncu kademesinde en az 1 yıl çalışmış, (b) Devlet hizmetinde toplam en az yirmi yıl görev yapmış, ve ( c) olumsuz değerlendirilmemiş olan Kamu Görevlileri baremlerinin “B” kademesinden maaş çekerler. (B) (a) Hizmet sınıflarının “B” kademesinden en az 1 yıl maaş çeken, (b) Devlet hizmetinde en az yirmi beş yıl görev yapan; (c ) Olumsuz değerlendirilmemiş olan Kamu Görevlileri baremlerinin “B” kademesinden maaş çekerler. 34 Taslağın “Geçici Madde Kazanılmış Hakların Korunması 7/1979” yan başlıklı 8’inci maddesi; “(1) Bu Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce Kamu Görevlileri 7/1979 Sayılı Kamu Görevlileri Yasası çerçevesinde yapmış oldukları hizmetler bu Yasa uyarınca yapılacak tüm işlemlerde geçerli sayılır. (2) 7/1979 Sayılı Kamu Görevlileri Yasası uyarınca Kamu Görevlilerinin kazanmış olduğu ücret, emeklilik ve diğer hakları saklı kalmak kaydıyla benzer haklarla birleştirilir. (3) Bu Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihte 7/1979 Sayılı Kamu Görevlileri Yasası uyarınca kazanılmış izin hakları 7’ye bölünüp 5 ile çarpılmak suretiyle iş gününe çevrilerek bu Yasa uyarınca kazanılan yıllık izin hakları ile birleştirilir. (4) Bu Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce Toplu İş Sözleşmeleriyle ve diğer mevzuatlarla elde edilmiş olan haklar saklıdır.” (Önerilerimiz dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir) Bu Yasa Tasarısı sendikamızın yönetimince birçok kez görüşülüp tartışılmış, birçok kez bu taslağı hazırlayan ekiple birlikte toplantılar yapılmış tartışılmış ve olumsuz bulduğumuz ya da eksik olarak tespit ettiğimiz bazı yerler değiştirilmiştir. Ancak tasarıda esas can alıcı noktalar olan, Üst kademeler dahil, danışman, sözleşmeli ve diğer kadrolara eğer uygun nitelikleri taşıyan KKTC yurttaşı müracaatçı yoksa, buralara “yabancı uyruklular alınabilir” ifadesi açık ve net yazılmamıştır. 35 Lise mezuniyeti gerektiren hizmet sınıflarının dışındaki tüm hizmet sınıflarının bütün dereceleri dışarıyada açılarak ve dıştan geleceklerde performans dahi aranmadan çalışanların önü kapatılmış, motivasyonları düşünülmemiştir. 1 Ocak 2011 sonrası işe girenlerin maaş tablosu ve geriye götürülen hakları değiştirilmemiş, Fazladan yapılan öğrenimlere verilen barem içi artışları kaldırılmış, Siyasilere ucu açık yetkiler verilmiştir… Bu nedenlerle bu Yasa Tasarısının sendikalar ve hükümet temsilcileriyle daha etkin şekilde tartışılmasının gerekli olduğuna inanıyoruz. Mehmet Özkardaş Kamu-Sen Genel Başkanı 36