797 Bölüm 23 AR‹TM‹LER Prof. Dr. Fehmi MERCANO⁄LU Aritmi, kardiyovasküler sistemde kalbin normal fizyolojik ritmi d›fl›ndaki patolojik ritm bozukluklar›n› ifade eder. Aritmiler genellikle kardiyovasküler veya di¤er sistem hastal›klar›na sekonder olarak geliflir. Bununla beraber, sistemik hastal›klardan ba¤›ms›z olarak tek bafl›na ayr› bir klinik tablo meydana getiren çok say›da primer aritmi hastal›¤› da mevcuttur. Aritmiler klinik önemi olmayan basit ritm bozukluklar›ndan hayat› tehdit eden klinik tablolara kadar uzanan genifl bir klinik yelpaze içinde ortaya ç›kabilir. Hastan›n semptomlar› ile aritminin ciddiyeti aras›nda her zaman belirgin bir iliflki bulunmaz. Sözgelimi, hastada önemli bir flikayet ve endifle kayna¤› olan erken vurular altta organik bir kalp hastal›¤› bulunmad›kça genellikle tedavi gerektirmez. Di¤er yandan, kardiyovasküler hastal›klara ba¤l› ölümlerin yaklafl›k yar›s› (genellikle fatal ventriküler aritmilerin yol açt›¤›) ani ölüm fleklindedir. Aritmik ölümler söz konusu kardiyovasküler hastal›klar›n sadece ileri evresinde de¤il, hastan›n asemptomatik veya hafif semptomatik oldu¤u evrelerde de ölümün yayg›n bir flekli olarak ortaya ç›kabilmekte- dir. Aritmiler bafll›ca bradiaritmiler ve tafliaritmiler olmak üzere iki ana hastal›k grubuna ayr›l›rlar. I. AR‹TM‹L‹ HASTANIN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ Anamnez Aritmili hasta genifl bir semptom toplulu¤u ile müracaat edebilir. Bafll›ca semptomlar çarp›nt›, senkop, pre-senkop (“near-senkop”), halsizlik, dermans›zl›k, nefes darl›¤› ve gö¤üs a¤r›s›d›r. Semptom yelpazesinin en uç noktas›nda ani ölüm bulunur. Çarp›nt› aritmi hastalar›n›n en s›k rastlanan semptomu olmakla birlikte, çarp›nt› flikayeti ile müracaat eden hastalar›n ancak küçük bir k›sm›nda gerçek bir aritmi tesbit edilir. Aritmi d›fl›nda kalp kontraksiyonlar›n›n daha güçlü olmas›na yol açan hipertansiyon, hipertrofik kardiyomiyopati, ventriküllerin bas›nç ve volüm yüküne maruz kald›¤› hallerde de hasta çarp›nt› hissedebilir. Volüm yükünün belirgin oldu¤u aort yetersizli¤inde çarp›nt› ana flika- 798 Temel Kardiyoloji yetler aras›nda yer al›r. Di¤er yandan, kalp hastal›¤› endiflesi içinde olan hipokondriyazis tablosundaki hastalar herhangi bir kardiyak patolojinin bulunmamas›na ra¤men kalp vurular›n› alg›lay›p çarp›nt› flikayeti ile baflvurabilirler. Bradiaritmi veya tafliaritminin hemodinamik bozuklu¤a yol açmas› halinde hastada presenkop, senkop, -zemindeki kalp hastal›¤›n›n kötüleflmesine ba¤l› olarak- nefes darl›¤› veya angina geliflebilir. ‹lgili aritminin hemodinamik bozuklu¤a yol açmas›n› belirleyen bafll›ca faktörler aritminin h›z› ve süresi, geliflme h›z› ve altta yatan kardiyovasküler patolojinin a¤›rl›k derecesidir. Di¤er yandan, taflikardi s›ras›nda geliflen senkop her zaman taflikardinin sol ventrikülün at›m hacmini azalt›c› etkisine ba¤l› de¤ildir. Araflt›rmalar taflikardi esnas›nda geliflen senkoplar›n önemli bir k›sm›ndan vazovagal mekanizman›n sorumlu oldu¤unu ortaya koymufltur. Dolay›s›yla, çok h›zl› olmayan bir taflikardinin de senkopa yol açma ihtimali söz konusudur. Sorumlu tafliaritmiye kronik olarak maruz kal›nmas› halinde haftalar ve aylar içinde yavaflça geliflen bir kalp yetersizli¤i klinik tablosu ortaya ç›kabilir (taflikardiye ba¤l› kardiyomiyopati). Uzun süre devam eden ve kalp debisinde azalmaya yol açan bradiaritmiler halsizlik, dermans›zl›k ve efora tahammülsüzlük flikayetlerine yol açabilir. Aritmi ile ilgili semptomlar›n bafllang›c›, s›kl›k derecesi ve kronolojik seyri ayr› ayr› belirlenmeli ve kaydedilmelidir. Nadir olmayarak, aritmiler tesadüfen belirlenir. Hastan›n aritmi ile ilgili herhangi bir semptomu olmad›¤› halde, baflka maksatlarla yap›lan muayene ve EKG incelemelerinde ritm bozuklu¤u belirlenebilir. Bu durum özellikle kronik ritm problemleri ile ilgilidir ve muhtemelen kiflilerin ritm bozuklu¤unu alg›lama duyarl›l›¤›ndaki farkl›l›ktan kaynaklanmaktad›r. Aritmili hastan›n aile hikayesi önem tafl›r. Birinci derecede akrabalarda ve di¤er yak›nl›k derecelerindeki kiflilerde –özellikle genç yaflta- ani ölümün varl›¤› mutlaka sorgulanmal›d›r. Hipertrofik kardiyomiyopati ve konjenital uzun QT sendromu gibi hastal›klar›n risk s›n›flamas›nda bu bilgi önemlidir. Her birinin muhtelif aritmilerle do¤rudan iliflkilerinin olabilece¤i dikkate al›narak digoksin, antiaritmik ilaç kullan›m›, sigara veya alkol al›flkanl›¤› belirlenmelidir. Fizik muayene Aritmili hastan›n fizik muayene prensipleri di¤er kardiyovasküler hastal›klardan farkl› de¤ildir. Bununla birlikte aritmi s›ras›nda ortaya ç›kan bulgular tan›ya yard›mc› olabilir. Aritmi s›ras›nda öncelikle kalp h›z› ve arter bas›nc›n›n tayini ve hemodinamik etkilenmenin belirlenmesi gereklidir. Aritmi s›ras›nda boyun venlerinin muayenesi önem tafl›r. Atrial “flutter” s›ras›nda boyun venlerinde –“flutter” h›z› ile uyumlu olarak- h›zl› dalgalanmalar görülür. Atriyoventriküler tam blok ve ventriküler taflikardi gibi atriyoventriküler (AV) dissosiyasyonun bulundu¤u aritmilerde atriyum ve ventrikülün ayn› anda kas›lmas›na ba¤l› olarak boyun venlerinde –kapal› triküspid kapa¤a karfl› kas›lan sa¤ atriyumdan kaynaklanan bas›nc› yans›tan- dev “A” dalgalar› (“cannon wave”) görülür. Atriyoventriküler dissosiyasyonun di¤er bir bulgusu birinci ses fliddetinin vurudan vuruya de¤iflmesidir. Atriyal fibrilasyonda da birinci ses fliddeti vurudan vuruya de¤iflir. Yine atriyal fibrilasyonun belirmesiyle atriyal kontraksiyondan kaynaklanan boyun venlerindeki “a” dalgas›n›n ve –varsa- dördüncü sesin kaybolmas› da dikkati çeker. Yukar›daki bulgular ve nabz›n tam bir düzensizli¤i ile atriyal fibrilasyonu büyük ölçüde öngörmek mümkündür. Bununla birlikte, benzer bulgular s›k erken vuru veya kaotik atriyal Aritmiler taflikardi zemininde de görüldü¤ünden EKG kayd› de¤erlendirilmeden kesin tan›y› ifade etmek mümkün de¤ildir. AV dissosiyasyonun olmad›¤› 1:1 retrograt iletili ventrikül taflikardisinde vagal manevralarla retrograt ileti bloke edilerek AV dissosiyasyon bulgular› ortaya ç›kart›labilir. Aritmili hastan›n fizik muayenesinde altta yatan kalp hastal›¤›na iliflkin bulgular da tesbit edilebilir. Kapak hastal›¤› veya kalp yetersizli¤i ile ilgili fizik muayene bulgular›n›n belirlenmesi bu bak›mdan önem tafl›r. TETK‹KLER Elektrokardiyogram Elektrokardiyogram aritmi tan›s›n›n esas›n› teflkil eder. Ancak paroksismal aritmileri bulunan hastalar›n taflikardi d›fl›ndaki istirahat EKG’leri genellikle tan› koydurucu de¤ildir. Bununla beraber söz konusu aritmi belirlenmese bile baz› EKG özellikleri altta yatan aritmi hastal›¤›n›n tan›nmas›na yard›mc› olabilir. Geçirilmifl miyokard infarktüsü bulgusu olan bir hastadaki tafliaritminin hemen daima ventriküler kaynakl› oldu¤u tahmin edilebilir. Wolff Parkinson White Sendromu’nda preeksitasyonun aflikar (manifest) olmas› halinde EKG’deki k›sa PR aral›¤›, delta dalgas› ve genifl QRS tipiktir. Aritmojenik sa¤ ventrikül displazili hastalar›n EKG’sinde V1-3 derivasyonlar›nda T dalgas› negatifli¤i ve (daha nadir olarak) QRS dalgas›nda “epsilon” potansiyeli görülür. Brugada Sendromu’nda EKG normal olabilir veya V1-3 derivasyonlar›nda tipik görünümlü ST segment yükselmesi görülebilir. Ventriküler tafliaritmili hastalar›n QT süreleri mutlaka ölçülmeli ve düzeltilmifl QT süreleri hesaplanmal›d›r. Söz konusu aritminin EKG’de tesbiti halinde tan› önemli ölçüde kolaylafl›r. Bradiaritmi EKG’sinin tan›nmas› genellikle önemli bir 799 güçlük arzetmez. Buna karfl›l›k, tafliaritmi EKG’si gerek supraventriküler ve ventriküler tafliaritmilerin ayr›lmas›, gerekse ventriküler ve supraventriküler taflikardilerin kendi içindeki ay›r›c› tan›s›n›n yap›labilmesi için ayr›nt›l› olarak incelenmelidir. Egzersiz testi Özellikle aritminin egzersiz ile meydana geldi¤i hastalarda söz konusu aritminin ortaya ç›kar›labilmesi için egzersiz testi uygun bir tan› yöntemidir. Ayr›ca hasta sinüs sendromu flüphesi olanlarda egzersize sinüs dü¤ümü cevab›n›n belirlenmesinde, kal›c› kalp pili tipinin seçilmesinde, atriyal kronotropik cevab›n tayininde ve kalp pili bulunan hastalarda kal›c› kalp pilinin programlanmas›nda da egzersiz testinden yararlan›l›r. Baz› antiaritmik ilaçlar›n proaritmik etkilerinin belirlenmesi, egzersiz testinin di¤er bir endikasyonudur. Fiziksel veya emosyonel aktivitenin aritmiyi tetikledi¤i hastalarda egzersiz testi, efor ve aritmi iliflkisinin yan›s›ra tedavi etkinli¤inin de¤erlendirilmesi ve proaritmik etkilerin belirlenmesine de yard›mc› olur. Koroner kalp hastalar›n›n egzersiz testinde nisbeten düflük h›z seviyelerinde ve belli bir yo¤unlu¤un üzerinde (>10 vuru/dk) oluflan ventriküler ektopi kötü prognoza iflaret eder. Di¤er yandan egzersiz testinde meydana gelen her aritmi kardiyovasküler patolojiyi göstermez. Tamamen sa¤l›kl› insanlar›n yaklafl›k üçte birinde –özellikle ileri yafllarda- egzersiz testi s›ras›nda yüksek kalp h›zlar›nda ventriküler erken vurular, ikili ventriküler at›mlar (“couplet”) veya nadiren k›sa (3-5 vuruluk) ventriküler taflikardi (VT) ataklar› görülebilir. Sa¤l›kl› kiflilerde egzersiz s›ras›nda görülebilen supraventriküler erken vurular da benzer flekilde herhangi bir kardiyovasküler hastal›¤a iflaret etmez. Temel Kardiyoloji 800 Ambulatuar EKG (Holter) incelemesi Aritmi EKG’sinin elde olmad›¤› durumlarda aritmi s›kça (en az birkaç günde bir) tekrarlad›¤›nda 24 veya 48 saatlik ritm Holter incelemesi tan› koydurucu olabilir. Daha seyrek oluflan aritmilerde de –hastan›n ilgili aritmiyi bazen alg›layamamas› sebebiyle- ritm Holter incelemesinden yararlan›labilir (fiekil 23-1). Ritm Holteri incelemesi söz konusu aritmiyi ortaya koymakla kalmaz, yan›s›ra aritminin mekanizmas› hakk›nda da fikir verebilir. Antiaritmik tedavinin baflar›s›n› belirlemede ritm Holteri incelemesinin elektrofizyolojik inceleme ile benzer de¤erde oldu¤u gösterilmifltir. Ambulatuar ritm takibinin en önemli üstünlüklerinden biri semptom ve aritmi iliflkisinin belirlenmesidir. Bununla birlikte, inceleme s›ras›nda flikayet bildiren hastalar›n yaklafl›k dörtte birinde gerçek bir aritminin varl›¤› gösterilebilmektedir. Ritm Holteri incelemesi s›ras›nda kalp h›z› de¤iflkenli¤i ve miyokard iskemisine ait EKG de¤ifliklikleri gibi ilave bilgiler de edinmek mümkündür. Sa¤l›kl› bir insanda ritm Holteri s›ras›nda rastlanan baz› aritmiler herhangi bir anomaliyi göstermez. Gece saatlerinde -özellikle profesyonel düzeyde spor yapanlarda ve vagal tonusun hakim oldu¤u flah›slarda- kalp h›z› 3540/dk’ya kadar düflebilir; yan›s›ra 3 saniyenin alt›nda duraklamalar, sinoatriyal ç›k›fl bloklar› A. B. fiEK‹L 23-1. Yirmi dört saatlik ambulatuar ritm takibi incelemesi yap›lan yafll› bir hastan›n kay›tlar› görülmektedir. Yukar›daki iki kay›t (A ve B) birbirinin devam›d›r. Ritm birinci derece AV bloklu seyrederken bir "p" dalgas› cevaps›z kal makta ve farkl› QRS aks› gösteren bir supraventriküler vurudan sonra "p" dalgalar›n›n uzun süre cevaps›z kald›¤› yük sek dereceli blok belirmektedir. Hastadaki duraklama dönemi 16 saniye olarak öçülmüfltür. Bu s›rada uykuda olan hastan›n gerek kendisi gerekse yak›nlar› taraf›ndan herhangi bir semptom ifade edilmemifltir. Aritmiler ve Wenckebach tipi ikinci derece atriyoventriküler bloklar görülebilir. Yine sa¤l›kl› flah›slarda –ileri yafllarda daha s›k olmak üzere- supraventriküler ve ventriküler erken vurulara rastlanabilir. Zeminde herhangi bir organik kalp hastal›¤› olmad›kça bu bulgular›n klinik önemi yoktur. Buna karfl›l›k, koroner kalp hastalar›nda özellikle miyokard infarktüsü sonras› artan ventriküler ektopinin –sadece aritmik ölüm için de¤il total kardiyovasküler mortalite için dekötü prognostik bulgu oldu¤u gösterilmifltir. Transtelefonik ritm takibi ‹lgili aritminin daha seyrek ortaya ç›kt›¤› hastalarda uygulanabilen bu tan› yönteminde devaml› kay›t yerine hastan›n flikayeti oldu¤unda sistem uyar›larak ilgili olay›n birkaç dakika öncesi ve sonras›nda EKG kay›tlar› al›n›r. Ritm Holterine üstünlü¤ü bir aya kadar ritm takibinin yap›labilmesidir. Ancak söz konusu bradiaritmi veya tafliaritminin çok h›zl› geliflip aniden senkopa yol açmas› halinde hastan›n alarm dü¤mesine basmas› mümkün olmayabilir. Gün içinde 801 kalp h›z› seyrini ayr›nt›l› olarak göstermemesi ve asemptomatik aritmilerin belirlenememesi bu tan› yönteminin di¤er dezavantajlar›d›r. ‹mplante edilebilen devaml› ritm kaydedici (“implantable loop recorder”) Senkop veya aritminin çok seyrek olarak meydana geldi¤i hastalarda veya di¤er yöntemlerin yetersiz kald›¤› durumlarda kullan›labilen bu tan› yönteminde hastan›n derialt›na bir insizyon ile boyutlar› oldukça küçük (yaklafl›k 3-4 cm boy, 1,5-5 cm en ve 0,5 cm kal›nl›k) bir kaydedici implante edilir (fiekil 23-2). Cihaz önceden programlanm›fl aktivasyon kriterleri veya hastan›n kendi aktivasyonuyla programlanabilir. Bir-bir buçuk y›la kadar uzayabilen pil ömrü olan cihaz ile söz konusu aritminin çok seyrek olufltu¤u hastalarda bile sorumlu aritmik olay› belirlemek mümkün olabilir. ‹lgili çal›flmalar bu yöntemin uygun hastalardaki tan› de¤erinin yüksek oldu¤unu göstermifltir. Tetkikin dezavan- fiEK‹L 23-2. Solda ‹mplante edilebilen devaml› ritm kaydedici ("implantable loop recorder") cihaz› görülmektedir. Sa¤ tarafta ise cihazdan elde edilen kay›tlar görülmektedir. Örnekteki ritm kayd›n›n sonlar›na do¤ru s›kça tekrarlayan "non-sustained VT" ataklar› mevcuttur. Ritm kay›tlar› zaman dilimlerine göre incelenebilmektedir. 802 Temel Kardiyoloji taj› maliyetinin nisbi olarak yüksek olmas›d›r. Elektrofizyolojik inceleme Kalbin içinde belli yerlere venöz/arteryel sistem vas›tas›yla özel elektrod kateterler yerefltirerek intrakardiyak elektriksel faaliyetin ayr›nt›l› olarak incelenmesi fleklindeki invazif tan› yöntemine elektrofizyolojik inceleme ad› verilmektedir (fiekil 23-3). Elektrofizyolojik incelemede kalbin ileti sistemi detayl› olarak araflt›r›labilir, tafliaritmilerin mekanizmas› ve kaynakland›¤› yerler belirlenebilir. Elektrofizyolojik incelemenin bafll›ca endikasyonlar› afla¤›da s›ralanm›flt›r: ‹leti sistemi hastal›klar›: – Sinüs dü¤ümü disfonksiyonu veya HisPurkinje blokundan flüphelenilen semptomatik hastalarda semptom ve bradiaritmi iliflkisi belirlenememiflse – Kronik intraventriküler ileti bozuklu¤u bulunan semptomatik hastalarda semptomla- r›n sebebi kesin olarak bilinmiyorsa – ‹leti sistemi hastal›¤› bulunan semptomatik hastalarda bu semptomlara yol açabilecek di¤er bir aritmi flüphesi varsa veya bradiaritmi sebebiyle kal›c› kalp pili tak›lm›fl hastalarda tekrar presenkop veya senkop gibi semptomlar›n geliflmesi halinde muhtemel bir di¤er aritminin belirlenmesi için Sebebi aç›klanamayan senkop – Ayr›nt›l› incelemelere ra¤men etyolojisi aç›klanamayan ve yap›sal kalp hastal›¤› (veya flüphesi) bulunan senkoplu hastalar – – – – fiEK‹L 23-3. Elektrofizyolojik inceleme s›ras›nda kateterlerin bafll›ca yerleflim yerleri ve bu bölgelerden al›nan kay›tlar flematik olarak görülmektedir. (HRA: High right atrium, HBE : His bundle electrogram, CS: Coronary sinus, RVA: Right ventricular apex). Tafliaritmiler Senkopa öncelik eden çarp›nt› flikayeti mevcut ise veya çarp›nt› s›ras›nda yüksek kalp h›z› veya nab›z h›zlanmas› belirlendi¤i halde EKG trasesi al›namam›fl ise ‹laca yeteri kadar cevap vermeyen, s›k gelen ve iyi tolere edilemeyen veya uygun tedavi için taflikardinin yeri ve mekanizmas›n›n bilinmesi gereken supraventriküler taflikardiler Kardiyak arrest veya aç›klanamayan senkop geçirmifl olan ventriküler preeksitasyonlu Wolff-Parkinson-White Sendrom’lu hastalarda hem tan› hem de kateter ablasyon tedavisine öncelik etmek üzere Kesin tan›n›n yüzey EKG’sinin incelenmesi ile mümkün olamad›¤› ve uygun tedavi için do¤ru tan›n›n elzem oldu¤u genifl QRS’li taflikardiler Kardiyak arrest – Miyokard infarktüsünün ilk 48 saatinden sonra kardiyak arrest geçirip kurtulan hastalar Yukar›daki bafll›ca endikasyonlara ilaveten, elektrofizyolojik inceleme birçok aritminin tedavisinde yayg›n olarak kullan›lan ka- Aritmiler teter ablasyon iflleminden hemen önce gerçeklefltirilen ilk tan› k›sm›n› oluflturur. Dolay›s›yla, elektrofizyolojik inceleme ve kateter ablasyonu genellikle ayn› seansta yap›l›r. Nadiren kalp pili veya implante edilebilen kardiyoverter/defibrilatörlerin programlanmas› için de elektrofizyolojik inceleme yap›labilir. Di¤er yandan, -yap›sal kalp hastal›¤› ve/veya ciddi semptomlar›n varl›¤› gibi özel durumlar olmad›kça- tek bafl›na ventriküler erken vurular ve uzun QT sendromu elektrofizyolojik incelemeyi gerektirmez. 803 Motorlu e¤ik masa Otomatik KB ölçümü EKG E¤ik masa (“tilt table”) testi Vazovagal senkoptan flüphelenilen hastalar›n incelenmesinde kullan›lan bu testte e¤im verilebilen bir yatak düzene¤i kullan›l›r (fiekil 23-4). Hasta 60-80 derecelik bir aç›da 20-40 dakika kadar bir sürede devaml› ritm ve arter bas›nc› takibi yap›larak takip edilir. Senkop veya pre-senkop geliflmez ise bu defa gittikçe art›r›lan dozlarda isoproterenol infüzyonu bafllanarak takibe devam edilir. Senkop veya presenkop geliflmifl ise bu s›rada kalp h›z› ve arter bas›nc› de¤ifliklikleri kaydedilir. Kalp h›z› 10 saniyeden uzun süre 40/dk ve alt›na düflerse ise veya 3 saniye veya daha uzun duraklama görülürse “kardiyoinhibitör” cevap söz konusudur. Buna karfl›l›k, arter bas›nc› önce düflüyor ve kalp h›z› en çok %10 kadar azal›yorsa “vazodepresör cevap vard›r. Bazen senkopta her iki komponentin de katk›s› mevcuttur (“mixed” cevap). Test pozitifli¤inin hangi türde oldu¤unun belirlenmesi vazovagal senkop ile ilgili tedavi yaklafl›mlar›na yol gösterici olmas› sebebiyle önem tafl›r. E¤ik masa testinin vazovagal senkop tan›s›n›n konulmas›ndaki duyarl›l›¤› %66-75, özgüllü¤ü ise %80 civar›ndad›r. fiEK‹L 23-4. E¤ik masa testi düzene¤i motorlu veya manuel kumanda edilebilen bir masa, devaml› EKG ve kan bas›nc› takibinden oluflur. Test s›ras›nda asis toli veya di¤er aritmilerin geliflme ihtimaline karfl› de fibrilatör ve acil müdahale seti de haz›r olmal›d›r. Aritmilerin de¤erlendirilmesinde kullan›lan di¤er incelemeler Kalp h›z› de¤iflkenli¤i (kalbin vagal ve sempatik etkilenmesini belirler), QT dispersiyonu (ventriküler repolarizasyonun heterojenitesini ölçer), sinyal ortalamal› EKG (ventriküler geç potansiyelleri belirler) ve T dalga de¤iflkenli¤i (“T wave alternans”) gibi bir çok non-invazif tetkik özellikle ventriküler aritmilerin de¤erlendirilmesi için kullan›l›r. Bu incelemelerin farkl› klinik durumlarda prognostik önemleri gösterilmifltir. Bununla birlikte, bu incelemeler nadir durumlar d›fl›nda aritmilerin rutin incelemeleri içinde yer almazlar. 804 Temel Kardiyoloji II. AR‹TM‹ TEDAV‹ YÖNTEMLER‹ Non-farmakolojik tedavi yöntemleri Vagal tonusu art›ran manevralar Paroksismal supraventriküler taflikardilerin (atriyoventriküler nodal reentran taflikardi, atriyoventriküler reentran taflikardi vb.) akut tedavisinde ilaç uygulamas›ndan önce vagal tonusu art›ran manevralar denenir. Bulant› refleksinin uyand›r›lmas›, yüzün buzlu su ile y›kanmas› gibi farkl› giriflimler faydal› olabilirse de klinik uygulamada en çok müracaat edilen manevralar karotis sinüs masaj› ve valsalva manevras›d›r. Göz küresine bas›, dekolman riski sebebiyle terkedilmifltir. Karotis masaj› sinüs karotikusa 4-6 saniye süre ile parmaklarla yap›lan bas›dan ibarettir. Sinüs karotikus krikoid k›k›rdak hizas›nda ve sternekloidomastoid kas›n ön-iç taraf›nda yer al›r. ‹lgili kas lateral tarafa do¤ru hafifçe çekilirse sinüs karotikusa daha rahat ulafl›l›r. Ayn› anda iki tarafa masaj yap›lmamal›; önce bir tarafa sonra di¤er tarafa masaj yap›lmal›, 4-6 saniyelik masajdan sonra 5-10 saniye ara verip daha sonra masaj tekrarlanmal›d›r. Karotis masaj›ndan önce karotis arterler oskülte edilmeli; üfürüm duyulmas› halinde veya önceden karotis arter hastal›¤› mevcut ise masaj yap›lmamal›d›r. Valsalva manevras› kapal› glotise karfl› zorlu ekspiryumdur. Valsalva manevras› hastaya tarif edilirken basitçe ›k›nma hareketini yapmas› istenir. Valsalva veya karotis manevras› ile vagal tonus art›fl›n›n etkili oldu¤u AV dü¤üm ile ilgili reentran taflikardiler durabilir. Vagal tonusu art›r›c› manevralar atriyal taflikardi ve atriyal “flutter”› durdurmaz; ancak AV dü¤ümde blok yaparak ilgili taflikardilerin ventriküle geçifl oranlar›n› geçici olarak düflürebilir. Kateter ablasyonu Farkl› enerji türlerinin elektrod kateterler vas›tas›yla sorumlu aritmi oda¤› veya ileti yolu üzerine uygulanarak bu bölgelerde kontrollü nekroz oluflturulmas› esas›na dayanan tedavi yöntemidir. Genel anestezi gerektiren ve komplikasyon oran› di¤er enerji türlerine göre yüksek olan do¤ru ak›m enerjisi terkedilmifltir. Halen en yayg›n olarak kullan›lan enerji türü radyofrekans enerjisidir. Is› ve güç kontrol edilerek uygulanan radyofrekans enerjisi kateterin ucunda ›s› enerjisine dönüflerek birkaç milimetrelik bir alanda nekroz oluflturur. Kateter ablasyonu yöntemi femoral, “subclavian” veya boyun venleri vas›tas›yla kalbe ilerletilen elektrod kateterler ile genel anestezi gerekmeksizin uygulan›r. Baflka bir nedenle gerçeklefltirilen aç›k kalp cerrahisi s›ras›nda do¤rudan uygulama da mümkündür. Perkütan kateter ablasyonu düflük komplikasyon oran› (ciddi komplikasyon oran› <%1) ve kabul edilebilir seviyelerdeki nüks oranlar› (yaklafl›k %5-10) ile aritmilerin önemli bir k›sm›nda yüksek ifllem baflar›s›yla uygulanmaktad›r. Atriyoventriküler nodal reentran taflikardi (yavafl veya h›zl› yol ablasyonu), atriyoventriküler reentran taflikardi (aksesuar yol ablasyonu), atriyal taflikardi (odak ablasyonu), atriyal “flutter” (“isthmus” yavafl zon ablasyonu) ve idyopatik ventriküler taflikardi (odak ablasyonu) vakalar›nda kateter ablasyonunun baflar›s› %90’›n üzerindedir. Ventrikül cevab› kontrol edilemeyen atriyal fibrilasyon vakalar›nda kal›c› kalp pili implantasyonu ile birlikte uygulanan AV dü¤üm ablasyonunda da baflar› yüksektir. Buna karfl›l›k, organik zeminde geliflen ventrikül taflikardilerinde ifllem baflar›s› %60 civar›ndad›r. Organik VT’de yüksek nüks oran› ve ilk nüksün ani ölüm fleklinde olabilmesi sebebiyle kateter ablasyonunun rolü implante edilebilen defibrilatör tedavisine yard›mc› ve palya- Aritmiler tif bir yöntem düzeyindedir. Atriyal fibrilasyonun kateter ablasyon ile (önleyici ve kür sa¤lay›c›) tedavisi seçilmifl vakalarda %60-70 civar›nda bir baflar› ile uygulanmaktad›r. Kalp pili uygulamas› a. Geçici kalp pili uygulamas›: Geçici kalp pili, hemodinamiyi bozan geçici bradiaritmilerde altta yatan sebeb ortadan kalk›ncaya kadar veya semptomatik bradiaritmilerde kal›c› kalp piline karar verildi¤inde kal›c› implantasyona kadar zaman kazan›lmas› amac›yla uygulan›r. Genellikle boyun venleri, vena “subclavia” veya femoral venden sa¤ kalbe ilerletilen bir kateter vas›tas›yla transvenöz yolla uygulan›r. Transvenöz yaklafl›m›n mümkün olamad›¤› durumlarda veya söz konusu durum hemen “pacing”i gerektiriyorsa d›flar›dan uygulanan yumuflak kafl›klar (“patch”) yard›m›yla eksternal “pacing” yap›labilir. Ancak eksternal uygulama a¤r›l› oldu¤undan k›sa sürelerde kullan›labilir. Geçici transvenöz kalp pili uygulamas›n›n di¤er bir endikasyonu antiaritmik tedaviye cevap vermeyen taflikardilerde antitaflikardik “pacing” uygulamalar› ile taflikardinin sonland›r›lmas›d›r. QT uzamas›na ba¤l› “torsade de pointes” ataklar›nda “pacing” ile kalp h›z›n›n art›r›larak taflikardinin bask›lanmas› da geçici “pacing” ile gerçeklefltirilen di¤er bir tedavi yöntemidir. b. Kal›c› kalp pili uygulamas›: Kal›c› semptomatik bradiaritmilerde yayg›n olarak kullan›lan tedavi yöntemidir. Sistem transvenöz yolla yerlefltirilmifl bir veya daha fazla say›daki endokardiyal elektrod ile bu elektrodlar›n ba¤land›¤› jeneratörden ibarettir. Hastan›n ihtiyac›na göre elektrod tek odac›¤a (sa¤ atriyum veya sa¤ ventrikül) veya her iki odac›¤a yerlefltirilir (fiekil 23-5). Senkronizasyon bozuklu¤unun efllik etti¤i kalp yetersizli¤in- 805 de senkronizasyonun düzeltilmesi amac›yla sa¤ atriyum ve sa¤ ventrikül elektrodlar›na ilaveten koroner sinüs yard›m›yla sol ventrikül epikardiyumundan da “pacing” yap›lmak üzere üçüncü bir elektrod yerlefltirilirek (üç odac›kl› kalp pili) gerçeklefltirilen biventriküler “pacing”in ciddi sol ventriküler sistolik disfonksiyonu bulunan ve fonksiyonel kapasitesi ilaç tedavisine ra¤men s›n›f III-IV olan hastalarda prognozu düzeltti¤i gösterilmifltir. Genellikle sol veya sa¤ klavikulan›n alt›nda subkutan veya submüsküler alana yerlefltirilen kal›c› kalp pilinin jeneratörü, pil ve bir elektronik devreden oluflur. Bebeklerde ve küçük çocuklarda jeneratör bat›na yerlefltirilebilir. Transvenöz giriflin mümkün olmad›¤› haller ile baz› özel durumlarda elektrod “lead”ler cerrahi yolla epikardiyuma implante edilebilir. Kal›c› kalp pilleri 5 harften oluflan özel bir kodlama sistemi ile isimlendirilir. Kalp pili isimlendirmesinde ilk harf uyar›lan (“pace” yap›lan) kalp bofllu¤unu (A: atriyal; V: ventriküler; D: iki odac›k), ikinci harf alg›lanan (“sense” edilen) kalp bofllu¤unu, üçüncü harf alg›lanan elektriksel aktiviteye cevab› (I: inhibe olan; T: tetiklenen; D: hem inhibe olan hem tetiklenen) ifade eder. Sözgelimi, VDD ventrikülden uyar› veren, hem atriyum hem de ventrikül aktivitesini alg›layan ve bu alg›lamaya hem inhibe olma, hem de tetiklenme fleklinde cevap verebilen bir kalp pilini tan›mlar. Dördüncü harf programlanabilme ve h›z cevab› özelliklerini tan›mlar (P: basit programlanabilme, M: multipl programlanabilme, R: h›z cevab› özelli¤i). Günümüz kalp pillerinin tamam› d›flar›dan programlanabilme özelli¤ine sahiptir. H›z cevab› özelli¤i kalp pilinin baz› parametreleri (kas aktivitesi, vücut ›s›s›, solunum h›z›, QT aral›¤› vb) alg›layarak organizman›n artan metabolik ihtiyac›na uygun flekilde kendi h›z›n› düzenleyebilmesi özelli¤idir. Bu özellik kiflinin eg- 806 Temel Kardiyoloji A. C. B. D. fiEK‹L 23-5. Sol tarafta tek odac›kl› ventriküler kalp pilinin flematik görünümü (A) ve bu pilin VVI modunda ventriküler "pacing" trasesi (C) görülmektedir. Sa¤ tarafta ise iki odac›kl› (sa¤ atriyum ve sa¤ ventrikül) kalp pili elektrodlar› n›n flematik görünümü (B) ve DDD modundaki bu kalp pilinin hem atriyum hem de ventriküler "pacing" (Ap-Vp) yaparken al›nan EKG trasesi (D) yer almaktad›r. zersiz, emosyonel stres gibi durumlarda yeterli kalp h›z›na ulaflamad›¤›nda (kronotropik yetersizlik) faydal›d›r. Kalp pili isimlendirmesindeki beflinci harf antitaflikardik özellikleri (P: “pacing”, S: “shock”, D: P+S) ifade eder. Mevcut kap pillerinde baz› özel durumlar d›fl›nda son özellik nadiren kullan›l›r. Kal›c› kalp pili implante edilmifl hastalar belli aral›klarla kontrol edililirler. Bu kontrollerde kalp pilinin jeneratör ömrü, “lead”lerin fonksiyonlar› gibi temel ölçümlerin yan›s›ra; hastan›n klinik durumuna göre kalp pilinin programlanmas› da gerçeklefltirilir. Son y›llardaki çal›flmalar, sa¤ ventrikül apikal “pacing”inin uzun dönemde sol ventrikül fonksiyonlar›n› bozdu¤unu göstermifltir. Bu sebeb- le programlamada bir taraftan hastan›n ihtiyaçlar›na göre düzenlemeler yap›l›rken, di¤er taraftan da ventriküler “pacing”in asgari düzeyde tutulmas› amaçlan›r. ‹mplante edilebilen kardiyoverter defibrilatör uygulamas›; ‹mplante edilebilen kardiyoverter defibrilatör (ICD) kal›c› kalp pili özelliklerini tafl›yan, ancak farkl› olarak hastada meydana gelen ventriküler aritmileri (ventrikül fibrilasyonu, ventrikül taflikardisi) alg›lay›p bu aritmileri flok (defibrilasyon, kardiyoversiyon) ve antitaflikardik “pacing” uygulayarak düzeltme özelli¤i bulunan cihazlard›r (fiekil 23-6). Kal›c› kalp pillerinde oldu¤u gibi ICD’ler de tek, iki Aritmiler A. 807 B. fiEK‹L 23-6. Tek odac›kl› ICD implantasyonu gerçeklefltirilmifl bir hastan›n akci¤er grafisi görülmektedir (A). ICD je neratörü sol pektoral kas alt›na yerlefltirilmifltir; jeneratöre ba¤lanan ICD elektrodunun ucu sa¤ ventrikül apeksinde dir. Sa¤ tarafta ise ICD jeneratörü ve elektrodu görülmektedir (B). veya üç odac›kl› olarak uygulanabilirler. ‹lk ICD uygulamalar› ancak aç›k kalp cerrahisi ile mümkün olabilirken, günümüzdeki ICD implantasyonu kardiyolo¤un cerraha ihtiyaç duymaks›z›n kateterizasyon laboratuar›nda gerçeklefltirebildi¤i bir ifllem haline gelmifltir. Genel anestezinin gerekti¤i k›sa defibrilasyon testi d›fl›nda ifllem lokal anestezi ve sedasyon alt›nda yap›l›r. ICD tedavisinin ani ölüm riskinin yüksek oldu¤u hastalar›n primer ve sekonder korumalar›nda baflar›l› oldu¤u ve mortaliteyi azaltt›¤› çok say›da çal›flma ile gösterilmifltir. ICD floklar›n›n alg›lanmas› hastadan hastaya de¤iflmekle birlikte genellikle a¤r›l› niteliktedir. ICD’ler ile ilgili bafll›ca problem geliflmifl tan› algoritmalar›na ra¤men devam edegelen uygunsuz floklard›r. Son zamanlarda tek bafl›na veya iki odac›kl› ICD’ye entegre edilmifl flekilde atriyal tedavi (atriyal taflikardiler ve atriyal fibrilasyon için atriyal defibrilasyon ve atriyal antitaflikardik “pacing”)’nin de mümkün oldu¤u cihazlar kullan›ma girmifltir. Kardiyoversiyon ve defibrilasyon Kardiyoversiyon, do¤ru ak›m (“direct current”; DC) enerjisinin QRS kompleksinin üzerine gelmesini sa¤layacak bir zamanlama ile (senkronizasyon) ve d›flar›dan gö¤se konulan kafl›klar vas›tas›yla uygulanmas› ifllemidir. Sert veya yumuflak nitelikte olabilen kafl›klar yaklafl›k 10-12 cm çap›ndad›r ve biri 2.-3. interkostal aral›k hizas›nda sternumun sa¤ taraf›na di¤eri ise apeks veya biraz daha sol tarafa yerlefltirilir. Kafl›klar kalp pili veya ICD varl›¤›nda cihaz›n zarar görmemesi için ön-arka pozisyonda tutulur. Atriyal fibrilasyonun önarka kardiyoversiyonu klasik kafl›k pozisyonuna göre daha baflar›l› olabilmektedir. Kafl›klar –yan›k olmamas› ve enerjinin daha iyi iletilmesini sa¤lamak için- jel ile ›slat›lmal›d›r. Ancak iki kafl›k aras›nda kesinlikle jel veya herhangi bir iletken olmamal›d›r. DC kardiyoversiyon a¤r›l› bir ifllem oldu¤undan hasta k›sa etkili bir anestezik ile uyutulur. ‹fllem s›ras›nda h›zl› entübasyon tecrübesi olan bir hekimin –tercihan anestezistin- bulunmas› 808 Temel Kardiyoloji gereklidir. Uygulanacak enerji düzeyi atriyal fibrilasyon d›fl›ndaki aritmilerde 25-50 joule’den bafllar ve flokun etkisiz olmas› halinde doz art›r›l›r. Atriyal fibrilasyonda ise ilk uygulanacak enerji en az 200 joule olmal›d›r. Söz konusu enerji düzeyleri monofazik flok uygulayan cihazlar içindir. Gittikçe daha yayg›n olarak kullan›lan bifazik cihazlar ile uygulanan enerji seviyesi monofazik cihazlar›n yaklafl›k yar›s› kadard›r. Bifazik flok uygulamalar› monofazik uygulamalara göre daha yüksek baflar› oran›na sahiptir; yan›s›ra daha düflük enerji kullan›m›n›n üstünlükleri (daha az miyokard hasar›, geçici ileti sistemi bozukluklar›n›n daha az olmas› vb) söz konusudur. Kardiyoversiyon genel olarak refrakterli¤i art›rarak reentran aritmileri sonland›rmaktad›r. Acil elektriksel kardiyoversiyonun bafll›ca endikasyonu hemodinamiyi bozan taflikardilerin varl›¤›d›r. Bu durumda gerek baflar› ihtimalinin önceden kestirilememesi, gerekse hemodinamik bozulman›n daha da a¤›rlaflmas› endiflesi ile antiaritmik tedavi uygun de¤ildir. Hemodinaminin bozulmas› halinde hangi tip taflikardi olursa olsun aritminin bir an önce sonland›r›lmas› için acil kardiyoversiyon uygulanmal›d›r. Kardiyoversiyonun di¤er bir endikasyonu antiaritmik tedaviye cevap vermeyen taflikardilerdir. Kardiyoversiyon antiaritmik tedaviye göre çok daha yüksek baflar› oran› ile aritmilerin sonlanmas›n› sa¤lar. Sözgelimi, persistan atriyal fibrilasyonda farmakolojik kardiyoversiyon oran› çok daha düflük iken, elektriksel kardiyoversiyon ile %70 ila %90 oran›nda sinüs ritmi sa¤lanabilmektedir. Kardiyoversiyon sonras› geçici ST-T de¤ifliklikleri, atriyal ve ventriküler ektopide art›fl ve ileti sistemi bozukluklar› görülebilir. Bu tür de¤iflikliklikler genellikle geçicidir ve tedavi gerektirmez. Kardiyoversiyon ile miyokard hasar›n›n oluflmas› mutad dozlarda ol- dukça nadirdir. Ancak tekrarlayan çok say›daki ICD flokundan sonra (özellikle önceden sol ventrikül disfonksiyonu bulunan hastalarda) ciddi kalp yetersizli¤i tablosu geliflebilmektedir. Kardiyoversiyonun komplikasyonlar›ndan bir k›sm› senkronizasyonun unutulmas› veya tam gerçeklefltirilememesinden kaynaklan›r. Senkronize flekilde uygulanmayan floklar ventrikül fibrilasyonu gibi fatal aritmilere yol açabilir. Kardiyoversiyonun di¤er bir komplikasyonu atriyal fibrilasyon ve atriyal “flutter”li hastalarda kardiyoversiyon sonras› %1-5 oran›nda ortaya ç›kan tromboembolidir. Uygun antikoagülan tedavi ile bu risk alt s›n›ra indirilebilmektedir. Senkronizasyon olmaks›z›n (asenkron) DC flok uygulanmas›na defibrilasyon denilmektedir. Defibrilasyon ventriküler “flutter” ve ventriküler fibrilasyonda uygulan›r. Resüsitasyon ile ilgili tedavi k›lavuzlar›nda ilk defibrilasyon dozunun –arka arkaya 3 defa- 200 joule daha sonra 300 joule ve maksimal (360 joule) düzeylerde olmas› önerilmektedir. Cerrahi tedavi Cerrahi aritmi tedavisi önceden medikal tedaviye cevaps›z aritmilerin tedavisinde kullan›labilen bir tedavi yöntemi iken, kateter ablasyonunun geliflmesi ile endikasyon alan› oldukça daralm›flt›r. Medikal tedaviye cevaps›z ve kateter ablasyonunun baflar›s›z oldu¤u nadir supraventriküler taflikardilerde (aksesuar yol ile olan taflikardiler; atriyal taflikardiler) baflka bir nedenle cerrahi müdahale yap›ld›¤›nda aritmi cerrahisi de uygulanabilir. Söz konusu durumda aritmi hayati önem tafl›d›¤›nda (k›sa refrakter peryodu olan aksesuar yol ile atriyal fibrilasyonun birlikte olmas› gibi) aritmi cerrahisi primer olarak da uygulanabilir. Atriyal fibrilasyonun tedavisinde uygulanan “maze” ifllemi atriyumu cerrahi yolla kompart›manlara ay›rarak reentri siklusunun Aritmiler devam edemeyece¤i bir ortam›n oluflturulmas› esas›na dayan›r. Cerrahi “maze” operasyonu sinüs ritminin sa¤lanmas›, idamesi ve tromboembolik komplikasyonlar›n azalt›lmas›nda oldukça baflar›l›d›r. Günümüzde cerrahi “maze” ifllemi primer olmaktan çok, mitral kapak cerrahisi uygulanan hastalarda yard›mc›/tamamlay›c› bir ifllem olarak uygulanmaktad›r. Kateter ablasyonu ile de atriyumda “maze” perkütan yolla gerçeklefltirilebilmektedir. Ventriküler aritmi cerrahisi için de benzer k›s›tlamalar söz konusudur. Ancak supraventriküler aritmilerden farkl› olarak ventriküler aritmi cerrahisinin mortalite ve morbiditesi oldukça yüksektir. Kateter ablasyonu dahil olmak üzere di¤er tedavi yöntemlerinin etkisiz kald›¤› veya uygulanamad›¤› ventriküler taflikardi vakalar›nda aritmi s›kl›¤› kabul edilemez düzeyde ICD floklar›n› gerektiriyorsa ve aritmi s›n›rl› bir skar alan›ndan kaynaklan›yorsa bu tür vakalar cerrahi tedavi için uygun adaylard›r. Farmakolojik tedavi yöntemleri Aritmilerin farmakolojik tedavisindeki temel prensip, antiaritmik ilaç uygulamas›ndan önce veya antiaritmik ilaç uygulamas› ile birlikte aritmiyi tetikleyen faktörlerin ortaya ç›kart›lmas› ve düzeltilmesi olmal›d›r. Bu tür bir yaklafl›m ile aritmilerin önemli bir k›sm›n›n antiaritmik ilaçlara ihtiyaç kalmaks›z›n kontrol alt›na al›nmas› mümkündür. ‹skemi, kalp yetersizli¤inde art›fl, kontrolsüz hipertansiyon gibi klinik durumlar di¤er bulgular›n yan›s›ra ço¤u kere ektopik aktivitede art›fl, atriyal fibrilasyon veya di¤er aritmilere de yol açarlar. Söz konusu klinik durum düzeltilmeden do¤rudan müracaat edilen antiaritmik tedavi s›kl›kla baflar›s›z, bazen de zararl› olur. Elektrolit bozuklu¤u, metabolik ve tok- 809 sik sebebler de yine aritmiyi tetikleyen faktörler aras›nda düflünülmelidir. Özellikle organik kalp hastal›¤› zemininde geliflen hipopotaseminin ciddi ventriküler aritmileri tetikleyebilece¤i unutulmamal›d›r. Aritmilerin farmakolojik tedavisi antiaritmik ilaçlarla yap›lmaktad›r. Çok say›da antiaritmik ilaç halen kullan›mdad›r. Bununla birlikte, aritmilerin tedavisinde antiaritmik ilaçlar›n yeri oldukça s›n›rl›d›r. Bu durumun bafll›ca sebebi antiaritmik ilaçlar›n çeflitli derecelerde proaritmik etkiye sahip olmalar›; yani kendilerinin de aritmiye yol açma potansiyellerinin bulunmas›d›r. Proaritmik etkilerin bir k›sm›n›n fatal nitelikte olmas› bu ilaçlar›n güvenle kullan›mlar›n› önemli ölçüde s›n›rlamaktad›r. Dolay›s›yla, antiaritmik ilaçlar ile akut aritmi tedavisi k›smen baflar›l› iken, uzun süreli tedavide ayn› baflar›dan söz etmek mümkün de¤ildir. Nitekim, farkl› antiaritmik ilaçlarla yap›lan çal›flmalarda belirgin bir mortalite azalmas› gösterilememifl; hatta baz› antiaritmik ilaçlar›n mortaliteyi art›rd›¤› görülmüfltür. Baz› çal›flmalarda da antiaritmiklerle aritmik ölümlerin azalmas›na ra¤men, proaritmi ve di¤er yan etkiler sebebiyle total mortalitede azalma gerçekleflmemifltir. Antiaritmik ilaçlar Vaughan-Williams taraf›ndan önerilen sisteme göre s›n›fland›r›lmaktad›r (Tablo 23-1). Bu s›n›fland›rma bafll›ca ilaçlar›n elektrofizyolojik özellikleri ve iyon kanallar›na etkilerine göre düzenlenmifltir. Söz konusu s›n›fland›rma genel kabul görmekle birlikte baz› s›n›rlamalar› da içermektedir: Adenozin gibi baz› ilaçlar› bu s›n›fland›rmada konumland›rmak mümkün olmamaktad›r, di¤er yandan amiodaron gibi baz› ilaçlar›n birden fazla etki mekanizmas› mevcuttur. S›n›f I antiaritmikler Hücre içine do¤ru sodyum kanallar›n› bloke ederek depolarizasyonun maksimal h›z›n› 810 Temel Kardiyoloji azalt›rlar. Membran stabilizatörü olarak da adland›r›lan bu grup ilaçlar kendi aralar›nda da üçe ayr›l›r. S›n›f Ia’da kinidin, prokainamid ve disopiramid yer al›r; bu ilaçlar ventriküler refrakterli¤i belirgin olarak art›r›rlar ve QT süresini uzat›rlar. Uzun y›llar atriyal fibrilasyonun farmakolojik kardiyoversiyonunda ve di¤er aritmilerde kullan›lm›fl olan kinidinin (ilgili çal›flmalar›n metaanalizi sonucunda) özellikle organik kalp hastal›¤› zemininde total mortalitede art›fla yol açt›¤› anlafl›ld›ktan sonra klinik kullan›m› önemli ölçüde terkedilmifltir. Kinidinin en önemli proaritmik etkisi QT uzamas›na ba¤l› “torsade de pointes” taflikardileridir. Prokainamid reentran taflikardilerin akut tedavisinde etkilidir. ‹lgili tedavi k›lavuzlar›nda hemodinamiyi bozmayan genifl QRS’li taflikardi tedavisinde ilk seçenek olan amiodarondan sonra kullan›lmas› tavsiye edilmektedir. Bu grup ilaçlar›n sistemik yan etkilerinin önemli bir k›sm› güçlü antikolinerjik etkilerinden kaynaklanmaktad›r. Atriyal aritmilerde (atriyal fibrilasyon, atriyal flutter vs) AV dü¤üm yeterince bloke edilmeden kullan›lmalar› halinde antikolinerjik etkileriyle ilgili aritminin ventrikül cevab›n› art›rabilirler. Lidokain, meksiletin ve tokainid’in yer ald›¤› S›n›f Ib grubu ilaçlar›n sodyum kanallar›na etkisi hafif-orta derecededir; aksiyon potansiyeli ve refrakterli¤i k›salt›rlar, QRS ve QT sürelerine etkileri hafiftir. QT süresinde hafif bir k›salma görülebilir. Lidokain uzun süre miyokard infarktüsünün akut dönemindeki kompleks ventriküler aritmilerde profilaktik ve tedavi amaçl› kullan›lm›flt›r. Kontrollü çal›flmalar lidokain ile ventrikül fibrilasyon riskinin azalmas›na ra¤men, total mortalitede hafif bir art›fl oldu¤unu ortaya koymufltur. Lidokainin akut miyokard infarktüsündeki s›k ventriküler ektopi varl›¤›nda veya hasta transferi s›ras›nda profilaktik olarak kullan›m› tavsiye edilmemektedir. Akut miyokard infarktüsü s›ras›nda meydana gelen hemodinamik stabiliteye sahip ventriküler aritmilerin tedavisinde art›k amiodaron önerilmektedir. Di¤er yandan, yak›n zamanda yap›lan çal›flmalarda floka dirençli ventriküler aritmilerin tedavisinde amiodaronun lidokaine daha üstün oldu¤u gösterildi¤inden, lidokain bu bafll›k alt›nda da amiodaron ve prokainamid seçeneklerinden sonra önerilmektedir. S›n›f Ic grubu ilaçlar›n güçlü sodyum kanal blokeri etkileri vard›r. S›n›f Ic’de yer alan flekainid, morisizin ve propafenon ileti h›z›n› belirgin olarak yavafllat›r. QT süresini önemli derecede etkilemeden PR ve QRS sürelerini uzat›rlar. Bu grup ilaçlardan encainid, flecainid ve morisizin ile yap›lan CAST I (Cardiac arrhythmia suppression trial) ve CAST II çal›flmalar›n›n sonuçlar› antiaritmik ilaçlara bak›fl aç›s›n› köklü olarak de¤ifltirmifltir. Bu çal›flmalarda miyokard infarktüsü geçirmifl hastalardaki ventriküler ektopi söz konusu ilaçlarla baflar›l› bir flekilde bask›land›¤› halde, bu ilaçlar› kullanan hastalar›n mortalitesinde belirgin bir art›fl görülmüfltür. Daha sonraki analizler mortalite art›fl›n›n önemli ölçüde proaritmik yan etkiler ile ilgili olabilece¤ini göstermifltir. Dolay›s›yla, bu grup ilaçlar›n organik kalp hastal›¤› (özellikle iskemik kalp hastal›¤›) zemininde uzun süreli kullan›mlar› (baz› özel durumlar d›fl›nda) kontrendikedir. Bu ilaçlar›n kullan›m› yap›sal kalp hastal›¤› bulunmayan supraventriküler aritmilerin (reentran supraventriküler taflikardiler, atriyal fibrilasyon) tedavisi ile s›n›rl›d›r. S›n›f II antiaritmikler Beta-bloker ilaçlar bu gruba girer. Sinüs dü¤ümünün otomatik h›z›n› azalt›rlar, AV dü¤ümün refrakterli¤ini art›r›rlar. Yan›s›ra AV dü¤ümün ileti h›z› da azal›r. Akut miyokard infarktüsünün erken ve geç döneminde kul- Aritmiler lan›ld›klar›nda aritmik ve non-aritmik mortaliteyi azaltan yegane antiaritmik ilaç grubudur. Beta-blokerler supraventriküler taflikardilerin akut ve kronik tedavisinde de baflar›l›d›r. ‹lgili aritmi afl›r› sempatik aktivite art›fl›na ba¤l› ise (egzersiz ve emosyonel stresin tetikledi¤i aritmiler) beta-blokerlerin baflar›s› daha belirgindir. Beta-blokerlerin miyokard infarktüsü sonras› görülen “aritmi f›rt›nas›”n›n tedavisinde lidokaine göre belirgin olarak daha baflar›l› oldu¤u gösterilmifltir. Beta-blokerlerden baz›lar›n›n kalp yetersizli¤indeki mortalite azalt›c› etkileri k›smen ani ölümün azalmas› ile ilgilidir. S›n›f III antiaritmikler Potasyum kanallar›n› etkileyerek aksiyon potansiyelini ve refrakterli¤i belirgin derecede 811 art›r›rlar. QT süresinde uzama yaparak “torsade” taflikardisine yol açabilirler. Bu grupta amiodaron, sotalol, ibutilid, dofetilid bulunur. Bu grubun di¤er bir eleman› olan bretilyum art›k üretilmemektedir. Amiodaron grubun di¤er moleküllerinden farkl› olarak di¤er antiaritmik grup etkilerine (beta-bloker, membran stabilizatörü, kalsiyum kanal blokeri) de sahiptir. Amiodaron supraventriküler ve ventriküler taflikardilerin tedavisinde oldukça etkili bir antiaritmiktir. S›k ventriküler erken vurular› olan kalp yetersizlikli ve miyokard infarktüsü geçirmifl hastalarda amiodaron ile yap›lan çal›flmalarda ventriküler aritmilerin ve aritmik ölümlerin amiodaron ile azald›¤›, fakat total mortalitenin de¤iflmedi¤i görülmüfltür. Amiodaron tedavisinde s›n›f I antiaritmiklerde oldu¤u gibi plaseboya göre mortalite art›fl›n›n olmamas›; amiodaronun di¤er mevcut tedavi- TABLO 23-1. Antiaritmik ilaçlar›n Vaughan Williams s›n›flamas› S›n›f I ‹laç (sodyum kanal blokerleri) Ia Kinidin Prokainamid Disopiramid Etki Sodyum kanallar›na orta derecede etki; ileti h›z›nda orta derecede yavafllama; repolarizasyonda uzama; antikolinerjik etkiler Ib Lidokain Tokainid Meksiletin Sodyum kanallar›na minimal etki; repolarizasyonda k›salma Ic Propafenon Flekainid Morisizin Sodyum kanallar›na kuvvetli etki (belirgin faz 0 depresyonu); ileti h›z›nda belirgin yavafllama; repolarizasyonda hafif uzama II Beta-blokerler Beta-adrenoreseptör blokaj› ile sempatik aktivitede azalma III Amidaron Sotalol Dofetilid ‹butilid Potasyum kanallar›n› bloke ederek repolarizasyonda belirgin uzama; aksiyon potansiyeli ve refrakterlikte uzama IV Kalsiyum kanal blokerleri Yavafl kalsiyum kanallar›n›n blokaj›; sinüs h›z› ve AV dü¤üm iletisinde yavafllama; aksesuar yol refrakter peryodunda k›salma 812 Temel Kardiyoloji lere dirençli ciddi ventriküler aritmilerde kullan›labilmesini mümkün k›lmaktad›r. Di¤er yandan, ani ölüm riski bulunan hastalarda amiodaron ile ICD implantasyonunun karfl›laflt›r›ld›¤› çal›flmalarda, ICD’nin sol ventrikül sistolik disfonksiyonu bulunan hastalarda amiodarona göre mortaliteyi azaltt›¤› gösterilmifltir. Kardiyopulmoner resüsitasyon s›ras›nda defibrilasyona dirençli ventriküler taflikardi ve ventriküler fibrilasyonun tedavisinde de ‹V amiodaron ilk tercih edilecek ilaçt›r. Sol ventrikül disfonksiyonu zemininde oluflan atriyal aritmilerde digoksinin etkili veya yeterli olmad›¤› durumlarda amiodaron ventrikül h›z›n›n kontrolü için kullan›labilir. Amiodaronun hem normal ileti sistemi, hem de aksesuar yolda iletiyi yavafllatmas›, bu ilac›n aksesuar yol üzerinden oluflan atriyal aritmilerde de ventriküler cevab›n kontrolü için kullan›labilmesini mümkün k›lmaktad›r. Amiodaron elektriksel kardiyoversiyona dirençli paroksismal supraventriküler taflikardileri sinüs ritmine döndürmek için de kullan›labilir. Amiodaron atriyal fibrilasyonun farmakolojik kardiyoversiyonunda etkili ilaçlardan birisidir. Amiodaron kullan›m› ile ilgili en büyük problem ilac›n çok say›da yan etkilerinin olmas›d›r. Tiroid disfonksiyonu, deri ve korneada birikme, fotosensitivite, transaminazlarda yükselme s›kça rastlanan yan etkiler aras›ndad›r. Amiodaronun en ciddi yan etkisi olan interstisyel akci¤er tutulumu öldürücü niteliktedir. Önceden akci¤er hastal›¤› bulunanlarda daha s›k olan bu yan etkinin takibi için üç ayda bir akci¤er grafisi ve solunum fonksiyon testleri yap›lmal›d›r. Di¤er yan etkiler için 3-6 aral›klarla tiroid fonksiyon testleri ve göz muayenesi gerçeklefltirilmelidir. Söz konusu yan etkiler sebebiyle amiodaron kullanan hastalar›n üçte biri 2 y›l içinde ilac› b›rakmak zorunda kalmaktad›r. Grubun di¤er bir üyesi olan sotalol asl›nda bir betablokerdir; ancak di¤er betabloker- lerden farkl› olarak refrakterli¤i ve QT süresini uzat›r. Supraventriküler ve ventriküler aritmilerde etkilidir. Bununla birlikte; d-sotalol ciddi sol ventrikül disfonksiyonlu hastalar› içeren bir çal›flmada mortalite art›fl›na yol açm›flt›r. Sotalolün “torsade” taflikardisi fleklindeki proaritmisi amiodarona göre daha fazlad›r. Kad›n cinsiyet, kalp yetersizli¤i ve hipokalemi “torsade” ihtimalini belirgin olarak art›rmaktad›r. S›n›f III antiaritmiklerden olan ibutilid yeni bafllayan atriyal fibrilasyonun farmakolojik kardiyoversiyonunda ‹V yolla kullan›l›r. Kardiyoversiyon baflar›s› %45-50 civar›ndad›r. ‹butilid ile ilgili en büyük endifle %5-10 civar›nda görülen “non-sustained” ve “sustained” polimorfik ve monomorfik ventriküler aritmiler ve %3-4 oran›nda rastlanan AV ve interventriküler ileti bozukluklar›d›r. Bu sebeble hipokalemi, hipomagnezemi ve bazal QTc’nin 440 msan’den uzun oldu¤u hastalarda kullan›lmas› önerilmemektedir. Oral yolla kullan›labilen di¤er bir s›n›f III antiaritmik olan dofetilid atriyal fibrilasyonun hem sinüs ritmine çevrilmesinde, hem de sinüs ritminin korunmas›nda sotalole ve plaseboya göre daha baflar›l› bulunmufltur. Kalp yetersizli¤i ve sol ventrikül disfonksiyonu bulunan genifl bir çal›flma grubunda dofetilid atriyal fibrilasyon riskini azaltm›fl, mortaliteyi ise de¤ifltirmemifltir. Bu çal›flmada dofetilide ba¤l› “torsade” taflikardisi %3.3 oran›nda gerçekleflmifltir. Bu sebeble ilac›n sadece önceden özel olarak e¤itilmifl hekimlerce ve hastane ortam›nda bafllanmas› önerilmektedir. S›n›f IV antiaritmikler Kalsiyum kanal blokerleri s›n›f IV antiaritmikleri meydana getirir. Yavafl cevapl› aksiyon potansiyeline sahip dokularda ileti h›z›n› azalt›p refrakterli¤i art›r›rlar. Kalsiyum kanal blokerleri içinde elektrofizyolojik etkileri olanlar non-dihidropiridin grubundan vera- Aritmiler pamil ve diltiazemdir. Baz› idyopatik ventriküler taflikardiler d›fl›nda ventriküler aritmilerin tedavisinde yerleri yoktur. Buna karfl›l›k reentran paroksismal supraventriküler taflikardilerin acil tedavisinde ve taflikardi ataklar›n›n önlenmesi amac›yla yayg›n olarak kullan›l›rlar. Adenozin Bir nükleozid olan adenozin paroksismal supraventriküler taflikardilerin akut tedavisinde ilk seçilecek ilaçt›r. Adenozin do¤rudan etki ile AV dü¤ümde ileti yavafllamas› meydana getirir. His-purkinje sistemine ve aksesuar yola do¤rudan etkisi yoktur. ‹lac›n en önemli özelli¤i çok k›sa yar› ömre (2-10 saniye) sahip olmas›d›r. Hipotansiyon, dispne, gö¤üste s›k›nt› hissi, ventriküler aritmiler ve AV ileti bozuklu¤u gibi yan etkiler geliflse de çok k›sa yar› ömür sebebiyle k›sa sürede düzelirler. K›sa yar› ömür sebebiyle ilac›n santral venlerden verilmesi, santral ven yolu yok ise periferik venlerden bolus enjeksiyonu takiben 10-15 cc serum fizyolojik ile santral dolafl›ma itilmesi tavsiye edilmektedir. Verapamilden farkl› olarak, SVT ve VT ayr›m› yap›lamad›¤›nda da –tedavi ve ay›r›c› tan›ya yard›mc› olmak amac›yla- kullan›labilir. Digoksin Bir kardiyak glikozid olan digoksin aritmi tedavisinde bafll›ca atriyal tafliaritmilerde ventrikül h›z›n›n azalt›lmas› ve supraventriküler taflikardilerin durdurulmas› için kullan›l›r. Digoksinin bafll›ca elektrofizyolojik etkisi dolayl› olarak otonom sinir sistemi vas›tas›yla gerçekleflir. Digoksin santral ve periferik vagal tonusu art›r›r. Bu yolla sinüs dü¤ümü otomatisitesi ve AV ileti yavafllar; AV dü¤üm refrakterli¤i artar. EKG’de PR, QT ve QRS sürelerine belirgin bir etkisi yoktur; di¤er yandan ST segmentinde çanaklaflma fleklinde 813 meydana gelen çökme toksisiteyi göstermez; dolay›s›yla ilac›n kesilmesini gerektirmez. Toksik dozlarda digoksin AV ileti bozukluklar› ile –miyokardiyal uyar›labilirli¤in artmas› ile- her türlü tafliaritmiyi oluflturabilir; bununla birlikte digoksin toksisitesinde en s›k rastlanan aritmiler bigemine ventriküler erken vurular ve bloklu atriyal taflikardidir. Terapötik ve toksik konsantrasyon aral›¤›n›n oldukça dar oluflu ve intravenöz uygulamada bile maksimal etkinin ancak birkaç saat içinde ortaya ç›kmas› digoksinin akut ve kronik aritmi tedavisindeki kullan›m›n› belirgin olarak s›n›rlam›flt›r. III. BRAD‹AR‹TM‹LER ‹leti sisteminin anatomisi ve fizyolojisi Kalpte iletinin oluflmas› ve tüm kardiyak dokulara yay›lmas›, bu fonksiyonlar için yap›sal ve elektrofizyolojik özellikler bak›m›ndan farkl›laflm›fl hücrelerden oluflan dokularla sa¤lan›r. Kalbin ileti sistemi sinüs dü¤ümü, internodal yollar, atriyoventriküler (AV) dü¤üm, His demeti, sa¤ ve sol ana dal, sol anterior ve posterior fasiküller ile purkinje liflerinden oluflur (fiekil 23-7). Farkl›laflm›fl fusiform hücrelerden oluflan sinüs dü¤ümü (yaklafl›k 15X3 mm boyutlar›nda) vena kava süperior’un sa¤ atriuma aç›ld›¤› yerde bulunur. AV dü¤üm ise interatrial septumda koroner sinüsün ön taraf›nda yer al›r. AV dü¤üm membranöz septumda ilerleyen His demeti ile devam eder. Sa¤ ve sol dallar ilgili ventriküllerde miyositleri bir a¤ gibi saran purkinje lifleri ile sonlan›rlar. Sinüs dü¤ümünün beslenmesi sa¤ koroner arter (%60 vakada) veya sirkümfleks arterden (%40 vakada) gerçekleflir. AV dü¤üm ise vakalar›n %90’›nda arka inen daldan beslenir. Bu sebeble inferi- 814 Temel Kardiyoloji fiEK‹L 23-7. Kalbin ileti sistemi flematik olarak görülmektedir. (SD: Sinüs dü¤ümü, AVD: Atriyoventriküler dü¤üm) or miyokard infarktüsünde s›kl›kla sinüs ve AV ileti bozukluklar› görülür. His demetinin beslenmesi hem sa¤ hem de sol koroner sistemden gerçekleflir. Sinüs dü¤ümü ve AV dü¤üm otonom sinir sisteminden etkilenir; vagal tonus art›fl› otomatisiteyi, ileti h›z›n› azalt›p refrakterli¤i art›r›ken sempatik aktivite art›fl› karfl›t etkiler gösterir. ‹leti sisteminin uyar› üreten (“pace-maker”) hücreleri kalbin di¤er hücrelerinden bafll›ca otomatisite yani kendi kendine uyar› meydana getirebilme özellikleri ile ayr›l›rlar. Otomatisite özelli¤i bu hücrelerin (“pace-maker” hücreleri) aksiyon potansiyellerinin -di¤er hücrelerde yatay seyreden- faz 4 e¤risinin yukar›ya do¤ru e¤imli olmas› yani “diyastolik depolarizasyon” göstermesiyle sa¤lan›r (fiekil 23-8). Faz 4 diyastolik depolarizasyon “depolarizasyon efli¤i”ne ulaflt›¤›nda yeni bir aksiyon potansiyeli oluflur. Otomatisite özelli¤i olan hücreler faz 4 diyastolik depolarizasyonun yan›s›ra, membran istirahat potansiyelle- ri ve eflik potansiyellerinin farkl› olufluyla da kalbin di¤er hücelerinden ayr›l›rlar. Atriyum, His-purkinje ve ventrikül miyosit hücrelerinde istirahat membran potansiyel de¤eri -90 mV civar›nda iken, sino-atriyal ve AV dü¤üm hücrelerinde -60 mV ila -70 mV civar›ndad›r. Normal flartlarda kalbin hakim “pace-maker”› sinüs dü¤ümüdür ve intrensek h›z› 60100/dk’d›r. Herhangi bir sebeble sinüs dü¤ümü uyar› ç›karamaz hale geldi¤inde AV dü¤ümden kaynaklanan AV nodal ritm (idionodal ritm) kalbin hakim “pace-maker”i haline gelir. ‹leti sisteminin intrensek otomatisitesine ba¤l› h›z hiyerarflik olarak afla¤›ya do¤ru gittikçe azal›r; QRS genifller. Normal sinüs h›z› 60-100/dk iken, AV dü¤ümün intrensek h›z› 45-60/dk, purkinje liflerinin intrensek h›z› ise 25-40/dk (idioventriküler ritm)’d›r. Hakim “pace-maker”in uyar› ç›karamamas› durumunda bir alt odaktan ç›kan uyar› veya ritme kaç›fl (“escape”) vurusu veya ritmi ad› verilir. Kaç›fl ritmi kendi intrensek h›z›nda veya bu h›z›n üzerinde (h›zlanm›fl “accelerated” nodal ritm: 60-130/dk ve h›zlanm›fl idioventriküler ritm: 40-100/dk h›z›nda) ortaya ç›kabilir. Sinüs dü¤ümünde oluflan uyar› internodal yollar ve atriyal doku yard›m›yla önce sa¤ atriyuma sonra sol atriyuma ve AV dü¤üme iletilir. AV dü¤üm ve His demeti normal ileti fizyolojisine sahip kalpte atriyum ve ventriküller aras›nda elektriksel ileti sa¤layan yegane dokudur. Sinüs dü¤ümünden gelen uyar›lar yavafl ileti (0.05 m/sn) özelli¤ine sahip AV dü¤ümde 0.03-0.05 sn kadar bir gecikme ile His ve dallara iletilir. AV dü¤ümdeki ileti (“decremental conduction”) ve refrakterlik özelliklerinden kaynaklanan bu gecikme, atriyum ve ventriküllerin senkronize çal›flmas› ve çok yüksek supraventriküler h›zlar›n ventriküllere iletilmemesi bak›m›ndan büyük önem tafl›r. His demeti ve dallardan sonra uyar› ventriküler miyokard› bir a¤ gibi kufla- Aritmiler Miyosit 815 Pace-maker hücresi Hücre içi Hücre d›fl› fiEK‹L 23-8. Miyosit hücresi ve kendi kendine uyar› üretebilen bir "pace-maker" hücresinin aksiyon potansiyel e¤rile ri görülmektedir. "Pace-maker" hücresinin di¤er hücrelerden en büyük fark› aksiyon potansiyeli "faz 4" e¤risinin ya tay olmay›p yukar›ya do¤ru –uyar› eflik de¤erine ulafl›p yeni bir aksiyon potansiyeli üretecek flekilde- seyretmesidir (diyastolik depolarizasyon). Otomatisite özelli¤i olan hücrelerin di¤er bir farkl›l›¤› istirahat membran potansiyeli de ¤erlerinin di¤er hücrelerden daha az negatif olmas›d›r. Bu özellikler "pace-maker" hücrelerinin aksiyon potansiyeli iyon kinetiklerinin farkl› oluflundan kaynaklanmaktad›r. tan purkinje lifleri ile ventriküler miyokard hücrelerine iletilir. ‹leti h›z›n›n dallar (1 m/sn) ve purkinje liflerinde (5 m/sn) çok h›zl› olmas› ve -uyar› s›ralamas›nda küçük zaman dilimlerindeki farkl›l›klarla birlikteventrikül dokusunun hemen hemen ayn› zamanda uyar›lmas› sebebiyle oluflan ventriküler depolarizasyon kompleksi (QRS) dar (<120 msan) niteliktedir. Genifl QRS kompleksi ise ya ileti sisteminde His’den purkinje liflerine kadar olan bölümdeki bir defekte, ya da aksesuar yolla oluflan preeksitasyon veya kastan kasa uyar›lmaya yol açan ventrikül taflikardisi gibi ventrikülün normal ileti sistemi d›fl›nda uyar›lmas›n› ifade eden patolojik süreçlere iflaret eder. Sinüs dü¤ümü disfonksiyonu Sinüs ritmi s›ras›ndaki kalp h›z›n›n –aral›kl› veya devaml› olarak- kiflinin mevcut fizyolojik ihtiyaçlar› ile uyumsuz derecede düflük olmas› haline sinüs dü¤ümü disfonksiyonu, bu durumun semptom meydana getirecek düzeyde olmas›na ise hasta sinüs sendromu ad› verilir. Eriflkinlerde bazal flartlarda normal sinüs h›z› dakikada 60-100 aras›ndad›r. Sinüs h›z›n›n 60/dk’n›n alt›nda olmas› sinüs bradikardisi olarak isimlendirilir. Bununla birlikte, sinüs h›z›n›n 60/dk’n›n alt›nda olmas› her zaman patolojik bir süreci göstermez. Vagal tonusun hakim oldu¤u profesyonel sporcularda istirahat kalp h›z› 50/dk civar›nda seyredebilir. Benzer flekilde, yafll›larda istirahatte sinüs h›z› –herhangi bir patoloji olmadan- düflük ola- 816 Temel Kardiyoloji bilir. Klinik uygulamada beta-bloker tedavisi alt›nda olan hastalarda da genellikle istirahat kalp h›z›n›n 50-55/dk’ya kadar düflmesine izin verilir. Yukar›daki sebeblerle son zamanlarda sinüs bradikardisi s›n›r›n›n 50/dk olmas› önerilmektedir. nüs h›z›n› etkileyen ilaçlarla (dijital, beta-bloker vs) semptomatik hale gelebilir. Sinüs dü¤ümü disfonksiyonu ile birlikte AV dü¤üm hastal›¤› da varsa sinüs duraklamalar› s›ras›nda kaç›fl ritmi geç ve yavafl olaca¤›ndan hastal›k daha belirgin hale gelebilir. Etyoloji: En s›k sebeb sinüs dü¤ümünün idyopatik dejenerasyonudur ve genellikle yafll›larda ciddi bir kardiyak patolojinin efllik etmedi¤i izole bir hastal›k olarak ortaya ç›kar. ‹laçlara ba¤l› sinüs dü¤ümü disfonksiyonuna da yayg›n olarak rastlan›r. Sinüs dü¤ümü arterinin t›kanmas›, amiloidoz gibi infiltratif hastal›klar sinüs dü¤ümü disfonksiyonunun nadir sebebleri aras›ndad›r. Di¤er yandan bir çok sistemik hastal›k ve metabolik bozukluk (bruselloz, tifo, hipotirodi, asidoz, hiperkapni, vazovagal senkop, kafa içi bas›nc›n›n artmas› vs) sinüs bradikardisine yol açabilir. Tan›: Tan› incelemeleri, yüzey EKG’si, 2448 saatlik ambulatuar ritm kay›tlar›, sinüs dü¤ümünün otonomik uyar›lara cevab›, intrensek kalp h›z›n›n belirlenmesi ve gerekirse elektrofizyolojik incelemeyi içerir. Ritm traselerinde s›k rastlanan bulgular belirgin sinüs bradikardisi, ortalama h›z›n düflük oluflu, yüksek dereceli sinoatriyal ç›k›fl bloku (bir veya daha fazla “p” dalgas›n›n olmamas›), sinüs duraklamalar› (p-p aral›¤›n›n tam kat› olmayan duraklamalar)’d›r (fiekil 23-9). Ancak bu bulgular›n semptom olmad›¤›nda klinik önemlerinin olmad›¤› ve seyrek olmayarak tamamen normal flah›slarda da görülebilece¤i unutulmamal›d›r. Bu hastalar sinüs dü¤ümü disfonksiyonu (veya flüphesi) tan›s› ile belli aral›klarla takip edilmelidir. Takibin bafll›ca unsurlar› semptom gelifliminin kontrolü ve belli aral›klarla tekrar edilen ritm Holteri incelemesidir. Semptomatik hastalarda tan›n›n en önemli unsuru semptom ve bradiaritmi birlikteli¤inin gösterilmesidir. Bu amaçla 24 veya 48 saatlik ritm Holteri incelemeleri yap›lmal›d›r. Ancak semptomlar›n paroksismal nitelikte ve seyrek oluflmas› halinde ritm Holteri incelemesinin de¤eri azal›r. Bu hastalarda daha uzun süreli ritm takibi yöntemlerinden yararlan›labilir. Ambulatuar ritm Holter kay›tlar›n›n negatif veya flüpheli oldu¤u durumlarda sinüs dü¤ümü fonksiyonlar› di¤er non-invazif testlerle araflt›r›labilir. Bu testler içinde en çok kullan›lanlardan biri efora sinüs dü¤ümünün h›z cevab›n› araflt›rmak üzere yap›lan egzersiz testidir. Sa¤l›kl› bir kiflinin maksimal efor dü- Klinik belirti ve bulgular: Sinüs dü¤ümü disfonksiyonu yafll›larda 600’de 1 s›kl›kla görülmektedir. Hasta sinüs sendromu farkl› klinik tablolarla ortaya ç›kabilir; en s›k görülen klinik tablo uzun (>3 sn) sinüs duraklamalar› veya sinoatriyal bloklara ba¤l› olarak geliflen paroksismal nitelikteki fenal›k hissi, presenkop ve senkop ataklar›d›r. Belirgin sinüs bradikardisinin (<45-50/dk) devaml› oldu¤u hastalarda ise halsizlik, bitkinlik, konfüzyon, konsantrasyon bozuklu¤u ve konjestif kalp yetersizli¤i semptomlar› gibi kronik belirtiler hakimdir. Sinüs dü¤ümü disfonksiyonuna s›kl›kla paroksismal atriyal aritmiler (atriyal taflikardi, daha s›k olarak atriyal “flutter” ve atriyal fibrilayon) efllik eder. Birbirini takibeden paroksismal taflikardi ataklar› ile duraklama ve bradikardiler ile karakterize olan bu tablo “bradikardi-taflikardi sendromu” olarak adland›r›l›r (fiekil 23-9D). Subklinik seyreden sinüs dü¤ümü disfonksiyonu bazen si- Aritmiler 817 A. B. C. D. fiEK‹L 23-9. Sinüs dü¤ümü disfonksiyonunda görülen EKG bulgular›. Sinüs bradikardisi (45/dk) (A), sinüs duraklamas› (B), sinoatriyal blok (C), bradikardi-taflikardi EKG’si (D). Sinüs duraklamas›nda duraklama süresi PP aral›klar›n›n tam kat› de¤ildir. Sinoatriyal blokta ise bir veya daha fazla sinüs vurusu yay›lamaz, dolay›s›yla duraklama PP süresinin katlar› kadard›r. zeyinde ulaflmas› beklenen kalp h›z› “220yafl” formülü ile hesaplan›r. Egzersiz testi s›ras›nda bu formülle belirlenen kalp h›z›n›n %85’ine ulafl›lamamas›, efora h›z cevab›n›n yeterli olmad›¤›n› gösterir (kronotropik yetersizlik). Ancak hasta sinüs sendromlu hastalar›n %40-50’sinde egzersiz ile normal kalp h›zlar›na ulafl›labilir. Sinüs dü¤ümü fonksiyonlar› karotis sinüs masaj›, valsalva manevras› ve IV atropine testi ile de araflt›r›labilir. IV atropin (0.04 mg/kg) uygulamas›ndan sonra sa¤l›kl› kiflilerde kalp h›z› birkaç dakika içinde 110-130/dk seviyesine ç›k›p ilaç etkisi geçinceye kadar bu düzeyde plato yapar. Sinüs dü¤ümü disfonksiyonunda ise kalp h›z› atropin testinde %15’den fazla artmaz ve/veya 90/dk’n›n alt›nda kal›r. Bununla birlikte, sinüs dü¤ümü disfonksiyonunun intrensek dü- ¤üm hastal›¤›ndan çok ekstrensek otonomik kontrol bozuklu¤u ile karakterize oldu¤u vakalarda atropin testine normal cevap al›nabilir; ayr›ca bradikardinin 2:1 sino-atriyal ç›k›fl blokuna ba¤l› oldu¤u hastalarda atropin ileti h›z›n› düzelterek h›zda belirgin bir art›fla yol açabilir. Sinüs dü¤ümü fonksiyonlar›n› araflt›ran di¤er bir yöntem atropin ve propranolol ile total farmakolojik otonomik denervasyon yaparak intrensek kalp h›z› (‹KH)’n›n bulunmas›d›r. 117.2-(0.53 X yafl) formülü ile hesaplanan ‹KH sinüs dü¤ümü disfonksiyonunda düflüktür. Uzun süreli monitörizasyona ve di¤er non-invazif incelemelere ra¤men senkopun sebebinin ayd›nlat›lamad›¤›, semptombradiaritmi iliflkisinin belirlenemedi¤i ve/veya senkop etyolojisi ile ilgili di¤er potansiyel sebeblerin bulundu¤u vakalarda elektrofiz- Temel Kardiyoloji 818 yolojik çal›flma gerekir. Elektrofizyolojik çal›flmada sinüs dü¤ümü fonksiyonlar› sinoatriyal ileti zaman› ve düzeltilmifl sinüs dü¤ümü toparlanma (“recovery”) zaman› ölçülerek belirlenir. Ayr›ca AV dü¤üm fonksiyonlar›, ventrikülo-atriyal ileti ve efllik eden bir tafliaritminin varl›¤› da araflt›r›l›r. Tedavi ve prognoz: Hasta sinüs sendromunun tedavisi kal›c› kalp pili implantasyonudur. Hasta sinüs sendromunda kalp pili endikasyonlar› Tablo 23-2’de görülmektedir. Hasta sinüs sendromunda AV ileti bozuklu¤u yoksa en uygun ve fizyolojik kalp pili tipi tek odac›kl› atriyal (AAI veya h›z cevapl› AAIR) kalp pilidir. Hasta sinüs sendromlu hastalar›n %20’sinde AV ileti ileti bozuklu¤u mevcuttur; bu durumda iki odac›kl› kalp pili (DDD veya h›z cevapl› DDDR) uygundur. Kronik atriyal fibrilasyonu bulunan hastalarda tek odac›kl› ventriküler (VVI veya h›z cevapl› VVIR) kalp pili implante edilir. Kronik atriyal fibrilasyonu bulunmayan izole hasta sinüs sendromlu hastalarda AAIR modunun atriyal fibrilasyonun önlenmesi, tromboembolizm riskinin azalt›lmas›, kalp yetersizli¤i ve mortalite riskinin düflürülmesi bak›m›ndan VVIR moduna göre daha üstün oldu¤u gösterilmifltir. Yan›s›ra AAIR modu, DDDR moduna göre de atriyal fibrilasyonu daha iyi önlemekte ve ventrikül fonksiyonlar›n› daha fazla korumaktad›r. Hasta sinüs sendromlu hastalar›n ortalama hayat sürelerinin sa¤l›kl› kontrol grubuna göre azald›¤› gösterilmifltir. Ancak mortalite art›fl› efllik eden atriyal fibrilasyon, inme ve altta yatan kalp hastal›¤› ile iliflkilidir. Herhangi bir kardiyovasküler patoloji efllik etmedi¤inde hasta sinüs sendromlu hastalar›n uzun süreli prognozu sa¤l›kl› insanlardan farkl› de¤ildir. AV ‹leti bozukluklar› Tan›m: Sinüs veya di¤er supraventriküler yap›lardan kaynaklanan uyar›lar›n AV dü¤üm ve His vas›tas›yla spesifik ileti sisteminde ilerlemesindeki bozukluklar AV ileti bozukluklar› olarak isimlendirilir. AV ileti bozuklu¤u farkl› derecelerde ortaya ç›kabilir. TABLO 23-2. Hasta sinüs sendromunda kal›c› kalp pili endikasyonlar›* Endikasyon Klinik Tablo S›n›f I** 1. Semptomatik bradikardinin gösterildi¤i hasta sinüs sendromu 2. Semptomatik bradikardinin gösterildi¤i hastadaki bradiaritminin kaç›n›lmaz olarak uzun süreli kullan›m›n›n gerekli oldu¤u ve alternatifi olmayan ilaca ba¤l› olmas› 3. Semptomatik kronotropik yetersizlik S›n›f IIa** 1. Spontan veya kullan›lmas› gerekli ilaca ba¤l› hasta sinüs sendromu bulunan ve kalp h›z› <40/dk olan hastada semptom ve bradikardi iliflkisi ortaya konulamam›fl ise 2. Sebebi aç›klanamayan senkopu bulunan hastada elektrofizyolojik çal›flmada sinüs dü¤ümü hastal›¤› belirlenmifl ise S›n›f IIb** 1. Minimal semptomlu hastada kronik kalp h›z›n›n uyan›k iken <40/dk olmas› *ACC/AHA/NASPE 2002 kalp pili ve antiaritmik cihaz implantasyonu k›lavuzundan de¤ifltirilerek al›nm›flt›r. **Tedavi k›lavuzlar›nda endikasyon derecesinin belirlenmesi standartlar›na göre s›n›f I endikasyon kesin endikasyonu, s›n›f II endikasyon daha zay›f tart›flmal› endikasyonu ifade etmektedir. S›n›f IIa endikasyonda fayda lehine bulgular daha fazla, s›n›f IIb endikasyonda fayda lehine bulgular daha azd›r. Bu tabloda yer almayan s›n›f III endikasyon tedavinin uygun olmad›¤›/zararl› olabilece¤i durumu gösterir. Aritmiler Etyoloji: AV dü¤üm ve His-Purkinje sistemini etkileyen iskemi, infarktüs ve her türlü dejeneratif-infiltratif hastal›klar (amiloidoz, miyokardit, sarkoidoz, maliniteler, Lyme hastal›¤›, infeksiyöz mononükleoz vs) AV ileti kusuruna yol açabilir. AV dü¤üm otonom sinir sisteminin etkisi alt›nda oldu¤undan vagal tonus hakimiyeti AV dü¤üm seviyesinde bloklara yol açabilir. Vagatonik flah›slarda –zeminde herhangi bir yap›sal kardiyak patoloji olmaks›z›n- görülebilen birinci derecede AV blok ve ikinci derecede Wenckebach tipi blok normal kabul edilir. AV ileti sistemini etkileyen dijital, beta-bloker ve kalsiyum antagonisti gibi ilaçlar›n afl›r› dozlar› ile de farkl› derecelerde AV blok geliflebilir. Eriflkinlerdeki izole, kal›c› ve ilerleyici AV blokun bafll›ca iki sebebi, kalbin aort ve mitral kapaklar› da içeren fibröz iskeletini ve ileti sistemini tutan Lev Hastal›¤› ve sadece ileti sistemini etkileyen Lenegre Hastal›¤›’d›r. Bu hastal›klar ileti sisteminde sklerodejeneratif de¤ifliklikler oluflturur. Di¤er yandan, ileti sistemine komflulu¤u bulunan alanlardaki dejeneratif–kalsifik de¤ifliklikler de ileti sistemine yay›larak AV bloka yol açabilir. Bu durumun en tipik örne¤i kalsifik-dejeneratif aort darl›¤›d›r. AV blok sadece hastal›k sürecinde de¤il, aort kapak cerrahisinin bir komplikasyonu olarak da ortaya ç›kabilir. Ventriküler septal defekt cerrahisi ve baz› konjenital hastal›klardaki cerrahi tamirlerin komplikasyonu ve kateter ablasyon (amaç veya komplikasyon olarak) 819 di¤er iyatrojenik AV blok örnekleridir. Konjenital AV blok hemen daima AV dü¤ümdeki ileti kusurundan kaynaklan›r ve genellikle y›llarca hastan›n ihtiyaçlar›na cevap verebilecek bir kaç›fl ritmi ile birliktedir. Klinik belirti ve bulgular: AV ileti bozuklu¤unu semptomatik k›lan yegane unsur ortaya ç›kan bradiaritminin hemodinamik önemidir. Hemodinamik bozuklu¤u belirleyen faktörler blok derecesi, blokun ortaya ç›k›fl h›z›, kaç›fl ritminin güvenilirli¤i, kiflinin aktivite derecesi ve zeminde kalp hastal›¤›n›n varl›¤› ve a¤›rl›k derecesidir. Düflük aktiviteli yafll› bir hasta aylarca hatta y›llarca çok düflük kalp h›zlar›n› senkop ve presenkop olmaks›z›n tolere edebilir. Di¤er yandan, günlük aktivitesi nisbeten fazla genç-orta yafll› bir hasta aniden beliren hafif-orta derecedeki bradiaritmilerde bile semptomatik olabilir. Hastada senkop ve presenkop gibi aflikar semptomlar olmasa bile –sinüs dü¤ümü hastal›¤›nda oldu¤u gibi- kronik olarak uzun süre düflük h›za maruz kal›nmas› halinde halsizlik, bitkinlik, konsantrasyon zaaf› gibi müphem belirtiler genellikle mevcuttur. AV blok tipleri ve elektrokardiyografik tan›: Birinci derece AV blok: Birinci derece AV blokta supraventriküler uyar›lar›n tamam› iletilir. Ancak bu ileti gecikerek gerçekleflir (fiekil 23-10). Birinci derece AV blokun EKG görün- fiEK‹L 23-10. Birinci derece AV blok. Bu trasede QRS’in dar ve PR süresindeki uzaman›n oldukça belirgin (320 msan) olmas› blokun muhtemelen AV dü¤üm içinde oldu¤una iflaret etmektedir. Temel Kardiyoloji 820 tüsü PR aral›¤›n›n uzamas›d›r (>0.20 saniye). PR aral›¤› uyar›n›n atriyum, AV dü¤üm ve HisPurkinje sistemindeki ilerlemesinden oluflur ve sadece EKG’ye bak›larak blokun hangi kesimde oldu¤unu kesin olarak ifade etmek mümkün de¤ildir. Bununla birlikte, QRS süresinin normal oldu¤u durumlarda gecikmenin genellikle AV dü¤ümden kaynakland›¤› tahmin edilebilir. QRS’in genifl oldu¤u hallerde ileti gecikmesi yukar›daki yap›lar›n herhangi birinden (veya birkaç›ndan) kaynaklanm›fl olabilir. Di¤er yandan, His-Purkinje sistemindeki gecikmeye hemen daima genifl bir QRS efllik eder; ve –AV dü¤ümdeki gecikmenin aksine- PR süresindeki uzama hafif düzeylerdedir. ‹kinci derece AV blok: Baz› supraventriküler uyar›lar›n ventriküllere geçti¤i, baz›lar›n›n ise geçemedi¤i AV blok derecesidir. ‹ki farkl› tipi mevcuttur. Mobitz tip I ikinci derece AV blok (Wenckebach tipi AV blok) gittikçe daha fazla uzayan PR süreleri olan vuru dizisini nihayet blokun takip etti¤i (“P” nin “QRS” oluflturamayarak cevaps›z kald›¤›) durumdur. Ventriküllere iletilen atriyal vuru say›s›na göre blok derecesi ifade edilir (sözgelimi 7:6 blokta ilk 6 vuru iletilmifl ancak 7. vuru bloke olup iletilememifltir). Wenckebach tipi AV blok genellikle inferior miyokard infarktüsü, dijital entoksikasyonu gibi patolojilere efllik eder ve hemen daima AV dü¤üm düzeyindeki ileti kusurundan kaynaklan›r. Bu sebeble üçüncü derece AV blok’a ilerlemesi nadirdir; bu durum gerçekleflse bile kaç›fl ritmi proksimal his seviyesinde, stabil bir ritm olarak ortaya ç›kar (fiekil 23-11A). Mobitz tip II ikinci derece AV blokta ise PR süresinde herhangi bir de¤ifliklik olmaks›z›n atriyal ileti bloke olur (fiekil 23-11B). Genellikle genifl anterior miyokard infarktüsü veya ileti sistemini de tutan dejeneratif-infiltratif hastal›k zemininde meydana gelir. Blokun lokalizasyonu genellikle His-Purkinje sistemidir. Bu nedenle genellikle QRS genifltir ve üçüncü derece AV blokun geliflme ihtimali yüksektir. Tam kalp bloku geliflti¤inde kaç›fl ritmi düflük h›zl› ve genifl QRS’li oldu- A. B. fiEK‹L 23-11. ‹kinci derece Mobitz tip I AV blokta PR aral›klar› gittikçe uzayan vuru serisi cevaps›z bir "p" dalgas› ile sonuçlan›r (A). fiekildeki örnekte bafllang›çdaki dizide 4:3, takip eden dizilerde ise s›ras›yla 3:2 ve 4:3 derecede blok lar oluflmufltur. Mobitz tip II AV blokta ise PR uzamas› olmaks›z›n aniden blok geliflir (B). Örnekteki blok derecesi 3:2’dir. ‹kinci derece Mobitz tip I blok genellikle supra-His lokalizasyonda oldu¤u için QRS kompleksi dard›r; buna karfl›l›k Mobitz tip II blok genellikle His-Purkinje sisteminde yer al›r ve bu takdirde (flekildeki örnekte oldu¤u gibi) ge nifl QRS’li bir ritm izlenir. Aritmiler ¤undan güvenilir nitelikte de¤ildir. Yüksek dereceli AV blok ardarda iki veya daha fazla “p” dalgas›n›n cevaps›z kald›¤› durumu ifade etmek için kullan›l›r. Fizyopatolojik ve prognostik özellikleri Mobitz tip II ikinci derece AV blok gibidir. Üçüncü derece AV blok: Hiçbir atriyal uyar›n›n ventriküllere iletilemedi¤i blok derecesini ifade eder. Kaç›fl ritminin h›z› ve QRS geniflli¤ine göre blokun lokalizasyonu tahmin edilebilir. Kaç›fl ritmi dar QRS kompleksli ve 40-55/dk h›z›nda ise blokun AV dü¤ümde olmas› çok muhtemeldir. Kaç›fl ritminin genifl QRS’li ve h›z›n›n 40/dk’n›n alt›nda oldu¤u durumda blok genellikle His-Purkinje sistemindedir (fiekil 23-12). Tedavi: Birinci derecede AV blok genellikle asemptomatiktir; çok nadiren AV senkronizasyonu bozarak zemindeki ciddi kalp yetersizli¤ini a¤›rlaflt›rabilir. Bu tür istinai durumlar d›fl›nda birinci derecede AV blokun hemodinamik önemi yoktur. Hatta birinci derecede AV blok zemininde hasta için hayati önem tafl›yan beta-bloker gibi ilaç tedavileri bile dozun dikkatli titrasyonu ve hastan›n yak›ndan takibi ile uygulanabilir. Mobitz tip I ikinci derece AV bloklar genellikle geçici niteliktedir ve ço¤u durumda hemodinamiyi bozmad›klar›ndan tedavi gerektirmezler. Di¤er yandan Mobitz tip II ikinci derece AV 821 blok, yüksek dereceli AV blok ve tam AV blok genellikle kal›c› ve ilerleyici süreçlerde oluflurlar ve genellikle tedaviyi gerektirirler. Kal›c› patolojilere ba¤l› olarak geliflen semptomatik veya fonksiyonel öneme sahip AV ileti bozukluklar›n›n tedavisi kal›c› kalp pili implantasyonu ile yap›l›r. Hemodinamik bozulma acil müdahaleyi gerektiriyorsa farmakolojik tedavi ve geçici kalp pili ile kal›c› giriflime kadar vakit kazan›labilir. AV dü¤üm ve yak›n›ndaki ileti bozukluklar›ndan kaynaklanan semptomatik bradiaritmilerde IV atropine (0.5-2 mg) veya IV isoproterenol (1-4 mcg/ dk) kalp h›z›n› art›rarak faydal› olabilir. Ancak blok düzeyi His ve alt›na indikçe bu tedavilerden beklenen cevap düzeyi belirgin olarak azal›r. Geçici (eksternal veya transvenöz) kalp pili uygulamas›na geri döndürülebilen nedenlerle oluflan semptomatik AV ileti bozukluklar›nda ve yan›s›ra kal›c› kalp pili tedavisine aday olan hastalarda klinik stabilizasyonun sa¤lanarak ifllemin elektif flartlarda gerçekleflmesi amac›yla müracaat edilir. Tablo 23-3’de AV ileti bozuklu¤u bulunan eriflkin hastalarda kal›c› kalp pili endikasyonlar› görülmektedir. AV bloklu hastalarda tercih edilecek kalp pili tipi baz› parametrelere göre belirlenir. Kronik kal›c› atriyal fibrilasyonun varl›¤›nda tek odac›kl› ventriküler kalp pili uygundur. fiEK‹L 23-12. Üçüncü derece AV blok. Yukar›daki ritm trasesinde "p" dalgalar› ile "QRS" kompleksleri aras›nda her hangi bir iliflki bulunmamakta; atriyal aktivite ile kaç›fl ritmi birbirinden ba¤›ms›z olarak çal›flmaktad›r. Kaç›fl ritmi ge nifl QRS komplekslidir ve h›z› 37/dk’d›r. Bu durum, kaç›fl ritminin muhtemelen ileti sisteminin distal yap›lar›ndan (Purkinje sisteminden) kaynakland›¤›n› düflündürmektedir. Temel Kardiyoloji 822 TABLO 23-3. Eriflkinlerdeki AV ileti bozukluklar›nda kal›c› kalp pili endikasyonlar›* Endikasyon Klinik Tablo S›n›f I** 1. Semptomatik bradikardiye yol açan ikinci derecede, üçüncü derecede veya yüksek derecede AV blok 2. Asemptomatik üçüncü derece veya yüksek dereceli AV blok ile birlikte; a) semptomatik bradikardiye yol açabilecek ilaç kullanma zorunlulu¤u b) uyan›k iken >3 sn asistoli veya kaç›fl ritmi h›z›<40/dk olmas› c) kateter ablasyonuna veya cerrahiye ba¤l› AV blok d) nöromüsküler hastal›klara (baz› müsküler distrofiler) ba¤l› blok 3. Genifl QRS’li kaç›fl ritmi olan asemptomatik tip II ikinci derece AV blok S›n›f IIa** 1. Özellikle kardiyomegali veya sol ventrikül disfonksiyonunun bulundu¤u hallerde uyan›k iken kalp h›z›>40/dk olan asemptomatik AV tam blok 2. Dar QRS’li kaç›fl ritmi olan asemptomatik tip II ikinci derece AV blok 3. Asemptomatik tip I ikinci derece AV bloklu hastada baflka sebeble elektrofizyolojik incelemede intra- veya infra-His düzeyinde blok varl›¤› 4. AV senkronizasyonu bozarak "pace-maker" sendromuna benzer semptom oluflturan birinci veya ikinci derecede AV blok S›n›f IIb** 1. Belirgin birinci derecede AV blok (PR>0.30 msan) ile birlikte sol ventrikül disfonksiyonu ve PR k›salmas› ile hemodinamik fayda sa¤lanmas› 2. Nöromüsküler hastal›k (baz› müsküler distrofiler)a ba¤l› herhangi bir blok *ACC/AHA/NASPE 2002 kalp pili ve antiaritmik cihaz implantasyon k›lavuzundan de¤ifltirilerek al›nm›flt›r. **Endikasyon derecelerinin anlam› için Tablo 23-2’ye bak›n›z Atriyal kronotropinin yeterli oldu¤u hastalarda VDD (atriumu alg›lay›p ventrikülden uyar› veren) kalp pili tak›labilir. AV senkronizasyonun önemli oldu¤u sol ventrikül disfonksiyonu ve kalp yetersizli¤i bulunan hastalarda iki odac›kl› DDD kalp pili tercih edilebilir. H›z cevab›n›n önemli oldu¤u durumlarda h›z-cevapl› (“rate-responsive”) kalp pilleri kullan›lmal›d›r. ‹lgili çal›flmalarda kalp yetersizli¤i bulunan AV bloklu hastalarda AV senkronizasyonu sa¤layan fizyolojik “pacing” sistemlerinin tek odac›kl› sistemlere göre daha üstün oldu¤u ifade edilmektedir. Bununla birlikte, 70 yafl›n›n üzerindeki hastalarda yap›lan genifl bir çal›flmada hem hayatta kalma oran› hem de atriyal fibrilasyon, inme ve kalp yetersizli¤i bak›m›ndan iki odac›kl› ve tek odac›kl› kalp pilleri aras›nda herhangi bir farkl›l›k bulunmam›flt›r. IV. TAfi‹AR‹TM‹LER Tafliaritmilerin mekanizmas› 1. Uyar› oluflumundaki anormallikler Uyar› oluflumu ile ilgili aritmiler otomatisite anormallikleri veya tetiklenen aktivite (“triggered activity”) ile ilgilidir. a. Normal ve anormal otomatisite: Otomatisite yani kendi kendine uyar› oluflturabilme özelli¤i bulunan hücreler faz 4 diyastolik depolarizasyona sahiptir (fiekil 23-8). Faz 4 diyastolik depolarizasyon hücre içine pozitif iyonlar›n girifline yol açan If (“pacemaker” ak›m›) ile sa¤lan›r. Fizyolojik durum ile uyumlu olarak sinüs dü¤ümündeki h›z de¤ifliklikleri normal otomatisiteyi yans›t›r. Fizyolojik duruma uygun h›z› belirlerken sadece Aritmiler egzersiz, emosyonel durum gibi faktörleri de¤il, yan›s›ra kiflinin yafl› ve egzersiz/spor aktivite düzeyi de dikkate al›nmal›d›r. Mesela, yafll› ve aktif spor yapmayan bir hastada gece 40/dk kalp h›z› –özellikle hasta semptomatikse- anormal kabul edilip daha detayl› araflt›rma ve takibi gerektirirken, genç ve profesyonel bir sporcuda ayn› durum tamamen fizyolojik olarak kabul edilebilir. Di¤er taraftan, fizyolojik durum ile uyumlu olmayan h›z de¤ifliklikleri normal otomatisite ile ilgili aritmileri oluflturur. Uygunsuz sinüs taflikardisi ve hasta sinüs sendromu bu duruma örnek olarak verilebilir. Sinüs dü¤ümü h›z›n›n herhangi bir sebeble bir alt gizli (latent) “pacemaker”in (AV dü¤üm) h›z›n›n alt›na düflmesi; sinüs uyar›s›n›n ileti bloku sebebiyle bu gizli “pacemaker”e ulaflamamas› veya bu alt “pacemaker”in intrensek h›z›n›n sinüs h›z›n›n üzerinde ç›kmas› halinde kalp ritmine ektopik “pacemaker” hakim olur. AV dü¤üm “pacemaker”inin h›z› intrensek h›z› ile uyumluysa “idionodal ritm”, intrensek h›zdan yüksek ise “akselere idionodal ritm” olarak adland›r›l›r. Di¤er taraftan, özellikle akut miyokard infarktüsünün seyrinde ventriküler miyokardda otomatisite art›fl› sebebiyle oluflan ventriküler taflikardiler anormal otomatisite mekanizmas›na örnek teflkil eder. Çünkü bu hücrelerde normal flartlarda kendi kendine uyar› meydana getirebilme özelli¤i yoktur. Baz› metabolik bozukluklar (elektrolit bozukluklar›, asidoz vs), miyokard infarktüsü veya ventriküler miyokard› tutan di¤er patolojik süreçler ile bu hücrelerin normal istirahat potansiyelleri ve faz 4 iyon kinetikleri de¤iflmekte ve spontan uyar› oluflturabilmektedirler. Benzer durum atriyum miyokard›nda da söz konusu olabilir. b. Tetiklenen aktivite (“triggered activity”): Tetiklenen aktivite –otomatisiteden farkl› olarak- aksiyon potansiyelinde normal flartlarda olmamas› gereken, ard-depolarizas- 823 yon (“after depolarizasyon”)’larla oluflur. Arddepolarizasyonlar aksiyon potansiyelinin faz 2 veya faz 3’ünde geldi¤inde erken (“early afterdepolarizations”), faz 4’ünde geldi¤inde ise geç (“delayed afterdepolarizations”) olarak nitelendirilir. Söz konusu ard-depolarizasyonlar eflik de¤ere ulaflt›¤›nda birbiri ard›s›ra aksiyon potansiyelleri oluflturarak taflikardiye yol açarlar. Erken ard-depolarizasyonlar aksiyon potansiyelinin plato (faz 2) ve repolarizasyonun “son h›zl›” (faz 3) safhas›nda oluflur. Erken ard-depolarizasyonlar (“early afterdepolarizations”)’a zemin haz›rlayan bafll›ca durum repolarizasyon süresinin uzamas›d›r. Repolarizasyon süresinin uzamas› EKG’de QT aral›¤›n›n uzamas›na tekabül eder. QT uzamas› konjenital veya akkiz sebeblerle oluflabilir. Uzun QT sendromlar›nda tetiklenen aktivite mekanizmas› ile “torsade de pointes” olarak adland›r›lan ve QRS kompleksinin peryodik olarak aks ve morfolojinin de¤iflti¤i özel bir polimorfik ventrikül taflikardisi tipi meydana gelir. Uzun QT sendromlar›nda sorumlu mekanizman›n sarkoplazmik retikulumdan kalsiyum sal›n›m›ndaki art›fl sonucunda hücre içi kalsiyum iyon konsantrasyonunun yükselmesi oldu¤u zannedilmektedir. Yan›s›ra, repolarizasyonun dispersiyonu ve sempatik sinir sistemi aktivasyonu da uzun QT sendromundaki aritmi patogenezinde yer al›r. Geç ard-depolarizasyonlar (“delayed afterdepolarizations”) ile oluflan aritmilerin bafl›nda hücre içi kalsiyum yükünü art›ran dijital entoksikasyonuna ba¤l› aritmiler gelmektedir. Atriyal fibrilasyonlu hastalar›n bir k›sm›nda mekanizman›n pulmoner venlerden kaynaklanan geç ard-depolarizasyonlar oldu¤u; yan›s›ra miyokard infarktüsünün ilk saatlerinde oluflan akselere idioventriküler ritmin de yine ayn› mekanizma ile iliflkili olabilece¤i bildirilmifltir. Sa¤ ventrikül ç›k›fl yolu taflikardisi de geç ard-depolarizasyonla oluflan aritmilere di¤er bir örnektir. 824 Temel Kardiyoloji 2. Uyar› iletimindeki anormallikler ‹leti anormalli¤ine ba¤l› geliflen tafliaritmiler reentri (yeniden girifl; “reentry”) mekanizmas› ile meydana gelir. Reentri mekanizmas› klinikte s›k görülen aritmilerin önemli bir k›sm›ndan sorumludur. Reentri (yeniden girifl; “reentry”): Reentri bafll›ca anatomik ve fonksiyonel olmak üzere ikiye ayr›l›r. Anatomik reentrinin gerçekleflmesi için bafll›ca 3 temel flart gereklidir: Reentri halkas›n› oluflturan birbiriyle iliflkili fakat ileti ve refrakterlik özellikleri birbirinden farkl› en az iki ileti dokusunun varl›¤›; reentrinin meydana gelebilmesi için reentri halkas›n› oluflturan yap›n›n bir kolunda uyar›n›n –bu kolun refrakterlik özelli¤i sebebiyle- tek yönlü bloka maruz kalmas› (“unidirectional block”) ve reentri halkas›n›n merkezinde elektriksel olarak inert bir alan›n varl›¤›. Bu üç özellik reentrinin oluflmas› için temel flartlar› oluflturmakla birlikte, reentriyi bafllatan uyar›n›n reentri yap›s›na girifl zamanlamas› ve ileti h›z› da kritik önem tafl›r. Reentrinin meydana gelebilmesi için öncelikle reentriyi bafllatan uyar›n›n reentri kollar›n›n birinde (daha uzun refrakterlik özelli¤i sebebiyle) tek yönlü bloka u¤ray›p (refrakter olmayan) di¤er kola geçmesi gerekir (fiekil 23-13). Tümü veya bir k›sm› yavafl ileten bu kolda yay›lan uyar› bafllang›çta bloka u¤rad›¤› kola tekrar ulaflt›¤›nda reentri halkas›n›n tamamlanmas› için bu kolun refrakterlikten ç›km›fl olmas› gereklidir. Dolay›s›yla, uyar›n›n yavafl ileti zonundaki h›z›; di¤er kolun refrakterlik süresinden ç›k›p tekrar uyar›labilir hale gelmesine izin verecek kadar uzun olmal›d›r. Yani reentri dalgas›n›n söz konusu anatomik substratta yay›l›m› s›ras›nda uyar›labilir bir alan›n varl›¤› flartt›r. Bu sebeble bu tür reentrilerde uyar›labilir aral›k (“excitable gap”) bulunur. Reentri mekanizmas›n›n temel komponent- leri farkl› flekillerde oluflabilir. Tek yönlü blok ve yavafl ileti AV dü¤ümde oldu¤u gibi fizyolojik olarak mevcut olabilir veya patolojik süreçlerle meydana gelir. Akut miyokard infarktüsü geçiren hastalar›n miyokard›nda yer alan içiçe geçmifl fibroz doku ve canl› hücreler elektrofizyolojik olarak heterojen bir ortam meydana getirerek reentri mekanizmas›na zemin haz›rlayabilir. Kardiyomiyopatilerde de miyositlerin disorganizasyonu ve fibroz sebebiyle farkl› ileti ve refrakterlik özellikleri bulu- α β Yavafl ileti Refrakterlik k›sa H›zl› ileti Refrakterlik uzun fiEK‹L 23-13. Anatomik reentri. Reentri mekanizmas› ile oluflan atritmilerin ço¤undan "anatomik reentri" mekanizmas› sorumludur. Anatomik reentrinin olufl mas› için flekilde de görüldü¤ü gibi birbiriyle iliflkili fakat elektrofizyolojik özellikleri birbirinden farkl› en az iki yol bulunmal›; yan›s›ra uyar› bu yollar›n birinde (β) tek yönlü bloka u¤ray›p yavafl iletili (veya ya vafl ileti zonu bulunan) yola (α) sapmal›d›r. Uyar› tekrar (retrograt olarak) β yoluna ulaflt›¤›nda bu yolu refrakterlikten ç›km›fl bulup ileti halkas›n› tamamla yabilmelidir. Ayr›ca reentri halkas›n›n merkezinde (anatomik veya fonksiyonel) elektriksel olarak inert bir alan›n varl›¤› gereklidir. Bu flartlar olufltu¤unda reentri ve iliflkili aritmiler ortaya ç›kmaktad›r. Aritmiler nan alanlar reentri taflikardilerine yol açabilir. Atriyoventriküler reentran taflikardi (AVRT), atriyoventriküler nodal reentran taflikardi (AVNRT), baz› fokal atriyal taflikardi türleri, atriyal “flutter” ve monomorfik ventriküler taflikardilerin ço¤u anatomik reentri mekanizmas› ile oluflur. Bu taflikardilerin baz›lar›nda (AVRT ve atriyal “flutter”) reentri halkas› oldukça genifl (makro-reentri); bir k›sm›nda (ventriküler taflikardilerin ço¤u) küçüktür (mikro-reentri). 825 Anatomik reentri ile oluflan taflikardiler düzenli ve monomorfik niteliktedir; genellikle bir veya birkaç ekstrasistolle ani bafllar ve yine ekstrasistol ile sonlanabilir. Elektrofizyolojilk incelemede programl› uyar›larla bafllat›l›p, sonland›r›labilmesi ve tekrar düzenlenme (“reset”) özelli¤i ay›r›c› tan›da önemlidir. Fonksiyonel reentri’de anatomik reentriden farkl› olarak reentri halkas›n›n tan›mlanabilen anatomik s›n›rlar› yoktur. Aktivasyon TABLO 23-4. Aritmi mekanizmalar› ve bu mekanizmalarla oluflan aritmi örnekleri Mekanizma Aritmi Uyar› Oluflumundaki Anormallikler Normal otomatisite Sinüs taflikardisi Hasta sinüs sendromu Ektopik ritmler (idionodal ritm, idioventriküler ritm) Anormal otomatisite Akselere idioventriküler ritm Fokal atriyal taflikardi (baz› tipleri) Tetiklenen aktivite Erken ard-potansiyeller Geç ard-potansiyeller Uzun QT sendromuna ba¤l› "torsade de pointes" bafllang›c› Dijital toksisitesine ba¤l› aritmiler Sa¤ ventrikül ç›k›fl yolu taflikardisi Fokal atriyal taflikardi (baz› tipleri) Uyar› ‹letimindeki Anormallikler ‹leti bloku AV bloklar Sinüs dü¤ümü disfonksiyonu Anatomik reentri AV nodal reentrant taflikardi AV reentran taflikardi Atriyal "flutter" Fokal atriyal taflikardi (baz› tipleri) Sinüs dü¤ümü reentran taflikardisi Ventrikül taflikardisi (organik VT’lerin önemli bir k›sm›) "Bundle-branch" reentran taflikardi Fonksiyonel reentri Polimorfik ventrikül taflikardisi Atriyal fibrilasyon Ventriküler fibrilasyon Uyar› Oluflumu ve ‹letimi Anormallikleri (AV: Atriyoventriküler; VT: Ventriküler taflikardi) Parasistol 826 Temel Kardiyoloji dalgas› uyar›labilen komflu dokulara raslant›sal ve düzensiz olarak da¤›l›r; uyar›labilir aral›k (“excitable gap”) yoktur veya minimaldir. Fonksiyonel reentri atriyumda olufltu¤unda ortaya ç›kan aritmi atriyal fibrilasyondur. Polimorfik ventriküler taflikardi ve ventriküler fibrilasyon da yine fonksiyonel reentri mekanizmas› ile oluflan aritmilerdir. Tablo 23-4’de farkl› aritmi mekanizmalar› ve bu mekanizmalarla oluflan aritmiler gösterilmifltir. Erken vurular Supraventriküler erken vurular Supraventriküler erken vurular ventrikülün üzerindeki yap›lardan (atriyumlar, koroner sinüs, AV kavflak) kaynaklanan ve beklenen sinüs vurusundan önce gelen ektopik vurulard›r. Klinik ve EKG tan›s›: Supraventriküler erken vurular genellikle selim tabiatl›d›r ve belirgin bir semptom oluflturmaz. Sa¤l›kl› insanlar›n yar›s›ndan fazlas›nda supraventriküler erken vurulara rastlanabilir. Supraventri- küler taflikardi (SVT) e¤ilimi olan kiflilerde s›k gelen erken vurular SVT’yi bafllatabilir. S›kl›kla afl›r› katekolamin sal›n›m›na yol açan haller ile yo¤un alkol, sigara veya kafeinli içeceklerin tüketilmesi supraventriküler erken vurulara yol açabilir. Supraventriküler erken vurular›n QRS kompleksi aberasyon söz konusu olmad›kça sinüs vurusuna benzer konfigürasyon gösterir. Atriyal erken vurularda p’ QRS’in önünde ve farkl› morfolojilerde; kavflak erken vurular›nda ise genellikle QRS’in içinde veya QRS’den hemen sonra (QRS’e bitiflik olarak) retrograt morfolojide (aVR’da pozitif, DII ve aVF’de negatif) olur (fiekil 2314). Atriyal erken vurular genellikle sinüs dü¤ümünün otomatisitesini yeniden düzenlediklerinden (”reset” özelli¤i) erken vuru sonras› kompansatuar duraklama tam de¤ildir (erken vuru öncesi ve sonras› sinüs vurular› aras›ndaki süre, iki sinüs vurusu süresinden k›sad›r). Atriyal erken vurular bir önceki sinüs vurusunun k›smi refrakter peryoduna rastlayacak derecede erken geldiklerinde PR mesafesi uzar. Atriyal erken vuru refrakter A. B. fiEK‹L 23-14. Atriyal erken vuru beklenen sinüs vurusundan daha erken gelir; ektopik p’ dalgas› sinüs "p"sinden fark l›d›r; dal bloku veya önceden aberasyon olmad›kça QRS dard›r ve sinüs ritmindeki konfigürasyona sahiptir. Ayr›ca kompansatuar aral›k genellikle tam de¤ildir. fiekildeki örnekte bu özelliklere sahip bir kavflak erken vurusu görülmek tedir (A). ‹letilmeyen atriyal erken vurular sinüs duraklamalar›n› taklid edebilir. Örnekteki trasede 4. sinüs vurusunun "T" dalgas›n›n üzerine rastlayan atriyal erken vuru iletilmemifltir. "T" dalgas›n›n di¤er sinüs vurular›n›n "T" dalgas›ndan farkl› olmas› iletilmemifl erken vuruyu düflündürmektedir (B). Aritmiler döneme tesadüf etti¤inde ise iletilmez. Bu durumda EKG görüntüsü -erken vuru sonras› duraklama sebebiyle- sinüs bradikardisi veya 2:1 AV bloku taklid edebilir (fiekil 2314B). Tedavi: Belirgin semptom yoksa ve erken vurular SVT ataklar›na yol açm›yorsa ilaç tedavisine gerek duyulmaz. Erken vurular› tetikleyen faktörlerin (afl›r› stres, sigara ve alkol kullan›m›, kafeinli içeceklerin yo¤un olarak tüketilmesi) kontrolü ve hafif sedasyon genellikle yeterlidir. Belirgin derecede semptomatik olan hastalarda ve supraventriküler erken vurular›n supraventriküler taflikardileri tetikledi¤i vakalarda beta-blokerler faydal› olabilir. Ventriküler erken vurular Epidemiyoloji: Ventriküler erken vuru (VEV)’lara sa¤l›kl› eriflkinlerin EKG’sinde %5; 24 saatlik ritm Holter incelemesinde ise %50 oran›nda rastlanmaktad›r. Artan yaflla birlikte VEV’lar›n görülme s›kl›¤› da artar. EKG özellikleri: Ventriküler erken vurular ayn› morfolojide geldiklerinde monomorfik veya unifokal olarak, farkl› morfolojilerde geldiklerinde polimorfik veya multifokal olarak adland›r›l›rlar (fiekil 23-15). Düzenli olarak her sinüs vurusunu bir VEV takip etti¤inde “bigemine”, iki sinüs vurusunda bir VEV geldi¤inde “trigemine”, VEV’lar›n her üç sinüs vurusunda bir olufltu¤u durumda ise “kuadrigemine” ritmden bahsedilir. Arka arkaya iki VEV’nun geldi¤i duruma ikili/çift VEV (ventriküler “couplet”) denir. Üç veya daha fazla VEV’nun 100/dk’den daha yüksek h›zda ardarda gelmesi ventriküler taflikardi olarak isimlendirilir. VEV’lar›n bir önceki sinüs vurusu ile olan mesafelerinin sürekli de¤ifliklik göstermesi ve VEV aral›klar›n›n ortak bir pay- 827 daya sahip olmas› “ventriküler parasistoli”yi gösterir. VEV’lar bazen bir sonraki sinüs vurusunun gelifl zaman›n› etkilemeksizin iki sinüs vurusunun ortas›nda (“interpolated” VEV) yer alabilir (fiekil 23-15C). Ventriküler erken vurular genellikle genifl (>0.12 saniye) QRS komplekslidir ve ço¤unlukla retrograt iletileri olmad›¤›ndan sinüs dü¤ümünü “reset” edemezler ve bu sebeble kompansatuar duraklamalar› tamd›r. VEV’lar›n ço¤u yukar›daki özellikleri ile supraventriküler erken vurulardan kolayl›kla ay›rdedilebilir. Bununla birlikte, VEV’lar fasiküllerden kaynakland›¤›nda 0.12 saniye veya biraz daha dar olabilir ve nadiren retrograt olarak iletildiklerinde sinüs dü¤ümünü yeniden düzenleyerek tam olmayan duraklamaya yol açabilirler. Klinik bulgular: VEV’lar› olan hastan›n kalp oskültasyonunda erken vuruya ait sesler genellikle hafifler; erken vurudan sonra gelen sinüs vurusunun 1. sesi fliddetlenmifl olarak duyulur. Atriyal aktivite (”p”) ve VEV birbirine yak›n geldi¤inde birinci ses fliddetli duyulur. Benzer flekilde atriyum ve ventrikül kontraksiyonlar›n›n ayn› zamana rastlad›¤› vurularda boyunda dev ”a” dalgalar› görülebilir. Nab›z muayenesinde düflük amplitüdlü erken vurular›n alg›lanamamas›na ba¤l› olarak yanl›fll›kla düflük nab›z h›zlar› say›labilir. Ventriküler erken vurular genellikle hastay› semptomatik hale getirir. Bununla birlikte, VEV’ler genellikle hemodinamiyi bozmaz. VEV’lar›n ciddi organik kalp hastal›¤› zemininde çok s›k olarak geldikleri nadir durumlarda hemodinamik bozukluk görülebilir. Prognostik önemi: Organik kalp hastal›¤› bulunmayan sa¤l›kl› kiflilerde VEV’lar ani ölümün veya herhangi bir sebeble mortalite art›fl›n›n göstergesi de¤ildir. Buna karfl›l›k, organik kalp hastal›¤› zemininde geliflen artm›fl Temel Kardiyoloji 828 A. B. C. fiEK‹L 23-15. Farkl› flekillerde ortaya ç›kan ventriküler erken vuru (VEV)’ar görülmektedir. VEV’lar ayn› konfigürasyonda görülüyorsa monomorfik VEV olarak isimlendirilir (A). Her normal vuruda bir geliyorlarsa ventriküler bigemine ritm sözkonusudur. Örnekte bigemine gelen VEV’ler farkl› konfigürasyondad›r (polimorfik VEV) (B). ‹ki sinüs vurusu aras›na rastlayan VEV’lara interpole ("interpolated") VEV denir (C). ventriküler ektopi genellikle kötü prognoza iflaret eder. Miyokard infarktüsü geçirmifl hastalar›n tamam›na yak›n›nda VEV’lara rastlan›r. ‹lgili çal›flmalarda miyokard infarktüsü sonras› s›k ve kompleks flekilde (ikili, üçlü) gelen VEV’lar›n kötü prognozu gösterdi¤i ve bu hastalar›n k›sa ve uzun dönem mortalitelerinin daha yüksek oldu¤u gösterilmifltir. Bununla birlikte, ayr›nt›l› klinik çal›flmalar VEV’lar›n tek bafl›na ba¤›ms›z risk belirleyici de¤erlerinin çok az oldu¤unu ve bu tür aritmilerin ço¤unlukla ventrikül disfonksiyonu gibi güçlü ba¤›ms›z risk parametrelerinin bir göstergesi olarak ortaya ç›kt›¤›n› göstermifltir. Tedavi: Organik kalp hastal›¤›n›n efllik etmedi¤i VEV’lara yaklafl›m supraventriküler erken vurulardaki gibidir; VEV’lar› tetiklemesi muhtemel sebeblere yönelik tedbirler ve hastan›n rahatlat›lmas› genellikle yeterlidir. Semptomlar belirgin oldu¤unda ve hipertiroidi, mitral kapak prolapsusu gibi klinik tablolarda beta-blokerler kullan›labilir. Di¤er antiaritmikler proaritmik ciddi yan etkileri sebebiyle kullan›lmamal›d›r. Organik kalp hastal›¤›n›n efllik etti¤i VEV’larda genel tedavi yaklafl›m› altta yatan hastal›k veya tetikleyen patolojinin (ventrikül disfonksiyonu, iskemi, elektrolit bozuklu¤u vs) tedavisi fleklinde ol- Aritmiler mal›d›r. ‹lgili çal›flmalarda miyokard infarktüsü sonras› s›n›f I antiaritmiklerle VEV’lar baflar›l› bir flekilde bask›land›¤› halde -muhtemelen proaritmi kaynakl› fatal aritmilerin geliflmesine ba¤l› olarak- mortalitenin artt›¤› görülmüfltür. Akut miyokard infarktüsünün akut döneminde görülen s›k ventriküler ektopinin rutin olarak profilaktik tedavisi de art›k önerilmemektedir. Taflikardiler Taflikardiler h›z› 100/dk’n›n üzerinde –birbiri ard›s›ra gelen- üç veya daha fazla kompleksden oluflan aritmileri ifade eder. Fizyolojik sinüs taflikardisi bir tarafa b›rak›lacak olursa, taflikardilerin tamam› organizman›n ihtiyaçlar› ile uyumsuz olarak patolojik bir flekilde kalp h›z› art›fl›na yol açar. Di¤er yandan kaç›fl ritmleri kalbin hakim uyar› üreticisi (”pace-maker”)’nin yetersizli¤inde ortaya ç›karlar ve h›zlar› söz konusu odaklar›n kendi intrensek h›zlar› ile s›n›rl›d›r; ancak h›zlanm›fl flekilleri –h›zlanm›fl AV kavflak taflikardisinde oldu¤u gibi- taflikardi s›n›r›n› aflar. Taflikardileri farkl› flekillerde s›n›fland›rmak mümkündür. En yayg›n tasnif taflikardi mekanizmas›n›n yer ald›¤› anatomik bölgeye göre yap›lan ayr›md›r (Tablo 23-5). Bu flekilde taflikardiler supraventriküler ve ventriküler taflikardi (VT)’ler olmak üzere iki ana grupta incelenebilir. Ancak atriyoventriküler nodal reentran taflikardi (AVRT)’ler bir çok s›n›flamada her ne kadar supraventriküler taflikardiler içinde gösterilseler de, taflikardinin devam› için atriyumlar kadar ventriküllerin de büyük bir bölümü gerekli oldu¤undan bu taflikardilerin ayr› bir bölüm alt›nda incelenmesi daha uygundur. Taflikardiler mekanizmalar›na göre de s›n›fland›r›labilir (Tablo 23-4). Taflikardilerin ço¤u “reentry” mekanizmas› ile oluflur. Baz› taflikardiler birden fazla mekanizma ile mey- 829 TABLO 23-5. Taflikardilerin lokalizasyona göre s›n›fland›r›lmas› I. Supraventriküler taflfliikardiler - Atriyoventriküler nodal reentran taflikardi (AVNRT) - tipik AVNRT - atipik AVNRT - Atriyal taflikardiler - Atriyal "flutter" - Atriyal fibrilasyon - Sürekli kavflak reentran taflikardisi - Akselere kavflak taflikardisi II. Ventriküler taflfliikardiler - Organik ventriküler taflikardi (VT)’ler - ‹skemik VT - Kardiyomiyopati zemininde oluflan VT’ler - Aritmojenik sa¤ ventrikül taflikardisi - Di¤er miyokard hastal›klar›nda oluflan VT’ler - Primer elektriksel hastal›klar - Uzun QT Sendromu - Brugada Sendromu - Katekolaminerjik VT - ‹dyopatik VT’ler - Sa¤ ventrikül ç›k›fl yolu taflikardisi - Sol ventrikül idyopatik VT’si III. Atriyoventriküler taflfliikardiler - Atriyoventriküler reentran taflikardi (AVRT) - Ortodromik AVRT - Antidromik AVRT (K›saltmalar: AVNRT: Atriyoventriküler nodal reentran taflikardi, VT: Ventriküler taflikardi, AVRT: Atriyoventriküler reentran taflikardi) dana gelebilir veya bir mekanizma ile bafllay›p di¤er bir mekanizma ile devam edebilir. Taflikardilerin QRS geniflli¤i ve düzenli olup olmamalar›na göre s›n›fland›r›lmas› EKG tan›s› için yol gösterici olabilir (Tablo 23-6). Taflikardiler aral›klarla ataklar tarz›nda gelip bir 830 Temel Kardiyoloji TABLO 23-6. Taflikardilerin EKG özelliklerine göre s›n›fland›r›lmas› Dar QRS’li taflfliikardiler Düzenli Sinüs taflikardisi AVNRT Atriyal flatter (sabit AV iletili) Atriyal taflikardi Ortodromik AVRT Düzensiz Atriyal fibrilasyon Atriyal flatter (de¤iflken AV iletili) Atriyal taflikardi (de¤iflken AV iletili veya "Wenckebach" tipi bloklu) Multifokal atriyal taflikardi Genifl QRS’li taflfliikardiler Düzenli Ventriküler taflikardi Supraventriküler taflikardi - Önceden dal bloklu - Fonksiyonel dal bloklu Antidromik AVRT Düzensiz Atriyal fibrilasyon - Dal bloklu - AY’dan antegrad iletili Atriyal flatter (de¤iflken AV iletili) - Dal bloklu - AY’dan antegrad AV iletili "Torsade de pointes" (AVNRT: Atriyoventriküler nodal reentran taflikardi; AVRT: Atriyoventriküler reentran taflikardi; AV: Atriyoventriküler; AY: Aksesuar yol) kaç dakikadan bir kaç saate kadar devam edip sonlan›yorsa paroksismal niteliktedir (atriyoventriküler nodal reentran taflikardi, atriyoventriküler reentran taflikardi vb). Baz› taflikardiler günler, haftalar hatta aylarca sürer; yani sürekli (“incessant”) niteliktedir (sürekli kavflak reentran taflikardisi, baz› atriyal taflikardiler vb). Sürekli taflikardilere uzun süre maruz kal›nmas› durumunda ventrikülün genifllemesi ve sistolik disfonksiyon ile karakterize dilate kardiyomiyopati (“tachycardia-induced cardiomyopathy”) geliflebilir. Bu tür bir kardiyomiyopati sorumlu taflikardinin kontrol alt›na al›nmas›n› takibeden haftalar ve aylar içerisinde genellikle düzelir. SUPRAVENTR‹KÜLER TAfi‹KARD‹LER Fizyolojik ve uygunsuz sinüs taflikardisi; Eriflkinlerde sinüs ritminin 100/dk’n›n üzerindeki h›za ç›kmas› sinüs taflikardisi olarak isimlendirilir (fiekil 23-16). Tirotoksikoz, atefl gibi klinik durumlar ile organizmada katekolamin salg›lanmas›n›n artt›¤› anksiyete, emosyonel stres, egzersiz gibi hallerde sinüs taflikardisi fizyolojiktir. Genç kiflilerde afl›r› egzersiz ile 200/dk’ya kadar ç›kabilen maksimal sinüs h›z› yafl ilerledikçe azal›r (maksimal kalp h›z›: 220-yafl). Sinüs taflikardisinde “p” dalgalar› normal h›zdakine göre daha sivri yap›da görülebilir. Fizyolojik sinüs taflikardisinde h›z tedricen artar ve taflikardi gereklili¤inin ortadan kalkmas› ile yine yavaflça azal›r. Aritmiler 831 fiEK‹L 23-16. Sinüs taflikardisi (136/dk h›z›nda) Uygunsuz sinüs taflikardisi, kiflinin fizyolojik durumu ile uyumlu olmayan 100/dk üzerindeki sinüs h›zlanmalar›n› ifade eder. Sinüs h›zlanmalar› genellikle diürnal ritm ile uyumludur. Egzersiz ve emosyonel stres gibi hallerde sinüs h›z›ndaki art›fl afl›r› derecelerde olur. Vakalar›n önemli bir k›sm›nda sinüs h›zlanmas› ve normal h›zlara dönüfl ani olur. Uygunsuz sinüs taflikardisi farkl› mekanizmalardan kaynaklanabilir: Sinüs dü¤ümü içinde yüksek h›za sahip farkl›laflm›fl bir bölgenin varl›¤›, sinüs dü¤ümü reentrisi, sinüs dü¤ümünün sempatik aktivite art›fl›na anormal cevab› bu mekanizmalar aras›ndad›r. Tedavi: Sinüs taflikardisinin gerçekten uygunsuz olup olmad›¤› araflt›r›lmal›d›r. Herhangi bir sebebe ba¤lanamayan baz› sinüs taflikardilerinin alt›nda belirgin anksiyete bozuklu¤u, hipertirodi, kronik enfeksiyon veya kalp yetersizli¤i olabilir. Uygunsuz sinüs taflikardisinde hastan›n sedasyonu ile birlikte beta-blokerler kullan›labilir. Kateter ablasyonu ile sinüs dü¤ümünün modifikasyonu mümkündür. Ancak di¤er supraventriküler taflikardilere göre ifllem baflar›s› daha düflük, nüks oran› ise daha yüksektir; ayr›ca hastalar›n bir k›sm›nda da ifllem sonras› kal›c› kalp pili ihtiyac› do¤maktad›r. Bu sebeble sinüs dü¤ümünün kateter ablasyon ile modifikasyonu s›k müracaat edilen bir tedavi yöntemi de¤ildir. Atriyoventriküler nodal reentran taflikardi Mekanizma: Atriyoventriküler nodal reentran taflikardi AV dü¤ümün ikili yol fizyolojisinden kaynaklan›r. ‹leti sisteminin elektrofizyolojik çal›flma ile ayr›nt›l› olarak incelendi¤i kiflilerin önemli bir k›sm›nda AV dü¤ümün iletiyi farkl› h›zlarda ileten ve farkl› refrakterlik özelli¤ine sahip bölgelerden olufltu¤u belirlenmifltir. Ancak AV dü¤ümde ikili yol fizyolojisinin varl›¤› AVNRT oluflumu için yeterli de¤ildir. Yan›s›ra, AV dü¤ümdeki elektrofizyolojik heterojenitenin reentriye uygun nitelikte olmas› ve supraventriküler bir erken vurunun kritik bir zaman diliminde gelmesi de gereklidir. Uygun zamanlama ile gelen supraventriküler erken vuru AV dü¤ümde –sinüs ritminde iken uyar›lar›n normal PR süresi ile geçti¤i- h›zl› yolda (bu yolun daha uzun refrakterli¤i sebebiyle) bloka u¤ray›p refrakterli¤i daha k›sa olan (dolay›s›yla iletinin mümkün oldu¤u) yavafl yola yönelerek ilerler. Uyar›n›n yavafl yoldan ventriküle ilerlemesi sebebiyle AVNRT’yi bafllatan erken vurunun PR süresi uzun olur. Bu vuru bir yandan ventrikülü uyar›rken di¤er yandan da refrakterli¤i düzelmifl olan h›zl› yoldan retrograt olarak atriyumu uyar›r (eko vurusu). Eko vurusunun tekrar yavafl yola yönelmesi ve bu siklusun defalarca tekrar› ile yeniden girifl (reentri) taflikardisi meydana gelir (fiekil 23-13; fiekil 23-17). Daha s›k olarak görülen AVNRT’nin bu flekline tipik AVNRT (yavafl- Temel Kardiyoloji 832 A. B. C. D. fiEK‹L 23-17. Tipik AVNRT’nin oluflum mekanizmas› görülmektedir. Sinüs ritmi s›ras›nda sinüs uyar›s› h›zl› yoldan (β) ventriküle iletilir (A). Kritik bir zamanlama ile gelen atriyal erken vuru (AEV) refrakterli¤i uzun olan h›zl› yolda bloke olup, refrakterli¤i daha k›sa olan yavafl yola (α) yönelir. Ventriküle yavafl yoldan iletilen AEV’nin PR süresi uzun olur (B). Ventrikülü uyaran AEV refrakterli¤i düzelen h›zl› yoldan retrograt olarak atriyumu uyar›r ve bir atriyal eko vurusu oluflturur (C). Antegrat yavafl yolla ventrikül ve retrograt h›zl› yolla atriyum uyar›larak reentri siklusu defalarca tekrarlan›r (D). h›zl› AVNRT) ismi verilir. Nadiren h›zl›-yavafl veya yavafl-yavafl AVNRT (iki yavafl yolun varl›¤› halinde) de görülebilir. Bu AVNRT tipleri atipik AVNRT olarak isimlendirilir. EKG özellikleri: Atriyoventriküler nodal reentran taflikardi, h›z› 120-240/dk aras›nda olan dar QRS kompleksli bir taflikardidir. Tipik AVNRT’de retrograt “p” dalgalar› vakalar›n ço¤unda QRS’in içinde gizlenir; daha nadir olarak (%20-30 oran›nda) QRS’den hemen sonra görülür. Retrograt atriyal aktivitenin QRS’den sonra gelmesi halinde retrograt “p” genellikle ayr› bir dalga olmaktan çok QRS’e bitiflik ve QRS kompleksinin son k›sm›na ait izlenimi veren bir dalga olarak görülür. Nadir görülen atipik AVNRT’de RP>PR veya RP=PR’dir (fiekil 23-18). AVNRT’nin PR’si uzun bir supraventriküler erken vuru ile bafllamas› ve yine aniden sonlanmas› tipiktir (fiekil 23-19). Fonksiyonel dal bloku geliflti¤inde AVNRT genifl QRS kompleksli olur, ancak ta- flikardinin h›z› (AVRT’nin aksine) etkilenmez. Klinik bulgular: Paroksismal supraventriküler taflikardiler içinde en s›k görüleni atriyoventriküler nodal reentran taflikardi (AVNRT)’dir. AVNRT kad›nlarda biraz daha s›k görülür. Genellikle herhangi bir organik kalp hastal›¤› efllik etmez. Hastalar›n ço¤unda belirgin bir hemodinamik bozulma meydana gelmez. Ancak, özellikle zeminde bir kalp hastal›¤›n›n bulundu¤u hastalarda atriyal kontraksiyonun kayb›, aniden geliflen yüksek h›z gibi sebeblerle hipotansiyon, senkop ve akut kalp yetersizli¤i geliflebilir. Senkop geliflen hastalar›n önemli bir k›sm›ndaki sorumlu mekanizma, atriyum bas›nc›nda ani art›fl ile uyar›lan baroreseptör refleksdir. Tedavi: AVNRT selim bir aritmi türüdür ve herhangi bir flekilde sürviyi etkilemez. Dolay›s›yla tedavi hayat kalitesini bozan semptomlar ve hastane müracaatlar›n›n azalt›lmas›na yöneliktir. Aritmiler 833 fiEK‹L 23-18. Tipik (A) ve atipik AVNRT (B) görülmektedir. Tipik AVNRT’de retrograt "p" dalgas› QRS içinde veya bu örnekte oldu¤u gibi QRS’den hemen sonra görülür (siyah ok). Atipik AVNRT’de retrograt P QRS öncesinde yer al›r (renkli ok). fiEK‹L 23-19. Oniki derivasyonlu EKG trasesi çekilirken k›sa AVNRT ata¤› tesbit edilen bir hastan›n kay›tlar› görülmektedir (C). AVNRT’nin supraventriküler erken vuru ile ani bafllay›p-, ani sonlanmas› tipiktir. Acil tedavi: AVNRT ata¤› s›ras›nda öncelikle taflikardinin hemodinamik önemi tayin edilmelidir. Taflikardi s›ras›nda hipotansiyon, senkop, angina veya dispne geliflmifl ise acil kardiyoversiyon yap›lmal›d›r (kardiyoversiyon için bkz. kardiyoversiyon ve defibrilasyon). Bununla birlikte, AVNRT hastalar›n›n küçük bir k›sm›nda acil kardiyoversiyona ih- tiyaç duyulur. Hastalar›n büyük ço¤unlu¤unda hemodinamik bozulma olmaz. Di¤er akut taflikardilerde oldu¤u gibi hastan›n monitörize edilmesi ve damar yolu aç›kl›¤›n›n sa¤lanmas› genel tedavi prensipleri aras›ndad›r. Taflikardinin durdurulmas› amac›yla önce vagal tonusu art›r›c› manevralar denenir (ilgili manevralar için bkz: vagal tonusu art›r›c› manev- 834 Temel Kardiyoloji ralar); baflar›s›z olunmas› halinde ilk tercih edilecek ilaç adenozindir. Adenozin 6 mg IV h›zl› verilip arkas›ndan –santral dolafl›ma h›zla ulaflmas› için- 10-15 cc serum fizyolojik ile itilir. 1-2 dakika içinde cevap al›namaz ise 12 mg’l›k doz tekrarlan›r. Adenozinin AVNRT’yi sonland›rma baflar›s› %90’›n üzerindedir. Ancak adenozin ülkemizde henüz sat›fla sunulmam›flt›r. Adenozine cevap al›namad›¤›nda veya adenozin mevcut de¤il ise benzer baflar› oranlar› ile kalsiyum kanal blokerleri (verapamil, diltiazem) veya beta-blokerler kullan›labilir. Verapamil 5 mg IV yolla kullan›l›r; cevap al›namaz ise 10-20 dakika sonra 5 mg’l›k doz tekrarlan›r. Digoksin yavafl etkili oldu¤u için AVNRT ata¤›n›n sonland›r›lmas›nda genellikle kullan›lmaz; sadece di¤er ilaçlara kontrendikasyon var ise denenebilir. Yukar›daki ilaçlara cevaps›zl›k halinde s›n›f Ia ve s›n›f Ib antiaritmikler kullan›labilir. Antiaritmiklere cevaps›z kalan vakalarda elektif DC kardiyoversiyon (10-25 Joule bafllang›ç dozu) ve atriyuma ilerletilen bir kateter elektrod ile programl› uyar› uygulamas› yap›l›r. Uzun-süreli tedavi: Beta-blokerler ve kalsiyum kanal blokerleri (diltiazem, verapamil) atak say›s›n› azalt›rlar. Bu ilaçlar›n baflar›s›z oldu¤u durumlarda s›n›f Ia, Ic ve s›n›f III antiaritmikler kullan›labilir; bununla birlikte bu ilaçlara bafllamadan önce fayda-risk oran›n›n gözönünde bulundurulmas› gerekir. Sürviyi etkilemeyen bir aritminin tedavisinde ciddi proaritmik etkileri bulunan ilaçlar›n kullan›lmas› –zorunlu olmad›kça- uygun de¤ildir. Kateter ablasyon yöntemi %95’in üzerinde baflar› oran› ve %5’in alt›ndaki nüks ihtimali ile AVNRT tedavisinde yayg›n olarak kullan›lmaktad›r. Kateter ablasyonunda genellikle yavafl yol ortadan kald›r›l›r. Böylece ilgili aritminin tam kürü sa¤lanm›fl olur. ‹fllemin %1 civar›nda AV blok riski mevcuttur. Atriyoventriküler reentran taflikardi ve Wolff-ParkinsonWhite Sendromu Terminoloji ve preeksitasyon kavram›: Atriyoventriküler reentran taflikardi (AVRT) atriyumlar ile ventriküller aras›nda normal ileti sistemi d›fl›nda elektriksel ileti sa¤layan yol veya yollar (aksesuar yol) vas›tas›yla oluflan reentriden kaynaklanan taflikardi türüdür. Atriyoventriküler aksesuar yollar en s›k rastlanan aksesuar yol tipidir. Atriyofasiküler ve nodofasiküler (Mahaim yolu) yollar çok daha nadirdir. Aksesuar yol bulunan vakalar›n %5 ila %20’sinde birden fazla aksesuar yol (multipl aksesuar yol) mevcuttur. Aksesuar yollar tek bafl›na veya baz› konjenital kalp hastal›klar› ile görülür. En s›k efllik eden konjenital kalp hastal›¤› Ebstein anomalisidir. Sinüs ritmi s›ras›nda aksesuar yol ile ventrikülün bir k›sm›n›n veya tamam›n›n normal ileti sistemi (AV dü¤üm, His-purkinje) uyar›s›ndan önce uyar›lmas›na preeksitasyon denir. Preeksitasyonun EKG’deki görüntüsü k›sa PR süresi (<0.12 sn), delta dalgas› ve genifl QRS kompleksidir (fiekil 2320). Delta dalgas›n›n farkl› derivasyonlardaki yönüne bak›larak aksesuar yolun lokalizasyonu %70-80 do¤rulukla tahmin edilebilir. V1 derivasyonunda delta ve QRS negatif ise aksesuar yol sa¤ ventriküldedir; bu durumda sol aks sa¤ serbest duvar›, sa¤ aks anteroseptal bölgeyi, II, III ve aVF’de delta ve QRS’in negatif olmas› ise posteroseptal lokalizasyonu gösterir (fiekil 23-21). Buna karfl›l›k, V1 derivasyonunda pozitif delta dalgas› ve QRS kompleksi olmas› halinde; delta II, III ve aVF’de negatif ise sol posteroseptal, delta I, aVL, V5 ve V6’da izoelektrik veya negatif ise sol lateral aksesuar yol lokalizasyonu söz konusudur. Preeksitasyon vurusu, ventrikülün normal ve aksesuar yoldan birlikte uyar›lmas› ile oluflan bir füzyon vurusudur. Preeksi- Aritmiler 835 fiEK‹L 23-20. Preeksitasyonun sinüs ritmindeki EKG bulgular›n› ventrikülün bir k›sm›n›n aksesuar yol vas›tas›yla nor mal ileti sisteminden önce uyar›lmas› meydana getirir. QRS’in ç›kan veya inen baca¤›na yamanm›fl ("slurring") yavafl e¤imli bir dalga olan "delta" dalgas› ventrikülün "önceden depolarize olan" k›sm›n› temsil eder. Delta dalgas› bir ta raftan PR süresinin daralmas›na di¤er taraftan QRS’in genifllemesine yol açar. Ayr›ca repolarizasyonun bozulmas›na ba¤l› olarak sekonder ST-T de¤iflikli¤i de görülür. fiEK‹L 23-21. Preeksitasyon sendromlu bir hastan›n 12 derivasyonlu EKG’si. Preeksitasyon bulgusu özellikle V4-6 derivasyonlar›nda daha belirgin olarak görülmektedir. V1 derivasyonunda delta ve QRS’in negatif olmas› ve II, III ve aVF derivasyonlar›ndaki (eski inferior miyokard infarktüsünü taklid eden) negatif delta dalgalar› aksesuar yolun sa¤ posteroseptal lokalizasyonunu iflaret etmektedir. Elektrofizyolojik incelemede söz konusu lokalizasyon do¤rulanm›flt›r. 836 Temel Kardiyoloji tasyonun derecesini bafll›ca aksesuar yolun antegrat refrakter peryodu, ileti h›z› ve lokalizasyonu belirler. Preeksitasyonun müphem oldu¤u vakalarda EKG’de delta dalgas› ve di¤er preeksitasyon bulgular› silik olabilir. Bazen de preeksitasyon bulgusu bütün derivasyonlarda belirgin olmayabilir; sadece birkaç derivasyonda bile preeksitasyon bulgusunun olmas› tan› koydurucudur. AV aksesuar yol vas›tas›yla oluflan preeksitasyon ile birlikte reentran paroksismal taflikardilerin birlikte olmas› Wolff-Parkinson-White (WPW) Sendromunu ifade eder. WPW Sendromu toplumda %0.1-0.2 s›kl›¤›nda görülür. Aksesuar yollar her iki yöne (antegrat ve retrograt), antegrat yöne veya sadece retrograt yöne (gizli aksesuar yol) iletebilen özellikte olabilir. Gizli aksesuar yol varl›¤›nda preeksitasyon bulgusu yoktur. Aksesuar yolun antegrat iletisi aral›kl› oldu¤unda preeksitasyonun da aral›klarla kaybolup ortaya ç›kt›¤› görülür (intermitan preeksitasyon). Aksesuar yol varl›¤›nda görülen taflikardiler: Aksesuar yol varl›¤›nda en s›k görülen taflikardi atriyoventriküler reentran taflikardi (AVRT)’dir. Ortodromik AVRT’de reentri halkas›n›n inen baca¤›n› normal ileti sistemi (AV dü¤üm, His-Purkinje) ç›kan baca¤›n› ise aksesuar yol meydana getirir. Dal bloku (fonksiyonel veya eski) olmad›kça ortodromik AVRT dar QRS’lidir. ‹letinin antegrat olarak aksesuar yoldan ventriküle inip retrograt olarak normal ileti sisteminden yukar› ç›kt›¤› genifl QRS kompleksli antidromik AVRT çok daha nadir (%5) görülür (fiekil 23-22). Wolff-Parkinson-White sendromlu hastalarda atriyal flatter ve atriyal fibrilasyon da –aksesuar yolu bulunmayanlara göre- daha s›k görülür. Atriyal aritmiler normal ileti sistemini kullanarak ventriküle iletilebilece¤i gibi, aksesuar yolu da kullanabilirler. Aksesuar yol antegrat refrakter peryodunun k›sa oldu¤u vakalarda atriyal fibrilasyonun oluflmas› halinde, iletinin aksesuar yol üzerinden gerçekleflti¤i çok yüksek ventrikül cevab› söz konusu olabilir. WPW Sendromunda yaklafl›k %0.5 s›kl›¤›nda görülen ani ölümün bafll›ca mekanizmas›, aksesuar yol üzerinden gerçekleflen atriyal fibrilasyonun (preeksite atriyal fibrilasyon) ventrikülü yüksek h›za maruz b›rakmas› ve atriyal fibrilasyonun ventrikül fibrilasyonuna dejenerasyonudur (fiekil 23-23). WPW sendromunda AVNRT de görülebilir; preeksitasyonlu hastalar›n %12’sinde ikili yol fizyolojisinin bulundu¤u gösterilmifltir. Nadiren görülebilen di¤er bir taflikardi de multipl aksesuar yol varl›¤›nda aksesuar yollar aras›nda gerçekleflen reentriden kaynaklanan taflikardilerdir. Aksesuar yol varl›¤›nda ventriküler taflikardinin de görülebilece¤i bildirilmifltir. EKG bulgular›: Preeksitasyonun aflikar oldu¤u vakalarda (manifest preeksitasyon) EKG’de farkl› dercelerde preeksitasyon bulgusu görülür. Delta dalgas›n›n sadece birkaç derivasyonda görülmesi bile tan› koydurucudur. Preeksitasyon EKG’si delta dalgalar› sebebiyle geçirilmifl miyokard infarktüsünü veya dal blokunu taklid edebilir. Repolarizasyon anormalli¤i egzersiz testinde yanl›fl pozitifli¤e yol açt›¤›ndan preeksitasyon sendromlu hastalarda miyokard iskemisi, görüntüleme yöntemleri ile de¤erlendirilmelidir. Ortodromik AVRT dar QRS komplekslidir; taflikardi s›ras›nda QRS alternans› ve iskemi ile ilgisi olmayan ST segment çökmesi AVNRT’ye göre daha s›k görülür. E¤er görülebiliyorsa retrograt “p” dalgas›n›n QRS’den sonra (en az 60-70 msan sonra) ST segmenti veya T dalgas›n›n bafllang›c›na tesadüf eden yerde gelmesi AVNRT’den ay›rdedilmesinde (AVNRT’de retrograt “p” QRS’e bitiflik) önemlidir. AVRT’deki “p” dalgas› AVNRT’de görülen gerçek ret- Aritmiler A. B. 837 C. fiEK‹L 23-22. Preeksitasyon sendromunda sinüs ritmi (A). Ortodromik atriyoventriküler reentran taflikardi (B) ve Antidromik atriyoventriküler reentran taflikardi (C). (Aç›klamalar için metine bak›n›z). rograt “p” dalgas›ndan farkl›d›r; çünkü atriyum geriye do¤ru AV dü¤üm üzerinden de¤il aksesuar yol üzerinden (egzantrik) uyar›l›r. AVRT’nin tan›s›nda yararlan›labilecek di¤er bir özellik, taflikardi s›ras›nda aksesuar yol taraf›nda fonksiyonel dal blokunun geliflmesi halinde taflikardi siklus uzunlu¤unun en az 35 msan uzamas›d›r (yani taflikardi yavafllar). Antidromik AVRT genifl QRS kompleksli oldu¤undan ventriküler taflikardi ile kar›flabilir; ancak hastan›n sinüs ritmindeki preeksitasyonlu EKG’si var ise tan›n›n teyid edilmesi kolaylafl›r: Taflikardi trasesinde QRS komplekslerinin ilk defleksiyonunun sinüs ritmindeki delta dalgalar› ile ayn› istikamette olmas› antidromik AVRT’yi destekler. Preeksite atriyal fibrilasyon EKG’si de VT’yi and›rabilir; QRS’in delta dalgas› ile uyumuna ilaveten %50’den fazla düzensizli¤in görülmesi preeksite atriyal fibrilasyon tan›s› lehinedir. Klinik: Semptomlar erken çocuklukta veya genç eriflkin dönemde zirve yapar. Preeksitasyon bulgusu olan hastalar›n yaklafl›k yar›s› Temel Kardiyoloji 838 A. B. fiEK‹L 23-23. Aksesuar yol üzerinden oluflan atriyal fibrilasyon (preeeksite atriyal fibrilasyon) görülmektedir (A). Antegrat refrakter peryodu k›sa aksesuar yol varl›¤›nda oluflan atriyal fibrilasyon bu örnekte de görüldü¤ü gibi çok h›zl› ventriküler cevaba yol açar. Preeksite AF s›kl›kla VT ile kar›flt›r›l›r; ancak ritmdeki düzensizlik, preeksitasyonun art›p azalmas› ve ilk QRS defleksiyonunun delta ile ayn› istikamette olmas› ile VT’den ayr›l›r. Preeksite AF ventrikül fibrilasyonuna dejenere olabilir (B). asemptomatiktir. Semptomatik hastalardaki en s›k belirti paroksismal çarp›nt›lard›r. Senkop geliflimi yüksek taflikardi h›z› veya vazovagal mekanizma ile iliflkilidir. WPW Sendromlu hastalar›n de¤erlendirilmesindeki en önemli husus, seyrek de olsa ani ölüm riskinin belirlenmesidir. Söz konusu riski kesin olarak gösteren parametreler olmamakla birlikte; baz› bulgu ve belirtilerin ani ölüm riskini art›rd›¤› bilinmektedir. Ailede erken yaflta ani ölüm hikayesi, klinik atriyal fibrilasyon ataklar›, elektrofizyolojik incelemede aksesuar yolun antegrat refrakter peryodunun k›sa (<250 msan) olmas› ve elektrofizyolojik çal›flmada atriyal fib- rilasyonun indüklenebilmesi gibi bulgular ani ölüm riskini belirgin olarak art›rmaktad›r. Tedavi: AVRT’nin acil tedavisi AVNRT tedavisinden -bir kaç istisna d›fl›nda- önemli bir farkl›l›k göstermez. Baz› özel durumlarda ilaç seçiminde dikkatli olunmal›d›r. Antegrat iletisi olan aksesuar yol varl›¤›nda daha önceden atriyal fibrilasyon ataklar›n›n oldu¤u biliniyorsa veya atriyal fibrilasyon ata¤› mevcut ise (AV dü¤üm-His bloku ve/veya aksesuar yol iletisinin kolaylaflmas› sebebiyle) lidocain, verapamil ve digoksin kullan›lmamal›d›r (fiekil 23-24). Yine preeksitasyon manifest ise Aritmiler 839 fiEK‹L 23-24. Farkl› antiaritmik ilaçlar›n normal ileti sistemine ve aksesuar yola etkileri görülmektedir. AVRT tedavisinde reentri halkas›n›n AV dü¤üm veya aksesuar yol seviyesinde bloku taflikardiyi durduracakt›r. Önceden atriyal fibrilasyonu ve aksesuar yoldan antegrat iletisi olan hastalar d›fl›nda akut AVRT tedavisi, AVNRT ata¤› tedavisinden fark l› de¤ildir. tek bafl›na digoksinin kullan›m› sak›ncal›d›r. Aflikar preeksitasyon zemininde hemodinamiyi bozmayan atriyal aritmilerin geliflmesi halinde aksesuar yolda iletiyi yavafllatan/bloke eden s›n›f Ia, Ic ve s›n›f III antiaritmikler kullan›labilir. Bunlar›n aras›nda s›n›f Ic ve s›n›f III antiaritmikler aksesuar yol ile birlikte normal ileti sisteminde de ileti yavafllamas›na yol açarlar. Taflikardilerin önlenmesine yönelik uzun süreli tedavinin ilaç seçiminde yukar›daki hususlar dikkate al›nmal›d›r. Aksesuar yol vas›tas›yla taflikardileri olan semptomatik hastalarda seçilecek ilk tedavi kateter ablasyon yöntemidir. Kateter ablasyon tedavisi, tam kür sa¤lamas› ve hastay› sonuçlar› önceden kestirilemeyen ilaç tedavisinin toksisitesinden kurtarmas› gibi ciddi üstünlüklere sahiptir. Baflar› oran› %90’›n üzerindedir; nüks ihtimali ise %5 civar›ndad›r. ‹fllemin mortalitesi çok düflüktür (%0-0.2). AV blok ve tamponat gibi ciddi komplikasyonlar›n geliflme ihtimali %1’in alt›ndad›r. Kateter ablasyonu semptomatik hastalarda yayg›n olarak uygulanan bir tedavi yöntemidir. Buna karfl›l›k asemptomatik WPW Sendromlu hastalar›n hangi flekilde tedavi edilece¤i tart›flmal›d›r. Asemptomatik hastalarda düflük bir ihtimalle de olsa ani ölümün ilk bulgu olabilece¤i gösterilmifltir (3 y›l› aflk›n bir takip sürecinde ani ölüm ihtimali %1.5). Buna ra¤men bu hastalar ile ilgili mevcut mutabakat; ablasyon tedavisinin rutin olarak yap›lmamas›; ancak riskli mesleklerin (toplu tafl›ma araçlar›n›n flöförlü¤ü, polis, itfaiyeci vs) varl›¤› halinde ve di¤er bir nedenle elektrofizyolojik inceleme yap›l›rken tesadüfen aksesuar yolun bulunmas› durumunda veya ailede ani ölüm hikayesinin bulunmas› hallerinde kateter ablasyonunun uygulanmas› yönündedir. Sürekli kavflak reentran taflikardisi Genellikle posteroseptal bölgede bulunan ve retrograt olarak yavafl iletili bir aksesuar 840 Temel Kardiyoloji yolun sorumlu oldu¤u bu reentran taflikardisinde antegrat ileti normal ileti sisteminden, retrograt ileti aksesuar yoldan olur. Retrograt “p” dalgas› (yavafl ileti sebebiyle) bir sonraki QRS’in önünde yer al›r (RP>PR). Sürekli nitelikteki aritminin seçkin tedavisi aksesuar yolun kateter ablasyonudur. Akselere (non-paroksismal) kavflak taflikardisi Atriyoventriküler kavfla¤›n artm›fl otomatisitesinden veya tetiklenen aktiviteden kaynaklanan bu taflikardinin belli bafll› birkaç etyolojisi mevcuttur. Dijital entoksikasyonu, akut inferior miyokard infarktüsü, miyokardit, akut romatizmal atefl akselere kavflak taflikardisinin bafll›ca sebebleridir. Akselere kavflak taflikardisi nadiren yavafl yol ablasyonunu takiben uzun süreli (günler, haftalar) olarak ortaya ç›kabilir. H›z› 70-130/dk aras›nda olan taflikardinin h›zlanmas› –reentri taflikardilerinin aksine- yavaflça olur (“warm-up” peryodu). Akselere kavflak taflikardisi atriyuma 1:1 retrograt iletili veya AV disosiyasyon ile birliktedir (fiekil 23-25). ‹nfra-His ileti sistemi hastal›¤› olmad›kça QRS dard›r. Genellikle herhangi bir tedaviyi gerektirmez. Tedavi altta yatan sebebe yönelik olmal›d›r. Atriyal taflikardiler Tan›m ve klinik bulgular: Atriyal taflikardiler atriyal dokudan kaynaklanan ve her üç aritmi mekanizmas›yla da (reentri, otomatisite art›fl›, tetiklenen aktivite) meydana gelebilen aritmilerdir. Di¤er supraventriküler taflikardilere nazaran daha seyrek görülürler. AVNRT ve AVRT’den farkl› olarak hastalar›n önemli bir k›sm›nda organik bir kalp hastal›¤› mevcuttur. Yap›sal kalp hastal›¤› bulunmad›¤›nda otomatisite (fokal odak) hakim mekanizma iken, yap›sal bir kalp hastal›¤› varl›¤›nda veya atriyumu ilgilendiren bir insizyonun söz konusu oldu¤u (septal defekt tamirleri, konjenital kalp hastal›¤› operasyonlar› vs) giriflimden sonraki taflikardilerde (insizyonel taflikardi) reentri mekanizmas› daha ön plandad›r. Digoksin entoksikasyonunda s›k rastlanan bloklu atriyal taflikardinin tetiklenen aktivite mekanizmas› ile olufltu¤u zannedilmektedir. Atriyal taflikardiler sürekli (“incessant”) olmaya e¤ilimlidir; aylarca yüksek h›zla devam eden taflikardiler –özellikle çocuklarda ve gençlerde- dilate kardiyomiyopatiye yol açabilirler (“tachycardia-induced cardiomyopathy”). Dolay›s›yla, kalp yetersizli¤i zeminindeki taflikardiler dikkatle incelenmeli altta kronik bir atriyal aritminin olup olmad›¤› de¤erlendirilmelidir. Uzun süreli taflikardilerin yol açt›¤› dilate kardiyomiyopatiler arit- fiEK‹L 23-25. Akselere kavflak taflikardisi. H›z› 100/dk olan bu kavflak taflikardisinde 1:1 atriyal ileti (AV asosiyasyon) mevcuttur. QRS kompleksi dard›r ve retrograt "p" dalgalar› düzenli olarak QRS’den hemen sonra gelmektedir (6. ve 7. komplekslerde ok ile iflaretlenmifltir). Aritmiler 841 A B fiEK‹L 23-26. Farkl› h›z ve özellikteki atriyal taflikardi örnekleri görülmektedir. Üstteki trasede nisbeten yavafl (150/dk) ve 1:1 ventriküler geçifl gösteren atriyal taflikardi trasesi görülmektedir (A). Alttaki ritm trasesinde ise oldukça h›zl› (295/dk) atriyal taflikardi mevcuttur (B). Trase boyunca 2:1 ila 4:1 aras›nda de¤iflen AV blok görülmektedir. AV blok varl›¤› atriyal taflikardi tan›s›n› teyid etmektedir. Di¤er yandan aberan "p" dalgalar›n›n flekli ve h›z› her ne kadar atriyal flattere benzese de izoelektrik hatt›n varl›¤› daha çok atriyal taflikardiyi düflündürmektedir. minin uygun tedavisi ile geri döndürülebilir nitelikte oldu¤undan bu tür aritmilerin tan›nmas› hayati önem tafl›r. EKG özellikleri ve s›n›fland›rma: Atriyal taflikardide sinüs “p”sinden farkl› aberan p’ dalgas› genellikle QRS’in önünde yer al›r. “p” dalgas›n›n morfolojisine bak›larak taflikardinin yeri tahmin edilebilir. Aberan p’ dalgas›n›n I ve aVL’de (+), aVR’de (-) olmas› sa¤ atriyal oda¤›; I ve aVL’de (-), aVR’de (+) olmas› sol atriyal oda¤› gösterir. Bununla birlikte, yüzeyel EKG bulgular›na bak›larak taflikardi oda¤›n›n tahmini güvenilir de¤ildir. Atriyal ta- 842 Temel Kardiyoloji flikardi s›ras›nda AV blok varl›¤›n›n görülmesi tan›y› teyid eder (fiekil 23-26). Devaml› 2:1 bloklu giden atriyal taflikardilerde tan› güçleflebilir; ay›r›c› tan›da atriyal “flutter”den ayr›lmas› zor olabilir. Her ne kadar atriyal taflikardinin h›z› atriyal “flutter”dan genellikle daha düflük (120-260/dk) ise de; her iki aritminin h›zlar›n›n örtüflmesine seyrek olmayarak rastlanabilir. Atriyal taflikardide izoelektrik hatt›n –atriyal “flutter”in aksine- görülebilmesi ay›r›c› tan›da yard›mc› olur. Bununla birlikte, zaman zaman “flutter” dalgalar›na çok benzeyen p’ kompleksleri ve örtüflen h›zlar söz konusu oldu¤unda ayr›m ancak elektrofizyolojik inceleme ile mümkün olur. ‹ki taflikardi türü aras›ndaki bu ve di¤er benzerlikler sebebiyle Amerika “pacing” ve elektrofizyoloji derne¤i (NASPE) atriyal taflikardileri fokal (ektopik atriyal taflikardi) ve makroreentran taflikardiler (tipik ve atipik atriyal “flutter” ile reentran atriyal taflikadiler) fleklinde ikiye ay›rarak s›n›fland›rmay› teklif etmektedir. Tedavi: Reentran atriyal taflikardiler s›n›f I ve s›n›f III antiaritmiklere genellikle cevap verirken; taflikardi mekanizmas›n›n otomatisite art›fl› (ektopik) oldu¤u hallerde farmakolojik tedaviye cevap ihtimali çok düflüktür. Bu tür taflikadiler programl› uyar›lara ve kardiyo- versiyona da genellikle cevap vermez. AV dü¤ümü bloke eden ilaçlarla ventrikül cevab›n›n azalt›lmas› ilk hedef olmal›d›r. Hangi mekanizma ile geliflir ise geliflsin kateter ablasyonu ilk seçilecek tedavi yöntemidir. Dilate kardiyomiyopati geliflen vakalarda aritmi oda¤›n›n ablasyon ile ortadan kald›r›lmas›ndan sonra ventrikül fonksiyonlar› haftalar ve aylar içinde düzelir. Kateter ablasyon tedavisini s›n›rland›ran bafll›ca husus çok say›daki ektopik oda¤›n varl›¤›d›r. Multifokal atriyal taflikardi Multifokal (kaotik) atriyal taflikardi h›z› 100-130/dk aras›nda de¤iflen ve “p” dalgas› konfigürasyonunun devaml› olarak de¤iflti¤i (genellikle birbirinden farkl› konfigürasyonda en az 3 “p” dalgas› mevcuttur); farkl› RR aral›klar› ile düzensiz bir taflikardidir (fiekil 23-27). Genellikle kronik sistemik hipoksi zemininde (kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤›, kalp yetersizli¤i vb) görülür. Tedavi altta yatan sebebe yöneliktir. Atriyal flatter (“flutter”) Atriyal flatter atriyal fibrilasyona göre genellikle daha k›sa süreli bir aritmidir; bununla birlikte aylar ve y›llarca devam etmesi de fiEK‹L 23-27. Multifokal atriyal taflikardi. Ritm h›zl› ve düzensiz oluflu ile atyriyal fibrilasyona benzemekle beraber; QRS komplekslerinin bafl›nda farkl› morfolojilerde aberan "p" dalgalar›n›n oldu¤u görülmektedir. Multifokal atriyal ta flikardi ço¤u kere atriyal fibrilasyona dönüflmektedir. Aritmiler mümkündür. Vakalar›n ço¤unda atriyal fibrilasyon da mevcuttur. Daha çok organik kalp hastal›¤› zemininde ortaya ç›kan atriyal flatterin toplumdaki s›kl›¤› binde 0.5-1 civar›ndad›r. Mekanizma, EKG özellikleri ve s›n›fland›rma: Atriyal flatter h›z› 240-320/dk aras›nda de¤iflen (genellikle 300/dk civar›) bir atriyal makroreentran taflikardidir. EKG’de herbiri atriyal reentriyi temsil eden ve izoelektrik hatt› ortadan kald›ran flatter (F) dalgalar› tipiktir ve genellikle 2:1 ventriküler geçifl (150/dk h›z) görülür. Tipik atriyal flatterin sa¤ atriyumdaki reentri yolu interatriyal septum, sa¤ atriyal serbest duvar ve –reentrinin yavafl iletisinin yer ald›¤›- atriyumun taban›nda inferior vena kava, triküspid anulus ve koroner sinüs aras›ndaki bölge (isthmus)’yi takip eder. Bu siklusta reentri dönüflünün saatin aksi istikametinde oldu¤u (“counter-clockwise rotation”) atriyal flatter, yayg›n olarak rastlanan tipik atriyal flatterdir. Tipik atriyal flatterde flatter dalgalar› II, III ve aVF derivasyonlar›nda negatif, V1 derivasyonunda pozitiftir (fiekil 23-28). Ayn› reentri siklusunun ters istikamette yani saat yönü (“clockwise rotation”) dönüflü halinde, flatter dalgalar›n›n II, III ve aVF’de pozitif V1’de ise negatif oldu¤u ise “ters (“reverse”) tipik atriyal” flatter söz konusudur. Her iki atriyal flatterde de (tipik ve ters tipik) reentrinin kritik yavafl zonu istmusdan geçer; dolay›s›yla bu atriyal flatter türleri istmus-ba¤›ml›d›r. Di¤er taraftan nadir rastlanan baz› atriyal flatterlerde (önceki insizyonlara ba¤l› lezyon makroreentran taflikardiler, sa¤ atriyum serbest duvar makroreentrisi, sol atriyal makroreentri vb) reenri siklusu istmus-ba¤›ml› de¤ildir; bu atriyal flatter türleri atipik atriyal flatterleri oluflturur. aVF ve V1 derivasyonlar›nda flatter dalgas›n›n ayn› istikamette olmas› atipik atriyal flatter lehine bir bulgudur. 843 Etyoloji: Atriyal fibrilasyonun etyolojisi olabilecek kardiyak, metabolik, toksik ve cerrahi sebebler atriyal flattere de yol açabilir (bkz: atriyal fibrilasyon etyolojisi). Atriyumda insizyonun söz konusu oldu¤u cerrahi giriflimler atipik atriyal flattere zemin haz›rlayabilir. Klinik bulgular ve tan›: Atriyal flatter eriflkinlerde AV dü¤üm fonksiyonlar› normal ise genellikle 2:1 geçifl göstererek 150/dk civar›nda bir ventriküler h›zla ortaya ç›kar. Çocuklarda, aksesuar yol varl›¤›nda veya AV geçifli kolaylaflt›racak ilaçlar›n kullan›lmas› halinde hemodinamiyi s›kl›kla bozan 1:1 geçifl de mümkündür. ‹zoelektrik hatt› ortadan kald›ran tipik flatter dalgalar›n›n görülmesi ile tan› kolayl›kla konulabilir. Ancak 2:1 geçifl söz konusu oldu¤unda flatter dalgalar› belirgin olmayabilir. Bu durumda karotis masaj› ve AV dü¤ümü yavafllat›c› di¤er manevra ve tedavilerle geçifl oran› azalt›larak flatter dalgalar›n›n ortaya ç›kart›lmas› tan›y› kolaylaflt›r›r. Atriyal flatter ventriküler geçifl oran› sabit oldu¤unda düzenli bir ritm olarak ortaya ç›kar; nadiren geçifl derecesinin s›kça de¤iflti¤i durumlarda düzensiz bir ritm olarak görülebilir. Hastalar›n ço¤u semptomatiktir. Özellikle egzersiz veya günlük aktivite art›fl›na ba¤l› ani h›zlanmalar (ventriküler geçiflin 4:1’den 2:1’e dönmesi gibi) sebebiyle atriyal flatterin hemodinamiyi etkileme e¤ilimi atriyal fibrilasyona göre daha fazlad›r. Di¤er yandan atriyal flatterde tromboemboli riski sinüs ritmindeki hastalara göre artm›flt›r. Bu riskin atriyal fibrilasyona göre biraz daha az olmas›na ra¤men tromboembolinin önlenmesine yönelik tedavi prensipleri her iki aritmide de benzerdir. Tedavi: Hemodinamik bozuklu¤un söz konusu oldu¤u durumlarda düflük enerjili Temel Kardiyoloji 844 A B C fiEK‹L 23-28. Farkl› özellikler gösteren atriyal flatter traseleri görülmektedir. Tipik flatter dalgalar› baz› derivasyonlar da belirgin olmayabilir; flatter dalgas› gibi atriyal aktiviteler üstteki trasede oldu¤u gibi II, III ve aVF derivasyonlar›nda daha belirgindir (A). Atriyal flatter (ileti sistemi normal veya ilaç etkisi alt›nda de¤ilse) genellikle 2:1 AV blok ile ortaya ç›kar. Ancak nadir hallerde 1:1 ventrikül cevab› da mümkündür (B). Ters tipik (saat yönü dönüfl) atriyal flatter de yayg›n görülen tipik atriyal flatterin (A ve B) aksine flatter dalgalar› II, III ve aVF’de pozitiftir (C). Ters tipik atriyal flatter 2:1 geçiflli olarak görülmektedir. (20-50 Joule) DC kardiyoversiyon uygulan›r. Acil kardiyoversiyonun gerekli olmad›¤› hallerde önce AV dü¤ümü bloke edici ilaçlarla (verapamil, beta-blokerler, dijital) ventriküler cevap azalt›lmal›d›r. Bu amaçla kullan›lan digoksin atriyal flatteri atriyal fibrilasyona çevirebilir. Atriyal flatterde AV dü¤ümün farmakolojik blokaj› atriyal fibrilasyona göre çok daha zordur ve genellike en az iki ilac›n kombinasyonunu gerektirir. Ventriküler h›z uygun düzeylere getirildikten sonra s›n›f I veya s›n›f III antiaritmiklerle kardiyoversiyon denenir. Söz konusu ilaçlar sinüs ritmi sa¤land›ktan sonra atriyal flatterin önlenmesinde de kullan›labilir. Uygun flartlarda baflvurulan atriyal “pacing” baflar›l› olabilir. AV dü¤üm Aritmiler yeterince bloke edilmeden kullan›lan s›n›f Ia antiaritmikler AV geçifli (vagolitik etki ile) daha da art›rarak hemodinamiyi bozabilirler. Propafenonun iyi bilinen proaritmik etkilerinden biri de atriyal flatterin ventrikül cevab›n›n artmas›d›r. Atriyal flatterin medikal ve elektriksel kardiyoversiyon tedavi prensipleri ve tromboemboliden korunma tedbirleri atriyal fibrilasyon ile benzerdir (bkz: atriyal fibrilasyon tedavisi). Kateter ablasyonu istmusa ba¤l› atriyal flatterlerde %90 civar›nda baflar›l›d›r. Di¤er atipik atriyal flatterlerde baflar› daha düflüktür. Atriyal fibrilasyon ataklar›n›n da efllik etti¤i atriyal flutter vakalar›nda kateter ablasyon sonras› nüks oldukça yüksek (>%40) oldu¤undan bu hastalar kateter ablasyon tedavisi için uygun aday de¤ildirler. 845 küçük bir k›sm›n› ise kardiyomiyopatiler ve hasta sinüs sendromu meydana getirir. Atriyal fibrilasyonun kardiyovasküler sistem hastal›klar› d›fl›nda da genifl bir etyoloji yelpazesi mevcuttur. Atriyal fibrilasyon, sistemik hipoksi, hiperkapni ve asidoz gibi metabolik bozukluklar›n s›kl›kla geliflebildi¤i pulmoner ve sistemik hastal›klara efllik edebilir. Toksik sebeblerin bafl›nda alkol kullan›m› gelir. Elektrolit bozukluklar› atriyal fibrilasyonu tetikleyebilir. Atriyal fibrilasyon ço¤u kere tirotoksikozun ana klinik görüntülerinden biridir. Di¤er yandan atriyal fibrilasyon sistemik veya kardiyak herhangi bir patoloji olmaks›z›n da –vagal veya adrenerjik aktivite art›fl› ile- ortaya ç›kabilir (“lone atrial fibrillation”). “Lone” atriyal fibrilasyon tüm atriyal fibrilasyonlular›n yaklafl›k %15-30’unu oluflturmaktad›r. Atriyal fibrilasyon Tan›m ve epidemiyoloji: Atriyal fibrilasyon atriyumun düzenli elektriksel organizasyonunun ortadan kaybolmas› sonucu atriyal kontraksiyonun gerçekleflememesi ile karakterize bir supraventriküler tafliaritmidir. Toplumdaki genel s›kl›¤› %0.5 civar›nda olmakla birlikte artan yafl ile beraber insidenste belirgin bir yükselme söz konudur. Seksen yafl›n›n üzerindekilerde görülme s›kl›¤› %10’un üzerine ç›kmaktad›r. Atriyal fibrilasyon özellikle yafll› populasyonda en s›k rastlanan aritmidir. Etyoloji: Atriyal fibrilasyon hemen hemen tüm kardiyovasküler hastal›klarda görülebilmekle birlikte, özellikle sistemik hipertansiyon, kalp yetersizli¤i, koroner kalp hastal›¤› ve mitral kapak hastal›klar›ndaki görülme oran› daha fazlad›r. Atriyal fibrilasyon etyolojisinin yaklafl›k yar›s›n› sistemik hipertansiyon, koroner kalp hastal›¤› ve kalp kapak hastal›klar› oluflturur. Kardiyak etyolojinin Terminoloji: Atriyal fibrilasyon ilk defa ortaya ç›kan ata¤›n tedaviye cevab›na göre s›n›fland›r›lmaktad›r. “Paroksismal atriyal fibrilasyon”da aritmi ata¤› en çok 7 gün içinde (genellikle 1 günden az bir sürede) kendili¤inden sonlan›r. Yeni bafllayan atriyal fibrilasyonlu hastalar›n yaklafl›k %70’inde ritm ilk 3 gün içinde kendili¤inden sinüs ritmine dönmektedir. Sebat eden (“persistent”) atriyal fibrilasyon kendili¤inden sonlanmayarak en az 1 haftadan fazla devam eder; sonlanmas› için farmakolojik veya elektriksel kardiyoversiyon gerekir. Kal›c› (“permanent”) atriyal fibrilasyon kardiyoversiyonun etkisiz oldu¤u veya (endike olmad›¤› için) yap›lmad›¤› aritmiyi temsil eder. Paroksismal veya sebat eden atriyal fibrilasyon tek ataktan ibaret olabilir yahut 2 veya daha fazla atak söz konusu olabilir (tekrarlay›c› “recurrent” atriyal fibrilasyon). Mekanizma ve EKG bulgular›: Atriyal fibrilasyonun bafllamas›, tetiklenmesi ve deva- 846 Temel Kardiyoloji m›nda her üç aritmi mekanizmas›n›n da katk›s›n›n oldu¤u düflünülmektedir. Bununla birlikte, kronik atriyal fibrilasyonun fonksiyonel reentri mekanizmas› ile devam etti¤i zannedilmektedir. Pulmoner ven a¤›zlar›ndaki artm›fl otomatisite veya tetiklenen aktiviteye ba¤l› olarak geliflen artm›fl atriyal ektopik aktivite düzensiz multipl reentriye yol açarak atriyal fibrilasyonu tetikleyebilmektedir. Bu mekanizman›n özellikle paroksismal atriyal fibrilasyonda etkili oldu¤u gösterilmifltir. Atriyal fibrilasyon varl›¤›nda zamanla atriyumlarda meydana gelen yap›sal ve elektriksel yeniden flekillenme, atriyal fibrilasyonun devam›na veya nüksleri art›rarak ileride kal›c› olmas›na yol açmaktad›r. EKG’de h›zl› (350-600/dk), düzensiz fibrilasyon dalgalar› (“f” dalgalar›) görülür. “f” dalgalar›n›n amplitüdü atriyumun geniflli¤ine ve atriyal fibrilasyonun süresine ba¤l› olarak de¤ifliklik gösterir. “P” dalgas› yoktur ve RR aralar›nda tam bir düzensizlik (“irregularly irregular”) vard›r. AV dü¤ümü normal olan ve AV iletiyi etkileyebilecek ilaç kullanmayan hastalarda atriyal fibrilasyonun ventrikül cevab› 100-160/dk aras›ndad›r. Daha yavafl ventrikül cevab›n›n varl›¤› halinde AV ileti bozuklu¤u düflünülmelidir (fiekil 2329). Atriyal fibrilasyonda düzensizli¤in ve ventrikül cevab›n›n çok daha yüksek olmamas›n›n bafll›ca sebebi, AV dü¤ümü depolarize eden fakat ilerleyemeyip bloke olan atriyal aktivitelerin bir sonraki atriyal aktivite için AV A B C fiEK‹L 23-29. Yüksek ventrikül cevapl› atriyal fibrilasyon (A). Ayn› hastan›n AV dü¤ümde iletiyi yavafllatan ilaçlarla te davi edildikten sonra ventrikül h›z›n›n normal s›n›rlarda oldu¤u 12 derivasyonlu EKG’si (B). Yavafl ventrikül cevapl› atriyal fibrilasyon (C). Aritmiler dü¤ümü refrakter k›lmalar›d›r (gizli ileti; “concealed conduction”). Atriyal fibrilasyonda RR aralar›n›n düzenli oldu¤u durumlarda AV blok (ventrikül h›z›: 30-60/dk), kavflak ritmi veya taflikardisi (ventrikül h›z›>60/dk) düflünülmelidir. Yan›s›ra, “pace-maker” ritminde de ritmin düzenli olmas›na ra¤men, atriyal fibrilasyon söz konusu olabilir. Fizyopatoloji ve klinik bulgular: Atriyal fibrilasyon total mortaliteyi (sinüs ritminde olan kiflilere göre) yaklafl›k 2 misli art›rmaktad›r. Mortalite ve morbidite art›fl›n›n fizyopatolojisi bafll›ca afla¤›daki mekanizmalarla ilgilidir: 1. Atriyal fibrilasyonun geliflmesi ile atriyal kontraksiyon kayb› meydana gelmektedir. Atriyumun at›m hacmine katk›s› kalp hastal›¤› bulunmayan fertlerde %15 civar›ndad›r. Ventrikül fonksiyonlar›n›n normal olmas› halinde at›m hacminde meydana gelen bu düzeydeki bir azalma hemodinamik dengeyi bozmaz. Ancak sol ventrikül relaksasyonunun bozuldu¤u, diyastol sonu bas›nc›n›n yükseldi¤i hallerde (hipertansiyon, hipertrofik kardiyomiyopati, aort darl›¤›, kalp yetersizli¤i vs) atriyumun at›m volümüne katk›s› %30-40 gibi yüksek seviyelere ç›kabilir. Bu hastal›klar›n ileri evrelerinde ani geliflen atriyal fibrilasyon senkop, akut akci¤er ödemi gibi ciddi klinik sonuçlara yol açabilir. Di¤er yandan kardiyak debinin zaten düflük oldu¤u ciddi sol ventrikül yetersizli¤i ve benzeri durumlarda atriyal fibrilasyon iyi tolere edilemez. Mevcut kalp yetersizli¤ini dekompanse hale getiren aritmilerin bafl›nda atriyal fibrilasyon gelmektedir. 2. Uzun süre (haftalar ve aylarca) atriyal fibrilasyonun yüksek ventrikül h›z›na maruz kal›nmas› halinde ventrikül fonksiyonlar› kötüleflir (taflikardiye ba¤l› kardiyomiyopati). Düzensiz ritm de yüksek h›zdan ba¤›ms›z olarak ventrikül fonksiyonlar›n› bozan di¤er bir faktördür. Dolay›s›yla atriyal fibrilasyon 847 bir taraftan mevcut kalp yetersizli¤inin alevlenmesini tetikleyen bir aritmi oldu¤u gibi, di¤er yandan da kap yetersizli¤inin primer sebebi olabilmektedir. 3. Atriyal fibrilasyonda atriyumda (gerçek bir kontraksiyon olmamas› sebebiyle) meydana gelen staz ile birlikte koagülasyon ve agregasyon sisteminin aktivasyonu trombüs oluflumuna ve tromboembolik komplikasyonlara zemin haz›rlar. Trombüsün bafll›ca oluflma yeri sol atriyum apendiksidir. Sistemik tromboemboli herhangi bir organda (ekstremiteler, mezenterik sistem vs) gerçekleflebilmekle beraber, en s›k merkez sinir sistemini tutar. ‹nme riski sinüs ritmindeki kiflilere göre non-valvüler atriyal fibrilasyonda 6 misli (senelik risk yaklafl›k %6), valvüler atriyal fibrilasyonda ise 17 misli artm›flt›r. Söz konusu risk yafl ile birlikte belirgin flekilde artar. Di¤er yandan tüm inmelerin beflte biri atriyal fibrilasyona ba¤l›d›r. 4. Atriyal fibrilasyon ataklar› ço¤u kere hastay› semptomatik hale getirerek hayat kalitesinde belirgin bir azalmaya yol açar. Nefes darl›¤›, çarp›nt› ve halsizlik en s›k rastlanan semptomlard›r. Hastalar›n %5’inden az›nda atriyal fibrilasyon ata¤› senkop ile ortaya ç›kar. Tedavi: Atriyal fibrilasyonun tedavisi bafll›ca aritmiye yaklafl›m ve tromboemboli riskinin azalt›lmas›n› içerir. Aritmiye yönelik tedavide ventrikül h›z›n›n kontrolü (h›z kontrolü) ve sinüs ritminin sa¤lanmas› ve/veya korunmas› (ritm kontrolü) fleklinde iki temel tedavi yaklafl›m› mevcuttur. a. Ritm kontrolü veya h›z kontrolü karar›: Ritm kontrolünün atriyal kontraksiyon ve AV senkronizasyonun korunmas›, semptomlar›n giderilmesi, atriyumun yap›sal ve elektriksel yeniden flekillenmesinin önlenmesi ve (sadece baz› hastalarda) tromboembolik riskin azalt›lmas› gibi üstünlükleri vard›r. Buna karfl›l›k, h›z kontrolünün en önemli üstün- 848 Temel Kardiyoloji lü¤ü hastan›n antiaritmik ilaçlar›n proaritmi ve di¤er yan etkilerine maruz kalmamas› ve ritm kontrolünde s›kça gerekli olan kardiyoversiyon ile ilgili hastane müracaatlar›n›n azalt›lmas›d›r. ‹ki tedavi yöntemini karfl›laflt›ran çal›flmalarda ritm ve h›z kontrol gruplar› aras›nda hayat kalitesi, semptomatik düzelme, inme ve total mortalite bak›m›ndan anlaml› fark görülmemifltir. Tekrarlayan hastane yat›fllar› ve proaritmi ritm kontrolü grubunda daha fazla bulunmufltur. Bu çal›flmalar›n sonuçlar›n› yorumlarken her iki grubun da antikoagülan tedavi alt›nda oldu¤u ve ritm kontrolü grubundakilerin ancak %60 kadar›n›n sinüs ritminde bulundu¤u dikkate al›nmal›d›r. Dolay›s›yla, ritm veya h›z kontrolü karar›, hastan›n özellikleri göz önünde bulundurularak kiflisellefltirilmelidir. Genç hastalarda, atriyal fibrilasyon ataklar›n›n iyi tolere edilemedi¤i (hemodinamik bozulma, belirgin semptomlar) hallerde ve ventrikül h›z›n›n kontrolünün güç oldu¤u hastalarda ritm kontrolünün seçilmesi uygundur. Buna karfl›l›k, ataklar›n iyi tolere edildi¤i ve hemodinamik bozuklu¤un geliflmedi¤i, ventrikül h›z›n›n uygun flekilde kontrol edilebildi¤i, uzun süre sinüs ritmi sa¤lanmas›n›n altta yatan hastal›k sebebiyle güç oldu¤u (çok genifl sol atriyum, atriyal fibrilasyona yol açan hemodinamik bozuklu¤un sebat etti¤i haller) durumlarda h›z kontrolü tercih edilebilir. Her iki tedavi yaklafl›m› için farkl› tedavi yöntemleri mevcuttur. Ritm kontrolü amac›yla kardiyoversiyon (farmakolojik, elektriksel), nükslerin önlenmesi için antiaritmikler, “maze” ifllemi (cerrahi veya ablasyon ile), kateter ablasyonu ve özel “pacing” teknikleri kullan›l›r. H›z kontrolü için AV dü¤ümü bloke edici ilaçlar, AV kavflak ablasyonu ile birlikte kal›c› kalp pili implantasyonu veya yine kateter ablasyon yöntemi ile AV dü¤üm modifikasyonu yöntemleri seçilebilir. H›z kontrolüne karar verilen hastalar›n tamam›nda antiko- agülan tedavi flartt›r. Ritm kontrolü yap›lan hastalar›n ise önemli kesiminde uzun süreli antikoagülan tedaviye ihtiyaç vard›r; çünkü bu hastalar›n yaklafl›k yar›s› (birkaç y›l içinde) yine atriyal fibrilasyona dönecek veya atriyal fibrilasyon ataklar›na maruz kalacakt›r. Her türlü agresif tedavi yaklafl›mlar›na ra¤men ileri yafllarda ve organik kalp hastal›¤› zemininde uzun süreli sinüs ritminde kalma oran› son derece düflüktür. b. H›z kontrolü: H›z kontrolü AV dü¤ümü bloke eden ilaçlarla (beta-bloker, verapamil, diltiazem, digoksin) yap›l›r. Ço¤u kere atriyal fibrilasyonun ventrikül cevab›n› uygun düzeylere çekmek için bu ilaçlar›n iki veya üçünün kombinasyonu gerekir. ‹laç seçiminde altta yatan hastal›k ve hastan›n klinik durumu dikkate al›n›r. Amiodaron da atriyal fibrilasyonun ventriküler cevab›n› azaltmakta kullan›labilir; fakat bu durumda kardiyoversiyonun da gerçekleflebilece¤i unutulmamal›d›r. Uygun bir h›z kontrolü için sadece istirahat kalp h›z›n›n normal olmas› yeterli de¤ildir. Egzersizde h›z art›fl›n›n da makul seviyelerde olmas› gerekir. Dolay›s›yla h›z kontrolünün baflar›s›n› belirlemek için ambulatuar EKG ve egzersiz testlerinden de yararlan›lmal›d›r. Uygun bir h›z kontrolü için istirahat kalp h›z› 80/dk’n›n alt›nda olmal›; orta seviyede bir egzersizde (mesela 6 dakikal›k yürüyüfl testi) h›z 110-115/dk’n›n üzerine ç›kmamal›d›r. Yirmidört saatlik ritm Holter’i incelemesinde ortalama h›z 90-100/dk’n›n alt›nda olmal›d›r. Gece saatlerinde h›z›n –semptomatik olmad›kça- 45-50/dk seviyelerine düflmesi normal kabul edilmelidir. ‹laçlarla h›z kontrolünün mümkün olmad›¤› seçilmifl hasta gruplar›nda kateter ablasyon yöntemi ile AV dü¤ümde parsiyel blok (AV dü¤üm modifikasyonu) veya tam blok (kal›c› kalp pili implantasyonu ile birlikte) yap›l›r. Aritmiler c. Ritm kontrolü: Kardiyoversiyon atriyal fibrilasyonlu hastalar›n sinüs ritmine farmakolojik veya elektriksel yöntemlerle döndürülmesidir Acil durumlar d›fl›nda gerçeklefltirilen elektif kardiyoversiyon öncesi AV kavfla¤› bloke eden ilaçlarla ventrikül h›z› uygun düzeylere çekilmelidir. Atriyal fibrilasyonun hemodinamiyi bozdu¤u senkop, hipotansiyon, akut kalp yetersizli¤i veya anginan›n belirmesi gibi haller acil kardiyoversiyonu gerekli k›lar. Bu durumlar d›fl›nda kardiyoversiyon elektif flartlarda uygulan›r. Kardiyoversiyon, önceden antikoagülan tedavi almayan hastalarda ve 48 saatten daha uzun süreli AF varl›¤›nda tromboemboli riskini art›r›r. Kardiyoversiyonda artm›fl tromboemboli riski bak›m›ndan farmakolojik ve elektriksel yöntemler aras›nda herhangi bir farkl›l›k bulunmamaktad›r. Farmakolojik kardiyoversiyon: Farmakolojik kardiyoversiyon, elektriksel kardiyoversiyona göre daha düflük baflar› oran›na sahiptir. Antiaritmik ilaçlar›n proaritmik yan etkileri farmakolojik kardiyoversiyonun en büyük sak›ncas›n› teflkil eder. Farmakolojik kardiyoversiyonun en etkili oldu¤u dönem atriyal fibrilasyonun ilk bir kaç günüdür. Atriyal fibrilasyonun ilk 7 gününden sonra farmakolojik kardiyoversiyonun baflar›s› belirgin olarak azalmaktad›r. S›n›f Ia, Ic ve s›n›f III antiaritmik ilaçlar farmakolojik kardiyoversiyonda çeflitli derecelerde baflar›l› bulunmufltur. Bu ilaçlar›n ço¤u ilk bir kaç saat içinde etkili olurken, amiodaronun etkisi 24 saate kadar gecikebilir. Farmakolojik kardiyoversiyonda kullan›lan ilaçlar›n endikasyonlar› ve kullan›m flekilleri Tablo 23-7’de özetlenmifltir. Atriyal fibrilasyonlu hastada organik kalp hastal›¤›n›n varl›¤› ve türü ilac›n tercihinde önemlidir. Organik kalp hastal›¤›n›n varl›¤› halinde belirginleflen proaritmik yan etki se- 849 bebiyle s›n›f a grubu ilaçlar kullan›lmamal› veya dikkatli bir flekilde son seçenek olarak düflünülmelidir. Konjestif kalp yetersizli¤i veya ciddi sol ventrikül sistolik disfonksiyonu bulunan hastalarda amiodaron ilk tercih edilecek antiaritmiktir. Altta yatan kalp hastal›¤›na göre farmakolojik kardiyoversiyonda ilaç seçimi ile ilgili tavsiyeler Tablo 23-8’de görülmektedir. Elektriksel kardiyoversiyon: Elektriksel kardiyoversiyon bafll›ca do¤ru ak›m›n anterolateral veya anteroposterior pozisyonlarda yerlefltirilen elektrot kafl›klar› vas›tas›yla vücut yüzeyine uygulanmas›yla gerçeklefltirilir (bkz: kardiyoversiyon ve defibrilasyon). ‹fllem baflar›s› %70-90 aras›nda de¤iflir. Hastan›n yafl›, vücut kitle indeksi, atriyal fibrilasyonun süresi, sol atriyumun geniflli¤i, altta yatan kalp hastal›¤› baflar›y› etkileyen klinik faktörlerdir. Bifazik dalgal› flok verebilen cihazlar›n ve anteroposterior yerleflimli elektrotlar›n daha baflar›l› oldu¤u bildirilmifltir. fiok öncesi uygulanan antiaritmik tedavi (amiodaron, propafenon, ibutilid) kardiyoversiyon baflar›s›n› art›rabilir. Uygulanacak ilk enerji seviyesi monofazik floklar için en az 200 Joule olmal›, baflar›s›zl›k halinde floklar aras›ndaki süre 1 dakikadan az olmamak kayd›yla 100’er joule’lük enerji art›fllar›yla uygulanmal›d›r. Bifazik dalgal› flok veren cihazlar için bu dozlar›n yar›s› yeterlidir. Elektriksel kardiyoversiyon intrakardiyak olarak yerlefltirilen elektrotlar vas›tas›yla da uygulanabilir. En çok kullan›lan elektrot pozisyonlar› sa¤ atriyum apendiksikoroner sinüs ve sa¤ atrium-pulmoner arter fleklindedir. ‹nternal kardiyoversiyonda genellikle 20 Joule’nin alt›ndaki enerji seviyeleri yeterli oldu¤undan anesteziye ihtiyaç duyulmadan a¤›r sedasyon ve analjezi ile ifllem gerçeklefltirilebilir. Baflar› oran› eksternal kardiyoversiyondan daha yüksektir. Özellikle Temel Kardiyoloji 850 TABLO 23-7. Atriyal fibrilasyonun farmakolojik kardiyoversiyonunda kullan›lan antiaritmik ilaçlar ‹laç Uygulama yolu Doz Yan etkiler Amiodaron O/‹V O: Total 10 gr olacak flekilde Hastanede 1.21.8 gr/gün, hastane d›fl›nda 600-800 mg/gün, idame 200-400 mg/gün IV: 5-7mg/kg (30-60dak) takiben 1,2-1,8gr iv/gün veya oral uygulama Bradikardi, hipotansiyon, QT uzamas›, "torsade de pointes", hipertiroidi, hipotiroidi, hepatotoksisite, fotosensitivite, korneal birikme, pulmoner fibrozis, iv uygulamada tromboflebit Propafenon O/‹V O: 450-900 mg/gün ‹V: 1.5-2 mg/kg/10-20dk Hipotansiyon, h›zl› ventrikül cevapl› atriyal flatter, organik kalp hastalar›nda ventriküler proaritmi, ileti bozukluklar›, gastrointestinal etkiler, halsizlik Kinidin O 750-1500mg/6-12 sa Hipotansiyon, QT uzamas›, "torsade de pointes", gastrointestinal ve nörolojik yan etkiler (tinnitus, görme, iflitme bozukluklar›, konfüzyon), trombositopeni Dofetilid O 2X125-500 mcg** QT uzamas›, "torsade de pointes" ‹butilid ‹V 1 mg/10 dk, gerekirse tekrar 1 mg QT uzamas›, "torsade de pointes" Flecainide O/‹V O: 200-300 mg/gün IV: 1.5-3 mg/kg/20 dk Prokainamid ‹V Sotalol O/‹V 25-50 mg/1dk, 5 dk da bir ayn› doz (total doz 1-2 gm) O: 12 saat ara ile 80-160 mg Hipotansiyon, h›zl› ventrikül cevapl› atriyal flatter, organik kalp hastalar›nda ventriküler proaritmi, nörolojik yan etkiler QT uzamas›, "torsade de pointes", hipotansiyon, “lupus-like” sendrom, nörolojik yan etkiler QT uzamas›, "torsade de pointes", betablokaja ba¤l› yan etkiler ** Ciddi renal yetersizlikte kontrendikedir, hafif-orta renal yetersizlikte doz kreatinin klirensine göre ayarlan›r (O: Oral, ‹V: ‹ntravenöz) obezite ve kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤› gibi eksternal yolla yeterli enerji verilemeyen hastalarda üstünlü¤ü vard›r. d. Sinüs ritminin korunmas›: Paroksismal veya persistan atriyal fibrilasyonda nüks ihtimali yüksektir. Hastalar›n, antiaritmik ilaç uygulanmaks›z›n yaln›zca %20-30 kadar› 1 y›ldan daha fazla süre sinüs ritminde kalmaktad›r. Nüks ihtimali yüksek olan hastalarda (ileri yafl, genifl sol atriyum, hipertansiyon, organik kalp hastal›¤›), atriyal fibrilasyon ata¤›n›n hastay› ciddi derecede semptomatik hale getirdi¤i durumlarda antiaritmik ilaç profi- Aritmiler 851 TABLO 23-8. Atriyal fibrilasyonlu hastalarda organik kalp hastal›¤› varl›¤› ve türüne göre farmakolojik kardiyoversiyonda ilaç seçimi Yap›sal kalp hastal›¤› yok Yap›sal kalp hastal›¤› var Hipertansiyon SVH<1.4 cm SVH>1.4 cm Koroner kalp hastal›¤› Kalp yetersizli¤i 1. Seçenek Propafenon Flekainid Propafenon Flekainid Amiodaron Dofetilid, ‹butilid Amiodaron Dofetilid 2. Seçenek Amiodaron Dofetilid ‹butilid, Prokainamid Amiodaron Dofetilid ‹butilid, Prokainamid Prokainamid Prokainamid Amiodaron (SVH>1.4 cm: Duvar kal›nl›¤›n›n 1.4 cm veya daha fazla oldu¤u sol ventrikül hipertrofili hipertansif hastalar; SVH<1.4 cm: Sol ventrikül hipertrofisinin olmad›¤› veya duvar kal›l›¤›n›n 1.4 cm’nin alt›nda bulundu¤u hipertansif hastalar) laksisi yap›l›r. ‹lk atriyal fibrilasyon ata¤› sonras› –özel durumlar d›fl›nda- genellikle antiaritmik ilaç kullan›m› önerilmemektedir. fiekil 23-30’da hastan›n klinik özelliklerine göre sinüs ritminin korunmas› için kullan›lmas› önerilen ilaçlar görülmektedir. Buna göre yap›sal kalp hastal›¤› bulunmayanlarda propafenon ilk tercih edilecek ilaç iken, ciddi sol ventrikül hipertrofisi ve kalp yetersizli¤i gibi belirgin organik kalp tutulumu olanlarda amiodaron ilk s›rada önerilmektedir. e. Tromboembolizmin önlenmesi: Paroksismal ve kal›c› AF aras›nda tromboemboli riski bak›m›ndan fark bulunmamaktad›r. AF’lu hastalardaki tromboemboli riski homojen olmay›p, yafl ve altta yatan veya efllik eden hastal›¤a göre farkl›l›k gösterir. Klinik ve ekokardiyografik olarak herhangi bir kardiyovasküler hastal›¤› bulunmayan 60 yafl›n›n alt›ndaki hastalarda (“lone AF”) tromboemboli riski çok düflüktür. Bu hastalarda aspirin tedavisi tromboemboli profilaksisi için yeterlidir. Buna karfl›l›k yafll› hastalar ile 60 yafl›n›n alt›nda olmas›na ra¤men tromboemboli risk faktörlerinin (inme veya geçici iskemik atak geçirilmesi, diyabetes mellitus, hipertansiyon, koroner arter hastal›¤›, konjestif kalp yetersizli¤i, hipertrofik kardiyomiyopati, tirotoksikoz) bulundu¤u hastalarda coumadin ile kronik oral antikoagülan tedavi yap›lmal›d›r. Atriyal fibrilasyonlu hastalarda antikoagülan tedavi ile tromboemboli riskinin %60-80 civar›nda azalt›labilece¤i gösterilmifltir. Dolay›s›yla, düflük riskli hastalarda aspirin korumas› yeterli iken, orta ve yüksek riskli hastalarda uzun süreli tromboemboli profilaksisi için oral antikoagülan (“coumadin”) tercih edilmelidir. Oral antikoagülan tedavi belli aral›klarla ölçülen protrombin zaman› ile takip edilmelidir. Öngörülen INR (International normalized ratio) düzeyi genellikle 2-3 aras›nda olmakla birlikte, 75 yafl›n›n üzerindeki hastalarda INR’nin 2 civar›nda tutulmas›, buna karfl›l›k çok yüksek risklilerde (romatizmal kapak hastal›¤›, prostetik kalp kapa¤›, önceden inme veya geçici iskemik atak geçirenler) 2.5-3.5 aras›ndaki düzeylerin hedeflenmesi uygundur. ‹lk 2 günden fazla devam eden atriyal fib- Temel Kardiyoloji 852 Yap›sal Kalp Hastal›¤› Yok/minimal Profafenon Sotalol Flekainid Var KKY KKH HT Amiodaron Dofetilid Sotalol SVH>1.4 cm Amiodaron Dofetilid Disopiramid Prokainamid Kinidin Non-farmakolojik tedaviler Amiodaron Dofetilid Disopiramid Prokainamid Kinidin Evet Hay›r Amiodaron Propafenon Flekainid Amiodaron Sotalol Dofetilid fiEK‹L 23-30. Amerikan Kalp Birli¤i ve Amerikan Kalp Okulu (AHA/ACC)’nin farkl› hasta profillerinde sinüs ritminin korunmas› için önerdi¤i antiaritmik ilaçlar görülmektedir. (K›saltmalar : KKY: Konjestif kalp yetersizli¤i, KKH: Koroner kalp hastal›¤›; HT: Hipertansiyon; SVH: Sol ventrikül hipertrofisi) rilasyonun kardiyoversiyonu s›ras›nda ve sonras›nda tromboemboli riski artm›flt›r. Çeflitli çal›flmalarda %1-5 civar›nda bildirilen bu risk ifllem öncesi ve sonras› 3-4 haftal›k oral antikoagülan tedavi ile (INR: 2-3) ile alt s›n›ra indirilebilmektedir. Bu sürenin beklenilmesinin uygun görülmedi¤i veya tercih edilmedi¤i durumlarda di¤er bir alternatif yöntem olan transözofageal ekokardiyografi (TEE) ile sol atriyum apendiksinde trombüsün araflt›r›lmas›; trombüs görülmedi¤inde ise erken kardiyoversiyon uygulamas› yap›labilir. Kardiyoversiyon için tercih edilen yöntemden ba¤›ms›z olarak, ifllem sonras› tüm hastalara en az 3-4 hafta süre ile antikoagülan tedavi uygulanmal›d›r. Hastalar›n önemli bir k›sm›nda (özellikle atriyal fibrilasyonun tekrarlama riski sebebiyle) bu süre daha uzun; hatta sürekli olmak durumundad›r. Kardiyoversiyon ve kardiyoversiyon s›ras›nda tromboembolinin önlenmesi ile ilgili tedavi algoritmas› fiekil 23-31’de görülmektedir. Supraventriküler aritmilerin ay›r›c› tan›s› Supraventriküler aritmilerin elektrokardiyografik ay›r›c› tan›s›nda h›z, (görülebiliyorsa) ektopik veya retrograt “p” dalgas›n›n lokalizasyonu ve morfolojisi, AV blokun varl›¤› ve farkl› manevralara (karotis masaj› vb) cevap gibi bir çok faktör dikkate al›n›r. Yan›s›ra, hastan›n klinik durumu, aritmiye efllik Aritmiler 853 Atriyal fibrilasyon Acil elektriksel KV Hemodinamik bozulma Var Yok Ritm kontrolü Süre > 48 saat Süre < 48 saat K›sa süreli UFH Heparin; aPTT: 1.5:2 H›z kontrolü 3-4 hafta OAK; INR: 2-3 Trombüs yok Elektriksel/farmakolojik KV Post-KV 3-4 hafta OAK; INR: 2-3 TEE Trombüs var OAK, INR 2-3 TEE fiEK‹L 23-31. Atriyal fibrilasyonda kardiyoversiyon ile ilgili tedavi algoritmas› (KV: kardiyoversiyon, UFH: "Unfractionated heparine", OAK: Oral antikoagülasyon, INR: "International normalized ratio", TEE: Transözofageal ekokardiyografi, aPTT: Aktive parsiyel tromboplastin zaman›) eden hastal›klar da ay›r›c› tan›da yard›mc› olur. Supraventriküler taflikardilerin morfolojik ay›r›c› tan› özellikleri fiekil 23-32’de görülmektedir. Vagal tonusu art›ran manevralarla AV dü¤ümün aritmi mekanizmas›nda yer ald›¤› taflikardiler durabilir; buna karfl›l›k vagal tonus art›fl› atriyal aritmileri sonland›rmaz, sadece ventrikül cevaplar›n› azaltabilir. Ayr›nt›l› ay›r›c› tan› algoritmalar›na ra¤men bazen supraventriküler aritmilerin birbirinden ayr›lmas› mümkün olmayabilir. H›zl› taflikardilerde ço¤u kere atriyal aktivite görülemez. Dolay›s›yla ay›r›c› tan›da artiminin morfolojik özelliklerinin yan›s›ra organik kalp hastal›¤›n›n varl›¤›, ilaç kullan›m› (dijital toksisitesi ve di¤er proaritmiler) gibi klinik özellikler de dikkate al›nmal›d›r. AVNRT ve AVRT’ye genellikle yap›sal bir kalp hastal›¤› efllik etmez, buna karfl›l›k atriyal taflikardiler, atriyal flatter veya atriyal fibrilasyon s›kl›kla kardiyak patolojiye sekonder olarak ortaya ç›karlar. Klinik ve elektrokardiyografik olarak ay›rdedilemeyen taflikardilerin kesin ayr›m› için elektrofizyolojik incelemeye ihtiyaç duyulur. VENTR‹KÜLER AR‹TM‹LER Terminoloji ve s›n›fland›rma: ‹dioventriküler ritm ileti sisteminin distalinden kaynaklanan 25-40/dk h›z›nda genifl QRS’li kaç›fl ritmidir. ‹dioventriküler ritmin h›zlanmas› halinde meydana gelen ve h›z› 40-100/dk ara-s›nda de¤iflen ritme “akselere idioventriküler ritm” denir. ‹leti sisteminin His demetinden sonraki kesimi ve di¤er ventriküler dokular-- Temel Kardiyoloji 854 Dar QRS’li Taflfliikardi Düzenli Düzensiz P dalgas› görülüyor mu? Atriyal fibrilasyon Atriyal flutter (de¤iflken iletili) Multifokal atriyal taflfliikardi Hay›r Evet AVB (+) AVNRT AVRT A Flutter AVB (-) RP < PR AT Aks. INR (+AV diss) AVNRT (infrahis blok) RP < PR II, III, aVF de p(-) AVNRT AVRT AT Evet Hay›r PJRT A-AVNRT AT AT fiEK‹L 23-32. Dar QRS’li taflikardilerin EKG ay›r›c› tan›s› görülmektedir. Bafll›ca EKG tan› kriterleri, görülebiliyorsa "p" dalgas›n›n yeri ve morfolojisi, AV blok varl›¤› ve taflikardinin düzenli olup olmamas›d›r. (AVNRT: Atriyoventriküler nodal reentran taflikardi; A-AVNRT: Atipik AVNRT; Aks INR: Akselere idionodal ritm; AVRT: Atriyoventriküler reentran taflikardi; AT: Atriyal taflikardi; AVB: Atriyoventriküler blok) dan kaynaklanan ve en az 3 ventriküler vuru-dan oluflan 100/dk’n›n üzerindeki taflikardiler ventriküler taflikardi (VT) olarak isimlendirilir. Otuz saniyeden k›sa süreli VT’lere k›sa süreli VT (“non-sustained” VT), 30 saniyeden uzun olanlar›na ise uzun süreli VT (“sustained VT”) denir (fiekil 23-33). Ventrikül taflikardisini oluflturan QRS kompleksleri ayn› konfigürasyonda ise “monomorfik VT”, farkl› morfolojik özelliklerde ise “polimorfik VT” söz konusudur. “Torsade de pointes” QRS komplekslerinin do¤rultusunun belli aral›klarla de¤iflti¤i özel bir polimorfik VT türüdür. ST segmenti ve T dalgas›n›n bulunmad›¤› ve taflikardinin tek QRS dalgas› halinde görüldü¤ü çok h›zl› (180-300/dk) ventriküler taflikardilerine ventriküler flatter denir. Belirgin hemodinamik bozulman›n varl›¤› halinde h›zl› VT ile ventriküler flatter aras›ndaki ayr›m›n herhangi bir klinik önemi yoktur. Ventrikül fibrilasyonu gerçek bir ventriküler kontraksiyonun olmad›¤›, ventrikülde organize olmayan elektriksel aktivite ile karakterize kardiyak arresti temsil eder. Ventriküler aritmilerin büyük k›sm›n› ventriküler taflikardiler oluflturur. Ventriküler taflikardilerin organik kalp hastal›¤› zemininde geliflip geliflmemesine dayanan bir s›n›flama, gerek prognoz gerekse tedavi yaklafl›m› bak›m›ndan belirleyici oldu¤undan büyük önem tafl›r (Tablo 23-9). Aritmiler 855 fiEK‹L 23-33. K›sa ("non-sustained") VT ataklar› TABLO 23-9. Ventriküler taflikardilerin s›n›fland›r›lmas› 1. Organik VT a) ‹skemik VT b) Non-iskemik VT - Kardiyomiyopatilerde görülen VT - Aritmojenik sa¤ ventrikül displazisi VT’si - Di¤er miyokard hastal›klar›nda görülen VT - "Bundle branch" reentri taflikardisi 2. Primer Elektriksel hastal›klar a) Uzun QT sendromu - Konjenital QT sendromu - Romano Ward Sendromu - Jervell Lange-Nielsen Sendromu - Akkiz QT sendromu b) Brugada Sendromu c) Katekolaminerjik VT d) K›sa QT sendromu 3. ‹dyopatik VT a) Sa¤ ventrikül ç›k›fl yolu VT’si b) ‹dyopatik sol ventrikül taflikardisi Ventriküler taflikardilerin EKG tan›s› His’e yak›n ileti sisteminden kaynaklanan ve oldukça nadir görülen VT’ler bir tarafa b›rak›lacak olursa, VT’ler genifl (>120 msan) QRS komplekslidir ve komplekslerin repolarizasyon dalgas› genellikle QRS kompleksinin aksi istikametindedir. Ventrikül taflikardisi baz› polimorfik VT’ler d›fl›nda genellikle düzenlidir. Atriyal aktivite (“p” dalgas›) ya ventriküler aktiviteden ba¤›ms›z olarak kendi h›z›nda devam eder (AV disosiyasyon); ya da atriyumlar›n ventrikül taraf›ndan retrograt olarak uyar›lmas›na ba¤l› olarak düzenli bir flekilde QRS komplekslerinden sonra yer al›r. Supraventriküler taflikardiler genifl QRS kompleksli oldu¤unda (önceden dal bloku, aberasyon ve antidromik AVRT) VT ile ayr›m önem kazan›r. Vakalar›n ço¤unda genifl QRS’li taflikardinin belli özellikleri incelenerek VT ve SVT ayr›m› yap›labilir. Tablo 23-10’da VT veya SVT’yi destekleyen bulgular görülmektedir. Bu bulgular›n en önemlisi AV disosiyasyondur. Atriyal aktivitenin VT veya vent- 856 Temel Kardiyoloji TABLO 23-10. Genifl QRS’li taflikardilerde VT ve SVT ayr›m› SVT’yi destekleyen bulgular VT’yi destekleyen bulgular Supraventriküler erken vuru ile bafllamas› Vagal uyar›larla yavafllamas› veya sonlanmas› QRS frontal aks›n›n normal olmas› V1’de rSR’ RP aral›¤› < 100 msan V1-6’da QRS trifazik QRS geniflli¤i: 120-140 msan AV disosiyasyonun varl›¤› Sol aks sapmas› QRS süresi > 160 msan V1-6’da QRS monofazik/bifazik V1-6’da QRS konkordans› fiEK‹L 23-34. AV disosiyasyon bulgusu gösteren bir ventriküler taflikardi örne¤i. DII derivasyonunda ST segmenti ve "T" dalgas›n› deforme eden atriyal aktiviteler (küçük siyah oklar), dar QRS kompleksli yakalama ("capture") vurusu (beyaz ok) ve füzyon vurular› (büyük siyah ok) görülmektedir. rikülü depolarize eden di¤er mekanizmalardan ba¤›ms›z olarak görülmesi olan AV disosiyasyonun varl›¤› halinde VT tan›s› kesine yak›n bir do¤rulukla ifade edilebilir. VT’lerin yaklafl›k %75’inde AV disosiyasyon mevcuttur. AV disosiyasyonun tipik EKG bulgular› VT s›ras›nda görülen ba¤›ms›z “p” dalgalar› ile füzyon ve yakalama (“capture”) vurular›d›r. AV disosiyasyonda ventriküler komplekslerden ba¤›ms›z olan “p” dalgalar› genellikle (özellikle yüksek h›zlarda) aç›kça gözükmeseler de EKG trasesi ayr›nt›l› incelendi¤inde QRS’in bafl›n›, sonunu ve ST segmenti ile T dalgas›n› düzenli aral›klarla gelerek deforme eden atriyal aktiviteler seçilebilir. Füzyon ve yakalama vurular› supraventriküler uyar›lar›n AV dü¤ümü “iletebilir” durumda bulduklar›nda ventrikülü s›ras›yla k›smen veya tamamen depolarize etmelerinden kaynaklan›r. Füzyon, ventriküler kompleksin supraventriküler ve ventri- küler uyar›lar›n bir kar›fl›m› olmas›; yakalama (“capture”) vurusu ise ventriküler depolarizasyonun tamamen suraventriküler uyar› ile gerçekleflmesidir (fiekil 23-34). Ayr›ca, afl›r› sol eksen sapmas›, QRS kompleksinin çok genifl olmas› ve V1-6 konkordans› (QRS komplekslerinin ayn› istikamette olmas›) gibi bulgular da VT’yi destekler (fiekil 23-35). EKG özellikleri d›fl›nda VT ve SVT’nin ayr›m›nda klinik bulgular birinci derecede önem tafl›r. Miyokard infarktüsü geçirmifl ve sol ventrikül disfonksiyonu bulunan veya ciddi düzeyde yap›sal kalp hastal›¤› olan bir hastada geliflen genifl QRS’li taflikardinin hemen daima VT oldu¤u unutulmamal›d›r. Akselere idioventriküler ritm Akselere idioventriküler ritm bafll›ca akut koroner sendrom, dilate kardiyomiyopati, miyokardit ve iskemik kardiyomiyopati gibi mi- Aritmiler 857 fiEK‹L 23-35. Yukar›daki trasede oldu¤u gibi prekordiyal derivasyonlarda QRS komplekslerinin konkordans› (QRS is tikametlerinin ayn› olmas›) VT lehine bir bulgudur. Bu örnekte VT’yi destekleyen di¤er bir bulgu prekordiyal QRS komplekslerinin monofazik olufludur. fiEK‹L 23-36. Akselere idioventriküler ritm (96/dk) yokard› tutan hastal›klarda ortaya ç›kar. Nadiren yap›sal kalp hastal›¤› bulunmayanlarda da görülebilir. Akut miyokard infarktüsünde trombolitik tedavi sonras› görüldü¤ünde baflar›l› reperfüzyonun iflareti olarak kabul edilir. Akselere idioventriküler ritm AV disosiyasyonun efllik edebildi¤i, 40-100/dk h›z›nda genifl QRS kompleksli bir ritm olarak ortaya ç›kar (fiekil 23-36). Bafll›ca mekanizmas› vent- rikülde fokal otomatisite art›fl› olmakla birlikte, nadiren tetiklenen aktivite mekanizmas› ile de oluflabilir. Genellikle selim bir aritmidir; akut koroner sendrom zemininde görüldü¤ünde uzun süreli prognozu olumsuz yönde etkileyen bir bulgu olarak kabul edilmez. Akselere idioventriküler ritm genellikle uzun süreli sebat etmez ve hemodinamiyi bozmad›kça herhangi bir tedaviyi gerektirmez. 858 Temel Kardiyoloji ‹skemik VT ‹skemik VT’ler organik VT’lerin %90’dan fazlas›n› oluflturur. ‹skemik VT, miyokard infarktüsü geçirmifl hastalar›n miyokard infarktüsünün ilk birkaç gününden sonraki dönemlerde maruz kald›klar› VT’yi ifade etmek için kullan›l›r. Miyokard infarktüsünün akut dönemi veya infarktüs geliflmese dahi akut iskemi zemininde oluflan ventriküler aritmilerin mekanizmas› ve prognoz özellikleri, miyokard infarktüsünün geç döneminde oluflan VT’lerden farkl›d›r. Miyokard infarktüsünün ilk 2 günü içinde meydana gelen ventriküler aritmiler iskemi ile oluflan elektriksel karars›zl›ktan kaynaklan›rlar ve daha sonraki dönemlerde tekrarlama riski söz konusu de¤ildir. Akut iskemi zemininde meydana gelen ventriküler taflikardilerin önemli bir k›sm› polimorfik VT özelli¤indedir. Di¤er yandan, genellikle monomorfik nitelik tafl›yan iskemik VT sabit bir anatomik oluflumdan (“substrate”) kaynaklan›r (fiekil 23-37). ‹skemik VT’nin kaynakland›¤› anatomik yap› genel- likle geçirilmifl miyokard infarktüsüne ba¤l› olarak geliflmifl skar alanlar›n›n sa¤lam miyokard dokusu ile komfluluk gösterdi¤i s›n›r bölgeleridir. Fibrotik skar dokusu ile normal dokunun birbirinin içine geçti¤i bu alanlarda elektrofizyolojik heterojeniteye ba¤l› olarak geliflen yavafl ileti zonlar› reentriye zemin haz›rlar. Sol ventrikül sistolik disfonksiyonunun belirgin oldu¤u genifl miyokardiyal skar dokusuna sahip hastalarda iskemik VT ihtimali artmaktad›r. Di¤er yandan, iskemik VT’yi tetikleyen ve kolaylaflt›ran faktörler tam olarak aç›klanamamakla birlikte; eldeki bulgular iskemik veya hibernasyonlu miyokard dokusunun etkileri, elektrolit bozukluklar›, kalp yetersizli¤i ve adrenerjik aktivite art›fl› gibi faktörlerin önemli oldu¤unu düflündürmektedir. ‹skemik VT’lerin önemli bir k›sm› hemodinamik bozuklu¤a yol açar. Hastadaki semptomlar›n derecesi ve hemodinamik bozuklu¤un geliflip geliflmemesi taflikardinin h›z›na ve ventrikül fonksiyonlar›na ba¤l›d›r. VT’nin hemodinamiyi bozmamas› prognozunun daha iyi fiEK‹L 23-37. ‹skemik VT örne¤i görülmektedir. ‹skemik VT genellikle monomorfik VT niteli¤indedir. Frontal planda ki QRS aks› genellikle afl›r› sol aks veya belirlenemeyen ("indeterminate") aks› gösterir; prekordiyal derivasyonlarda sa¤ dal bloku veya non-spesifik genifl QRS paterni görülebilir. Bununla birlikte, söz konusu morfolojik özelliklerin hiçbiri iskemik VT’ye özgü de¤ildir. Aritmiler oldu¤unu göstermez. ‹yi tolere edilen VT’si olan hastalar›n senkopal VT’si olanlarla benzer mortalite riskine sahip olduklar› gösterilmifltir. ‹skemik VT’nin tekrarlama ve kardiyak arreste yol açma ihtimali oldukça yüksektir. Tedavisiz vakalarda iki y›ll›k mortalite %60 civar›ndad›r. Tedavi: Hafif-orta derecede hemodinamik bozuklu¤a yol açan iskemik VT, DC kardiyoversiyon ile tedavi edilir. VT’nin kardiyovasküler kollapsa yol açmas› halinde ise kardiyopulmoner resüsitasyon ve defibrilasyon uygulan›r (bkz: kardiyoversiyon ve defibrilasyon). VT’nin stabil oldu¤u hallerde antiaritmik ilaç ve imkan var ise programl› uyar› yöntemleri denenir. Stabil VT ata¤›n›n tedavisinde ilk seçilecek ilaç ‹V amiodarondur. Amiodaron ‹V yolla 10 dk’da 150 mg uyguland›ktan sonra ilk 6 saatte 1 mg/dk, sonraki 18 saatte 0.5 mg/dk fleklinde perfüzyon yap›l›r. Aritminin devam› veya perfüzyon s›ras›nda nüksetmesi halinde 150 mg’l›k doz tekrarlan›r. ‹lk 24 saatte total doz 2.2 gm’› geçmemelidir. Müteakip günlerde aritmi kontrol alt›na al›n›ncaya kadar 24 saatte 0.5 mg/dk perfüzyona devam edilir. Aritmi kontrol alt›na al›nd›ktan sonra oral tedaviye bafllan›r. Bir taraftan antiaritmik tedavi yap›l›rken di¤er taraftan da aritmiyi tetiklemesi muhtemel faktörlerin araflt›r›lmas› ve düzeltilmesi gerekir. ‹skemik VT’yi kolaylaflt›ran faktörlerin bafl›nda hipopotasemi gelir. Proaritmi, kalp yetersizli¤indeki art›fl ve miyokard iskemisi de VT’yi tetikleyebilir. ‹skemik VT veya kardiyak arrest geçiren hastan›n semptomatik olup olmamas›na bak›lmaks›z›n miyokard iskemisi araflt›r›lmal› ve gerekirse koroner anjiyografi ve di¤er testler yap›larak revaskülarizasyon ihtiyac› belirlenmelidir. Revaskülarizasyon yap›lan hastalarda ani ölüm ve VT nüksü ihtimallerinin azald›¤› ancak tamamen ortadan kalkmad›¤› görülmüfltür. Revaskülarizasyon uygulanan hastalarda ventri- 859 küler aritmi nüksünü belirleyen en önemli parametreler sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu ve skar alan›n›n geniflli¤idir. Dolay›s›yla, risk alt›ndaki hastalar revaskülarizasyon tedavisi yap›lsa dahi ICD tedavisi için de¤erlendirilmelidir. S›n›f I antiaritmiklerin bu hastalarda mortaliteyi art›rd›klar› gösterildi¤inden –ICD olmaks›z›n tek bafl›na- kullan›lmalar› kontrendikedir. Ampirik olarak kullan›lan amiodaronun plasebo veya elektrofizyolojik çal›flma rehberli¤inde verilen antiaritmik tedaviye üstün oldu¤u gösterilmifltir. Amiodaron ve ICD implantasyonunu karfl›laflt›ran çal›flmalarda ise ICD’nin özellikle sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu düflük (<%35) olanlarda amiodarona göre mortaliteyi azaltt›¤› görülmüfltür. Dolay›s›yla bu hastalar›n önemli bir k›sm›nda ICD implantasyonu bafll›ca tedavi yöntemidir. Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu %35’in üzerinde olan hastalarda ise amiodaron ve ICD tedavileri benzer sonuçlar vermifltir. Bu hasta grubunda tedavinin kiflisellefltirilmesi tavsiye edilmektedir. ICD, iskemik kalp hastal›¤›nda sekonder koruman›n yan›s›ra primer korumada da mortaliteyi azaltmaktad›r. Ciddi sol ventrikül sistolik disfonksiyonu bulunan miyokard infarktüsü geçirmifl iskemik kalp hastalar›nda ICD implantasyonunun plasebo ve amioadarona göre mortaliteyi azaltt›¤› görülmüfltür. Bu hastalardaki mortalite azalmas› NYHA’ya göre fonksiyonel kapasitesi s›n›f II olan hastalarda gerçekleflmifltir. Tablo 23-11’de; ACC, AHA ve NASPE’nin ICD endikasyonu ile ilgili tavsiyeleri görülmektedir. Ancak söz konusu k›lavuz 2002 tarihli oldu¤u için sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu ve primer koruma ile ilgili yukar›da söz konusu edilen mülahazalar bu tedavi k›lavuzunda yer almamaktad›r. Yeni çal›flmalar›n ›fl›¤›nda haz›rlanan yeni ICD tedavi k›lavuzunda endikasyonlar›n daha da genifllemesi çok muhtemeldir. 860 Temel Kardiyoloji TABLO 23-11. ‹mplante edilebilir kardiyoverter defibrilatör endikasyonlar›* S›n›f I endikasyonlar 1. Geçici veya geri döndürülebilir bir sebebe ba¤l› olmaks›z›n geliflen VT veya VF sebebiyle oluflan kardiyak arrest 2. Yap›sal kalp hastal›¤› zemininde geliflen "sustained" VT 3. Sebebi bilinmeyen senkoplu hastada elektrofizyolojik incelemede hemodinamik önemi olan "sustained" VT veya VF’nun indüklendi¤i ve ilaç tedavisinin etkisiz, tolere edilemeyen nitelikte olmas› veya tercih edilmemesi 4. Önceden miyokard infarktüsü geçirmifl, sol ventrikül disfonksiyonu ve "non-sustained" VT’si bulunan hastalarda elektrofizyolojik incelemede s›n›f I antiaritmiklerle bask›lanamayan "sustained" VT veya VF indüklenmesi 5. Yap›sal kalp hastal›¤› bulunmayan spontan "sustained" VT’li hastalarda di¤er tedavi yöntemleri (ablasyon, ilaç) uygulanamaz nitelikte veya baflar›s›z ise S›n›f IIa endikasyonlar 1. Miyokard infarktüsünden en az 1 ay sonra veya koroner arter revaskülarizasyon cerrahisinden en az 3 ay sonra belirlenen sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun %30 veya alt›nda oldu¤u hastalar S›n›f IIb endikasyonlar 1. Kardiyak arrestin VF’dan kaynakland›¤› varsay›lan hastalarda elektrofizyolojik çal›flma di¤er hastal›klar sebebiyle yap›lam›yorsa 2. Kalp transplantasyonu bekleyen hastalarda ventriküler tafliaritmilere atfedilebilecek senkop gibi ciddi semptomlar›n varl›¤› 3. Yüksek derecede hayat› tehdit eden ventriküler tafliaritmi riskinin oldu¤u uzun QT sendromu veya hipertrofik kardiyomiyopati gibi ailevi veya kal›t›msal hastal›klar 4. Önceden miyokard infarktüsü geçirmifl, sol ventrikül disfonksiyonu ve "non-sustained" VT’si bulunan hastalarda elektrofizyolojik incelemede "sustained" VT veya VF indüklenmesi 5. Ventriküler disfonksiyon zemininde sebebi belirlenemeyen ve tekrarlayan senkoplu hastada senkopun di¤er nedenlerinin d›fllanabildi¤i ve elektrofizyolojik incelemede ventriküler aritmilerin indüklenebildi¤i durum 6. Tipik veya atipik sa¤ dal bloku ve V1-3’de ST segment elevasyonu bulunan hastada sebebi bilinmeyen senkop veya ailede aç›klanamayan kardiyak arrest hikayesinin bulunmas› (Brugada Sendromu) 7. ‹leri düzeyde yap›sal kalp hastal›¤› bulunan senkoplu hastada invazif ve non-invazif incelemeler kesin bir etyolojiyi gösteremiyorsa *ACC/AHA ve NASPE’nin 2002 tarihli ilgili tedavi k›lavuzuna göre ‹mplante edilebilir kardiyoverter defibrilatör implantasyonu gerçeklefltirilmifl hastalar›n ço¤unda s›k ICD floklar›n›n önlenmesi amac›yla antiaritmik tedaviye ihtiyaç duyulur. Bu durumda amiodaron veya sotalol kullan›labilir. Miyokard iskemisinin bulunmad›¤› kan›tlanm›fl hastalarda daha sonraki seçenek olarak propafenon da denenebilir. S›k ICD floklar› olan ve antiaritmik tedavinin baflar›s›z oldu¤u veya tolere edilemedi¤i durumlarda kateter ablasyonu ile VT ataklar› azalt›labilir veya ortadan kald›r›labilir. Ancak kateter ablasyon sonras› nüks ihtimali yüksek oldu¤undan ve ilk nüksün ani ölüm tablosu ile oluflma ihtimali yüzünden bu yöntemin tek bafl›na terapötik özelli¤i bulunmamaktad›r. Dolay›s›yla, iskemik VT’de kate- Aritmiler ter ablasyonundan ancak palyatif bir yöntem olarak yararlan›labilir. Bu hastalarda prognozu önemli ölçüde düzelten anjiyotensin dönüfltürücü enzim inhibitörleri ve beta-bloker tedavisinin de –ciddi bir kontrendikasyon olmad›kça- mutlaka bafllanmas› gereklidir. Non-iskemik Dilate Kardiyomiyopatide VT Non-iskemik dilate kardiyomiyopatili hastalarda meydana gelen ani ölümlerin önemli bir oran› (%10-50) ventriküler aritmilere ba¤l› kardiyak arresttir. Ancak bradiaritmi ve elektromekanik disosiyasyona ba¤l› kardiyak arrest oran› iskemik kardiyomiyopatiye göre daha yüksektir. Non-iskemik dilate kardiyomiyopatide VT’lerin yaklafl›k %60-70’i –iskemik VT’ye benzer flekilde- canl› miyokard içinde yama tarz›nda yer alan çok say›daki fibröz skar odaklar›n›n oluflturdu¤u yavafl ileti zonlar›ndan kaynaklanan reentri taflikardisidir. Non-iskemik dilate kardiyomiyopatide 861 görülen di¤er VT türleri ektopik odak VT’si ve “bundle branch” (BB) reentri VT’sidir. BB reentri VT’si, reentrinin sa¤ ve sol ileti dallar› aras›nda oldu¤u ve genellikle sol aks deviyasyonu ve sol dal bloku ile karakterize VT morfolojisine sahip özel bir VT fleklidir (fiekil 23-38). BB reentri VT’sinin tan›nmas›, bu VT türünün kateter ablasyonu ile kolayl›kla tedavi edilebilmesi bak›m›ndan önem tafl›r. Non-iskemik kardiyomiyopatili hastalarda k›sa süreli (“non-sustained”) VT’nin ba¤›ms›z prognostik de¤eri tart›flmal›d›r. Kompleks ventriküler aritmisi veya “non-sustained” VT’si olan hastalarda ilk çal›flmalar amiodaronun plaseboya göre daha baflar›l› olabilece¤ini göstermekle birlikte, daha genifl ölçekli olan son çal›flmalar bu hususu teyid etmemifltir. Ciddi sol ventrikül disfonksiyonu bulunan ve “sustained” ventriküler aritmilere maruz kalm›fl hastalara sekonder korumada ICD implantasyonu uygulanmal›d›r. Non-iskemik dilate kardiyomiyopatili hastalar›n primer korumas›nda ICD’nin yeri tart›flmal›d›r. B. A. His demeti Sa¤ dal Sol dal fiEK‹L 23-38. "Bundle branch " reentran taflikardisi (BBRT). Hemen daima organik kalp hastal›¤› zemininde görülen bu taflikardinin mekanizmas› sol tarafta görülmektedir (A). Ana ileti dallar› aras›ndaki reentriden kaynaklanan BBRT yukar›daki yayg›n konfigürasyonun (sol dalda retrograt, sa¤ dalda antegrat iletili reentri) ters istikametinde veya fasikülleri de kullanarak farkl› flekillerde ortaya ç›kabilir. Sa¤ tarafta ise sol aks sapmas› ve sol dal bloku morfolojisindeki BBRT EKG’si görülmektedir (B). Temel Kardiyoloji 862 Küçük ve orta ölçekli iki çal›flmada primer korumada ICD’nin faydas› gösterilememifl, yeni sonlanan daha genifl bir çal›flmada ise sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu %35’in alt›nda olan hastalarda ICD’nin plaseboya k›yasla anlaml›l›k s›n›r›na yaklaflan (p=0.06) bir oranda (%27) mortaliteyi azaltt›¤› görülmüfltür. Dolay›s›yla, primer korumada tedavinin kiflisellefltirilmesi uygundur. Aritmojenik sa¤ ventrikül taflikardisi Aritmojenik sa¤ ventrikül displazisi (ARVD) sa¤ ventrikül duvarlar›n›n ya¤ ve fibröz doku ile infiltrasyonu, yer yer kal›nlaflmas› ve incelmesi ve sa¤ ventrikül genifllemesi ile karakterize özel bir kardiyomiyopati türü- dür. Hastalar›n yaklafl›k yar›s›nda aile hikayesi veya de¤iflik derecelerde kardiyak tutulum vard›r. ARVD çocuklarda ve gençlerde ventriküler aritmi ve kardiyak arrest nedenidir. ‹leri evrelerde sa¤ kalp yetersizli¤i meydana gelebilir. EKG’de sinüs ritminde V1-3 derivasyonlar›nda “T” dalgas› negatifli¤i, V1’de QRS’de hafif geniflleme ve hastalar›n bir k›sm›nda QRS’in sonunda küçük bir dalga (epsilon dalgas›) görülür. Hastalar›n önemli bir k›sm›nda sinyal ortalamal› EKG’de geç potansiyel belirlenir. VT genellikle monomorfik tiptedir. Birden fazla konfigürasyonda VT oluflabilmekle birlikte; sol aks sapmas› ve sol dal bloku morfolojisi ARVD lehinedir (fiekil 23-39). Ekokardiyografi, ventrikülografi, bilgisayarl› tomografi ve kardiyak manyetik re- A. B. fiEK‹L 23-39. "Aritmojenik sa¤ ventrikül displazisi (ARVD) olan bir hastan›n sinüs ritmindeki EKG’si görülmektedir (A). ARVD EKG’sinde en s›k rastlanan bulgu örnekte de görüldü¤ü gibi V1-3 derivasyonlar›ndaki T (-)’li¤idir. Bu hastada ayr›ca sa¤ dal bloku da mevcuttur. Alttaki trasede ise ayn› hastan›n sol aks sapmas› ve sol bloku morfolojisindeki arit mojenik sa¤ ventrikül taflikardisi görülmektedir (B). Aritmiler zonans (MR) incelemeleri sa¤ ventrikül anormalli¤ini genellikle ortaya koyar. Transvenöz sa¤ ventrikül biopsisinin özgüllü¤ü yüksek olmakla birlikte, duyarl›l›¤› tutulumun epikarddan endokarda ilerlemesi ve yama tarz›nda tutulum sebebiyle orta derecededir. Ventriküler aritmileri olan hastalar ile yüksek riskli (ailesinde erken yaflta ani ölüm hikayesi vb.) hastalar ICD implantasyonu ile tedavi edilir. ‹dyopatik ventriküler taflikardiler ‹dyopatik VT’ler yap›sal olarak normal kalpte oluflurlar. Organik VT’lerden farkl› olarak ani ölüme yol açma potansiyellerinin olmad›¤› kabul edilir ve antiaritmik tedaviye genellikle cevap verirler. Kateter ablasyonu ile bu aritmilerin %90’›nda fazlas›nda tam kür sa¤lanabilir. ‹dyopatik VT’lerin bafll›ca iki türü mevcuttur: Sa¤ ventrikül ç›k›fl yolu taflikardisi: Aritmi sa¤ ventrikül ç›k›fl yolundan kaynaklan›r. Taflikardi c-AMP vas›tas›yla oluflan tetiklenen aktivite mekanizmas› ile meydana gelir. VT sol dal bloku ve sa¤ aks sapmas› gösterir (fiekil 23-40). Aritmi egzersiz ile oluflturulabildi¤inden tan› ve tedavinin baflar›s› için egzersiz testinden yararlan›labilir. Beta-blo- 863 kerler ve kalsiyum antagonisti tedavisi (verapamil) vakalar›n yaklafl›k yar›s›nda etkilidir. Kateter ablasyon yöntemi ile hastalar›n tamam›na yak›n›nda tam kür sa¤lan›r. ‹dyopatik sol ventrikül taflikardisi: Taflikardi genellikle septumun infero-posterior bölümünde yer alan sol posterior fasikülden kaynaklan›r ve reentri mekanizmas› ile oluflur. ‹dyopatik sol ventrikül taflikardisi genellikle sa¤ dal bloku ve sol aks sapmas› gösterir (fiekil 23-41). Taflikardinin verapamile oldukça duyarl› olmas› tedavi ve ay›r›c› tan› için önemlidir. Kateter ablasyonu RVOT’de oldu¤u gibi yüksek baflar› oran›na sahiptir. Uzun QT Sendromu Düzeltilmifl normal QT süresinin üst s›n›r› erkeklerde 460 msan, kad›nlarda 470 msan’dir. Ventriküler aritmi riski QT süresinin uzamas›na paralel olarak artar. QT uzamas›nda tetiklenen aktivite mekanizmas› ile “torsade de pointes” fleklinde polimorfik VT’ler görülür (fiekil 23-42). QT uzamas› bafll›ca konjenital (idyopatik) veya akkiz sebeblerle oluflur. Konjenital QT uzamas› sodyum ve potasyum kanallar›n› düzenleyen genlerdeki mutasyonlarla karakterize genetik bozukluktur. Konjenital QT uzamas› otozomal resesif ge- fiEK‹L 23-40. Sa¤ ventrikül ç›k›fl yolu taflikardisi. EKG’de sa¤ aks sapmas› ve sol dal bloku morfolojisi görülmektedir. 864 Temel Kardiyoloji fiEK‹L 23-41. ‹dyopatik sol ventrikül taflikardisi fiEK‹L 23-42. Konjenital uzun QT sendromlu bir hastada "torsade de pointes" ata¤› çiflli ve sa¤›rl›¤›n efllik etti¤i Jervell-Lange-Nielsen Sendromu veya sa¤›rl›¤›n olmad›¤› otozomal dominant geçiflli Romano-Ward Sendromu fleklinde ortaya ç›kar. Genotip EKG morfolojisini ve hastan›n pronozunu etkiler. Ayr›ca familyal olmayan sporatik bir tür de tarif edilmifltir. Katekolamin deflarj›na yol açan uyaranlar (ses, stres, egzersiz vb) s›kl›kla aritmi ataklar›na yol açar. Bu nedenle hastalara yar›flmal› ve zorlay›c› sporlar yasaklan›r. Hastal›k çocuklarda ve gençlerde senkop ataklar› veya kardiyak arrest ile ortaya ç›kar. Akkiz QT uzamas›n›n birçok sebebi vard›r. QT’yi uzatan sebeblerin bafl›nda ilaçlar gelir. S›n›f Ia ve s›n›f III antiaritmikler, fenotiyazinler, butirofenon, trisiklik antidepresanlar, sisaprid, baz› antihistaminikler (terfenadin, astemizol) QT’yi uzamas›ndan sorumlu ilaçlar›n bafll›calar›d›r. Yan›s›ra bradiaritmiler, merkez sinir sistemi patolojileri, akut miyokardiyal iskemi, hipopotasemi ve hipomagnezemi de QT’yi uzatan sebebler aras›ndad›r. Tedavi: Öncelikle hastan›n aile fertleri taranmal› ve mümkünse genetik analiz gerçek- Aritmiler lefltirilmelidir. Konjenital uzun QT sendromunda düflük riskli (aritmi ve ailede erken ani ölüm hikayesi yok) asemptomatik hastalalarda betabloker tedavisi yeterlidir. Orta derecede riskli (kompleks ventriküler aritmi veya ailede ani erken ölüm hikayesi varl›¤›) fakat asemptomatik hastalarda maksimal doz betabloker ve (QT’yi uzatan duraklama ve bradikardiden korunmak için) kal›c› kalp pili implantasyonu önerilmektedir. Ancak son veriler betabloker tedavisinin ani ölümü önlemede yeterince etkili olmad›¤›n› göstermifltir. Bu nedenle ailede ani ölüm hikayesi bulunan asemptomatik hastalar›n da ICD implantasyonu ile tedavi edilmesi e¤ilimi a¤›rl›k kazanmaktad›r. Ventriküler aritmilere ba¤l› senkop veya kardiyak arrest geliflen hastalarda seçilecek tedavi ICD implantasyonudur. Sol taraf servikal sempatektomi ventriküler aritmi ataklar›n›n azalt›lmas›nda faydal› olabilir. Akkiz QT uzamas›nda altta yatan sebebin düzeltilmesine ilaveten IV magnezyum, atriyal veya ventriküler “pacing” veya kalp h›z›n› art›rarak etkili olmas› beklenen isoproterenol infüzyonu ve QT’yi k›saltan s›n›f Ib antiaritmikler kullan›l›r. Hipertrofik kardiyomiyopati zemininde geliflen VT Hipertrofik kardiyomiyopati çocuklarda, gençlerde ve sporcularda en s›k rastlanan ani ölüm sebebidir. Otozomal dominant geçifl gösteren genetik bir hastal›k olan hipertrofik kardiyomiyopatide ilk klinik belirti kardiyak arrest olabilir. Hipertrofik kardiyomiyopatide ani ölüm riskini kesin olarak belirlemek mümkün olmamakla birlikte, riski art›ran birkaç parametre tan›mlanm›flt›r. Daha önce kardiyak arrest veya “sustained” VT geçirilmifl olmas› ve ailede erken yaflta ani ölümün varl›¤› riski belirgin olarak art›ran faktörlerdir. Yan›s›ra genotip türünün de ani ölümle 865 yak›ndan iliflkili oldu¤u gösterilmifltir. Sol ventrikül hipertrofisinin derecesi, “non-sustained” VT ve aç›klanamayan senkop gibi bulgu ve belirtilerin ani ölümü öngörme gücü daha düflüktür. Hipertrofik kardiyomiyopatide uygulanan tedavi yöntemlerinin ani ölüme etkisi belli de¤ildir. Yüksek riskli hastalarda ICD implantasyonu uygun tedavidir. Brugada Sendromu Brugada Sendromu idyopatik ventriküler fibrilasyonun bir alt tipi olarak kabul edilebilir. Sodyum kanallar›nda bozukluk ile karakterize bu genetik hastal›kda kalp yap›sal olarak normaldir. Onbinde 5 s›kl›kta görülen bu sendromun tüm ani ölümlerin %4-12’sinden sorumlu oldu¤u tahmin edilmektedir. Polimorfik VT ataklar› vagatoni halinde daha s›k oluflur (istirahat veya uykuda ani ölüm). ‹stirahat EKG’sinde sa¤ dal bloku ve V1-3 derivasyonlar›nda tipik ST segment yüksekli¤i mevcuttur. Üç tip Brugada EKG’si tan›mlanmakla birlikte; hastal›ktan tip I EKG morfolojisinin sorumlu oldu¤u anlafl›lm›flt›r (fiekil 23-43). Baz› hastalarda bu de¤ifliklikler gizlidir ve ancak Na kanal blokerleri ile ortaya ç›kart›labilir. Ani ölüm riskinin yüksek oldu¤u bu hastal›kta etkili ilaç tedavisi bulunmamaktad›r. ICD implantasyonu ani ölümden korunmada yegane tedavi seçene¤idir. Semptomatik hastalar›n (istirahat EKG bulgusu olsun veya olmas›n) tümüne ICD tak›lmal›d›r. ‹stirahat EKG’si tipik Brugada özelliklerini gösteren asemptomatik hastalarda elektrofizyolojik incelemede ventriküler aritmi indüklendi¤i takdirde bu hastalar da ICD ile tedavi edilmelidir. ‹stirahat EKG’si normal olan, tipik bulgular›n ilaçla ortaya ç›kar›labildi¤i ve elektrofizyolojik çal›flmada aritminin indüklenemedi¤i hastalar ise dikkatle takip edilmelidir. 866 Temel Kardiyoloji fiEK‹L 23-43. Brugada Sendromlu iki hastan›n sinüs ritmindeki EKG’si görülmektedir. ‹ki hastada da V1-3 derivasyonlar›nda farkl› morfolojideki ST-T de¤ifliklikleri mevcuttur. Uzun QT sendromunda oldu¤u gibi Brugada sendromunda da genotip fenotipik EKG bulgular›n› ve klini¤i belirlemektedir. Brugada Sendromlu hastalarda üç tip EKG de¤iflikli¤i tarif edilmifltir. Üstteki trasedeki de¤ifliklikler (V1-3’de eyer tipi ST yükselmesi) tip II ‘ye, alt trasedeki bulgular ise tip I’e uymaktad›r. Brugada sendromunun klinik tablosundan sorumlu olan EKG örne¤i tip I’dir. Di¤er ventriküler aritmiler Nadir rastlanan di¤er ventriküler tafliaritmiler, organik kalp tutulumunun olmad›¤› k›smen veya tamamen genetik sebeblerle oluflan primer elektriksel hastal›klard›r. ‹dyopatik (veya primer) ventriküler fibrilasyon daha çok orta yafll› erkekleri etkiler ve hastane d›fl›ndaki ani ölümlerin küçük bir k›sm›n› oluflturur. Katekolaminerjik polimorfik ventriküler taflikardi genellikle çocuk ve gençlerde özellikle egzersiz s›ras›nda ani senkop veya ani ölüme yol açan polimorfik taflikardilerle seyreder. Bu hastalar›n QT süreleri normaldir. Son y›llarda tan›mlanan di¤er bir ventriküler aritmi sebebi “k›sa QT sendromu”dur. Ventriküler “flutter” ve ventriküler fibrilasyon Ventriküler flatter (“flutter”), ST segmenti ve T dalgas› bulunmayan ve sadece QRS komplekslerinden oluflan çok h›zl› ventriküler taflikardidir (fiekil 23-44). Ventriküler fibrilasyon (VF) ise EKG’de ay›rdedilebilen hiçbir kompleksin olmad›¤› farkl› amplitüdlerdeki düzensiz dalgalanmalar fleklinde görülür (fiekil 23-45). Kaba fibrilasyon dalgal› VF’nun defibrilasyona daha iyi cevap verdi¤i ve genellikle zaman geçtikçe geliflen daha düflük amplitüdlü fibrilasyon dalgalar› ile karakterize VF’nun ise tedaviye daha dirençli oldu¤u bilinmektedir. VF s›ras›nda ventrikül- Aritmiler 867 fiEK‹L 23-44. Ventriküler flatter ata¤› ve defibrilasyon ile ventriküler flatterin sonlanmas› görülmektedir. fiok sonras› ortaya ç›kan sinüs ritmi genifl QRS komplekslidir. fiEK‹L 23-45. Akut inferior miyokard infarktüsü geçirmekte olan bir hastada (EKG çekilirken) geliflen ventrikül fibrilas yonu görülmektedir. de kontraksiyonlar›n yerini hiçbir flekilde at›m volümü oluflturamayan düzensiz titreflimler alm›flt›r. Bu sebeble 5-10 saniye içinde geliflen kardiyovasküler kollaps ile arter bas›nc› ve nab›z kaybolur; fluur kapan›r. Kardiyopulmoner resüsitasyon ve defibrilasyon uygulanmad›¤› takdirde 3-5 dakika içinde beyin ölümü gerçekleflmeye bafllar. Kardiyak arrestin %75-80’ini VF, geri kalan›n› bradikardi/asistol ve elektromekanik disosiyasyon meydana getirir. Kardiyovasküler kollapsa yol açan çok h›zl› VT veya ventriküler flatter, VF ile ayn› klinik öneme sahiptir ve tedavi yaklafl›mlar› VF’den farkl› de¤ildir. Ventriküler fibrilasyonun en büyük sebebi akut veya kronik koroner kalp hastal›¤›d›r. Ancak akut miyokard infarktüsünün ilk 48 saatinde elektriksel karars›zl›k sebebiyle oluflan VF ile 48 saatten sonraki geç dönemde oluflan VF’nun prognostik önemi birbirinden oldukça farkl›d›r. Kronik iskemik kalp hastal›¤›nda meydana gelen VF anatomik bir zeminden kaynakland›¤› için –kurtar›lan hastalarda- tekrarlama ihtimali yüksektir. Kardiyomiyopatiler VF’nun ikinci büyük etyolojik grubunu oluflturur. Di¤er VF sebebleri Brugada Sendromu, uzun QT sendromlar›, idyopatik VF gibi primer elektriksel hastal›klar, ventrikülün aksesuar yol üzerinden yüksek h›za maruz kald›¤› durumlar, ciddi elektrolit bozukluklar› ve proaritmiye yol açan ilaçlard›r. Kardiyoverisyon s›ras›nda senkronizasyonun unutulmas›na ba¤l› olarak da VF geliflebilir. 868 Temel Kardiyoloji fiEK‹L 23-46. Defibrilasyon baflar›s› zamanla yak›ndan iliflkilidir. Ventrikül fibrilasyonunun ilk dakikas›nda defibrilas yon baflar›s› %90 ve üzerinde iken, baflar› flans› her geç kal›nan dakika için %7-10 azalmaktad›r. 8. dakikadan sonra söz konusu baflar› oran› %10-15’in alt›na düflmektedir. Ventrikül fibrilasyonu veya kardiyovasküler kollapsa yol açan ventriküler flatter veya h›zl› VT’nin tedavisi kardiyopulmoner resüsitasyon ve mümkün olan en erken zamanda defibrilasyondur. Temel ve ileri hayat deste¤inden oluflan kardiyopulmoner resüsitasyonun amac› defibrilasyon mümkün oluncaya kadar merkez sinir sisteminin canl›l›¤›n› korumak ve aritminin defibrilasyona cevap flans›n› art›rmakt›r. Derfibrilasyon baflar›s›, zaman geçtikçe süratle azal›r (fiekil 23-46). KAYNAKLAR: 1. Adalet K. Atriyal fibrilasyonun güncel farma2. 3. kolojik tedavisi. Türk Kardiyol Dern Arfl 2002; 30:104-118 Adalet K. Aritmilerin güncel tedavisi. Türkiye Klinikleri Kardiyoloji Dergisi 2005; 1:88-109 Albertsen AE, Nielsen JC. Selecting the app- 4. 5. 6. 7. ropriate pacing mode for patients with sick sinus syndrome: evidence from randomized clinical trials. Card Electrophysiol Rev. 2003; 7:406-410. Arrhythmias, Sudden Death and Syncope. In Braunwald’s Heart Disease. A Textbook of Cardiovascular Medicine. Zipes DP, Libby P, Bonow RO, Braunwald E (Eds), 7th Edition. Elsevier Saunders. 2005. pp: 653-920 The Antiarrhythmics versus Implantable Defibrillators (AVID) Investigators. A Comparison of Antiarrhythmic-Drug Therapy with Implantable Defibrillators in Patients Resuscitated from Near-Fatal Ventricular Arrhythmias. N Engl J Med 1997; 337:1576-1584. Bardy GH, Lee KL, Mark DB, et al. Amiodarone or an implantable cardioverter defibfillator for congestive heart failure. N Eng J Med 2005; 352:225-237. Bigger JT., The Coronary Artery Bypass Graft (CABG) Patch Trial Investigators Prophylactic Use of Implanted Cardiac Defibrillators in Aritmiler 8. 9. 10. 11. 12. 13. Patients at High Risk for Ventricular Arrhythmias after Coronary-Artery Bypass Graft Surgery. N Engl J Med 1997; 337:1569-1575. Blomström-Lundqvist Scheinman MM, Aliot EM, Alpert JS, Calkins H, Camm AJ, Campbell WB, Haines DE, Kuck KH, Lerman BB, Miller DD, Shaeffer CW, Stevenson WG, Tomaselli GF. ACC/AHA/ESC guidelines for the management of patients with supraventricular arrhythmias: a report of the American College of Cardiology/American Heart Association Task Force on Practice Guidelines and the European Society of Cardiology Committee for Practice Guidelines (Writing Committee to Develop Guidelines for the Management of Patients With Supraventricular Arrhythmias. 2003. American College of Cardiology Web Site. Available at: http://www. acc.org/clinical/guidelines/arrhythmias/sva_index.pdf. The Cardiac Arrhythmia Suppression Trial (CAST) Investigators. Preliminary report: effect of encainide and flecainide on mortality in a randomized trial of arrhythmia suppression after myocardial infarction. N Eng J Med 1989;321:406-412 DiMarco JP. Sinus Node Dysfunction. In Cardiology. Crawford MH, DiMarco JP (Eds). First Edition, Mosby Int. 2001; pp: 5.1-5.6. Falk RH. Medical Progress: Atrial Fibrillation. N Engl J Med 2001; 344:1067-1078. Fuster V, Ryde´n LE, Asinger RW, Cannom DS, Crijns HJ, Frye RL, Halperin JL, Kay GN, Klein WW, Le´vy S, McNamara RL, Prystowsky EN, Wann LS, Wyse DG. ACC/AHA/ESC guidelines for the management of patients with atrial fibrillation: a report of the American College of Cardiology/ American Heart Association Task Force on Practice Guidelines and the European Society of Cardiology Committee for Practice Guidelines and Policy Conferences (Committee to Develop Guidelines for the Management of Patients With Atrial Fibrillation). J Am Coll Cardiol 2001;38:1266i–lxx. Gregoratos G, Abrams J, Epstein AE, Freedman RA, Hayes DL, Hlatky MA, Kerber RE, 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 869 Naccarelli GV, Schoenfeld MH, Silka MJ, Winters SL. ACC/AHA/NASPE 2002 guideline update for implantation of cardiac pacemakers and antiarrhythmia devices: a report of the American College of Cardiology/American Heart Association Task Force on Practice Guidelines (ACC/AHA/NASPE Committee on Pacemaker Implantation). 2002. Available at: www.acc.org/ clinical/guidelines/pacemaker/pacemaker.pdf. Josephson ME, Zimetbaum P: The Bradiarrhythmias: Disorders of Sinus Node Function and AV Conduction Disturbances. In Harrison’s Principles of Internal Medicine.Kasper DL, Braunwald E, Fauci AS, Hauser S, Longo DL, Jameson JL (Eds). 16th Edition, McGraw Hill Comp. New York, 2005, pp: 1333-1341. Josephson ME, Zimetbaum P: The Tachyarrhythmias. In Harrison’s Principles of Internal Medicine.Kasper DL, Braunwald E, Fauci AS, Hauser S, Longo DL, Jameson JL (Eds). 16th Edition, McGraw Hill Comp. New York, 2005, pp: 1333-1341 Lip G, Godtfredsen (Eds). Cardiac Arrhythmias: A Clinical Aproach. Mosby. 2003. Mercano¤lu F. Aritmi Mekanizmalar›. Türkiye Klinikleri Kardiyoloji Dergisi. 2005; 15:1-6. Moss AJ, Zareba W, Hall WJ, et al. Prophylactic Implantation of a Defibrillator in Patients with Myocardial Infarction and Reduced Ejection Fraction. N Engl J Med 2002; 346: 877-883. Moss A. J., Hall W. J., Cannom D. et al. Improved Survival with an Implanted Defibrillator in Patients with Coronary Disease at High Risk for Ventricular Arrhythmia. N Engl J Med 1996; 335:1933-1940. Morady F. Drug Therapy: Radio-Frequency Ablation as Treatment for Cardiac Arrhythmias N Engl J Med 1999; 340:534-544.. Pappone C., Manguso F., Santinelli R., et al. Radiofrequency Ablation in Children with Asymptomatic Wolff-Parkinson-White Syndrome. N Engl J Med 2004; 351:1197-1205. Waldo AL, Witt AL. Rhythm and Conduction Disorders. In Hurst’s The Heart. Fuster V, Alexander RW, O’Rourke RA (Eds), 11th Edi- 870 Temel Kardiyoloji tion. McGraw-Hill Comp. New York. 2004. pp:787-1032 23. Toff WD, Camm AJ, Skehan JD; United Kingdom Pacing and Cardiovascular Events Trial Investigators Single-chamber versus dualchamber pacing for high-grade atrioventricular block. N Engl J Med. 2005; 353:145-155. 24. Türk Kardiyoloji Derne¤i Derne¤i Atriyal Fibrilasyon Tan› ve Tedavi K›lavuzu (K›lavuz haz›rlama kurulu: Adalet K, Karao¤uz R, Mer- cano¤lu F, Oto A, Özin B, Sancaktar O, fiahin M, Tezcan UK, Yazc›o¤lu N) Türk Kardiyol Dern Arfl 2003; 31:737-762 25. Zipes DP, DiMarco JP, Gillette PC, et al. Guidelines (Committee on Clinical Intracardiac Electrophysiologic and Catheter Ablation Procedures), developed in collaboration with the North American Society of Pacing and Electrophysiology. J Am Coll Cardiol.