TABLO 1 TÜRKÇEDE SIK YAPILAN YAZIM YANLIŞLARI Yanlış Doğru 70 li 70'li Açıklama aklı evvel Aklıevvel Allahaşkına Allah aşkına Arapça'sı Arapçası arttırmak Artırmak "artmasını sağlamak" anlamında. ayırım Ayrım "fark" anlamında. Azçok az çok başetmek baş etmek bende kullanıyorum ben de kullanıyorum bir kaç Birkaç bire birdir Birebirdir Örneğin ilaç için, "çok iyi gelir" anlamında birebir çeviri bire bir çeviri "aynen çeviri" anlamında Bir şey bir şey birşeye bir şeye birşeyler bir şeyler bugünlerde bu günlerde çoğunuzda böyle düşünüyor çoğunuz da böyle düşünüyor çok bilmiş Çokbilmiş dükkan Dükkân farketmek fark etmek gel gelelim Gelgelelim gidiş geliş Gidişgeliş güçlendirmeğe güçlendirmeye haketmek hak etmek "hakkı olmak" anlamında hakketmek hak etmek "hakkı olmak" anlamında Hala Hâlâ İngilizce "yet" anlamında ham madde Hammadde hergün her gün herkesden Herkesten herşey her şey hiç bir Hiçbir hukuğun Hukukun İngilizce'nin İngilizcenin iş yeri İşyeri kat etmek Katetmek Lise I de bize öğretilen Lise I'de bize öğretilen maaşallah Maşallah madem ki Mademki malesef Maalesef malolmak mal olmak merağımı yenemedim merakımı yenemedim mualif Muhalif noluyor n'oluyor; ne oluyor Öğünç Övünç öğünmek Övünmek önerilebilinecek Önerilebilecek pekçok pek çok rastgeldim rast geldim rastgele Rasgele sabahdan Sabahtan senli benli Senlibenli Tabi Tabii "doğallıkla" anlamında taktir etmek takdir etmek "övmek" anlamında Tebriği Tebriki Arapça kökenl. kimi söz. yumşama olmuyor Tetenoz Tetanos Türkçe'de Türkçede Türkçe'mizin Türkçemizin Yada ya da yasa dışı Yasadışı Zıtı Zıddı "de" İngilizcede "also" anlamında "da" İngilizcede "also" anlamında "ne var ki" anlamında Arapça kökenl. kimi söz. yumşama olmuyor Arapça kökenl. kimi söz. yumşama olmuyor Yanlış, çift edilgen olmasında. "In Turkish" anlamında. İngilizcede "opposite" 1 DİKSİYON SANATININ ÖNEMİ: Bilgi, tecrübe ve yeteneklerimizi ne kadar etkili ve doğru kullanabiliyoruz? Mesleki ve özel yaşamda kendimizi iyi ifade edebilmek, yaptığımız işi iyi ve doğru anlatabilmek, rolümüzü doğru oynayabilmek başarımızı artırır. Dinletebilmek, ikna edebilmek, kabul görmek, tercih edilmek ve başarmak isteriz. Başarmak için ilk adım, doğru ve etkili iletişim kurabilmektir. Bunu sağlayan, konuşma becerimizdir. "Herkes Düşünme ve Konuşma Yeteneklerini Geliştirebilir."Bu çalışmalara katılan birey, kişiliğini ve konuşma özelliklerini tanır; eksikliklerini fark eder. Dil doğaçlamalarıyla kendini geliştirme şansı bulur. Atölye çalışmalarında, kendi konuşma özelliklerine uygun, kendine özgü iletişim becerilerini profesyonel teknikler ve ipuçları ile geliştirir. Herhangi bir dili doğru, güzel ve etkili konuşabilmek her insan için ona özgü bir ayrıcalık belgesidir. Konuşması, ses tonu, kelimeleri doğru seçip yerinde kullanması, doğru telaffuz etmesi kişiyi diğer insanlardan daha farklı bir konuma getirir. Türkçenin söyleyiş farklılıkları 3 ayrı kavramı ortaya çıkarmıştır Bunlar: 1. LEHÇE: Herhangi bir dilden tarihi bilinmeyen devirde o dilden ayrılan farklı ve gelişmiş koludur. NOT: Türkçenin Çuvaşça ve Yakutça olmak üzere iki tane lehçesi vardır. Örneğin; Türkiye Türkçesinin Erzurum, Trabzon, Denizli gibi çok sayıda ağzı mevcuttur. • Kastamonulu İstanbul’a gitmiş. İstanbulluları nasıl bulduğu sorulduğu zaman • “İstanbullular eyi hoş; emme dilleri gubat, demiş.” Bu olaydan da anlaşılıyor ki • Kastamonulu kendi yöresel ağzını benimsemekte ve İstanbulluların şivesini kaba, biçimsiz bulmaktadır. Güzel ve etkili konuşmak üzere kullanılacak dil malzemesinin doğru seçilmesi ve bunların konuşmaya yardımcı diğer unsurlarla (sesin uyumu, vurgu, ton, tonlama, durak, üslup, jest ve mimikler, tavır v) uyumlu bir biçimde kullanılabilmesi sanatına Diksiyon denir. Diksiyonun amacı yorumculuğa ulaşmaktır. Bunun için de belirli yöntemlere başvurulmaktadır. Bu yöntemler: 1) Söz söyleyeni anlatmaya alıştırmak 2) Dinleyeni inandırmak ve heyecanlandırmak 3) Dinleyenin hoşuna gitmek Dinleyenin hoşuna gitmek sözü ile belirtilmek istenen konuşmada açıklık, gerçeklik ve güzelliktir. Konuşma: Ses, kelime ve söz akımından meydana geldiğine göre bir sözü açıkça anlatabilmek, söz ve anlatımın inandırıcı olması, söz ve anlatımda güzelliğe ulaşabilmek diksiyon sanatının başlıca amacıdır. Konuşmacı düşüncelerini, duygularını ve bilgilerini karşı tarafa aktarırken “üslup” adı verilen değişik yollar kullanmaktadır. Üç tür üslup vardır: 1. SADE ÜSLUP: Konuşmacının doğal ve açık anlatım özelliği kullanmasıdır. Bu üslupta kolay ve anlaşılır bir tarz esastır. Kolay ve pratik öğretmek, eğlendirmek bu üslubun özellikleri arasında yer almaktadır. 2. ŞİVE: Herhangi bir dilden bilinen tarihi seyir içinde veya daha önceden ayrılmış olup ses, şekil ve kelime ayrılıkları gösteren kollara lehçe adı verilir. Örneğin; Türkçeden tarih içinde bilinen zamanlarda ayrılmış olan Azerbaycan, Kazak ve Özbek Türkçesi gibi şiveleri mevcuttur. 3. AĞIZ: Herhangi bir dil veya lehçenin daha çok söyleyiş (telaffuz) özelliklerine bağlı olarak oluşan mahalli kollarıdır. • Her dil veya lehçenin kendi içinde ağızları vardır. • Ağızlar halkın kullandığı doğal konuşma biçimleridir. • Gelişmiş her dilin içerisinde yeni ve farklı ağızlar ortaya çıkabilir. • Ancak, her dilin tek bir edebi ağzı vardır. • Türkiye Türkçesinin edebi ağzı İstanbul ağzıdır. 2. YÜKSEK ÜSLUP: Konuşmacının düşünce ve duygularını aktarırken çok yüksek, sanatlı ve görkemli bir üslup kullanmasıdır. Bu üslupta kelimeler seçkin ve parlaktır. İmajlara ve söz sanatlarına dayalı ifadeler kullanılır. Kültürlü insanlar bu tarz konuşmaları anlayabilir. 3. KARIŞIK ÜSLUP: Herkesin anlayacağı nitelikteki anlatım özelliğidir. Sade ve yüksek üslubun karışımı kullanılır. Bu üslubu her sınıftaki insan anlayabilir. 2 3. H 16-20 Eylül 2013 KONUŞMADA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR KONUŞMA KUSURLARI Ana dili iyi kullanamamak, Yerel ağızla konuşmak, Ses tonunu ayarlayamamak, kontrol edememek, Sözcükleri doğru telaffuz edememek, Konuşmayı gereksiz yere uzatmak, Kendini övmek, yapmacık davranışlarda bulunmak, Eleştiriye kapalı olmak, Beden dilini, mimikleri doğru kullanamamak, Argo ve kaba sözler kullanmak, Heyecanını yenememek, Sözcükleri tekrarlamak, Eee…, ııı…, aaa… gibi sesler çıkarmak. *Doğru ve güzel konuşmanın birey ve 1 toplum hayatındaki önemi DOĞRU VE GÜZEL KONUŞMAYA HAZIRLIK GÜZEL KONUŞMANIN ÖNEMİ • • • • • • • • • • • 4. H DOĞRU VE GÜZEL KONUŞMANIN TOPLUMA KAZANDIRDIKLARI Barış ortamı sağlanır Kültürel ve sosyal ilişkiler artar. Toplumların diğer toplumlar arasındaki itibarı artar. Ekonomik ilişkiler düzenli hale gelir. İnsanlarla doğru iletişim kurabilmek; Meslekte başarı kazanmak, Toplumda saygı görmek, Dinleyenleri ikna edebilmek, Tercih edilmek, Başarılı olmak, İnsanların kalplarını kazanmak 23-27 Eylül 2013 1 Konuşmanın unsurları Konuşmada dikkat edilecek hususlar KONUŞMANIN UNSURLARI 1. Bedensel davranış: Duruş, jest, mimik gibi görsel simgeler konuşmanın temek öğeleridir. 2. Ses: Ses ile kişilik arasında yakın bir ilişki vardır. Bir dilin sözcükleri anlam bakımından zengin olabilir. Bu zenginlik, ancak ses ile sözün doğru birleşimiyle belirtilebilir. 3. Dil: İnsanlar arasında anlaşma arcı olan dil; duygu, düşünce ve istekleri ifade etmede kullanılır. Konuşma sırasında duyguların, düşüncelerin tam ve doğru olarak iletilebilmesi için telaffuz ve üsluba dikkat etmek gereklidir. 4. Düşünce (Zihinsel Etkinlik): Zihinsel etkinlik konuşmanın görsel ve işitsel ögelerle ifade edilmesinden önceki süreçtir. Konuşmacı işe önce zihinsel oluşumlarla başlar, sonra bu oluşumları dilin kalıplarına aktarır, bu kalıpları seslendirir, en sonunda da jestlerle, ses ve söz halinde sunar. 1. H 30 Eylül -4 Ekim 2013 1 Türkçede yaygın olarak yapılan yanlışlar ve doğru şekilleri Tablo 1 kullanılacak 2. H 7-11 Ekim 2013 1 Doğru ve etkili konuşmada uyulması gereken kurallar. TÜRKÇEYİ DOĞRU, GÜZEL VE ETKİLİ KULLANMAK Türkçede yaygın olarak yapılan hataların ve Türkçeleri dururken yabancı dillerden sözcükler kullanmanın başlıca sebepleri şunlardır: • Kendi benliğini tanımamak, benliğinden uzaklaşmak, • Alışkanlığı bırakamamak, • Aşağılık duygusu, • Bilgili görünme isteği ve özenti, • Yabancı sözcüklerin Türkçe karşılığını bilmemek ve aramamak, • Türkçelerini beğenmemek. 3 3.H 21-25 Ekim 2013 1 Konuşma dili ve yazı dili KONUŞMA DİLİ- YAZI DİLİ Bir dilin konuşma dili ve yazı dili olmak üzere iki yönü vardır. Konuşma dili, günlük hayatta diğer insanlarla iletişim kurmak için konuşurken kullandığımız dildir. Bu dil, doğal olduğu için konuşurken cümlemizin kurallı olup olmadığına, kelimelerin doğru sıralanıp sıralanmadığına, söyleyişin doğru olup olmadığına pek dikkat etmeyiz. Bu sebeple zaman içinde, bölgeden bölgeye değişen birtakım söyleyiş farklılıkları ve kelime farklılıkları ortaya çıkar. Bu farklılıkların tarihî süreç içinde, bölgelere göre geçirdiği maceradan o dilin lehçeleri ortaya çıkar. Yazı dili, adından anlaşılacağı üzere yazıda kullanılan dildir. Dilde birliği, anlaşma kolaylığını sağlamak için kullanılan kitap dilidir, kültür dilidir, edebî dildir. Konuşma dilinin her bölgenin doğal, günlük dili olmasına karşılık yazı dili, okuma yazmada kullanılan ortak dildir. Konuşma Dili ve Yazı Dili Arasındaki Farklar : - Bir ülkede bir yazı dili varken birden fazla konuşma dili vardır. - Konuşma dili doğaldır yazı dili yapma bir dildir. - Yazı dilinde kurallar varken konuşma dilinde yoktur. - Yazı dilinin kullanım sahası konuşma diline göre daha geniştir. - Konuşma dili günlük hayatta farklılık gösterirken yazı dili göstermez. Diksiyon kuralları. 28 Ekim4. H • • • • • • • 1 Kasım 2013 1 Doğru, güzel ve etkili bir konuşmada diksiyon kurallarına uymanın önemi DİKSİYON KURALLARI Hece ve sözcük vurgusuna dikkat etmek, Sesleri doğru boğumlamak, Jest, mimiklere dikkat etmek, Yerinde ve doğru tonlama yapmak, Sözcüklerin anlam değerlerine göre sesi kullanmak, Uzun ve kısa heceleri doğru söylemek, İşitilebilir bir sesle konuşmak. Türkçenin Doğru Kullanımına Yönelik Öneriler: 1. Türkçenin, özellikle magazin basınının başını çektiği kültür ve dil kirliliğinden kurtarılması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılması amacıyla, toplumu bilinçlendirmek, gerekli yerleri bilgilendirip uyarmak. 2. Sözlü ve yazılı anlatımda, Türkçe karşılıkları bulunan yabancı sözcüklere yer vermemek (bazı terimler ve mecburi haller dışında) 3. Özellikle günlük konuşmalarda Türkçenin kendine özgü cümle yapısın korumak için cümle yapısıyla ilgili hatalı kullanımları ve Türkçe dil bilgisi kuralları ile ilgili hataları düzeltmek konusunda bilinçli olmak. Etkili Konuşmak İçin Şu Kavramların İçerdiği Anlamları İyi Bilmek Gerekir: a. ARTİKÜLASYON: Ağzımızı açmak, dudaklarımız kımıldatmak ve insanların anlayacağı kelimeleri oluşturmak için ses organlarını kullanabilme yeteneğine sahip olmak gerekir. Eğer, ses organlarından bir ya da birkaçı sağlıksız ya da noksan ise etkili konuşma yapılamaz. Hatta, bu durumdaki insanlar normal konuşmayı bile beceremez. Artikülasyon sırasında kelimeler; açık ve net bir şekilde, mırıldanmadan, yutmadan çıkarılmalıdır. b. TELAFFUZ: Kelimeleri, olması gerektiği şekilde doğru ses ve doğru vurguyla ağızdan çıkarmaktır. c. DİL BİLGİSİ: Her dilin kendine göre kural ve özellikleri vardır. Dil, kuralları dışında kullanıldığında şekil ve anlam yönünden bozukluklar ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, etkili konuşma yapacak kişi; dil bilimci kadar olmasa bile konuştuğu dilin kurallarını öğrenmelidir. Hatip; dilinin ses, şekil, anlam ve cümle yapısını bilmek zorundadır. Onun için hatip, dil eğitiminden geçmeli ve çok okumalıdır. ç. SÜR'AT: Konuşmacının konuşma esnasındaki hızıdır. İnsanların çoğu hızlı konuşamaz. Bazı insanlar ise çok süratli konuşurlar. Her ikisi de yanlıştır. Önemli olan metnin anlamına uygun normal konuşmadır. Dakikada 90-100 kelime konuşmak normaldir. Vurgulanacak kelimelerde yavaşlamak, çabuk ilerleyen düşünceleri konuşurken de hızlanmak gerekmektedir. d. DURAKLAMA: Duraklamalar, konuşmada noktalama işaretleri anlamındadır. e. SES TONU: Sesin alçalıp yükselmesi, azalıp çoğalmasıdır. Değişik ses tonlarını çıkarmak konuşmayı daha ilgi çekici ve anlamlı yapar. Konuşmaya renk ve çeşit kazandırır. Böylece, konuşma tekdüzelikten (monotonluktan) kurtulmakta, dinleyicinin ilgisi çekilmektedir. 4 f. SES GÜCÜ: Konuşmacının sesinin, dinleyicilerin tümü tarafından kolaylıkla duyulabilmesidir. Konuşmacı, bu konuya ayrı bir önem vermelidir. İyi düzenlenmiş bir sesle yapılan konuşma, dinleyici üzerinde etkili olmaktadır. Ayrıca, ses gücünün yüksekliği konuşmacının da kendine güven kazan-masını sağlamaktadır. 1. H 4-8 Kasım 2013 Türkçe ve yabancı sözcüklerin kullanımı 1 Türkçenin doğru, etkili ve güzel kullanımı Etkili Konuşmada Dikkat Edilecek Genel Özellikler a. Konuşmayı anlamlı hâle getirmek için vurgu ve tonlamaya dikkat edilmelidir. b. Pandomim (Vücut hareketleri ile konuşma) yapar gibi vücut hareketleri kullanılmalıdır. c. Konuşma sırasında en rahat duruş alınmalı, vücut ağırlığı her iki ayak üzerine dengelenmelidir. ç. Konuşma sırasında boyun, bel ve bacaklar dik tutulmalıdır. d. Konuşma sırasında, belirli bir yere çakılıp kalınmamalı, gereğinden fazla da hareket edilmemelidir. e. Konuşma sırasında, el ve kol hareketleri, mimikler; önceden plânlanmış olmamalıdır. Konuşmanın genel ortamı içinde kendiliğinden olmalıdır. f. Dinleyicilerin tümüne ve özellikle gözlerine bakılmalıdır. Dinleyicilerle konuşuyormuş gibi bir bakış tarzı seçilmelidir. Dinleyiciler, gözle çabuk çabuk taranmamalıdır. g. Konuşmada ilk söylenecek ifadeler, özenle seçilmeli; iyi bir konuşma plânı yapılmalıdır. Konuşmaya ilgi çekici bir ifade ile başlamakta yarar vardır. ğ. Konuşmacı, bir taraftan sevimli ve güler yüzlü olmalı; diğer taraftan ise komik duruma düşecek davranışlardan uzak kalmalıdır. h. Konuşmacı, yapacağı konuşmanın anlam ve önemine herkesten önce kendi inanmalıdır. Konuşma, içten yapılmalıdır. ı. Konuşmacı, fizikî görünüşüne (elbise temizliğine, saç ve sakal tıraşına vb.) çok önem vermelidir. 2. H 11-15 Kası m 2013 1 II. ÜNİTE: NEFES VE SES EĞİTİMİ Nefes almak Doğru nefes almanın önemi Doğru nefes alma teknikleri NEFES VE SES EĞİTİMİ DOĞRU NEFES ALMANIN ÖNEMİ Nefes alma çalışmaları önemli bir bölümünü oluşturur. Günlük konuşmalardan dramatik çalışmalara kadar her alanda kusursuz bir diksiyon için, nefes, gerekli bir biçimde kullanılmalıdır. Doğru nefes almak bazı hastalıkların oluşmasını da engellemektedir. En doğru nefes alma şekli bebek gibi nefes almadır. Bebeklerin nefes almalarına dikkat ettiğimizde karınlarının nefesle yükselip alçaldığını görürüz. Bu, derin ve yavaş nefes almalarının sonucudur. Zamanla, insanın nefes alma alışkanlığı yürüme sporuyla sağlanabilir. Çünkü yürüme sırasında yanlış nefes almak zordur. YANLIŞ-YETERSİZ NEFES ALMAK Ses tellerini titreşime geçiren, sesin tınlamasını gerçekleştiren nefestir, bu nedenle nefes doğru, düzenli kullanılmalıdır. Doğru nefes almak için şu hususlara dikkat edilmelidir: 1. Gereğinden fazla nefes almamalıdır (Mekanizma rahatsızlanır, göğüs sıkışır ses zorlanır…). 2. Gereğinden az nefes almak da yanlıştır ( Kişi nefessiz kalır, başladığı cümleyi bitiremez, sesin kuvveti düşer.) Nefes, ses üretim merkezini harekete geçiren bir güçtür. Üretim merkezi gırtlaktır, doğru alınmayan ve doğru kullanılmayan nefes, merkezi zorlar, yıpratır, üretimin (sesin) kalitesi düşer. NEFESLE BEYİN VE VÜCUT FONKSİYONLARININ İLİŞKİSİ Sağlığımız, kan dolaşımı sistemiyle doğrudan ilişkilidir. Kan dolaşımı sistemi nefesle beslenir ve temizlenir. Kan, yeterli oksijenden mahrum kaldığında bedenimizdeki toksinler temizlenmez. Üstelik kaslar, oksijensiz kalır. Kanın yeterli oksijen taşıması ve zehirli maddeleri dışarı atması için kullanılan LENF sistemi bu durumda yavaşlar vücut hantallaşır. Kontrolü güçleşir. Zaman içinde depresif durumlar oluşur. Beyin hücreleri çalışmak için saf glikoz ve oksijen kullanır. Beyne giden kanda oksijen miktarı azaldığında beyin, glikoz ihtiyaç duyduğu yeterli oksijen ulaşmazsa bu süreç işlemez. Bilgi işlemez., hafızaya kaydolmaz veya yavaş kaydolur. Geç algılama, geç fark etme, çabucak unutma gibi durumlar ortaya çıkar. 5 DOĞRU NEFES ALMA TEKNİKLERİ Doğru nefes alma çalışmaları beş aşamada gerçekleşir. 1. Diyaframı kullanabilmek. 2. Nefesi diyaframda tutmak 3. Nefesi tasarruflu kullanmak 4. Nefes alıştırmaları 5. Dinleme-rahatlama alıştırmaları 4. H 25-29 Kasım 2013 1 Ses düzeyi Ses sağlığı Ses organlarının eğitimi SES İLE İLGİLİ ÖZELLİKLER SES RENGİ, SES ARALIĞI İnsanı diğer birçok canlıdan ayıran en önemli özellik, sesi ve bu sesle yaptığı iletişimdir. Her insanın doğuştan sahip olduğu bir ses frekansı (aralığı) vardır. Bunun içerisinde kullanımı ve sesin karakteristiğini belirleyen renkler bulunmaktadır. Ses aralığı eğitimle genişletilebilir. Ses eğitimi alındıkça sesin rengi belli olur. Sesin bir oturma, şekillenme süresi vardır. Bu süre sonunda sesin rengi netleşir. Her insansın bir konuşma bir de şarkı söyleme şekli vardır. Her şarkı söyleyen ve konuşmacı ses aralığını iyi tanımalı, sesinin rengini bilmelidir. Güzel etkili konuşma ses çıkışı ile nefesin kullanımı arasında başarılı bir uyumla gerçekleşir. Düzgün bir sesin temel özelliklerinden biri de işitilebilirliği (yüksekliği) dir. Sesin İşitilebilirliği (Yüksekliği) Bir konuşmacının sesini karşısındakine duyurabilmesi, iyi bir konuşmanın başlangıcını oluşturur. Konuşmacının sesi işitilmezse konuşmacı ve dinleyici arasında iletişim gerçekleşmez. Alçak veya çok yüksek sesle konuşmak, dinleyiciyi tedirgin eder. Konuşma ortamına göre sesi ayarlamak önemlidir. Uygun ses, dinleyici kitlesini tamamen kuşatabilen sestir. Konuşmacı aşağıdaki soruları dikkate alarak ses yüksekliğini ayarlamalıdır. 1. Kaç kişilik bir gruba konuşuluyor? 2. Solan ne kadar geniş? 3. Ortamda gürültü yapan var mı? 4. Ses, gürültü gibi çıkıyor, rahat duyuluyor mu? SES SAĞLIĞI SES SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN UYULMASI GEREKEN KURALLAR 1. Boğazınızı kazır tarzda temizlemeyiniz, öksürmeyiniz ve bağırmayınız. 2. Konuşurken sizin için doğal olan ses perdesini kullanınız. 3. Sesinizi kullanırken nefesinizi ayarlamayı öğreniniz. 4. Uzun süreli konuşmayınız. 5. Gürültülü ortamlarda konuşmayınız. 6. Sigara ve alkol kullanmayınız. 7. Bol sıvı alınız. 8. Bulunduğunuz mekânları nemlendiriniz. 9. Toplum önünde konuşmadan önce sesinizi ısındırınız. 10. Yeme içme kalitesini ve düzenini sağlayınız. 11. Aşırı sıcak ve soğuk yiyecek ve içeceklerden uzak durunuz. SES SAĞLIĞI Ses çıkartmamızı sağlayan organlar; akciğerler, gırtlak ve daha yukarıdaki ağız, burun ve yutak boşluklarıdır. Sistemlerin mekanik işlevini ve sistemler arasındaki uyumu etkileyen herhangi bir problem, seste bozulmaya sebep olmaktadır. Sesin gerçek kaynağı olan ses telleri üzerindeki problemler, titreşimi engellemekte ve ses kaynağında değişime yol açmaktadır. SES KISIKLIĞI VE SEBEPLERİ Ses kısıklığı, sesin hırıltılı, çatallı, gergin olması, şiddetinin ve inceliğini değişmesi şeklinde tanımlanabilir. Ses kısıklığı, soğuk algınlığı ve diğer üst solunum yolları enfeksiyonu sırasında ya da aşırı bağırmaktan kaynaklanan ses zorlamalarında ortaya çıkar. Ses değişikliklerinin sebebi gırtlakta yerleşmiş olan ses tellerindeki sorunlardır. Ses telleri nefes alma sırasında açılır, konuşma sırasında kapanır. Ses telleri kadar ne sıkı kapanırsa ve ne kadar inceyse o kadar hızlı titreşir ve ses de o kadar ince olur. Sigara içilmesi, ses kısıklığının bir diğer sebebidir. Ses kısıklığının daha nadir sebepleri arasında alerji, guatr, sinir sistemi hastalıkları sayılabilir. Kuru, soğuk ortamlar, yetersiz sıvı alımı ve asit içeriği yüksek veya midede asit salgısını artıran gıdalar (kahve, çay şekerli-sütlü yiyecekler, nikotin, narenciye türlü meyveler, alkol, aşırı baharat) aşırı yemek yeme ve tok yatma alışkanlıkları ses orunlarına zemin hazırlamaktadır. Bu özellikleri taşımayan durumlar genel olarak ses hastalığı ya da ses kısıklığı olarak adlandırılmaktadır. 6 Soluk Alma Şekilleri 1. Göğüsten Soluk Alma: Bu nefese omuz nefesi de denilmektedir. Çünkü nefes alırken omuzlar kalkıp üst göğüs genişler, diyafram aşağı inmez hatta biraz yükseldiği için karın içeri girer. Bu nefes alma şekli düzgün bir diksiyon için uygun değildir. 2. Kaburga Nefesi: Nefes alma sırasında kaburgalar her yöne doğru genişler, karın içeri girer, diyafram aşağı inmez ve tıpkı göğüs nefesinde olduğu gibi ciğerlerin alt bölümü fonksiyonunu tam gerçekleştiremez. Bu nefes şekli göğüs ve boyun kaslarının gerilimine buda yorgunluğa neden olmaktadır. 3. Karından Soluk Alma: Yukarıda bahsettiğimiz gibi bu soluk alma tarzı diyaframdan nefes almadır. Doğru soluk alma şekli ise karın-kaburga nefesidir. Bu şekilde soluk alırken karın dışarı çıkar, diyafram aşağı iner ve karnı dışarı iter. Göğüs ve bel genişler, son kaburga kemikleri ile diğer kemiklerde dolaylı olarak genişler. Soluk verirken ise karın içeri girmeye başlar, diyafram eski haline döner yani yukarı çıkar, göğüs eski pozisyonunu alır. Doğru Soluk Alma- Soluma Teknikleri 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Soluma, soluk alma ve verme olmak üzere iki aşamada gerçekleşmektedir. Konuşmada her iki aşamada çok önemli yer teşkil etmektedir. Soluk; derin, sık, çabuk, düzenli, sinirlenmeden ve gürültüsüz alınmalıdır. Soluk özel durumlar dışında burundan alınmalıdır. Soluk verme akciğerlere alınan havanın geri verilmesidir. Türkçe, solunumun soluk verme aşamasında konuşulan bir dildir. Konuşurken soluk verme çok iyi ayarlanmalıdır. Soluk alırken konuşmaktan sakınılması gerekmektedir. Birden soluk verilmemelidir. Konuşurken soluk vermenin özel durumlara uydurulabilen bir düzeni olmalıdır. Doğru soluma diyaframdan yapılmalı, nefesin verilmesinde karın kasları kullanılmalıdır. Söyleyişi Etkileyen Kusurlar Çeşitli seslendirme kusurları nedeniyle söylenenler yeterince anlaşılamaz ve tekrar edilmek zorunda kalınır. Konuşmacı harfleri doğru telaffuz edemeyebilir veya konuşurken bazı heceleri yutabilir. Harflerin hatalı telaffuz edilmesi karşılıklı konuşmalarda pek dikkat çekmese de topluluk karşısında veya mikrofondan yapılan konuşmalarda derhal dikkat çekerler. Bu tür hatalar konuşmacının anlaşılmamasına ya da yanlış anlaşılmasına yol açarlar. Buna göre: 1) GEVŞEKLİK: Ses organlarının genel tembelliğidir ve en çok karşılaşılan durumdur. Bu genel gevşeklik genel bir konuşma sönüklüğüne yol açar. Gevşekliği gidermek için dişleriniz arasına bir kalem sıkıştırın ve aşağıdaki cümleleri hızla okuyun. Bir berber bir berbere bre berber beri gel diye bar bar bağırmış. Biz de bize biz derler, sizde bize ne derler? Pireli peyniri perhizli pireler teperlerse pireli peynirler de pır pır pervaz ederler. 2) PELTEKLİK: Bir harfin çıkarılamayarak bir diğeri ile değirilmesidir. Bu durum dilin yeterince eğitilmemesinden, lehçelerin yapısından veya bazı dillerin fazla etkisinde kalmaktan kaynaklanabilir. Türkçe üzerinde tespit edilen pelteklik türleri aşağıda belirtilmiştir. Zeleştirme:(J) yeri (Z) .Örnek: Jale-Zale, Jilet-Zilet, Seleştirme: Ş yerine S. Örnek: Paşâm-Pasam, şapka-Sapka Jeleştirme: C yerine J. Örnek: Ancak-Anjak), Kucak -Kujak Şeleştirme: S yerine Ş. Örnek: Sana söylüyorum-yerine sana şöylüyorum Leleştirme: (R) yerine (L). Örnek: Birader-Bilader, BerberBelber, Merhem-Melhem, Terlik-Tellik İnce â yerine kalın a: Kemâl-Kemal, Lâstik-Lastik Yukarıdaki örneklerde ilk sırada belirtilen sesler çıkarılamadığından ikinci sesler onların yerine ikame edilmektedir. Bu seslerin çıkarılamaması durumunda bunların üzerinde uygun alıştırmaların sık sık yapılması gerekmektedir. J- Jilet, jandarma, jale, jumbo, Ş- Paşa, şaka, şakir, şeker R- Rüya, hücreler, hürrem, harran, sarraf A- Lale, lastik, lahana, kamil S- Sorgun, hassasiyet, fason 3) TUTUKLUK : Bir hece üzerinde takılıp kalma, heceyi veya kelimeyi tekrarlama durumudur. Bu sorun en çok düşünce akışındaki duraklamadan kaynaklanır. Normal şartlar altında aşırı stres de tutukluğa yol açabilir. Tutukluğu gidermek için herhangi bir metni önce yavaşça ve sonra hızlanarak okuyun. Eğitici sizi bireysel olarak takip edecektir. Tutukluk Örneği: Bu, bu bizim…… şerefimiz….. olacak ….diye ….. uzun uzun…..bize bize anlattı. 7 4) KEKELEME : Tutukluğun ileri aşaması, söz söylerken birden bire duraklama, çoğunlukla buna katılan yüz buruşturması ve gerilme hareketiyle hecelerin tekrarlanması. Kekemeler soluk aldıkları veya pek geç soluk verdikleri sırada konuşurlar. Kekeleme genellikle çocukluk döneminde oluşan bir konuşma bozukluğudur. Erken yaşta konuşmaya başlayan çocukların konuşma başarılarına çevrenin gösterdiği aşırı ilgi çocuğun duygularını zararlı yönde etkiler. Çok iyi konuşarak dikkat çekmek isteyen çocuğun kendi üzerinde ürettiği baskı bir süre sonra kekeleme rahatsızlığını oluşturur. Kekeleme çocuklukta yaşanan aşırı baskı, şiddet veya aşırı utançlığın etkisiyle de gelişebilir. Maddi bir hastalık olmamakla birlikte kekeleme beyin konuşma merkezinde mesaj akışında oluşan karışıklığın bir sonucudur ve çoğunlukla psikolojik bir sorundur. Kekemeliği gidermek için: Okumayı yeni öğrenir gibi düşük hızda fakat yüksek sesle bol bol okumak b) Belli cümleleri ezberleyerek tekrar tekrar seslendirmek. c) Bu metinde yer alan tekerlemelerin ısrarla okunması a) anlaşılamama durumu ortaya çıkabilir. Anlaşılamazsanız konuşmanızın da bir anlamı kalmaz. Boğumlanmayı gerçekleştiren organlarımız iki gruba ayrılır: 1) Hareket eden boğumlanma organları: Bunlar çene, dudaklar, dil ve yumuşak damaktır. Dilinizin damağınızın gerisine doğru götürdüğünüzde orda yumuşak bir bölge hissedeceksiniz. Bu bölgeye yumuşak damak adı verilir. 2) Hareket etmeyen boğumlanma organları: Bunlar dişler, diş etleri ve damaktır. Boğumlanmayı bu organlarımızın çeşitli hareketleriyle elde etmek mümkündür. Bu organlarımız kaslarla ilgili oldukları için bu kasların eğitilmeleri boğumlanmamızın düzgün bir şekilde gerçekleştirilebilmesini sağlamaktadır. Boğumlanma alıştırmalarından birkaç örnek: Ünlüler (A) Ahmet'in avandanlıklarını aparanlardan Acar Abdullah ile akıllı Abdi akşam akşam bize geldi. 5) ASALAK SESLER: Bazı sesler veya kelimeler asalak olarak kelimelerin arasına takılır ve konuşmayı tahammül edilmez hale getirir. Asalak sesler veya kelimeler konuşmacının fikir netliği ve kendine güveni hakkında şüphe uyandırır. Konuşmanın kalitesini baltalar ve dinleyiciyi sıkar. Bu kapsamda “ııı, eee, aaa, şey, yani, mesela, evet...” gibi ses veya kelimeler konuşma arasında sık sık veya gerekmediği halde kullanıldığında dinleyici rahatsız olur. Örnekler: Bana şey dedi. Bugün yıldönümü olduğu için eee şey yapacaktık. Tören salonunu düzenleyecektik. Evet sevgili dinleyenler. Bugün yine sizlerle birlikteyiz. Evet bugünkü konumuz çalışmanın fazileti hakkında. Yani şunu diyorum. Mesela siz zor durumda kaldınız. Yani mesela başınızdan bir felaket geçti. BOĞUMLANMA Boğumlanma, ses organları tarafından seslerin doğru yerden ve doğru zamanlamayla çıkmasıdır. İletişim kurduğumuz zamanlarda, hızlı konuşan, yuvarlayan ya da tane tane konuşmayan insanlarla zaman zaman hepimiz karşılaşmışızdır. Bu kişilerde boğumlanma sorunu yaşanıyor demektir. Yani boğumlamanız bozuksa Al, bu takatukaları takatukacıya takatukalatmaya götür. Takatukacı takatukaları takatukalamam derse takatukacıdan takatukaları takatukalatmadan al getir. ( I ) Iğdır'ın ığıl ığıl akan ılıman ırmağının kıyıları ıklım tıklım ılgın kaplıdır. (O) Okmeydanı'ndan Oğuzeli'ne otostop yap; Oltu'da volta at, olta al; Orhangazi'de Orhanelili Orhan'a otostopluk öğret; sonra da Osmancıklı Osman'a otoydu, totoydu, fotoydu, dök! (U) Uluborlulu utangaç Ulviye ile Urlalı uğursuz Ulvi uğraşa uğraşa Urfa'daki Ünsüzler: (F) Farfaracı Fikriye ile favorili fasa fiso Fahri Fatsalı Fatma'yı görünce fesleğenci feylesoy Feyyaz'ı, fındıkçı Ferhunde'yi anımsayarak feveran (P) Pohpohçu pinti profesör pofur pofur pofurdayarak hınçla tunç çanak içinde punç içip pülverizatör prospektüsünû papazbalığı biblosunun berisindeki papatpa buketinin bu yanına boylattı (M) Marmara'daki Karmarisli mermerciler mermerciliği meslek edinmişler, ama (V) Vırvırcı Vedia ile vıdı vıdıcı Veli velinimeti vatman Vahit e vilâyette veda edip 8