Slayt 1

advertisement
REHBERLİK VE İLETİŞİM
6
Yrd. Doç. Dr. M. İsmail BAĞDATLI
mismailbagdatli@yahoo.com
İletişim Süreci
KAYNAK
Kodlama
MESAJ
KANAL
Geri Besleme
Kod Açma
ALICI
KANAL
Kanal nedir?
Kanal;
iletişim sürecinde kaynağın amaçları
doğrultusunda alıcıya gönderdiği
mesajları taşıyan ortam, yöntem ve
tekniklerdir.
Yöntem, öğrencilerin istenilen davranışları
geliştirmeleri için seçilen işlemler bütünüdür.
Ortam, öğretmen-öğrenme süreçlerinde bilgi
iletme işleminin meydana geldiği ve öğrencinin
konuyla etkileşimde bulunduğu personel, araç
gereç, tesis ve organizasyon öğelerinden
oluşan çevredir.
Teknik, belli bir yöntem ya da aracın kullanılma
biçimidir.
İletişim sözlü veya sözsüz olarak
gerçekleşir.
Sözlü İletişim
İnsanlar kültürlerini, gördüklerini, yaşadıklarını
ve düşündüklerini anlatırken temel iletişim aracı
olarak sözlü iletişimi kullanmışlardır.
Bu süreçte insan konuşan veya dinleyen
konumunda bulunuyor.
Peki bu konuda başarılı mıyız? Bu soruya evet
demek çok zor. Sınıf ortamında veya
hayatımızda bu konuya ilişkin pek çok problem
yaşamışızdır.
Konuşma
Konuşma, duygu düşünce ve dileklerimizi
görsel ve işitsel öğeler aracılığıyla
karşımızdakine iletmektir.
İnsan “hayvan-ı natık” olarak tarif edilmiştir.
“Natıka” düşünmek manasına geldiği gibi
konuşma manasına da gelir.
Zaten konuşma da düşünmeye bağlıdır.
Öğretmen öğrencilerini konuştura
konuştura onların insanlıklarını daha
güçlü bir biçimde özümsemelerine ve
pekiştirmelerine yardımcı olması
gerekir.
İyi Konuşmacının Özellikleri
1- Konuşma ortamını oluşturan
fiziksel öğelerin önemini bilir.
Bütün sorun sadece değerli düşünceleri
ifade etmek değildir. Bunu dinleyiciye
etkili bir şekilde iletmek de çok önemlidir.
Bu sebeple iyi bir konuşmacı, görsel,
işitsel eylemin teknik incelikleriyle
ustalıklarını küçümsemez.
Burada dört unsur karşımıza
çıkıyor:
Görsel davranış,
ses,
dil,
zihinsel etkinlik.
Görsel davranış:
Hareketler, duruş, jestler, mimikler,
konuşmacının görünür tavırları.
Jestler, içten gelerek anlatılanla uyumlu bir
şekilde kullanılmalı. Fazla göz alıcı olursa
dikkati üzerine alarak anlatılanın
algılanmasını zayıflatabilir.
Tabii olmalıdır. Yapmacık olmamalıdır.
Bir sununun başarılı olmasında canlılık çok
önemlidir. İyi bir konuşmacı görsel
davranışlarını akıllıca ve ustaca kullanarak
canlı ve çekici olabilir.
Ses:
Konuşma sırasında telaffuz edilen
ve işitilen öğedir.
Ne zor işitilecek kadar zayıf ne de rahatsız
edecek kadar yüksek olmalıdır.
İyi bir konuşmacıda aranan ses tonu monoton
olmayan, yükselip alçalabilen ses tonudur.
Ses yüksekliği gerektiğinde alçaltılabilecek
gerektiğinde yükseltilebilecek bir seviyede
tutulmalıdır.
Konuşmacı dinleyiciye iyi niyetini, amacını,
ilgisini, dostça tutumunu, inancını, güvenini
yansıtmalıdır.
Dil:
Dinleyicilerin anlayabileceği bir dille
konuşmalıdır.
Dinleyicilerin kelime dağarcığını
dikkate almalıdır.
Yeni bir sözcük kullanıyorsa manasını
açıklamalı ve devam etmelidir.
Zihinsel etkinlik:
Düşünme, kavrama, yorumlama gibi iletiye
anlam veren zihinsel süreçlerdir.
Konuşmacı zihinsel rahatlığa sahip
olmalıdır.
Acaba söylediklerine gülecekler mi?
Yanlış mı yapacağım?
Kıyafetimde bir şey var mı?
Gibi tedirginlikler konuşmacının zihinsel
olarak rahat olmasına mani olur.
Heyecan da önemli bir unsurdur. Heyecan
belirli bir seviyede dinleyicinin de heyecan
duymasını sağlar ve ilgisini arttırır.
Fakat konuşmacıda heyecan fazlalaşırsa
dinleyiciler konuşmacı adına kaygı duyabilirler.
Öğretmen dikkatini kendi üzerine değil de
konu üzerine verirse, korkmaya da
heyecanlanmaya da vakti olmayacaktır.
2- Konuşma öncesinde kendisini
ve konusunu iyi hazırlar:
Konuşma öncesi yapılacak hazırlık esnek ve
kapsamlı olmalıdır.
Konuşmacı;
Kendi niteliklerini,
dinleyicilerin ihtiyaç ve niteliklerini,
konuşmak için ayrılan süreyi
göz önünde bulundurmalıdır.
Konuşma için ayrıntılı bir metin
oluşturulacaksa, fikirler arasında bağ
kuracak, “bundan başka”, “ancak”, “öte
yandan” gibi sözcükler kullanılmalıdır.
Konuşma anında gösterilebilecek tepkiler
öngörülerek hazırlık yapılmalıdır.
Konuşmaya başlamadan yapılacak küçük
bir beden etkinliği konuşma öncesi dizlerin
ve ellerin titremesini engelleyecektir.
(Tahtayı silmek, pencereyi açmak,
sandalyeyi düzeltmek gibi.)
Arada yapılacak beden hareketleri
konuşmacının rahat hissetmesini sağlar.
Tecrübeli öğretmenler de
heyecanlanmaktadır.
Öğrenciler karşısında duyulan heyecan,
öğretmenin kendisine, mesleğine, konusuna
ve öğrencilerine duyduğu saygının, öğrenmeöğretme çabasının, bilgileri paylaşma
çabasının bir belirtisidir.
Öğrencilere de sık sık konuşma hakkı
vererek, başlangıçta sahip oldukları
gerilimin azaltılması ve rahat konuşur
hale gelmeleri sağlanmalıdır.
Nefes ayarlaması iyi yapılmalıdır.
3- Tanımlamalara, örneklere,
açıklamalara, karşılaştırmalara,
kanıtlara, istatistiksel bilgilere,
gerekli tekrarlara ve görsel
yardımlara yer verir.
Tanımlar:
Ortak anlayış zemin oluşturmak için ders
başında tanımlara yer verilir.
Dinleyici için şaşırtıcı, belirsiz veya ilgisiz
görülen noktalar anında aydınlatılmalıdır.
Örnekler:
Canlı ve somut örnekler konuşmada
verilmek istenen anlamı iletmede en
büyük yardımcılardandır.
Karşılaştırma:
Yeni bilginin, dinleyicilerin daha önceden
bildikleri bir şeyle olan benzerliğine işaret
etmektir.
Kanıt:
Sadece güzel konuşmak yetmez.
Konuşmacı o konuda yapılmış
araştırmalara da yer vermelidir.
Tekrarlar:
Okuyucu anlamadığını tekrar okur ve
anlar.
Fakat dinleyici için tek şans vardır.
Dolayısıyla konuşmanın önemli noktaları
sık sık tekrar edilmelidir.
Görsel yardımcılara yer vermek:
dikkat çekme, ilgiyi sürekli kılma,
düşünceyi genişletme, kanıtlama, gibi
yönlerden yardımcı olur.
Bir araştırma sonucuna göre:
Okuduklarının %10
İşittiklerinin %20
Gördüklerinin %30
Söylediklerinin %70
Görüp işittiklerinin %50
Yapıp söylediklerinin %90 ‘ını insan
hatırlamaktadır.
4- Gözlem gücünü geliştirmiştir.
Bir konuşmacı dış dünyaya ne denli açık ve
bağlı ise o ölçüde iyi bir konuşmacıdır.
Duyuları canlı, uyanık, ve gerçek dünya ile
sıkı sıkıya ilişkili olduğu için konuşması
anlamca zengin olacaktır.
5- Seçtiği konuşma alanlarında
geniş bir bilgi birikiminin
desteğinden yararlanır.
Öğretmen kendini yenilemelidir.
6- Amacına uygun bir yönde ve
mantıkî bir akış içerisinde düşünme
yeteneğini geliştirmiştir.
Gerekli bilgi birikimine sahip olan öğretmen,
kendi düşüncelerini düzenli bir biçimde
aktarmayı bilmiyorsa, beceremiyorsa başarılı
olamaz.
Düşüncelerin birbiri ile artan bir ilişki içinde
önceden belirlenmiş amaca doğru akması
gereklidir.
7- Konuşma hızını ayarlamasını
bilir.
İfade edilen düşüncedeki ayrıntıların iyi
anlaşılması için konuşma hızının düşürülüp,
heyecanlı bir konunun anlatımında normalin
üzerine çıkabilir.
Tek düzelikten kurtulmak için konuşma
sırasında hız düşürülüp yükseltilebilir.
Konuşmalarda yer yer sessiz kalmak
duraksama yapmak dinleyicinin dikkatini
toplamada ve ilgiyi uyanık tutmada etkili
bir yöntemdir.
8- Kendi yeteneklerini
değerlendirmeyi ve sınırlarını
saptamayı bilir.
Konuşmacı ileri sürdüğü düşüncelerde aşırı
derecede kesin kati ifadeler kullanmamalı,
genel geçer kurallar gibi değil, “bence”, “ben
böyle düşünüyorum” şeklinde karşısındakini
baskı altına almadan düşüncelerini ifade
etmelidir.
Öğretmen sınıf içinde zorla düşüncelerini
kabul ettiren bir konumda olmazsa öğrenci
de kendi düşüncelerini dile getirecek
cesareti kendinde bulabilir.
9- Dinleyicisini yakından tanır.
10- Konuşmada kişiliğin önemini
göz önünde bulundurur.
Dinleyicileri etkilemede kişiliğin çok büyük
bir önemi vardır.
Konuşmacı kendini değişik toplumsal
durumlara uydurabildiği ölçüde kişilikçe
gelişir, kişilikçe gelişirken toplumsal
durumlara uyma yeteneği gelişir. Bu dairesel
bir süreçtir.
İnsan kendi kabiliyetlerini ancak toplum
içinde iş yapa yapa kavrar ve bu
donanımlarının farkında olarak toplum
içine girer.
Bu şekilde düşünce ve duygularını
dinleyicileri ile paylaşma, onları bu
doğrultuda etkileme gücü de o derecede
artar.
Konuşmacı kendi kişiliği kadar
dinleyicilerin de kişiliğini
önemsemelidir. Öğrencinin kişiliğine
saygı duyan öğretmenler aynı saygının
öğrenciler tarafından kendilerine de
gösterildiğinin farkındadırlar.
11- Dinleyicileri ile yüz yüze
iletişim kurar.
Konuşurken dinleyicilerin yüzlerine ve
gözlerine bakmak gereklidir.
Öğretmenin öğrencinin gözlerine bakmadan
ders anlatması öğretmenin ürkekliğinin,
kendine güvensizliğinin, konuyu
savsaklamasının belirtisi gibi algılanabilir.
Öğrencilerden gelen onay, sıkıntı, kuşku,
ya da görüşe katılmama gibi belirtileri
görmesi bu şekilde mümkündür.
Göz teması kurulması öğretmen ve
öğrencinin konuşması anlamına gelir.
12- Kendi kendisinin titiz bir
eleştiricisidir.
Konuşmacı kendi konuşma tekniği üzerinde
durup düşünmelidir. Konuşmasını
inceleyerek başarılı başarısız olduğu yönleri
tespit edip daha verimli bir yola girebilir.
Çevresinden gelen eleştirileri de dikkate
almalıdır.
13- Ahlakî sorumlulukları
bulunduğunu hatırdan çıkarmaz.
Konuşmalarıyla her zaman, başkalarının
mutluluğuna, yanlışlardan kurtulup
doğrulara ermesine yardımcı olmakla
yükümlü olduğunu bilmelidir.
Ahlaktan yoksun bir konuşmacı (demagog,
halk avcısı) başarısızlığa mahkumdur.
TEŞEKKÜR EDERİM...
mismailbagdatli@yahoo.com
Download