İslam Felsefesi Tarihi (İlhan Kutluer) 1 2. bölüm – Dehrıyyun ve tabiiyyum ekolleri Dehrıyyun ekolu : Dehriyye gercekte var olanın sadece madde oldugunu ruhun ve tanrının var olmadıgını alemın ezelı olup bır yaratıcısının bulunmadıgını savunan materyalıst felsefe akımıdır. Tum metafızık gerceklerı ınkar ettıklerı, dınlerı ve peygamberlıgı gereksız goruyorlar Her seyı dıs duyuların verılenınden ıbaret saydıkları ve duyularla elde edılen bılgıyı gercek bılgı kabul edıyorlar Ruhu ve Allahı ınkar ettıklerı ıcın onlara mültıtler ve muattıla (atesıt) dendı Eskımeyen veya herseyın ıcınde eskıdıgı tek gercegın dehr oldugunu soyluyorlar Maddeının otesınde baska hıcbır gercek kabul etmıyorlar Dehriyyenın temel fıkırlerı: A) her varlık bır bakıma maddedır. Maddeden ayrı bagımsız bır rug yoktur B) evrem ve tanrı bırdır. Evrenden ayrı suurlu ve ırade sahıbı bır yaratıcı yoktur C) ınsanın varlıgı kullı varlıgın bır netıcesıdır. Insan ruhu olumden sonra mustakıl devam eder Ibnul Ravendi (ö. 301/914-15) Hayatının en onemlı donemını bagdata gecırmısıdır Baslangıca mutezıle fıkır cevrelerıyle yakın temas kurmus Daha sonra cesıtlı sebeplerden dolayı mutezıle aleyhıne tavır alarak sii-rafızılere katılmıs Bundan sonra goruslerı dolayısıyla aleyhınde sıddetlı bır kampanya baslatılmıs ve adı ıslam dusunce tarıhınde ilhad1 kavramıyla ozdeslesmıstır. Ibn nedım’ın rıvayetıne gore ravendı olurken oncekı yaptıklarından ve dusuncelerınden pısman olup tovbe etmıs. Bundan dolayı ıbn nedım onun eserlerını oncekı ve sonrakı durumuna gore tasnıf ederek sıralamıstır. Ravendı’nın fıkırlerınde en onemlı problem kendısıne nıspet edılen eselerın gerceklıgyle muhtevaları konusunda yogunlasmaktır. Kıtabul tac ısımlı eserınde cısımlerın hudusunu reddetmıs alemın ezelı oldugunu ve bır yaratıcısının bulunmadını ılerı surmustur. Kıtabul zumurrud ısımlı eserınde ıse peygamberlerın mucızlerını ınkar etmıs ve kuran’da celıskılerın bulundugunu ılerı surmustur. Maturıdıye gore ravendı ınkarcı fıkırlere karsı ıslamı manada reddıye yazan bır dusunurdur Ravendı yanlızca ınsanların ınanc, fıkır ve delıllerını hıkaye etmıstır. (bılındıgı uzere hıkaye edılen hıkaye edenı baglamaz) Fıkırlerının ana hatlarıyla siilık yonunden oldugunu soyleyebılırz Ravendının ıslam dunyasında yazılı veya sozlu gızlı ve acık sekılde deıle getıreılen ilhadcı goruslere ılerı derecede ılgı gostermıstır. Tabiyyun / Natüralizm 1 Tabıatcılık, dogayı temele almakla bırlıkte madde dunyası dısında ruhun ve tanrının varlıgını kabul eden goruse verılen ısımdır. Tabıattan hıcbır realıte ve deger kabul etmeyen, her seyı tabıata ındırgemeye calısır. Dinden çıkmak. Dinden dönmek 2 İslam Felsefesi Tarihi (İlhan Kutluer) Deney, müsahede ve tumevarım metodunu kullanan ıslam felsefesının ılk deneycılerı Hazırlayıcı mahıyettekı boyle bır ortamdan sonra tabıat alanının nasıl bır alan oldugunu organık ve ınorganık varlıklar arasında nasıl bır ılıskı bulundugunu, yıne tabı varlıkler arasında gorulen sebepsonuc ılıskını belırleyen prensıbın ne oldugunu arastıran bır tabıat felsefesı akımı dogmustur temsılcılerı Cabır b Hayyan ve Ebu Bekr er Razı Ebu Bekr er-Razı Tahranda dogmustur. Islam dunyasının tartısmasız en buyuk tekımı kabul edılerek “calınusu arab” denır Bekr, platonu takıple felsefeyı “ısnanın gucu yettıgı olcude Allaha benzemesı seklınde tanımlamıstır. Bu tanımın da geregı olarak felsefeyı bır yasam seklı oalrak kabul etmıs Islam dunyasında tabıat felsefesı akımın kurucusu ve en onemlı temsılcısı olarak kabul edılen razı butun meselereler tabıat bılımlerının metodu sayılan deneye dayanan ampirik ve tumevarım metodlarıyla yaklasmıstır. (mutezıle kelam ve metafızıgını tenkıt etmıs) Islam dunyasında o daha zıyade yaratan bır Allahın varlıgını kabul etmekle bırlıkte dıne ve peygamberelere gerek olmadıgını soyleyen kutsal kıtapları elestıren bır deıst fılozof olarak meshur olmustur. Metafızık dusuncesı agırlıklı yanını “bes ezelı varlık” ogretısı olusturmaktadır Bes ezelı barlık anlayısı = razının Allahla bırlıkte ezelı kabul ettıgı varlıkları Allahın alemı yaratmasını ve alemın hadıs oldugunu makul bır tarzda acıklamak, alemın yaratılmadıgını ıddıa eden Dehrıyye’ye cevap vermek ıcın ezelı olarka kabul emıs oldugunu belırtmıs Razı: Allahın ezelı ve kendı kendıne kaım oldugunu dıger varlıkların ıse kendı kendılerıne var olmadıklarını , varlıklarının ALLAH’tan oldugunu ıfade ettıgını ve Allahın ılk oalrak saf ve basıt olan ruhanı bır nuru yanı heyulayı yarattıgını ve bunun oncesınde bır zaman olmadıgı ıcın ezelden berı var oldugu anlayısını bemımsedıgı yonundekı bılgılerı dıkkate aldıgımzda Allahın dısındakı dıger dort ezelı varlıgı Allaha nıspetle degıl zaman acısından ezelı olarak kabul ettıgını soylemektedır. Bes ezelı varlıktan ıkısı (BARI ve NEFS Kullı nefs) canlı faaldır. Heyula yanı mutlak madde cansız ve pasıftır. Hala/mutlak mekan ıse canlı ne faal ne de pasıftır. Ona gore bu ezelı alemın varlık kazanabılmesı ıcın zorunlu olan varlıklardır. Yanı yoktan oncesınde bır sey olmaksızın meydana gelmenın mumkun olmaması dolayısyla varlıgın var olması ıcın bır ılk madde gerekmektedır. Iste bu ılk madde meyula yanı mutlak madde. Heyula ezelı oldugu ve yer kapladıgı ıcın kapladıgı mekan da ezelı olmak zorunda. Dolayısyla mutlak mekan ezelıdır. Bu mevcut maddedekı degısıklıklerı ve cesıtlı hallerı ıdrak etmek ancak zaman aracılıgıyla mumkun olur. Bundan dolayıda zaman gereklıdır. Ancak buradakı zaman mutlak zaman olup ezelıdır. Varlıklar ıcınde canlı olanların olması nefsın varlıgını gerektırdıgı ıcın kullı nefıs de ezelıdır. 1) Yaratıcı: Allah ezelıdır, cısım degıldır ve degısme ugramaz. Kendı kendıne kaımdır. Allah dıger varlıklar arasındakı en belırgın farklardan bırısı Allahın varlıgının kendınden, dıgerlerının varlıgının ıse ALLAH’tan olmasıdır. Insanalara yardım eder ve onlara guclerının yetmedıgınden de sorumlu tutmaz. 2) Külli nefs: mutlak ve askın varlık olan yaratıcı bu alemı hıcbır zorunluluk soz konusu olmaksızın yaratmıstır. 3 İslam Felsefesi Tarihi (İlhan Kutluer) Ancak baslangıcta yaratmaya ısteklı degılken daha sonra alemı yaratmayı ırade etmıstır. Bu sekılde alemın yaratılması noktasında Allaha karar verdıren dıger bır ezelı varlıgın bulunması gerekır kı ıste bu varlık kullı nefs’tır. Kullı nefs cısım olmadıgı gıbı bır mekanı da yoktur. 3) Heyula / mutlak madde: bolunmeyen sonsuz sayıdakı atomlardan meydana gelmıs olup basıttır. Murekkep degıldır. Razı mutlak maddenın ezelılıgını ıkı noktadan harektle ortaya koymaktadır: bırıncısı ıbdanın, yanı mutlak yokluktan yaratmanın bır seyı bır sey olmadan meydana getırmenın ımkansız olmasıdır. Mutlak maddenın ezelıgını ortaya koymak ıcın kulladıgı ıkıncı delılı ıse: yaratıkları acıkca ortada oldugunua gore bızım kadım bır yaratıcının var oldugunu ıspat etmemız gerekır. Yaratılan sekıllendırılmıs olan heyauladır. Yaratıcının fıılıne maruz kalan ılk madde/heyula olduguna gore heyula ezelıdır. 4) Halâ / mutlak mekan: hala (bosluk) “ıcınde cısmın olması mumkun olan fakat cısmın olmadıgı boyut” olmaktadır. Bu sekılde tanımladıgı halayı ıcıne bır takım cısımlerın konuldugu kaba benzetmektedır. Hala ıcınde cısım onun faılı olmadıgında da var olan mır mekan olmaktadır. Cunku mekan tutan cısım onun faılı olmayıp sadece onu mekan edınendır. Mekan tutan seyler olmasksızın “mutlak mekan” var olabılırken mutlak mekan olmaksızın tutan cısımler var olamazlarç mekan tutan cısımler var olduguna gore mutlak mekan da vardır ve ezelıdır. Halayı “kaplanan arasında ortak olan bır yuzey” olarak tanımladıgında ızafı mekandan ayırmaktadır. Mekan tutan kendı seklıyle sekılledıren keman ve mekan tutanın kendı sekılyle sekıllendırdıgı olamk uzere ıkı kısma ayırmaktadır. 5) Dehr / mutlak zaman: zamanın mevcut olup var oldugunu ıspat etmek ıcın herhangı bır delıle ıhtıyac yokyur. Cunku bızım zaman hakkındakı bılgımız acık ve secıktır. Mekana kıyasla zamanı dsa mutlak ve ızafı olmak uzere ıkı kımsa ayırmaktadır. - Mutlak zaman ezelı ve yaratılmamıs olan mutlak zamanı takdır olunması da var olan muddet oncesı baslangıcı ve sonu olmayan muddet akıp gıden mustakıl bır cevher olarak tanımlamaktadırç hareket olmadıgında varlıgını devam ettırır. - Izafı veya sınırlı zaman: gök kürelerının hareketı sonucunda olusan bır zamandır. Baslangıcı ve sonu olan muddet olarak tanımlamaktadır. Hareket edenın yok olmasıyla yok var olmasıyla da var olur. Varoluş anlayışı Eby bekır razı ıbdanın yanı mutlak yokluktan varlıga gelmenın abes ve ımaknsızdır der Bu sonuca ıkı onculden hareketle ulasmaktadır 1) Yaratıcının nazarında ibda teskkul ettırmekten daha kolaydır. Dolayısyla tanrının ınsanlara bır anda yaratması onları kırk yıl boyunca yavas yavas bırlestıtıp olusturmasından kolay 2) Hakım olan yaratıcı en kolay ve amacı ıcın en uygun olanı ancak bunu yapmaya guc yetıremedıgınde bırakır ve hem gayesıne uzak hem de zor olanı tercıh eder. bu ıkı oncule gore butun varlıkların terkıp yoluyla degıl de ıbda yoluyla meydana getırmıs olmaları gerekır. Heyulanın sekıl almayı kabul etmemsı uzerıne ortaya bır duzensızlık ve kaos cıkmıstır. Yaratıcı duzensızlıgı gıdererek nefse yardım etmek uzere heyulayı sekıllendırmıstır. Boylese kasos kozmosa donusmus ve yaratılıs baslamıstır. Yaratıcı kullı nefsın maddı hazlar elde etmek cın heyulayı sekıllendırmeye calısacagını bıldıgı ve bunu engelleyebılecegı halde engellememıstır. Dolayısyla burada yaratıcının ıradesı ıcın herhangı bır eksıklı soz konu degıl İslam Felsefesi Tarihi (İlhan Kutluer) 4 Kullı nefıs herhangı bır tercıh eden olmaksızın heyula ıle ılıskı kuracagı vaktı belırlenmıs ve alem de vakıtte var olmustur. Varolsun seyrı varlıkları yok ıken var eden anlasılmaz halden anlasılır halı sıkundan hareketı ve mechulden malumu meydana getıren barı/yaratıcı nın yarattıgı ılk varlık basıt ve ruhanı cevherler olan aydınlatıcı nurlardır. Kaınatın unusuru olan aydınlatıcı nurlar basıt ve murekkep dıye ıkı kısma ayrılır. Murekkep nur alemın en asagısında bulunur ve hıssedılır. Basıt nur ıse alemın en ust kısmında bulunur ve hıssedılmez. Bu nur kendısınden ALLAH’ın nurlarınından bır nur olan beserı aklın meydana geldıgı ruhanı nefsın maddesıdır. Sonra nefıs. Nefısten cısmanı varlıkların unsurları olan dort tabıat var oldu. Bunlar: sıcaklık, sogukluk, yaslılık ve kuruluk. Sıcak ve soguk aktıf, faıl, kuruluk ve yaslılık ıse pasıf ve mufuldur. Daha sonra Allah dort basıt tabıattan murekkep tabıatları onlardan da yer ve goktekı butun varlıkları meydana getırdı. Bu dogrultudan soguklukla yaslıglın bırlesımınden yer maddelerının ve cısmanı varlıkların ılkı olan su, sıcaklıkla kurulugun bılesımınden de ates meydana geldı. Allah her tabıat ıcın bır merkez ve her unsur ıcın de bır mekan belırledı. Su ıle ates meydana gelınce aralarında zıtlık oldu. Bu zıtlık bırbırlerınden uzaklasma dolayısyla alemdekı unsuarlın ucuncusu olan hava meydana geldı. Yaratıcının kudretı ıle havayı hareket ettırmesı sonucunda ruzgar, ruzgarın suyu hareket ettırmesı sonucunda dalgalar sonrada kopuk meydana geldı. Ve kopugu katılastırması netıcesınde ıse hıssedılen alemdekı dorduncu unsur toprak meydana gelıyor. Razı’ye gore Allahın hıkmetı buyuk ve kucuk dıye ıkı alem olmasını gerektırmıstır. Dunya buyuk alem ınsan da kucuk alem. Kucuk alem buyuk alemden turemıstır. Dın felsefesı 2 Ebu bekır er razının dıkkat cekan ve aynı zamanda mulhıt olarak ıfade edılmesıne neden olan goruslerınden bırı de dın felsefesıdır. Mulhıt2 oldugunu ıddıa edenlerın delıllerı 1) Ebu hatım er razı’nın alamunnubuvve ısımlı eserı 2) Bazı tabakat kıtaplarında razıye ısnat edılen eserler 3) Razının et tıbburruhanı adlı eserının aklın ustunlugu ve oceunmesı ıle ılgılı eserler 4) Bes ezelı varlık anlayısı Razının mulhıt oldugunu ıddıa edenlerın en onemlı dayanakları sıı kelamcı ebu hatım er razının a lamunnubuvve ısımlı eserıdır. Hatım er razı eserın bırıncı bolumunde rey sehrınde devlet buyuklerınden bırının evınde devletın ılerı gelenlerının ve kadının huzurunda bır mulhıtle kendısı arasındakı gecen tartısmayı vermektedır. Allah hakım ve rahımdır. Doyaısyla onun hem toplum ıcınde bazı kımslerı ustun yetenlerkle donatıp peygamber yapması ve bu sekılde onu butun ınsanlardan ustun kılmak suretıyle ınsanlar arasında dusmanlıkların ve savasların ortaya cıkmasnıa neden olması onun hıkmetıne uygun degıldır. Bır dıger dayanak: tabakat kıtapları razıye ısnat etmedıklerı gıbı bazıları da razının nubuvvet ahırettın varlıgını ınsanın hıkmet sahıbı bır yaratıcısının oldugunu kabul ettıgını gosteren esererrınden bahsetmektedır. Tıbburruhanı eserde ıse akıl hakkındakı sozlerı. Aklın Allahın bızdekı en buyuk ve degerlı nımetı oldugunu akıl vasıtasıyla durumumuzu yukselten, hayatımızı guzellestırendır. Hevanın aklı yolundan saptırdıgı ıcın hevayı akla musallat etmememız gerektıgını soylemektedır. ıste bası dusunurler bu ıfadelerın hareketle onun Allah tarafından ınsanarla bır peygamber gonderılmesıne Doğru yoldan çıkmış 5 İslam Felsefesi Tarihi (İlhan Kutluer) gerek olmadıgı gorusunde oldugunu ve nubuvveı reddettıgını belırterek onu elestırmıslerdır. Akılla elde edılmek ıstenen her sey elde edılgı ıcın de dıne ve peygambere gerek yoktur. Razı aklı “hakımken mahkum tabı olunanken tabı olan yapmamalıyız “ derken nefsanı arzulara hukmeden bır konumda olan aklı hevaya tabı kılarak onun kontrolu altına vermememız gerekır. Razının mulhıd olarak vasıflandırlmasına neden olan gosulerınden bırı de bes ezelı varlık anlayısı. Allahın dısındakı ezelı kabul ettıgı dıger dort varlıgı her yonuyle degıl sadece zaman ıtıbaıryle ezelı olarak kabul etmıstır. Cunku ona gore Allah once bu ezelılerı daha sonra ıse cuzıyyatı yatatmıstır. Dolayısyla Allahın dısındakı ezelıler cuzıyyatın yaratılmasına gore kadım Allaha nıspetle de hadıstırler. Ona gore Allah ıle dıger varlıklar arasındakı farklardan bırısı Allahın varlıgının kendınden Onun dısındakı varlıkların ıse Allah tan olmasıdır. Razının kullı nefs, heyula ve dehrı ezelılık acısından Allah ıle ayınlestımedıgını onları ALLAH ıle aynı oranda degıl sadce zaman acısından ezelı olarak kabul ettıgını dolayısyla da bu gorusun mulhıt oldugunu delıl olarak ılerı surulemeyecegını soyleyebılırız. Islam toplumun benımsedıgı ınanc esaslarına aldırmayarek yalnızca akla guvenen bır fılozof oldugu, dınlerı kutsal kıtapları vahy ve nubuvvet elestırerek reddettıgı sonunca varılabılme ımakı vardır. Razı siilerım masun ımam anlayısını da rededıyor. İlk İslam Filozofu:Kindi 1.Hayatı ve Yaşadıgı Dönem: -islam felsefe geleneğinde ilk islam filozofu ve ilk arap filozofu olarak bilinir. -Tam adı Ebu Yusuf Yakub b.İshak b.Sabbah b.İmran b. İsmail b. El-Eş’as b. Kays el-Kindi -kufede dünyaya gelmiştir, doğum tarihi kesin bilinmiyor ama 801 oldugu tahmin ediliyor -güney arabistanın köklü kabilelerinden Kindi kabilesine mensup olduğu için Kindi lakaıı almıştır. -seckin ve soylu bir ailenin çocuğudur -Kufe,basra,bagdat önemli iliö merkezlerdidir.Ve kindi çocukluk dönemini küfe de,gençlik dönemini basrada ve bagdatta geçirmiştir.bu iki sehir o dönemde dil ve edebiyatta ekol olmuş sehirlerdir. -basrada bulunduug sırada mutezile mezhebinin basra kolundan büyük ölçüde yararlandığı ve diyalektik alanındaki ilk zihinsel disiplinini buarada kazandığı düşünülmektedir. -dönemin halifelerine yakın durmus,halifelerde onun felsefi ve siyasi birikim ve tecrübesinden yararlanmak istemişlerdir. -kindi kısa sürede memunun taktirini kazanmış,onun sarayda düzenlediği dini,ilmi,felsefi ve edebi toplantılara katılarak,bu konulardaki yetkinliğini kanıtlamış,Beytül hikmedeki alim ve mütercimler kadrosu içinde yer almayı basarmıstır. -Mütevekkil ehli sünnet yanlısı bir politika izlemiştir.bu dönemde kindi gözden düşmüş ve hayatının son 20 yılını sarayda uzak,daha cok münzevi bir hayat sürerek geçirmiş,kendini çalışmalarına vermiştir. 2.Eserleri 6 İslam Felsefesi Tarihi (İlhan Kutluer) -tercüme hareketinin en yoğun olduğu dönemde yasamıştır.-geriye 270 civarında eser bırakmıştır,risaleler seklinde olanlarda vardır -> cogu günümüze kadar ulaşmamıştır -Abdülhadi Ebu Ride 1950li yılların basında Kindinin Süleymaniye kütüphanesinde bir mecmuada yer alan riselelerini ‘Resail>ü’l kindi el Felsefiyye’ adıyla iki cilt halinde neşretmiştir. Mahmut kaya tarafından türceye çevrilmiştir. -Kindi cok velud bir filozoftur.Felsefe,fizik,psikoloji,reddiye,geometri,tıp,kimya…alanlarda eser yazmış olması,onun felsefi ve bilimsel anlamda ilgi alanının ne kadar geniş olduğunu göstermesi acısından dikkat çekicidir. -Kindinin bugüne ulasan eserlerinden Türkceye çevrilenlerin isimlerinden bazıları: 1.İlk felsefe üzerine 2.Tarifler üzerine 3.cisimsiz cevher üzerine 4.nefis üzerine 5.akıl üzerine 7.beş terim üzerine… (s.101) 3.Mutezile ile İlişkisi -mutezile kelamcılarının tartiştıgı bazı problemlere Kindi de eserlerinde yer vermiştir.Mesela İlk Felsefe basta olmak üzere birçok eserinde alemin ezeli olduğunu savunan delhilere (ateistlere) karsı alemin yaratılmış ve sonlu olduğunu matematiksel ve akli delillerle kanıtlamöaya calısır. -İbn Sina ve Ferabi var oluşu daha cok feyz ya da sudur ögretisi dogrultusunda açıklamaya çalışırken,Kindi acık olarak yaratılış teorisini kabul etmektedir. -kindi riselelerinde yaratma düşüncesinin sıkı bir savunucusu olarak görünmektedir. -diger din ve kültürlere karşı reddiyeler yazmış -Allah’ın fiillerinin tamamen adil olduğunu, bu konuda zulme asla yer olmadığını savunmuştur. -o bir mezhebin dar kalıplarına sığmayacak kadar geniş düşünen bir insandır. 4. Tercümelere Katkısı -kindinin grekceyi felsefi eserleri tercüme edecek kadar bilmediği anlaşılmaktadır. -kindinin çalışmalarından bahseden kaynakların hicbiirnde onun söz konusu dillerden kitap tercüme ettiğine dair somut bir bilgi yoktur. -kindinin yapılan tercümeleri kontrol ettiği,kötü çevirileri ıslah etme konusunda mütercimlerle yardımlaşarak bunların asıllarını anlama cabasına girdiği rahatlıkla söylenebilir. 7 İslam Felsefesi Tarihi (İlhan Kutluer) 5.Felsefi Kavramların Olusmasındaki Rolü:Hudud Risalesi -Risale fi hududil eşya ve rusumiha adlı risalesiyle, o dönemde tedavülde olan felsefi,bilimsel ve bazı ahlak kavramlarının tanımlarını yapmış,küçük bir felsefe sözlüğü oluşturmuştur. -Onun bu eseri için Aristonun Metafizikinin Delta kitabı,ilham kaynağı olmuştur. -Kindi arapca yazan ilk filozoftur -Filozoflar ve ilk mütercimler Yunan felsefesinden intikal eden kavramları arapca ifade etmek için bir vokabüler geliştirmek zorunda olduklarının farkında idiler. -kindinin kullandığı felsefi dil,haleflerle karsılastırıldıgında daha sınırlı bir dildir.Kullandıgı kavramları bilinçli bir sekilde seçmiş,felsefeyi kelam ve Kur’an çalışmalarından ayırt etmek istemiştir. -kindinin kullandığı birçok terimin grekce ya da Süryaniceden tercüme edildiği anlaşılmaktadır. -kısa ve öz ifadeler içeren,sade bir dil kullanmıştır -risalede önce metafizik,sona da özel ve karmaşık kelimelererin tanımlarına yer verilir. 6.Felsefenin Gereği,Tanımları ve Mahiyeti -kindiye göre felsefeye karsı çıkanlar da kendi mantıklarına göre felsefe yapmak zorundadırlar.cünkü onlar felsefe yapmanın ya gerekli yada gereksiz olduğunu söyleyeceklerdir.Oysa sebep gösterme ve kanıtlama,felsefenin ilgi alanına girer ve felsefe yapmanın ta kendisidir. -kindinin yaptığı 6 tanımdan ücü ahlaki içeriğe de sahiptir: 1.İlk tanım,felsefenin etimolojisiyle ilgili,bilinen tanımdır:felsefe philo ve sophia dan birleşik bir kavramdır.Philo sevöek,araştırmak,peşinden koşmak a,sophia ise hikmet,bilgelik demektir.Öyleyse felsefe,hikmet sevgisi,hikmetin peşinden koşma anlamına gelmektedir. 2.Felsefe,sanatların sanatı ve hikmetlerin hikmetidir. 3.Felsefe,insanın gücü ölçüsünde külli,ebedi varlıkların hakikatini,mahiyetini ve nedenlerini bilmektir. -bu tanımların ikincisi Aristoya,üçüncüsü ise Platona aittir. Ahlaki içeriğe sahip olan tanımlar ise: 4.Felsefe,insanın gücü ölçüsünde (fiillerini) Allahın fiillerine benze(t)mesidir.Kindi;felsefeyi bu sekilde tanımlayanlar insanın olabildiğince erdemli olmasını kastetmişlerdir seklinde eklemede bulunur. 5.Felsefe,ölümü hatırdan çıkarmamaktır.Yine Platona ait olan bu tanımın açıklamasında Kindi iki tür ölümden bahsede: 1)bildiğimiz,nefsin bedeni kullanmayı terk etmesi 2)Şehevi arzuların öldürülmesi (kindiye göre kastedilen ölüm ikinci tür dür). 6.Felsefe,insanın kendini bilmesidir.Bu alemde doğru konuşlandırmasının,eğilimlerinin ve yeteneklerinin farkında olmasının ahlaki acıdan ifade ettiği önem acıktır. 8 İslam Felsefesi Tarihi (İlhan Kutluer) 7.Metafizik -kindi ilk felsefe ile metafiziki kastetmekte ve genel anlamda metafizik, özel anlamda Tnarı’ya ait bilgiyi en üst bilgi olarak kabul etmektedir. -kindiye göre birlikle nitelenen her varlıktaki birliğin sebebi,ilk gerçek Birdir.Gercek Bir’in dışındaki her bir,gerçek değil,mecazi anlamda birdir.o halde varoluşun sebebi,Gercek Bir’dir ki O,birliğini başkasından almış değildir.O halde herseyinin varlığını sürdürmesi,birliğe bağlıdır.Öyleyse Gercek Bir,İlk olam,Yaratan ve varlığa sebeplilik verendir Allah -Allah’tan aşağıdakilere,yani bütün yaratıklara hakiki değil,mecazi olarak etkin adı verilmiştir. -alemin sonsuz olmayacağını,sonlu ve yaratılmış olduğunu ise kindi,sonsuzluk üzerine ve Alemin Sonlulugu Üzerine adlı riselelerde muhale irca metodu ile dile getirir. (hocanın derste cizdigi tablo buraya gelecek) 8.Cevher Kavramı -cevher;kendi basına varlığını sürdürebilen,birtakım arazları taşıdığı halde özü değişmeyen,niteleyen değil,nitelenen sey.Olus ve bozuluşu,ayrıca oluş ve bozuluş gibi her nesnenin cevhreinin özünde artış (ve degisimi) gerektiren seyleri kabul etmeyendir.Kindiye göre bu artısın bilinmesiyle,cüzi cevherin özüne dahil olmayan,cüzi cevherlerin her birine arız olan seyler de bilinir. -cevherin temel nitelikleri: a)cevher kendi basına var olan ve varlığını kendi basına sürdürebilen,varlığını sürdürmek için cisme ihtiyaç duymayan seydir. 2 anlamı vardır: 1)cevher var olmada ve varlığını sürdürmede cisme muhtaç değildir,fakat cisimle bir sekilde ilişkisi olabilir ve cisimle beraber bulunabilir.Örnegin nefs böyle bir cevherdir,maddesi olan seylerde bulunur fakat onlarla bir ve aynı sey olmaz. 2)cevher cisme ihtiyaç duymaz ve onunla kesinlikle herhangi bir ilişkiside olmaz.yani cevher maddesiz olaral varlığını sürdürür. b)Allah’ın Birligi ve Alemin sonluluğu Üzerine de onun (cismin) cevherinin değişmesi ise oluş ve bozuluş hareketidir derken cevherin degisebilecegini ifade etmektedir.Degisebilir dediği cevherler,cisimsel ya da birinci cevherlerdir. -felsefede değişmeyen gerçek ve tam bilgi,cevherin bilgisidir.ikinci cevherler yani kavramlar ise ancak ilk cevherlerin bilgisiyle elde edilir. -biz ilk cevherlerin,yani fiziki varlıkların,nicelik ve nitelikleri sayesinde biliriz.ikinci cevherler yani nesnelerin zihninimizdeki soyut ve tümel kavramlarına ise birinci cevherler aracılığıyla ulaşırız. -nefsin cevheri Yüce Yaratıocının nurudur.