thorndike - Eğitim Psikolojisi Kitabı

advertisement
Yrd. Doç. Dr. M. Ertuğrul UÇAR
SUNU PLANI
 GİRİŞ
 DENEME YANILMA YOLU İLE ÖĞRENME
 ÖĞRENME YASALARI
 İKİNCİL ÖĞRENME YASALARI
 ZEKA ANLAYIŞI
GİRİŞ
 Thorndike eğer insan zihnini analiz etmek durumunda
olsaydı şunları yapacağını söylemiştir:

 a) Koşullar, koşulların elemek ve bileşikleri ile; b)
tepkiler,tepki vermeye hazırlık, yardımlar, ketlenme ve
tepkilerin doğrultusu arasında, değişen güçlerde bağlantılar
bulabilirdim. Eğer akla yatkın tüm durumlarda tüm
bunların yani bir adamın ne düşüneceğinin ve ne
yapacağının ve onu neyin hoşnut edip neyin sıkacağının bir
envanteri çıkarılabilirse hiçbir şey atlanmamış olur.
Öğrenme bağlantı kurmaktır. Zihin bir insanın bağlantı
sistemidir
GİRİŞ
 Thorndike’a göre öğrenmenin özünü, duyusal
izlenimler ile harekete geçme tepkileri arasında
kurulan “bağlar” oluşturmaktadır. Bu kuram
alışkanlıkların kazanılmasını ve kaybolmasını Uyarantepki bağların güçlenmesi ve zayıflaması olarak
açıklamaktadır.
 Thorndike öğrenme hakkındaki görüşlerini en geniş ve
sistemli bir şekilde 1913 te yazdığı “Eğitim Psikolojisi”
adlı kitabında açıklamıştır. Bu kitapla birlikte “Eğitim
psikolojisi” psikoloji içinde bir alt dal olarak ortaya
çıkmıştır.
DENEME YANILMA YOLU İLE
ÖĞRENME
 Thorndike kedilerle yaptığı
kapsamlı araştırmalarda aç
bırakılmış bir kedi tahtalardan
yapılmış bilmece kutusuna
yerleştiriliyordu. Bir yiyecek
parçası kedinin kaçma
girişimini güdülemesi için
kutunun dışına
yerleştiriliyordu. Kedi kapıyı
açabilmek için pedala basmak
mandalı çevirmek veya zinciri
çekmek ve bezende bu
hareketleri sırası ile birbirinin
ardına yapmak zorundaydı
DENEME YANILMA YOLU İLE
ÖĞRENME
 Thorndike’e göre öğrenmenin en yaygın şekli
hayvanlarda olduğu gibi insanlarda da, deneme
yanılma yoludur. Thorndike ilk çalışmalarında
deneme yanılma adını verdiği bu temel öğrenme
şekline, sonradan seçme ve bağlanma yoluyla
öğrenme olarak ta adlandırmıştır.
DENEME YANILMA YOLU İLE
ÖĞRENME
 Bir problem durumu ile karşılaşan birey, problemden
kurtulmak için amacına ulaşmada çeşitli tepkileri
mümkün olanlar arasından seçer, sınar ve sonuçlarına
göre başarılı olan bazı U-T bağlarını davranışlarına
yerleştirirken başarısız olan denemeleri sırasında
yaptığı hareketleri bir daha yapmaz (repertuarından
çıkarır). Deneme yanılma yolu ile öğrenmede
geçmişte kurulmuş olan U-T bağları problem
çözümünde büyük önem taşırlar
ÖĞRENME YASALARI
 HAZIRBULUNULUK YASASI
 TEKRAR YASASI
 ETKİ YASASI
1. Hazırbulunuşluk Yasası
 Hazırbulunuşluk yasası bir gelişim ve olgunlaşma
yasası değil, güdüsel olarak öğrenmeye hazırlayıcı bir
uyum yasasıdır.
Hazırbulunuşluk Yasası
 1. Eğer bir birey bir davranışı yapmaya hazır ve yapmasına
izin verilirse bu davranış bireye doyum sağlar.

 2. Eğer bir birey bir davranışı yapmaya hazır ve yapmasına
izin verilmezse bu bireyde rahatsızlık yaratır.

 3. Eğer bir birey bir davranışı yapmaya hazır değil ve
yapması istenirse bu bireyde rahatsızlık
yaratır(Senemoğlu,2012).

2. Tekrar Yasası
 Tekrar yasası, kullanılan davranış bağlarının
güçlendiğini kullanılmayan davranış bağlarının
zayıflayacağını ve unutulacağını ileri sürmektedir. Bir
uyaran tepki bağının güçlenmesi aynı durumun tekrarı
halinde aynı tepkinin meydana gelme olasılığının
artması anlamına gelir
2. Tekrar Yasası
 Thorndike 1930'dan önce tekrarın yani bir davranışı
tekrar etmenin uyaran-tepki bağını güçlendirdiğini
iddia etmiştir.
 1930 dan önceki tekrar yasası iki bölümden
oluşmaktadır. Buna göre herhangi bir davranış belli bir
durumda ne kadar çok kullanılırsa, bu davranış ya da
tepki o durumla birleşmesi o kadar güçlü
olur(kullanma yasası).
 bir tepkinin kullanılmaması o tepki ile ilişki
çağrışımların zayıflamasına yol açar(Kullanmama
yasası).
2. Tekrar Yasası
 Thorndike 1930 dan sonra tekrar yasasını gözden
geçirmiştir. Buna göre tekrar, yeni davranışın
öğrenilmesinde, tepkinin arkasından ödül alma
durumu ile karşılaştırıldığında son derece etkisiz
kaldığını gözlemlemiştir.
 Tekrar ancak öğrenilmiş bir davranışın güçlenmesini
sağlamaktadır.
3. Etki Yasası
 Etki yasasına göre “Uyaran tepki bağı” davranışın
sonucundaki etkiye göre güçlenir ya da zayıflar.
Davranışın sonucunda doyurucu bir durum ortaya
çıkarsa yani birey davranışını sonucunda haz alırsa
uyaran tepki bağı güçlenir; davranışın sonucunda
rahatsız edici bir etki ortaya çıkarsa uyaran tepki bağı
zayıflar.
3. Etki Yasası
 Yasa daha açık ifade ile tanımlanacak olursa, ödül ve
başarı ile sonuçlanan davranışların öğrenileceğini,
buna karşılık ceza ve başarısızlıkla sonuçlanan
davranışların ise rahatsız edici etkilerinden dolayı,
tekrarlanma olasılığının azalacağını ifade etmektedir.
3. Etki Yasası
 İnsanlar üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda
Thorndike etki yasasını değiştirmiştir.
 1930dan sonra etki yasası şu hali almıştır: bir
davranışın arkasından haz verici bir durum ortaya
çıkarsa uyarıcı ve tepki arasındaki bağ güçlenmektedir
yani o davranış tekrar etmektedir. Eğer bir davranışın
arkasından rahatsız edici bir sonuç ortaya çıkarsa yani
ceza gelirse uyaran tepki bağının gücünde bir azalma
olmamakta yani o davranış ortadan kalkmamaktadır
Etki Yayılması
 Thorndike'ın etki yasası, etkinin yayılması olarak
adandırılan bir grup deneye öncülük etmiştir. Bu
deneyler ödülün yalnız sonuçlandığı bağın üzerinde
etkili olmadığını aynı zamanda, derece derece
azalarak, bu bağın öncesindeki ve sonrasındaki
tepkilerin tekrar olasılığını artırdığını göstermiştir,
hatta bu tepkiler yanlış olsa bile.
İkincil Yasalar
 Thorndike, üç ana yasasına ek olarak bazı ikinci derece
(ikincil) yasaları önermiştir. Thorndike’ın yasa
şeklinde adlandırdığı bu genellemeleri
uygulanabilirlikleri açısından değerlendirecek olursak
ilkeler demek daha doğru bir ifade olacaktır
1. Tepki çeşitliliği:
 Bir problemle karşılaşan birey değişik tepkileri dener,
yani birden fazla tepki, çok sayıda tepki yapar. Birey
tepkilerini değiştiremiyorsa doğru tepkiyi bulup
çözüm sağlayarak öğrenmesi mümkün olmaz
2. Öğrenme kümesi ya da tutum
 Bu ilke öğrenmeye genel bir tavrın (tutumun) veya bir
kümenin yön vereceğini ifade eder.
 Tutum bir bakıma tepkileri saptayan ve belli bir kültür
içinde yetişmiş kişilerin devamlılık gösteren uyum
nitelikleridir.
 Öğrenme kümesi denildiğinde daha geçici, hatta
bazen anlık, hazırlıklar vardır.
 Tutumlar ve öğrenme kümeleri bir kimsenin sadece ne
yapacağını değil aynı zamanda ne ile tatmin olacağını
veya onu neyin rahatsız edeceğini belirler
3. Öğelerin gücü
 Bu ilke bireyin bir problem karşısında, daha güçlü olan
elemanları (öğeleri) seçerek onlara tepki yapacağını
ifade eder. Özellikle insanlar bu problemin önemsiz
elemanlarını bırakarak esas elemanları seçip öncelikle
onlara tepki verir, böylelikle analitik sezgisel öğrenme
mümkün olur
4. Tepki analojisi
 Birey yeni karşılaştığı durumdaki uyarıcılara nasıl
tepki verir?
 Thorndike bireyin uyarıcıları geçmişte tepki verdiği
uyarıcılara benzeterek, onları özümseyerek (kendi
repertuarına uydurarak) yeni duruma tepki
göstereceğini ifade etmiştir.
 Bireyin tepkileri daima kendi repertuarından çıkan
tepkilerdir ve birey geçmişle şimdiki durum arasında
analoji (benzerlik) kurarak tepki verir
5. Çağrışımsal geçiş ilkesi
 Organizmanın tepki verdiği bir uyarıcı ile yeni bir
uyarıcının eşleştirilmesi ve daha önce tepki verdiği
uyarıcının yavaş yavaş çekilmesi nedeniyle, yeni
uyarıcıya da aynı tepkiyi vermeye başlama sürecidir.
6. Ait olma (bağdaşma) ilkesi
 Thorndike ait olma ilkesini son yıllardaki insanlar
üzerindeki çalışmaları sonucunda yukarıda açıklanan
5 ilkeye ek olarak önermiştir.
 Gestalt psikolojisinin görüşleri doğrultusunda bir fikir
taşımaktadır. Çünkü ilişkilere değinen bir ilkedir.
 Bu ilkede ifade edinmek istenen şudur: Eğer tepki
duruma uygunsa (bağdaşıyorsa) uyarıcı ile arasında
bağ kurması daha kolay olur; ayrıca sonuç etkisini,
kuvvetlendirdiği U-T bağına uygun ise öğrenme artar.
 Thorndike, aynı zamanda U-T bağlarının hangi yönde
kurulmuş iseler o yönde daha kolay işleyeceklerini
önermiştir.
 Eğer Türkçe kelimelerin İngilizce karşılıklarını
öğrenmiş iseniz İngilizcelerin Türkçe karşılıklarını
vermek zor olur.
 Thorndike’ın Transfer Kuramı Eş Elemanlar kuramıdır.
Bu kurama göre geçmişteki bir öğrenmenin yeni bir
öğrenme durumunda kolaylık sağlaması iki durum
arasında eş veya benzer olan elemanlar(öğeler)
bulunmasına bağlanabilir.
Öğrenmede Küçük Adımlar
 Thorndike denme yanılma ve öğrenme yasalarından
hareketle öğrenmenin davranışta azar azar meydana
gelen bir değişimle gerçekleştiği sonucuna varmıştır.
 Dolayısıyla öğrenme adım adım gerçekleşmektedir.
Bundan dolayı bir konu ya da davranış öğrenilirken
konu ya da davranış en küçük parçaya bölünmeli adın
adım öğrenilmelidir
THORNDİKE ZEKA ANLAYIŞI
 Genel olarak zekayı uyarıcılara karşı uygun tepkiler
vermek olarak tanımlasa da, Thorndike göre tek değil
birden çok zeka vardır.
 Ancak günlük yaşamın karmaşıklığında bu zekalardan
bir tanesi ile bireyin tüm sorunlarını sorunları çözmesi
mümkün değildir.
 Günlük yaşamda ve eğitim ortamında karşılaşılan
sorunları çözmek için birden çok zeka birlikte
kullanılır.
THORNDİKE ZEKA ANLAYIŞI
 Buna göre insanda üç tür zekâ vardır: Soyut,
mekanik(pratik) ve sosyal zekâ.
 Thonrndike,
 Soyut zekayı sayı sözcük ve semboller kullanarak akıl
yürütme ve problem çözme
 mekanik zekayı araç gereçlerini yapısını anlama ve
kullanma
 sosyal zekayı insanları anlama ve insanlar ile başarılı
ilişkiler kurmak olarak tanımlamıştır
THORNDİKE ZEKA ANLAYIŞI
 Thorndike soyut zekayı oluşturan faktörlerin şu
şekilde gruplanabileceğini öne sürmüştür:
 Sözcükleri anlama,
 Sayılarla akıl yürütme,
 Kavrama,
 İlişkileri görsel olarak algılama
THORNDİKE ZEKA ANLAYIŞI
 Thorndike ayrıca zekanın düzey genişlik ve hız
boyutları olduğunu öne sürmüştür.
 Bunlardan yalnızca birinin bilinmesinin zekayı
anlamak ve değerlendirmek için yetersiz olduğunu
bunların üçünün beraber ele alınması gerektiğini
savunmuştur.
THORNDİKE ZEKA ANLAYIŞI
 Düzey yapılan işlem her ne ise, akıl yürütme
işleminde gittikçe zorlaşan etkinliklerde bu işlemi
yapabilmektir.
 Genişlik gittikçe farklılaşan etkinliklerde bu işlemi
yapabilme boyutudur.
 Öte yandan tüm bu işlemlerin ne kadar hızlı yapıldığı
da hız boyutudur
Download