DÜNYANIN YEDİ HARİKASI İlk çağda dünyanın hem coğrafya ,hem de kültür yönünden sınırlarını belirleyen yedi anıt. İlk kez ,Yunanlı coğrafyacı Strabon'un yazdığı ve 17 kitaptan oluşan Geograhumena (Coğrafya) adlı yapıtında geçen bu anıtlar şunlardır; Halikarnassos Mausoleionu: İ.Ö. lV.yy da bugünkü Bodrum'da yapılmış olan bir anıtmezardır.yüksekliği 42 m,çevresi 133,50 m olan bu anıtın bugün yalnızca temelleri kalmıştır. Halikarnas Mozolesi, Kral Mausollos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış bir mezar. Bodrum civarında yapılmış ve yapımı M.Ö. 350 yılında tamamlanmış. Tabanın üstünde kenarları heykellerle süslenmiş basamaklı bir podyum bulunuyordu. Süslü su mermerinden yapılmış lahit ve mezar odası, podyumun üstünde bulunuyordu ve İyonya tarzı kolonlarla çevrilmişti. Sıra sütunlar, yine heykellerle süslenmiş bir piramit çatıyı destekliyordu. Dört tane savaş atıyla çekilen bir savaş arabası heykeli ise piramidin tavanını donatıyordu. Halikarnas Mozolesi'nin toplam yüksekliği 45 m. idi ve 4 tarafındaki 4 heykelin her birini ayrı bir heykeltıraş yapmıştı. Bu heykeller, tanrıların değil de insanlar ve hayvanların heykelleri olmasından dolayı tarihte özel birer yer tutarlar. 16. yüzyıl boyunca Halikarnas Mozolesi iyi bir durumda korundu. 15. yüzyılda Haçlı Seferleri sırasında St. John şövalyeleri bölgeye geldiler ve bugün Bodrum Kalesi olarak geçen büyük bir kale yaptılar. Bu kalenin yapımında Halikarnas Mozolesi'nin nerdeyse bütün taşları kullanıldı. Artemis Tapınağı : İ.Ö.V.yy.da Tanrıça Artemis adına yapılan bu yolla tapınak İ.Ö.V.yy.da bu yolla ün kazanmak isteyen Hepostratos tarafından yakılmıştır.Sonra aynı plana göre yeniden yapıldı ise de bugün sadece bazı kalıntıları kalmıştır. Efes'de Artemis Tapınağı Artemis Tapınağı'nın temelleri milattan önce 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis'e ithafen yapılmıştır. Tamamiyle mermerden oluşuyordu. Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmıştı ve dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve Phradmon tarafından yapılmış olan bronz heykellerle süslenmişti. Tapınak hem bir pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyordu. Artemis Tapınağı M.Ö. 21 Temmuz 356'da adını ölümsüzleştirmek isteyen Herostratus adlı bir Yunanlı tarafından yakıldı. Aynı gece Büyük İskender doğmuştur. Büyük İskender Anadolu’yu fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş fakat reddedilmiştir. Zeus Heykeli: İ.Ö.v.yy.da Olympos'taki Zeus Tapınağı için altın ve fildişinden yapılan ,14 m.yükseklikte olduğu söylenen bu heykelden günümüze hiçbir iz kalmamıştır. Olimpia'daki Zeus HeykeliZeus Heykeli M.Ö. 450 yıllarında, adına olimpiyat oyunları düzenlenen Tanrıların kralı Zeus için, Olimpiyatlar'a ismini veren Olimpia'da yapılmıştır. Zeus Heykeli, bir tahta iskelet üzerine altın, fildişi ve metal parçalar yerleştirilerek Partenon'un içinde yapılmıştır. Heykelin oturduğu taban 6,5 m genişliğinde ve 1 m yüksekliğinde, heykelin kendisi ise 13 m yüksekliğindeydi. Olimpiyat oyunları 391 yılında Theodosius I tarafından putperestlik olarak değerlendirilip sona erdirilince, Zeus Tapınağı da kapatıldı. Heykel, zengin Yunanlılar tarafından İstanbul'a taşınmıştı ve 462 yılındaki büyük yangında yok olana dek orada kaldı. Bugün temelleri, birkaç yıkılmış kolon ve enkaz tüm kalıntılarıdır. Rodos Heykeli: İ.Ö.lll.yy.da Rodos'ta yapılmıştır.O devirde gemilerin Tanrı Apollon'u temsil eden ve yüksekliği 35 m.'yi bulan bu heykelin iki bacağı arasındaki açıklıktan geçerek limana girdikleri söylenir. Rodos Heykeli 32 metre yüksekliğinde, demir ve taşla desteklenmiş bronzdan yapılmış bir heykeldir. Rodoslular tarafından Güneş Tanrısı Helios'a ithafen yapılmıştır. Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca 56 yıl geçmesine rağmen, Rodos Heykeli dünyanın yedi harikasından biri olmayı başarmıştır. Bunun en büyük sebebi, devasa bir heykel olmasının yanısıra Rodos adasındaki insanlar için beraberliğin simgesi olması idi. Rodos Heykeli’nin yapılması tam 12 yıl sürmüş ve heykel M.Ö. 282 yılında bitirilmiştir. Liman girişinde bulunan heykel M.Ö. 226 yılında bir deprem sonucunda en zayıf noktası olan dizinden kırıldı. Rodoslular, Firavun Ptolemy III Eurgetes’den restorasyon için yardım teklifi aldılarsa da, bir kâhine başvuruldu ve yardım reddedildi. Neredeyse 900 yıl boyunca heykel harabe halinde kaldı. 654 yılında Araplar Rodos’u feth ettiler. Heykelden kalanları Suriyeli bir Yahudi’ye sattılar. İskenderiye Feneri: İ.Ö.lll.yy.da Mısır'da İskenderiye Limanı'nın girişinde yapılmış olan fener,yolunu yitiren gemicilere yol gösteriyordu.Yüksekliği 140 m.olan bu dev fener 1300 yıllarında bir deprem sonucu yıkıldı. Tehlikeli kıyı şeridi boyunca gemicileri yönlendirmek amacı ile Mısır'ın İskenderiye kenti kıyısındaki Faros (Pharos) adasında yapılmıştır. Proje Büyük İskender'in komutanları Ptolemy Soter zamanında M.Ö. 290 yılları sonunda başlamış, ölümünden sonra oğlunun hükümdarlığı zamanında bitirilmiştir. Şehrin batı limanında bulunan fener yaklaşık 166 m yüksekliğindedir. Sadece harikaların değil bugüne kadar yapılmış fenerlerin de en yükseğidir. Gemicilik için güvenli bir ortam sağlamak isteyen Yunanlı tüccar Sostratus tarafından finanse edilmiştir. Fener'in en gizemli yanı, gündüzleri bile güneş ışığını denize yansıtmak amacı ile tasarlanmış cilalı bronz aynalarıydı. Geceleri ise aynaların önünde ateşler yakılıyor, böylece aynanın yansıttığı ışık gece yaklaşık 50 km mesafeden görülebiliyordu. Yapı bir dizi depreme kadar bozulmadan kaldı. Fakat depremler ve doğal şartlar sonunda çöktü. Üst kısmı 955 yılında bir deprem ve fırtınada kopan fenerin gövde kısmı da 1302'de başka bir depremde çöktü. En sonunda 1480 yılında Memlük Sultanı Kait-bay tarafından fenerin olduğu yere yapılan bir kalede malzemeleri kullanılmak üzere tamamen yıkıldı. Babil'in Asma Bahçeleri: İ.Ö.Vl.yy.da Babil Kralı Nabukodonosor tarafından yaptırıldığı söylenen bu bahçeler ,büyük bir olasılıkla dev bir zigguratın kotlarını süslüyordu.Günümüze bu yapıttan hiç bir iz kalmamıştır. Bugünkü Irak sınırları içinde kalan Mezopotamya bölgesindeki Babil İmparatorluğu'nun başkenti Babil,bir zamanlar dünyanın en güzel kentlerinden biri olarak biliniyordu.Bu gün ise dünyanın yedi harikasından biri olarak sayılıyor. Bir zamanlar dünyanın bu e güzel kentinin yerinde bugün sadece kalıntıları bulunuyor.Bu kalıntılar ise M.Ö.6 .yy.da yaşayan ,Babil İmparatorluğu'nun en ünlü krallarından biri olan Nebukadnezar tarafından kurulan kentin yalnızca kimi bölümleridir.Kentin geri kalan bölümleri ,bakımsızlık ve ilgisizlik yüzünden ,yılların harabedici etkisiyle yokolmuşlardır. Babil'in göz kamaştırıcı şaşaasını tanımlayan ünlü tarihçi Heredot'a göre kent bir kare biçimindeydi ve çevresinde 91 metre yüksekliğinde ,26 metre kalınlığında duvarlar bulunuyordu.Kenti bir baştan bir başa geçen "Alay yolu" adında kutsal bir cadde vardı.Özel törenlerde dinsel alaylar bu cadde de resmi geçit yapıyorlardı."Alay yolu" iki yanında kuleler bulunan ve hayvan figürleriyle süslenmiş olan "İştar kapısı " adında bir kapıyla kentin dışına açılıyordu.Kent fırat ırmağı tarafından iki eşit parçaya bölünüyordu.Kent kurulurken ,ıramağın tam ortadan geçmesine olanak verecek şekilde kurulmuştu.Irmağın kenarlarında tuğladan yapılmış rıhtım kenarında da duvarlar vardı.Böylece hem ırmağın taşmasına karşı önlem alınmış oluyor,hem de bir gezinti yeri olarak yararlanılıyordu...Irmağın kıyısına ,duvarlar da bulunan kapılardan geçilerek iniliyordu.Bu kapılar aynı zamanda ,rıhtımı kentin ana caddesine de bağlıyordu. Kentte bir çok görkemli bina bulunuyordu.bunların içinde en şaşaalı olanı tabiki İmparatorluk sarayı idi.Ayrıca parmak ısırtacak güzellikte tapınaklar da kentin güzelliğine çok şey katıyordu.Bu tapınaklardan biri Babillilerin baş tanrısı Marduk'a ithaf edilmiş bir diğeri de tanrı Baal'ın şerefine inşa edilmişti.Bu her biri bir aşağıdakinden daha büyük olan ve birbirine merdivenlerle bağlı olan katlardan oluşan dikdörtgen şeklinde bir bina idi.İşte bu bina İncil'de sözü edilen Babil Kulesi'nin ta kendisiydi.O dillere destan asma bahçeleri ise ,ağaçlarla ve çeşitli süs bitkileriyle kaplı alan tuğladan yapılmış teraslardan oluşuyordu. Uzaktan bakıldığından tapınak neredeyse ağaçlar ve bitkiler yüzünden görünmüyordu.Babil M.Ö.539 yılında Pers Karalı Kirus tarafından ele geçirildi.yağmalandı,duvarları yıkıldı ve Babil uygarlığı tarihe karıştı. Mısır Ehramları: Günümüze uylaşabilmeyi başarmış bu piramitler Mısır firavunları tarafından birer anıt mezar olarak yaptırılmıştır.Keops Piramidi Giza Piramitleri'nin üçü birden dünyanın yedi harikası listesine dahil değildir. Piramitlerden sadece Keops Piramidi bu listeye girmiştir. Keops Piramidi, 4. Hanedanlık zamanında M.Ö. 2560 yılında Firavun Khufu (Keops) tarafından yaptırıldı. Yapımının 20 yılı aştığı sanılmaktadır. Piramit yapıldığında 145,75 m yüksekliğindeydi. Yapıldığından itibaren 43 yüzyıl boyunca dünyadaki en yüksek yapı olarak kayıtlara geçmiştir. Keops Piramidi ilk inşa edilen olmasına rağmen dünyanın yedi harikası arasında günümüzde ayakta duran tek yapıdır. * Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir ve bu taşları temin edilebilecek en yakın mesafe yüzlerce kilometre uzaklıktadır. Bu taşların nasıl getirildiği konusunda kesin olmayan farklı varsayımlar bulunmaktadır. * Piramit, kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, yılda sadece 2 kez güneş girmektedir. (doğduğu ve tahta çıktığı günler) * Mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan mumyaları ilk bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür. * Piramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır. * Kirletilmiş suyu, birkaç gün Piramit'in içine bırakırsanız; suyu arıtılmış olarak bulursunuz. * Piramit'in içerisinde süt, birkaç gün süreyle taze kalır ve sonunda bozulmadan yoğurt haline gelir. * Bitkiler Piramit'in içinde daha hızlı büyürler. * Piramit'in içine bırakılmış su, 5 hafta süreyle bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanılabilir. * Çöp bidonu içindeki yemek artıkları, hiç koku vermeden Piramit içinde mumyalaşır. * Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar büyükçe bir Piramit'in içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir. * Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur; araştırmacıların çoğu, ya içinde kayboldular ya da aynı yerde birkaç tur attılar, fakat içlerini göremediler. * Piramitlerin içi yazın soğuk kışın sıcak olur * Büyük Piramidin açıları,Nil'in delta yöresini iki eşit parçaya bölerler. * Gize'deki üç piramit aralarında bir Pitagor üçgeni olacak şekilde düzenlenmişlerdir.Bu üçgenin kenarlarının birbirlerine göre oranı 3:4:5'dir. * Büyük Piramidin tabanının yüzeyi,anıtın yarısının iki katine bölündüğünde pi=3,14 sayısı elde edilir. * Büyük Piramidin dört yüzeyinin toplam yüzölçümü,piramit yüksekliğinin karesine eşittir. * Büyük Piramit,dünyanın kara kitlesinin merkezinde yer alıyor. * Büyük Piramit,dört ana yöne göre düzenlenerek inşa edilmiştir. * Piramit dev bir güneş saatidir.Ekim ortasıyla Mart başı arasında düşürdüğü gölgeler mevsimleri ve yılın uzunluğunu gösterirler.Piramidi çeviren tas levhaların uzunluğu bir günün gölge uzunluğuna eşittir.Bu gölgelerin tas levhalar üstünde gözlenmesiyle günün 0,2419 bölümünde yılın uzunluğu yanlışsız olarak saptanabiliyordu. * Büyük Piramit'le dünyanın merkezi arasındaki uzaklık,Kuzey kutbuyla arasındaki uzaklığa eşittir ve kuzey kutbuyla dünyanın merkezi arasındaki uzaklığa eşittir. * Piramidin yüksekliğiyle,çevresi arasındaki oran,bir dairenin yari çapıyla çevresi arasındaki oranın dengidir.Dört kenarlar dünyanın en büyük ve çarpıcı üçgenleridir. * Gizde'den geçen boylam,dünyanın denizleriyle anakaralarını iki eşit parçaya böler.Bu boylam ayrıca,kara üstünden geçen en uzun kuzey-güney yönlü boylam olup,bütün yer kürenin uzunluğuna ölçümünde doğal sıfır noktasını oluşturur. * Büyük piramidin tepesi Kuzey kutbunu,çevresi ekvatorun uzunluğunu temsil eder.Ve iki uzunluk ayni mikyasa uygunluk gösterir. Gize piramitleri tahmini olarak M.Ö 3000 yıllarında eski krallık döneminde yapıldığı zannedilmekte. Bunlar; Keops, Kefren ve Mikerinos piramitleridir ve isimlerini aldıkları firavunlar tarafından yaptırılmıştır. Gize piramitleri dünyanın en büyük piramitlerdir. Bunlarla birlikte ve Mısır'da yüzlerce irili ufaklı piramit mevcuttur. Gize piramitlerini diğerlerinden ayıran farkların başında içlerinde yazı bulunmaması ve nasıl yapıldıklarının hala çözüme ulaşmamış olmasıdır. Keops'un oğlu Kefren için yapılmış piramit 136 metre yüksekliğe sahip. Kefren piramidinin dış yüzeyinde yer alan kaplamalar bugün sadece tepesinde görülebilmekte. Gize piramitlerinden İçi ziyaret edilebilen tek piramit olan Kefren piramidinin mezar odası. Piramitler ile ilgili çeşitli matematiksel bulgular arasında ilginç olanları şunlar: Keops piramidinin yüksekliğinin 1 milyarla çarpımı yaklasık olarak güneşle dünyamız arasındaki mesafeyi veriyor. (149.504.000km) Piramitlerin üzerinden geçen meridyen karaları ve denizleri tam iki eşit parçaya bölüyor. Keops Piramidinin Taban çevresinin, yüksekliğinin 2 katına bölünmesinin pi=3.14 sayısını veriyor. 62 metre yüksekliği ile Gize Piramitleri içerisinde en küçüğü olan Mikerinos Piramidi Kefrenin oğlu için yaptırılmış... Piramitler hala yapımları esnasında ki gizi korumaktalar. İşçilerin olağanüstü bir çabayla günde 10 metreküp taşı üst üste koyduklarını kabul edersek keops piramidinde yer alan yaklaşık 2.5 milyon metreküp taş, 250.000 gün, yani yaklaşık 664 yılda yerleştirilebiliyor. Oysa piramitler 20 ila 30 yıl arasında bir sürede tamamlanmıştır. 70 metre uzunluğunda ve 30 metre yüksekliğinde olan Sfenks 14.yy da Memluk'lar tarafından top bataryalarına talim hedefi olarak kullanılmış ve ciddi biçimde zarar görmüş. M.Ö. 2520 yılında Keops'un oglu Kefren'in mezar kompleksi için yontulmuş. Sfenks Mısır dilinde 'SEZP-ANHE' Yaşayan görüntü) anlamında. Tarih boyunca Sfenks Nil nehrine bakıyor ve nehir yoluyla gelenleri karşılıyordu.