Manşet:14 Kasım Dünya Diyabet Günü Özet:14 Kasım Dünya Diyabet Günü Bilgilendirme Notu Kategori: Haberler Eklenme Tarihi: 17 Kasim 2015 URL: http://www.artvindh.saglik.gov.tr/haber_detay.asp?haberID=187 Toplumda şeker hastalığının farkındalığını arttırmak için çeşitli çalışmalar yapılarak, her yıl “14 Kasım Dünya Diyabet Günü” olarak kutlanmaktadır. Günümüzde şeker hastalığı, sıklığı ve yarattığı sorunlar nedeniyle tüm dünyada önemi gittikçe artan bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşam tarzındaki hızlı değişim ile birlikte gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların tümünde özellikle tip 2 şeker hastalığı görülme sıklığı hızla yükselmektedir. DİYABET NEDİR ? Diabetes mellitus (Şeker Hastalığı); pankreas insülin salınımının yetersizliği veya insülin etkisizliği sonucu kan şekeri yüksekliği ile seyreden, kısa ve uzun vadede vücutta istenmeyen etkilere sebep olabilen bir hastalıktır. DİYABET HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NEDİR? Şeker hastalığının klasik belirtileri başlıca idrar miktarında artma, çok su içme, gece sık idrara çıkma, çok yemek yemeye rağmen kilo kaybı, ağız kuruluğu, halsizlik; deri ve idrar yolu enfeksiyonları, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, uzun süre geçmeyen yaralar, kaşıntı ve bulanık görmedir. Tip 1 şeker hastalığında belirtiler çoğunlukla birkaç hafta içinde gelişerek hızla ilerler. Bununla birlikte tip 2 şeker hastalarının önemli bir kısmında başlangıçta belirtiler yoktur veya yakınmalar tip 1 şeker hastalığında olduğundan çok daha hafif seyreder. Bazı hastalar var olan belirtilerini başka nedenlere bağlamaktadır. Bu sebeplerle hastalık gerçek başlangıcından yıllar sonra fark edilip, hatta bazen şeker hastalığına bağlı vücutta istenmeyen yan etkiler saptanarak tanı konulabilmektedir. Sık İdrara Çıkma: Normalden daha sık idrara çıkmak diyabetin karakteristik belirtisidir. Bunun nedeni, vücutta yeterince insülin bulunmadığında ya da etkisi azaldığında karaciğerin glikozu tekrar kana karıştırabilmek için suyu toplamasıdır. Karaciğer glikozu inceltmek için suyu topladığından idrar kesesi daha sık dolar ve daha sık tuvalete gitme ihtiyacı duyarsınız. Sürekli Susuzluk Hissi: Su içmenize rağmen susuzluğunuzu gideremiyorsanız bu diyabet belirtisi olabilir. Sık su içme isteği genellikle sık idrara çıkma ile aynı dönemde görülür. Bunun nedeni sık idrara çıkmanın nedeni olan karaciğerin glikozu incelterek kana karıştırmak için daha fazla suya ihtiyaç duymasıdır. Kandaki su karaciğere toplandığı ve bu su idrarla birlikte atıldığı için vücut susuz kalır ve daha sık susuzluk hissedersiniz. Kronik Yorgunluk: Kanda yeterince insülin bulunmadığında glikoz hücrelere geçiş yapamaz. Ancak hücrelerin enerji üretimi için glikoza ihtiyacı vardır. Bunun sonucu olarak yeterince enerji üretilemez ve kişi kendini yorgun ve halsiz hisseder. El, Bacak ve Ayaklarda Karıncalanma: Diyabet nedeniyle el, bacak ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma yaşıyorsanız bu diyabetin ilerlemiş olduğunun işaretidir. Çünkü karıncalanma ve uyuşma olabilmesi için kandaki glikoz seviyesi uzun süre yüksek kalmalıdır. Diyabet tedavisine başlanmadığı takdirde karıncalanma ve uyuşmalar artar. Tedaviyle birlikte, glikoz düştükçe el, bacak ve ayaklardaki karıncalanma şikayeti de azalır. Gebelik diyabeti riski nasıl anlaşılır? • Ailesinde diyabet hastalığı olan kişiler, • Kilolu kişiler, • 35 yaş üzerinde gebe olanlar, • Daha önceki hamileliklerinde 4 kilogramın üzerinde bebek doğurmuş olanlar, • Daha önceki gebelik sırasında gestasyonel diyabet olanlar gebelik diyabeti gelişmesi açısından risk altındadır. Gerekli testler için doktora danışmaları gerekir. Diyabetli hastaların gebelik öncesinde dikkat etmesi gerekenler.. Kan şekerinin uzun süreli kontrolünü gösteren HbA1c (A1C) testinin normal aralıkta olması, eğer normal değilse normale değere gelinceye kadar (en az 2 ay süreyle) gebelikten kaçınılması gerekir. Gebelik, diyabetli anne adayında mevcut bazı sorunları ağırlaştırabilir. Ayrıca bu sorunlar, anne karnındaki bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Bundan dolayı, gebe kalmadan önce göz dibi muayenesi ile idrarda mikroalbuminüri ve kanda kreatinin gibi böbrek testlerinin yaptırılması, ayrıca kalp damar sağlığı yönünden gerekli muayenelerden geçilmesi uygun olur. Gebelik öncesinde tiroid fonksiyon testlerinin de değerlendirilmesi önemlidir. Diyabetin Akut Komplikasyonları Hipoglisemi ve Hiperglisemi Hipoglisemi Kan şekeri seviyesinin normalin altına düşmesine hipoglisemi yani şeker düşüklüğü denir. İnsülin kullanan hastalarda daha sık görülmekle beraber şeker düşürücü hap kullanan hastalarda da eğer dikkat edilmezse şeker düşüklüğü görülebilir. Hipoglisemi Nedenleri Fazla miktarda insülin veya şeker düşürücü almak, Yemekleri veya ara öğünleri zamanında yememek yada az yemek, Her zamankinden daha fazla egzersiz yapmak yada uygun olmayan zamanda egzersiz yapmak, Hipoglisemi Belirtileri Hipoglisemi her kişide kendini farklı belirtilerle gösterebilir. Sıklıkla ilk belirtiler; açlık hissi, soğuk terleme, titreme ve sinirliliktir. Eğer önlem alınmazsa bu belirtileri bulanık görme, konsantrasyon bozukluğu, şuur bulanıklığı ve hatta şuur kaybı izleyebilir. Bazı diyabetlilerde hipoglisemi kendini direk şuur bulanıklığı veya şuur kaybı ile gösterebilir. Bu durum genellikle diyabeti uzun süreden beri var olanlarda, çok sık hipoglisemi yaşayanlarda ve yaşlı diyabetlilerde görülür. Hipoglisemi Tedavisi Eğer hipoglisemi varlığından şüpheleniyorsanız yapmanız gereken ilk şey şekerinizi ölçmenizdir. Hipoglisemi belirtilerinin yanında ölçülen kan şekeriniz 70 mg/dl'nin altında ise hipoglisemide olduğunuz kesinleşir. Hemen basit şekerler (2-3 adet kesme şeker yada 2 tatlı kaşığı toz şeker yada 1 çay bardağı meyve suyu) tüketmelisiniz. 10-15 dakika içinde belirtilerde düzelme yoksa yada hala kötüleşme devam ediyorsa aynı miktarda şeker tekrar alınmalıdır. Ardından yemek vakti ise yemek yemeli, yemek vakti değilse ek bir ara öğün alınmalıdır. Hiperglisemi Belirtileri nedir? Kan şekerinin yükselmesi anlamına gelir. Susuzluk hissi, ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, görme bulanıklığı, yara iyileştirmesinde gecikme, ciltte kuruma ve kaşıntı, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı hipergliseminin belirtileridir. Şeker düşürücü veya insülini gerektiğinden az kullanmak, diyabetik diyete uyanmak, egzersiz yapmamak, aşırı stres ve vücuttaki herhangi bir mikrobik hastalık kan şekerinin yükselmesine sebep olabilir. Eğer diyabetli egzersiz ve diyete uyduğu, ilaçlarını düzenli kullandığı halde kan şekeri yüksek seyrediyorsa mutlaka doktoru ile iletişim kurulmalıdır Diyabetin Kronik Komplikasyonları • DİYABETİK RETİNOPATİ Kontrolsüz şeker hastalığı gözün arka tarafındaki retina tabakasını etkileyerek hasara yol açar. Bu damarlardaki düzensizlikler ve balonlaşmalar göz içi kanamalarına ve hatta görme kaybına yol açabilir. Bu nedenle diyabetlilerin en az bir kez göz muayenesi olması gerekmektedir. • DİYABETİK NEFROPATİ Kontrolsüz diyabet böbreklerindeki küçük damarlarda hasara yol açarak böbrek fonksiyonlarını bozabilir. Başlangıç evresinde saptandığında uygun tedavi ile bu fonksiyonlarını bozabilir. Başlangıç evresinde saptandığında uygun tedavi ile bu fonksiyon bozukluklarının ilerlemesi engellenir. Bu nedenle diyabetliler düzenli aralıklarla tam idrar tahlili ve böbrek bozukluklarını başlangıç evresinde saptamanız sağlayan mikroalbuminüri tetkiki yaptırmaları gerekmektedir. • DİYABETİK NÖROPATİ Diyabete bağlı sinirlerde gelişen bozukluklara nöropati denir. Genellikle kendini ayaklarda yanma,uyuşma,karıncalanma ile gösterir. İdrar yapmakta zorluk, ani tansiyon düşüklüğü, hazımsızlık-bulantı, erkeklerde iktidarsızlık diyabetik nöropatiye bağlı gelişebilir. Bu nedenle her vizite ayak muayenesi ve nörolojik muayene yapılmalıdır. • KALP-DAMAR HASTALIKLARI Diyabetlilerde kan şekeri yüksek seyrettiğinde, özellikle kalbi besleyen koroner damarlar ve beynin kan dolaşımını sağlayan damarlarda tıkanıklıklar oluşarak bir kalp krizine veya felce neden olabilir. Bu damar hastalıklarını önleyebilmek için kan şekeri, tansiyon ve kolesterol düzeylerinin düzenli takibi ve belirlenen sınırları aşmaması gerekmemektedir. YAŞAM TARZINIZI DEĞİŞTİREREK,ŞEKER HASTALIĞI İLE SAVAŞMADAN , ONUNLA İYİ GEÇİNEREK,ÖMÜR BOYU SAĞLIKLI YAŞAMAK MÜMKÜNDÜR.