Sosyal Bilgiler 4. ünite Konu Anlatımı HAZIRLAYAN: Harbiye İ.Ö.O Elif Yakışık 7/A 693 TOPRAK ANA Toprak, bir taraftan geçim kaynaklarımızın temelini oluştururken diğer taraftan da vatan olduğu için kutsal kabul edilmiş ve türkülerimize, şiirlerimize, marşlarımıza konu olmuştur. Bastığın yeri toprak diyerek geçme, tanı Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı Verme dünyaları alsanda bu cennet vatanı MEHMET AKİF ERSOY MEHMET AKİF ERSOY TARIM HAYVANCILIK TOPRAK PORSELEN-FAYANS CAM ÇİMENTO TUĞLA-KİREMİT ORMANCILIK Toğrağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla çeşitli ürünler elde etme faaliyetidir. Ülkemizin ekonomisinde önemli yeri vardır. Nüfusumuzun yarıya yakını tarımla uğraşır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülke ekonomisi tamamen tarıma dayanıyordu. Nüfusun büyük bir kısmı tarımla geçiniyordu. Günümüzde sanayi ve hizmet sektörünün gelişmesiyle tarımda çalışan nüfusun oranı azalmaktadır. Arazinin Kullanış Biçimine Göre Dağılımı 2001(%) Bölgeler göre tarımsal faaliyette bulunan ve bulunmayan hane halkı SULAMA TARIMDAN DAHA ÇOK VERİM ALMAK İÇİN GÜBRELEME KALİTELİ TOHUM MAKİNELEŞME TOPRAĞIN BAKIMI Pazarlama vb çalışmaların yapılması gerekir. Ülkemizde tarıma destek veren başlıca kurumlar: Ziraat Bankası: Üreticilere kredi verir. Çeşitli yatırımlarda tarımın gelişmesine katkı sağlar. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM): Bitki ve hayvan üretimini arttırmak, çeşitlendirmek ve kaliteyi yükseltmek için çalışır. Devlet Su İşleri (DSİ): Kurduğu bent, gölet, baraj ve sulama şebekesiyle tarımın sulama ihtiyacını karşılar. Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO): Özellikle tahıl ürünlerinin alım ve satışını yapar. Bu ürünlerin piyasada istikrarını sağlar. Tarım Kredi Kooperatifleri: Üreticilerin ürünlerini değerlendirmek ve fiyat düşüşlerine karşı üreticilerin zarar görmesini önlemek amacıyla destekleme Sağlar. TAHILLAR SANAYİ BİTKİLERİ Buğday Arpa Mısır Pirinç Yulaf Pamuk Tütün Ayçiçeği Zeytin Çay Haşhaş Keten Kenevir MEYVELER Üzüm İncir Fındık Elma Kayısı BAKLAGİLLER Fasülye Nohut Mercimek Bakla Bezelye SEBZELER Domates Biber Patlıcan Soğan vb. Ürünler Yüzde (%) Tahıllar Baklagiller Sanayi Bitkileri 78 8,8 7,6 Yağlı Tohumlar Yumrulu Bitkiler 3,8 1,8 Tarımın ülkemiz ekonomisindeki yeri: Nüfusun önemli bir kısmı tarım faaliyetlerinde çalışır. Endüstri kuruluşlarının bir çoğu tarımdan hammadde sağlar. İhraç ettiğimiz ürünlerin önemli bir bölümü tarım ürünleridir. Nüfusun ihtiyaçlarının karşılanmasında tarımın payı fazladır. BAŞLICA EKONOMİK KAYNAKLARIMIZ TARIM HAYVANCILIK ORMANLAR MADENLER ENERJİ KAYNAKLARI SANAYİ ULAŞIM TİCARET TURİZM Osmanlı toplumunda iktisadi, askeri ve idari teşkilatlar büyük ölçüde toprak ekonomisine dayanıyordu. Tımar, Osmanlı’da geçimlerini veya hizmetlerine ait masrafaları karşılamak üzere bir kısım asker ve memurlara belirli bölgelerden kendi nam ve hesaplarına yıllık geliri 3000-20000 akçeye kadar olan dirliklere denir. Osmanlı Devleti’nde toprak devletindir. Ancak çifçinin vermekle yükümlü olduğu vergiyi devlet değil; devlet adına maaş karşılığı bir memur alırdı. Bu memura “Sipahi”, bu uygulamaya da “Tımar Sistemi” adı verilirdi. Sipahi toprağın sahibi değil, devletin temsilcisiydi. Batı dünyasında görülen feodalite, Tımar sisteminden farklıdır. Çünkü feodalitede toprak üzerindeki her şey feodal beye aitti ve feodal beyi, taprağın gerçek sahibiydi. Tımar sistemi sayesinde hem üretimde devamlılık sağlanmış hem de hazineye yük olmadan güçlü bir ordu meydana getirilmiştir. Kendisine dirlik verilen kişi arazilerin gelirlerinin bir kısmını maaş olarak alır, belirli bir kısmıyla da atlı beslerdi. Osmanlı Devleti’nde toprak, mülkiyet bakımından 3 gruba ayrılırdı. Bunlar; 1. Miri Arazileri: Fetihlerden sonra doğruden devlet idarisine alınan topraklardır. Miri Araziler; Dirlik Arazileri, Ocaklık Arazileri, Yurtluk Arazileri ve Mukataa Araziler olarak ayrılıyorlardı. 2. Mülk Araziler: Padişah tarafından belirli bir hizmet karşılığında bazı kişilere mülk olarak verilen topraklardır. 3. Vakıf Araziler: Cami, hastane ve aşevi gibi sosyal kurumların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ayrılan topraklardır. YENİ BULUŞLAR 15. ve 16. yüzyıllarında Avrupa’da birçok yenilik yapıldı. Avrupalılar Haçlı Seferleri sırasında İslam dünyasında gördükleri yenilikleri alarak geliştirdiler. BARUT ve TOP Barut Çinliler tarafından bulunmuştur. Türkler vasıtasıyla Çinlilerden Araplara geçti. Avrupalılar Haçlı Seferleri sırasında Müslümanlardanbarut yapmayı öğrendiler. Barut sayesinde top, tüfek gibi silahlar yapıldı. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul surlarını yıkabilecek toplar yaptırması Avrupa krallarının işine yaradı. Krallar derebeylerin şatolarını toplar sayesinde yıkarak güçlerini arttırdılar. Kağıt ve Matbaa İlk defa Çinliler ipekten, Türkler pamuktan Avrupalılar ise selülozdan kağıt yaptılar. Baskı tekniğini ilk önce çinliler daha sonra Uygurlar kullandılar. 1450 Yılında Jun Gutenberg adlı Alman matbaayı buldu. Matbaanın bulunması, kağıdın ucuza elde edilmesi sonucunda Avrupa’da bol miktarda kitap basıldı. Okuma-yazma insanlar arasında hızla yayıldı. Avrupa’da bilim ve kültür hızla yayıldı. Bunun sonucunda da Rönesans ve Reform hareketleri başladı. PUSULA İlk kez Çinliler tarafından icat edilmiştir. Müslümanların “usturlap” adını verdikleri pusula Haçlı Seferleri sırasında Avrupa’ya götürüldü. Pusulanın gelişmesi Coğrafi Keşiflerin başlamasında etkili olmuştur. COĞRAFİ KEŞİFLER 15. yüzyıl sonlarında başlayan ve bilinmeyen ülkelere yapılan gezilere “Coğrafi Keşifler” denir. Coğrafi Keşiflerin başlıca neden ve sonuçları şunlardır: Keşiflerin Nedenleri: İpek ve Baharat yollarının Müslümanların elinde bulunması Avrupa’da coğrafi bilgilerde ilerleme sağlanması Avrupalıların Doğu’nun zenginliğini ele geçirmek istemeleri Pusulanın bulunması, dayanıklı gemilerin yapılması ve cesur gemicilerin yetişmesi Avrupadaki kralların seferlere çıkacak denizcilere destek vermesi Keşiflerin Sonuçları: İpek ve Baharat yollarını önemini yitirdi. Osmanlı Devleti ekonomik yönden zarara uğradı. Akdeniz limanları önemini kaybetti. Avrupalılar keşfettikleri yerlerde sömürge imparatorlukları kurdular. Keşiflerle zenginleşen Avrupalılar kültür ve sanatın gelişmesini desteklediler. Dolayısıyla Rönesans’ın doğmasına zemin hazırladılar. Keşfedilen yerlere Avrupa’dan göçler başladı. Yeni bitkiler ve hayvanlar tanındı. Keşfedilen yerlerin zenginlikleri Avrupa’ya taşındı. Ticaretle uğraşan “Burjuva” sınıfı güçlendi. Kiliseye karşı güven azaldı. Portekiz ve İspanyol gemicilerin başlattığı Coğrafi Keşifler yüzyılarca sürmüş ve dünyanın bilinmeyen yerleri keşfedilmiştir. Bartelmi Diaz 1487 yılında Afrika Kıtası’nın güneyden dolaşarak “Ümit Burnu”nu buldu. Kristof Kolomb 1492 yılında Orta Amerika’ya Vardı. Ancak buranın yeni bir Kıta olduğunu anlayamadı. Vaska Dö Gama 1489 yılında Ümit Burnu’nu Aşarak Hindistan’a ulaştı. Amerika Vespuçi 1499 yılında Güney Amerika kıyılarına çıktı. Buranın Yeni bir kıta olduğunu anladı. Macellan Macellan’ın başlattığı deniz seyahati, Del Kano tarafından tamamlanmış, Dünyanın çevresi ilk kez dolaşılarak yuvarlaklığı ispat edilmiştir. Buharın Gücü 1750 yılında İngiltere’de başlayıp, tüm Dünya’ya yayılan el tezgahlarının yerine fabrikaların kurulduğu, insan gücünün yerine makinelerin kullanıldığı ve seri üretimin yapıldığı teknolojik gelişmelere “Sanayi İnkılabı” denir.1750 yılında “James Watt” buhar gücünden yararlanılacağını göstermiştir. Sanayi İnkılabı İngiltere’de insan gücü ile çalışan dokuma fabrikalarının yerine buhar ile çalışan fabrikanın kurulmasıyla başlanmıştır. Sanayi İnkılabının Sonuçları İnsan gücünün yerini makine gücü, imalathanelerin yerini büyük fabrikalar aldı. Fabrikalar çoğaldıkça iş alanları arttı. Sanayi merkezleri oluştu. Buhar gücüyle çalışan lokomotifler ve gemiler yapılmış bu durum ulaşım alanında büyük kolaylıklar sağlamıştır. Teknolojik gelişmeler sayesinde yeni yollar ve kanallar (Süveyş, Panama) açılmış bu durum uluslararası ticareti canlandırmıştır. İşci sınıfı ortaya çıkmış ve sendikacılık hareketleri yaygınlaşmıştır. Köylerden sanayi kentlerine yoğun göçler olmuştur. Sanayinin gelişmesiyle birlikte hammadde ve pazar sorunları ortaya çıkmıştır. Bu sorun Avrupa devletleri arasında sömürge yarışını başlatmış ve 1.Dünya Savaşı’nın en önemli nedeni olmuştur. Kapitalizm, liberalizm ve sosyalizm gibi yeni düşünce ve akımları ortaya çıkmıştır. KAPİTALİZM Sanayileşmenin sonucunda bankacılık sisteminde gelişmeler oldu, Ticaret burjuvazisi, sanayi burjuvazisine dönüştü. Bu ekonomik sisteme kapitalizm adı verildi. Kapitalizm,üretim araçlarının özel mülkiyetin elinde olduğu ve kar amaçlı kullanıldığı; malların üretim, dağıtım ve fiyatın arz-talep mekanizmasıyla serbest piyasada belirlendiği bir ekonomik sistemdir. LİBERALİZM Toplumsal çıkarların bireysel çıkarları koşulsuz olarak serbest bırakmakla gerçekleştirilebileceğini savunan ekonomik ve siyasal görüş, devletin ekonomiye karışmadığı ve özel girişimcilerin ön planda olduğu sisteme de “liberal ekonomi” denir. SOSYALİZM İktidar ve üretim araçlarının halk tarafından kontrol edildiği bir toplum fikrine dayanan düşünce sistemidir. SENDİKA Sendikalar, işcilerin hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek üzere oluşturdukları, sınıfsal ve toplumsal örgütlerdir. Sendikalar; toplumsal ve siyasal yaşamın içinde; işçilerin sınıfsal çıkarları doğrultusunda etkinliklere katıldıkları sadece, demokrasiyi geliştirir ve işçilerin haklarını korurlar. İşçilerin birer dayanışma örgütü olan sendikalar;dil, din, ırk, etnik ya da ulusal farklılık ve düşünce ayrımı gözetmeksizin tüm işçilerin ortak örgütleridir. BİRLİKTEN DOĞAN KUVVET;AHİLİK Ahilik 13.yüzyılda Anadolu’da görülmeye başlamış. Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra Anadolu’daki birliğin sağlanmasında ve Osmanlı Devleti’nin kurulmasında büyük rol oynamıştır. Osmanlı Devleti kurulduktan sonra Ahi Teşkilatı’nın adı “Lonca Teşkilatı”olmuştur. Ahiler;esnaf, tüccar ve çeşitli meslek gruplarının örgütlenmesini sağlamış, böylece yerleşim merkezlerinde sosyal ve ekonomik düzenin kurulması yanında kültüründe gelişmesini gerçekleştirmiştir. Ahiler Anadolu’ya gelen Türkleri önce misafirhanelerde misafir edip karınlarını doyurmuşlar, sonrada bir sanatı olanlara iş yeri açmış, sanat sahibi olmayanları sant sahibi yapmıştır. Arz-talep dengesi doğrultusunda ihtiyaca göre nerede ne kadar dükkan açılacağına Ahi Teşkilatı karar verir. Esnaf olabilmek için Ahi Teşkilatına üye olmak zorunludur. Güçlü Bir Sivil Toplum Örgütü Olan Ahi Teşkilatı’nın Görevleri: Üye sayısını, malların kalitesini ve fiyatları belirlemek Müşterilerinin haklarını korumak Üretimi ihtiyaca göre belirlemek Santkarlara sanat ahlakını yerleştirmek Esnaf ile hükümetin ilişkilerini düzenlemek Üyelerin zaralarını karşılamak ve kredi vermek Çalışamayacak durumdaki üyelerine sahip çıkmak Esnaflar arasındaki haksız rekabeti önlemek Ülkeye yapılacak saldırılarda devletin silahlı kuvvetleri yanında ülkeyi savunmak Yerleşim bölgelerinde Türk-İslam kültürünü yaymak Ahilik kurucusu Ahi Evran’dır. Asıl adı Şeyh Mahmud Nasuriddindir. Azerbaycan’ın hoy şehrinde doğmuştur.(1172) 1207’de Kayseri’ye gelip dericilik sanatıyla uğraşmış ve daha sonra Kırşehir’e yerleşip Ahi Teşkilatını kurarak ömrünün sonuna kadar burada yaşamıştır.(1262) MESLEK SEÇİMİ İnsan hayatındaki önemli dönüm noktalarından biri meslek seçimidir. Meslek, bir kimsenin hayatını kazanmak için yaptığı kuralları belirlenmiş ve belli bir eğitimle kazanılan bilgi ve becerilere dayanan faaliyetlerdir. Kişisel özellikler ve mesleğin gerekleri arasındaki uyum arttığı ölçüde, bireyin başarılı olma şansıda artacaktır. Örneğin, insanlarla birlikte olmaktan çok, tek başına olmayı tercih eden kişisel zekası yüksek birinin “Halkla İlişkiler” gibi alanı seçmesi uygun değildir. Yine kişilik itibariyle tahammül gücü zayıf bir insanın, doktorluk ve öğretmenlik gibi meslekleri seçmesi doğru olmaz. İstek ve hayaller Ailenin sosyal ve ekonomik durumu Meslek Seçimini Çevrenin etkisi Etkileyen Faktörler Fiziksel özellikler Mesleğe olan talep Ailenin beklentisi İlgi ve yetenek Meslek seçiminde, Ne istiyorum?, Neleri yapmaktan hoşlanırım?,Neler Yapabilirim? ve Nasıl bir karaktere sahibim? gibi sorulara cevap vermeliyiz. Seçeceğimiz meslek için uygun eğitimi almalıyız. Tıp, mühendislik gibi alanlarda çalışmak için Fen Liseleri, hukuk, ekonomi gibi alanlarda çalışmak için Sosyal Bilimler Liselerini kazanmak ya da bir Anadolu Lisesi’nde okumak işimizi kolaylaştırır. Genel Liseler Türk Milli Eğitiminin genel amaçları doğrultusunda, öğrencileri ortaöğretim seviyesinde asgari genel kültüre sahip, toplumun sorunlarını tanıyan, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunan insanlar olarak yetiştiren ve yükseköğretime öğrenci hazırlayan ilköğretim üzerine 4 yıl sürekli eğitim kurumlarıdır. Fen Liseleri Fen ve Matematik alanlarındaki yetenekleri yüksek olan öğrencileri matematik ve fen bilimlerialanında yüksek öğrenime hazırlanmayı , üstün nitelikli bilim adamlarının yetiştirlmesine kaynaklık etmeyi yeni bilgileri üretebilen ve projeler hazırlayabilen bireyler yetiştirmeyi amaçlayan kurumlardır. Sosyal Bilimler Lisesi Edebiyat ve sosyal bilimler alanında ihtiyaç duyulan üstün nitelikli bilim adamlarının yetiştirilmesine kaynaklık eder. Edebiyat ve sosyal bilimler alanlarındaki ilgi ve yetenekleri üst düzeyde olan öğrencileri bu alan da yüksek öğretime hazırlar. Toplumun ekonomik ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunan bireyler yetiştiren kurumlardır. Anadolu Liseleri Öğrencilerin ilgi yetenek ve başarılarına göre yüksek öğretim programlarına hazırlanmalarını, yabancı dili, dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde öğrenmelerini sağlamaktadır. Güzel Sanatlar Lisesi Öğrencilerin güzel sanatlar alanında ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim öğretim görmeleri, özel yetenek gerektiren yükseköğretim programlarına hazırlanmalarını alanlarında araştırmacılığa yönelmelerini, milli ve milletlerarası sanat eserlerini tanımalarını ve yorumlamalarını sağlamaktadır. TEŞEKKÜRLER