Cümle ÇEŞİTLERİ Cümle çeşitleri 4 başlık altında incelenir: 1. Yapılarına Göre Cümleler 2. Yükleminin Türüne Göre Cümleler 3. Yükleminin Yerine Göre Cümleler 4. Anlamlarına Göre Cümleler YAPILARINA GÖRE CÜMLELER Yapılarına göre basit, bileşik, bağlı ve sıralı cümleler olmak üzere dört cümle çeşidi vardır. 1) Basit Cümle: Tek yüklemi bulunan, tek yargı bildiren cümleler yapı bakımından basit cümledir. Basit cümleyi belirleyen tek yüklemin, tek yargının bulunmasıdır. Yüklem dışındaki diğer öğelerin sayısı önemli değildir. Akıllı düşman, akılsız dosttan yeğdir. Bu sıcakta evde oturulur mu? Bahçenin ana kapısından, üstü başı perişan, zavallı bir adam, elinde eski, yırtık bir torbayla içeriye girdi. 2) Bileşik Cümle: Tek bir yüklemi olan ve içinde birden fazla yargının bulunduğu cümlelerdir. Bu yapıdaki cümlelerde esas yargıyı üzerinde bulunduran bir temel cümle ve bu temel cümleyi çeşitli yönlerden tamamlayan yan cümleler bulunur. Temel Cümle: Bir cümlenin yüklemi temel cümledir. Cümlenin bildirmek istediği asıl yargı da bu cümleyle verilir. Diğer öğeler temel cümleyi açıklayan tamamlayıcı öğelerdir. Örnek: “Akşama geleceğim.” cümlesinde “geleceğim” yüklemi temel öğe, “akşama” sözü de onun tamamlayıcı öğesidir. Yan Cümle: Tam bir yargı bildirmeyen, temel cümlenin bir öğesi durumunda bulunan ve kendi içinde değişik tamamlayıcı öğeler de alabilen söz öbeğidir. Yan cümleler iki şekilde yapılabilir: Fiilimsilerle ve çekimli fiillerle. Fiilimsilerle yapılanlar: Cümle içinde temel cümlenin bir öğesi olan ya da bir öğenin tamamlayıcısı olan fiilimsiler yan cümlecik yapar. Örnek: “Bana fotoğrafını gönderen okuruma teşekkür ederim.” cümlesinde ise “teşekkür ederim” yüklemdir. “Kime teşekkür ederim?” sorusuna “Bana fotoğrafını gönderen okuruma” dolaylı tümleci cevap verir. Cümlede “gönderen” sıfat-fiilini görüyoruz. Bu söz “okur” isminin sıfatı durumundadır. Yani dolaylı tümlecin tamamlayıcı öğesidir. Tamamladığı öğeyle birlikte yan cümle yapmış ve dolaylı tümleç görevini üstlenmiştir. Örnek: “Karadeniz’de denize fazla açılmak tehlikelidir.” Örnek: “Davetime gelmeyişine çok üzüldüm.” Çekimli Fiillerle yapılanlar : Fiilin yüklem olabilmesi için çekimli olması gerektiğini söylemiştik. Ancak her çekimli fiil yüklem olmaz, bazen cümlenin tamamlayıcı öğesi olur. İşte bu durumda, yani çekimli bir fiilin bir öğe olduğu durumda, bu fiil yan cümlecik olur. Örnek: “O da gelirse gideriz.”cümlesinde “gideriz” yüklemdir; “O da gelirse” zarf tümlecidir. Bu tümleci oluşturan “gelirse” sözü “gelmek” fiilinin geniş zamanının şartıyla çekimlenmiştir. Görüldüğü gibi çekimli bir fiil temel cümlenin öğesi durumundadır ve yan cümlecik oluşturmuştur. Örnek: Bir kişi daha olursa kadroyu tamamlıyoruz. BİRLEŞİK CÜMLELER YAN CÜMLENİN ÖZELLİĞİNE VE YÜKLEME BAĞLANIŞINA GÖRE 4 GRUBA AYRILIR: a) Girişik Cümle: Yan cümleciğin fiilimsi olduğu cümlelerdir. Örnek: Çocukların sağlıklı büyümesi için gayret gösterilmeli. Örnek: Kimsenin kalbini kırmadan görevini yaptı. Örnek:Çiçekleri koparan çocukları sonunda yakaladım NOT: Bazı cümlelerde ise fiilimsi yüklem görevindedir. Örnek: “Romancının görevi okuyucuyu aydınlatmaktır.” cümlesinde “aydınlatmaktır” fiilimsisi, temel cümleyi oluşturduğundan cümlede yan cümlecik yoktur. Cümle basit bir cümledir. b) Şart Cümlesi: Temel cümleye şart koşan bir yan cümlecikten oluşan cümlelerdir. Yan cümle daima -se, -sa şart kipiyle çekimlenir. Örnek: Bir kişi daha olursa kadroyu tamamlıyoruz. Örnek: Sınava iyi hazırlanmışsa, onu mutlaka kazanır. Örnek: Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan NOT:Şart anlamı veren her cümle yapıca şart cümlesi değildir. Örnek: “Yarın gelmek üzere şimdi dağılabilirsiniz.” cümlesinde şart anlamı olmasına rağmen cümle yapısına göre şart cümlesi değildir. “Gelmek” sözü fiilimsi olduğundan cümle girişik bileşik cümledir. c)ki’li birleşik cümle (İlgi Cümlesi):Farsçadan dilimize giren ki bağlama edatıyla yapılan birleşik cümledir. Ki edatı, çekimli bir fiilden sonra gelince bağlama edatı olur. Bu cümlelerde ki edatına kadar olan kısım asıl unsur; ki edatından sonraki unsur yardımcı unsurdur. Bu sıralanış Türkçeye aykırıdır. Ki edatı çıkarılınca cümle Türkçedeki sıralanışa uyar: Örnek: Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini. (Gözlerimin rengini unuttuğunu duydum.) Örnek: Öyle insanlar vardır ki yaptıkları iyilikleri her fırsatta söylemekten zevk duyarlar. (Yaptıkları iyilikleri her fırsatta söylemekten zevk duyan insanlar vardır.) NOT: Ki’den önceki unsurun isim olması hâlinde ki, yardımcı cümleyi asıl cümleye bağlamaz, asıl cümlenin yüklemini onun isim unsuruna bağlar. Böyle cümlelerde söylenmese de anlamda bir değişiklik olmaz: Limon ki bol vitaminli bir meyvedir, kışın yetişir. (Limon bol vitaminli bir meyvedir, kışın yetişir. / Bol vitaminli bir meyve olan limon kışın yetişir.) d) İç İçe Bileşik Cümle: Cümle içinde bulunan başka bir cümlenin yüklemin bir öğesi durumunda bulunduğu ya da bir öğenin tamamlayıcısı olduğu cümlelerdir. Örnek: İçeriye girerken duyduğum, dışarıda bekle, sözü beni korkuttu. Örnek: Edebiyat öğretmeni “İçinizde “Han Duvarları”nı okuyan var mı?” dedi. 3) Bağlı Cümle: En az iki yüklemi bulunan, cümlelerin fakat, ama, ancak, lâkin, ve, veya gibi bağlaçlarla birbirine bağlanmasıyla oluşan cümle türüdür. Her biri bağımsız cümle olan bu cümleler arasındaki ilgi, bağlaçlarla kurulmakta ve pekiştirilmektedir: Örnek: Konuşmayı erken öğrendim; ama susmayı öğrenmem için yaşlanmam gerekti. Örnek: Ölmek kaderde var,bize üzüntü vermiyor; Lâkin vatandan ayrılışın ıstırabı zor. Örnek: Ne konuyu biliyorsun ne de öğrenmeye çalışıyorsun. 4) Sıralı Cümle: Tek başına bağımsız yargı bildiren iki veya daha fazla cümlenin bir anlam bütünlüğü içinde sıralanmasıyla kurulan cümlelerdir. Yüklemleri çekimli fiil olan sıralı cümleler, birbirinden virgül veya noktalı virgülle ayrılır. Örnek: Alacağını tahsil etmek için önce telefon etmiş, sonra biriyle haber yollamış, olmayınca kendisi gitmek zorunda kalmıştı. NOT:Sıralı cümlelerde yüklemlerin ortak öğesi bulunabilir. Bu tür cümlelere “bağımlı sıralı cümle” denir. Sıralı cümlede yüklemlerin hiçbir ortak öğesi yoksa cümle “bağımsız sıralı cümle” adını alır. Örnek: Öğrenciler kitaplarını aldılar, çantalarına koydular. Örnek: Çocuklar bahçede oynuyordu; anneleri onları bekliyordu. YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER a) Fiil Cümlesi: Yüklemi çekimli bir fiil veya fiil grubu olan cümlelerdir. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı Allah size bir yüz vermiş; bir tane de siz eklemeyin. b) İsim Cümlesi: Yüklemi ek-fiille çekimlenmiş bir isim veya isim grubu olan cümlelerdir. Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin. Benim doğduğum köyler de güzeldi Ormanlar koynunda bir serin dere Dikenler içinde sarı gül vardır Not :Fiilimsilerin yüklem olduğu cümleler isim cümlesidir. Amacım buradan gitmekti. YÜKLEMİNİN YERİNE GÖRE CÜMLELER a) Kurallı (Düz) Cümle: Yüklemi sonda olan cümledir. Cümlede özellikle belirtilmek istenen unsurlar yükleme yaklaştırılır. Kayıhan, bu akşam pencerenin önünde oturuyordu. Cesurun bakışı, korkağın kılıcından keskindir. b) Devrik Cümle: Yüklemi sonda olmayan cümledir. Bir kökte uzamış sarmaşık gibi Dökülmüş gerdana saçların güzel Aya haber sal çıksın bu gece; Görünsün şöyle gönlümce. ANLAMINA GÖRE CÜMLELER a) Olumlu Cümle: Yargının gerçekleştiğini bildiren cümlelerdir. Bu cümlelerin yüklemi varlık, olma veya bulunma bildirir. Kurt kocayınca, köpeğin maskarası olur. Para ile satın alınan sadakat, daha fazla para ile de satılır. NOT: Yapısı bakımından olumsuz görünen bazı cümleler anlam bakımından olumludur. Nasıl cevap vereceğini bilmiyor değildi.(=biliyordu) Allah’tan korkmayan yoktur.(=herkes korkar) Siparişlerinizi getirmez olur muyum? (=getiririm) Bayrakları bayrak yapan üstündeki kan değil midir? Sanki bunları bilmiyorsun. b) Olumsuz Cümle: Yargının gerçekleşmediğini, yapılmadığını bildiren cümleler, anlam bakımından olumsuzdur. Fiilden fiil yapan –ma-, -me- olumsuzluk eki, değil edatı ve yok kelimesi cümleleri olumsuz yapan unsurlardır. Bundan sonra kimseyi kandırmayacak. Bu güler yüzlü adam ben değilim. Cebimde beş kuruş para yok. NOT: Yapısı bakımından olumlu görünen bazı cümleler anlam bakımından olumsuzdur. Matematik sınavından 95 almak kolay mı? (Kolay değil.) Ne sevenim var ne soranım var. Bu adama gel de inan. Bu yağmurda dışarı çıkabilirsen çık. C) Soru Cümlesi: Herhangi bir şeyi öğrenmek için soru unsurlarıyla kurulan cümleler, soru cümlesidir. Soru cümleleri genellikle soru eki mı ile yapılır. Ayrıca hani, hangi, kim, kaç, nasıl, ne, neden, niçin gibi soru kelimeleriyle de soru cümleleri kurulur. Aybars dün arabasıyla geldi mi? Hangi konuyu anlamadınız? Niçin bu kadar geç kaldınız? Yeni sınav yönetmeliği hakkında ne düşünüyorsunuz? NOT: Yanıt gerektirmeyen; cümleye şaşma, küçümseme, kararsızlık, rica gibi değişik anlamlar katmak için kurulan cümlelere “SÖZDE SORU CÜMLESİ” denir. Bütün bunları ben mi söylemişim? Bardağı bana uzatır mısınız? Bu mu genel müdür olacak? Tam o sırada bir çukura düşmeyeyim mi? d) Ünlem Cümlesi: Sevinç, özlem, korku, üzüntü duyguları, coşkuları ve seslenmeleri anlatan cümlelerdir. Oh, bütün sıkıntılarımı attım! Eyvah, cüzdanım yok! Vah yavrum, ne oldu sana! Sana bunun hesabını sorarım! Ey Türk uyan! e)Emir (Buyruk) Cümlesi: Yüklemi emir kipiyle çekimlenmiş cümlelere emir cümlesi denir. Oraya gitme. Derse zamanında giriniz. g)İstek Cümlesi :Yüklemi istek kipiyle çekimlenmiş cümlelere denir. f)Gereklilik Cümlesi :Yüklemi gereklilik kipiyle çekimlenmiş cümlelere gereklilik cümlesi denir. Eylemin yapılması gerektiğini anlatır. h)Dilek - Şart Cümlesi :Yüklemi dilek –şart kipiyle çekimlenmiş cümlelere denir. Bu sınavı kazanmalısınız. Soruları hızlı çözmelisiniz. Biraz meyve alayım. Kapıyı açık bırakmayasın. Oraları da görsem. Evden çıkabilirsem size de uğrarım. DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARI AŞAĞIDAKİ CÜMLELERİ YAPISI BAKIMINDAN İNCELEYİNİZ. 1) Öğrencilere ilkokuldan itibaren Türk sanat eserleri öğretilseydi, onlar sanatın zevkine varırdı. 2) Bir arkadaş topluluğunda, fikir üreten biri ve bu fikirleri uygulayabilen bir aksiyon adamı olmalı. 3) Bu şehrin apartmanları, yaldızlı şeker kutuları gibi görünüyor gözüme. 4) Uzun süre yürüdük, köye vardığımızda akşamın kızıllığını yorgan yapıp gömüldük geceye. 5) Konya'da dinlediğim hikâyelerin tamamı oraya ait değildi; fakat hepsi Konya'dan bahsediyordu. 6) O yıllarda da Boğaz, Rumeli Hisarı ve Kanlıca'ya kadarki kıyılar, herkesin ilgi gösterdiği yerlerdi. 7) Yaşamak zevki nedir bilmez ölümden korkan. 8) Öyle bir şey söyle ki herkes inansın. 9) Amerikan filmlerinde gördüğümüz kabadayıların biraz daha ılımlısı ve medenisi bizim Osmanlı külhanbeyleridir. 10) Yeni komşularımıza güle güle oturuna gittik. AŞAĞIDAKİ CÜMLELERİ, YÜKLEMİNİN TÜRÜNE, ÖĞELERİNİN DİZİLİŞİNE VE ANLAMINA GÖRE DEĞERLENDİRİNİZ. 1) İnsanların hoş olmayan davranışlarına çabuk tepki veren bir insandı. 2) Sanat dünyamızda pek kalmadı hem söz yazan hem de beste yapan ustalardan. 3) Bir sabah bir mektup alıyorsunuz, en yakın arkadaşınızın öldüğünü öğreniyorsunuz 4) Ne bir şair ne de bir bestekâr yansıtabilir bahar sabahlarının anlattığı sevinci. 5) Aşılması güç engellerle karşılaşsam da sevmiyor değilim yaşamayı. 6) Ben onu incitecek söz söyler miyim hiç? 7) İnan bana, bu mağazada yok yok. 8) Son zamana kadar buralar ağaçsız değildi. 9) Niçin konuşmuyorsun bunları benimle? 10) O derse erken geldi mi ki bugüne dek? AŞAĞIDAKİ BİLEŞİK CÜMLELERDE YAN CÜMLECİKLERİ GÖSTEREREK YARI CÜMLECİĞİN, TEMEL CÜMLENİN HANGİ ÖĞESİ OLDUĞUNU YAZINIZ. 1) Ülkemdeki kadınların daha az ağlaması beni sevindiriyor. 2) Her insan, kendini bir parça övmekten kurtulamaz. 3) anladım. Hayalini kurduğum yaşantının bana çok uzak olduğunu 4) Başarılı olmak istiyorsanız çok çalışmalısınız. 5) İnsanları en çok, dostlarının vefalı olması mutlu eder. 6) Şiir yazmaya, okuyacak şiir kalmadığında başlamalısın. 7) Tren Ankara'ya ulaştığında serüvenimiz tamamlanacak. 8) Her gün kendine, "Bugün, doğduğum gündür." diyebilmelisin. . (I) Karacaoğlan'ın şiirleri, Tanrı'dan çok insana dönük şiirlerdir. (II) Anadolu'nun İslamiyet'i tanımaya çalıştığı dönemde Karacaoğlan farklı bir çizgide yürümüştür. (III) O, tekke edebiyatı ve tasavvuf felsefesinin dışında kalıp âşık tarzına bağlı bir ozan olmuştur. (IV) Dini konuları işlememesi, onun dinden uzak bir insan olduğunu göstermez. (V) O, sanatını insana yöneltmiş, sazına öyle vurmuştur. Yukarıdaki parça için aşağıda verilen bilgiler doğruysa ayraç içine "D", yanlışsa "Y" yazınız. 1) I. cümle kurallı bir isim cümlesidir. ( ) 2) I. cümle yapısına göre sıralı cümledir. ( ) 3) II. cümlede yan cümlecik temel cümlenin zarf tümleci görevindedir. ( ) 4) II. cümle anlamına göre olumlu bir eylem cümlesidir. ( ) 5) III. cümlede birden fazla yan cümlecik vardır. ( ) 6) III. cümle kurallı bir eylem cümlesidir. ( ) 7) IV. cümlenin yan cümleciği özne görevindedir. ( ) 8) V. cümle sıralı bir cümledir. ( ) 9) Bütün cümleler anlamına göre olumludur. ( ) Aşağıdakilerden hangisinde dizeler basit cümle oluşturmaktadır? A) Mustafa Kemal barış olmuş Gürül gürül akan ırmaklarda B) Mustafa Kemal özgürlük olmuş Özgürlük diye çarpan yüreklerde C) Mustafa Kemal bereket olmuş Uzanıp giden bu topraklarda D) Mustafa Kemal türkü olmuş, inanmış E) Mustafa Kemal ülkü olmuş Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir isim cümlesi değildir? A) Mahallenin düzenini, komşuluğu bozan hep Hasan’dı. B) Adamın pantolonu ütüsüz, ayakkabıları boyasızdı. C)Akşamın tatlı ama ağırbaşlı saatleri daha pek uzaktadır. D)Karşı mahalleye gitmedim hiç o yıllarda çocuktum diye. E) Batı yaşantısının anlatılacak en kısa tarifi budur. Aşağıdakilerden hangisi bağımsız sıralı bir cümledir? A) Mağaza sahibi konuşuyor, müşteri onu sinirli sinirli dinliyordu. B) Gazete okuyan ihtiyar, gazetesini bıraktı, söze karıştı. C)Adam ellerini ceplerine koydu, kayıtsızca uzaklaştı. D)Önemli belgeleri bir zarfa koydu, çekmeceye yerleştirdi. E) Merdiven basamaklarını ikişer ikişer çıktı, kapı ziline bastı. “Şairin kullandığı sözcüklerde her insan için çeşitli anlamlar vardır; herkes beğendiğini seçer.” Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Sıralı cümledir. B) Öğe ortaklığı söz konusudur. C)Birinci cümlenin yüklemi isimdir. D)İkinci cümle özne, nesne ve yüklemden oluşmuştur. E) İki cümlede kurallıdır.