ASTIMIN STABİL ve ALEVLENME DÖNEMLERİNDE AİLE HEKİMİNİN ROLÜ Doç. Dr. İnsu Yılmaz Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD İmmünoloji ve Allerji Hastalıkları BD Hasta eğitimi ve korunma önlemleri konusunda aile hekiminin rolü Astım ilaçları ve yan etkileri konusunda aile hekiminin rolü Astımda kontrole dayalı tedavi prensibinde aile hekiminin rolü Astım atağında aile hekiminin rolü Astım tanı ve tedavisinde yeni gelişmeler Hasta eğitimi ve korunma önlemleri konusunda aile hekiminin rolü Eğitim Astımlı hastanın eğitimi Ailenin eğitimi Hekim eğitimi Hemşire eğitimi Eczacı eğitimi Korunma Solunum yolu enfeksiyonları Allerjenler Egzersiz Mesleki allerjenler Çevre değişikliği İrritanlar (sigara dumanı, keskin kokular, hava kirliliği, gazlar, toz) Duygusal durum İlaçlar (Aspirin/COX inhibitörleri, beta-bloker ilaçlar, ACE inh.) Besinler ve katkı maddeleri Hava değişimi, soğuk hava Endokrin faktörler (Menstrüasyon, hamilelik, tiroid hastalığı) Astım tanı ve tedavi rehberi 2010 Astım ilaçları ve yan etkileri konusunda aile hekiminin rolü Astım tedavisinde tarihçe 1800-1900 1920-1930 1940 1950 1960 1970 1980 1990 2000 2014 Datura stramonium SC adrenalin, oral efedrin İnhaler adrenalin Sistemik steroid, kısa etkili β 2 agonist Teofilin İnhaler kortikosteroid Uzun etkili β 2 agonist Lökotrien reseptör antogonistleri Anti IgE Tiotropium Astım ilaçları Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar kontrol edici ve rahatlatıcı ilaçlar olarak sınıflandırılır. Kontrol edici ilaçlar, esas olarak antienflamatuar etkileri sayesinde astımın kontrol altında tutulmasını sağlamak üzere her gün ve uzun süreli kullanılan ilaçlardır. – inhale ve sistemik glukokortikosteroidler, – lökotrien antagonistleri, – inhale glukokortikosteroidler ile birlikte kullanılan uzun etkili inhale β2-agonistler, – yavaş salınan teofilin, – kromonlar, – anti-IgE ve sistemik steroid dozunun azaltılmasını sağlayan diğer tedaviler İnhale glukokortikosteroidler Günümüzde persistan astımın tedavisinde kullanılan en etkili antienflamatuar ilaçlardır. Tedavideki rolleri: astım semptomlarının azaltılması, yaşam kalitesinin düzeltilmesi, akciğer fonksiyonlarının düzeltilmesi, hava yolu aşırıduyarlılığının azaltılması, hava yolu enflamasyonunun kontrol altına alınması, alevlenme sıklığının ve şiddetinin azaltılması, astıma bağlı mortalitenin azaltılmasında etkinliği gösterilmiştir. Yan etkileri İnhale glukokortikosteroidlerin lokal yan etkileri orofaringeal kandidiyaz ses kısıklığı üst solunum yolu iritasyonuna bağlı oluşan öksürük hiperglisemi osteoporoz (postmenopozal dönem) katarakt? altsolunum yolu infeksiyonu (KOAH) Basınçlı ÖDI’lerde bu yan etkilerinin bazılarının sıklığı, hazne (spacer) kullanılarak azaltılabilir. İnhalasyon sonrasında ağzın yıkanması (su ile çalkalama, gargara yapılması ve tükürme) oral kandidiyazı azaltabilir. Farenkste değil akciğerlerde aktive olan ilaçların (örn. siklesonid), orofaringeal birikimi azaltan yeni formülasyonların ve cihazların kullanılması, bu tip yan etkileri hazne ya da ağız yıkama gereksinimi olmaksızın minimum düzeye indirir. Lökotrien modifiye edici ilaçlar Tedavideki rolleri: Lökotrien modifiye edici ilaçlar sisteinil lökotrien 1 (CysLT1) reseptör antagonistlerini (montelukast, pranlukast ve zafirlukast) 5-lipoksijenaz inhibitörünü (zileuton) kapsamaktadır. Klinik çalışmalar lökotrien modifiye edici ilaçların; küçük ve değişken bir bronkodilatatör etkisinin olduğunu, öksürük dahil olmak üzere semptomları azalttığını, akciğer fonksiyonunda düzelme sağladığını hava yolu enflamasyonu ile astım alevlenmelerini azalttığını göstermiştir. Yan etkileri Lökotrien modifiye edici ilaçlar iyi tolere edilir ve az sayıda yan etki tanımlanmıştır. Zileuton kullanımında karaciğer toksisitesi görülebilir ve bu ilaç kullanılıyorsa karaciğer fonksiyon testlerinin izlenmesi önerilmektedir. Baş ağrısı, GİS semptomları, kabus görme, psikotik bozukluk Lökotrien modifiye edici ilaçların Churg-Strauss sendromu ile olan belirgin ilişkisi, olasılıkla sistemik ve/ya da inhale glukokortikosteroid dozlarında yapılan azalmanın altta yatan hastalığı ortaya çıkarmasının sonucudur. Uzun etkili inhale β2-agonistler Tedavideki rolleri: Formoterol ve salmeterol dahil uzun etkili inhale β2-agonistler astımda monoterapi olarak kullanılmamalıdır, çünkü hava yolu enflamasyonunu etkilememektedir. Yeni uzun etkili inhale β2-agonistler: Indekaterol, Vilanterol, Olodaterol İnhale glukokortikosteroidler ile birlikte kullanıldığında en yüksek etkiyi gösterir. Bu kombinasyon, hastalığın glukokortikosteroid tedavisiyle edilmektedir. tek başına uygulanan orta dozdaki inhale kontrol altına alınamadığı durumlarda tercih İnhale glukokortikosteroidlerin kullanıldığı günlük tedavi rejimine uzun etkili inhale β2agonistlerinin eklenmesi; semptom skorlarında düzelme, akciğer fonksiyonlarında düzelme, gece astımında, hızlı etkili inhale β2-agonisti kullanımında ve alevlenme sayısında azalma, hastada daha hızlı klinik kontrol, inhale glukokortikosteroidlerin tek başına kullanımına kıyasla daha düşük dozlarda verilebilmesini sağlar. Yan etkileri kardiyovasküler stimülasyon (çarpıntı) iskelet kası tremoru hipopotasemi hipomagnezemi baş ağrısı Küçük bir hasta grubunda salmeterol kullanımı ile astıma bağlı ölüm riskinde olası bir artış meydana geldiğini gösteren veriler; FDA ve Health Canada’nın uzun etkili β2-agonistlerin inhale ya da oral glukokortikosteroidlerin yerine kullanılamayacağı yalnızca bir hekimin belirlediği şekilde uygun dozda bir glukokortikosteroid ile bir arada kullanılması gerektiğine ilişkin tavsiyelerde bulunmasına yol açmıştır. Teofilin Tedavideki rolleri Teofilin düşük dozlarda kullanıldığında hafif bir antienflamatuar etki de gösteren bir bronkodilatatördür. Yavaş salınımlı formülasyonları bu ilacın günde bir ya da iki doz halinde kullanılabilmesini sağlamaktadır. Mevcut kanıtlar yavaş salınan teofilinin ilk seçenek kontrol edici ilaç olarak etkisinin az olduğunu düşündürmektedir. Tek başına inhale glukokortikosteroid kullanımı ile kontrol sağlanamayan hastalarda teofilin eklenmesi yarar sağlayabilmektedir. bu hastalarda yavaş salınan teofilinin kesilmesi, astım kontrolünde kötüleşmeye neden olmaktadır. Teofilin eklemeli tedavi olarak uzun etkili inhale β2-agonistlere göre daha az etkilidir. Yan etkileri Özellikle yüksek dozlarda (10 mg/kg vücut ağırlığı/gün ya da daha yüksek) önemli yan etkilere neden olabilir. Teofilinin istenmeyen etkileri: bulantı ve kusma (en sık), gastrointestinal semptomlar, yumuşak dışkılama, kardiyak aritmiler, konvülsif nöbetler ve hatta ölümdür. Sistemik glukokortikosteroidler Tedavideki rolleri Ağır ve kontrol altına alınamayan astımda uzun süreli oral glukokortikosteroid tedavisi (iki haftadan uzun süre ile glukokortikosteroid “yüklemesi” olarak) gerekebilir; Kullanımı istenmeyen yan etki riski nedeniyle sınırlıdır. Oral glukokortikosteroidlerin uzun süre verilmesi gerekiyorsa, sistemik yan etkileri en aza indiren önlemlerin alınmasına dikkat edilmelidir. Uzun süreli tedavide oral preparatlar, parenteral (intramüsküler ya da intravenöz) olanlara tercih edilir oral preparatların mineralokortikoid ve çizgili kas üzerindeki etkileri daha az yarılanma ömürleri görece daha kısa doz uygulaması, kontrolün sürmesini sağlayabilen kabul edilebilir en düşük doza titrasyona olanak sağlayacak kadar esnektir. Yan etkileri Uzun süreli oral ve parenteral glukokortikosteroid tedavisinin sistemik yan etkileri: osteoporoz, arteriyel hipertansiyon, diyabet, hipotalamikhipofizer-adrenal aksın baskılanması, obezite, katarakt, glokom, deride stria oluşumuna yol açan incelme, kolay ekimoz , kas zayıflığıdır. Herhangi bir formda uzun süreli sistemik glukokortikosteroid kullanan astım hastaları osteoporoz açısından önleyici tedavi almalıdır. Nadir görülmesine karşın, oral glukokortikosteroidlerin kesilmesi adrenal yetersizliğe neden olabilir ya da Churg-Strauss sendromu gibi altta yatan bir hastalığı ortaya çıkarabilir. Astımda kontrole dayalı tedavi prensibinde aile hekiminin rolü Kontrol Bazlı Tedavi Döngüsü Tanı Semptom kontrolü & risk faktörleri (akciğer fonksiyonları dahil) İnhalasyon tekniği & uyum Hastanın tercihi Semptomlar Ataklar Yan etkiler Hasta memnuniyeti Akciğer fonksiyonu Astım ilaçları Non farmakolojik tedaviler Değişebilen risk faktörlerinin tedavisi 5. BASAMAK 4. BASAMAK TERCİH EDİLEN KONTROL TEDAVİ SEÇENEKLERİ 1. BASAMAK 2. BASAMAK Hafif Astım Hafif Astım Düşük doz IKS Diğer kontrol tedavileri KURTARICI İLAÇ Düşük doz IKS düşün LTRA Düşük doz teofilin* Gerektiğinde SABA 3. BASAMAK Orta Astım Düşük doz IKS/LABA* Ağır Astım Orta/yükse k IKS/LABA Orta/yüksek doz IKS Tiotropium Düşük doz IKS+LTRA ekleyin# Yüksek doz IKS (ya da+ teofilin*) + LTRA (ya da + teofilin*) Ağır Astım Ekleme tedavisi, Anti-IgE Tiotropium ekleyin# Düşük doz OKS Gerektiğinde SABA ya da düşük doz ICS/formoterol** *6-11 yaşlarındaki çocuklarda teofilin önerilmemektedir ve 3. basamak tedavisi olarak orta doz İKS tercih edilmektedir.; **Düşük doz İKS/formoterol, düşük doz budezonid/formoterol ya da düşük doz beklometazon/formoterol idame ve kurtarıcı ilaç reçetelenen hastalar için kurtarıcı ilaçtır. #Atak öyküsü olan hastalarda ekleme tedavisi olarak sof-mist inhaler ile tiotropium; <18 yaş için endike değildir. GINA 2015 Astım atağında aile hekiminin rolü Astım Atağı Nedenleri Yetersiz antiinflamatuar tedavi Viral enfeksiyonlar Allerjenle karşılaşma Mesleki ajanlar Hormonlar İlaçlar (ASA, NSAİİ, β bloker) Egzersiz / Soğuk hava Stres Hava kirliliği Astım atak tedavisi Şimdi ve yarınlar Astım tanı ve tedavisinde gelişmeler Fenotip Endotip Omalizumab Mepalizumab Lebrikizumab Biyolojik belirteçler Duplimumab Tıpta kesinlik Termoplasti TEŞEKKÜRLER