6 Mayıs Dünya Astım Günü Önemli bir akciğer hastalığı olan astımın, çevre etkenlerinin de artmasıyla artış gösterdiği düşünülmektedir. Bugün dünyamızda yaklaşık 235 milyon astımlı hasta olduğu tahmin edilmektedir. Erişkin ve çocuk hastalığı olan astım, sadece gelişmiş ülkelerde görülmez, gelişmekte olan ülkelerde de görülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde astım atakları sırasında ölüm de olmaktadır. Astım aralıklarla ortaya çıkan ani ataklar şeklinde seyreden bir hastalıktır. Ataklar sırasında solunum yollarında ani daralmalar meydana gelir ve bu nedenle hastalar ani gelişen nefes darlığından yakınırlar. Solunum yollarındaki daralmanın nedeninde açık olarak bilinmemekle birlikte kapalı ortam havasında bulunan allerjenler (halı, yatak, mobilyadaki ev tozu akarları, hayvanlar), dış ortamdaki allerjenler (polenler gibi), tütün dumanı, çalışma ortamındaki kimyasallar ve hava kirliliği ataklara neden olmaktadır. Astım hastaları zaman içinde kendilerini rahatsız eden bazı etkenleri öğrenir ve ona göre önlem alırlar. Kış mevsiminde, soğuk hava ve özellikle hava kirliliğinin arttığı günlerde astım ataklarının artıyor olması, astımın soğuk ve kirli hava ile ilişkili olduğunu düşündürmektedir. Stres, korku ya da fiziksel egzersiz ile de astım atakları artmaktadır. Astım ataklarının kim(ler)de ortaya çıkacağını önceden bilmek genellikle mümkün değildir. Genetik yatkınlık ile dış ortam özelliklerinin birlikte etkilediği tahmin edilmektedir. Hastalığın başlıca belirtisi ani olarak ortaya çıkan nefes darlığı ve hışıltılı solunumdur. Hastalar yeteri kadar havayı ciğerlerine alamadıklarını hissederler. Astımın tanısında hastaların verdiği tipik nefes darlığı öyküsünün yanı sıra astıma özel solunum fonksiyon testleri yapılması gerekir. Hastalar ataklar dışındaki zamanlara sağlıklı görünümdedirler, astımlı olduğu farkedilmez ve normal yaşamlarını sürdürürler. Astım atağını tetikleyen faktörlerin olmadığı durumda normal şekilde spor da yapabilirler. Astım hastalığının kesin bir nedeni bilinmediği için kesin bir tedavi de söz konusu değildir. Ancak astımlı hastalarda atakların ortaya çıkmasını önlemek veya atakların hafif geçirilmesini sağlamak, sonuç olarak hastaların rahat bir yaşam sürmesini sağlamak mümkündür. Bunun için nefes darlığı sorunu yaşayanların doktora başvurması gerekir. Çeşitli muayene ve laboratuar incelemeleri yapıldıktan sonra kişiye özel uygun bir tedavi ve izleme programı yapılabilir. Bazı hastaların sürekli ilaç kullanması gerekebilir, ayrıca ani ataklar sırasında hemen kullanılmak üzere nefes yollarını açan spray türü ilaçlardan da yararlanılır. Bazı hastalarda astım atakları çok ağır seyredebilir, bu gibi durumlarda hastaların hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi ve hastaneden çıktıktan sonra da izlem yapılması gerekir. Astımlı hastaların ataklardan korunması bakımından kirli havanın, özellikle sigara dumanı veya işyerindeki gaz, toz gibi etkenlerin bulunduğu ortamlardan uzak durulması, enfeksiyonlardan korunma veya enfeksiyonların gecikmeden tedavisi, strese yol açan ortamlardan uzak kalınması gibi konulara dikkat edilmesi uygun olur. Astıma yönelik bireysel müdahalelerin yanı sıra ülke politikasının olması çok önemlidir: Ülkede astım vakalarının haritalarının çıkarılması, etkileyen etmenlerin analiz edilmesi ve özellikle riskli bölgelerin tanımlanması gerekir, Sık ve yaygın olarak görülen risk faktörlerinin azaltılmasına yönelik politikaların benimsenmesi ve uygulanması (özellikle tütün dumanı, iç ve dış ortam hava kirliliği ve iş yeri ortamlarında olmak üzere) gerekir, Maliyet etkili müdahalelere ulaşımın sağlanması gerekir, bu müdahaleler arasında standartların geliştirilmesi, ilaç ve tıbbi hizmetlere ulaşım yer almaktadır. Prof. Dr. Hilal Özcebe Halk Sağlığı Enstitüsü Müdürü