Ticari işletmelerde giderlerin belgelendirilmesi esastır. Belgesi olmayan işlemler defterlere kayıt edilemez. Defter tutan işletmecilerin, defter tutmayan kişilerden (çiftçiler hariç) satın aldıkları mal veya hizmetler karşılığında düzenledikleri ticari belgeye gider pusulası denir. Satıcıya imzalatılan belgenin kopyası işletmecide, aslı ise satıcıda kalır. Gider pusulasının düzenlenebilmesi için mal veya hizmetin defter tutmayan kişilerden alınması yeterlidir. Alış işleminde alıcı ve satıcı olmak üzere iki taraf vardır. Taraflar ve özellikleri şöyledir: SATICI ALICI Ticari belge veremez. Ticari belge verir. Belgenin aslını alır. Belgenin kopyasını alır. Gider pusulasını düzenlemez, ancak Gider pusulasını düzenler. imzalar. Satış bedelini alır. Satış bedelini öder. Gider pusulasının görünümü bir kitabı andırır. Sıra numarası verilen sayfaların, bir asıl bir de kopyası vardır. Belgedeki sayfalarının bir arada bulunmasına koçan denir. İşletmeler ihtiyaçlarına göre koçan temin edebilirler. Gider pusulası defterlere işlenirken koçanların karıştırılmaması için her koçanın dış yüzeyine seri numarası verilir. İşletmeler kendi ihtiyaçlarına göre (Vergi Usul Kanunu’ndaki şekil şartlarının yer alması kaydıyla) gider pusulasının şeklini belirleyebilirler. İşletmeler her istediklerinde belge temin edemezler. Vergi Usul Kanunu temin zamanını iki şekilde belirlemiştir: Yeni işe başlayacak işletmeler, işe başlamadan önce, ellerinde kullandıkları koçanları bitenler bu belgeleri bitmeden önce; 1. Noter yolu ile temin, 2. Maliyenin anlaşmalı matbaalarından temin edebilir. Notere kırtasiyeden alınan boş gider pusulası götürülür. Vergi dairesinin anlaşma yaptığı matbaaya izin belgesi ile sipariş verilir. Noter belgenin her bir sayfasına numara vererek onaylar. Matbaa istenilen miktarda belgeyi onaylar. Belgenin koçanına hangi noterde onaylatıldığı ve son sayfasına ise kaç sayfa olduğu yazılarak onaylanır. Matbaanın logosu belgenin üst kısmında adresi ise alt kısmında basılıdır. Onaylatılan koçan kullanıma hazırdır. Belge bilgisayarda kullanılacaksa matbaa yazıcıda kullanılan sayfaları basar. Vergi usul kanunu gider pusulasında uyulacak kuralları aşağıdaki gibi belirlemiştir. Belge tükenmez kalem, kopya kurşun kalem veya bilgisayarda doldurulabilir. Yazı ve rakamlar okunabilir, karalanmamış olup sıra numaralı sayfalar yırtılamaz. Belgenin kalan kopyaları işletmeci tarafından 5 yıl saklanmalıdır. Bu süre Türk Ticaret Kanunu’nda 10 yıl olarak belirlenmiştir. Belgelerin saklanmasının nedeni yapılacak incelemelerde delil teşkil etmesidir. Gider pusulası iki kopya düzenlenir. Aslı belgeyi düzenleyende kalır. Hatalı belge aslına iliştirilip üzerine ”İPTAL” yazılarak iptal edildikten sonra sıradaki belge doğru olarak düzenlenmelidir. Gider pusulasında satıcının alacağı bedelden çeşitli oranlarda gelir vergisi kesilir, kalan satıcıya ödenir. Bu kesinti işlemine stopaj yapmak da denebilir. Müstahsil basit anlamıyla üretici demektir. Müstahsil makbuzu ise çiftçilerden yapılan alışlar için kullanılmaktadır. Ülkemizdeki küçük çiftçiler ürünlerini sattıklarında şirketlerden bu belgeleri alarak yaptıkları satışı belgelemiş olurlar. Defter tutan çiftçilerin veya toptancıların, defter tutmayan çiftçilerden satın aldıkları ürünler karşılığında düzenledikleri ticari belgeye müstahsil makbuzu denir. Çiftçiye imzalatılan belgenin kopyası işletmecide, aslı ise çiftçide kalır. Vergi Usul Kanununa göre müstahsil makbuzu ile defter tutmayan çiftçilerden yapılan alış işlemi belgelenerek ticari defterlere kaydedilir. SATICI (Üretici Çiftçi) ALICI (Defter Tutan Çiftçi) Müstahsil makbuzunu Müstahsil makbuzunu düzenler. düzenler. Ticari belge verebilir. Ticari belge verebilir. Belgenin kopyasını alır. Belgenin kopyasını alır. Satış bedelini öder. Satış bedelini öder. 3.3. Günlük Müşteri Listesi Defter tutan konaklama işletmecileri günlük, hangi müşterilerin hangi oda, bölüm ve yatakta kaldıklarını takip etmek amacı ile bir liste tutar. Bu listeye günlük müşteri listesi denir. SATICI (Konaklama işletmesi) Müşteri listesine göre faturayı keser. Hizmet bedelini alır. ALICI (Konaklayacak kişi) Belgenin kopyası resepsiyonda Hizmet bedelini borçlanır. kalır. Satış bedelini öder. Müşterilerin günlük takip edilmesi ve müşterinin faturasında bir yanlışlığın meydana gelmemesi için düzenlenir. Ayrıca mali polis tarafından yapılan kontrollerde günlük müşteri listesi istenir. Belgenin temini ve düzenleme kuralları fatura yerine geçen diğer belgeler gibidir. 3.4.Yolcu Listesi Şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan işletmeler, yaptıkları her sefer için yolcu isimleri ve ödedikleri ücretleri gösteren listeyi düzenlemek zorundadır. Bu belgeye yolcu listesi denir. Yolcu listesinde de taşıma hizmetini alan ve bu hizmeti satan kişi olmak üzere iki taraf vardır. Taşımacılık işletmeleri müşteriye bilet satma yetkisini acentelere verebilir. BEYANNAMELER MUHTASAR BEYANNAME 1. Muhtasar Beyanname: Muhtasar beyanname gelir vergisi beyanlarından biridir. Muhtasar beyanname, işverenler veya vergi tevkifatı yapan diğer kimseler tarafından kesilen vergilerin matrahları ile birlikte, toplu olarak vergi dairesine bildirilmesine mahsustur (GVK madde 84). Muhtasar beyannamede stopaj usulü vergilendirme söz konusudur. Stopaj usulünde vergi asıl borçludan değil, vergi sorumlusundan talep edilir. Bu tür vergiler kaynakta kesilen vergilerdir. Bu yolla gelir daha sahibinin eline geçmeden önce vergilendirilmiş olmaktadır. Yani, işçiye veya memura ücret veya maaş ödeyen işveren, daha bu ödemeyi yapmadan önce, işçi veya memurun aldığı ücret veya maaştan kanunen ödemesi gerekli olan gelir ve damga vergisini kesecek ve yasal süre içinde kestiği bu vergileri bir muhtasar beyanname düzenleyerek vergi dairesine ödeyecektir. Anlaşılacağı üzere burada işçi veya memur kanuni mükelleftir, fakat onların adına ve hesabına vergilerini ödeyen ve muhtasar beyanname veren işveren, vergi sorumlusudur. Vergi tevkifatı (stopaj): Gelir veya kurumlar vergisine tabi bir kazanca ilişkin hasılatın (gelir, kazanç) ilgilisine ödenmesi aşamasında, ödemeyi yapanlarca, yasa ile belirlenmiş oranlar üzerinden istihkakın bir kısmının tutulup, hasılatı elde eden adına ve onun peşin vergisi olarak vergi dairesine yatırılması şeklinde uygulanan vergileme yöntemi ve vergi güvenlik tedbiridir. Stopajı doğuran işlem, stopaja tabi istihkakın nakden veya hesaben ödenmesidir. Bu uygulamanın amacı vergilerin tahsilini daha kolay ve garantili şekilde gerçekleştirmek, küçük matrahların vergiden kaçırılmasını önlemek, maliye idaresinin ve vergi mükellefinin işlem yükünü azaltmak, verginin, gelirin doğuşundan çok kısa bir süre içinde maliye dairesine geçmesini sağlamak ve nihayet verginin mükellef üzerindeki psikolojik etkisini gidermektir. 2. Muhtasar Beyannamenin Beyan Şekli ve Zamanı: Gelir vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı (bildirimi) üzerine tarh (vergi hesaplama) edilir. Mükellef ilgili vergi tevkifatlarını (stopaj, vergi kesintisi) muhtasar beyanname doldurmak ve doldurmuş olduğu beyannameyi bağlı olduğu vergi dairesine vermek sureti ile bildirir. Muhtasar beyanname aylık veya üç aylık dönemler itibari ile düzenlenip verilebilir. Ancak üç ayda bir muhtasar beyanname verme imkanından yararlanabilmenin koşulları vardır. Üç aylık beyanname vermek isteyen mükelleflerin aşağıdaki şartların tümünü taşıması gerekmektedir: - Çalıştırdıkları hizmet erbabı sayısı 10 ve daha az olmalıdır. - Yapılmış tevkifatlar arasında zirai ürün bedellerinden yapılmış tevkifat bulunmamalıdır. - Üç aylık dönemler halinde muhtasar beyanname verileceği vergi dairesine önceden bildirilmiş olmalıdır. Ziraî ürün bedelleri üzerinden tevkifat yapanlar hariç olmak üzere, çalıştırdıkları hizmet erbabı sayısı 10 ve daha az olanlar, 94. maddeye göre yapacakları tevkifatla ilgili muhtasar beyannamelerini, bağlı bulundukları vergi dairesine önceden bildirmek şartıyla her ay yerine Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının yirmiüçüncü günü akşamına kadar verebilirler (GVK madde 98). Ekim Kasım, Aralık dönemi için 23 Ocak, Ocak, Şubat, Mart dönemi için 23 Nisan , Nisan,Mayıs, Haziran dönemi için 23 Temmuz, Temmuz, Ağustos, Eylül dönemi için 23 Ekim akşamına muhtasar beyanname verilir. GVK 94. maddesi gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar(VUK 17/04/2007 371 sıra numaralı tebliğ), ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar (GVK madde 98). Yıl sonlarında tahakkuk ettirilen mevduat faizlerinden kesilecek vergilerin bildirilmesi için bu süre bir ay uzatılır. Muhtasar beyanname verilecek ay 23. günü tatil gününe geliyorsa takip eden ilk iş gününe kadar beyanname verilebilir. Mükellef aynı belediye sınırları içinde muhtelif yerlerde yapılan ödeme ve tahakkuklar ile bunlara ait vergileri bir merkezden bildirilebilir. Muhtasar beyannameler süresi dahilinde bağlı olunan vergi dairesine elden verilebilir ya da taahhütlü, iadeli taahhütlü posta ile gönderilebilir. E-Beyanname uygulamasından yararlanabilenler elektronik ortamda, beyannamenin kanuni olarak teslim etme süresinin bittiği iş günü saat 24:00’ a kadar gönderebilirler. 3. Vergi tevkifatı yapacaklar: - Kamu idare ve müesseseleri - İktisadi kamu müesseseleri - Ticaret şirketleri - İş ortaklıkları - Dernekler, vakıflar ve bunların iktisadi işletmeleri - Yatırım fonu yönetenler - Gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı - Zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler listede sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıklarında, ödeme yaptıkları kişiler adına belirtilen oranlarda tevkifat yapmaya mecburdurlar. 4. Muhtasar Beyannamenin İçeriği: GVK madde 99’a göre muhtasar beyannamede aşağıdaki bilgilerin gösterilmesi gerekir: 1- Tevkifat yapanın adı ve soyadı veya ünvanı ile adresi; 2- Muhtasar beyannamenin ilgili bulunduğu ay veya aylar, 3- Aylık ücret bordrolarının icmali, - Hizmet erbabının sayısı, - Hizmet erbabına verilen ücretler tutarı, - Ücretlerden yapılan vergi tevkifatının(vergi kesintisi) tutarı (Üç aylık muhtasar beyannamelerde her aya ait bordronun icmali ayrı gösterilir), 4- Vergi tevkifatına tabi diğer ödemeler, - İstihkak sahibinin(ödeme yapılan kişi) adı ve soyadı ile iş adresi, varsa bağlı bulunduğu vergi dairesi ve mükellef hesap numarası, - Ödemenin nev'i (türü), - Ödemenin miktarı, - Ödemeden yapılan vergi tevkifatı, 5- Muhtasar beyannamenin tanzim(düzenleme) tarihi ve yetkili imza. Tevkifata tabi menkul sermaye iratları ile bunlardan yapılan vergi tevkifatı, nev'i itibariyle icmalen ayrı bir muhtasar beyannameye alınır. 5. Vergi Tevkifatı Yapılacak Ödemeler ve Vergi Kesinti Oranları: Vergi tevkifat oranları Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenir.Ücretler için uygulanacak gelir vergisi oranları her yıl düzenlenir. Bu nedenle tevkifat oranları yıllara göre değişiklik gösterebilir. GELİR VERGİSİ ORANLARI 2010 Yılı Ücret Gelirlerine Uygulanacak Gelir Vergisi Oranları 8.800 Yeni TL kadar 22.000 Yeni TL sinin 8.800 TL si için 50.000 Yeni TL sinin 22.000 TL si için 50.000 YTL sinden fazlasının 50.000 TL si için 1.320 TL, fazlası için 3.960 TL, fazlası için 11.520 TL, fazlası için %15 %20 %27 %35 GELİR VERGİSİ ORANLARI 2011 yılı gelir vergisi oranları: GELİR VERGİSİ ORANLARI 2011 Yılı Ücret Gelirlerine Uygulanacak Gelir Vergisi Oranları 9.400 Yeni TL kadar 23.000 Yeni TL sinin 9.400 TL si için 53.000 Yeni TL sinin 23.000 TL si için 53.000 YTL sinden fazlasının 53.000 TL si için 1.410 TL, fazlası için 4.130 TL, fazlası için 12.230 TL, %15 %20 %27 İşverenler, hizmet erbabına ödedikleri ücretlerden yaptıkları vergi tevkifatını ücret bordrosunda göstermeye mecburdurlar. Ücretlerden gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılır. Ücretler için uygulanacak damga vergisi oranı binde 6,6 (%0,66)’ dır. Ücret bordrosunda yer alan gelir vergisi ve damga vergisi kesintileri toplamı muhtasar beyannamede gösterilir. 6. Verginin Ödeme Şekli ve Zamanı: Vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmi üçüncü günü akşamına kadar, bağlı oldukları vergi dairesine bildirmeye ve yirmi altıncı günü akşamına kadar da ödemeye mecburdurlar. Üç aylık bildirimde bulunanlar da ilgili dönemin 23. günü akşamına kadar bildirimde bulunup altı gün sonra 26. günü akşamına kadar ödeme yapmak zorundadırlar. (VUK 17/04/2007 371 sıra nu.lu tebliğ) MUHTASAR BEYANNAMENİN DÜZENLENMESİ 1. Muhtasar Beyannamenin Düzenlenmesi: Muhtasar beyannamenin belli bir formu vardır. Muhtasar beyanname 1003 numaralı formdur. 1003 muhtasar beyanname formu bir yaprak ve iki yüzden oluşur. Ön yüzde: Mükellefe ait bilgi ve dönem tablosu Tablo 1 Matrah ve vergi bildirimi Tablo 2 Tahakkuka esas icmal cetveli Arka yüzde ise: Tablo 3 Ücret ve ücret sayılan ödemeler ile menkul sermaye iratları dışında kalan ödemelere ait bildirim Tablo 4 Ödemelerin türüne göre kod cetveli Vergi dairelerine verilen muhtasar beyannameler, bilgisayarda değerlendirildiğinden beyannameye yazılan bilgiler açık, okunaklı ve hatasız olmalıdır. Her bilgi, beyannamede ait olduğu tablodaki satıra ve sütuna yazılır. Beyanname mavi veya siyah tükenmez kalemle okunaklı ve büyük harflerle doldurulmalıdır. Tutarlar sağa yanaşık yazılmalıdır. Beyanname elde veya bilgisayar ortamında düzenlenebilir. Bağlı olunan vergi dairsine elden verilebilir ya da posta yolu ile; taahhütlü veya iadeli taahhütlü olarak gönderilebilir. İnternet ortamında (elektronik ortamda) İnternet vergi dairesi aracılığı ile E-Beyanname şeklinde düzenlenip gönderilebilir. 1.1. Mükellefe ait bilgi ve dönem tablosu: Bu bölüm beyannamenin en üst bölümüdür. Muhtasar beyannamenin bu bölümünde: - Mükellefin bağlı olduğu vergi dairesinin adı - Bağlı olduğu il ve ilçe - Vergi sorumlusunun vergi kimlik numarası, e-posta adresi, adı soyadı veya ünvanı, telefon numarası - Muhtasar beyannamenin ait olduğu yıl yazılır, - Muhtasar beyanname her ay veriliyorsa aylık, üç ayda bir veriliyorsa üç aylık ile hangi ay ya da aylara aitse o aylar işaretlenir. 1.2. Tablo 1 - Matrah ve vergi bildirimi: Bu bölüm ücret ödemeleri ile menkul sermaye iratlarına ait ödemelere ait bölümdür. - Ödemelerin tür kodu (beyannamenin arka yüzündeki tablo4 ödemelerin türüne göre kod cetvelinden kod bulunarak yazılır), - Ödemelerin brüt (gayrisafi) tutarları (kesintiler ücretler hariç olmak üzere brüt tutar üzerinden hesaplanır) 17 toplam a hücresine bu tutarın toplamı yazılır. - Gelir vergisi kesintisi tutarları, 17 toplam b hücresine ise kesinti toplamları yazılır. - Terkin edilen tutar varsa 18 numaralı hücreye yazılır. (5084 sayılı kanun gereği) - 19 numaralı hücrede kesinti toplamından terkin tutarı çıkarılarak kalan tutar (17 b-18) yazılır. - 20, 21, 22 numaralı hücrelere var ise mahsup edilecek vergiler ve 23 numaralı hücreye bunların toplamı (20+21+22) yazılır. Örneğin çalışanlara ait özel gider indirimi tutarları mahsup edilen vergiler bölümünde yer alır. - Çalıştırılan işçi sayısı bölümünde asgari ücretli ve diğer ücretli çalıştırılan işçilerin kaçar kişi olduğu ayrı ayrı aylara göre yazılır . - 18 numaralı hücre doldurulmuş ise yapılan terkinin hangi tebliğ kapsamında olduğu işaretlenir. 1.3. Tablo 2 - Tahakkuka esas icmal cetveli: - 1 numaralı hücreye tablo 1- 17 a hücresindeki matrahlar toplamı yazılır. - 2 numaralı hücreye tablo 1- 19 nu.lu hücredeki tahakkuk eden (terkin sonrası kalan gelir vergisi tutarı) vergi tutarı yazılır. - 3 numaralı hücreye tablo 1- 23 nu.lu hücredeki mahsup edilecek gelir vergisi toplamı yazılır. - Eğer tahakkuk eden vergi mahsup edilen vergi tutarından fazla ise 4 numaralı hücreye (2 numaralı hücredeki tutardan 3 numaralı hücredeki tutar çıkarılarak bulunan) ödenecek gelir vergisi tutarı yazılır. - Eğer mahsup edilen vergi tahakkuk eden vergi tutarından fazla ise aradaki fark 5 nu.lu hücreye iade edilecek tutar olarak yazılır. - Tevkifata ilişkin damga vergisi toplamı 6 numaralı hücreye yazılır. - Beyannameye ait damga vergisi (her yıl muhtasar beyanname damga vergi oranı değişmektedir. 2008 yılı için 15,10 TL.) 7 numaralı hücreye yazılır. - Tablo 2 nin altında yer alan bölümlere vergi sorumlusu ve varsa beyannameyi düzenleyen SMMM'ye ait bilgiler doldurulur. 1.4. Tablo 3 - Ücret ve ücret sayılan ödemeler ile menkul sermaye iratları dışında kalan ödemelere ait bildirim: Bu bölümde gayrimenkul kira, SMMM ödemeleri gibi ücret ve menkul sermaye iratları dışında kalan ödemeler gösterilir. Eğer burada yer alan satırlar yeterli gelmezse aynı bilgileri içeren bir liste beyannameye eklenir. - Ödeme yapılan kişiye ait bilgiler, tür kodu, gayrisafi tutar ve kesilen gelir vergisi tutarı ilgili bölümlere yazılır. 1.5. Tablo 4 - Ödemelerin türüne göre kod cetveli: Bu cetvelden ödemenin kodu bulunur ve buna göre diğer tablolardaki tür kodu alanlarına ilgili ödeme tür kodu yazılır. 2. E-Beyanname: Vergi mükellefleri veri beyanlarına ait beyannamelerini internet üzerinden vermeleri ve bildirimlerine ait tahakkuk bedellerini de otomatik ödeme ve internet bankacılığı yoluyla ödeyebilmeleri için oluşturulan elektronik portaldır. Beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi uygulaması tam otomasyona geçmiş vergi dairelerine verilecek beyannameleri kapsamaktadır. Vergi dairelerinin tam otomasyona geçirilmesi ile ilgili çalışmalar sürdürülmekte olup, bu dairelerin sayısı sürekli olarak arttırılmaktadır. Bu nedenle hangi vergi dairelerinin tam otomasyona geçmiş olduğu, Gelirler Genel Müdürlüğünün internet sitesinden güncel olarak izlenebilir. (VUK 340 nu.lu tebliğ) İsteğe bağlı olarak e-beyanname kullanılabilir. Ancak bazı mükellefler ve bu mükelleflerin düzenlemeleri gereken bazı beyannameleri internet vergi dairesi aracılığı ile e-beyanname şeklinde düzenlemek zorundadırlar. Belli hadleri aşan mükellefler için e-beyanname zorunlu tutulmuştur. Yıllara göre bu hadlerin değişlik göstereceği tabiidir. MUHTASAR BEYANNAME DÜZENLEME ÖRNEĞİ Örnek: HG İstanbul/Eyüp vergi dairesine bağlı olan bir işletmedir. HG işletmesinde 2 işçi çalıştırmaktadır. İşletme muhtasar beyannamesini aylık dönemler halinde vermektedir. HG işletmesinin Eylül 2008 dönemi içinde yapmış olduğu ödemeler aşağıdaki gibidir. - İşletmesinde çalıştırdığı işçilerden birine aylık olarak brüt 1.500 TL, diğerine ise 1.000 TL ödemiştir. - İşyeri kirası olarak 800 YL parayı A şahsına ödemiştir. - Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ücreti olarak B şahsına brüt 1.000 TL ödemiştir. Cevap: Muhtasar Beyannamenin düzenlenmesi: İşletmede çalışan işçilerin ilk önce ücret bordrosunu düzenleyerek gelir vergisini ve damga vergisini hesaplayalım: Brüt Ücret SSK İşçi Payı 1. İşçi 1.500 210 İşsizlik Sigortası İşçi Payı 15 2. İşçi 1.000 140 10 850 127,5 6 283,5 716,5 TOPLAM 2.500 350 25 2.125 318,75 15 708,75 1.791,25 Gelir Vergisi Gelir Matrahı Vergisi Damga Vergisi Kesintiler Toplamı Net Ücret 1.275 191,25 9 425,25 1.074,75 SSK işçi payı: brüt ücret x %14: 1.500 x 0.14 = 210 1.000 x 0.14 = 140 İşsizlik sigortası işçi payı: brüt ücret x %1: 1.500 x 0.01 = 15 1.000 x 0.01 = 10 Gelir vergisi matrahı: brüt ücret - (SSK işçi payı + İşsizlik sigortası işçi payı): 1.500 - (210 + 15) = 1.275 1.000 - (140 + 10) = 850 Gelir vergisi: Gelir vergisi matrahı x %15: 1.275 x 0.15 = 191,25 (muhtasar beyanname, tablo-1, 8. satır) 850 x 0.15 = 127,5 (muhtasar beyanname, tablo-1, 9. satır) Damga vergisi: brüt ücret x %06: 1.500 x 0.006 = 9 1.000 x 0.006 = 6 Kesintiler toplamı: SSK işçi payı + İşsizlik sigortası işçi payı + Gelir vergisi + Damga vergisi: 1. işçi = 210 + 15 + 191,25 + 9 = 425,25 TL 2. işçi = 140 + 10 + 127,5 + 6 = 283,5 TL Net ücret: brüt ücret - kesintiler toplamı: 1. işçi = 1.500 - 425,25 = 1.074,75 TL 2. işçi = 1.000 - 283,5 = 716,5 TL Ücret bordrosunda hesapladığımız gelir vergisi ve damga vergisi muhtasar beyannamede gösterilecektir: Gelir vergisi = 318,75 TL Damga vergisi = 15 TL (muhtasar beyanname, tablo-2, 6. satır) Ödenen Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ücreti stopajı muhtasar beyannamede gösterilecektir: Brüt ücret: 1.000 TL Stopaj oranı: %20 Stopaj = 1.000 x 0.20 = 200 TL (muhtasar beyanname, tablo-1, 10. satır ve tablo 3) Ödenen kira tutarı stopajı muhtasar beyannamede gösterilecektir: Brüt kira: 800 TL Stopaj oranı: %20 Stopaj = 800 x 0.20 = 160 TL (muhtasar beyanname, tablo-1, 11. satır ve tablo 3) Muhtasar beyannamenin bir de damga vergisi bulunmaktadır: 2008 yılı için muhtasar beyanname damga vergisi tutarı = 15,10 TL (muhtasar beyanname, tablo-2, 7. satır) Muhtasar beyannamedeki kesintiler toplamı: Gelir Vergisi= 318,75 + Damga Vergisi= 15 + Kira Stopaj= 160 + SMMM Stopaj= 200 + Beyannameye ait damga vergisi= 15,10 Kesintiler toplamı: 708,85 TL HG işletmesi 708,85 TL yi ekim ayının 26. sına kadar ödenek zorundadır. Muhtasar Beyannamenin Düzenlenmesi: Muhtasar beyanname aşağıdaki gibi doldurulur: KATMA DEĞER VERGİSİ BEYANNAMESİ - KDV 1. Katma Değer Vergisi - KDV Tanımı: Katma Değer Vergisi yani KDV, yapılan mal ve hizmet teslimlerinde, mal veya hizmeti teslim alanın, teslim edene ödediği vergi türüdür. Katma değer vergisi dolaylı bir vergidir. "KDV" de Katma değer vergisinin kısa adıdır. 1.1. KDV Kullanım Amacı: Mal ve hizmet teslimi yapan tacirler teslim sırasında fatura vb. belgeler düzenlerler. Belge üzerinde görünen mal ve hizmet bedeli ile KDV tutarını, teslim ettikleri kişilerden tahsil ederler. Bu KDV'ye hesaplanan KDV denir. Kendileri mal ve hizmet aldıklarında ise karşı tarafa mal ve hizmet bedeli ile KDV tutarını öderler. Bu KDV ise ödeme yapan için indirilecek KDV kapsamındadır. Her dönem için hesaplanan KDV tutarları ve matrahları ve indirilecek KDV tutarları toplanır. Hesaplanan KDV: Mal ve hizmet teslimlerinde alıcıdan tahsil edilir. İndirilecek KDV: Mal ve hizmet alımlarında satıcıya ödenir. Tek düzen muhasebe planında: Hesaplanan KDV: 391 İndirilecek KDV: 191 Ödenecek Vergi ve Fonlar: 360 Devreden KDV: 190 Bir dönemde toplam hesaplanan KDV fazla ise: Hesaplanan KDV - İndirilecek KDV = Ödenecek KDV (Vergi dairesine ödenir) 391 Hesaplanan KDV - 191 İndirilecek KDV = 360 Ödenecek vergi ve fonlar Bir dönemde toplam indirilecek KDV fazla ise: İndirilecek KDV - Hesaplanan KDV = Devreden KDV (Ertesi döneme indirilmek üzere devreder) 191 İndirilecek KDV - 391 Hesaplanan KDV = 190 Devreden KDV Katma Değer Vergisi Beyannamesi ile: hesaplanan KDV'ye ilişkin matrah, KDV oran ve tutarları ile indirilecek KDV toplamları, vergi dairesine beyan edilir. Hesaplanan KDV, matrahları ile beyan edildiğinden vergi dairesi kişi ve kurumların o dönemki gelir takibini de yapmış olur. 1.2. Katma Değer Vergisinin Mükellefleri: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu md.8’e göre: - Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanlar, - İthalatta mal ve hizmet ithal edenler, - Transit taşımalarda gümrük veya geçiş işlemine muhatap olanlar, - PTT İşletme Genel Müdürlüğü ve radyo ve televizyon kurumları, - Spor-Toto, piyango (Milli Piyango dahil) ve benzeri oyunlarda oyunların teşkilat müdürlükleri, - At yarışları ve diğer müşterek bahis ve talih oyunlarında bunları tertipleyenler, - GVK (Gelir Vergisi Kanunu) 70. maddesinde yer alan mal ve hakları kiraya verenler 1.3. Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 maddesine göre: - Ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler, - Her türlü mal ve hizmet ithalatı, - Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler: 1. Posta, telefon, telgraf, teleks ve bunlara benzer hizmetler ile radyo ve televizyon hizmetleri, 2. Spor-Toto oynanması, piyango tertiplenmesi (Millî Piyango dahil), at yarışları ve diğer müşterek bahis ve talih oyunları tertiplenmesi, oynanması, 3. Profesyonel sanatçıların yer aldığı gösteriler ve konserler ile profesyonel sporcuların katıldığı sportif faaliyetler, maçlar, yarışlar ve yarışmalar tertiplenmesi, gösterilmesi, 4. (5228 sayılı Kanunun 59/2-a maddesiyle değişen bent. Yürürlük: 1.8.2004) Müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar, 5. Boru hattı ile ham petrol, gaz ve bunların ürünlerinin taşınmaları, 6. Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemleri, 7. Genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticarî, sınaî, ziraî ve meslekî nitelikteki teslim ve hizmetleri, 8. Rekabet eşitsizliğini gidermek maksadıyla isteğe bağlı mükellefiyetler suretiyle vergilendirilecek teslim ve hizmetler. Ticari, sınaî, ziraî faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliği Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edilir. Bu faaliyetlerin kanunların veya resmî makamların gösterdiği gerek üzerine yapılması, bunları yapanların hukukî statü ve kişilikleri, Türk tabiyetinde bulunup bulunmamaları, ikametgâh veya işyerlerinin yahut kanunî merkez veya iş merkezlerinin Türkiye'de olup olmaması işlemlerin mahiyetini değiştirmez ve vergilendirmeye mani teşkil etmez. İthalatın kamu sektörü, özel sektör veya herhangi bir gerçek veya tüzelkişi tarafından yapılması veya herhangi bir şekil ve surette gerçekleştirilmesi, özellik taşıması vergilendirmeye tesir etmez. 1.4. KDV Oranları: KDV Oranları Maliye Bakanlığınca düzenlenmektedir. Zaman içerisine değişiklik gösterebilir. En son KDV oranları aşağıdaki gibidir. 2. KDV Beyannamesi Beyan Şekli Ve Zamanı: 3065 sayılı KDV Kanunu md. 39’a göre Vergilendirme Dönemi: - Katma Değer Vergisinde vergilendirme dönemi, faaliyet gösterilen takvim yılının üçer aylık dönemleridir. Ancak, Maliye ve Gümrük Bakanlığı mükelleflerin yıllık gayri safi hâsılatlarına göre üç aylık vergilendirme dönemi yerine birer aylık vergilendirme dönemi tespit etmeye yetkilidir. - Aşağıdaki hallerde vergilendirme dönemi: a) Götürü usulde vergilendirilen mükellefler için bir takvim yılı, b) Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar için bir ay, c) İthalat, transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasındaki taşımacılık işlerinde gümrük bölgesine girildiği veya gümrük bölgesinden çıkıldığı andır. - Maliye ve Gümrük Bakanlığı, mükellefleri gruplar içinde toplamaya ve gruplar için vergilendirme dönemlerinin başlangıç aylarını tespit etmeye yetkilidir. Bu takdirde üçer aylık dönemlerin aynı takvim yılı içinde olması şartı aranmaz. 3. KDV Beyannamesi Verme Süresi: 3065 sayılı KDV Kanunu madde 41’e göre: - Mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmidördüncü günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler (VUK 17/04/2007 371 sıra nu.lu tebliğ). - Katma Değer Vergisi beyanının gümrük giriş beyannamesi veya özel beyanname ile yapılması gerektiği hallerde bu beyannameler vergi mükellefiyetinin başladığı anda ilgili gümrük idaresine verilir. -İşi bırakan mükellefin Katma Değer Vergisi beyannamesi, işin bırakıldığı tarihi izleyen ayın yirmidördüncü günü akşamına kadar verilir. - E-Beyanname uygulamasından yararlanabilenler ise elektronik ortamda, beyannamenin kanuni olarak teslim etme süresinin bittiği iş günü saat 24:00’ a kadar gönderebilirler. 4. Verginin Ödeme Şekli ve Zamanı: - Beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler ile vergi kesmekle sorumlu tutulanlar, bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergilerini beyanname verecekleri ayın yirmialtıncı günü akşamına kadar ödemeye mecburdurlar (VUK 17/04/2007 371 sıra nu.lu tebliğ). - İthalde alınan katma değer vergisi, gümrük vergisi ile birlikte ve aynı zamanda ödenir. - Gümrük vergisine tabi olmayan ithalata ve ikametgâhı, kanunî merkezi ve iş merkezi yurt dışında bulunanlar tarafından motorlu kara taşıtlarıyla Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yapılan taşımacılık ile transit taşımacılığa ait Katma Değer Vergisi, bu işlemlere ait özel beyannamelerin verilme süresi içinde ödenir. - Beyanname vermek mecburiyetinde olmayan mükelleflerin Katma Değer Vergisi, tarh süresi içinde ödenir. Götürü usulde vergilendirilen mükelleflerin katma değer vergisi, Gelir Vergisi Kanununun götürü vergilendirmeye ilişkin usul ve esasları ile vergilendirme dönemine ait hükümleri çerçevesinde tarh ve tahakkuk ettirilerek, götürü gelir vergisinin ödeme süreleri içinde ödenir. - Maliye ve Gümrük Bakanlığı, işlemin mahiyetini göz önünde tutarak Katma Değer Vergisinin işlemden önce ödenmiş olması şartını koymaya yetkilidir. Ödeme vergi dairelerinin anlaşma yapmış olduğu bankalar kanalı ile (internet bankacılığı dahil) yapılabilir. 5. 1 Numaralı KDV Beyannamesi: Gerçek usulde vergilendirilen ticari kazanç ve serbest meslek kazancı elde eden mükellefler 1 numaralı KDV beyannamesini düzenlerler. 1 numaralı beyanname 1015A formudur. 1 numaralı KDV Beyannamesi 3065 sayılı KDV Kanunu madde 39’a göre aylık ya da üç aylık dönemler itibari ile düzenlenir. Bu kanuna göre vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar için vergilendirme dönemi bir aydır. KDV BEYANNAMESİNİN DÜZENLENMESİ 1. 1 Numaralı KDV Beyannamesinin Düzenlenmesi: Beyannamenin üst kısmındaki numarasız bölümlerde mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesi, il veya ilçe belirtilir. Bunun yanındaki bölümlerde beyannamenin verildiği döneme ait yıl, beyannamenin aylık mı, üç aylık mı olduğu ve ilgili ay ismi, kutulara "x" işareti konulmak suretiyle doldurulur. En sağdaki vergi dairesi kodu boş bırakılır. Vergi dairelerine verilen KDV beyannameleri, bilgisayarda değerlendirildiğinden beyannameye yazılan bilgiler açık, okunaklı ve hatasız olmalıdır. Her bilgi, beyannamede ait olduğu tablodaki satıra ve sütuna yazılır. Beyanname mavi veya siyah tükenmez kalemle okunaklı ve büyük harflerle doldurulmalıdır. Tutarlar sağa yanaşık yazılmalıdır. Beyanname elde veya bilgisayar ortamında düzenlenebilir. Bağlı olunan vergi dairsine elden verilebilir ya da posta yolu ile; taahhütlü veya iadeli taahhütlü olarak gönderilebilir. İnternet ortamında (elektronik ortamda) İnternet vergi dairesi aracılığı ile E-Beyanname şeklinde düzenlenip gönderilebilir. 1.1. Mükellefe ait bilgi ve dönem tablosu: Bu bölüm beyannamenin en üst bölümüdür. KDV beyannamesinin bu bölümünde: - Mükellefin vergi numarası bu satıra yazılır. - T.C. vatandaşı olan gerçek kişi mükellefler T.C. kimlik numaralarını bu satıra yazarlar. Kurumlar boş bırakırlar. - Varsa mükellefin e-mail adresi ve telefon numarası bu satıra yazılır. - Mükellefin soyadı ve adı (mükellef gerçek kişi değilse 4. ve 5. satırlara mükellefin ünvanı yazılır). 1.2. Tablo 1 - Tevkifat Uygulanmayan İşlemler: 6, 8, 10 ve 12. satırlarda, beyannameye konu dönem içinde KDV hesaplanarak yapılmış olup KDV’si tevkifata (kesintiye) uğramamış mal ve hizmet teslimlerinin KDV hariç tutarları (KDV matrahları), hizalarındaki KDV oranlarına göre ayrımlı olarak gösterilir. KDV'nin konusuna girmeyen işlem bedelleri, KDV istisnası uygulanan işlem bedelleri, 43 ve 61 numaralı KDV Genel Tebliğlerine göre Türkiye’de ikamet etmeyenlere yapılmış olan teslim bedelleri ile 42. satırda gösterilecek olan özel matrah şeklin tabi işlem bedelleri bu satırlarda yer almaz. Özel matrah şekline tabi işlemlerin KDV hesaplamasına konu olan kısmı bu satırlarda gösterilir. 7, 9, 11 ve 13. satırlarda sırasıyla %1, %8, %18 oranlarında hesaplanmış ve kesintiye uğramamış olan teslim veya hizmet KDV'leri yazılır. Halen yürürlükte olan KDV oranları üç adet olduğundan: 12 ve 13 numaralı satırlar boş bırakılır. 1.3. Tablo 2 - Kısmi Tevkifat Uygulanan İşlemler: 14, 16, 18 ve 20. satırlarda kısmi tevkifata uğramış olan işlemlere ait KDV matrahları, hizalarında işlemin tabi olduğu KDV oranı ( %1, %8, %18) ve hesaplanan KDV’nin kaçta kaçının kesintiye uğradığı (1/2, 1/3, 2/3, 9/10 gibi) gösterilir. 15, 17, 19 ve 21. satırlarda kısmi tevkifata konu işlemlere ait olarak hesaplanan KDV’nin tevkifata uğramamış tutarı gösterilir. 1.4. Tablo 3 - Diğer İşlemler: 22 ve 23. satırlarda, 43 numaralı KDV Genel Tebliği kapsamında Türkiye'de ikamet etmeyenlere yapılan teslim bedelleri toplamı 22. satırda, bu bedeller üzerinden muhtelif oranlarda hesaplanmış olan KDV’ler toplamı 23. satırda gösterilir. 24 ve 25. satırlarda 61. numaralı KDV Genel Tebliği kapsamında Türkiye’de ikamet etmeyenlere yapılan teslim bedelleri toplamı 24. satırda, bu bedeller üzerinden muhtelif oranlarda hesaplanmış olan KDV’ler toplamı 25. satırda gösterilir. Teslim ve Hizmet Bedeli sütununa aynı veya farklı vergi oranlarına tabi teslim bedellerinin toplamı, Hesaplanan KDV sütununa bu teslim bedelleri üzerinden hesaplanan KDV toplamı yazılır. 26 ve 27. satırlar ihtiyaten (önlem olarak) açılmış olup, bugün için işlevi yoktur. 28. satıra üzerinden KDV hesaplanmış olan 6, 8,10, 12, 14, 16, 18, 20, 22, 24 ve 26 nu.lu satırlardaki matrahların toplamı yazılır. 29. satıra 7, 9, 11, 13, 15, 17, 19, 21, 23, 25 ve 27 nu.lu satırlarda yer alan KDV tutarlarının toplamı yazılır. 30. satıra daha önce KDV’si indirilmiş malın iadesi (alış iadesi), daha önce yapılan KDV indiriminin sonradan indirim yasağına girmesi (madde.30/c) indirim hakkı tanınmayan işlem yapılması nedeniyle daha önce yapılmış olan KDV indiriminin gerekli olması, faturada fazla veya yersiz KDV gösterilmiş olması ve benzeri hehangi bir nedenle, bu döneme ait hesaplanan KDV’ye ilave edilmesi gereken tutarların toplamı bu satırda gösterilir. 31. satıra 29 ve 30 numaralı satırlardaki rakamlar toplanır ve yazılır. 1.5. Tablo - 4 İndirimler: 32. satıra varsa bir önceki dönemden devren gelen KDV ( 190.Devreden KDV hesap bakiyesi) bu satıra yazılır. Şayet daha önceki bir beyannamede doğmuş olan ihraç kayıtlı teslimle ilgili olarak ihracat gerçekleşmişse ve mükellef söz konusu iade hakkını nakden ya da mahsuben iade yoluyla değil indirim yoluyla gidermek isterse, ilgili ihraç kayıtlı teslim nedeniyle doğan KDV iade hakkını da dilekçe verip gümrük beyannamelerinin Noter veya YMM (Yeminli Mali Müşavir) onaylı örneklerini ekleyerek bu satıra ilave edebilir. (39 numaralı KDV Genel Tebliği D Bölümü) 33. satıra beyannamenin ait olduğu dönemde indirilen KDV'lerin toplamı bu satıra yazılır. 34. satıra satılan ve KDV'si daha önce beyan olunan mal ve hizmetin iadesi (fatura iptali veya iade fatura gelmesi) nedeniyle, indirim suretiyle düzeltilmesi gereken KDV tutarı bu satıra yazılır. 35. satıra 43. numaralı Tebliğ çerçevesinde Türkiye’de ikamet etmeyen kişilere yapılan ve KDV’si beyan olunan satışlarla ilgili olarak, bu kişilerin malı yurtdışına çıkarmaları üzerine (aynı anda veya daha sonra) söz konusu alıcılara mükellef tarafından yapılan KDV iadeleri, bu satırda indirim olarak gösterilir. Yurtdışına çıkışın teşvik edilmesi halinde, indirim yapıldığı ayda indirimle giderilemeyen KDV varsa ve istenirse, Tablo 9’da gösterilmek suretiyle iade talebine konu edilebilir. 36. satıra 61. numaralıTebliğe göre yapılan satışlarda özel fatura kullanılmakta ve özel faturalar KDV’siz düzenlenmektedir. Özel faturalarda KDV gösterilmemesine rağmen bu faturalar KDV’li düzenlenmiş gibi ilgili oranları üzerinden hesaplanan KDV beyan edilmektedir. Başka bir deyişle; bu satışa ait olan faturada gösterilmemiş bulunan KDV, beyannamenin 25. satırında gösterilir. Satıcı onaylı fatura ve döviz alım belgesi temin ettiğinde , daha önce bir anlamda gereksiz beyan ettiği bu KDV tutarını, 36. satırda indirim olarak gösterir. Beyanname verilinceye kadar olan sürede onaylı fatura ve döviz alım belgesi temin edilen satışlara ait olup, 25. satırda fuzulen gösterilmiş bulunan KDV tutarı, aynı aya ait beyannamenin 36. satırında gösterilerek (+/- ) birbirini götürür. Ancak onaylı fatura ve döviz alım belgesi daha sonra ele geçirildiğinde bu gösterim şekli KDV ödemesine yol açabilir, onaylı fatura ve döviz alım belgesi'nin temin edilmesine bağlı olarak daha sonraki aylara ait beyannamenin 36. satırında gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılır, bu ayda indirimle giderilemeyen KDV varsa ve istenirse 9 numaralı tablo doldurulmak suretiyle iade talebine konu edilebilir. 37. satıra 32, 33, 34, 35 ve 36 numaralı satırlardaki indirim unsurlarının toplamı bu satıra yazılır. 1.6. Tablo - 5 Sonuç Hesapları: 38. satıra 31. satırdaki toplam hesaplanan KDV’den 37. satırdaki indirimler toplamı düşüldüğünde bulunan fark pozitif ise bu fark 89. satırda yazılı rakam ile karşılaştırılır. Bunlardan küçük olan rakam (31-37 farkı veya 89 dan hangisi küçükse) 38. satıra yazılır. 39. satıra 31 numaralı satırdaki rakamdan 37 ve 38 nu.lu satırlardaki rakamlar çıkarıldığında bulunan sonuç pozitif ise bu tutar ödenecek olan KDV tutarı olarak bu satıra yazılır. Yani (31–37) – 38 = Pozitif ise 39’a yazılır, negatif ise 39. satır boş bırakılır. 40. satıra 37. satırdaki indirimler toplamı, 31. satırdaki hesaplanan KDV toplamından büyükse (indirimle giderilemeyen KDV durumu varsa), bu indirimle giderilemeyen KDV, önce 82 numaralı satırdaki tutarla karşılaştırılır, bunlardan küçük olana, varsa 83 numaralı satırdaki rakam ilave edilerek bulunan tutar 40. satıra yazılır. Yani 40. satır ihraç kayıtlı teslimlerle ilgili iade tutarları ile diğer iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade tutarının toplamını ifade eder. 41. satıra yazılacak rakamı bulabilmek için 37. satırdaki indirimler toplamına 83. satırdaki rakam ilave edilir, bulunan tutardan 31. ve 40. satırlardaki rakamlar çıkarılır. 41 = (37+83) – (31+40) Böylelikle bulunan rakam pozitif ise sonraki döneme Devreden KDV olarak bu satıra yazılır. 1.7. Tablo - 6 Diğer Bilgiler: 42. satıra KDV’si perakendeci karını da kapsayacak şekilde daha önce ödenmiş olan sigara, gazete-dergi, gibi özel matrah şekillerine tabi (madde 23/a ve b kapsamındaki) işlemleri yapan perakendeci bayiler, bu işlemlerden sağladıkları hasılatı bu satırda bilgi olarak gösterirler. Altın, gümüş ve kıymetli taştan yapılmış eşya teslimlerinde matraha dahil olmayan tutar bu satırda, bedelin matraha dahil edilmiş olan kısmı ise tablo 1 de (10. satırda) gösterilecektir. 43. satıra yazılacak tutar, 28, 42, 56, 68 numaralı satırlardaki rakamlar toplamıdır. Bu toplam o dönemdeki KDV’nin konusuna giren istisna edilmiş veya özellik taşıyan tüm işlem bedelleri toplamını ifade etmektedir. 44. satır takvim yılı başından ilgili ayın sonuna kadar olan süreye ait 43. satırlar toplamını gösterir. Ocak ayında 43. ve 44. satırlardaki rakamlar eşittir. 45. satırda ilgili ayda kredi kartı slipi imzalatılmak suretiyle tahsil edilen satış bedelleri ile kart sahiplerinin imzası olmaksızın onların kredi kartı hesabından düşülen tutarlar; kart türü, banka ve farklı vergi oranlaı itibariyle herhangi bir ayırıma tabi tutulmadan tek bir rakam olarak bu satırda gösterilir. İstisnalar, İade hakkı doğuran işlemler ve İhraç kaydıyla teslimler, - İstisna kapsamında işlemleri, - İhraç kayıtlı teslimi ve - İade hakkı doğuran diğer işlemlerle ilgili iade talebi bulunmayanlar, bu tabloyu (49'dan 91'e kadar satırları) boş bırakırlar. 1.8. Tablo - 7 Kısmi İstisna Kapsamına Giren İşlemler: 46, 48, 50, 52 ve 54. satırlara kısmi istisna kapsamına girdiği için KDV hesaplanmaksızın yapılan işlem bedelleri gösterilir. Kısmi istisna kapsamındaki işlemler KDV indirim ve iade hakkı vermeyen fakat KDV hesaplanmaksızın yapılan işlemlerdir. 47, 49, 51, 53 ve 55. satırlara 46, 48, 50, 52, 54 numaralı satırlarda tutarları belirtilmiş olan kısmi istisna kapsamındaki işlemler için yüklenilmiş olan KDV tutarları yazılır. 56. satıra 46, 48, 50, 52 ve 54 numaralı satırlardaki kısmi istisna kapsamına giren işlem bedelleri toplamı yazılır. 57. satıra 47, 49, 51, 53 ve 55 numaralı satırlardaki kısmi istisna kapsamına giren işlemlerle ilgili olarak yüklenilmiş KDV toplamı yazılır. 1.9. Tablo - 8 Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler: 58, 60, 62, 64 ve 66. satırlara tam istisna kapsamına giren yani; indirim ve iade hakkı bulunan istisnalar uygulanmak suretiyle yapılan işlem bedelleri gösterilir. 59, 61, 63, 65 ve 67. satırlara hizasındaki istisna işlemle ilgili olarak yüklenilmiş olan ve İadesi İstenen KDV tutarı yazılır. İade istemek mecburi değildir. İade ile uğraşmak istemeyenler bu satırların tamamına ya da bazılarına sıfır veya 0 yazabilirler. Böylelikle KDV iade haklarını devreden KDV yoluyla kullanacaklarını beyan etmiş olurlar. 68. satıra 58, 60, 62, 64 ve 66 numaralı satırlardaki tam istisna kapsamına giren işlem bedelleri toplamı bu satıra yazılır. 69. satıra 59, 61, 63, 65 ve 67 numaralı satırlardaki tam istisna kapsamındaki işlemlerle ilgili olarak yüklenilmiş olup iadesi istenen KDV tutarları toplamı bu satıra yazılır. 1.10. Tablo - 9 Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler: 70, 72 ve 74. satırlara iade hakkı doğuran diğer işlemlerle ilgili teslim bedelleri ve bu bedellere ait kod numaraları ile ilgili madde numaraları gösterilir. 71, 73, 75, 77 ve 79. satırlara iade hakkı doğuran diğer işlemlerle ilgili olarak İadesi İstenen KDV tutarları yazılır. İade hakkını devreden KDV yoluyla kullanmak isteyenler bu satırlara 0 (sıfır) yazarlar. 80. satıra 70, 72, 74, 76 ve 78 numaralı satırlardaki diğer iade hakkı doğuran işlem bedelleri toplamı bu satıra yazılır. 81. satıra 71, 73, 75, 77 ve 79 numaralı satırlardaki diğer iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili olarak iadesi istenen KDV tutarlar toplamı bu satıra yazılır. 82. satıra 69 ve 81. satırlardaki iadesi istenen rakamlar toplamı yazılır. 83. satıra ihraç kaydıyla teslime konu edilmiş olup, tecil (erteleme) edilmemiş bulunan ve dolayısıyla ihracat gerçekleştiğinde iadesi gereken KDV’den, bu dönemde iade edilebilir hale gelmiş yani; ihracı teşvik edebilen kısım bu satıra yazılır. 1.11. Tablo - 10 İhraç Kaydıyla Teslimler: İhraç kayıtlı teslim, ihracatı yapan bir firmaya yapılan teslimdir. Mükellef ürettiği malı doğrudan yurt dışına satmıyor, arada başka bir firmanın ihraç edeceği malı tedarik ediyorsa ihraç kaydıyla teslim yapmış demektir. 84, 86 ve 88. satırlarda KDV Kanununa göre ihraç kaydıyla yapılan teslim bedelleri KDV oranlarına göre ayrımlı olarak gösterilerek, hizalarında hesaplanan (fakat müşteriden tahsil edilmeyen) KDV tutarları yazılır. 85 ve 87. satırlara %1 veya %8 orana tabi malların ihraç kaydıyla tesliminde tecil (erteleme) edilecek KDV çıkmışsa iade tutarı teslim KDV’si %1 veya %8 oranla hesaplanan tutardan ibaret olur. Satıcının bu teslimle ilgili yüklendiği KDV, %1 veya %8 oranla hesaplanan teslim KDV’sinden fazla ise bu fazlalık da iade konusu olabilir. Bu fazlalık 85 ve 87 numaralı satırlara yazılır. 89. satıra 84, 86 ve 88 satırlarda yazılı olan ihraç kayıtlı teslimlerle ilgili olarak hesaplanmış (fakat müşteriden tahsil edilmemiş) KDV tutarlarının toplamı yazılır. 90. satıra 89. satırdaki rakamdan 38. satırdaki rakam çıkarıldığında bulunan fark bu satıra yazılır. 91. satır bu dönemde ihraç kaydıyla teslim edilmiş olan mallarla ilgili olarak, ihracat gerçekleştiğinde yüklenim vergi farkı olarak ne kadar iade yapılacağını gösterir. 91. satıra yazılacak rakamı bulabilmek için bu beyannamedeki 85. ve 87. satırlardaki rakamlar toplanır, bundan 84. ve 86. satırlardaki rakamların toplamı indirilir. 1.12. Beyannamenin Hangi Sıfatla Verildiği: Beyannamenin hangi sıfatla verildiği "x" işareti konularak belirtilir. Beyannameyi verenin bilgileri ve beyanname düzenleme tarihi yazılır. 1.13. Beyannameyi Düzenleyen SMMM: Varsa beyannameyi düzenleyen veya düzenleyen veya imzalayan SMMM’nin bilgileri, imza ve tarih yazılır. Eğer firma YMM’ye tam tasdik yaptırıyorsa veya SMMM imzasına tabi olamayacak büyüklükte ise bu bölüm boş bırakılır. YMM ile tam tasdik sözleşmesi var ise buna dair not yer alır. YMM imzası gerekmez. Eğer YMM ile sürekli danışmanlık anlaşması var ise YMM imzası olmalıdır. KDV BEYANNAMESİ DÜZENLEME ÖRNEĞİ Örnek: HG İstanul/Eyüp vergi dairesine bağlı olan bir işletmedir. HG işletmesinin Şubat 2009 hesapları aşağıdaki gibidir: 600 Yurt içi Satışlar Hesabı: 800.000 TL (KDV %18) 600 Yurt içi Satışlar Hesabı: 400.000 TL (KDV %8) 600 Yurt içi Satışlar Hesabı: 300.000 TL (KDV %1) 391.02 Alışlardan İade KDV: 5.000 TL 191 İndirilecek KDV: 70.000 TL 190 Devreden KDV: 10.000 TL Cevap: KDV Beyannamesinin düzenlenmesi: Tablo - 1: 600 Yurt içi Satışlar: 300.000 TL......................................................6 numaralı satıra yazılır 600 Yurt içi Satışlar: 400.000 TL......................................................8 numaralı satıra yazılır 600 Yurt içi Satışlar: 800.000 TL.....................................................10 numaralı satıra yazılır 391.01 Hesaplanan KDV 300.000 x %1 = 3.000 TL............................7 numaralı satıra yazılır 391.02 Hesaplanan KDV 400.000 x %8 = 32.000 TL........................9 numaralı satıra yazılır 391.03 Hesaplanan KDV 800.000 x %18 = 144.000 TL...................11 numaralı satıra yazılır Tablo - 3: 300.000 + 400.000 + 800.000 = 1.500.000 TL ...............................28 numaralı satıra yazılır 3.000 + 32.000 + 144.000 = 179.000 TL .........................................29 numaralı satıra yazılır 391.04 Alışlardan İade KDV 5.000 TL ..............................................30 numaralı satıra yazılır 179.000 + 5.000 = 184.000 TL ...........................................................31 numaralı satıra yazılır Tablo - 4: 190 Devreden KDV =10.000 TL ............................................................32 numaralı satıra yazılır 191 İndirilecek KDV =70.000 TL .........................................................33 numaralı satıra yazılır 10.000 + 70.000 = 80.000 TL ...............................................................37 numaralı satıra yazılır Tablo - 5: 184.000 - 80.000 = 104.000 TL ..........................................................39 numaralı satıra yazılır Sonuçlara göre ödenmesi gereken KDV = 104.000 TL KDV Tahakkuk kaydında 104.000 TL 360 Ödenecek vergi ve fonlar hesabında yer alır. KDV Beyannamesi aşağıdaki gibi doldurulur: Ön Yüz: Arka Yüz: GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ 1. Geçici Vergi Tanımı: Geçici vergi gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin cari vergilendirme dönemlerinin gelir ve kurumlar vergisine mahsuben üçer aylık kazançları üzerinden hesaplanıp ödenen bir peşin vergi uygulamasıdır. Geçici vergi Ülkemizde Maliye Bakanlığının iş dünyasından almış olduğu kazanç vergileridir. Kazançların vergilendirilmesiyle ilgili süreçlerden birini oluşturmaktadır. Devlet, bir takvim yılı boyunca işletmelerin elde etmiş oldukları kazançlardan bir yıl sonra vergi alacağını tahsil eder. Enflasyon ortamında paranın satın alma gücündeki değer kaybından dolayı almış olduğu verginin de değeri azalacaktır. Bundan ötürü devlet, kazanç vergilerinin tahsilatını öne almayı ve kazançların elde edildiği takvim yılına yaymayı amaçlayan geçici vergiyi uygular. Ve vergi kanunlarınca belirlenen dönemlere göre hesaplanan ve ödenen vergilerin toplamı, yıllık olarak hesaplanan kazanç vergilerinden mahsup edilmek suretiyle düşülür. 2. Geçici Vergi Beyannamesinin Kullanım Amacı: Kazanç vergilerinin tahsilatını öne almayı ve kazançların elde edildiği takvim yılına yaymayı amaçlayan geçici vergi; Geçici Vergi Beyannamesi düzenlenmek suretiyle beyan edilir ve bu beyana istinaden ödenir. Geçici Vergi Beyannamesi 1032 formudur. 3. Geçici Vergi Ödemesi Gerekenler: - Basit usulde vergilendirilenler hariç ticari kazanç sahipleri, serbest meslek erbabı ve kurumlar vergisi mükellefleri geçici vergi ödemek zorundadırlar. - Adi ortaklıklar ve kollektif şirketler ile adi komandit şirketler ortaklık olarak gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmadıklarından geçici vergi mükellefi de değildirler. Ancak, adi ortaklıklar ile kollektif şirketlerde ortakların, komandit şirketlerde komandite ortakların şirketten aldıkları kazançlar, şahsi ticari veya mesleki kazanç sayıldığından geçici verginin konusuna girmektedir. - Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi bulunan dar mükellefiyete tabi kurumlar, bu faaliyetleri dolayısıyla geçici vergi ödeyeceklerdir. 4. Geçici Vergi Kapsamına Girmeyen Kazançlar: - Yıllara yaygın inşaat ve onarma işi yapan mükellefler ile Noter bulunmayan yerlerde Adalet Bakanlığınca geçici yetkili Noter yardımcısı olarak görevlendirilenler, bu kazançları dolayısıyla geçici vergi ödemeyeceklerdir. Ancak, söz konusu mükellefler, senelere sari inşaat ve onarma veya geçici yetkili Nuter yardımcılığı işlerinden elde ettikleri kazançları dışında kalan ticari veya mesleki kazançları için geçici vergi ödemek zorundadırlar. - Zirai kazançlar, ücret, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı, diğer kazanç ve iratlar geçici vergi kapsamında değildir. 5. Geçici Vergi Beyan Şekli ve Zamanı: Hesap dönemi takvim yılı olan mükellefler için geçici vergi dönemleri aşağıdaki gibidir: Birinci dönem:............ Ocak-Şubat-Mart, İkinci dönem:............. Nisan-Mayıs-Haziran, Üçüncü dönem:........... Temmuz-Ağustos-Eylül, Dördüncü dönem:........ Ekim-Kasım-Aralık. Geçici vergi dönemleri üçer aylık olmakla birlikte, beyan edilecek kazancın hesaplanmasında 3, 6, 9 ve 12 aylık mali tablolar esas alınacaktır. Yani 1. vergi döneminde ilk 3 ayın, 2. vergi döneminde ilk altı ayın, 3. vergi döneminde ilk 9 ayın, 4. vergi döneminde 12 ayın kazancı dikkate alınacaktır. Bu nedenle de beyannamede geçici vergi hesaplanırken önceki dönemlerde ödenen geçici vergilerden en büyük olan tutar düşülür. Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler için geçici vergi dönemleri, özel hesap döneminin başlangıç tarihinden itibaren üçer aylık dönemler olacaktır. İşe başlama, işi bırakma veya hesap döneminin değişmesi gibi üç aydan kısa olan vergilendirme dönemlerinde: - İşe başlamada, işe başlanılan tarihin içinde bulunduğu dönemin sonuna kadar olan süre, - İşi bırakma veya tasfiye hallerinde işin bırakıldığı veya tasfiyeye girildiği tarihe kadar olan süre, - Hesap döneminin değişmesi halinde yeni hesap döneminin başladığı tarihe kadar olan süre, Ayrı bir geçici vergi dönemi kabul edilecektir. 6. Beyanname Verme Süresi: Geçici vergi üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın ondördüncü günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine beyan edilir ve onyedinci günü akşamına kadar ödenir. E-Beyanname uygulamasından yararlanabilenler ise elektronik ortamda, beyannamenin kanuni olarak teslim etme süresinin bittiği iş günü saat 24:00'a kadar gönderebilirler. Kurumlar vergisi mükellefleri ile hadleri aşan gelir vergisi mükellefleri geçici vergi beyannamelerini elektronik ortamda e-beyanname düzenleyerek, internet vergi dairesi aracılığı ile göndermek zorundadırlar. 7. Geçici Vergi Beyannamesi Ödeme Şekli ve Zamanı: Geçici vergi beyan dönemini izleyen ikinci ayın ondördüncü günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine beyan edilir ve onyedinci günü akşamına kadar ödenir (5035 Sayılı Kanun md.48) Ödeme vergi dairelerinin anlaşma yapmış olduğu bankalar kanalı ile (internet bankacılığı dahil) yapılabilir. 8. Geçici Vergi Beyannamesine Eklenecek Belgeler: - Kurumlar vergisi mükellefleri ile bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri geçici vergi beyannamelerine sadece gelir tablosunu ekleyeceklerdir. - İşletme defteri tutan mükellefler işletme hesabı özeti ekleyeceklerdir. - Serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler ise serbest meslek kazancı bildirimini ekleyeceklerdir. GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİNİN DÜZENLENMESİ 1. Geçici Vergi Beyannamesinin Düzenlenmesi: Mükellefler geçici vergiye tabi kazançlarının belirlenmesinde aşağıda belirtilen hususlara uymak zorundadırlar. - Ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanununda yer alan hükümler. - Kurumlar vergisi mükelleflerince, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin yanı sıra net kurum kazancının tespitine ilişkin olarak Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan hükümler. - Geçici vergiye ilişkin kazanç üçer aylık dönemler itibariyle ve kümülatif esasta hesaplanacaktır. - Vergi Usul Kanununda yer alan değerlemeye ilişkin hükümler. - Geçici vergiye ilişkin kazançların hesaplanmasında da, dönemsellik esasına uyulacaktır. Örneğin, ilk üç aylık kazancın tespitinde 1 Ocak tarihinde ödenen 1 yıllık kira bedelinin, sadece ilk üç aya isabet eden kısmı dikkate alınacaktır. - Geçici vergi döneminde kazanç hesaplanırken Vergi Usul Kanunlarındaki esaslara göre değerleme esasları dikkate alınarak yeniden değerleme yapılır. Dikkate Alınması Gereken İndirim ve İstisnalar: - Yılık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden yararlanılabilen istisnaların tamamından geçici vergi beyannamesinde de yararlanılabilecektir. - İndirim ve istisnalardan yararlanma belli şartlara bağlanmışsa, bu şartların yerine getirilip getirilmediği, ilgili geçici vergi döneminin son günündeki duruma göre belirlenecektir. - Geçmiş yıl zararları genel hükümler çerçevesinde indirilebilecektir (geçmişe dönük olarak 5 yıl) 1.1. Mükellefe ait bilgi ve dönem tablosu: 1 ve 2 numaralı bölümlerde mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesi, il veya ilçe belirtilir. Bunun yanındaki bölümde beyannamenin verildiği döneme ait yıl, beyannamenin dönemleri, ilgili ay isimleri, kutulara "x" işareti konulmak suretiyle doldurulur. En sağdaki vergi dairesi kodu boş bırakılır. 3. satıra vergi kimlik numarası ve T.C. kimlik numarası yazılır. 4. ve 5. satıra mükellefin soyadı ve adı (mükellef gerçek kişi değilse 4. ve 5. satırlara mükellefin ünvanı yazılır. 6. satıra iş yeri adresi, posta kodu, varsa telefon ve fax numaraları ilgili bölümlere yazılır. 1.2. Tablo - 1 Matrah Bildirimi: 7. satıra ticari kazanç elde eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri doldurur. Elde edilen kar var ise hesaplanan kar, kar bölümüne, kar elde edilmemiş, zarar mevcutsa zarar bölümüne hesaplanan kar ya da zarar yazılır. 8. satıra serbest meslek erbabları o dönemde elde ettikleri kar ya da zararı yazarlar. 9. satıra dönem içinde gider hesapları içinde gösterilen kanunen kabul edilmeyen giderler bu satıra yazılır. (Sonraki satırlarda kara eklenmek üzere) 10. satıra vergi kanunlarına göre istisna kazançlar var ise; zarar olsa dahi indirilecek istisnalar satırına yazılır. Örneğin; sadece faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere serbest bölgelerde yürütülen faaliyetlerden elde edilen kazançlar istisna kazançlardır. 11. satıra 7 ve 8 numaralı satırlardaki karlara 9 numaralı satırdaki kanunen kabul edilmeyen giderler eklenerek kar ve ilaveler toplamı bulunarak bu satıra yazılır. 12. satıra 7 ve 8 numaralı satırlardaki zararlara, zarar dahi olsa istisna kazançlar eklenerek zarar ve indirimler toplamı olarak bu satıra yazılır. 13. satıra zarar ve indirimler toplamı kar ve ilaveler toplamından fazla ise; 12 numaralı satırdaki tutardan 11 numaralı satırdaki tutar çıkarılarak (12-11) zarar olarak 13 numaralı satıra yazılır. 14. satıra kar ve ilaveler toplamı zarar ve indirimler toplamının fazla ise; 12 numaralı satırdaki tutardan 11 numaralı satırdaki tutar çıkarılarak (11-12) kar olarak 14 numaralı satıra yazılır. 15. satırı geçmiş yıllarda zarar edilmişse; vergi kanunları çerçevesinde geçmiş yıllardaki zararlar bu satıra yazılır. (Kardan mahsup edilmek üzere) Geçmişe doğru en fazla 5 yıl dönülerek bulunan zararlar yazılabilir. 16. satıra 14 numaralı satırdaki kardan 15 numaralı satırdaki geçmiş yıl zararları çıkarılarak 16 numaralı satırdaki indirime esas tutar bulunup yazılır. 17, 18, 19, 20 numaralı satırlar indirimlere ait satırlardır. Vergi kanunlarınca indirim kabul edilen işlemlere ait tutarlar hesaplanarak bu satırlara yazılır. 21. satıra 17, 18, 19, 20 numaralı satırdaki indirimlerin toplamları yazılır. 22. satıra eğer o döneme ilişkin zarar bulunmuşsa; 13 numaralı satırdaki bu zarar tutarı 22 numaralı satıra yazılır. 23. satıra 16 numaralı satırda bulunan indirime esas tutardan 21 numaralı satırdaki indirimler toplamı çıkarılarak geçici vergi matrahı (üzerinden geçici vergi hesaplanacak tutar) olarak yazılır. 1.3. Tablo - 2 Vergi Bildirimi: 24. satıra 23 numaralı satırdaki geçici vergi matrahı tutarı bu satıra aktarılır. 25. satıra vergi kanunlarında yer alan oranlar uygulanarak (gelir vergisi mükellefleri için %15, kurumlar vergisi mükellefleri için %20) döneme ait geçici vergi hesaplanır ve bu satıra yazılır. 26. satıra aynı yıl içinde daha önceki dönemlerde verilen geçici vergi beyannamelerinde yer alan hesaplanan geçici vergi tutarlarından en yüksek olanı bu satıra yazılır. 27. satıra 25 numaralı satırdaki hesaplanan geçici vergiden 26 numaralı satırdaki önceki dönemlerde ödenen en yüksek tutar çıkarılarak fark bu satıra yazılır. 28. satıra , aynı dönem içinde yapılan tevkifat tutarı ile yazılır. 29. satıra 26 numaralı satırdaki daha önce hesaplanan geçici vergi tutarı ile 28 numaralı satırdaki tevkifat tutarı toplanarak bu satıra yazılır. 30. satıra 25 numaralı satırda ter alan dönemde hesaplanan geçici vergi tutarından 29 numaralı satırdaki mahsup edilecek geçici vergi, tevkifat tutarı toplamı çıkarılarak bulunan tutar ödenecek geçici vergi tutarı olarak bu satıra yazılır. 31. satıra mahsup edilecek tevkifat tutarı ödenmesi gereken geçici vergiden fazla ise; aradaki fark sonraki döneme devreden tevkifat tutarı olarak bu satıra yazılır (28-27). 32. satıra beyannamenin hangi sıfatla verildiği "x" işareti konularak belirtilir. Beyannameyi verenin bilgileri ve beyanname düzenleme tarihi yazılır. 33. satıra varsa beyannameyi düzenleyen, imzalayan SMMM’nin bilgileri, imza ve tarih yazılır. 1.4. Geçici Vergi Beyannamesinin Arka Yüzünde Yer Alan Fatura Bilgisi Tablosu: Bu tabloya, geçici vergi dönem sonu itibarıyla merkezde ve varsa şubelerde kullanılan her bir seriye ait en son faturada yer alan bilgiler yazılacaktır. Merkez ve şubelerde kullanılan belgelerin farklı matbaalarda bastırılması halinde her bir matbaanın vergi kimlik numarası ayrı ayrı belirtilecektir. GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİNİ DÜZENLEME ÖRNEĞİ Örnek: İstanul/Eyüp vergi dairesine bağlı ve birinci sınıf tacir olan HG ticaret işiyle uğraşmaktadır. 2008 yılı birinci geçici vergi döneminde 2.000.000 TL geçici vergi matrahı bulunmuş ve bu matrahın % 15'i oranında hesaplanan geçici vergiyi ödemiş bulunmaktadır. Mükellefin 2008 yılı 6 aylık bilançosuna göre, Ticari kazancı: 5.000.000 TL Kanunen Kabul Edilmeyen Giderleri: 200.000 TL Cevap: Bilgilere göre HG'nin ikinci dönem (Nisan, Mayıs, Haziran) geçici vergi beyannamesini düzenlenmesi ve bu döneme ait geçici vergisinin hesaplanması: Geçici Vergi Matrahı = Ticari Kazancı + Kanunen Kabul Edilmeyen Giderleri Geçici Vergi Matrahı = 5.000.000 + 200.000 = 5.200.000 TL Hesaplanan Geçici Vergi = 5.200.000 x %15 = 780.000 TL Birinci dönemde ödenen geçici vergi = 2.000.000 x %15= 300.000 TL Ödenecek Geçici Vergi = 780.000 - 300.000 = 480.000 TL Geçici Vergi Beyannamesi aşağıdaki gibi doldurulur: Ön Yüz: Arka Yüz: YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ 1. Gelir Tanımı: Gelir, bir geçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların net (safi) tutarıdır (GVK madde 1). 2. Gelir Vergisinin Konusu: Yıllık gelir vergisine konu olacak kazanç Gelir Vergisi Kanununun 2. maddesinde yer alan gelir unsurlarından oluşur. Bir geçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların net tutarıdır. - Ticari kazanç, - Zirai kazanç, - Ücret, - Serbest meslek kazancı, - Gayrimenkul sermaye iradı, - Menkul sermaye iradı, - Diğer kazanç ve iratlardır 3. Gelir Vergisinin Esasları: - Şahsidir. - Yıllıktır (Muhasebede bir takvim yılı 1 Ocak - 31 Aralık olarak tanımlanır) - Net gelir üzerinden hesaplanır. - Gerçektir, mükellefin gerçekten elde etmiş olduğu gelir üzerindendir, - Geneldir, bir takvim yılı içinde gerçek kişiler tarafından elde edilen kazanç ve iratların toplamı dikkate alınır. - Elde edilmiştir, elde etme vergiyi doğuran olaydır. Gelir, fiilen veya hukuken kişinin tasarruf edebildiği zaman elde edilmiş sayılır. Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler: 1. Türkiye'de yerleşmiş olanlar, 2. Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısiyle yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısiyle gelir vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler). 4. Gelir Vergisi Oranı: Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi, 2010 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere, gelir dilimleri tutarları ve uygulanan oranlar yeniden düzenlenmiştir. Gelir vergisine tabi gelirler: GELİR VERGİSİ ORANLARI 2010 Yılı Ücret Gelirlerine Uygulanacak Gelir Vergisi Oranları 8.800 Yeni TL kadar 22.000 Yeni TL sinin 8.800 TL si için 50.000 Yeni TL sinin 22.000 TL si için 50.000 YTL sinden fazlasının 50.000 TL si için 1.320 TL, fazlası için 3.960 TL, fazlası için 11.520 TL, fazlası için %15 %20 %27 %35 2011 yılı gelir vergisi oranları: GELİR VERGİSİ ORANLARI 2011 Yılı Ücret Gelirlerine Uygulanacak Gelir Vergisi Oranları 9.400 Yeni TL kadar 23.000 Yeni TL sinin 9.400 TL si için 53.000 Yeni TL sinin 23.000 TL si için 53.000 YTL sinden fazlasının 53.000 TL si için 1.410 TL, fazlası için 4.130 TL, fazlası için 12.230 TL, %15 %20 %27 5. Gelir Vergisi Yönünden Şahıs Şirketleri: Şahıs şirketleri 1.Adi şirketler 2. Kolektif şirketler 3. Komandit şirketler'dir. Şahıs şirketlerinin ortakları gelir vergisi mükellefidir (KDV ve GV Stopaj açısından ise ortaklık sorumlu tutulur). Adi Şirketler: Ticari faaliyette bulunan adi ortaklıklarda ortakların paylarına düşen kazançlar ayrı ayrı ticari kazanç sayılır. Ortaklar kendi paylarına düşen karlarını ayrı ayrı beyan etmek zorundadırlar. Kolektif Şirketler: Kolektif şirketler tüzel kişiliğe sahip ayrı varlıklar olmalarına rağmen gelir vergisi yönünden bu tüzel kişilik dikkate alınmamış, doğrudan doğruya şirketin ortağı olan gerçek kişiler vergiye muhatap tutulmuşlardır. Kolektif şirketler 1.sınıf tüccar sayılırlar ve şirket ortaklarının aldıkları kar payları ticari kazanç sayılır. Her ortak ticari kazancı üzerinden ayrı ayrı beyan vermek zorundadır. Adi Komandit Şirketler: Birinci sınıf tüccar sayılırlar. Kazancın saptanmasında GVK’na tabidirler. Bu şirketlerde sınırsız sorumlu olan komandite ortakların şirket kazancından aldıkları payları ticari kazanç, sınırlı sorumlu olan komanditer ortakların payları ise menkul sermaye iradı (vergisi kesinti yoluyla alınmamış) dır. 5. Kullanım Amacı: Yıllık beyanname, muhtelif kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde edilen kazanç ve iratların bir araya getirilip toplanmasına ve bu suretle hesaplanan gelirin vergi dairesine bildirilmesine mahsustur (GVK madde 84). Mükellef çeşitli kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettiği vergiye tabi kazanç ve iratlarını yıllık beyannamede birleştirir. Gelir Vergisi Kanununa göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur. Gerçek kişi tacirler, çiftçiler ve serbest meslek erbabları; ticari, zirai, ve meslek faaliyetlerinden kazanç elde etmemiş olsalar dahi yıllık gelir vergisi beyannamesi verirler. Gayrimenkul sermaye iradı elde edenlerden; yıllık beyanda bulunmak zorunda olanlar da yıllık gelir vergisi beyannamesi verirler. 6. Beyan Şekli ve Zamanı: Gelir vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur (GVK madde 83). Beyan esasında; beyan edilecek gelir; mükellef veya vergi sorumlusu tarafından bir beyanname ile beyan edilir. Gelir Vergisi ve Vergi Usul Kanunu, bazı durumlarda beyanın mükellef ve vergi sorumlusu dışında kimseler tarafından beyan edilebileceğini öngörmüştür. Bu kimseler; kanuni temsilciler ve mirasçılardır. Yıllık beyannamelerin şekil, muhteva ve ekleri Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca tayin ve tespit olunur. Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile yapmaya veya bu beyannamelerde yazılı bilgilere mütenazır(istinaden) olarak bildirmeye mecburdurlar (GVK madde 91) . Yıllık gelir vergisi vergilendirme dönemi; ilgili geçmiş takvim yılıdır. Takvim yılı 1 Ocakta başlayan 31 Aralıkta sona eren dönemdir. Sene içinde işe başlayan bir tacir içinse; işe başlama tarihinden 31 Aralık tarihine kadar olan süre dikkate alınır. Yıllık gelir vergisi beyannamesi diğer beyannamelerde olduğu gibi, Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından matbu şekilde basılmakta ve mükelleflere, vergi daireleri aracılığı ile iletilmektedir. Bir takvim yılına ait yıllık gelir vergisi beyannamesi: (GVK madde 92) - İzleyen yılın Mart ayının yirmi beşinci günü akşamına kadar (VUK 17/04/2007 371 sıra numaralı tebliğ) - Gelirin sadece basit usulde tespit edilen ticarî kazançlardan ibaret olması halinde izleyen yılın (5035 Sayılı Kanunun 48/4-c maddesiyle değişen ibare.) Şubat ayının yirmibeşinci günü akşamına kadar, - Takvim yılı içinde memleketi terk edenlerin beyannameleri memleketi terke takaddüm eden 15 gün içinde, - Ölüm halinde ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde verilir. Tam mükellefiyette vergiyi tarha yetkili vergi dairesine, dar mükellefiyette Türkiye'de vergi muhatabı mevcutsa onun Türkiye'de oturduğu yerin, Türkiye'de vergi muhatabı yoksa iş yerinin, iş yeri birden fazla ise bu iş yerlerinden herhangi birisinin bulunduğu yer vergi dairesine verilir veya taahhütlü olarak posta ile gönderilir. (GVK madde 92) E-Beyanname uygulamasından yararlanabilenler ise elektronik ortamda, beyannamenin kanuni olarak teslim etme süresinin bittiği iş günü saat 24:00'a kadar gönderebilirler. Hadleri aşan gelir vergisi mükellefleri yıllık gelir vergisi beyannamesini elektronik ortamda e-beyanname düzenleyerek göndermek zorundadırlar. YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİNİN DÜZENLENMESİ 1. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin Düzenlenmesi: Yıllık Gelir Vergisi beyannamesi ve ekleri mükelleflere göre değişiklik gösterir. Mükellef gruplarına göre çeşitli formla mevcuttur. Her mükellef kendisine ait olan doğru formu doldurmalıdır. Gerçek usülde vergilendirilen mükellefler: 1001A formu, Yıllık gelir beyannamesi eki (gelirlerini mart ayında beyan edenler) Gerçek usülde vergilendirilenlerden bilanço esasına göre defter tutan mükellefler: mal ve hizmet alımlarına ilişkin Ba formu ve mal ve hizmet satışlarına ilişkin Bs formu düzenlerler. Beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından ibaret olanlar: 1001B formu düzenlerler. Beyana tabi geliri sadece basit usülde tespit edilen ticari kazançlardan ibaret olanlar: 1001C formu düzenlerler. Gelirlerini mart ayında beyan eden mükellefler önce Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi Ekini düzenlerler. Düzenledikleri beyanname ekinden faydalanarak Yıllık Gelir Vergisi beyannamesini doldururlar. Vergi dairelerine verilen beyannameler, bilgisayarda değerlendirildiğinden beyannameye yazılan bilgiler açık, okunaklı ve hatasız olmalıdır. Her bilgi, beyannamede ait olduğu tablodaki satıra ve sütuna yazılır. Beyanname mavi veya siyah tükenmez kalemle okunaklı ve büyük harflerle doldurulmalıdır. Tutarlar sağa yanaşık yazılmalıdır. Beyanname elde veya bilgisayar ortamında düzenlenebilir. Bağlı olunan vergi dairsine elden verilebilir ya da posta yolu ile taahhütlü veya iadeli taahhütlü olarak gönderilebilir. İnternet ortamında (elektronik ortamda) internet vergi dairesi aracılığı ile E-Beyanname şeklinde düzenlenip gönderilebilir. 2. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi Eki: (Gelirlerini Mart Ayında Beyan Edenler İçin) Beyanname ekinde önce mükellefe ait bilgiler doldurulur. Yıllık gelir vergisi beyannamesi ekinde kazanç türlerine göre tablolar düzenlenmiştir. Bu tablolar doldurulur ve bulunan tutarlar yıllık gelir vergisi beyannamesine aktarılır. Mükellef yıl içinde elde ettiği kazanç türleriyle ilgili tabloları doldurur. Tablolarda kazançlar, indirimler, istisnalar ilgili satırlara yazılır. 3. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi - 1001A Formunun Düzenlenmesi: 3.1. Beyannamenin üst bölümü: 1. ve 2. numaralı satırlarda mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesi, il veya ilçe belirtilir. 3 numaralı satıra vergilendirme dönemi yazılır. 4 numaralı satıra mükellefin vergi kimlik nu.su yazılır. Gerçek kişilerde T.C. kimlik numarası vergi kimlik numarası olarak kullanılmaktadır. 5 numaralı satıra mükellefin T.C. kimlik numarası yazılır. 6 numaralı satıra mükellefin Bağ-Kur numarası yazılır. 3.2. Tablo - 1: üzerinde kısımlara mükellefin kimlik ve adres bilgileri yazılır. 3.3. Tablo - 2 Gelir Bildirimi: 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23 numaralı satırlara gelir unsurlarından kar ya da zarar tutarları yazılır. Zararlar sol tarafa, karlar sağ tarafa yazılır. 24 numaralı satırın sol tarafına zarar toplamı, sağ tarafına kar toplamı yazılır. 25. satıra 24 numaralı satırdaki zarar fazla ise; fazlalık kısım bu satıra, kar fazla ise fazlalık 26 numaralı satıra kar olarak yazılır. Beyannamede Bildirilecek Diğer İndirimler: Bu indirimler; dönem içinde gider olarak kaydedilemeyen, beyanname üzerinde kardan mahsup edilebilen indirimlerdir. Gelir Vergisi Kanunu Madde 89'da gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden yapılabilecek indirimler ve indirim hadleri belirtilmiştir. Örneğin GVK madde 89'a göre; - Beyan edilen gelirin % 10’unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için, beyan edilen gelirin % 5’ini) ve asgarî ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, - Beyan edilen gelirin % 10’unu aşmaması, Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi (belgelendirmek) şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları, - Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan) gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı, - Gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden yapılabilecek indirimlerdir (diğer tutarlar için GVK madde 89'a bakabilirsiniz). 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35 numaralı satırlara mahsup edilecek indirimler (GVK madde 89 dikkate alınarak indirim tutarları yazılır) ve geçmiş yıl zararları yazılır ve bunların toplamı 36 numaralı satıra aktarılır (geçmişe dönük olarak en fazla 5 yıl öncesinin Zaraları indirilebilir). 37 nuamralı satıra 26 numaralı satırdaki kardan 36 numaralı satırdaki geçmiş yıl zararları ve indirimler toplamı çıkarılarak bu satıra yazılır. 3.4. Tablo - 3 Vergi Bildirimi: 38 numaralı satıra vergi matrahı olarak 37 numaralı satırdaki tutar aktarılır. 39. satıra 38 numaralı satırdaki matrah üzerinden gelir vergisi oranı uygulanarak gelir vergisi hesaplanır ve bu satıra yazılır. 40, 41, 42 nmaralı satırlara yabancı ülkelerde ve kesinti yoluyla ödenen vergiler ile geçici vergiler yazılır ve bunların toplamı 43 numaralı satıra mahsup edilecek vergiler toplamı olarak aktarılır. Bu tutar aşağıdaki satırlarda hesaplanan gelir vergisinden düşülür. Geçici vergilerin mahsubunun yapılabilmesi için; geçici verginin ödenmiş olması şarttır. 44. satıra 39 numaralı satırdaki hesaplanan vergiden 43 nu.lu satırdaki vergiler toplamı çıkarılarak mahsup edilir ve bu satıra ödenmesi gereken gelir vergisi olarak yazılır. (39-43) 45. satıra eğer mahsup edilecek vergiler toplamı (43 numaralı satırdaki) hesaplan gelir vergisinden büyükse aradaki fark bu satıra yazılır. Bu tutar 41+42 ‘nin toplamını geçemez. 46. satıra 45 numaralı satırdaki tutardan 42 numaralı satırdaki geçici vergiler çıkarılarak iadesi gereken gelir vergisi bulunur ve bu satıra yazılır. Mahsuplardan sonra kalan kısım için nakden veya mahsuben iade talebinde bulunulabilir. Mahsuben iadede; iade gelir vergisi tutarı mükellefin diğer borçlarına veya doğacak borçlarına mahsup edilir. Nakden iade ise para iadesidir. 47. satıra 45 numaralı satırdaki tutardan iadesi gereken gelir vergisi tutarı (46) çıkarılarak iadesi gereken geçici vergi tutarı bulunur. İadesi gereken geçici vergiler için de mükellefin talebin göre mahsuben ya da nakden iade mümkündür. 48. Bu satıra beyannameye ilişkin ödenmesi gereken damga vergisi tutarı yazılır. (her yıl yıllık gelir vergisi beyannamesi damga vergisi oranı değişmektedir. )(2008 yılında verilecek damga vergisi 22,70 TL’dir.) 3.5. Tablo - 4 Bilanço Esasında Defter an Mükellefler İlişkin Performans Derecelendirme Bilgileri: bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri doldurur. Bu tabloda mükellefin gelir tablosuna ve bilançosuna ait bir takım bilgiler mevcuttur. Tablodaki performans verileri ve mali bilgileri mükellefin yıl sonu gelir tablosu ve bilançosundan faydalanılarak doldurulur. 3.6. Tablo - 5 İşletme Hesabında Defter Tutanlar ile Serbest Meslek Erbabına İlişkin Performans Bilgileri: İşletme hesabına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabları doldurur. Performans bilgilerinde yer alan kalemlerde de yıllık tutarlar dikkate alınır. 64. bölüme varsa beyannameyi düzenleyen, imzalayan SMMM’nin bilgileri, imza ve tarih yazılır. 65. bölüme beyannamenin hangi sıfatla verildiği "x" işareti konularak belirtilir.Beyannameyi verenin bilgileri ve beyanname düzenleme tarihi yazılır. 66. bölümde varsa beyannameyi imzalayan YMM’nin bilgileri, imza ve tarih yazılır. 4. Verginin Ödeme Şekli Ve Zamanı: Bir takvim yılına ait yıllık gelir vergisi beyannamesi: - İzleyen yılın mart ayının yirmibeşinci günü akşamına kadar beyan edilir, 1.taksit mart ayı sonuna, 2. taksit temmuz ayı sonuna kadar ödenir (VUK 17/04/2007 371 sıra numaralı tebliğ). - Gelirin sadece basit usulde tespit edilen ticarî kazançlardan ibaret olması halinde izleyen yılın (5035 Sayılı Kanunun 48/4-c maddesiyle değişen ibare.) Şubat ayının yirmi beşinci günü akşamına kadar beyan edilir, 1.taksit Şubat ayı sonuna, 2.taksit Haziran ayı sonuna kadar ödenir. Ödeme vergi dairelerinin anlaşma yapmış olduğu bankalar kanalı ile (internet bankacılığı dahil) yapılabilir. YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİNİ DÜZENLEME ÖRNEĞİ Örnek: İkinci sınıf tacir olan HG Eyüp/İstanbul da HG isimli işletmesi ile ticaret yapmaktadır. HG'nin 31.12.2007 tarihli işletme hesabı özet bilgileri aşağıdaki şekildedir: Dönem Başı Mal Mevcudu Tutarı.....................22.000 TL Dönem İçi Mal Alış Tutarı...............................55.000 TL Dönem İçi Giderler Tutarı.................................4.000 TL Dönem İçi Mal Satış Tutarı............................74.000 TL Dönem Sonu Mal Mevcudu.................................32.000 TL - HG 2.000 TL Bağ-Kur primi ödemiştir. - 2008 yılında ödediği ve mahsubu gereken Geçici Vergi tutarı 3.200 TL'dir. Cevap: Yıllık gelir vergisi beyannamesini ve ekini doldururken ilk önce ticari kazancı buradan da gelir vergisini hesaplayalım Dönem Başı Mal Mevcudu Tutarı.................................22.000 TL Dönem İçi Mal Alış Tutarı...........................................55.000 TL Toplam:(22.000 + 55.000).............................................77.000 TL Dönem Sonu Mal Mevcudu.............................................32.000 TL Satılan Malların Maliyeti:(77.000 - 32.000)...........45.000 TL Dönem İçi Mal Satış Tutarı........................................74.000 TL Satış Karı:(74.000 - 45.000).......................................29.000 TL Dönem İçi Giderler Tutarı.............................................4.000 TL Ticari Kazanç-Kar:(29.000 - 4.000).............................25.000 TL (yıllık gelir vergisi beyannamesi, 17. satır -kar-) Beyan edilen Ticari Kazanç............................................25.000 TL Bağ-kur primleri.................................................................2.000 TL (yıllık gelir vergisi beyannamesi, 17. satır zarar-) Safi Ticari Kazanç:(25.000 - 2.000)............................23.000 TL Vergiye Tabi Gelir Vergisi Matrahı.............................23.000 TL (yıllık gelir vergisi beyannamesi, 26. satır ve 38. satır) Gelir Vergisi:(23.000 x %20)..........................................4.600 TL (yıllık gelir vergisi beyannamesi, 39. satır) Mahsup edilecek vergi(Geçici Vergi)..............................3.200 TL (yıllık gelir vergisi beyannamesi, 42. satır) Ödenmesi Gereken Gelir Vergisi (4.600 - 3.200)....1.400 TL (yıllık gelir vergisi beyannamesi, 44. satır) 2008 yılı damga vergisi 22,70 TL'dir. (yıllık gelir vergisi beyannamesi, 48. satır) Yıllık gelir vergisi beyannamesi aşağıdaki gibi doldurulur: Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi Ön Yüz: Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi Arka Yüz: Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi Ekleri Aşağıdaki gibi doldurulur: KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ 1. Kurumlar Vergisi Tanımı: Kurumlar Vergisi, kurum kazançları üzerinden alınan bir vergi türüdür. Kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşur. Kurumlar vergisi, kurum kazancı üzerinden % 20 oranında alınır. Aşağıda sayılan kurumların kazançları, kurumlar vergisine tâbidir (KV Kanunu madde 1): a) Sermaye şirketleri, b) Kooperatifler, c) İktisadi kamu müesseseleri, d) Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, e) İş ortaklıkları. 2. Mükellefler: - Sermaye şirketleri: 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumlar sermaye şirketidir. Bu Kanunun uygulanmasında, Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tâbi fonlar ile bu fonlara benzer yabancı fonlar sermaye şirketi sayılır. - Kooperatifler: 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade eder. - İktisadî kamu kuruluşları: Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler iktisadî kamu kuruluşudur. - Yabancı devletlere, yabancı kamu idare ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler, iktisadî kamu kuruluşu gibi değerlendirilir. - Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler: Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleridir. Bu Kanunun uygulanmasında sendikalar dernek; cemaatler ise vakıf sayılır. - İktisadî kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez. Mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini değiştirmez. - İş ortaklıkları: Yukarıdaki fıkralarda yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez. 3. Kurumlar vergisine konu olacak kazançlar: Kurumlar vergisine konu olacak kazanç, Gelir Vergisi Kanununun 2. maddesinde yer alan gelir unsurlarından oluşur. Bunlar: -Ticari kazanç, - Zirai kazanç, - Ücret, - Serbest meslek kazancı, - .Gayri menkul sermaye iradı, - Menkul sermaye İradı, - Diğer kazanç ve iratlardır. Kurumlar vergisi yönünden burada sayılan kazanç ve iratlar ayrı ayrı ele alınmayıp tamamı kurum kazancı olarak nitelendirilir. 4. Mükellefiyet Çeşitleri: Kurumlar Vergisi Kanunu uygulamasındaki tam mükellefiyet ve dar mükellefiyet ayrımı, kurumun kanuni veya iş merkezinin Türkiye’de bulunup bulunmadığına göre yapılmaktadır. 4.1. Tam Mükellefiyet: KVK birinci maddede yazılı tüzel kişilerden kanuni veya iş merkezleri Türkiye'de bulunanlar gerek Türkiye'de gerekse yabancı memleketlerde elde ettikleri kurum kazançlarının tamamı üzerinden vergilendirilirler. Buna tam mükellefiyet denir. 4.2. Dar Mükellefiyet: KVK birinci maddede yazılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanlar, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kurum kazançları üzerinden vergilendirilirler. Buna dar mükellefiyet denir. 5. Kurumlar Vergisi Kullanım Amacı: Tüzel kişilerin yıllık kurum kazançları Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergilendirilir. Bu vergilendirmeye ilişkin olarak tüzel kişiler kurumlar vergisi beyannamesi düzenleyerek bağlı oldukları vergi dairesine verirler. Beyanname, ilgili bulunduğu hesap döneminin neticelerinikapsar. Her mükellef vergiye tabi kazancının tamamı için bir beyanname verir. 6. Beyan Şekli Ve Zamanı: Kurumlar Vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur. Mükelleflerin şubeleri, ajanlıkları, alım ve satım büro ve mağazaları, imalathaneleri veya kendilerine bağlı sair işyerleri için, bunların müstakil muhasebeleri ve ayrılmış sermayeler olsa dahi, ayrı beyanname verilmez (KVK madde 20). Beyannamelerin şekil, muhteva ve ekleri Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tayin ve tespit olunur. Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile yapmaya veya bu beyannamelerde yazılı bilgilere uygun olarak bildirmeye mecburdurlar (KVK madde 23). Kurumlar Vergisi Beyannamesi 1010 numaralı formdur. 6.1. Tam Mükellefiyette Beyan: Kurumlar Vergisi beyannamesi, hesap döneminin kapandığı ayı takip eden dördüncü ayın yirmibeşinci günü akşamına kadar (Nisan ayının 25. günü akşamına kadar) mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir. Normal hesap dönemi; 1 ocak – 31 aralık olan takvim yılıdır. Bu nedenle hesap dönemi takvim yılı olan kurumların beyannamelerini 25 nisan akşamına kadar vermeleri gerekmektedir. Özel hesap dönemi tayin edilmiş mükelleflerin beyannameleri, özel hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın 25. günü akşamına kadar verilir. Sermaye şirketleri dışında kalan kurumların beyanname verme süresini uzatmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir. 6.2. Dar Mükellefiyette Beyan: Dar mükellefiyette vergi muhatabının Türkiye'yi terketmesi halinde Kurumlar Vergisi beyannamesi memleketi terke takaddüm eden (terk öncesi) onbeş gün içinde verilir. Yani dar mükellefiyette, yabancı kurumun Türkiye’deki müdür veya temsilcileri, bunlar yoksa kazanç ve iratları yabancı kuruma sağlayanlar Türkiye’yi terk ederse, beyanname bunların (vergi muhatabının) memleketi terk tarihinden önceki 15 gün içinde verilir ve aynı süre içinde de ödenir. Dar mükellefiyete giren yabancı kurumların vergiye tabi kazancının Gelir Vergisi Kanununun 80. maddesinde yazılı diğer kazanç ve iratlardan (telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, alameti farika ve benzeri gayri maddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında alınan bedeller hariç) ibaret bulunması halinde, yabancı kurum veya Türkiye'de namına hareket eden kimse bu gibi kazançları iktisap tarihinden itibaren 15 gün içinde anılan kanunun 101. maddesinde belirtilen vergi dairelerine beyanname ile bildirmeye mecburdur. 6.3. Tasfiye ve Birleşme Halinde Beyan: KVK 42. maddesine göre, tasfiye ve birleşme halinde, tasfiye edilen veya birleşen kurumlar namına birleşme veya tasfiye kârı üzerinden tarh olunan vergiler, tasfiye veya birleşme beyannamesini verme süresi içinde ( tasfiyenin kapandığı tarihten itibaren 15 gün içinde) vergi dairesine yatırılır. Tasfiye edilen veya birleşen kurumların KVK’na göre tahakkuk etmiş olup henüz vadeleri gelmemiş olan vergileri de aynı süre içinde ödenir. Kurumlar vergisi beyannamesi, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir. 7. Kurumlar Vergisi Beyannamesine Eklenecek Bildirim ve Belgeler: - Ayrıntılı bilanço ve ayrıntılı gelir tablosu veya işletme hesabı özeti, - Kesinti yoluyla ödenen vergilere ilişkin belgeler, - Yabancı ülkelerde ödenen vergilere ilişkin belgeler, - Dar mükellef ortağı bulunan kurumların bu ortakların adları, ünvanları ve ikamet adreslerine ait bildirim, - Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflere ait ticari kârdan mali kâra ulaşmak için yapılan hesaplamayı gösteren bildirim, - Beyannamedeki tabloların yetersizliği nedeniyle ayrıca düzenlenen liste ve ekler. Kurumlar vergisi beyannamesi internet ortamında (elektronik ortamda) internet vergi dairesi aracılığı ile E-Beyanname şeklinde düzenlenip gönderilir. E-Beyanname elektronik ortamda, beyannamenin kanuni olarak teslim etme süresinin bittiği iş günü saat 24:00'a kadar gönderilebilir. 8. Verginin Ödeme Şekli Ve Zamanı: Kurumlar vergisi, beyannamenin verileceği ayın sonuna kadar ödenir. Normal hesap döneminde 30 Nisan akşamına kadar, özel hesap döneminde beyannamenin verileceği ayın sonuna kadar verginin ödenmesi gerekir. Ödeme vergi dairelerinin anlaşma yapmış olduğu bankalar kanalı ile (internet bankacılığı dahil) yapılabilir. KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNİN DÜZENLENMESİ 1. Kurumlar Vergisi Beyannamesinin düzenlenmesi: 1.1. Kurumlar vergisi matrahının hesaplanması: Kurumlar vergisi kanunun birinci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safi kurum kazancı kurumlar vergisi matrahıdır. Kurumlar vergisi matrahı aşağıdaki gibi hesaplanır. 1. Kurum Kazancı - Ticari Bilanço kârı/zararı 2. İlaveler (+) - Kanunen kabul edilmeyen giderler - Önceki yıl ayrılan finansman fonu 3. İlaveler Sonrası Kâr/Zarar (1 + 2) 4. Zarar Olsa da İndirilecek İstisna ve İndirimler - İştirak kazançları - Yatırım fonları ve ortaklıkları portföy işletmeciliği kazancı - Rüçhan hakkı satışı ve emisyon primi kazancı - Yurt dışı inşaat ve onarım işlerinden sağlanan kazançlar - Eğitim, öğretim ve rehabilitasyon merkezi kazançları - İştirak hisseleri veya gayrimenkullerin satışından doğan kazançlar - Serbest bölgelerde elde edilen kazançlar - OHAL ve kalkınmada öncelikli yörelerde elde edilen kazançlar - Teknoloji geliştirme bölgelerinde elde edilen kazançlar - ARGE indirimi - Diğer indirimler (Uluslararası anlaşmalarda yer alan istisnalar ve Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesi veya devrinden sağlanan kazançlar) 5. İstisnalar Sonrası Kâr/Zarar (3 - 4) 6. Geçmiş Yıl Mali Zararları (İstisnalar sonrası kârdan büyük olamaz) 7. Zarar Mahsubu Sonrası Kâr/Zarar (5 - 6) (bu tutar pozitif çıkarsa yatırım indirimi uygulanır. Uygulanacak yatırım indirimi bu tutarı aşamaz). 8. Kazancın Bulunması Halinde İndirilecek İstisna ve İndirimler (-) - Risturnlar - Bağış ve yardımlar - Eğitim ve sağlık tesisleri ile yurt inşaatına ilişkin bağış ve yardımlar - Kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardımlar - Sponsorluk harcamaları - Yatırım indirimi - Diğer indirimler (temettü ikramiyeleri) 9. Kurumlar Vergisi Matrahı (7 - 8) Örnek: HG AŞ'nin 2008 yılı ticari bilanço kârı 15.000.000 TL, Kanunen kabul edilmeyen giderleri 250.000 TL, HG1 AŞ'den alınan kâr payı 1.200.000 TL'dir. Kurumlar vergisi matrahı aşağıdaki gibi hesaplanır: Ticari bilanço kârı:..........................................................................................15.000.000 TL Kanunen kabul edilmeyen giderler:.....................................................................250.000 TL İndirim ve istisna öncesi kurum kazancı:(15.000.000 + 250.000).........15.250.000 TL İştirak Kazancı:..................................................................................................1.200.000 TL Kurumlar Vergisi Matrahı:(15.250.000 - 1.200.000)...............................14.050.000 TL 1.2. Geçmiş Yıl Zararları: Geçmiş yıl zararları kurumlar vergisinin tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek üzere, her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve 5 yıldan fazla nakledilmemek koşuluyla kurum kazancından indirilebilir. Kurumlar vergisi, kurum kazancı üzerinden % 20 oranında alınır. 2. Kurumlar vergisi beyannamesinin doldurulması: Kurumlar vergisi beyannamesi 1010 numaralı form ile bildirilir. 2.1. Kurumlar vergisi beyannamesinin üst bölümü: 1 ve 2 numaralı satırlara mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğü ile il veya ilçesi yazılır. 3. satıra mükellefiyet şekli işaretlenir. (tam ya da dar mükellefiyet) 4. satıra vergilendirme dönemi yazılır. 5. satıra vergi kimlik numarası yazılır. 6. satıra bu satıra kurum sicil numarası yazılır. 2.2. Tablo - 1 Kurumun kimlik ve adres bilgileri: 1. satıra mükellefin ünvanı yazılır. 2. satıra kurumun hukuki yapısı (anonim şirket, limited şirket gibi) yazılır. 3. satıra kurumun faaliyet konusuna göre kod listesinden faaliyet kodu bulunarak yazılır. 4. satıra adres değişikliği olup olmadığına ilişkin kutu işaretlenir. 5. satıra kurum kanuni veya iş merkezi adresi yazılır. 6. satıra kurumun bulunduğu ülke yazılır. 7. satıra varsa E-Posta adresi yazılır. 8. satıra kurumun telefon ve faks numaraları yazılır. 2.3. Tablo - 2 Dar mükellefin temsilcisinin kimlik ve adres bilgileri: Dar mükellefiyet söz konusu ise bununla ilgili olarak tablo-2 kısmı doldurulur. 2.4. Tablo - 3 Kuruma bağlı işyerlerinin türü ve sayısı: Var ise kuruma bağlı işyerlerinin türlerinin karşısına adetleri ve toplam işyeri sayısı yazılır. 2.5. Tablo - 4 Geçmiş yıl zararları: Bu tabloda, geçmiş son beş yıla ilişkin zararlar ve bunların toplamı gösterilir. 2.6. Tablo -5 Kazanç ve matrah bildirimi: Kurum Kazancı: 29. satıra ticari bilanço karı var ise yazılır, 30. satıra ticari bilanço zararı var ise yazılır. İlaveler: 31. satıra kanunen kabul edilmeyen giderler yazılır (kara eklenmek üzere), 32. satıra 4369 sayılı Kanunla finansman fonu uygulaması 01.01.1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Sermaye şirketleri ile kooperatifler, yatırım indiriminden faydalanması kabul edilmiş bulunan yatırımlarının finansmanında kullanmak ve yatırım indirimi belgesinde bu yatırım için öngörülen süre ile sınırlı kalmak kaydıyla finansman fonu ayırarak safi kurum kazancından indirebiliyorlardı. Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler: 33 numaralı satırdan 44 numaralı satıra kadar olan bölüme kurum kazancı zarar dahi olsa yazılması gereken istisna ve indirimler yazılır. 45. satıra kurum karına, 29 numaralı satırdaki kurum karına 31 ve 32 numaralı satırlardaki ilaveler eklenerek yazılır. (29+31+32). Kurum karı yoksa sadece 31 ve 32’nin toplamı buraya yazılır. 46. satıra kurum zararına (ticari bilanço zararı) istisna ve indirimler eklenir. (30+33+34+35+36+37+38+39+40+41+42+43+44) yazılır. 47. satıra 46. satırdaki zarar, istisna ve indirimler toplamı 45. satırdaki kar ve ilaveler toplamından fazla ise aradaki fark buraya zarar olarak yazılır. 48. satıra 45. satırdaki kar ve ilaveler toplamı 46. satırdaki zarar, istisna ve indirimler toplamından fazla ise aradaki fark buraya kar olarak yazılır. 49. satıra beyannamenin 1. sayfasında tablo-4 geçmiş yıl zararları tablosunda 28. satırda yer alan geçmiş yıl zararları buraya aktarılır. 50. satıra istisnadan kaynaklanan geçmiş yıl zararları yazılır. 51. satıra 49. ve 50. satırlardaki tutarlar bu satıra mahsup edilecek eçmiş yıl zararları olarak yazılır. 52. satıra 48. numaralı satırda bulunan kardan mahsup edilecek toplam geçmiş yıl zararları çıkarılarak indirime esas tutar olarak yazılır. (48 - 51) Kazancın Bulunması Halinde İndirilecek İstisna ve İndirimler: 63. satıra 52 numaralı satırda kalan tutar var ise; bu tutara ulaşıncaya kadar bu tablodaki indirimlere devam edilir. 63 numaralı satıra indirimlerin toplamı yazılır. 64. satıra 52 numaralı satırdaki indirime esas tutardan 63 nu.lu satırdaki indirimler toplamı çıkarılarak dönem safi (net) kurum kazancı(kurumlar vergisi matrahı) bulunur ve bu satıra yazılır. (52 - 63) 65. satıra 64 numaralı satırdaki kurumlar vergisi matrahının %20’i bulunarak hesaplanan kurumlar vergisi olarak bu satıra yazılır. (64 x %20) 66. satıra kurum kazancı kar değilse, 47 numaralı satırda zarar bulunmuşsa; bu tutar gelecek yıla devreden cari yıl zararı olarak yazılır. 67. satıra var ise safi kurum kazancının Türkiye dışında elde edilen kısmı yazılır. 68. satıra 4325 sayılı kanun kapsamında vergi indirimi uygulanacak kazanca isabet eden kurumlar vergisi yazılır. 69. satıra 68. satırda sözü geçen indirim oranı yazılır. 70. satıra indirilecek kurumlar vergisi tutarı yazılır. 2.7. Tablo - 6 Vergi bildirimi: 71. satıra dönem net kazancı (kurumlar vergisi matrahı) 64. satırdan bu satıra aktarılır. 72. satıra 65. satırdaki hesaplana aktarılan kurumlar vergisi tutarı aktarılır. 73. satıra 70. satırda bulunan 4325 sayılı kanun kapsamındaki indirilecek kurumlar vergisi tutarı yazılır. 74. satıra 72. satırdaki hesaplanan kurumlar vergisinden 73.satırdaki indirilecek kurumlar vergisi tutarı çıkarılarak indirim sonrası kurumlar vergisi tutarı olarak yazılır (72 - 73). 75, 76, 77. satırlara mahsup edilecek vergiler yazılır. Dönem içinde ödenen geçici vergiler, kesinti yoluyla ( tevkifat yoluyla muhtasar beyanname ile beyan edilip ödenen) ödenen vergiler ve yabancı ülkelerde ödenen vergilerden mahsup edilecek olanlar kurumlar vergisinden mahsup edilerek düşülür. 78. satıra mahsup edilecek vergilerin toplamı yazılır (75 + 76 + 77). 79. satıra 74. satırdaki indirim sonrası kurumlar vergisi tutarından 78. satırdaki mahsup edileck vergiler toplamı çıkarılarak ödenmesi gereken kurumlar vergisi bulunur ve yazılır. 80. satıra 78. satırdaki mahsup edilecek vergiler toplamı 74. satırdaki indirim sonrası kurumlar vergisi tutarından fazla ise iadesi gereken kurumlar veya iadesi gereken geçici vergi var demektir. 78. satır ile 74 .satır arasındaki fark bu satıra yazılır. 81. satıra 80. satırdaki tutardan 77. satırdaki geçici vergi çıkarılarak iadesi gereken kurumlar vergisi olarak bu satıra yazılır. 82. satıra 80. satırdaki tutardan 81. satırdaki tutar çıkarılarak bulunan fark iadesi gereken geçici vergi olarak yazılır. 2.8. Tablo - 7 Mali bilgiler: Bu tabloda istenen bilgiler kurumun o döneme ilişkin bilanço ve gelir tablosu dikkate alınarak yazılır. Aktif toplamı, ödenmiş sermaye, maddi duran varlıklar vb. 2.9. Tablo - 8 Damga vergisi: Bu tabloya beyanname ve beyanname ekinde verilen belgelere ilişkin damga vergisi hesaplanarak yazılır. 2.10. Tablo - 9 Beyannameyi imzalayan SMMM'nin kimlik bilgileri: Bu bölümde varsa beyannameyi imzalayan SMMM’nin kimlik bilgileri, kaşe ve imzası bulunmalıdır. 2.11. Tablo - 10 Beyanname eklerini tasdik eden YMM'nin kimlik bilgileri: Bu bölümde varsa beyanname ve eklerini tasdik eden YMM’nin kimlik bilgileri, mühür ve imzası bulunur. 2.12. Tablo - 11 Beyannameye eklenen bildirim ve belgeler: Bu tabloda beyannameye eklenen belglerin yanına kaç adet eklendiği yazılır. Beyannamenin en alt bölümünde beyannamenin hangi sıfatla verildiği işaretlenerek belirtilir. Düzenleme tarihi yazılarak imzalanır. 2.13. Kurum Ortaklarına ve Yönetim Kurulu Üyelerine İlişkin Bildirim: Bu sayfalarda ortakların kurum içindeki durumu işaretlenerek gösterilir. Kimlik bilgileri ile hisse oranı yazılır. Belgeyi düzenleyenin adı,soyadı ile tarih yazılır ve imzalanır. KAMBİYO SENETLERİ 1. Kambiyo Senetleri: Kambiyo senetleri, kıymetli evrakın tüm özelliklerini taşır ve uygulamada en yaygın olarak kullanılan kıymetli evrak çeşididir. Kanunen emre yazılı olarak düzenlenen, içerdikleri hak bakımından mutlaka bir para alacağını konu edinen, ekonomik alanda çok işlem ve etki gören önemlerine binaen Türk Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir. 2. Kambiyo senetlerinin özellikleri şunlardır: - Bir alacak hakkını içerir. - Uluslararası bir nitelik taşır. - Bir borç ilişkisini kurucu niteliktedir. - İmzaların ve beyanların bağımsızlığı ilkesi geçerlidir. - Ödenmesi için senedin ibrazı gereklidir. - Gerekli şekil şartlarına uygun olmalıdır. - Emre yazılı senetlerdir. - Senedi imzalayanlar, kefil sıfatı ile imzalamış olsalar dahi müteselsil borçlu durumundadır. 3. Kambiyo Senetlerinin Nitelikleri: - Senetlerde mahfuz (saklı) olan hak, senet ile beraber doğar, senetten önce yoktur. - Kanunen emre yazılı senetlerdir. - Şekil şartlarına tâbidirler. - Devir, ödeme, üzerlerine imza atanların hak ve yükümlülükleri, hak sahiplerinin haklarını kullanmak için yerine getirmeleri gereken şartlar, söz konusu senetlere bağlı alacakların takibi, zaman aşımı bakımından özel kurallara tâbidirler. - Kanuni veya kazai atıfet mehilleri geçerli değildir. 4. Kambiyo Senedi Çeşitleri: Kambiyo senetleri poliçe, bono ve çek olarak kabul edilir. POLİÇE 1. Poliçenin Tanımı, Poliçe Nedir: Poliçe belirli bir kişi emrine, diğer bir kişiye verilen ödeme yetkisini kapsayan bir senettir. Poliçede üç taraflı ilişkiyi düzenleyen bir senettir. Senedi düzenleyen keşideci, bir kişiye borçlu iken diğerinden alacaklıdır. Keşideci alacaklı olduğu kişiye hitaben düzenlediği senedi borçlu olduğu kişiye teslim eder. Borçlu senedi kabul ettiğinde keşideci aradan çekilmiş olur. Borçlu isterse borcunu keşideciye veya diğer alacaklıya ödemekte serbesttir. Senedi düzenleyen (keşideci), üçüncü bir kişiye (muhatap) poliçede gösterilmiş olan diğer bir şahsa (lehdar) veya onun emri havalesine, senette belirtilen vadede belirli bir meblağı ödeme emrini, kanunun aradığı şekil şartlarını yerine getirmek kaydıyla yöneltir. Poliçeyi düzenleyenin (keşideci) hem muhatapla hem de lehdarla ilişkisi vardır. Keşidecinin muhataptan alacağı, lehdara da borcu vardır. Keşideci poliçe düzenleyecek ve muhatabın da kabul etmesiyle aradan çekilmekte, muhataptan kendisine olan borcundan poliçede yazdığı tutar kadarını kendisinin borcu olan lehdara ödemesini istemektedir. Poliçe keşideci tarafından düzenlenip, vadesinde lehdara ödeneceğine dair muhatabın onayı alınmak üzere muhataba gönderilir. Muhatap poliçeyi kabul edince "kabul edilmiştir" notunu yazarak imzalar. Poliçe muhatap tarafından lehdara gönderilir. Poliçenin vadesi geldiğinde lehdar poliçeyi muhataba ibraz ederek senet tutarını tahsil eder. Lehdar poliçeye "Tahsil ettim" notu yazarak imza eder ve poliçeyi muhataba verir. 1.1. Poliçenin Unsurları: Poliçenin üzerinde eksiksiz olarak bulunması gereken unsurlar aşağıdadır: - Metinde poliçe kelimesi – başka dilde yazılmış ise o dildeki poliçe karşılığı kelime, - Belli bir paranın kayıtsız şartsız ödenmesi için havale. - Ödeyecek olanın adı, soyadı, ticaret unvanı – muhatap. - Poliçeyi düzenleyenin adı, soyadı, ticaret unvanı ve imzası – keşideci. - Kime ve kimin emrine ödeneceği – lehdar. - Tanzim (düzenleme) yeri ve tarihi. - Ödeme yeri. 2. Poliçenin Şekli: Kıymetli evrak niteliğinde bir senet olan bono, özel şekil şartlarına tabidir. Bonodaki şekil şartları TTK’nın 688.maddesinde düzenlenmiştir. Bu şartlar şunlardır: 2.1. Poliçe Kelimesi: Senet metninde, poliçe kelimesinin ve eğer Türkçe’den başka bir dil ile yazılmışsa o dilde poliçe karşılığı olarak kullanılan kelimenin bulunması gerekir. 2.2. Poliçede Belirli Bir Tutar: Poliçe belirli bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız ve şartsız havaleyi içermelidir. Belirli bir tutarın anlamı poliçe bedelinin nakit para ile ödenmesi anlamına gelmektedir. Eğer poliçede rakamla yazılan tutar ile yazı ile yazılan tutar arasında bir fark varsa kanunen yazılı kısımdaki tutar geçerlidir. Poliçede faiz şartı dışında herhangi bir şart konulamaz. Bir olaya veya şarta bağlanmış poliçeler geçersizdir. 2.3. Muhatabın Adı ve Soyadı: Poliçenin üzerine birden fazla muhatap yazılabilir. Bunların hepsinin ayrı ayrı kabul etmeleri gerekir. Böyle bir durumda her bir muhatap "hamil"e (alacaklıya) karşı müteselsilen (zincirleme) sorumlu olurlar. Keşideci bizzat kendi üzerine poliçe keşide edebilir. 2.4. Poliçede Vade: Vade zorunlu şart değildir. Vade yazılmamışsa görüldüğünde ödenecek vadeli poliçe sayılır. Dört tür vade vardır: 2.4.1. Belirli Günde: Belli bir takvim tarihi gösteren vadedir. Örneğin 15 Şubat 2009 gibi. 2.4.2. Keşide tarihinden belirli bir süre sonra: "Düzenlenmesinden 60 gün sonra" veya "keşide tarihinden 91 gün sonra" gibi vadeler bu guruba girer. Bu tür vade, poliçenin düzenlenmesinden belli bir süre sonra gerçekleşmekte ve düzenleme tarihine göre belirlenmektedir. Sürenin hesaplanmasında, sürenin başladığı gün (Poliçenin düzenlendiği gün) hesaba katılmaz.(TTK. Madde 665) 2.4.3. Görüldüğünde ödenecek: Poliçeye vade konmamışsa görüldüğünde vadeli olduğu kabul edilir. (TTK. Madde 584.2) "Görüldüğünde" vadeli olan veya görüldüğünde vadeli sayılan poliçe, muhataba ibrazında ödenmesi gerekir. İbraz süresi ise, poliçenin düzenlenmesinden itibaren 1 yıldır. (TTK.madde .661). Keşideci bu süreyi uzatabileceği gibi, kısaltabilir. Bu gibi vadeli poliçelerde, hamil kural olarak bir yıllık ibraz süresi içinde dilediği gün poliçeyi ödenmek üzere muhataba ibraz eder.Doğal olarak "dilediği gün" iş günü olmalı ve ibraz iş saatleri içinde gerçekleşmelidir. 2.4.4. Görüldüğünden belli bir süre sonra: Poliçeye "görüldüğünden 61 gün sonra" gibi bir vâde de konulabilir. Bu takdirde de, poliçenin vâdesi, belirgin değildir. 2.5. Poliçenin Ödeme Yeri: Eksikliği kanunca giderilmiş bir şarttır. Ödeme yeri belirtilmemişse muhatabın adının soyadının yanındaki yer ödeme yeri olarak kabul edilmiştir. 2.6. Lehtar (Alacaklı): Poliçe kime veya kimin emrine ödenecekse onun ismi yer almalıdır. Poliçede lehtarın isminin gösterilmesi zorunludur. Çünkü poliçe hamiline yazılı düzenlenemez. 2.7. Keşide Yeri ve Tarihi: Keşide tarihi mutlaka olmalıdır. Aksi halde geçersizdir. Keşide yeri, alternatifli şekil şartıdır. Keşide yeri belirtilmemişse keşidecinin adının yanında yazılı yer keşide yeri olarak kabul edilir. 2.8. Keşidecinin İmzası: Keşidecinin imzası temel şekil şartıdır. Keşideci imzasıyla poliçenin muhatap tarafından kabul edileceğini ve ödeneceğini yüklenmiş olur. 3. Poliçenin Düzenlenmesi: 3.1. Poliçede Keşidecinin Sorumluluğu: Keşideci düzenleyip imzaladığı poliçeyi lehdara ve poliçenin diğer hamillerine karşı sorumlu olur. Poliçe herhangi bir sebeple keşidecinin elinden çıkmışsa keşideci teslimdeki noksanlığı bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen hamile karşıda sorumludur (TTK, madde 598; MK, madde 903). Keşidecinin sorumluluğu, poliçenin kabul edilmemesi ve ödenmemesi hususlarını da kapsamaktadır (TTK, madde 591). Keşideci kendisinin poliçenin ödenmeme halindeki sorumluluktan muaf olduğunu gösteren kayıtları poliçeye koyamaz (TTK, madde 591). 3.2. Poliçe Düzenlenmesi: Poliçe düzenlenirken şekil şartlarına uyulması gerekir. Ayrıca özellikle rakam yazılırken dikkatli olmalı ve kurallara uygun düzenlenmelidir. 4. Poliçede Ciro İşlemleri: 4.1. Temlik (Bir Hakkın Başkasına Geçirilmesi): Poliçe kanunen emre yazılı kıymetli evraktır. Fakat iradi veya kanun hükmü gereği olarak nama yazılı senet haline dönüşebilir. Temlik beyanı poliçeden ayrı bir kağıt üzerine konulabileceği gibi, poliçe üzerine de yazılabilir (TTK, 599-II).İkinci halde temlik şerhi ciro sayılır.Emre yazılı bir senedin temlik yolu ile devri, bir temlik sözleşmesine dayanır ve devredenin yerini, senedini devralan alır. 4.2. Ciro: Poliçe, emre yazılı senet olarak alacağın temlikinden çok ciro ve teslim yoluyla devrolunur. Bu kaide poliçe açıkça emre yazılı olmasa dahi uygulanır. Cironun, poliçe veya poliçeye ekli ''alonj''denilen bir kağıt üzerine yazılması ve ciranta (ciro eden kişi) tarafından imzalanması gerekir. Genellikle ciro senedin arka tarafına yazılmaktadır. Ancak, beyaz cironun poliçenin arka tarafına yazılması şartı vardır. Uygulamada, ciro; poliçenin arka yüzüne, kabul ve aval ise; poliçenin ön yüzüne yapılır. Ciro, tam ve beyaz olmak üzere iki şekilde yapılabilir. 4.2.1. Tam ciro: Tam ciroda, ciranta poliçeyi ciro edeceği kimsenin adını, soyadını ve ödeyiniz ibaresini yazar ve imzalar. 4.2.1. Beyaz (açık) ciro: Beyaz ciroda, ciranta, poliçenin arka yüzüne sadece ödeyiniz ibaresini yazar ve imzalar. 4.3. Ciroların Sınıflandırılması: 4.3.1. Temlik cirosu: Temlik cirosu ile poliçeden doğan bütün haklar ciro edilene geçer, ancak bu hakların devri için sadece ciro yeterli değildir. Ayrıca poliçenin de teslimi gerekir. Cironun üzerinde "bedeli teminattır" veya "tahsil içindir" gibi kayıtların bulunmaması halinde, yapılan ciro temlik cirosu hükmünde sayılır. Bankalar, cironun "... bankası emrine ödeyiniz. Bedeli alınmıştır." şeklinde bir kayıtla kendi emirlerine yapılmasını isterler. Bu şekilde ciroya "temlik cirosu" denir. 4.3.2. Tahsil cirosu: Poliçe bedelinin bir başka kimse tarafından tahsil edilmesini sağlamak amacıyla yapılan ciroya "tahsil cirosu" denir. Ciro, "bedeli tahsil içindir", "kabz içindir", "vekaleten" deyimlerini veya sadece vekalet vermeyi ifade eden herhangi bir kaydı taşırsa hamil, senetten doğan bütün hakları kullanabilir, fakat o senedi ancak tahsil cirosu şeklinde tekrar ciro edebilir. 4.3.3. Rehin cirosu: Ciro, "bedeli teminattır", "bedeli rehindir" gibi bir kaydı taşırsa, hamil poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir. Ancak, kendisi tarafından yapılan ciro, tahsil cirosu hükmündedir. Senetten sorumlu olanlar, kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan itirazları, hamile karşı ileri süremezler (bankanın poliçeyi devralırken bilerek borçlunun zararına davranması hariç). 5. Poliçenin Tahsil İşlemleri: 5.1. Poliçenin Teslimi: Ciro ve teslim sonucunda poliçeden doğan bütün haklar devradilmiş olur (TTK, 596).Bir poliçeyi elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Poliçe herhangi bir surette hamilin elinden çıkmış bulunuyorsa yeni hamil ancak poliçeyi kötü niyetle taksip etmiş olduğu veya iktisabında ağır bir kusur bulunduğu takdirde o poliçeyi geri vermekle yükümlüdür (TTK, 598). 5.2. Poliçenin Kabulü: Muhatabın poliçeyi kabul etmek mecburiyeti yoktur. Poliçeyi kabul edip etmemek, Kambiyo hukuku bakımından muhatabın iradesine bırakılmıştır. Muhattap, poliçeyi kabul etmekle bedelini vadesinde ödemeyi kabul etmiş olur (TTK, 610-I). 5.3. Poliçenin Ödenmesi: Poliçeyi kabul eden muhatap öderken hamil tarafından bir ibra şerhi yazılarak poliçenin kendisine verilmesini isteyebilir. Kısmi ödeme halinde muhatap bu ödemenin poliçe üzerinde işaret edilmesini ve kendisine bir makbuz verilmesini isteyebilir (TTK, 621 - II) 5.4. Aval: Ticari senetlerde, ödemeden sorumlu olanların ödememesi durumunda üçüncü bir kişinin alacaklılara senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvenceye aval denir. Aval şekil bakımından asıl borca bağlı olmakla birlikte maddi bakımdan tamamen bağımsız bir banka taahhüdüdür. Aval, poliçe borçluları veya üçüncü bir şahıs tarafından verilebilir (TTK, 658-II).Aval veren kimse senedin ödenmesini garanti ettigi için poliçenin dolaşımı kolaylaşmakta ve ödemeyi kefil olarak taahhüt eden bankanında lüzumsuz protestolarla karşılaşmasını önlemektedir. Bir bankaya aval veren banka borçlunun riskini üstlendiğinden müşterisi için kredi limiti saptamak zorundadır. 5.5. Poliçenin Nüshaları ve Suretleri: Poliçe kaide olarak tek nüsha halinde düzenlenir. Ancak, bu tek nüshanın kaybolması durumunda doğacak sorunları önlemek ve yeni olanaklar temini amacıyla poliçenin çoğaltılması kabul edilmiştir. Poliçe çoğaltma işlemi poliçeyi birden fazla nüsha olarak keşide etmek veya poliçenin suretlerini çıkarmak şeklinde yapılmalıdır. BONO 1. Bononun Tanımı, Bono nedir; Borçlusu tarafından imzalanarak alacaklıya verilen ve belli bir paranın, belli bir süre sonra ödeneceğini bildiren ticari belgeye bono (emre muharrer senet) denir. 1.1. Bonoda iki taraf bulunur: - Borçlu (muhatap): Bono bedelini ödeyecek kişidir. - Alacaklı (lehtar): Bono bedelini tahsil edecek kişidir. Bonoda cümle "ödeyiniz" şeklinde değil, "ödeyeceğim" şeklinde biter. Bu yönüyle bono bir ödeme vaadidir. Bono vadeli işlemlerde kullanılan bir senettir. Borçlu ödeme için ayıracak nakit parası olmaması dolayısıyla nakit ödeme yapmak yerine alacaklısına bono vermekle, ileride vade geldiğinde ödemek üzere borç altına girmiş olmaktadır. A’nın satacağı malı vardır, Z’nin de bu mala İhtiyacı olmakla beraber ödeyecek nakdi (parası) yoktur. A, malı Z’ye satar ve karşılığında da bono alır. 1.2. Bono iki şekilde tahsil edilebilir: - Ödeme zamanı geldiğinde lehtar (alacaklı) muhataba (borçluya) başvurarak tutarı tahsil eder ve senedi verir. - Lehtar (alacaklı) ödeme zamanını beklemeden bir bankaya gider ve senedi iskonto ettirerek bedeli tahsil eder. Borç vadesi geldiğinde de muhatap (borçlu) borcunu bankaya öder. Senedin iskonto ettirilmesinde muhatap için bir kazanç ya da kayıp yoktur. Ancak lehtar ve banka kazançlıdır. Lehtar vadeden önce tahsilât yapmış olur. Banka ise senet üzerinden bir miktar iskonto keser ve bu da bankanın kazancı olur. Bono bir kredi aracıdır. Muhatap borcunu hemen ödememekte, ödemeyi bir süre sonra yapmak sureti ile kredi sağlamış olmaktadır. Aynı şekilde alacaklı da senedi bir bankaya kırdırarak senet tutarını tahsil eder ve bu şekilde bankadan kredi sağlar. Bununla birlikte, özellikle piyasanın ekonomik anlamda güvenli çalışma isteğinin sonucu olarak, bankalarca ya da başka kurumlarca verilen plastik kartların ve çek kullanımının kredili ödeme aracı biçiminde yaygınlaşması nedeniyle bono kullanımı gittikçe azalmaktadır. 1.3. Bononun mecburi şekil şartları: - Senet metninde "Poliçe" kelimesini ve eğer senet Türkçeden başka bir dilde yazılmışsa o dilde poliçe karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, - Muayyen bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız ve şartsız havaleyi, - Ödeyecek olan kimsenin (Muhatabın) ad ve soyadını, - Vadeyi, - Ödeme yerini, - Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun ad ve soyadını, - Düzenleme tarihi ve yerini, - Düzenleyenin imzasını, ihtiva eder. 2. Bononun Şekli: Kıymetli evrak niteliğinde bir senet olan bono, özel şekil şartlarına tabidir. Bonodaki şekil şartları TTK’nın 688.maddesinde düzenlenmiştir. Bu şartlar şunlardır: 2.1. Senet Metninde Bono veya Emre Muharrer Senet Sözcüğü: Bonoda şekil şartını yerine getirmek için ister "Emre Muharrer Senet", ister "Bono" kelimeleri kullanılabilir, her ikisi de yasal terimlerdir. Bono Türkçeden başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono karşılığında kullanılan sözcük olmalıdır. 2.2. Kayıtsız ve Şartsız Belirli Bir Bedel Ödeme Vaadi: Ödeme vaadinin belli bir tutara (para borcuna) ilişkin olması gerekir. Aynı senet üzerinde, senet bedelinin hem yazı hem de rakamla gösterilmesi halinde, iki tutar arasında fark bulunursa yazı ile gösterilen geçerlidir. 2.3. Vade: Vade esaslı bir şekil şartı değildir. Vade şekli gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenir. 2.4. Ödeme Yeri: Senet üzerinde ödeme yeri yoksa düzenleme yeri ödeme yeri sayılır. Düzenleme yeri de keşidecinin adının yanında ki yer düzenleme dolayısı ile ödeme yeri sayılır. 2.5. Kime ve Kimin Emrine Ödenecekse Onun Ad ve Soyadı: Bonoda lehdarın (alacaklı) adı ve soyadı yazılmalıdır. Çünkü bono hamiline düzenlenemez. 2.6. Senedin Tanzim Edildiği Gün ve Tarih: Bonoda tanzim tarihi esaslı şekil şartlarındandır. Eğer senette düzenlenme tarihi yoksa senet bono niteliği kazanamaz. 2.7. Senedi Tanzim Edenin (Düzenleyenin) İmzası: Bono üzerinde asıl borclunun imzası olması gerekir. Ayrıca borclunun imzasının yanında ad ve soyadının da olması gerekir. Ancak sadece borclunun imzasının olması senedi geçerli kılar. Bononun altında borçlunun imzası yoksa veya imza sahte ise, böyle bir belge bono sayılmaz. İmza, kişinin kimliğini, hüviyetini gösteren bir belgedir. 3. Bononun Düzenlenmesi: Bono düzenlenirken zorunlu şekil şartlarına uyulması gerekir. Yukarıda verilen şekil şartlarına uyulduğu takdirde düzenlemede herhangi bir zorluk ile karşılaşılmaz. Ancak özellikle rakam yazılırken çok dikkat edilmesi gerekir. 4. Bononun Ciro İşlemleri: Bono, ciro ve teslim yoluyla bir başkasına devredilebilir. Ciro, bir senet üzerindeki hakların başka bir kişiye kayıtsız ve şartsız devredilmesi için yapılır. Ciro eden kimseye ciranta denir. Ciro, kambiyo senetlerinin arka yüzüne yapılır. Ciro, şu şekillerden biri ile yapılır. 4.1. Tam Ciro: Ciranta, senedin arka yüzüne ciro yapacağı kimsenin ad ve soyadı(Varsa Ünvanı) ile "Ödeyiniz" kelimesini yazar ve altına imzasını atar. 4.2. Beyaz Ciro: Ciranta, senedin arka yüzüne sadece "Ödeyiniz" kelimesini yazar ve altına imzasını atar. 5. Bononun Tahsil İşlemleri: Bononun tahsil ve takibi alacaklı tarafından bizzat yapılabileceği gibi banka aracılığı ile de yapılabilir. Alacaklı vadeyi (ödeme günü) bekler ve muhataptan borcunu ödemesini ister. Muhatap borcunu vadesinde öderse sorun olmaz. Alacak tahsil edilir. Ancak bono tahsili banka aracılığı ile de yapılabilir. Banka aracılığı ile tahsil işleminde şu aşamalar takip edilir: - Alacaklı bankaya giderek senedi kırdırır(iskonto ettirir). - Banka vade yaklaşınca borçluya senedin kendisinde olduğunu ve vade gelince kendisine ödeme yapmasını belirten bir ihbarname (bildirme yazısı) gönderir. - İhbar üzerine borçlu bankaya ödeme yapar ve senedi bankadan alır. - Banka hizmeti karşılığı hesapladığı komisyon tutarını düşerek tahsil ettiği bedeli senet alacaklısına öder. - Eğer borçlu borcunu ödemez ise noter aracılığı ile borçluya ödememe protestosu çekilir. Protesto uyarı niteliğinde bir yazıdır. Senet ödeme gününden itibaren iki iş günü içinde ödenmezse protesto ettirilir. Vade hafta sonuna gelirse hafta sonunu takip eden bir iş günü içinde protesto ettirilir. Senet banka tarafından masraflar tahsil edildikten sonra senet alacaklısına iade edilir. - Alacaklı icra(borçlunun mallarına el konulması) veya rücu (borçluya tekrar başvurma) yollarına gidebilir. 5.1. Haksız Protesto: Protesto, borcu ödeyememe halini gösterir. Bu nedenle vade dolmadan ya da borçlunun eline ihbarname ulaşmadan haksız protesto çekilmesi borçluyu zor durumda bırakabilir. Borçlunun ticari itibarı zedelenebilir. Böyle bir durum oluşur ve borçlu zarar görürse borçlu maddi ve manevi zararı kusurlu olan bankadan veya noterden talep edebilir. 5.2. Ödeme İşlemleri: Borçlu borcunu ödemeden önce senedin şekil şartlarına uyup uymadığını denetler. Bir eksik varsa ödemeden kaçınabilir. Borçlu alacaklı bilgilerini kontrol ettikten sonra ödemeyi yapar. Ancak bono ciro ile başkalarına devredilmiş ise senedi elinde bulunduranın yasal alacaklı olup olmadığı kontrol edilmelidir. Her ciroda devralan kişi, sonrakinde devreden kişi olmalıdır. Buna ciro silsilesi(zinciri) denir. Zincir bozulmuş ise bonoyu elinde bulunduran meşru (yasal) alacakl değildir. Borçlu bu senedi ödememelidir. Çünkü zincir çalınma veya kaybolma sırasında bozulur. 5.3. Borçlunun Ödememesi Halinde Sorumlular: Borçlu borcunu ödemez ise hamil (alacaklı) icra yoluna başvurabileceği gibi diğer sorumlulara da başvurabilir. Senet üzerinde imzası bulunan cirantalar kendinden sonra gelene karşı sorumludurlar. 6. Poliçe ile Bonoyu Birbirinden Ayıran Fark: Poliçede, - Keşideci alacaklı durumdadır. - Keşideci, borçluya ödeme emri göndermekte ve poliçe üzerindeki tutarı ödemesini talep etmektedir. Başka bir ifade ile emretmektedir. Halbuki bonoda (promessdry note): Keşideci, borçlu olan taraftır ve alacaklıya borcunu ödemeyi vaad etmektedir. Yurt dışında bono “Commercial paper” olarak da adlandırılmaktadır. ÇEK 1. Çekin Nedir; Çek bir bankaya hitaben yazılmış ve TTK da belirtilen hükümlere göre düzenlenmiş, ödeme emri niteliğinde olan kıymetli bir evraktır. Çek de üç taraf bulunur: - Keşideci: Çeki düzenleyen - Muhatap: Çeki ödeyecek banka şubesi borçlu - Hamil: Keşide edilmiş çeki elinde bulunduran kişi, alacaklı Keşide: Çekin düzenlenerek imza edilmesi ve hamile verilmesi anlamındadır. 2. Çekin Şekli: Çek, hukuki mahiyeti itibariyle bir ödeme aracıdır. Türk Ticaret Kanunu’nun 692. maddesinde çekin şekle ait yasal unsurları aşağıdaki gibi belirtilmiştir. 2.1. Çek Kelimesi: Bir çekin geçerli olabilmesi için mutlaka ÇEK kelimesinin bulunması gerekir. Eğer çek Türkçe’den başka bir dilde yazılmış ise o dilde çek karşılığı olarak kullanılan kelime bulunmalıdır. 2.2. Kayıtsız ve Şartsız Muayyen Bir Bedelin Ödenmesi İçin Havale: Çek kredi aracı olmadığı için faiz öngörülemez. Çekin üzerine yazılan faiz şartı, konulmamış sayılır. Çek bankaya ibraz edildiği zaman eğer borçlunun hesabında yeteri kadar para varsa banka tarafından herhangi bir şart konulmazsızın ödenmesi gerekir. 2.3. Ödeyecek Kimsenin "Muhatabın" Adı ve Soyadı: Türkiye’de ödenecek çeklerde muhatap ancak bir banka veya özel finans kurumu olabilir. 2.4. Ödeme Yeri: Çek’de ödeme yerinin gösterilmesi zorunlu değildir. Gösterilmediği takdirde, muhatabın ad ve soyadı yanında (bankanın ünvanının) gösterilen yer ödeme yeridir. 2.5. Keşide Günü ve Yeri: Çek üzerinde yazılı tarih ile gerçek keşide günü birbirine uymuyorsa, çek üzerinde yazılı bulunan tarih dikkate alınır. Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz edilen çek (İleri tarihli çek), ibraz günü ödenir. 2.6. Keşidecinin (Çeki Düzenleyen) İmzası: Çeki düzenleyene (Keşideci) çek amiri de denir. Çeki, bankada hesabı bulunan ve yetkili olan kişi imzalayabilir. İmza yerine, parmak izi geçerli olmadığı gibi mühür de kullanılamaz. 3. Çekin Düzenlenmesi: 3.1. Çek Karnelerinin Bankalardan Alınması: Çek karnesi isteminde bulunan firma ya da kişilerin mevduat hesaplarında yeterli bakiye bulundurması, hesap sahibinin ticari ve mali durumunun yeterli ve ödeme ahlakının bulunması gerekir. Bankaların kendilerine her başvuran kişiye çek karnesi verme yükümlülüğü yoktur. Çek karneleri, bankalar tarafından basılır veya bastırılır. Bankalar, çek karnesi verdikleri müşterilerinin açık kimlik ve adresleri ile vergi kimlik numaralarını talep ederler. 3.2. Çek Düzenlenmesi: Çek düzenlenirken zorunlu şekil şartlarına uyulması gerekir. Yukarıda verilen şekil şartlarına uyulduğu takdirde düzenlemede herhangi bir zorluk ile karşılaşılmaz. Ancak özellikle rakam yazılırken çok dikkat edilmesi gerekir. Uygulamada çekler hamiline veya nama yazılı olarak düzenlenebilir. - Hamiline yazılı çeklerde isim belirtilmez. Çek kimin elinde ise o kişi çeki tahsil edebilir. - Nama yazılı çeklerde ise isim belirtilir ve ismi yazılı kişiden başkası çeki tahsil edemez. 4. Çekin Ciro İşlemleri: Çekte aynı bonoda olduğu gibi ciro ile başkasına devredilebilir. Ciro yapan kişiye ciranta denir. İki tür ciro vardır: 4.1. Tam ciro: Çekin devredildiği kişinin ad ve soyadı ile “ödeyiniz” yazılarak imzalanır. İsmi yazan kişiden başkası tahsil edemez. 4.2. Beyaz ciro: İsim belirtilmeden sadece “ödeyiniz” yazılır ve imzalanır. Çek kimin elinde ise o tahsil edebilir. 5. Çekin Tahsil işlemleri: 5.1. Vade: Çek görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt (vade) yazılmamış hükmündedir, dolayısıyla geçersizdir. Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir. Karşılığı yok ise arkası yazılır. 5.2. Ödeme İçin İbraz Süreleri: Çek görüldüğünde ödenir. Aynı zamanda çek bir ödeme aracıdır. Bu sebeple, çeklerde kabul ve vade yoktur. Fakat keşide ve ödeme yerleri dikkate alınarak çekler için ibraz süreleri belirlenmiştir. Bu süreler şunlardır: - Çek, keşide edildiği yerde ödenecekse (çekin üzerinde yazılı muhatap banka şubesi ile keşide yeri aynı ise) on gün, - Keşide edildiği yerden başka bir yerde ödenecekse (çek üzerindeki muhatap banka şubesi ile keşide yeri farklı ise) bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. - Türkiye’de keşide edilen çek, başka bir yerde ve fakat aynı kıta üzerindeki bir ülkede ödenecekse bir ay, ( Bir Avrupa ülkesinde çekilip de Akdeniz’de sahili bulunan bir ülkede ödenecek olan veya Akdeniz’de sahili bulunanbir ülkede çekilip bir Avrupa ülkesinde ödenecek çekler, aynı kıtada keşide edilmiş ve ödenmesi şart kılınmış çek sayılır.) - Bir kıtada keşide edilen çek, başka bir kıtada ödenecekse üç ay içinde ibraz edilmelidir. Söz konusu süreler, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihten itibaren işlemeye başlar. Çek, bu süreler içinde ibraz edilmezse, keşideci çekden rücû edebilir (cayabilir). Etmemişse, muhatap sürenin geçmiş olmasına rağmen ödemede bulunabilir. Fakat, ibraz süresi geçtikden sonra muhatabın alacaklıya ödemede bulunma zorunluluğu yoktur. Bu durumda alacaklının, cirantalara ( Varsa ciro edenlere) ve keşideciye de müracaat hakkı yoktur. Keşide yeri ile ödeme yeri ayrı kıt'alarda bulunsa dahi her iki yer ülkesinin Akdeniz'de kıyılarının olması halinde ibraz süresi üç ay değil, bir ay olarak kabul edilir. Yukarıda yazılı müddetler, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihten (keşide günü hariç) itibaren başlar. Sürenin son günü tatile rastladığı takdirde, süre takip eden ilk işgününe kadar uzar. Aradaki tatil günleri süre hesabına dâhildir. 6. Özel Çek Türleri: Banka çeki: Keşidecisinin ve muhatabının aynı kişi olduğu, lehdarın ise hesap sahibi olduğu çektir. Teyitli çek: Bankaların kendi verdikleri çekler üzerinde, kabul niteliğinde olmadani vize veya teyid tanzim etmesi hukuken geçerli olmaktadır. Bu tür çeklere vizeli ve teyidli çek dnmektedir. Seyahat çekleri: Üzerinde yuvarlak rakamlarla meblağı belirlenmiş ve uluslar arası kambiyo rayicine göre değişik ülkelerde paraya çevrilebilen ve dolayısıyla yolculukta büyük kolaylık ve güven sağlayan çeklere denir. Garantili çek: çek kartı veren banka, çekin karşılığının varlığını ve ibrazında derhal ödeneceğini garanti etmek yerine, çek kartı sahibinin belirli bir meblağı eçmemek kaydı ile düzenleyeceği çekleri ödeyeceğini lehdara karşı taahhüt etmektir. Posta çeki: Posta çekleri merkezi üzerine ve paranın gönderilrceği kişi lehine yapılmış bir adi havale niteliğinde olup kıymetli evrak olarak kabul edilmemektedirler. Umumi çizgili çek: Birbirine paralel iki çizginin çekin ön yüzünü baştan başa kat etmesi halinde meydana gelen çek türüdür. Hususi çizgili çek: Birbirine paralel iki çizgi arasında muayyen bir banka isminib yazılması halinde oluşan çektir. 7. Karşılıksız Çek: Muhatap banka yeterli karşılığı olmadığı için çekin ödenmediğini ve hesap sahibi hakkında gereken bilgileri T.C.Merkez Bankası'na bildirir. Bildirme, hesap sahibinin düzeltme hakkı var ise düzeltme hakkı süresinin bitiminden itibaren 10 iş günü içinde, düzeltme hakkı yok ise çekin ibraz tarihinden itibaren yapılır. Düzeltme hakkını kullanan veya çek yasaklısı konumuna girmiş kişiler T.C.Merkez Bankası'nca bankalara duyurulur. Çek yasaklısı konumuna girmiş kişilere (hesap sahibi) veya vekil ve mümessillerine T.C.Merkez Bankası'nın duyuru tarihini takip eden 15' inci günün bitiminden itibaren bir yıl süre ile bankalarca çek karnesi verilmez ve çekle işleyen hesap açılmaz. Bir yıllık çek keşide etme yasağı, sürenin bitiminde otomatik olarak ortadan kalkar. Ne T.C. Merkez Bankası'nın ne de bankaların, yasaklılar listesinde yer alan kişileri, sonradan kişilerin başvurusu üzerine kayıtlardan silmek gibi bir görev ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. İbraz süresi içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Mahkeme ayrıca işlenen suçun mahiyetine göre bir yıl ile beş yıl arasında belirleyeceği bir müddet için failin bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına karar verir. Yasaklama kararı bütün bankalara duyurulmak üzere TC Merkez Bankasına bildirilir. Bu fiillerinden dolayı takibat yapılması çek hamilinin şikayetine bağlıdır. Şikayet süresi çekin bankaya ibraz tarihinde başlar. Şikayetten vazgeçmekle kamu davasının ve cezanın ortadan kaldırılmasına karar verileceği gibi, keşidecinin çek bedelinin karşılıksız kalan kısmını yüzde 10 tazminatı ve gecikme faizi ile birlikte muhatap bankaya veya herhangi bir şubesine yatırmış bulunması halinde de vazgeçme şartı aranmaksızın kamu davasının ve cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilir. Fiili işleyenin düzeltme hakkını kullanmak suretiyle hamilin zararını karşılamış olması veya düzeltme hakkı yoksa, yedi işgünü içinde çek bedelinin karşılıksız kalan kısmını yüzde 10 tazminatı ve gecikme faizi ile birlikte hamil adına muhatap bankaya veya herhangi bir şubesine yatırmış olması halinde şikayet hakkı doğmaz. 8. Çekte Bankaların Sorumlulukları: 8.1. Usul Açısından Bankaların Sorumluluğu: - Bankalarca, yeterli karşılığı olmadığı için ödenmeyen çekler ve hesap sahibi hakkındaki bilgiler, ibraz tarihinden itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir. - Yurt dışında kurulu bankaların Türkiye’deki merkez şubesi müdürlükleri de bu yasa uygulamasında genel müdürlük olarak kabul edilir. - Çek defterleri bankalarca aşağıda belirtilen esaslara göre bastırılır. - Çek defterlerinin her yaprağına, çek hesabının bulunduğu banka şubesinin adı, hesap numarası, çek numarası ve hesap sahibinin vergi kimlik numarası ile adı yazılır ve imzasının atılmasına imkân verecek ibareler konulur. - Bankalarca çek yaprakları istenilen renk ve desende bastırılabilir, üzerine amblem, resim konulabilir. - Bankalarca çek hesabı açılan müşterilerinin açık kimlikleri, adresleri ve vergi kimlik numaraları, ilgili bankaların genel müdürlüklerince çek hesabının açıldığı ve çek hesabının kapatıldığı tarihten itibaren 15 gün içinde Merkez Bankasına bildirilir. 8.2. Bedel Açısından Bankaların Sorumluluğu: - Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için 370 milyon TL (370.-YTL) kadar ödeme yapmakla yükümlüdür. Yukarıda belirtilen sorumluluk miktarı, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca yayımlanan toptan eşya fiyatları yıllık endeksindeki değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarfından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmi Gazetede yayımlanır. (4814 sayılı yasanın 10 uncu maddesi ve 2003/1 nolu tebliğin 6 ncı maddesi) - Tebliğ uyarınca Merkez Bankası’nın çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkında kanuna ilişkin bundan önceki tebliğleri yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlükten kaldırılan Merkez Bankası tebliğlerine göre bastırılan ve bu tebliğin yayımını izleyen 3. ayın sonuna kadar müşterilerine verilmiş çek karneleri kullanılmaya devam edilecektir. Bu durumda, halen hesap sahiplerinin elinde bulunan çekler ile bu tebliğin yayımını izleyen 3. ayın sonuna kadar bankaların müşterilerine verecekleri çek defterlerinden ötürü, bankaların sorumlulukları her çek yaprağı için 60 milyon lira olarak belirlenmiştir. (2003/1nu.lı tebliğin geçici 1’inci ve 2’ nci maddeleri) MENKUL KIYMETLER 1. Menkul Kıymetlerin Tanımı: Kişilerin yatırım amacı ile edindikleri, ortaklık veya alacak hakkı sağlayan ve çıkarılması için Sermaye Piyasası Kurulundan izin alınan kıymetli evraklara menkul kıymet denir. 2. Menkul kıymetlerin özellikleri: - Yatırım amacı ile alınır. - Belirli şekil şartlarını taşıması gerekir. - Sahibine ortaklık veya alacak hakkı sağlar. - Nama veya hamiline düzenlenmiş olabilir. Menkul kıymetlerin üzerinde yazılı olan değerleri (nominal değer) ve piyasa değerleri vardır. 3. Kıymetli Evrakın Tanımı: Senetten doğan hakkın, senetten ayrı olarak beyan edilemeyeceği ve başkalarına devredilemeyeceği; hak ile senedin birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu senetlere kıymetli evrak denir. Kıymetli evrak, bir hakkın aracı değil, hakkın unsuru olarak kabul edilmektedir. Hak böylece senede bağlanarak, bir yandan tedavül kolaylığı sağlanırken, diğer yandan şekil şartları ve tekeffül hükümleri ile de güvenlik ihtiyacı güdülmektedir. Birer kıymetli evrak olan para, emtia ve pay senetleri tedavül ve güvenliği en iyi şekilde sağlarlar. Kıymetli evrak, hakkın senede bağlı olduğu ve hakkın senetsiz olarak ileri sürülemediği ve devrinin mümkün olmadığı, içerdikleri hakkı temsil etmeleri bakımından bizatihi bir değer ifade eden senetlerdir. 4. Reponun Tanımı: Ellerinde menkul kıymet bulunan ve paraya ihtiyaç duyan kişi ve kurumların bu gereksinimlerini karşılamak için belli bir fiyattan, bir süre sonra geri almak üzere menkul kıymetlerini satmalarına repo denir. Elinde nakit olan ve yatırım yapmak isteyenlerin geçici olarak menkul kıymetleri satın almalarına ise ters repo denir. 4.1.Repoya konu olan menkul kıymetler: - Hazine bonoları, - Devlet tahvilleri - Varlığa dayalı menkul kıymetler - Banka bonoları Repo kısa vadeli bir yatırım aracıdır. Vadesi 1 gün ile 1 ay arasında değişir. Piyasada dolaşan para miktarına göre repo faiz oranları belirlenir. Piyasada para çok ise faiz düşer, para az ise faiz oranı yükselir. Risksiz bir yatırım aracıdır. SPK’den yetki belgesi alan aracı kuruluşlar ve bankalar repo pazarında işlem yapabilirler. Aracı kurumlar vade ve tutarını borsa eksperine bildirerek repo talebinde bulunur. Talep karşılanırsa işlem gerçekleşir. Böylece menkul kıymet geçici olarak el değiştirmiş olur. 5. Varlığa Dayalı Menkul Kıymet: Ticari işlemlerden doğan alacaklar karşılığında SPK’ dan izin alınarak çıkarılan kıymetli evraka varlığa dayalı menkul kıymet denir. VDMK’ lere konu olan alacaklar şunlardır: - Konut kredileri - Tüketici kredileri - İhracattan doğan alacaklar - Finansal kiralamadan doğan alacaklar - Diğer alacaklar Varlığa dayalı menkul kıymet çıkarabilecekler: - Bankalar - Finansman şirketleri - Finansal kiralama şirketleri - Gayrimenkul yatırım ortaklıkları SPK mevzuatına göre varlığa dayalı menkul kıymetlere konu olan alacaklar başka amaçla kullanılamaz, teminat gösterilemez, rehnedilemez ve haczedilemez. 6. Gelir Ortaklığı Senedi: Kamuya ait olan baraj, köprü, karayolu, havayolu, demiryolu, elektrik santrali, telekomünikasyon sistemleri ile sivil deniz ve hava limanları gelirlerine yatırımcıları ortak etmek amacı ile çıkarılan senetlerdir. GOS tesislerin gelirleri ile ilgilidir. Bu tesislere ortaklık, yönetime katılma ya da mülkiyet hakkı vermez. GOS’un başlıca özellikleri şunlardır: - Devlet bütçesine kaynak sağlar. - Vergi avantajı ve teminat olarak kullanılabildiği için tercih edilmektedir. - Değişken faizlidir. - Enflasyon oranı üzerinde gelir sağlama garantisi vardır. 7. Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı: Borsa ve diğer organize piyasalarda işlem gören menkul kıymetleri işletmek üzere anonim şirket şeklinde kurulan kuruluşlara yatırım ortaklıkları denir. Görevleri: - Portföy oluşturmak, yönetmek ve gerektiğinde değişiklik yapmak, (Birden fazla kıymete yatırım yapılarak oluşturulan toplam değere portföy denir.) - Riski yatırımcıları göz önüne alarak en az şekilde dağıtmak - Gelişmeleri izleyerek gerekli önlemleri almak - Portföyün değerini arttırmak Yatırım ortaklıkları aracılık yapamazlar, mevduat toplayamazlar, ticarî, ziraî, sınaî faaliyette bulunamazlar ve borç para veremezler. Yatırım ortaklığı katılımcıları kar payından yatırımları oranında eşit olarak faydalanırlar. 8. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı: Gayrimenkullere dayalı araçlara ve gayrimenkullere yatırım yapmak üzere kurulan sermaye piyasası kurumlarına gayrimenkul yatırım ortaklığı denir. Ortaklık süreli veya süresiz kurulabilir. GYO’nun görevleri şunlardır: - Portföy oluşturmak, riski dağıtmak ve gerekli tedbirleri almak, - Gelişmeleri izleyerek tedbir almak - Portföy değerini arttırmak - Portföydeki varlıkların güvenirliğini araştırmak - Portföy varlıkları ile ilgili raporları hazırlamak Gayrimenkul yatırım ortaklıkları mevduat toplayamazlar, ticarî, ziraî, sınaî faaliyette bulunamazlar, inşaat işi yapamazlar ve borç para veremezler. 9. Menkul Kıymet Yatırım Fonları: Katılma belgesi karşılığında halktan para toplamak ve riski dağıtarak portföy oluşturmak amacı ile oluşturulan sermaye piyasası araçlarına menkul kıymet yatırım fonu denir. Yatırım fonu türleri şunlardır: - Hisse senedi fonu - Tahvil ve bono fonu - Sektör fonu - İştirak fonu - Grup fonu - Yabancı menkul kıymetler fonu - Kıymetli madenler fonu - Karma fon - Likit fon - Değişken fon - Endeks fon Bankalar, aracı kuruluşlar, sigorta şirketleri ve SPK’den izin alan kuruluşlar yatırım fonu kurabilirler. Fona katılanlara haklarını ve fon miktarını gösteren katılma belgesi verilir. Katılma belgesi fona iade edildiği zaman paraya çevrilir. Yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarının tercih edilmesinin nedenleri şunlardır: - Küçük sermayedarlara yatırım imkânı sağlaması - Değişik alternatifler sunması - Güvenilir ve uzman kişilerce yönetilmesi. 10. Altın: Halk tarafından en çok kullanılan yatırım aracıdır. Bu kadar talep görmesinin en önemli sebebi her yerde kolaylıkla paraya çevrilebilmesidir. Enflasyon, mevduat faizi, yabancı paraların kur değişimleri, hisse senedi fiyatları, petrol fiyatları altın fiyatları üzerinde etkili olmaktadır. Yatırımcılar altına kendileri satın alıp elde tutarak ya da İstanbul Altın Borsasına üye olup alım satım emri vererek yatırım yapabilirler. 11. Mevduat Faizleri: Belli bir süre sonunda çekilmek üzere banka ya da diğer kredi kuruluşlarına yatırılan paraya vadeli mevduat denir. Vade yatırımcının tercihine bağlıdır. 1 ay, 3 ay, 6 ay, 1 yıl vb. vadeler seçilebilir. Belirlenen vade dolmadan para çekilirse yatırımcı faiz hakkından vazgeçmiş olur. 12. Döviz: Enflasyon dönemlerinde çok tercih edilen bir yatırım aracıdır. Dövizi tercih eden yatırımcıların getirisi kur artışlarıdır. Ayrıca vadeli döviz tevdiat hesabı açtırarak faiz geliri de elde edilebilir. Döviz, uluslararası gelişmelerden ve bankaların faiz oranlarından etkilenir. 13. Kâr Zarar Ortaklığı Belgesi: Faizsiz kazancı tercih eden yatırımcıların tercih ettiği bir yatırım türüdür. Sermaye Piyasası Kurulunun iznine bağlıdır. Yatırımcının oy hakkının olmaması ve vade bulunması nedeniyle hisse senedinden farklıdır. Kar ya da zarara ortak olunması nedeniyle hisse senedine benzemektedir. 14. Katılma İntifa Senedi: Şirket ile ilgisi olan kişilere yarar sağlamak amacı ile çıkarılan, kâr payı ya da yeni çıkarılacak hisse senetlerinden alma hakkı tanıyan hisse senedi çeşididir. Ortaklık, oy hakkı ve yönetime katılma söz konusu değildir. 15. Oydan Yoksun Hisse Senedi: Kâr payı ve istenirse tasfiye sonucuna iştirak hakkı veren ancak oy hakkı tanımayan hisse senedi türüdür. 16. Hazine Bonoları ve Devlet Tahvilleri: Devlet ve kamu kuruluşlarının kısa veya uzun vadeli fon ihtiyacını karşılamak için çıkardıkları sahibine alacak hakkı tanıyan senetlerdir. Devlet yeni yatırım yapmak ya da bütçe açıklarını kapatmak amacı ile hazine bonosu ya da devlet tahvili çıkarabilir. Risksiz bir yatırımdır ve faizi vergiden muaftır. 17. Banka Bonoları ve Banka Garantili Bonolar: Kalkınma ve yatırım bankalarının finansman temin etmek için çıkardıkları senetlerdir. Ortaklık değil sadece alacak hakkı sağlar. 18. Finansman Bonoları: Anonim şirketlerin kısa vadeli kaynak temini için çıkardıkları, alacak hakkı sağlayan borçlanma senetleridir. 19. Gayrimenkul Yatırımı: Altına benzeyen geleneksel bir yatırım aracıdır. Riski yoktur. Ayrıca gayrimenkulün değerinde artış olabilir. Ancak kolayca paraya çevrilemez ve tahribat durumunda gayrimenkulün değeri azalabilir. HİSSE SENEDİ 1. Hisse Senedinin Tanımı: Sermaye şirketlerinin ortaklarına sermaye paylarını belgelendirmek amacı ile verdikleri kıymetli evraklara hisse senedi denir. Her sermaye şirketi hisse senedini çıkarma yetkisine sahip değildir. Sermaye Piyasası Kurulundan izin alan sermaye şirketleri hisse senedi çıkarabilir. Hisse senedi çıkarma yetkisi olan kurum ve kuruluşlar şunlardır: - Anonim şirketler - Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler - Özel kanunla kurulmuş kurumlar (T.C. Merkez Bankası, Kamu İktisadi Teşekkülleri, sigorta şirketleri, bağlı ortaklıklar) 1.1. Hamiline ve Nama Yazılı Hisse Senetleri: Kıymetli evrak üzerinde sahibinin ismi belirtiliyorsa nama yazılı, isim belirtilmiyor ve elinde bulunduran kişiye alacak hakkı tanıyorsa hamiline yazılı hisse senedidir. Nama yazılı kıymetli evraklar daha güvenlidir. Senet kaybedilirse ya da kötü niyetle başka birinin eline geçerse hamiline yazılı senet kolaylıkla elden çıkarılabilir. Çünkü senedin hak sahibi onu elinde bulunduran kişidir. Hamiline yazılı senetlerin devri teslim ile nama yazılı senetlerin devri ciro ile olur. Kıymetli bir evrak üzerindeki hakkın başkasına devredilmesi için yapılan işleme ciro denir. İki tür ciro vardır: 1.1.1. Tam Ciro: Devir edilen kişinin ad ve soyadı yazılarak "ödeyiniz" yazılır ve devreden kişi tarafından imzalanır. 1.1.2. Beyaz Ciro: İsim belirtilmeden, sadece "ödeyiniz" yazılır ve devreden kişi tarafından imzalanır. 1.2. Adi ve İmtiyazlı Hisse Senetleri: Sahiplerine eşit haklar tanıyan hisse senetlerine adî hisse senedi denir. Ana sözleşme ile oy hakkı, kâra iştirak vb. açılardan sahiplerine diğerlerine göre daha özel haklar sağlayan hisse senetlerine imtiyazlı hisse senetleri denir. 1.3. Primli ve Primsiz Hisse Senetleri: Senedin üzerinde yazılı olan değere nominal (itibari) değer denir. Hisse senedi üzerinde yazılı değerden daha yüksek bir bedel ile çıkarılıyorsa primli hisse senedi, üzerinde yazılı bedel ile çıkarılıyorsa primsiz hisse senedi denir. 1.4. Bedelli ve Bedelsiz Hisse Senetleri: Kuruluş ya da sermaye artırımı esnasında çıkarılan senetler bedelli senetlerdir. Bu sayede sermayedarlar dışındaki kişi ve kuruluşlardan fon temin edilir. İşletmenin bazı varlıklarındaki değer artışlarının sermayeye eklenmesi ile çıkarılan hisse senetlerine bedelsiz hisse senetleri denir. Bedelsiz hisse senetlerini işletme ortakları alabilir. 1.5. Kurucu ve İntifa Hisse Senetleri: Kuruluşta emeği geçenler için çıkarılan, ortaklık ve şirket yönetimine katılma hakkı vermeyen senetler kurucu hisse senetleridir. Sadece şirket kârının bir kısmı için alacak hakkı verir. İntifa hisse senetleri ise bazı kişiler için alacak ya da hizmetleri karşılığı çıkarılan ve ortaklık hakkı sağlamayan hisse senetleridir. 2. Hisse Senedinin Getirileri ve Sorumlulukları: Yatırım aracı olarak hisse senedini seçen kişi ve kuruluşlar kazanç sağlamak yanında bazı sorumlulukları da yerine getirmelidirler. Bu hak ve sorumluluklar aşağıdaki şekilde sıralanabilir. 2.1. Temettü (Kâr Payı) Hakkı: İşletme kâr ettiği zaman hisse senedi sahibi olan ortak bu kâra hissesi oranında ortak olur. Ancak risk göz önüne alınırsa işletmenin her zaman kâr etmeyeceği de bilinmelidir. İşletme kârından kanunen ayrılması gereken tutarlar ayrılmadıkça ortakların temettüleri dağıtılamaz. 2.2. Rüçhan Hakkı: İşletmenin bedelli sermaye artırımına gitmesi halinde mevcut ortakların artırımdan öncelikle pay alma hakkına rüçhan hakkı denir. Bu haktan faydalanabilmek için eski hisse senedinin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirtilen süre içinde ibraz edilmesi (sunulması) gerekir. 2.3. Yönetime Katılma ve Oy Hakkı: Hisse senedi sahibi olan yatırımcı şirket yönetim kurulu seçimlerinde seçmen ve aday olarak yönetime katılabilir. Ancak oy kullanımı hisse ile orantılı olduğu için işletmede her zaman fazla hissesi bulunan kişilerin söz hakkı daha fazladır. Her hisse bir oyu ifade eder. Bu durumda %51 hisseyi elinde bulunduranlar yönetime sahip olabilirler. 2.4. Bilgi Alma Hakkı: Pay sahipleri istedikleri zaman şirket sırları dışındaki genel bilgileri edinme hakkına sahiptirler. Bu hak engellenemez ve sınırlanamaz. 2.5. Sır Saklama Sorumluluğu: Pay sahibi hem ortaklığın devamı sırasında hem de ortaklıktan ayrıldıktan sonra şirket sırlarını saklamak ve açıklamamakla mükelleftir. 2.6. Taahhütleri Yerine Getirme Sorumluluğu: Pay sahibi işletme kuruluşunda ve sermaye artırımı esnasında taahhüt ettiği tutarları zamanında ödemekle sorumludur. Aksi halde cezai işleme maruz kalabilirler. 2.7. Sözleşme Şartlarına Uyma Sorumluluğu: Pay sahibi ortaklık sözleşmesinde belirtilen ve altına imzasını attığı tüm kurallara uymak ve sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. 3. Hisse Senedinde Fiyat ve Değer: Yatırım alternatifi olarak hisse senedi tercih edilmiş ise getirinin takibi için hisse senedi fiyat ve değer tanımlarını bilmek gerekir. 3.1. Nominal (İtibari) Fiyat: Hisse senedinin çıkarılması sırasında belirlenen ve üzerinde yazılı olan değere nominal değer denir. 3.2. İhraç Fiyatı: Hisse senedinin satışa sunulduğu fiyattır. Hisse senedi nominal fiyat ile çıkarılabileceği gibi farklı bir fiyat ile de çıkarılabilir. 3.3. Piyasa Fiyatı: Hisse senedinin arz ve talep piyasasında işlem gördüğü fiyattır. Piyasa fiyatı işletmenin durumuna göre yüksek ya da düşük olabilir. 3.4. Borsa Fiyatı: Borsada işlem gören hisse senetlerinin bu piyasadaki arz ve talep durumuna göre oluşan fiyattır. Hisse senedine talep fazla ise senedin değeri artar. 3.5. Defter Değeri: İşletmenin öz sermaye toplamının hisse senedi sayısına bölünmesi ile bulunan tutardır. 3.6. Tasfiye Değeri: Şirketin dağılması halinde tüm varlıklardan borçlar düşüldükten sonra kalan tutarın hisse senedi sayısına bölünmesi ile bulunan tutardır. 3.7. İşleyen Teşebbüs Değeri: İşletmenin çalışır halde devri durumunda sağlayacağı gelir hesaplanarak bulunan değerdir. 3.8. Gerçek Değer: Yatırımcının tüm koşulları dikkate alarak hisse senedi için belirlediği değerdir. 4. Hisse Senedinin Şekli: Türk Ticaret Kanununun 413. Maddesine göre hisse senedinde bulunması gereken şekil şartları şunlardır: - Şirket unvanı ve yetkili imzalar - Esas sermaye miktarı - Şirketin tescil tarihi - Senet türü - Senedin nominal değeri Zorunlu olan bu şartların dışında ihtiyari (isteğe bağlı) olarak aşağıdaki hususlar da yer alabilir: - Senet çıkış tarihi - Şirket sözleşmesinin önemli maddeleri - Pay (sermayenin bölünmüş parçaları) adedi - Kuruluşu onaylayan mahkeme kararının tarih ve numarası - Senetlerin seri ve sıra numarası 5. Hisse Senedi Piyasası: Belli kurallara göre ve bir düzen içinde menkul kıymet alım satımının yapıldığı organize olmuş piyasalara borsa denir. SPK' dan yetki belgesi almış olan; - Aracı kurumlar, - Ticari bankalar, - Yatırım ve kalkınma bankaları borsada işlem yapabilirler. Borsanın özellikleri şunlardır: - Ekonomiye kaynak yaratır. - Sermayeyi tabana yayar. - Likidite (hemen kullanılabilir para) sağlar. - Ekonominin göstergesidir. - Tasarrufların değerlendirilmesini sağlar. - Güven sağlar. - Bilgilere kolay ulaşmayı sağlar. Hisse senetleri birincil ve ikincil piyasada işlem görmektedir. Birincil piyasalarda şirketler ile tasarruf sahipleri doğrudan karşı karşıya gelir ve alım satım yaparlar. Halka arz işleminin borsada yapıldığı piyasadır. Birincil piyasalardan alınan menkul kıymetlerin el değiştirmesi ile oluşan piyasalar ise ikincil piyasalardır. İkincil piyasa işlemleri Borsada Ulusal Pazar, İkinci Ulusal Pazar, Yeni Ekonomi Pazarı, Gözaltı Pazarı ve Fon Pazarında yapılır. 5.1. Ulusal Pazar: İMKB’nin temel pazarıdır. İstikrarlı şirketlerin işlem gördüğü pazardır. 5.2. İkinci Ulusal Pazar: Gelişmekte ve büyümekte olan küçük ve orta ölçekli işletmelerin hisse senetlerinin işlem gördüğü pazarlardır. 5.3. Yeni Ekonomi Pazarı: Bilişim, elektronik, telekomünikasyon, bilgisayar, internet, donanım, medya vb. şirketlerin hisse senetlerinin işlem gördüğü pazarlardır. 5.4. Gözaltı Pazarı: Bilgilendirme görevlerini yerine getirmeyen, düzenlemelere uyum sağlamayan şirketlerin hisse senetlerinin işlem gördüğü pazarlardır. 5.5. Fon Pazarı: Yatırım fonlarının işlem gördüğü pazarlardır. Sermaye Piyasası Kurulundan yetki belgesi alan aracı kurumlar ve bankalar hisse senedi piyasasında alım satıma aracılık ederler. Bunlara yetkilerine göre borsa üyesi ya da üye temsilcisi denir. Hisse senedi piyasası basit olarak şu şekilde işlemektedir: Müşteri borsa üyesine alım satım için müşteri emri verir. - Üye temsilcisi emri bilgisayara aktarır ve müşteri emri borsa emrine dönüşür. - Borsa işlemleri seans saatleri içinde yapılır. Borsada işlemlerin başlaması ve bitmesi arasında geçen süreye seans denir. - Hisse senedi piyasasında işlem birimi “lot” tur. Bir lot bin adet hisse senedini ifade eder. - Alım için verilen en son emir iptal edilebilir veya düzeltilebilir. - Borsa ile ilgili sorgu ekranları kullanılarak bilgi toplanabilir. - Sahip olunan menkul kıymetin satış emrinin verilmesi ya da satılmasına açığa satış denir. - Borsa verilerini takip edilmesinde göstergeler (endeks) kullanılır. Hisse senetlerinin fiyat ve getirilerini, oransal değişimleri yansıtan göstergeye endeks denir. - Hisse senedi piyasasında takas ve saklama hizmetleri de verilmektedir. 6. Hisse Senedi ve Tahvilin Farkları: - Hisse senedi sahibine ortaklık, tahvil ise alacak hakkı sağlar. - Hisse senedi sahibi yönetime katılır, tahvil sahibi katılamaz. - Tahvilde vade varken hisse senedinde vade yoktur. - Tahvil sabit, hisse senedi ise değişken getirilidir. - Tahvilde risk yoktur. Hisse senedinde risk vardır. - Hisse senedini anonim şirketler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler çıkarabilirken tahvilleri bunların yanında tüzel kişiliğe sahip kamu kuruluşları da çıkarmaktadır. TAHVİL 1. Tahvilin Nedir, Tanımı: Şirketlerin fon ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardıkları borçlanma senetlerine tahvil denir. Anonim şirketler genel kurul kararı ile tahvil çıkarabilir. Çıkarılan her tahvilin değeri aynı olmalıdır. Ayrıca şirket ödenmiş sermayesinden fazla tahvil çıkaramaz. Tahvil çıkarmak isteyen şirketler SPK’den izin almak zorundadır. 1.1. Devlet Tahvilleri ve Özel Sektör Tahvilleri: Devlet tarafından iç borçlanma (istikraz) yoluyla çıkarılan tahviller devlet tahvili veya hazine bonosu adını alır. Devlet ihtiyacına göre vade belirler. Özel sektör tarafından belirli amaçlar ile değişik vadeler ile çıkarılan tahviller ise özel sektör tahvilleridir. 1.2. Primli Tahviller ve Başa Baş Tahviller: Tahvil üzerinde yazılı (nominal) değer ile piyasaya çıkarılıyorsa başa baş, üzerinde yazılı değerden daha aşağı bir tutarda piyasaya çıkarılıyorsa primli tahvil denir. Hisse senetleri için nominal değerin altında bir satış söz konusu olamaz. Tahvil en çok nominal değerin % 5’i kadar düşük değerle çıkarılabilir. 1.3. Hamiline ve Nama Yazılı Tahviller: Kıymetli evrak üzerinde sahibinin ismi belirtiliyorsa nama yazılı, isim belirtilmiyor ve elinde bulunduran kişiye alacak hakkı tanıyorsa hamiline yazılı tahvillerdir. Ancak uygulamada hamiline yazılı tahviller daha yaygın kullanılmaktadır. 1.4. İkramiyeli Tahviller: Daha çok tahvil satışı yapabilmek için tahvil sahibine ek menfaatler sağlayan tahvillerdir. Ancak ülkemizde tahvil sahibine hak ettiği faiz dışında ek bir menfaat sağlanamaz. 1.5. Garantili Tahviller ve Garantisiz Tahviller: Satışı arttırmak için tahvile bir banka ya da şirket garantisi veriliyorsa garantili, tahvil normal şekilde çıkarılıyorsa garantisiz tahvil denir. Garantili tahviller insanlara daha fazla güven verdiği için ve riski daha düşük olduğu için daha çok tercih edilir. 1.6. Paraya Çevrilme Kolaylığı Olan Tahviller: Tahvillerin üzerinde yazılı vadeleri vardır. Vade sonunu beklemeden istendiği zaman işleyen faizi ile nakde çevrilebilen tahvillere paraya çevrilme kolaylığı olan tahviller denir. Tahvillerin geri ödemesine itfa adı verilir. 1.7. Sabit Faizli ve Değişken Faizli Tahviller: Tahvil faizleri piyasadaki tahvil talebine ve arzına göre piyasalar tarafından günlük belirleniyorsa buna değişken faizli tahvil denir. SPK tarafından yapılan son düzenleme ile değişken faizli tahvil yerine 3, 6 aylık veya 1 yıllık dönemli sabit faiz uygulamasına geçilmiştir. 1.8. İndeksli Tahviller: Altın ya da döviz kuru artış yüzdesine göre tahvilin anaparası artırılarak sahibine ödenir. Tahvilin çıkarıldığı gün ile vade günü arasında kalan süreler için altın ya da döviz artış yüzdeleri hesaplanır. 2. Tahvilin Getirileri ve Sorumlulukları: Yatırım aracı olarak tahvili seçen kişi ve kuruluşlar kazanç sağlamak yanında bazı sorumlulukları da yerine getirmelidirler. Bu hak ve sorumluluklar şu şekilde sıralanabilir. - Tahvil sahibi şirketin kar zarar riskine katlanmaz. Sadece şirkete faiz karşılığında borç vermiş olur. - Tahvil sabit getirili menkul kıymettir. Bu nedenle tahvilin getirisi önceden bilinir. - Tahvil sahibinin faiz ve anapara alacağı dışında şirket üzerinde başka bir hakkı yoktur. - Tahvil sahibi şirket yönetimine katılamaz. - Şirkette kar dağıtımından önce tahvil sahiplerinin alacakları ödenir. Kalan tutar dağıtılır. 3. Tahvilde Fiyat ve Değer Kavramları: 3.1. Nominal (İtibari) Değer: Tahvilin üzerindeki yazılı değere nominal değer denir. Vade sonunda tahvil sahibinin eline geçecek anapara tutarıdır. 3.2. İhraç Değeri: Tahvil şirket tarafından satışa çıkarıldığında gelen talebe göre belirlenen satış bedelidir. Genellikle nominal değerin altında olur. 3.3. Piyasa Değeri: Tahvilin piyasalarda işlem gördüğü değerdir. 4. Tahvilin Şekli: Türk Ticaret Kanunu 425–427. maddelerine göre tahvilde bulunması gereken şekil şartları şöyledir: - Şirket unvanı, konusu, merkezi, süresi - Ticaret sicili tescil numarası - Esas sermaye miktarı - Ana sözleşme tarihi ve varsa değişiklik tarihleri - Tasdik edilmiş son bilânçoya şirket durumu - Önceden çıkarılmış ve yeni çıkarılacak tahvillerin nominal değerler, itfa şekli, faiz oran ve vadesi - Tahvil çıkarmaya dair genel kurul kararının tescil ve ilan tarihi - Şirket menkul ve gayri menkullerinin herhangi bir sebepten dolayı rehin veya teminat gösterilmiş olup olmadığı - Şirketi temsile yetkili en az iki imza. 5. Tahvil Piyasası: Tahvil piyasasında T.C. Merkez Bankası, borsa üyeleri ve SPK’den yetki belgesi alan bankalar işlem yapabilir. Yatırımcılar borsada şahsen işlem yapamaz. Yetki belgesine sahip aracı kuruluş yardımı ile işlem yaparlar. Aracı kuruluşların verdikleri hizmetler şunlardır: - Halka arza aracılık - Alım satıma aracılık - Yatırım danışmanlığı - Portföy yöneticiliği - Menkul kıymetleri geri alma ve satma (repo-ters repo) taahhüdü ile alım-satım İşlem yapacak aracı kuruluş tahvil ve bono piyasası müdürlüğünü arayarak emirlerini iletir. Aracı kurum yetkilisi kendisine verilen kodu piyasa eksperine söyledikten sonra kesin alım satım pazarında işlem yapmak için işlem türü, müşteri hesap kodu, nominal tutar, fiyat ve emir tipini bildirir. Verilen bilgileri eksperler sisteme girer. Pazardaki benzer tüm emirler piyasa izleme ekranından takip edilebilir. En iyi teklif en üstte yer alır ve o işlem gördükten sonra sıradaki en iyi teklif ekrana gelir. Piyasada işlem yapan taraflar birbirini tanımaz. Emir gerçekleşirse işleme ait dökümler her iki tarafa da fakslanır. Karşılanmamış emirler iptal edilir. Karşılanmayan emirler değiştirilebilir. Yapılan işlemler sonucu kaydedilen fiyat ve oranlar sonraki gün borsa bülteninde ilan edilir. Sermaye piyasasının önemli yatırım araçlarından olan tahvil için vadenin uzun olması yatırımcı açısından sorun yaratır. Bu nedenle yatırımcı daha kısa vadeli, benzer getirili, riski düşük başka yatırım alternatiflerini tercih edebilir. Bu nedenle günümüzde tahvil vadeleri giderek kısalmaktadır. 6. Hisse Senedi ve Tahvilin Farkları: - Hisse senedi sahibine ortaklık, tahvil ise alacak hakkı sağlar. - Hisse senedi sahibi yönetime katılır, tahvil sahibi katılamaz. - Tahvilde vade varken hisse senedinde vade yoktur. - Tahvil sabit, hisse senedi ise değişken getirilidir. - Tahvilde risk yoktur. Hisse senedinde risk vardır. - Hisse senedini anonim şirketler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler çıkarabilirken tahvilleri bunların yanında tüzel kişiliğe sahip kamu kuruluşları da çıkarmaktadır. İŞLETME DEFTERİ 1. İşletme Defterinin Tanımı: İşletme defteri, Türk Ticaret Kanunu’nun 66/3 maddesine göre ikinci sınıf tacirlerin ekonomik faaliyetlerini izledikleri defterlerdir. Vergi Usul Kanunu’nun 178. maddesinde, işletme hesabı esasına göre defter tutacaklar: - Yeni işe başlayan tacirler - Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinde belirtilen iş hacmini aşmayan tacirler olarak belirnenmiştir. Muhasebe sisteminde tek taraflı kayıt sistemine göre tutulan bir defterdir işletme defteri. İşletme defterinin sağ tarafında gelir, sol tarafında gider sayfaları vardır. Esnaf gider sayılan ödemelerini gider sayfasına, gelir sayılan tahsilatlarını gelir sayfasına yazar. Defterin işlenmesi çok kolay ve anlaşılırdır. Herkez tarafından tutulabilir. İşletme defteri ciltli, sayfaları karşılıklı, sıra numaralıdır. Karşılıklı sayfaların sol tarafı gider kısmından, sağ tarafı gelir kısmından oluşur. İşletme defterinin her sayfasının ilk satırı, bir önceki sayfanın toplamının devredildiği "devreden toplam satırı", son satırı ise sayfa toplamının yazıldığı "toplam satırı"dır. 2. İşletme Defteri Doldurulurken Nelere Dikkat Edilmeli: - 203 sayılı VUK Genel Tebliği’ne göre işletme hesabı esasına göre tutulacak defterler ayrı yapraklar hâlinde de tutulabilir. - Kayıtlar mürekkepli kalem veya bilgisayar yazısı ile yazılabilir. Ticari belge üzerindeki tarihinten sonra 10 gün içinde kaydedilmelidir. - İşlemler, gider ve gelir sayfalarına sıra numarası ile yazılır. Gider sayfaları kendi aralarında, gelir sayfaları da yine kendi aralarında birbirini takip eden numaralar ile kaydedilir. Diğer bir ifade ile giderler kaydedilirken 1. sayfanın gider satırları dolunca 2. sayfanın gider satırlarına devam edilir. Aynı şekilde gelirler de kaydedilirken 1. sayfanın gelir satırları dolunca 2. sayfanın gelir satırlarına geçilerek devam edilir. - İşletme defterini notere tasdik ettirilmeli veya anlaşmalı matbaalardan temin edilmelidir. (Daha once ticari defter ve belgeler modülünde görmüş olduğunuz belge temininde kullanılan kurallar burada da geçerlidir.) - Gider ve gelirde söz konusu olan KDV’nin takibi için ayrıca listeler hazırlanabilir. - İşletmenin varlıklarının, borç ve alacaklarının takibi işletme defterinde yapılamayacağından ayrıca yardımcı defterlerde takip edilebilir. - İşletme defterine yapılacak kayıtlarda işlemin peşin veresiye veya senetli olduğuna bakılmaksızın işlemle ilgili toplam tutar kaydedilir. Bu defterde de her sayfa dolduğunda karşılıklı sayfaların toplamları ondan sonraki sayfalara aktarılır. 3. Gider Kavramı: Gider, işletme faaliyetlerini yürütebilmek için yapılan ve belli bir döneme ait olan varlık ve hizmet tüketimlerinin parasal ifadesidir. Yani işletme , satışını yaptığı malların temini ve diğer faaliyetler için birtakım harcamalar ( elektrik, su, personel ücreti, kira vb.) yapar. Bu harcamaların tümüne gider denir. Burada iki önemli unsur söz konusudur. - Tüketimin işletme faaliyetlerinin yerine getirilmesi için yapılmış olması gerekir. - Tüketimin belli bir döneme ait olması gerekir. 4. İşletme Defteri Gider Sayfası: İşletme defteri ciltli, sayfaları karşılıklı ve sıra numaralıdır. Bu karşılıklı sayfaların sol tarafı gider sayfasıdır. İşletme defterinin gider kısmına; satın alınan mallar veya sunulan hizmetlerin tutarları, satış iadesi, işletme faaliyeti ile ilgili giderler ve bunlara ait indirilecek KDV kaydedilir. Ayrıca amortismana tabi iktisadi kıymetlere ait indirilecek KDV ve bunlar için dönem sonunda ayrılan amortisman payı da gider sayfasına yazılır. İşletme, mal ticareti ile uğraşıyorsa dönem başı mal mevcudu tutarı, işletme defterinin gider sayfasının nakli yekün satırının satın alınan mal sütununa kaydedilir. İşletme defterinin gider sayfasında aşağıdaki bilgiler yer alır. 4.1. İşletme Defteri Gider Sayfasındaki Bilgiler: 1. Sayfa numarası 2. Nakli yekün satırı (Bir önceki sayfanın toplamının aktırıldığı toplam satırı. Dönemin ilk günü bir önceki dönemden devreden mal tutarı varsa bu satıra yazılır.)(Dönem Başı Mal Mevcudu) 3. Kayıt sıra numarası 4. Kayıt tarihi 5. Alınan belgenin tarihi ve numarası 6. Kaydı yapılan ticari belge ile ilgili açıklama 7. İşletme giderleri (kira, su, elektrik, kırtasiye, temizlik, ısınma, işçilik vb.) ile ilgili ticari belgenin tutarları yazılır. 8. İşletmede satılmak üzere alınan malın toplam değeri yazılır. 9. Mal alışları ve diğer giderler için ödenen indirilecek KDV yazılır. 10. Mal bedeli veya giderlerin bedeli ile KDV toplamı yazılır. 11. Tüm sayfaya yazılan gider, mal, KDV ve toplam bedellerin yazıldığı satır. İşletme defteri gider sayfası aşağıdaki gibidir: Sıra No Kayıt Tarihi Alınan Belgenin Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Ödenen Ücret ve Alınan Mal Diğer Giderler Bedeli İndirilecek KDV TOPLAM TOPLAM İşletme defteri gider sayfası ile ilgili örnekler: Örnek: Bir işletme 2008 yılının Aralık Ayı işlemleri aşağıdaki gibidir: - İşletmenin dönem başı mal mevcudu 10.000 TL dir - İşletme 02.12.2008 tarihinde işyeri kirası olarak 1.000 TL parayı bankaya yatırmıştır. Karşılğında dekont almıştır. Dekont numarası: 38701 - İşletme 09.12.2008 tarihinde 6.000 TL tutarında malı 875 nolu fatura ile almıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletme 12.12.2008 tarihinde 400 TL tutarındaki elektrik faturasını ödemiştir. Fatura numarası: 9088. KDV %18 hariç - İşletme 15.12.2008 tarihinde 5.000 TL tutarında malı 987 nolu fatura ile almıştır. KDV oranı %8 hariç Cevap: İşletmenin işletme defterinin gider sayfası aşağıdaki gibi doldurulur: Sıra No Gider Sayfası Kayıt Alınan Belgenin Tarihi Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Ödenen Ücret ve Alınan Mal Diğer Giderler Bedeli İndirilecek KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 01.12.2008 02.12.2008 09.12.2008 12.12.2008 15.12.2008 D.B.M.M. Kira Ödemesi Mal Alımı Elektrik Ödemesi Mal Alımı 1.000 400 - 10.000 6.000 5.000 480 72 400 10.000 1.000 6.480 472 5.400 TOPLAM 1.400 21.000 952 23.352 02.12.2008 / 38701 09.12.2008 / 875 12.12.2008 / 9088 15.12.2008 / 987 5. Gelir Kavramı: Gelir işletmenin mal veya hizmet satışlarından dolayı elde ettiği değerler (hasılat) olarak tanımlanabilir. Defterin gelir kısmında, satılan mallar veya yapılan hizmetler karşılığı sağlanan gelirler ve işletme faaliyetinden sağlanan diğer bütün gelirler olmak üzere iki grup gelir vardır. İşletmenin mal ve hizmet satışları dışında elde ettiği birtakım gelirleri de olabilir. Örneğin faiz gelirleri gibi gelirler de işletme hesabı defteri gelir sayfasına kaydedilir. 6. İşletme Defteri Gelir Sayfası: İşletme defterinin sağ sayfası gelir sayfasını oluşturur. İşletme, gelirlerini bu sayfada gösterir. Gider sayfasında olduğu gibi gelir sayfasında da işlemler, tarih ve işlem sırasına göre kaydedilir. İşletme defterinin gelir sayfasına satılan mallar ve hizmet tutarları, diğer gelirler gibi işlemler kaydedilir. İşletme defterinin gelir sayfası aşağıdaki bilgilerden oluşur. 6.1. İşletme Defteri Gelir Sayfasındaki Bilgiler: 1. Sayfa numarası 2. Bir önceki gelir sayfasının yazıldığı aktarılan toplam satırı 3. Yapılan işlemlerin sıra numarası 4. Satışı yapılan mal veya yapılan iş karşılığında düzenlenen satış belgesinin tarihi 5. Satış belgesinin numarası 6. Mal satışının veya işin kime yapıldığının açıklaması 7. Mal satışı dışında elde edilen gelirlerin tutarının yazıldığı sütun 8. Satışı yapılan malın bedelinin yazıldığı sütun 9. Yapılan iş veya satılan mal bedeli üzerinden hesaplanan KDV sütunu 10. Diğer gelirler veya mal bedeli toplamının yazıldığı toplam sütunu 11. Sayfanın dikey toplamının yazıldığı genel toplam satırı. Bu satıra yazılan tutarlar, bir sonraki sayfanın aktarılan toplam satırına aktarılır. İşletme defteri gelir sayfası aşağıdaki gibidir: Sıra No Kayıt Tarihi Verilen Belgenin Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Alınan Ücret ve Diğer Gelirler Satılan Mal Bedeli Hesaplanan KDV TOPLAM TOPLAM İşletme defteri gelir sayfası ile ilgili örnekler: Örnek: Bir işletme 2008 yılının Aralık Ayı işlemleri aşağıdaki gibidir: - İşletme 05.12.2008 tarihinde 6.000 TL tutarında malı 75 nolu fatura ile satmıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletme 15.12.2008 tarihinde 400 TL tutarındaki bir iş yapmıştır. Karşılğında makbuz kesmiştir. Makbuz numarası: 008. KDV %8 hariç - İşletme 18.12.2008 tarihinde 240 TL bankadan faiz gelirini 768 nolu makbuz ile çekmiştir. - İşletme 20.12.2008 tarihinde 2.000 TL tutarında malı 76 nolu fatura ile satmıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletmenin dönem sonu mal mevcudu 3.500 TL dir. Cevap: İşletmenin işletme defterinin gelir sayfası aşağıdaki gibidoldurulur: Sıra No Gelir Sayfası Kayıt Verilen Belgenin Tarihi Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Alınan Ücret ve Diğer Giderler Satılan Mal Bedeli Hesaplanan KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 05.12.2008 15.12.2008 18.12.2008 20.12.2008 31.12.2008 Mal Satımı Hizmet Yapımı Faiz Geliri Mal Satımı D.S.M.M. 400 240 - 6.000 2.000 3.500 480 32 160 - 6.480 432 240 2.160 3.500 TOPLAM 640 11.500 672 12.812 05.12.2008 / 75 15.12.2008 / 008 18.12.2008 / 768 20.12.2008 / 76 31.12.2008 İŞLETME DEFTERİ KAYITLARI 1. Gider Kayıtları: İşletme faaliyetlerinin genel amacı kâr elde etmektir. İşletme, kâr elde etmek için birtakım harcamalar yapmak durumundadır. İşte işletmenin yaptığı bu harcamaların hepsinin deftere kaydına gider kayıtları denir. Tacir, mal alım satımı işi yapıyorsa dönem başındaki mal mevcudu tutarı, gider sayfasının ilk satırına satın alınan mal sütununa kaydedilir. 1.1. İşletme hesabı defterlerinin gider sayfasına aşağıdaki ödemeler yazılır: - Önceki yıldan devreden mal tutarı varsa gider sayfasının aktarılan toplam satırına ilk kayıt olarak kaydedilir. - İş yeri kirası - Elektrik, su, telefon, ısıtma giderleri - Mal alış bedeli, nakliye, komisyon, hamaliye - İş yeri sigorta gideri - Personele ödenen ücret, sigorta primi işveren payı ve işsizlik sigortası işveren payı - Yıl sonlarında sabit kıymetler için amortismanlar - Sabit kıymetler için ödenen KDV tutarı (Sabit değerlerin bedeli kaydedilmez) - Yaptırılan işler için ödenen giderler (tamirat, temizlik vb.) - İşletme ile ilgili ödenen faiz tutarı 1.2. Yanlış Kayıtların Düzeltilmesi: (VUK Md. 217) Bütün muhasebe defterlerinde olduğu gibi işletme defterinde yapılan yanlış kayıtlar, ancak muhasebe kaidelerine göre düzeltilebilir. Diğer bilumum defter ve kayıtlara rakamlar, yazılar yanlış yazıldığı taktirde düzeltmeler ancak yanlış rakam ve yazı okunacak şekilde tek çizgi ile çizilmek, üst veya yan tarafına ya da ilgili bulunduğu hesabına doğrusu yazılmak suretiyle yapılır. Defterlere geçirilen bir kaydı kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunmaz bir hâle getirmek yasaktır. Boş satır bırakılamayacağı ve sayfaların yok edilemeyeceği (VUK Md. 218):”Defterlerde kayıtlar arasında usulen yazılmaya mahsus olan satırlar, çizilmeksizin boş bırakılamaz ve atlanamaz.” Boş kalan satırlar (kayıt bulunmayanlar) mürekkepli kalemle tek çizgi ile çizilmek suretiyle sonradan kayıt yapma imkânını ortadan kaldırmak üzere doldurulmuş sayılır. Ciltli defterlerde sıra numarası izleyen sayfalar ciltten koparılamaz. Tasdikli müteharrik sayfalı defterlerin sırası bozulamaz ve sayfaları yırtılamaz. 2. Gelir Kayıtları: İşletme defterinin gelir sayfasına, satılan mal bedeli ve yapılan hizmet karşılığı olarak tahsil edilen ve edilemeyen paralar ile işletme faaliyetlerinden elde edilen gelirler ve bunlarlailgili hesaplanan katma değer vergileri kaydedilir. Dönem sonunda gelir sayfasının son satırına, dönem sonu mal mevcudu işlenir. Dönem sonunda gelir sayfası genel toplamı alınır. 2.1. İşletme hesabı defterinin gelir sayfasında aşağıdaki tahsilatlar yazılır: - Satılan mal veya hizmet bedeli - Faiz gelirleri - Hesaplanan KDV tutarları - İşletmeye kayıtlı sabit kıymetlerin satış tutarı 3. İşlemleri Kaydetmede İzlenecek Yollar ve Kurallar: Gider ve gelir kayıtlarında gördüğümüz gibi sadece gider ve gelir işlemleri deftere yazılır. Bunun dışında alış-satış ve giderlerle ilgili kasaya giriş-çıkışları, bankaya yatırılan paralar ve bankadan yapılan ödemeler, borçlanılan ya da alacaklanılan tutarlara ilişkin herhangi bir kayıt yapılmaz. Bu bilgileri de izlemek isteyen işletme sahibinin ayrıca yardımcı defterler tutmaları gerekir. 4. İşletme Hesabı Defteri Tutulurken Uyulması Gereken Kurallar: - Bir önceki yıldan devreden mal tutarı, yeni yılda tutulacak defterin ilk sayfasının gider bölümündeki aktarılan toplam satırına yazılır. (Dönem başı mal mevcudu) - Harcama belgeleri ile düzenlenen satış belgeleri, gider ve gelir belgeleri olarak ayrılırak tarih sırasına göre dizilir. - Gider belgeleri gider sayfasına, gelir belgeleri gelir sayfasına kaydedilir. - Her satıra bir belge kaydedilir. - Ticari belge üzerinde KDV ayrıca gösterilmiş olmalıdır. - KDV dahil olarak düzenlenen belgelerde, toplam tutardan vergi düşüldükten sonra kalan tutar deftere yazılır. - Ücretler her ay sonunda ücret bordrosundaki brüt tutar üzerinden kaydedilir. - SSK işveren ve işsizlik sigortası payı ayrıca gider yazılır. - Kira gideri, brüt tutardan kaydedilir. - İşletmeye alınan sabit değerlerin ( demirbaş, taşıt, makine, gayrimenkul gibi) bedeli kaydedilmez.Sadece sabit değerler için ödenen KDV kaydedilir. - Kaydı yapılan ticari belge üzerine "muhasebe kaydı yapıldı" ifadesi ve deftere kayıt numarası yazılır. - Yıl sonunda gider ve sayfası rakamları toplandıktan sonra mal sayımı yapılır. - Envanterle bulunan mal tutarı, gelir sayfasına eklenir (Dönem sonu mal mevcudu) ve toplam alınarak işletmenin kâr veya zararı bulunur. Örnek: Bir işletme 2008 yılının Ekim Ayı işlemleri aşağıdaki gibidir: - İşletmenin dönem başı mal mevcudu 20.000 TL dir - İşletme 02.10.2008 tarihinde 4.000 TL tutarında malı 35 nolu fatura ile satmıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletme 04.10.2008 tarihinde işyeri kirası olarak 2.000 TL parayı bankaya yatırmıştır. Karşılğında dekont almıştır. Dekont numarası: 601 - İşletme 08.10.2008 tarihinde 3.000 TL tutarında malı 76 nolu fatura ile almıştır. KDV oranı %8 hariç. - İşletme 09.10.2008 tarihinde 6.000 TL tutarında malı 875 nolu fatura ile almıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletme 18.10.2008 tarihinde 500 TL faiz gelirini bankadan 98 nolu makbuz ile çekmiştir. - İşletme 19.10.2008 tarihinde 400 TL tutarındaki telefon faturasını ödemiştir. Fatura numarası: 676. KDV %18 hariç - İşletme 21.10.2008 tarihinde 52 numaralı fatura ile iş yerinin ihtiyacı olan kırtasiye malzemesini 450 TL'ye peşin alınmıştır. KDV oranı %18 hariç. - İşletme 25.10.2008 tarihinde 5.000 TL tutarında malı 36 nolu fatura ile satmıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletme 27.10.2008 tarihinde 3.000 TL tutarında malı 37 nolu fatura ile satmıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletmenin dönem sonu mal mevcudu 32.200 TL dir. Cevap: İşletmenin işletme hesabı defterinin gider ve gelir sayfası aşağıdaki gibi doldurulur: Sıra No Gider Sayfası Kayıt Alınan Belgenin Tarihi Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Ödenen Ücret ve Alınan Mal Diğer Giderler Bedeli İndirilecek KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 6 01.10.2008 04.10.2008 08.10.2008 09.10.2008 19.10.2008 21.10.2008 D.B.M.M. Kira Ödemesi Mal Alımı Mal Alımı Telefon Ödemesi Kırtasiye Malzemesi 2.000 400 450 20.000 3.000 6.000 - 240 480 72 81 20.000 2.000 3.240 6.480 472 531 TOPLAM 2.850 29.000 873 32.723 04.10.2008 / 601 08.10.2008 / 76 09.10.2008 / 875 19.10.2008 / 676 21.10.2008 / 52 Sıra No Gelir Sayfası Kayıt Verilen Belgenin Tarihi Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Alınan Ücret ve Diğer Gelirler Satılan Mal Bedeli Hesaplanan KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 02.10.2008 18.10.2008 25.10.2008 27.10.2008 31.12.2008 Mal Satımı Faiz Geliri Mal Satımı Mal Satımı D.S.M.M. 500 - 4.000 5.000 3.000 32.200 320 400 240 - 4.320 500 5.400 3.240 2.200 TOPLAM 500 44.200 960 15.560 02.10.2008 / 35 18.10.2008 / 98 25.10.2008 / 36 27.10.2008 / 37 31.12.2008 BELGELERİN VE İŞLETME DEFTERİNİN SAKLANMASI VE İBRAZI 1. Defter ve Belgelerin Saklanması: Tacirler; TTK 66. maddesine göre işletmeleriyle ilgili işler dolayısıyla aldıkları mektup, yazı, telgraf, fatura, cetvel, senet gibi vesika ve kağıtlarla ödemelerini gösteren vesikaları ve yazdığı mektup, yazı, telgrafnamelerin kopyalarını ve mukaveleleri, taahhüt ve kefalet vb. teminat senetleriyle mahkeme ilamları gibi belgeleri düzenli dosyalar halinde saklamak zorundadırlar. 2. Tacirin saklamak zorunda olduğu belgeler şunlardır: - Alış ve satış faturaları - Sevk irsaliyeleri - Fatura yerine geçen belgeler - Taşıma irsaliyesi, günlük müşteri listeleri - Ücret bordrosu veya bordro yerine geçen belgeler - İş anlaşmaları, gelen ve giden mektuplar, gönderilen ve gelen muhasebe evrakı Türk Ticaret Kanunu’nun 68. maddesine göre tutulması zorunlu olan defterlerin, muhasebe kayıtlarında kullanılan belgelerin, son kayıt tarihinden itibaren 10 yıl süreyle saklanması gerekir. Bu süre VUK mad. 253’e göre 5 yıl olarak belirlenmiştir. Özel hesap dönemine tabi işletmelerin defter ve belgelerini saklama süresi, takvim yılını takip eden yılın başından başlar. 3. Defter ve Belgelerin İbrazı: Vergi Usul Kanunu’na göre defter ve belgelerini saklamak zorunda olan mükellef, yetkili makam ve memurların istemeleri hâlinde inceleme için defter ve belgeleri arz etmek ( vermek ) zorundadır. Defter ve belgelerin saklanmaması ve ibraz edilmemesi suçtur. Bu taktirde defter ve belgeler hiç tutulmamış ve kullanılmamış sayılır. TTK’ya göre saklanması gereken defter ve belgelerin ilgili mahkemenin istemesi hâlinde ibraz edilmesi zorunludur. 4. Defter ve Belgelerin Kaybolması: Mükellef, tuttuğu defter ve kullandığı belgelerin saklanması konusunda her türlü tedbiri almak zorundadır. Ancak tüm tedbirleri almasına rağmen defter ve belgeleri; yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle kanuni süre içinde ziyana uğrarsa ( kaybolursa ) bunu ispatlaması gerekmektedir. Bunun için tacir, ziyanı öğrendikten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine bir vesika vermesini isteyebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir, defterini ibrazdan kaçınmış sayılır. Belgelerin zayi olmasından mükellefin kusuru veya kasdı tespit edilirse defter ve belgeler hiç kullanılmamış sayılır. KDV HESAPLAMALARI 1. KDV (Katma Değer Vergisi) Hesaplama: 1.1. Katma Değer Vergisinin Konusu: Üretim tüketim zincirinin her aşamasında malların ve hizmetlerin satışından alınan ve vergi indirimine imkân tanıyarak değer artışını temel alan nesnel, çok aşamalı ve genel bir satış vergisi olan katma değer vergisi (KDV), 25.10.1984 tarih ve 3065 sayılı kanun ile 1 Ocak 1985 tarihinden itibaren Türkiye'de uygulamaya geçirilmiştir. Bu kanuna göre KDV’ye tabi işlemler, üç fıkra olarak düşünülmüştür: 1- Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler, vergi konusu içine alınmıştır. Ancak burada süreklilik ilkesi benimsenmiştir. Yani kişilerin kendi aralarındaki teslim ve hizmetler KDV konusuna girmez. Bu işleri sürekli yapanların teslim ve hizmetleri KDV’nin konusuna girer. 2- Her türlü mal ve hizmet ithalatı vergi konusu içine alınmıştır. Böylece yurt içinde üretilen mal ve hizmetler ile ithal edilen mal ve hizmetler arasındaki vergi tarafsızlığı korunmuş olur. 3- İlk iki fıkraya girmeyip de bu vergi bakımından özellik arz eden ve vergi kapsamına alınması gerekli görülen faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler, vergi konusu içerisine alınmıştır. 1.2. Vergiyi Doğuran Olay: KDV’yi doğuran olay, malın teslimi, fatura veya benzeri bir belgenin düzenlenmesi ile ortaya çıkmaktadır. Hangisi önce yapılmışsa vergiyi doğuran olaya o esas alınır. İşletmeler kendilerine yapılan teslim ve hizmetler için KDV öderler. Bu KDV'ye "İndirilecek KDV" denir. KDV, işletmenin ne geliri ne de gideridir. Gider sayfasında indirilecek KDV olarak hesapladığımız katma değer vergisi, gelir sayfamızda hesaplanan katma değer vergisi olarak hesaplanacak ve gelir sayfasının Hesaplanan KDV sütununa kaydedilecektir. İşletmeler yaptıkları teslim ve hizmetler için KDV hesaplarlar ve KDV tutarı alırlar, buna KDV'ye de "Hesaplanan KDV" denir. 1.3. KDV Hesaplama: KDV: Mal veya Hizmet Bedeli x KDV Oranı KDV Dahil Fiyat: Mal ve Hizmet Bedeline KDV tutarının eklenmiş halidir. KDV Hariç Fiyat: Mal ve Hizmet Bedeline KDV tutarının eklenmemiş halidir. KDV Dahil Fiyat: Mal ve Hizmet Bedeli x (1+KDV Oranı) KDV Dahil fiyattan KDV hariç fiyatın bulunması: KDV Dahil Fiyat/(1+KDV Oranı ) Sadece KDV tutarını hesaplamak için mal ve hizmet bedeli ile KDV oranını (%1, %8, %18) çarpmamız yeterli olacaktır. KDV Dahil fiyatı bulmak için mal ve hizmet bedeli ile ( 1+KDV oranı) 1,01-1,08-1,18’le çarparız. KDV dahil fiyattan mal ve hizmet bedelini hesaplamak için KDV dahil fiyatı (1+KDV oranı) 1,01-1,08- 1,18’e böleriz. 1.4. Katma Değer Vergisi Oranları: 2008 yılında yeniden değiştirilen KDV oranları - Kullanılmış binek otomobillerini satarken % 18 . - Şirketlerin, aktifinde kayıtlı binek otomobillerini satarken % 1 - Finansal kiralama makinelerinde % 1 - Toptan Et Satışları % 1 - Perakende Et Satışları % 8 - Tekstil Hammaddelerinde Oran % 8 - Müzelere Giriş Ücretleri % 8 - Kan ve Kompenentlerinde Oran % 8 - Otel, motel, pansiyon, tatil köyü ve benzeri konaklama tesisi hizmetleri % 8 - Yemek hizmetleri % 8 - Kakao, kakao yağı ve kakaodan mamul çikolata, gofret, şeker, pralin gibi ürünler ile beyaz çikolata ve sıcak çikolata % 8 - Sade gazoz, meyveli gazoz ve kolalı gazozlar % 8 - Eğitim araştırma ve sanat gibi işlerde çalışan serbest meslek hizmetleri için % 17 - Diğerlerinde %18 - İçkili hizmet veren yerlerde % 18 1.5. Katma Değer Vergisi İşletmenin Geliri ve Gideri Kesimlikle Değildir: İşletme hesabı defterinin gider ve gelir sayfasına yazılan KDV tutarları, işletmenin geliri ve gideri değildir. İşletmenin alış ve satış yaparken mal teslimi ve fatura düzenlenmesi durumunda, malın cinsine göre kanunun belirlediği oranlarda hesaplanan ve devlete ödenmesi gereken vergidir. İşletme; ay sonunda hesaplanan KDV’nin indirilecek KDV’den fazla çıkması hâlinde farkı, bir sonraki ayın 26’sına kadar bağlı bulunduğu vergi dairesine KDV beyannamesi ile beyan eder ve öder. Hesaplanan KDV, indirilecek KDV’den az olursa aradaki fark, gelecek ay ve aylarda indirilmek üzere devredilir. KDV hesaplamasıyla ile ilgili örnekler: Örnek: 600 TL lik bir malın %18 KDV si ne kadardır? Cevap: 600 x 0.18 = ( 600 x 18 ) / 100 = 108 TL KDV tutarıdır. Malın KDV dahil fiyatı = 600 TL + 108 TL = 708 TL dir. Malın KDV hariç fiyatı = 600 TL dir. Örnek: 1.200 TL lik bir malın %8 KDV si ne kadardır? Cevap: 1.200 x 0.08 = ( 1.200 x 8 ) / 100 = 96 TL KDV tutarıdır. Malın KDV dahil fiyatı = 1.200 + 96 = 1. 296 TL dir. Malın KDV hariç fiyatı = 1.200 TL dir. İŞLETME DEFTERİ DÖNEM SONU İŞLEMLERİ 1. Envanterin Tanımı: İşletmenin herhangi bir zamanda elinde bulunan ekonomik değerleri (para, mal, demirbaş, taşıt, bina, arsa gibi) sayarak, tartarak, ölçerek değerlendirmesine envanter denir. İktisadi bir kıymetin varlığının fiili olarak, yani elle sayılarak tespit edilmesine fiili envanter; kayıt ve belgeler üzerinden tespit edilebilmesine ise kaydi envanter adı verilir. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerden sadece mal alım-satımı yapanlar, hesap dönemi sonunda mal envanteri çıkarmaya mecburdurlar ( VUK madde 195 ). İşletmeler, işe başladıkları tarihte ve bundan sonra da her dönemin sonunda mal mevcutlarını saymak, ölçmek, tartmak ve değerini tespit ederek (envanter yaparak) işletme hesabı defterine kaydetmek zorundadır. Sayım ile belirlenen mal miktarları maliyet fiyatlarıyla değerlendirilerek dönem sonu mal mevcudu bulunur. Dönem sonu mal mevcudu, bir sonraki yılın dönem başı mal mevcudunu gösterir. İsteyenler ayrı bir envanter defteri tutarak mal envanterlerini bu deftere kaydedebilirler. 2. Envanter Listesinin Hazırlanması: İşletmenin mal mevcudu işletme defterinde gösterileceği gibi ayrıca envanter defteri tutarak mal envanterini bu deftere kaydedebilirler. İsteyen ikinci sınıf tacirler boş bir kâğıt üzerine envanter listesini yapıp imzalar ve kaşeler ise bu da kayıt yerine geçer. 3. Amortisman Ayırma: Muhasebede gayrimenkuller ve tesisat gibi amortismana tabi olan kıymetler, işletme hesabı defterine kaydedilemez. Ancak VUK'nun 189. maddesine göre bunların amortisman kayıtları tutulmak şartıyla bu kıymetler üzerinden her yıl ayrılan amortismanlar, işletme hesabı defterine gider olarak işlenir. İşletme hesabı defterinde sadece basit (normal) usülde amortisman ayrılır. Vergi Usul Kanunu’nun 315. maddesinde 4008 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetleri için ayırabilecekleri normal amortisman nispeti % 25'den % 20'ye indirilmiştir. Böylece 4 yıllık amortisman süresi 5 yıla çıkarılmıştır. 3.1. Amortisman Ayırma Şartları: - İşletmede bir yıldan fazla kullanılabilir olması - Yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması - Değerleme gününde envantere dahil ve kullanıma hazır olması - İktisadi kıymetin değerinin 680 TL’yi ( 2010 yılı için ) aşması Güncel amortisman sınırları >>>>> VUK’un 315. maddesine göre mükellefler, amortismana tabi iktisadi kıymetler için Maliye Bakanlığınca iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınarak tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden amortisman hesaplayacaklardır. 4. İşletme Hesabı Özetinin Çıkarılması: Vergi Usül Kanunu’nun 196. maddesine göre işletme hesabı esasına göre defter tutanlar, her hesap döneminin sonunda işletme hesap özeti (işletme hesabı hülasası) çıkarırlar. İşletme defterinin son sayfasına yazılır. İşletme hesap özeti gider ve gelir olmak üzere iki kısımdan oluşur. 4.1. Gider Tarafı: İşletme hesabı özetinin sol tarafına ( gider tablosuna ) - Dönem başı mal mevcudu tutarı - Dönem içinde yapılan mal alışları tutarı - Dönem içinde yapılan işletme giderleri tutarı - Ayrılan amortisman tutarı - Mal satış iadeleri tutarı - Demirbaş satış zararı tutarı - Dönem kârı ( varsa ) - Genel toplam yazılır. 4.2. Gelir Tarafı: İşletme hesabı özetinin sağ tarafı ( gider tablosuna ) - Dönem içinde yapılan mal satışları tutarı - Dönem içinde alınan ücretler ve diğer gelirler tutarı - Dönem sonu mal mevcudu tutarı - Mal alış iadeleri tutarı - Demirbaş satış kârı - Zarar toplamı ( varsa ) - Genel toplam yazılır. 5. Kâr-Zarar Tutarı: İşletme defterinde yıl sonu envanteri yapıldıktan sonra işletme hesap özeti çıkartılır. İşletme hesap özetinin gider sayfası ve gelir sayfası toplamları alınır. Gider ve gelir arasındaki fark, hangi taraf az ise o tarafa yazılarak denkleştirilir. Eğer gelir tarafı fazla ise aradaki fark gider kısmına kâr olarak kaydedilir. Gider tarafının fazla çıkması durumunda fark, gelir kısmına zarar olarak kaydedilir. İşletme hesabı özetinin gelir ve gider tarafına yazılan değerler toplanır.Gider tarafının fazla çıkması hâlinde, işletme zarar etmiştir. Zarar tutarı, gelir tarafına yazılarak tablo denkleştirilir. Gelir tarafının fazla çıkması durumunda işletme kâr etmiştir. Kâr tutarı, gider tarafına yazılarak tablo denk hâle getilir. İŞLETME DEFTERİ DÖNEM SONU İŞLEMLERİ - Örnek Örnek: Bir işletme 2008 yılının Ekim Ayı işlemleri aşağıdaki gibidir: - İşletmenin dönem başı mal mevcudu 20.000 TL dir - İşletme 02.10.2008 tarihinde 4.000 TL tutarında malı 35 nolu fatura ile satmıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletme 04.10.2008 tarihinde işyeri kirası olarak 2.000 TL parayı bankaya yatırmıştır. Karşılğında dekont almıştır. Dekont numarası: 601 - İşletme 08.10.2008 tarihinde 3.000 TL tutarında malı 76 nolu fatura ile almıştır. KDV oranı %8 hariç. - İşletme 09.10.2008 tarihinde 6.000 TL tutarında malı 875 nolu fatura ile almıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletme 18.10.2008 tarihinde 500 TL bankadan faiz gelirini 98 nolu makbuz ile çekmiştir. - İşletme 19.10.2008 tarihinde 400 TL tutarındaki telefon faturasını ödemiştir. Fatura numarası: 676. KDV %18 hariç - İşletme 21.10.2008 tarihinde 52 numaralı fatura ile iş yerinin ihtiyacı olan kırtasiye malzemesini 450 TL'ye peşin alınmıştır. KDV oranı %18 hariç. - İşletme 25.10.2008 tarihinde 5.000 TL tutarında malı 36 nolu fatura ile satmıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletme 27.10.2008 tarihinde 3.000 TL tutarında malı 37 nolu fatura ile satmıştır. KDV oranı %8 hariç - İşletmenin dönem sonu mal mevcudu 32.200 TL dir. Cevap: Muhasebe sistemine göre, İşletmenin işletme hesabı defterinin gider ve gelir sayfası aşağıdaki gibi doldurulur: Gider Sayfası Sıra No Kayıt Tarihi Alınan Belgenin Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Ödenen Ücret ve Alınan Mal Diğer Giderler Bedeli İndirilecek KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 6 01.10.2008 04.10.2008 08.10.2008 09.10.2008 19.10.2008 21.10.2008 04.10.2008 / 601 08.10.2008 / 76 09.10.2008 / 875 19.10.2008 / 676 21.10.2008 / 52 D.B.M.M. Kira Ödemesi Mal Alımı Mal Alımı Telefon Ödemesi Kırtasiye Malzemesi 2.000 400 450 20.000 3.000 6.000 - 240 480 72 81 20.000 2.000 3.240 6.480 472 531 TOPLAM 2.850 29.000 873 32.723 Sıra No Gelir Sayfası Kayıt Verilen Belgenin Tarihi Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Alınan Ücret ve Diğer Gelirler Satılan Mal Bedeli Hesaplanan KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 02.10.2008 18.10.2008 25.10.2008 27.10.2008 31.12.2008 Mal Satımı Faiz Geliri Mal Satımı Mal Satımı D.S.M.M. 500 - 4.000 5.000 3.000 32.200 320 400 240 - 4.320 500 5.400 3.240 2.200 TOPLAM 500 44.200 960 15.560 02.10.2008 / 35 18.10.2008 / 98 25.10.2008 / 36 27.10.2008 / 37 31.12.2008 İşletme Hesabı Özeti: GİDERLER TUTAR GELİRLER TUTAR Dönem Başı Mal Mevcudu 20.000 Dönem İçinde Yapılan Satışlar 12.000 Dönem İçi Alışlar Toplamı 9.000 Dönem İçi Gelirler Toplamı 500 Dönem İçi Giderler Toplamı 2.850 Dönem Sonu Mal Mevcudu 32.200 TOPLAM 31.850 TOPLAM 44.700 KAR 12.850 ZARAR - GENEL TOPLAM 44.700 GENEL TOPLAM 44.700 İşletme hesap özetinde görüldüğü gibi işletme ekim ayında 12.850 TL kar yapmıştır. Muhasebe kayıtlarında gördüğümüz gibi İşletme hesap özetinde kar miktarı da yazılarak tablo eşitlenmiştir. AMORTİSMAN Amortisman Tanımı: Amortisman, duran varlıkların, aşınma, yıpranma veya eskime payını ifade etmektedir. İşletmeler kullanmak üzere aldığı maddi duran varlıkları normal şartlarda bir yıldan daha uzun sürelerde kullanırlar. Bu nedenle, maddi duran varlıkların ekonomik ömrü boyunca gider yazılması gerekir. Böyle yapılarak maddi duran varlık kullanıldığı muhasebe dönemlerine dağıtılarak gider yazılmış olur ve muhasebenin dönemsellik kavramı yerine getirilir. Amortisman Ayırma Şartları: - İşletmede bir yıldan fazla kullanılabilir olması - Yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması - Değerleme gününde envantere dahil ve kullanıma hazır olması - İktisadi kıymetin değerinin 680 TL’yi ( 2010 yılı için ) aşması Güncel amortisman sınırları >>>>> VUK’un 315. maddesine göre mükellefler, amortismana tabi iktisadi kıymetler için Maliye Bakanlığınca iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınarak tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden amortisman hesaplayacaklardır. Amortisman Tutarının Hesaplanması: En çok kullanılan amortisman yöntemleri: normal amortisman yöntemi ve azalan bakiyeler yöntemidir. 1. Normal amortsiman yöntemi: Eşit tutarlı amortsiman yöntemi olarak ifade edilmektedir. Bu yönteme göre amortisman tutarı maddi duran varlığın tutarına sabit bir amortisman oranı uygulanır veya tutarın ekonomik ömüree bulunmasıyla hesaplanabilir. Örnek: İşletme 10.000 TL değerinde bir demirbaşı almıştır. KDV % 18 hariç. Demirbaşın ekonomik ömrü 5 yıldır. Amortisman hesaplamasını ve muhasebe kaydını yapınız. Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ....................................Tarih...................................... 255 Demirbaşlar Hesabı 191 İndirilecek KDV Hesabı 10.000 1.800 100 Kasa Hesabı 11.800 Peşin demirbaş alınması Amortisman oranı: 1 / Ekonomik Ömür 1 / 5 = 0,20 yani % 20 dir. 10.000 x % 20 = 2.000 TL yıllık amortisman tutarı veya; Amortisman tutarı: Tutar / Ekonomik Ömür 10.000 / 5 = 2.000 TL yıllık amortisman tutarı Amortisman Tablosu: Yıllar 2009 2010 2011 2012 2013 Yıllık Amortisman Tutarı 2.000 2.000 2.000 2.000 2.000 Dönem sonundaki muhasebe kayıdı: Birikmiş Amortisman 2.000 4.000 6.000 8.000 10.000 Kalan Tutar 8.000 6.000 4.000 2.000 0 2 ....................................Tarih...................................... 770 Genel Yönetim Gideri Hesabı 2.000 257 Birikmiş Amortismanlar Hesabı 2.000 Demirbaşa amortisman ayrılması Maddi Duran Varlıkların Satılmasında Amortisman: Bu varlıklar satılırsa, maddi duran varlığa ilişkin birikmiş amortisman hesabıda kapatılır. Varlığın satışından kâr elde edilirse 679 Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar Hesabına alacak olarak kaydedilir, zarar meydana gelirse ise 689 Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar Hesabına borç olarak kaydedilir. Örneğin devamı: İşletme ertesi yıl aldığı demirbaşı 7.500 TL ye satıyor. KDV % 18 hariç. 1 ....................................Tarih...................................... 100 Kasa Hesabı 257 Birikmiş Amortismanlar Hesabı 699 Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar Hs 8.850* 2.000 500 255 Demirbaşlar Hesabı 391 Hesaplanan KDV Hesabı 10.000 1.350* Demirbaşın satılması * 7.500 x %18 = 1.350 * 7.500 + 1.350 = 8.850 2. Azalan Bakiyeler Yöntemi: Kalan değerler üzerinden amortisman olarak hesaplanır. Normal amortisman oraının 2 katı alınır, ancak bu oran % 50 yi geçemez. Amortisman oranı net değer üzerinden hesaplanır, yani varlığın tutarından ayrılmış birikmiş amortismanlar çıkarılır. Son yılda ise tutarın tamamı amortisman olarak yazılır. Örnek: İşletme 10.000 TL değerinde bir demirbaşı almıştır. KDV % 18 hariç. Demirbaşın ekonomik ömrü 5 yıldır. Amortisman hesaplamasını ve muhasebe kaydını yapınız. Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ....................................Tarih...................................... 255 Demirbaşlar Hesabı 191 İndirilecek KDV Hesabı 10.000 1.800 100 Kasa Hesabı 11.800 Peşin demirbaş alınması Amortisman oranı: 1 / Ekonomik Ömür 1 / 5 = 0,.20 0.20 x 2 (iki katı alınır) = 0,40 yani % 40 dır. 10.000 x % 40 = 4.000 TL yıllık amortisman tutarı Amortisman Tablosu: Yıllar 2009 2010 2011 2012 2013 Yıllık Amortisman Tutarı 4.000 2.400 1.440 864 1.296 Tutar 10.000 6.000 3.600 2.160 1.296 Birikmiş Amortisman 4.000 6.400 7.840 8.704 10.000 Dönem sonundaki muhasebe kayıdı: 2 ....................................Tarih...................................... 770 Genel Yönetim Gideri Hesabı 4.000 257 Birikmiş Amortismanlar Hesabı 4.000 Demirbaşa amortisman ayrılması Maddi Duran Varlıkların Satılmasında Amortisman: Bu varlıklar satılırsa, maddi duran varlığa ilişkin birikmiş amortisman hesabıda kapatılır. Varlığın satışından kâr elde edilirse 679 Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar Hesabına alacak olarak kaydedilir, zarar meydana gelirse ise 689 Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar Hesabına borç olarak kaydedilir. Örneğin devamı: İşletme ertesi yıl aldığı demirbaşı 7.500 TL ye satıyor. KDV % 18 hariç. 1 ....................................Tarih...................................... 100 Kasa Hesabı 257 Birikmiş Amortismanlar Hesabı 255 Demirbaşlar Hesabı 391 Hesaplanan KDV Hesabı 679 Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar Hs 8.850* 4.000 10.000 1.350* 1.500 Demirbaşın satılması * 7.500 x %18 = 1.350 * 7.500 + 1.350 = 8.850 MONOGRAFİ ve ÇÖZÜMÜ - İŞLETME DEFTERİ Monografi 3: Ocak 2009 ayında bilgisayar satış ve teknik servis işi ile uğraşan bir işletme aşağıdaki işlemleri yapmıştır. 1- İşletmenin dönem başı mal mevcudu 12.000 TL dir. 2- İşletme 03.01.2009 tarihinde 50 adet bilgisayarı tanesi 900 TL den almıştır. KDV % 18 hariç. Fatura no: 846 3- İşletme 06.01.2009 tarihinde 1 adet bilgisayarı 1.500 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 56 4- İşletme 08.01.2009 tarihinde 3 adet bilgisayarı tanesi 1.200 TL den satmıştır. Ayrıca montaj için 400 TL almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 57 5- İşletme 10.01.2009 tarihinde işyeri kirası olarak 2.000 TL bankaya yatırmıştır. Dekont no: 96809 6- İşletme 11.01.2009 tarihinde işletmeye 250 TL elektrik faturası gelmiş ve bunu ödemiştir. KDV %8 hariç. Fatura no: 68006 7- İşletme 12.01.2009 tarihinde bir internet cafenin bakım işlerini yapmıştır, karşılığında 2.500 TL almıştır. KDV % 8 hariç. Fatura no: 58 8- İşletme 13.01.2009 tarihinde daha önceden sattığı bir bilgisayar arızalı çıktığı için bilgisayarın tamirini ücretsiz yapmıştır. 9- İşletme 15.01.2009 tarihinde 1 adet bilgisayarı 1.600 TL den satmıştır. Ayrıca kurulum işlemi için 150 TL almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 59 10- İşletme 18.01.2009 tarihinde işletmenin bankadaki parasına 2.000 TL faiz geliri gelmiştir. Bu parayı çekmiştir. Dekont no: 968 11- İşletme 20.01.2009 tarihinde işletmenin temizlenmesi için 300 TL tutarında temizlik malzemesi almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 456 12- İşletme 20.01.2009 tarihinde 1 adet bilgisayarı 1.700 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 60 13- İşletme 21.01.2009 tarihinde 60 adet klavyeyi tanesi 20 TL den almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 9890 14- İşletme 22.01.2009 tarihinde 10 adet bilgisayarı tanesi 1.500 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 61 15- İşletme 23.01.2009 tarihinde işletmeye 150 TL telefon faturası gelmiş ve bunu ödemiştir. KDV %8. Fatura no: 7046 16- İşletme 25.01.2009 tarihinde bir borcunu ödemediği için 300 TL borcunu ve 50 TL faizini bankaya yatırmıştır. Dekont no: 849 17- İşletme 26.01.2009 tarihinde aldığı klavyelerin 5 tanesi bozuk çıktığı için iade etmiştir. Tanesi 20 TL KDV %18 hariç. Fatura no: 62 18- İşletme 27.01.2009 tarihinde 4 adet bilgisayar parçasını tanesi 60 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 63 19- İşletme 27.01.2009 tarihinde 15 adet monitörü tanesi 400 TL den almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 457 20- İşletme 28.01.2009 tarihinde çalıştırdığı bir personeline 900 TL maaş vermiştir. Ertesi gün ayrıca personelin 200 TL ssk payını da ödemiştir. 21- İşletme 29.01.2009 tarihinde 3 adet bilgisayarı tanesi 1.700 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 64 22- İşletme 30.01.2009 tarihinde 80 TL lik su faturasını ödemiştir. KDV %8 hariç. Fatura no: 2095 23- İşletmenin dönem sonu mal mevcudu 17.000 TL dir. Buna göre işletmenin ocak ayındaki işletme defterini düzenleyiniz ve ocak ayının kar veya zararını hesaplayınız. Cevap: GİDER SAYFASI Sıra No Kayıt Tarihi Alınan Belgenin Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Ödenen Ücret ve Alınan Mal Diğer Giderler Bedeli İndirilecek KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 6 7 01.01.2009 03.01.2009 10.01.2009 11.01.2009 20.01.2009 21.01.2009 23.01.2009 03.01.2009 / 846 10.01.2009 / 96809 11.01.2009 / 68006 20.01.2009 / 456 21.01.2009 / 9890 23.01.2009 / 7046 D.B.M.M. Mal Alımı Kira Ödemesi Elektrik Gideri Temizlik Malzemesi Mal Alımı Telefon Gideri 2.000 250 300 150 12.000 45.000 1.200 - 8.100 20 54 216 12 12.000 53.100 2.000 270 354 1.416 162 8 25.01.2009 25.01.2009 / 849 Borc - Faiz Ödeme 350 - - 350 9 27.01.2009 27.01.2009 / 457 Mal Alımı - 6.000 1.080 7.080 10 28.01.2009 28.01.2009 Maaş Ödemesi 900 - - 900 11 29.01.2009 29.01.2009 SSK Payı 200 - - 200 12 30.01.2009 30.01.2009 / 2095 Su Faturası 80 - 6,4 86,4 TOPLAM 4.230 64.200 9488,4 77.918,4 GELİR SAYFASI Sıra No Kayıt Tarihi Verilen Belgenin Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Alınan Ücret ve Diğer Gelirler Satılan Mal Bedeli Hesaplanan KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 6 7 8 06.01.2009 08.01.2009 12.01.2009 15.01.2009 18.01.2009 20.01.2009 22.01.2009 26.01.2009 06.01.2009 / 56 08.01.2009 / 57 12.01.2009 / 58 15.01.2009 / 59 18.01.2009 / 968 20.01.2009 / 60 22.01.2009 / 61 26.01.2009 / 62 Mal Satımı Mal Satımı - Montaj Bilgisayar Bakım Mal Satımı - Montaj Faiz Geliri Mal Satımı Mal Satımı Mal İade 400 2.500 150 2.000 - 1.500 3.600 1.600 1.700 15.000 100 270 720 200 315 306 2.700 18 1.770 4.720 2.700 2.065 2.000 2.006 17.700 118 9 10 11 27.01.2009 27.01.2009 / 63 29.01.2009 29.01.2009 / 64 31.01.2009 - Mal Satımı Mal Satımı D.S.M.M. - 240 5.100 17.000 43,2 918 - 283,2 6.018 17.000 TOPLAM 5.050 45.840 5.490,2 56.380,2 İşletme Hesap Özeti: GİDERLER TUTAR GELİRLER TUTAR Dönem Başı Mal Mevcudu 12.000 Dönem İçinde Yapılan Satışlar 28.840 Dönem İçi Alışlar Toplamı 52.200 Dönem İçi Gelirler Toplamı 5.050 Dönem İçi Giderler Toplamı 4.230 Dönem Sonu Mal Mevcudu 17.000 TOPLAM 68.430 TOPLAM 50.890 KAR - ZARAR 17.540 GENEL TOPLAM 68.430 GENEL TOPLAM 68.430 MONOGRAFİ ve ÇÖZÜMÜ - İŞLETME DEFTERİ Monografi 4: Şubat 2009 ayında bilgisayar satış ve teknik servis işi ile uğraşan bir işletme aşağıdaki işlemleri yapmıştır. 1- İşletmenin dönem başı mal mevcudu 6.000 TL dir. 2- İşletme 02.02.2009 tarihinde 20 adet bilgisayarı tanesi 1.000 TL den almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 590 3- İşletme 04.02.2009 tarihinde işletmeye gelen 300 TL elektrik faturasını ödemiştir. KDV %8 hariç. Fatura no: 8774 4- İşletme 05.02.2009 tarihinde 2 adet bilgisayarı tanesi 1.250 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 56 5- İşletme 07.02.2009 tarihinde 3 adet bilgisayarı tanesi 1.300 TL den satmıştır. Ayrıca montaj için 100 TL almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 57 6- İşletme 09.02.2009 tarihinde işyeri kirası olarak 3.000 TL bankaya yatırmıştır. Dekont no: 6809 7- İşletme 11.02.2009 tarihinde işletmeye 200 TL telefon faturası gelmiş ve bunu ödemiştir. KDV %8 hariç. Fatura no: 68006 8- İşletme 12.02.2009 tarihinde bir internet cafenin bakım işlerini yapmıştır, karşılığında 3.000 TL almıştır. KDV % 8 hariç. Fatura no: 58 9- İşletme 14.02.2009 tarihinde 15 adet monitörü tanesi 300 TL den almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 457 10- İşletme 15.02.2009 tarihinde 1 adet bilgisayarı 1.600 TL den satmıştır. Ayrıca kurulum işlemi için 150 TL almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 59 11- İşletme 18.02.2009 tarihinde işletmenin bankadaki parasına 2.000 TL faiz geliri gelmiştir. Bu parayı çekmiştir. Dekont no: 968 12- İşletme 20.02.2009 tarihinde işletmenin temizlenmesi için 300 TL tutarında temizlik malzemesi almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 456 13- İşletme 20.02.2009 tarihinde 1 adet bilgisayarı 1.700 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 60 14- İşletme 21.02.2009 tarihinde 60 adet klavyeyi tanesi 30 TL den almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 9890 15- İşletme 22.02.2009 tarihinde 10 adet bilgisayarı tanesi 1.500 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 61 16- İşletme 23.02.2009 tarihinde işletmeye 150 TL su faturası gelmiş ve bunu ödemiştir. KDV %8. Fatura no: 7046 17- İşletme 26.02.2009 tarihinde aldığı klavyelerin 5 tanesi bozuk çıktığı için iade etmiştir. Tanesi 30 TL KDV %18 hariç. Fatura no: 62 18- İşletme 27.02.2009 tarihinde 4 adet bilgisayar parçasını tanesi 60 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 63 19- İşletme 28.02.2009 tarihinde daha önceden sattığı bir bilgisayar arızalı çıktığı için bilgisayarın tamirini ücretsiz yapmıştır. 20- İşletme 25.02.2009 tarihinde bir borcunu ödemediği için 500 TL borcunu ve 100 TL faizini bankaya yatırmıştır. Dekont no: 349 21- İşletme 28.02.2009 tarihinde çalıştırdığı bir personeline 750 TL maaş vermiştir. Ertesi gün ayrıca personelin 150 TL ssk payını da ödemiştir. 22- İşletme 29.02.2009 tarihinde 3 adet bilgisayarı tanesi 1.500 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 64 23- İşletmenin dönem sonu mal mevcudu 8.000 TL dir. Buna göre işletmenin şubat ayındaki işletme defterini düzenleyiniz ve şubat ayının kar veya zararını hesaplayınız. Cevap: GİDER SAYFASI Sıra No Kayıt Tarihi Alınan Belgenin Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Ödenen Ücret ve Alınan Mal Diğer Giderler Bedeli İndirilecek KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 6 7 01.02.2009 02.02.2009 04.02.2009 09.02.2009 11.02.2009 14.02.2009 20.02.2009 02.02.2009 / 590 04.02.2009 / 8774 09.02.2009 / 6809 11.02.2009 / 68006 14.02.2009 / 457 20.02.2009 / 456 D.B.M.M. Mal Alımı Elektrik Gideri Kira Gideri Telefon Gideri Mal Alımı Temizlik Gideri 300 3.000 200 300 6.000 20.000 4.500 - 3.600 24 16 810 54 6.000 23.600 324 3.000 216 5.310 354 8 21.02.2009 21.02.2009 / 9890 Mal Alımı - 1.800 324 2.124 9 23.02.2009 23.02.2009 / 457 Su Faturası 150 - 12 162 10 25.02.2009 25.02.2009 / 349 Borc - Faiz Ödeme 600 - - 600 11 28.02.2009 28.02.2009 Maaş Ödemesi 750 - - 750 12 28.02.2009 28.02.2009 SSK Payı 150 - - 150 TOPLAM 5.450 32.300 4.840 42.590 GELİR SAYFASI Sıra No Kayıt Tarihi Verilen Belgenin Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Alınan Ücret ve Diğer Gelirler Satılan Mal Bedeli Hesaplanan KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 05.02.2009 07.02.2009 12.02.2009 15.02.2009 18.02.2009 20.02.2009 22.02.2009 26.02.2009 27.02.2009 29.02.2009 29.02.2009 05.02.2009 / 56 07.02.2009 / 57 12.02.2009 / 58 5.02.2009 / 59 18.02.2009 / 968 20.02.2009 / 60 22.02.2009 / 61 26.02.2009 / 62 27.02.2009 / 63 29.02.2009 / 64 - Mal Satımı Mal Satımı - Montaj Bilgisayar Bakım Mal Satımı - Montaj Faiz Geliri Mal Satımı Mal Satımı Mal İade Mal Satımı Mal Satımı D.S.M.M. 100 3.000 150 2.000 - 2.500 3.900 1.600 1.700 15.000 150 240 4.500 8.000 450 720 240 315 306 2.700 27 43,2 810 - 2.950 4.720 3.240 2.065 2.000 2.006 17.700 177 283,2 5.310 8.000 TOPLAM 5.250 37.590 5.611,2 48.451,2 İşletme Hesap Özeti: GİDERLER TUTAR GELİRLER TUTAR Dönem Başı Mal Mevcudu 6.000 Dönem İçinde Yapılan Satışlar 29.590 Dönem İçi Alışlar Toplamı 26.300 Dönem İçi Gelirler Toplamı 5.250 Dönem İçi Giderler Toplamı 5.450 Dönem Sonu Mal Mevcudu 8.000 TOPLAM 37.750 TOPLAM 42.840 KAR 5.090 ZARAR - GENEL TOPLAM 42.840 GENEL TOPLAM 42.840 MONOGRAFİ ve ÇÖZÜMÜ - İŞLETME DEFTERİ Monografi 3: Ocak 2009 ayında bilgisayar satış ve teknik servis işi ile uğraşan bir işletme aşağıdaki işlemleri yapmıştır. 1- İşletmenin dönem başı mal mevcudu 12.000 TL dir. 2- İşletme 03.01.2009 tarihinde 50 adet bilgisayarı tanesi 900 TL den almıştır. KDV % 18 hariç. Fatura no: 846 3- İşletme 06.01.2009 tarihinde 1 adet bilgisayarı 1.500 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 56 4- İşletme 08.01.2009 tarihinde 3 adet bilgisayarı tanesi 1.200 TL den satmıştır. Ayrıca montaj için 400 TL almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 57 5- İşletme 10.01.2009 tarihinde işyeri kirası olarak 2.000 TL bankaya yatırmıştır. Dekont no: 96809 6- İşletme 11.01.2009 tarihinde işletmeye 250 TL elektrik faturası gelmiş ve bunu ödemiştir. KDV %8 hariç. Fatura no: 68006 7- İşletme 12.01.2009 tarihinde bir internet cafenin bakım işlerini yapmıştır, karşılığında 2.500 TL almıştır. KDV % 8 hariç. Fatura no: 58 8- İşletme 13.01.2009 tarihinde daha önceden sattığı bir bilgisayar arızalı çıktığı için bilgisayarın tamirini ücretsiz yapmıştır. 9- İşletme 15.01.2009 tarihinde 1 adet bilgisayarı 1.600 TL den satmıştır. Ayrıca kurulum işlemi için 150 TL almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 59 10- İşletme 18.01.2009 tarihinde işletmenin bankadaki parasına 2.000 TL faiz geliri gelmiştir. Bu parayı çekmiştir. Dekont no: 968 11- İşletme 20.01.2009 tarihinde işletmenin temizlenmesi için 300 TL tutarında temizlik malzemesi almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 456 12- İşletme 20.01.2009 tarihinde 1 adet bilgisayarı 1.700 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 60 13- İşletme 21.01.2009 tarihinde 60 adet klavyeyi tanesi 20 TL den almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 9890 14- İşletme 22.01.2009 tarihinde 10 adet bilgisayarı tanesi 1.500 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 61 15- İşletme 23.01.2009 tarihinde işletmeye 150 TL telefon faturası gelmiş ve bunu ödemiştir. KDV %8. Fatura no: 7046 16- İşletme 25.01.2009 tarihinde bir borcunu ödemediği için 300 TL borcunu ve 50 TL faizini bankaya yatırmıştır. Dekont no: 849 17- İşletme 26.01.2009 tarihinde aldığı klavyelerin 5 tanesi bozuk çıktığı için iade etmiştir. Tanesi 20 TL KDV %18 hariç. Fatura no: 62 18- İşletme 27.01.2009 tarihinde 4 adet bilgisayar parçasını tanesi 60 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 63 19- İşletme 27.01.2009 tarihinde 15 adet monitörü tanesi 400 TL den almıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 457 20- İşletme 28.01.2009 tarihinde çalıştırdığı bir personeline 900 TL maaş vermiştir. Ertesi gün ayrıca personelin 200 TL ssk payını da ödemiştir. 21- İşletme 29.01.2009 tarihinde 3 adet bilgisayarı tanesi 1.700 TL den satmıştır. KDV %18 hariç. Fatura no: 64 22- İşletme 30.01.2009 tarihinde 80 TL lik su faturasını ödemiştir. KDV %8 hariç. Fatura no: 2095 23- İşletmenin dönem sonu mal mevcudu 17.000 TL dir. Buna göre işletmenin ocak ayındaki işletme defterini düzenleyiniz ve ocak ayının kar veya zararını hesaplayınız. Cevap: GİDER SAYFASI Sıra No Kayıt Tarihi Alınan Belgenin Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Ödenen Ücret ve Alınan Mal Diğer Giderler Bedeli İndirilecek KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 6 7 01.01.2009 03.01.2009 10.01.2009 11.01.2009 20.01.2009 21.01.2009 23.01.2009 03.01.2009 / 846 10.01.2009 / 96809 11.01.2009 / 68006 20.01.2009 / 456 21.01.2009 / 9890 23.01.2009 / 7046 D.B.M.M. Mal Alımı Kira Ödemesi Elektrik Gideri Temizlik Malzemesi Mal Alımı Telefon Gideri 2.000 250 300 150 12.000 45.000 1.200 - 8.100 20 54 216 12 12.000 53.100 2.000 270 354 1.416 162 8 25.01.2009 25.01.2009 / 849 Borc - Faiz Ödeme 350 - - 350 9 27.01.2009 27.01.2009 / 457 Mal Alımı - 6.000 1.080 7.080 10 28.01.2009 28.01.2009 Maaş Ödemesi 900 - - 900 11 29.01.2009 29.01.2009 SSK Payı 200 - - 200 12 30.01.2009 30.01.2009 / 2095 Su Faturası 80 - 6,4 86,4 TOPLAM 4.230 64.200 9488,4 77.918,4 GELİR SAYFASI Sıra No Kayıt Tarihi Verilen Belgenin Tarih ve Numarası AÇIKLAMA Alınan Ücret ve Diğer Gelirler Satılan Mal Bedeli Hesaplanan KDV TOPLAM 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 06.01.2009 08.01.2009 12.01.2009 15.01.2009 18.01.2009 20.01.2009 22.01.2009 26.01.2009 27.01.2009 29.01.2009 31.01.2009 06.01.2009 / 56 08.01.2009 / 57 12.01.2009 / 58 15.01.2009 / 59 18.01.2009 / 968 20.01.2009 / 60 22.01.2009 / 61 26.01.2009 / 62 27.01.2009 / 63 29.01.2009 / 64 - Mal Satımı Mal Satımı - Montaj Bilgisayar Bakım Mal Satımı - Montaj Faiz Geliri Mal Satımı Mal Satımı Mal İade Mal Satımı Mal Satımı D.S.M.M. 400 2.500 150 2.000 - 1.500 3.600 1.600 1.700 15.000 100 240 5.100 17.000 270 720 200 315 306 2.700 18 43,2 918 - 1.770 4.720 2.700 2.065 2.000 2.006 17.700 118 283,2 6.018 17.000 TOPLAM 5.050 45.840 5.490,2 56.380,2 İşletme Hesap Özeti: GİDERLER TUTAR GELİRLER TUTAR Dönem Başı Mal Mevcudu 12.000 Dönem İçinde Yapılan Satışlar 28.840 Dönem İçi Alışlar Toplamı 52.200 Dönem İçi Gelirler Toplamı 5.050 Dönem İçi Giderler Toplamı 4.230 Dönem Sonu Mal Mevcudu 17.000 TOPLAM 68.430 TOPLAM 50.890 KAR - ZARAR 17.540 GENEL TOPLAM 68.430 GENEL TOPLAM 68.430 SERBEST MESLEK KAZANÇ DEFTERİ 1. Serbest Meslek Sahipleri Tanımı: Kendi şahıslarına, belli bir kuruluşa bağlı olmadan kendi mesleki yeterliliklerine göre ticari mahiyette olmayan,serbest olarak çalışan kişilere denir. Bunlar, doktor, avukat, eczacı, serbest muhasebeci ve mali müşavirler ve diş doktorları gibi kişilerdir. Serbest meslek sahipleri serbest meslek kazanç defteri tutar. 2. Serbest Meslek Kazancı Tanımı: Bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden, bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan fark serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek kazancı, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tutulan serbest meslek kazanç defteri üzerinden tespit edilir. Kollektif, adi komandit ve adi şirketler de serbest meslek kazançlarını serbest meslek kazanç defterine göre tespit ederler. Serbest meslek kazanç defterinde kayıtlar, tek taraflı yani basit usulde kayıt yöntemine göre yapılır. Serbest meslek kazanç defterinde işletme defteride olduğu gibi gider ve gelir tarafı olmak üzere iki tarafı bulunmaktadır. 3. Gider Kavramı: Serbest meslek faaliyeti ile doğrudan ilgili ve faaliyetin yürütülmesi ve kazancın doğması için zorunlu olan harcamaları gider olarak değerlendirebiliriz. Bu kapsamda kira, aydınlatma, ısıtma, telefon, kırtasiye, işle ilgili şehir içi ulaşım, posta, işle ilgili bina, demirbaş, taşıt alımı dolayısıyla alınan borçlara ödenen faizler, bina ya da demirbaş onarım giderleri, yapılan işin hacmi ile orantılı temsil ve ağırlama giderleri, serbest meslek kazancı belirlenirken gider olarak dikkate alınabilir. İkametgâhlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgâh için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgâhı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar ise amortismanın yarısını gider yazabilirler. 4. Serbest meslek defteri gider sayfası: Serbest meslek erbabı kazanç elde etmek ve işinin devamını sağlayabilmek için bir takım harcamalar yapmak durumundadır. İşte bu yaptığı harcamaları kazanç defterinin gider sayfasında gösterir. Serbest meslek kazanç defterinin sol tarafı gider sayfasıdır. Sayfalar numaralıdır. Defter işe başlandığında notere tasdik ettirilir. Karşılıklı sayfaların numaraları aynıdır. Defterin sağ tarafı gelir sayfasıdır. 1 numaralı gider sayfasının kaşısındaki sayfa da 1 numaralı gelir sayfasıdır. Gider sayfasında aşağıdaki bilgilir yer alır. 4.1. Serbest meslek defteri gider sayfasındaki bilgiler: 1. Sıra numarası 2. Kayıt tarihi 3. Alınan belgenin tarihi ve numarası 4. Giderlerin çeşidi 5. Giderlerin tutarları yazılır. 6. Giderler için ödenen indirilecek KDV yazılır. Serbest meslek kazanc defteri gider sayfası aşağıdaki gibidir: Sıra No Kayıt Tarihi Alınan Belgenin Tarih ve Numarası GİDER ÇEŞİDİ TOPLAM Ödenen Gider Tutarı İndirilecek KDV Örnek: Bir Serbesst muhasebeci mali müşavirin 2008 yılının Aralık Ayı işlemleri aşağıdaki gibidir: - SMMM nin dönem başı yekünü 2.000 TL dir - SMMM 02.12.2008 tarihinde işyeri kirası olarak 1.500 TL parayı bankaya yatırmıştır. Karşılğında dekont almıştır. Dekont numarası: 703 - SMMM 09.12.2008 tarihinde 400 TL tutarında kırtasiye malzemesini 75 nolu fatura ile almıştır. KDV oranı %18 hariç - SMMM 12.12.2008 tarihinde 200 TL tutarındaki elektrik faturasını ödemiştir. Fatura numarası: 485. KDV %18 hariç - SMMM 15.12.2008 tarihinde 300 TL tutarında telefon faturasını ödemiştir. Fatura numarası: KDV oranı %18 dahil - SMMM 20.12.2008 tarihinde 600 TL tutarında brüt ücret ayrıca 117 TL SSK işveren payı ödemiştir. (Tehlike sınıfı:1 olarak hesaplanmıştır) Otomatik ücret bordrosu düzenleme programı (Excel) >>>>> Cevap: SMMM'nin serbest meslek kazanc defterinin gider sayfası aşağıdaki gibi doldurulur: Gider Sayfası Sıra Kayıt No Tarihi 1 2 3 4 5 6 7 01.12.2008 02.12.2008 09.12.2008 12.12.2008 15.12.2008 20.12.2008 20.12.2008 Alınan Belgenin Tarih ve Numarası GİDER ÇEŞİDİ Ödenen Gider Tutarı İndirilecek KDV 02.12.2008 / 703 09.12.2008 / 75 12.12.2008 / 485 15.12.2008 / 987 20.12.2008 / 20.12.2008 / - Yekün Kira Ödemesi Kırtasiye Malzemesi Elektrik Ödemesi Telefon Ödemesi Personel Ücreti SSK İşveren Payı 2.000 1.500 400 200 300 600 117 72 36 - TOPLAM 5.117 108 5. Gider Kayıtları Uygulaması: Serbest meslek kazançlarının tespitinde hasılattan indirilecek giderler Gelir Vergisi Kanunu’nun 68. maddesinde bentler halinde açıklanmıştır. Söz konusu madde 5035 sayılı Kanun’la 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir. Yapılan yeni düzenlemeler çerçevesinde serbest meslek faaliyetinin ifası sırasında yapılan ve belgelendirilmek suretiyle gider kabul edilen ödemeler aşağıdaki gibidir. - Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler (İkametgâhlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgâh için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgâhı kendi mülkü olup bunun bir kısmımnı iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.) - Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatındaki iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (bu primlerin ve aidatın geri alınmamak üzere Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla) ile 27. maddede yazılı giyim giderleri - Mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderleri (seyahat maksadının gerektirdiği süre ile sınırlı olmak şartıyla) - Mesleki faaliyette kullanılan tesisat, demirbaş eşya ve envantere dâhil taşıtlar için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar (amortismana tabi iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde aynı Kanunun 328 inci maddesine göre hesaplanacak zararlar dâhil) - Kiralanan veya envantere dâhil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri - Alınan mesleki yayınlar için ödenen bedeller - Mesleki faaliyetin ifası için ödenen mal ve hizmet alım bedelleri - Serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla emekli sandıklarına ödenen giriş ve emeklilik aidatları ile mesleki teşekküllere ödenen aidatlar - Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen meslek, ilan ve reklâm vergileri ile iş yerleriyle ilgili ayni vergi, resim ve harçlar - Mesleki faaliyetle ilgili olarak kanun, ilam ve mukavelenameye göre ödenen tazminatlar. Her türlü para cezaları ve vergi cezalan ile serbest meslek erbabının suçlarından doğan tazminatlar gider olarak indirilemez. 5. Gelir Kavramı: Serbest meslek sahiplerinin, serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazançlar geliri oluşturur. Serbest meslek sahiplerinin gelirleri müşterilerinden aldığı ücretlerden oluşmaktadır. 5. Serbest meslek defteri gelir sayfası: serbest meslek kazanç defterinin sağ tarafı gelir sayfasını oluşturur. Serbest meslek sahibi yaptığı işin getirisi olan gelirini defterin sağ tarafına kaydeder. Sayfalar numaralıdır. Defter işe başlandığında notere tasdik ettirilir. Karşılıklı sayfaların numaraları aynıdır. Defterin sol tarafı gider sayfasıdır. 1 numaralı gider sayfasının kaşısındaki sayfa da 1 numaralı gelir sayfasıdır. Gelir sayfasında aşağıdaki bilgilir yer alır. 5.1. Serbest meslek defteri gelir sayfasındaki bilgiler: 1. Sayfa numarası 2. Kayıt tarihi 3. Verieln belgenin tarihi ve numarası 4. Gelirlerin çeşidi 5. Gelirlerin tutarları yazılır. 6. Gelirler için hesaplanan, hesaplanan KDV yazılır. Serbest meslek kazanc defteri gelir sayfası aşağıdaki gibidir: Sıra No Kayıt Tarihi Verilen Belgenin Tarih ve Numarası GELİR ÇEŞİDİ Gelir Tutarı Hesaplanan KDV TOPLAM İşletme defteri gelir sayfası ile ilgili örnekler: Örnek: Bir SMMM'nin 2008 yılının Aralık Ayı işlemleri aşağıdaki gibidir: - SMMM 05.12.2008 tarihinde 01 numaralı serbest meslek makbuzu düzenlenerek, mükellefi A'dan 650 TL tahsil etmiştir. %18 KDV hariç - SMMM 10.12.2008 tarihinde 02 numaralı serbest meslek makbuzu düzenlenerek, mükellefi B'dan 350 TL tahsil etmiştir. %18 KDV hariç - SMMM 15.12.2008 tarihinde 03 numaralı serbest meslek makbuzu düzenlenerek, mükellefi C'dan 1.000 TL tahsil etmiştir. %18 KDV hariç - SMMM 25.12.2008 tarihinde 04 numaralı serbest meslek makbuzu düzenlenerek, mükellefi C'dan 1.200 TL tahsil etmiştir. %18 KDV hariç Cevap: İşletmenin işletme defterinin gelir sayfası aşağıdaki gibidoldurulur: Sıra No Kayıt Tarihi Verilen Belgenin Tarih ve Numarası GELİR ÇEŞİDİ Gelir Tutarı Hesaplanan KDV 1 2 3 4 05.12.2008 10.12.2008 15.12.2008 25.12.2008 05.12.2008 / 01 10.12.2008 / 02 15.12.2008 / 03 25.12.2008 / 04 A............ B............ C............ D........... 650 350 1.000 1.200 117 63 180 216 TOPLAM 3.200 576 SERBEST MESLEK KAZANÇ DEFTERİ KAYITLARI 1. Serbest Meslek Kazanç Defterinin Gider Kayıtları: Hangi tür harcamaların serbest meslek kazanç defterine gider yazılacağı (GVK madde 68) de belirtilmiştir. Serbest Meslek Kazanç defterinin gider sayfasına her türlü gider kayıtları, peşin ya da veresiye yapılmasına bakılmaksızın günlük yapılır. 2. Serbest Meslek Kazanç Defterinin Gelir Kayıtları: Serbest meslek kazanç defterinin sağ tarafı gelir sayfasını oluşturur. Serbest meslek sahibi yaptığı işin kazancı olan gelirini defterin sağ tarafına kaydeder. Gelir gerçekleştiği zaman kayıt yapılır. 3. Yanlış Kayıtların Düzeltilmesi: Serbest Meslek Kazanç defterinde, kayıtlarda rakam ve yazılar yanlış yazıldığı takdirde düzeltmeler ancak yanlış rakam ve yazı okunacak şekilde çizilmek, üst veya yan tarafına veyahut ilgili bulunduğu hesabına doğrusu yazılmak suretiyle yapılır. Defterlere geçirilen bir kaydı kazımak, çizmek veya silmek suretiyle okunmaz bir hâle getirmek yasaktır. Boş satır bırakılamayacağı ve sayfaların yok edilemeyeceği (VUK madde 218’de) belirtilmiştir. Defterlerde kayıtlar arasında usulen yazılmaya mahsus olan satırlar, çizilmeksizin boş bırakılamaz ve atlanamaz. Boş kalan satırlar (kayıt bulunmayanlar) mürekkepli kalemle çizilmek suretiyle, sonradan kayıt yapma imkânını ortadan kaldırmak üzere doldurulmuş sayılır. Ciltli defterlerde, sıra numarasını izleyen sayfalar ciltten koparılamaz. 4. Serbest Meslek Defterinde Amortisman Kayıtları: Serbest meslek sahibi, işlerinde bir yıldan fazla kullandıkları ve amortismana tabi tuttukları tesisat ve demirbaş eşyanın kıymetleri ile amortismanlarını VUK 189. maddede yazılı şekilde tutulan Amortisman kayıtlarında gösterirler. (VUK madde 211) 5. Serbest meslek kazanç makbuzu: Serbest meslek erbabına mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilâtı için iki kopya serbest meslek makbuzu düzenlemek ve bir kopyasını müşteriye vermek, müşterinin de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyeti vardır. (VUK) Bu durumda, söz konusu faaliyetinizin serbest meslek faaliyeti olması nedeniyle, serbest meslek defteri tasdik ettirerek tutmanız ve serbest meslek makbuzu düzenlemeniz gerekmektedir. 5.1. Serbest meslek makbuzlarında bulunması gerekenler: - Makbuzu vereninin adı soyadı veya unvanı, adresi, vergi dairesi ve hesap numarası ile makbuzun seri ve müteselsil sıra numarası yazılı olacaktır. - Müşterinin adı soyadı veya unvanı, adresi ve makbuz tarihi ile alınan paranın miktarının yazılabileceği yeterli aralıklarda boş yerler bulunacaktır. - Serbest Meslek Makbuzu, 14 x 20 cm veya 14 x 10 cm ebadında olacaktır. 5.2. Belgelerin temini, kullanımı, basımı ve dağıtımı: Belgelerin temini, kullanımı, basım ve dağıtımı konusunda mükellefler ve matbaa işletmecileri aşağıda belirtilen esaslara uyarlar. - Mükellefler, söz konusu belgeleri bedeli mukabilinde sadece bağlı bulundukları vergi dairesinin il sınırları içerisinde kalan anlaşmalı matbaalara bastırırlar. - Matbaa işletmecileri, mükellefler tarafından bastırılacak olan belgelere öncelik tanırlar, siparişleri on beş gün içinde basıp teslime hazır hâle getirirler. Basılan bu belgeler mükellef veya vekiline tutanakla teslim edilir. Ancak teslime hazır hâle getirilen belgelerin mükellefler tarafından teslime hazır hâle getirildiği tarihten itibaren bir ay içinde alınmaması hâlinde, anlaşmalı matbaa işletmecisi tarafından durum ilgili defterdarlığa bildirilir. Defterdarlıkça da, durum tutanakla tespit edilerek söz konusu belgeler yatay ya da dikey kesilmek suretiyle kullanılmayacak şekilde iptal edilir. 159 numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği gereğince notere tasdik ettirilmemiş veya bu yönetmelik esaslarına göre hazırlanmamış olan belgeleri kullanan mükellefler hakkında, bu belgelerin hiç düzenlenmemiş olduğu kabul edilerek, Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca işlem yapılır. Örnek: Bir SMMM'nin 2008 yılının Kasım Ayı işlemleri aşağıdaki gibidir: - SMMM 02.11.2008 tarihinde 400 TL tutarında kırtasiye malzemesini 35 nolu fatura ile almıştır. KDV oranı %18 hariç - SMMM 04.11.2008 tarihinde işyeri kirası olarak 1.600 TL parayı bankaya yatırmıştır. Karşılğında dekont almıştır. Dekont numarası: 671 - SMMM 10.11.2008 tarihinde 26 numaralı serbest meslek makbuzu düzenlenerek, mükellefi A'dan 500 TL tahsil etmiştir. %18 KDV hariç - SMMM 13.11.2008 tarihinde 27 numaralı serbest meslek makbuzu düzenlenerek, mükellefi B'dan 800 TL tahsil etmiştir. %18 KDV hariç - SMMM 18.11.2008 tarihinde 750 TL faiz gelirini bankadan 456 nolu makbuz ile çekmiştir. - SMMM 19.11.2008 tarihinde 180 TL tutarındaki telefon faturasını ödemiştir. Fatura numarası: 666. KDV %18 hariç - SMMM 23.11.2008 tarihinde 28 numaralı serbest meslek makbuzu düzenlenerek, mükellefi C'dan 1.500 TL tahsil etmiştir. %18 KDV hariç - SMMM 27.11.2008 tarihinde dergi aboneliği için 120 TL ödemiştir. Makbuz numarası:98, KDV oranı %8 hariç Cevap: SMMM'nin serbest meslek defteri kayıtları aşağıdaki gibidir: Gider sayfası: Sıra No Kayıt Tarihi Alınan Belgenin Tarih GİDER ÇEŞİDİ ve Numarası 1 2 3 4 5 02.11.2008 / 35 04.11.2008 / 671 19.11.2008 / 666 27.11.2008 / 98 01.11.2008 02.11.2008 04.11.2008 19.11.2008 27.11.2008 Ödenen Gider Tutarı İndirilecek KDV Yekün Kırtasiye Malzemesi Kira Gideri Telefon Gideri Dergi Abonelik 400 1.600 180 120 72 32,4 9,6 TOPLAM 2.300 114 Gelir Tutarı Hesaplanan KDV Yekün A.............. B............. Faiz Geliri C............ 500 800 750 1.500 90 144 270 TOPLAM 3.550 504 Gelir sayfası: Sıra No Kayıt Tarihi Verilen Belgenin Tarih GELİR ÇEŞİDİ ve Numarası 1 2 3 4 5 10.11.2008 / 26 13.11.2008 / 27 18.11.2008 / 456 23.11.2008 / 28 01.11.2008 10.11.2008 13.11.2008 18.11.2008 23.11.2008 1. Serbest Meslek Kazanç Bildirimi: Serbest meslek defteri tutanlar yıl sonu geldiğinde (VUK 174. maddesi) Kanun’daki hükme göre; defterler hesap dönemi itibarıyla tutulur. Kayıtlar her hesap dönemi sonunda kapatılır ve ertesi dönem başında yeniden açılır. defterlerini kapatıldığında yani gelir ve gider sayfalarının toplamını alınır, kâr mı yoksa zarar mı olduklarını tespit ederler. Gelir vergisi stopajlarını hesaplarlar. Ayrılan amortismanlarını ve demirbaş satışından elde ettikleri kârı tespit ederler. Bütün bu işlemler tamamlandıktan sonra "Serbest Meslek Kazanç Bildirimi"ni doldururlar. 2. Serbest meslek kazanç bildiriminin amacı: Performans Derecelendirme Bildirimi’nin amacı, mükelleflerin vergiye uyumunun sağlanması temel amacına yönelik olarak, mükellefleri daha yakından takip etmek, performanslarını dönemler ve sektörler itibarıyla izlemek, mukayese etmek ve derecelendirilmesini sağlamaktır. 3. Serbest meslek kazanç bildiriminin zamanı: Serbest meslek faaliyetinde bulunan gerçek kişi mükellefler, kazançlarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmektedirler. Gelir Vergisi mükelleflerinin 2007 yılı gelirlerini 2008 yılı Mart ayında beyan etmeleri gerekmektedir. GVK’nin 92. maddesi gereği yıllık beyanname Mart ayının 15. günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine verilir. Beyan edilen ve ödenmesi gereken vergiler ise, GVK’nin 117.maddesi gereği Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödenir. Serbest meslek kazançlarının tespitinde hasılattan indirilecek giderler Gelir Vergisi Kanunu’nun 68. maddesinde bentler hâlinde açıklanmıştır. Söz konusu madde 5035 sayılı Kanun’la 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 85. maddesinde, serbest meslek erbabının mesleki faaliyetinden kazanç temin etmemiş olsa bile yıllık beyanname vereceği hükme bağlanmıştır. Yıllık beyanname ise anılan Kanun’un 92. maddesi uyarınca beyannamenin ait olduğu yılı izleyen yılın Mart ayının on beşinci günü akşamına kadar verilmesi ve tahakkuk eden gelir vergisinin de 117. maddesi uyarınca Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödenmesi hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca istisna tutulan serbest meslek kazançları ile dar mükelleflerin tevkif suretiyle vergilenmiş serbest meslek kazançlarından yapılan vergi kesintisi nihai vergileme olacak ve bunlara ilişkin beyanname verilmeyecektir. 4. Serbest meslek kazancı vergisinin ödenmesi: Serbest meslek erbabı bir takvim yılına ait yıllık gelir vergisi beyannamesini ertesi yılın mart ayının 15. günü akşamına kadar bağlı olduğu vergi dairesine vermek ve vergilerini de mart, temmuz aylarında olmak üzere iki taksit hâlinde ödemek zorundadır. (GVK, madde 92) Serbest meslek erbabı beyan ettiği kazanç üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, kendisine yapılan ödemelerden dolayı kesilen vergiyi mahsup edebilecektir. (GVK, madde 121) Ödemeler ise Maliye Bakanlığı’nca yetki verilen bankalar aracılığıyla yapılabileceği gibi vergi dairesi veznelerinden de yapılabilir. Serbest meslek kazancı, tahsil olunan hâsılattan yapılan giderlerin düşülmesi suretiyle gerçek usulde tesbit edilmektedir. (GVK, madde 67) Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ile diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden, bu faaliyet dolayısı ile yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır. (GVK, madde 67) 5. Serbest meslek kazançlarında indirilecek giderler: Serbest meslek kazançlarının tespitinde hâsılattan indirilecek giderler Gelir Vergisi Kanunu’nun 68. maddesinde bentler hâlinde açıklanmıştır. Söz konusu madde 5035 sayılı Kanun’la 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir. Yapılan yeni düzenlemeler çerçevesinde serbest meslek faaliyetinin ifası sırasında yapılan ve belgelendirilmek suretiyle gider kabul edilen ödemeler aşağıdaki gibidir. - Serbest meslek kazancının elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler - Hizmetli ve işçilerin giderleri - Mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderleri - Mesleki faaliyette kullanılan tesisat, demirbaş eşya ve taşıtlar için vergi usul kanunu’na göre ayrılan amortismanlar - Alınan mesleki yayınlar için ödenen bedeller - Mesleki faaliyetin ifası için başka meslek erbabından alınan hizmet bedelleri - Emekli sandıklarına ödenen giriş ve emeklilik aidatları ile mesleki teşekküllere ödenen aidatlar - Ödenen meslek ilan reklam vergileri, iş terleriyle ilgili ayni vergi, resim ve harçlar ile kanun ilam ve mukavelenameye göre ödenen tazminatlar - Kiralanan ya da envantere dahil taşıtların giderleri - Binek otomobillerin satın alınmasına ilişkin olarak ödenen ÖTV’nin maliyet veya gider yazılması - Binek otomobillerin satın alınmasına ilişkin olarak indirilemeyen KDV’nin maliyet veya gider yazılması 1. Girişimcinin Tanımı: Girişimci, üretim elemanlarını (doğa, emek, sermaye) sistemli ve bilinçli bir şekilde bir araya getirerek mal ve hizmet üretimini sağlayan kişidir. Girişimci toplumun gereksinim duyduğu dolayısıyla talep edilen bir malı ya da hizmeti bulup onu üretmeye girişen ve buna öncülük eder. Girişimci ile müteşebbis aynı anlamı taşımaktadır. 2. Girişimcinin Özellikleri: - Riski üzerine almak, - Mal ve hizmet üretmek için üretim faktörlerini sağlamak, - Mal ve hizmetleri belirli bir gereksinimi karşılama amacına yönelterek dördüncü üretim faktörünü oluşturmaktır. Girişimcilik, TC. Anayasası'nın tanıdığı üç temel hakla güvence altına alınmıştır. Bunlar: - Mülkiyet hakkı - Meslek seçme hakkı - Sözleşme yapma hakkıdır. 3. Başarılı Girişimcinin Özellikleri: - Kabul edilebilir riskleri göze alma - Kararlılık - Çok yönlülük - İş bitiricilik - Kendine güvenirlik - Planlı hareket etme - İleriyi görme - Uyumluluk -Girişkenlik - İkna yeteneği - Risk alma - Esneklik - Üretkenlik -Bağımsızlık - Sorunları hızlı şekilde çözebilme - Sosyal ve kültürel yapısı - Hayal gücü - Liderlik yeteneği - Çalışkanlık - Sorumluluk duygusu - Yazılı ve sözlü haberleşme yeteneği 4. İş Planı: İş planı, ister kurulu bir firma olsun, isterse firma kurma aşamasında olsun, o an bulunulan noktayı, ulaşılmak istenilen hedefi ve bu hedefe giden yolun haritasının çıkartılmasını sağlayan işler bütünüdür. İşin ne olduğunu, çalışma ortamını, kısa ve uzun vadedeki hedefleri ve bu hedeflere ulaşmak için gereken araç ve yöntemleri tanımlar. İş planı, girişimciye şu yararları sağlar: - İşin her aşamasında neyin doğru neyin yanlış yapıldığını gösteren bir kontrol mekanizmasıdır. - İşteki başarı ve büyüme olasılıklarının değerlendirilmesini sağlar. - İşin sorunsuz yönetilmesini ve başarı için gerekli hazırlıkların yapılmasını sağlar. - İş için bir iletişim aracıdır. Amacı, rekabet şartlarını, yönetimi ve insan kaynaklarını tanımlar. - Finansal tekliflerin temelini oluşturur. İş planı aşağıdaki gibi dört ana bölüme ayrılır. 4.1. İşin Tanımlanması: İşin özelliği, satılacak ürün veya sunulacak hizmeti açıklar. Bununla beraber, ürün veya hizmetin sağlanmasıyla bağlantılı olarak işletmenin ne gibi rekabet üstünlüklerine sahip olduğuna dair bir taslak oluşturur. İş yerine ait bilgiler - İşin adı, sahibi ya da sahiplerinin adı - İş adresi ve telefon numarası - Binanın, büyüklüğünün, yerinin, planının, trafik durumunun ve gerekli ticaret araçlarının tanımlanması - İş planının tarihi İşe ait Bilgiler - İşin ve satılacak ürünün tanımlanması - İşin potansiyelinin ve nasıl büyüyüp başarılı olunacağına inancın tartışılması 4.2. Pazarlama Stratejisinin Belirlenmesi: Ürün veya hizmetin nasıl pazarlanacağı hakkında bilgi verir. Hedeflenen pazardaki eğilimler belirlenir ve müşterilerin kimler olduğu tanımlanır. Pazarın toplam hacmi hesaplanır ve işin pazardan ne kadar pay elde etmeyi umduğu, tüketicilerin beğenileri, satın alma alışkanlıkları üzerinde tahminler yapılır. Rakipler incelenirken güçlülükleri ve zayıflıkları da tartışılır. Ürün, fiyat, yer ve satışı arttırmaya yönelik pazarlama politikası ayrıntılı şekilde ortaya konulur. 4.3. Çalışma ve Organizasyon Şekli: İşin yapısı tartışılır. İdari personelin özellikleri ve deneyimleri ile ilgilenilir. Personel gereksinimi, işin özellikleri ve piyasadaki ücret düzeyine bağlı olarak ortaya konur. Arşiv ve belgelerin nasıl korunacağı ve bunların sorumlulukları seçilir. İlgili yerlerden alınacak izin, yapılacak işlemler ayrıntılı olarak belirlenir ve kontrolü yapılır. İş Planında Çalışma ve Organizasyona Ait Yer Alması Gereken Bilgiler: - Böyle bir projeyi idare etmeye uygun kişi olunduğunu gösteren deneyim ve özelliklerin tanımlanması - Yönetim kurulunun özellikleri, deneyimlerinin tanımlanması, maaş düzeylerinin belirlenmesi. - Personele ne kadar ücret ödeneceğinin, yetiştirme programında neler yapılması gerektiğinin ve nasıl denetleneceklerinin anlatılması - İşin yasal yapısının belirlenmesi - Gereken finans miktarı ve finans kaynaklarının belirlenmesi - Kayıt ve muhasebe sisteminin ve bundan kimin sorumlu olduğunun belirlenmesi - Ticaret yapmak ve iş yönetmek için ilgili makamlardan belge ve izinlerin açıklanması 4.4. Mali Düzenlemeler: İşe yapılan yatırımlardan nelerin amaçlandığı, ne tür malların satın alınacağını ve bu işle ilişkili tahmini ticareti ve harcamaları mali düzenlemeler açıklar. - Mali Planda Yer Alması Gereken Bilgiler: - Gerekli araçların sıralanması ve her birinin maliyeti - En azından ilk bir yıllık işin nakit akışı tasarıları - Aynı yılın tasarlanan kâr ve zarar hesapları ve bilânçosu - Tasarlanan talep ve planlanan fiyat politikası üzerine kâr ve zarar belirtmeyen analiz 5. İşletmenin Kuruluş Kararı: İşletmenin kuruluş kararının alınmasında üzerinde durulması gereken unsurlar şunlardır: - En uygun işletme büyüklüğünün veya üretim kapasitesinin seçimi, - En uygun üretim teknolojisinin veya üretim yönetiminin seçimi, - En uygun işletme kuruluş yerinin seçimidir. İşletmenin üretimini sürdüreceği konumun belirlenmesi birinci derecede önemlidir. Çünkü üretim yöntemini ve hatta işletme büyüklüğünü (kapasite büyüklüğünü) bir kez belirlendikten sonar değiştirmek mümkündür. İşletme Büyüklüğü veya Üretim Kapasitesinin Seçimi: - Kurulacak üretim birimlerine hammadde ve yardımcı madde temin edebilecek çok sayıda tedarik (kaynak) noktası, çok sayıda aday kuruluş yerine yakınlık, (Üretim planı çıkarılmalıdır.) - Tüketim merkezlerinin durumu, - Ulaştırma maliyetleri, - Üretim ve yatırım maliyetleri gibi çeşitli maliyet hesaplamaları, - Kârlılık ve diğer unsurların belirlenmesi gerekir. 5.1. Üretim Planı: Üretim, insanların ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetlerin; iş gücü, araç ve gereçler kullanılarak ortaya çıkarılmasına denir. Bu mal ve hizmetlerin üretimi çeşitli faaliyetler ve belirli fedakârlıkları gerektirecektir. Diğer bir ifade ile işletme, belirli üretim faktörlerini bir araya getirerek üretimde kullanacak ve bunun karşılığında bir ürün elde edecektir. Üretimin amacı, insanların ihtiyaç duydukları mal veya hizmetleri karşılamaktır. Üretim faaliyetlerinde bulunabilmek için üretim faktörlerinin en uygun şekilde bir araya getirilmesi gerekir. Üretim fonksiyonu, sadece tüketicinin ihtiyaç duyduğu kalite, cins ve miktarda mal veya hizmet üretiminden oluşmuş değildir. Üretimde kullanılan çeşitli üretim faktörlerinin verimliliği de önemlidir. Girişimci, işletmede elinde bulunan malzeme, makine ve doğal kaynakları istenilen kalitede, istenilen zamanda ve mümkünse en düşük maliyetle üretimi sağlayacak biçimde bir araya getirir. Gerekli yolu belirlemeyi, zamanlamayı, yürütmeyi ve izlemeyi gerçekleştirir. Üretim Çeşitleri: Mal Üretimi: Tüketicilerin gereksinimlerini karşılamak amacıyla her türlü madde elde edilmesi işlemine mal üretimi denir. Mal üretimi de iki şekilde gerçekleştirilir. - Siparişe Göre Üretim: Bu üretim faaliyeti müşterinin talebi üzerine gerçekleştirilir. Stoklama amacı güdülmez. Siparişe göre üretimde mallar kaliteli olmakla beraber üretimin zorluğu ve maliyeti yüksektir. - Seri Üretim: Piyasa talebi karşılanmak üzere çok miktarda üretim yapılır. Belirli zamanda çok miktarda belirli seriyi dolduracak ürünler üretilmesi söz konusudur. Seri üretimde ürün kısa süre içinde yapılır. Seri bitince yeni bir seriye geçilir. Büyüklük, kalite vb. bakımlardan birbirinin aynı olan sınırlı sayıda malı içerir. Seri üretim, devamlı, aralıklı ve karışık üretim olmak üzere üçe ayrılır. - Devamlı Üretim: Devamlı üretimde bir malın üretimi için yapılması gereken işlemler, iş istasyonlarından geçerken yapılır. Örneğin, otomobil, buzdolabı, televizyon vb. malların üretiminde iş çeşitleri, istasyonlardan geçerken ilgili bölümlerinde gerçekleşir. Üretim, sürekli ve düzenli bir şekilde birbirini tamamlayan iş istasyonlarından geçerek yapılır ve tamamlanır. - Aralıklı Üretim: Bu sistemde üretim, sürekli bir akım halinde değil, belirli zaman aralıkları içinde olmaktadır. Aralıklı üretim yöntemine göre faaliyet gösteren işletmeler, tek tip mal üretiminde bulunmayıp yedek parça ve yan grupları da partiler hâlinde üretir. Dolayısı ile bu yöntem seri üretim şeklinde olmaktadır. Partiler hâlinde üretim faaliyeti seriden seriye geçer. Ancak seri ve seri miktarlarının iyi planlanması ve serilerin sürüm imkânlarının araştırılması gerekir. - Karışık Üretim: Karışık üretim sistemi, devamlı ve aralıklı üretim çeşitlerinin ortaklaşa kullanıldığı en uygun usuldür. Üretim yapılan ürün ile yan ürünler devamlı bir şekilde seri olarak üretilir. Üretim hem devamlı olmakta hem de partiler hâlinde yapılmaktadır. Örneğin; otomobil ve ev eşyası endüstrisinde üretim devamlı olmakla beraber, büyük sayıda parça üretimi ve yan üretim işleminin yapılmasında ise aralıklı üretim sistemi kullanılır. - Hizmet Üretimi: Üretim, malları kapsadığı gibi hizmetleri de kapsar. Hizmet üretimine, stoku mümkün olmayan üretim de denilmektedir. Doktorluk, mühendislik ve eğitim hizmetleri bu gruba girer. Hizmet işletmelerindeki üretim, imalat işletmelerindeki üretimden oldukça farklıdır. Hizmetler, üretilirken tüketilir. Dolayısıyla, hizmetlerin kalitesini ölçmek, malların kalitesini ölçmekten daha zordur. Üretim Planlaması: İşletmelerde iş gücü, fiziksel araç ve olanakların verimli bir şekilde kullanılmasını, bu araç ve olanaklara göre hangi ürünün ne miktarda, hangi yöntemle ve ne zaman üretileceğini gösteren tasarı ya da modele denir. Üretim planları gerektiğinde değiştirilebilir. Hangi ürünün, ne zaman ve hangi istasyonlarda işlem görerek üretileceği üretim planlarında değil, üretim programlarında tespit edilir. Üretim planları bağlayıcı değildir. Üretim planlaması ile işletmenin günlük, haftalık ve aylık üretim seviyeleri belirlenir. Üretim İşletmelerin Kuruluş Yerinin Seçimi: Üretim işletmelerinde kuruluş yeri seçilirken aşağıdaki iki ana ölçüt dikkate alınmalıdır; Devlet planlama teşkilatının yatırım teşvikleri ölçütleri değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme yapılırken aşağıdaki ölçütler de dikkate alınmalıdır. Bunlar; - İşyeri ulusal gelirin artmasına yardımcı olmak, - İşgücünü tam ve etkin olarak kullanmak, - Geri kalmış bölgeleri kalkındırmak, - Yerleşimin yoğun olduğu bölgelerdeki sosyolojik ve ekolojik sorunlara çözüm getirmektir. İşletmenin kendi amacını gerçekleştirmeye yönelik ölçütleri bulunmaktadır. Bunlar; - En uygun kuruluş yeri ileride işletme kârını maksimum kılacak bir yer olmalıdır. - Toplam gelirlerin fazla, maliyetlerin en az olduğu ölçütler tercih edilmelidir. - Genellikle kuruluş yeri seçilirken en fazla gelirin olduğu yerler tercih edilir. - Satış ve gelirlerin maliyetleri ölçütlerine ilişkin hesaplamalar dikkate alınmalıdır. Diğer İşletmelerde Kuruluş Yeri Seçimi: Fabrikanın kurulacağı bölgenin seçimi. Bu, ülkenin ortak özellikleri bulunan bir bölgesi olabilir. İşletmenin kuruluş bölgesinin seçerken aşağıdaki adımları uygulaması gerekir: Kuruluş yöresinin seçimini etkileyen faktörler belirlenmelidir. - Bölge için belirlenen faktörler önemine göre sıralanmalıdır. - Belirlenen faktörler bölge içindeki yörelere gore etkinlik sırasına konulmalıdır. - En uygun yöreler aday olarak seçilmeli ve toplam maliyetler ile gelir toplamı karşılaştırılarak en uygun kuruluş yöresi belirlenmelidir. - En uygun kuruluş yöresi hakkında kesin kararı işletmenin üst düzeydeki yöneticileri vermelidir. - Yöre seçimi, optimum kuruluş yeri seçimi kararının en karmaşık aşamasıdır. Yöre seçimini etkileyen faktör çok sayıda olduğu gibi bunların, ölçümü de oldukça zordur. Kuruluş bölgesi ve yöresi belirlendikten sonra fabrikanın kurulacağı arsanın veya konumun saptanması oldukça kolaydır. Kuruluş yerinin seçimini etkileyen faktörler şunlardır: - Pazar Faktörü: Üretim biriminin veya işletmenin kuruluş yerini etkileyen faktörlerin başında gelir. Çünkü her üretim faaliyeti, bir pazardaki gereksinimi karşılamak için yapılır. Özellikle ulaştırma sisteminin yetersiz ve taşıma ücretlerinin yüksek olması durumunda, işletme kuruluş yerinin pazarlara yakın olması gerekir. - Hammadde ve Yardımcı Madde Faktörü: Kuruluş yeri seçimini etkileyen önemli faktörlerden birisi de, hammadde ve yardımcı maddeye yakınlık ve bunların tedarik olanağıdır. Hammadde, fiziki ve kimyasal nitelikler yönünden uygun olmalı, sürekli olarak temin edilebilmeli, fiyatı elverişli olmalı ve iyi bir ulaştırma sisteminin yakınında bulunmalıdır. - Taşıma Faktörü: Ulaştırma giderleri, ulaştırma olanak ve araçları kuruluş yerleri faktörleri arasında en genel olan faktördür. Bununla birlikte, bu faktörü yalnız başına göz önüne almak zorunda olan işletmeler de vardır. - İşgücü (insan gücü) Faktörü: Kuruluş yeri seçilirken işgücünün nitelik ve nicelik yönünden yeterli olup olmadığına da dikkat edilmelidir. Büyük ölçüde işgücü yoğun üretim yöntemi uygulayan işletmeler, işgücünün kolayca temin edilebileceği bölge veya yerlerde kurulmalıdır. Belirli bir konuda uzmanlaşmış veya kalifiye işgücüne gereksinimi olan işletmeler, bu nitelikteki işgücünün var olduğu yakın yerlerde kurulmalıdır. Oyuncak, porselen, müzik aletleri, cam eşya ve halı dokuma endüstrilerinin uzmanlaşmış işgücüne gereksinimleri vardır. Bu nedenle, uzmanlaşmış işgücünün bulunduğu yerlere yönelirler. - Enerji ve Yakıt Faktörü: Su, kömür ve elektrik enerjisi kaynaklarının bulunduğu yerler de kuruluş yerinin seçimini etkileyen önemli faktörler arasındadır. Çimento, şeker, kâğıt hamuru üreten ve bıçkı işletmeleri gibi enerji gereksinimi fazla olan işletmeler ucuz su ve elektrik enerjisi elde edilebilen akarsu dolaylarında kurulurlar. Kömür enerjisinin çok kullanıldığı işletmelerin kömür madenleri yakınında kurulduğuna rastlanır. -Teşvik Edici Faktörler: Geri kalmış bölgeler, alt yapı tesisleri yönünden fakir oldukları gibi, yer açısından da tüketim merkezlerine uzaktırlar. Buralara endüstriyel tesis kurulabilmesi için yol, enerji, su, personelin sağlık, kültürel ve diğer gereksinimlerinin karşılanması için ayrıca yatırımlar yapılması gerekir. Gelişmiş bölgelerde kurulan endüstriye göre, bölgenin geri kalmışlığı nedeniyle, projenin kuruluş ve işletme dönemi boyunca yüklenecek külfetleri hafifletici önlemler devlet tarafından alınmadığı sürece, geri kalmış bölgelerde endüstri kurulması ve geri kalmışlıktan kurtulma olanağı yoktur. - Vergiler: Yapılacak iş üzerinden hangi vergilerin ödenmesi gerektiği bilinmelidir. - Toplumsal Özellikler: Toplumun tüketim alışkanlıkları, kültür yapısı, eğitim düzeyi, yaş ortalaması, istihdam ve teknik eleman bulabilme olanakları gibi özellikler de seçilecek bölgenin öneminde etkilidir. - Konum veya Arazi Özellikleri: Arazi seçilirken yukarıdaki ölçütler ile birlikte iklim kaynaklara yakınlık ve stratejik noktalar ile yakınlık gibi ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır. 6. Personel İstihdamı: İşletmeler sermaye, hammadde, makine gibi kaynakları kullanarak mal ve hizmet üretir. Diğer önemli bir kaynak daha vardır ki iş gücü veya insan kaynağı diye isimlendirilir, işletmecilikte ise personel diye adlandırılır. Girişimci, işletmenin gelecekte ihtiyaç duyacağı personel sayısı ve özelliklerini tahmin ederek personel planlaması yapmalıdır. Personel çalıştıran girişimcilerin dikkat etmesi gereken kurallar: - Çalışanlara örnek olunmalıdır. - Çalışma saatlerine mutlaka uyulmalıdır. - Tüm çalışanlar, kişisel olarak tanınmalı ve aile durumları bilinmelidir. - Çalışan personelin iyi niyeti kötüye kullanılmamalıdır. - İşlerin istenilen şekilde yürümemesi durumunda bile insanlarla iyi ilişkiler kurulmalıdır. - Basit ve kırıcı olmayan uyarılar yapılmalıdır. - Her işçinin yaptığı işle gurur duyması sağlanmalıdır. Girişimcilerin personel ile ilgili sorumlulukları - İşe uygun personel seçimi ve istihdamı - Personel eğitimi - Personele, emeğinin karşılığını vermek - Personele, işini sürdürmesi ve geliştirmesi için destek olmak - Personelin performansını değerlendirme 7. Satış: Satış, önceden belirlenen koşullar içinde, satıcının para karşılığında satışa konu olan mal ya da hizmeti alıcıya vermesi durumudur. Satış, üretici ile tüketici arasında bir köprüdür. Satış işleminin gerçekleşmesi için, - Satışa konu olan mal ve hizmetin var olması - Satıcının malına bir fiyat belirlemesi - Alıcının da bu fiyatı ödemeye razı olması gerekir. Satış, bir firmanın yaşamını sürdürebilmesi için vazgeçilmez bir gereksinimdir. Satış, profesyonel bir çaba gerektirir. Satış elemanı, işletme ile pazar arasındaki ilişkileri sağlayan görevlidir. Satış elemanının seçimindeki genel ilke adama göre iş değil, işe göre adamdır. 1. İşletmenin Tanımı: İşletme, üretim faktörlerini planlı ve sistemli bir şekilde bir araya getirerek mal ya da hizmet üretimi amacı güden üretim birimine denir. İşletmenin genel olarak üç tane amacı bulunmaktadır: - Kar elde etme: İşletmenin başarı derecesinin ölçülmesinde ve denetlenmesinde ölçü olarak kullanılmasının yanında devlete ödenecek vergi vb. yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesini de sağlayan bir araçtır. İşletmelerin temel amacı olarak karşımıza çıkar. - Topluma hizmet etme: İşletmeler, elde ettikleri kârın bir bölümünü devlete vergi olarak verirken, diğer bir bölümünü de ortaklarına ve çalışanlarına dağıtarak sosyal sorumluluklarını yerine getirmeye çalışır. Böylece daha başarılı ve uzun ömürlü olma avantajını elde eder. - İşletmenin yaşamını devam ettirme: İşletmeler, kâr elde etme ve topluma hizmet etme amaçlarını gerçekleştirmek için tutarlı bir denge kurmak zorundadır. Bu denge kurulduğu zaman işletme uzun süreli olur. İşletme kısa sürede aşırı kâr elde etmeyi amaçlarsa ya sunduğu mal ve hizmetlerin fiyatını yüksek tutacak ya da ucuz ve kalitesiz mal sunacaktır ki bunun sonucunda işletme belirli bir süre sonra piyasadan çekilmek zorunda kalacaktır. 2. Üretim Faktörleri: Üretim faktörleri, üretimde kullanılan unsurlara verilen genel isim. Üretim faktörleri, doğa, emek, sermaye ve girişimcidir. 2.1. Doğa: Tarım arazisi, ormanlar, maden rezervleri, su kaynakları, hava, güneş gibi yeraltı ve yerüstünde bulunan kaynakları ifade eder. Doğa olmadan üretim gerçekleştirilemez. Bu üretim faktörünün sahip olduğu önem, her üretim dalında farklı olabilir. Tabiat faktörünün başlıca özellikleri: - Taşınamaz. - Sınırlı ve kıttır. - Dayanıklı bir üretim faktörü olmakla birlikte tabiat için herhangi bir yıpranma payı (amortisman) dikkate alınmaz. Her işletmenin kuruluş yeri olarak tabiat faktörüne ihtiyaç vardır. Tarımsal ve endüstriyel üretimde tabiat enerji kaynağı olarak da önemli bir yere sahiptir. 2.2. Emek: Mal ve hizmet üretmek için planlı bir şekilde yapılan bedensel ve zihinsel faaliyetler. Bedensel emek kas gücünden yararlanmaya, zihinsel emek ise beyin gücüne dayanan üretkenliği ifade eder. Toprağı kazan bir insanın faaliyeti emek olduğu gibi, çizim yapan bir mimarın veya turizm rehberliği yapan bir insanın faaliyeti de emek sayılmaktadır. Emeğin veriminin artmasına olumlu katkı sağlayan hususlar şunlardır: - Genel eğitim düzeyinin yükseltilmesi, mesleki ve teknik eğitime önem verilerek uzmanlaşma ve iş bölümünün uygun şekilde yürütülmesi - Yeni teknolojiler arasında en uygun olanının seçilerek kullanılması - Çağdaş işletmecilik kuralları olan planlama, örgütleme, yönlendirme ve denetim şeklinde sıralanan yönetim işlerinin en iyi ve bilimsel tarzda uygulanması En vasıfsız iş gücünden en tepe yöneticiye kadar üretimde görev alan her birey emek faktörü içerisinde yer alır. Bir bireyin emek faktörü içinde yer alması ise alın teri karşılığında ücret alması ile mümkündür. 2.3. Sermaye: Sermaye, işletmeyi kuranlar tarafından, işletmeye konulan para, mal ve emek. Bir iş ya da işletme için yapılan toplam yatırım, üretim araçlarının tümü, kullanılmaya hazır para ve varlıklardır. Sermayeye mutlaka ihtiyaç vardır. Ekonomide mal veya hizmet üretmekte kullanılabilecek üretilmiş kaynakların tümü sermayedir. İşletmenin net varlıklarını gösterir. Sermaye, üretimi bazen mümkün kılar bazen de daha verimli hâle getirir. İlk insanlar, sadece emek ve doğayı kullanarak üretimde bulunmuş ve ihtiyaçlarını karşılamışlardır.Üretimde kullanılma sayısına ve süresine göre sermaye, sabit sermaye ve döner sermaye olmak üzere ikiye ayrılır. Sabit sermaye, fiziki ömrü devam ettikçe üretime katılan, üretim esnasında şekil ve yapı değiştirmeyen sermayedir (binalar, makineler vs.). Döner sermaye ise üretime bir kez katılan, yapı ve şekil değiştirerek yeni ürün içerisinde yer alan madde ve malzemedir. 2.4. Girişimci: Girişimci, üretim elemanlarını (doğa, emek, sermaye) sistemli ve bilinçli bir şekilde bir araya getirerek mal ve hizmet üretimini sağlayan kişidir. Doğa, emek ve sermaye gibi üretim faktörlerini fayda sağlayacak mal ve hizmete dönüştüren dördüncü üretim faktörüdür. İşletmelerin başarı derecelerinin farklı olması, genelde girişimci faktöründen kaynaklanır. Girişimci, risk üstlenir, kar amaçlar, üretimi ve organizasyonu gerçekleştirir. 1. Tek Kişi İşletmeleri: Tek kişi işletmeleri en basit, en eski ve uygulamada en çok görülen işletme biçimidir. İşletmenin tek sahibi vardır. Bu nedenle işletme sahibi işletme faaliyetleri konusunda her türlü kararı alır, uygular ve denetler. Ortaya çıkabilecek işletme riskleri tümüyle kendisine aittir. Kurulmaları ve sona ermeleri yasal açıdan kolaydır. Sermayelerinin yetersiz olması ve alacaklılara karşı sınırsız sorumluluk üstlenmeleri, büyümelerine engeldir. 2. Şirketler: Ortak ekonomik amaç ve çıkarları gerçekleştirmek, ya da belli bir ekonomik amaç ve çıkarın gereği olarak birden çok kişilerin emek ve sermayelerini bir sözleşme ile birleştirerek kurulan işletmelere şirket denir. Bir ortaklığın varlığından söz edilebilmesi için aşağıdaki niteliklerin bulunması gereklidir: - Ortaklığı oluşturan kişiler birden fazla olmalıdır. Bu kişiler gerçek veya tüzel kişi olabilir. Bu kişilere ortak, hissedar, şerik veya pay sahibi denir. - Ortak bir amacın bulunması gereklidir. - Ortak amaca ulaşabilmek için ortaklar arasında bir sözleşme bulunmalıdır. - Şirketin amacına ulaşabilmesi için ortaklarının mal ve emeklerini sermaye olarak şirkete getirmelidir. 2.1. Adi Şirketler: İki veya daha fazla kişinin ortak bir amacı gerçekleştirmek için mal ve emeklerini ortaya koyarak oluşturdukları şirket türüdür. Adi şirket sahibinden ayrı bir varlığı olmayan şirketlerdir. En basit şirket modelidir. Borçlar Kanununa tabi olan adi şirketlerin tüzel kişilikleri bulunmamaktadır. Bu nedenle kendilerine ait mal varlıkları üzerinde ortaklarının müşterek mülkiyeti vardır. Şirketle ve şirketin malvarlığı ile ilgili hukuki eylem ve işlemlerde tüm ortaklar birlikte hareket etmek zorundadırlar. -Kuruluşu belirli bir şekle tabi tutulmamıştır. -Sözlü veya ispat güçlüğü bakımından yazılı sözleşme ile kurulabilir. Sözleşme Notere onaylatılır. Sözleşmede aksi belirlenmemişse Sermaye tutarı farklı olsa da ortakların kar ve zarar payları eşittir - Kararlar ortakların oybirliği ile alınır. - Şirketin yönetimi ortakların tümüne aittir - Şirketin borçlarından dolayı ortaklar birlikte sorumlu olurlar - Şirketin Ticaret Siciline tescil ve ilanı zorunlu değildir. -Adi Şirket kuracak kişi tüccar ise, bağlı bulunduğu bölgenin Ticaret Odasına fert olarak kayıt olmak durumundadır. -Asgari bir sermaye öngörülmemiştir. Hangi ortağın ne kadar sermaye koyacağı konusu isteğe bağlıdır. Alacak sermaye olarak konulmuşsa, sermaye koyan ortak bu alacağı şirkete devretmiş ve ödenmesini taahhüt etmiş sayılır. Emeğin sermaye olarak konması halinde, bu ortak zarara iştirak ettirilmeyebilir, ancak kardan pay alır. Bu ortak sorumluluktan muaf olamaz. Ticaret unvanı kullanmak zorunda değildir. -Sermaye olarak getirilen her şey üzerinde iştirak halinde mülkiyet söz konusudur. Her ortak belli bir oranda katılır ve kendi payı üzerinde tasarruf hakkı yoktur. Adi Şirket daha çok geçici ortaklıklarda kurulmalı, sürekli işlerle ilgili olarak bu yola gidilmemelidir. 2.2. Ticaret Şirketleri: Ticaret şirketleri özelliklerine göre ikiye ayrılır. 2.2.1. Şahıs Şirketleri:Tüzel kişiliğe sahip ve ortakların sorumlulukları sınırsız olan şirket türleridir. Ortak ekonomik bir çıkar veya çıkarların gereği olarak sayısı belli kişilerin kurdukları ve sorumlulukları kişisel olan ortaklıklara şahıs şirketleri denir. Ortakların sayısı genelde azdır ve ortaklığın devri de oldukça zordur. Kişi şirketlerinde ortakların hepsi uygun görmeden ortaklık payı başkalarına satılmaz veya devredilemez. Şirketten ayrılan bir ortağın şirket ilişkilerinden dolayı üçüncü kişilere olan sorumluluğu bir süre daha devam eder. Ortaklar, gerçek kişilerdir ve şirket borçlarına karşı sınırsız (bütün mal varlığı ile) sorumludurlar. Şahıs şirketleri TTK'ya göre ikiye ayrılır. Kollektif şirket ve Komandit şirket. - Kollektif Şirketler: Bir ticari işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu, şirket alacaklarına karşı sınırlandırılmamış olan şirket türüdür. Türk Ticaret Kanunu’na göre, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında çalıştırmak amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan, ortakların her birinin şirket alacaklılarına karşı sınırsız sorumlu olduğu ortaklıklara kollektif şirket denir. Şirketin yönetiminden her ortak sorumludur. Kuruluş anlaşmasında aksine bir hüküm yoksa diğer ortakların rızası olmadan ortaklıktan çıkılamaz. Aynı şekilde şirkete yeni bir ortağın alınması için tüm ortakların rızası olmalıdır. Kolektif şirketlere yalnızca gerçek kişiler ortak olabilir. Ortaklar, kâr veya zararı eşit olarak ya da daha önce kuruluş anlaşmasında belirtilen oranlarda bölüşebilirler. - Komandit Şirketler: Kolektif şirketin bir çeşidi olup, ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlı değildir. Diğer ortakların sorumlulukları, şirkete katıldıkları sermaye miktarı ile sınırlıdır. Sorumlulukları sınırsız olan ortaklara "komandite ortak", sınırlı olanlar da "komanditer ortak" denir. Komandite ortakların gerçek kişiler olması gereklidir. Komanditer ortaklar ise gerçek veya tüzel kişi olabilir. Komandit şirketler komandite ortaklar tarafından yönetilirler. Komanditer ortaklar yılsonunda hesaplarını denetleyebilirler ve kârdan sermayeleri oranında pay alırlar. Ticaret hayatında bu şirket türüne fazla rastlanmamaktadır. Komandite ortak: Sorumluluğu sınırsız ve zincirleme olan ortaktır. Şirketin yönetimine seçilebilirler ve gerçek kişilerden oluşur. Komanditer ortak: Sormluluğu şirketteki sermaye ile sınırlı olan ortaklardır. Şirketin yönetimine seçilemezler. Komanditer ortaklar gerçek ve tüzel kişiler olabilir. Komandit şirketlerin ticaret unvanı, komandite ortaklardan birinin ismi ile şirket konusunu gösterecek bir ibareyi taşımalıdır. Bu şirketlerin ticaret unvanlarında komanditer ortakların ad ve soyadının bulunması yasaktır. Komandit şirketlerin idare ve temsili komandite ortaklara aittir. Kolektif şirket ana sözleşmesinde bulunması gereken hususlar ile tescil işlemlerinde aranan evrak komandit şirketler için de geçerlidir. Komandit şirketler Adi Komandit ve Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit şirketler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 2.2.2. Sermaye Şirketleri: Sermaye şirketlerinde, ortakların sorumlulukları şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye miktarıyla sınırlıdır. Bu tür şirketlerde ortaklardan birinin ayrılmasıyla ortaklık bozulmaz. Ortakların şirketteki ortaklık payları kişisel değildir. Bu paylar başkasına satılabilir veya devredilebilir. Sermaye şirketlerinin en önemli özelliklerinden biri de sermayeye ortak olmak ile şirketin yönetimiyle ilgilenmenin birbirinden ayrılmış olmasıdır. Ortakların ikinci planda kalmaları ve asıl olanın şirkete getirilen sermaye olması nedeniyle bu tür ortaklıklara sermaye şirketleri denir. Şirket, gücünü ve itibarını sermayesi ve yönetiminden alır. Şirket alacaklarına karşı şirket mal varlığı bir güvence oluşturur. TTK’ da yer alan sermaye şirketleri Anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş (hisseli) komandit şirket olmak üzere üç tanedir. - Anonim Şirketler: En az beş veya daha çok gerçek ya da tüzel kişi tarafından kurulan ve paylara bölünmüş bir temel sermayesi, ekonomik amaç ve konusu bulunup, borçlarından ötürü yalnızca şirketin varlığı kadarıyla sorumlu olan ortaklıklara anonim şirket denir. En önemli özellikleri şunlardır: - Ortak sayısı en az beş olmalıdır. Ortaklar gerçek veya tüzel kişi olabilir. - Şirketin temel sermayesi belli olmalı ve bu miktarın en az tutarı elli bin TL olmalıdır. - Şirketin temel sermayesi eşit paylara bölünmüştür. - Şirketin ticari unvanı bulunmalı ve çalışma konusu belli olmalıdır. - Şirketin üçüncü kişilere olan sorumluluğu şirketin varlığı ile sınırlıdır. - Şirket ortaklarının üçüncü kişilere karşı finansal sorumluluğu şirkete getirdikleri sermaye miktarıyla sınırlıdır. Anonim şirketler ani ve tedrici olmak üzere iki şekilde kurulurlar. Ani kuruluşta, sermayenin tamamının kurucu ortaklar tarafından taahhüt edilir. Ani kuruluşta kurucu ortaklar sermaye taahhütlerinin en az %25’ini kuruluştan itibaren 3 ay içinde, kalan ‘%75’ini ise 3 yıl içinde ödemek zorundadırlar. Tedrici kuruluşta ise sözleşme safhasında sermayenin tamamı kurucu ortaklarca taahhüt edilmeyip yalnızca onda biri (1/10) temin edilmekte, kalanı için hâlka başvurulmaktadır. Anonim şirketler hakkında daha fazla bilgi >>>>> - Limited Şirketler: Ekonomik amaç ve konular için iki veya daha fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından bir ticaret ünvanı altında kurulmuş olup ortaklarının sorumluluğu şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve temel sermayesi belli olan şirketlere “ limited şirket " denir. En belirgin özelikleri şunlardır: - Ortak sayısı ikiden az elliden fazla olamaz. - Temel sermayesi en az beş bin YTL olmalıdır. - Bankacılık, sigortacılık ve borsa bankerliği ile uğraşamazlar. - Şirkete getirilen sermaye için hisse senedi çıkarılamaz. - Ortaklık payının tutarı ne olursa olsun, her ortağın bir payı bulunur. - Ortaklık payının devri, genelde diğer ortakların iznini gerektirir. - Şirketin temel sermayesi, şirkete ilişkin zarf, kâğıt ve başka basılı evraklarda belirtilmiş olmalı ve şirket unvanının "limited şirket" kelimesini taşıması şarttır. Limited şirketler ortaklar tarafından yönetilir ve temsil edilir. Bu tür şirketlerde ortaklardan oluşan bir genel kurul bulunur. Bunun yanı sıra ortak sayısı 20’den çok olan limited şirketlerde en az bir denetçinin olması zorunludur. Limited şirketler hakkında daha fazla bilgi >>>>> - Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket: Sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya birkaçı, şirket alacaklarına karşı bir kollektif şirket, diğerleri bir anonim şirket ortağı gibi sorumlu olan şirkettir. Bu tür şirkette kolektif şirket ortakları gibi sorumlu olan ortaklara “komandite”, anonim şirket ortakları gibi sorumlu olanlara “komanditer” ortak denir. 3. Kooperatifler: Kooperatif, insan ihtiyaçlarının karşılıklı yardımlaşma yoluyla giderilmesini sağlamak ve ortakların çıkarlarını korumak amacıyla oluşturulan ekonomik kuruluştur. Kooperatifler kanununa göre kooperatif ise: Tüzel kişiliğe sahip olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarını ve özellikle meslek ve geçimlerine ilişkin gereksinimlerini karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri ile özel idareler, belediyeler, köyler, cemiyetler ve dernekler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli kuruluşlara "kooperatif" denir. Kooperatif kuruluşlar faaliyetlerini, diğer işletmelerin izledikleri ekonomiklik ilkeleri doğrultusunda şu kooperatifçilik ilkeleri altında yürütürler: - Serbest giriş çıkış ( açık üyelik) - Demokratik yönetim - Sermayeye sınırlı faiz verilmesi - Kooperatifçilik eğitiminin geliştirilmesi - Kooperatiflerle iş birliği TİCARİ İŞLETME VE TACİR 1. Ticari İşletme: Ticari işletme kavramı kanunda açık ve net olarak tanımlanmış değildir. Sadece kanunun 11. maddesinde ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler, ticari işletme sayılır denilmektedir. Ekonomik hayatta karşımıza çıkan, para ya da parayla ölçülebilen değerlerle ilgili faaliyet gösteren her iktisadi kurum, teknik anlamda mutlaka bir ticari işletme olmayabilir. Ticari İşletmenin Unsurları: - Gelir Sağlama Hedefi: Burada önemli olan gelir sağlama amacının varlığıdır. Gerçekten gelir sağlanmamış olması, hatta zarar edilmiş olması işletmenin‚ ticari işletme sayılmasına engel oluşturmaz. - Devamlılık: Bir ticari işletmenin varlığı için o işletmenin devamlı bir nitelik taşıması gerekir. Burada da önemli olan süreklilik amacıdır. Faaliyetin konusu gereği kesintili olması devamlılık öğesini etkilemez. Ticari işletme konusu gereği periyodik de çalışabilir. Antalya’da yaz sezonu çalışan oteller buna örnek gösterilebilir. - Esnaf Faaliyetini Aşma: Bir işletmenin ticari işletme olarak nitelendirilebilmesi için bu işletmenin etkinlik çapının belirli bir sınırı aşmış olması gerekmektedir. Bu sınır da esnaf işletmesine göre belirlenmektedir. Hangi işletmelerin esnaf işletmesi olacağı Türk Ticaret Kanununun 17. maddesi ile düzenlenmiştir. Kanunun 17. maddesi “iktisadi faaliyetin nakdi sermayeden çok bedeni çalışmaya dayanmasını ve kazancın ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olmasını” öngörür. İşletme, vergi kanunlarında belirtilen gelir seviyesinin üzerinde bir gelir elde etmişse esnaf işletmesi değil, ticari işletmedir. 2. Tacir: Tacir, ticari bir işi sürekli olarak yapan ve onu meslek edinen, bu faaliyeti bir düzen içerisinde meslek ve sanatının gereklerine göre yapan gerçek veya tüzel kişilerdir. Ticaret Kanunu; ticari bir işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir. (madde 14) şeklinde tanımlamıştır. Bu tanımlamaya göre tacir olabilmenin koşulları şunlardır: - Ticari bir işletmenin var olması - Ticari bir işletmenin işletilmesi - Ticari bir işletmenin kısmen dahi olsa kendi adına işletilmesi Ticari bir işletmeyi kurup açtığını sirküler, gazete, radyo, vs. ilan vasıtalarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek durumu ilan etmiş olan kimse gerçekten işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. 2.1. Tacir Olmanın Sonuçları: - Borçlarından dolayı iflasa tabidir. - Bir ticaret unvanı seçmek ve kullanmak zorundadır. - İşletmelerini ticaret siciline kaydettirmek zorundadır. - Ticari defter tutmak zorundadır. - Ticari faaliyetlerinde basiretli (işin sonunu gören, anlayan) bir iş adamı gibi hareket etmek zorundadır. - Haksız rekabet (ekonomik rekabetin kötüye kullanılması) yapamaz. - Ücret ve faiz istemek, - Fatura ve teyit mektubu kullanmak, - Ücret ve cezai şartın azaltılmasını isteyememek, - Ticari örf ve âdetin tacirlere uygulanacağını bilmek zorundadır. 2.2. Tacir Yardımcıları: İşletmeyi tacirin kendisi veya yasal temsilcileri işletmekle beraber bunlar ticari etkinliklerinde bazı yardımcılara ihtiyaç duyabilir. Tacir yardımcıları tacire bağlı olanlar ve bağlı olmayanlar diye iki gruba ayrılır. Tacir yardımcılarının bir kısmı tacire bağımlı olarak çalışır. Bunlar tacirin talimatları çerçevesinde onun denetimi ve gözetimi altında faaliyet gösterir. Diğer bir kısmı ise, çalışma yöntem ve zamanını serbestçe belirleme yetkisine sahip, bağımsız yardımcılardır. 2.2.1. Tacire Bağlı Yardımcılar: Ticari Mümessil: Ticari mümessil, bir ticari işletmenin işlerini idare etmek üzere atanan kişidir. Ticari mümessil, işletmenin amacına ulaşabilmesi için faaliyet konusuna giren her türlü işlemi yapabilir. Örneğin, işletmeye işçi alabilir, onların sözleşmelerini feshedebilir, malların alım satımı konusunda sözleşmeler yapabilir, tacir adına kambiyo taahhüdünde bulunabilir yani emre muharrer senet, çek ve poliçe düzenleyebilir, işletmeye dahil taşınmazları kiraya verebilir. Ancak, ticari mümessil işletmenin ortadan kalkmasına, tasfiye olunmasına yol açabilecek işlemleri yapamaz, özel yetki verilmedikçe işletmeyi devredemez, işletme üzerinde rehin hakkı kuramaz, müvekkili olan tacirin iflasını isteyemez. Ticari mümessilin temsil yetkisi sadece iki halde sınırlandırılabilir. Bunlardan bir tanesi, ticari mümessilin temsil yetkisinin sadece görevlendirildiği şube ile sınırlandırılmasıdır. Bu durumda tacir mümessilin diğer şubeler için yaptığı işlemlerden sorumlu olmaz. İkincisi ise, birlikte temsil şartıdır. Tacir birden fazla mümessil atayarak, kendisi adına işlem yaparken birlikte imza atmaları şartını getirebilir. Ticari Vekil: Ticari vekil, ticari mümessil sıfatına sahip olmaksızın bir ticari işletme sahibi tacir tarafından ticari işletmenin bütün veya belirli bazı işlerini yapmak üzere temsil yetkisi ile donatılan kişidir. Eğer ticari vekil tacir tarafından ticari işletmenin tüm işlerini yapmak üzere atanıyor ise, bu kişiye genel yetkili ticari vekil, örneğin fabrika müdürü; ticari işletmenin belirli bazı işlerini yapmak üzere atanıyor ise, bu kişiye de sınırlı (özel) yetkili ticari vekil, örneğin satın alma işleri ile görevli kişi denir. Ticari mümessil bir işletmenin olağan ve olağanüstü nitelikteki tüm işlemleri yapmaya yetkili olduğu halde, genel yetkili ticari vekil işletmenin sadece olağan işlerini yapabilir. Ticari vekil özel yetki verilmedikçe ticari mümessil gibi kambiyo taahhüdünde bulunamaz. Seyyar Tüccar Memuru: Seyyar tüccar memuru, işletmenin sahibi tacir adına ticari işletmenin merkezinin dışındaki yerlerde tacir adına işlem yapmaya yetkili kişidir. Bunlar, ticari işletmenin faaliyet çevresini genişletmek ve merkez dışındaki yerlere de yaymak için atanır. Seyyar tüccar memuruna, gereğinde işlem yapacağı üçüncü kişilere ibraz etmek üzere bir yetki belgesi verilir. Seyyar tüccar memurları tacir adına üçüncü kişilerle sözleşme yapmak ve bu sözleşmelerle ilgili olarak bedel tahsil etmek yetkisine sahiptir. Seyyar tüccar memurları ancak işletme merkezinin bulunduğu yer dışındaki yerlerde işlem yapabileceğinden, bu yerlerin merkezin bulunduğu büyük şehir belediyesi sınırları ya da il sınırları dışındaki bir yer olması gerekmektedir. 2.2.2. Tacire Bağlı Olmayan Yardımcılar: Acente: Ticaret Kanununun 116. maddesine göre ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru müstahdem gibi tabi bir sıfatı olmaksızın bir mukaveleye dayanarak belirli bir yer veya bölge içinde devamlı bir şekilde ticari işletmeyi ilgilendiren akitlerde aracılık etmeyi veya bunları o işletme adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir. Acentenin öğeleri şunlardır: - Bir sözleşmenin varlığı - Belli bir yer ya da bölgede aracılık yapma - Faaliyette sürekli olma - Meslek edinme - İşletme sahibine tabi olmama Komisyoncu: Komisyoncu, belli bir ücret karşılığında kendi adına ve müvekkili hesabına kıymetli evrak ve taşınır eşya alım satımını üstlenen kimsedir. Komisyoncu ile müvekkil arasındaki ilişki iş üzerindedir ve sürekli değildir. Kendisine verilen işi yapınca komisyoncu ücretini alır. Tellal: Tellal, bir ücret karşılığında bir anlaşma fırsatı göstermek veya sözleşmenin yapılmasında aracılık etmek üzere tayin edilen kimsedir. Kısacası, tellal iki tarafı bir araya getirir. Tellal her iki tarafla da anlaşma yapan ve bunlardan ücret alacak olan bir aracıdır. Dolayısıyla tarafsız olmalı ve her iki tarafın da haklı çıkarlarını hakkaniyete uygun bir denge halinde korumalı, bir tarafı diğer tarafa oranla daha avantajlı bir duruma getirmemelidir. Genel olarak tellallık Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. 3. Ticaret Unvanı: Ticaret unvanı, tacirin ticari işletmesine ilişkin işlemleri yaparken kullandığı isimdir. Ticaret unvanı, taciri tanıtmaya ve onu diğer tacirlerden ayırt etmeye yarar. Ticaret unvanını sadece tacirler kullanabilir. İşletme adı, işletmeyi tanıtmak ve benzer işletmelerden ayırt etmek için kullanılır. Ticaret unvanını sadece tacirler kullanabilirken işletme adını esnaf da kullanabilir. İşletme adını kullanmak mecburiyeti yoktur. İşletme adının nasıl oluşturulacağı işletme sahibine bırakılmakla beraber, seçilecek işletme adının aldatıcı nitelikte olmaması ve kamu düzenine aykırı düşmemesi gerekir. İşletme adının ticaret siciline kaydettirilmesi zorunludur. Ticaret unvanı, çekirdek ve ek olmak üzere iki unsurdan oluşur. Asli unsuru çekirdektir. Ek kullanılması kural olarak zorunlu değildir. Gerçek kişi tacirlerde ticaret unvanının çekirdek kısmı, kişinin kısaltılmadan yazılan ad ve soyadından meydana gelir. Kollektif şirketlerde, ortaklardan en az birinin ad ve soyadı ile şirket türünü gösteren ibare, komandit şirketlerde ise komandite ortaklardan en az birinin adı ve soyadı ile şirket ve türünü gösteren ibare ticaret unvanının çekirdek kısmını oluşturur. Komandit şirketin ticaret unvanında komanditer ortakların ad ve soyadlarının bulunması yasaktır. Eğer buna aykırı olarak komandit ortağın adı ticaret unvanına konulursa, bu ortak üçüncü kişilere karşı komandite ortak gibi sorumlu olur. Limited, anonim ve kooperatif şirketlerin ticaret unvanının çekirdek kısmı, işletme konusu ile şirket türünü gösteren ibareden oluşur. Eğer bu şirketlerin ticaret unvanında bir gerçek kişinin ad ve soyadı ek olarak yer alırsa, şirketin türünü gösteren ibare kısaltılarak yazılamaz. Amacına ulaşmak için ticari işletme işleten dernek ve vakıfların ticaret unvanı, kendi adlarının aynıdır. 4. Ticari Defterler: Ticaret Kanunu tacire ticari defterleri tutma zorunluluğu getirmiştir. Buna göre, her tacir ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde edilen sonuçları tespit etmek amacıyla, işletmesinin mahiyet ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri ve özellikle ismen belirlenen bazı defterleri Türkçe olarak tutmaya mecburdur. Tacirin birden fazla işletmesi varsa her bir işletme için ayrı defter tutulur. Bir tacirin defter tutma yükümlülüğünü yerine getirmeye yetkili kıldığı kimsenin bu defterlere geçirdiği kayıtlar, o tacirin kendisi tarafından tutulmuş kayıtlar hükmündedir. Ticari defterlerin kısmen veya tamamen mevcut olmamasından, yahut kanuna uygun şekilde tutulmamasından veyahut saklanması mecburi olan defter ve kayıtların gereği gibi saklanmamasından doğan sorumluluk doğrudan doğruya işletme sahibine ve tüzel kişilerde idare organının üyelerine veya idare işlerine yetkili olan kimselere ve tüzel kişiliği olmayan ticari işletme ve teşekküllerde onları idareye yetkili olan kimselere aittir. Bunlar, kusuru memurlara yükleterek sorumluluktan kurtulamazlar. Tacirlerin defter tutma yükümlülüğü, tacirin gerçek veya tüzel kişi olması, işletmesinin nitelik ve niceliği bakımlarından farklıdır. Gerçek kişi tacirlerin tutacakları defterler, tutulması kanunen zorunlu defterler ve ihtiyari defterler olarak iki gruba ayrılırlar. İşletmenin zorunlu defterleri: - Kanunda İsmen Sayılan (Onamaya Tabi) Defterler: Bu defterler yevmiye defteri (günlük defter), büyük defter (defteri kebir) ve envanter defterleridir. Bunların açılış ve kapanış onamalarının noterce yapılması zorunludur. Defteri kebirde kapama onayı gerekmez. - Kanunen İsmen Sayılmayan (Beyana Tabi) Defterler: Bu şekilde tutulması zorunlu beyana tabi defterler, işletmenin nitelik ve niceliğine göre farklı olabilir. Onamaya tabi defterlerin yanında hangi defterlerin beyana tabi defter olarak tutulacağını tacirin kendisi takdir eder. - Özel Hükümlere Göre Tutulması Zorunlu Defterler, - Saklanması Gerekli Belgeler: Tacirler ticari işletmeleri ile ilgili belge ve yazışmaları saklamakla yükümlüdür. Bunlar dışında tacir dilerse, işletmesinin mahiyet ve öneminin gerektirmediği defterleri de tutabilir. Bu defterlerdeki kayıtların kendi lehine delil olmasını istiyorsa, tacir bunları da sicil memuruna yılbaşında beyanname ile beyan etmelidir. Eğer bir gerçek kişi tacirin ticari işletmesinin nitelik ve önemi yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterinin tutulmasına elverişli değilse, diğer bir deyişle tacirin işleri dar kapsamlı ise bu üç defter yerine tacir sadece işletme defteri tutabilir. Tüzel kişi tacirlerin de tutacakları defterler, zorunlu ve ihtiyari olarak iki gruba ayrılır. Zorunlu Defterler: - Kanunda İsmen Sayılan (Onamaya Tabi) Defterler: Bunlar Ticaret Kanunu'nun 66. maddesinde sayılan defteri kebir, günlük defter, envanter defteri ve karar defteridir. Tüzel kişi tacirin, gerçek kişi tacirden farklı olarak tuttuğu defter karar defteridir. - Kanunda İsmen Sayılmayan (Beyana Tabi) Defterler: Tüzel kişiler gerçek kişilerle bu konuda aynı hükümlere tabidirler. - Özel Hükümlere Göre Tutulması Zorunlu Defterler: Bunlara örnek olarak, anonim şirketlerde pay sahipleri defteri, yönetim kurulu kararları defteri, limited şirketlerde pay defteri gösterilebilir. - Saklanması Gerekli Belgeler: Gerçek kişi tacirler gibi tüzel kişi tacirler de ticari işletmeleri ile ilgili belge ve yazışmaları saklamakla yükümlüdür (TK.66/11). PAZAR VE PAZARLAMA 1. Pazarın Tanımı: Pazar; ürünlerin satıldığı, yer ya da mal ve hizmet değişimi için satıcı ile alıcıların karşılaştığı ve mübadelenin gerçekleştiği yer olarak tanımlanabilir. Alıcılar; belirli bir ihtiyacı, bu ihtiyacı karşılayacak istek ve arzusu, alım gücüne sahip olan, özel ya da tüzel kişilerden oluşan tüketici grubudur. Tüketiciler almış olduğu malları kullanma biçim ve yerlerine göre ikiye ayrılabilir: Kendi veya ailesinin ihtiyacını karşılamak için mal alanlar nihai tüketici, üretime katmak yeni değerler sağlamak, tekrar satmak, ekonomik amaçlarla kullanmak için alanlara ise endüstriyel tüketici denir. 2. Pazarlama: Ticari işletmeler mal ve hizmet üretip satan ve bunun sonucu kâr elde eden ekonomik birimlerdir. Genel olarak işletmeler belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra bazı sosyal sorumlulukları da yerine getirerek imajlarını perçinleme, bilinirliklerini artırma yoluna gider. İşletmeler asıl amaçları olan, kâr sağlamayı başarmak için müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarını, iyi bir şekilde analiz edip, yorumlayıp ona uygun davranmaları gerekir. Yani genel anlamda firma, müşteri istek ve ihtiyaçlarını en üst düzeyde tatminle bazen çelişen bazen de çakışan maksimum kâr amacını dengelemek zorundadır. Bu dengeyi kurarken şirketlerin en önemli yardımcıları pazarlama unsurlarıdır. Bazı kişilere göre pazarlama, satış ve dağıtım ile eş anlamlıdır. Tüketici içinse televizyon ve basındaki çeşitli reklamlar ve kampanyalar pazarlamadır. Bazılarına göre de pazarlama, pazar koşulları ve satışlarla ilgili olarak yapılan araştırma eylemleridir. Ama aslında pazarlama bütün bunlardan daha geniş bir kavramlar bütünüdür. Çeşitli kaynaklar pazarlamanın tanımını şöyle yapmaktadır. Pazarlama ürün ve hizmetlerin üreticiden tüketiciye doğru akışına yön verilmesini sağlayan bir işletme faaliyetidir. Pazarlama, tüketicileri tatmin etmek ve aynı zamanda işletmenin amaçlarına ulaşmak amacıyla ürün ve hizmetlerin üreticiden tüketiciye veya kullanıcıya doğru akışını yöneten faaliyetler bütünüdür. Pazarlama, temelde insanların ihtiyaç ve isteklerini karşılamaya yönelik bir mübadele (değişim) işlemidir. İki veya daha fazla taraftan her biri kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla diğer tarafa değerli bir şeyleri ( mal, hizmet veya fikir) verip değerli başka şeyleri (para, alacak, kredi vb.) elde etmektedir. Tüketici Pazarı: Tüketici pazarını kendisinin veya ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla mal ya da hizmet satın alan tüketiciler oluşturur. Toplumda yaşayan herkes bir tüketici olduğuna göre bir ülkenin tüketici sayısı o ülkenin nüfusuna eşittir. Bu nedenle de tüketici pazarını iyi tanıyabilmek için ülkenin nüfus yapısını iyi inceleyip tanımak gerekir. Nüfus çoğaldıkça ve kişilerim satın alma güçleri arttıkça, tüketici pazarının sayısı ve büyüklüğü de genellikle artar. Örgütsel Pazarlar: Amacı mal ve hizmet üretmek ve bunu satarak kâr elde etmek olan kurum ve kuruluşların yaptığı alımlardır. Alım tamamen tüketici pazarındaki arz-talep dengesine bağlıdır. Bu pazarlarda yapılan alımlar büyük miktarlardadır. Ayrıca alıcı sayısı kısıtlı olduğu için birebir (yüz yüze) satış tekniklerinin kullanılması daha uygun olabilir. Üreticiler pazarı, aracılar pazarı, kurumlar pazarı ve devlet pazarı olmak üzere dört grupta incelenir. Üreticiler Pazarı: Başka malların üretiminde ya da üretim eylemlerinin yönetiminde kullanılarak kâr etmek amacıyla mallar satın alan kişilerden ya da işletmelerden oluşur. Bu pazarı oluşturan işletmeler; tarım, orman, balıkçılık, maden, imalat, inşaat, iletişim, bankacılık ve diğer hizmet işletmeleridir. Aracılar Pazarı: Kâr amacıyla yeniden satmak ya da kiralamak üzere üretilmiş mallar satın alan kişiler ile toptancı ve perakendeci aracılardan oluşur. Üreticiler gibi aracılar da yeniden başkalarına satmak üzere ve eylemlerini yürütmek için mallar satın alırlar ancak asıl önemli olan hiçbir işlem geçirmeden yeniden satmak için malların satın alınmasıdır. Kurumlar Pazarı: İşletmelerin dışında kalan ve kâr amacı gütmeyen örgütlerden oluşur. Örneğin dernek, sendika, siyasal parti vb. kurumlar çeşitli toplumsal eylemlerini yürütmek için mallar satın alır. Devlet Pazarı: Devletin satın aldığı mallar ve hizmetler çok çeşitlidir. Devlet; bir satın alan olarak, tek vücut bir örgüt değildir. Devletin yüzlerce merkezi ve yerel türlü örgütleri, kurumları ve daireleri, mallar ve hizmetler satın alırlar. Bu Pazar çok büyük ve dağınıktır. Sıkı siyasal düzenlemelere göre mallar satın alınır. Uluslararası Mal Pazarı: Günümüzde işletmeler hızla gelişen haberleşme ve ulaştırma sistemleri sayesinde kendi sınırlarını aşarak dünya piyasalarıyla da ilişki kurabilmekte ve üretim kapasitelerini dünyanın başka bölgelerinde bulunan insanların ve işletmelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayarlamaktadır. Nasıl günümüzde insanlar tek başlarına yaşamak yerine başka insanlarla karşılıklı işbirliği yaparak yaşamanın birtakım avantajlar sağladığını düşünerek birbirleriyle iş birliği halinde yaşamayı tercih ediyorlarsa, milletler de başka milletlerle birçok konuda iş birliğine giderek ekonomik güçlerini birleştirerek daha geniş üretim ve satış imkânlarına kavuşmanın yollarını aramaya başlamışlar ve bazı uluslararası teşkilatlar (Avrupa Birliği, Karadeniz Ekonomik Topluluğu vb. ) kurmuşlardır. İşte bu uluslararası piyasada yer alan firmalar ve kuruluşlar da uluslararası mal pazarını oluşturmaktadır. 3. Pazarların Yapısı ve Özellikleri: Pazarın özelliklerini incelerken bakılması gereken en önemli unsur, toplam nüfus miktarıdır. Ayrıca bu nüfusun coğrafi açıdan dağılımının nasıl olduğu pazar yoğunluğunun nerelerde olduğunun bilinmesi ve bölgesel olarak nerelere ağırlık verilmesi gerektiği ancak bu yolla sağlanabilir. Nüfusun yaş dağılımı ise hedef kitlenin davranışlarını gelecekteki durumunu belirler ve gelecekle ilgili tahminler yapabilmek için bilinmesi gerekir. Nüfusun cinsiyet dağılımı belirlenen hedef kitlenin ne yönde hareket edeceği ve tutundurma faaliyetlerinin nasıl yönetileceğini belirler. Ailede karar verenler anneler mi yoksa çocuk da ürünün tüketilmesi yönündeki karara katılıyor mu? Bütün bunlar önemli unsurlardır. Aile yapıları eğitim düzeyleri, nüfusun çalışma oranları, çeşitli eşyalara sahiplik oranları gibi unsurlar da karar değişkenlerini etkilemektedir. Pazarın ekonomik özellikleri, pazarın demografik özellikleri pazarlar hakkında genel bir bilgi edinilmesini sağlasa da asıl alım kararını sağlayan şey, ekonomik etkenlerdir. Ekonomik durumla ilgili olarak inceleme ve gözlemler yapılırken önce genel ekonomik duruma bakılır. Burada dikkatle eğilinmesi gereken bölümler, GSMH (gayri safi milli hasıla), enflasyon, faiz oranları gibi verilerdir. 4. Pazar Araştırması: Piyasaların gelişmesi yöneticilerin omuzlarına daha fazla yük yüklemiştir ve bunun sonucu yöneticilerin tüketicilerden onların istek ve ihtiyaçlarını yakından gözlemlemeleri ve hemen tepki verme olanaklarını ortadan kaldırmıştır. Piyasa dinamiklerini çok iyi takip etmek, rekabetçi ortamda uzun vadeli dayanabilmek, dış çevrede oluşan hızlı gelişmelere tepki verebilmek için pazar araştırmalarının doğru ve sağlıklı yapılması gerekir. Pazar araştırmaları tüketiciden bilgi akışını sağlayıp pazarlama performansını, sorunlarını ve fırsatlarını belirlemede kullanılır. Pazarlama araştırması gerekli bilgileri belirler, araştırmanın nasıl yapılacağına dair planlamayı yapar ve programı düzenler, yöntemi seçer, metodu düzenler, verilerin toplanacağı ve eritileceği potaları belirginleştirir, süreçleri yönetir, uygular sonuçta elde edilen doneleri analiz eder, çıkan sonuçları yorumlar. Pazar araştırmaları; şirketlerin önlerindeki sis bulutlarını dağıtır, risklerini azaltır, tüketici odaklı olmalarını sağlar, yeni imkanları belirlemelerinde kolaylık sağlar, uygulanan yöntemlerin doğruluğunu denetler. Bütün bu avantajlar tabi ki zaman kayıpları, yüksek maliyet, bilgilerin doğruluğunun kesin olmayıp sadece tahmin düzeyinde kalması gibi dezavantajları da beraberinde getirmektedir. Pazar araştırması şu süreç doğrultusunda yapılır. Problemin Tanımlanması: Problemin belirlenmesi bütün çalışmaların en önemli kısmıdır. Bu aşamada tüm verilerin özenle üzerinde durulmalıdır. Seçilen yanlış bir problem bütün çabaların yanlış amaç uğruna heba edilmesi sonucunu doğurur. Araştırmanın Planlanması: Araştırma yapılacak olan problem seçildikten sonra bu konu hakkındaki verilerin hangi kanallardan elde edileceği ve seçilecek alternatif yolların maliyetleri belirlenir. Araştırma kaynakları her seviyeden seçilmeli hiçbir veri atlanmamalıdır. Bu verilerin toplanacağı yollar belirlidir. Anketler, deneyler ve gözlemlerdir. Anket bire bir ilişkiyi gerektirir, bu nedenle hem maliyetli hem de bazen tepki ile karşılanabilen (cevaplamayı ret ya da verilen yanlış yanıtlar gibi) bir metottur. Deney ve gözlemde ise durum farklıdır. Burada yapılan iş biraz daha dışarıdan olduğu için daha öznel yargılara ve tahminlere dayanır. Araştırma Planın Uygulanması: Planın uygulanması aşaması verilerin toplanması aşaması demektir. Bu aşama hata yapmaya çok açıktır. Hatalar genellikle verilen yanlış cevaplardan veya verilerin yanlış analizlerinden ortaya çıkar. Anketleri cevaplayanlar bazı soruları dürüstlükle cevaplamaz eğer cevaplar yoruma açıksa, anketi yapanın ya da cevaplayan kişilerin yanlı yanıtları sonuçları olumsuz etkiler. Verilerin Analiz ve Yorumu: Toplanan verilerin analizi yapılır ve yorumlanır. Analiz için ön hazırlık aşaması verilerin sınıflandırılması ve sayımı yapılır. En çok istatistikî yollara başvurulur. Ortalama değer ve ortalamadan sapmalar hesaplanır. Hesaplamalar yapıldıktan sonra sezgisel yollarla yargılara varmalar ve sonuç çıkarımlarına gidilir. Araştırma Raporunun Hazırlanması: Raporlama en son aşamadır. Rapor hazırlanmadan önce bütün aşamalar sıkı bir şekilde tekrar gözden geçirilmelidir. Rapor hazırlanırken tarafsız davranmalı; objektiflik, yön bulmadaki en önemli fenerimiz olmalıdır. Yazılan raporların gereğinden fazla uzun tutulması, okunmasını engeller ve alınacak faydaları kısıtlar; çünkü tepe yöneticilerinin zamanları kısıtlıdır. Yazılan raporların sonuç aşamasında konunun özeti verilmelidir, böylece yöneticiler de buradan alacağı olumlu yargılar sonucu rapora gereken önemi verir ve değerlendirmeler ona göre yapılır. SERMAYE 1. Sermaye Kavramı: Sermaye, işletmeyi kuranlar tarafından, işletmeye konulan para, mal ve emek. Bir iş ya da işletme için yapılan toplam yatırım, üretim araçlarının tümü, kullanılmaya hazır para ve varlıklar olarak tanımlanabilir. İşletmeler belli bir sermaye ile kurulur. Sermayeler, öz sermaye ve borçlardan oluşmaktadır. Küçük işletmelerde sermayenin tamamı girişimciler tarafından sağlanırken, büyük işletmeler öz sermaye yanında borç ile fon sağlamak zorundadır. Bir işletmenin fonları kaynaklarına göre iç ve dış fon kaynakları olmak üzere ikiye ayrılır: İç fon kaynakları: kuruluş dönemindeki kurucuların koydukları paralar, mallar, haklar, hisse senetleri ve benzerleridir. İşletme faaliyeti sonucunda sağlanan fonlar ise amortismanlar, yedek akçeler, dağıtılmayan kârlardır. Dış fon kaynakları: işletmelerin iç fon kaynaklarının yetersiz olduğu durumlarda bankalardan ya da üçüncü şahıslardan vadeleri farklı olarak alınan borçlardır. Ödeme gücünü zorlayacak yüksek maliyetli dış fon kaynaklarına başvurulmamalıdır. Sabit Kıymetler Sermayesi: İşletmenin mal varlığı, menkul ve gayrimenkulleri diğer varlıkların tutarıdır. Menkuller ve gayrimenkullar firma için temel oluşturur. İşlemlerin başlangıcı, firmanın sürekliliği ve rekabet şansı sabit kıymetler sermayesine bağlıdır. Sabit kıymetler, boşa harcanmayacak veya işletme faaliyetleri esnasında kullanılıp kolayca bitmeyecek, iş başarısızlıkla sonuçlansa dahi varlığının bir kısmını sürdürecek olan işletmenin uzun vadeli değerleridir. İşleyen Sermaye: İşleyen sermaye, işe başlamak ve işletme faaliyetleri sonucu gelir elde edilinceye kadar araç ve gereçler ve ücretler gibi giderleri karşılamak için ihtiyaç duyulan paradır. 2. Para Akışı: Belirli bir dönem içerisinde nakit gelirleri ile nakit giderleri para akışını ifade etmektedir. Seçilen bir dönemdeki para akışı tahmini olarak yapılır ki bu tahmin, normalde çok az olan menkulün idaresi, işin planlanması ve kontrolü için de çok önemlidir. Para akışının tahmini normalde bir yıl için ay ay hazırlanır. Para akışının tahmini nakdin, ihtiyacın karşılanıp karşılanamayacağını gösterir. Günlük çalışma için gereken sermayenin yetersiz görülmesi durumunda artırılma çareleri araştırılır. Para akışının tahmini işin yürütülmesi için nakit kaynaklarının en iyi şekilde kullanımını da sağlar. Para akışı tahmini, girişimcinin ortaya koyacağı iş hacmine karar vermesine yardımcı olur, belirlenen süre içerisinde tahsil edeceği para hakkında bilgi verir. Satın alma ya da üretim kapasitesinin belirlenmesine yardımcı olur, işin sürekliliğini sağlar ve siparişleri finanse edebilmesi için bilgi verir. 2.1. Akış Tahmini Yapmak: Akış tahmini; işletmenin satış, üretim, yönetim gibi bütçe verilerinden yararlanılarak yapılır. Şu aşamalarda gerçekleştirilir: - Para akış tahmininin yapılacağı süre belirlenir. - Beklenen gelir akışı hesaplanır (nakit girişleri). - Beklenen gider akışı hesaplanır (nakit çıkışları). - Gelir akışı ile gider akışı karşılaştırılarak dönem içindeki net para akışı hesaplanır. Giriş ve çıkışlar tahmine dayanır. Yanılmalar, işletmeyi zor duruma düşürebilir ki işletmelerde bulundurulacak minimum nakit gereğinden çok olursa atıl bekler, az olursa borçlar ödenemez, itibar sarsılır. - Nakit dengesi, aynı dönemin net nakit akışına eklenerek dönemin net bilançosu elde edilir. (İşletmenin zor duruma düşmeden faaliyetlerini sürdürebilmesi için kasada bulundurulması gereken para miktarına en az nakit dengesi denir.) 2.2. Nakit Gelir Akışı: Nakit gelirleri genellikle ticaret ve sanayi işletmelerinde şunlardan sağlanır: - Peşin satışlar - Alacakların tahsili - Alınan faiz - Kâr payı - Sabit değer satışı - Menkul kıymet satışı - Banka kredileri - Diğer finansman kaynakları vb. Peşin satışlar ve alacakların dışındaki tahsilât kalemleri, geçmiş denemelere dayanarak oldukça doğru olarak tahmin edilebilir ve beklenen değişmeler de dikkate alınabilir. Satışlar ve alacaklar, işletmenin düzenlediği satış ve alacaklar bütçelerinden çıkarılır. 2.3. Nakit Gider Akışı: Genellikle ticaret ve sanayi işletmelerinde nakit giderleri şu şekildedir: - Peşin satın almalar - Maaş, ücret vb. ödemeler - Ham ve yardımcı madde alımı - Sigorta giderleri - Faiz ödemeleri - Sabit değer alışı - Dağıtım ve yönetim giderleri - Borç ödemeleri - Diğer işletme giderleri vb. İŞLETMENİN HUKUKİ SORUMLULUKLARI 1. Kişiler ve Hukuki Ehliyetleri: Medeni haklardan yararlanabilen varlıklara kişi denir. İnsanlar dışındaki fiziki varlıkların hukuki anlamda hakları söz konusu olamaz. Hukuk düzeni onları muhatap kabul etmez. Kişi denilince akla insan gelir. İnsanlar, gerçek kişileri oluşturur. Ancak yasa ve yönetmeliklerle kurulmuş belirli organları vasıtasıyla haklara ve borçlara sahip olan kişiler de vardır. Bu şekilde yasa ve tüzüklerle oluşturulan kişilere tüzel kişi denir. O halde kişiler gerçek ve tüzel olmak üzere ikiye ayrılır: 1.1. Gerçek Kişi: Her doğmuş insan gerçek kişidir. Bir insanın kişiliğinin başlayabilmesi için tam olarak doğup, anne vücudundan ayrılmış ve kısa bir süre de olsa yaşamış olması gerekir. Ölü doğum sonucu kişilik oluşmaz. Anayasamızda ve insan hakları evrensel beyannamesinde bütün insanlar gerçek kişi sayılmıştır. Gerçek kişilik ölüm ile son bulur. Diğer bir son bulma durumu da gaipliktir. Gaiplik, bir gerçek kişinin ölmüş olma ihtimali çok yüksek şekilde ortadan kaybolup ve uzun zamandan beri kendisinden haber alınamamasıdır. Örneğin ekmek almak üzere bakkala giden ancak geri dönmeyen kişiler için geri dönme ihtimallerinin çok azaldığına delil olacak kadar (beş yıl) süre geçtikten sonra gaiplik kararı verilir. Kişinin gaip sayılabilmesi için mahkeme kararı gereklidir. Gaip kişi, yıllar sonra ortaya çıkarsa gaip sayıldığı yıllar göz önüne alınmadan kişiliği hiç son bulmamış gibi devam eder. 1.2. Tüzel Kişi: Tüzel kişi, gerçek kişilerin başka bir isim altında oluşturdukları, gerçek kişiler gibi hakları, borçları ve sorumlulukları olan kişiliktir. Kanun ve tüzüklerle kişilik kazandırılmış insan ve mal topluluklarına tüzel kişi denir. Tüzel kişilerin maddi bir vücudu yoktur. Ancak iradeleri vardır. Tüzel kişinin varlığı ve iradesi organları vasıtası ile oluşur. Bunlar; genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu, disiplin kurulu gibi organlardır. Tüzel kişilerin kişilik kazanması, yasa ve tüzüklerin belirlediği kuruluş işlemlerinin tamamlanmasıyla olur. Tüzel kişilerin kişilikleri ya amaca ulaşınca ya kuruluş sözleşmesindeki süre dolunca ya da genel kurul kararı ile son bulur. Bazen de tüzel kişi organları belirli bir süre toplamaz ve kendiliğinden dağılır. Tüzel kişiler de gerçek kişiler gibi haklara ve borçlara sahiptir. Kanuna dayanarak kurulan tüzel kişilikler bazen kamu hukukuna, bazen de özel hukuka göre kurulur. 2. Kişilerin Hukuki Ehliyetleri: Gerçek ve tüzel kişilerin haklara sahip olabilme, o haklardan yararlanabilme, borçlanabilme ve taahhüt altına girebilmelerine hukuki ehliyet denir. İki çeşittir. 2.1. Hak Ehliyeti: Gerçek kişiler, hiçbir eylem ve işlem yapmadan bazı haklara sahip olurlar. İsim ve miras hakları buna örnektir. Özel hukuktan kaynaklanan haklara sahip olabildikleri gibi kişiler, kamu hukukundan kaynaklanan haklara da sahip olurlar. Ancak, kamu hukukundan kaynaklanan bazı haklar ile özel hukuktan kaynaklanan bazı hakların kullanılabilmesi için kişinin fiil ehliyetinin olması gerekir. Örneğin evlenebilmek için akıl hastası olmamak gerekir. Medeni Kanunun 8. maddesinde “Her insanın hak ehliyeti vardır.” demekle, hak ehliyetini bütün gerçek kişilere genel olarak tanımıştır. Yine Medeni Kanunumuzun 8. maddesinde “Bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmakta eşittirler.” denmiştir. 2.2. Fiil Ehliyeti: Fiil ehliyeti kişilerin sahip oldukları hakları bizzat kullanabilmek ve borçları bizzat yerine getirebilmek gücüne sahip olmalarını ifade eder. Fiil ehliyeti için, hak ehliyetinde olduğu gibi var olmak yeterli olmaz. Yani pasif değil, aktif bir durum söz konusudur. Hakları talep ve borçları ifa etme kudretini içerir. Bu nedenle ancak belli özelliklere sahip kişiler fiil ehliyetine sahiptirler. 2.3. Fiil Ehliyetinin Unsurları: - Mümeyyiz Olmak: Mümeyyiz, kişinin yaptığı işlem ve davranışlarının sebep ve sonuçlarını değerlendirebilmesi ile o davranış ve işlemlerin kendisine zarar ya da yarar sağlayacağını anlayabilmesine denir. Ayırt etme gücüne sahip olan kişi, göstereceği davranış ve yapacağı işlemlerin sonuçlarını anlayıp ona göre davranabilir. Örneğin 10 yaşındaki bir çocuk çikolata ya da defter almak konusunda mümeyyiz olabilir. Ancak ev kiralamak konusunda aynı ayırma gücüne sahip olamayacaktır. - Reşit Olmak: Gerçek kişilerin kendi davranış ve işlemleri ile kendi adına haklar ve borçlar meydana getirebilme olgunluğuna reşit (ergin) olmak denir. Medeni kanunun 11. maddesine göre 18 yaşını dolduran gerçek kişiler, reşit olarak kabul edilir. Ancak, reşitlik sadece nüfus cüzdanına göre 18 yaşını doldurmakla kazanılmaz. Gerçek kişiler üç şekilde reşit sayılırlar: 18 yaşını doldurmak, Mahkeme kararı, Evlilik. Kısıtlı Olmamak: Kişinin fiil ehliyetine sahip olabilmesi için reşit ve mümeyyiz olması yeterli değildir. Kendisinde bulunması gereken bir başka özellik de kısıt olmamasıdır. Yani kişinin fiil ehliyetinin mahkeme kararı ile kısıtlanmamış olması gereklidir. Bazı durumlarda kişinin fiil ehliyeti mahkeme kararı ile kısıtlanabilir. Bazı işlemleri yapması yasaklanabilir. Yasaklanan bu işlemleri yapsa da bir hükmü olmaz. İşte bu şekilde kişinin fiil ehliyetinin kısıtlanmasına, kısıtlama denir. Bir kişi hakkında kısıtlama kararının çıkarılabilmesi için akıl hastalığı, akıl zayıflığı, israf, kötü hal, kötü idare gibi hallerin yanı sıra 18 yaşını bitirmiş olması şartı aranır. Mahkeme kararı ile fiil ehliyeti kısıtlanmış kişiye kısıtlı denir. Fiil ehliyeti kısıtlanan kişiye aynı mahkeme tarafından kısıtlama kararı ile birlikte bir de vasi ataması yapılır. 3. Borçlar: Borç, bir kişi ya da kuruluşun bir diğerine karşı yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülük olarak tanımlanabilir. Borç, borçlunun alacaklıya karşı, gerekirse devlet zoruyla yerine getirmekle yükümlü olduğu iktisadi değer taşıyan davranış biçimidir. Günlük hayatımızda borç kelimesi çok geniş anlamları içerir. Borçlar hukukunun konusunu oluşturan borç ilişkisinin üç özelliği vardır. Bunlar; borçlu, alacaklı ve edim (borç ilişkisinin konusu). Borçlu, borç ilişkisi nedeniyle edimde bulunacak kişidir. Alacaklıya karşı bir şey yapma verme, ödeme ya da bir şey yapmama şeklinde bir edimi yerine getirmekle yükümlüdür. Başkasının arabasına çarpıp zarar veren kişi, bu zarar nedeni ile borçlu durumundadır. Araç sahibinin bu zararını gidermek zorundadır. Alacaklı, borç ilişkisinde alacaklı taraf aktif unsurdur. Borçludan edimini yerine getirmesini talep etme yetkisine sahiptir. Arabasına çarpılan kişi, arabasına çarpan kişiden zararını ödemesini isteme yetkisine sahiptir. Arabasına çarpılan alacaklı durumdadır. Edim (eda); yapılması, yerine getirilmesi gereken şeydir. Alacaklının borçludan talep edeceği, yerine getirilmesi gerekli davranış şeklidir. Başkasının aracına çarpan borçlu durumundaki kişi, verdiği zararı gidermek zorundadır. Borçlunun gidermek zorunda olduğu bu zarar bir edimdir. Borçların temel özellikleri şunlardır: - Her borç, parayla ölçülebilen bir değere sahiptir. - Her borç, ihlal edilmesi halinde yaptırımlarla karşılaşır. - Borç kelimesi sadece para borcu anlamında değildir. Paradan başka bir şeyi vermek ya da bir şeyi yapmak veya yapmamak şeklinde olabilir. - Borç ilişkisinde bir tarafın borcu, diğer tarafın alacağını oluşturur. 4. Borcu Doğuran Olaylar: Borçlar çeşitli fiillerden ve ilişkilerden doğabilir. Borcu doğuran sebepler genel olarak sözleşmeler, haksız fiiller ve sebepsiz zenginleşme olarak üç gurupta toplanmaktadır. 4.1. Sözleşmeler: Tek taraflı hukuksal işlemlerde bir başka iradeye ihtiyaç yoktur. Sözleşme iki taraflı bir hukuksal işlem olup en az iki iradeye gereksininim duyar. Kurulan borç ilişkisi bir sözleşme ise bu sözleşmenin yerine getirilmesi, aksi takdirde doğacak olan zararın tazmini gerekir. Sözleşmede irade açıklaması karşılıklı ve uygun olacaktır. Bu iradeler hukuksal sonuca yönelik olmalıdır. İradelerin yorumunda amaca bakılmaktadır. Yasada iki taraf denilmekte ancak taraflar ikiden fazla kişiden oluşabilir. Sözleşmenin kurulması için açıklanan iradelerden biri icap diğeri kabul adını alır. İcap; bir sözleşmenin kurulabilmesi için sözleşmenin esaslı unsurlarını içeren bağlanma kastını taşıyan diğer tarafın bu yönde açıklamada bulunmasıyla sözleştirmeyi oluşturan irade açıklamasıdır. Diğer irade açıklamalarından farklı olarak açıklayanı bağlar. İcapta davet bağlayıcı değildir. Kabul; bir sözleşmenin kurulabilmesi için gerekli diğer iradedir. Kabulün kimden geldiği önemli değildir. Bir icabın kabul sayılması için icabı değiştirmemesi, icabın tüm noktalarıyla uyum içinde olması gerekir. İcabı değiştiren irade kabul değil yeni bir icaptır. Kabul irade açıklaması olup irade hakkındaki esaslar burada da geçerlidir. Sözleşmelerin Koşulları: - Kuruluşundaki sakatlık yüzünden ve geçmişe etki ediyorsa geçersiz sayılır. - Ehliyet geçerlilik koşuludur. Ehliyetsiz kişinin yaptığı sözleşme başından beri geçersizdir. - Hukuka ahlaka ve adaba aykırı olmama ve imkansız olmaması gerekir. - Yasak olan mallar sözleşmenin konusu olamaz. - Ahlaka aykırılık koşulları mevcutsa - Kişinin kendi istek ve arzusuyla kişilik haklarını ortadan kaldıran sözleşmeler geçersizdir. - Kanuna ve ahlaka aykırı olmayan konuların sözleşme ile sınırlandırılmasımümkündür. - Bir akdin konusu imkânsız ise o sözleşme batıldır. Edimin ifası olanaklı olmalıdır. 4.2. Haksız Fiiller: Haksız fiiller, haksız bir eylemle bir başkasına verilen zarar sonucu ortaya çıkar. Haksız fiil kural olarak bir tazminat borcu doğurur, borcun konusu zararın giderilmesidir. Edim tazminattır. Daima verme borcu doğurur, bu borcun giderimi zararın tazmini olacaktır. Haksız Fiilin Borç Doğurmasının Şartları: Fiil: Eylem koşulu gerçekleşmelidir. Bir dışa vurum, davranıştır. Haksız fiil işleme düşüncesi bir borç kaynağı değildir. Kişi; araçla, başka bir kişiyle, hayvanla haksız fiil oluşturabilir. Eylem, hareket olmasına rağmen hareketsiz bir şekilde de ortaya çıkabilir. Hukuka Aykırılık: Hukuka aykırılık, eylemden doğan borçlarda söz konusudur. (Haksızlık = hukuka aykırılık) Zarara yol açan haklı eylemler olabilir. Eylem haklıysa diğer koşullar olsa dahi borç doğmaz. Eylemin tüm hukuk sistemi göz önünde tutulmak üzere onaylanan bir eylem olup olmamasıyla hukuka aykırılığı belirlenir. Haksız fiilin borç doğurması için eylemin aynı zamanda suç teşkil etmesi zorunlu değildir. Zarar: Zarar, şahıs veya mal varlığında meydana gelen azalmadır. Zararı meydana getiren bu olgu hukuka aykırı, kusurlu eylemdir. Bu zararın giderilmesi gereklidir. Zararın tazmininde amaç zarara uğrayanı haksız fiilden önceki hale getirmektir. Zararın üst sınırını tazminat oluşturur. Zararı aşan tazminat yoktur. Aksi halde haksız eylem sebepsiz zenginleşmeye yol açar. Zarardan az olabilir. Bu da tazminattan indirim sebebi varsa gerçekleşir. Haksız fiil doğduğunda tazminat hükmedilmeden önce doğan zarar hesaplanır. Zarar hesaplanmadan tazminata geçilemez. İndirim sebebi varsa tazminat sebebinden yapılır. İlliyet: Haksız eylem sebep, meydana getirdiği zarar ise sonuçtur. Meydana gelen zararla haksız fiil arasında neden sonuç ilişkisinin bulunmasıdır. Kusur, Kasıt, İhmal: Kişilerin davranış tarzının türüne göre kusurun derecesi değişir. Kusurlu davranış bazen affedilebilirken bazen indirime sebep olabilir. Kasıt; hukuka aykırı eylemin sonucunu bilerek ve isteyerek hareket etme durumudur. Bilme ve isteme önemli unsurlardır. Kastta kişinin eylemi hiçbir şekilde kabul edilmez. Herhangi bir kusur sorumluluk için yeterlidir. Kastta sorumluluk ağır olacaktır. Haksız fiil sorumluluğunda yaş sınırlaması yoktur. Sorumluluk için sezginlik zorunluluğu vardır. Sezginliğin yaşı yoktur. Hukuk yargıcı failin kusurunu araştıracak herhangi derecede bir kusurunun yakalanması sorumluluk için yeterli olacaktır. Kusurun derecesi ise tazminat miktarının belirlenmesinde önemlidir. Dikkat ve Özen: Dikkat ve özenin esas alındığı kusursuz sorumluluk hallerinde kişinin eylemlerinden sorumlu tutulduğu varlıkların zarar vermesinde gerekli dikkati göstermemesidir. Hayvan sahibinin sorumluluğu bu gruba girer. Sorumlu tutulan kişi kurtuluş kanıtı getirme olanağına sahiptir. Bu sorumluluğun çıkış noktası gerekli özeni ve dikkati göstermemesi ya da bunu gösterse dahi zarar oluşacaksa kişinin bunu engelleyemeyecek olmasıdır. Tehlike: Faaliyetleri nedeniyle tehlike meydana getirenler, doğan zarardan kusursuz sorumlu kabul edilir. Yasa koyucu, daha sert davrandığı bu sorumluluğun temelini başkalarının can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan kuruluşlara dayandırır ve bunların kurtuluş kanıtı getirme olanağı yoktur. Tek yol illiyet bağını kesen durumların kanıtlanmasıdır. Kusursuz sorumluluk hali kanunilik ilkesine tabidir. Eleman Çalıştırma Sorumluluğu: Yapılan işin icrası sırasında, elemanların vermiş olduğu karardan, doğrudan doğuya işveren sorumludur. Kendilerinin kusurlu olsun olmasın zararı karşılama mecburiyetleri vardır. Motorlu Taşıtlarda Sorumluluk: Motorlu araç işletenler "tehlike oluşturma ilkesine" dayanılarak sorumlu tutulmuşlardır. Araç işleteni olarak araç sahibi, sürücüsü ile birlikte sorumludur. Motorlu taşıtların meydana getirdiği zararlar, büyük bir çoğunlukla trafik kazaları sonucunda olur. Zarar ve sorumluluk doğuran olay, motorlu aracın işletilmesinden doğabilir. Bir kazada otobüsün içindeki yolcular zarar görürse, işletenin kusuru aranmaz; oluşan zararlardan dolayı, sırf motorlu aracı işlettiği için doğrudan doğruya sorumlu tutulur. 4.3. Borçların İfası: Alacaklının borçludan, borç ilişkisine dayanarak talep ettiği edimin, borçlu tarafından yerine getirilmesine borcun ifası denir. Haksız fiil ile arabanıza çarpan kişinin tamir masraflarını gidermesi veya arabayı onarması, haksız fiilden doğan bir borcun ifası demektir. Tarafların ifası borcun konusu ile aynı olmalıdır. Borçlunun borcunu bizzat ifa etmek zorunluluğu yoktur. Eğer, borçlunun borcunun bizzat ifa etmesinde alacaklının çıkarı varsa, borçlu edimini bizzat ifa etmek zorundadır. Ayrıca borçlu, borç ilişkisine göre borcunu sözleşmede belirlenen yer ve zamanda ifa etmelidir. Borcun ifa edilmesi ile borç sona erer. İfa İle İlgili Kurallar: - Borçların Yerine Getirilme Yeri Borcun ifa edileceği yer, borç ilişkisini doğuran sözleşmede belirtilmişse borçlu, borcunu belirtilen yerde yerine getirilmelidir. Belirtilmemişse para borçları alacaklının ikametgâhında ödenir, bir eşyanın ya da malın teslimi borcu o eşyanın veya malın bulunduğu yerde yapılır. Bir şey yapmak ya da yapmamak şeklindeki borçlar ise borçlunun ikametgâhında yerine getirilir. - Borçların Yerine Getirilme Zamanı Borcun ödenme zamanına vade denir. Borcun ödenme zamanı, sözleşmede belirtilir. Eğer belirtilmemişse ve işin mahiyetinden borcun ödenme zamanı anlaşılamıyorsa alacaklı tarafından talep edildiği anda ödenmesi gerekir. Vadesi gelmiş borçlara muaccel borç, gelmemiş borçlara müeccel borç denir. Borç ödeme günü tatile rastlamışsa bir sonraki iş günü ödenmesi gerekir. İfa Etmemenin Sonuçları: - Kusurlu İmkânsızlık Borçlu borcunu ödemek istese bile kendi kusurlarından dolayı ödemesi mümkün olmayabilir. Buna kusurlu imkânsızlık denir. Örneğin emanet aldığı kemanı dikkatsiz davranarak kıran ya da başkasına satıp teslim eden kişi sahibine iade edemeyecektir. Bu durumda hem kemanın bedelini hem de sahibinin kemandan mahrum kalmasından doğabilecek diğer zararları (kemanla vereceği müzik dersini verememişse ders ücreti kazancından mahrum kalmıştır) ödemelidir. - Kusursuz imkânsızlık Borçlunun, elinde olmayan sebeplerle kendi kusuruna dayanmayan olağanüstü olaylarla borcunu ödeme imkânının ortadan kalkmasıdır. Örneğin terzinin hastalanıp çalışamaz hale geldiğinde sipariş edilen elbiseyi dikememiştir. Elbisenin dikimi için ücret almışsa, bu ücret ile aldığı kumaş ve diğer malzemeleri iade eder. - Borçlunun Temerrüdü Borçlunun hiçbir haklı sebebi yokken borcunu ödememesi borçlunun ödememede direnmesidir. Param yok, malım yok demek haklı sebep değildir. Borçlu temerrüde düşerse, para borçlarına ayrıca faiz öder. Alacaklı uğradığı zararlar için tazminat isteyebileceği gibi borç ilişkisini doğuran sözleşmeyi feshedebilir. 4.4. Borçların Sona Ermesi: Hem borcun hem de borcu doğuran hukuki ilişkinin sona ermesine borcun sona ermesi denir. Fakat, bazı borç ilişkileri birden çok borcu içerebilir. Bu durumda bütün borçlar yerine getirilmedikçe boçr ilişkisi son bulmaz. Borçlar şu şekillerde sona erer: İfa: Borç, vadesi geldiğinde ödenir ya da yapılması gereken davranış yapılır ve borç sona erer. İbra: Alacaklı, borçludan hiçbir alacağının olmadığımı, alacağından vazgeçtğini beyan ederek borcu sona erdirir. İbranın yazılı olması kanıtlanması açısından önemlidir. Tecdit (Yenileme): Alacaklı ile borçlunun eski borcu ortadan kaldırarak onun yerine yeni bir borç tesis etmeleridir. Eski borç bu durumda sona erer. Alacaklının hakkı, yeni tesis edilen borç ile güvence altına alınır. Takas: Birbirine benzer, vadesi gelmiş olan iki borcun karşılıklı olarak sona erdirilmesine takas denir. Kusursuz İmkansızlık: Borçlunun alacaklıya yapacağı edimin, borçlunun kusuru olmadan onun iradesi dışında imkansız hale gelmesi de borcu sona erdirir. Zaman Aşımı: Alacağın vadesi gelmiş sonra da uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen istenmemiş ve takibinden vazgeçilmiş olmasıdır. Zaman aşımı borcun istenebilir hale geldiği günden itibaren işlemeye başlar. Borçluya karşı talepte bulunulmuşsa (dava açılmışsa ya da icraya başvurulmuşsa) zaman aşımı kesilir ve yeni bir zaman aşımı süresi işlemye başlar. 5. Ticaret Hukuku: Ticaret hukuku, kişiler (gerçek ve tüzel) arasındaki ticari ilişkileri düzenleyen kuralların tümüne denir. İlk ticaret kanunumuz 1926 yılında yürürlüğe girmiştir. Karma sistemi benimseyen bu kanun tacirlerin ilişkilerini ve ticari işlemleri birlikte ele almıştır. Bu kanun, hem kendi içinde hem de diğer kanunlarla uyumlu olmaması nedeniyle yürürlükten kaldırılıp, yerine günümüzde yürürlükte bulunan kanun 1956 yılında kabul edilmiştir. Ticaret hukukunun temeli, ticari işletmelerdir. Bu nedenle Türk Ticaret Kanunu’nun uygulama alanı, ticari işletmelerde gerçekleştirilen ticari işlerdir. İŞ HUKUKU 1. İş Kanunu: iş, işçi, işveren konularını ele alan ve bu konuda ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkları düzenlemek amacıyla vardır. İş Kanunu kapsamına giren uyuşmazlıkla iş mahkemelerinde görüşülür. Ülkemizde iş kanunu 1475 Numaralı kanun olarak da bilinmektedir. Ülkemizde iş kanunu ilk defa 25.08.1971 tarihinde kabul edilmiştir. Daha sonra 01.9.1971 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. İş hukuku, iş ilişkisi içinde olan kişilerin uyulması zorunlu kurallar bütünüdür. İş hukuku resmi bir iş yerinde hizmet akdi ile başlayan ve çalışmasının karşılığında ücret alan işçi ile işveren arasında ve bunların bağlı olduğu topluluklarla (SSK, İş ve İşçi Bulma Kurumu, sendikalar, odalar, Çalışma Bakanlığı, vakıflar, dernekler vb.) olan ilişkileri düzenleyen uyulması zorunlu kurallar bütünüdür. Çalışanlar, niteliği itibariyle, bağımlı çalışanlar ve bağımsız çalışanlar olarak ikiye ayrılır. İş hukuku bağımlı çalışanlardan sadece işçiyi ele alır ve işverenle olan ilişkisini düzenler. Bağımlı çalışanlar grubunda yer alan memurlar idare hukukunun 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun kapsamına girer. İş hukuku, kapsam olarak bireysel iş hukuku ve toplu iş hukuku olarak ikiye ayrılır. Bireysel İş Hukuku: Genellikle küçük işletmelerde hizmet akdi ile başlayan işçi ile işveren arasındaki ilişkileri düzenler. Konuları olarak ücret, hizmet akdi, çalışma koşulları, ek ücretler ikramiye, komisyon, sosyal haklar, işten ayrılma, tazminat gibi konuları kapsar. Toplu İş Hukuku: Genellikle büyük işletmelerde işçi, işveren tarafından topluluklar şeklinde temsil edildiği (sendika) iş yerlerinde uygulanır. Sendika kurma, sendikaya üyelik toplu sözleşme, sendikanın feshedilmesi, sendikal haklar gibi konuları kapsar. İş Hukukundan doğan borçlar ikiye ayrılmaktadır. Bunlar: 2. İşverenin Borçları: 2.1. Ücret Ödeme Borçları: İşçinin hizmet akdinde belirtilen çalışmayı yapması sonucunda işverenin hizmet akdinde belirtilen ücreti ödeme borcudur. Ödenecek ücret yabancı para birimleriyle değerli kâğıtlar ile (çek, senet, bono, tahvil v.b.) ve üretilen maldan ödenemez. İş hukukuna göreTürk parası ödenmesi zorunludur. Ücret ödendiği resmi bir belge ile belgelendirilmelidir. 2.2. İşçinin Kullanacağı Araç ve Gereç Malzeme ve Donanımı Temin Etme Borcu: Üretimle direkt bağlantılı olan veya olamayan malzemelerin ihtiyaç miktarınca işveren tarafından temin edilmesi gerekmektedir. Araç, gereç ve donanımın bakım, onarım servis işlemleri ve kullanım dışı olduğunda yenilenmesi işverenin sorumluluğudur. 2.3. İşçiyi Koruma Borcu: Üretim anında ve sonrasında insan sağlığını tehdit eden problemlerin tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması sorumluluğudur. Üretimi yavaşlatsa bile çalışma sağlığı ve güvenliği ile tedbirlerin uygulanmasını sağlayarak kontrol etmelidir. İşyeri bulunduğu çevreye karşıda insan sağlığı ve ekolojik denge açısından hukuksal ve etik olarak büyük sorumluluk taşır. 2.4. Eşit Davranma Borcu: İşyeri dışında yakınlığı ve ilişkisi ne olursa olsun işyerinde bulunduğu bölümün olması gereken sınırları içinde eşit davranmak sorumluluğundadır. Ödüllendirme ve cezalandırma işyeri yönetmeliği ve hizmet akdi hükümlerine göre olmalıdır. Keyfi davranışlar çalışma barışını ve disiplinini olumsuz yönde bozar. 2.5. Doğum İzni Borcu: İş Yasası’nın 74. maddesine göre Kadın işçilerin doğum izni, doğumdan 18 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftadır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak 8 haftalık süreye 2 hafta daha eklenir. Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, çocuğun yaşaması şartıyla doğumdan sonraki 6 ay süresince her ay, doğum tarihinde geçerli asgari ücretin üçte biri tutarında emzirme yardımı verilecektir. İşçinin istemesi ve sağlık durumunun uygun olduğunun hekim raporu ile belgelenmesi durumunda doğumdan önceki 3 haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı bu süre doğum sonrası sürelere eklenir. 2.6. İşverenin Oda ve Yurt Açma Borcu: Yaşına ve medeni durumuna bakılmaksızın 100 ile 150 arası kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde bir yaşından küçük çocukların bakılması, bırakılması ve emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından çalışma yerinden ayrı ve işyerine en çok iki yüz elli metre uzaklıkta bir emzirme odası kurulması zorunludur. Yaşına ve medeni durumuna bakılmaksızın 150’den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde sıfır altı yaşındaki çocukların bakılması, bırakılması ve emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından çalışma yerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurt ve anaokulu kurulması zorunludur. Yurdun uzaklığı iki yüz elli metreden uzakta ise işveren ücretsiz taşıt sağlamak zorundadır. Oda ve yurt açma yükümlülüğünde işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerindeki kadın işçilerin sayısı dikkate alınır. 3. İşçinin Borçları: 3.1. Çalışma Borcu: Kendisinin Çalışma Borcu: Hizmet akdinde ismi geçen işçinin çalışmayı yapması sorumluluğudur. Yapacağı işi bir başkasına işverenden habersiz devredemez. Devretmesi iş hukukuna göre hizmet akdinin bitirilmesine sebeptir. Hastalık, kaza silâhaltına alınma, kısa süreli tutuklanma, çalışamama gibi durumlarda işçinin yerine bir başkasını bulma sorumluluğu işverene aittir. Hizmet akdi ile yapılacak iş miras yoluyla varislerine devredilemez. Varisleri çalışmayı devam ettirecek ise yeni hizmet akdinin yapılması gerekir. Hizmet akdi işverenin kişiliğine, kabiliyetine, becerisine dikkat ederek tercih ettiği o işe uygun gördüğü kişi ile yapıldığı için bir başkasına devredileceği düşünülemez. Belirtilen İşte Çalışma Borcu: İşçinin çalışacağı mesleki alan belirtilmemiş ise (vasıfsız işçi) işverenin takdir ettiği alanda çalışmak sorumluluğudur. Hizmet akdinin çalışacağı alan belirtilmiş ise bu alanda çalışma sorumluluğudur. Belirtilen alanın dışında çalışması işveren ve işçinin rızası ile olur. İşin Özenle Yapılması Borcu: İşyerinin kalite ve kapasite koşullarına göre çalışma sorumluluğudur. Üretimin düzeyini ve niteliğini düşürecek çalışma temposunu yavaşlatacak çalışma biçimi yasal ve etik açıdan doğru değildir. İşyerinin başarısı için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. 3.2. Sadakat Borcu: İşyeri ile ilgili gizlilik arz eden bilgi, teknoloji ve becerilerin deşifre edilmemesi gerekir. Özellikle günümüzde rekabet koşullarında gizlilik arz eden unsurların sızdırılması yasal hükümlerle de sınırlandırılmıştır. Hizmet akdi sona erdiğinde gizlilik arz eden unsurları kullanabilir veya rakip firmalara aktarabilir. 3.3. İşyeri Kurallarına Uyma Borcu: İşyeri dışında yakınlığı ve diyaloğu ne olursa olsun işyeri ortamında işyeri kuralları ve ahlak ölçüleri içinde hareket etmelidir. Problemli ve geçimsiz çalışma şekli mesleki birikimi ne olursa olsun iş yeri düzen ve ahenk içinde istenmeyen unsurdur. Yükselme ve atama tercihlerinde bu şekilde bir intiba olumsuz değerlendirmeye uğrar. 4. İşçi: İşçi, iş kanunu tarafından, hizmet akdine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı çalışan kişi olarak tanımlanmaktadır. Buna göre işçiyi, "geçerli bir iş ilişkine dayanarak çalışan kişidir" biçiminde tanımlamak mümkündür. Çırak, bir işte çalışma karşılığında bir meslek veya sanatın öğrenen kişidir. Çıraklık esas itibariyle çıraklık sözleşmesine dayanır. Çıraklığın asıl amacı çırağa bir mesleğin öğretilmesidir. İşçi Kavramının Unsurları: - Geçerli bir iş İlişkisinin olması gerekir. - Herhangi bir işin yapılması gerekir. - Karşılık uğruna çalışılmalıdır. - Zamana göre ücret - Parça başı ücret - Prim ücret sistemi - İşverene bağımlı olarak çalışılması gerekir. 5. İşveren: İş kanununa göre bir hizmet akdine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı işçiçalıştıran tüzel veya gerçek kişilere işveren denir. Yani işveren gerçek kişi olabileceği gibi şirket, dernek, vakıf, kooperatif, sendika gibi özel veya kamu hukuku tüzel kişisi de olabilir. İşveren sayılmada en önemli unsur işçi çalıştırma durumudur. İşçi çalıştırmayan kişilerin iktisadi faaliyetleri iş hukuku açısından önem taşımaz. İşçinin işverenin buyruğuna uygun olarak iş yapma borcu karşısında, işverenin işçiden işi yapmasını isteme ve bunun için gerekli talimatı verme hakları bulunmaktadır. İş kanununa göre; iş yerinde işveren adına hareket eden, işin ve iş yerinin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren çoğunlukla yetkilerini tamamıyla kullanabilecek ve yükümlülüklerini yerine getirebilecek durumda değildir. Bu yüzden iş veren kendine ait yetki ve görevlerini yerine getirmesi için işveren vekili olarak adlandırılan kişilere bırakır. İşveren vekili kendisine bırakılan yetki ve sorumluluk çerçevesinde işveren adına hareket eder. İşveren vekili sıfatı işçilere tanınan hak ve yetkileri ortadan kaldırmaz. Temsil yetkisi yazılı olabileceği gibi iş yerinde yürütülen faaliyetlerden de anlaşılır. Grev, yasaya göre “İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak ve ya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak ve yahut bir kuruluşun aynı amaçla çalışamamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmaları”na denir. Yasa bazı işlere ve işyerlerine grev yasağı koymuştur. 6. İş yeri: İş kanununda işyeri işin yapıldığı yer olarak tanımlanır. Diğer yandan aynı yasa “İşin niteliği ve yürütme bakımından iş yerine bağlı bulunan yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım beden veya mesleki eğitim yerleri gibi eklentiler ve araçlar da iş yerinden sayılır.” hükmüne yer vermektedir. Buna göre iş yeri, işin yapıldığı yer olan asıl iş yeri ile iş yerine bağlı yerler ve eklentiler ile araçlardan oluşan ve iş verenin belirli bir teknik amacı sürekli olarak izlediği örgüttür. Buna göre, işyeri sadece sınai ve ticari amaç güden yerleri değil hizmet kesimine giren ve ayrıca serbest meslek faaliyetlerinin de görüldüğü bütün yerleri, örneğin, avukat, mali müşavir yazıhanelerini, hekim muayenehanelerini de kapsamaktadır. KAMU GİDERLERİ 1. Kamu Giderlerinin Tanımı: Devlet veya diğer kamu tüzel kişilerinin ( belediyeler, il özel idareleri, köyler, kamu iktisadi teşebbüsleri) kamu harcamalarını karşılamak amacıyla yaptıkları ödemelere kamu giderleri denir. Kamu giderleri, devlet (amme) masrafları veya kamu harcamaları ile aynı anlama gelmektedir. Devlet hizmetlerinin gerçekleştirilebilmesi için yapılan harcamalar kamu giderleri olarak tanımlanır. Devlet hizmetlerini eğitim, sağlık, adalet, ulaşım, köprü, güvenlik vb. alanlarında sürekli olarak sürdürmektedir. Bu alanlarda görevlerini yerine getirirken yaptığı harcamalar kamu giderlerini oluşturmaktadır. Bir okulun yapımında çalışan işçiye ödenen ücretler, bir hastanenin ısınma, aydınlatma, haberleşme masrafları, doktorlara ödenen maaşlar vb. Kamu giderlerine örnektir. Kamu giderleri, bütçe kanunca yapılması uygun görülen ve izin verilen giderlerdir. Bu giderler, harcama yapmaya yetkili organlar tarafından para veya mal ödemesi şeklinde yapılır. 2. Kamu Giderlerinin Çeşitleri: Devletin de aile bütçesinde olduğu gibi hizmetlerini yürütebilmesi için çeşitli giderleri vardır. Gider çeşitleri hazırlanan bütçelerde ayrıca belirtilir. 2.1. Cari Giderler: Kamu hizmetleri gerçekleştirilirken birkaç kullanımda tüketilen mallar ve hizmetler için yapılan giderlerdir. Burada esas, giderlerin üretimde kullanılmasıdır. Üretim gerçekleştirilirken söz konusu olan tüketime yapılan ödemeler, cari giderlerdir. Örneğin Emniyet birimlerinin ısınma, elektrik, kırtasiye giderleri, çalışanlara yapılan maaş ve ücret ödemeleri, sigorta giderleri vb. giderler birer cari giderdir. Cari giderler, diğer giderlerle birlikte yapıldığı sürece bir anlam ifade eder. Bu giderin yapılabilmesi için bundan önce yatırım giderlerinin yapılmış olması gerekir. 2.2. Yatırım Giderleri: Üretim kapasitesinin ve hizmet gücünün artırılması amacıyla üretim araçlarına yapılan giderlerdir. Bu giderler, birden fazla yıla yaygın olan ve kullanımı uzun süreli dayanıklı nitelikteki giderlerdir. Üretim faktörlerinin artırılması ile bu giderler gerçekleşir. Örneğin yol yapım giderleri, okul yapım giderleri, büyük çaplı onarım giderler vb. Yapılan bir yatırım gideri, beraberinde cari giderleri de gerektirir. Yatırım giderleri esnasında aynı anda cari giderler de yapılmaktadır. Örneğin bir okul yapımında kullanılan inşaat malzeme giderleri, satın alınan ve kullanılan makine ve cihazlar yatırım giderleri iken işçilik giderleri cari giderlerdir. 2.3. Transfer Giderleri: Devletin ve diğer kamu yönetim organlarının herhangi bir mal veya hizmet alımı olmaksızın karşılıksız olarak satın alma gücünün kişi veya gruplara aktarılması suretiyle yaptığı giderlerdir. Sosyal hizmetler, yardımlar, öğrenci bursları, gazilere ödenen maaşlar, vergi iadeleri, ihracatı teşvik amacıyla yapılan sübvansiyonlar (mal ve hizmetlerin fiyatlarının ucuzlatılması), kamu borçlarının faiz ödemeleri transfer giderlerine birer örnektir. Transfer harcamaları her yıl artış göstermektedir. Transfer giderleri, örnekte de görüldüğü gibi mali, ekonomik ve sosyal özellik taşımaktadır. Bu giderler uzun vadede üretimi, gelir dağılımını ve tüketimi etkilemektedir. Vatandaşlara gelir sağlamakta kamu hizmetlerinin finansmanını sağlamakta ve hazine yardımı sağlamaktadır. 2.4. Gerçek (Olağan) Giderler: Karşılığında herhangi bir üretim faktörü satın alınan giderlere gerçek giderler denir. Herhangi bir iş gücü, sermaye veya bir mal karşılığında yapılan ödemeler bu grup giderler içerisinde yer alır. Örneğin bir makine ve teçhizat, bir bina satın alımı, kamusal alanda ödenen her türlü maaş ve ücretler olağan giderlerdir. 3. Giderlerin Ekonomik Kodları: Birinci düzeyde yer alan gider grupları ile bunun altında II. III. ve IV. düzeylerde yer alacak detay kodlar ve bu bölümlere gider kaydedilecek olan ödemeler aşağıda belirtilmiştir. KAMU GELİRLERİ 1. Kamu Gelirlerinin Tanımı: Kamu gelirleri, devletin ve diğer kamu kuruluşlarının, kamu hizmetlerini karşılamak amacıyla kanuna dayanarak çeşitli kaynaklardan elde ettikleri gelirlerdir. Bu gelirler ile devlet, mal ve hizmetleri satın alır ve bunlarla kamusal hizmeti gerçekleştirir. Kamu gelirleri devletin egemenlik gücüne dayanılarak değişik kaynaklardan elde edilir. Kamu geliri çoğunlukla millî gelir üzerinden elde edilirken, elde edilen bu gelirler yine kamusal hizmet amacıyla kamu giderlerine dönüşür. Devlet gelirleri elde edildiği kaynaklar ve elde ediliş şekilleri bakımından değişik şekillerde adlandırılır. Kamu gelirleri her yıl tekrarlanan normal nitelikte bir gelirdir. Yani normal durumlarda alınan vergi, resim, harç, şerefiye, teşebbüs gelirleri olağan gelirlerdir. Ancak bunun yanında olağanüstü durumlarda elde edilen gelirler de vardır. Bunlara ise olağanüstü gelirler denir. Devletin vergileme yetkisine dayanarak elde ettiği gelirler cebri gelir olarak adlandırılır. Mülk ve teşebbüs gelirleri ise cebre dayanmayan kamu gelirlerindendir. Devletin ve yetkili kuruluşların egemenlik gücüne dayanarak aldıkları vergi, resim, harç, şerefiye, parafiskal gelirler kamu ekonomisi gelirleridir. Devletin piyasa kurallarına uyarak elde ettiği gelirler ise özel ekonomi gelirleridir. Özel ekonomi gelirleri içerisinde mülk ve teşebbüs gelirleri yer almaktadır. 2. Kamu Gelirlerinin Çeşitleri: Kamu gelirleri vergi, harç, resim, şerefiye, parafiskal gelir, borçlanma, mülk ve teşebbüs geliri ve para cezalarından oluşmaktadır. 2.1. Vergi: Kamu gelirleri içerisinde en önemli yeri vergiler almaktadır. Vergi, kamu gelirlerinin çok önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Vergilerin kamu gelirleri içerisindeki payı yaklaşık %90’dır. Bu nedenle kamu gelirleri genelde vergi gelirleri olarak anlaşılmaktadır. Anayasamızda vergi ödevi altında 73. maddeye göre “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim ve harçlar ve benzeri mali yükümler ancak kanunla konulur.” Bu maddeye göre vergi, devletin aldığı bir para olmaktan ziyade aynı zamanda her vatandaşın ödemek zorunda olduğu bir paradır. O zaman bu açıdan verginin tanımı kişilerin, kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre ve kanuna bağlı kalarak ödeyeceği bir yükümlülüktür. Tanıma göre verginin özellikleri şu şekilde sıralanabilir: - Vergi, vergilendirme yetkisine sahip kuruluşlarca alınır. - Vergi, kanuna dayanılarak zorla alınır. - Vergi, karşılıksızdır. Kişiye hizmet olarak döner. - Vergi, gerçek ve tüzel kişilerden alınır. - Vergi, para ile ödenir. Vergiler dönem içinde yapılan vergi iadeleri ile düzeltici ayarlamalardan arındırılarak net biçimde gösterilir. Vergi tahsilinden sonra vergi yükümlüsüne yapılan geri ödemeler yalnızca, daha önce yapılan yanlış vergilendirmelere veya ilgili mevzuatına göre iade edilmesi gereken tutarlara ilişkindir. Vergileri tahsil eden yönetim organından başka herhangi bir yönetim organına dağıtılmayan vergiler, vergiyi tahsil eden yönetim organının geliri olarak kaydedilmelidir. Vergileri tahsil eden yönetim organından başka herhangi bir yönetim organına pay verilmek suretiyle dağıtılan vergilerde de vergiyi tahsil eden yönetim organının geliri olarak kaydedilerek karşılığında verilecek paylar bu amaçla bütçelerine konulacak ödeneklerden karşılanır. 2.2. Harçlar: Bazı kamu kurum ve kuruluşlarının yaptıkları hukuki işlemden ve sundukları hizmetten dolayı aldıkları paraya harç denir. Harç konusu olan hizmetleri sadece devlet yerine getirmektedir ve bunun karşılığını da yine devlet almaktadır. Harca konu olan hizmetler noter, adliye, tapu hizmetleri vb. hizmetlerdir. Harç da tıpkı vergi gibi kanuna dayalı olarak zorla alınır. Harcı, harca konu olan işlemden yararlananlar öderler. Örneğin, pasaport almak isteyenler pasaport harcı ödemek zorundadırlar. Bu hizmetten yararlanmayanlardan böyle bir şey alınmaz. Harç miktarı siyasi, sosyal ve mali olanaklar dikkate alınarak kamu yetkililerince belirlenir. Harç, hizmetten faydalanma derecesine göre tespit edilerek belirlenebilir. Yani kişilerin bu hizmetlerden sağladığı özel fayda karşılığında bedel belirlenir. Vergilendirmede ise böyle bir tespit zordur. Kişilerin onlara sunulan hizmetlerden faydalanıp faydalanmadıklarına ya da ne kadar faydalandıklarına bakılmaz. Yani vergi karşılıksız iken harç karşılıklıdır. Harç, isteğe bağlı bir ödemedir. Vergi gibi zorunlu bir ödeme değildir. Harç tarifeleri, vergiler kadar sık değişmez; vergi gelirlerine göre daha az gelir sağlarlar. Bu yüzden kamu gelirleri içerisinde harçların payı küçüktür, fazla yer tutmaz. 2.3. Resim: Devlet kurumlarınca yapılan hizmetler karşılığında alınan paralardır. Vergi ve harçlar ile aynı anlamda da kullanılan resimler, kamu kurulularının belirli bir işi yapmaya yetki ve izin vermesi karşılığında alınır. Resim karşılığında faydalanılan hizmetin şekli farklıdır. Resim, ekonomik işlem sonucu ortaya çıkar. Harçlara benzeyen tarafı, kişiye özel karşılığının olmasıdır. Avlanma ve ruhsat resmi, trafik resmi, damga resmi, eğlence resmi resimlere birer örnektir. Resimlerin vergilere benzeyen yanı ise kanuna dayanılarak zorla alınmasıdır. Pul yapıştırılarak, damga basılarak, makbuz verilerek resimler ödenir. Yerel yönetim gelirleri içerisinde resimlere sık rastlanır. 2.4. Şerefiye: Devlet veya belediyelerin yaptıkları bayındırlık hizmetlerinden dolayı bu hizmetlerin yapıldığı alanlarda bulunan gayrimenkullerin değerlerinde artış meydana gelir ve bu artış nedeniyle gayrimenkul sahiplerinden belirlenen ölçülerde para alınır. Alınan bu paralar, şerefiye olarak adlandırılır. Şerefiyeler de harçlara benzer. Çünkü şerefiye ödeyen kimseler, ödedikleri paranın karşılığında bir kazanç (gayrimenkullerinin değer artışı) elde etmektedirler. Şerefiyeler, belediye meclislerince belirlenir ve yerel yönetim kuruluşlarının gelirleri içerisinde yer alır. 2.5. Parafiskal Gelir: Kamu kuruluşlarının topladığı ve devlet bütçe gelirleri arasında yer almayan zorunlu ödemelerdir. Belirli amaçların gerçekleştirilmesi için kurulan ekonomik, sosyal ve mesleki kuruluşların, bu amaçların finansmanını karşılamak amacıyla devlet tarafından aldıkları yetki ile ilgililerden topladıkları bir gelirdir. Sosyal güvenliğin sağlanması amacıyla Sosyal Sigortalar Kurumunun devlet yetkisi ile kişilerden topladıkları sigorta primleri parafiskal gelirlere en güzel örnektir. Bunun dışında sanayi, ticaret ve ziraat odalarının, baroların kendi mensuplarından aldıkları aidatlar birer parafiskal gelirdir. Parafiskal gelirlerin de tıpkı harç ve şerefiyeler gibi karşılığı vardır. Bu primleri ödeyen kişiler, ödemelerinin karşılığında menfaat sağlamaktadırlar. Parafiskal gelirler, bütçede yer almaz ve bu özelliği ile diğer gelirlerden ayrılır. Parafiskal gelirler de kanun zoruna dayanılarak alınır. Kişilerin, primleri ödememe veya geciktirme gibi seçenekleri yoktur. Mutlak surette tahsilatı yapılır. 2.6. Borçlanma: Devletler ister gelişmiş isterse az gelişmiş olsun ekonomik ve sosyal amaçlarını gerçekleştirebilmek için borçlanma yolunu tercih eder. Bu yöntem, geçici bir gelir kaynağı olsa da yine de hemen hemen her ülke tarafından kullanılmaktadır. Devlet borçlanması, devletin isteğe bağlı ve bir bedel karşılığında alacaklıya faiziyle birlikte geri ödeme koşulu ile iç ve dış kaynaklardan elde ettiği gelirdir. Borçlanmada faiz, vade ve ödenme şekli sözleşmede belirtilir. Devlet borçlanmasında borçlu devlet iken alacaklılar kendi ülkesindeki özel sektörler, bankalar, dış sermaye çevreleri ve yabancı ülkelerden biri ya da birkaçı olmaktadır. Borçlanma yoluyla gelir elde edilirken bu borçlar, yine borçlarla karşılanmakta ve böylece borçlanma tamamen ortadan kalkmamaktadır. Borçların kontrolü çok önemlidir. Borçlanmanın yararlı olabilmesi için alınan borçların verimli kullanılması ve gelir artışı yaratacak şekilde değerlendirilmesi gerekir. Eğer alınan borçlar, doğru şekilde değerlendirilemezse borcun faiziyle birlikte geri ödenmesi aşamasında bu yük vergi yoluyla halkın üzerine binmektedir. Borç yükü hafifletilemeyip devam ettirildiği ve yeni borçlanmalarla ödenmeye gidildiği durumda artık borçlanma bir gelir kaynağı olmaktan çıkar. Bu yüzden zorunlu kalınmadıkça borçlanma bir gelir kaynağı olarak görülmemelidir. Ancak aşağıda belirtilen bazı durumlar devlet borçlanmasını gerektirmektedir: - Vadesi gelmiş borçlar - Bütçe açıkları - Ekonomik krizlerin engellenmesi - Atıl kaynakların kullanılması - Olağanüstü harcamalar - Askerî ve teknolojik gelişmeler - Büyük yatırım projeleri Borçlanma da vergi gibi kamu geliri kaynağıdır, ancak vergi karşılıksız iken borçlanmada karşılık vardır; borcun kendisinin yanında faiz ödemesi de yapılır. Vergide zorunluluk varken borç isteğe bağlıdır. Kişi, kurum ya da devletler isterse borç verirler. Borçlanmada alacaklıya ödenecek faizlerin kaynağı da yine vergilerdir. Borçlanmanın artışı vergi artışına neden olmaktadır. KAMU GELİRLERİ İç borçlanma: Devlet kendi ülkesinde milli para olarak borç alıyorsa buna iç borçlanma denir. Dış borçlanma: Ülke içinde veya dışında yabancı para cinsinden yapılan borçlanmaya dış borçlanma denir. Borçlanma da vergi gibi kamu geliri kaynağıdır, ancak vergi karşılıksız iken borçlanmada karşılık vardır; borcun kendisinin yanında faiz ödemesi de yapılır. Vergide zorunluluk varken borç isteğe bağlıdır. Kişi, kurum ya da devletler isterse borç verirler. Borçlanmada alacaklıya ödenecek faizlerin kaynağı da yine vergilerdir. Borçlanmanın artışı vergi artışına neden olmaktadır. Borçlanma, borç paranın ve faizinin geri ödenme süresine (vade) göre de isimler alır. Her ne kadar vade süreleri kesin olmasa da vadesi bir yıla kadar olan borçlar, kısa vadeli borçlar, vadesi bir yıl ile beş yıl arasında değişen borçlar orta vadeli borçlar, vadesi beş yıldan daha uzun süreli olan borçlara da uzun vadeli borçlar denilir. Borçlanmanın gerekçesine göre en uygun vadeli borç kullanılmalıdır. Örneğin yatırımların finansmanında uzun vadeli borçlanma tercih edilirken geçici açıkların kapatılmasında ise kısa vadeli borçlar tercih edilmelidir. Borçlanmanın olumlu ve olumsuz sonuçları olmaktadır. Dış borçlanmanın millî geliri artırıcı etkisi vardır. Çoğaltan etkisi adı verilen bu etki, ülkeye giren sermayenin millî gelirde meydana getirdiği artıştır, ancak bu artış ülkenin ekonomik gelişme düzeyine bağlı olarak farklılık gösterir. Dış borçlanma ülkenin sermaye birikimine, dış ödemeler dengesi üzerine, yabancı sermaye girişi ve yeni teknolojilerin ülkeye girişi, işletmecilik ve yöneticilik tecrübeleri kazanımları açısından olumlu etkilerde bulunur. Dış borçlanma ile iç tasarrufların yetersiz olup yatırımların artırılamadığı durumlarda yatırım finansmanı sağlanabilir ve böylece ekonomik kalkınma sağlanabilir. Bunun yanında dış borçlanmada dışa bağımlılık artar, borcun ödenmesi ile ödemeler dengesi olumsuz etkilenir, enflasyon artışına neden olur ve ülke içi israf riskini artırır. Her seferinde alınan dış borçlar gelecek nesillerin vergi yükünü artırır. İç borçlanma, satın alma gücünü etkiler ve tüketim hacmini azaltır. Özellikle zorunlu olarak (cebri) iç borçlanma sağlanırsa kişilerin tüketim harcamaları kısıtlanmış olur. Bundan dolayı da fiyatların düşmesine sebep olur. Devlete borç veren kişiler, bu borcu faizi ile birlikte geri alacaklarını düşünerek harcamalarını artırırlar ve bu da tüketim hacmini genişletir. 2.7. Mülk ve Teşebbüs Geliri: Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin sahip oldukları gayrimenkullerden elde ettikleri gelirler mülk gelirleridir. Devlet yol, köprü, liman, okul, kütüphane, müze, arazi ve binalardan gelir sağlamaktadır. Mülk gelirleri bu gayrimenkullerin kiralanmasından ve satışından kaynaklanmaktadır. Devlete ait olan mali ve ticari sanayi kuruluşlardan elde edilen gelirler de teşebbüs gelirleridir. Kamu İktisadi Kuruluşları (KİT), topluma hizmet etmek ve kâr elde etmek amacıyla çalışır. KİT’lerin sağladıkları kârlar teşebbüs gelirleri olarak önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Devletin sahip olduğu bu kuruluşlar özel hukuk hükümlerine tabidir ve devlet hazinesi dışında bağımsız kurumlar olarak çalışmaktadır. Kamu gelirleri içerisinde mülk ve teşebbüs gelirlerinin önemli bir yeri vardır. 2.8. Para Cezaları: Ceza, kurallara uymayı sağlamak ve kamu düzenini sağlamak amacıyla uygulanan bir yaptırımdır. Burada amaç, gelir sağlamak veya gelir yaratmak değildir. Ancak kuralları ihlal edenlerden alınan para cezaları ya da vergi borcunu ödemeyenlerden alınan vergi cezaları, her türlü yükümlülüklerin geciktirilmesinden veya yerine getirilmemesinden doğan cezalar kamu gelirleri içine alınır. Burada önemli olan cezaya konu olan eylemlerin azaltılmasıdır. Bu cezalar, cezayı uygulayan kurumun gelirleri içerisinde değerlendirilir. Para ve vergi cezaları niteliğine göre yargı organlarınca ve vergi dairelerince kesilerek tahsil edilir. 3. Gelirlerin Ekonomik Kodları: Birinci düzeyde yer alan gelir grupları ile bunun altında II. III. ve IV. düzeylerde yer alacak detay kodlar ve bu bölümlere gelir kaydedilecek olan tahsilatlar aşağıda belirtilmiştir. BÜTÇE 1. Bütçe: Bütçe, gelecekteki belirli bir dönemde gerçekleşmesi öngörülen gelir ve giderlerin karşılıklı tahminlerini içeren cetveldir.Bütçe, devletin gelecek bir dönemdeki gelirlerini ve harcamalarını tahmin eden ve yürütme organına harcamaların yapılması, gelirlerin toplanması konusunda yetki ve izin veren bir kanundur. Devlet harcamaları ile gelirlerini ayrıntılı biçimde gösteren, belli bir dönem için harcamaların yapılmasına ve gelirlerin toplanmasına izin veren hukuksal bir belgedir. Kamusal ihtiyaçlar, kişilerin tek başlarına karşılayamadıkları ancak karşılanması zorunlu olan ihtiyaçlardır. Kamusal ihtiyaçlar olarak belirlenen ihtiyaçlar, ancak devlet ve diğer kamu kuruluşlarınca yerine getirilir. Devletin bu hizmetleri yerine getirebilmesi için birtakım harcamalar yapması (kamu giderleri) ve gelir toplaması (kamu gelirleri) gerekmektedir. Devlet, bu hizmetleri yaparken hangi ihtiyaçlar için ne kadar harcama yapacağını, harcamanın hangi gelir kaynaklarıyla sağlanacağını ve bunların yaratacağı olumlu ve olumsuz sonuçları bilmek zorundadır. Yapılan giderlerin ve sağlanan gelirlerin birbirine denk olması gerekir. Bu dengeyi sağlayan araç bütçedir. Devlet bütçesi mali, sosyal ekonomik ve politik özellik taşımaktadır ve yürütme organının belli bir dönemdeki faaliyet programını oluşturur. Ülkemiz bütçesinde, uluslararası standartlar ve Avrupa Birliği uygulamalarıyla uyumlu bir kamu mali yönetimi ve kontrol sistemi kurulması yönünde önemli bir adım teşkil eden 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gereğince, 2006 yılından itibaren ilk defa çok yıllı bütçeleme anlayışına geçilmiştir. 2. Bütçenin Özellikleri: Bütçe, belli bir döneme ait yapılacak giderleri ve elde edilecek gelirleri tahmini olarak gösterir. Bu dönem, mali yıl olarak adlandırılan dönemdir. Bütçe, henüz gerçekleşmemiş olan, tahmini rakamları gösteren bir mali plandır. Bütçe ekonomik, mali, siyasi ve hukuki sonuçlar yaratır. Bütçenin dikkatli kullanılması ile millî gelir, gelir dağılımı, ekonomik kalkınma, ekonomik ve sosyal sorunların giderilmesi vb. üzerinde olumlu etkiler görülür. Bütçe, kamusal harcamaları ve kamusal gelirleri gösterir. Bütçede sadece kamu ekonomisince yerine getirilecek kamusal gider ve kamusal gelirler yer alır. Özel ekonomideki işletmelerin gider ve gelirlerini içermez. Bu anlamda bütçe ile kalkınma planlarını birbirine karıştırmamak gerekir. Kalkınma planlarında hem kamu hem de özel ekonomilerin harcama-gelir ilişkileri bir arada yer alırken bütçe de sadece kamusal harcama ve kamusal gelirler yer almaktadır. Bütçede önce giderler tespit edilir. Devlet bütçesinde önce giderler tespit edilerek zorunlu ihtiyaçların karşılanması esas alınır. Giderler tespit edildikten sonra bunlara uygun gelir sağlanmaya çalışılır. Eğer giderleri karşılayacak kadar gelir sağlanamazsa bütçe açığı oluşur. Bu durumda ise devlet, bütçe açığını kapatabilmek için farklı yöntemlere başvurur. Örneğin, mevcut olan vergi oranlarını artırır ya da yeni vergiler koyarak bütçe açığını kapatmaya çalışır. Bütçe sadece devlet bütçesini ifade eder. Herhangi bir kamu kuruluşuna ait bütçeden bahsedilecek olunursa o kuruluşun ismi verilir.Bütçe denilince akla sadece devlet bütçesi gelir. Yerel yönetim kuruluşlarının ve kamu iktisadi teşebbüslerinin bütçeleri, devlet bütçelerinin dışında tutulmuştur. Bütçe bir kanundur. Bütçe kanununda yer almayan hiçbir gider ya da gelir kamu kuruluşlarınca gerçekleştirilemez. Bütçe, yürütme organı tarafından hazırlanıp yasama organı tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girer. Yürürlüğe giren bütçe kanunu, yeni bütçe kanunun yürürlüğe girmesiyle geçerliliğini kaybeder. 3. Bütçenin İlkeleri: - Genellik ilkesi: Bütün gelir ve harcamaların bütçede ayrı ayrı gösterilmesini ifade eder. Hiçbir gelir ve harcama birbirinin arkasında gizlenemez. Bu ilke, bütçe uygulaması bakımından eskiden kullanılan safi metodun yerine gayrisafi metodun kullanılmasını gerektirmiştir. Safi metot usulünde kuruluşlar harcama yaparken bir taraftan da elde ettikleri gelirlerin tümünü göstermeden yaptıkları harcamaları elde ettikleri gelirlerden düşürdükten sonra harcamalardan arta kalan kısmını göstermekteydiler. Oysa gayrisafi bütçe usulünde gelir ve giderler eksiksiz olarak, yani birbiriyle mahsup edilmeden bütçede yer alır. Bu usule göre herhangi bir gelirin herhangi bir harcamaya doğrudan tahsis edilmemesi gerekir. Buna “ademi tahsis yöntemi” de denir. Böylece tüm gelirler hazinede toplanır ve bütün giderler buradan yapılır. - Birlik ilkesi: Kamu sektörünün bütün gelir ve harcamalarını içeren tek bir bütçe hazırlanması anlamına gelir. Gider ve gelirlerin tek bütçede gösterilmesi hâlinde kuruluşlar karşılaştırılabilir. Ayrı ayrı bütçe hâlinde karşılaştırma imkânı azalır ve bu israfa da yol açar. Ülkede bütün harcama ve gelirlerin ekonomideki etkisini topluca görebilmek bakımından birlik ilkesi uygulanmaktadır. Bazı şartlarda olağanüstü harcamalar yapılması gerekebilmektedir. Olağanüstü harcamaların mevcut bütçede yer alması doğru olmayabilir. Bu nedenle olağanüstü bütçe ayrıca hazırlanır. - Doğruluk ilkesi: Bütçenin gelir ve harcama tahminleri, mümkün olduğu kadar gerçeklere uygun sonuçlar verebilmelidir. Yıl içerisindeki iktisadi değişmelerin doğru tahmin edilmesi gerekir. Bütçe hazırlanırken gerçeğe yakın tahminler yapılmalıdır. Aksi durumda bütçenin uygulaması güçleşir ve bütçe açığı meydana gelir. Tahminlerin, önceki yıllarla ilgili istatistiki bilgilerden faydalanılarak, ülkenin içinde bulunduğu şartların ve dünyadaki gelişmelerin göz önünde bulundurularak yapılması gerekmektedir. - Açıklık ilkesi: Bütçede gelir ve harcamalarla ilgili yer alan bilgilerin mümkün olduğu kadar açık olması, sadece uzmanların değil ilgi duyan vatandaşların da anlayabileceği şekilde hazırlanması gerekir Ayrıca herkesin incelemesine açık olmalıdır. Bütçeler basılarak yayımlanmalıdır. İsteyen herkesin alıp inceleyebilme imkânı sağlanmalıdır. Bütçe ile ilgili bilgi ve belgelerde herhangi bir gizlilik olmamalıdır. - Giderlerin gelirlerden önceliği ilkesi: Bütçede önce giderler tahmin edilir. Gider rakamları belirlendikten sonra gelirler tahmin edilir. Gelirlerin önce belirlenmesi durumunda sınırlı gelir kaynaklarıyla yatırımlar artırılamayacağı için ekonomik gelişmenin sağlanması mümkün olamaz. Ancak az gelişmiş ülkelerde yapılması gereken harcamalar, elde edilecek gelirlerden daha fazla olsa bile gelir olanakları yapılacak harcamaları sınırlar. Bu ilke az gelişmiş ülkelerde uygulanmamaktadır. Gelişmiş ülkelerde geçerli olan bir ilkedir. - Önceden izin ilkesi: Bütçe, hükümet tarafından hazırlanır. Halkın temsilcilerinden oluşan parlamento tarafından onaylanır. Parlamentonun (yasama organının) izni olmadan hükümet, bütçeyi uygulayamaz. Yani ne gelir toplayabilir ne de harcama yapabilir. Bu ilke yasama organının kamu gelir ve giderleri üzerinde söz sahibi olduğunu ifade eder. - Tahsis ilkesi: Bütçede her yıl yapılacak harcamalar için ödenek ayrılması ilkesidir. Nitelik itibariyle tahsiste alanlar açısından ödenekler saptanır. Miktar itibariyle tahsiste her alana yapılacak ödenek ayrımı hizmet alanı itibarı ile miktar olarak belirlenir. Zaman itibariyle tahsiste ise ödenek ayrımı çok mali yıl için yapılır. - Anlaşılabilirlik ilkesi: Bütçede yer alan gelir ve giderlerin herkesin kolayca anlayabileceği şekilde açık ve sade olarak düzenlenmesini ifade eder. Bu ilkeye uyulması, aynı zamanda bütçenin uygulanmasını da kolaylaştırır. Bütçe gelir ve giderleriyle ilgili rakamların kolayca anlaşılmasını sağlar. - Tasarruf ilkesi: En az harcama ile en fazla hizmetin sağlanmasını savunur. Gereksiz harcamaların önlenerek, verimliliğin sağlanmaya çalışılarak, kamu gelirlerinin zorunluluk dereceleri dikkate alınarak kamu giderlerinde kullanılmasını açıklar. - Denklik ilkesi: Klasik maliyecilerin ve ona uygun klasik maliye görüşünün savunduğu bir ilkedir. Bütçede gelir ve giderlerin birbirine denk olması gerektiği savunulur. Kamu giderleri, normal gelirlerle finansa edilmelidir. Bu nedenle harcamalar gelirlere eşit olmalıdır. Eğer bütçe hazırlanırken giderlerin toplamı, gelirlerin toplamından fazla çıkarsa aradaki fark iç borçlanmalarla kapatılır ve gelir gider toplamları eşitlenir. Bu eşitliğe görünüşte denklik denir. Bütçe uygulandıktan sonra kesin hesap kanununda gelir ve giderler gerçekten birbirine denk çıkarsa buna gerçek denklik denir. Bu ise bütçe hazırlanırken gelir ve giderlerle ilgili tahminlerin gerçeğe yakın olması durumunda mümkündür. Artık klasik iktisatçıların görüşünün dışında bütçe denkliğinin yıllık olarak sağlanması zorunlu görülmemektedir. Çünkü ülkenin içinde bulunduğu ekonomik duruma göre bütçe açık verebilir. Önemli olan, ekonomik duruma uygun olan ekonomik ve mali politikaların doğru bir şekilde uygulanmasıdır. - Yıllık olma (zaman) ilkesi: Söz konusu ilke, bütçenin uygulanması için verilen iznin bir süre ile sınırlandırılmasını ifade eder. Bu süre bir yıl olarak kabul edilir. Ancak bazı istisnai durumlarda geçici bütçe uygulanabilir. Geçici bütçeler, bir yıldan daha az dönemi kapsayabilir. Ekonomik dalgalanmalar, ekonomik planlar nedeniyle daha uzun süreli bütçeler yapılabilir. Genellikle her ülkede kabul edilen ve uygulanan mali yıl, bir yıllık bir süreden oluşur. Bu dönem bütçe uygulaması itibariyle uygun bir zaman dilimidir ve ülkemizde de anayasanın 161. maddesinde “yıllık” ifadesi kullanılmaktadır. Mali bakımdan daha isabetli tahminlerde bulunmak, muhasebe uygulamalarını kolaylaştırmak, bütçenin incelenmesi, onaylanması ve meclis denetimine uygun zaman tanıması açısından bir yıllık süre uygun görülmektedir. Bir yıllık süre meclis araştırmaları, kamuoyundaki eğilim ve değişmelerin izlenmesi, toplumsal karar alma süreci açısından doğru bir süredir. 4. Bütçenin Çeşitleri: 4.1. Performans bütçe: Devletin yüklendiği görevleri yerine getirebilmesi bakımından gerçekleştirdiği hizmetler ile bunların birim maliyetinin önem kazandığı bir bütçeleme sistemidir. Mal ve hizmet üretimi yapmaya yönelik kamu kuruluşlarının faaliyet ve etkinliklerinin ölçülmesi bu bütçenin amacıdır. Ayrıca üretim maliyetinin düzeyi ile üretim miktarları arasındaki ilişkinin önemi söz konusudur. Gerçekleştirilecek görevlerin planlanması yapıldıktan sonra her bir hizmet biriminin alanına giren hizmetler belirlenmekte, ilgili programlar ve faaliyetler incelenmektedir. Faaliyetler sonucu yapılan nihai üretim ve belirli bir üretimin yapılabilmesi için katlanılması söz konusu maliyetin en aza indirilmesi, performans bütçenin esasını oluşturur. 4.2. Milli bütçe: Milli bütçe kavramı, kamu kesiminin ekonomide taşıdığı önem ve ağırlıktan kaynaklanmaktadır. Kamu ve özel sektör arasında kaynak dağılımın optimal (en uygun, elverişli, akılcı) bir şekilde sağlayabilmek ve toplumsal amaçlarla etkinlik yakalayabilmek amacıyla bu bütçeye başvurulur. Ekonomide toplam kaynakların ve harcamaların denkleştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle millî muhasebe kavramına dayanarak ekonomideki kaynakların belirlenmesine yarayan bir millî bütçe hazırlanması gerekir. Bu bütçe, planlı ve programlı bir bütçedir. Millî bütçe, iktisadi ve mali politikaya yön verecek bir bütçe türüdür. 4.3. Program bütçe: Kamu faaliyetlerinde verimin, tasarruf ve etkinliğin sağlanması bakımından önemli olan bu bütçe, sahip olunan olanakların mevcut alternatifler içerisinde en iyi şekilde kullanımını amaçlamaktadır. Böylece öngörülen amaçlara ulaşabilmek için maliyet-fayda analizleri yapılmak suretiyle kıt kaynakların, ihtiyaçların en etkin düzeyde karşılanmasına yönelik bir şekilde kullanımına çaba gösterilmektedir. Kamu hizmetlerinin en üst düzeyde yerine getirilmesi kamu giderlerinin etkinliği ve verimliliğin yükseltilmesi amacıyla bütçe kaynaklarının optimal düzeyde kullanılması program bütçenin temelini oluşturmaktadır. Genellikle bir yıllık süre için uygulanan bütçelerin devamlılık ve plan-programlar arasındaki koordinasyonunun sağlanması bakımından büyük önemi bulunmaktadır. Verimliliğin artırılması ve israflardan kaçınılması yanında ödenekler, harcama kalemlerine göre değil; planda belirtilen hedeflerin gerektirdiği hizmetler için ayrılmaktadır. 4.4. Telafi edici bütçe: Kamu harcamaları ile kamu gelirleri arasındaki geleneksel bağ sürdürülmekle birlikte geniş ölçüde ekonomik dengenin gerçekleştirilmesi için çaba gösterilmektedir. Devletin ekonomik hayata müdahalesinin gerekliliği düşüncesine dayanır. Bu bütçe görüşünde bütçe açıkları devam edebilir. Ekonomik hayatın gerektirdiği sürece devletin borçlanmaya başvurması gerekir. Çünkü şartlar daha fazla harcamayı gerektirirken gelirler azaldığında harcamalar artırılmazsa denklik düşüncesi olumsuz sonuçlar meydana getirir. Tam çalışma sağlanıncaya kadar devletin borçlanması gerekmektedir. Ancak devamlı artan borçların faiz ödemelerinin bütçede önemli bir meblağ tutacağı göz önünde bulundurularak borçlanma kontrollü bir şekilde yapılmalıdır. 4.5. Devri bütçe: Bu bütçede bütçe denkliği şart olarak görülmez. İktisadi faaliyetlerin daralma dönemlerinde bütçe açığı meydana gelir. Bu nedenle devlet harcamalarını artırarak talebi teşvik etmeli ve açığı kapatmaya çalışmalıdır. İktisadi faaliyetlerin genişleme döneminde ise bütçe fazla verir. Bu durumda faaliyetlerin daraltılması gerekir. Aksi hâlde daralma dönemindeki gelirlerdeki azalma, vergileri de artırır. 4.6. Denk bütçe: Bütçenin denk olması esastır. Yani kamu harcamaları, kamu gelirleriyle karşılanacak ve bütçe açık vermeyecektir. Kamu harcamalarında artış meydana geldiğinde kamu gelirleri de artırılarak harcamalar finanse edilmeli, borçlanmaya gidilmemelidir. Ancak olağanüstü hâllerde borçlanmaya gidilebilir. Bütçenin denkliğini bozan etkenler içinde devletin para basması, bütçe açıklarının borçlanma ile finanse edilmesi ve bütçe fazlalıkları gelmektedir. Kamu giderlerinin normal kamu gelirleriyle karşılanması gerekmektedir. Devletin ekonomiye müdahale etmemesi ve kamu hizmetlerinin sınırlı düzeyde kalması esastır. 4.7. İktisadi devlet teşekkülü (İDT) bütçeleri: İktisadi devlet teşekküllerinin teşebbüs niteliğinde olması nedeniyle bağımsız bütçeye ihtiyaçları vardır. İktisadi devlet teşekküllerinin idari görev yapan diğer devlet kuruluşlarından farklı olarak iktisadi faaliyetlerde bulunması ayrıca bir bütçe hazırlanmasını gerektirir. İktisadi devlet teşekküllerinin bütçesi özel hukuk hükümlerine tabidir. İktisadi devlet teşekküllerinin sermayesinin tamamı devlete aittir. Bunların ayrıca yatırım ve finansman bütçeleri hazırlanır. Bu nedenle İDT bütçeleri işletme bütçesi niteliği taşır. Yatırım ve finansman programlarını içerir. İDT bütçeleri; genel muhasebe kanununa, Devlet İhale Kanunu’na ve Sayıştay denetimine tabi değildir. 5. Devlet Bütçesi: Bütçe belli bir dönemdeki gelir ve gider tahminleri ile bunların uygulanmasına ilişkin hususları gösteren ve usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan belgedir. Devlet bütçesi, hükümetin bir yıllık programıdır. Bütçe yürütme organı tarafından hazırlanmaktadır. Kamu hizmetlerini ve bunların gerçekleştirilmesiyle ilgili imkânları en iyi bilen yürütme organı hükümettir. Hükümet, kendi programına göre uygun olarak kamu ihtiyaçlarını öncelik sırasına göre belirler ve bütçe ile amaçladığı kamu hizmetlerini gerçekleştirir. Gelişmekte olan ülkelerde, hükümetlerin en büyük sorunu artan kamu hizmet sayısına rağmen kamu gelir kaynaklarını artıramamaktır. Hükümetler kamu hizmetleriyle ilgili program ve faaliyetlerine, politik, ekonomik, sosyal ve tarihi etkenlerle şekil verir. Burada önemli olan devlet giderleri ve gelirlerinin en iyi tahmini, giderler için en uygun gelir miktarının belirlenmesi, ayrılması ve bunların denetimidir. 6. Türkiye’de Kamu Bütçeleri: Ekonomide fiyat istikrarının sağlanması, gelir dağılımının düzeltilmesi, yatırımların teşvik edilmesi gibi hedeflerin gerçekleştirilmesinde kullanılan en önemli mali araçlardan biridir. Bütçe harcamalarının nitelikleri ve etkileri farklı olduğundan bütçenin etkin bir mali araç olarak kullanılabilmesi için harcamaların temel kriterlere göre sınıflandırılması gerekir. Yeni bütçe kanuna göre bütçe analitik olarak sınıflandırılmıştır. Genel yönetim kapsamındaki idarelerin bütçeleri; merkezî yönetim bütçesi, sosyal güvenlik kurumları bütçeleri ve mahallî idareler bütçeleri olarak hazırlanır ve uygulanır. Kamu idarelerince bunlar dışında herhangi bir ad altında bütçe oluşturulamaz. Gelir ve giderlerin belirli bir sistematik içinde sınıflandırılması; aynı türdeki gelir ve giderlerin kolaylıkla toplanabilmesi; gelir ve gider açık istatistiklerine ulaşılabilmesi için de yeni bütçe kodlamaları geliştirilmiştir. Yeni bütçe kodlamasının getirdiği önemli yenilikler; detaylı bir kurumsal kodlamayla program sorunlarının tespitine imkan vermesi, mevcut bütçede var olmayan fonksiyonel sınıflandırmanın sağlanması, aynı kodlamanın konsolide bütçeli kuruluşlar dışındaki kuruluşlarda da uygulanabilir olması, uluslararası karşılaştırmalara imkan vermesi, ölçmeye ve analize elverişli olması olarak sıralanabilir. Bu özellikleri ve özellikle de analize elverişli istatistiki veriler üretmeye imkan vermesi nedenleriyle yeni bütçe kodlaması Analitik Bütçe Sınıflandırması olarak adlandırılmıştır. Kamu bütçelerini pek çok şekilde sınıflandırmak mümkündür. Biz analitik bakımdan bütçeleri inceleyeceğiz. Analitik bütçe sınıflandırması; kurumsal sınıflandırma, fonksiyonel sınıflandırma, finansman tipi ve ekonomik sınıflandırma olmak üzere dört gruptan oluşmaktadır. Bunlar; 6.1. Kurumsal Sınıflandırma: Siyasi ya da bürokratik olarak yönetim yetkisi temel kriter kabul edilmiştir. Kurumsal sınıflandırmayla siyasi ve idari sorumluluğun belirlenmesi ve program sorumlularının tespiti hedeflenmektedir. Kurumsal sınıflandırma, dört düzeyli bir kod yapısından oluşmaktadır. Sınıflandırmanın birinci düzeyinde, bakanlıklar ve anayasal olarak eşdeğer idareler ile bütçe türleri itibariyle bir sınıflandırma yer almaktadır. İkinci düzeyde, birinci düzeyde tanımlanan yöneticilere karşı doğrudan sorumlu birimler; üçüncü düzeyde, ana hizmet birimleri gibi ikinci düzeye bağlı olan ve kurumsal politikanın uygulanmasından sorumlu olan birimler; dördüncü düzeyde ise, destek ve lojistik birimler ile politikaları uygulayan ve hizmetten yararlananlarla doğrudan muhatap olan birimler yer almaktadır. Dolayısıyla üçüncü ve dördüncü düzeyde kurumların teşkilatına ilişkin mevzuatına ve teşkilat şemasına uygun olarak sınıflandırılan idari birimler yer alacak ve bu birimler harcama yetkilisinin belirlenmesinde esas alınacaktır. Kurumsal sınıflandırmada teşkilat yasaları esas alınacaktır. Zorunlu haller dışında teşkilat yasalarında bulunmayan birimlere kodlamada yer verilmeyecektir. 6.2. Fonksiyonel Sınıflandırma: Fonksiyonel sınıflandırma, devlet faaliyetlerinin türünü göstermektedir. Devlet faaliyetlerinin ve bu faaliyetlere yönelik harcamaların zaman serileri boyunca izlenmesi ve uluslararası karşılaştırma imkanının elde edilmesi, fonksiyonel sınıflandırma ile mümkün olabilmektedir. Ayrıca, bütçe politikalarının oluşturulmasında sektörel ayrımların yapılabilmesi de bu sınıflandırmanın hedefleri arasındadır. Fonksiyonel sınıflandırma, dört düzeyli bir kod grubundan oluşmaktadır. Birinci düzey, Devlet faaliyetlerini on ana fonksiyonda gösterilmiş, ana fonksiyonlar, ikinci düzeyde alt fonksiyonlara bölünmüş, üçüncü düzey kodlar ise, nihai hizmetlere ayrılmıştır. Fonksiyonel sınıflandırmanın dördüncü düzeyi de, özel olarak izlemeyi gerektiren bazı kurumsal planlama ihtiyaçlarının karşılanması ve izlenmesi amacıyla yapıya dahil edilmiştir. 6.3. Finansman Tipi Sınıflandırma: Analitik Bütçe Sınıflandırması, genel idare tanımına giren tüm kamu kurum ve kuruluşlarının kullanacağı bir kod yapısıdır. Finansman tipi sınıflandırma, yapılan harcamaların hangi kaynaktan finanse edildiğini göstermektedir. Finansman tipinin belirlenmesinde ödemenin nereye yapıldığı hususu önem taşımamaktadır. Örneğin, herhangi bir genel bütçeli idareden döner sermayeye, özel bütçeli bir idareye veya sosyal güvenlik kurumuna yapılan yardım ve ödemelerde, ödemeyi yapan, genel bütçeli bir kurum olduğundan finansman tipi sınıflandırmada bütçe kodu “1-Genel Bütçe” olacaktır. Finansman tipi sınıflandırma aynı zamanda dış proje kredileri ile özel ödenekler ile bağış ve yardımların da takibine imkan vermekte olup, özellikle mali mevzuatımız gereği ayrı tertiplerde izlenmesi gereken ödeneklerin takibine de olanak sağlamış olacaktır. 6.4. Ekonomik Sınıflandırma: Ekonomik sınıflandırmayla, Devletin görev ve fonksiyonlarını yerine getirirken yürüttüğü faaliyetlerin, milli ekonomiye, piyasalara ve gelir dağılımınaetkilerinin planlanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi hedeflenmektedir. Ekonomik sınıflandırma; gelirlerin, harcama ve borç vermenin, finansmanın (gelir-gider farkı) sınıflandırması şeklinde üç bölümden oluşmaktadır. Gelir ile harcama ve borç vermenin sınıflandırılmasında, karşılıklı veya karşılıksız, cari veya sermaye ayırımı öncelik taşımaktadır. Karşılıksız işlemler, kanunun emrettiği hususlarda bir mal veya hizmet karşılığı olmadan yapılan, burs ödemeleri veya vergi gelirleri gibi tahsilat ve ödemeleri kapsar. Sermaye ve cari ayırımında ise, bütçe hazırlama rehberi ile bütçe kanununda belirlenmiş asgari değer ile kullanım ömrü dikkate alınmaktadır. 6.5. Merkezi yönetim bütçesi: - Genel bütçe, Devlet tüzel kişiliğine dahil olan, ve bu Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kamu idarelerinin bütçesidir. - Özel bütçe, bir bakanlığa bağlı veya ilgili olarak belirli bir kamu hizmetini yürütmek üzere kurulan, gelir tahsis edilen, bu gelirlerden harcama yapma yetkisi verilen, kuruluş ve çalışma esasları özel kanunla düzenlenen ve bu Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir. - Düzenleyici ve denetleyici kurum bütçesi, özel kanunlarla kurul, kurum veya üst kurul şeklinde teşkilatlanan ve bu Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan her bir düzenleyici ve denetleyici kurumun bütçesidir. 6.6. Sosyal güvenlik kurumları bütçeleri: Sosyal güvenlik hizmeti sunmak üzere, kanunla kurulan ve bu Kanuna ekli (IV) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir. 6.7. Mahalli idareler bütçeleri: Yerel yönetim kuruluşlarının ayrı ayrı bütçesinin oluşturulduğu bütçe şeklidir. Bunlar: - Belediye bütçesi - İl özel idareleri bütçesi - Mahalli idareler birlik bütçesi 7. Merkezi Yönetim Bütçesi: Merkezi Yönetim Bütçesi, bu Kanuna ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idarelerinin bütçelerinden oluşur. Kamu idarelerinin gelir ve gider tahminlerini gösteren, bunların uygulanmasına ve yürütülmesine yetki ve izin veren kanundur. Maliye Bakanlığı, merkezi yönetim bütçe kanunu tasarısının hazırlanmasından ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Merkezi yönetim bütçesinin hazırlanma süreci, Bakanlar Kurulunun Mayıs ayının sonuna kadar toplanarak kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca hazırlanan orta vadeli programı kabul etmesiyle başlar. Orta vadeli (gelecek 3 yıl) program, aynı süre içinde Resmi Gazetede yayımlanır. Kamu idareleri, merkez ve merkez dışı birimlerinin ödenek taleplerini dikkate alarak gider tekliflerini hazırlar. Genel bütçe gelir teklifi Maliye Bakanlığınca, diğer bütçelerin gelir teklifleri ilgili idarelerce hazırlanır. Makro ekonomik göstergeler ve bütçe büyüklüklerinin en geç Ekim ayının ilk haftası içinde Yüksek Planlama Kurulunda görüşülmesinden sonra, Maliye Bakanlığınca hazırlanan merkezi yönetim bütçe kanun tasarısı ile milli bütçe tahmin raporu, mali yıl başından en az yetmişbeş gün önce Bakanlar Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, merkezi yönetim bütçe kanun tasarısının metnini maddeler, gider ve gelir cetvellerini kamu idareleri itibarıyla görüşür ve bölümler halinde oylar. Merkezi yönetim bütçe kanunu mali yıl başından önce Resmi Gazetede yayımlanır. Bu doğrultuda, kamu idarelerinin bütçe tekliflerini ve yatırım programını hazırlama sürecini yönlendirmek üzere; Bütçe Çağrısı ve eki Bütçe Hazırlama Rehberi Maliye Bakanlığınca, Yatırım Genelgesi ve eki Yatırım Programı Hazırlama Rehberi ise Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca hazırlanarak Haziran ayının sonuna kadar Resmi Gazetede yayımlanır. Bütçe Hazırlama Rehberi ile Yatırım Programı Hazırlama Rehberi, bütçe tekliflerinin hazırlanmasına esas olmak üzere, kamu idarelerince uyulması gereken genel ilkeleri, nesnel ve ölçülebilir standartları, hesaplama yöntemlerini, bunlara ilişkin olarak kullanılacak cetvel ve tablo örneklerini ve diğer bilgileri içerir. 8. Sosyal Güvenlik Kurumları Bütçeleri: Bilindiği gibi sosyal güvenlik kurumları tek bir çatı altında toplanmış ve sosyal güvenlik kurumu olarak nitelendirilmiştir. Yeni düzenlemeye göre sosyal güvenlik kuruluşlarının bütçeleri merkezi bütçeden ayrılmıştır. Kendi bütçelerini kendi harcamalarına göre oluşturmaları öngörülmüştür. Merkezi yönetim kapsamındaki idarelerin tedavi ve ilaç giderlerinin 1/1/2007 - 1/7/2007 tarihleri arasında ilgili idarelerin bütçelerinden ödenmesine devam edilmektedir. Sosyal güvenliğe yönelik kanun tasarılarında ise en az yirmi yıllık aktüeryal hesaplara yer verilir. Ayrıca, bu kanun tasarılarına Maliye Bakanlığı ile ilgisine göre Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı veya Hazine Müsteşarlığının görüşleri eklenir. Kurum kendi içinde gider gruplarını oluşturcaktır. Kurumsal sınıflandırmada dört düzeyli ve sekiz haneli bir kodlama sistemi benimsenmiş olup, birinci düzeyde Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, yüksek yargı organları ile bakanlıklar ve bütçe türleri bulunmakta olup, sosyal güvenlik kurumları da bütçe türleri arasında IV sayılı cetvel içinde 43 numaralı kod ile bu düzeyde yer almıştır. İkinci düzeyde birinci düzeyde tanımlanan yöneticilere karşı doğrudan sorumlu birimler ile bütçe türleri kapsamında yer alan kurumlar yer almakta olup, SGK de bütçe türleri kapsamında 05 koduyla bu düzeyde yer almıştır. 9. Mahalli İdareler Bütçeleri: Mahalli idarelerin bütçelerinin hazırlanmasında mahalli idareler genel müdürlüğü yetkilendirilmiştir. Birim genel müdür yönetiminde, üç genel müdür yardımcısı, altı daire başkanlığı, 20 şube müdürlüğü, Proje Uygulama Birimi ve Kontrolörler Başkanlığından oluşmuştur. Genel Müdürlüğün görevleri aşağıda belirtilmiştir: - Mahalli idarelerin iş ve işlemlerine dair çeşitli kanun, tüzük ve yönetmeliklerle Bakanlığa verilmiş olan görev ve hizmetleri yapmak, takip etmek, sonuçlandırmak ve geliştirmek, - Bakanlığın mahalli idareler üzerinde sahip olduğu vesayet yetkisinin mevzuat hükümleri gereğince uygulanmasını sağlamak, - Mahalli idare yatırım ve hizmetlerinin kalkınma planları ile yıllık programlara uygun şekilde yapılmasını gözetmek, - Mahalli idarelerin geliştirilmesi amacıyla araştırmalar yapmak, istatistiksel bilgileri toplamak, değerlendirmek ve yayımlamak, - Mahalli idareler personelinin hizmet içi eğitimini ve uygulanmasını takip ederek Eğitim Daire Başkanlığıyla işbirliği yaparak planlamak, - Mahalli idarelerin teşkilat, araç ve kadro standartlarını tespit etmek, - Mahalli idare kontrolörlerinin çalışma programlarını Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığının görüşünü almak suretiyle düzenlemek ve uygulanmasını sağlamak, - Bakanlık bütçesinde yer alan, belediyelere yapılacak yardımlar ödeneğinin kullanımını ilgili mevzuatın öngördüğü şekilde ve Bakanlığın yetkisi içinde dağıtılmasını ve idaresini sağlamak, takip ve kontrol etmek. - Mahalli İdare Fonu, İl Özel İdaresi Fonu ve Muhtaç Asker Ailelerine Yardım Fonunun kanunların ve ilgili mevzuatın öngördüğü şekilde ve Bakanlığın yetki sınırları içinde dağıtılmasını ve idaresini sağlamak, takip ve kontrol etmek - Mahalli idarelerin iş ve işlemlerine dair mevzuat ile İçişleri Bakanlığına verilmiş görev ve hizmetleri yapmak, takip etmek, sonuçlandırmak ve geliştirmek, - İdari vesayet uygulamasını sağlamak, - Mahalli idarelerin geliştirilmesi amacıyla araştırmalar yapmak, istatistiki bilgileri toplamak, değerlendirmek ve yayımlamak - Mahalli idareler personelinin hizmet içi eğitimini ve uygulanmasını takip etmek, - Mahalli idarelerin teşkilat, araç ve kadro standartlarını tespit etmek, - Mahalli idare yatırım ve hizmetlerinin kalkınma planları ile yıllık programlara uygun şekilde yapılmasını gözetmek, - Mahalli idare kontrolörlerinin çalışma programlarını Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığının görüşünü almak suretiyle düzenlemek ve uygulanmasını sağlamaktır. Mali yıl sonuna doğru valiliklerce hazırlanan il özel idare bütçeleri Bakanlıkça mevzuata uygunluğu kontrol edildikten sonra yıl bitmeden bir ay içerisinde Genel Müdür tarafından onaylanır. Onaylana bütçe, üst yazı ile valiliğine gönderilir. 10. Bütçe Takvimi: Ülkemizde bütçe hazırlanırken uyulması gereken sürelere bütçe takvimi denir. Hazırlama aşamasından belirtilen sürelere uyulması gerekir. Yapılacak çalışmalar sırasıyla: 10.1. Orta vadeli programın bakanlar kurulunca kabul edilmesi (mayıs sonu): Merkezî yönetim bütçesinin hazırlanma süreci, Bakanlar Kurulunun Mayıs ayının sonuna kadar toplanarak kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca hazırlanan orta vadeli programı kabul etmesiyle başlar. Orta vadeli program, aynı süre içinde Resmî Gazetede yayımlanır. Örneğin; Maliye Bakanlığı, 2008-2010 dönemi için bütçe çağrısında bulunmuştur. Yeni bütçede de faiz dışı fazla vermenin öncelikli hedef olduğu belirtilerek, eğitim, sağlık, Ar-Ge ve sosyal nitelikteki harcamalara daha fazla önem verileceği vurgulanmıştır. Ayrıca Bütçe çağrısında, gelecek iki yılda tarımsal desteklemelerin devam edeceği, verginin tabana yayılacağı, performans esaslı bütçenin yaygınlaştırılacağı, gelir dağılımın iyileştirileceği hedeflenmiştir. 10.2. Orta vadeli mali planının yüksek planlama kurulunca kabul edilmesi (15 Haziran): Maliye Bakanlığı, merkezî yönetim bütçe kanunu tasarısının hazırlanmasından ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Orta vadeli program ile uyumlu olmak üzere, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleri ile birlikte hedef açık ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan orta vadeli malî plan, Haziran ayının onbeşine kadar Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır ve Resmî Gazetede yayımlanır. 10.3. Bütçe çağrısı ve eki bütçe hazırlama rehberi ile yatırım genelgesi ve eki yatırım programı hazırlama rehberinin yayımlanması (Haziran sonu): Maliye Bakanlığı, merkezî yönetim bütçe kanunu tasarısının hazırlanmasından ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Bu doğrultuda, kamu idarelerinin bütçe tekliflerini ve yatırım programını hazırlama sürecini yönlendirmek üzere; Bütçe Çağrısı ve eki Bütçe Hazırlama Rehberi Maliye Bakanlığınca, Yatırım Genelgesi ve eki Yatırım Programı Hazırlama Rehberi ise Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca hazırlanarak Haziran ayının sonuna kadar Resmî Gazetede yayımlanır. 10.4. Ödenek tekliflerinin gönderilmesi (Temmuz sonu): Maliye Bakanlığı, merkezî yönetim bütçe kanunu tasarısının hazırlanmasından ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Bütçe Hazırlama Rehberi ile Yatırım Programı Hazırlama Rehberi, bütçe tekliflerinin hazırlanmasına esas olmak üzere, kamu idarelerince uyulması gereken genel ilkeleri, nesnel ve ölçülebilir standartları, hesaplama yöntemlerini, bunlara ilişkin olarak kullanılacak cetvel ve tablo örneklerini ve diğer bilgileri içerir. Yükseköğretim kurumları dışında kalan özel bütçeli idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumlar son üç yıla ait bilanço, gelir tablosu ve yıl sonu kesin mizanı ile 2006 yılı altı aylık bilanço, gelir tablosu ve mizanını yeni yıllar için hazırlanan bütçe tekliflerine eklemeleri gerekmektedir. 10.5. Merkezi yönetim bütçe kanunu tasarısının TBMM’ne sunulması (17 ekim): Bütçe Komisyonunun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve malî yıl başına kadar karara bağlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanunu tasarılarının Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. En geç aralık ayının ilk haftası sonunda Bütçe Kanun Tasarı Genel Kurula gönderilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanun tasarılarının Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. Bütçe Tasarısının Genel Kurulda görüşülmesi için yirmi günlük bir süre vardır. Bütçe komisyon raporuyla Genel Kurula sunulan genel ve katma bütçe kanun tasarıları, Genel Kurulda, Maliye Bakanının açılış konuşmasıyla Genel Kurul görüşmelerine açılır. Tasarının içindeki tüm maddeler onaylandıktan sonra bütçenin tümü açık oya sunulur. 10.6. Merkezi yönetim bütçe kanunu tasarısının TBMM’nde görüşülmesi ve kanunlaşması (yıl sonuna kadar): Bütçenin tümü üzerinde yapılan açık oylama sonucu kabul ve red oyları sayılır. Kabul oyları toplamı, red oylarını aşarsa bütçe mecliste onaylanmış olur. Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan Bütçe Kanunu, Resmi Gazete’de yayımlanarak 1 Ocak tarihinde yürürlüğe girer. Anayasanın 89. maddesine göre Cumhurbaşkanı’nın Bütçe Kanunu’nu veto (kabul etmeme, çevirme) hakkı yoktur. Yasama organının bütçeyi kabulü olabildiği gibi reddetmesi de söz konusudur. Bütçenin yürütme organının gelirleri toplamasına, giderleri yapmasına yetki ve izin veren bir kanun olması red kararının önemini büyük ölçüde artırır. Eğer bütçe reddedilirse “geçici bütçe” uygulaması ile devlet faaliyetleri devam ettirilir. Olağanüstü durumlarda da geçici bütçe uygulaması yoluna gidilir. Geçici bütçeye başvurma nedenleri şu şekilde sıralanabilir: - Süresinde kanunlaşamayan bütçeler, mali yıla yetişemeyebilir. - Yasama organı, bütçeyi reddedebilir. - Seçim takvimi ile bütçe takvimi birbirine uymayabilir. Geçici bütçe, yıllık bütçe kabul edilip uygulamaya konuluncaya kadar belirli bir süre ile sınırlı olmak üzere gelirlerin toplanması ve giderlerin yapılmasına yetki ve izin veren bir kanundur. Geçici bütçe kanunu ile hükümete belli bir süre için gelirleri toplamasına devam etme izni verilmekte; giderlerle ilgili olarak da harcama birimlerine geçen yıl bütçe üzerinden toptan ödenek verilmesi yoluna gidilmektedir. Genellikle geçici bütçeler bir aylık yapıldığı için bunlara “onikide bir bütçe” de denilmektedir. Böylece geçici bütçeler ya geçmiş bütçenin onikide bir tutarına veya toplam bir tutar hâlinde ödenek verir ve gelirlerin toplanmasına devam edileceğini belirtir. 11. Bütçenin Uygulanması: Bütçenin hazırlanması ve kanunlaşması aşamalarından sonra bütçenin uygulama aşaması başlamaktadır. Bütçe, hükümet tarafından uygulanır. Görevli kuruluş ise Maliye Bakanlığıdır. Bütçenin uygulamaya girmesiyle faaliyetlerin yürütülebilmesi için gelirler toplanacak giderler ödenebilecektir. Bütçenin uygulanmasında iki yol takip edilir: - Gelirlerin toplanması - Giderlerin yapılması 11.1. Gelirlerin Toplanması: Gelirlerin toplanmasında aşağıdaki ilkelere uyulur: - Maliye Bakanlığı, gelir politikaları ve uygulamaları konusunda ilkelerini, amaçlarını, stratejilerini ve taahhütlerini her mali yıl başında kamuoyuna duyurur.; - Mükellef ve sorumlulara vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerini kolayca yerine getirebilmeleri için gerekli hizmetler sağlanır. - Mükellef ve sorumluların vergiye uyumu teşvik edilir. - Hakların korunması ve yükümlülükler konusunda mükelleflerin bilgilendirilmesi için ilgili idareler tarafından gerekli önlemler alınır. Kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanlar, işlemlerin eksiksiz yapılmasından sorumludur. Yeni hazırlanan analitik bütçe sınıflandırmasına göre gelir kodları aşağıdaki gibidir: 01 - Vergi Gelirleri: Vergiler Devletin; kamu otoritesine dayanarak ve kamu amaçları için, zorunlu, karşılıksız ve geri ödemesiz olarak yaptığı tahsilatlarını içermektedir. Vergi gelirleri, vergilerden alınan cezalarla birlikte, cezaların ödenmemesinden veya geç ödenmesinden doğan faiz ve cezaları da kapsar. Ancak, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar uygulama problemleri nedeniyle vergilere ilişkin cezalar ve faizler ayrı bölümlerde izlenecektir. 02 - Sosyal güvenlik gelirleri: Sosyal güvenlik gelirlerinin alt detay kodlaması, gelirin ekonomik sınıflandırma listesinde yer almakla birlikte, 31/5/2006 tarihli 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri çerçevesinde bütçe görüşmelerinde revize edilerek değiştirilecektir. 03 - Teşebbüs ve mülkiyet gelirleri: Bu bölüm, Devletin sahip olduğu mülklerden, teşebbüslerden, mali ya da gayri maddi aktiflerden sağlanan gelirlerden, idarelerin sundukları belirli hizmetler karşılığında tahsil ettikleri gelirlerden, malların kullanma veya faaliyette bulunma izni karşılığı tahsil edilen gelirlerden, mal satış (sermayeye dahil olması gerekenler hariç) gelirlerinden, KİT ve kamu bankaları gelirlerinden, kira gelirlerinden ve bunun gibi diğer gelirlerden oluşur. 04 - Alınan bağış ve yardımlar ile özel gelirler: Alınan bağış ve yardımlar, karşılıksız, geri ödemesiz ve zorunluluk esasına dayanmayan tahsilatları kapsar. Alınan bağış ve yardımların kredilerden farkı belirli bir vade sonunda geri ödeme yükümlülüğü getirmemesidir. Ayni olarak edinilenler bütçe geliri olarak kaydedilmeyecektir. Ayrıca, Genel bütçe kapsamındaki idarelerin kamu görevi ve hizmeti dışında ilgili mevzuatında belirtilen faaliyetlerden sağlanarak aynı mevzuatla belirlenen hizmetlerde kullanılmak üzere tahsis edilen ve bütçelerinde karşılığı “6-Özel ödenekler” finansman tipi kodla gösterilen kaynaklar bu bölümde “04.6 Özel Gelirler” başlığı altında izlenecektir. 05 - Diğer gelirler: Faiz gelirleri, kişi ve kurumlardan alınan paylar, para cezaları, diğer çeşitli gelirlerden oluşur. 06 - Sermaye gelirleri: Devleti sahip olduğu sabit sermaye varlıklarının, stokların, arsa, arazi ve gayri maddi varlıkların satışından elde edilen gelirler sermaye geliri olarak bu ana bölümde sınıflandırılacaktır. 08 - Alacaklardan tahsilat: Devlet tarafından kamusal amaçlarla bir mali hakka ya da taahhüde dayalı olarak verilen krediler, alınan hisseler borç verme bölümüne kaydedilecek, öte yandan verilen bu borçlara karşılık daha sonra Devlete yapılan geri ödemeler, satılan hisselerinden elde edilen gelirler ise bu bölüme dahil edilecektir. Verilen borçlar harcamalar bölümde sınıflandırılırken geri ödemeler ise gelirler bölümüne dahil edilecektir. Bu kapsamda, ikraz ve tavizlerden geri tahsil edilen tutarlar da (sadece anapara) bu bölüme kaydedilecektir. 09 - Red ve iadeler (-): Analitik bütçe sınıflandırmasının program bütçe sınıflandırmasından ayrıldığı önemli noktalardan birisi de red ve iadeler bölümüdür. Program bütçede red ve iadeler için bütçede ödenek bulundurulur ve yapılan red ve iadeler bütçeye gider kaydedilirdi. Ancak, bu ödemeler niteliği itibariyle gider kabul edilebilecek ödemeler olmadığından bütçelerde bu ödemeler için ödenek tahsis edilmeyecek ve iadesi gereken tutarlar muhasebe sisteminden yapılacaktır. 11.2. Giderlerin Yapılması: Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır. Elektronik ortamda oluşturulan ortak bir veri tabanından yararlanmak suretiyle yapılacak harcamalarda, veri giriş işlemleri gerçekleştirme görevi sayılır. Gerçekleştirme görevlileri, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumludurlar. Ödeme belgelerinin şekil ve türleri; kamu borç yönetimine ilişkin olanlarda Hazine Müsteşarlığının uygun görüşünün alınması kaydıyla, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri için Maliye Bakanlığınca, mahallî idareler için İçişleri Bakanlığınca, sosyal güvenlik kurumları için de bağlı veya ilgili oldukları bakanlıklar tarafından, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir. Analitik bütçe sınıflandırması birinci düzey gider kodları şöyledir: 01 - Personel giderleri: Bu bölüm, kamu personeli ile kamu personeli olmasa bile bunlar gibi çalıştırılan veya hizmetinden faydalanılan kişilere veya diğerlerine bordroya dayalı olarak nakden yapılan ödemeleri kapsar. 02 - Sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri: Sosyal güvenlik kurumlarına ait devletin sağladığı primlerden oluşan giderlerdir. 03- Mal ve hizmet alım giderleri: Faturalı olarak veya ilgili mevzuatına uygun şekilde belgelendirilerek alınan mal ve hizmet bedellerini kapsayacaktır. Devletin karşılığında herhangi bir mal veya hizmet almadığı karşılıksız ödemeler ile sermaye giderleri kapsam dışındadır. Bu bölüm, büro malzemesi alımları, kira, yakıt, elektrik ödemeleri ile parasal limitlere bakılmaksızın rutin bakım-onarım ödemelerini, telefon vb. haberleşme giderlerini, yolluk giderlerini, taşıma giderlerini, düşük değerli veya bir yıldan az kullanım ömrü olan ekipmanlar için yapılan ödemeler ile çeşitleri ve açıklamaları ekli listelerde ve bu rehberin ilerleyen bölümlerinde ifade edilen benzeri giderleri kapsar. 04 - Faiz giderleri: Faiz, ödünç alınan paranın kullanımı karşılığında yapılan ödeme olarak tanımlanır. Bu itibarla, faiz ödemeleri finansman bölümünde sınıflandırılan borç alınan paranın anapara geri ödemesinden ve borçlanma için ödenen komisyon ve ihraç giderlerinden ayrılır. 05 - Cari transferler: Sermaye birikimi hedeflemeyen ve cari nitelikli mal ve hizmet alımını finanse etmek amacıyla karşılıksız olarak yapılan ödemelerdir. Transferler kimin yararlandığına göre değil kime ödendiğine göre sınıflandırılmalıdır. 06 - Sermaye giderleri: Sermaye harcamaları, sabit sermaye edinimleri, gayrimenkuller ya da gayri maddi aktiflerin edinimi için yapılan ve Devlet mal varlığını artıran ödemelerdir. Ayrıca, taşınmaz mal yapımı ile bakımonarımının gerektirdiği yıkım ve enkaz temizleme işleri de bu kapsamda değerlendirilecektir. Bu ödemeler, her yıl bütçe kanunlarıyla belirlenecek asgari limitin üzerinde olmalıdır ve kullanım ömürleri bir yıl veya daha uzun olmalıdır. 07 - Sermaye transferleri: Bütçe dışına sermaye birikimi amaçlayan veya sermaye nitelikli mal ve hizmetlerin finansmanı amacıyla yapılan karşılıksız ödemelerdir. Transferin cari nitelikli mi yoksa sermaye nitelikli mi olduğunu belirlemek için cari harcama - sermaye harcaması ayrımında kullanılan kriterler dikkate alınmalıdır. 08 - Borç verme: Bir mali hakka dayanan veya Devletin teşebbüs mülkiyetinde hisse (sermaye) katılımına neden olan ve likidite yönetimi veya kazanç sağlama amaçları dışında kamusal amaçlarla yapılan ödemeleri kapsar. Devletin verdiği borçların geri ödenmesinden (diğer bir ifadeyle borçların tahsilatından) veya Devletin elindeki hisselerin satışından elde edilen gelirler ise verilen borçlardan düşülerek kaydedilmeyecek, gayrisafilik prensibine göre “gelirlerin ekonomik sınıflandırması” bölümünde ayrı olarak izlenecektir. 09 - Yedek ödenekler: Bütçede başlangıçta öngörülemeyen hizmetlerin karşılığı olmak üzere veya yıl içi gelişmeler neticesinde yapılan tahminlerde sapmalar olması ihtimaline karşılık hizmetleri aksatmamak amacıyla ihtiyat olarak ayrılan ödeneklerdir. Merkezi yönetim bütçesi için sadece Maliye Bakanlığı bütçesinde yer almaktadır. Merkezi yönetim bütçesinin dışında kalan idareler ise kendi bütçeleri içinde yedek ödeneklere yer verebileceklerdir. 12. Hazine İşlemleri: Bütçenin uygulanması bir taraftan gelirlerin toplanması, diğer taraftan harcama yapılması demektir. Bu iki işlemin birlikte yürütülebilmesi ve gelirlerle giderler arasında yer ve zaman bakımından uyum sağlanması için yapılan işlemlere hazine işlemleri denir. Hazine işlemlerini hazine yapar. Hazine, bütçenin gelirlerini toplayarak bunları muhafaza etmek, bunları işletmek, gerekirse borç para bularak bütçenin giderlerinin gereken yerde ve zamanda ödenmesini sağlamakla görevli soyut bir kasadır. Bütçede özellikle gelir gider denkliğinin sağlanmasında ve bütçenin sağlıklı uygulanmasında hazinenin önemli bir görevi vardır. O halde hazine, bütçenin uygulamasında vazgeçilmez bir araçtır. Hazine işlemleri; yer bakımından hazine işlemleri, zaman bakımından hazine işlemleri olmak üzere ikiye ayrılır. Yer bakımından hazine işlemleri, kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde bölgeler arası ortaya çıkan mali uyumsuzlukları gidermeye yöneliktir. Bir bölgede gelirler, giderlere göre az ise ve bu nedenle ödeme zorluğu çekiyorsa geliri giderine göre fazla olan yerden bu bölgeye T.C. Merkez Bankası ve T.C. Ziraat Bankası gibi bankalar aracılığıyla gelir transferi yapılır. Böylece ödeme güçlüğü ortadan kaldırılmış olur.1931 yılında bütün para nakil işleri T.C. Merkez Bankasınca yapılmaya başlandı. Halen devletin bütün gelirleri, esas itibariyle Merkez Bankasında toplanmakta ve ödemeler buradan yapılmaktadır. Zaman bakımından hazine işlemleri, kamu gelirlerinin giderlere uyumlu olarak toplanamadığı zamanlarda yapılan işlemlerdir. Gelirlerin toplanamadığı dönemlerde yapılan kamu harcamalarının finansmanını sağlamak için hazine, bazı borç kaynaklarına başvurur. Kısa vadeli ya da dalgalı borç olarak da isimlendirebileceğimiz bu borç kaynakları şunlardır; Merkez Bankası avansları, adi emanetler ve hazine bonosu. Merkez Bankası avansları, hazinenin gelir gider uyumsuzluğunu gidermek için alınan kısa vadeli borçlardır. 1211 sayılı T.C. Merkez Bankası Kanunu’nun 50. madde hükmüne göre cari yıl genel bütçesi ödenek toplamının %l5’ini geçmemek üzere Merkez Bankası, hazineye kısa vadeli avans hesabı açar. Böylece hazine, devlet gelirlerinin düşük olduğu zamanlarda gerekli harcamaları yapabilir. Gelirlerin fazlalaştığı dönemde ise aldığı borcu Merkez Bankasına geri öder. Borcun ödenmesi, aynı bütçe yılı içerisinde olmalıdır. Uygulamada, özellikle açıkla kapanan bütçelerde, zamanında geri ödeme yapılamadığı için Merkez Bankasından alınan bu kısa vadeli borç, uzun vadeli borç hâline gelmekte; üstelik enflasyon gibi ekonomik sorunlara da neden olmaktadır. 1211 sayılı Kanun’un 53. maddesine göre hazine, altın vererek de karşılığında Merkez Bankasından avans alabilir. Emanet paralar, kanuni zorunluluklar nedeniyle gerçek veya tüzel kişilerce Hazineye yatırılan paralardır. Teminat akçeleri, depozitolar, hakemlik ve bilirkişi ücretleri emanet paralara birer örnektir. Emanet paralar, hazine tarafından gelir ihtiyacını karşılamak için kullanılır ve faiz hesaplanmaz. 13. Bütçe Denetimi: Mali yıl içinde devlet gelirlerinin toplanması ve harcamaların yapılması sırasında bütçe denetimi yapıldığı gibi bütçe yılı bittikten sonra toplanan gelirlerin ve yapılan giderlerin kanunlara ve bütçeye uygunlukları araştırılmaktadır. Türkiye’de bütçe denetimi iç ve dış denetim olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 13.1. İç denetim: İç denetim, kamu idaresinin çalışmalarına değer katmak ve geliştirmek için kaynakların ekonomiklik, etkililik ve verimlilik esaslarına göre yönetilip yönetilmediğini değerlendirmek ve rehberlik yapmak amacıyla yapılan bağımsız nesnel güvence sağlama ve danışmanlık faaliyetidir. Bu faaliyetler, idarelerin yönetim ve kontrol yapıları ile mali işlemlerinin risk yönetimi, yönetim ve kontrol süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek ve geliştirmek yönünde sistematik, sürekli ve disiplinli bir yaklaşımla ve genel kabul görmüş standartlara uygun olarak gerçekleştirilir. İç denetim, iç denetçiler tarafından yapılır. Kamu idarelerinin yapısı ve personel sayısı dikkate alınmak suretiyle, İç Denetim Koordinasyon Kurulunun uygun görüşü üzerine, doğrudan üst yöneticiye bağlı iç denetim birimi başkanlıkları kurulabilir. İç denetim aşağıdaki birimlerden oluşur: - Harcama birimleri; Harcama birimlerinde işlemlerin gerçekleştirilmesi aşamasında yapılacak asgari kontroller, mali hizmetler birimi tarafından ön mali kontrole tabi tutulacak mali karar ve işlemlerin usül ve esasları ile ön mali kontrole ilişkin standart ve yöntemler Maliye Bakanlığınca belirlenir. Kamu idareleri, bu standart ve yöntemlere aykırı olmamak şartıyla bu konuda düzenleme yapabilir. - Muhasebe; Muhasebe hizmeti, gelirlerin ve alacakların tahsili, giderlerin hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilebilen değerler ile emanetlerin alınması, saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi ve diğer tüm mali işlemlerin kayıtlarının yapılması ve raporlanması işlemleridir. Bu işlemleri yürütenler muhasebe yetkilisidir. Memuriyet kadro ve unvanlarının muhasebe yetkilisi niteliğine etkisi yoktur. Muhasebe yetkilisi adına ve hesabına para ve parayla ifade edilebilen değerleri geçici olarak almaya, vermeye ve göndermeye yetkili olanlar muhasebe mutemedidir. Muhasebe mutemetleri doğrudan muhasebe yetkilisine karşı sorumludur. - Malihizmetler; Alım, satım, yapım, kiralama, kiraya verme, bakım-onarım ve benzeri malî işlemlerden; idarenin tamamını ilgilendirenler destek hizmetlerini yürüten birim, sadece harcama birimlerini ilgilendirenler ise harcama birimleri tarafından gerçekleştirilir. - Ön mali kontrol: Ön mali kontrol, harcama birimlerinde işlemlerin gerçekleştirilmesi aşamasında yapılan kontroller ile mali hizmetler birimi tarafından yapılan kontrolleri kapsar. Ön mali kontrol süreci, mali karar ve işlemlerin hazırlanması, yüklenmeye girişilmesi, iş ve işlemlerin gerçekleştirilmesi ve belgelendirilmesinden oluşur. 13.2. Dış Denetim (Sayıştay denetimi): Sayıştay tarafından yapılacak harcama sonrası dış denetimin amacı, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde, yönetimin mali faaliyet, karar ve işlemlerinin; kanunlara, kurumsal amaç, hedef ve planlara uygunluk yönünden incelenmesi ve sonuçlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine raporlanmasıdır. Dış denetim sırasında, kamu idarelerinin iç denetçileri tarafından düzenlenen raporlar, talep edilmesi halinde Sayıştay denetçilerinin bilgisine sunulur. Yargı denetiminin ağırlık noktası, sayman hesapları üzerinedir. Saymanlar, kendi dönemlerine ait hesapları mali yılı izleyen yedi ay içinde Sayıştaya göndermek zorundadır. Bu hesapları önce denetçiler inceler. İlgililerin savunmaları alınarak rapor düzenlenir. Bunlar Birinci Başkanlığa sunulur ve yargılanmak üzere dairelere gönderilir. Daire üyelerine dağıtılır. Bunları üyeler inceler ve Daire Başkanı’na geri verirler. Sonra da hesapların yargılanmasına geçilir. Yargılama sonunda beraat, tazmin veya zimmet kararı verilebilir. - Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Sayıştayın denetlenmesi: TBMM tarafından bütçenin uygulanmasından sonra yapılmaktadır. Sayıştay’ın üç ayda bir bütçe uygulanması hakkında TBMM’ye rapor vermesi, hükümetin de her bütçe için uygulamadan sonra bir Kesin Hesap Kanun Tasarısı hazırlayıp TBMM’ ye sunması gerekir. Kesin Hesap Kanun Tasarısı, ilgili olduğu yıl içinde elde edilen gelirler ve giderlerin gerçekleşmiş tutarını gösterir. Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve ilgili mali yılın bitiminden itibaren bir yıl içinde TBMM’ ye verilmesi zorunlu olan Kesin Hesap Kanun Tasarısına Sayıştay’ca hazırlanacak Genel Uygunluk Bildiriminin eklenmesi gerekir. TBMM Kesin Hesap Kanun Tasarısını onaylamakla hükümeti aklamış olur. BÜTÇE TAKVİMİ 10. Bütçe Takvimi: Ülkemizde bütçe hazırlanırken uyulması gereken sürelere bütçe takvimi denir. Hazırlama aşamasından belirtilen sürelere uyulması gerekir. Yapılacak çalışmalar sırasıyla: 10.1. Orta vadeli programın bakanlar kurulunca kabul edilmesi (mayıs sonu): Merkezî yönetim bütçesinin hazırlanma süreci, Bakanlar Kurulunun Mayıs ayının sonuna kadar toplanarak kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca hazırlanan orta vadeli programı kabul etmesiyle başlar. Orta vadeli program, aynı süre içinde Resmî Gazetede yayımlanır. Örneğin; Maliye Bakanlığı, 2008-2010 dönemi için bütçe çağrısında bulunmuştur. Yeni bütçede de faiz dışı fazla vermenin öncelikli hedef olduğu belirtilerek, eğitim, sağlık, Ar-Ge ve sosyal nitelikteki harcamalara daha fazla önem verileceği vurgulanmıştır. Ayrıca Bütçe çağrısında, gelecek iki yılda tarımsal desteklemelerin devam edeceği, verginin tabana yayılacağı, performans esaslı bütçenin yaygınlaştırılacağı, gelir dağılımın iyileştirileceği hedeflenmiştir. 10.2. Orta vadeli mali planının yüksek planlama kurulunca kabul edilmesi (15 Haziran): Maliye Bakanlığı, merkezî yönetim bütçe kanunu tasarısının hazırlanmasından ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Orta vadeli program ile uyumlu olmak üzere, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleri ile birlikte hedef açık ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan orta vadeli malî plan, Haziran ayının onbeşine kadar Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır ve Resmî Gazetede yayımlanır. 10.3. Bütçe çağrısı ve eki bütçe hazırlama rehberi ile yatırım genelgesi ve eki yatırım programı hazırlama rehberinin yayımlanması (Haziran sonu): Maliye Bakanlığı, merkezî yönetim bütçe kanunu tasarısının hazırlanmasından ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Bu doğrultuda, kamu idarelerinin bütçe tekliflerini ve yatırım programını hazırlama sürecini yönlendirmek üzere; Bütçe Çağrısı ve eki Bütçe Hazırlama Rehberi Maliye Bakanlığınca, Yatırım Genelgesi ve eki Yatırım Programı Hazırlama Rehberi ise Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca hazırlanarak Haziran ayının sonuna kadar Resmî Gazetede yayımlanır. 10.4. Ödenek tekliflerinin gönderilmesi (Temmuz sonu): Maliye Bakanlığı, merkezî yönetim bütçe kanunu tasarısının hazırlanmasından ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Bütçe Hazırlama Rehberi ile Yatırım Programı Hazırlama Rehberi, bütçe tekliflerinin hazırlanmasına esas olmak üzere, kamu idarelerince uyulması gereken genel ilkeleri, nesnel ve ölçülebilir standartları, hesaplama yöntemlerini, bunlara ilişkin olarak kullanılacak cetvel ve tablo örneklerini ve diğer bilgileri içerir. Yükseköğretim kurumları dışında kalan özel bütçeli idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumlar son üç yıla ait bilanço, gelir tablosu ve yıl sonu kesin mizanı ile 2006 yılı altı aylık bilanço, gelir tablosu ve mizanını yeni yıllar için hazırlanan bütçe tekliflerine eklemeleri gerekmektedir. 10.5. Merkezi yönetim bütçe kanunu tasarısının TBMM’ne sunulması (17 ekim): Bütçe Komisyonunun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve malî yıl başına kadar karara bağlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanunu tasarılarının Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. En geç aralık ayının ilk haftası sonunda Bütçe Kanun Tasarı Genel Kurula gönderilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanun tasarılarının Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. Bütçe Tasarısının Genel Kurulda görüşülmesi için yirmi günlük bir süre vardır. Bütçe komisyon raporuyla Genel Kurula sunulan genel ve katma bütçe kanun tasarıları, Genel Kurulda, Maliye Bakanının açılış konuşmasıyla Genel Kurul görüşmelerine açılır. Tasarının içindeki tüm maddeler onaylandıktan sonra bütçenin tümü açık oya sunulur. 10.6. Merkezi yönetim bütçe kanunu tasarısının TBMM’nde görüşülmesi ve kanunlaşması (yıl sonuna kadar): Bütçenin tümü üzerinde yapılan açık oylama sonucu kabul ve red oyları sayılır. Kabul oyları toplamı, red oylarını aşarsa bütçe mecliste onaylanmış olur. Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan Bütçe Kanunu, Resmi Gazete’de yayımlanarak 1 Ocak tarihinde yürürlüğe girer. Anayasanın 89. maddesine göre Cumhurbaşkanı’nın Bütçe Kanunu’nu veto (kabul etmeme, çevirme) hakkı yoktur. Yasama organının bütçeyi kabulü olabildiği gibi reddetmesi de söz konusudur. Bütçenin yürütme organının gelirleri toplamasına, giderleri yapmasına yetki ve izin veren bir kanun olması red kararının önemini büyük ölçüde artırır. Eğer bütçe reddedilirse “geçici bütçe” uygulaması ile devlet faaliyetleri devam ettirilir. Olağanüstü durumlarda da geçici bütçe uygulaması yoluna gidilir. Geçici bütçeye başvurma nedenleri şu şekilde sıralanabilir: - Süresinde kanunlaşamayan bütçeler, mali yıla yetişemeyebilir. - Yasama organı, bütçeyi reddedebilir. - Seçim takvimi ile bütçe takvimi birbirine uymayabilir. Geçici bütçe, yıllık bütçe kabul edilip uygulamaya konuluncaya kadar belirli bir süre ile sınırlı olmak üzere gelirlerin toplanması ve giderlerin yapılmasına yetki ve izin veren bir kanundur. Geçici bütçe kanunu ile hükümete belli bir süre için gelirleri toplamasına devam etme izni verilmekte; giderlerle ilgili olarak da harcama birimlerine geçen yıl bütçe üzerinden toptan ödenek verilmesi yoluna gidilmektedir. Genellikle geçici bütçeler bir aylık yapıldığı için bunlara “onikide bir bütçe” de denilmektedir. Böylece geçici bütçeler ya geçmiş bütçenin onikide bir tutarına veya toplam bir tutar hâlinde ödenek verir ve gelirlerin toplanmasına devam edileceğini belirtir. 11. Bütçenin Uygulanması: Bütçenin hazırlanması ve kanunlaşması aşamalarından sonra bütçenin uygulama aşaması başlamaktadır. Bütçe, hükümet tarafından uygulanır. Görevli kuruluş ise Maliye Bakanlığıdır. Bütçenin uygulamaya girmesiyle faaliyetlerin yürütülebilmesi için gelirler toplanacak giderler ödenebilecektir. Bütçenin uygulanmasında iki yol takip edilir: - Gelirlerin toplanması - Giderlerin yapılması 11.1. Gelirlerin Toplanması: Gelirlerin toplanmasında aşağıdaki ilkelere uyulur: - Maliye Bakanlığı, gelir politikaları ve uygulamaları konusunda ilkelerini, amaçlarını, stratejilerini ve taahhütlerini her mali yıl başında kamuoyuna duyurur.; - Mükellef ve sorumlulara vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerini kolayca yerine getirebilmeleri için gerekli hizmetler sağlanır. - Mükellef ve sorumluların vergiye uyumu teşvik edilir. - Hakların korunması ve yükümlülükler konusunda mükelleflerin bilgilendirilmesi için ilgili idareler tarafından gerekli önlemler alınır. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelirlerinin kanuni dayanakları bütçelerinde gösterilir. Bütçelerde yer alan gelirler, ilgili kanunlarında belirtilen usullere göre tarh, tahakkuk ve tahsil edilir. Genel bütçe gelirlerinin tarh, tahakkuk ve tahsili Maliye Bakanlığı veya tarh ve tahakkuka ilgili mevzuatına göre yetkili idareler tarafından yapılır. Kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanlar, işlemlerin eksiksiz yapılmasından sorumludur. Yeni hazırlanan analitik bütçe sınıflandırmasına göre gelir kodları aşağıdaki gibidir: 11. Bütçenin Uygulanması: Bütçenin hazırlanması ve kanunlaşması aşamalarından sonra bütçenin uygulama aşaması başlamaktadır. Bütçe, hükümet tarafından uygulanır. Görevli kuruluş ise Maliye Bakanlığıdır. Bütçenin uygulamaya girmesiyle faaliyetlerin yürütülebilmesi için gelirler toplanacak giderler ödenebilecektir. Bütçenin uygulanmasında iki yol takip edilir: - Gelirlerin toplanması - Giderlerin yapılması 11.1. Gelirlerin Toplanması: Gelirlerin toplanmasında aşağıdaki ilkelere uyulur: - Maliye Bakanlığı, gelir politikaları ve uygulamaları konusunda ilkelerini, amaçlarını, stratejilerini ve taahhütlerini her mali yıl başında kamuoyuna duyurur.; - Mükellef ve sorumlulara vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerini kolayca yerine getirebilmeleri için gerekli hizmetler sağlanır. - Mükellef ve sorumluların vergiye uyumu teşvik edilir. - Hakların korunması ve yükümlülükler konusunda mükelleflerin bilgilendirilmesi için ilgili idareler tarafından gerekli önlemler alınır. Kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanlar, işlemlerin eksiksiz yapılmasından sorumludur. Yeni hazırlanan analitik bütçe sınıflandırmasına göre gelir kodları aşağıdaki gibidir: 01 - Vergi Gelirleri: Vergiler Devletin; kamu otoritesine dayanarak ve kamu amaçları için, zorunlu, karşılıksız ve geri ödemesiz olarak yaptığı tahsilatlarını içermektedir. Vergi gelirleri, vergilerden alınan cezalarla birlikte, cezaların ödenmemesinden veya geç ödenmesinden doğan faiz ve cezaları da kapsar. Ancak, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar uygulama problemleri nedeniyle vergilere ilişkin cezalar ve faizler ayrı bölümlerde izlenecektir. 02 - Sosyal güvenlik gelirleri: Sosyal güvenlik gelirlerinin alt detay kodlaması, gelirin ekonomik sınıflandırma listesinde yer almakla birlikte, 31/5/2006 tarihli 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri çerçevesinde bütçe görüşmelerinde revize edilerek değiştirilecektir. 03 - Teşebbüs ve mülkiyet gelirleri: Bu bölüm, Devletin sahip olduğu mülklerden, teşebbüslerden, mali ya da gayri maddi aktiflerden sağlanan gelirlerden, idarelerin sundukları belirli hizmetler karşılığında tahsil ettikleri gelirlerden, malların kullanma veya faaliyette bulunma izni karşılığı tahsil edilen gelirlerden, mal satış (sermayeye dahil olması gerekenler hariç) gelirlerinden, KİT ve kamu bankaları gelirlerinden, kira gelirlerinden ve bunun gibi diğer gelirlerden oluşur. 04 - Alınan bağış ve yardımlar ile özel gelirler: Alınan bağış ve yardımlar, karşılıksız, geri ödemesiz ve zorunluluk esasına dayanmayan tahsilatları kapsar. Alınan bağış ve yardımların kredilerden farkı belirli bir vade sonunda geri ödeme yükümlülüğü getirmemesidir. Ayni olarak edinilenler bütçe geliri olarak kaydedilmeyecektir. Ayrıca, Genel bütçe kapsamındaki idarelerin kamu görevi ve hizmeti dışında ilgili mevzuatında belirtilen faaliyetlerden sağlanarak aynı mevzuatla belirlenen hizmetlerde kullanılmak üzere tahsis edilen ve bütçelerinde karşılığı “6-Özel ödenekler” finansman tipi kodla gösterilen kaynaklar bu bölümde “04.6 Özel Gelirler” başlığı altında izlenecektir. 05 - Diğer gelirler: Faiz gelirleri, kişi ve kurumlardan alınan paylar, para cezaları, diğer çeşitli gelirlerden oluşur. 06 - Sermaye gelirleri: Devleti sahip olduğu sabit sermaye varlıklarının, stokların, arsa, arazi ve gayri maddi varlıkların satışından elde edilen gelirler sermaye geliri olarak bu ana bölümde sınıflandırılacaktır. 08 - Alacaklardan tahsilat: Devlet tarafından kamusal amaçlarla bir mali hakka ya da taahhüde dayalı olarak verilen krediler, alınan hisseler borç verme bölümüne kaydedilecek, öte yandan verilen bu borçlara karşılık daha sonra Devlete yapılan geri ödemeler, satılan hisselerinden elde edilen gelirler ise bu bölüme dahil edilecektir. Verilen borçlar harcamalar bölümde sınıflandırılırken geri ödemeler ise gelirler bölümüne dahil edilecektir. Bu kapsamda, ikraz ve tavizlerden geri tahsil edilen tutarlar da (sadece anapara) bu bölüme kaydedilecektir. 09 - Red ve iadeler (-): Analitik bütçe sınıflandırmasının program bütçe sınıflandırmasından ayrıldığı önemli noktalardan birisi de red ve iadeler bölümüdür. Program bütçede red ve iadeler için bütçede ödenek bulundurulur ve yapılan red ve iadeler bütçeye gider kaydedilirdi. Ancak, bu ödemeler niteliği itibariyle gider kabul edilebilecek ödemeler olmadığından bütçelerde bu ödemeler için ödenek tahsis edilmeyecek ve iadesi gereken tutarlar muhasebe sisteminden yapılacaktır. 11.2. Giderlerin Yapılması: Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır. Elektronik ortamda oluşturulan ortak bir veri tabanından yararlanmak suretiyle yapılacak harcamalarda, veri giriş işlemleri gerçekleştirme görevi sayılır. Gerçekleştirme görevlileri, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumludurlar. Ödeme belgelerinin şekil ve türleri; kamu borç yönetimine ilişkin olanlarda Hazine Müsteşarlığının uygun görüşünün alınması kaydıyla, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri için Maliye Bakanlığınca, mahallî idareler için İçişleri Bakanlığınca, sosyal güvenlik kurumları için de bağlı veya ilgili oldukları bakanlıklar tarafından, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir. Analitik bütçe sınıflandırması birinci düzey gider kodları şöyledir: 01 - Personel giderleri: Bu bölüm, kamu personeli ile kamu personeli olmasa bile bunlar gibi çalıştırılan veya hizmetinden faydalanılan kişilere veya diğerlerine bordroya dayalı olarak nakden yapılan ödemeleri kapsar. 02 - Sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri: Sosyal güvenlik kurumlarına ait devletin sağladığı primlerden oluşan giderlerdir. 03- Mal ve hizmet alım giderleri: Faturalı olarak veya ilgili mevzuatına uygun şekilde belgelendirilerek alınan mal ve hizmet bedellerini kapsayacaktır. Devletin karşılığında herhangi bir mal veya hizmet almadığı karşılıksız ödemeler ile sermaye giderleri kapsam dışındadır. Bu bölüm, büro malzemesi alımları, kira, yakıt, elektrik ödemeleri ile parasal limitlere bakılmaksızın rutin bakım-onarım ödemelerini, telefon vb. haberleşme giderlerini, yolluk giderlerini, taşıma giderlerini, düşük değerli veya bir yıldan az kullanım ömrü olan ekipmanlar için yapılan ödemeler ile çeşitleri ve açıklamaları ekli listelerde ve bu rehberin ilerleyen bölümlerinde ifade edilen benzeri giderleri kapsar. 04 - Faiz giderleri: Faiz, ödünç alınan paranın kullanımı karşılığında yapılan ödeme olarak tanımlanır. Bu itibarla, faiz ödemeleri finansman bölümünde sınıflandırılan borç alınan paranın anapara geri ödemesinden ve borçlanma için ödenen komisyon ve ihraç giderlerinden ayrılır. 05 - Cari transferler: Sermaye birikimi hedeflemeyen ve cari nitelikli mal ve hizmet alımını finanse etmek amacıyla karşılıksız olarak yapılan ödemelerdir. Transferler kimin yararlandığına göre değil kime ödendiğine göre sınıflandırılmalıdır. 06 - Sermaye giderleri: Sermaye harcamaları, sabit sermaye edinimleri, gayrimenkuller ya da gayri maddi aktiflerin edinimi için yapılan ve Devlet mal varlığını artıran ödemelerdir. Ayrıca, taşınmaz mal yapımı ile bakımonarımının gerektirdiği yıkım ve enkaz temizleme işleri de bu kapsamda değerlendirilecektir. Bu ödemeler, her yıl bütçe kanunlarıyla belirlenecek asgari limitin üzerinde olmalıdır ve kullanım ömürleri bir yıl veya daha uzun olmalıdır. 07 - Sermaye transferleri: Bütçe dışına sermaye birikimi amaçlayan veya sermaye nitelikli mal ve hizmetlerin finansmanı amacıyla yapılan karşılıksız ödemelerdir. Transferin cari nitelikli mi yoksa sermaye nitelikli mi olduğunu belirlemek için cari harcama - sermaye harcaması ayrımında kullanılan kriterler dikkate alınmalıdır. 08 - Borç verme: Bir mali hakka dayanan veya Devletin teşebbüs mülkiyetinde hisse (sermaye) katılımına neden olan ve likidite yönetimi veya kazanç sağlama amaçları dışında kamusal amaçlarla yapılan ödemeleri kapsar. Devletin verdiği borçların geri ödenmesinden (diğer bir ifadeyle borçların tahsilatından) veya Devletin elindeki hisselerin satışından elde edilen gelirler ise verilen borçlardan düşülerek kaydedilmeyecek, gayrisafilik prensibine göre “gelirlerin ekonomik sınıflandırması” bölümünde ayrı olarak izlenecektir. 09 - Yedek ödenekler: Bütçede başlangıçta öngörülemeyen hizmetlerin karşılığı olmak üzere veya yıl içi gelişmeler neticesinde yapılan tahminlerde sapmalar olması ihtimaline karşılık hizmetleri aksatmamak amacıyla ihtiyat olarak ayrılan ödeneklerdir. Merkezi yönetim bütçesi için sadece Maliye Bakanlığı bütçesinde yer almaktadır. Merkezi yönetim bütçesinin dışında kalan idareler ise kendi bütçeleri içinde yedek ödeneklere yer verebileceklerdir. 10. Bütçe Takvimi: Ülkemizde bütçe hazırlanırken uyulması gereken sürelere bütçe takvimi denir. Hazırlama aşamasından belirtilen sürelere uyulması gerekir. Yapılacak çalışmalar sırasıyla: 10.1. Orta vadeli programın bakanlar kurulunca kabul edilmesi (mayıs sonu): Merkezî yönetim bütçesinin hazırlanma süreci, Bakanlar Kurulunun Mayıs ayının sonuna kadar toplanarak kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca hazırlanan orta vadeli programı kabul etmesiyle başlar. Orta vadeli program, aynı süre içinde Resmî Gazetede yayımlanır. Örneğin; Maliye Bakanlığı, 2008-2010 dönemi için bütçe çağrısında bulunmuştur. Yeni bütçede de faiz dışı fazla vermenin öncelikli hedef olduğu belirtilerek, eğitim, sağlık, Ar-Ge ve sosyal nitelikteki harcamalara daha fazla önem verileceği vurgulanmıştır. Ayrıca Bütçe çağrısında, gelecek iki yılda tarımsal desteklemelerin devam edeceği, verginin tabana yayılacağı, performans esaslı bütçenin yaygınlaştırılacağı, gelir dağılımın iyileştirileceği hedeflenmiştir. 10.2. Orta vadeli mali planının yüksek planlama kurulunca kabul edilmesi (15 Haziran): Maliye Bakanlığı, merkezî yönetim bütçe kanunu tasarısının hazırlanmasından ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Orta vadeli program ile uyumlu olmak üzere, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleri ile birlikte hedef açık ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan orta vadeli malî plan, Haziran ayının onbeşine kadar Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır ve Resmî Gazetede yayımlanır. 10.3. Bütçe çağrısı ve eki bütçe hazırlama rehberi ile yatırım genelgesi ve eki yatırım programı hazırlama rehberinin yayımlanması (Haziran sonu): Maliye Bakanlığı, merkezî yönetim bütçe kanunu tasarısının hazırlanmasından ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Bu doğrultuda, kamu idarelerinin bütçe tekliflerini ve yatırım programını hazırlama sürecini yönlendirmek üzere; Bütçe Çağrısı ve eki Bütçe Hazırlama Rehberi Maliye Bakanlığınca, Yatırım Genelgesi ve eki Yatırım Programı Hazırlama Rehberi ise Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca hazırlanarak Haziran ayının sonuna kadar Resmî Gazetede yayımlanır. 10.4. Ödenek tekliflerinin gönderilmesi (Temmuz sonu): Maliye Bakanlığı, merkezî yönetim bütçe kanunu tasarısının hazırlanmasından ve bu amaçla ilgili kamu idareleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Bütçe Hazırlama Rehberi ile Yatırım Programı Hazırlama Rehberi, bütçe tekliflerinin hazırlanmasına esas olmak üzere, kamu idarelerince uyulması gereken genel ilkeleri, nesnel ve ölçülebilir standartları, hesaplama yöntemlerini, bunlara ilişkin olarak kullanılacak cetvel ve tablo örneklerini ve diğer bilgileri içerir. Yükseköğretim kurumları dışında kalan özel bütçeli idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumlar son üç yıla ait bilanço, gelir tablosu ve yıl sonu kesin mizanı ile 2006 yılı altı aylık bilanço, gelir tablosu ve mizanını yeni yıllar için hazırlanan bütçe tekliflerine eklemeleri gerekmektedir. 10.5. Merkezi yönetim bütçe kanunu tasarısının TBMM’ne sunulması (17 ekim): Bütçe Komisyonunun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve malî yıl başına kadar karara bağlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanunu tasarılarının Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. En geç aralık ayının ilk haftası sonunda Bütçe Kanun Tasarı Genel Kurula gönderilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanun tasarılarının Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. Bütçe Tasarısının Genel Kurulda görüşülmesi için yirmi günlük bir süre vardır. Bütçe komisyon raporuyla Genel Kurula sunulan genel ve katma bütçe kanun tasarıları, Genel Kurulda, Maliye Bakanının açılış konuşmasıyla Genel Kurul görüşmelerine açılır. Tasarının içindeki tüm maddeler onaylandıktan sonra bütçenin tümü açık oya sunulur. 10.6. Merkezi yönetim bütçe kanunu tasarısının TBMM’nde görüşülmesi ve kanunlaşması (yıl sonuna kadar): Bütçenin tümü üzerinde yapılan açık oylama sonucu kabul ve red oyları sayılır. Kabul oyları toplamı, red oylarını aşarsa bütçe mecliste onaylanmış olur. Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan Bütçe Kanunu, Resmi Gazete’de yayımlanarak 1 Ocak tarihinde yürürlüğe girer. Anayasanın 89. maddesine göre Cumhurbaşkanı’nın Bütçe Kanunu’nu veto (kabul etmeme, çevirme) hakkı yoktur. Yasama organının bütçeyi kabulü olabildiği gibi reddetmesi de söz konusudur. Bütçenin yürütme organının gelirleri toplamasına, giderleri yapmasına yetki ve izin veren bir kanun olması red kararının önemini büyük ölçüde artırır. Eğer bütçe reddedilirse “geçici bütçe” uygulaması ile devlet faaliyetleri devam ettirilir. Olağanüstü durumlarda da geçici bütçe uygulaması yoluna gidilir. Geçici bütçeye başvurma nedenleri şu şekilde sıralanabilir: - Süresinde kanunlaşamayan bütçeler, mali yıla yetişemeyebilir. - Yasama organı, bütçeyi reddedebilir. - Seçim takvimi ile bütçe takvimi birbirine uymayabilir. Geçici bütçe, yıllık bütçe kabul edilip uygulamaya konuluncaya kadar belirli bir süre ile sınırlı olmak üzere gelirlerin toplanması ve giderlerin yapılmasına yetki ve izin veren bir kanundur. Geçici bütçe kanunu ile hükümete belli bir süre için gelirleri toplamasına devam etme izni verilmekte; giderlerle ilgili olarak da harcama birimlerine geçen yıl bütçe üzerinden toptan ödenek verilmesi yoluna gidilmektedir. Genellikle geçici bütçeler bir aylık yapıldığı için bunlara “onikide bir bütçe” de denilmektedir. Böylece geçici bütçeler ya geçmiş bütçenin onikide bir tutarına veya toplam bir tutar hâlinde ödenek verir ve gelirlerin toplanmasına devam edileceğini belirtir. 11. Bütçenin Uygulanması: Bütçenin hazırlanması ve kanunlaşması aşamalarından sonra bütçenin uygulama aşaması başlamaktadır. Bütçe, hükümet tarafından uygulanır. Görevli kuruluş ise Maliye Bakanlığıdır. Bütçenin uygulamaya girmesiyle faaliyetlerin yürütülebilmesi için gelirler toplanacak giderler ödenebilecektir. Bütçenin uygulanmasında iki yol takip edilir: - Gelirlerin toplanması - Giderlerin yapılması 11.1. Gelirlerin Toplanması: Gelirlerin toplanmasında aşağıdaki ilkelere uyulur: - Maliye Bakanlığı, gelir politikaları ve uygulamaları konusunda ilkelerini, amaçlarını, stratejilerini ve taahhütlerini her mali yıl başında kamuoyuna duyurur.; - Mükellef ve sorumlulara vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerini kolayca yerine getirebilmeleri için gerekli hizmetler sağlanır. - Mükellef ve sorumluların vergiye uyumu teşvik edilir. - Hakların korunması ve yükümlülükler konusunda mükelleflerin bilgilendirilmesi için ilgili idareler tarafından gerekli önlemler alınır. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelirlerinin kanuni dayanakları bütçelerinde gösterilir. Bütçelerde yer alan gelirler, ilgili kanunlarında belirtilen usullere göre tarh, tahakkuk ve tahsil edilir. Genel bütçe gelirlerinin tarh, tahakkuk ve tahsili Maliye Bakanlığı veya tarh ve tahakkuka ilgili mevzuatına göre yetkili idareler tarafından yapılır. Kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanlar, işlemlerin eksiksiz yapılmasından sorumludur. Yeni hazırlanan analitik bütçe sınıflandırmasına göre gelir kodları aşağıdaki gibidir: 12. Hazine İşlemleri: Bütçenin uygulanması bir taraftan gelirlerin toplanması, diğer taraftan harcama yapılması demektir. Bu iki işlemin birlikte yürütülebilmesi ve gelirlerle giderler arasında yer ve zaman bakımından uyum sağlanması için yapılan işlemlere hazine işlemleri denir. Hazine işlemlerini hazine yapar. Hazine, bütçenin gelirlerini toplayarak bunları muhafaza etmek, bunları işletmek, gerekirse borç para bularak bütçenin giderlerinin gereken yerde ve zamanda ödenmesini sağlamakla görevli soyut bir kasadır. Bütçede özellikle gelir gider denkliğinin sağlanmasında ve bütçenin sağlıklı uygulanmasında hazinenin önemli bir görevi vardır. O halde hazine, bütçenin uygulamasında vazgeçilmez bir araçtır. Hazine işlemleri; yer bakımından hazine işlemleri, zaman bakımından hazine işlemleri olmak üzere ikiye ayrılır. Yer bakımından hazine işlemleri, kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde bölgeler arası ortaya çıkan mali uyumsuzlukları gidermeye yöneliktir. Bir bölgede gelirler, giderlere göre az ise ve bu nedenle ödeme zorluğu çekiyorsa geliri giderine göre fazla olan yerden bu bölgeye T.C. Merkez Bankası ve T.C. Ziraat Bankası gibi bankalar aracılığıyla gelir transferi yapılır. Böylece ödeme güçlüğü ortadan kaldırılmış olur.1931 yılında bütün para nakil işleri T.C. Merkez Bankasınca yapılmaya başlandı. Halen devletin bütün gelirleri, esas itibariyle Merkez Bankasında toplanmakta ve ödemeler buradan yapılmaktadır. Zaman bakımından hazine işlemleri, kamu gelirlerinin giderlere uyumlu olarak toplanamadığı zamanlarda yapılan işlemlerdir. Gelirlerin toplanamadığı dönemlerde yapılan kamu harcamalarının finansmanını sağlamak için hazine, bazı borç kaynaklarına başvurur. Kısa vadeli ya da dalgalı borç olarak da isimlendirebileceğimiz bu borç kaynakları şunlardır; Merkez Bankası avansları, adi emanetler ve hazine bonosu. Merkez Bankası avansları, hazinenin gelir gider uyumsuzluğunu gidermek için alınan kısa vadeli borçlardır. 1211 sayılı T.C. Merkez Bankası Kanunu’nun 50. madde hükmüne göre cari yıl genel bütçesi ödenek toplamının %l5’ini geçmemek üzere Merkez Bankası, hazineye kısa vadeli avans hesabı açar. Böylece hazine, devlet gelirlerinin düşük olduğu zamanlarda gerekli harcamaları yapabilir. Gelirlerin fazlalaştığı dönemde ise aldığı borcu Merkez Bankasına geri öder. Borcun ödenmesi, aynı bütçe yılı içerisinde olmalıdır. Uygulamada, özellikle açıkla kapanan bütçelerde, zamanında geri ödeme yapılamadığı için Merkez Bankasından alınan bu kısa vadeli borç, uzun vadeli borç hâline gelmekte; üstelik enflasyon gibi ekonomik sorunlara da neden olmaktadır. 1211 sayılı Kanun’un 53. maddesine göre hazine, altın vererek de karşılığında Merkez Bankasından avans alabilir. Emanet paralar, kanuni zorunluluklar nedeniyle gerçek veya tüzel kişilerce Hazineye yatırılan paralardır. Teminat akçeleri, depozitolar, hakemlik ve bilirkişi ücretleri emanet paralara birer örnektir. Emanet paralar, hazine tarafından gelir ihtiyacını karşılamak için kullanılır ve faiz hesaplanmaz. 13. Bütçe Denetimi: Mali yıl içinde devlet gelirlerinin toplanması ve harcamaların yapılması sırasında bütçe denetimi yapıldığı gibi bütçe yılı bittikten sonra toplanan gelirlerin ve yapılan giderlerin kanunlara ve bütçeye uygunlukları araştırılmaktadır. Türkiye’de bütçe denetimi iç ve dış denetim olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 13.1. İç denetim: İç denetim, kamu idaresinin çalışmalarına değer katmak ve geliştirmek için kaynakların ekonomiklik, etkililik ve verimlilik esaslarına göre yönetilip yönetilmediğini değerlendirmek ve rehberlik yapmak amacıyla yapılan bağımsız nesnel güvence sağlama ve danışmanlık faaliyetidir. Bu faaliyetler, idarelerin yönetim ve kontrol yapıları ile mali işlemlerinin risk yönetimi, yönetim ve kontrol süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek ve geliştirmek yönünde sistematik, sürekli ve disiplinli bir yaklaşımla ve genel kabul görmüş standartlara uygun olarak gerçekleştirilir. İç denetim, iç denetçiler tarafından yapılır. Kamu idarelerinin yapısı ve personel sayısı dikkate alınmak suretiyle, İç Denetim Koordinasyon Kurulunun uygun görüşü üzerine, doğrudan üst yöneticiye bağlı iç denetim birimi başkanlıkları kurulabilir. İç denetim aşağıdaki birimlerden oluşur: - Harcama birimleri; Harcama birimlerinde işlemlerin gerçekleştirilmesi aşamasında yapılacak asgari kontroller, mali hizmetler birimi tarafından ön mali kontrole tabi tutulacak mali karar ve işlemlerin usül ve esasları ile ön mali kontrole ilişkin standart ve yöntemler Maliye Bakanlığınca belirlenir. Kamu idareleri, bu standart ve yöntemlere aykırı olmamak şartıyla bu konuda düzenleme yapabilir. - Muhasebe; Muhasebe hizmeti, gelirlerin ve alacakların tahsili, giderlerin hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilebilen değerler ile emanetlerin alınması, saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi ve diğer tüm mali işlemlerin kayıtlarının yapılması ve raporlanması işlemleridir. Bu işlemleri yürütenler muhasebe yetkilisidir. Memuriyet kadro ve unvanlarının muhasebe yetkilisi niteliğine etkisi yoktur. Muhasebe yetkilisi adına ve hesabına para ve parayla ifade edilebilen değerleri geçici olarak almaya, vermeye ve göndermeye yetkili olanlar muhasebe mutemedidir. Muhasebe mutemetleri doğrudan muhasebe yetkilisine karşı sorumludur. - Malihizmetler; Alım, satım, yapım, kiralama, kiraya verme, bakım-onarım ve benzeri malî işlemlerden; idarenin tamamını ilgilendirenler destek hizmetlerini yürüten birim, sadece harcama birimlerini ilgilendirenler ise harcama birimleri tarafından gerçekleştirilir. - Ön mali kontrol: Ön mali kontrol, harcama birimlerinde işlemlerin gerçekleştirilmesi aşamasında yapılan kontroller ile mali hizmetler birimi tarafından yapılan kontrolleri kapsar. Ön mali kontrol süreci, mali karar ve işlemlerin hazırlanması, yüklenmeye girişilmesi, iş ve işlemlerin gerçekleştirilmesi ve belgelendirilmesinden oluşur. 13.2. Dış Denetim (Sayıştay denetimi): Sayıştay tarafından yapılacak harcama sonrası dış denetimin amacı, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde, yönetimin mali faaliyet, karar ve işlemlerinin; kanunlara, kurumsal amaç, hedef ve planlara uygunluk yönünden incelenmesi ve sonuçlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine raporlanmasıdır. Dış denetim sırasında, kamu idarelerinin iç denetçileri tarafından düzenlenen raporlar, talep edilmesi halinde Sayıştay denetçilerinin bilgisine sunulur. Yargı denetiminin ağırlık noktası, sayman hesapları üzerinedir. Saymanlar, kendi dönemlerine ait hesapları mali yılı izleyen yedi ay içinde Sayıştaya göndermek zorundadır. Bu hesapları önce denetçiler inceler. İlgililerin savunmaları alınarak rapor düzenlenir. Bunlar Birinci Başkanlığa sunulur ve yargılanmak üzere dairelere gönderilir. Daire üyelerine dağıtılır. Bunları üyeler inceler ve Daire Başkanı’na geri verirler. Sonra da hesapların yargılanmasına geçilir. Yargılama sonunda beraat, tazmin veya zimmet kararı verilebilir. - Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Sayıştayın denetlenmesi: TBMM tarafından bütçenin uygulanmasından sonra yapılmaktadır. Sayıştay’ın üç ayda bir bütçe uygulanması hakkında TBMM’ye rapor vermesi, hükümetin de her bütçe için uygulamadan sonra bir Kesin Hesap Kanun Tasarısı hazırlayıp TBMM’ ye sunması gerekir. Kesin Hesap Kanun Tasarısı, ilgili olduğu yıl içinde elde edilen gelirler ve giderlerin gerçekleşmiş tutarını gösterir. Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve ilgili mali yılın bitiminden itibaren bir yıl içinde TBMM’ ye verilmesi zorunlu olan Kesin Hesap Kanun Tasarısına Sayıştay’ca hazırlanacak Genel Uygunluk Bildiriminin eklenmesi gerekir. TBMM Kesin Hesap Kanun Tasarısını onaylamakla hükümeti aklamış olur. MUHASEBENİN TANIMI VE FONKSİYONLARI 1. Muhasebenin Tanımı: Tüm kuruluşların mali nitelikteki işlemleri ve olayları para ile ifade edilmiş şekilde kaydeden, sınıflandıran, özetleyerek rapor eden ve sonuçlarını yorumlayan ve analiz eden bir bilim dalıdır. Muhasebe, işletmelerin varlıklarının ve kaynaklarının oluşumunu, bunların kullanılma biçimini, işletmelerin yaptığı işlemler sonucunda bu varlıklardaki ve kaynaklardaki değişmeleri, işletmelerin mali durumlarını açıklayacak bilgileri sağlayan ve bu bilgileri ilgili kişi ve kurumlara ileten bir bilgi sistemi ile oluşmaktadır. Muhasebe sadece kar amacı ile kurulan işletmelerle ilgili değil, kar amacı gütmeyen yani topluma fayda için hizmet veren tüm kuruluşlar için de geçerlidir. Bu yüzden işletmeler denilirken tüm kuruluşları kapsamaktadır. Ama genelde muhasebe sistemi kar amacı güden işletmeler için daha da önemlidir. Muhasebe toplumun en küçük birimi olan aileden büyük holding ve şirketlere kadar herkesi çok yakından ilgilendiren geniş bir kavramdır. Basit anlamda muhasebe hesap tutma anlamına gelmektedir. Her ailenin belli bir geliri ve yapılması gereken giderleri vardır. Gelirin en verimli şekilde harcanması ve mümkünse tasarruf yapılması her ailenin amacıdır. Bu denkliği sağlamak için yapılan hesaplamalar bile küçük çapta bir muhasebe işlemi gerektirir. Kaldı ki büyük işletmelerin gelir, gider, alım, satım işlemleri bir aileninki ile kıyaslanamayacak kadar geniş çaplıdır. Bir aile kendi muhasebesine yön verebilir ancak işletmeler profesyonel yardıma ihtiyaç duyar. İşte bu aşamada muhasebe elemanları devreye girer ve insanlara hizmet sunarlar. Varlık işletmenin sahip olduğu tüm değerleri, kaynak ise işletmenin bu varlıkları elde edebilmek için katlandığı borçları ifade etmektedir. Bir bilgi ve kontrol sistemi olan muhasebe işletme yapısına göre değişik görevler üstlenmektedir. Küçük işletmelerde vergi takibi, gelir-gider, borç-alacak kontrolü yeterli bulunurken, büyük işletmeler bunların yanısıra kurum ve kuruluşlara bilgi vermek üzere analiz ve rapor hizmetlerini de bekler. İşletme: Belirli bir ticari amaç için, bir veya daha fazla kişinin biraraya gelerek, belirli bir sermaye ile kurdukları kuruluşlardır. İşletmeler amaçlarına göre ve kuruluş şekillerine göre çeşitli şekillere ayrılırlar. Bunlar genel olarak şahıs sirketleri ve sermaye şirketleri şeklindedir. 2. Muhasebenin Fonksiyonları:Muhasebenin işlevini yerine getirebilmesi için belirli görevleri bulunmaktadır. Bu görevlere muhasebenin fonksiyomları denir. Muhasebenin fonksiyonlarını kaydetme, sınıflandırma, özetleme ve raporlama olarak dört ana grupta toplayabiliriz. 2.1. Kaydetme Fonksiyonu: Mali işlemleri belgelere dayanarak muhasebe sistemine göre muhasebe defterlerine kayıt yapılması aşamasıdır. Muhasebenin en önemli ve ilk fonksiyonudur. Muhasebe de kayıtlar doğru ve düzgün tutulmadan diğer fonksiyonların da bir anlamı kalmaz. Yapılan her işlem muhasebe sistemi içinde ilk olarak kayıt yapılmak zorundadır. Bu kayıtlarda belgelere dayandırılarak yapılır. Muhasebe sisteminde iki tür kayıt yöntemi varddır. Tek taraflı kayıt ve çift taraflı kayıt . Çift taraflı kayıt sisteminde muhasebe kayıtları yevmiye defterine kayıt yapılır. 2.2. Sınıflandırma Fonksiyonu: Kaydedilen bilgiler belirli zaman aralıklarında derlenip niteliklerine göre gruplara ayrılır. Böylece farklı nitelikteki ve gruplardaki işlemleri birbirleri ile karıştırmadan farklı sınıflarda incelenebilir. Sınıflandırma işlemleri muhasebe sistemi dahilinde muhasebe defterlerinden büyük defterlere (defteri kebir) yapılmaktadır. 2.3. Özetleme Fonksiyonu: Sınıflandırılan işlemler dönem sonlarında toplanarak daha kolay sonuçlar çıkarabilmek ve yapılan kayıtların kontrolünü sağlamak için özetlenir. Dönem sonlarında işletmeler yüzlerce belki binlerce işlem yapmış olurlar. Bu işlemeleri teker teker incelemek çok uzun zaman alacağından, aynı nitelikteki işlemleri özetleyerek görmek kişilere daha fazla yarar sağlamaktadır. Muhasebe sisteminde özetleme fonksiyonu muhasebe tablolarından mizan kullanılarak yapılır. 2.4. Raporlama Fonksiyonu: En son olarak raporlama fonksiyonunda kaydedilen, sınıflandırılan ve özetlenen işlemler mali tablolar aracılığı ile sonuç aşamasına gelir. Bu sonuç aşaması da raporlamadır. Raporlama muhasebe sisteminin en son aşaması ve yorum yapma aşamasıdır. Muhasebenin en öenmli fonksiyonlarındandır. Raporlarda işletmelerin her türlü sonuçları ortaya çıkarılarak işletme hakkında bilgiler ve yorumlar yapılmaktadır. İşletme bu raporlar sayesinde geleceğine karar vermekte ve yeni kararlar almaktadır. Raporlama aşamasında muhasebe tabloları kullanılır ve bu tabloların en önemlileri bilanço ve gelir tablosudur. Kaydedilen, sınıflandırılan, özetlenen, analiz edilen ve yorumlanan işlem ve olaylar ile ilgili veriler, işletme ile ilgisi bulunan kişi ve kuruluşlara bilgilendirme amacı ile sunulur. Bilgilerin herkesin anlayacağı evrensel bir dil ile sunulması gerekir. İşletmenin bilgileri ile ilgilenen kişi ve kuruluşların ilgi nedenleri birbirinden farklıdır. 3. Muhasebe üç bölümde ayrılmıştır: 3.1. Genel Muhasebe: İşletmenin parasal işlemlerinin ve sonuçlarının belgelere dayanarak tarih sırasına göre izlendiği muhasebe türüdür. Diğer adı finansal muhasebedir. İşletmenin varlık, kaynak, borç, alacak, gelir, gider, kâr ve zararı genel muhasebe sayesinde öğrenilir. Genel muhasebe muhasebe öğreniminin temelidir. Genel muhasebe öğrenimini inşaat muhasebesi, banka muhasebesi, konaklama muhasebesi, şirketler muhasebesi gibi uzmanlık alanları izler. Genel muhasebenin faydaları şunlardır: İşletmenin yapması gereken işlemlerin unutulmamasını sağlar. Daha önce yapılan bir işlem hakkında bilgi verir. İşletmenin elinde belli bir tarihte ne kadar varlık olduğu, işletmenin ne kadar borcu olduğu yani işletmenin genel durumu görülebilir. 3.2. Maliyet Muhasebesi: İşletmede üretilen mamül ya da hizmetin maliyet fiyatının saptanması, işletme giderlerinin denetimi, fiyat incelemeleri ve satış fiyatlarının belirlenmesinin oluşturduğu muhasebe dalı. Maliyet muhasebesi işletmelerde değişik amaçlar doğrultusunda kullanılan muhasebenin ana bölümlerinden bir tanesidir. Malın maliyeti belirlendikten sonra bu rakam üzerine belli bir kâr eklenir ve satış fiyatına ulaşılır. Maliyet muhasebesinin beklenen görevleri kısaca şunlardır: - Üretilen malın maliyetini ve piyasa şartlarına göre satış fiyatını tespit eder. - Giderlerin kontrolüne yardımcı olur. Hedefler ile yapılan gerçek giderleri karşılaştırır ve varsa sapmaları belirler. - Sunduğu bilgiler ile palanlamaya ve yöneticilerin vereceği kararlara yardımcı olur. Maliyet Muhasebesi hakkında daha fazla bilgi >>>>> 3.3. Yönetim Muhasebesi: Yönetim muhasebesi, işletme yöneticilerine işletme yönetiminde alacakları kararlarda ihtiyaç duydukları bilgi ve raporları düzenleyen, yorumlayan, denetim olanağı saağlayan muhasebe dalı. Yöneticilere işletmenin geleceği ile ilgili karar vermede yardımcı olur. 4. Muhasebecilik Mesleği: 1989 yılında çıkarılan “Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu” Türkiye’de muhasebecilik mesleğinin şartlarını ve çalışma konularını belirlemiştir. Bu sayede bir süre sonra tek düzen muhasebe sistemine geçilmiş ve muhasebeciler arasında uygulama farklılıkları ortadan kalkmıştır. Türkiye’de muhasebe meslek mensupları üç ünvana ayrılmaktadır: - Serbest Muhasebeci - Serbest Muhasebeci Mali Müşavir - Yeminli Mali Müşavir Son yayınlanan değişikliğe göre artık serbest muhasebeci ünvanı kalkmıştır, sadece serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavir ünvanları bulunmaktadır. MUHASEBENİN TEMEL KAVRAMLARI Muhasebenin temel kavramları aşağıdaki şekilde açıklanmıştır. 1. Sosyal Sorumluluk Kavramı: Sorumluluk; görevleri yerine getirme bilincidir. Muhasebe açısından bakıldığında ise; işletme yaptığı çok sayıda faaliyet sonucu birçok kişi ve kuruluş ile muhatap olmak zorundadır. İşletme faaliyetlerini yerine getirirken sorumluluklarının bilincinde ve ilk denetleyici her zaman kendisi olmalıdır. Muhasebe bilgileri doğru, tarafsız, adil ve kurallara uygun olmalıdır. İnsanlara yanlış bilgi verilerek insanlar yanıltılmamalıdır. Bu kavram hukuki sorumluluk ile birlikte vicdani sorumluluğu da kapsamaktadır. 2. Kişilik Kavramı: Kişilik kavramı işletme sahibinden, ortaklardan ve işletme ile ilgisi olan tüm kişi ve kuruluşlardan ayrı bir kişiliğe sahiptir. Hukuk iki tür kişiliği kabul etmiştir. Bunlar gerçek ve tüzel kişilerdir. Tüm insanlar birer gerçek kişidir. Bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelen insanların oluşturduğu topluluklar ise tüzel kişilerdir. Buna göre işletmeler tüzel kişiliğe sahiptir. Yapılan işlemler bu kişilik adına yürütülür. 3. İşletmenin Sürekliliği Kavramı: İşletmeler hiçbir zaman kapatılmak düşüncesiyle kurulamaz. Sözleşmede aksi bir madde yoksa işletmenin sonsuz bir süre için kurulduğu ve ömrünün belli bir süreye bağlı olmadığı kabul edilir. İşletmenin faaliyet süresi sahiplerinin yaşam süreleri ile sınırlı değildir. Sahiplerinin ölümünden sonra işletme varisler tarafından işletilmeye devam edilir. 4. Dönemsellik Kavramı: İşletmenin sınırsız olarak kabul edilen ömrü belli dönemlere ayrılır ve her dönemin faaliyetleri birbirinden bağımsız olarak sürdürülür. Muhasebede bu dönem genellikle bir yıldır. Her dönem birbirinden bağımsızdır. Her dönemin gelir ve gideri birbiri ile karşılaştırılarak o döneme ait kar ya da zarar rakamı bulunur. 5. Parayla Ölçme Kavramı: Muhasebenin konusu para ile ifade edilen değerlerdir. Olayların kaydedilebilmesi için ortak bir ölçü (ulusal para değeri) kullanılır. 6. Maliyet Esası Kavramı: İşletmelerin faaliyet konusuna giren mal veya hizmetlerin elde edilmesi için katlandığı her türlü faktörlerin para olarak ifade edildiği toplam değere maliyet denir. Bir varlığı edinirken katlanılan parasal fedakârlıktır. İşletmenin edindiği tüm varlık ve hizmetler muhasebeleştirilirken bunların maliyetleri esas alınır. Piyasa şartlarındaki değişim ile malın değeri de değişebilir. Para değerindeki değişmeler ile maliyet değeri anlamsız hale gelirse maliyet yeniden belirlenebilir. 7. Tarafsızlık ve Belgelendirme Kavramı: Muhasebede yapılan tüm işlemlerin belgelendirilmesi ve kayıtların belgeye dayanması gerekir. Belgeler usulüne uygun düzenlenmeli ve gerçeği yansıtmalıdır. Kişilerin beyanına göre değil, fatura, senet, makbuz gibi belgelere dayanarak kayıt yapılmalıdır. 8. Tutarlılık Kavramı: Muhasebede seçilen politika ve izlenen yöntemler her dönemde aynı şekilde uygulanmalıdır. Benzer işlem ve olaylarda kayıt düzeni ve işlem basamakları değişmemelidir. Geçerli sebepler ile değişiklik yapılırsa bu değişimin nedenleri ve sonuçları açıklanmalıdır. 9. Tam Açıklama Kavramı: Muhasebenin temel kavramlarından birisi de bilgi vermektir. Tablolar işletmenin bilgilerine ihtiyaç duyan ve öğrenmek isteyen ilgi gruplarına yardımcı olacak ölçüde yeterli ve anlaşılır olmalıdır. Örneğin borç tutarı yazılırken bunların biçimi, vadesi, ayrı şekilde belirtilmelidir. 10. İhtiyatlılık Kavramı: İşletmenin karşılaşabileceği riskler göz önüne alınarak temkinli davranılmalıdır. Örneğin, ileri bir tarihte bedeli tahsil edilmek üzere bir mal veya hizmet satılırsa hemen gelir olarak kaydedilmemeli, tahsilât yapıldıktan sonra kaydedilmelidir. Aynı şekilde bir gider veya zarar kesinleşmese bile ortaya çıktığında bunun için karşılık ayrılmalıdır. 11. Önemlilik Kavramı: İşletme bilgilerinin muhasebeleştirilmesinde önemli hesap tutarları sayısal sonuç çok küçük olsa bile gösterilmelidir. Bir bilgi verilmediğinde tablo doğru yorumlanamıyorsa o bilgi önemlidir. 12. Özün Önceliği Kavramı: Muhasebe kayıtları yapılırken şekilden çok finansal özellikleri ve işletme için ifade ettiği önem göz önüne alınmalıdır. Genelde şekil ve öz paraleldir. Ancak arada fark olursa öz önceliklidir. Örneğin bir alacak zamanında tahsil edilemediğinde öz olarak şüpheli duruma düşmüş sayılır. İşletme borçlunun ödeme yapacağından emin olsa bile alacağın şüpheli duruma düştüğüne dair kayıt yapmak zorundadır. HESAP KAVRAMI 1. Hesap Kavramı ve Tanımı: Aynı nitelikteki işlemlerin artış ve azalışlarının izlendiği çizelgelere hesap denir. Örneğin Ticari Mallar Hesabı gibi. Ayrıca her hesabın detayları için o hesaba ait alt hesaplar da açılabilir. İşletmede yapılan faaliyetler sonucu varlık, kaynak, borç, alacak, gelir ve gider tutarlarında sürekli değişiklikler meydana gelir. Değişikliklerin tablolar üzerinde izlenmesi pratik değildir ve imkansızdır. İşte bu karışıklıkları önlemek ve zorlukları gidermek için hesap adı verilen çizelgeler kullanılır. Böylece varlık, kaynak, borç, alacak unsurlarının her biri için bir hesap açılır artış ve azalışlar bu hesaplar üzerinde incelenir. Hesap büyük defterin (Defteri kebir) sayfaları üzerinde iki kısımdan oluşmaktadır. Her hesabın bir ismi bulunur ve çizelgenin üst tarafına yazılır. Sol kısmına borç, sağ kısmına ise alacak tarafı denmektedir. Her iki tarafta da tarih, açıklama ve tutar sütunları bulunur. Hesabın şekli aşağıdaki gibidir, BORÇ ............................ HESABI Tarih Açıklama Tutar Tarih ALACAK Tutar Açıklama Muhasebe uygulamalarında kolaylık sağlamak amacı ile hesap aşağıdaki şeklinde çizilmektedir. Büyük Defter, "T" şeklinde sadece borç ve alacak tarafları yazılarak tutarlar buraya yazılmaktadır. BORÇ .........................HESABI ALACAK 1.1. Hesap Açma: Bir hesabın borç ya da alacak tarafına ilk kez kayıt yapılarak hesabın kullanılmaya başlanmasına hesap açma denir. Örnek: 2.000 TL tutarında bir mal alımı olduğunda ticari mallar hesabı açılır: BORÇ 2.000 153 TİCARİ MALLAR HESABI ALACAK Ticari mallar hesabı oluşturulmuş ve bu hesabın borç tarafına yapılan ilk kayıt ile hesap açılmıştır. İlk kayıt alacak tarafında da yer alabilirdi. Önemli olan hesabın bir tarafında kayıt olmasıdır. 1.2. Hesabın Borçlandırılması: Bir işlemin hesabın borç tarafına yazılmasına hesabın borçlandırılması denir. Örnek: 2.000 TL tutarında bir mal alımı olduğunda ticari mallar hesabı borçlu tarafa yazılarak kayıt yapılır. BORÇ 153 TİCARİ MALLAR HESABI ALACAK 2.000 Ticari mallar hesabı oluşturulmuş ve bu hesabın borç tarafına yapılan ilk kayıt ile hesap borçlandırılmıştır. 1.3. Hesabın Alacaklandırılması: Bir işlemin hesabın alacak tarafına yazılmasına hesabın alacaklandırılması denir. Örnek: 2.000 TL tutarında bir mal satımı olduğunda satışlar hesabı alacak tarafa yazılarak kayıt yapılır. BORÇ 600 SATIŞLAR HESABI 2.000 ALACAK Satışlar hesabı oluşturulmuş ve bu hesabın alacak tarafına yapılan ilk kayıt ile hesap alacaklandırılmıştır. 1.4. Hesabın Kalan (Bakiye) Vermesi: Bir hesabın borç ve alacak tutarları arasındaki farka kalan ya da bakiye denir. Hesabın borç tutarı fazla ise borç kalanı, alacak tutarı fazla ise alacak kalanı verir. Örnek: BORÇ 3.000 3.000 100 KASA HESABI 2.000 ALACAK 2.000 Kasa hesabı 1.000 TL borç kalanı vermiştir. (3.000 - 2.000 = 1.000) BORÇ 2.000 2.000 300 BANKA KREDİLERİ HESABI 4.000 ALACAK 4.000 Banka kredileri hesabı 2.000 TL alacak kalanı vermiştir. (4.000 - 2.000 = 2.000) 1.5. Hesabın Kapalı Olması: Hesabın borç ve alacak tutarlarının birbirine eşit olması ve kalan vermemesi durumudur. Örnek: BORÇ 5.000 102 BANKALAR HESABI 5.000 5.000 ALACAK 5.000 Bankalar hesabının borç ve alacak toplamları eşit olduğundan bankalar hesabı kapalıdır. 1.6. Aktif Karakterli Hesap: Açılış kaydı borç tarafından yapılan ve borç kalanı veren hesaba aktif karakterli hesap denir. Bu hesaplar bilançonun aktif tarafında yer alır ve "varlık hesapları" olarak bilinir. 1.7. Pasif Karakterli Hesap: Açılış kaydı alacak tarafından yapılan ve alacak kalanı veren hesaba pasif karakterli hesap denir. Bu hesaplar bilançonun pasif tarafında yer alır ve "kaynak hesapları" olarak bilinir. HESAPLARIN İŞLEYİŞ KURALLARI 2. Bilanço Hesaplarının İşleyiş Kuralları: Bilanço, işletmenin belli bir tarihteki varlıklarını ve bu varlıkların sağlandığı kaynaklarını gösteren mali bir tablodur. Bilanço aktif ve pasif olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Bilançodaki varlık ve kaynak hesaplarının işleyişleri birbirinden farklıdır. Bilanço örneği aşağıdaki gibidir: AKTİF ....................................................... BİLANÇOSU PASİF I. DÖNEN VARLIKLAR......................................... III. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR....... II. DURAN VARLIKLAR........................................ IV. UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR....... V. ÖZ KAYNAKLAR.................................................... A.TOPLAM ................ P.TOPLAM ................. 2.1. Varlık Hesaplarının İşleyişi: Varlık hesapları dönen varlıklar ve duran varlıklar olmak üzere ikiye ayrılır. Hesap kodları 1 ile başlayan hesaplar dönen varlıklar, hesap kodları 2 ile başlayan hesaplar duran varlıklar da yer alır. Varlık hesaplarının işleyişinde artış meydana geldiğinde hesabın borç tarafına, azalış meydana geldiğinde hesabın alacak tarafına kayıt yapılır. BORÇ VARLIK HESABI İLK KAYIT + (Artış olduğunda) ALACAK (Azalış olduğunda) Varlık hesaplarında ilk kayıt devamlı borç tarafa yapılır. Çünkü borç tarafı "+" kısmıdır, alacak tarafı ise "-" kısımdır. Hiçbir zaman borç tarafı (+) alacak tarafdan (-) az olamaz. Bu nedenle borç tarafa (+) bir kayıt yapmadan, hesabı azaltamayız, yani alacak tarafa (-) kayıt yapamayız. Buna göre diyebiliriz ki, varlık hesabında, alacak taraf (-), borç tarafı (+) hiçbir zaman geçemez. Varlık hesaplarında bir hesapta artış (+) olursa devamlı borç tarafa, hesapta azalış olursa (-) devamlı alacak tarafa kayıt yapılır. Örnek: HG işletmesi 5.000 TL tutarındaki ticari malı nakit olarak alıyorsa hesaplar şu şekilde kayıt yapılır: BORÇ 100 KASA HESABI 5.000 ALACAK İşletme ticari mal alarak kasasından para ödüyor ve kasasında azalma oluyor. Kasa hesabı bir varlık hesabı olduğundan ve azalış meydana geldiğinden, kasa hesabının alacağına kayıt yapılır. (Kasasında daha önceden mutlaka en az 5.000 TL olması gereklidir) BORÇ 5.000 153 TİCARİ MALLAR HESABI ALACAK İşletme ticari mal alarak ticari mallarında bir artış meydana geliyor. Ticari Mallar hessabı bir varlık hesabı olduğundan ve artış meydana geldiğinden, ticari mallar hesabının borcuna kayıt yapılır. Not: Tek düzen hesap planınında varlık hesaplarının bazılarının yanında (-) işaretini bulunur. Bu hesaplar varlık hesaplarının işleyiş kurallarının tam tersine göre kaydedilir. Yani (-) işareti bulunan varlık hesapları, kaynak hesapları gibi kayıt yapılır. Örnek: HG işletmesi 5.000 TL tutarındaki ticari malı çek vererek alıyorsa hesaplar şu şekilde kayıt yapılır: BORÇ 103 VERİLEN ÇEKLER HESABI 5.000 ALACAK İşletme ticari malı çek vererek aldığından verilen çekleri artmaktadır. Verilen Çekler hesabı bir varlık hesabı fakat (-) işareti olduğundan kaynak hesabı gibi kayıt yapılır. Bu nedenle verilen çekler hesabında artış meydana geldiğinden, verilen çekler hesabının alacağına kayıt yapılır. (Verilen Çekler hesabında artışlar (+) alacağa, azalışlar (-) borca kayıt yapılır) BORÇ 153 TİCARİ MALLAR HESABI ALACAK 5.000 İşletme ticari mal alarak ticari mallarında bir artış meydana geliyor. Ticari Mallar hessabı bir varlık hesabı olduğundan ve artış meydana geldiğinden, ticari mallar hesabının borcuna kayıt yapılır. 2.2. Kaynak Hesaplarının İşleyişi: Kaynak hesapları kısa vadeli yabancı kaynaklar, uzun vadeli yabancı kaynaklar ve özkaynaklar olmak üzere üçe ayrılır. Hesap kodları 3 ile başlayan hesaplar kısa vadeli yabancı kaynaklar, hesap kodları 4 ile başlayan hesaplar uzun vadeli yabancı kaynaklar, hesap kodları 5 ile başlayan hesaplar özkaynaklar da yer alır. Kaynak hesaplarının işleyişinde artış meydana geldiğinde hesabın alacak tarafına, azalış meydana geldiğinde hesabın borç tarafına kayıt yapılır. BORÇ KAYNAK HESABI (Azalış olduğunda) ALACAK İLK KAYIT + (Artış olduğunda) Kaynak hesaplarında ilk kayıt devamlı alacak tarafa yapılır. Çünkü alacak tarafı "+" kısmıdır, borç tarafı ise "-" kısımdır. Hiçbir zaman alacak tarafı (+) borç tarafdan (-) az olamaz. Bu nedenle alacak tarafa (+) bir kayıt yapmadan, hesabı azaltamayız, yani borç tarafa (-) kayıt yapamayız. Buna göre diyebiliriz ki, kaynak hesabında, borç taraf (-), alacak tarafı (+) hiçbir zaman geçemez. Kaynak hesaplarında bir hesapta artış (+) olursa devamlı alacak tarafa, hesapta azalış olursa (-) devamlı borç tarafa kayıt yapılır. Örnek: HG işletmesi 20.000 TL tutarında 10 aylık bir banka kredisi çekiyorsa hesaplar şu şekilde kayıt yapılır: BORÇ 300 BANKA KREDİLERİ HESABI 20.000 ALACAK İşletme banka kredisi çektiği için banka kredilerinde bir artış oluyor. Banka kredileri hesabı bir kaynak hesabı olduğundan ve artış meydana geldiğinden, banka kredileri hesabının borcuna kayıt yapılır. BORÇ 20.000 100 KASA HESABI ALACAK İşletme banka kredisi alarak kasasına para giriyor ve kasasında artış oluyor. Kasa hesabı bir varlık hesabı olduğundan ve artış meydana geldiğinden, kasa hesabının borcuna kayıt yapılır. Not: Tek düzen hesap planınında kaynak hesaplarının bazılarının yanında (-) işaretini bulunur. Bu hesaplar kaynak hesaplarının işleyiş kurallarının tam tersine göre kaydedilir. Yani (-) işareti bulunan kaynak hesapları, varlık hesapları gibi kayıt yapılır. Not: Sonuç olarak, hesap kayıtlarında iki hesaptan biri borca yazılırsa diğeri mutlaka alacağa yazılır. 3. Gelir Tablosu Hesaplarının İşleyiş Kuralları: Gelir tablosu, işletmenin gelir ve giderlerini göstererek kar veya zararını ortaya çıkaran mali bir tablodur. Gelir hesapları ve gider hesaplarından oluşmaktadır. Tek düzen hesap planında, hesap kodları 6 ile başlayan hesaplar gelir tablosu hasaplarıdır. Gelir tablosuna baktığımızda bazı hesapların yanında (-) işareti yer almaktadır. Bu hesaplar gelir tablosundaki gider hesaplarıdır. Diğer hesaplar ise gelir hesaplarıdır. Gelir ve gider hesaplarının işleyiş kuralları aynı bilançodaki varlık ve kaynak hesaplarında olduğu gibi farklıdır. Gelir tablosu örneği >>>>> 3.1. Gelir Hesaplarının İşleyişi: İşletmenin değerlerinde artış meydana getiren işlemlere gelir işlemleri denir. Bir gelir ortaya çıktığında gelir hesabının alacağına, gelirde azalma meydana geldiğinde gelir hesabının borcuna kayıt yapılır. BORÇ GELİR HESABI (Azalış olduğunda) ALACAK İLK KAYIT + (Artış olduğunda) Gelir hesaplarında ilk kayıt devamlı alacak tarafa yapılır. Çünkü alacak tarafı "+" kısmıdır, borç tarafı ise "-" kısımdır. Hiçbir zaman alacak tarafı (+) borç tarafdan (-) az olamaz. Bu nedenle alacak tarafa (+) bir kayıt yapmadan, hesabı azaltamayız, yani borç tarafa (-) kayıt yapamayız. Buna göre diyebiliriz ki, gelir hesabında, borç taraf (-), alacak tarafı (+) hiçbir zaman geçemez. Gelir hesaplarında bir hesapta artış (+) olursa devamlı alacak tarafa, hesapta azalış olursa (-) devamlı borç tarafa kayıt yapılır. Örnek: HG işletmesi 500 TL tutarında bankadan faiz tahhakuk ettiriliyor ve bu tutar işletmenin banka hesabına aktarılıyorsa hesaplar şu şekilde kayıt yapılır: BORÇ 642 FAİZ GELİRLERİ HESABI 500 ALACAK İşletme bankadan faiz gelir elde ettiği için için faiz gelirlerinde bir artış oluyor. Faiz gelirleri hesabı bir gelir hesabı olduğundan ve artış meydana geldiğinden, faiz gelirleri hesabının borcuna kayıt yapılır. BORÇ 102 BANKALAR HESABI ALACAK 500 İşletme elde ettiği faiz gelirini banka hesabına aktararak banka hesabında bir artış oluyor. Banka hesabı bir varlık hesabı olduğundan ve artış meydana geldiğinden, banka hesabının borcuna kayıt yapılır. 3.2. Gider Hesaplarının İşleyişi: İşletmenin değerlerinde azalış meydana getiren işlemlere gider işlemleri denir. Bir gider ortaya çıktığında gider hesabının borcuna, giderde azalma olduğunda gider hesabının alacağına kayıt yapılır. BORÇ GİDER HESABI İLK KAYIT + (Artış olduğunda) ALACAK (Azalış olduğunda) Gider hesaplarında ilk kayıt devamlı borç tarafa yapılır. Çünkü borç tarafı "+" kısmıdır, alacak tarafı ise "-" kısımdır. Hiçbir zaman borç tarafı (+) alacak tarafdan (-) az olamaz. Bu nedenle borç tarafa (+) bir kayıt yapmadan, hesabı azaltamayız, yani alacak tarafa (-) kayıt yapamayız. Buna göre diyebiliriz ki, gider hesabında, alacak taraf (-), borç tarafı (+) hiçbir zaman geçemez. Gider hesaplarında bir hesapta artış (+) olursa devamlı borç tarafa, hesapta azalış olursa (-) devamlı alacak tarafa kayıt yapılır. Örnek: HG işletmesi bankaya geç bir ödeme yaptığı için 400 TL tutarında faizi nakit olarak ödüyorsa hesaplar şu şekilde kayıt yapılır: BORÇ 400 652 FAİZ GİDERLERİ HESABI ALACAK İşletme ge ödemeden dolayı faiz ödüyor ve faiz giderlerinde artış oluyor. Faiz giderleri hesabı bir gider hesabı olduğundan ve artış meydana geldiğinden, faiz giderleri hesabının borcuna kayıt yapılır. BORÇ 100 KASA HESABI 400 ALACAK İşletme faiz tutarını nakit olarak ödüyor ve kasasında azalma oluyor. Kasa hesabı bir varlık hesabı olduğundan ve azalış meydana geldiğinden, kasa hesabının alacağına kayıt yapılır. (Kasasında daha önceden mutlaka en az 400 TL olması gereklidir) Bilanço esasına göre yani çift taraflı kayıt sistemine göre muhasebe süreci aşağıdaki işlemlerden sırasıyla oluşmaktadır. 1- Açılış bilançosunun düzenlenmesi 2- Yevmiye defter (Günlük defter) kayıtlarının yapılması 3- Büyük defter (Defteri kebir) kayıtlarının yapılması 4- Yardımcı defter kayıtlarının yapılması 5- Aylık mizanların düzenlenmesi 6- Dönem sonu envanter işlemlerinin yapılması 7- Gelir Tablosunun düzenlenmesi 8- Sonuç hesaplarının (Gelir - Gider hesapları) kapatılması 9- Kesin mizanın düzenlenmesi 10- Dönem sonu bilançosunun düzenlenmesi 11- Bilanço hesaplarının kapatılması 12- Yeni muhasebe dönemi hesaplarının açılması AYRINTILI MONOGRAFİ ve ÇÖZÜMÜ Monografimiz muhasebe sürecine göre ayrıntılı bir şekilde çözülmektedir. Muhasebe Süreci: 1-Açılış bilançosu 2-Yevmiye kayıtları 3-Büyük defter kayıtları 4-Aylık mizan 5-Dönem sonu envanter işlemleri 6-Gelir tablosu 7-Gelir-gider hesaplarının kapatılması 8-Kesin mizan 9-Dönem sonu bilançosu 10-Bilanço hesaplarının kapatılması 11-Yeni muhasebe dönemi hesaplarının açılması Monografi 5: HG Ticaret İşletmesi 01.12.2008 tarihinde aşağıdaki varlık ve kaynaklarla kuruluyor 100 Kasa Hesabı..............................60.000 102 Bankalar Hesabı.....................100.000 121 Alacak Senetleri Hesabı.........20.000 255 Demirbaşlar Hesabı................60.000 300 Banka Kredileri Hesabı..........80.000 421 Borç Senetleri Hessabı..........70.000 HG Ticaret İşletmesi Aralık ayındaki dönem içi işlemleri aşağıdaki gibidir. - 05.12.2008 tarihinde 15.000 TL tutarındaki malı peşin olarak almıştır. KDV % 18 hariç. - 09.12.2008 tarihinde banka hesabındaki parasından 30.000 TL para çekiyor. - 11.12.2008 tarihinde işletmede kullanılmak üzere 500 TL tutarında kırtasiye malzemesini peşin alıyor. KDV % 8 hariç - 15.12.2008 tarihinde 20.000 TL tutarındaki malı satıyor. KDV % 18 hariç. İşletme kdv tutarını peşin alıyor, kalanı için çek alıyor. - 18.12.2008 tarihinde banka kredisinin 4.000 TL tutarındaki taksidini ve 600 TL faizini peşin ödüyor. - 20.12.2008 tarihinde elinde bulunan alacak senetlerinin yarısını peşin tahsil ediyor. - 22.12.2008 tarihinde 10.000 TL tutarındaki malı alıyor. KDV % 18 hariç. Kdv sini ve yarı fiyatını peşin ödüyor, kalanı banka hesabından ödüyor. - 28.12.2008 tarihinde 5.000 TL tutarındaki malı çek alarak satıyor. KDV % 18 hariç. HG Ticaret İşletmesinin dönem sonu envanter işlemleri aşağıdaki gibidir. - Demirbaşlar için amortisman oranı %20 olarak belirlenmiştir. - Yapılan envanter sonucunda işletmenin dönem sonu mal mevcudu 6.000 TL olarak belirlenmiştir. - İşletmenin bankadaki parasına 4.000 TL faiz yatırıldığı anlaşılmıştır. İstenenler: HG Ticaret İşletmesinin 1-Açılış bilançosunu düzenleyiniz 2-Yevmiye kayıtlarını yapınız 3-Büyük defter kayıtları yapınız 4-Aylık mizanını düzenleyiniz 5-Dönem sonu envanter işlemlerini yapınız 6-Gelir tablosunu düzenleyiniz 7-Gelir-gider hesaplarının kapatılmasını yapınız 8-Kesin mizanını düzenleyiniz 9-Dönem sonu bilançosunu düzenleyiniz 10-Bilanço hesaplarının kapatılmasını yapınız 11-Yeni muhasebe dönemi hesaplarının açılmasını yapınız Çözümler ve Cevaplar: Monografimizin çözümleri ve cevapları uzun olduğundan aşağıdaki şekilde sırayla muhasebe sürecine göre çözülmüş ve cevaplandırılmıştır. Sırayla inceleyerek çözüm aşamalarını inceleyebilirsiniz. AYRINTILI MONOGRAFİ ve ÇÖZÜMÜ (Açılış bilançosu - Açılış kaydı) Açılış bilançosunun düzenlenerek sermayenin hesaplanması: İşletmenin kuruluştaki varlık ve kaynakları bilançodaki yerlerine yerleştirilerek açılış bilançosu düzenlenir ve sermaye hesaplanır. Açılış bilançosu ve Sermaye: AKTİF HG TİCARET İŞLETMESİ 01.12.2008 TARİHLİ AÇILIŞ BİLANÇOSU PASİF I. DÖNEN VARLIKLAR................................................180.000 Kasa............................60.000 Bankalar...................100.000 Alacak Senetleri......20.000 III. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR..............80.000 Banka Kredileri..................80.000 IV. UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR..............70.000 Borç Senetleri....................70.000 II. DURAN VARLIKLAR.................................................60.000 V. ÖZ Demirbaşlar.............60.000 KAYNAKLAR...........................................................90.000 Sermaye..................90.000 A.TOPLAM 240.000 P.TOPLAM 240.000 Sermaye = Varlıklar - (kısa vadeli yabancı kaynaklar + uzun vadeli yabancı kaynaklar) Sermaye = 240.000 - (80.000 + 70.000) Sermaye = 90.000 TL Açılış kaydının yapılması: Yevmiye defterinin ilk kaydı açılış bilançosuna göre düzenlenen açılış kaydıdır. Açılış kaydında aktifteki hesaplar borca, pasifteki hesaplar alacağa kaydedilir ve böylece açılış kaydı düzenlenmiş olur. Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ....................................01.12.2008...................................... 100 KASA HESABI 102 BANKALAR HESABI 121 ALACAK SENETLERİ HESABI 255 DEMİRBAŞLAR HESABI 60.000 100.000 20.000 60.000 300 BANKA KREDİLERİ HESABI 421 BORÇ SENETLERİ HESABI 500 SERMAYE HESABI 80.000 70.000 90.000 ................................Açılış kaydı.............................. Mad. AÇIKLAMA No 2 BORÇ ....................................05.12.2008...................................... 153 TİCARİ MALLAR HESABI 191 İNDİRİLECEK KDV HESABI 15.000 2.700 17.700 100 KASA HESABI ................................Peşin mal alımı............................. 3 ALACAK ....................................09.12.2008...................................... 30.000 100 KASA HESABI 30.000 102 BANKALAR HESABI 4 ......................Banka hesabından para çekimi..................... ....................................11.12.2008...................................... 770 GENEL YÖNETİM GİDERİ HESABI 191 İNDİRİLECEK KDV HESABI 500 40 540 100 KASA HESABI 5 .................Peşin olarak kırtasiye malzemesi alımı.......... ....................................15.12.2008...................................... 101 ALINAN ÇEKLER HESABI 100 KASA HESABI 20.000 3.600 20.000 3.600 600 Y.İ.SATIŞLAR HESABI 391 HESAPLANAN KDV HESABI 6 .....................KDV'si peşin çek ile mal satımı.................. ....................................18.12.2008...................................... 300 BANKA KREDİLERİ HESABI 780 FAİZ GİDERLERİ HESABI 4.000 600 4.600 100 KASA HESABI 7 ......................Kredi ve faizin ödenmesi..................... ....................................20.12.2008...................................... 100 KASA HESABI 10.000 10.000 121 ALACAK SENETLERİ HESABI 8 .....................Alacak senedi tahsili..................... ....................................22.12.2008...................................... 153 TİCARİ MALLAR HESABI 191 İNDİRİLECEK KDV HESABI 10.000 1.800 6.800 5.000 100 KASA HESABI 102 BANKALAR HESABI 9 .....KDV'si ve yarısı peşin kalanı bankadan mal alımı.... ....................................28.12.2008...................................... 101 ALINAN ÇEKLER HESABI 5.900 5.000 900 600 Y.İ.SATIŞLAR HESABI 391 HESAPLANAN KDV HESABI ...................Çek ile mal satımı............... Sıra HESAP İSMİ TUTAR KALAN No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 BORÇ ALACAK BORÇ ALACAK 100 Kasa Hesabı 102 Bankalar Hesabı 121 Alacak Senetleri Hesabı 255 Demirbaşlar Hesabı 300 Banka Kredileri Hesabı 421 Borç Senetleri Hesabı 500 Sermaye Hesabı 153 Ticari Mallar Hesabı 191 İndirilecek KDV Hesabı 770 Genel Yönetim Giderleri Hs 101 Alınan Çekler Hesabı 600 Yurt İçi Satışlar Hesabı 391 Hesaplanan KDV Hesabı 780 Finansman Giderleri Hesabı 103.600 100.000 20.000 60.000 4.000 25.000 4.540 500 25.900 600 29.640 35.000 10.000 80.000 70.000 90.000 25.000 4.500 - 73.960 65.000 10.000 60.000 25.000 4.540 500 25.900 600 76.000 70.000 90.000 25.000 4.500 - TOPLAM 344.140 344.140 265.500 265.500 Mizanın tutar bölümündeki borç toplamı ile alacak toplamı eşit olmalıdır, aynı zamanda kalan bölümündeki borç toplamı ve alacak toplamı da birbiriyle eşit olmak zorundadır. Dönem sonu envanter işlemlerinin yapılması: Genel geçici mizanda yer alan hesaplar ile ilgili yapılan değerlendirme ve doğrulama işlemlerinin geneline envanter işlemleri denir. (Envanter bilgileri monografinin başında verilmiştir) Aralık ayı KDV tahakkuku: 191 İndirilecek KDV ve 391 Hesaplanan KDV hesaplarının toplamları alınarak, yevmiye defterinde ters kayıt yapılarak kapatılır. Yani 191 indirilecek KDV hesabı borçta olduğu için bu hesabı alacağa, 391 hesaplanan KDV hesabı alacakta olduğu için bu hesabı borca yazarak hesapları kapatırız. 10 ....................................31.12.2008...................................... 391 HESAPLANAN KDV HESABI 190 DEVREDEN KDV HESABI 4.500 40 4.540 191 İNDİRİLECEK KDV HESABI ................................KDV tahakkuk kaydı............................. Demirbaşlar için amortisman oranı %20 olarak belirlenmiştir. İşletmenin demirbaşı 1 aylık olduğundan yıllık amortisman tutarının 1 aylık kısmını kullanacağız. Buna göre: 60.000 x %20 = 12.000 TL yıllık amortisman, 12.000 / 12 = 1.000 TL bir aylık amortisman 11 ....................................31.12.2008...................................... 770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ HS 257 BİRİKMİŞ AMORTSİMANLAR HS(-) ..................Demirbaş için bir aylık amortisman................ 1.000 1.000 Yapılan envanter sonucunda işletmenin dönem sonu mal mevcudu 6.000 TL olarak belirlenmiştir. İşletme aralıklı envanter yöntemini kullandığını varsayarsak sadece döenm sonlarında satılan malın maliyetleri hesaplanır. Buna göre: 153 ticari mallar hesabının kalanı 25.000 TL dir. Envanter sonucu 6.000 TL tutarında mal kaldığından, ticari malların durumunu fiili envantere yani 6.000 TL'ye getireceğiz. Bunun için 153 ticari mallar hesabının alacağına 25.000 - 6.000 = 19.000 TL yazmamız gerekecek. 12 ....................................31.12.2008...................................... 621 SATILAN MALLARIN MALİYETİ HS 19.000 19.000 153 TİCARİ MALLAR HESABI .................Satılan malların maliyeti.......... İşletmenin bankadaki parasına 4.000 TL faiz yatırıldığı anlaşılmıştır. Buna göre 4.000 TL faiz geliri elde edilirken bankalar hesabı da 4.000 TL artmıştır. 13 ....................................31.12.2008...................................... 102 BANKALAR HESABI 4.000 4.000 642 FAİZ GELİRLERİ HESABI .....................Faiz gelirinin kaydı.................. Dönem sonu işlemlerinde maliyet hesapları (7 ile başlayan hesaplar) ilk önce yansıtma hesaplarına aktarılır, daha sonra gelir tablosu hesaplasına aktarılır. Böylece buradaki gider hesaplarının gelir tablosuna gider olarak yazılması sağlanır. 14 ....................................31.12.2008...................................... 771 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ YANSITMA HS 781 FİNANSMAN GİDERLERİ YANSITMA HS 1.500 600 1.500 600 770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ HS 780 FİNANSMAN GİDERLERİ HS 15 ......................Giderlerin yansıtılması..................... ....................................31.12.2008...................................... 632 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ HS 660 KISA VADELİ BORÇLANMA GİDERLERİ HS 1.500 600 771 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ YAN.HS 781 FİNANSMAN GİDERLERİ YAN.HS 1.500 600 ..Yansıtmaların gelir tablosu hesaplarına aktarılması.. HG TİCARET İŞLETMESİ 01.12.2008-31.12.2008 DÖNEMİ GELİR TABLOSU A-BRÜT SATIŞLAR 1-Yurt içi Satışlar 25.000 25.000 2-Yurt dışı Satışlar 3-Diğer Gelirler B-SATIŞ İNDİRİMLERİ(-) 1-Satıştan İadeler(-) 2-Satış İskontoları(-) 3-Diğer İndirimler(-) C-NET SATIŞLAR D-SATIŞLARIN MALİYETİ(-) 1-Satılan Mamuller Maliyeti(-) 2-Satılan Ticari Mallar Maliyeti(-) 3-Satılan Hizmet Maliyeti(-) 4-Diğer Satışların Maliyeti(-) BRÜT SATIŞ KÂRI VEYA ZARARI E-FAALİYET GİDERLERİ(-) 1-Araştırma ve Geliştirme Giderleri(-) 2-Pazarlama, Satış ve Dağıtım Giderleri(-) 3-Genel Yönetim Giderleri(-) F-DİĞER FAALİYETLERDEN OLAĞAN GELİR VE KÂRLAR 1-İştiraklerdan Temettü Gelirleri 2-Bağlı Ortaklıklardan Temettü Gelirleri 3-Faiz Gelirleri 4-Komisyon Gelirleri 5-Konusu Kalmayan Karşılıklar 6-Menkul Kıymet Satış Kârı 7-Kambiyo Kârları 8-Reeskont Faiz Gelirleri 9-Diğer Olağan Gelir ve Kârlar G-DİĞER FAALİYETLERDEN OLAĞAN GİDER VE ZARARLAR(-) 1-Komisyon Giderleri(-) 2-Karşılık Giderleri(-) 3-Menkul Kıymet Satış Zararı(-) 4-Kambiyo Zararları(-) 5-Reeskont Faiz Giderleri(-) 6-Diğer Olağan Gider ve Zararlar(-) H-FİNANSMAN GİDERLERİ(-) 1-Kısa Vadeli Borçlanma Giderleri(-) 2-Uzun Vadeli Borçlanma Giderleri(-) OLAĞAN KÂR VEYA ZARAR I-OLAĞAN DIŞI GELİR VE KÂRLAR 1-Önceki Dönem Gelir ve Kârları 2-Diğer Olağan Dışı Gelir ve Kârlar J-OLAĞAN DIŞI GİDER VE ZARARLAR(-) 1-Çalışmayan Kısım Gider ve Zararları(-) 2-Önceki Dönem Gider ve Zararları(-) 3-Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar(-) DÖNEM KÂRI VEYA ZARARI K-DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI(-) DÖNEM NET KÂRI VEYA ZARARI 16 (-) 25.000 (19.000) 19.000 6.000 (1.500) 1.500 4.000 4.000 (-) (600) 600 7.900 (-) 7.900 (-) 7.900 ....................................31.12.2008...................................... 600 YURT İÇİ SATIŞLAR HESABI 642 FAİZ GELİRLERİ HESABI 25.000 4.000 29.000 690 DÖNEM KARI VEYA ZARARI HS 17 - .......................Gelir hesaplarının kapatılması................ ....................................31.12.2008...................................... 690 DÖNEM KARI VEYA ZARARI HS 621 SATILAN MALIN MALİYETİ HS 632 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ HS 21.100 19.000 1.500 660 KISA VADELİ BORÇLANMA GİDER HS 600 .......................Gider hesaplarının kapatılması................ 18 ....................................31.12.2008...................................... 690 DÖNEM KARI VEYA ZARARI HS 7.900 7.900 692 DÖNEM NET KARI VEYA ZARARI HS 19 ....................Dönem karının bilançoya aktarılması.......... ....................................31.12.2008...................................... 692 DÖNEM NET KARI VEYA ZARARI HS 7.900 7.900 590 DÖNEM NET KARI HS ....................Dönem karının bilançoya aktarılması.......... Kesin mizanın düzenlenmesi: . Kesin mizanı büyük defterlerin en son durumuna göre düzenleriz. Bu nedenle envanter kayıtlarından sonra ve gelir-gider hesaplarının kapatılmasından sonra büyük defter hesaplarında değişme olan hesaplardaki değişiklikler yapılır ve yeni açılması gereken hesapların da büyük defterleri açılır. HG TİCARET İŞLETMESİ 2008 YILI KESİN MİZANI Sıra No HESAP İSMİ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 TUTAR KALAN BORÇ ALACAK BORÇ ALACAK 100 Kasa Hesabı 102 Bankalar Hesabı 121 Alacak Senetleri Hesabı 255 Demirbaşlar Hesabı 300 Banka Kredileri Hesabı 421 Borç Senetleri Hesabı 500 Sermaye Hesabı 153 Ticari Mallar Hesabı 191 İndirilecek KDV Hesabı 770 Genel Yönetim Giderleri Hs 101 Alınan Çekler Hesabı 600 Yurt İçi Satışlar Hesabı 391 Hesaplanan KDV Hesabı 780 Finansman Giderleri Hesabı 771 Genel Yönetim Giderleri Yans 781 Finansman Giderleri Yansıtma 190 Devreden KDV Hesabı 257 Birikmiş Amortismanlar H(-) 642 Faiz Gelirleri Hs 690 Dönem Karı/Zararı Hesabı 621 Satılan Malın Maliyeti Hs 632 Genel Yöentim Giderleri Hs 660 Kısa Vadeli Borçlanma Gider 692 Dönem Net Karı veya Zararı 590 Dönem Net Karı 103.600 104.000 20.000 60.000 4.000 25.000 4.540 1.500 25.900 25.000 4.500 600 1.500 600 40 4.000 29.000 19.000 1.500 600 7.900 - 29.640 35.000 10.000 80.000 70.000 90.000 19.000 4.540 1.500 25.000 4.500 600 1.500 600 1.000 4.000 29.000 19.000 1.500 600 7.900 7.900 73.960 69.000 10.000 60.000 6.000 25.900 40 - 76.000 70.000 90.000 1.000 7.900 TOPLAM 442.780 442.780 244.900 244.900 Kapanış bilançosunun düzenlenmesi: Kesin mizandan sonra kalan veren hesaplar bilançoya aktarılarak dönem sonu kapanış bilançosu düzenlenir. HG TİCARET İŞLETMESİ 31.12.2008 TARİHLİ KAPANIŞ BİLANÇOSU AKTİF PASİF I. DÖNEN III. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR...............76.000 VARLIKLAR................................................184.900 Banka Kredileri..................76.000 Kasa............................73.960 Alınan Çekler............25.900 IV. UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR...............70.000 Bankalar....................69.000 Borç Senetleri....................70.000 Alacak Senetleri......10.000 Ticari Mallar..............6.000 V. ÖZ Devreden KDV..................40 KAYNAKLAR...........................................................97.900 Sermaye...............................90.000 II. DURAN VARLIKLAR.................................................59.000 Dönem Net Karı..........7.900 Demirbaşlar...............60.000 Birikmiş Amortis......(1.000) A.TOPLAM 19 243.900 P.TOPLAM 243.900 ....................................31.12.2008...................................... 300 BANKA KREDİLERİ HESABI 421 BORÇ SENETLERİ HESABI 500 SERMAYE HESABI 590 DÖNEM NET KARI HESABI 257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR HS(-) 76.000 70.000 90.000 7.900 1.000 73.960 25.900 69.000 10.000 6.000 40 60.000 100 KASA HESABI 101 ALINAN ÇEKLER HESABI 102 BANKALAR HESABI 121 ALACAK SENETLERİ HESABI 153 TİCARİ MALLAR HESABI 190 DEVREDEN KDV HESABI 255 DEMİRBAŞLAR HESABI ....................Bilanço hesaplarının kapatılması.......... Yeni dönem hesaplarının açılması: Önceki dönem kapanış kaydının tersi yapılarak yeni dönemin açılış kaydı yapılır. Aynı zamanda kapanış bilançosu yeni dönemin açılış bilançosudur. Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ....................................01.01.2009...................................... 100 KASA HESABI 101 ALINAN ÇEKLER HESABI 102 BANKALAR HESABI 121 ALACAK SENETLERİ HESABI 153 TİCARİ MALLAR HESABI 73.960 25.900 69.000 10.000 6.000 ALACAK 190 DEVREDEN KDV HESABI 255 DEMİRBAŞLAR HESABI 40 60.000 300 BANKA KREDİLERİ HESABI 421 BORÇ SENETLERİ HESABI 500 SERMAYE HESABI 590 DÖNEM NET KARI HESABI 257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR HS(-) 76.000 70.000 90.000 7.900 1.000 ................................2009 Açılış kaydı.............................. ETA SQL MUHASEBE PAKET PROGRAMININ KURULUMU Programın Bilgisayara Yüklenmesi: Muhasebe paket programları cd, dvd gibi bir kayıt ortamında sıkıştırılmış olarak bulunur. Bu kayıt ortamından bilgisayara aktarılmasına yükleme denir. Programın internetteki sitesinden yükleme ve kurulum ile ilgili bilgi alabiliriz. Program dosyaları arasında benioku, gibi açıklama dosyaları varsa okunmalıdır. ETA SQL tabanlı programların kurulumu genellikle aşağıdaki aşamalardan oluşmaktadır. - Microsoft SQL Kurulumu - Borland BDE Kurulumu - Program Kurulumu 1. Microsoft SQL Server Kurulumu: SQL Server, bir veritabanı yönetim sistemidir ve terminallerin SQL Server üzerindeki verilere ulaşmasını sağlar. SQL tabanlı paket programların çalışabilmesi için öncelikle SQL Server programının kurulması gerekir. SQL Server programının kurulum aşaması aşağıdaki gibidir: - Program CD’si CD-ROM’a takıldığında; genellikle otomatik olarak yandaki gibi bir kurulum ekranı açılır. Microsoft SQL Kurulumu seçeneği çalıştırılır. "Başlat" düğmesine basıldıktan sonra aşağıdaki uyarı ekranları gelir. - Microsoft SQL kurulumu yandaki ekranın gelmesi ile tamamlanmış olacaktır. Bu ekranda, ana makine kurulumu için Server (Sunucu) Kurulumu, terminaller için Client (Terminal) Kurulumu seçilir ve terminal makine sayısı yazılarak "Başlat" düğmesi tıklanır. SQL programının bir sonraki adımı ise SQL programın aktif hale getirilmesidir. SQL programını aktif hale getirmek için sırasıyla şu yollar takip edilmelidir. 1. Başlat menüsü tıklanır ve "Tüm Programlar" seçilir. 2. Microsoft SQL Service Manager ekranı açılır. 3. Start/Continue seçeneği çift tıklanarak SQL Server aktif hale getirilir ve yandaki ekran görülür. 2. Borland BDE Kurulumu: Borland BDE, SQL Server programı ile ticari paket programlar arasındaki bağlantıyı sağlayan bir arabirim yazılımdır. Borland BDE yazılımı kurulmadığında paket program çalışmayacaktır. Borland BDE kurulumu için aşağıdaki işlem adımları uygulanır: - Yandaki kurulum menüsünden Borland BDE Kurulumu seçilerek çalıştırılır. Gelen ekranlarda "Next" seçenekleri işaretlenerek program kurulumuna devam edilir. Yandaki ekranda "Install" tuşuna basılarak dosyaların kopyalanması sağlanır. Borland BDE kurulumu tamamlandığında yeni ekran gelir. "Finish" seçeneğine basılarak işlem tamamlanır. 3. Paket Program Kurulumu ve Ayarları: Paket program için gerekli olan veritabanı programı kurulduktan sonra paket program kurulumuna ve ayarlarının yapılmasına geçilir. - Program yandaki kurulum penceresinde yer alan "ETA SQL program kurulumu" seçeneği ile programın kurulması işlemi başlatılır. - Program kurulumu "İleri" seçeneği ile devam ettirilir. - Yan tatafta yer alan pencerede kutulum tipi "Demo Seti Kurulumu" ve "Eğitim seti (Tek Kullanıcılı)" seçenekleri birlikte işaretlenerek "İleri" seçeneği kurulrma devam edilir. - Eğer eğitim kurumlarında terminal kurulacaksa; "Eğitim seti (Çok Kullanıcılı)"seçeneğinin seçilmesi gerekir. - Açılan yandaki pencere programın kurulmakta olduğu kaynak dizin ve kopyalanacağı hedef dizin bildirilir. Belirtilen klasörün açılmasına "İleri" butonu ile onay verilir. - Program kuruluşu için açılması zorunlu olan bu klasörün açılması için "Evet" seçeneğini tıklayarak klasörün açılmasını onaylamış oluruz. - Yeni açılan pencerede program modullerinin yanında bulunan işaret modulun onaylandığını, işareti olamyanların ise modulun seçilmediğini ve kurulmayacağını ifade eder. Bu aşamada kurulması istenilen moduller seçildikten sonra "İleri" tuşuna basılarak program kuruluşuna devam edilir. - Yandaki pencerede ise programın kurulum tipi ve kısayol oluşturmak istediğimiz yerleri pencerenin sol tarafından seçeriz. - Pencerenin sağ tarafında ise programın çalışması için gerekli dosya isimleri işaretlidir. Bu bölüme müdahale edilmemelidir. Bu aşamada, kurulum tipi olarak "Tam Kurulum (Tavsiye Edilen)" seçilir. - Kısayol oluşturma bölümünde ise program ikonunun (çalıştırma simgesi) yer almasını istenen yerler işaretlenir "İleri" tuşuna basılarak kurulum devam edilir. - Yandaki ekranda "Son" seçeneğinin seçilmesi ile program dosyalarının kurulumu ve son aşamanın tamamlanması sağlanır. Bu aşamada “Son” tuşuna basarak, dosyaların kopyalanması için beklenir. - Dosya kopyalama işlemi bittikten sonra sağdaki ekran sizi karşılayacaktır. Bu ekranda kurulumun tamamlandığı ve 2. aşama olan Enstelasyon işlemine geçmenizi belirten bir mesaj ile alınır. "Çıkış" seçeneği işaretlenerek bir sonraki aşamaya geçilir. ETA SQL SİSTEM İŞLEMLERİ Sistem işlemlerine üzerinde çalışılacak şirketler açılır ve programları kullanacak personellere ait kullanıcı kartları sisteme kaydedilir, gerekli değişiklik ve iptal işlemleri yapılır, şirketlerin ve kullanıcı kartlarının dökümü alınır. Ayrıca kullanıcı kartları ile ilgili muhtelif yetki, seviye ve kısıtlama tanımları yapılır. Şirketlere ait yeni çalışma dönemleri oluşturulur ve devir işlemleri yapılır. 1. Şirket İşlemleri: Şirket işlemleri menüsü firmalara ait işlemlerin yapıldığı menü grubudur. Menüde alt seçenekleri görebilmek için seçeneklerin sol yanındaki + işareti tıklanır. Şirket işlemleri aşağıdaki menülerden oluşmaktadır. 1.1. Şirket Açma: Şirket açabilmek için yukarıdaki ekranda görülen Şirket Açma menüsü tıklanır ve yeni ekran karşımıza çıkar. - Bu ekranda, şirket bilgileri yandaki gibi girilir. - Şirket Kodu: Rakam ve harflerden oluşan serbest bir sahadır. Tanımlanması zorunludur. Ancak; _ \ / : * ? “ < > ] gibi karakterler kullanılmamalıdır. - Şirket Kısa, Uzun, Yasal İsimleri: Şirket isimlerinin tam girildiği ve raporlarda kullanıldığı bölümdür. - Çalışma Dönembaşı ve dönemsonu: Şirketin çalıştığı dönem başı ve sonunu gösterir. -Firmada kullanılacak modullerin açılması için pencerenin sağ tarafından bulunan pencerede tik işareti ile işaretleme yapılmalıdır. - 2. adım olarak üst kısımda bulunan "Ek Bilgiler" bölümüne girilir. Ek bilgiler kısmı da doldurulduktan sonra F2Kayıt tuşuna basılarak şirket kaydedilmiş olur ve mesajlar gelir. Tablo ve Tekdüzen hesap planının açılması için bu mesaja "EVET" denilmesi gerekir. - Sonraki mesajda 7A Grubu hesaplar seçilerek F2 Tamam seçeneği seçilir. 1.2. Şirket Bilgileri ve Şirket Listesi: Şirket bilgileri menüsünden istediğimiz şirketin bilgilerini görebilmekte ve değiştirebilmekteyiz. 1.3. Şirket Kapama: Şirket kapama işlemleri, şirket işlemleri bölümünden şirket kapama seçeneğinin fare ile çift tıklanarak açılması sonucu alt sağdaki pencere açılır. Bu pencereden kapatılacak şirket seçimi yapılır ve "Tamam" seçeneği seçilerek kapama işlemlerine başlanmış olunur. Daha sonra penceresde kapatılacak şirketin bilgileri yer alır. Burada F3-İptal seçeneği seçilerek sağ alttaki mesajlara sırası ile "EVET", "EVET" ve "HAYIR" denilerek şirket kapama işlemi tamamlanmış olur. 1.4. Diğer Şirket İşlemleri: Yeni dönem açılış işlemi, yeni döneme devir işlemi ve yeni döneme hareket aktarma işlemlerinin yapıldığı menülerdir. 2. Kullanıcı İşlemleri: Bu menü kullanıcı kartları, yetki bağlantı, log bağlantı, depo bağlantı, kısıtlama bağlantı tanımları için kullanılır. Kullanıcı İşlemleri menüsü beş alt bölümden oluşmaktadır: - Kullanıcı Tanımları - Yetki Bağlantı Tanımları - Log Bağlantı Tanımları - Depo Bağlantı Tanımları - Kısıtlama Bağlantı Tanımları Menüye giriş sistem işlemleri bölümünden kullanıcı işlemleri seçilerek yapılmaktadır. 2.1. Kullanıcı Tanımları: Bu menü kullanıcı kartlarının sisteme kaydedilmesi, gerekli değişiklik ve iptal işlemlerinin yapılması, kartların dökümü ve seviye tanımlarının yapılması için kullanılır. Kullanıcı Tanımları menüsü dört alt bölümden oluşmaktadır: - Yeni Kullanıcı Kartı - Eski Kullanıcı Kartı - Kullanıcı Kart Listesi - Kullanıcı Seviyeleri Tanımlama Yeni Kullanıcı Kartı ve Default Şirket Tanımlanması: Bu bölümden sisteme yeni kullanıcı kartları kaydedilir. Karşımıza gelen formda ilgili sahalara, tanımladığımız kartla ilgili bilgiler belirtilir. Bilgilerin girişi yapıldıktan sonra solda gelen mesaja "EVET" denilerek yeni kullanıcı kartı tanımlanmış olmaktadır. DEFAULT ŞİRKET belirlenmesi ise, kullanıcı kartı açılırken "İlk Şirket" seçiminin yapılması ile gerçekleşir. Şayet, ilk şirket belirtilmemişse, DEFAULT ŞİRKET olarak kullanıcının işlem yaptığı en son şirket belirlenir. Eski Kullanıcı Kartı: Sisteme daha önce kaydedilmiş bir karta ait bilgilere ulaşıp, üzerinde işlem yapmak için bu bölüm kullanılır. Bu bölümde karta ait bilgiler incelenebilir, döküm alınabilir, bilgileri değiştirilebilir veya kart iptal edilebilir. Kullanıcı Kart Listesi: Kullanıcı işlemleri menüsü kullanıcı kart listesi menüsüne girip, gelen ekranda F2Görüntüle seçeneği seçilirse ekranda görüldüğü gibi kullanıcı kartları listesi görülebilecektir. Üstteki tuşlar ile raporun yazı tipi değiştirilebilir, yazdırılabilir ve e-mail olarak gönderilebilir. Kullanıcı Seviyelerini Tanımlama: Bu bölümden kullanıcı kartlarına ait kullanıcı seviye kodu ve seviye numaraları tanımlamaları yapılır. Bu tanımlara göre her kullanıcı kendi işlem seviye numarasına eşit ya da daha büyük işlem seviye numarasına sahip kullanıcıların işlemlerini kullanabilir. Yetki Bağlantı Tanımları: Bu bölümden kullanıcı kartlarına ait yetki bağlantı tanımları yapılır. İstenilen kullanıcı kartlarının program içerisinde kısıtlanması ya da yetkilendirilmesi için kullanılır. Tanımları yapmak için, fare veya klavye aracılığı ile tanımın yapılacağı seçimin üzerindeyken farenin sağ tuşuna basıldığında ekrana gelen "Seçim Yap", "Seçimi Kaldır" seçenekleri kullanılır. Klavye aracılığı ile seçim yapmak için Space tuşu kullanılır. Eğer modül için yetki tanımlarının hepsi "EVET" ya da hepsi "HAYIR" olacak ise modül ismi üzerinde iken seçim yapılır. ETA SQL ve ETA V.8-SQL Kısayol Tuşları Kart ve Fişlerde Kullanılan Tuşlar: F1 Yardım Shift + F1 F2 Shift + F2 Ctrl + F2 Shift + Ctrl + F2 F3 F4 Shift + F4 F6 F7 F8 Shift + F9 Ctrl + 1 F10 Shift + F10 Ctrl + F10 Alt + Enter Crtl + F6 Alt + Tab F11 F12 Ctrl + Page Down Ctrl + Page Up * Enter Shift + Ctrl + F7 Ctrl + L Ctrl + O Ctrl + T Detaylı Yardım Kayıt Kayıt ve Yeni Kayda Geçiş Kayıt ve Sonraki Kayda Geçiş Kart ve Fişlerde Kayıt ve Önceki Kayıda Geçiş Kart ve Fişlerde İptal Yazdırma Seçerek Yazdırma Kart Listesi Hareket Listesi Kartlarda ve Fişlerde Detay Bilgi Hesap Makinesi Hesap Makinesinden Kopyalama Programdan Çıkış Makro Tanımları Hızlı Ulaşım Menüsü Açılır ekranlarda liste getirme Açık Pencereler Arası Geçiş Açık Modüller Arası Geçiş Kart ve Fişlerde Önceki Kayıt Kart ve Fişlerde Sonraki Kayıt Fişlerde Kalem Bölümüne Geçiş Fişlerde Üst Başlık Bölümüne Geçiş Sistem Tarihi Getirme Fişlerde Cari Kart Tanımlama Kdv Ayırma (Fatura/İrsaliye/Sipariş) Ödeme Planı (Fatura/İrsaliye/Sipariş) Tahsilat (Fatura/İrsaliye/Sipariş) Fiş Girişlerinde Kullanılan Tuşlar: Ctrl + Delete Ctrl + Insert Ctrl + C Ctrl + V Home End Ctrl + Home Ctrl + End Ctrl + Shift + D Ctrl + F Ctrl + * (Yıldız) Shift + F6 Alt + Enter Ctrl + D Ctrl + Y *D * Enter Satır Silme Satır Ekleme Satır Kopyalama Satır Yapıştırma Satırın Başına Gitme Satırın Sonuna Gitme Fişteki En Üst Satırın Başına Gitme En Alt Satırın sonuna Gitme Kolon Genişliklerini Düzenleme Metin Arama Üst Satırdaki Sahayı Kopyalama Toplu Stok Seçimi Açılır Pencelerde Liste Ekranı TL Tutarından Döviz Güncelleme Döviz Tutarından TL Güncelleme Döviz Tutarını Hesaplama Default Değer Getirme Eski Kart / Eski Fiş Arama Ekranlarında Kullanılan Tuşlar: F2 F3 F4 Arama Başlatma ve Kabul Arama Başlattıktan Sonra İlk Kayıt Arama Başlattıktan Sonra Önceki Arama Başlattıktan Sonra Sonraki Arama Başlattıktan Sonra Son Kayıt Fiş Listesi Parametreler F5 F6 F7 F8 Eski Kart / Eski Fiş Liste Ekranlarında Kullanılan Tuşlar: F2 F3 F5 F8 F10 *A A* *A* A*C A*C* *A_C* A*CDE _A * Tamam Dürbün Detaylı Arama Çalıştır Bağlantı 2 SQL Düzenleyici İlk Harfi A olanlar Son Harfi A olanlar İçinde A Harfi Geçenler İlk karakteri A ve son karakteri C ile biten kayıtlar İlk karakteri A ve içinde C geçen kayıtlar İlk karakteri A, üçüncü karakteri C, ikinci karakteri herhangi bir karakter olan kayıtlar. İçinde A karakteri geçen ve son üç karakteri CDE olan kayıtlar İlk karakteri herhangi bir karakter ve ikinci karakteri A olan kayıtlar Raporlarda Kullanılan Tuşlar: F2 F3 F4 Shift + F4 F5 F6 F7 F8 Ctrl + Q Görüntüleme Saha Boyları / Beyanname Dökümlerinde Kayıt Yazdırma Seçeçerek Yazdırma Excele Gönderme / XML Oluşturma Kart Listesi Değer oluşturma Parametreler Rapor Listeleme Parametreleri Muhasebe Fişlerinde Kullanılan Tuşlar: Ctrl + K Ctrl + L Ctrl + E Ctrl + T Ctrl + U Ctrl + S Shift + F7 F5 F8 *B *K Kdv Hesaplama Kdv Ayırma İşareti Kapat Tutarları Topla Hesapları Topla Sıralama Fiş Cambazı Hesap Muavini Hesap Detayı Hesap Bakiyesi Çekme Fişte Hesap Kapama MALİYET MUHASEBESİ 1. Maliyet: İşletmelerin faaliyet konusuna giren mal veya hizmetlerin elde edilmesi için katlandığı her türlü faktörlerin para olarak ifade edildiği toplam değere maliyet denir. Maliyet mal veya hizmetin üretilebilmesi için katlanılan fedakarlık olarakta tanımlanabilir. İşletmeler için son derece önemli bir kavram olan maliyet, gider ve harcama ile karıştırılmamalıdır. Harcama, işletmelerin bir ödeme yapmasıdır. Harcama, sermayede bir azalma meydana getiriyorsa yani işletme varlıklarında azalma söz konusu ise bunlar harcama olarak tanımlanabilir. Gider ise, ödemelerin sonunda varlığa dönüşebilen ve varlıklar arasında yer alan harcamalar şeklinde tanımlanabilir. 2. Maliyet Muhasebesi: İşletmede üretilen mamül ya da hizmetin maliyet fiyatının saptanması, işletme giderlerinin denetimi, fiyat incelemeleri ve satış fiyatlarının belirlenmesinin oluşturduğu muhasebe dalı. Maliyet muhasebesi işletmelerde değişik amaçlar doğrultusunda kullanılan muhasebenin ana bölümlerinden bir tanesidir. Maliyet muhasebesinin beklenen görevleri kısaca şunlardır: 2.1. Üretimlerin maliyetlerini belirlemek: Üretilecek olan mal veya hizmetlerin maliyetini hesaplayarak, üretilen mal veya hizmetin toplam maliyet ve birim maliyet değerlerini belli eder. Belli olan bu değerlerle piyasa koşullarına ve işletmenin kriterlerine göre mal veya hizmetin satoş değeri belirlenir. 2.2. Kontrol aracı olmak: İşletmelerin yaptığı giderleri, bir yandan türleri diğer yandan bu giderlerin ortay çıktığı işletme bölümleri açısından inceleyerek, bunların önceden öngörülen standartlar ile karşılaştırılması yolu ile giderleri kontrol altında tutma imkanları sağlar. İşletme yönwticilerine yol gösterici olur. 2.3. Planlamaya yardımcı olmak: İşletme ile ilgili olarak alınacak kararlarda çeşitli seçenekler arasında seçim yapılabilmesi için her seçeneğin işletme karlılığı üzerindeki etkisinin araştırılması gerekir. Bu araştırma ise maliyet muhasebesinden alınacak bilgilere dayanılarak gerçekleştirilebilir. 3. Maliyet muhasebesinde kullanılan kavramlar: Maliyet: İşletmelerin faaliyet konusuna giren mal veya hizmetlerin elde edilmesi için katlandığı her türlü faktörlerin para olarak ifade edildiği toplam değere maliyet denir Varlık: Bir İşletmenin sahip olduğu paralar, mallar, binalar, demirbaşlar, makinalar, taşıtlar v.b. ekonomik değerlerdir. Harcama: Herhangi bir amaçla işletme tarfından ödenen paranın, transfer edilen varlığın, katlanılan borcun parasal ifadesidir. Gelir: Tacir veya işletmelerin faaliyetlerinden dolayı elde ettiği hasılat. Gider: Dönem hasılatının (gelirinin) elde edilmesi amacıyla faaliyetlerini devam ettirebilmek için yaptığu, kullanılmış veya tüketilmiş harcamalardır. Hasılat: belli bir dönemde satılan mal veya hizmetlerin karşılığında toplanan gelirlerin tümü. Kar: bir faaliyetin gerçekleşmesi sonucunda elde edilen gelir ile faaliyet için yapılan giderler arasındaki fark. Zarar: İşletmelerin faaliyetleri döneminde, giderlerinin toplamı gelirlerinin toplamını aşması sonucunda ortaya çıkan fark tutarı. Daha fazla bilgi için muhasebe sözlüğünü inceleyin >>>>> 4. Maliyet Muhasebesi Sistemleri: Maliyet muhasebesi sistemlerinde, üretimle ilgili işlemlerin kayıtlanması, sınıflanması, gruplanması, dağıtılması ve yorumlanması eylemleri, söz konusu sistemi etkileyen pek çok faktörün etkisine bağlı olarak işletmeden işletmeye farklılıklar gösterir. Oluşturulacak maliyet muhasebesi sistemini etkileyen faktörlere örnek olarak, içinde bulunulan işletmenin büyüklüğü, örgüt yapısı, mamullerinin cinsi, kullanılan üretim tekniği ve yöneticilerinin gereksinim duydukları bilgilerin niteliği verilebilir. Değişik açılardan farklı sınıflandırmaları yapılan maliyet muhasebesi sistemlerini; kullanılan maliyet verilerinin fiili olup olmaması, mamul maliyetinin hesaplanmasında, maliyet unsurlarının tümünü temel alıp alınmaması ve üretim eylemlerinin niteliğine göre olmak üzere başlıca üç ana başlık altında sınıflandırabiliriz. Sistem olarak temel ayırımın gerçekte, üretim eylemlerinin niteliğine göre yapılan ayırım olan sipariş ve safha maliyetleme sistemleri olduğu daima hatırlanmalıdır. Bu temel ayırım içinde, fiili ya da standart maliyetler ya da üretim maliyetinin tümüne ya da belirli bir kısmına ait maliyet verilerinin kullanılıp kullanılmamasına göre söz konusu temel ayırımın farklı uygulamalarıyla karşılaşabiliriz. 4.1. Kullanılan Maliyetlerin Fiili Olup Olmamasına Göre Ayırım: Kullanılan maliyetlerin fiili olup olmamasına göre maliyet muhasebesi sistemleri, fiili rakamlara dayanan maliyet muhasebesi sistemi ve ileriye dönük rakamlara dayanan(Tahmini) maliyet muhasebesi sistemleri olmak üzere ikiye ayrılır. - Tahmini maliyetler: geçmiş dönemlerin sonuçlarına ve gelecekteki olası gelişmelere göre, istatistiki bir takım hesaplamalara bağlı olarak tahmin edilen maliyetlerdir. - Standart maliyetler: bilimsel ve teknik temellere dayanılarak hesaplanan ve belirli koşullar altında gerçekleşmesi beklenen maliyetlerdir. 4.2. Maliyetlerin Tümünün Temel Alınıp Alınmamasına Göre Ayırım: Mamullerin birim maliyetlerinin hesaplanmasında, maliyet unsurlarının, tümünü ya da bir kısmını temel almaya göre maliyet muhasebesi sistemleri; tam maliyet sistemi ve kısmi maliyet sistemi olmak üzere ikiye ayrılır. Direkt maliyetleme sisteminde, tüm genel üretim maliyetleri dönem gideri kabul edilirken, değişken maliyetleme sisteminde ise genel üretim maliyetlerinin sadece sabit kısımları dönem gideri kabul edilerek üretilen mamulün maliyetine katılmayıp doğrudan gelir tablosuna aktarılırlar. Dolayısıyla üretilen mamullerin maliyetine katılmayan genel üretim maliyetleri, dönem sonu mamul ya da mamul stokları üzerinden gelecek dönemlere aktarılmazlar. Tam maliyetleme siteminde tüm bu maliyet unsurları üretimin maliyetine eklenirken, Direkt maliyetleme sisteminde direkt ilk madde ve malzeme ile direkt işçilik maliyetleri, Değişken maliyetleme sisteminde ise, direkt ilk madde ve malzeme, direkt işçilik ve genel üretim maliyetlerinin değişken kısmı üretimin maliyetine eklenecektir. 4.3. Üretim Eylemlerinin Niteliğine Göre Ayırım: Önceki açıklamalarımızdan da hatırlanacağı gibi, maliyet muhasebesi sistemlerinin sınıflandırılmasında temel ayırım, üretim eylemlerinin niteliğine göre yapılan ayırımdır. Üretim eylemlerinin niteliğine göre maliyet muhasebesi sistemleri ise; sipariş maliyeti sistemi ve safha maliyeti sistemi olmak üzere iki başlık altında toplanabilir. 4.3.1. Sipariş Maliyeti Sistemi: Çeşitli türde ve çoğu kez müşterilerinin özel istekleri ile verdikleri siparişler üzerine üretim yapan işletmelerde, her bir mamul ya da mamul grubunun maliyetlerinin ayrı ayrı izlendiği sisteme, sipariş maliyeti sistemi denir. Bu sistemde önemli olan özellik ve temel amaç; her bir sipariş için üretim maliyeti unsurlarının, üretim eyleminin başlangıcından tamamlanmasına kadar geçen zaman içinde mümkün olduğu ölçüde ayrı ayrı izlenmesidir. Bu sistemde, verilen sipariş üzerine iş emirleri düzenlenerek üretime başlanır. Maliyetler her bir sipariş için açılan özel ,Sipariş Maliyeti Kartlarına işlenir. Bu sistemin kullanıldığı işletmelere örnek olarak; inşaat, basımevi, tamirhane, mobilya imalathaneleri ve mücevher üreten işletmeler verilebilir. 4.3.2. Safha Maliyeti Sistemi: Safha maliyeti sistemi, genellikle aynı cins mamullerin yığın üretimi ile ilgili bir maliyet sistemidir. Bu sistemde, her bir üretim safhasında oluşan toplam maliyetlerin söz konusu safhada gerçekleştirilen toplam üretim miktarına bölünmesiyle, her safhanın ortalama birim maliyeti bulunur. Her bir safhaya ait bulunan ortalama birim maliyet, ilgili safhada tamamlanıp, izleyen safhaya (ya da mamul stoklarına) devredilecek birim sayısıyla çarpılmak suretiyle devredilen birimlerin toplam maliyeti bulunur. Devir sonrasında safhalarda kalan maliyetler ise, ilgili safhanın yarı mamul maliyetlerini oluşturur. Kısaca, bu sistemde önemli olan özellik, üretimin geçirdiği safhalar boyunca maliyetlerin toplanması olmaktadır. Bu sistemin kullanıldığı işletmelere örnek olarak; un, cam, boya, kağıt, çimento, şeker ve şarap üreten işletmeler verilebilir. 5. Maliyet Muhasebesi Sistemi: Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği zorunlu olarak 01.01.1994 tarihinden itibaren uygulamaya girmiştir. Söz konusu tebliğde maliyet hesapları, tekdüzen hesap çevçevesinin 7. grubunda yer almakta olup, 7/A ve 7/B şeklinde iki çeşide sahiptir. 7/A seçeneğinde maliyetler fonksiyon esasına göre izlenirken, 7/B seçeneğinde ise gider çeşitleri esasına göre izlenmektedir. 7/A Seçeneğinde Gider Hesapları, Çeşitleri ve Yerleri 7/A seçeneğine göre, giderler bir taraftan yapıldıkları anda ilgili büyük defter hesaplarına ,fonksiyon esasına göre kayıtlanırken aynı zamanda yardımcı defterlerde hem çeşit hem de gider yerleri açısından izlenecek şekilde kayıtlanmaktadır. 7/A seçeneğinde yer alan hesaplar; gider hesapları, gider yansıtma hesapları ve fark hesapları olmak üzere üç ana gruptan oluşmaktadır. Gider Hesapları 710 Direk ilk Mad. VE Malzeme Gider. 720 Direkt işçilik Giderleri 730 Genel Üretim Giderleri 740 Hizmet Üretim Maliyeti 750 Araştırma ve Geliştirme Giderleri 760 Pazar. Satış ve Dağıtım Giderleri 770 Genel Yönetim Giderleri 780 Finansman Giderleri Yansıtma Hespları 711 Direk ilk Mad.ve Malz. Gid Y. HS 721 Direkt işçilik Giderleri Y. HS. 731 Genel Üretim Giderleri Y. HS. 741 Hizmet Üretim Maliyeti Y. HS. 751 Araş.ve Geliş. Giderleri Y. HS 761 Pazar. Satış ve Dağıt. Gider Y.HS 771 Genel Yönetim Giderleri Y. HS 781 Finansman Giderleri Y. HS Fark Hesapları 712 Direk ilk Mad.ve Malz. Gid F. HS 722 Direkt işçilik Giderleri F. HS 732 Genel Üretim Giderleri F. HS. 742 Hizmet Üretim Maliyeti F. HS 752 Araş.ve Geliş. Giderleri F. HS 762 Pazar.Satış ve Dağıt. Gider F. HS 772 Genel Yönetim Giderleri F. HS 782 Finansman Giderleri F. HS 5.1. Gider Çeşitleri: Mal ve hizmet üretimi sırasında gerçekleşen maliyet giderleri bir taraftan fonksiyonel gider hesaplarına kayıtlanırken, aynı zamanda bu giderler yardımcı defterlerde çeşit ve gider yeri açısından da izlenir. Gider çeşitle Dönem içinde gerçekleşen giderler gider hesaplarının borç tarafına kaydedilecektir. işletmenin tahmini veya standart maliyetleri kullanması durumunda da önceden belirlenen maliyetler gider yansıtma hesaplarının alacak taraflarına kaydedilecektir. Böylece gerçekleşen giderler ile önceden belirlenen giderlerin karşılaştırması sağlanacaktır. Gider Çeşitleri 0 ilk Madde ve Malzeme 1 işçi Ücret ve Giderleri 2 Memur Ücret ve Giderleri 3 Dışarıdan Sağlanan Fayda ve Hizmetler 4 Çeşitli Giderler 5 Vergi, Resim ve Harçlar 6 Amortismanlar ve Tükenme Payları 7 Finansman Giderleri Gider Yerleri 10 Esas Üretim Gider Yerleri 20 Yardımcı Üretim Gider Yerleri 30 Yardımcı Hizmet Gider Yerleri 40 Yatırım Gider Yerleri 50 Üretim Yerleri Yönetimi Gider Yerleri 60 Araştırma ve Geliştirme Gider Yerleri 70 Pazarlama, Satış ve Dağıtım Gider Yerleri 80 Genel Yönetim Gider Yerleri 1. Maliyet Hesapları: Maliyet hesapları, mal ve hizmetlerin planlanan biçim ve niteliğe getirilmesi için yapılan giderlerin toplandığı ve maliyet unsurlarına dönüştürülerek izlendiği hesaplardır. Bu bölümde yer alan gider hesapları uygulamada esneklik sağlamak üzere iki seçenek halinde 7/A ve 7/B olarak sunulmuştur. 7/A seçeneğinde giderler defter-i kebirde fonksiyon esasına göre, 7/B seçeneğinde ise çeşit esasına göre belirlenmiştir. Bu suretle, işletmelere giderlerin bölümlenmesinde ve defter-i kebirde izlenmesinde kendi organizasyon yapılarına, büyüklüklerine ve ihtiyaçlarına göre düzenleyebilmeleri için kolaylık sağlanmış, farklı maliyet hesaplama yöntemlerine uyulabilmesi açısından da geniş bir esneklik tanınmıştır. 7. MALİYET HESAPLARI (7/A SEÇENEĞİ) 70. Maliyet Muhasebesi Bağlantı Hesapları 700. Maliyet Muhasebesi Bağlantı Hesabı 701. Maliyet Muhasebesi Yansıtma Hesabı 71. Direkt İlk Madde Ve Malzeme Giderleri 710. Direkt İlk Madde Ve Malzeme Giderleri Hesabı 711. Direkt İlk Madde Ve Malzeme Yansıtma Hesabı 712. Direkt İlk Madde Ve Malzeme Fiyat Farkı 713. Direkt İlk Madde Ve Malzeme Miktar Farkı 72. Direkt İşçilik Giderleri 720. Direkt İşçilik Giderleri 721. Direkt İşçilik Giderleri Yansıtma Hesabı 722. Direkt İşçilik Ücret Farkları 723. Direkt İşçilik Süre Farkları 73. Genel Üretim Giderleri 730. Genel Üretim Giderleri 731. Genel Üretim Giderleri Yansıtma Hesabı 732. Genel Üretim Giderleri Bütçe Farkları 733. Genel Üretim Giderleri Verimlilik Giderleri 734. Genel Üretim Giderleri Kapasite Farkları 74. Hizmet Üretim Maliyeti 740. Hizmet Üretim Maliyeti 741. Hizmet Üretim Maliyeti Yansıtma Hesabı 742. Hizmet Üretim Maliyeti Fark Hesapları 75. Araştırma Ve Geliştirme Giderleri 750. Araştırma Ve Geliştirme Giderleri 751. Araştırma Ve Geliştirme Giderleri Yansıtma Hesabı 752. Araştırma Ve Geliştirme Gider Farkları 76. Pazarlama Satış Ve Dağıtım Giderleri 760. Pazarlama Satış Ve Dağıtım Giderleri 761. Pazarlama Satış Ve Dağıtım Giderleri Yansıtma Hesabı 762. Pazarlama Satış Ve Dağıtım Giderleri Fark Hesabı 77. Genel Yönetim Giderleri 770. Genel Yönetim Giderleri 771. Genel Yönetim Giderleri Yansıtma Hesabı 772. Genel Yönetim Gider Farkları Hesabı 78. Finansman Giderleri 780. Finansman Giderleri 781. Finansman Giderleri Yansıtma Hesabı 782. Finansman Giderleri Fark Hesabı 7. MALİYET HESAPLARI (7/B SEÇENEĞİ) 79. Gider Çeşitleri 790. İlk Madde Ve Malzeme Giderleri 791. İşçi Ücret Ve Giderleri 792. Memur Ücret Ve Giderleri 793. Dışarıdan Sağlanan Fayda Ve Hizmetler 794. Çeşitli Giderler 795. Vergi, Resim Ve Harçlar 796. Amortisman Ve Tükenme Payları 797. Finansman Giderleri 798. Gider Çeşitleri Yansıtma Hesabı 799. Üretim Maliyet Hesabı 2. 7/A Seçeneğinde Maliyet Hesapları: 2008 yılı aktif toplamı 1.484.000 TL veya net satışlar toplamı 2.967.900 TL yi aşan üretim ve hizmet işletmeleri için 2009 yılında 7/A seçeneğine göre maliyet hesaplarını tutmak zorundadırlar. Bu işletmeler için zorunlu olan 7/A seçeneğinde giderler esas defterlerde fonksiyon esasına göre belirlenmiştir. Eş zamanlı kayıt yöntemini kullanılması önerilen bu uygulamada, giderler yapıldıkları anda ilgili defter-i kebir hesaplarına "Fonksiyon Esasına" göre kaydedilirken, söz konusu giderler aynı zamanda yardımcı defterlerde hem çeşit esasına hem de ilgili gider yerlerine göre izlenir. Gider çeşitlerinin izleneceği yardımcı defter kayıtlarının, giderlerin ait oldukları gider yerlerini de gösterecek şekilde tutulması durumunda, yöntem amacına uygun biçimde yürütülmüş olacaktır. Bu kayıt yönetiminde; giderler eş zamanlı olarak aynı anda hem fonksiyonlarına, hem çeşitlerine hem de ilgili gider yerlerine göre izlendiğinden; muhasebe kayıtlarının azaltılmasına ve her kademenin üretim ve hizmet maliyetlerinin belli bir düzen içinde oluşturulmasına olanak sağlamaktadır. Bu uygulamada, maliyet hesap grupları aşağıdaki gibi bölümlenmiştir. 70 Maliyet Muhasebesi Bağlantı Hesapları (Maliyet muhasebesinin genel muhasebeden bağımsız çalışması durumunda bu grup çalıştırılır) 71 Direkt İlkmadde ve Malzeme Giderleri 72 Direkt İşçilik Giderleri 73 Genel Üretim Giderleri 74 Hizmet Üretim Maliyeti 75 Araştırma Geliştirme Giderleri 76 Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri 77 Genel Yönetim Giderleri 78 Finansman Giderleri Bu uygulamada yardımcı defterlerde izlenecek Gider Çeşitleri 0–9 sayılı hesaplarda, Gider Yerleri ise 10–99 sayılı hesaplarda gösterildiği gibidir. Bu bölümde yer alan Maliyet Hesap Gruplarının her biri defter-i kebir hesabı düzeyinde gider hesapları, yansıtma hesapları ve fark hesapları olarak bölümlenir. Gider Hesapları: Bu hesaplar, dönem içinde yapılan ve tahakkuk ettirilen giderlerin izlendiği ve borçlarına kaydedildiği hesaplardır. Gider hesaplarına yapılacak kayıtlara ilişkin olarak düzenlenecek muhasebe fişlerinde gider yerleri ve gider çeşitleri hesaplarına ait numaralar birlikte yazılır. Gider Yansıtma Hesapları: Bu hesaplar, "fiili maliyetlerin" uygulandığı durumlarda gider hesaplarında toplanan giderlerin tümünün; önceden saptanmış maliyet yöntemlerinin kullanılması durumunda ise, bunlara göre saptanan giderlerin ilgili hesaplara yansıtılmasını sağlamak amacıyla kullanılır. Fark Hesapları: Bu hesaplar, önceden saptanmış maliyet yöntemlerinin uygulanması halinde fiili giderler ile önceden saptanmış giderler arasındaki farkların kaydedildiği hesaplardır. Fark hesapları borç ve alacak kalıntısı verebilir. 70-Maliyet Muhasebesi Bağlantı Hesapları: Bu grupta yer alan hesaplar genel muhasebe ile maliyet muhasebesinin birbirinden ayrı olarak yürütülmesinin istenmesi durumunda, genel muhasebe ile maliyet muhasebesi arasında bağlantıların kurulmasını sağlamak amacıyla kullanılır. Maliyet Muhasebesi Bağlantı Hesapları hesap gubunda aşağıdaki hesaplar yer alır: 71-Direkt İlk Madde ve Malzeme Giderleri: Bu grupta yer alan hesaplar, üretilen mamulün bünyesine ana madde olarak katılan ve hangi mamulden ne kadar tüketildiği, ekonomik bakımdan ayrı olarak izlenebilen ilk madde ve malzemelerle ilgili gider, yansıtma ve fark hesaplarını kapsar. Direkt İlk Madde ve Malzeme Giderleri hesap gubunda aşağıdaki hesaplar yer alır: 72-Direkt İşçilik Giderleri: Bu grup bir mal veya hizmetin üretim maliyetine doğrudan doğruya verilebilen işçilik giderleri ile ilgili gider, yansıtma ve fark hesaplarından oluşur. Direkt İşçilik Giderleri hesap gubunda aşağıdaki hesaplar yer alır: 73-Genel Üretim Giderleri: Bu grup işletmenin üretimi ve bu üretime bağlı hizmetler için yapılan direkt ilkmadde ve malzeme ve direkt işçilik dışında kalan giderlerle ilgili gider, yansıtma ve fark hesaplarından oluşur. Genel üretim giderleri hesap gubunda aşağıdaki hesaplar yer alır: 74-Hizmet Üretim Maliyeti: Bu grup hizmet işletmeleri ile ilgilidir. Hizmet işletmelerinde 71, 72 ve 73 gruplarda yer alan hesaplar kullanılmaz. Bu hesaplar yerine bu gruptaki hesaplar kullanılır. Hizmet işletmelerinin üretim maliyetlerinin izlenmesinde kullanılan hesaplar bu grupta yer alır. Hizmet üretim maliyeti hesap gubunda aşağıdaki hesaplar yer alır: 75-Araştırma ve Geliştirme Giderleri: Bu grup araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile ilgili gider, yansıtma ve fark hesaplarından oluşur. Araştırma ve geliştirme giderleri hesap gubunda aşağıdaki hesaplar yer alır: 76-Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri: Mamulün stoklara verildiği ve hizmetin tamamlandığı andan itibaren bu mal ve hizmetlerin alıcılara teslimine kadar yapılan giderler bu hesaba borç kaydedilir. Dönem sonlarında bu hesap, "761- Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri Yansıtma Hesabı" ile karşılaştırılarak kapatılır. Pazarlama satış ve dağıtım giderleri hesap gubunda aşağıdaki hesaplar yer alır: 77-Genel Yönetim Giderleri: Bir işletmenin yönetim fonksiyonları, işletme politikasının tayini, organizasyon ve kadro kuruluşu, büro hizmetleri, kamu ilişkileri, güvenlik, hukuk işleri, personel işleri, kredi ve tahsilâtı da kapsayan muhasebe ve mali işler servislerin giderleri bu hesaba borç kaydedilir. Dönem sonlarında bu hesap, "771-Araştırma ve geliştirme Giderleri Yansıtma Hesabı" ile karşılaştırılarak kapatılır. Genel yönetim giderleri hesap gubunda aşağıdaki hesaplar yer alır: 78-Finansman Giderleri: İşletme faaliyetlerinin aksamadan yürütülebilmesi amacıyla borçlanılan tutarlarla ilgili faiz, kur farkları, komisyon ve benzeri giderler bu hesaba borç kaydedilir. Finansman giderleri hesap gubunda aşağıdaki hesaplar yer alır: 0–9 Gider Çeşitleri: Gider çeşitleri hesapları, mal ve hizmet üretiminde katlanılması gereken maliyetlerin bünyesindeki harcama çeşitlerini ifade eder. Bu hesaplar, kuruluşların bünyelerine uygun biçimde detaylandırılır. Gider çeşitleri hesaplarının sabit, değişken ve yarı değişken olarak gruplandırılması mümkündür. Gruplar içindeki gider çeşitlerinin sabit, değişken ve yarı değişken biçimde ayırımı işletmelerin kendi ihtiyaç ve tercihlerine bırakılmıştır. Gider çeşitleri hesaplarının kodlamasında aşağıda belirtilen sınıflama esas alınmıştır. Gider Hesapları Grupları: 0 İlkmadde ve malzeme 1 İşçi ücret ve giderleri 2 Memur ücret ve giderleri 3 Dışardan sağlanan fayda ve hizmetler 4 Çeşitli giderler 5 Vergi, resim ve harçlar 6 Amortismanlar ve tükenme payları 7 Finansman giderleri 0. İlkmadde ve Malzeme Giderleri: Mal ve hizmetlerin üretilmesini, işletme faaliyetlerinin devamlılığını sağlamak amacıyla tüketilen her türlü direkt ilkmadde ve malzeme, endirekt malzeme ve üretimle ilgili dışarıyla yaptırılan işleri kapsar. 1. İşçi Ücret ve Giderleri: İşletme faaliyetlerini yürütmek üretim ve hizmetleri gerçekleştirmek amacıyla çalıştırılan işçiler için tahakkuk ettirilen, (Esas işçilik, fazla mesai, üretim primleri, ikramiyeler, yıllık izin ücretleri, S. Sigorta işveren primi, gece primi, hafta tatili ve genel tatil ücretleri, her türlü sosyal yardımlar ve işçilere ait diğer giderler gibi) her türlü tutarları kapsar. 2. Memur Ücret ve Giderleri: İşletme faaliyetlerini yürütmek, üretim ve hizmetler gerçekleştirmek amacıyla çalıştırılan aylıklı yönetici, memur, büro personeli vb. için tahakkuk ettirilen her türlü tutarları kapsar. 3. Dışardan Sağlanan Fayda ve Hizmetler: İşletme faaliyetlerini yürütmek, üretim pazarlama ve diğer hizmetleri gerçekleştirmek amacıyla dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler (elektrik, su, gaz bakım ve onarım, haberleşme, nakliye ile diğer fayda ve hizmetler) için yapılan giderleri kapsar. 4. Çeşitli Giderler: Yukarıda belirtilen giderler dışında, işletme faaliyetlerini sürdürmek için yapılması gerekli olan giderleri kapsar. Sigorta giderleri, kira giderleri, yolluk giderleri dava icra ve noter giderleri, iştirak payı ve aidat giderleri, çeşitli giderler gibi giderler bu grupta yer alır. 5. Vergi, Resim ve Harçlar: Mevzuat gereğince tahakkuk ettirilen gider niteliğindeki vergi, resim ve harçları kapsar. 6. Amortismanlar ve Tükenme Payları: Maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ile, özel tükenmeye tabi varlıklar için ayrılan amortisman gideri ile tükenme paylarını kapsar. 7. Finansman Giderleri: İşletmenin gerek yatırım gerekse işletme sermayesi ihtiyacını karşılamak üzere yaptığı kısa veya uzun vadeli borçlanmaların faiz, komisyon ve kur farklarını kapsar. Gider Çeşitleri Hesaplarının İşleyişi: Eş zamanlı kayıt yöntemini uygulayan işletmelerde, giderler tahakkuk ettikçe ilgili fonksiyonel gider hesaplarına kaydedilirken, aynı anda yardımcı defterlerdeki söz konusu çeşit hesaplarına da kaydedilir. Gider çeşitlerinin izlendiği yardımcı defter kayıtlarının gider yerlerini de gösterecek biçimde tutulması esastır. 10–99 Gider Yerleri: Gider yeri, üretim ve hizmetlerin yapıldığı ve maliyetlerin oluştuğu, örgütün bir birimini ya da birim içindeki bir yeri ifade eder. Giderlerin planlanması, kontrol edilmesi ve bu giderlerin dengeli bir biçimde toplanıp dağıtılmasını sağlar. Gider yerlerinin saptanmasında genellikle kuruluşların organizasyon şeması esas alınır. Gider yerleri aşağıdaki gibi bölümlenir. - Esas üretim gider yerleri - Yardımcı üretim gider yerleri - Yardımcı hizmet gider yerleri - Yatırım gider yerleri - Üretim yerleri yönetimi gider yerleri - Araştırma ve geliştirme gider yerleri - Pazarlama, satış ve dağıtım gider yerleri - Genel yönetim gider yerleri Gider yerlerinin bölümlenmesinde yukarıda verilen gider yerleri gruplanması esas olmakla beraber, kuruluşların işletme faaliyet alanı ile faaliyetin teknolojik akımına uygun olarak açılacak gider yerleri, bu verilen ana grup başlıkları altında yer alabilir. 3. 7/B Seçeneğinde Maliyet Hesapları: Ticaret işletmeleri ile bir önceki yıl aktif toplamı 25 milyar liranın ve net satışlar toplamı 50 milyar liranın altında kalan üretim ve hizmet işletmelerinden isteyenler, giderlerin izlenmesinde bu seçeneği uygular. Bu uygulamada; giderler defter-i kebirde maliyet dönemi boyunca çeşit esasına göre izlenir. Maliyet çıkarma dönemlerinde, söz konusu giderler gider dağıtım tablosu aracılığıyla fonksiyonlarına dönüştürülerek ilgili gider yerlerine ve hizmet veya mamul maliyetlerine veya sonuç hesaplarına aktarılır. Gider çeşitlerinin fonksiyonlarına dönüştürülmesinde ve ilgili gider yerlerine yüklenmesinde, işletmeler isterlerse gider çeşidi hesaplarından ilgili gider yerlerine ve fonksiyonel gider hesaplarına aktarmalar yapılmasını gerektirecek kayıt düzenini seçerler. İsterlerse, eş zamanlı kayıt düzenini bu seçenek için de kullanarak yardımcı defterlerde fonksiyonel gider hesaplarını ve gider yerlerini izleyebilirler. Bu suretle gider çeşitleri tahakkuk ettikçe ilgili defter-i kebir hesaplarında izlenirken; aynı anda yardımcı defterlerde fonksiyonlarına göre izlenip eş zamanlı olarak gider yerlerine aktarılabilir. 7/B seçeneğinde işletmeler 79 numaralı gruptaki maliyet hesaplarını kullanır. Bu uygulamada maliyet hesap grupları aşağıdaki gibi bölümlenir: 3.1. 7/B Seceneğindeki Maliyet Hesaplarının İşleyişi: Giderler tahakkuk ettikçe dönem boyunca 790–797 Numaralı çeşit esasına göre bölümlenmiş ilgili gider hesaplarının borcuna kaydedilir. Üretim ve hizmet işletmelerinde, maliyet çıkarma dönemlerinde düzenlenen gider dağıtım tablosu sonucuna göre fonksiyonlarına ve gider yerlerine göre gruplanan çeşit hesaplarının toplam tutarları, 798 Gider Çeşitleri Yansıtma Hesabı alacağı ile 799 Üretim Maliyet Hesabına ve 630 Araştırma ve Geliştirme Giderleri, 631 Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri, 632 Genel Yönetim Giderleri, 66 Finansman Giderleri grubunun ilgili hesabına, 680 Çalışmayan Kısım Gider ve Zararları hesaplarının ilgili olanlarına veya aktifleşmesi gereken tutarlar ise ilgili aktif hesaplarının borcuna kaydedilir. Dönem sonlarında 799 Üretim Maliyet Hesabı, üretim işletmelerinde 151 Yarı Mamuller Üretim ve 152 Mamuller hesaplarına, hizmet işletmelerinde ise 622 Satılan Hizmet Maliyeti Hesabına devredilerek kapatılır. Ticaret işletmelerinde ise dönem boyunca gider çeşitleri hesabının borcuna kaydedilen tutarlar, dönem sonlarında fonksiyonlarına dönüştürülerek sonuç hesapları arasında yer alan 630, 631, 632 hesapları ile 66 Finansman Giderleri Grubu ilgili hesabının borcuna, 798 Gider Çeşitleri Yansıtma Hesaplarının alacağına yazılır. 798 ile 790– 797 numaralı hesaplar dönem sonlarında karşılaştırılarak kapatılır. İLK MADDE VE MALZEME İlk madde ve malzemeler üretilen mamullerin esas yapısını oluşturan, henüz üretime tabi tutulmamış maddelerdir. İlk madde ve malzemeler, direkt giderlerdir. Ham madde ve ilk madde ve malzeme birbirinin yerine kullanılabilen iki kavramdır. Ham madde doğadan elde edilen maddelerdir. Yani üzerinde hiçbir çalışma yapılmamıştır. Üretimde kullanılan ya da tüketilen ilk madde ve malzemelerin parasal değerine ilk madde ve malzeme maliyeti denir. İlk madde ve malzeme maliyeti iki çeşitten oluşur. 1. Direkt İlk Madde ve Malzeme 2. Endirekt İlk Madde ve Malzeme 2.1. Yardımcı Madde 2.2. İşletme Malzemesi 1. Direkt ilk madde ve malzeme: Ürünün esasını oluşturan, ürün için ne kadar harcandığı kolaylıkla tespit edilen ilk madde ve malzemedir. 2. Endirekt ilk madde ve malzeme: Ürünün esasını oluşturmayan ilk madde ve malzemeye denir. 2.1. Yardımcı madde: Üretilen mamulün içine giren ancak mamulün temel öğesini oluşturmayan malzemelere denir. 2.2. İşletme malzemesi: Üretim sırasında kullanılmakla birlikte, üretimin içine girmeyen ve üretim sırasında tüketilip yok olan endirekt malzemelere denir. Stoklar: Stok, işletmeler için stok malzeme ve ürün birikimlerini ifade eder. Maliyet muhasebesinin birinci amacı satın alınan malzemelerin takip edilmesidir. Üretim için alınan malzemeler, üretilen ürünler, kullanılan yardımcı malzemeler stoklara alınır. Stoklar işletmelerde aşağıdaki şekilde gruplandırılır. - İlk Madde ve Malzeme - Yarı Mamuller – Üretim - Mamuller - Ticari Mallar İlk madde ve malzeme hareketlerinde kullanılan belgeler: - İlk Madde ve Malzeme Satın Alma İstek Fişi: Atölye şefleri ya da ustabaşı tarafından hazırlanıp tedarik bölümüne gönderilen, tedarik bölümü tarafından da alınacak malın (malzemenin) nitelik ve niceliklerini gösteren alım belgesidir. - Stok Kartı: Tedarik bölümünce satın alınıp ambara aktarılan malzemenin türü, kodu, birim ölçüsü, en az ve en çok stok düzeyinin işlendiği fişlere denir. Stok kartlarına, ambara giren ve ambardan çıkan tüm malzemeler kaydedilir. - İlk Madde ve Malzeme İstek Fişi: Atölye şefleri ya da ustabışalar tarafından ambardan üretime malzeme çekiminde kullanılan fişlerdir. Madde ve malzemelerin parasal tutarına ilk madde ve malzeme gideri denir. Bu tür giderler 7/A seçeneğine göre, 710 İlk Madde ve Malzeme Giderleri Hesabı'nda; 7/B seçeneğine göre 790 İlk Madde ve Malzeme Giderleri Hesabı'nda izlenir. MALZEME DEĞERLEME YÖNTEMLERİ Malzame değerleme yöntemleri: İşletmelerde oluşturulacak stok politikalarının paralelinde iyi bir maliyet muhasebesi organizasyonunun muhasebe sisteminin içinde yer alması gerekmektedir. Maliyet muhasebesi, madde ve malzemenin tedarikinden üretime gönderilmesine kadar geçen süreçte stokların kontrolünü sağlayan bir muhasebe sistemidir. Stokta gerçekleşen fiziki girdi ve çıktı hareketlerinin yanı sıra bunların parasal değerlerinin de izlenmesi gerekmektedir. Hesap çerçevesi, ekonomik koşulları göz önünde tutarak her türlü stokun değerlendirilmesinde günün koşullarına göre her hangi bir değerleme yönteminin seçileceği ve bu yöntem ile üretime gönderilen veya satılan miktar ile elde kalan miktarlara ilişkin değerleme yapılabileceğini ortaya koymuştur. Fiyat seviyelerinin devamlı değiştiği bir ortamda stoklardaki değerlemelerin de bu değişikliklere cevap verecek yapıda olması gerekmektedir. Uygulamada en çok karşılaşılan üç tür stok değerleme yöntemi bulunmaktadır. 1.Ortalama Maliyet Yöntemleri a- Tartılı Ortalama Maliyet Yöntemi b- Hareketli ortalama Maliyet yöntemi 2. İlk Giren İlk Çıkar Yöntemi (FİFO) ORTALAMA MALİYET TÖNTEMİ Ortalama Maliyet Yöntemleri: 1. Tartılı Ortalama Maliyet Yöntemleri: Bu yöntemde ortalama maliyet her yeni stok hareketinden sonra değil belli bir dönem için hesaplanır. Bu döneme ilişkin hesaplanan maliyet, çıkan ve kalan stokların birim değerlerini gösterir. Ortalama maliyet değeri, işletmeye çeşitli tarihlerde değişik fiyatlarla giren bir malın ortalama birim maliyetidir. Ortalama maliyet çeşitli yöntemlerle hesaplanabilir. 1.1. Basit ortama maliyet: Basit ortalama maliyet, yıl içinde satın alınan belli bir malın birim alış fiyatının toplanarak sipariş sayısına bölünmesiyle bulunan ortalama maliyettir. Örnek: Bir malın alış fiyatları şöyledir: 23.000 TL 24.000 TL 37.000 TL 31.000 TL Basit ortalama malyet yöntemine göre malın mlaiyeti: (23.000 + 24.000 + 37.000 + 31.000) / 4 = 28.750 TL 1.2. Ağırlıklı ortalama maliyet: Bu ortalama maliyette, satın alınan malların miktarları göz önünde bulundurulur. Satın alınan mal miktarı ile birim fiyatı çarpılarak miktarlara göre ağırlık verilmiştir. Mal miktarları ile birim fiyatları çarpımı olan mal alış değerleri toplamının alınan toplam mal miktarına bölünmesiyle ağırlıklı ortalama maliyet bulunmuş olur. Örnek: Bir malın alış miktarları ve alış fiyatları aşağıdaki gibidir. 20 adet malın tanesi 5.000 TL 15 adet malın tanesi 4.000 TL 40 adet malın tanesi 6.000 TL Ağırlıklı ortalama maliyet yöntemine göre malın maliyeti: 20 x 5.000 = 100.000 TL 15 x 4.000 = 60.000 TL 40 x 6.000 = 240.000 TL Ağırlıklı ortalama birim maliyet = Toplam maliyet / Toplam adet (100.000 + 60.000 + 240.000) / ( 20 + 15 + 40) 400.000 / 75 = 5.333 TL 2. Hareketli ağırlıklı ortalama maliyet: Hareketli ağırlıklı ortalama maliyet, her yeni alış ve satış durumunda işletmede bulunan mal mevcutlarının ortalama birim maliyeti hesaplanır. Böylece, her yeni işlemde mevcut mal stoklarının maliyet değeri ve her satış işleminde satılan malın ortalama birim maliyeti ve toplam maliyet değeri bulunmuş olur. FİFO - İLK GİREN İLK ÇIKAR YÖNTEMİ ve LİFO - SON GİREN İLK ÇIKAR YÖNTEMİ Fifo Yöntemi (İlk Giren İlk Çıkar): Fifo değerleme yöntemi, üretime verilecek olan veya satılacak malların stoklara ilk önce giren mallardan olması gerektiği varsayımına dayanır. Stoktaki malların kullanılma sırası ilk alınan mallardan başlanarak sırasyla devam eder. Yani stoklara giren malların yine giriş sırasıyla stoktan çıkarlar. FİFO; ingilizce olarak First İn First Out (İlk Giren İlk Çıkar) kelimelerinin baş harflarinden oluşur. Örnek: Bir malın alış tarihleri, miktarları ve alış fiyatları aşağıdaki gibidir. 05 Ocak 2009, 20 adet malın tanesi 600 TL 10 Ocak 2009, 15 adet malın tanesi 800 TL 15 Ocak 2009, 40 adet malın tanesi 500 TL Fifo maliyet yöntemine göre işletme 30 adet malı tanesi 700 TL den satarsa malın kar veya zarar ne olur? İlk önce 20 adet malı ilk stoğa giren mallardan satmamız gerekir: Kar veya zarar için satış fiyatı ile maliyet karşılaştırılır: 20 adet x (700-600) = 20 adet x 100 TL = 2.000 TL Kar Daha sonra satmamız gereken 10 adet malı ikinci olarak stoğa giren mallardan satarız: 10 adet x (700-800) = 10 adet x -100 = 1.000 TL Zarar ÜRETİM GİDERLERİNİN DAĞITIMI (I. Dağıtım) Üretim işletmelerinde yapılan üretim çalışmalarına bağlı olarak pek çok bölüm ve pek çok gider yeri bulunmaktadır. Üretim karmaşık bir yapıdır. Karmaşık yapı bir takım işlemlerele takip edilebilir. Maliyet muhasebesi işlem akış şemasına göre, maliyeti meydana getiren giderler, öncelikle gider türü olarak belirlenip kaydedilmekte, sonr gider yerlerine aktarılmaktadır. Toplam üretim giderlerinin dağıtımı üç aşamada gerçekleşir. Bunlar aşağıdaki gösterilmiştir. DAĞITIM BASAMAKLARI 1. Dağıtım 2. Dağıtım 3. Dağıtım DAĞITILACAK GİDER DAĞITILACAK YER Toplam Üretim Giderleri - DİMMG - DİG - GÜG Gider Yerlerinin Giderleri Esas Üretim Gider Yerleri Gider Yerlerine Esas Üretim Gider Yerlerine Esas Üretim Gider Yerlerine Mamüllerin Maliyetine Yüklenir 1. Toplam Üretim Giderlerinin 1. Dağıtımı: Belirli bir dönem içinde yapılan çeşitli üretim giderleri, gider yerlerine dağıtılır. Bu giderlerin hangi bölümde ne kadar tüketildiği belirlenemez. Belirli giderler direkt giderlerdir. Onları dağıtım tablosuna dirket yazabilir. Endrekt giderlerin hangi birimde ne kadar tüketildiği belirli olmadığından bir anahtar ile dağıtılması gerekir. Dağıtımın karıştırılmaması için gider dağıtım tablosu düzenlenir. Giderler farklı olduğundan gider yerlerine dağıtılırken de farklı "dağıtım anahtarı" kullanılır. Sabit giderler için dağıtım anahtarının kullanılmasına gerek yoktur. Örnek: Bir tekstil işletmesinde belirli bir dönemde meydana gelen direkt ve endirekt maliyet giderleri ve gider yerleri aşağıda verilmiştir. Esas üretim gider yerleri Yardımcı üretim gider yerleri Örgü Boya Dikiş Ütüleme Paketleme 3.000 4.000 7.000 5.000 4.000 1.500 2.000 3.500 ? ? 1.000 1.200 2.200 ? ? 300 500 800 ? ? 200 200 400 ? ? 100 100 ? ? 1.000 50 400 20 300 12 150 8 100 6 50 4 Gider Yeleri TOPLAM Giderler Direkt İşçilik Gider. DİMMG Direkt Gider Toplam Elektrik Gideri Makine Bakımları Dağıtımlar Alan (metre) Makine sayısı (adet) Tabloda verilen giderlerin I. dağıtımını yaparken, elektirik gideri; alana göre ve amortisman gideri; makine sayısına göre dağıtılacaktır. Cevap: Elektrik giderinin dağıtımı: Her metreye düşen elektrik gideri payı = Toplam elektirik gideri / Toplam metre = 5.000 / 1.000 = 5 Örgü bölümü = 400 x 5 = 2.000 Boya bölümü = 300 x 5 = 1.500 Dikiş bölümü = 150 x 5 = 750 Ütüleme bölümü = 100 x 5 = 500 Paketleme bölümü = 50 x 5 = 250 --------------------------------------Toplam = 5.000 TL Makine bakımlarının dağıtımı: Her makineye düşen bakım gideri payı = Toplam bakım gideri / Toplam makine sayısı = 4.000 / 50 = 80 Örgü bölümü = 20 x 80 = 1.600 Boya bölümü =12 x 80 = 960 Dikiş bölümü = 8 x 80 = 640 Ütüleme bölümü = 6 x 80 = 480 Paketleme bölümü = 4 x 80 = 320 ---------------------------------------Toplam = 3.000 TL Yaptığımız hesaplamaları tablomuza yerleştirerek gider dağıtım tablosunun I. dağıtımını yapalım: Gider Yeleri TOPLAM Giderler Direkt İşçilik Gider. DİMMG Elektrik Gideri Makine Bakımları I. Dağıtım Toplamı 3.000 4.000 5.000 4.000 16.000 Esas üretim gider yerleri Yardımcı üretim gider yerleri Örgü Boya Dikiş Ütüleme Paketleme 1.500 2.000 2.000 1.600 7.100 1.000 1.200 1.500 960 4.660 300 500 750 640 2.190 200 200 500 480 1.380 100 250 320 670 Tablomuzun I. Dağıtım toplamı olan 16.000 TL nin hem dikey olarak hem de yatay olarak eşit olması gerekir. Toplam eşit değil ise yaptığımız dağıtım hatalıdır. ÜRETİM GİDERLERİNİN DAĞITIMI (II. Dağıtım) 2. Genel Üretim Giderlerin 2. Dağıtımı: Dağıtım, yardımcı üretim ve hizmet yerlerinin toplam giderlerinin esas üretim yerlerine dağıtılmasıdır. Dağıtım, gider çeşidine en uygun "dağıtım anahtarı" kullanılarak yapılır. Yardımcı gider yerlerinin maliyetini esas gider yerlerine dağıtılmasında aşağıdaki yöntemler kullanılmaktadır: - Kademeli gider dağıtım yöntemi: Giderler dağıtılırken her birimin gideri kendisinden sonra gelen birime ve diğerlerine yüklenir. Ilk gider yerinin gideri, diğer gider yerlerine, bir sonrakinin gideri diğer birimlere dağıtılarak devam edilir. Bu dağıtımda sıralama değişik şekillerde yapılabilir: - Gider tutarının büyüklüğüne - Gider yerlerinden yararlanmaya - Gider payının büyüklüğüne gore dağıtım yapılabilir - Matematiksel gider dağıtım yöntemi: Turlama yönteminin aynısıdır. Ancak burada dağıtılacak toplam giderler turlama yoluyla değil matematiksel denklemler ile saptanır. Bu yöntem için ayrıca gider dağıtım tablosu düzenlenmemiştir. - Basit Dağıtım Yöntemi (Doğrudan Dağıtım Yöntemi): Dağıtıma tabi gider yerlerinde toplanmış giderleri sadece esas üretim yerleri arasında dağıtıldığı yöntemdir. Gider yerleri arasında dağıtım yapılmaz. Dağıtıma tabi gider yerlerinin giderleri, sırayla bir sonraki gider yerine dağıtılır. Buna göre, sıralamanın en başındaki dağıtıma tabi gider yeri giderleri, bu gider yerinden yararlanmış tüm gider yerlerine dağıtılır. Sıralamanın sonundaki dağıtıma tabi gider yeri giderleri ise sadece esas üretim ve dönem gider yerlerine dağıtılır. Örnek: I. Dağıtımını yaptığımız örnekte, giderlerin II. Dağıtımını yapalım: Esas üretim gider yerleri Yardımcı üretim gider yerleri Örgü Boya Dikiş Ütüleme Paketleme 3.000 4.000 5.000 4.000 16.000 1.500 2.000 2.000 1.600 7.100 1.000 1.200 1.500 960 4.660 300 500 750 640 2.190 200 200 500 480 1.380 100 250 320 670 40 25 15 Gider Yeleri TOPLAM Giderler Direkt İşçilik Gider. DİMMG Elektrik Gideri Makine Bakımları I. Dağıtım Toplamı Dağıtımlar Personel (adet) Diğer gider yerlerinin giderleri örgü ve boya bölümü olmak üzere iki bölüme dağıtılacaktır. İşletmenin dikiş, ütüleme ve paketleme giderleri çalışan personel sayısına göre dağıtılacaktır. Cevap: Dikiş bölümü dağıtımı: Toplam bölüm gideri / toplam personel = 2.190 / 40 kişi = 54,75 Örgü bölümü = 54,75 x 25 kişi = 1.368,75 Boya bölümü = 54,75 x 15 kişi = 821,25 --------------------------------------------Toplam = 2.190 TL Ütüleme bölümü dağıtımı: Toplam bölüm gideri / toplam personel = 1.380 / 40 kişi = 34,5 Örgü bölümü = 34,5 x 25 kişi = 862,5 Boya bölümü = 34,5 x 15 kişi = 517,5 -----------------------------------------Toplam = 1.380 TL Paketleme bölümü dağıtımı: Toplam bölüm gideri / toplam personel = 670 / 40 kişi = 16,75 Örgü bölümü = 16,75 x 25 kişi = 418,75 Boya bölümü = 16,75 x 15 kişi = 251,25 -----------------------------------------Toplam = 670 TL Yaptığımız hesaplamaları tablomuza yerleştirerek gider dağıtım tablosunun II. dağıtımını yapalım: Esas üretim gider yerleri Yardımcı üretim gider yerleri Örgü Boya Dikiş Ütüleme Paketleme 16.000 7.100 4.660 2.190 1.380 670 2.190 1.380 670 4.240 16.000* 1.368,75 862,5 418,75 2.650 9.750* 821,25 517,5 251,25 1.590 6.250* (2.190) Gider Yeleri TOPLAM Giderler I. Dağıtım Toplamı Dağıtım Giderleri Dikiş Ütüleme Paketleme II. Dağıtım Toplamı Genel Toplam (1.380) (2.190) - (1.380) - (670) (670) - *9.750 = 7.100 + 2.650 *6.250 = 4.660 + 1.590 *16.000 = 9.750 + 6.250 Tabloda I. Dağıtım toplam tutarı olan 16.000 TL'nin genel toplamda yatay olarak tekrar elde edilmesi gerekir. ÜRETİM GİDERLERİNİN DAĞITIMI (III. Dağıtım) 3. Genel Üretim Giderlerinin 3. Dağıtımı (Birim maliyetin hesaplanması): Bu dağıtıma tüm giderlerin maliyetlere yüklenmesi de denir. Üretim bölümünde toplanan malzeme, işçilik ve genel üretim giderleri çeşitli dağıtım ölçüleri kullanılarak ürünlere yüklenir. Dağıtım ölçüleri her işletem için farklı alınabilir. Dağıtım yapılmadan toplam maliyetin hangi mamule ne kadar harcandığı belirlenemez. Direkt maliyet giderleri (DİMMG ve DİG) dışında kalan giderlerin tamamına bu isim verilir. Bu giderler maliyetlerine doğrudan yansıtılamadığından bazı ölçülere göre mamullere yüklenmesi gerekir. Bu dağıtım kriterlerine dağıtım anahtarları adı verilmektedir. Genel üretim giderlerinin üretimin süreçleri ve çeşitliliği dikkate alındığında dağıtımı değişiklik gösterir. Örneğin sipariş üzerine çalışan firmalar, üretim aşamaları farklı olanlar, standart üretim giderlerine gore üretim yapanlar, farklı şekillerde genel üretim giderlerini paylaştırabilirler. Örnek: I. Dağıtımını ve II. Dağıtımın yaptığımız örnek ile devam edersek işletmemiz bu dönemde, örgü bölümünde 2.000 adet kazak, boya bölümünde ise 1.500 adet gömlek üretmiştir. I. Dağıtım Tablosu: Gider Yeleri Esas üretim gider yerleri Yardımcı üretim gider yerleri Örgü Boya Dikiş Ütüleme Paketleme 3.000 4.000 5.000 4.000 16.000 1.500 2.000 2.000 1.600 7.100 1.000 1.200 1.500 960 4.660 300 500 750 640 2.190 200 200 500 480 1.380 100 250 320 670 40 25 15 TOPLAM Giderler Direkt İşçilik Gider. DİMMG Elektrik Gideri Makine Bakımları I. Dağıtım Toplamı Dağıtımlar Personel (adet) II. Dağıtım Tablosu: Gider Yeleri Esas üretim gider yerleri Yardımcı üretim gider yerleri Örgü Boya Dikiş Ütüleme Paketleme 16.000 7.100 4.660 2.190 1.380 670 2.190 1.380 670 4.240 16.000 1.368,75 862,5 418,75 2.650 9.750 821,25 517,5 251,25 1.590 6.250 (2.190) TOPLAM Giderler I. Dağıtım Toplamı Dağıtım Giderleri Dikiş Ütüleme Paketleme II. Dağıtım Toplamı Genel Toplam (1.380) (2.190) - (1.380) - Cevap: Dağıtımdan sonra toplam genel üretim gideri ürünlere işçilik giderlerine göre dağıtılacaktır. Dağıtım ölçüsü: Genel üretim gideri / Toplam işçilik gideri= 16.000 / 2.500 = 6,4 Kazak için genel üretim gideri: 6,4 x 1.500 = 9.600 Gömlek için genel üretim gideri: 6,4 x 1.000 = 6.400 -------------------------------------------------------------Toplam = 16.000 Yaptığımız hesaplamalara göre gider dağıtım tablosunun III. dağıtımını yapalım: Giderler Direkt İşçilik DİMMG Direkt Giderler Toplamı Genel Üretim Giderleri Toplam Mamül Maliyeti Toplam 2.500 3.200 5.700 16.000 21.700* *13.100 = 3.500 + 9.600 *8.600 = 2.200 + 6.400 * 21.700 = 13.100 + 8.600 Ürünlerin birim maliyetinin hesaplanması: Bir adet kazağın maliyet fiyatı = 13.100 / 2.000 = 6,55 TL Bir adet gömleğin maliyet fiyatı = 8.600 / 1.500 = 5,73 TL Kazak 1.500 2.000 3.500 9.600 13.100* Gömlek 1.000 1.200 2.200 6.400 8.600* (670) (670) - SATIŞLARIN MALİYETİ TABLOSU Satışların Maliyeti Tablosu Tanımı: Satışların Maliyeti Tablosu işletmelerin dönem içindeki stok hareketlerini, üretim maliyetlerini, satılan mamul maliyetlerini, satılan hizmet maliyetlerini gösterir. Bilindiği gibi gelir tablosunda satışların maliyeti bölümü bulunmaktadır. Buradaki satışların maliyeti ayrı bir tablo şeklinde düzenlenerek ve hesaplanarak gelir tablosuna ek olarak konulmaktadır. Yani gelir tablosunun bir ekini oluşturmaktadır. SATIŞLARIN MALİYETİ TABLOSU ÜRETİM MALİYETİ Direkt İlk Madde ve Malzeme Giderleri Direkt İşçilik Giderleri Genel Üretim Giderleri Yarı mamul Kullanımı Dönembaşı Stok (+) Dönemsonu Stok (-) ÜRETİLEN MAMUL MALİYETİ Mamul Stoklarında Değişim Dönembaşı Stok (+) Dönemsonu Stok (-) A. SATILAN MAMUL MALİYETİ TİCARİ FAALİYET Dönembaşı Ticari Mallar Stoku (+) Dönem içi Alışlar (+) Dönemsonu Tıcari Mallar (-) B. SATILAN TİCARİ MALLAR MALİYETİ C. SATILAN HİZMET MALİYETİ SATIŞLARIN MALİYETİ (A+B+C) İNŞAAT İŞLETMELERİNİN KURULMASI İnşaat işletmeleri, bir gerçek kişi tarafından şahıs işletmesi olarak kurulabileceği gibi, bir şirket olarak ta kurulabilirler. Genellikle faaliyet gösteren inşaat işletmelerinin çoğu limited veya anonim şirket olarak kurulmaktadırlar. 1. Ana Sözleşmenin Hazırlanması: Limited şirketler en az 2, anonim şirketler ise en az 5 ortakla kurulur. Bir şirketin kurulması için yapılacak ilk iş, kurulacak olan şirketin türüne göre ihtiyaç duyulan en az ortak sayısının bir araya gelmesi ve şirket ana sözleşmesinin hazırlanmasıdır. TTK’ ya göre bir ana sözleşmede maddeler halinde yer alması gereken hususlar şunlardır: 1.1. Kurucular: Hazırlanacak olan ana sözleşmede kurucu ortakların ad, soyadları, tabiiyetleri ve açık adresleri belirtilir. Eğer kurucu ortaklar arasında tüzel kişi varsa bu tüzel kişi ortakların unvanlarında belirtilmesi gerekir. Kurucu ortaklar arasında yer almak isteyen tüzel kişilerin yeni kurulacak olan şirkete kurucu ortak olmak istediklerini açıkça belirten bir karar almaları (bu karar limited şirketlerde ortaklar kurulunda, anonim şirketlerde ise yönetim kurulunda alınmalıdır), ve bu kararı ana sözleşme hazırlanmadan önce notere tasdik ettirmeleri gerekir. 1.2. Ticaret Ünvanı: Türk Ticaret Kanunu’nun 41. maddesine göre her tacir: - Bir ticaret ünvanı belirlemeli, - Ticari işletmesi ile ilgili tüm işlemlerde bu unvanı kullanmalı, - İşletmesi ile ilgili senet ve diğer tüm evrakları bu unvan ile imzalamalı, - Ünvanı, işletmenin giriş cephesine herkes tarafından görülebilecek bir yere asmalıdır. Sermaye şirketleri ticaret unvanı serbestçe belirleyebilir. Ancak belirledikleri ticaret ünvanı içerisinde şirketin faaliyet konusunun ve şirketin türünü gösteren ibarenin yer alması zorunludur. İşletmeler, ticaret ünvanlarında yer almayan bir alanda faaliyet gösteremezler. Faaliyet gösterecekleri alanları ticaret ünvanlarına ekletmek zorunda kalırlar. Bu tür bir olumsuzlukla karşılaşmamak için, uygulamada şirketler ticaret ünvanlarına, esas faaliyet konularının dışında diğer faaliyet konularını da eklerler. Böylelikle, diğer faaliyet konuları ile ilgili bir iş yapmak istediklerinde veya iş değişikliği yapıldığında ticaret ünvanının değiştirilmesi gerekmez. 1.3. Kanuni Merkez ve Şubeler: Ana sözleşmede şirketin merkezinin posta adresi açık bir şekilde belirtilmelidir. Aynı merkezde adres değişikliği yapılması durumunda ana sözleşmenin değiştirilmesi gerekmez, ancak merkezin değiştirilmesi halinde bu durumun ana sözleşmede de değiştirilmesi gerekir. Örneğin şirketin merkezi İstanbul’da ise ve merkez İstanbul içinde başka bir yere taşınmışsa bu durumda ana sözleşmenin değiştirilmesi gerekmez. Merkez İstanbul’dan Ankara’ya taşınmış ise ana sözleşmenin değiştirilerek, şirket merkezi Ankara olarak düzeltilmelidir. Ana sözleşmede şirket merkezi yanında varsa şubeleri de belirtilmelidir. 1.4. Faaliyet Konusu: TTK’nın 271. maddesi uyarınca, şirketin faaliyet konusu ana sözleşmede maddeler halinde ve açıkça belirtilmelidir. Ticaret işletmeleri ( bir malı alıp, üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan satan işletmeler), ticaret ünvanlarında “ticaret”, “pazarlama”, “dış ticaret” gibi ibarelere yer vermek şartıyla çeşitli faaliyet konularını, genel tanımlarla veya açıkça belirterek ana sözleşmede gösterebilirler. Örneğin; cari mevzuat çerçevesinde her türlü malın ihracı, ithali, ticareti, pazarlamasını yapmak şeklinde faaliyet konusunu genel tanımlarla belirleyebileceği gibi, gıda, tarım, tekstil, inşaat malzemeleri v.s malların ihracı, ithali ve pazarlamasını yapmak şeklinde açıkça da belirtebilirler. Üretim işletmeleri de (ihtiyaçları gidermek için kullanılan mal ve hizmetlerin üretimi faaliyeti ile uğraşan işletmeler ), ticaret ünvanlarında belirtmek şartıyla, ana sözleşmelerine birden fazla faaliyet konusu yazabilirler. 1.5. Şirketin Süresi: Şirketin süresi ana sözleşmede açık bir şekilde belirtilmelidir. Eğer şirket için bir süre öngörülmüyorsa “şirketin süresi süresizdir” şeklinde bir ibare ile belirtilmelidir. Unutulmamalıdır ki limited şirketler süresiz olamazlar. Ana sözleşmede belirtilen süre yapılacak bir ana sözleşme değişikliği ile uzatılabilir. 1.6. Sermaye: Şirketlerin en az sermaye miktarları arttırılarak Anonim şirketlerde 50.000 YTL, Limited Şirketlerde ise 5.000 YTL’ye çıkartılmıştır. Bu tutarlar bazı alanlarda faaliyet gösteren şirketler için farklı olarak belirlenmiştir. TTK’nın 139. maddesine göre sermaye olarak koyulabilecek kıymetler şunlardır: - Para, alacak, kıymetli evrak ve menkul eşyalar, - Her nevi gayrimenkullar, - Menkul ve gayrimenkul mallardan faydalanma ve kullanma hakları, - Ticari işletmeler, - Telif hakları, maden ruhsatnameleri gibi iktisadi değerleri olan haklar, - İmtiyaz ve ihtira beratları (yeni bir şey bulana icat edene, bulduğu şeyden bir süre sadece kendisinin faydalanması için Devletçe verilen belge) ve alâmetifarika (marka) ruhsatnameleri gibi sınaî haklar. 1.7. Kuruculara Sağlanacak Menfaatler: Şirket kurucularının, şirketin kuruluşu esnasında sarf ettikleri emeğe karşılık, elde edilen hâsıladan yedek akçe ve pay sahiplerine %5 temettü (kâr payı) ayrıldıktan sonra kalanın %10 ‘u kendilerine tahsis edilebilir. Böyle bir durum söz konusu ise ana sözleşmede açıkça belirtilmelidir. 1.8. İlanlar: Kurulacak şirket ile ilgili ilanların nasıl yapılacağı (posta, gazete v.s) ana sözleşmede belirtilmeli ve yapılacak ilanlarda bu hükme uyulmalıdır. 1.9. Hesap Dönemi: Hesap dönemi normal koşullarda bir takvim yılıdır. 1 Ocakta başlar 31 Aralıkta sona erer. Ancak bazı işletmelerin hesap dönemi yapmış oldukları iş gereği Maliye Bakanlığı tarafından farklı iki tarih arası olarak belirlenebilir. Örneğin mevsimlik iş yapan işletmelerde hesap dönemi alışılagelmiş hesap dönemi dışında belirlenebilir. Ana sözleşmede hesap dönemi açık bir ifade ile belirtilmelidir. 1.10. Şirketin İdaresi: Şirketin kimler tarafından ve nasıl idare edileceği, ana sözleşmede açık olarak belirtilmelidir. Genelde bu görevi limited şirketlerde şirket müdürleri, anonim şirketlerde ise yönetim kurulu üstlenir. 1.11. Şirketin Temsili: Ana sözleşmede şirketin temsilini kim ya da kimlerin üstleneceği belirtilmelidir. Bu görev limited şirketlerde müdürlere, anonim şirketlerde yönetim kurullarına verilebileceği gibi dışardan da temsilci atanabilir. Bir limited şirketin ana sözleşmesinde bu durum “Şirketi müdürler temsil eder. Şirketi ilzam (bağlamak, mahkûm etmek) edecek imzalar ortaklar kurulu tarafından tespit, tescil ve ilan olunur. Şirket tarafından verilecek bütün belgelerin ve yapılacak sözleşmelerin geçerli olabilmesi için bunların şirket ünvanı altında ve temsil ve ilzama yetkili kişilerin imzasını taşıması gerekir.” şeklinde belirtilebilir. 1.12. Müdürlerin Değiştirilmesi: Söz konusu bir limited şirket ise, ihtiyaç duyulduğunda müdürlerin nasıl değiştirilebileceği ana sözleşmede belirtilmelidir. Örneğin “Müdürler görev süresi dolmadan, şirketin ödenmiş esas sermayesinin üçte ikisini (veya yarıdan bir fazlasını) temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilir.” şeklinde bir hüküm ana sözleşmeye konabilir. 1.13. Denetçiler: Anonim şirketlerde üç organ bulunur. Bunlar genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur. Limited şirketlerde ise bu organlar yer almaz. Bunların yerine şirket ortaklarının oluşturduğu ortaklar kurulu yer alır. Dolayısıyla denetçiler anonim şirketlerde söz konusu olduğu için hazırlanan ana sözleşme bir anonim şirkete ait ise şirketi denetleme yetkisi verilecek kişilerin belirtilmesi gerekir. 1.14. Genel Kurul: Yukarıdaki maddede de belirttiğimiz gibi genel kurul anonim şirketlerde bulunur. Anonim şirket ana sözleşmeleri hazırlanırken: - Genel kurulların toplantıya daveti, - Toplantı zamanı, - Oy verme şekli ve vekil tayini, - Müzakerelerin yapılma tarzı ve oranlar hakkında gerekli açıklamalara yer verilmelidir. 1.15. Komiser Bulundurulması: Anonim şirket genel kurullarında, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı komiserinin bulunması zorunludur. Ayrıca toplantı zabıtlarının ilgililerle birlikte komiser tarafından imza edilmesi gerekir. Anonim şirket ana sözleşmeleri hazırlanırken bu duruma ilişkin hükmün ana sözleşmede yer alması gerekir. 1.16. Karın Tevzii (Dağıtma, Bölüştürme): Şirket ana sözleşmesinde ortaya çıkacak karın dağıtımının nasıl yapılacağı detaylı olarak belirtilmelidir. 1.17. İhtiyat Akçesi: TTK hükümlerine göre, limited ve anonim şirketlerde elde edilen dönem karından öncelikle yedek akçeler ayrılır. Ayrılacak bu yedek akçelerle ilgili hususların ana sözleşme de açıkça belirtilmesi gerekir. 1.18. Kanuni Hükümler: Ana sözleşmede yer almayan hususlar hakkında Türk Ticaret Kanunu’nun hükümlerinin uygulanacağının düzenlenecek ana sözleşmede yer alması gerekir. Bunun için ana sözleşmede “Kanuni Hükümler” başlıklı bir madde açılarak bu durum bu madde içerisinde belirtilir. 1.19. Kurucuların İmzası: Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda hazırlanan ana sözleşmeyi, kurucu ortaklar isimlerini yazarak imzalarlar. İmzalanan ana sözleşme yeteri kadar (8–10 adet) çoğaltılıp, notere götürülür ve tasdik ettirilir. Notere tasdik için verilen ücrete ait makbuz, kuruluş gideri olarak kaydedileceğinden saklanır. İNŞAAT İŞLETMELERİNİN KURULMASI 2. Ana Sözleşmenin Hazırlanmasından Sonra Yapılacak İşlemler: Ana sözleşme hazırlanıp notere tasdik ettirildikten sonra yapılacak işlemler şunlardır: - Kuruluş sermayesinin %0.04’ Rekabet Kurulu Fonu olarak ilgili bankaya yatırılır, - Ticaret Sicil Memurluğu’na başvurularak, şirket tescil ettirilir. Ticaret Sicil Memurluğu kuruluş ile ilgili diğer kurumlara (SSK, Vergi dairesi, Bölge Çalışma Müdürlüğü) gerekli bildirgeleri gönderir. - Kullanılacak defterler, kullanılmaya başlanmadan önce notere tasdik ettirilir, - İlgili mesleki odalara başvurularak, kayıt yaptırılır. 3. Müteahhitlik Karnesi: İnşaat işleri ile ilgili ihalelere katılabilmek için müteahhitlik karnesi gereklidir. Bu karne Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü (BİB-TAUGM) tarafından verilmektedir. Müteahhitlik karnesi almak için istenen belgeler şunlardır: İlk kez karne alacak şahıslardan istenen belgeler: - Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü Müteahhitlik Dairesi Başkanlığına yazılacak arz dilekçesi, - Nüfus cüzdanının noterden tasdikli fotokopisi, - Öğrenim belgesi (1990 öncesi mezun olanlardan diploma ve noter tasdikli fotokopisi), - Ticaret odası belgesi (kendi adına karne alacak olanlardan), - Meslek odası kayıt belgesi, - İmza sirküleri, - Ön cepheden çekilmiş 2 adet vesikalık fotoğraf, - Bitirilmiş işler varsa bunlara ilişkin istenen diğer belgeler. Mevcut karnesi olup, yenilemek isteyen şahıslardan istenen belgeler: - Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü Müteahhitlik Dairesi Başkanlığına yazılacak arz dilekçesi, - Karnenin aslı kaybedilmiş ise, gazete ilanı kayıp taahhütnamesi (örneğine uygun elle yazılmış veya noterden alınmış), - İmza sirküleri, - Ticaret odası belgesi (yeni tarihli), - Meslek odası belgesi (yeni tarihli), - Ön cepheden çekilmiş 2 adet vesikalık fotoğraf, - Bitirilmiş işler varsa bunlara ilişkin istenen diğer belgeler. 4. İnşaat İşletmelerinin Tutacağı Defterler: İnşaat işletmelerinin, şahıs işletmeleri olarak veya şirket olarak kurulup, faaliyet gösterebileceğine, inşaat şirketlerinin kuruluşu konusunda değinmiştik. İnşaat işletmeleri ait oldukları sınıfa göre, Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen ve tutulması zorunlu defterleri tutmak zorundadırlar. İnşaat işletmeleri 1. sınıf tacir konumundaysa: - Yevmiye Defteri, - Büyük Defter (defter-i kebir), - Envanter ve Bilanço Defteri’ni. 2. Sınıf tacir konumundaysa: - İşletme Defteri tutacaklardır. İnşaat işletmeleri tabi oldukları sınıfa göre yukarıdaki defterler yanında şu defterleri de tutarlar: - Şantiye (Günlük) Defteri, - Röleve Defteri, - Ataşman Defteri, - Puantaj Defteri, - Sürveyan Defteri, - Yeşil Defter. Şantiye (Günlük) Defteri: Şantiye defteri, Bayındırlık İşleri Kontrol Yönetmeliği gereğince inşaat taahhüt işletmelerinde tutulacak defterlerden olup, bu deftere aşağıdaki hususlar günlük olarak kaydedilir: O günkü hava durumu, İşin ilerleyişi, gelişmesi, Çıkan engeller, İnşaata giren ihrazat (Müteahhidin inşaatta kullanılmak üzere işyerine getirdiği, bir daha şantiye dışına çıkarılamayan malzemeler) bedeli, Ödenecek gereçler, Fiyat farkına tabi gereçlerin çeşit ve miktarları, Sözleşme gereğince müteahhidin iş başında bulundurulması gereken teknik elemanların o gün iş başında bulunup, bulunmadıkları, Çalışan işçi sayısı ve çalışan makineler, Yapılan önemli görüşmelerin sonuçları v.s Bu defter çift yapraklı (biri koparılabilir zımbalı) ve müteselsil (birbirine bağlı) sıra numaralı, standart A4 ebatlarındadır. Defterin ilk sayfasına, defterin numarası, işin (inşaatın) adı, yeri, keşif bedeli, müteahhidin, şantiye şefinin ve kontrol mühendisinin kimlikleri yazılır ve müteahhit tarafından imzalanır. Röleve Defteri: Ataşman defterine kaydedilecek imalat ve yerinde ölçümleme işlemleri tamamlandıktan sonra sürveyanlar (nezaretçi) tarafından ulaşılan sonuçların ve basit krokilerinin kaydedildiği defterdir. Bayındırlık İşleri Kontrol Yönetmeliği’ne göre röleve defterinin sayfaları müteselsil sıra numaralı olmalı ve ilk sayfasına işin adı, yeri ve müteahhidin adı yazılmalıdır. Bu defter müteahhit ve kontrol mühendisi tarafından birlikte iş yerinde imzalanmalıdır. Ataşman Defteri: İnşaat esnasında esas projede olmayan işlerden, toprak altında kalma veya sökülüp atılma gibi ileride görünmeyecek şekilde kapanacak inşa kısımlarının (imalatın) şekil ve boyutlarını gösteren çizim ve sayısal bilgilere “ataşman” denir. İnşaat esnasında yapılan bazı yapı elemanlarından bir süre sonra gereksiz hale gelen ve bu sebeple sökülüp atılan veya beton, toprak altında kalanların inşası veya proje harici yaptırılan işler bu tür işler olup, bunların ataşman defterine kaydedilir. Ataşman defteri, ataşmanlara dayanarak kontrol mühendisleri tarafından ve üç nüsha olarak düzenlenir. Ataşman hesap sonuçları doğrudan yeşil deftere aktarılarak bu defterde, proje kapsamındaki işler ile birleştirilir. Puantaj Defteri: İnşaatta çalışan işgörenlerin, çalıştıkları gün ve saatleri gösteren, ücret hesaplamalarında ve işin her hangi bir konudaki ayrıntısı hakkında bilgi edinilmesine yardımcı olacak bilgilerin kaydedildiği deftere “Puantaj Defteri” denir. Puantaj kayıtları ile görevli kişi: İnşaatta fiilen çalışanların kimlik bilgilerini, Çalışanların çalışma sürelerini, Çalışanların yaptıkları işleri, İnşaatta çalıştırılan taşıt araçlarını, İnşaatta çalıştırılan iş makineleri ve çalıştırma sürelerini düzenli olarak bu deftere kaydeder. Defterin ilk sayfasına işin adı, keşif bedeli, cinsi, müteahhidi, kontrol mühendisi ve sürveyanın adı yazılır. Defter puantör tarafından günlük olarak tutulur. Sürveyan Defteri: Sürveyan tarafından günlük olarak tutulacak olan bu defterin ilk sayfasına; İşin adı, İşin yeri, Keşif bedeli Sürveyanın kimlik bilgileri yazılır. Bu deftere şu hususlar kaydedilir: İnşaat içinde çalışılan mahal, Yapılan inşa işleri, İnşaata o gün gelen malzemeler, O gün işyerinde bulunan makineler. Yeşil Defter: İki istihkak (hak ediş-yapılan iş doğrultusunda hazırlanan rapora dayanılarak müteahhide yapılan, ödeme) arasında yapılan üretimi ve çeşitlerini gösteren, söz konusu üretimin ölçüm hesaplarının yapıldığı defterdir. İNŞAAT İŞLETMELERİ KAYIT SİSTEMİ Özel inşaat işletmeleri birer üretim işletmesidir. İşletmeler, üretim giderlerini kendi nam ve hesaplarına yapmakta ve inşa ettikleri yapıları satmaktadırlar. Bunun dışında inşaat taahhüt işletmeleri, faaliyetleri yönünden üretim işletmesi gibi görünselerde hizmet işletmesi sayılırlar, çünkü: - Kendi istedikleri değil müşterilerinin istediği yapıyı inşa etmektedir. - İnşa edilecek yapı için gerekli girdileri yapacakları sözleşmeye göre bizzat temin etseler bile tedarik işlemi kendi namlarına fakat sonuçta müşteri hesabına olacaktır. - Faaliyet karı, önceden sözleşme ile belli edilmiş bedel içinde yer almaktadır. - İnşa edilen yapının pazarlanması için çaba gösterilmez. Hem özel inşaat işletmeleri, hem de inşaat taahhüt işletmeleri, kanunda belirtilen hadleri aştıkları durumlarda 7/A sistemini; aşamadıkları durumda ise 7/B sistemine göre kayıtlarını tutacaklardır. 7/ A Seçeneğini kullanan öel inşaat işletmeleri, maliyet giderlerini 710, 720, 730 nulu hesaplara kaydederken; aynı sistemi kullanan inşaat taahhüt işletmeleri maliyet giderlerini 740 no'lu hesaba kaydedeceklerdir. Bu açıklamalara göre her iki türdeki inşaat işletmelerinin Tekdüzen Hesap Planın da kullanacakları hesaplar aşağıdaki gibi olacaktır. Kullanılacak Gider Hesapları Özel İnşaat İşletmeleri İnşaat Taahhüt İşletmeleri 7/A Sistemi Uygulayan 710, 720, 730, 750, 760, 770, 780 740, 750, 760, 770, 780 7/B Sistemi Uygulayan 791, 792, 793, 794, 795, 796, 797, 798, 799 Avans İşlemleri: 159 Verilen Sipariş Avansları: Üçüncü şahıslara mal ya da hizmet karşılığı yapılan ödemelerde 159 verilen sipariş avansları hesabı borçlandırılır, mal veya hizmet tesliminde ise hesap alacalandırılarak kapatılır. Örnek: HG işletmesi yapmakta olduğu X inşaatında kullanmak üzere satın alacağı danışmanlık gideri için sözleşmede belirlenmiş 3.000 TL + KDV’nin %25 ini avans olarak vermiştir. Avansın Verilmesi: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 159 Verilen Sipariş Avansları Hesabı 750 100 Kasa Hesabı 750 ......................Avans verilmesi............... Sözleşmenin bitiminde verilen avans düşüldükten ve yasal kesintiler ve KDV hesaplandıktan sonra kalan kısım 3. şahsa ödenmiştir. Avansın Kapatılması: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 740 Hizmet Üretim Maliyeti Hesabı 191 İndirilecek Kdv Hesabı 3.000 540 100 Kasa Hesabı 360 Ödencek Vergi Ve Fonlar Hesabı 159 Verilen Sipariş Avansları Hesabı 2.130 660 750 ......................Avansın kapatılması............... 195 İş Avansları: İşletme adına mal ve hizmet satın alacak, işletme adına bir kısım gider ve ödemeleri yapacak personel e personel dışındaki kişilere verilen iş avanslarının izlendiği hesaptır. Avans verildiğinde bu hesaba borç; avans alanın ibraz ettiği harcama veya ödeme belgelerine dayanılarak ilgili hesapların borcu karşılığında, bu hesaba alacak kaydedilir. Örnek: HG işletmesi iş makinesi şoförüne akaryakıt gideri olarak kullanmak üzere 1.600 TL ödeme yapmıştır. İş makinesi şoförü akaryakıt gideri olarak KDV dahil 1.180 TL fatura ibraz edip kalan kısmı nakden işletmeye ödemiştir. Avansın Verilmesi: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 195 İş Avansları Hesabı 100 Kasa Hesabı ......................Avans verilmesi............... Avansın Kapatılması: 1.600 1.600 Mad. AÇIKLAMA No BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 1 740 Hizmet Üretim Maliyeti Hesabı 191 İndirilecek Kdv Hesabı 100 Kasa Hesabı 1.000 180 420 195 İş Avansları Hesabı 1.600 ......................Avansın kapatılması............... 196 Personel Avansları: Personel ve işçilere maaş, ücret ve yolluklarına mahsuben önceden ödenen avansların izlendiği hesaptır. Yapılan ödemeler bu hesaba borç; nakden iadeler ile istihkaklardan kesilen tutarlar ve tevdi edilen belgeler tutarı alacak kaydedilir. Örnek: HG işletmesi işletme çalışanı X'in Ocak 2006 maaşına mahsuben 420 TL avans ödenmiştir. Çalışanın net ücreti 1.433 TL olarak hesaplanmış ve avans düşüldükten sonra kalan tutar çalışana nakit olarak ödenmiştir. Avansın Verilmesi: Mad. AÇIKLAMA No BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 1 196 Personel Avansları Hesabı 420 100 Kasa Hesabı 4200 ......................Avans verilmesi............... Ücretin Ödenmesi ve Avansın Kapatılması: Mad. AÇIKLAMA No BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 1 335 Personele Borçlar Hesabı 196 Personel Avansları Hesabı 100 Kasa Hesabı 1.433 420 1.013 .....Ücretin Ödenmesi ve Avansın Kapatılmas........ Stok İşlemleri: 150. İlk Madde ve Malzeme: Üretimde veya diğer faaliyetlerde kullanılmak üzere işletmede bulundurulan hammadde, yardımcı madde, işletme malzemesi, ambalaj malzemesi ve diğer malzemelerin izlendiği hesaptır. İşleyişi : Satın alındıkları ya da üretildikleri maliyet bedelleri ile bu hesabın borcuna, üretime verildiğinde, tüketildiğinde, satıldığında veya devredildiğinde ise hesabın alacağına kaydedilir Örnek: X İNŞAAT TAAAHHÜT işletmesi inşaat işlemlerinde kullanmak üzere 45.000 TL + KDV tutarında demir satın almış ve bedeli nakit ödenmiştir. Ayrıca malın nakliyesi için 2.000 TL + KDV ödenmiştir. a) Satın alma kaydı Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı 191 İndirilecek Kdv Hesabı 45.000 8.100 100 Kasa Hesabı 53.100 İlk madde ve malzemenin peşin alımı b) Nakliye için yapılan ödeme kaydı Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı 191 İndirilecek Kdv Hesabı 2.000 360 100 Kasa Hesabı 2.360 Nakliye için peşin ödeme yapılması Sabit Varlık İşlemleri: İşletme faaliyetlerinde kullanılmak üzere edinilen ve tahmini yararlanma süresi bir yıldan fazla olan fiziki varlık kalemlerinin ve bunlarla ilgili birikmiş amortismanların izlendiği hesap grubudur. Bu rupda aşağıdaki hesaplar yer alır. 250. Arazi ve Arsalar: İşletmeye ait her türlü arazi ve arsaların izlendiği hesaptır. 251. Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri: Herhangi bir işin gerçekleşmesini sağlamak veya kolaylaştırmak için; yeraltında veya yerüstünde inşa dilmiş her türlü yol, hark, köprü, tünel, bölme, sarnıç, iskele vb. yapıların izlendiği hesaptır. 252. Binalar: Bu hesap işletmenin her türlü binaları ve bunların ayrılmaz parçalarının izlendiği hesaptır. 253. Tesis, Makine ve Cihazlar: Üretimde kullanılan her türlü makine, tesis ve cihazlar ile bunların eklentileri ve bu amaçla kullanılan aşıma gereçlerinin (Konveyör, Forklift vb) izlendiği hesaptır. Bu hesap kullanım amaçlarına ve makine çeşitlerine göre bölümlenebilir. 254. Taşıtlar: İşletme faaliyetlerinde kullanılan tüm taşıtların izlendiği hesaptır. Ulaştırma sektöründe hizmet üretimi amacıyla kullanımda olan tüm taşıt araçları da bu hesapta izlenir. Ancak. ulaştırma sektöründe ana retimde kullanılan taşıt araçlarının toplam tutarı bilanço dipnotlarında gösterilir. 255. Demirbaşlar: İşletme faaliyetlerinin yürütülmesinde kullanılan her türlü büro makine ve cihazları ile döşeme, masa, oltuk, dolap, mobilya gibi maddi varlıkların izlendiği hesaptır. 256. Diğer Maddi Duran Varlıklar: Yukarıda belirtilen hesapların hiçbirinin kapsamına girmeyen özellikle kendi bölümlerinde anımlanmayan diğer maddi duran varlıkların izlendiği hesaptır. 258. Yapılmakta Olan Yatırımlar: İşletmede, yapımı süren ve tamamlandığında ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılacak olan, her türlü madde ve malzeme ile işçilik ve genel giderlerle ilgili harcamaların izlendiği hesaptır. İşleyişi: Yapılmakta olan yatırım projelerine direkt ve endirekt şekilde gelen harcamalar bu hesaba borç: tamamlanan yatırım bedelleri ilgili maddi duran varlık hesabına borç kaydedilerek, bu hesaba alacak kaydedilir. 260. Haklar: İmtiyaz, patent, lisans, ticari marka ve ünvan gibi bir bedel ödenerek elde edilen bazı hukuki tasarruflar ile kamu otoritelerinin işletmeye belirli alanlarda tanıdığı kullanma, yararlanma gibi yetkiler dolayısıyla yapılan harcamaları kapsar. İşleyişi: Edinilen haklar, maliyet bedelleri ile bu hesaba borç kaydedilir. Yararlanma süreleri içerinde, yararlanma sürelerinin belli olmaması durumunda, 5 yıllık sürede eşit taksitlerle itfa olunarak yok edilir. 261. Şerefiye: Bu hesap, bir işletme devralınırken katlanılan maliyet ile söz konusu işletmenin rayiç bedelle hesaplanan net varlıklarının (öz varlık) değeri arasındaki olumlu farkların izlenmesinde kullanılır. Şerefiye hesaplanırken rayiç bedelin tespit edilmemesi halinde, net defter değeri esas alınır. İşleyişi: Ödenen şerefiye bedellerinin tamamı bu hesabın borcuna kaydolunur. Yok edilmeleri amortisman yoluyla 5 yıl içinde eşit taksitlerle yapılır. 262. Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri: İşletmenin kurulması, yeni bir şubenin açılması, işlerin sürekli olarak genişletilmesi için yapılan ve karşılığında maddi bir değer elde edilmeyen giderlerin aktifleştirilmeleri durumunda izlendiği hesaptır. İşleyişi: Maliyet değerleri ile bu hesaba borç kaydedilir. yok edilmeleri amortisman yolu ile olur. Genelde beş yılda eşit taksitlerle itfa olunarak yok edilir. 263. Araştırma ve Geliştirme Giderleri: İşletmede yeni ürün ve teknolojiler oluşturulması mevcutların geliştirilmesi ve benzeri amaçlarla yapılan her türlü harcamalardan, aktifleştirilen kısmının izlendiği hesaptır. İşleyişi: Maliyet değerleri ile bu hesaba borç kaydedilir. 5 yıl içinde eşit taksitlerle itfa edilerek yok edilir. 264. Özel Maliyetler: Kiralanan gayrimenkullerin geliştirilmesi veya ekonomik değerinin sürekli olarak artırılması amacıyla yapılan giderler ile (Normal bakım, onarım ve temizleme giderleri hariç) bu gayrimenkulun kullanılması için yapılıp kira süresinin sonunda mal sahibine bırakılacak olan, varlıkların bedellerini kapsar. İşleyişi: Yapılan harcamalar hesaba borç kaydedilir. Bu harcamalar kira süresi içerisinde, kira süresinin beş yıldan fazla olması durumunda da beş yılda eşit tutarlarla, amorti edilir. 267. Diğer Maddi Olmayan Duran Varlıklar: Yukarıda sayılanların dışında kalan diğer maddi olmayan duran varlık kalemlerinin izlendiği hesaptır. İNŞAAT İŞLETMELERİNDE MUHASEBE UYGULAMALARI İnşaat işlemleri uygulamada değişik şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Özel inşaat işletmeleri ve inşaat taahhüt işletmeleri faaliyetleri ayrı ayrı ele alınacak ve uygulamadaki muhasebe kayıtları yönünden işlemler yapılacaktır. Burada dikkat edilmesi gerekekli olan bilgi, işletmenin özel inşaat işletmesi olarak kendi nam ve hesabına yapacağı inşaat işlemlerinin veya inşaat taahhüt işletmelerinin başkaları adına yapacakları inşaat işleri ile ilgili muhasebe kayıtlarının farklılık göstereceğidir. Uygulamada inşaat taahhüt işletmeleri aşağıdaki alanların birçoğunda (Yol, Metro, Demriyolu, Köprü, Barajlar) inşaat işleri yapmaktadırlar. Bunun yanı sıra özel inşaat işletmelerinin en sık karşılaştığımız faaliyet alanı binaların inşa işidir. Taahhüt İşlerinde Yapılacak Muhasebe Kayıtları: 7/A Sistemine Göre Direkt Madde Giderlerinin Kaydı: İnşaat taahhüt işletmeleri, yapmakta oldukları inşaatlarda kendi stoklarından kullandıkları ilk maddeleri "740 Hizmet Üretim Maliyeti Hesabı"na Borç kaydederler. Örnek: X İNŞAAT TAAHHÜT işletmesinin üstlendiği bir adet (Y İnşaatı) taahhüt bulunmaktadır. İşletme Y inşaatına ihtiyaç duyulan miktarda demir sevk etmiştir. Demirin maliyeti 21.000 TL dir. Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 740 Hizmet Üretim Maliyeti Hesabı 21.000 740.01 Demir 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı 21.000 150.01 Demir Y inşaatı için demir sevki Aynı örnek eğer 7/B sistemine göre kayıt edilmiş olsaydı yevmiye kaydı aşağıdaki gibi olacaktır. Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 790 Hizmet Üretim Maliyeti Hesabı 21.000 790.01 Demir 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı 21.000 150.01 Demir Y inşaatı için demir sevki 7/A Sistemine Göre Direkt İşçilik Giderlerinin Kaydı: İnşaat Taahhüt işletmeleri, yapmakta oldukları inşaatlarda sarf ettikleri direkt işçilik giderlerini çeşitli borç hesaplarına alacak kaydederken, 740 Hizmet Üretim Maliyeti Hesabına borç kaydederler. Örnek: X İNŞAAT TAAHHÜT işletmesi yapmakta olduğu A inşaatı için 2010 ocak ayı içinde işçilerine 5.000 TL net ücret, 600 TL gelir ve damga vergisi, 900 TL de işçi ve işveren ssk payları ödemiştir. Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 740 Hizmet Üretim Maliyeti Hesabı 6.500 740.02 Ücret 335 Personele Borçlar Hesabı 360 Ödenecek Vergi ve Fonlar Hs 361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri Hs 5.000 600 900 İşçi ücreleri ücret tahakkuku Aynı örnek eğer 7/B sistemine göre kayıt edilmiş olsaydı yevmiye kaydı aşağıdaki gibi olacaktır. Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 791 İşçi Ücret Giderleri Hesabı 6.500 791.02 Ücret 335 Personele Borçlar Hesabı 360 Ödenecek Vergi ve Fonlar Hs 5.000 600 900 361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri Hs İşçi ücreleri ücret tahakkuku Arsanın Temin Edilmesi ve Kaydedilmesi: Özel inşaat işletmelerinde en önemli üretim girdisi arsadır. Arsanın tedarik şekline bağlı olarak, gerek maliyet gerekse hukuk ilişkileri yönünden şu bilgilerin bilinmesi gerkemektedir. Sahip Olunan Arsanın, “Kat Karşılığı” müteahhit’e verilmesi suretiyle yaptırılan inşaatlar uygulamada en fazla karşılaşılan örneklerdendir. vergi mükellefi olmayan kişilerin yatırım amaçlı olarak aldıkları arsayı, inşaat işiyle uğraşan müteahhitlere kat karşılığı anlaşarak inşaat yaptırmalarıdır. İnşaat sonucu ortaya çıkan daire ve iş yerlerinin bir kısmını inşaatı yapan müteahhit, kalan kısmını arsa sahibi almaktadır. Arsanın Satın Alınması: Arsanın satın alınması halinde, satın alınan maliyet tutarı ile stok hesaplarına kayıt edilir. Maliyet bedeli; arsanın alış bedeli ve buna bağlı diğer giderlerlerden oluşur.Yapının inşasına başlanmasıyla, arsanın maliyet bedeli 710 ilk madde ve malzeme gideri olarak maliyet hesaplarına kaydedilir. Örnek: HG İnşaat ve Taahhüt İşletmesi yapımına başlayacağı bina inşaatı için, üzerinde kullanılamaz durumda olan bir binanında bulunduğu 3000 m2 bir arsayı 80.000 TL ye satınalmış ve üzerindeki binanın yıkılması ve hafriyat işlemi için 4.000 TL müteferri gider yapmıştır. Bu işlemin muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olacaktır. Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı 100 Kasa Hesabı 84.000 84.000 Arsanın alımı ve harfiyat işlemi İNŞAAT İŞLETMELERİNDE MUHASEBE UYGULAMALARI Arsanın Gayrimenkul Karşılığı (Kat Karşılığı) Temin Edilmesi: Bu uygulama düzenlenecek (Noterden düzenlenmesi önemlidir) bir sözleşmeye bağlanmaktadır. Arsa sahibine verilecek daire veya dükkanların maliyeti, müteahhide kalan bağımsız bölümlerin arsa payının bedelidir; dolayısıyla inşa edilecek yapıdan işletmeye kalan daire veya dükkanların maliyetine dahil olur. Bu sebeple önce inşa edilen tüm yapının maliyeti hesaplanır, bu maliyet yapı birimlerine dağıtılır, arsa sahibine verilen daire ve/veya dükkanların maliyeti tekrar işletmeye kalan bağımsız bölümlerin maliyetine yüklenir. İnşaat işletmesi, inşaatı kısmen veya tamamen tamamladığında sözleşmede belirtilen esaslara göre arsa paylarını kendi üzerine tescilini talep edecektir. Alışıla gelen uygulamada ise alımla ilgili harçları ödememek için, inşaat işletmesinin, arsa payını üzerine geçirmeyip arsa sahibinden vekaletname aldığı ve kendisine kalan daire ve/veya dükkanları bu vekaletname ile sattığı görülmektedir. Bu uygulamayı arsa sahibi de uygun görmektedir, çünkü arsa paylarının devredilmemesi inşaat işletmesine karşı teminat oluşturmaktadır. Bu durumda inşaat işletmesinin kendisine kalan kısımları satabilmesi için arsa sahibinden vekaletname alması gerekecektir. Bunun yanında Arsanın, satın alma tarihinden itibaren 4 yıl içinde müteahhide verilmesi olayında,daire ve dükkanların yine bu süre içinde ”kat irtifakı kurulmuş” ya da tamamlanıp “iskanı alınmış” durumda satılmasından doğan kazanç “değer artış kazancı olarak vergilendirilir. Kazancın hesaplanması sırasında arsanın iktisap (edinme) bedeli (gayrimenkulun elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere) Devlet İstatistik Enstitüsü’nce belirlenen TEFE ‘deki artış oranında artırılır. Böylelikle satış tarihi itibariyle, arsanın gerçek maliyeti bulunur. Arsa karşılığında alınan daire ve dükkanların, 4 yıl geçtikten sonra satılması olayında vergilendirme yönünden, bir kişinin arsası karşılığında kat sahibi olması, servetin biçim değiştirmesi olduğundan dairelerin satışından elde edilen kazanç, değer artış kazancı olmamaktadır. Örnek: HG 6 yıl önce yatırım amacıyla aldığı arsayı, 2006 yılında kat karşılığı müteahhitle anlaşmıştır. Müteahhit aldığı arsa üzerine 20 adet daire, 4 adet işyeri yapacaktır. Arsa sahibine 10 daire 2 işyeri verecektir. a- Kişisel Servete dahil arsanın Müteahhite kat karşılığı verilmesinde vergileme:Müge Günay ‘nın kişisel servetine dahil arsayı kat karşılığı müteahhide vermesi G.V. Kanunun 80/6. maddesi uyarınca 4 yılı geçmiş olması nedeniyle değer artış kazancı olarak vergilendirilmeyecektir. b- Müteahhidin vergilendirilmesi:Yukarıdaki örneğe devam edersek müteahhit yukarıdaki arsayı 2006 yılında 10 daire 2 işyeri karşılığında alarak, 2006 yılında inşaata başlamış, 2007 yılında bitirerek 20 daire ve 4 işyeri yapmıştır. Anlaşmaya göre 10 daireyi ve 2 işyerini arsa sahibine devretmiş, kalan daireleri ve 1 işyerini 2007 yılında satmıştır. Müteahhidin yaptığı daire ve işyerlerine yapılan giderlerin muhasebe kayıtları aşağıdaki gibi olacaktır. 2006 yılında yapılan harcamalar: Tutar İnşaat malzemesi İşcilik Genel Üretim Gideri Genel Giderler Pazarlama Giderleri Finasman Giderleri 800.000 200.000 75.000 20.000 6.000 30.000 KDV 144.000 13.500 3.600 1.080 - Not: Yukarıda alınan inşaat malzemesinin 600.000 TL sini 2006 yılında inşaatta kullanmış, 200.000 TL lik kısmı 2007 yılına devretmiştir. 1. İlk madde ve malzeme alış kaydı Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ..................................../...................................... 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı 191 İndirilecek KDV Hesabı 800.000 144.000 100 Kasa Hesabı 944.000 İnşaat malzemelerinin alış kaydı 2. İlk madde ve malzemenin inşaatta kullanılması 2 ..................................../...................................... 710 Direkt İlk Madde ve Malzeme Giderleri Hesabı 600.000 150 İlk Madde ve Malzeme Hesabı 600.000 İlk madde ve malzemeden yıl içinde inşaatta kullanılan kısmı 3. Üretimde kullanılan giderlerin alış kaydı 3 ..................................../...................................... 720 Direkt İşcilik Giderleri Hesabı 730 Genel Üretim Giderleri Hesabı 191 İndirilecek KDV Hesabı 200.000 75.000 13.500 770 Genel Yönetim Giderleri Hesabı 191 İndirilecek KDV Hesabı 760 Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri Hesabı 191 İndirilecek KDV Hesabı 780 Finansman Giderleri Hesabı 20.000 3.600 6.000 1.080 30.000 100 Kasa Hesabı 4 349.180 Yıl içinde yapılan harcamaların kaydı ..................................../...................................... 151 Yarı Mamul Üretim Hesabı 875.000 711 Direkt İlk Madde Mlz Giderleri Yansıtma Hs 721 Direkt İşcilik Giderleri Yansıtma Hs 731 Genel Üretim Giderleri Yansıtma Hs 5 600.000 200.000 75.000 Devam eden inşaat hesabındaki giderlerin yıl sonu yarı mamul hesabına devri ..................................../...................................... 711 Direkt İlk Madde Mlz Giderleri Yansıtma Hs 721 Direkt İşcilik Giderleri Yansıtma Hs 731 Genel Üretim Giderleri Yansıtma Hs 600.000 200.000 75.000 710 Direkt İlk Madde Mlz Giderleri Hs 720 Direkt İşcilik Giderleri Hs 730 Genel Üretim Giderleri Hs 6 600.000 200.000 75.000 Yarı mamul hesabına atılan gider hesaplarının kapatılması ..................................../...................................... 631 Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri Hs 632 Genel Yönetim Giderleri Hs 660 Kısa Vadeli Borçlanma Giderleri Hs 6.000 20.000 30.000 771 Genel Yönetim Giderleri Yansıtma Hs 761 Paz. Satış Dağıtım Giderleri Yansıtma Hs 781 Finansman Giderleri Yansıtma Hs 6.000 20.000 30.000 Faaliyet giderlerinin gelir tablosu hesablarına devri 7 ..................................../...................................... 771 Genel Yönetim Giderleri Yansıtma Hs 761 Paz. Satış Dağıtım Giderleri Yansıtma Hs 781 Finansman Giderleri Yansıtma Hs 770 Genel Yönetim Giderleri Hs 760 Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri Hs 780 Finansman Giderleri Hs Faaliyet giderleri hesabının kapanış kaydı 6.000 20.000 30.000 6.000 20.000 30.000 8 ..................................../...................................... 190 Devreden KDV Hesabı 162.180 191 İndirilecek KDV Hesabı 9 162.180 KDV beyannamelerinin beyanı sırasında yapılan kayıtlar ..................................../...................................... 690 Dönem karı veya zararı Hesabı 56.000 631 Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri 632 Genel Yönetim Giderleri 660 Kısa Vadeli Borçlanma Giderleri 10 6.000 20.000 30.000 Faaliyet giderlerinin K/Z Hesabına devri kaydı ..................................../...................................... 692 Dönem Net Karı veya Zararı Hesabı 56.000 690 Dönem karı veya zararı Hesabı 11 56.000 Dönem K/Z hesabının Dönem net Kar Zarar hesabına devri ..................................../...................................... 591 Dönem Net Zararı Hesabı 56.000 692 Dönem Net Karı veya Zararı Hesabı 56.000 Dönem zararının Bilanço hesabına devri Yukarıdaki kayıtlar sonucu Müteahitin 31.12.2006 itibariyle hesap durumu özetle aşağıdaki gibidir: 150 hesabın borç bakiyesi 200.000 TL 151 hesabın borç bakiyesi 875.000 TL 591 Dönem Net Zararı 56.000 TL 190 Devreden KDV 162.180 TL dir. Müteahhit Gelir Vergisi mükellefi olup, yukarıdaki kayıtlara göre 2006 yılı için 2007 yılın Mart ayının 15’ine kadar gelir vergisi beyannamesi vermesi gerekmektedir. Müteahhidin yaptığı inşaat işi G.V. Kanunundaki yıllara sari inşaat işi değildir. Yıllara sari inşaat işi olarak kabul edilebilmesi için; İşin inşaat işi olması, yıllara sari olması ve taahhüt edilmiş olması şartlarını birlikte taşımış olması gerekmektedir. Bu örneğimizde taahhüt yoktur. Örneğimizde inşaat işi 2006 de başlayıp, 2007 yılında bitmişse de yıllara sari olarak kabul edilmemektedir. Bu işlem, inşaat imalat işi gibi düşünülmesi gerekmektedir. Dolayısıyla yukarıdaki kayıtlara göre Gelir Tablosu ve bilanço çıkartılarak gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekmektedir. Çıkarılan Bilançoda; İlk Madde malzeme (stok) : 200.000 Yarı mamuller (stok) : 875.000 Dönem Net zararı : 56.000 Devreden KDV : 162.180 TL olarak yer almalı Gelir tablosunda da; Faaliyet giderlerinden kaynaklanan (Genel Yönetim Giderleri-Pazarlama Giderleri- Finansman giderleri) 56.000 YTL, dönem zararı olarak yer almalıdır. 2006 yılı için verilen gelir vergisi beyannamesinde 56.000 TL zarar beyan edilmelidir. İŞLETME ÇEŞİTLERİ Hukuki Olarak İşletme Çeşitleri: 1. Tek Kişi İşletmeleri: Tek kişi işletmeleri en basit, en eski ve uygulamada en çok görülen işletme biçimidir. İşletmenin tek sahibi vardır. Bu nedenle işletme sahibi işletme faaliyetleri konusunda her türlü kararı alır, uygular ve denetler. Ortaya çıkabilecek işletme riskleri tümüyle kendisine aittir. Kurulmaları ve sona ermeleri yasal açıdan kolaydır. Sermayelerinin yetersiz olması ve alacaklılara karşı sınırsız sorumluluk üstlenmeleri, büyümelerine engeldir. 2. Şirketler: Ortak ekonomik amaç ve çıkarları gerçekleştirmek, ya da belli bir ekonomik amaç ve çıkarın gereği olarak birden çok kişilerin emek ve sermayelerini bir sözleşme ile birleştirerek kurulan işletmelere şirket denir. Bir ortaklığın varlığından söz edilebilmesi için aşağıdaki niteliklerin bulunması gereklidir: - Ortaklığı oluşturan kişiler birden fazla olmalıdır. Bu kişiler gerçek veya tüzel kişi olabilir. Bu kişilere ortak, hissedar, şerik veya pay sahibi denir. - Ortak bir amacın bulunması gereklidir. - Ortak amaca ulaşabilmek için ortaklar arasında bir sözleşme bulunmalıdır. - Şirketin amacına ulaşabilmesi için ortaklarının mal ve emeklerini sermaye olarak şirkete getirmelidir. 2.1. Adi Şirketler: İki veya daha fazla kişinin ortak bir amacı gerçekleştirmek için mal ve emeklerini ortaya koyarak oluşturdukları şirket türüdür. Adi şirket sahibinden ayrı bir varlığı olmayan şirketlerdir. En basit şirket modelidir. Borçlar Kanununa tabi olan adi şirketlerin tüzel kişilikleri bulunmamaktadır. Bu nedenle kendilerine ait mal varlıkları üzerinde ortaklarının müşterek mülkiyeti vardır. Şirketle ve şirketin malvarlığı ile ilgili hukuki eylem ve işlemlerde tüm ortaklar birlikte hareket etmek zorundadırlar. -Kuruluşu belirli bir şekle tabi tutulmamıştır. -Sözlü veya ispat güçlüğü bakımından yazılı sözleşme ile kurulabilir. Sözleşme Notere onaylatılır. Sözleşmede aksi belirlenmemişse Sermaye tutarı farklı olsa da ortakların kar ve zarar payları eşittir - Kararlar ortakların oybirliği ile alınır. - Şirketin yönetimi ortakların tümüne aittir - Şirketin borçlarından dolayı ortaklar birlikte sorumlu olurlar - Şirketin Ticaret Siciline tescil ve ilanı zorunlu değildir. -Adi Şirket kuracak kişi tüccar ise, bağlı bulunduğu bölgenin Ticaret Odasına fert olarak kayıt olmak durumundadır. -Asgari bir sermaye öngörülmemiştir. Hangi ortağın ne kadar sermaye koyacağı konusu isteğe bağlıdır. Alacak sermaye olarak konulmuşsa, sermaye koyan ortak bu alacağı şirkete devretmiş ve ödenmesini taahhüt etmiş sayılır. Emeğin sermaye olarak konması halinde, bu ortak zarara iştirak ettirilmeyebilir, ancak kardan pay alır. Bu ortak sorumluluktan muaf olamaz. Ticaret unvanı kullanmak zorunda değildir. -Sermaye olarak getirilen her şey üzerinde iştirak halinde mülkiyet söz konusudur. Her ortak belli bir oranda katılır ve kendi payı üzerinde tasarruf hakkı yoktur. Adi Şirket daha çok geçici ortaklıklarda kurulmalı, sürekli işlerle ilgili olarak bu yola gidilmemelidir. 2.2. Ticaret Şirketleri: Ticaret şirketleri özelliklerine göre ikiye ayrılır. 2.2.1. Şahıs Şirketleri:Tüzel kişiliğe sahip ve ortakların sorumlulukları sınırsız olan şirket türleridir. Ortak ekonomik bir çıkar veya çıkarların gereği olarak sayısı belli kişilerin kurdukları ve sorumlulukları kişisel olan ortaklıklara şahıs şirketleri denir. Ortakların sayısı genelde azdır ve ortaklığın devri de oldukça zordur. Kişi şirketlerinde ortakların hepsi uygun görmeden ortaklık payı başkalarına satılmaz veya devredilemez. Şirketten ayrılan bir ortağın şirket ilişkilerinden dolayı üçüncü kişilere olan sorumluluğu bir süre daha devam eder. Ortaklar, gerçek kişilerdir ve şirket borçlarına karşı sınırsız (bütün mal varlığı ile) sorumludurlar. Şahıs şirketleri TTK'ya göre ikiye ayrılır. Kollektif şirket ve Komandit şirket. - Kollektif Şirketler: Bir ticari işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu, şirket alacaklarına karşı sınırlandırılmamış olan şirket türüdür. Türk Ticaret Kanunu’na göre, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında çalıştırmak amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan, ortakların her birinin şirket alacaklılarına karşı sınırsız sorumlu olduğu ortaklıklara kollektif şirket denir. Şirketin yönetiminden her ortak sorumludur. Kuruluş anlaşmasında aksine bir hüküm yoksa diğer ortakların rızası olmadan ortaklıktan çıkılamaz. Aynı şekilde şirkete yeni bir ortağın alınması için tüm ortakların rızası olmalıdır. Kolektif şirketlere yalnızca gerçek kişiler ortak olabilir. Ortaklar, kâr veya zararı eşit olarak ya da daha önce kuruluş anlaşmasında belirtilen oranlarda bölüşebilirler. - Komandit Şirketler: Kolektif şirketin bir çeşidi olup, ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlı değildir. Diğer ortakların sorumlulukları, şirkete katıldıkları sermaye miktarı ile sınırlıdır. Sorumlulukları sınırsız olan ortaklara "komandite ortak", sınırlı olanlar da "komanditer ortak" denir. Komandite ortakların gerçek kişiler olması gereklidir. Komanditer ortaklar ise gerçek veya tüzel kişi olabilir. Komandit şirketler komandite ortaklar tarafından yönetilirler. Komanditer ortaklar yılsonunda hesaplarını denetleyebilirler ve kârdan sermayeleri oranında pay alırlar. Ticaret hayatında bu şirket türüne fazla rastlanmamaktadır. Komandite ortak: Sorumluluğu sınırsız ve zincirleme olan ortaktır. Şirketin yönetimine seçilebilirler ve gerçek kişilerden oluşur. Komanditer ortak: Sormluluğu şirketteki sermaye ile sınırlı olan ortaklardır. Şirketin yönetimine seçilemezler. Komanditer ortaklar gerçek ve tüzel kişiler olabilir. Komandit şirketlerin ticaret unvanı, komandite ortaklardan birinin ismi ile şirket konusunu gösterecek bir ibareyi taşımalıdır. Bu şirketlerin ticaret unvanlarında komanditer ortakların ad ve soyadının bulunması yasaktır. Komandit şirketlerin idare ve temsili komandite ortaklara aittir. Kolektif şirket ana sözleşmesinde bulunması gereken hususlar ile tescil işlemlerinde aranan evrak komandit şirketler için de geçerlidir. Komandit şirketler Adi Komandit ve Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit şirketler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 2.2.2. Sermaye Şirketleri: Sermaye şirketlerinde, ortakların sorumlulukları şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye miktarıyla sınırlıdır. Bu tür şirketlerde ortaklardan birinin ayrılmasıyla ortaklık bozulmaz. Ortakların şirketteki ortaklık payları kişisel değildir. Bu paylar başkasına satılabilir veya devredilebilir. Sermaye şirketlerinin en önemli özelliklerinden biri de sermayeye ortak olmak ile şirketin yönetimiyle ilgilenmenin birbirinden ayrılmış olmasıdır. Ortakların ikinci planda kalmaları ve asıl olanın şirkete getirilen sermaye olması nedeniyle bu tür ortaklıklara sermaye şirketleri denir. Şirket, gücünü ve itibarını sermayesi ve yönetiminden alır. Şirket alacaklarına karşı şirket mal varlığı bir güvence oluşturur. TTK’ da yer alan sermaye şirketleri Anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş (hisseli) komandit şirket olmak üzere üç tanedir. - Anonim Şirketler: En az beş veya daha çok gerçek ya da tüzel kişi tarafından kurulan ve paylara bölünmüş bir temel sermayesi, ekonomik amaç ve konusu bulunup, borçlarından ötürü yalnızca şirketin varlığı kadarıyla sorumlu olan ortaklıklara anonim şirket denir. En önemli özellikleri şunlardır: - Ortak sayısı en az beş olmalıdır. Ortaklar gerçek veya tüzel kişi olabilir. - Şirketin temel sermayesi belli olmalı ve bu miktarın en az tutarı elli bin TL olmalıdır. - Şirketin temel sermayesi eşit paylara bölünmüştür. - Şirketin ticari unvanı bulunmalı ve çalışma konusu belli olmalıdır. - Şirketin üçüncü kişilere olan sorumluluğu şirketin varlığı ile sınırlıdır. - Şirket ortaklarının üçüncü kişilere karşı finansal sorumluluğu şirkete getirdikleri sermaye miktarıyla sınırlıdır. Anonim şirketler ani ve tedrici olmak üzere iki şekilde kurulurlar. Ani kuruluşta, sermayenin tamamının kurucu ortaklar tarafından taahhüt edilir. Ani kuruluşta kurucu ortaklar sermaye taahhütlerinin en az %25’ini kuruluştan itibaren 3 ay içinde, kalan ‘%75’ini ise 3 yıl içinde ödemek zorundadırlar. Tedrici kuruluşta ise sözleşme safhasında sermayenin tamamı kurucu ortaklarca taahhüt edilmeyip yalnızca onda biri (1/10) temin edilmekte, kalanı için hâlka başvurulmaktadır. - Limited Şirketler: Ekonomik amaç ve konular için iki veya daha fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından bir ticaret ünvanı altında kurulmuş olup ortaklarının sorumluluğu şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve temel sermayesi belli olan şirketlere “ limited şirket " denir. En belirgin özelikleri şunlardır: - Ortak sayısı ikiden az elliden fazla olamaz. - Temel sermayesi en az beş bin YTL olmalıdır. - Bankacılık, sigortacılık ve borsa bankerliği ile uğraşamazlar. - Şirkete getirilen sermaye için hisse senedi çıkarılamaz. - Ortaklık payının tutarı ne olursa olsun, her ortağın bir payı bulunur. - Ortaklık payının devri, genelde diğer ortakların iznini gerektirir. - Şirketin temel sermayesi, şirkete ilişkin zarf, kâğıt ve başka basılı evraklarda belirtilmiş olmalı ve şirket unvanının "limited şirket" kelimesini taşıması şarttır. Limited şirketler ortaklar tarafından yönetilir ve temsil edilir. Bu tür şirketlerde ortaklardan oluşan bir genel kurul bulunur. Bunun yanı sıra ortak sayısı 20’den çok olan limited şirketlerde en az bir denetçinin olması zorunludur. - Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket: Sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya birkaçı, şirket alacaklarına karşı bir kollektif şirket, diğerleri bir anonim şirket ortağı gibi sorumlu olan şirkettir. Bu tür şirkette kolektif şirket ortakları gibi sorumlu olan ortaklara “komandite”, anonim şirket ortakları gibi sorumlu olanlara “komanditer” ortak denir. 3. Kooperatifler: Kooperatif, insan ihtiyaçlarının karşılıklı yardımlaşma yoluyla giderilmesini sağlamak ve ortakların çıkarlarını korumak amacıyla oluşturulan ekonomik kuruluştur. Kooperatifler kanununa göre kooperatif ise: Tüzel kişiliğe sahip olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarını ve özellikle meslek ve geçimlerine ilişkin gereksinimlerini karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri ile özel idareler, belediyeler, köyler, cemiyetler ve dernekler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli kuruluşlara "kooperatif" denir. Kooperatif kuruluşlar faaliyetlerini, diğer işletmelerin izledikleri ekonomiklik ilkeleri doğrultusunda şu kooperatifçilik ilkeleri altında yürütürler: - Serbest giriş çıkış ( açık üyelik) - Demokratik yönetim - Sermayeye sınırlı faiz verilmesi - Kooperatifçilik eğitiminin geliştirilmesi - Kooperatiflerle iş birliği TİCARET ŞİRKETLERİ Ticaret Şirketleri: Ticaret şirketleri özelliklerine göre ikiye ayrılır. 1. Şahıs Şirketleri:Tüzel kişiliğe sahip ve ortakların sorumlulukları sınırsız olan şirket türleridir. Ortak ekonomik bir çıkar veya çıkarların gereği olarak sayısı belli kişilerin kurdukları ve sorumlulukları kişisel olan ortaklıklara şahıs şirketleri denir. Ortakların sayısı genelde azdır ve ortaklığın devri de oldukça zordur. Kişi şirketlerinde ortakların hepsi uygun görmeden ortaklık payı başkalarına satılmaz veya devredilemez. Şirketten ayrılan bir ortağın şirket ilişkilerinden dolayı üçüncü kişilere olan sorumluluğu bir süre daha devam eder. Ortaklar, gerçek kişilerdir ve şirket borçlarına karşı sınırsız (bütün mal varlığı ile) sorumludurlar. Şahıs şirketleri TTK'ya göre ikiye ayrılır. Kollektif şirket ve Komandit şirket. - Kollektif Şirketler: Bir ticari işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu, şirket alacaklarına karşı sınırlandırılmamış olan şirket türüdür. Türk Ticaret Kanunu’na göre, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında çalıştırmak amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan, ortakların her birinin şirket alacaklılarına karşı sınırsız sorumlu olduğu ortaklıklara kollektif şirket denir. Şirketin yönetiminden her ortak sorumludur. Kuruluş anlaşmasında aksine bir hüküm yoksa diğer ortakların rızası olmadan ortaklıktan çıkılamaz. Aynı şekilde şirkete yeni bir ortağın alınması için tüm ortakların rızası olmalıdır. Kolektif şirketlere yalnızca gerçek kişiler ortak olabilir. Ortaklar, kâr veya zararı eşit olarak ya da daha önce kuruluş anlaşmasında belirtilen oranlarda bölüşebilirler. - Komandit Şirketler: Kolektif şirketin bir çeşidi olup, ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlı değildir. Diğer ortakların sorumlulukları, şirkete katıldıkları sermaye miktarı ile sınırlıdır. Sorumlulukları sınırsız olan ortaklara "komandite ortak", sınırlı olanlar da "komanditer ortak" denir. Komandite ortakların gerçek kişiler olması gereklidir. Komanditer ortaklar ise gerçek veya tüzel kişi olabilir. Komandit şirketler komandite ortaklar tarafından yönetilirler. Komanditer ortaklar yılsonunda hesaplarını denetleyebilirler ve kârdan sermayeleri oranında pay alırlar. Ticaret hayatında bu şirket türüne fazla rastlanmamaktadır. Komandite ortak: Sorumluluğu sınırsız ve zincirleme olan ortaktır. Şirketin yönetimine seçilebilirler ve gerçek kişilerden oluşur. Komanditer ortak: Sormluluğu şirketteki sermaye ile sınırlı olan ortaklardır. Şirketin yönetimine seçilemezler. Komanditer ortaklar gerçek ve tüzel kişiler olabilir. Komandit şirketlerin ticaret unvanı, komandite ortaklardan birinin ismi ile şirket konusunu gösterecek bir ibareyi taşımalıdır. Bu şirketlerin ticaret unvanlarında komanditer ortakların ad ve soyadının bulunması yasaktır. Komandit şirketlerin idare ve temsili komandite ortaklara aittir. Kolektif şirket ana sözleşmesinde bulunması gereken hususlar ile tescil işlemlerinde aranan evrak komandit şirketler için de geçerlidir. Komandit şirketler Adi Komandit ve Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit şirketler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 2. Sermaye Şirketleri: Sermaye şirketlerinde, ortakların sorumlulukları şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye miktarıyla sınırlıdır. Bu tür şirketlerde ortaklardan birinin ayrılmasıyla ortaklık bozulmaz. Ortakların şirketteki ortaklık payları kişisel değildir. Bu paylar başkasına satılabilir veya devredilebilir. Sermaye şirketlerinin en önemli özelliklerinden biri de sermayeye ortak olmak ile şirketin yönetimiyle ilgilenmenin birbirinden ayrılmış olmasıdır. Ortakların ikinci planda kalmaları ve asıl olanın şirkete getirilen sermaye olması nedeniyle bu tür ortaklıklara sermaye şirketleri denir. Şirket, gücünü ve itibarını sermayesi ve yönetiminden alır. Şirket alacaklarına karşı şirket mal varlığı bir güvence oluşturur. TTK’ da yer alan sermaye şirketleri Anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş (hisseli) komandit şirket olmak üzere üç tanedir. - Anonim Şirketler: En az beş veya daha çok gerçek ya da tüzel kişi tarafından kurulan ve paylara bölünmüş bir temel sermayesi, ekonomik amaç ve konusu bulunup, borçlarından ötürü yalnızca şirketin varlığı kadarıyla sorumlu olan ortaklıklara anonim şirket denir. En önemli özellikleri şunlardır: - Ortak sayısı en az beş olmalıdır. Ortaklar gerçek veya tüzel kişi olabilir. - Şirketin temel sermayesi belli olmalı ve bu miktarın en az tutarı elli bin TL olmalıdır. - Şirketin temel sermayesi eşit paylara bölünmüştür. - Şirketin ticari unvanı bulunmalı ve çalışma konusu belli olmalıdır. - Şirketin üçüncü kişilere olan sorumluluğu şirketin varlığı ile sınırlıdır. - Şirket ortaklarının üçüncü kişilere karşı finansal sorumluluğu şirkete getirdikleri sermaye miktarıyla sınırlıdır. Anonim şirketler ani ve tedrici olmak üzere iki şekilde kurulurlar. Ani kuruluşta, sermayenin tamamının kurucu ortaklar tarafından taahhüt edilir. Ani kuruluşta kurucu ortaklar sermaye taahhütlerinin en az %25’ini kuruluştan itibaren 3 ay içinde, kalan ‘%75’ini ise 3 yıl içinde ödemek zorundadırlar. Tedrici kuruluşta ise sözleşme safhasında sermayenin tamamı kurucu ortaklarca taahhüt edilmeyip yalnızca onda biri (1/10) temin edilmekte, kalanı için hâlka başvurulmaktadır. - Limited Şirketler: Ekonomik amaç ve konular için iki veya daha fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından bir ticaret ünvanı altında kurulmuş olup ortaklarının sorumluluğu şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve temel sermayesi belli olan şirketlere “ limited şirket " denir. En belirgin özelikleri şunlardır: - Ortak sayısı ikiden az elliden fazla olamaz. - Temel sermayesi en az beş bin YTL olmalıdır. - Bankacılık, sigortacılık ve borsa bankerliği ile uğraşamazlar. - Şirkete getirilen sermaye için hisse senedi çıkarılamaz. - Ortaklık payının tutarı ne olursa olsun, her ortağın bir payı bulunur. - Ortaklık payının devri, genelde diğer ortakların iznini gerektirir. - Şirketin temel sermayesi, şirkete ilişkin zarf, kâğıt ve başka basılı evraklarda belirtilmiş olmalı ve şirket unvanının "limited şirket" kelimesini taşıması şarttır. Limited şirketler ortaklar tarafından yönetilir ve temsil edilir. Bu tür şirketlerde ortaklardan oluşan bir genel kurul bulunur. Bunun yanı sıra ortak sayısı 20’den çok olan limited şirketlerde en az bir denetçinin olması zorunludur. - Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket: Sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya birkaçı, şirket alacaklarına karşı bir kollektif şirket, diğerleri bir anonim şirket ortağı gibi sorumlu olan şirkettir. Bu tür şirkette kolektif şirket ortakları gibi sorumlu olan ortaklara “komandite”, anonim şirket ortakları gibi sorumlu olanlara “komanditer” ortak denir. ŞİRKET KURULUŞ İŞLEMLERİ Bir şirket kurulurken birtakım görevleri ve sorumlulukları yerine getirmek gerekir. Bunların bazıları şirketin kendisiyle ilgili bilgiler olurken bazılarıda kanunen yapılması gerekli bilgi ve belgelerdir. Şirket kurulurken ilk olarak karar verilmeli ve daha sonra aşağıda özetlemeye çalıştığımız işlemler ve işlemlerin ayrıntılı hazırlıkları yapılmalıdır. 1. Şirket bilgileri: Kurulacak olan şirketin ünvanı, adresi, sermayesi vb. bilgilerin yer aldığı bölümdür. Örnek şirket bilgileri 2. Şirket ana sözleşmesi: Şirketin ana sözleşmesi mutlaka olmak zorunda ve sözleşmedede aşağıda özetlenen bilgiler yer almalıdır. Örnek şirket ana sözleşmesi Kuruluş Şirket ünavnı Amaç ve konu Şirketin merkezi ve şubeleri, Süre Şirketin sermayesi İlan Şirketin yönetimi Şirketin temsili Hesap dönemi Karın dağıtımı İhtiyat akçesi Kanuni hükümler Geçici maddeler 3. Yapılan ödemeler: Şirketler birtakım ödemeleri ilgili resmi kurumlara ödemek zorundadırlar. Bu ödemelerin listesini hazırlayarak gerekli belgelere eklerler. Örnek yapılan ödemeler listesi 4. Kuruluş işlemlerinin muhasebeleştirilmesi: Şirket belli bir sermaye ile kurulacağından ve bu sermayenin ortaklar arasında nasıl dağıtılacağından daha sonra da ortakların sermayeyi nasıl ödediklerini görmek için bu işlemlerin muhasebe kayıtları çıkarılır ve düzenlenir. Örnek kuruluş işlemlerinin muhasebe kayıtları 5. Şirket faaliyetleri: Şirketin hangi tür faaliyet alanında çalışacağı belirtilerek şirketin hangi işlemleri yapacağı ve nasıl çalışma izleyeceği yazılarak belirlenmelidir. Örnek şirket faaliyetleri listesi 6. Vizyonumuz: Kurulacak olan şirket kendi vizyonunu belirleyerek bunu topluma duyurmalıdır. 7. Misyonumuz: Kurulacak olan şirket kendi misyonunu veya misyonlarını belirleyerek bunu topluma duyurmalıdır. 8. Hedeflerimiz: Kurulacak olan şirket hedefini veya hedeflerini belirleyerek bunu topluma duyurmalıdır. 9. Organizasyon şeması: Şirket nasıl bir organizasyon içinde çalışacak nasıl bir iş bölümü yapacak gibi çalışmaları önceden saptayarak bunları organizasyon olarak belirlemelidir. Örnek organizasyon şeması 10. İş tanımları, görevleri ve sorumlulukları: Organizasyon şemasında yapılan iş bölümündeki iş tanımları, iş tanımlarının görevleri ve sorumlulukları hazırlanarak belirtilir. Örnek iş tanımları, görev ve sorumlulukları listesi ANONİM ŞİRKETLER 1. Anonim şirketlerin tanımı: Sermaye şirketi olmanın tüm özelliklerini taşıyan, büyük hedefleri gerçekleştirmek için kurulan, her türlü ekonomik faaliyette bulunabilen kurullarla çoğunluk esasına göre yönetilen, menkul kıymet (hisse senedi, tahvil vb.) çıkartabilen şirketlerdir. Bir unvana sahip, esas sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile ortaklarının sorumluluğu, taahhüt etmiş oldukları sermaye payı ile sınırlı bulunan şirkettir. (Türk Ticaret Kanunu 269. madde) 2. Anonim şirketlerin özellikleri: - Anonim şirketler kanunen yasak edilmeyen her türlü iktisadi ve ticari konuların gerçekleşmesi amacıyla kurulabilir. Ana sözleşmede şirket konusunun açıkça gösterilmesi zorunludur. - Anonim şirketlerde, tüzel kişinin tacir olmasının bir sonucu olarak, bir ticaret unvanı altında kurulmak ve bu ticaret unvanını ticaret sicilinde tescil ettirmek zorundadır. - Anonim şirket sermaye şirketi olduğundan, ticaret unvanı iş konusu ile ilgili olmalıdır. "Anonim şirket" ibaresinin açık veya kısaltılmış "AŞ" olarak yazılması gerekir. - Anonim şirketler, şirkette pay sahibi olan en az beş kurucu ortakla kurulabilir. Ortak sayısının beşin altına düşmesi, anonim şirketi sona erdiren kanuni bir sebeptir (T.T.K. Madde 434/4). - Anonim şirket bir sermaye şirketi olup sözleşmesinde ortaklar tarafından konulması taahhüt edilen sermayenin bütünü, esas sermayeyi oluşturur. - Anonim şirketlerde esas sermaye belirli ve paylara bölünmüştür. En az sermaye sınırı 50.000 TL'dir. - Anonim şirketlerde hisse devri kolaydır. Menkul kıymet olarak el değiştirir. Kuruluş sırasında ayni (mal, eşya) olarak konan sermaye karşılığında alınan hisse senetleri iki yıl geçmedikçe satılamaz. - Anonim şirketler, kurumlar vergisi mükellefidir. Verginin muhatabı şirkettir. - Hisse senedi ve tahvil çıkarma hakkı sadece anonim şirketlere verilmiştir. - Anonim şirketler tüzel kişiliğe sahiptir. Tüzel kişilik ticaret siciline tescille gerçekleşir. - Anonim şirketin, borçlarına karşı sorumluluğu mal varlığı ile sınırlıdır. Ortakların sorumluluğu ise taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır. - Sermaye, her biri 1 Kr'luk paylara ve katlarına bölünür. - Anonim şirket, sermayesi paylara bölünerek hisse senetleri ile temsil edilebilir. Şirket sermayesinin tamamı ödenmedikçe hamiline yazılı hisse senedi çıkarılamaz. 3. Anonim şirketlerin sınıflandırılması: Anonim şirketlerin sınıflandırılması çeşitli şekillerde yapılabilir. Kuruluş şekline göre ve ortakların sayısı ve özelliklerine göre sınıflandırılırlar. 3.1. Kuruluş Şekline Göre Anonim Şirketler: - Ani kuruluş yöntemiyle kurulan anonim şirketler - Tedrici kuruluş yöntemiyle kurulan anonim şirketler - Tür değiştirme yoluyla kurulan anonim şirketler - Birleşme yoluyla kurulan anonim şirketler - Özel kanunlarla kurulan anonim şirketler 3.2.Ortakların Sayısı ve Özelliklerine Göre Anonim Şirketler: - Aile anonim şirketleri (kapalı anonim şirketler) - Halka açık anonim şirketler - Özel yasalarla kurulan anonim şirketler - Holdingler - Çok uluslu anonim şirketler 4. Yönetim ile İgili Organlar: Anonim şirketlerin başlıca organları şunlardır: - Genel kurul - Yönetim kurulu - Genel müdür ve diğer müdürler - Denetçiler T.T.K ’na göre; yukarıda sıraladığımız organlardan genel kurul, yönetim kurulu ve denetçiler, anonim şirketlerin bulundurmak zorunda oldukları organlardır. Müdürler ise kanuna göre zorunlu değildir. Fakat anonim şirketlerin yapısı ve değişik şubelerinin olması sebebiyle gerekli olmaktadır. 4.1. Genel Kurul: Anonim şirketlerde bütün ortakların toplanarak karar aldıkları bir organdır. En yüksek karar organıdır. Olağan genel kurul toplantısı şirketin hesap devresi sonundan itibaren üç ay içinde en az yılda bir kez, olağanüstü genel kurul toplantıları ise gerekli görülen durumlarda toplanabilir. 4.1.1. Genel kurulun yetkileri şunlardır: - Şirket ana sözleşmesinin degiştirilmesi - Şirketin feshine karar verilmesi - Şirket organlarının seçimi, değiştirilmesi ve azledilmesi - Hisse senedi ve tahvillerin ihracına karar verilmesi - Yönetim kurulu üyelerinin faaliyetlerinin denetimi ve ibrası - Bilanço, kar ve zarar hesaplarının onaylanması - Tasfiye kararı alındığında tasfiye memurlarının seçimine veya azline karar verilmesi - Şirketin genel olarak denetiminin yapılması 4.2. Yönetim Kurulu: Yönetim kurulu, şirketin yönetiminden ve üçüncü kişilere karşı temsil edilmesinden sorumlu olan organdır.Yönetim kurul üyeleri genel kurul tarafından seçilir.Görev ve yetkileri bakımından genel kuruldan sonra en önemli organ yönetim kuruludur. Yönetim kurulu üyeleri gerçek kişilerden oluşur.Yönetim kurulu üyelerinin pay sahipleri arasından seçilmesi kuraldır.Pay sahibi olan tüzel kişi yönetim kurulu üyesi olamaz,ancak tüzel kişinin temsilcisi olan gerçek kişiler yönetim kuruluna üye olabilir.Ölüm,istifa veya farklı sebeplerle yönetim kurulu üyeliği açıldığı takdirde,ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere,boşalan yer için yönetim kurulu tarafından atama yapılabilir. Yönetim kurulunun teşkilinden sonra yapılması gereken ilk şey, üyeleri arasından bir “Başkan” ve “Başkan Vekili” seçilmesidir. Yönetim kurulu üyeleri en çok üç yıl için seçilebilir. Yönetim kurulu toplandıktan sonra, mevcut üyelerinin çoğunluğu ile karar alabilir. Yönetim kurulunun teşkilinden sonra yapılması gereken ilk şey, üyeleri arasından bir “Başkan” ve “Başkan Vekili” seçilmesidir. 4.2.1. Yönetim kurulunun görevleri şunlardır: - Genel kurulun toplantıya çağrılması - Şirket yöneticilerinin atanması ve azilleri - Şirketin denetlenmesi - Yıllık raporların düzenlenmesi, - Bilanço ve kâr zararın tablolarının düzenlenmesi - Karın dağıtımı için öneride bulunulması - Şirketin defterlerinin tutulması - Yönetim kurulu üyeliğinin açılması halinde yeni üye seçimi - Şirkete ilişkin tescil ve ilan işlerinin yapılması - Şirketin mali durumunun bozulması halinde, gerekli tedbirlerin alınması 4.3. Genel Müdürler ve Diğer Müdürler: Türk Ticaret Kanununa göre, müdürler anonim şirketlerin zorunlu organlarından sayılmamaktadır. Günümüz şartlarında şirketler genel müdür ve müdürlere ihtiyaç duymaktadır. Sözleşmede aksi bir hüküm bulunmadıkça genel müdür ve müdürler, genel kurul kararı ile veya yönetim kurulu tarafından seçilebilir. Müdürlerin atanması ticaret siciline tescil ettirilerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan ettirilir. Müdürler yönetim kurulu üyelerinden, ortaklardan veya üçüncü kişilerden olabilir. Müdürlerin görev süreleri sözleşmede belirtilmemişse en fazla yönetim kurulu üyelerinin görev süreleri kadardır. Müdürler şirketin ticari temsilcisidir. 4.4. Denetçiler: Anonim şirketlerde, yönetim kurulu ve genel kurulun yanı sıra yasal olarak bulunması gereken organlardan biri de denetim organıdır. Denetçiler, anonim şirketlerde pay sahiplerinin haklarını korumak üzere geliştirilmiş bir organdır. Şirket işlerini denetlemek üzere bir veya birden fazla denetçi seçilmesi yasal zorunluluktur. Denetçilerin mutlaka pay sahipleri arasından seçilmesi yasal olarak zorunlu değildir. Tek denetçi seçilmesi halinde seçilecek kişinin Türk vatandaşı olması şarttır. Birden fazla denetçi seçilmesi halinde ise yarıdan bir fazlasının Türk vatandaşı olması lazımdır. Denetçiler normal olarak genel kurul tarafından seçilir. Denetçi sayısı birden fazla ise ve bir denetçiliğin her hangi bir nedenle açılması halinde, diğer denetçiler ilk genel kurula kadar görev yapmak üzere yerine birini seçebilir. Tek denetçi olması ve bu denetçinin ayrılması halinde ise, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeden, ilk genel kurula kadar görev yapmak üzere denetçi tayini istenmesi gerekir. Denetçiler, görevleri gereği şirketin işleriyle ilgili bilgi ve her çeşit belgeyi, sözlü ya da yazılı açıklamayı isteyebilir. 4.4.1. Denetçilerin Görevleri: - Yönetim kurulu üyeleri ile işbirliği içerisinde bilançonun şeklini tayin etmek, - Üç aydan fazla ara vermemek kaydıyla sık sık ve ansızın şirket veznesini teftiş etmek, - Şirket defterlerinin Vergi Usul Kanunu’na ve diğer kanunlara uygun olarak tutulup tutulmadığını, kayıtların doğru olarak yapılıp yapılmadığını en az altı ayda bir kontrol etmek, - En az ayda bir defa şirketin defterlerini inceleyerek rehin veya teminat olarak teslim olunan her türlü evrakın mevcut olup olmadığını kontrol etmek, - Bütçe ve bilançoyu denetlemek, - Genel kurul toplantılarına katılmak, - Pay sahiplerinden gelebilecek şikâyetleri inceleyerek rapor etmek, - Tasfiye işlemlerine nezaret etmek, - Yönetim kurulunun ihmali veya suistimali halinde genel kurulu toplantıya davet etmek, - Genel kurula denetleme raporu sunmak. 5. Anonim şirketlerin tutmak zorunda oldukları defterler şunlardır: - Yevmiye defteri - Büyük defter - Envanter ve bilanço defteri - Genel kurul karar defteri - Yönetim kurulu karar defteri - Pay sahipleri defteri - Pay defteri - Tahvil defteri ANONİM ŞİRKETLERİN KURULUŞ İŞLEMLERİ Anonim şirketler kuruluş aşamalarına göre iki şekilde kurulurlar. Bunlar ani kuruluş ve tedrici kuruluş şekilleridir. 1. Ani kuruluş: Ani kuruluş, şirket sermayesinin tamamının kurucu ortaklar tarafndan taahhüt edilmesiyle kurulur. Tedrici kuruluşa göre kuruluş süresi kısa ve formaliteleri daha azdır. Genellikle birbirini tanıyan gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulur. En az beş kurucu ortak tarafından kurulur. Taahhüt edilen sermayenin 1/4'ü kuruluş tarihinden itibaren üç ay içerisinde, geri kalanı da üç yılda eşit taksitlerle ödenmek zorundadır. 1.1. Ani kuruluşta sırasıyla yapılması gereken işlemler: - En az, beş gerçek veya tüzel kişi bir araya gelerek yazılı bir ana sözleşme hazırlanır. Bu ana sözleşme ortaklar tarafından noter huzurunda imzalanır (Ana sözleşme 7 nüsha olarak düzenlenir.). - Şirketin tescili için ticaret siciline bir dilekçe ile başvurulur. Sermayenin %004'ü (on binde dördü) rekabet kurulu adına Ziraat Bankasına yatırılır. - Şirketin tescili için ticaret siciline bir dilekçe ile başvurulur. - Şirket Ticaret Siciline tescil ettirilir. - Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ettirilir. 1.2. Ticaret siciline verilen dilekçeye aşağıdaki belgeler eklenir: - İki adet ana sözleşme - Kurucuların nüfus cüzdanı suretleri ile ikametgâh belgeleri - Şirketi temsile yetkili olanların imza sirküleri - Sermayenin %004'ünün Rekabet Kurulu adına yatırıldığını gösteren dekont 1.3. Ana sözleşmenin hazırlanması: Uygulamada ana sözleşme örnekleri ticaret müdürlüklerinde tip olarak hazır verilmektedir. Kurucu ortaklar bu sözleşmeyi en az yedi nüsha olarak doldurulup imzalayarak notere tasdik ettirir. Ana sözleşmede bulunması zorunlu olan hususlar şunlardır: - Şirketin kurucularının adı, soyadı, ikametgâh adresleri ve uyrukları - Şirketin ticaret unvanı - Şirketin amacı ve faaliyet konusu - Kurulacak şirketin merkez ve şubelerinin adresleri - Şirketin süresi - Şirketin esas sermayesinin tutarı,kaç paya ayrıldığı,payların değerleri ile şirkete ödenme şekil ve şartları - Şirketin yönetim kurulu üyeleri, seçim şekli,görevleri,hakları,yetkileri,görev süreleri ve toplanma zamanları - Denetçilerin seçilmesi ve görevleri - Genel kurul toplantılarının ne şekilde yapılacağının belirtilmesi zorunludur . - Şirkete ait ilanların ne şekilde yapılacağının belirtilmesi zorunludur . - Kârın dağıtım şekli, hesap dönemi, yedek akçelerin ayrılması gibi diğer hususlar da belirtilebilir. - Her ortağın taahhüt ettiği sermaye türü ve pay miktarı 1.4. Aşağıdaki kuruluşlara gerekli müracaatlarda bulunma: - Ana sözleşmeler noterden onaylandıktan sonra, onay tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Ticaret Sicili Memurluğuna tescil ettirilmelidir. 1. Dilekçe (bağlı olacağı vergi dairesi belirtilmeli, yetkili tarafından veya vekaleten imzalanmalı, vekaletin aslı veya onaylı sureti eklenmelidir) 2. Kuruluş bildirim formu (ilgili yerler doldurularak yetkili tarafından imzalanmalıdır - 3 nüsha) 3. Noter tasdikli ana sözleşmez (3 nüsha) 4. Kurucuların ve yetkililerin nüfus sureti (noter veya muhtar onaylı 2 nüsha) 5. Yetkililerin şirket unvanı altında imza beyannamesi (2 nüsha) 6. Tahsil edildi kaşeli ve imzalı banka dekontu (sermayenin onbinde dördünün rekabet kurumunun Ziraat Bankası Bilkent Plaza Şubesinde bulunan............ nolu hesaba yatırıldığını gösteren banka dekontu veya bankadan onaylı EFT makbuzu) 7. Oda kayıt beyannamesi (Yetkililerce İmzalanmalı – ortakların resimleri bulunmalıdır) 8. Taahhütname (yetkili tarafından imzalanmış olmalıdır) 9. Özel mevzuatı gereğince ödenmiş sermaye ile kurulan şirketlerin ödenen sermayeye ait banka dekont aslı veya onaylı sureti Ayrıca; aşağıdaki hususlara dikkat edilmeli ve belirtilen durumlarda sayılan belgeler eklenmelidir. - Ticaret Unvanıyla İlgili Hatırlatma Türk ticaret kanunu hükümleri gereğince ticaret unvanının Türkiye genelinde herhangi bir silcil dairesinde tescil edilmiş unvanlardan farklı olması gerekmektedir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı talimatları gereğince;bir şirket unvanının diğer bir şirket unvanından farklı olup olmadığının değerlendirilmesi çekirdek unvanlardan sonra gelen (sektör bazında) iki kelimenin (sıralamaya bakılmaksızın )aynı olmaması esasına göre yapılmaktadır. Ticaret unvanlarında noktalama işaretleri ve şekillere yer verilmemelidir. Şirket ortakları arasında yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişi bulunmaması halinde yabancı dilde kelimelere yer verilmemelidir. Kurulacak şirketin unvanını taşıyan daha önceden kurulmuş bir şirket olup olmadığı ticaret odası web sitesinden sorgulanmalıdır. - Kurulacak şirkete sermaye olarak konan her türlü hak menkul ve gayrimenkul malların olması halinde bunların değerlerinin tespitine ilişkin bilirkişi raporu ve mahkeme bilirkişi atama yazısı. - Özel kanunlarda, sermayesinin tamamının veya bir kısmının belli bir süre de ödenmesi şart kılınan şirketlerin ana sözleşmelerinin sermayeye ilişkin maddeleri buna göre düzenlenir. Şirket kuruluşunda, sermaye olarak her türlü hak, menkul ve gayrimenkul malların taahhüt edilmesi halinde bu taahhüt şirketin kuruluşunun tescil tarihinden itibaren yerine getirilir. Sermaye olarak konulan mal ve haklar özel bir sicile (tapu siciline, gemi siciline, trafik siciline, sınai mülkiyet sicili gibi)kayıtlı ise, kuruluşun tescil tarihinden itibaren ilgili sicilde şirket adına tescil ettirilir. - Sermaye olarak menkul kıymetin konulması halinde bunun tespitine ilişkin bilirkişi raporu, bilirkişi atanmasına ilişkin mahkeme kararı veya YMM raporu ve faaliyet belgesi. - Aynı sermaye gayrimenkul ise üzerine takyidat olmadığına dair ilgili tapu dairesinden, nakil vasıtası ise mülkiyeti muhafaza kaydının olmadığına dair ilgili trafik müdürlüğünden alınacak yazı - Merkezi İstanbul dışında olan tüzel ortak için buna ilaveten Anonim şirket ise en son yönetim kurulu seçimini, limitet şirket ise en son müdür seçimini gösterir Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi veya şirkete ait noter onaylı sirküler - Gümrük müşavirliği şirketlerinde ortakların ve dışarıdan atanan gümrük işlemlerinde yetkili müdürlerin noter tasdikli gümrük müşavirliği izin belgesi - Şirket fuarcılık alanında faaliyet göstermek amacıyla kuruluyorsa şirket ortakları ile imza yetkisine sahip ortak olmayan görevlilerin müflis konkordato ilan etmemiş ve taksirli suçlar hariç olmak üzere zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlardan dolayı hüküm giymemiş olduklarını gösterir belge(İstanbul iflas müdürlüklerinin tamamında) - Bu şirketler sözleşmelerinde münhasıran fuar ve sergi, tanıtım, organizasyon, reklam, yayıncılık vb. faaliyetlerde bulunacaklarını belirtmiş olmalı ve yurtiçi fuar organizasyonu yapan şirketlerde en az 250.000 YTL, yurtdışı fuar organizasyonu yapan şirketlerde en az 200.000 YTL sermayesi olmalı. - Özel güvenlik alanında faaliyette bulunacak şirketlerin faaliyet konusu sadece güvenlik ve koruma hizmeti olmalı. Ayrıca, hisse senetleri nama yazılı olmalıdır. - Şirket amaç ve konusunda üretim bulunması halinde unvanda sanayi kelimesi kullanılabilir. - Dış ticaret firmaları amaç ve konusunda ticareti yapılan tüm malları saymak yerine sektör adı belirtilmelidir. Örneğin "gıda sektöründeki her türlü malın alımı, satımı, ithali, ihracı" gibi. - Kurulacak şirketin kurucuları arasında belediyeler ve diğer mahalli idareler ile bunların kurdukları birliklerin bulunması halinde bu kuruluşların iştirakine izin veren Bakanlar Kurulu Kararının bir örneği 2. Tedrici kuruluş: Anonim şirketlerin kuruluş şekillerinden diğeri de tedrici kuruluştur. Tedrici kuruluşta Türk Ticaret Kanunu’na ve Sermaye Piyasası Kanunu’na uyulması zorunludur. Ülkemizde gelişmeye paralel olarak sermaye piyasası alanında da gelişmeler olacaktır. Sermaye Piyasası Kanunu sermaye piyasasının işlemesini ve halkın finans kuruluşlarına güvenini sağlamayı amaçlamaktadır. Böylece tasarrufçu ile sermaye talep edenler arasında güvenli bir köprü oluşmuş olacaktır. Atıl duran küçük tasarruflar ülke ekonomisinin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Kısaca Sermaye Piyasası Kanunu, sermayenin halka yayılmasını amaçlar. Tedrici kuruluşta sermayenin 1/10’unu kurucu ortaklar taahhüt eder, kalan kısmı için ise halka başvurulur. 2.1. Bir anonim şirketin tedrici şekilde kurulabilmesi için yapılması gerekli işlemler şunlardır: - En az beş kurucu ortak tarafından yazılı bir ana sözleşme hazırlanır. - Hazırlanan bu yazılı ana sözleşme notere tasdik ettirilir. -Kurucu ortaklar tarafından sermayenin 1/10’unu temsil eden hisse senetleri satın alınarak bedeli şirketin bankada açtırılan hesabına bloke ettirilir. - Şirket sermayesinin %004’ü Rekabet Kurulu adına T.C. Ziraat Bankasına yatırılır. - Halkın şirkete ortak olmasını sağlamak için "izahname" düzenlenir. - Sermaye Piyasası Kurulundan izin alınır. - Hisse senetleri halka sunulur. - Satılamayan hisse senetleri kurucu ortaklar tarfından satın alınarak bedelleri nakit olarak ödenir. - Kurucu ortaklar tarafından kuruluş genel kurulu yapılır. - Şirket, ticaret siciline tescil ettirilir. - Şirket, tescil ettirildikten sonra Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ettirilir. 2.2. İzahname: Şirketin amacı, konusu, esas sermayesinin tutarı, kuruluş genel kurullarının yeri, kurucu ortaklar ve yönetim kurulu üyelerine ne gibi ekonomik çıkarlar sağladığı vb. konuların açıklandığı bir belgedir. Tedrici kuruluşun muhasebeleştirilmesi de ani kuruluşta olduğu gibidir. Farklı olan hisse senetlerinin satışı süresince bastırılan hisse senetleri, geçici hesap olan "NAZIM HESAPLAR"da takip edilir. Satış işlemi bittikten sonra "NAZIM HESAPLAR" kapatılır. ANONİM ŞİRKETLERİN MUHASEBESİ 1. Anonim Şirketlerde Sermaye Taahhüdü: Anonim şirketlerde en az sermaye sınırı 50.000 TL'dir. Anonim şirket kurabilmek için kurucu ortakların en az 50.000 TL sermaye taahüdünde bulunmaları zorunludur. Bu tutarın altındaki tutarlarla şirket kurulamaz. Anonim şirketlerin ani kuruluşunda sermayenin tamamı kurucu ortaklar tarafından taahhüt edilir. Anonim şirketlerin tedrici kuruluşunda ise kurucu ortaklar sermayenin 1/10’unu taahhüt etmek zorundadır. Sermayenin kalanı ise halka arz edilir. Anonim şirketlerin kuruluş işlemlerinin muhasebeleştirilmesinde bütün şirketlerde olduğu gibi önce taahhüt kaydı yapılır.Anonim şirketlerde taahhüt kaydı şöyle yapılır: "501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HESABI" borçlandırılır, "500 SERMAYE HESABI" alacaklandırılır. 2. Sermaye Taahhüdünün Yerine Getirilmesi: Kurucu ortaklar şirket sermayesinin 1/10 temsil eden hisseleri satın alarak bedellerini şirketin bankada açtırılan hesabına yatırır. Sermaye olarak nakit para konulabileceği gibi kıymetli evrak ve menkul şeyler, gayrimenkuller, ticari işletmeler, her çeşit mal, emtia, makine vs.iktisadi değeri olan sair haklar da konabilir. Paradan başka sermaye olarak konan her türlü hak ve malların değeri mahkemece atanacak bilirkişi tarafından tespit edilir. Anonim şirketlerde sermaye taahhüdünün yerine getirilmesi kaydı şöyle yapılır: "501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HESABI" alacaklandırılır, sermaye olarak konulan unsur ile ilgili hesap borçlandırlır. 3. Kuruluş Gideri: Anonim şirketlerde kuruluş sırasında yapılan giderler "262 KURULUŞ VE ÖRĞÜTLENME GİDERLERİ HESABI"nda takip edilir. Kuruluş ve örgütlenme giderleri hesabı aktif karekterli bir hesap olduğu için borçlandırılarak açılır. Her yıl eşit tutarlarda amorti edilerek 5 yılda tüketilir. Bilânçonun aktifinde, duran varlıklar içerisinde, maddi olmayan duran varlıklar bölümünde yer alır. 3.1. Kuruluş giderleri şunlardan oluşur: - Etüt giderleri - Proje giderleri - Statü giderleri - Kuruluşla ilgili yolculuk giderleri - Kuruluş sırasında avukat, danışman gibi kişilere ödenen ücretler - Kuruluş sırasında ödenen noter, harç ve ilan giderleri - Halka açık anonim şirketlerin hisse senetlerinin halka satışı sırasındaki giderleri, baskı ve ilan giderleri Örnek 1: (ani kuruluş) HG Anonim Şirketi 5 kurucu ortak tarafından 01.01.2009 tarihinde ani biçimde kurulmuştur. Ana sözleşmeye göre şirket sermayesi 500.000 TL'dir. Ortakların sermaye payları eşittir. 01.01.2009 tarihinde sermayenin %004’ü ortak A tarafından Rekabet Kurulu adına T.C. Ziraat Bankasına yatırılmıştır. Şirketin kuruluşu sırasında noter ve tescil gideri olarak 3.000 TL ve 540 TL KDV olmak üzere 3.540 TL kurucu ortaklardan ortak B tarafından 05.01.2009 tarihinde ödenmiştir. Ortaklar, sermayenin tamamını ödemeyi taahhüt etmişlerdir. Kurucu ortaklar sermaye taahhütlerini 10.01.2009 tarihinde şöyle ödemişlerdir: Kurucu ortaklardan ortak A 30.000 TL değerinde otomobil ve 70.000 TL değerinde demirbaş vermiştir. Kurucu ortaklardan ortak B 100.000 TL değerinde arsa vermiştir. Diğer kurucu ortaklar, ortak C, ortak D ve ortak E ise sermaye taahhütlerini nakit olarak ödemişlerdir. Cevap: Kuruluş İşlemlerinin Muhasebe Kayıtları şöyle yapılır: Mad. AÇIKLAMA No 1 500.000 500 SERMAYE HS. ortak A 100.000 ortak B 100.000 ortak C 100.000 ortak D 100.000 ortak E 100.000 ....................................01.01.2009...................................... 262 KURULUŞ VE ÖRGÜTLENME GİDERLERİ HS 3 500.000 200 331 ORTAKLARA BORÇLAR HS. ortak A 200 ....................................05.01.2009...................................... 262 KURULUŞ VE ÖRGÜTLENME GİDERLERİ HS 191 İND. KDV HS. 200 3.000 540 331 ORTAKLARA BORÇLAR HS. ortak B 3.540 4 3.540 ....................................10.01.2009...................................... 254 TAŞITLAR HS. 255 DEMİRBAŞLAR HS. 30.000 70.000 501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HESABI(-) ortak A 100.000 5 ALACAK ....................................01.01.2009...................................... 501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HESABI(-) ortak A 100.000 ortak B 100.000 ortak C 100.000 ortak D 100.000 ortak E 100.000 2 BORÇ 100 .000 ....................................10.01.2009...................................... 250 ARAZİ VE ARSALAR HS. 501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HESABI(-) ortak B 100.000 100.000 100 .000 6 ....................................10.01.2009...................................... 100 KASA HS. 300.000 501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HESABI(-) ortak C 100.000 ortak D 100.000 ortak E 100.000 AKTİF 300 .000 HG ANONİM ŞİRKETİ 10.01.2009 TARİHLİ KURULUŞ BİLANÇOSU PASİF I. DÖNEN VARLIKLAR........................................300.540 Kasa .................................300.000 İndirilecek KDV.....................540 III. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR.......3.740 Ortaklara borçlar...................3.740 II. DURAN VARLIKLAR.......................................203.200 Arazi ve arsalar................100.000 Taşıtlar................................30.000 Demirbaşlar.........................70.000 Kuruluş ve örgüt. gider.......3.200 V. ÖZ KAYNAKLAR................................................500.000 Sermaye.................................500.000 A.TOPLAM P.TOPLAM 503.740 IV. UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 503.740 ANONİM ŞİRKETLERİN MUHASEBESİ - örnek 2 Örnek 2: (tedrici kuruluş) HG Anonim Şirketinin 600.000 TL sermaye ile beş kurucu ortak tarafından 05.01.2009 tarihinde tedrici şekilde kurulmasına karar verilmiştir. Şirket sermayesinin, nominal değeri 10 TL olan 60.000 adet hisse senedi temsil edecektir. Bunun için Sermaye Piyasası Kurulu’ndan 10.01.2009 tarihinde izin alınmış ve hisse senetleri bastırılmıştır. 10.01.2009 tarihinde sermayenin %004'ü Rekabet Kurulu adına T.C.Ziraat Bankasına Kurucu ortaklardan ortak A tarafından yatırılmıştır. Hisse senetlerinin basım ve ilanı için 4.000 TL gider, 720 TL KDV, olmak üzere toplam 4.720 TL ortak B tarafından 10.01.2009 tarihinde ödenmiştir. Kurucu ortaklar, hisse senetlerinin 1/10’unu teşkil eden 6.000 adedini 15.01.2009 tarihinde satın almış ve bedellerini bankada şirket adına açtırılan hesaba yatırmışlardır. Kalan 54.000 adet hisse senedinin satışı için banka ile 20.01.2009 tarihinde % 03 komisyon karşılığında anlaşma yapılmıştır. Banka, hisse senetlerinin tamamını satmış, kendi komisyonunu kestikten sonra kalan tutarı 30.01.2009 tarihinde şirketin bankadaki hesabına yatırmıştır. Kurucu ortakların hisseleri şöyledir: Ortak A: 2.000 adet hisse senedi X 10 TL = 20.000 TL Ortak B: 2.000 adet hisse senedi X 10 TL = 20.000 TL Ortak C: 1.000 adet hisse senedi X 10 TL = 10.000 TL Ortak D: 500 adet hisse senedi X 10 TL = 5.000 TL Ortak E: 500 adet hisse senedi X 10 TL = 5.000 TL Cevap: Kuruluş İşlemlerinin Muhasebe Kayıtları şöyle yapılır: Mad. AÇIKLAMA No 1 60.000 500 SERMAYE HS. ortak A 20.000 ortak B 20.000 ortak C 10.000 ortak D 5.000 ortak E 5.000 ....................................10.01.2009...................................... 262 KURULUŞ VE ÖRGÜTLENME GİDERLERİ HS 3 60.000 240 331 ORTAKLARA BORÇLAR HS. ortak A 240 ....................................10.01.2009...................................... 262 KURULUŞ VE ÖRGÜTLENME GİDERLERİ HS 191 İND. KDV HS. 240 4.000 720 331 ORTAKLARA BORÇLAR HS. ortak B 4.720 4 ALACAK ....................................05.01.2009...................................... 501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HESABI(-) ortak A 20.000 ortak B 20.000 ortak C 10.000 ortak D 5.000 ortak E 5.000 2 BORÇ 4.720 ....................................15.01.2009...................................... 102 BANKALAR HS.. 60.000 501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HESABI(-) ortak A 20.000 ortak B 20.000 ortak C 10.000 ortak D 5.000 ortak D 5.000 60 .000 Toplam 60.000 adet hisse senedinden 6.000 adedi kurucu ortaklar tarafından satın alınmıştır. Geriye kalan 54.000 adet hisse senedi halka arz edilmiştir. Satışa sunulan hisse senetleri geçici hesap olan “NAZIM HESAPLAR”da gösterilmek zorundadır. 5 ....................................20.01.2009...................................... 900 BORÇLU NAZIM HESAPLAR Satıştaki hisse senetleri 950 ALACAKLI NAZIM HESAPLAR Satıştaki hisse senetlerinden alacaklılar 540.000 540.000 Halka arz edilen hisse senetlerinin tamamı satılmıştır. 540.000 TL değerindeki hisse senedlerinin alıcılar tarafından satın alınma taahhüt kayıtları şöyle yapılır. Mad. AÇIKLAMA No 6 BORÇ ALACAK ....................................30.01.2009...................................... 501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HESABI(-) 540.000 540.000 500 SERMAYE HS. Banka %03 komisyonunu kestikten sonra kalan tutarı şirketin bankadaki hesabına yatırmıştı. Önce bankanın komisyonunu hesaplayalım: Banka tarafından satışa sunulan hisse senetlerinin tutarı 540.000 TL. 540.000 x %03 = 1.620 TL komisyon tutarı 540.000 -162 = 538.380 TL şirket hesabına yatan tutar Ödenen komisyon gideri kuruluş sırasında ödendiği için "262 KURULUŞ VE ÖRGÜTLENME GİDERLERİ HESABI"nda izlenir. 7 ....................................30.01.2009...................................... 102 BANKALAR HS 262 KURULUŞ VE ÖRGÜTLENME GİDERLERİ HS 538.380 1.620 501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS (-) 540.000 Nazım hesaplar ters kayıt yapılarak kapatılır. 8 ....................................30.01.2009...................................... 950 ALACAKLI NAZIM HESAPLAR Satıştaki hisse senetlerinden alacaklılar 540.000 900 BORÇLU NAZIM HESAPLAR Satıştaki hisse senetleri AKTİF HG ANONİM ŞİRKETİ 30.01.2009 TARİHLİ KURULUŞ BİLANÇOSU 540.000 PASİF I. DÖNEN VARLIKLAR.........................................599.100 Bankalar..................................598.380 İndirilecek KDV.............................720 III. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR.......4.960 Ortaklara borçlar...................4.960 II. DURAN VARLIKLAR............................................5.860 Kuruluş ve örgüt. gider............5.860 V. ÖZ KAYNAKLAR................................................600.000 Sermaye.................................600.000 A.TOPLAM P.TOPLAM 604.960 IV. UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 604.960 ANONİM ŞİRKETLERDE KAR DAĞITIMI 1. Kâr: İşletmenin faaliyet döneminde öz kaynaklarında oluşan artıştır. Kâr, safi kâr, dönem kârı şeklinde de ifade edilir. Kâr dağıtımında yasaların ön gördüğü koşullar yerine getirilir. Yönetim kurulu kârın nasıl dağıtılacağını kanunlara uygun olarak öneri şeklinde hazırlar. Genel kurul bunu kabul eder veya değiştirerek başka şekilde kâr dağıtım kararı alabilir. 2. Kâr Dağıtım Tablosu: yasal yükümlülüklerin, ana sözleşmede belirtilenlerin ve genel kurulda alınan kararların sonucuna bakılarak düzenlenen dönem kârının, nasıl ve nerelere dağıtıldığını gösteren finansal tablodur. Dönem kârı, bilançolarda ve gelir tablosunda yer alır. Dönem kârından ayrılan yedekler ve özellikle kâr paylarının (temettü) hisselere dağıtılmasının nasıl yapıldığı bu tabloda görülmez. Bu nedenlerden dolayı kârın nasıl ve nerelere dağıtıldığı, hangi tür hisselerle hangi payların verildiği ayrıntılı olarak kâr dağıtım tablosunda görülür. Kâr dağıtım tablosu tekdüzen muhasebe ilkelerine uygun olarak ve standart şeklinde düzenlenir. Kâr dağıtım tablosu için >>>>> 3. Kâr Dağıtım Tablosu Düzenleme Kuralları: - "Dönem Kârının Dağıtımı" bölümünde: dönem kârından yapılacak yasal kesintiler ortaklara da kâr payları ile genel kurul kararıyla şirkette bırakılacak kârlar belirtilir. - "Yedeklerden Dağıtım" bölümünde, isteğe dayalı yedeklerden nasıl dağıtım yapılacağı gösteri bölümü uygulamada fazla yer verilmez. - Diğer bölümlerde ise hisse başına düşen kâr ve temettüler bulunmaktadır. Bu da dağıtabilir hisse senedine bölünmesiyle hesaplanır. 4. Mali Kârın Hesaplanması: Anonim şirketler, kurumlar vergisi mükelleftir. Şahıs şirketleri, kârı ortaklarına dağıtır ve her kâr payının vergisini kendisi öder.Anonim şirketlerde ise vergi kâr dağıtılmadan hesaplanır ve şirket tarafından vergi dairesine ödenir. Kurumlar vergisi şirketin faaliyet döneminde elde edilen safi kâr veya mali kâr üzerinden hesaplanır. Şirketin bilançoda gösterilen kârı ile aynı olmayabilir.Mali kâr belirlenirken ;dönem kârından vergi kanunlarına göre vergiden istisna ve muafiyet tutarları indirilir,kanunen kabul edilmeyen giderler bu yolla mali kâra (safi kurum kazancıma ) ulaşılmış olur. Kurumlar vergisinden istisna tutulan kazançlar şunlardır: Kurumların, tam mükellefiyete tabi başka bir kurum sermayesine iştiraklerinden elde ettikleri kazançlar - Kooperatiflerin ortakları için hesapladıkları risturnlar - Portföyünün en az % 25'i hisse senetlerinden oluşan menkul kıymet yatırım fonları (döviz yatırım fonları hariç) ile aynı nitelikteki menkul kıymetler yatırım ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançlar - Üçüncü madde dışında kalan menkul kıymetler yatırım fonları ile menkul kıymetler yatırım ortaklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları - Risk sermayesi yatırım fonları veya ortaklarının kazançları - Emeklilik yatırım fonlarının kazançları - Gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklarının kazançları - Kurumların rüçhan hakkı kuponlarının satışından elde ettikleri kazançları ile anonimşirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibari değerlerinin üzerinde elden çıkarılmasında sağlanan kazançlar - Yurt dışında yapılan inşaat onarma, montaj işleri ve teknik hizmetlerden sağlanan kazançlar - Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve ortaöğretim özel okulları ile bakanlar kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara veya kamu yararına çalışan derneklere bağlı rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlar, Millî Eğitim Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceğiusul ve esaslar çevresinde beş vergilendirme dönemi kurumlarvergisinden muaftır. İstisna, okulların faaliyete geçirdiği vergilendirme döneminden itibaren başlar. Anonim şirketlerin kurumlar vergisinden istisna tutulan iştirak kazançları, risturnlar ile yatırım fon ve ortaklarının portföy işletmecilik kazançlarının elde edilmeleri sırasında yapılan giderler, kanunen kabul edilmeyen gider kabul edilmiştir.(KVK madde 8) bu giderler kurumlar vergisi hesaplanırken bilanço kârına ilave edilir. 5. Kurumlar vergisi matrahı bulunurken bilanço kârına ilave edilecek giderler (vergi açısından kanunen kabul edilmeyen giderler) şunlardır: - Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler (KVK, madde 15/1) - Örtülü sermeye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler (KVK, madde 15/2) - Sermaye şirketlerince dağıtılan örtülü kazançlar (KVK, madde 15/3) - Her ne şekilde olursa olsun ayrılan ihtiyat akçeleri (KVK, madde 15/4 - Dar mükellefiyete tabi kurumlara özgü bazı giderler (KVK, madde 15/5) - Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları,gecikme zamları ve faizleri(KVK, madde 15/6) - Kanunlara ve kanunların verdiği yetkiye dayanılarak tespit edilen hallar saklı kalmak üzere, menkul kıymetlerin itibari değerlerinin altında satışından doğan zararlar ile ödenen komisyonlar ve benzeri her türlü giderler (KVK, madde 15/9) - Vergi Usul Kanunu’na göre ödenen gecikme faizleri (KVK, madde 15/10) - Her türlü alkol ve alkolü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin %50’si (90/1081 sayılı bakanlar kurulu kararı ile (0) sıfır) (KVK, madde 15/1) - Yat, kotra,tekne sürat teknesi gibi motorlu deniz,uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları (KVK, madde 15/12) - Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’na bağlı, (1), (2) ve (4) sayılı tarifelerde yer alan taşıtlardan alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamları (MTVK, madde 14) - Sosyal Sigortalar Kurumuna ödenmeyen SSK primleri (506 sayılı kanunu madde 80) - Hırsızlık olaylarından kaynaklanan kayıplar - Kanunu sınırların üzerinde yapılan bağış ve yardımlarla gerekli şartları taşımayan her türlü giderler 6. Mali Kârın Vergilendirilmesi: Mali kâr üzerinden % 20 kurumlar vergisi hesaplanır. "Kurumlar Vergi Beyannamesi" hesap döneminin kapandığı ayı izleyen nisan ayının 15. gününe kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir. Beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen kurumlar vergisi de nisan ayı sonuna kadar ödenir. Kurumlar vergisi mükellefleri, kâr dağıtım kararı aldıktan sonra, dağıtılacak kâr üzerinden ayrıca gelir vergisi hesaplayarak muhtasar beyanname ile beyan edip öderler.kâr dağıtım kararı olmadan gelir vergisi stopajı yapılmaz. Gelir vergisi stopaj oranı anonim şirketlerde % 15 ‘tir. Örnek 1: HG Anonim Şirketinin 2008 yılı dönem kârı 80.000 TL‘dir. Şirketin gelirleri arasında 5.000 TL iştirak kazancı istisnası, ayrıca 1.000 TL de kabul edilmeyen gideri vardır. Dönem kârı.......................................... 80.000 TL İstisnalar (-)...................................... (5.000 TL) (iştirak kazancı) İlaveler (+).......................................... 1.000 TL (Kanunen Kabul edilmeyen giderler) ______________ Kurumlar vergisi matrahı.............76.000 TL 76.000 TL x 0, 20 = 15.200 TL kurumlar vergisi Örnek 2: HG Anonim Şirketinin 2007 yılı dönem kârı 40.000TL olup bunun 20.000 TL ‘si iştirak kazancıdır. Şirketin 10. 000 TL yatırım indirimi bulunmaktadır. Kanunen kabul edilmeyen gideri yoktur. Dönem kârı.......................................40.000 TL İstisnalar (-)...................................... (5.000 TL) (iştirak kazancı) İndirimler (-).....................................(10.000 TL) (yatırım indirimi) ______________ Kurumlar vergisi matrahı.................25.000 TL 25.000 TL x 0, 20 = 5.000 TL kurumlar vergisi ANONİM ŞİRKETLERDE KAR DAĞITIMI VE MUHASEBE KAYITLARI 1. Kâr dağıtım işlemleri ve muhasebe kayıtları: Anonim şirketler, bütün sermaye şirketleri gibi kâr dağıtımı yapmadan önce yedeklerini hesaplar ve ayırır. Yedekler özelliklerine göre yasal yedekler ve isteğe bağlı yedekler olmak üzere iki grupta toplanır. 2. Yasal yedekler: TTK’ye göre dönem kârından ayrılan yedek akçelerdir. Yasal yedekler, I. Tertip ve II. Tertip yedek akçe olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 2.1. I.Tertip yedek akçe: Her yıl safi kârın % 5 i I.tertip yedek akçe olarak ayrılır.Safi kâr, dönem kârdan varsa geçmiş yıllara ait zararlar düşülerek bulunur. I. tertip yedek akçe, ödenmiş sermayenin beşte biri (1/5) buluncaya kadar ayrılır. Ödenmiş sermayenin beşte birini bulduktan sonra I. tertip yedek akçe ayrılması bir zorunluluk olmaktan çıkar. 2.2. II. Tertip yedek akçe: Kurumlar vergisi, 1.tertip yedek akçe ve 1. temettü şirketin dönem kârından ayrıldıktan sonra ortaklara ve kâra iştirak eden diğer kimselere dağıtılması kararlaştırılmış olan kısmın %10'u 2. tertip yedek akçe olarak ayrılır. 2. tertip yedek akçenin ayrılması, kârın dağıtılmasına bağlıdır. Eğer şirket kârı dağıtmıyorsa, 2. tertip yedek akçe ayrılmaz. 3. İsteğe Bağlı Yedekler: İsteğe bağlı olarak yönetim kurulunun teklifi ve genel kurul kararı ile ayrılabilecek yedek akçelerdir. Anonim şirketlerin kâr dağıtımı, özellikle gelir vergisi stopajı bakımından kapalı ve halka açık anonim şirketlerde farlılık göstermektedir. 4. Aile Anonim Şirketlerinde Kâr Dağıtımı ve Muhasebe Kayıtları: Örnek: HG Anonim Şirketi bir aile şirketi olup 2008 dönem kârı 100.000 TL’dir. Yönetim kurulunun 31.12.2008 tarihli kâr dağıtımı kararı bulunmaktadır. Şirketinin sermayesi 100.000 adet hisseden oluşmaktadır. Şirketin ödenmiş sermayesi 500.000 TL’dir. Şirket kârının tamamı ticari kâr olup ilaveler ve indirimler yoktur. Ortaklara kâr ödenmesi 10.01.2009 tarihinde yapılacaktır. Şirketin şimdiye kadar ayırdığı 1. tertip yedek akçe tutarı 70.000TL’dir. Cevap: Kurumlar vergi matrahının hesaplanması aşağıdaki şekilde olur: Dönem karı....................................................100.000 TL İndirimler (-).................................................-------İlaveler (+).....................................................-------Mali kâr (kurumlar vergisi matrahı)......100.000 TL Kurumlar vergisi......... 100.000 x 0, 20 = 20.000TL I. Tertip Yedek Akçe Hesaplanması: Ödenmiş sermaye................................... 500.000 TL 1. tertip yedek akçe ayırma sınırı...... 500.000/5= 100.000 TL’dir. Şirket 31.12.2008 tarihine kadar 70.000 TL I. tertip yedek akçe ayrıldığına göre: 100.000 - 70.000 = 30.000 TL daha I. tertip yedek akçe ayırma zorunluluğu vardır. Bu dönem I.tertip yedek akçe tutarı ise şöyledir: Dönem kârı 100.000 x %5 = 5.000 TL I.Temettü Hesaplaması: Anonm şirketler ayrıca ödenmiş sermayenin %5’i kadar da I.temettü ayırmak zorundadır. I.temettü: 500.000 x %5 =25.000 TL’dir II. Tertip Yedek Akçe Hesaplanması: II. Tertip yedek akçe, dönem kârından, kurumlar vergisi ve I.tertip yedek akçe ile I.temettü düşüldükten sonra kalan kârın % 10’u kadar ayrılır. Buna göre: Dönem karı....................................................................100.000 TL Kesintiler toplamı..................................................... (50.000 TL) Kurumlar vergisi (-)............. 20.000 TL I.tertip yedek akçe (-)......... 5.000 TL Ortaklara I. temettü (-).... 25.000 TL II. Tertip yedek akçe matrahı................................. 50,000 TL II.Tertip yedek akçe..................... 50.000 x %10 = 5.000 TL II.Temettü Hesaplanması: II.temettü hesaplanması, II.tertip yedek akçe matrahından II.tertip yedek akçe çıkârılarak bulunur. II.temettü.......................................50.000 – 5.000 = 45.000 TL Gelir Vergisi Stopajının Hesaplanması: I. temettü.................................................................... 25.000 TL II.temettü....................................................................45.000 TL Gelir vergisi stopajı matrahı..25.000 + 45.000 =70.000 TL Gelir vergisi stopajı...............70.000 TL x %15 = 10.500 TL Hisse başına temüttünün hesaplanması şöyledir: Hisse başına temüttü = (I.temüttü + II.temüttü) / Hisse senedi sayısı Hisse başına temüttü = (25.000 + 45.000) / 100.000 = 0.7 TL Hisse senedinin değeri = 500.000 / 100.000 = 5 TL Hisse başına düşen temettü yüzdesi = Hisse başına temettü tutarı / Hisse senedi değeri Hisse başına düşen temettü yüzdesi = 0, 7 / 5 = %14 HG ANONİM ŞİRKETİ KAR DAĞITIM TABLOSU A.DÖNEM KÂRININ DAĞITIMI 1. DÖNEM KÂRI.............................................................................................................................................. 100.000 2.ÖDENECEK VERGİ VE YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER (-).......................................................................(20.000) - Kurumlar vergisi......................................................................... 20.000 DÖNEM NET KÂRI........................................................................................................................................ 80.000 3. GEÇMİŞ DÖNEM ZARARI (-).................................................................................................................. ------4. I. TERTİP YASAL YEDEK AKÇE (-)........................................................................................................ (5.000) 5. İŞLETMEDE BIRAKILMASI VE TASARRUFU ZORUNLU YASAL FONLAR (-).......................... ------DAĞITABİLİR NET DÖNEM KÂRI......................................................................................................... 75.000 6. ORTAKLARA BİRİNCİ TEMETTÜ (-)................................................................................................... (25.000) KALAN KÂR..................................................................................................................................................... 50.000 7. PERSONEL TEMETTÜ (-)......................................................................................................................... ------8. YÖNETİM KURULUNA TEMETTÜ (-)................................................................................................... ------9. ORTAKLARA İKİNCİ TEMETTÜ............................................................................................................ (45.000) 10. II. TERTİP YASAL YEDEK AKÇE(-)...................................................................................................... (5.000) B.YEDEKLERDEN DAĞITIM..................................................................................................................... -------C. HİSSE BAŞINA TEMETTÜ - Hisse başına temettü tutarı......................................................................................................................... 0,7 - Hisse başına temettü yüzdesi ..................................................................................................................... %14 Kâr dağıtımının muhasebe kayıtları: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ....................................31.12.2008...................................... 691-DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI HESABI 20.000 370- DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASALYÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI HS. Kurumlar Vergisi 2 20.000 ....................................31.12.2008...................................... 690-DÖNEM KÂRI VEYA ZARARI HS 100.000 691- DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI HS. 692-DÖNEM NET KÂRI VEYA ZARARI HS. 3 ALACAK 20.000 80.000 ....................................31.12.2008...................................... 692-DÖNEM NET KÂRI VEYA ZARARI HS. 80.000 80.000 590-DÖNEM NET KÂRI HESABI 2009 yılında yapılması gerekli kayıtlar şöyledir: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ....................................01.01.2009...................................... 590-DÖNEM NET KÂRIHESABI 80.000 570-GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI HESABI 80.000 Ortaklara ödenecek kâr payının tahakkuk kaydının yapılması şöyledir: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ....................................10.01.2009...................................... 570-GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI HESABI 331-ORTAKLARA BORÇLAR HS 1. Temettü 25.000 2. Temettü 45.000 80.000 70.000 540-YASAL YEDEKLER 1. Tertip yedek akçe 5.000 2. Tertip yedek akçe 5.000 10.000 Ortaklara kâr payı ödendiğinde aşağıdaki kayıt yapılır: 2 ....................................10.01.2009...................................... 331-ORTAKLARA BORÇLAR HS 1. Temettü 25.000 2. Temettü 45.000 70.000 100-KASA HESABI 360-ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR HS. Gelir vergisi stopajı 59.500 10.500 Gelir vergisi stopajının muhtasar beyanname ile ödenmesi gerekir. Ödeme kaydı şöyle yapılır: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ....................................25.01.2009...................................... 360-ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR HS. Gelir vergisi stopajı 10.500 100-KASA HESABI 10.500 Kurumlar vergisinin tahakkuk ettirilip ödenmesi halinde yapılması gerekli yevmiye kaydı aşağıdaki gibi yapılır: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ....................................15.04.2009...................................... 370- DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASALYÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI HS. Kurumlar vergisi 20.000 360-ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR HS. Kurumlar vergisi 2 ALACAK 20.000 ....................................15.04.2009...................................... 360-ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR HS. Kurumlar vergisi 100-KASA HESABI 20.000 20.000 ANONİM ŞİRKETLERDE KAR DAĞITIMI VE MUHASEBE KAYITLARI - Halka Açık A.Ş. Kar Dağıtımı ve Kayıtları Halka Açık Anonim Şirketlerde Kâr Dağitimi Ve Muhasebe Kayıtları: Halka açık anonim şirketlerin kâr dağıtımına ait ilkelere TTK yanında SPK’de (sermaye piyasası kurulu) tespit etmektedir. SPK'ye göre halka açık anonim şirketlerde, 1.temettü tutarı, dağıtılabilir kârın en az %50'sinden az olamaz ve şirket ana sözleşmesinde birinci temettü oranının gösterilmesi zorunludur. Ayrılması gereken yedek akçeler ve 1. temettü ayrılmadıkça kâr ertesi yıla devredilemez, başka yedek akçe ayrılamaz. Örnek: Halka açık HG Anonim Şirketinin sermayesi 200.000 TL olup tamamı ödenmiştir. Sermaye nominal değeri 2 TL olan 100.000 adet hisse senedinden oluşmaktadır. Şirketin 2008 yılı dönem kârı 80.000 TL’dir. Dönem kârından yapılacak indirim ve ilaveler yoktur. Şirketin ödediği geçici vergi 15.800 TL’dir. Şirket genel kurulu, yasal kesintilerden sonra kalan kârın tamamının dağıtımına 31.12.2008 tarihinde karar vermiştir. Şirketin şimdiye kadar ayırdığı 1.tertip yedek akçe tutarı 3.000.000 TL'dir. Şirket genel kurulu, 31.12.2008 tarihinde dönem kârından yasal kesintiler yapıldıktan sonra kalanın dağıtımına ilişkin dönem sonu finansal tablolarını onaylamıştır. Cevap: Kurumlar vergi matrahının hesaplanması aşağıdaki şekilde olur: Dönem karı.....................................................80.000 TL Mali kâr (kurumlar vergisi matrahı).........80.000 TL Kurumlar vergisi............80.000 x 0, 20 = 16.000TL 1.Tertip Yedek Akçenin Hesaplanması: 1.tertip yedek akçe........... 80.000 x %5 = 4.000 TL Ortaklara 1. Temettünün Hesaplanması: Dönem kârı................................................... 80.000 TL Kurumlar vergisi(-) .................................. (16.000 TL) 1.tertip yedek akçe(-)................................ (4.000 TL) Dağıtılabilir kâr.......................................... 50.000 TL 1.temettü........................ 50.000 x %50 = 25.000 TL Sermaye Piyasası Kanunu göre 1.temettü tutarı, dağıtılabilir kârın %50’ si olarak dikkate alınmıştır. 2. Tertip Yedek Akçenin Hesaplanması: Dönem kârı................................................... 80.000 TL Kurumlar vergisi(-) ....................................(16.000 TL) 1.tertip yedek akçe(-)................................. (4.000 TL) 1.temettü(-)..................................................(25.000 TL) 2.tertip yedek akçe matrahı .................... 35.000 TL 2.tertip yedek akçe..........35.000 x %10 = 3.500 TL Ortaklara 2. Temettün Hesaplaması: Dönem kârı.....................................................80.000 TL Kurumlar vergisi(-)..................................... (16.000 TL) 1.tertip yedek akçe(-)................................. (4.000 TL) 1.temettü(-)...................................................(25.000 TL) 2.tertip yedek akçe(-)................................. (3.500 TL) 2.temettü....................................................... 31.500 TL Gelir Vergisi Stopajının Hesaplanması: 1.temettü ........................................................25.000 TL 2.temettü ........................................................31.500 TL Gelir vergisi stopajı matrahı......................56.500 TL Gelir vergisi stopajı.........56.500 x %10 = 5.650 TL Hisse başına temüttünün hesaplanması şöyledir: Hisse başına temüttü = (I.temüttü + II.temüttü) / Hisse senedi sayısı Hisse başına temüttü = (25.000 + 31.500) / 100.000 = 0.565 TL Hisse senedinin değeri = 200.000 / 100.000 = 2 TL Hisse başına düşen temettü yüzdesi = Hisse başına temettü tutarı / Hisse senedi değeri Hisse başına düşen temettü yüzdesi = 0,565 / 2 = %2825 HG ANONİM ŞİRKETİ KAR DAĞITIM TABLOSU A.DÖNEM KÂRININ DAĞITIMI 1. DÖNEM KÂRI.............................................................................................................................................. 80.000 2.ÖDENECEK VERGİ VE YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER (-).......................................................................(16.000) - Kurumlar vergisi......................................................................... 16.000 DÖNEM NET KÂRI........................................................................................................................................ 64.000 3. GEÇMİŞ DÖNEM ZARARI (-).................................................................................................................. ------4. I. TERTİP YASAL YEDEK AKÇE (-)........................................................................................................ (4.000) 5. İŞLETMEDE BIRAKILMASI VE TASARRUFU ZORUNLU YASAL FONLAR (-)........................... ------DAĞITABİLİR NET DÖNEM KÂRI......................................................................................................... 60.000 6. ORTAKLARA BİRİNCİ TEMETTÜ (-)................................................................................................... (25.000) KALAN KÂR..................................................................................................................................................... 35.000 7. PERSONEL TEMETTÜ (-)......................................................................................................................... ------8. YÖNETİM KURULUNA TEMETTÜ (-)................................................................................................... ------9. ORTAKLARA İKİNCİ TEMETTÜ............................................................................................................ (31.500) 10. II. TERTİP YASAL YEDEK AKÇE(-)...................................................................................................... (3.500) B.YEDEKLERDEN DAĞITIM..................................................................................................................... -------C. HİSSE BAŞINA TEMETTÜ - Hisse başına temettü tutarı......................................................................................................................... 0,565 - Hisse başına temettü yüzdesi ..................................................................................................................... %2825 Kâr dağıtımının muhasebe kayıtları: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ....................................31.12.2008...................................... 691-DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI HESABI 16.000 370- DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASALYÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI HS. Kurumlar Vergisi 2 ALACAK 16.000 ....................................31.12.2008...................................... 80.000 690-DÖNEM KÂRI VEYA ZARARI HS 691- DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI HS. 692-DÖNEM NET KÂRI VEYA ZARARI HS. 3 16.000 64.000 ....................................31.12.2008...................................... 692-DÖNEM NET KÂRI VEYA ZARARI HS. 64.000 64.000 590-DÖNEM NET KÂRI HESABI 2009 yılında yapılması gerekli kayıtlar şöyledir: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ....................................01.01.2009...................................... 590-DÖNEM NET KÂRIHESABI 64.000 570-GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI HESABI 64.000 Ortaklara ödenecek kâr payının tahakkuk kaydının yapılması şöyledir: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ....................................10.01.2009...................................... 570-GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI HESABI 64.000 56.500 331-ORTAKLARA BORÇLAR HS 1. Temettü 25.000 2. Temettü 31.500 540-YASAL YEDEKLER 1. Tertip yedek akçe 4.000 2. Tertip yedek akçe 3.500 7.500 Ortaklara kâr payı ödendiğinde aşağıdaki kayıt yapılır: 2 ....................................10.01.2009...................................... 331-ORTAKLARA BORÇLAR HS 1. Temettü 25.000 2. Temettü 45.000 100-KASA HESABI 360-ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR HS. 56.500 50.850 5.650 Gelir vergisi stopajı Gelir vergisi stopajının muhtasar beyanname ile ödenmesi gerekir. Ödeme kaydı şöyle yapılır: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ALACAK ....................................25.01.2009...................................... 360-ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR HS. Gelir vergisi stopajı 5.650 100-KASA HESABI 5.650 Kurumlar vergisinin tahakkuk ettirilip ödenmesi halinde yapılması gerekli yevmiye kaydı aşağıdaki gibi yapılır: Mad. AÇIKLAMA No 1 BORÇ ....................................15.04.2009...................................... 370- DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASALYÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI HS. Kurumlar vergisi 16.000 360-ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR HS. Kurumlar vergisi 2 ALACAK 16.000 ....................................15.04.2009...................................... 360-ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR HS. Kurumlar vergisi 100-KASA HESABI 16.000 16.000