ama, bu artışı bir yerde frenlememiz lazımdı ve şunu

advertisement
T.B.M.M.
23 . 12 . 1993
B : 53
O :1
denilebilir; ama, bu artışı bir yerde frenlememiz lazımdı ve şunu söyleyeyim: Hiçbir zaman,
getirdiğimiz vergi kanunlarıyla bu işi çözemeyeceğiz; çünkü, bu getirdiğimiz vergi paketiyle;
aslında, yakalanmış olan, vergi vermeye mahkûm olan insandan biraz daha fazla alacağız, al­
mak isteyeceğiz; bu, çeşitli problemleri de beraberinde getirecek,
Değerli arkadaşlar, burada, vergi gelirlerinde bu yılkı artışın yüzde 94.2 gibi görünmesini,
biraz, gerçekçi bulmuyoruz ve bu noktaya getirilmesinin de mümkün olmadığını söylüyorum.
Sebebi, her ne kadar, kâğıt üzerinde bu rakam tutturulabilir; "işte, bu vergi kanunlarıyla özel
Tüketim Vergisini (ÖTV) getiriyoruz, işte, Katma Değer Vergisi de (KDV) artırdık, gelecek sene
oniki ay etkisini gösterecek; yüzde 12'yi 15'e çıkardık, yüzde 6'yı 8'e çıkardık, yüzde 20'yi de
23'e çıkardık; dolayısıyla, bu vergi gelirlerini yakalarız" denilebilir; ama, o, gerçekleşmesi fev­
kalade zor olan bir hedef olacak. Çünkü, KDV'nin bu şekilde artması, dar gelirli insanın, bu­
na bir yerde tepki koymasını ortaya çıkaracak ve pazarlık başlayacak; yani, alışverişini yaptığı
yerde pazarlığını yapacaktır, "fış, fatura istemiyorum, bu KDV'yi ödemeyeyim, onun için, bu
kadar fiyattan in" diyecektir. Bu konuda gerçekçi olmak laztm. Benim iddiam hep o olmuştur;
bizim dönemimizde de bir defa artışa karşı çıktım; o zaman yüzde 10'dan yüzde 12'ye çıkarıl­
mıştır; bizim dönemimizde de yanlış olmuştur. Aslında, radikal tedbirler alıp, şu anda yüzde
15 olanı 8'e çekebilmek lazım, tki yıl yüzde 8'de tutabilsek ve eşitlemiş olsak bütün KDV'yi,
ekonomiyi çok daha süratle ve kolaylıkla kayda alırız.
Ekonomi kayda girdikten sonra, onu, normal, AT ülkelerinin seviyesine çıkarmak, belli
bir program içinde olur; yani, her yıl birer ikişer puan artırırsınız, AT'nin seviyesine çıkarırsı­
nız; ama, bugün, biri 8, biri 15, öteki 23 oranlarıyla ekonomiyi kayda almak mümkün değildir.
Şimdi, Sayın Maliye Bakanı da gelir, burada "canım, biz bunu yapacağız" der; der de, olma­
yacağını söylüyorum.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, bu bütçeyle belirli hedefler buraya getirildi ve "biz bunu
gerçekleştireceğiz" dendi. Geçen sene de böyle söylendi, evvelki sene de böyle söylendi. Bu
hedefler nelerdi? "Biz, enflasyonu düşüreceğiz" dediler; ama düşmedi. Düşürmeleri de müm­
kün değil. Bu bütçede düşürücü bir etkisi olmayacak, bilakis, artıracak ve bu yılki enflasyonu
gelecek sene arar duruma sokacak.
Bu durum, dış ticaret açığını da kötü yönde etkiliyor. Gördünüz, dış ticaret açığı, 1980
yılı hariç, en kötü bir duruma geldi. Nedir o?.. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 50'ye
geriledi. Bir tek 1980'de böyle bozukluk vardır, ondan sonraki yıllarda hep yüzde 60'lara gel­
miştir, yüzde 80'lere gelmiştir, yüzde 70'lerde dolaşmıştır; ama yüzde 50'ye inmemiştir. Bu dış
ticaret açığını da, maalesef, burada öngörülen biçimde tutmamız mümkün olmayacak.
ödemeler dengesi açığı fevkalade kötü bir hal almıştır. Bildiğiniz gibi, 1988'den sonra öde­
meler dengesi -bir yıl hariç- hep pozitif sonuç verirdi -1991 senesi de pozitif sonuç verdi- ama,
1992, 1993 kötü ve 1993 yılı, 1992 yılını katlayan bir biçimde kötü bir gelişme gösterdi, tç borç­
lar çığ gibi büyüdü, tç borçlar dolara çevrildiğinde, iki yıl içerisinde, 18 milyar dolar borçlan­
mışız, 12 milyar dolar da dış borç almışız, bunların toplamı 30 milyar dolar ediyor. 30 milyar
doları ikiye böldüğümüz zaman her yıl ortalama 15 milyar dolarlık borç artışı var, bu da, bu
bütçeyle ve bu gayri safi millî hâsılayla taşınabilen bir yük olmuyor. Yani, burada da bir sinyal
var. Bu sinyal, bize dış malî piyasalarda itibarımızı azaltacak istikamettedir. Buna fevkalade
dikkat etmemiz lazım.
Bence, bu vergi paketiyle böyle hiç uğraşmaya gerek yok. Çünkü, vergi tabanını genişlet­
miyor, bilakis, vergi tabanını daraltıyor ve yakalanmış olan insanın üzerine gidiliyor. Daha ra­
dikal ve bu meseleleri üç dört yılda çözebilecek bir programla gelmemiz lazım.
— 417 —
Download