I.Dünya Savaşında İtilaf Devletleri yenilen devletlere dikte ettirdikleri tek taraflı barış antlaşmalarına karşı çıkan ilk millet Türkler olmuştur.Bu karşı koyuşun ilk zaferi Doğu Cephesi’nde gerçekleştirilmiştir. Osmanlı Devleti 1918 Brest-Litowsk Antlaşmasıyla 1878’de kaybettiği Batum,Kars ve Ardahan’ı Ruslardan geri almıştı. Hatta Türk Ordusu nisan-temmuz 1918 arasında Batum’dan Bakü’ye kadar olan yerlere de girmişti. Fakat bu topraklar uzun süre elde tutulamadı.Mondros Ateşkes Antlaşması’nın öngördüğü hükümler gereğince Türk kuvvetleri 1914 sınırlarına çekilmek zorunda kaldı. Daha sonra I.Dünya Savaşı sürerken Rusya’da 1917 Bolşevik İhtilali yaşanmış Rusya savaştan ayrılmış ve bu süreçte Kafkaslar Rus egemenliğinden kurtulmuştu. Ardından bölgede bağımsızlıkları kısa sürecek olan Azerbaycan,Gürcistan ve Ermenistan Devletleri kurulmuştu. Ermeniler, Wilson İlkelerini kendi çıkarları doğrultusunda yorumlayarak Doğu Anadolu’nun kendilerine ait olduğu iddiasını kanıtlamak için Ermeni nüfusunu bu bölgede daha çok olduğunu dünya kamuoyuna inandırmaya çalıştırdılar. İtilaf Devletleri Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra toplanan Paris Barış Konferansına Ermeni temsilcilerini de çağırdılar.Bu durum Ermenilerin Büyük Ermenistan hayalini gerçekleştirme ümidini artırdı ve neredeyse Doğu Anadolu’nun tamamını istemeye başladılar. Ancak ABD başkanı Wilson’un Doğu Anadolu’ya gönderdiği General Harbord ve heyeti hazırladıkları raporda Ermeni iddialarının asılsızlığını ortaya koydular. Harbord raporuna rağmen Doğu Anadolu ve Kafkasları kendi nüfuz bölgesine dahil etmek isteyen İngiltere Ermenilere destek verdi.İtilaf devletlerinin de onayını alan İngilizler, Sevr Antlaşmasına Ermeni Devletine öngören bir madde koydurttu. Bu durumda Doğu Anadolu özellikle Kafkasya’dan gelen Ermenilerin tehdidi altına girdi.Ermeniler Doğu Anadolu’yu ele geçirmek için harekete geçtiler.Van,Bitlis,Erzurum,Kars ve Nahcivan’a saldırdılar. Gümrü Iğdır ve Oltu’ya kadar ilerlediler.Sivil halka zulüm ve katliam yaptılar. Bütün bu gelişmeler sırasında temsil heyeti başkanı Mustafa Kemal ve 15.Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa Ermeni saldırılarını önlemek için gereken tedbirleri alıyorlardı. Kazım Karabekir komutasındaki Türk Ordusu,Ermenilere karşı 28 Eylül 1920’de taarruza geçti.Türk Ordusu 29 Eylül’de Sarıkamış,30 Ekim’de Kars, 7 Kasım’da Gümrü’yü ele geçirdi. Direnemeyeceklerini anlayan Ermeniler barış istediler.Bundan sonraki gelişmeler Kazım Karabekir tarafından kaleme alınan İstiklal Harbimiz adlı eserinde şöyle anlatılmaktadır. ‘’Ermeni heyeti ile Gümrü Antlaşmasını görüşmeye başladık.27 Kasım’da Ermenilere Sevr Antlaşmasındaki imzalarını geri aldırdı.Bu günü bu uğursuz antlaşmanın yırtıldığı gün olarak kutladık.Bu olayı Ankara’ya müjdeledim 2-3 Aralık gecesi Gümrü Antlaşmasını imzaladık.Antlaşma şartı olarak Ankara’nın istediği gibi 2 bin tüfek,3 batarya,12 dağ topu,40 makineli tüfeği Ermenilerden aldım.Doğu Cephesi’nin ilk armağanı olarak Batı cephesine ulaştırılmak üzere yola çıkardım.’’ Büyük Millet Meclisi’nin uluslararası alanda kazandığı ilk askeri ve siyasi başarı Doğu Cephesinde Ermenilere karşı gerçekleşmiş oldu. Gümrü Antlaşması ile Kars ve çevresi kurtarılmış ve Ermeni Hükümeti Sevr Antlaşmasının geçersiz olduğunu kabul ederek Doğu Anadolu'daki her türlü isteklerinden vazgeçmiştir. Bu antlaşma ile Ermenistan TBMM Hükümetini tanıyan ilk devlet oldu.Ayrıca Misakımilli’yi gerçekleştirme yolunda ilk önemli adım atılmış oldu. (2-3 aralık 1920) Sarıkamış,Kars,Kağızman ve Iğdır Türk Hükümetine bırakılacaktı. TBMM ile Ermenistan arasındaki sınır Çıldır Gölü ve Aras Nehri olacaktı. Ermenistan Hükümeti Sevr Antlaşmasını tanımayacak ve Türkiye’ye karşı hiçbir düşmanca davranışta bulunmayacaktı. Ermeniler’den Türklere karşı silah kullanmamış olanlar Türkiye’ye geri dönebileceklerdi.